TEKNİK DESTEK BOYA EL KİTABI Boya Nedir? Boya, dekoratif ve koruyucu amaçlarla çeşitli yüzeylere, çeşitli şekillerde uygulanan ve uygulandığı yüzeyde ince bir tabaka oluşturan kimyasalların bir karışımıdır. Boyayı oluşturan bu kimyasallar 4 grupta toplanır. 1) Reçine / Bağlayıcı 2) Pigment ve dolgu maddeleri 3) Çözücüler / Solventler 4) Katı maddeler 1. REÇİNE / BAĞLAYICI Boyanın tabaka oluşturmasını sağlayan birleşenidir. Boyanın; Kuruma hızı ve şekli Yapışması Ortam koşullarına direnci Sertlik ve elastikiyeti Sararma direnci Diğer boyalarla uyuşma gibi özelikleri büyük ölçüde reçine türüne bağlıdır. 2. PİGMENTLER Pigmentlerin boyada kullanılmasının ana nedeni boyaya renk ve örtücülük özelliklerinin kazandırılmasıdır. Bunun yanında bazı pigmenler ultraviole ışığını emerek veya yansıtarak reçinenin bozulmasını geciktirir. PİGMENTLER İnorganik Metalik Organik Titandioksit Alüminyum Ftalosiyonin mavi / yeşil Demiroksit Çinko Karbon Siyah Molibdat Oranj Bakır Azo Kırmızı Kobalt Mavi Çelik İnorganik pigmentler genellikle doğadaki minerallerin işlenmesiyle elde edilirken, organik pigmentler tümüyle sentetik olarak üretilir. Antikorrosive pigmentler olarak tanımlanan pigmenler ise özellikle boya sistemlerinin astar katında kullanılırlar. Bu pigmentler anodik ve katodik korozyon reaksiyonlarını kontrol ederek korozyonun ilerlemesini durdur. Bu amaçla kurşun ve kromat esaslı anti korrosive pigmentler yaygın olarak kullanılırken bunların çevre ve sağlık riskleri ortaya çıktığından 1980 lerden bu yana daha az zararlı antikorrosive pigmentler geliştirilmiştir. Göreceli Zamanlı Anti Korrosive Pigmentler Göreceli Zamansız
Kırmızı Kurşun Çinko Kromat Stronsiyum Kromat Çinko Oksit Çinko Fosfat Çinko Fosfosilikat Baryum Metaberat Dolgu maddeleri doğal minarelerden işlenerek veya sentetik olarak üretilen mikronize tozlardır. Barit, Kalsit, Dolamit, Talk, Silisyum gibi dolgu maddeleri esas olarak boyanın dolgu gücünü arttırmak, akışkanlığını kontrol etmek, parlaklığını ayarlamak için kullanılabilen bunun yanında boyanın sertlik, elastikiyet, yapışma gibi özelliklerinde olumlu olumsuz şekilde etkileyebilir. Bu etkileme dolgu maddesinin tipine ve özelliklerine bağlı olduğu gibi esas olarak boyadaki miktarına bağlıdır. Genel olarak PVC (Pigment Velume Cancentration) olarak ifade edilen pigment / reçine oranı dolgu maddelerinin katkısı optimum seviyelerde tutulur. 3. ÇÖZÜCÜLER / SOLVENTLER Boyaya akışkanlık kazandırmak için genellikle iki aşamada kullanılır. Birinci aşama boyanın üretim aşamasıdır. Bu aşamada solventler katı halde olan reçineleri çözmek veya akışkanlığı az olan reçinelere akışkanlık kazandırmak suretiyle pompa, ile transfer ve dolum gibi boya üretim süreçlerinin gerçekleştirilmesini kolaylaştır. Çözümlerin kullanıldığı ikinci aşamada ise boyanın uygulama aşamasında birkaç istisna dışında boyalar doğrudan uygulanan ve uygulama sistemine göre belirli bir oranda inceltilerek uygulanır. Boyada kullanılan çözücüler sentetik olarak üretilen çok çeşitli kimyasal maddelerdir. Solventler gruplandırılıp birkaç örnek gerekirse, Aromatik Hidrokarbonlar Alfatik Hidrokarbonlar Alkoller Ketonlar Asetonlar Glikollar Klorlu Hidrokarbonlar : Toluen, Xylene : Heksan, Heptan : Etanol, Butanol : Aseton, Metiletilketon : Etilasetat, Butilasetat : Etil Glikol, Butil Glikol : Metilen Klorür Boyalarda yaygın olarak kullanılan çözücülerdir. Su bazlı boyalarda genellikle az miktarda su ile karışabilen solventlerle birlikte su