XVI. YÜZYILDA ANTAKYA KAZASI NIN DEMOGRAFĐK YAPISI

Benzer belgeler
TARİH BOYUNCA ANADOLU

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

XVI. YÜZYILDA ÖZER TÜRKMENLERİ. THE ÖZER TURKMENS XVI. th OF CENTURY

EBUTAHİR KAZASI NÜFUS VE TOPLUM YAPISI 1834 M (1250 H.) Salih AKYEL 1

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

ŞANLIURFA YI GEZELİM

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

. Uluslararası Akdeniz Karpaz Sempozyumu: Lefkoşa - KKTC

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ahmet Gündüz, Erdinç Gülcü GİRİŞ Asi nehri kıyısında, denizden 440 m. yüksekliğindeki Habîbünneccâr Dağı nın eteklerinde yer alan Antakya nın kuruluş

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

XVI. YÜZYILDA ACLUN ŞEHRİ VE KASABALARININ NÜFUSU * ÖZET

(1983) Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; , 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay..

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

ANTAKYA KAZASI NIN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI ( )

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

Karamürsel, Marmara Bölgesinde İzmir Körfezi nin güneyinde Kocaeli iline bağlı bir ilçedir.

TARİH İNCELEMELERİ DERGİSİ XXIX. CİLT DİZİNİ / INDEX

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Adı Soyadı: Ertan GÖKMEN Doğum Tarihi: 1967 Öğrenim Durumu: Doktora Öğrenim Gördüğü Kurumlar: Öğrenim Durumu Bölüm/Program Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Doç. Dr. Ümit KOÇ (You can see his CV in English on the following pages)

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

TANZİMAT DÖNEMİ NDE AHIRLI KÖYÜNÜN NÜFUS VE EKONOMİK YAPISI POPULATION AND ECONOMIC STRUCTURE OF AHIRLI VILLAGE DURING TANZİMAT PERIODS

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı/Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

İktisat Tarihi I

XIX. Yüzyılda Tarsus un Nüfusu

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3

BALIKESİR KAZASI ( )

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

XVI. Yüzyılda Niğde ve Kırşehir Sancaklarında Mahalle Yapılanması

Doç. Dr. Ömer Faruk TEBER

ULUSLARARASI YILDIRIM BAYEZİD SEMPOZYUMU (23-25 EKİM 2015, BURSA)

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

NO ADI SOYADI AİDATLAR GÖZGÖZ SEFER GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00 2 ERCAN GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00

Yer Esnaf/Dükkan İsim Nefer Aded Arşiv İsmi

SURİYE, FİLİSTİN VE BATI ARABİSTAN ESKİ ESERLERİ. (Yayına Hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Nevzat ARTUÇ)

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE XVI. YÜZYILDA ÇORUMLU KAZASINDA (NEFS-İ ÇORUMLU) TEŞEKKÜL EDEN MAHALLELER

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI BİTİRME ÇALIŞMASI YAZIM KURALLARI

Doktora İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2000

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTESİ/COĞRAFYA BÖLÜMÜ

Çağdaş Tarihçiler ve Tufan Gündüz

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarih Bölümü Ankara Üniversitesi 1997 Yüksek Lisans Tarih (Yakınçağ Tarihi) Ankara Üniversitesi 2000

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Tel: [0 212] Oda no: 315

MANİSA İLİ KIRKAĞAÇ İLÇESİ SARIAĞA MAHALLESİ 16 ADA 5 PARSEL NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ

ÇEVRE İNCELEMESİ ESKİŞEHİR-TEPEBAŞI MUALLA ZEYREK İLKOKULU ÇEVRE İNCELEMESİ. HAZIRLAYAN: Cem ÖNER

Tarih Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans (Sak. Üni. Ort.) Programı Ders İçerikleri

MEMUR SENDİKA AİDATI TEVKİFAT LİSTESİ

Dr. Mehmet DAĞLAR Sakarya Üniversitesi, Tarih, XVI. YÜZYIL SONLARINDA GEDİZ NAHİYESİNDE YERLEŞME VE NÜFUS.

Tarih Öğretmenliği Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Geçmişten Günümüze Giresun da Dini ve Kültürel Hayat Sempozyumu (25-27 EKİM 2013)

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

OSMANLI ARAŞTIRMALARI X

MEHMET ÖZ- YAYINLAR. Makaleler ve Yayınlanmış Bildiriler

ÖZGEÇMİŞ. Öğrenim Durumu Bölüm/Program Üniversite Yıl

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

FIRAT ÜNİVERSİTESİ HARPUT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

T Ü R K T A R İ H K U R U M U BELLETEN. Cilt: LXVIII Ağustos 2004 Sayı: 252

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan :25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs :22

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

9. Sınıf. Yerleşme. Ortaokul. Açıklama. Adı Soyadı Bulunduğu Okul Yerleştiği Alan/Yabancı Dil

: Normal. Son Gönderme Tarihi : Kura Tarih ve Saati : - MUSTAFA RİZE Lisans 8 ABDUSSELAM ALBAYRAK 1 / 9

Arş. Gör. İlker YİĞİT

MİHALIÇÇIK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ 2015 NİSAN-MAYIS-HAZİRAN DÖNEMİ SÜT DESTEK İCMALİ

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 6: 20 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Toprak Sistemi Okuma: Ortaylı, 1979, sf

CAMİ MİMARİSİ EMEVİLER EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ OSMANLI MİMARLIĞI

1- Tevrat ve İncil'e Göre Hz. Muhammed (Abdulahad Davud'dan tercüme), İzmir, 1988.

İktisat Tarihi I Ekim

Transkript:

XVI. YÜZYILDA ANTAKYA KAZASI NIN DEMOGRAFĐK YAPISI Abdülkadir GÜL ÖZET XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın Demografik Yapısı, adlı çalışmada, 1526 1550 seneleri arasında Antakya Kazası nın nüfus ve iskân durumu Tapu Tahrir defterleri esas alınarak ortaya konuldu. Antakya Kaza nın nüfusu, söz konusu dönemdeki sosyal özellikler göz önünde bulundurularak incelendi. Araştırmada elde edilen demografik veriler tablo ve grafiklerden faydalanılarak değerlendirildi. Anahtar Kelimeler: Antakya, Nüfus, Đskân, XVI. Yüzyıl, Tapu Tahrir. THE DEMOGRAPHIC STRUCTURE OF ANTIOCH TOWN IN XVI. CENTURY ABSTRACT In the study, titled The Demographic Structure of Antıoch Town in XVI. Century the population and settlement of Antakya town between 1526 and 1550 were presented based on the Land Office [Tapu Tahrir] records. The population of Antakya town was investigated by taking into account the social characteristics of that time. The demographic data, gathered in this study, were analyzed through the use of tables and graphs. Key Words: Antakya, Population, Settlement, XVI. Century. Yrd. Doç. Dr., Erzincan Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Yeni Çağ Anabilim Dalı, abdulkadirgul25@hotmail.com

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1025 GĐRĐŞ Antakya, tarihi süreçte Antakiya, Tetropolis ve Antıochia isimlerini almıştır. Arşiv vesikalarında ise Antakya 1 veya Antakiyye 2 şeklinde kayıtlı olan şehir, batıda Akdeniz ve Adana, kuzeyde Osmaniye, kuzeydoğuda Gaziantep, doğuda ise Suriye ile çevrilidir. Nur Dağları ile ikiye bölünmüş olan Antakya, Asi nehrinin aşağı ucundaki verimli ovanın kenarında, denizden 440 metre yüksekliğinde Habib ün Neccar olarak adlandırılan dağın eteklerinde kurulmuş olup, Fırat havzasından Akdeniz e; Akdeniz ve Suriye den Anadolu ya giden yolların kavşak noktasındadır. 3 Şehir, muhtemelen M.Ö. 300 tarihlerinde Seleukus tarafından kurulmuş ve kısa sürede gelişerek Roma ve Đskenderiye gibi önemli bir yerleşim merkezi durumuna gelmiştir. 4 Bu durum Sasanîlerin, Roma Đmparatorluğunu Asya da zayıflatmak için Nesturî kilisesini batıdan ayırma teşebbüslerine (260 499 senelerinde) kadar sürdü 5 ve bir süre sonrada Sasanî hükümdarı I. Hüsrev tarafından tahrip edildi. Bölgede hüküm süren Doğu Romalı yöneticiler birçok şehirle birlikte Antakya yı da tamir etmişlerse de Müslüman Arablar ın fetih hareketi bölgeye yönelince buradaki şehirler, yine Doğu Romalı tarafından tahrip edilmişti. 6 Bu defa güneyden gelen Müslüman Arablar ın Kuzey Suriye ye doğru başlattıkları fetih hareketleri çerçevesinde Antakya yı antlaşma ile teslim aldı. 7 Abbasilerin IX. yüzyılda zayıflaması üzerine Antakya, 877 de Tolunoğlu Ahmed in, sonra Đhşidler in, ardından da 944 yılında Hamdanoğulları nın idaresine girdi. 8 Bu hâkimiyet 969 a 1 BOA. TD.1040, 454, 397, 493 vb 2 BOA. DMKF nr. 27833, s.1, BOA. Cevdet Nafia nr. 1152, s.1. 3 Halil Sahillioğlu, Antakya, DĐA, c.3, Đstanbul 1991, s.239; Streck, Antakya, ĐA, c.1, Đstanbul 1993, s.456 459. 4 Strabon, Coğrafya (çev. Adnan Pekmez), Đstanbul 1981, s.139, Halil, Sahillioğlu, Antakya, I. Hatay Tarihi ve Folklor Sempozyumu nda Sunulan Bildiri, Ankara 1990, s.1 7; Halil, Sahillilioğlu, Antakya, s.239. 5 The City in Late Antiquity ( edited by John Rich), Florence, KY, USA: 1996, s.182 196; Streck, Antakya, s.457 458. 6 Ernst, Honigman, Bizans Devletinin Doğu Sınırı, (çev. Fikret Işıltan), Đstanbul 1970, s.14 37. 7 Belâzurî, Fütühu l-büldân, (çev. Mustafa Fayda), Ankara 1987, s.197 ; Hitti Philip K., Đslam Tarihi, (çev. Salih Tuğ), c.1, Đstanbul 1989, s.230, Halil, Sahillioğlu, Antakya, s.230, Hakkı Dursun, Yıldız, Avâsım, DĐA, c.4, Đstanbul 1991, s.111 112, Honiqman E, Sugur, ĐA, c. 11, Đstanbul 1993, s.2 4. 8 Salim, Çöhçe, Doğu Akdeniz Çevresinde Türk Hâkimiyetinin Tesisi, Ortadoğu da Osmanlı Dönemi Kültür Đzleri Uluslar Arası Bilgi Şöleni Bildirileri, c.1, Ankara 2001, s.144 153.

