Başbakan Yıldırım, Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu dolayısıyla verilen akşam yemeğinde konuştu

Benzer belgeler
Başbakan Yıldırım, Kudüs Platformu Sempozyumu nun gala yemeğinde konuştu

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasına tepkiler

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: KUDÜS'ÜN SAHİPSİZ OLMADIĞINI TÜM DÜNYAYA GÖSTERDİK Çarşamba, 13 Aralık :40

8-Haz-16 Türkiye-Filistin İş Forumu

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Başbakan Yıldırım, Otonomi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Ankara YHT Garı açılış töreninde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Türkiye genelinde 40 İlçeye Doğalgaz Dağıtım Töreni nde konuştu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Başbakan Binali Yıldırım, başbakan olarak ilk kez memleketi Erzincan'a geldi.

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

Başbakan Davutoğlu İzmir de halka hitap etti

AK Parti mazlum coğrafyaların umudu

İLİM HALKALARI PROJESİ

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Türkmenistan ata yurdumuz

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Başbakan Yıldırım, İstanbul Başakşehir de halka hitap etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi sonrası ortak basın toplantısında konuştu

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz, Afrika'nın Tamamında Müstakil Büyükelçiliklerimizin Olmasıdır

Türkiye-Filistin İş Forumu Mart 2016 DEİK, River Plaza TİM,Dış Ticaret Kompleksi

High Level Economic Dialogue - HLED Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Programı Brüksel

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

HAVRAN BELEDİYEBAŞKANLIĞI 2016 YILI TEMMUZAYI FAALİYET RAPORU

07 Mayıs 2015 BASINA VE KAMUOYUNA. Mayıs İsrail İnsan Hakları İhlalleri Raporu na İlişkin Basın Bildirisi. Değerli Basın Mensupları,

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram namazı sonrası açıklama yaptı

Siyonist rejim emrivakilerle fiili durum oluşturarak, dünyayı bu yeni duruma alıştırmak istiyor

Turizm ve Çevre Bakanlığı, turizm tanıtma ve pazarlama çalışmaları çerçevesinde KKTCyi Azerbaycanda düzenlediği road show etkinliğiyle tanıttı.

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Müziği kriz vurdu

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Başbakan Yıldırım, İstanbul da Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Gemlik-Bursa Kesimi Açılış Töreni nde konuştu

Turizm ve Seyahat Tic. Ltd. Şti. Beyti Şerife giderken, beytin sahibine gidebilmek ümidiyle... UMRE. 24.yıl.

DİYANET UMRE. T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı

Başyazı. Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden. Vakıf Şehir Kudüs. Dr. İbrahim ATEŞ

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

EYÜPSULTAN MEVCUT DURUM TESPİTLERİ

Başbakan Yıldırım, Yavuz Sultan Selim Köprüsü açılış töreninde konuştu

Tarihi Evlerin Restorasyon ve İmar Projesi Projenin Önemi: Projenin amacı: Projenin Uygulanması: Projenin Maliyeti:

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

Bir Destinasyon Olarak Edirne ve Durum (Swot) Analizi

Şerif Kocadon için mevlit

Kamplardaki sığınmacı sayısı 152 bin 51

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

DAMLA PROJESİ HATAY PROGRAMI HAKKINDA BASINDA ÇIKAN HABERLER

BAŞKAN YAVUZ, TUZLA BELEDİYE BAŞKANI DR.ŞADİ YAZICI, EŞİ


4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi

"15 Temmuz Şehidimiz hemşehrimiz Mustafa Cambaz ın kendisi artık belki aramızda değil, ancak onun Fotoğrafları Batı Trakya da sergileniyor.

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

Ağustos ayı içerisinde üyelerimizin talep ettiği 45 üyeye Kapasite Raporu, 6 üyemize Ekspertiz Raporu ve 4 adette Fiili Tüketim Belgesi

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

ALO 170 Sivas ta Hizmet Vermeye Başladı

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Başbakan Yıldırım, Şehircilik Şurası Açılış Töreni nde konuştu

Özellikle uzman olduğumuz bir alanımız var. Umre ve hac

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

BODRUM EMNİYET MÜDÜRÜ HALUK BAŞ HAKKARİYE TAYİN OLDU

AHMET YILDIZ: İYİ NİYET VE AKLISELİM İLE BUNLARIN ÜZERİNE GİDERSEK, ÇÖZÜMLENMEYECEK SO Pazartesi, 29 Mayıs :30

ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM: BAŞBAKAN IN İLETİŞİM VERGİSİNDE KAMUYA VERDİĞİ BEYANAT, BİZİM İÇİN BİR

Şefkat Sarayları İSMEK BAĞLARBAŞI TÜRK İSLAM SANATLARI İHTİSAS MERKEZİ ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİ SERAMİK SERGİSİ

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN ÇÖZÜM SÜRECİNİN İKTİSADİ BOYUTUNA KATKI: ALTERNATİF TURİZM KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

SGK Mutfağına Gıda Güvenliği ve Yönetimi Kalite Belgesi

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Çarşamba İzmir Gündemi

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

SGK Başkanı, Naci Şahin Konferans Salonu Açılışını Yaptı

Rahmet, merhamet ve bereket ayı olan Ramazan-ı Şerif in şehrimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü.