akışkanlığı ayarlamak için kullanılır. Genellikle boyalarda istenilen uygulama ve görünüş özelliklerini sağlamak için birkaç çözücünün bir karışımı kullanılır. Bu karışım yapılırken çözücünün Çözme gücü Buharlaşma hızı Alevlenme noktası Çevre ve sağlık etkileri göz önüne alınır. Boyada kullanılan çözücülerin tamamı boya uygulandıktan sonra buharlaşarak atmosfere karışır. Boyadaki çözücülerin toplam miktarı uçucu madde oranı olarak, boya spesifikasyonlarda yer alır. Boya uygulandığında buharlaşarak atmosfere karışan çözücülerin boya uygulayıcılarına ve çevreye sağlık riskleri yarattığından bazı çözücülerin kullanılmasına yasaklar getirilmiş olup, boyalarda organik çözücü oranının azaltılması, su bazlı boyaların yaygınlaştırılması yönündeki eğilimler ve baskılar sürekli artmaktadır. 4. KATKI MADDELERİ Boyalarda kullanılan diğer bir malzeme grubu katkı maddeleridir. Katkı maddeleri boyanın bazı özelliklerini iyileştirmek için boyada çok az miktarda (% 0,01 2) kullanılan kimyasallarıdır. Katkı Maddelerine bazı örnekler; Islatıcılar: Pigmentlerin reçine içinde dağılmasını kolaylaştırır. Çökme Önleyiciler: Pigmentlerin çökmesini yavaşlatılır. Kurutucular: Boyaların kurumasını hızlandırır. Yüzey Aktifler: Boyanın düzgün bir yüzey vermesini sağlar. UV Emiciler: Boyaların UV ışığında sararmasını geciktirir. Köpük Kesiciler: Boyaların üretim ve uygulama sırasında köpürmesini önler.
Matlaştırıcılar: Boyaların parlaklığını düşürür. Kalınlaştırıcılar: Boyaların akışkanlığını ayarlar. BOYALARIN SINIFLANDIRILMASI Boyalar çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır. 1. REÇİNE TÜRÜNE Selülozik Boya Alkid Boya Silikon Boya Epoksi Boya Akrilik / Poliüretan Boya 2. KULLANILDIĞI SEKTÖRE Otomobil Boyaları Mobilya Boyaları Uçak Boyaları Gemi Boyaları Deri Boyaları Tekstil Boyaları Antikorrosif Boyalar İnşaat Boyaları a. KURUMA ŞEKLİNE Solvent buharlaşmasıyla kuruyan boyalar. Hava oksijeni ile kuruyan boyalar. Sertleştirici ilavesi ile reaksiyon kurumalı boyalar. Fırın kurumalı boyalar. ( 100 200 º C ) Diğer bir sınıflama boyaların kullanımı amacı ve yerine göre yapılır. İşaretleme Boyaları: Yol, park ve kaldırımlarda kullanılan boyalar Emniyet Güvenlik Renkleri: İnsanların dikkatini çekmek için kullanılan tehlike ikaz ve işaretleridir. Kaymaz Boyalar: İnsanların, eşyaların kayarak düşmesini engelleyen boyalar Zehirli Boyalar: Ahşap ve gemilerin su altı yüzeylerinde yosun, mikroorganizma gelişmesini engelleyen boyalar Kozmetik Boyalar: Cisimlere albeni kazandırmak amacıyla kullanılan boyalar ve özel renk tasarımları
SÖZLÜK BOYANIN BATMASI Son kat boyada yüzey bozukluğu olması, zımpara ve diğer izlerin görülmesidir. Bu tür yüzey bozukluğu parlaklığın düşük olmasına neden olur. 1.Astarın çok kalın uygulanması veya kuruma süresinin kısa tutulması sonucunda son katın altında yaş bir zemin kalması. 2.Dolgu macunu uygulamasının ardından ince bir macun ile yoklama yapılmaması sonucunda uygulanan astar ve son katın macun yüzeyi tarafından emilmesi. 3.Son katın yeterli kalınlıkta uygulanmaması. 4.Son katın çok kalın uygulanması halinde solventlerin buharlaşması uzun süre alır, bu durum boyanın batmasına neden olur. Bu sorunun oluşmaması için astar ve boyalar üreticinin önerdiği kalınlıklarda uygulanmalı, katlar arasında yeterli buharlaşma süreleri verilmeli ve kuruma sürelerine uyulmalıdır Kurumanın tamamen gerçekleşmesi için beklenmeli, gerekirse kurutma fırında yapılmalıdır. Yüzey hafifçe zımparalanıp tekrar boyanmalıdır.