1026 Abdülkadir GÜL kadar sürdü ve bu tarihte şehir, Doğu Roma nın eline geçti. Bizans hâkimiyeti 1084 tarihine kadar devam etti. 9 1084 senesinde Vali Philaretos Barchanios un baskıcı yönetiminden bıkan halk ve yöneticiler, onun Urfa ya gidişinden istifade ederek Đznik te bulunan Süleyman Şah ı Antakya ya davet etmiş 1085 de şehri teslim etmiştir. 10 Süleyman Şah şehre girdiğinde, Kawsyana yı yani Mar Cassianus kilisesini camiye çevirmişti. 11 Büyük Selçuklu Sultanı 1086 da Antakya ya gelip Yağısiyan ı vali tayin etmiş, 1087 senesinde de buradan ayrılmıştır. 12 1097 den itibaren Antakya da hutbenin Şam Atabeği Melik Rıdvan 13 ve Dukak adına okunmuş olması bölgenin Dımeşk Atabeylerinin elinde bulunduğunu göstermektedir. Haçlı seferleri neticesinde Antakya ve havalisi 1098 tarihinden itibaren Haçlıların kontrolüne girdi. 14 Memluklu Sultanı olarak tahta geçen Baybars; Antakya yı 1268 senesinde ele geçirmişti. 15 Baybars, Kozan dan başlayıp Antakya ve Gazze bölgesine kadar olan havaliye 40.000 evden oluşan Türkmen aşiretlerini yerleştirmiş ve Antakya da imar faaliyetlerinde bulunmuştur. 16 Doğudaki gelişmeler sebebiyle aynı dönemde Anadolu ya kalabalık Türkmen toplulukları gelmeye başlamıştı. Göçler neticesinde, Türkmenlerin bir kısmı Suriye ve Çukurova bölgesine gelip yerleştiler. 17 9 Osman, Turan, Süleyman Şah, ĐA, c.11, Đstanbul 1993, s.241 248; Osman, Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk Đslâm Medeniyeti, Ankara 1969, s.92, s. Runciman, Haçlı Seferleri (çev. Fikret Işıltan), Ankara 1987, s.589 610. 10 Azimi, Azimi Tarihi, (yay. Ali Sevim), Ankara 1988, s.24; Claude Cahen, Osmanlılardan Önce Anadolu da Türkler, Đstanbul 1994, s.91 92, Kerîmüddin Mahmud-i Aksarayî, Müsâmeretü l-ahbar, (çev. Mürsel Öztürk), Ankara 2000, s.14 de Süleyman Şah ın bin atlı ile gündüz gizlenip gece yol alarak Antakya ya geldiğini belirtmektedir. 11 Gregory Abü l-farac, Abü l-farac Tarihi, c.i, (çev. Ömer Rıza Doğrul), Ankara 1987, s.331. 12 Urfalı Meteos, Urfalı Meteos Vekayi-Nanesi ve Papaz Grigor un Zeyli, (yay. Hrant D. Andreasyan), Ankara 1987, s.172, Coşkun, Alptekin, Dimeşk Atabeğliği (Toğ Tiğinler), Đstanbul 1985, s.4. 13 Coşkun, Alptekin, Dimeşk Atabeğliyi, s.10, Ali, Sevim, Suriye Selçukluları, Ankara 1981, s.81. 14 Gregory Abü l-faraç, Abü l Farac Tarihi, c.ii, (çev. Ömer Rıza Doğrul), Ankara 1987, s.589, Ali, Sevim-Yaşar, Yücel, Türkiye Tarihi, c.1, Ankara 1990, s.8. Işın Demirkent, Urfa Haçlı Kontluğu, Ankara 1987, s.135. 15 Yaşar, Kazım Kopraman, Mısır Memluklu Tarihi, Ankara 1989, s.1 17. 16 Halil, Sahillioğlu, Antakya, s.230. 17 Faruk, Sümer, Ramazanoğulları, ĐA, c.9, Đstanbul 1993, s.612 613, Semavi, Eyice, Bertrandon De La Broquire ve Seyahatnamesi, Đslam Tetkikleri

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1027 Safevi hükümdarı Şah Đsmail i Çaldıran da ağır bir mağlubiyete uğratan Yavuz Sultan Selim, Memluklu meselesini de kesin bir sonuca bağlamak istiyordu. Đki devlet arasındaki 1516 da Mercidabık ve 1517 de ise Ridaniye de yapılan savaşlarda Memluk orduları mağlup oldular. 18 Diğer bölgelerle beraber Antakya ve havalisi de 1516 da Osmanlı hâkimiyetine girdi. 19 Osmanlı Devleti nin topraklarına dâhil olan bu bölgelerde yeni idari yapılanmalara gidildi. Yavuz Sultan Selim, Memluklardan alınan bugünkü Suriye ve Filistin in tamamı ile Anadolu nun doğu, güney ve güneydoğusundaki bir kısım sancakları Arab vilayeti adıyla büyük bir vilayet olarak teşkilatlandırılmıştı. 20 A. Đdari Taksimat Bölge, Osmanlı Devleti nin sınırlarına katıldıktan sonra, bugünkü Antakya il sınırlarını içerisine alan iki sancak 21 ihdas edildi. Bu sancakların ilki; merkezi Antakya şehri olmak üzere, Süveydiye (Süveyde), Altınözü, Şuğur, Cebel-i Akra ve Kuseyr nahiyelerinden oluşan Antakya Sancağı 22, diğeri ise; Đskenderun, Arsuz (Ersuz) ve Üzeyr (Özer-Đli) nahiyelerinden oluşan Üzeyr sancağıydı. 23 1516 1522 seneleri arasında Antakya; Altınözü, Şuğur, Cebel-i Akra, Kuseyr ve Süveydiye nahiyeleriyle birlikte müstakil bir sancaktı. 24 Asi Nehri kenarında kurulmuş olan Antakya şehri de bu sancağın merkez kazasıydı. 1523 te Antakya Sancağının kaldırıldığı ve Haleb Sancağına bağlı bir kaza haline getirildiği anlaşılmaktadır. Antakya 1581 de yeniden sancak yapılmış 25 ise de kısa bir zaman sonra tekrar bir kaza haline getirilip Haleb e bağlanmıştır. 26 Enstitüsü Dergisi, c.6, sa. 1 2, Đstanbul 1975, s.94 114, Đsmail, Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara 1988, s.178 179. 18 Hoca Sadettin, Tâcüt t Tevârîh, II, Đstanbul 1279, s.325, Solakzâde (Mehmed Hemdemi Çelebi), Tarih, Đstanbul 1297, s.384. 19 Celâl-zade Mustafa, Selîm-nâme (haz. Ahmet, Uğurlu-Mustafa, Çukadar), Ankara 1990, s.403 440, Đsmail, Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c.5, Ankara 1988, s.353 354, Feridun Bey, Münşeâtü s Selâtin, I, Đstanbul 1264, s.399. 20 Arab vilayeti, Kanuni nin saltanatının ilk yıllarına ait belgelerde bazen Arab, bazen de Şam vilayeti olarak geçmektedir. 1525 ten sonraki belgelerde ise, bu vilayete genellikle Şam vilayeti denilmektedir. Geniş bilgi için bkz. Enver, Çakar, XVI. Yüzyılda Haleb Sancağı, s.20 22. 21 Deny J, Sancak, ĐA, c.10, Đstanbul 1993, s.186 189. 22 BOA. TD 1040, TD 457, TD 397, BOA TD. 493. 23 BOA. TD 109, TD 110, TD 228, TD 450, TD 969. 24 BOA. TD 998, s.293 294. 25 BOA. Divan-ı Hümayun Rüus nr. 239, s.147, 179, 235. 26 BOA. K.Kepeci Rüus nr. 262, s.262.