Transkript:

Başbakan Yıldırım, Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu dolayısıyla verilen akşam yemeğinde konuştu Mayıs 08, 2017-11:33:00 Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde, Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu münasebetiyle verilen akşam yemeğinde konuklara hitap etti. Yıldırım, bu son derece anlamlı ve aynı zamanda zamanlaması itibarıyla da önemli toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti. Yıldırım, İslam medeniyetinin, tarihte en başından beri bir şehir kültürü olarak da hep kendini gösterdiğini belirterek, İslam şehirlerinin maneviyatlarının adeta birer aynası olarak şekillendiğini, tarih boyunca Mekke'de, Medine'de, Kudüs'te, Şam'da, Bağdat'ta, Kahire'de, Buhara'da, Saraybosna'da, İstanbul'da ve daha nice pek çok şehirde, İslam medeniyetinin vakıflar yoluyla en güzel şekilde vücut bularak bugünlere kadar geldiğini söyledi. İslam şehirlerinde üç büyük dinin ibadethanelerinin bir arada bulunmasının, İslamiyet'in hürriyet ve insaniyet anlayışının en doğal tezahürü olarak ortaya çıktığını aktaran Yıldırım, "Her kesim kendi vakıflarıyla bu şehirlerde yerini almış, Avrupa'da insanlar gettolarda hapsedilirken, İslam şehirlerinde herkes güvence içinde kendi dinini, inancını, ibadetini ve yaşantısını sürdürebilmiştir. Biz işte böyle bir medeniyetin sahibiyiz ve bunu en güzel şekilde devam ettirmekten de aynı zamanda sorumluyuz. Vakıf bir hayır ve hizmet kurumudur. Osmanlı döneminde bilhassa medreseler, aşevleri, şifahaneler, huzurevleri, hastaneler, dul ve yetim evleri, köprüler, yollar, camiler, su kanalları ve bugün bizi hayran bırakan birçok eser, vakıflar marifetiyle yaptırılmıştır." ifadelerini kullandı. KUDÜS'TE HAYAT, HER SABAH YENİDEN BAŞLAYAN BİR MÜCADELEDİR Başbakan Yıldırım, vakıfların hayatın her alanında etkisini gösteren kurumlar olduğunu, bugün de

birçok sosyal, kültürel, hayır ve dini hizmetlerin vakıflar eliyle sürdürüldüğünü aktararak, şunları kaydetti: "Lakin Kudüs'e geldiğimizde bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Süre giden işgal, Kudüs vakıflarına mutat hizmetlerin çok ötesinde bir görev ve mesuliyet yüklemektedir. Bu vakıflar, Filistin ve Kudüs davasını omuzlamak durumuyla da karşı karşıya kalmışlardır. İslam Halifesi Hz. Ömer'in büyük bir tevazu ile girdiği ve en kıymetli mukaddes emanet olarak teslim aldığı Kudüs, bugün duvarlarla, kontrol noktalarıyla, Filistinli kardeşlerimizden dahi koparılmaya çalışılmaktadır. Bugün Kudüs'te hayat, ecdat emaneti İslam eserlerinin muhafazasından Kudüs halkının maddi ve manevi ayakta kalabilmesine, evini onarabilmesinden kabristanına sahip çıkabilmesine, bin yıllık tarihi çeşmelerin suyunun akmasından gençlerin yanlış yollara sapmak yerine ilim ve irfanla donanmasına, müminlerin Aksa'ya varıp da secde edebilmesine, her sabah yeniden başlayan bir mücadeledir." Tüm İslam alemi olarak, Kudüs'e omuz vermenin herkesin boynunun borcu olduğunu vurgulayan Yıldırım, "İmkanı olan herkesin gidip Aksa'da Kudüslü kardeşlerimizle saf tutması, esnafından el emeği göz nuru Filistin'in ürünlerinden alması, Filistin otellerinde konaklaması, ümmetçe Kudüs'e sahip çıktığımızın, çıkacağımızın en güzel göstergesi olacaktır." dedi. Başbakan Yıldırım, Türkiye olarak Kudüs halkına ve vakıflarına destek verebilmek için çalışmaları sürdürdüklerini dile getirerek, "Tüm dünya genelinde gururumuz olan TİKA başta olmak üzere, çeşitli kuruluşlarımızla Kudüs'teki dükkanların restorasyonu, ticaretin kuvvetlendirilmesi, Filistinli kardeşlerimizin meslek bilgilerini artırmaları, hastanelerin ihtiyaçlarının karşılanması, kız öğrenciler için yurt inşası, diğer pek çok projeyi gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Vatandaşlarımız Umre programları dahilinde veya müstakilen Kudüs'ü ziyaret edip, bu muazzam dini, kültürel mirası yaşamaktan hemhal olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorlar. Esasen Filistinli kardeşlerimizin işgal karşısındaki vakarlarını görünce, Kudüs'e karşı o mesuliyetleri kendileri de bir vazife olarak üstlenmiş oluyorlar." diye konuştu. BU KUTSAL MEKANLAR SAHİPSİZ BIRAKILMAZ Önümüzdeki günlerde Batı Şeria'nın, Gazze'nin, Doğu Kudüs'ün ve dolayısıyla Harem-i Şerif'in, İsrail işgali altına girmesinin 50. yılının yaşanacağını aktaran Yıldırım, şöyle devam etti: "Aradan geçen 50 yıla baktığımızda, Filistin halkının yaşadığı acıyı iliklerimize kadar hissediyoruz. 14 asırdır İslam'ın olan Kudüs'ün, dünyada hiçbir devletin kabul etmediği bir işgalle İslam'dan alınması, insanlığın ortak mirası olmaktan çıkarılması, asla kabul edilebilir değildir. Zihinlerden bu Kudüs sevgisi silinemez. Bu ümmet ilk kıblesini unutmaz. Bu kutsal mekanlar sahipsiz bırakılmaz. Bu ebedi nöbetler bitmez. Miracın vuku bulduğu bu mukaddes topraklar Müslümansız kalmaz. Kudüs'e sahip çıkma, hizmet etme anlayışımız Hz. Ömer'e, Selahaddin Eyyubi'ye, Yavuz Sultan Selim'e layık olmak demektir. Hz. Peygamberimizin ümmetinden olabilmek, kendimize yakışanı yapabilmektir. Kudüs'teki İslam ve Hristiyan mirasının korunması, İsrail'in işgalci güç olarak hukuken de mesuliyetidir. Ancak ne yazık ki UNESCO misyonunun dahi Kudüs'ü ziyareti engellenmektedir. Kudüs'ün tarihi statüsüne halel getirecek her türlü adımdan kaçınmak gerekir. Bunu tüm uluslararası muhataplarımıza söylüyoruz, söyleme de devam edeceğiz. Barış ancak hukuka riayet etmekle mümkündür. Uluslararası hukuku ihlal ederek, barışa ulaşmak asla mümkün olmayacaktır. Hukuk tarihin bir özetidir. Bu dersler tarihten alınmazsa maalesef yaşayarak öğrenilir." Aynı hassasiyetin, İsrail'in ezan yasağı tasarısı konusunda da gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldırım, "İsrail meclisinin bu taslağı, bu düşünceyi ilerletmeyeceğini bekliyoruz ve bu yöndeki telkinlerimizi sürdürüyoruz." dedi. Başbakan Yıldırım, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde, "Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası

Kudüs Vakıfları Forumu" dolayısıyla verilen akşam yemeğindeki konuşmasında, geçen yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen İslam Zirvesi sırasında dahil olunan İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs Komitesinin, İslam aleminin Kudüs'e yönelik gayretlerinin koordinasyonu için faydalı bir zemin teşkil ettiğini dile getirdi. Filistinlilerin karşı karşıya olduğu işgalin sadece Ortadoğu'da değil dünya genelinde de aşırı gruplarca istismar edilen derin bir umutsuzluğu ve uluslararası topluma karşı güvensizliği körüklediğini aktaran Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Filistin meselesinden kaynaklanan bu derin adaletsizlik hissi giderilmeden, bölgenin huzura kavuşması beklenmemelidir. İsrail'in Harem-i Şerif'in ve Mescid-i Aksa'nın kutsiyetini ağır biçimde ihlal eden uygulamaları ve Kudüs'ün çok dinli kültürel yapısını değiştirmeye yönelik kabul edilmesi mümkün olmayan tasarrufları karşısında, bu mukaddes şehrin dini ve tarihi mirasına sahip çıkmak, geçmişimize ve kimliğimize sahip çıkmak anlamına geliyor. Kudüs'ün ve Harem-i Şerif'in İslam'a ait bir mekan olarak muhafazası, bütün Müslümanların görevidir. Harem-i Şerif, 144 dönümü tamamıyla İslam'a ait bir bütündür. 1187'de Kudüs'ün tüm ahalisini kurtaran büyük İslam komutanı Selahaddin Eyyubi'nin, 1517 Aralık ayında Kudüs'e gelerek Mescid-i Aksa'da namaz kılan Yavuz Sultan Selim'in ve daha nicelerinin sesleri, hala buralarda yankılanmaktadır." Yıldırım, "Ortadoğu'da kalıcı barış için tek yol, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılığa sahip bir Filistin devletinin vücut bulmasıdır. İsrail'in yerleşimlerini genişletmesi yönündeki süregiden kararları, iki devletli çözüm zeminini tahrip etmektedir. Barış sürecinin anlamlı bir şekilde canlanabilmesi için öncelikle müzakere zemininin eşit şartlarda olması gerekmektedir. Bunun için Filistin devletini tanıyan ülkelerin sayısının hali hazırda 137'nin ötesine geçmesi, Filistin'in uluslararası kuruluşlarda aynı şekilde temsili şarttır. Bu yönde elimizden gelen gayreti bugüne kadar gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ın öngörülü liderliğiyle bu konuda da Filistinli kardeşlerimizi daha güzel günlerin beklediğine inanıyoruz. Uluslararası topluma, Filistin halkına karşı tarihi sorumluluklarını yılmadan, usanmadan hatırlatmaya devam etmeliyiz." diye konuştu. GAZZE'YE BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM Başbakan Yıldırım, Filistinlilerin kendi içinde birliğinin Filistin davasının başarısı için taşıdığı öneme dikkati çekerek, İslam ülkelerinin geçmişte olduğu gibi gelecekte de Filistinlilere bu yolda her türlü desteği vereceğinden kuşkusu olmadığını söyledi. Türkiye'nin bir yandan 50 yıldır işgal altında bulunan Filistin topraklarının bir an önce hürriyetine kavuşması için diplomatik çabaları sürdürürken, diğer taraftan Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de var olma mücadelesi veren Filistin halkının direncini güçlendirebilmek için de her sahadaki yardım faaliyetlerini genişleterek devam ettirmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, Türkiye'nin, 2003'ten bu yana Filistin'e 500 milyon dolar yardım temin ettiğini, sadece 2004-2016 döneminde yapılan yardım tutarının 138 milyon dolar olduğunu kaydetti. Yıldırım, Gazze'de yaşayanların en temel insani yaşam koşullarına ihtiyacı bulunduğunu, yüzde 70'i mülteci olmak üzere 2 milyon insanın, günde 4 saat elektrikle hayatını idame etmek zorunda kaldığını ve su yetersizliğinin de büyük bir sorun olduğunu anlatırken, "Buradan ilgili herkese ve tüm vicdan sahiplerine sesleniyoruz; Gazze'ye birlikte sahip çıkalım. Gelin, hep birlikte bu yaraları saralım ve oradaki kardeşlerimizin derdine derman olalım." dedi. Filistin Başbakanı Rami Hamdallah'ın şahsında Filistin halkına, Türkiye'deki terörist darbe girişimi sırasında Harem-i Şerif'te, El Halil'de, Nablus'ta, Gazze'de sokaklara dökülerek Türkiye'ye verdikleri destek için teşekkür eden Yıldırım, "FETÖ gibi yıkıcı oluşumlara karşı, İslam ülkelerinin ortak bir tavır

