YAVUZ DIZDAR:?PILIÇ DIYEREK CIVCIVLERI YEDIRIYORLAR

Benzer belgeler
GELECEGIN IÇIN SAGLIKLI BESLEN

KARINDAKI MÜPHEM AGRIYA DIKKAT!

ALMAN UZMANLARDAN TÜRK DOKTORLARA BESLENME TIBBI EGITIMI

ISTANBUL ÜNIVERSITESI NDEN NANOTEKNOLOJI ATAGI

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

ÜNIVERSITE BURSU VEREN KURUMLAR HANGILERIDIR? BURS SARTLARI NE...

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

ÇARŞAMBA İZMİR GÜNDEMİ- -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı / Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

KALÇA ARTROSKOPİSİ YENİLİKÇİ, TARTIŞMALI VE İNTERAKTİF CANLI CERRAHİ KURSU (25 OCAK 2019)

Adet dönemi uzun ve sancılı geçiyorsa dikkat! ENDOMETRİOZİS 10 KADINDAN BİRİNİN SORUNU

ACIBADEM BODRUM HASTANESİ

Salı İzmir Basın Gündemi

TIBBIN HAFIZASI KURTARILACAK

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Dr.Jale Yüksek Pehlivan Saç Dökülmesi Artık Korkulu Rüya Değil Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 45

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ- -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı / Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

ILK YERLI ILAÇ 5 YIL IÇINDE PIYASADA

Cuma İzmir Basın Gündemi


- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

ACIBADEM BODRUM A ONKOLOJİ MERKEZİ AÇTI

NOBEL ÖDÜLLÜ SANCAR'DAN FLAS KANSER AÇIKLAMASI

TÜRKİYE BÖLGESEL HEMOFİLİ SEMPOZYUMU

TÜRKİYE BÖLGESEL HEMOFİLİ SEMPOZYUMU 28 SUBAT 2016 PAZAR - RİZE

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

EVDE BAKIM HİZMETLERİ. Ayşe Güler Aralık 2004

GÖKÇEADA'DA JEOLOJIK INCELEME

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ. Sağlık Hizmetleri Bülteni Yıl: 3 Sayı: 29 Eylül 2017

VÜCUDUN IHTIYACI KADAR SU IÇIN

18 KASIM PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ. -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI DİYABETİMİ YÖNETİYORUM PROJESİ DİYABET YÖNETİMİ KURSU RAPORU

Organ Naklinde Güncel Hukuki Sorunlar Sempozyumu. 3 Kasım 2016 Perşembe Sağlık Bilimleri Üniversitesi Konferans Salonu İstanbul

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR

Rehabilitasyon Hizmetleri

2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI

İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı!

SANAYİ LOKOMOTİF SEKTÖR OLMAKTAN ÇIKTI

DIN VE LAIKLIK SEMINERI

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

basin Bulteni. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 30

AYAKTAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Cuma İzmir Basın Gündemi. Edebiyattan sinemaya, sinemadan sosyolojiye Türkiye de sosyal bilimler

DİYALİZ SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNLAR

Palyatif Bakım için Eksik bir Parçanın Tamamlanması: Kamu-Üniversite-Endüstri İşbirliği. 3. TÜKED Kongresi, Mart 2016, Dalaman - Muğla

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği nin

YOZGAT İLİ MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİNDE VERİMLİLİK, SÜT HİJYENİ VE KALİTESİNİ ARTIRMA PROJESİ Gönderen basin - Nisan :31:07

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTISI

SAĞLIK TURİZMİNİN YENİ YILDIZI; TÜRKİYE. Dünyada sağlık turizminin gelişmesine sebep olan faktörler şu şekilde sıralanabilir;

Uzmanlar Solunum Sorunlarını Masaya Yatırdı

Meme Sağlığı Merkezi

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

ÖDÜLLÜ NANOTEKNOLOJIK YENILIKLER ZOW'DA

YASADIGIMIZ EN BÜYÜK SORUN BEYIN GÖÇÜ

MAHIR KAYNAK VEFAT ETTI

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Amerika, Japonya ve Ürdün deydi

EMBRIYO TRANSFERIYLE BIR INEKTEN?100 BUZAGI ALINACAK

KANSER HASTALARIN SEVINDIRECEK HABER

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI

UFUK ÜNİVERSİTESİ NDE AKADEMİK YIL AÇILIŞI HEYECANI

Pazartesi İzmir Basın Gündem

Uluslararası Sıralamalarda Sağlık Üniversitelerinin Yeri ve Önemi

Hassas Tarım Teknolojileri

GENÇ BALETLER BÜYÜK FINALDEN BURS TEKLIFLERIYLE DÖNDÜ

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

Gümüşhane Kelkit ilçesinde Doğu Keredeniz 1. Organik Tarım Kongresi başladı.

