Selâmın önemi ve selâmı almak

Benzer belgeler
SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Terceme : Muhammed Şahin

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününün müslümanlar için önemi

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İki secde arasında otururken ellerin durumu nasıl olmalıdır?

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünneti edâ ettikten sonraya ertelemenin hükmü

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Rükû halinde iken secde yerine bakılacağına dâir delil nedir?

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İNSANLARIN RAMAZAN HİLÂLİNİ GÖRMELERİ GEREKİR Mİ?

Tuvâlet ihtiyacını giderirken önünü veya arkasını kıbleye dönmenin hükmü nedir?

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hâmile kadın için haccın hükmü

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Terceme : Muhammed Şahin

Kadir gecesi, her yıl belirli bir gece ile sâbit midir?

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ

MÜSLÜMANLAR İÇİN. Muhammed Salih el-muneccid. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Terceme : Muhammed Şahin. Mevlid-i Nebevî'yi kutlamayı müstehap olarak görenlere reddiye. Muhammed Salih el-muneccid. Tetkik : Ali Rıza Şahin

Abdestte başı mesh etmenin şekli

Bayramları münâsebetiyle kâfirleri kutlamanın hükmü

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Toplu halde duâ etmenin hükmü

Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları. Muhammed b. Salih el-useymîn

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

كيفية الوقاية من الع. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Arafat'ta vakfenin vakti

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

Yeni yılını kutladıkları zaman kâfirlere cevap vermeli midir?

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

Münker ve Nekir'in vasfı konusundaki sahih hadisler

Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Kâfirleri, bayramlarında kutlamanın hükmü تهني ة نلصارى ف أعيادهم. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid

تقلقه الوساوس اخلطرات و ر د أن شع ف صلاته. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Havanın soğuk olması sebebiyle namazları birleştirmenin hükmü

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

Abdestte başın bir kısmını mesh etmek yeterli midir? Muhammed b. Salih el-useymîn

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

هل ي ص ي ب الرجل بالع زوجته جلميلة. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

Terceme : Muhammed Şahin

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Namaz kılan kimse, namazda iki secde arasında nereye bakmalıdır?

Şiddetli soğuk günlerde cünüplükten arınmak için teyemmüm almanın hükmü. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

ON EMİR الوصايا لعرش

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Zilhicce ayının günlerinde getirilen mutlak ve mukayyed tekbir ا كب ا طلق وا قيد أيام ذي ا جة. Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

NİÇİN RAMAZAN ORUCUNU TUTUYORUZ? ملاذا نصوم رمضان اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

Muhammed Salih el-muneccid

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Nevruz Bayramı ve Onu Kutlamanın Hükmü Hakkında Kısa Bilgi

Abdestte başı mesh etmenin şekli

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir?

Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

Cenaze namazının kılınışı

GIDA DEPOSUNDA ÇALIŞAN VE DOMUZ ETİNİ TIRLARA TAŞIMASI İSTENEBİLEN KİMSENİN HÜKMÜ

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

Transkript:

Selâmın önemi ve selâmı almak [ ثريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433

أههية الصالم ورده «باللغة الرتكية» حمهد صالح املنجد ثرمجة: حمهد مصلم شاهني مراجعة: يلع رضا شاهني 202-433

Soru: "Esselâmu aleykum" ve "Ve aleykum selâm" sözlerinin önemini bana bildirir misiniz? Cevap: Hamd, yalnızca Allah'adır. Eskiden beri insanların kendi aralarında devam eden ve birbirlerini selâmladıkları bir gelenekleri vardı. Her tâifenin, kendisini diğer insanlardan ayrı tutan bir selâmlaşma şekli vardı. Nitekim eskiden Araplar: "Hayırlı sabahlar" anlamına gelen "En'im Sabâhan" veya "En'imû Sabâhan" derlerdi. Dolayısıyla sabah lafzıyla birlikte عه ة ة " gelen bolluk içindeki rahat yaşam anlamına ن ع ن /ne'meh" lafzını kullanırlar ve bu lafzı onunla birleştirirlerdi. Sabah, insanın gündüzüne başlayacağı ilk vakit olduğu için bu vakitte bolluk ve hayır elde ederse, o gününün tamamını bu bolluk ve hayırla birlikte geçirmiş olur. 3