ortaya koyması, çok büyük önem taşımaktadır. Teröre karşı iş birliği, kader ortaklığımızın da bir gereğidir." ifadelerini kullandı. Yemeğe, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Filistin Başbakanı Rami Hamdallah, Kudüs Valisi Adnan Galip Hüseyni ve Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem'in de aralarında bulunduğu davetliler katıldı. Başbakan Yıldırım, Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu dolayısıyla verilen akşam yemeğinde konuştu Mayıs 08, 2017-11:33:00 Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde, Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu münasebetiyle verilen akşam yemeğinde konuklara hitap etti. Yıldırım, bu son derece anlamlı ve aynı zamanda zamanlaması itibarıyla da önemli toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti. Yıldırım, İslam medeniyetinin, tarihte en başından beri bir şehir kültürü olarak da hep kendini gösterdiğini belirterek, İslam şehirlerinin maneviyatlarının adeta birer aynası olarak şekillendiğini, tarih boyunca Mekke'de, Medine'de, Kudüs'te, Şam'da, Bağdat'ta, Kahire'de, Buhara'da, Saraybosna'da, İstanbul'da ve daha nice pek çok şehirde, İslam medeniyetinin vakıflar yoluyla en güzel şekilde vücut bularak bugünlere kadar geldiğini söyledi. İslam şehirlerinde üç büyük dinin ibadethanelerinin bir arada bulunmasının, İslamiyet'in hürriyet ve insaniyet anlayışının en doğal tezahürü olarak ortaya çıktığını aktaran Yıldırım, "Her kesim kendi vakıflarıyla bu şehirlerde yerini almış, Avrupa'da insanlar gettolarda hapsedilirken, İslam şehirlerinde herkes güvence içinde kendi dinini, inancını, ibadetini ve yaşantısını sürdürebilmiştir. Biz işte böyle bir medeniyetin sahibiyiz ve bunu en güzel şekilde devam ettirmekten de aynı zamanda sorumluyuz. Vakıf bir hayır ve hizmet kurumudur. Osmanlı döneminde bilhassa medreseler, aşevleri, şifahaneler,