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

GÖREVLENDIRME KARARLARI

İlçede Halk Sağlığı Uzmanı Olmak. Uzm. Dr. Özge Yavuz Sarı

Yrd. Doç. Dr. İlkay TAŞ GÜRSOY Dokuz Eylül Üniversitesi

Aile Hekimlerine Yönelik Ultrasonda Gebelik Takibi ve EKG Değerlendirme Kursu Tarih / Yer

Tüp Bebek Merkezi her şey bebek için

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

ERASMUS KOORDİNATÖRLÜĞÜ ULUSAL HAREKETLİLİK KONSORİSYUMU 2014/2015 FAALİYET RAPORU

TÜRKİYE DİYABET ÖNLEME & KONTROL PROGRAMI - UDAİS - Doç. Dr. Serdar GÜLER Türkiye Obezite ve Diyabet Koordinatörü 25/05/2012, 2.

KANSER TANIMA VE KORUNMA

Lefkoşa / KKTC. 28 Şubat - 1 Mart Acil Tıpta. Hasta Yönetimi. Sempozyumu. Kuzey Kıbrıs Acil Tıp Günleri

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Şanlıurfa Eğitim Seminerine büyük ilgi!

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

BODRUM BAHÇEŞEHİR ÖĞRENCİLERİNDEN

OCAK-MART AYLIK SOMA VE DURSUNBEY PSİKOSOSYAL DESTEK MERKEZLERİ FAALİYET RAPORU

Sağlık İçin Eller Cebe!

Uygulama (Saat/Hafta) Tıpta Nobellik Buluşlar SEC Yarıyılı

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110)

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

17 Mart 2002 / Milliyet Kadınlar artık küçük göğüs istiyor...

TALASEMI HASTALAN IÇIN 'KAN NAKLI' HAYAT DEMEK

14. KISA-CA BASLIYOR

GEBELIKTE IYOT IHTIYACI 2 KATINA ÇIKIYOR

Yrd.Doç.Dr. Zülfü ARIKANOĞLU

Uluslararası İktisadi ve İdari Perspektifler Kongresi: Yeni Bölgesel Vizyonlar

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

MOBIL SAGLIK SEKTÖRÜNÜN GELECEGI

:Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Eyüp Yerleşkesi Eyüp/İstanbul. Derece Alan Üniversite Yıl

Transkript:

YAVUZ DIZDAR:?PILIÇ DIYEREK CIVCIVLERI YEDIRIYORLAR Portal : www.biliyomuydun.com İçeriği : Haber Tarih : 09.05.2017 Adres : http://biliyomuydun.com/113028 Yavuz Dizdar:?Piliç diyerek civcivleri yediriyorlar İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Onkoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, Samsunda organize edilen konferansta?organik Ebeveynlik konusunda bir konuşma yaptı. Dizdar,?Tavuk yemeyin, çocuklarınıza da yedirmeyin. Raf ömrü uzatılan yeni nesil beslenmeler içinde 40 günlük piliçleri tavuk edası ile piyasaya sunanlar piliç diyerek civcivleri yediriyorlar dedi. Onkoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar,?Organik Ebeveynlik konusunda bir konferans verdi. Hızla büyüyen dünyanın yine hızlı yaşam getirilerinden olan yeni nesilÿ beslenme koşullarını eleştiren Yrd. Doç. Dr. Dizdar,?Tavuk yemeyin, çocuklarınıza da yedirmeyin. Raf ömrü uzatılan yeni nesil beslenmeler içinde 40 günlük piliçleri tavuk edası ile piyasaya sunanlar piliç diyerek civcivleri yediriyorlar, caiz midir? Bir tavuk normal şartlarda 1 saat 40 dakika gibi bir zaman diliminde pişmesi gerekiyorken 20 dakika içinde sofraya servis edilir hale getirildi. Yemeyin ve yedirmeyin dedi. Hazır yoğurt ve süt gibi ürünlerin de tüketilmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Dizdar,?Paket ile hayatımıza sokulan çorba, yoğurt ve süt gibi ürünlerin kesinlikle tüketmeyin diye konuştu. kaynak: http://www.ulusalkanal.com.tr/m/?id=157693