İslâm dîni gelince,allah -azze ve celle- bu dînde müslümanlar için kendi aralarında bir esenlik ve şiâr olsun diye onlara selâmı, yani "esselâmu aleykum" lafzını meşrû kılmış ve bunu, onları diğer milletlerden ayıran bir özellik olarak sadece müslümanlara has kılmıştır. Selâmın anlamı;her türlü kötülük ve noksanlıklardan berâet, halâs ve kurtuluştur. Yine selâm;allah -azze ve celle-'nin isimlerinden yüce bir isimdir. Buna göre "esselâmu aleykum" sözü, yani "O, sizi gözetliyor ve size muttali oluyor" demektir. Bundan dolayı bu sözde öğüt vardır. Yine "esselâmu aleykum" sözü, "Allah -azze ve celle-'nin isminin bereketi size nâzil olsun ve üzerinizde hâsıl olsun" anlamını da içerir. İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "el-melik- el-kuddûs, es-selâm olan Allah Teâlâ İslâm ehline (müslümanlara) kendi aralarında 4

selâmlaşmaları için "Selâmun aleykum" lafzını meşrû kılmıştır. Bu selâm, geçmiş ümmetlere âit selâmlarının kimisinde: "Bin yıl yaşayasın" gibi imkânsız ve yalan sözler bulunan,kimisinde:"hayırlı sabahlar" gibi bundan daha kısa anlamlı olan bütün selâmlarından daha evlâdır. Zirâ geçmiş ümmetlerin selâmlarında Allah Teâlâ'dan başkasına yapılmaması gereken secdeyi içeriyordu. Bu sebeple "esselâmu aleykum" diyerek selâm vermek, geçmiş ümmetlerin bütün bu selâmlarından daha evlâ olmuştur.çünkü "esselâmu aleykum" sözü, o olmadan hayat ve kurtuluşun olmadığı selâmeti içerir. Bundan dolayı "esselâmu aleykum" lafzı, her maksat ve gâyeden önce gelen esastır. Kulun hayattaki maksadından iki şey meydana gelir: Birincisi: Kulun şerden selâmette olması. İkincisi: Kulun hayır ve iyiliği elde etmesi. Şerden selâmette olmak, iyilik ve hayrı elde etmekten önce gelir. Dolayısıyla selâm, insanlar arasında bir bağdır." "Bedâiu'l-Fevâid"; s: 44 5

ع ع Diğer taraftan Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- selâmı (insanlar arasında) yaymayı îmândan saymıştır. Nitekim Abdullah b. Ö mer'den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir: ن ع ة ن رج ال ن شأ ن ل ن وش ل ن م : أ ن ي اا ش ع ن الم ص ن اا ن ل ن ي ع ن ن ))أ ن ن ن رش ن ل اا عام ن لعم الل ن ع الص ن الم ن ن ن ن نو ع ن ن ر ع ت ن ن ع ن رأ ن و ن ن ع و ل ن ع م ن ع عر (( [ رواه ن و : sellem-'e: ن ال ن ابلخار ومصلم وأمحد وأب داود والنصايئ وابو خبان ] "Bir adam, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve -İslâm'ın hangi haslet ve amelleri daha hayırlıdır (başkası için çok faydalıdır)? diye sordu. ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu - Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir." Buhârî; hadis no: 2, 28 ve 6236. Müslim; hadis no: 39. Ahmed; hadis no: 2/69. Ebu Davud; hadis no: 5494. Nesâî; hadis no: 8/07. İbn-i Hibbân; hadis no: 505 6

İbn-i Hacer -Allah ona rahmet etsin- (yukarıdaki hadisi şerh ederken) şöyle demiştir: "Kibirlenerek veya yapmacık tavır takınarak selâmı herhangi birisine has kılma! Aksine İslâm'ın şiârına tâzim göstermek ve müslüman kardeşliğini gözönünde bulundurmak sûretiyle selâmı yay!" İbn-i Receb -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu hadiste yemek yedirmeyi ile selâmı yaymayı bir arada zikretmiştir. Çünkü söz ve fiil ile ihsan bir araya gelir ki, bu, ihsanın en kâmil olanıdır. Bu ikisinin, İslâm'ın en hayırlı iki hasleti olması, ancak İslâm'ın diğer farz ve vâcipleri yerine getirildikten sonra olur (farz ve vâcipler yerine getirilmeden bu ikisi İslâm'ın en hayırlı iki hasleti olmaz)." 2 es-senûsî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "Fethu'l-Bârî"; c:, s: 56 2 "Fethu'l-Bârî"; c:, s: 43 7