huzurevleri, hastaneler, dul ve yetim evleri, köprüler, yollar, camiler, su kanalları ve bugün bizi hayran bırakan birçok eser, vakıflar marifetiyle yaptırılmıştır." ifadelerini kullandı. KUDÜS'TE HAYAT, HER SABAH YENİDEN BAŞLAYAN BİR MÜCADELEDİR Başbakan Yıldırım, vakıfların hayatın her alanında etkisini gösteren kurumlar olduğunu, bugün de birçok sosyal, kültürel, hayır ve dini hizmetlerin vakıflar eliyle sürdürüldüğünü aktararak, şunları kaydetti: "Lakin Kudüs'e geldiğimizde bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Süre giden işgal, Kudüs vakıflarına mutat hizmetlerin çok ötesinde bir görev ve mesuliyet yüklemektedir. Bu vakıflar, Filistin ve Kudüs davasını omuzlamak durumuyla da karşı karşıya kalmışlardır. İslam Halifesi Hz. Ömer'in büyük bir tevazu ile girdiği ve en kıymetli mukaddes emanet olarak teslim aldığı Kudüs, bugün duvarlarla, kontrol noktalarıyla, Filistinli kardeşlerimizden dahi koparılmaya çalışılmaktadır. Bugün Kudüs'te hayat, ecdat emaneti İslam eserlerinin muhafazasından Kudüs halkının maddi ve manevi ayakta kalabilmesine, evini onarabilmesinden kabristanına sahip çıkabilmesine, bin yıllık tarihi çeşmelerin suyunun akmasından gençlerin yanlış yollara sapmak yerine ilim ve irfanla donanmasına, müminlerin Aksa'ya varıp da secde edebilmesine, her sabah yeniden başlayan bir mücadeledir." Tüm İslam alemi olarak, Kudüs'e omuz vermenin herkesin boynunun borcu olduğunu vurgulayan Yıldırım, "İmkanı olan herkesin gidip Aksa'da Kudüslü kardeşlerimizle saf tutması, esnafından el emeği göz nuru Filistin'in ürünlerinden alması, Filistin otellerinde konaklaması, ümmetçe Kudüs'e sahip çıktığımızın, çıkacağımızın en güzel göstergesi olacaktır." dedi. Başbakan Yıldırım, Türkiye olarak Kudüs halkına ve vakıflarına destek verebilmek için çalışmaları sürdürdüklerini dile getirerek, "Tüm dünya genelinde gururumuz olan TİKA başta olmak üzere, çeşitli kuruluşlarımızla Kudüs'teki dükkanların restorasyonu, ticaretin kuvvetlendirilmesi, Filistinli kardeşlerimizin meslek bilgilerini artırmaları, hastanelerin ihtiyaçlarının karşılanması, kız öğrenciler için yurt inşası, diğer pek çok projeyi gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Vatandaşlarımız Umre programları dahilinde veya müstakilen Kudüs'ü ziyaret edip, bu muazzam dini, kültürel mirası yaşamaktan hemhal olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorlar. Esasen Filistinli kardeşlerimizin işgal karşısındaki vakarlarını görünce, Kudüs'e karşı o mesuliyetleri kendileri de bir vazife olarak üstlenmiş oluyorlar." diye konuştu. BU KUTSAL MEKANLAR SAHİPSİZ BIRAKILMAZ Önümüzdeki günlerde Batı Şeria'nın, Gazze'nin, Doğu Kudüs'ün ve dolayısıyla Harem-i Şerif'in, İsrail işgali altına girmesinin 50. yılının yaşanacağını aktaran Yıldırım, şöyle devam etti: "Aradan geçen 50 yıla baktığımızda, Filistin halkının yaşadığı acıyı iliklerimize kadar hissediyoruz. 14 asırdır İslam'ın olan Kudüs'ün, dünyada hiçbir devletin kabul etmediği bir işgalle İslam'dan alınması, insanlığın ortak mirası olmaktan çıkarılması, asla kabul edilebilir değildir. Zihinlerden bu Kudüs sevgisi silinemez. Bu ümmet ilk kıblesini unutmaz. Bu kutsal mekanlar sahipsiz bırakılmaz. Bu ebedi nöbetler bitmez. Miracın vuku bulduğu bu mukaddes topraklar Müslümansız kalmaz. Kudüs'e sahip çıkma, hizmet etme anlayışımız Hz. Ömer'e, Selahaddin Eyyubi'ye, Yavuz Sultan Selim'e layık olmak demektir. Hz. Peygamberimizin ümmetinden olabilmek, kendimize yakışanı yapabilmektir. Kudüs'teki İslam ve Hristiyan mirasının korunması, İsrail'in işgalci güç olarak hukuken de mesuliyetidir. Ancak ne yazık ki UNESCO misyonunun dahi Kudüs'ü ziyareti engellenmektedir. Kudüs'ün tarihi statüsüne halel getirecek her türlü adımdan kaçınmak gerekir. Bunu tüm uluslararası muhataplarımıza söylüyoruz, söyleme de devam edeceğiz. Barış ancak hukuka riayet etmekle mümkündür. Uluslararası hukuku ihlal ederek, barışa ulaşmak asla mümkün olmayacaktır. Hukuk tarihin bir özetidir. Bu dersler tarihten alınmazsa maalesef yaşayarak öğrenilir."