TÜRK DOKTORLARDAN SENEGALLI MESLEKTASLARINA SEMINER Portal : www.memurlar.net İçeriği : Kamu/Sosyal Güvenlik Tarih : 08.05.2017 Adres : http://www.memurlar.net/haber/666430/turk-doktorlardan-senegalli-meslektaslarina-seminer.html Türk doktorlardan Senegalli meslektaşlarına seminer Uluslararası Organ Nakli Ağının (International Transplant Network) programı kapsamında Senegal'de bulunan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türk Yoğun Bakım Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ünal ile İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuğhan Utku, bu ülkedeki meslektaşlarına yoğun bakımla ilgili seri seminerler verdi. Türkiye Organ Nakli Vakfı (TONV) koordinasyonuyla Organ Nakli Koordinatörleri Derneği (ONKOD), Karaciğer Nakli Derneği, Tıp Hukuku Derneği ve Türk Yoğun Bakım Derneği'nin işbirliğinde yürütülen Uluslararası Organ Nakli Ağı heyetince Senegalli doktorlara yönelik yoğun bakım konulu seminer düzenlendi. Türk Yoğun Bakım Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Ünal, seminerde yaptığı sunumda, Türkiye'de, toplam hastane yatak sayısının 210 bin, yoğun bakım yatak sayısının ise 30 binin üzerinde olduğuna işaret ederek, Türkiye'de yoğun bakıma ciddi yatırım yapıldığını söyledi. Dünya nüfusunun şu anda yaklaşık 7,3 milyar olduğunu, bunun 2030'da 8,5, 2050'de 9,7 milyara yükseleceğini anlatan Ünal, şunları kaydetti: 'Afrika'daki gelişmekte olan 49 ülkenin nüfusunun 2030'a kadar iki misline çıkması bekleniyor. Ülkelerde yeni problemler çıkacak. Düşük gelirli ülkeler genç nüfusu iyi eğitip, üretime yönlendirebilirse, dünyanın en fazla gelişen ve üretim yapan ülke olma şansları var. Ancak bu sağlanamazsa, ciddi problemlerle karşılaşacaklar. Bunların arasında sağlık ve yoğun bakım problemleri de var.' Özellikle gelişmiş ülkelerde 60 yaş üzeri nüfusun arttığına dikkati çeken Ünal, bunun sonucunda, yoğun bakıma ihtiyacın da giderek arttığını söyledi. Ünal, ABD'de bir sene içinde her şahıs için neredeyse 10 bin, düşük gelirli bazı Afrika ülkelerinde ise 20 dolar sağlık harcaması yapıldığına dikkati çekerek, özellikle yoksul ülkelerin, genel sağlık programlarını ön plana çıkarma eğiliminde olacaklarını, pahalı ve komplike yoğun bakım gibi yapılanmalara ise yeterli kaynak ayıramayacaklarını ifade etti. Öte yandan, birçok varlıklı ülkenin bile pahalı sağlık yatırımlarını azaltma eğiliminde olduklarına dikkati çeken Ünal, 'Yoğun bakıma ulaşım ve burada yer bulmak, gelecekte de kısıtlı, zor olabilecek. Bunun çözümünün sadece yoğun bakım yataklarının artırılması olduğundan emin değilim. Bunun yerine daha ciddi organizasyonlarla bu işin götürülmesi lazım.' değerlendirmesinde bulundu. Ünal, teknolojinin yoğun bakımda birçok olanağı sunduğunu belirterek, uzmanların, gelecekte hastanelerin küçüleceğini, küçülen hastaneler içinde yoğun bakımların büyüyeceğini, daha spesifik hastanelerin ortaya çıkacağının, tele-tıbbın ve robotların kullanımının artacağını, hastane ve evde bakım arasındaki ilişkinin güçleneceğini öngördüklerini bildirdi. Ünal, daha sonra sepsis ve suni solunum konularında sunum yaptı. Prof. Dr. Utku da yoğun bakımda beslenme, yoğun bakımda diyaliz ve böbrek sorunları, beyin ölümü tanısı, potansiyel organ bağışçısının tedavisi konusunda seminer verdi. Utku, kritik hasta beslenmesinin önemli bir sorun olduğunu belirterek, konuyla ilgili birikimini meslektaşlarıyla paylaştı. TONV Başkanı Eyüp Kahveci de seminerin açılışında yaptığı konuşmada, organ bağışı ve nakli ile bunlarla ilgili özellikle yoğun bakım konusunda Uluslararası Organ Nakli Ağına dahil ülkelerdeki doktorlarla bir araya geldiklerini, hastane ve bakanlık ziyaretleri gerçekleştirdiklerini anlattı. Senegalli uzmanların, bu programı ülkelerinde de başlatmak istemeleri üzerine Senegal'in ağa dahil olduğunu ifade eden Kahveci, programın Türk ve Senegalli doktorlar arasında işbirliği oluşturmasını temenni etti.