1028 Abdülkadir GÜL XVI. yüzyılda Antakya Kazası nın demografik durumunu tespit edebilmek için tahrir defterlerindeki 27 veriler esas alınmıştır. Antakya ve nahiyelerine ait bilgiler Haleb sancağının tahrir defterlerinde mevcuttur. Bu tahrir defterlerinin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı, Antakya Kazasının hangi sayfalar arasında bulunduğu ve defterlerin özellikleri tek tek incelendi. Çalışmada kullanılan tapu tahrir defterleri şunlardır; 1526(933) BOA. TD.1040 28, 1536(943) BOA. TD. 397 29, 1550 (957) BOA. TD. 454 30, bu defterin herhangi bir yerinde tarih bulunmamaktadır. Ancak Çakar 31 defterin 1550 tarihli olduğunu, Venzke 32 ise tarihini 1551/1552 olarak göstermektedir. 1570(978) BOA. TD.493 33, 1550(959) BOA. TD.391 34 27 Barkan, Ö. Lütfi, Türkiye de Đmparatorluk Devirlerinin Büyük Nüfus ve Arazi Tahrirleri ve Hakana Mahsus Đstatistik Defterleri (I), ĐÜĐFM, II/1 (1940), s.29 59; aynı yazar, Tarihi Demoğrafi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi, TM, X (1951 1953), s.1 126, Đnalcık, Halil, Hicri 835 Tarihli Süret-i Defter-i Sancak-i Arvanid, Ankara 1987, s.xix. 28 Defter Antakya Kazasına ait ilk mufassal defterdir. Defter Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifinde bulunmaktadır. BOA. TD. 1040 diğer tahrir defterlerinden farklı bir üslupta hazırlanmıştır. Köy ve mezralar yazılırken, her birinin altında, bu yerlerin çevresinde bulunan köy ve mezraların isimleri ve hangi yönde oldukları da belirtilmiştir. Bu defter çalışmada kullanılan diğer tahrir defterlerinden farklı ol defter toplam olarak 1058 sayfa olup, Antakya Kazası 74a-157b arasındaki sayfalar arasındadır. Defterin incelenen bölümünde 107b ve 136b sayfaları boştur. Başka bir özelliği de, her nahiyedeki köy ve mezralarının isimlerinin alfabetik sıraya göre yazılmış olmasıdır. Bu bakımdan köy ve mezraların isimlerinin doğru okunmasında ayrı bir önem taşımaktadır. Defter bu özellikleri itibariyle tarihi coğrafya açısından da kıymet ifade etmektedir. 29 Mufassal defter, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifinde bulunmaktadır. Defter toplam 830 sayfa olup, Antakya Kazası defterin 313 433 sayfaları arasında kayıtlıdır. Defterde nahiyeler arasında geçiş sayfaları olan 343,344, 351 ve 381 boştur. 30 Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifinde bulunan bu defter mufassal bir defter olup, 866 sayfadır. Defterin 555 697 sayfaları arasında Antakya Kazası kayıtlıdır. Defterin kullanılan sayfalarından 554, 588, 593, 594 ve 697 numaralı sayfalar boştur. Ayrıca nahiye-i Altınözü ile başlayan 587 nolu sayfa terstir. 31 Enver, Çakar, XVI. Yüzyılda Haleb Sancağı (1516 1566), Elazığ 2003, s. XXXIV. Eserinde, BOA. TD.271, s.57 ve BOA. KK Ruüs Defteri nr.209 s.52 kayıtları esas alıp defteri tarihlendirmiştir. 32 Margaret L. Venzke, The Ottoman Tahrir Defterleri and Agricultural Productivity, Osmanlı Araştırmaları (The Journal Of Ottoman Studies), XVII, Đstanbul, 1997, s.11; aynı yazar, Rıce Cultıvatıon ın the Plaın of Antıoch ın the 16th century: The Ottoman Fıscal Practıce, Archıvum Ottomanıcum, Tomus XII, Anno 1987 1992, pp.175 276; aynı yazar Specıal Use of the Tıtle As a Revenue-Raısıng Measure ın The Sıxteent-Century Sanjaq of Aleppo, Journal of the Economic and Social History of the Orient, Vol. XXIX. pp. 240 334. 33 Mufassal tahrir defteri, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifinde bulunmakta olup toplam 1020 sayfadır. Defterin incelenen kısımlarında sayfa numaralarında karışıklık vardır, ancak sayfalar eksik değildir. Şöyle ki defter

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1029 Bu mufassal defterlerin yanı sıra, 1521(928) BOA. TD. 109 35 ve 1552 (959) BOA. TD.279 36 icmal defterlerde incelenmiş ve ihtiyaç hâsıl oldukça diğer arşiv belgeleri de kullanılmıştır. 1. Mahalleler Sosyal yerleşmenin oluştuğu gelişmiş bütün toplumların çekirdeğini meydana getiren şehir; siyasi, ekonomik, kültürel ve dini açıdan en yoğun faaliyetlerin meydana geldiği merkezdi. 37 Şehirlerde iskân ünitesi olarak görülen mahalleler, ikamet eden insanların yaşam ve idarî açıdan da en alt birimidir. 38 Mahalle birbirini tanıyan, birbirlerinin hareketlerinden sorumlu ve dayanışma içinde bulunan kişilerin oluşturduğu topluluğun yaşadığı yerdir. 39 Osmanlı şehirlerinde mahallenin nasıl oluştuğunu anlamak için Osmanlılarda şehirlerin meydana gelişini hatırlamak gerekmektedir. Osmanlılar da şehirler dâhil-i kal a ve hâric-i kal a olarak iki kısma ayrılmaktadır. Dâhili kalede, idarecilerle ileri gelenler ve zanaat sahipleri oturuyordu. Haricî kalede ise ziraî faaliyette bulunanlar, dışarıdan gelen kişilerin kurdukları pazaryerleri, bazı tekke ve zaviyeler bulunurdu. Mahalleler ikamet edenlerin vergilerinin belirlenmesinde de belirli bir rol oynuyordu. Çoğunlukla 634 nolu sayfadan sonra 666 nolu sayfaya ve sonrada 672 nolu sayfaya sonrada tekrar 635, 636, 637 olarak sayfa numaraları devam etmiştir. 34 Mufassal tahrir defteri, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifinde bulunmakta olup toplam 346 sayfadır. Antakya Kazası 131 176 nolu sayfalar arasını içermektedir. Defterde şehrin mukataa gelirleri, köy ve mezralarda üretilen mahsulât bunlardan alınan vergiler ve raiyyet rüsümları (bennak ve mücerred) kayıtlı olup nüfus kayıtlarını içeren bilgiler bulunmamaktadır 35 Bu defter 34 sayfa olup, defterinin 7 9 nulu sayfalar nahiye-i Antakya kısmını içermektedir. 1521(928) tarihli BOA. TD. 110 nolu defterin icmali olduğu anlaşılmaktadır. BOA. TD. 110 mufassal defter 128 sayfa olup, defterin baş tarafında Ayas iskelesi kanunnamesi, Berendi Pazarı kanunnamesi ve Kınık nahiyesinin kanunnamelerinin yanı sıra Üzeyr, Arsuz, Đskenderun ve Kınık nahiyelerinin kayıtları bulunurken Antakya Kazasına ait kayıt bulunmamaktadır. 36 Defter toplam 184 sayfa olup Antakya Nahiyesi 109 124 sayfaları arasında kayıtlıdır. 37 Özer, Ergenç, Osmanlı Şehirlerindeki Yönetim Kurumlarının Niteliği Üzerinde Bazı Düşünceler, VIII, Türk Tarih Kongresi Kongreye Sunulan Bildiriler, c. II, Ankara 11 15 Ekim 1976, s.1265 1274, Đlber, Ortaylı, Tanzimat Sonrası Mahalli Đdareler, Ankara 1974, s.95. 38 Ömer, Demirel, Osmanlı Dönemi Sivas Şehri-Makaleler-, Sivas 2006, s.22, Musa, Çadırcı, Anadolu Kentlerinde Mahalle (Osmanlı Dönemi), Habitat II, Đstanbul 1996, s.257 263; Maurice M, Cesarı, Osmanlı Kenti (çev. A.Ataöv), Đstanbul 1999, Sevgi, Aktüre, 19. Yüzyıl Sonunda Anadolu Kenti, Mekânsal Yapı Çözümlemesi, Ankara 1978, J.H,Kramers, Mahalle, ĐA, c.7, Đstanbul 1993, s.144. 39 Özer, Ergenç, Osmanlı Şehirlerindeki Mahallenin Đşlev ve Nitelikleri Üzerine Düşünceler, Osmanlı Araştırmaları, c.iv, Đstanbul 1984, s.69.

1030 Abdülkadir GÜL aynı mahallede dinden, aynı etnik kökenden ya da aynı mezhepten olanlar yaşardı. 40 Đncelen dönemde Antakya daki mahallelerin tamamı sur içerisinde olup mahallelerin sayısı ve adları tahrirlere göre farklılık göstermektedir. Antakya şehrindeki mahalleler tablo haline getirilip değerlendirildi. Antakya şehrindeki mahallelerin adlandırılması çeşitli unsurlara dayanmaktaydı. Mahalleler adlarını; şehirde vazife yapmış devlet adamlarından, cami, mescit, medrese, zaviye, hamam, kale, imaret veya pazaryerlerinden, muhtelif coğrafi özelliklerden, eskiden beri halkın kullandığı isimlerden, mahalleye yerleşenlerin geldikleri yerlerden getirdikleri isimlerden alırlardı. 41 40 Suraiya, Faroqhi, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla, Đstanbul 2002, s.165 166. 41 Ömer, Demirel, II. Mahmud Döneminde Sivas ta Esnaf Teşkilatı ve Üretim-Tüketim Đlişkileri, Ankara 1989, s.5; Ömer, Demirel, Osmanlı Vakıf-Şehir Đlişkisine Bir Örnek: Şehir Hayatında Vakıfların Rolü, Ankara 2000, s.16.