Aynı hassasiyetin, İsrail'in ezan yasağı tasarısı konusunda da gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldırım, "İsrail meclisinin bu taslağı, bu düşünceyi ilerletmeyeceğini bekliyoruz ve bu yöndeki telkinlerimizi sürdürüyoruz." dedi. Başbakan Yıldırım, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde, "Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu" dolayısıyla verilen akşam yemeğindeki konuşmasında, geçen yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen İslam Zirvesi sırasında dahil olunan İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs Komitesinin, İslam aleminin Kudüs'e yönelik gayretlerinin koordinasyonu için faydalı bir zemin teşkil ettiğini dile getirdi. Filistinlilerin karşı karşıya olduğu işgalin sadece Ortadoğu'da değil dünya genelinde de aşırı gruplarca istismar edilen derin bir umutsuzluğu ve uluslararası topluma karşı güvensizliği körüklediğini aktaran Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Filistin meselesinden kaynaklanan bu derin adaletsizlik hissi giderilmeden, bölgenin huzura kavuşması beklenmemelidir. İsrail'in Harem-i Şerif'in ve Mescid-i Aksa'nın kutsiyetini ağır biçimde ihlal eden uygulamaları ve Kudüs'ün çok dinli kültürel yapısını değiştirmeye yönelik kabul edilmesi mümkün olmayan tasarrufları karşısında, bu mukaddes şehrin dini ve tarihi mirasına sahip çıkmak, geçmişimize ve kimliğimize sahip çıkmak anlamına geliyor. Kudüs'ün ve Harem-i Şerif'in İslam'a ait bir mekan olarak muhafazası, bütün Müslümanların görevidir. Harem-i Şerif, 144 dönümü tamamıyla İslam'a ait bir bütündür. 1187'de Kudüs'ün tüm ahalisini kurtaran büyük İslam komutanı Selahaddin Eyyubi'nin, 1517 Aralık ayında Kudüs'e gelerek Mescid-i Aksa'da namaz kılan Yavuz Sultan Selim'in ve daha nicelerinin sesleri, hala buralarda yankılanmaktadır." Yıldırım, "Ortadoğu'da kalıcı barış için tek yol, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılığa sahip bir Filistin devletinin vücut bulmasıdır. İsrail'in yerleşimlerini genişletmesi yönündeki süregiden kararları, iki devletli çözüm zeminini tahrip etmektedir. Barış sürecinin anlamlı bir şekilde canlanabilmesi için öncelikle müzakere zemininin eşit şartlarda olması gerekmektedir. Bunun için Filistin devletini tanıyan ülkelerin sayısının hali hazırda 137'nin ötesine geçmesi, Filistin'in uluslararası kuruluşlarda aynı şekilde temsili şarttır. Bu yönde elimizden gelen gayreti bugüne kadar gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ın öngörülü liderliğiyle bu konuda da Filistinli kardeşlerimizi daha güzel günlerin beklediğine inanıyoruz. Uluslararası topluma, Filistin halkına karşı tarihi sorumluluklarını yılmadan, usanmadan hatırlatmaya devam etmeliyiz." diye konuştu. GAZZE'YE BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM Başbakan Yıldırım, Filistinlilerin kendi içinde birliğinin Filistin davasının başarısı için taşıdığı öneme dikkati çekerek, İslam ülkelerinin geçmişte olduğu gibi gelecekte de Filistinlilere bu yolda her türlü desteği vereceğinden kuşkusu olmadığını söyledi. Türkiye'nin bir yandan 50 yıldır işgal altında bulunan Filistin topraklarının bir an önce hürriyetine kavuşması için diplomatik çabaları sürdürürken, diğer taraftan Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de var olma mücadelesi veren Filistin halkının direncini güçlendirebilmek için de her sahadaki yardım faaliyetlerini genişleterek devam ettirmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, Türkiye'nin, 2003'ten bu yana Filistin'e 500 milyon dolar yardım temin ettiğini, sadece 2004-2016 döneminde yapılan yardım tutarının 138 milyon dolar olduğunu kaydetti. Yıldırım, Gazze'de yaşayanların en temel insani yaşam koşullarına ihtiyacı bulunduğunu, yüzde 70'i mülteci olmak üzere 2 milyon insanın, günde 4 saat elektrikle hayatını idame etmek zorunda kaldığını ve su yetersizliğinin de büyük bir sorun olduğunu anlatırken, "Buradan ilgili herkese ve tüm vicdan sahiplerine sesleniyoruz; Gazze'ye birlikte sahip çıkalım. Gelin, hep birlikte bu yaraları saralım ve

oradaki kardeşlerimizin derdine derman olalım." dedi. Filistin Başbakanı Rami Hamdallah'ın şahsında Filistin halkına, Türkiye'deki terörist darbe girişimi sırasında Harem-i Şerif'te, El Halil'de, Nablus'ta, Gazze'de sokaklara dökülerek Türkiye'ye verdikleri destek için teşekkür eden Yıldırım, "FETÖ gibi yıkıcı oluşumlara karşı, İslam ülkelerinin ortak bir tavır ortaya koyması, çok büyük önem taşımaktadır. Teröre karşı iş birliği, kader ortaklığımızın da bir gereğidir." ifadelerini kullandı. Yemeğe, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Filistin Başbakanı Rami Hamdallah, Kudüs Valisi Adnan Galip Hüseyni ve Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem'in de aralarında bulunduğu davetliler katıldı. Başbakan Yıldırım, Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu dolayısıyla verilen akşam yemeğinde konuştu Mayıs 08, 2017-11:33:00 Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde, Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu münasebetiyle verilen akşam yemeğinde konuklara hitap etti. Yıldırım, bu son derece anlamlı ve aynı zamanda zamanlaması itibarıyla da önemli toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti. Yıldırım, İslam medeniyetinin, tarihte en başından beri bir şehir kültürü olarak da hep kendini gösterdiğini belirterek, İslam şehirlerinin maneviyatlarının adeta birer aynası olarak şekillendiğini, tarih boyunca Mekke'de, Medine'de, Kudüs'te, Şam'da, Bağdat'ta, Kahire'de, Buhara'da, Saraybosna'da, İstanbul'da ve daha nice pek çok şehirde, İslam medeniyetinin vakıflar yoluyla en güzel şekilde vücut bularak bugünlere kadar geldiğini söyledi. İslam şehirlerinde üç büyük dinin ibadethanelerinin bir arada bulunmasının, İslamiyet'in hürriyet ve