AZIZ SANCAR: KANSER IÇIN AMERIKA'YA GELMEYIN! Portal : www.milligazete.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 08.05.2017 Adres : http://www.milligazete.com.tr/aziz_sancar_kanser_icin_amerikaya_gelmeyin/464293 Aziz Sancar: Kanser için Amerika'ya gelmeyin! NOBEL Kimya ödülünü 2015 yılında alan Mardinli bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Mardin'in Savur ilçesinden Amerika'ya ve Nobel ödülünü uzanan yaşam öyküsü anlatırken, 'Annem bir köy imamının kızıydı, Atatürk'ü taparcasına severdi' dedi. Kanser hastalarına 'Amerika'ya gelmeyin' diyen Prof. Dr. Sancar, 'Yapılan tedaviler standarttır. Amerika, Avrupa ve dünyanın her yerinde aynı tedavi tatbik ediliyor. Tedavide temel destek aile desteğidir, buraya geldiklerinde aile desteğinden yoksun kalıyorlar' diye konuştu. Amerikanın Sesi Radyosu'na konuşan 2015 Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar, Savur'dan Amerika'ya ve oradan Nobel ödülüne uzanan yaşam öyküsünü anlattı. Savur'da 8 Çocuklu bir ailede büyüdüğünü elirten Prof. Dr. Sancar, annesine ayrı bir yer ayırdı. Annesi Meryem Sarcar'ın bir köy imamının kızı olduğunu ve normalde biraz tutuk ve kapalı olmasının beklendiğini söyleyen Sancar şöyle konuştu: 'Ama o Atatürk'ü taparcasına severdi. Atatürk'ün yaptığı devrimleri kendi hayatına getirdiği değişiklikleri gördü. O bakımdan annem büyük Atatürk hayranıydı. Atatürk'ün fazla vurguladığı konu eğitim ve bilimdi, onu annem de anladı. O bakımdan bütün Çocuklarına 'okuyacaksınız' dedi ve onun sayesinde hepimiz okuduk.' Prof. Dr. Sancar, '1960'larda İstanbul Tıp Fakültesinde gördüğüm eğitimi Avrupa'nın en iyi fakültelerinde alamazdınız. Harika bir eğitim gördüm. Çok harika hocalarımız vardı, beni iyi hazırladı ben Amerika'ya hazırlanmış olarak geldim. Orada imkanlarımız yoktu, burada vardı ama ben teorik olarak hazırdım' dedi. 'KÖYLÜLER, REÇETEMİ MUSKA DİYE BAŞLARINA KOYARLARDI' İstanbul'da Tıp eğitimini bitirdikten sonra Savur'a bağlı Sürgücü köyendeki sağlık ocağında görev yapmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Aziz Sancar şunları anlattı: 'Beni o kadar severlerdi ki onları muayene ettikten sonra reçete doldururdum, reçetemi başlarında muska diye koyarlardı. O zamanları özlüyorum, bana sorarsanız hayatımın en güzel dönemi Sürgücü beldesinde doktorluk yaptığım dönemlerdi. Damda yatardık, Suriye'nin uzaktan iki şehrinin ışıklarını sayrederdik. Sabah ezan sesi ile uyanırdık.' 'KANSER HASTALARI AMERİKAYA GELMEYİN' Prof. Dr. Sancar, şu anda kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan birinin etkisini artırmak konusunda Çalıştıklarını da ifade ederek, 'Günde 5-10 kilometre yürümeye Çalışıyorum. Uyku ile aram iyi değil. Kanser hastalarına 'Amerikaya gelmeyin' diyorum. Yapılan tedaviler standarttır. Amerika, Avrrupa ve dünyanın her yerinde aynı tedavi tatbik ediliyor. Tedavide temel destek aile desteğidir, buraya geldiklerinde aile desteğinden yoksun kalıyorlar' diye konuştu.