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1031 Tablo. 1. Antakya nın Mahalleleri Mahallenin Adı Diğer Adı (Varsa) Bağlı Olduğu Mahalle( Varsa) Ma beliye Mahsen Gülbek Kastel Cullahan Sarı Mahmud Paşaoğlu Şirince Pınar Kanavat Şeyh Hamza Sofular Hallabı n Nemli Şeyh Ali Sofiyan Đbn-i Say/Đbn-i Seb a Paşa Mescid-i Şeyh Hamza Şeyh Ali Halveti/Şeyh Ali Sofiyan Kastel Kastel/Kanavat Kanavat/Kastel Sofular Şeyh Camii Kasım Sofiyan-ı Erdebil Đbn-i Harami Bekir Harami Bekir Meydan Süveyka Maslaba Dörtayak Keşkekoğlu Đbn-i Hammare/ Hummare Debbus Keşkek Dörtayak Şenbek Saha Đmranoğlu Đbn-i Hamza Đmran/Đmran/Ümran/Đbn-i Cami-i Kebir maa Mescid-i Sofi Yusuf Đbn-i Şenbek Şenbek Mukbil Mukbiloğlu Zeytunoğlu Tablo.1. de görüldüğü üzere, Antakya mahallelerinin isimleri,, cami, tekke ve mescitlerin yanı sıra şahıs isimlerinden de oluşmaktaydı. Örneğin, 1526 da Sarı Mahmud mahallesinde ikamet eden Sarı Mahmud veledi Hasan adlı kişi mahalleye adını vermiş

1032 Abdülkadir GÜL olmalıdır. 42 Benzer durum Haremi Bekir Mahallesi içinde söyleyebiliriz. Mahallede ikamet eden Hacı Ahmed veledi Harami Bekir, Mehmed veledi Harami Bekir kayıtlarında anlaşıldığı üzere mahalle adını Hacı Ahmed ve Mehmed babası olan Harami Bekir den almış olmalıdır. 43 Diğer bir kayıtta Cami-i Kebir mahallesinde ikamet eden Sofi Yusuf tur. Muhtemelen aynı mahalledeki mescidi yaptıran ve ona adını veren kişidir. 44 Başka bir kayıtta ise Debbus mahallesinde ikamet eden Hacı Mehmed veledi Debbus adlı kişinin kaydıdır ki mahalle adını bu şahıstan almıştır. 45 Birçok mahallenin başka isimleri de bulunmaktaydı; Dörtayak/Debbus, Süveyka/Đbn-i Hammare/Hummare, Şeyh Kasım Cami/Sofiyan-i Erdebil, Sofular/Şeyh Ali Halveti/Şeyh Ali Sofiyan, Gülbek/Đbn-i Say, Ma beliye/hallabı n Nemli, Mahsen/Şeyh Ali Sofiyan, Paşaoğlu/Paşa, Şeyh Hamza/Mescid-i Şeyh Hamza, Keşkekoğlu/Keşkek, Đmranoğlu/Đbn-i Đmran/Đmran/Ümran/Đbn-i Hamza, Şenbek/Đbn-i Şenbek gibi. Bazı mahalleler ise diğer mahallelere bağlıydı. Cami-i Kebir/Şenbek 46, Mukbiloğlu/Kastel 47, Paşa oğlu/kastel 48, Saha/Şenbek 49, Đmran oğlu/şenbek 50, Sarı Mahmud/Kastel 51, Kanavat/Kanavat 52 ve Süveyka Đbn-i Hammare/Dörtayak 53. XVI. yüzyılda şehrin mahalle sayısı 20 22 arasında değişiklik göstermektedir.1526 senesinde mahalle sayısı 21 54, 1536 1550 senelerinde ise bu sayı 20 dir. 55 1570 de ise mahalle sayısı 22 çıkmıştır. 56 1526 1570 seneleri arasında 24 mahallenin varlığını görmekteyiz. Maslaba mahallesine XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde rastlanırken mevcut olup diğer senelerde görülmemektedir. 42 Sarı Mahmud adlı kişinin kaydı mahallede ikamet edenlerin baş kısmında yazılmıştır. BOA. TD. 1040, s.80 a. 43 BOA. TD.1040, s.77b. 44 BOA. TD.1040,s.77b. 45 BOA. TD. 1040, s.77 a. 46 maa Mescid-i Sofi Yusuf. Bu mahalle, 1536 senesinde Đbn-i Şenbek e tabidir. BOA. TD. 397, s.313. 47 Kastel e tabidir. BOA. TD. 397, s.318. 48 Kastel tabidir..boa. TD. 397, s.319. 49 Şenbek mahallesine tabidir. BOA. TD. 397, s.313. 50 Şenbek mahallesine tabidir. BOA. TD. 397, s.314. 51 tabi-i mahalle-i Kastel. 52 Kanavati. BOA. TD. 397, s.314; BOA. TD. 454, s.562. 53 tabi-i Dört Ayak. 54 BOA. TD. 1040, s.74 80. 55 BOA. TD. 397, s.211 218; BOA. TD. 454, s.555 564. 56 BOA. TD. 493, s.620 632.

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1033 Zeytunoğlu adlı mahalle ise XVI. yüzyılın ilk yarısında mevcut olmayıp sonradan kurulmuştur. 57 Mahallelerde yaşayan nüfus göz önüne alındığında XVI. yüzyılda en büyük mahalleler sırasıyla; Keşkek, Cullah ve Kanavat idi. Mahallelerde nüfusun en düşük olduğu dönem 1550 senesi iken, nüfusun en yüksek olduğu dönemler ise nüfus yoğunluğuna göre;1536, 1570 ve 1526 seneleri idi. 2. Nahiye ve Köyler XVI. yüzyılda Antakya Kazası nın Antakya, Kuseyr, Cebel-i Akra, Süveydiye (Süveyde), Şuğur ve Altınözü olmak üzere 6 nahiyesi vardı. Nahiyelere bağlı olan köylerin yıllara göre dağılımı aşağıda tablo halinde verilerek değerlendirildi. Sayıları Tablo.3. Antakya Kazası nın Nahiyelerine Bağlı Köy Nahiye 1526 1536 1550 Antakya 24 29 33 Altınözü 52 52 50 Kuseyr 90 87 86 Cebel-i Akra 53 51 49 Süveydiye 15 12 14 Şuğur 57 57 54 Toplam 291 288 286 Tabloda da görüldüğü üzere XVI. yüzyılda toplamda köy sayılarında büyük bir değişiklik bulunmamaktadır. Köylerin nahiyelere göre dağılımında Kuseyr, Şuğur, Altınözü, Cebel-i Akra ve en sonda da Süveydiye gelmektedir Köy sayısının en yoğun olduğu yıllar sırasıyla; 1526 da 291, 1536 da 288 ve 1550 de ise 286 dır. Köy sayılarında büyük değişikliklerin olmaması, iskân durumundaki istikrarı göstermektedir. 57 BOA. TD. 493 610 624.

1034 Abdülkadir GÜL Antakya Kazasında iskân birimlerindeki değişiklerin yıllara göre durumunun değerlendirilmesi için, her nahiyenin nüfus itibariyle beş büyük köyü esas alındı. Bunun yanı sıra kazada hangi mezraların köy haline dönüştüğü veya hangi köylerin mezra haline geldiği, köylerde yıllara meydana gelen değişiklikler tespit edildi. (Tafsilatlı bilgi için Ek. 1. bkz) Antakya nahiyesi; 1526 senesinde Kilisecik, Barbarun, Karasiyye, Sultaniye ve Dursuniye;1536 da El- Cerine, Kilisecik, Barbarun, Karasiyye ve Menakiyye,1550 de; Arpalu, Barbarun, Kilisecik, Dursuniye ve Karasiyyedir. Bu tarihte nahiyeye bağlı; Karaca Dut, Saraycık, Tellal, Arpalu ve Kürtviranı mezraları 1550 de köy haline dönüşmüştür. 1536 da köy olan Gertib ve Karacay ın kayıtlarına diğer senelerde rastlanmamıştır. Ayrıca 1526-1550 seneleri arasında Antakya nahiyesinde Gayr-i Müslim köylere rastlanmamıştır. Altınözü nahiyesi; 1526 da; Budakburçu, Cundi, Büyükburç, Tulumburçu ve El-Ubeydiye, 1536 da; Büyükburç, Budakburç, Tulumburç, Kozluca ve Tababiyye;1550 de; Büyükburç, Narluca, Kozluca, Karsbü el-müslim ve Tulumburçudur. Bu tarihte mezra olan Bedbetü 1536 1550 senelerinde ve Balım mezrası ise 1550 senesinde köy haline dönüşmüştür. 1526 1536 senelerinde köy olan Ağçurun, Sabbaha, Mağaracık, Astakani, Đncirli, Deyuse ve Haruniye 1550 de mevcut değildir. Nahiyede ki tek Gayr-i Müslim köy Cunte olup 1526 de Müslüman Gayr-i Müslim bulunurken iken, 1536-1550 de ise sadece Gayr-i Müslimler sakindir. Kuseyr nahiyesi; 1526 da Nefs-i Deyrgöş, Suriye, Keçkenit, Canu ve Tell Ammar, 1536 da; Nefs-i Deyrgöş, Suriye, Keçkenit, Tell Ammar ve Deyr Bekarkız Canu; 1550 de; Nefs-i Deyrgöş, Suriye, Keşkenit, Tell Ammar ve Düveysatdır. 1526 de köy olan Baysüt, Aşudiye ve Kefr Ta kat sonraki sayımlarda mezra haline gelmiştir. Beridiye köyü 1526-1536 da Gayr-i Müslimler sakin iken 1550 de Müslim-Gayr-i Müslim birlikte sakindir. Karsa Bellu el- Hazan köyünde 1526 1536 senelerinde sadece Gayr-i Müslimler ve 1550 de ise Müslim ve Gayr-i Müslim sakin oldukları görülmektedir. Cebel-i Akra nahiyesi; 1526 da; Nefs-i Ordu, Kışlak, Sürmecik, Melik ve Sinani 1536 da; Nefs-i Ordu, Kışlak, Sürmecik, Melik ve Bilaknus, 1550 de; Nefs-i Ordu, Kışlak, Melik, Sürmecik ve Helkindir. 1526 da köy olan Boyalıca 1536 ve 1550 de göremiyoruz. 1536 da Ulucak mezra haline gelmiştir. Tamtum köyü, 1526 da Müslüman, 1536 da karışık ve 1550 de yalnızca Gayr-i Müslimlerin sakin oldukları görülmektedir.1526 1550 seneleri arasında Çakçak, Helkin, Kozören ve Keseb köyleri Gayr-i Müslim oldukları anlaşılmaktadır.