insaniyet anlayışının en doğal tezahürü olarak ortaya çıktığını aktaran Yıldırım, "Her kesim kendi vakıflarıyla bu şehirlerde yerini almış, Avrupa'da insanlar gettolarda hapsedilirken, İslam şehirlerinde herkes güvence içinde kendi dinini, inancını, ibadetini ve yaşantısını sürdürebilmiştir. Biz işte böyle bir medeniyetin sahibiyiz ve bunu en güzel şekilde devam ettirmekten de aynı zamanda sorumluyuz. Vakıf bir hayır ve hizmet kurumudur. Osmanlı döneminde bilhassa medreseler, aşevleri, şifahaneler, huzurevleri, hastaneler, dul ve yetim evleri, köprüler, yollar, camiler, su kanalları ve bugün bizi hayran bırakan birçok eser, vakıflar marifetiyle yaptırılmıştır." ifadelerini kullandı. KUDÜS'TE HAYAT, HER SABAH YENİDEN BAŞLAYAN BİR MÜCADELEDİR Başbakan Yıldırım, vakıfların hayatın her alanında etkisini gösteren kurumlar olduğunu, bugün de birçok sosyal, kültürel, hayır ve dini hizmetlerin vakıflar eliyle sürdürüldüğünü aktararak, şunları kaydetti: "Lakin Kudüs'e geldiğimizde bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Süre giden işgal, Kudüs vakıflarına mutat hizmetlerin çok ötesinde bir görev ve mesuliyet yüklemektedir. Bu vakıflar, Filistin ve Kudüs davasını omuzlamak durumuyla da karşı karşıya kalmışlardır. İslam Halifesi Hz. Ömer'in büyük bir tevazu ile girdiği ve en kıymetli mukaddes emanet olarak teslim aldığı Kudüs, bugün duvarlarla, kontrol noktalarıyla, Filistinli kardeşlerimizden dahi koparılmaya çalışılmaktadır. Bugün Kudüs'te hayat, ecdat emaneti İslam eserlerinin muhafazasından Kudüs halkının maddi ve manevi ayakta kalabilmesine, evini onarabilmesinden kabristanına sahip çıkabilmesine, bin yıllık tarihi çeşmelerin suyunun akmasından gençlerin yanlış yollara sapmak yerine ilim ve irfanla donanmasına, müminlerin Aksa'ya varıp da secde edebilmesine, her sabah yeniden başlayan bir mücadeledir." Tüm İslam alemi olarak, Kudüs'e omuz vermenin herkesin boynunun borcu olduğunu vurgulayan Yıldırım, "İmkanı olan herkesin gidip Aksa'da Kudüslü kardeşlerimizle saf tutması, esnafından el emeği göz nuru Filistin'in ürünlerinden alması, Filistin otellerinde konaklaması, ümmetçe Kudüs'e sahip çıktığımızın, çıkacağımızın en güzel göstergesi olacaktır." dedi. Başbakan Yıldırım, Türkiye olarak Kudüs halkına ve vakıflarına destek verebilmek için çalışmaları sürdürdüklerini dile getirerek, "Tüm dünya genelinde gururumuz olan TİKA başta olmak üzere, çeşitli kuruluşlarımızla Kudüs'teki dükkanların restorasyonu, ticaretin kuvvetlendirilmesi, Filistinli kardeşlerimizin meslek bilgilerini artırmaları, hastanelerin ihtiyaçlarının karşılanması, kız öğrenciler için yurt inşası, diğer pek çok projeyi gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Vatandaşlarımız Umre programları dahilinde veya müstakilen Kudüs'ü ziyaret edip, bu muazzam dini, kültürel mirası yaşamaktan hemhal olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorlar. Esasen Filistinli kardeşlerimizin işgal karşısındaki vakarlarını görünce, Kudüs'e karşı o mesuliyetleri kendileri de bir vazife olarak üstlenmiş oluyorlar." diye konuştu. BU KUTSAL MEKANLAR SAHİPSİZ BIRAKILMAZ Önümüzdeki günlerde Batı Şeria'nın, Gazze'nin, Doğu Kudüs'ün ve dolayısıyla Harem-i Şerif'in, İsrail işgali altına girmesinin 50. yılının yaşanacağını aktaran Yıldırım, şöyle devam etti: "Aradan geçen 50 yıla baktığımızda, Filistin halkının yaşadığı acıyı iliklerimize kadar hissediyoruz. 14 asırdır İslam'ın olan Kudüs'ün, dünyada hiçbir devletin kabul etmediği bir işgalle İslam'dan alınması, insanlığın ortak mirası olmaktan çıkarılması, asla kabul edilebilir değildir. Zihinlerden bu Kudüs sevgisi silinemez. Bu ümmet ilk kıblesini unutmaz. Bu kutsal mekanlar sahipsiz bırakılmaz. Bu ebedi nöbetler bitmez. Miracın vuku bulduğu bu mukaddes topraklar Müslümansız kalmaz. Kudüs'e sahip çıkma, hizmet etme anlayışımız Hz. Ömer'e, Selahaddin Eyyubi'ye, Yavuz Sultan Selim'e layık olmak demektir. Hz. Peygamberimizin ümmetinden olabilmek, kendimize yakışanı yapabilmektir. Kudüs'teki İslam ve Hristiyan mirasının korunması, İsrail'in işgalci güç olarak hukuken de mesuliyetidir. Ancak ne yazık ki