AILEVI AKDENIZ ATESI IÇIN TÜRKIYE'NIN ILK ORIJINAL BIYOLOJIK I... Portal : www.medimagazin.com.tr İçeriği : Sağlık Tarih : 08.05.2017 Adres : www.medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/genel/tr-ailevi-akdeniz-atesi-icin-turkiyenin-ilk-orijinal-biyolojik-ilaci-uretil Ailevi Akdeniz Ateşi için Türkiye'nin ilk orijinal biyolojik ilacı üretilecek Ailevi Akdeniz Ateşi tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen ve biyoteknolojiyle üretilen Türkiye'nin ilk orijinal biyolojik ilacına ilişkin Faz-1 klinik çalışmasından umut veren sonuçlar elde edildi. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi (ARGEFAR) ve TRPHARM işbirliği ile geliştirilen 'RPH-104' isimli molekülün, hastalarda planlanan ileri klinik araştırmaların ardından ruhsatlandırma sonrasında piyasaya çıkması öngörülüyor.. Söz konusu ilacın geliştirilmesi ve üretiminden sorumlu TRPHARM'ın Başkanı Tuygan Göker, hükümetin ilaç sanayisine Ar-Ge desteği verme stratejisi ve vizyonundan yola çıkılarak, AAA tedavisine yönelik molekül geliştirilmesi için çalışmalara başladıklarını söyledi. AAA'nın, Akdeniz ve Ortadoğu kökenli toplumlarda sık görüldüğü ifade eden Göker, 'AAA hastalığı, Türkiye'de binde bir oranında görülmektedir. Ülkemizde 5 kişiden birinin taşıyıcı olduğu öngörülmektedir.' bilgisini verdi. Bu hastaların yüzde10'unun tedavi olamadığını vurgulayan Göker, 'RPH-104 biyoteknolojik ilaç, bu hastaların yaşam sürelerini uzatabilecek.' dedi. Göker, Türkiye'de üretimi yapılacak ve Ailesel Akdeniz Ateşi tedavisinde kullanılacak ilacın, dünya pazarından önemli ölçüde pay alacağı değerlendirmesinde bulundu.?türkiyede İLACIN KLİNİK ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI İlacın geliştirilmesi ve klinik çalışmaları yürüten İstanbul Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül yaptığı açıklamada, ilacın, Ailevi Akdeniz Ateşi ve bu guruba giren benzer hastalıklar için kullanılacak önemli bir biyolojik ürün olduğunu söyledi. Bu hastalığı taşıyanların yüzde 5-10'unda, maksimum dozda mevcut tedaviye rağmen iltihabın baskılanması ve komplikasyonların önlenmesinin mümkün olmadığının altını çizen Gül, şöyle konuştu: 'Dolayısıyla bu hastaların mutlaka yeni tedavilere ihtiyacı var. Yapılan erken çalışmalar, iltihap maddesinin engellenmesinin mevcut tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda son derece başarılı sonuçlar verdiğini gösterdi. O nedenle, Türkiye'de yeterli yanıt alamadığımız hastalar için kullanabilecek, kolay ulaşılabilecek ve maliyeti yüksek olmayan bir ilaç geliştirilmiş olacak.' Söz konusu molekülün klinik aşamaları hakkında bilgi veren Gül, öncelikle kapsamlı hayvan çalışmaları yapıldığını, sonuçların olumlu çıkmasının ardından ilk defa sağlıklı gönüllülerde klinik çalışmaya başlandığını anlattı.