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1035 Süveydiye nahiyesi; 1526 da Cerrariye, Zeytüniye, Meşrakiye, Kisiye ve Hacıhabiblü, 1536 da; Zeytüniye, Meşrakiye, Cerrariye, Kisiye ve Hacıhabiblü, 1550 de ise; Zeytüniye, Cerrariye, Meşrakiye, Mağirun ve Kisiyedir. 1526 1536 senelerinde mezra olan Mağaracık ve Yoğunoluk 1550 de köy olduğu görülmektedir. 1526 1550 seneleri arasında Cerrariye, Hacıhabiblü, Zeytüniye ve Meşrakiye köyleri Müslim- Gayr-i Müslimlerin karışık sakin iken, 1526 1550 senelerinde ise Sürün ve Yoğunoluk Gayr-i Müslimler köyler oldukları anlaşılmaktadır. Şuğur nahiyesi; 1526 da; Nefs-i Şuğur, Atrun, Kandüm, Şaturiye ve Adar, 1536 da; Nefs-i Şuğur, Kandüm, Bekseriyya, Şaturiyye ve Yakubiyye, 1550 de; Nefs-i Şuğur, Kandüm, Atrun, Cannudiye ve Bekseriyyadır. 1526 1536 senelerinde köy olan Ahirta 1550 senesinde kayıtlı değil, 1526 da köy olarak kayıtlı olmayan Boyaluca nın 1536 ve 1550 de köy olduğunu görmekteyiz. 1536 da köy olan Beternaklü, 1526 1550 senelerinde tesadüf edilmemiş, 1526 1536 senelerinde köy olarak kayıtlı olan Mezraat, 1550 senesinde kayıtlı değildir. Antakya daki köylerin büyük çoğunluğu verimli ovaların kenarlarında, suyolları boyunca, dağ silsilesinin eteklerinde ve yol şebekelerinin yakınında bulunmaktaydı. Özellikle büyük köyler yol şebekesinin güzergâhı üzerinde kurulduğu görülmektedir. B. Nüfus Tahrir defterlerinde, şehir ve köylerde iskân olan vergi nüfusu ile konar-göçer halkın 58 vergi nüfusu, hane, mücerred ve bennak olarak ifade edilmiş olup bunlardan hane deyimi evli olanları, mücerred deyimi bekâr olanları, bennak deyimi ise yarım çiften az toprak tasarruf eden evli vergi nüfusunu göstermektedir 59. Defterlerde hatib, imam, a ma, pir-i fani gibi vergiden muaf sayılan fertler tek tek belirtildiği gibi, köylerde meskûn bulunan ve aslında konar-göçer olan unsurlarda an cemaatı an taife-i şeklinde işaret edilmişlerdir Ancak, tahrir defterlerinde bir hanede kaç kişinin bulunduğu ve hanedeki fertlerin isimleri tek tek ifade edilmediği için, bu defterlerdeki bilgilere dayanarak bir yerin nüfusunu kesin olarak tespit 58 Ali Sinan, Bilgili, Osmanlı Döneminde Tarsus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri, Ankara 2001, Enver Çakar, 17. Yüzyılda Haleb Eyaleti ve Türkmenleri, Elazığ 2006, Tufan, Gündüz, Anadolu da Türkmen Aşiretleri Bozulus Türkmenleri 1540 1640, Ankara 1997. 59 Halil, Đnalcık, Osmanlılarda Raiyet Rüsumu, Belleten, XXIII / 92, (Ankara 1959), s.575 610.

1036 Abdülkadir GÜL etmek mümkün değildir. Fakat gerçek nüfusu bulmak için bugün bazı metotlar uygulanmakta ve hane sayısı muayyen bir katsayı ile çarpılmaktadır. 60 Hane karşılığı olarak F.Braudel:4, 4, 5, Barkan: 5 kat sayısını, F.Sümer: 7 katsayısını, J.C.Russel: 3,5 katsayısı, M.A Cook: 4,5 katsayısını, Nejat Güyünç:5, Özdeğer 2, 5 3 katsayılarını esas almışlardır. Bruce Mc. Gowan:3, 5 6 arasında katsayısının değişiklilik gösterebileceğini ifade etmiştir. 61 XVI-XVII. yüzyıllarda Haleb in nüfusunu inceleyen André Raymond, bir hanede ortalama olarak 8 kişinin olduğunu kabul etmiştir. 62 Abraham Marcus un XVIII. yüzyıl Haleb kadı sicillerine dayalı olarak yaptığı çalışmada ise Haleb şehrinde hane başına ortalama olarak 4.8 çocuk düşmekte olduğunu bildirmektedir. 63 Antakya Kazasına ait bu çalışmada bir hanenin karşılığının ne olması gerektiği sorusunun cevabı aranmıştır. Buna göre; XVIII. yüzyıl Antakya ya ait kadı sicilleri incelenmiştir. Çıkan sonuca göre; Antakya da bir ailenin ortalama çocuk sayısı dört olduğu anlaşılmıştır. 1 in altında veya 5 nin üzerinde çocuk sahibi olan aile sayısı azdır. Tereke, mîrâs, alacak-verecek meseleleriyle ilgili kayıtlardan elde edilen bilgilere göre, Müslüman bir ailelerin 2-3-4-5 sayıları arasında çocuk sahibi oldukları. 64 Gayr-i Müslim ailelerde çocuk sayısının ise ortalama 3-4 arasında olduğu tespit edilmiştir. 65 Netice itibariyle kazada karı-koca ve çocuklardan müteşekkil aile nüfusu ortalama Müslim veya Gayr-i Müslimlerde hane 6 kişiden oluştuğu anlaşılmaktadır. Ebeveynleri de aile içine dâhil edersek Müslüman bir ailede sayının daha fazla olduğu tahmin edilebilir. Bunun yanı sıra şehir ve köylerdeki ailelerin nüfus 60 Erhan, Afyoncu, Türkiye de Tahrir Defterlerine Dayalı Olarak Hazırlanmış Çalışmalar Hakkında Bazı Görüşler, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, c. 1, sa. 1, Đstanbul 2003, s. 267 286, Kemal, Çiçek, Osmanlı Tahrir Defterlerinin Kullanımında Görülen Bazı Problemler ve Metod Arayışları, Türk Dünyası Araştırmaları, 97, (Ağustos 1995), s. 97 98; Hüseyin, Özdeğer,1463 1640 Yılları Bursa Şehri Tereke Defteri, Đstanbul 1988, s.37. 61 Nejat, Göyünç, Hane Deyimi Hakkında, TD, sa.32, (Đstanbul1979), s.331 348. 62 André, Raymond, The Population of Aleppo in the Sixteenth and Seventeenth Centuries According to Census Documents, IJMES, 16, (1984), s.447 460. 63 Abraham, Marcus, The Middle East on the Eve of Modernity Aleppo in the Eighteenth Century, New York, 1989, s.200 201. 64 A.Ş.S 1 4/2, 71/27, 87/33, A.Ş.S 2 16/9, 22/16, 34/25 vb, A.Ş.S 3 12/5, 29/14, 30 /15. 65 A.Ş.S 3 25/13, 26/14, A.Ş.S 7 79/46.

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1037 oranlarının aynı olmadığı, köylerdeki ortalama aile nüfusunun şehirden biraz daha az olduğu görülmektedir. 66 1. Şehir Nüfusu Tahrir defterlerine dayalı olarak Antakya şehrinin XVI. yüzyılda muhtelif tarihlerdeki vergi nüfusu aşağıdaki Tablo.2. gösterilmiştir. Bu tablodan da anlaşılacağı üzere Antakya şehrindeki toplam vergi nüfusu; 1526 senesinde 1002 hane, 131 mücerred, 1536 de, 1151 hane, 251 de mücerred 30 da imam olduğu görülmektedir. 1526 senesine göre hem hane hem de mücerred sayısında artış vardı. 1550 senesinde hane sayısında önemli bir düşüş görülmektedir. Bu sayımda hane sayısı 890 düşmüş, mücerred sayısı ise 327 ye çıkmış ve 21 de imam bulunmaktadır. 1570 de ise hane 1038 e, mücerred 394 e, imam ve hatib ise 22 ye yükselmiştir. Tablo.2. Antakya daki Nüfusun Mahallelere Göre Dağılımı Sıra.No Mahalle Adı 1526 1536 1550 570 H M Đ H M Đ H M Đ H M Đ 1. Cami-i Kebir 41 4-31 8 1 36 14 1 35 10 1 2. Cullahan 98 18-117 24 3 115 37-11 7 38-3. Dörtayak 55 8-44 9 1 38 14 1 10 14-4. Gülbek 57 7-36 6 1 37 8 1 32 22-5. Harami Bekir 63 3-113 20 3 72 62 2 - - - 6. Đmranoğlu 16 4-15 6 1 21 9 1 26 5-7. Kanavat 70 4-126 26 3 126 26 3 12 5 32 2 8. Kastel 29 9-32 9 1 25 8 1 54 7 1 9. Keşkekoğlu 147 8-132 38 3 130 56 2 13 5 60 2 10. Ma beliye - - - 67 7 1 45 14 1 39 22 1 11. Mahsen - - - 30 8 1 9 7 12 20 1 12. Maslaba 65 3 - - - - - - 13. Meydan 21 8-30 10 1 1 4 - - 14. Mukbiloğlu 26 11-24 11 1 27 1 10 1 66 A.Ş.S 2, 4, 5, 6, 7, 9, 10, 11, 12, 18.