UNESCO misyonunun dahi Kudüs'ü ziyareti engellenmektedir. Kudüs'ün tarihi statüsüne halel getirecek her türlü adımdan kaçınmak gerekir. Bunu tüm uluslararası muhataplarımıza söylüyoruz, söyleme de devam edeceğiz. Barış ancak hukuka riayet etmekle mümkündür. Uluslararası hukuku ihlal ederek, barışa ulaşmak asla mümkün olmayacaktır. Hukuk tarihin bir özetidir. Bu dersler tarihten alınmazsa maalesef yaşayarak öğrenilir." Aynı hassasiyetin, İsrail'in ezan yasağı tasarısı konusunda da gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldırım, "İsrail meclisinin bu taslağı, bu düşünceyi ilerletmeyeceğini bekliyoruz ve bu yöndeki telkinlerimizi sürdürüyoruz." dedi. Başbakan Yıldırım, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde, "Vakıflar Haftası Açılışı ve Uluslararası Kudüs Vakıfları Forumu" dolayısıyla verilen akşam yemeğindeki konuşmasında, geçen yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen İslam Zirvesi sırasında dahil olunan İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs Komitesinin, İslam aleminin Kudüs'e yönelik gayretlerinin koordinasyonu için faydalı bir zemin teşkil ettiğini dile getirdi. Filistinlilerin karşı karşıya olduğu işgalin sadece Ortadoğu'da değil dünya genelinde de aşırı gruplarca istismar edilen derin bir umutsuzluğu ve uluslararası topluma karşı güvensizliği körüklediğini aktaran Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Filistin meselesinden kaynaklanan bu derin adaletsizlik hissi giderilmeden, bölgenin huzura kavuşması beklenmemelidir. İsrail'in Harem-i Şerif'in ve Mescid-i Aksa'nın kutsiyetini ağır biçimde ihlal eden uygulamaları ve Kudüs'ün çok dinli kültürel yapısını değiştirmeye yönelik kabul edilmesi mümkün olmayan tasarrufları karşısında, bu mukaddes şehrin dini ve tarihi mirasına sahip çıkmak, geçmişimize ve kimliğimize sahip çıkmak anlamına geliyor. Kudüs'ün ve Harem-i Şerif'in İslam'a ait bir mekan olarak muhafazası, bütün Müslümanların görevidir. Harem-i Şerif, 144 dönümü tamamıyla İslam'a ait bir bütündür. 1187'de Kudüs'ün tüm ahalisini kurtaran büyük İslam komutanı Selahaddin Eyyubi'nin, 1517 Aralık ayında Kudüs'e gelerek Mescid-i Aksa'da namaz kılan Yavuz Sultan Selim'in ve daha nicelerinin sesleri, hala buralarda yankılanmaktadır." Yıldırım, "Ortadoğu'da kalıcı barış için tek yol, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılığa sahip bir Filistin devletinin vücut bulmasıdır. İsrail'in yerleşimlerini genişletmesi yönündeki süregiden kararları, iki devletli çözüm zeminini tahrip etmektedir. Barış sürecinin anlamlı bir şekilde canlanabilmesi için öncelikle müzakere zemininin eşit şartlarda olması gerekmektedir. Bunun için Filistin devletini tanıyan ülkelerin sayısının hali hazırda 137'nin ötesine geçmesi, Filistin'in uluslararası kuruluşlarda aynı şekilde temsili şarttır. Bu yönde elimizden gelen gayreti bugüne kadar gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ın öngörülü liderliğiyle bu konuda da Filistinli kardeşlerimizi daha güzel günlerin beklediğine inanıyoruz. Uluslararası topluma, Filistin halkına karşı tarihi sorumluluklarını yılmadan, usanmadan hatırlatmaya devam etmeliyiz." diye konuştu. GAZZE'YE BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM Başbakan Yıldırım, Filistinlilerin kendi içinde birliğinin Filistin davasının başarısı için taşıdığı öneme dikkati çekerek, İslam ülkelerinin geçmişte olduğu gibi gelecekte de Filistinlilere bu yolda her türlü desteği vereceğinden kuşkusu olmadığını söyledi. Türkiye'nin bir yandan 50 yıldır işgal altında bulunan Filistin topraklarının bir an önce hürriyetine kavuşması için diplomatik çabaları sürdürürken, diğer taraftan Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de var olma mücadelesi veren Filistin halkının direncini güçlendirebilmek için de her sahadaki yardım faaliyetlerini genişleterek devam ettirmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, Türkiye'nin, 2003'ten bu yana Filistin'e 500 milyon dolar yardım temin ettiğini, sadece 2004-2016 döneminde yapılan yardım

tutarının 138 milyon dolar olduğunu kaydetti. Yıldırım, Gazze'de yaşayanların en temel insani yaşam koşullarına ihtiyacı bulunduğunu, yüzde 70'i mülteci olmak üzere 2 milyon insanın, günde 4 saat elektrikle hayatını idame etmek zorunda kaldığını ve su yetersizliğinin de büyük bir sorun olduğunu anlatırken, "Buradan ilgili herkese ve tüm vicdan sahiplerine sesleniyoruz; Gazze'ye birlikte sahip çıkalım. Gelin, hep birlikte bu yaraları saralım ve oradaki kardeşlerimizin derdine derman olalım." dedi. Filistin Başbakanı Rami Hamdallah'ın şahsında Filistin halkına, Türkiye'deki terörist darbe girişimi sırasında Harem-i Şerif'te, El Halil'de, Nablus'ta, Gazze'de sokaklara dökülerek Türkiye'ye verdikleri destek için teşekkür eden Yıldırım, "FETÖ gibi yıkıcı oluşumlara karşı, İslam ülkelerinin ortak bir tavır ortaya koyması, çok büyük önem taşımaktadır. Teröre karşı iş birliği, kader ortaklığımızın da bir gereğidir." ifadelerini kullandı. Yemeğe, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Filistin Başbakanı Rami Hamdallah, Kudüs Valisi Adnan Galip Hüseyni ve Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem'in de aralarında bulunduğu davetliler katıldı.