ZAYIF ÖRTÜCÜLÜK Son katın altındaki eski boyalı yüzeyin, ya da kullanılan macun ve astar tabakalarının görünmesidir. 1.Uygun olmayan renkte astar kullanılması 2.Son kat boyanın yeterince karıştırılmadan uygulanması 3.Yanlış tiner kullanılması 4.Son kat boyanın çok ince uygulanması 1.Astar eşit kalınlıkta uygulanmalıdır. 2.Son kat boya kullanmadan önce iyice karıştırılmalıdır. 3.İlave edilen tiner miktarına dikkat edilmelidir. 4.Son kat boya yeterli kalınlıkta uygulanmalıdır. Uygulanması gereken film kalınlığı düz renklerde 50 70 mikrondur (kurşun ve kromat içermeyen sarı ve kırmızı renklerde bu kalınlığın biraz daha üzerine çıkılmalıdır). İki katlı (baz kat+vernik) metal son katlarda gerekli film kalınlığı 15 30 mikrondur (transparan renkler biraz daha kalın uygulanmalıdır). Bazı özel pigmentler içeren örtücülüğü düşük renkler altında renk Astarı uygulanması tavsiye edilir. Örtücülüğün yetersiz olduğu durumlarda, boya kuruduktan sonra P800 ile yaş zımpara yapılarak, yüzey tekrar boyanmalıdır.
KUSMA Son katlar altında kullanılan macun ve astarlar içindeki pigmentlerin yüzeye çıkarak, son katın rengini değiştirmesidir. 1.Orijinal boyada bulunan pigmentlerin, boyama sırasında solventlerin etkisi ile çözünerek, son katın içine doğru yükselmesi. 2.Polyester macun sertleştiricisinin önerilenden fazla kullanılması. Sertleştirici içindeki peroksit reaksiyon sırasında pigmentleri etkileyerek, özellikle mavi ve yeşil son katlarda sarı veya kahverengi tonlarda renk değişimi meydana getirir. 3.Onarılan yüzeyde zift kalıntılarının bulunması. Kesici kat özelliği olan bir astar kullanılmalı, polyester macunlara önerilenden fazla miktarda sertleştirici ilave edilmemelidir. Şiddetli kusmalarda, hasarlı bölgenin saca kadar zımparalanýp, tekrar boyanması gerekir.
LEKELENME Endüstriyel baca gazları, reçineler, benzin ve diğer kimyasal maddelerin boyayı tahrip etmesi sonucunda korozyon ve lekelenme meydana gelir. Ağır şekilde etkilenmelerde tüm yüzey tahrip olabilir. rengini değiştirmesi. 1.Endüstriyel baca gazları, kimyasal maddeler ve katranın boya yüzeyine nüfuz edip, son kat boyanın pigmentleri ile reaksiyona girerek boyanın 2.Katran içinde bulunan kimyasal maddelerin boya yüzeyine işleyerek kahverengi lekeler oluşturması. 3.Reçine, benzin ve kuş pisliği gibi maddelerin boya sistemi üzerindeki olumsuz etkisi. Bu maddeler boya yüzeyinde uzun süre kalırsa yüzey bozularak, tahrip olur. bulaşan kuş pisliği, yağ ve benzin derhal temizlenmelidir Araç düzenli olarak yıkanmalı ve zaman zaman Polish veya Wax uygulanmalıdır. Yüzeye Basit lekelenmelerde Pasta ve Polish uygulanarak sorun giderilebilir. Daha önemli tahribatlarda, yüzey zımparalanarak yeniden boyanmalıdır.