1038 Abdülkadir GÜL 9 Paşa Saha 9 3 7 6 5 1 1 9 1 6 0 5 Sarı Mahmud 1 4 3 8 Sofula r 8 6 24 4 Süvey ka 4 6 8 0 7 Şenbe koğlu 9 1 0 9 1 8 9 Şeyh Hamza 8 9 3 8 Şeyh Kasım 3 9 2 1 0 Şirince Pınar 2 7 2 3 5 1 Zeytun oğlu 0 3 TOPL AM 002 31 151 51 0 90 27 1 24 41 8 Buna göre XVI. yüzyılda şehrin tahmini nüfusu hane, imam ve hatipler vb muaf nüfus 6 katsayısı ile çarpılıp mücerredler eklenerek, çıkan sonuca ise % 15 lik (yaklaşık 300) muaf olan askerî ve yönetici zümre eklenecektir. 67 Buna göre, şehrin nüfusu 1526 de 6443, 1536 de 7637, 1550 de 6093 ve 1570 de ise 7054 kişiden oluşmaktadır. Şehir nüfusunda 1526 ve 1536 seneleri arasında artış, 1536 ve 1550 arasında düşüş ve tekrar 1570 senesinde artış olduğu anlaşılmaktadır. 1526 1570 seneleri arasında şehirdeki tahmini nüfusun ortalama 6500 7000 kişi arasında olduğu anlaşılmaktadır. XVI. yüzyıl boyunca şehrin nüfusunda büyük değişiklikler olmadığı görülmekte olup sakinlerin tamamıda Müslüman dır. 68 1550 senesine ait defterde Antakya da Nasara ve Yahudi taifesinin bulunmadığı, köylerde sakin olanların ise Haleb ve bazı yerlerden geldikleri belirtilmiştir. 69 Nüfus ile ilgili diğer bir grup da defterlerde 67 Mustafa, Öztürk, Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyılın Đlk Yarısında Antakya, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, VIII/2 (Elazığ, 1996), s. 329. 68 Benzer durum için bkz. Bilgehan, Pamuk, XVII. Yüzyılda Bir Serhad Şehri Erzurum, Đstanbul 2006, s. 128, 41 nolu dipnotunda Erzurum da 1520 ve 1540 senelerinde Gayr-i Müslim nüfus olmadığını belirtmiştir. 69 BOA. TD. 454, s.565.

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1039 çingeneler ve gurbetçiler adıyla kayıtlı taifelerdir. Bu taifeler tahrir defterinde mukataa gelirleri arasında görülmekte, ancak nüfuslarının ne kadar olduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. 2. Köylerin Nüfusu XVI. yüzyılda, diğer Osmanlı sancaklarında olduğu gibi, Antakya Kazasında da içtimai ve iktisadi hayatın ağırlı noktasını köyler teşkil ediyordu. Halkın geçimini genellikle tarım yoluyla temin etmesinden dolayı, nüfusun büyük çoğunluğu köylerde toplanmıştı. Köylüler şehirli olmayan, ancak onlar gibi yerleşik hayatı olan insanlardı. Karye denilen toplu iskân mahallerinde yaşarlardı. 70 Çalıştıkları, ürettikleri ve yaşadıkları mekânlar ayrıydı. Bulundukları ve yaşadıkları bölgenin coğrafî özellikleri, üretim, tüketim barınma kısaca sosyo-iktisadî hayatlarını belirleyen unsurlardı. 71 Antakya Kazasının köylerinde yaşayan kırsal nüfusun nahiyelere göre dağılımı aşağıda tablo halinde verilerek değerlendirildi. Tablo.4. Antakya Kazasının Nahiyelere Göre Vergi Nahiye 26 15 1536 1550 H M H M Đ H M Đ Antakya 460 81 682 342 26 790 353 4 Altınözü 1046 141 1201 609 55 1249 697 - Kuseyr 2468 286 3142 1485 104 3536 1428 - Cebel-i Akra 859 186 843 455 34 1075 595 - Süveydiye 388 39 378 256 8 582 201 - Şuğur 2031 187 2438 1409 64 2841 1661 - Toplam 7252 920 8684 4556 291 10073 4935 4 Nüfusu H: Hane M: Mücerred Đ: Đmam Antakya Kazasında toplam vergi nüfusu 1526 da 7252 hane, 920 mücerred, 1536 da 8684 hane, 4556 mücerred ve 291 imam, 1550 de ise 10073 hane, 4935 mücerred ve 4 imamdan ibarettir. Nahiyeler vergi nüfusu açısından büyüklük sırasına göre; Kuseyr (60415), Şuğur (47501), Altınözü (22753 ), Cebel-i Akra (19218) ve en sonda da Süveydiye (8632 ) gelmektedir. 1526 1550 seneleri 70 Suraiya, Faruqhi, Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayatı, Ankara 2006, s.59 62. 71 Necdet, Tunçdilek, Türkiye Đskân Coğrafyası Kır Đskânı, Đstanbul 1967, s.57 78, Ali, Tanoğlu, Nüfus ve Yerleşme, Đstanbul 1969, s.240 243.

1040 Abdülkadir GÜL arasında kazanın nahiyelerdeki nüfusunun devamlı artığı görülmektedir. Nahiyedeki vergi nüfusunu (hane ve imam sayısı toplamını) 6 katsayısı ile çarpıp çıkan bu sonuca mücerred nüfusu eklediğimizde nahiyelerin tahmini toplam gerçek nüfusu, 1526 da 44432, 1536 da 58406, 1550 de 65397 kişidir. Meydana geldiği ortaya çıkmaktadır. 3. Müslüman Nüfus Antakya Kazasındaki şehir nüfusunun tamamı ve kırsal nüfusunun çok önemli bir kısmını Müslümanlar teşkil ediyordu. Bu nüfus Türkler, Arablar, Ekrad ve Tat olarak adlandırılan gruplardan meydana gelmektedir. Kazanın Müslüman nüfusu, 1526 da 40963, 1536 da 54453, 1550 de 59554 kişidir. Müslüman nüfusun kazanın toplam nüfusu içerindeki oranı ise; 1526 da %92,19, 1536 da %93,23 ve 1550 de %91,06 dır. Verilere bakıldığında 1526 1550 seneleri arasında Müslüman nüfusun devamlı bir artış gösterdiği söylenebilir. Antakya Kazasındaki zaim ve tımarlı sipahiler de dikkate alındığı durumda, bu oranlar Müslümanlar lehine daha artmaktadır. a. Tat Tahrir kayıtlarında yoğun bir şekilde karşılaşılan tabirlerden biriside tat kavramıdır. Anadolu da yer adı olarak geçen tat kelimesi, eski kaynaklarda yabancı anlamına gelmektedir. Orta Türkçede yabancı Đranlı anlamına gelir. 72 Đncelenen defterlerde hem şehir merkezinde hem de köylerde tat lakaplı birçok kişiye tesadüf edilmiştir. Kayıtlarda ismin üst veya alt kısmında bu tabir kullanılmıştır. Ayrıca tat kayd edilen kişinin babasının adı da yazılmamıştır. Anlaşıldığı kadarıyla tat Türkmen, Yörük ve Ekrad için kullanılan bir tabir değildir. Çünkü aynı mahalle veya köyde Türkmen, Ekrad veya Yörük kayıtlarının yanı sıra tat tabirini alan kişiler farklıdır. 73 Tat lakabıyla başlayan isimlere örnek vermek gerekirse; Tat Ahmed, Mehmed, Fırat, Đsa, Kasım, Ali, Ömer, Yusuf, Hasan, Musa, Osman, Tahir, Arslan, Abdullah, Mahmud, Abdi, Bekir, Murad 74 gibi. Đsimlerin altında Arab kelimesi yalnız kullanıldığı gibi tat kelimesiyle birlikte kullanıldığı görülmektedir. 1570 de Altınözü nahiyesine bağlı Hafisiyye köyü sakinlerinden Tat Ahmed Arabî, Tat 72 Hasan, Eren, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara 1999, s.396. 73 Kuseyr nahiyesine bağlı Kozya köyünde Tat Halil ve Kürt Đbrahim kayıtlarındaki gibi. BOA. TD. 1040, s.129b. 74 BOA. TD. 1040, s.73a,74a,76b,77b,80a, 130b; BOA. TD.397, s.395; BOA. TD.454, s.570, 612; BOA. TD.493, s.620,636, 679, 690, 692 vb