'PELVIK AGRI, HER 10 KADINDAN 1'NDE GÖRÜLÜYOR' Portal : www.haberiniz.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 08.05.2017 Adres : http://haberiniz.com.tr/haber/saglik/404184/pelvik-agri-her-10-kadindan-1nde-goruluyor.html 'Pelvik ağrı, her 10 kadından 1'nde görülüyor' ' Prof. Dr. Erkut Attar, pelvik ağrı (karın ve kasıklarda görülen ağrı) ve endometriozis (çikolata kisti) hastalığının toplumda çok sık görülen bir hastalık olduğunu belirterek, 'Özellikle pelvik ağrı her 10 kadından 1'inde görülüyor. Endometriozis, rahim içersindeki hücrelerin rahim dışında olma durumu. Aynı zamanda bu hastalık yüzde 30 oranında kısırlığa yol açıyor' dedi. ' Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği (PAED) tarafından İstanbul'da 1'nci Uluslararası Pelvik Ağrı ve Endometriozis Kongresi düzenlendi. Kongreye yerli ve yabancı konunun uzman doktorları katıldı. Kongrede pelvik ağrı ve endometriozis hastalığı hakkında önemli bilgiler paylaşıldı. Kongrede Prof. Dr. Erkut Attar, Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu, Dr. Cihat Ünlü, pelvik ağrı ve endometriozis hastalığının belirtileri, güncel tedavi yöntemleri, nedenleri, yol açtığı sorunlar, hastaların yaptığı yanlışlar ve multidisipliner çalışma hakkında önemli bilgiler verdi. 'Yüzde 30 oranında kısırlığa yol açıyor' Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği Başkanı ve İstanbul Tıp Fakültesi Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkut Attar, pelvik ağrı ve endometriozis toplumda çok sık görülen bir hastalık olduğunu belirterek, 'Özellikle pelvik ağrı her 10 kadından birinde görülüyor. Endometriozis, rahim içerisindeki hücrelerin rahim dışında olma durumu. Aynı zamanda bu hastalık yüzde 30 oranında kısırlığa yol açıyor. En önemli sorun ağrı. Bunlar adet ağrıları, yaygın kasık ağrıları şeklinde oluyor. Aynı zamanda hastalarda başka şikayetlerde; baş ağrıları ve migren daha sık görülüyor. Depresyon gibi bazı psikolojik sorunlar da ortaya çıkıyor. Toplumda ve sağlık çalışanları arasında farkındalık çok az. Genel olarak bu ağrıları normal, gebelikte geçeceğini ve ileride düzeleceğini düşünüp geçiştiriyorlar. Bu ağrılar, kadına yaşam kalitesi açısından çok büyük sıkıntı veriyor. Bu dönemlerde kadının iş gücü kaybı oldukça önemli. Sosyal anlamda ve tıbbi devlete de maliyet getiriyor. Bu hastalar tanı konulana kadar 7-8 tane doktor geziyorlar. Eğer tanı konulursa da girişimsel yöntemlerle konuluyor. Hastanın hem tanısı pahalı hem tanı süresi uzun hem de oluşturduğu pelvik ağrı gibi diğer sistematik ağrılar, kadının iş gücü kaybını topluma değişik şekilde yansıtıyor' dedi. 'Hastalık kadınlarda cinsel ilişki sırasında ağrıya neden oluyor' Kronik pelvik ağrı özellikle sosyal açıdan da kadınları etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Attar, 'Onlarda isteksizlik, cinsel ilişkide sorunlar oluşturuyor. Bu ağrılar sadece kasık ağrıları şeklinde değil, ilişki sırasında da ağrılar şeklinde görülebiliyor. Hastalığa bağlı ağrılar çiftler arasında mutsuzluk ve huzursuzluğa yol açıyor. Öte yandan hastalığın en önemli sonuçlarından biri olan infertilite (kısırlık) da hem kadının mutluluğunu hem de aile içi huzuru etkiliyor. Pelvik ağrının çok değişik nedenleri var. En sık nedeni endometriozis hastalığı. Bazen yumurtalık kistleri ya da miyomlarda bu ağrılara yol açıyor. Nedenleri çok çeşitli ama en sık genelde kadın hastalıklarına bağlı oluyor. Pelvik denilince bu ağrılar; özellikle kasık ağrıları, 6 aydan uzun süren kasık ağrıları kadının yaşam kalitesini etkileyecek derecede veya genç kızlarda bu daha çok adet ağrıları şeklinde oluyor. Üreme dönemindeki kadınlarda ise genel olarak kasık ağrıları şeklinde devam ediyor. Geniş bir kavram. Değişik hastalık grupları buna neden olabiliyor. En çok kadın hastalıklarını ilgilendiren bir durum' şeklinde konuştu. 