ZAYIF YAPIŞMA Metal yüzeye yapışma yetersizliği (tüm sistemin yapışmasını etkiler) ve katlar arası yapışma yetersizliği olmak üzere iki farklı şekilde görünür. 1.Zeminde yapışmayı önleyen yabancı maddelerin (silikon, yağ, parafin, pas, zımpara tozu gibi) bulunması. 2.Zemine yanlış bir astarın uygulanması. 3.Zeminin yetersiz zımparalanması veya hiç zımparalanmaması. 4.Astarın veya baz katın çok kuru ya da çok ince tatbik edilmesi. yeterli ön buharlaşma verilmemesi. 5.İki katlı metalik sistemlerde, baz katın çok kalın olarak uygulanması ve katlar arasında Yapışmanın zor alüminyum ve plastik gibi yüzeylerde uygun astarlar önerilen film kalınlıklarında uygulanmalı, boya tozunun fazla olmamasına dikkat edilmelidir. Baz katın kalın uygulandığı durumlarda katlar arasında yeterli süre beklenmelidir Yapışmanın zayıf olduğu katlar zımparalanarak tekrar boyanmalıdır.
SOLVENT KABARCIKLARI Uygulamadan kısa bir süre sonra, orta kısımlarda delikler ulunan kabarcıkların oluşmasıdır. 1.Katların kalın tatbik edilmesi. 2.Yanlış tiner (hızlı) kullanılması. 3.Katlar arasındaki bekleme sürelerinin yetersiz olması. 4.Boyanacak yüzeyin sıcaklığının çok yüksek olması nedeni ile kurumanın hızlanması. 5.İki komponentli ürünlerde fırınlama öncesinde uzun ön buharlaşma verilmesi. 6.İnfra Red lambası ile yapılan kurutmalarda, yüzeyin lambaya çok yakın olması. Ortam sıcaklığına uygun tiner kullanılmalı, önerilen film kalınlıkları nın üzerine çıkılmamalıdır. Ayrıca, viskozite bir miktar düşürmek (tiner ilavesi ile), katlar arasında yeterli ön buharlaşma süreleri vermek ve kuruma sırasında yüzey ile İnfra Red lambası arasındaki mesafeye dikkat etmek gerekir. Solvent kabarcıklarının miktarı fazla değilse, yüzey P1200 ile zımparalana rak Pasta ve Polish uygulanmalıdır. Kabarcıkların yoğun olması durumunda, problemli yüzey zımparalanarak uzaklaştırılır ve tekrar boyanır.
KRATERLENME Son katta veya ara katlarda oluşan dairesel oyuklar ve balık gözü şeklindeki yüzey açılmalarıdır. 1.Uygulama öncesinde yüzeydeki yağ, parafin ve silikonlu polish artıklarının temizlenmemesi. 2.Boya tozları, havadan gelen toz ve pisliklerin boyanacak yüzeye yapışması. 3.Basınçlı hava sisteminden gelen yağ ve su. 4.Aerosol kutularından gelen silikon. 5.Yakın çevredeki sanayi ve tesislerinden gelen yabancı maddeler. Krater oluşan bölge zımparalanıp, tekrar boyanmalıdır. Yüzeyin boyanmadan önce iyi bir şekilde temizlenmesi gerekir. Silikon içeren poliş ve diğer malzemeler boyama yapılan yerin dışında kullanılmalıdır.
AKMA Dikey yüzeylerde meydana gelen akıntılar ve perde şeklindeki sarkmalardır. 1.Tabanca meme çapının büyük olması 2.Yanlış boyama tekniği: Boya tabancasının yüzeye çok yakın tutulması veya çok yavaş hareket ettirilmesi. 3.Aşırı kalınlıkta film oluşacak şekilde uygulama yapılması. 4.Katlar arasındaki bekleme sürelerinin yetersiz olması. 5.Düşük ortam sıcaklıklarında, parça boyamalarda yavaş cins sertleştirici ve tinerlerin kullanılması. Boya tabancası, uygulama tekniği ve kullanılan ürünler arasında uyum olmalıdır. Kullanılacak sertleştirici ve tinerlerin seçimi doğru olarak yapılmalıdır. Ortam sıcaklığının düşük olduğu durumlarda iyi bir atomizasyon sağlamak için küçük tabanca memesi ve hızlı tiner kullanılmalıdır. Kurumanın tamamlanmasından sonra akıntılar kazınmalı, P1000 1200 ile zımpara yapılıp, Pasta ve Polish uygulanarak yüzey düzeltilmelidir. Perde şeklindeki çelik akmalarda sorumlu bölge zımparalanarak tekrar boyanmalıdır.