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1041 Hüseyin Arabî, Tat Mehmed Arabî 75 gibi kişilerin kayıtlarda görüldüğü gibi tat tabirinin Arablar için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, tat tabiri gayr-i Türk, ancak Müslüman zümreler için kullanıldığı söylenebilir. Yoğun bir şekilde Arablar için kullanıldığı görülse de Acem, Çerkez, Gürcü ve ihtida edenlerde de tat tabirine rastlanmaktadır. Tek bir cemaat veya milliyet için kullanılan bir tabir olmadığı da anlaşılmaktadır. b. Đhtida Hareketleri Đslam literatüründe, bir başka dine mensup şahsın, putperest veya dinsiz bir insanın Müslümanlığı seçmesine ve hayatini ona uydurmasına ihtida (conversion) denilmektedir. 76 Tarihî süreç içerisinde din değiştirme olayına bakıldığında din değiştirme olayının sebeplerini psikolojik, sosyo-kültürel faktörler olmak üzere iki temel gruba ayırabiliriz. Günahkârlık duygusu, dramatik tecrübeler, iç çatışmaları ile manevi aydınlanmayı psikolojik faktörler, dini telkin ve irşatlar ile başka bir dinle teması da sosyokültürel faktörler arasında sayabiliriz. 77 Đhtida hadiselerini tespitinde tahrir defterleri şer iyye sicilleri kadar bize bilgi sunmamaktadır. Şöyleki; ihtida edenlerin hangi dinden ve milletten oldukları, yaşları, cinsiyetleri, ne zaman ihtida ettikleri ve önceki isimleri gibi birçok konuyu tahrirler defterlerinden tespit etmek mümkün değildir. Tahrirlerde ihtidalar nev-i Müslim 78 veya x müslimin 79 tabiriyle kaydedilmiştir. Bunun yanı sıra, zimmîlerin yoğun olduğu köylerde birkaç hanenin Müslüman olması veya bir köyde yarıya yakının baba adlarının Abdullah olması gibi ipuçları da bize yardımcı olmaktadır. Umumiyetle, ihtida edenler eskiyle ilişiklerini kesmek için Allahın kulu anlamına gelen Abdullah ismini babalarının isimlerinin yerine kullanmışlardır. 80 Yoğun olmamakla beraber ihtida denler kendi isimlerini değiştirerek babalarının isimlerini muhafaza ettikleri görülmektedir. 81 75 BOA. TD.493, s.679, 690, 692. 76 Hayati, Hökelekli, Din Psikolojisi, Ankara 1993, s.290. 77 Osman, Çetin, Sicillere Göre Bursa da Đhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları (1472 1909), Ankara 1994, s.60 72. 78 BOA. TD. 1040, s.118b. 79 BOA. TD. 1040, s.101b; BOA. TD. 454, s.651, s.659. 80 BOA. TD. 397, s.355, 358, 365, 400, 403; BOA. TD. 454, s.557, 599, 600, 625, 628, 630, 640, 642, 656; BOA. TD. 493 s.637,660, 663, 667, 683,684. 81 1570 de Süveydiye nahiyesine bağlı Zeytuniye adlı köyde Müslüman olan Süleyman veledi Mırdık babasının ismini değiştirmemiştir. BOA. TD. 493, s. 660;bkz. BOA. TD. 397, s.347, 349.

1042 Abdülkadir GÜL XVI. yüzyılda Antakya Kazasında zimmî nüfusun yoğunluğu Süveydiye ve Cebel-i Akra nahiyelerinde bulunmaktaydı. Đhtida ilgili bilgiler bu nahiyelere bağlı köylerde tespit edildi. Đhtida hadiseleriyle ilgili bilgiler 1526 tarihinden daha ziyade 1536, 1550 ve 1570 tarihlerine aittir. Tahrir defterlerinde ihtida hadiselerinin açık şekilde kayd edildiklerini görmekteyiz. Örneği; 1526 da Altınözü nahiyesine bağlı Cunte köyünde 82 nev Müslim Yusuf veledi Đbrahim kaydına rastlanmıştır.1526 da Antakya nahiyesine bağlı Sultaniye adlı köyde Đbrahim el müslimin tabiriyle bu kişinin Müslüman olduğu belirtilmiştir. 83 1550 tarihinde ki başka bir kayıtta Kuseyr nahiyesine bağlı Karsa Bellü el Hazan köyünde 52 zimmî ve Đbrahim müslimin kaydı bulunmaktadır. Đbrahim müslimin adlı kişi köyde iskân edenlerin baş kısmına kayd edilmiş olan tek Müslim hanedir. 84 Benzer bir durum aynı yılda Kuseyr nahiyesine bağlı Mağdelatül l- Meşayih köyünde Abdullah el müslimin şeklinde görülmektedir. 85 Başka bir örnekte ise 1570 de Antakya nahiyesine bağlı Düveyr adlı köyde Müslüman olarak kayd edilmiş olan Duman Nasranî adlı kişinin isminden ve lakabından da anlaşıldığı üzere öncesinde Nasrani olduğu ancak sonra ihtida ederek adını değiştirmediği anlaşılmaktadır. 86 Defterlerde ihtidanın açık kaydı olmayıp, ihtida olması kuvvetle muhtemel olan bilgilerde bulunmaktadır. Şöyle ki; 1550 de Mahsen mahallesinde baba adını Abdullah olarak almış ve arda arda kayıt olmuş bir hayli kişinin olduğu görülmektedir. Burhaneddin veledi Abdullah, Yusuf veledi Abdullah, Hamza veledi Abdullah, Salu veledi Abdullah, Ahmed veledi Abdullah, Süleyman veledi Abdullah, Musa veledi Abdullah, Yunus veledi Abdullah ve Mehmed veledi Abdullah 87 Benzer örnekleri köylerde de görmekteyiz 88 Örneğin; Kuseyr nahiyesine bağlı Marsu adlı köyde 41 Müslüman hanenin olduğu ve 14 kişinin babasının adı da Abdullah olarak kayd edildiği anlaşılmaktadır. Đhtida hadiselerinin olma ihtimaliyle ilgili diğer bir husus da yoğunluğu Gayr-i Müslim köylerdeki Müslüman kayıtlarıyla ilgili olanlardır. Örneğin 1536 da Süveydiye nahiyesine bağlı Mişrakiye 82 Cunte köyünde 36 Müslüman hane, 14 hane gebran-ı ermeniyan kayıtlıdır. BOA. TD. 1040, s.118b. 83 BOA. TD. 1040, s.101b. 84 BOA. TD. 454, s.651. 85 BOA. TD. 454, s.659. 86 BOA. TD. 493, s.637. 87 BOA. TD. 454, s.557, bkz. BOA. TD. 454, s.625, 636, 640, 642. 88 BOA. TD. 493,s.640, 660, 663, 667; BOA. TD. 397, s.347, 349, 350, 358.

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1043 köyünde 89 76 Gayr-i Müslim nüfus ve 26 Müslim nüfus bulunmaktadır. Müslim olarak kayıt olanlardan Süleyman veledi Abdullah, Maksud veledi Abdullah, Ali veledi Abdullah, Ahmed veledi Abdullah ve Đkram veledi Karagöz gibi kişiler muhtemelen ihtida etmiş olmalıdır. 1550 de Süveydiye nahiyesine bağlı Cerariye adlı köyün 99 hanesi Gayr-i Müslim olup, Kelami adlı kişinin evlatları olduğu anlaşılan, Abdullah, Ali, Mansur ve Ahmed adındaki dört kişinin Müslüman olarak kayıt edildiğine rastlanmaktadır. Aynı aileye mensup olan bu dört kişinin muhtemelen ihtida olduğu söylenebilir. 90 Bu örneklerden de anlaşılıyor ki, XVI. yüzyılda Antakya Kazasında yoğun olmamakla beraber ihtida hadiseleri görülmektedir. Kayıtlardan, din değiştirme hususunda zimmîlerin serbest oldukları ve devletin zimmîleri din değiştirmeye zorlamadığı anlaşılmaktadır. Nüfus yapısı itibariye zaten Türk ve Müslüman olan bölgenin az da olsa ihtida hareketiyle Đslamlaştığı anlaşılmaktadır. 4. Gayr-i Müslim Nüfus Gayr-i Müslimler, tapu defterlerinde an taife-i gebrân, taife-i gebrân-ı ermeniyân, an taife-i nasranî gibi kayt edilmiş olup, Müslümanlar için veledi tabiri kullanılırken Gayr-i Müslimler için ibn tabiri kullanılmıştır. 91 Đncelenen defterlerde, Yahudi cemaatine ait herhangi bir kayda rastlanmamıştır. 1526 1570 seneleri arasında şehir merkezinde ve Antakya nahiyesinde Gayr-i Müslim nüfus bulunmamaktadır. 1550 senesine ait tapu defterindeki kayıttaki; Nefs-i Antakya da defter-i cedid-i hakanide mukayyed Yahudî ve Nasara olmayup Haleb den ve bazı ahar yerlerinden Yahuda ve Nasara gelüb mütemekkin olup kendüleri içün eyledikleri hamr dan âdet ve kanun üzre her iki batmana bir akça bac tayin olundu ifadesinden anlaşıldığı üzere, Nasara ve Yahudi nüfusunun şehri ve Antakya nahiyesinde olmadığı, kazaya Haleb ve çeşitli bölgelerden geldikleri açıkça görülmektedir. 92 Antakya Kazasında Gayr-i Müslim olarak kayt olan gruplar Ermeniler 93 ve Nasranîlerdir 94. Bu toplulukların dışında başka Gayr-i Müslim topluluğa rastlanmamıştır. 89 BOA. TD. 397, s.350, 349, 355, 358, 400, 403 90 BOA. TD. 454, s.625,626, bkz. BOA. TD. 454, s.630,636, 642,652, 656. 91 BOA. TD 1040, s.667, BOA. TD.454, s.312. vb 92 BOA. TD. 454, s.565. 93 an taife-i Gebran-ı Ermeniyan Cunte köyü BOA. 1040, s118.b, taife-i Ermeniyan, Cerrarriye, Suriye, BOA. TD. 397, s.346 347,349, 400, BOA. 493, s. 665, 666, 671.vb. 94 taife-i Nasranî, Zeytüniye köyü, BOA. 397, s.347, BOA. 493, s.663, 667.vb.