'Yeni Radyolojik tetkikler ile cerrahi işleme gerek kalmadan hastalık tanısı konulabiliyor' Kadınların üreme çağında yüzde 30 oranında ciddi ağrılarla hayat kalitesini bozan hastalık olduğunu belirten Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği 2'nci Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu, 'Tanısı rahat konulabilen hastalık. Eskisi gibi cerrahi girişimler gerekmiyor. Günümüzdeki radyolojik çalışmalar, ultrason gibi tanı yöntemleri ile rahatlıkla tanı konulmakta. Ağrı için etkin tedavi yöntemleri elimizde mevcut. Bu tedavi yöntemleri eskiden olduğu gibi aylık, günlük iğneler gibi hastayı ürküten tedavi yöntemleri değil, günümüzde sadece ağızdan alınabilecek haplarla; bunları çeşitleri var. Bazı doğum kontrol hapları var; özellikle bu ağrıyı ortadan kaldıran. Bu bazı haplarla ağrı olayını kaldırmaktayız. İkinci durumda ise bebek sahibi olamama durumu. Burada standart yaklaşımlar söz konusu. Aşılama, tüp bebek gibi uygulamalarını pelvik ağrı ve endometriozis olan kişilerde tedavi yönteminde daha sık kullanıyoruz. Şikayet, sadece yaşam kalitesini bozan ağrı ise ağrı ile ilgili yeni yöntem bir takım hap şeklinde ağızdan alınabilecek, rahatlıkla kullanılabilecek tedavi yöntemleriyle çare bulabilmekteyiz' diye konuştu. 'Kronik Pelvik ağrı tanısı için uzman hekime başvurmak önemli' Pelvik ağrıya neden olan bazı organik hastalıkların olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Durmuşoğlu, 'Kişini kendine teşhis koyması, bu konuyla ilgili uzmanlara başvurmaması bazı yanlış yöntemlere neden olabilir. Pelvik ağrı nedenleri içinde endometriozis çok önemli ama başka nedenlerde var. Bir apandisit de pelvik ağrıya neden olabilir. Kadın hastalığı olması nedeniyle özellikle bu konuyla ilgilenen uzman hekime başvurulması çok önemli' dedi. 'Pelvik ağrı ve endometriozis hastalığında multidisipliner çalışma önemli' Pelvik ağrı ve endometriozis hastalığında multidisipliner çalışmanın önemine değinen Türk-Alman Jinekoloji Vakfı Başkanı ve Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneği üyesi ve Kadın Doğum Hekimi Prof. Dr. Cihat Ünlü, 'Pelvik ağrılar hastalarımın yarısını oluşturan problem. Sadece jinekologların çözebileceği bir problem değil. Pelvik ağrı ya da kasık ağrısıyla gelen kadın hastaların çok önemli bir kısmı başka branşları içeren bir yakınmayla geliyorlar. Örneğin; gastroenterologlar, ürologlar, psikologlar, ağrı ile uğraşan hekimler ve fizyoterapistler bizim birlikte çalışmamız gereken meslektaşlarımız. Bu meslektaşlarımızla çok yakın bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Pelvik ağrı klinikleri oluşturuyoruz. Buralarda hastalarımıza multidisipliner anlamda tedavilerle yaklaşıyoruz. Çoğu zaman laparoskopik tedaviler yapıyoruz. Bu tekniği çok yaygın uyguluyoruz. Tanıda rahimdeki miyomlar, çikolata kistleri ve benzeri problemleri laparoskopi yöntemleri ile tedavi edebiliyoruz. Her zaman cerrahi gerekmiyor. Bu tip hastalarımızda bazen de fizyoterapi yöntemleriyle ve benzeri uygulamalarla da tam bir kür sağlayabiliyoruz. Pelvik ağrıları yaşayan hastalar doktor doktor geziyorlar. Hiçbir doktor bu hastaları üstlenmek istemiyor. En önemli problem bu. Onun için ağrı klinikleri çok ihtiyacımız var. Bu ağrı kliniklerinde gerçek tanıyı alıyorlar ve tedavi olabiliyorlar' ifadelerini kullandı. 'Bazı yanlış beslenme alışkanlıkları pelvik ağrıya neden oluyor' Pelvik ağrıyla hatta kronik pelvik ağrı ile gelen hastalarımızın çok önemli bir kısmında da bu ağrıya neden olan bazı beslenme yanlışları saplıyoruz diyen Prof. Dr. Ünlü, 'Hastalarımızın pek çoğunun tek taraflı beslendiği, bağırsak hareketlerinin hemen hemen hiç olmadığı, bazıların haftada 1 ya da 2 kere tuvalete çıkabildiklerini, kabızlık gibi bağırsak problemlerinin tamamen pelvik ağrıya yol açtığını görüyoruz. Bu çok önemli bir problem. Diyetisyen arkadaşlarımız pelvik ağrı ekibini bir parçasıdır. Uygun diyetle, lifli ve posalı gıdalar yedirerek, daha çok su içmelerini sağlayarak, tek yönlü beslenme zincirini kırarak bu hastalarımızı tedavi edebiliyoruz. Hastalarımıza bu konudan uzman kliniklere, pelvik ağrı kliniklerine ve bu konuyla uğraşan meslektaşlarımıza gitmelerini öneriyoruz' açıklamalarında bulundu. İHA