PORTAKALLANMA Son kat boyada portakal kabuğu yüzeyine benzer bir görüntünün oluşmasıdır. 1.Boya tabancasının yüzeye çok uzak tutulması. 2.Uygulama basıncının çok düşük, atomizasyonun yetersiz olması. 3.Son katın çok ince uygulanması. 4.Tabancadan çıkan boya miktarının az olması nedeniyle boyanın yüzeye kuru olarak düşmesi 5.Boya viskozitesinin çok yüksek olması 6.Tinerin çok hızlı cins olması olması 7.Uygulama ortamının ya da yüzeyin sıcaklığının çok yüksek Boya malzemeleri için önerilen püskürtme teknikleri uygulanmalıdır. Ortam sıcaklığına uygun ve önerilen miktarda tiner kullanılmalıdır. Portakallanma çok belirgin değilse, P1200 ile zımparalanıp Pasta ve Polish uygulanarak, yüzey düzgün ve parlak bir hale getirilir. Fazla olması durumunda, P800 ile zımparalanıp tekrar boyanmalıdır.
İZ YAPMA Eski boyalı yüzeylerin kabarması sonucu oluşan kenarların ve onarımda kullanılan macun ve astarların son katta görünür hale gelmesidir. 1.Onarımda kullanılan macunun zımparalanmasının yetersiz olması. 2.Zımpara işleminin dikkatsizce yapılması sonucunda metal, eski boya ve macun yüzeyleri arasında seviye farklılıklarının meydana gelmesi. 3.Kısmi astarlamadan sonra yeterli zımpara yapılmaması 4.Astarın kalın olarak uygulanması ve kurumanın yetersiz olması. Tamir edilecek bölgenin çevresindeki eski boyalı yüzeye ince zımpara yapılmalı, macun ve astar uygulamaları ve kuruma süreleri için öneriler dikkate alınmalıdır. Astarı yüzeyin belli bir bölümüne değil, tamamına uygulamak daha iyi bir sonuç verir. Yüzey seviye farklılıklarının görülebilmesi için, ince zımparadan önce yoklama boyası uygulaması önerilir. Onarılan bölgenin çevresinin belirgin hale gelmesi durumunda hasarlı bölgenin zımparalanıp,astar ve son kat uygulanarak tekrar boyanması gerekir.
ÇATLAMA Son kat boya yüzeyinde değişik yönlerde ve boyutlarda çatlakların oluşmasıdır. Aşağıda belirtilen şekillerde uygulanan boyaların sıcaklık değişmelerine maruz kalması sonucunda çatlamalar meydana gelmektedir: 1.Boyamada kullanılan malzemelerin çok kalın katlar halinde uygulanması. 2.Gözle görülemeyen küçük çatlaklar bulunan eski boyalı yüzey üzerine tamir yapılması. sonucunda, yüksek gerilmeler meydana gelir). 3.Sertlik ve elastikiyetleri birbirine uygun olmayan boya malzemelerinin kullanılması (örneğin, sert polyester macun ve astarların, Termoplastik Akrilik Boyalar üzerinde kullanılmaları nedeniyle boyada çatlamalar Birbirine uyum sağlayan kalınlıklarda uygulanması gerekir. malzemelerin önerilen Çatlama olan katlar zımparalanıp, tekrar boyanmalıdır.
inilmeli ve yüzey yeniden boyanmalıdır. KIRIŞMA Üst katların, alt katlardan daha hızlı kuruması sonucunda yüzeyde kırışık, dalgalı bir görüntü meydana gelir. Bu sorun özellikle oksidasyon kuruması yapan sentetik ürünlerde görünür. 1.Sentetik son katın çok kalın uygulanması. 2.Uygun olmayan kuruma şartları (çok yüksek ortam sıcaklığı). Ürünleri doğru film kalınlıklarında uygulamaya ve uygun kurutma şartlarını oluşturmaya dikkat etmelidir. Kırışma az ise, kurumanın tamamlanması için beklenmeli, sağlam yüzeye kadar zımpara yapılıp tekrar boyanmalıdır. Kırışma çok fazla ise, boya sökücü kullanarak metale kadar
ZIMPARA İZLERİ Zımpara izlerinin son kat boyada görünerek, boya yüzeyinin düzgünlüğünün ve görüntüsünün olumsuz yönde etkilenmesidir. 1.Astar veya macunun zımparalanmasının kalın olarak yapılması sonucunda, derin zımpara izleri son katta görünür hale gelir. 2.Astarın kuruması için gereken zamana yeterince dikkat edilmemesi. Astarın, son katın uygulanmasından sonra kuruması sonucunda boyanın çökerek, zımpara izlerinin belirgin hale gelmesi. 3.Boyalı yüzeyin tamir edilecek bölgesinde çok kaba zımpara diski veya zımpara kağıdı kullanılması sonucunda derin zımpara izlerinin oluşması. Önerilen kalınlıkta zımpara kullanılmalı, astar ve macun ince zımpara yapılmadan önce yoklama boyası uygulanarak zımpara izleri belirlenip, giderilmelidir. Kusurlu katlar zımparalanıp, tekrar astar ve son kat uygulanmalıdır.