1044 Abdülkadir GÜL Tablo.5. Antakya Kazasının Nahiyelere Göre Gayr-i Müslim Nüfusu Gayr-i Müslim nüfusun iskân olduğu nahiyelerin nüfus Nahiyeler 1526 1536 15 50 H M H M H M Altınözü 36 2 37 23 37 30 Kuseyr 132 1 142 51 212 39 Cebel-i Akra 51 16 95 30 130 61 Süveydiye 256 29 201 103 381 130 Şuğur 94 7 139 62 164 39 Toplam 569 55 614 269 924 299 yoğunluğuna göre; Süveydiye (5290), Kuseyr (3007), Şuğur (2490), Cebel-i Akra (1763) ve Antınözü (350 ) meydana gelmektedir. Gayr-i Müslim nüfusun yıllara göre dağılımı; 1526 da 3469, 1536 da 3953 ve 1550 de 5843 kişiden oluşmaktadır. Gayr-i Müslimlerin kazanın tahmini nüfus içinde oranı ise; 1526 da %7,8, 1536 da %6,77, 1550 de %8,94 dür. Grafik.1. de görüldüğü üzere 1526 1550 seneleri arasında Gayr-i Müslim nüfus kaza nüfusuna paralel olarak artmıştır. Kazanın toplam nüfusu içerinde Gayr-i Müslim nüfusun önemli yekûn tutmadığı ve belirli köylerde kümelendikleri söylenebilir. 70000 60000 50000 40000 30000 Müslim Gayri-Müslim 20000 10000 0 1526 1536 1550 Grafik 1. XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın Nüfusunda Müslim ve Gayr-i Müslim Oranları

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1045 Đncelenen dönem içerisinde birçok Gayr-i Müslim köyün varlığına tesadüf edilmiştir. Şöyle ki; Altınözü nahiyesinde; Cunte, Kuseyr nahiyesinde; Beridiyye, Suriye, Karsa Bellü el Hazan, Cebel-i Akra nahiyesinde; Tamtum, Çakçak, Helkin, Kozören ve Keseb, Süveydiye nahiyesinde; Cerrariye, Hacıhabiblü, Zeytuniye, Sürün, Kisiye ve Yoğunoluk, Şuğur nahiyesinde; nefs-i Şuğur, Çeribat ve Yakubiyye köyleridir. Gayr-i Müslimler Müslümanlarla beraber aynı köyde sakin oldukları görülmektedir. Örneğin; 1526 senesinde Altınözü nahiyesine bağlı Cunte, 1550 senesinde Kuseyr nahiyesinde Beridiyye, 1536 1550 senelerinde Suriye, 1550 senesinde Karsa Bellü el Hazan, Cebel-i Akra nahiyesinde 1536 senesinde Tamtum, Süveydiye nahiyesinde 1526 ve 1550 senelerinde Cerrariye, 1526 1550 seneleri arasında Hacı habiblü, Zeytuniye ve Mişrakiye, Şuğur nahiyesinde nefs-i Şuğurdur. Bu durum Antakya Kazasında Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında, çok keskin bir ayrımın olmadığını ortaya çıkarmaktadır. Beraber yaşanan köylerde nüfus yoğunluğunu Gayr-i Müslimler oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra kazada sadece Gayr-i Müslimlerin sakin olduğu köyler de bulunmaktadır; 1536 1550 senelerinde Altınözü nahiyesinde Cunte, Kuseyr nahiyesinde 1526 1536 senelerinde Beridiyye, 1526 senelerinde Suriye, 1526 1536 senelerinde Karsa Bellü el Hazan, Cebel-i Akra nahiyesinde 1550 senesinde Tamtum, 1526 1550 senelerinde Çakçak, Helkin, Kozören, Süveydiye nahiyesinde 1526 1550 senelerinde Sürün ve Yoğunoluk, Süğur nahiyesinde 1526 1550 senelerinde Çeribat ve Yakubiyye köyleridir. Tahrir defterlerinde, Serkis, Abdi, Đsak, Allahverdi, Tanrıverdi, Ovak, Ağop, Serkiz, Bedrus, Bünyad, Dökmeci, Ertan, Đlyas, Durmuş, Murat, David, Kirkor, Sefer, Hocatur, Mansur, Duman, Aran, Esmer, Karabaş, Kara Sefer, Derik, Garip, Hacir, Karagöz, Đsa, Yunus, Orhan, Karaoğlan, Vartan, Ovanis, Kaplan, Aslan, Süleyman, Asaf, Karakoç, Uğurlu, Yusuf, Şekerbit, Keleken, Hüda, Cerciş, Abdullah, Đskender, Ohan, Armiye, Bişor, Abdülmesih, Münir, Yosef, Kostantin, Cibre, Zoyfi, Hasaron, Harun, Karabet, Avadis, Sağar, Diyab, Đbrahim, Vehip, Çercoş, Dimitri, ve Ellez gibi adlardan anlaşıldığı üzere. Gayr-i Müslimlerin kullandıkları isimlerin bir kısmı Türkçe ve Đslami, diğer kısmı ise kendi milli ve kültürel öğelerini taşımaktadır.

1046 Abdülkadir GÜL 5. Kazanın Tahmini Nüfusu 1526 1550 seneleri arasında Antakya Kazası nın kazanın tahmini nüfusu şehir ve nahiyelerin nüfusunun toplamından meydana gelmektedir. Buna göre tahmini nüfus 1526 da 50875, 1536 da 66043 ve 1550 de 71490 kişiden oluşmaktadır. Şehir nüfusunun kazanın tahmini nüfusu içinde oranı; 1526 da %12,66, 1536 da %11,56 ve 1550 de %8,52 dir. Sonuçlardan da anlaşıldığına göre Antakya şehri nüfus bakımında pek kalabalık bir şehir değildi. Braidwood yapmış olduğu çalışmada, Amik ovanın kenarında kurulmuş olan şehrin, kış yağışlarıyla sel baskınlarına uğradığı ve yazın bu su birikintilerinin bataklığa dönüşmesine sebep olduğu ve bataklıkların da bölgede sıtma hastalığının kaynağı olduğunu belirtmektedir. Ayrıca ovadan geçen Asi nehri ve Kara Çay ın yaz aylarında sularının çekilmesinden dolayı bataklığa dönüşmesinden sıtma hastalığına kaynak teşkil ettiğini ifade etmektedir. 95 95 R.J, Braidwood, Mounds in the Plain of Antioch: An Archeological Survey, The University of Chicago Oriential Institute Publication. XVIII (Chicago,1937), s.8 11. Braidwood çalışmasında; XVI. yüzyılda Antakya ovasının durumunu tespit için, Nasühü s-silahi (Matrakcı) nın Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han adlı eserinden istifade etmiştir. Matrakcı eserinde Antakya ovasındaki göl ve bataklıkları minyatür şeklinde göstermektedir. Bkz. s.107b. Ayrıca bkz. M Streck, Amık, ĐA, c.1, Đstanbul 1993, s.398 399, Cemal, Alagöz, Coğrafya Gözüyle Hatay, DTCFD, II/2, 1944, s.214 224; 1570 senesinde bölgede salgın hastalıkların olduğu şehir merkezlerindeki insanların köy ve dağlara doğru göç ettikleri ve bu salgınlardan birçok insanın öldüğü belirtilmektedir. Bkz. Michael W. Dols, The Second Plague Pandemic and Its Recurrences in the Middle East: 1347 1894, Journal of Economic and Social History the Orient, Vol. 22, No:2 (May:1979), pp. 175 176.

XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın... 1047 70000 60000 50000 40000 30000 Şehir Köy 20000 10000 0 1526 1536 1550 Grafik 1. XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın Şehir ve Köy Nüfus Oranları Köylerin nüfusunun kazanın tahmini nüfusu içinde oranı ise; 1526 da %87,34 1536 da %88,44 ve 1550 de %91,48 dir. Nüfusun çoğunluğu da tarım toplumu olunmanın tabii bir sonucu olarak köylerde toplanmıştır. Grafik.1. de görüldüğü üzere şehir nüfusunda belirli dönemlerde artış ve düşüş yaşanırken, köy nüfusunda sürekli ve büyük nüfus artışları meydana gelmiştir. Kazanın yıllara göre nüfus değerlerinde önemli farklılıklar olmuştur. Bazı nahiyelerde ki (mesela Süveydiye, Cebel-i Akra, Deyrgöş ve Şüğur) nüfus da normalin dışında bir artış meydana gelmesi, bu nahiyelerin başka bölgelerden göç aldığı sonucunu ortaya çıkarıyor. Bu verilerden hareketle, Haleb şehrinde 96 ortaya çıkan büyük salgınlardan sonra bir kısım halkın da çevredeki nahiyelere göç ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. SONUÇ XVI. Yüzyılda Antakya Kazası nın Demografik Yapısı, adlı çalışmada, Tapu Tahrir Defterleri ve diğer arşiv kaynaklarına dayalı, özet kısmında da belirtilen amaç, doğrultusunda yapılan incelemede elde edilen sonuçlar, ayrıntılı bir şekilde izaha çalışıldı. Đncelemenin genel bulguları açısından bir değerlendirme yapıldığında şu sonuçlara ulaşıldı. 96 Enver, Çakar, XVI. Yüzyılda Haleb Sancağı, s.153.