"Selâmdan murad;insanların birbirleriyle selâmlaşmasıdır.selâm, kalplerde sevgi ve muhabbet tohumlarının yeşermesine vesile olur. Aynı şekilde yemek yedirmek de böyledir. Birbirini seven iki kişi arasında sevgi ve muhabbet bağı zayıf olabilir.selâm ile bu zayıflık ortadan kalkar.belki de birbirine düşman olabilirler. Birbirine selâm vermekle bu düşmanlık dostluğa dönüşür." Kadı İyad -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir: "Bu, mü'minlerin kalplerinin birbirine ısınması için Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den bir teşviktir. Mü'minlerin en fazîletli İslâmî ahlakları birbirleriyle kaynaşıp dostluk kurmaları, birbirleriyle selâmlaşmaları, birbirlerine sevgi ve muhabbet beslemeleri ve bunu kendi aralarında söz ve fiiller uygulamalarıdır. Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellemmü'minleri, birbirlerini sevmeye, birbirlerine muhabbet beslemeye ve buna vesile olan hediyeleşmeye,yemek yedirmeye ve selâmı yaymaya teşvik etmiş, bunların "İkmâlu'l-Muallim; c:, s: 244 8

zıddı olan birbiriyle ilişkiyi kesmek, birbirine sırtını dönmek, birbirinin ayıp ve kusurlarını araştırmak, koğuculuk yapmak (laf taşımak) ve iki yüzlü davranmak gibi davranışlardan da yasaklamıştır. Dostluk ve sevgi, dînin bir farzı, İslâm şeriatının bir rüknü ve müslümanları biraraya getiren bir sistemdir. İnsan, tanıdık olan ve olmayana selâm vermekle ameli, Allah Teâlâ'ya hâlis kılmaktadır. Bu davranışta tanıdık olmayanı bir tarafa bırakarak sadece tanıdık olana yapmacık bir tavır takınmak veya yaranmaya çalışmak yoktur.bunun yanında selâmda alçakgönüllülük ve bu ümmetin bir şiârı olan selâmı yaymak vardır." Bunun içindir ki Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- selâm vermekle sevgi,muhabbet ve kardeşliğin meydana geleceğini açıklamıştır. Nitekim Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunan hadiste, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyrumuştur: "İkmâlu'l-Muallim; c:, s: 276 9

ن ن ن ن ة ع ؤنن ا ة ن خ ت ث ع ن ن ن و ن ال ث ع ؤنن ا ن خ ت ت ن ن اب ي ا أ ن و ن ال أ ن د ل ي ك م ع )) ن ال ث ن ع د ل ن ن ا ل ن ن عل ع ج ه ه ت ن ن اب ن ع ج م ع ع ا الصال ن ن م ب ن ع ن ن ك م ع ن ن ع ء ن ا (( [ رواه مصلم وأمحد : أ ن ن والرتنذ "Îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (tam anlamıyla) îmân etmiş olmazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi göstereyim mi: - Selâmı aranızda yayın." Ö te yandan Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: "Esselâmu aleykum" diyenin mükâfat ve sevabını açıklamıştır. Nitekim Ebu Hureyre'den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir: ن ن ف ن م ع ل ءس وش ل ن م ن وه ص ن اا ن ل ن ي ع ن ن رش ل اا ن ن م ن ر رج ال ن ))أ ن ن ن ن ع ة ن ن ن : ن الم رج ن ر ال ن مر ن م ن ث ن : ن خ ن صن ن ا ءت. ال ن شال ن ة م ن ل ن ي ع ك م ع ال: ن ن ع ون ن ة ع ن ة اا : ن الم رج ن ر ن ن ال ن مر ن م ن. ث : ن خ ن صن ن ة ن ل ن ي ع ك ع م ن و ن رمح ال ن ] Müslim; hadis no: 54. Ahmed; hadis no: 2/39. Tirmizî; hadis no: 253 0