YDÜ ILAHIYAT FAKÜLTESINDE 'OSMANLI DÖNEMINDE KIBRIS VAKIFLARI'... Portal : www.aksiyonhaber.com İçeriği : Gündem Tarih : 08.05.2017 Adres : http://www.aksiyonhaber.com/ydu-ilahiyat-fakultesinde-osmanli-doneminde-kibris-vakiflari-sempozyumu-554181 YDÜ İlahiyat Fakültesinde 'Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları' sempozyumu 08.05.2017 13:53 Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez'in Koordinatörlüğünde 'Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları'...Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Mehmet Mahfuz Söylemez'in Koordinatörlüğünde 'Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları' sempozyumu YDÜ Kütüphanesi Salon 2'de gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre, 'Osmanlı Döneminde Kıbrıs Vakıfları' sempozyumuna Yurt içi ve Yurt Dışından otuza yakın bilim insanının katıldığı belirtildi. Sempozyum İlahiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. M.Mahfuz Söylemez'in açılış konuşması ile başladı. Söylemez konuşmasında: 'Kıbrıs 1571 tarihinde Osmanlı hakimiyetin geçmiştir. Osmanlı burayı fethettikten sonra Karaman, Niğde, Nevşehir ve Aksaray'dan Müslüman Türkleri getirip yerleştirerek kendi kültür, örf ve ananelerini de hâkim kılmıştır. 1878'de adadan çekilse de burada var olan Müslüman Türkler bu geleneği devam ettirmişlerdir. Osmanlı buraya hakim olduğu ilk dönemden itibaren adada onlarca vakıf kurmuştur. Hayatın her yönünü içine alan bu vakıflar giderek yenilerine alan açmış ve adanın büyük bir kısmı vakıf haline gelmiştir. Bunların bir kısmı hala varlığını korumaktadır. Bu sempozyumu düzenleyerek Osmanlı'nın kurduğu bu medeniyeti bizden sonraki nesillere tanıtmak istedik. Geçen yıl 'Osmanlı Dönemin'de Kıbrıs' Uluslararası Sempozyumu düzenlemiş ve bunu da yayınlayarak bütün bilim insanlarının istifadesine sunmuştuk. Bu sempozyum da onun devamı mahiyetindedir. Allah izin verirse önümüzdeki yıl da Osmanlı Dönemi Kıbrıs'ının bir başka tarafını aydınlatmaya çalışacağız. Geçen yıl aldığımız karar gereği giderek bunu bir kongreye dönüştürme niyetindeyiz.' Dedi. Söylemez daha sonra kendilerini destekleyen başta Kurucu Rektör Dr. Suat İ. Günsel ile Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S. Günsel ve Rekrör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş'a teşekkür etti. Ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş ise, Kıbrıs'ın bir vakıflar adası olduğuna dikkat çekerek konunun önemine işaret etti ve Sempozyuma katkısı olan herkese teşekkür etti. Üniversite olarak her zaman ilmi ve akademik çalışmalar desteklediklerini söyledi. İlahiyat fakültesinin üstlendiği misyondan övgü ile bahsederek, çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Sempozyum İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. İdris Bostan'ın açılış konferansıyla başladı. Kıbrıs'ın stratejik konumunu konu alan bu konferans ilgi ile dinlendi. Daha sonra bilim insanları tarafından Kıbrıs'ın fatihlerinden Lala Mustafa Paşa Vakıflarından başlayarak, Fernk Cafer Paşa, Muzaffer Paşa, Kumarizade Hanı, Hala Sultan Vakıfları, Kıbrıs'ta Kurulan Gayri Müslim Vakıfları, T.C. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan Kıbrıs Vakıflarına İlişkin Bilgiler, Kıbrıs Vakıflarının Mal Varlığının Tespiti ile İlgili Yapılan Çalışmalar, Sultan II. Selim'in Vakfı, Kıbrıs Muhassılı Seyyid Mehmet Efendi Vakfı, Kıbrıs'ta Vakıf Kuranların Sosyal Statülerine Dair Bazı Mülahazalar, Osmanlı Dönemi Kıbrıs Vakıflarının İdari, Sosyal ve Mali Yapıları, 1883 Seager Rapor'una Göre Kıbrıs'ta Osmanlı Vakıfları, Osmanlı Devleti İdaresinde Kıbrıs'ta Komarizade Han'ı Vakfı gibi değişik konularda bildiriler sunuldu.

Portal Adres GELECEGIN IÇIN SAGLIKLI BESLEN : www.eskisehircicekciler.com İçeriği : Haber Tarih : 07.05.2017 : http://www.eskisehircicekciler.com/index.asp?sec=3&newsid=117758 1/3

GELECEGIN IÇIN SAGLIKLI BESLEN 2/3

GELECEGIN IÇIN SAGLIKLI BESLEN 3/3