ن ل ن ي ع ك ع م ن و ن رمح ع ن ة اا ن و ن ن ر ن ث ال ن ن ن ن ال ن ن ن خص ن ن ة (( [ رواه النصايئ ف ه ن ن ف األدب املفرد وابو خبان ف صديد ] : ايل م والليلة وابلخار "Bir adam, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- mecliste iken ona uğrayarak: - Selâmun aleykum, dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: - Ona on sevap verildi (veya ona on sevap yazıldı) buyurdu. Sonra başka bir adam uğradı ve: - Selâmun aleykum ve rahmetullah, dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-: - Ona yirmi sevap verildi (veya ona yirmi sevap yazıldı) buyurdu. Sonra başka bir adam uğradı ve: Selâmun aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu, dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:

ة - Ona otuz sevap verildi (veya ona otuz sevap yazıldı) buyurdu." Selâmı almayı (Aleykum selâm diyerek karşılık vermeyi) emretmiş ve bunun müslümanın müslüman kardeşi üzerindeki bir hakkı olduğunu saymıştır. Nitekim Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunan hadiste, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyrumuştur: ن ع س ن ن ال ع ه ع صلم ع ن هر ي : ن رد الص ن الم ن و ي ن ا ن دة ال )) ن خ ي ال ع ه ع صلم ع ن ن ن ااز ن و ن جاب ن ة اا اا ع ن عااس ن و ن ع هيت ال (( [ رواه أمحد وابلخار ن وا ت ب اا ا ل ومصلم والنصايئ ف ه ايل م والليلة وأب داود ] "Müslümanın, (diğer) müslüman üzerindeki hakkı beştir: - Selâmını almak. - Hastayı ziyâret etmek. - Cenâzesine katılmak (iştirak etmek). Nesâî; "Amelu'l-Yevmi ve'l-leyle"; hadis no: 368. Buhârî; "el-edebu'l- Mufred"; hadis no: 586. İbn-i Hibbân; hadis no: 493 2

- Dâvet edenin dâvetine icâbet etmek (çağrısına uymak). - Hapşırınca (Elhamdulillah derse) yerhamukallah (Allah sana merhamet etsin) demek." Hadisin zâhirine bakılacak olursa, buradaki emir vucûbiyetttir. Dolayısıyla selâmı almak vâciptir. Çünkü müslüman, sana selâm vermekle senden emân yani sığınma ve koruma talep etmiş demektir. Senin de buna karşılık bu sığınma ve selâmeti (güveni) ona vermen gerekir. O sana selâm vermekle sanki sana şöyle demek istemiştir: -Sana emân, selâmet ve emniyet veriyorum. Bu sebeple senin de aynı emân ve selâmeti ona vermen gerekir.tâki selâm verenin kendisine ihânet edebileceğini veya kendisiyle alakayı kestiğini (ona dargın olduğunu) zannetmesin ve içine böyle bir his girmesin. Bunun içindir ki Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- birbiriyle dargın olan iki kişi arasındaki dargınlığı selâmın bozacağını haber vermiştir. Ahmed; hadis no: 2/540. Buhârî; hadis no: 240. Müslim; hadis no: 2792. Nesâî; "Ammelu'l-Yevmi ve'l-leyle"; hadis no: 22. Ebu Dâvud; hadis no: 503 3

ن Nitekim Ebu Eyyûb el-ensârî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah - sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ن ن ا ءل ن ع ن ن ن الث يل اه ن ن ج ن ر أ ن ع ن ن ع ي ن ل ع ج ي ن ان ن ي ع عرض )) ال ن ن ي ل ه ع صل ءم أ الص ن الم (( [ نجف لي ] ب ه ن ن ذا ن و ع عرض ه ن ن ذا ن و ن ع ه ن ها اا ن ب ع ن دأ "Müslümanın, diğer bir müslüman kardeşini üç günden fazla terk etmesi (ona dargın kalması), helâl olmaz. Birbirleriyle karşılaştıklarında o yüz çevirir,bu da yüz çevirir. O ikisinin en fazîletlisi, selâmı ilk önce verendir." İşte bunlar, selâmın ve onu almanın önemi hakkındaki kısaca anlatılan şeylerdir. Allah Teâlâ en iyi bilendir. Buhârî; hadis no: 6233. Müslim; hadis no: 2560. Lafız, Müslim'e âittir. 4