PİSLİK Çeşitli şekil ve büyüklükteki toz taneciklerinin son kat içine gömülmesi sonucunda oluşan bir görüntü bozukluğudur. 1.Zımparadan sonra aracın yeterince temizlenmemesi. 2.uygun bir iş elbisesi giyilmemesi ve elbiseden toz, kir ve iplikçiklerin düşmesi. 3.Boyama kabinindeki kusurlar: Toz filtresinin tıkanması veya delik olması. Boya kabininin çok kirli olması. Kabine gelen basınçlı havanın filtre edilmemesi. Küçük toz tanecikleri, yüzey P1200 ile zımparalanıp, Pasta ve Polish uygulanarak giderilir. Tüm yüzeyin çok tozlu olması durumunda, zımpara yapılıp, tekrar boyanmalıdır.
TAŞ ÇARPMA İZLERİ Küçük taşlar boya yüzeyine hızla çarptıklarında, boya tabakalarında değişik büyüklüklerde kopmalar şeklinde hasar oluştururlar. Küçük taşlar ve sert cisimler değişik hızlarda boya yüzeyine çarparlar. Çarpmanın şiddetine bağlı olarak, sadece son kat tabakası veya tüm boya sistemi zarar görebilir. Nemin hasarlı bölgeden boya katlarının içine girmesi sonucunda paslanma meydana gelir. Taş çentiklerinin oluşmasını önlemek mümkün değildir. Ancak Taş Çarpma Koruyucu Astarı kullanılarak hasarın şiddetini azaltmak ve metal yüzeyleri pastan korumak mümkün olabilir. son kat kullanılarak onarılabilir. Hafif hasarlı durumlarda rötuş yapılarak yüzey onarılabilir. Büyük hasarlarda bu bölge macun, astar ve
LEKE VE TANECİKLER Boya tabakasında içinde gömülü olarak bulunan değişik şekil, büyüklük ve sayıdaki küçük leke ve taneciklerdir. 1.Raf ömrünü doldurmuş olan boya malzemelerinin kullanılması. 2.Yanlış sertleştirici ve tiner kullanımı 3.Tatbik edilme süresini (Jel süresi) doldurmuş olan iki komponentli ürünlerin inceltilerek kullanılması. 4.Yetersiz karıştırma sonucunda pigmentlerin toplanması. Boya malzemeleri her zaman üreticinin önerileri doğrultusunda uygulanmalı, teknik bilgi broşürlerinde belirtilen sertleştirici ve tinerler ile kullanılmalıdır. Ayrıca, ürünler kullanılmadan önce iyice karıştırılıp, süzülmeli ve tatbik edilme süresini aşmamaya dikkat etmelidir. Gerekirse astar uygulanmalıdır Sorun küçük bir bölgede ise, P1200 ile zımpara yapıldıktan sonra Pasta ve Polish uygulanmalıdır. Leke ve tanecikler büyük ve sorunlu alan geniş ise yüzey matlaştırılıp boyanmalı sonra son kat boyanmalıdır.
PASIN YAYILMASI Yüzeyde meydana gelen nokta şeklindeki kabarcıklanmalar olarak tanımlanan bir hasardır. Kabaran noktalar açıldığında kahverengi paslı bölgeler görülür. 1.Nemin, çatlaklardan ve taş çarpması sonucunda oluşan çentiklerden sızarak metal yüzeye ulaşması. 2.Tamirden sonra pasın tamamen giderilmemesi ve nemin girişi ile birlikte yeni paslanmaların başlaması. 3.Metal yüzeyde nem çeken tuzların ve el izlerinin kalması. Nemin girmesi ile bu pislikler, pas ve su kabarcıklarının oluşmasına neden olur. Eski boyalı yüzey temiz ve mümkünse minerallerinden arındırılmış saf su ile temizlenmelidir. Gerekirse, bu işlem buhar püskürterek yapılmalıdır. Yüzeyin pastan tamamen temizlendiğinden emin olunmalıdır. Bunun için en iyi yöntem pasın, kum püskürtmesi ile giderilmesidir. Boya yüzeyindeki taş çarpması sonucu meydana gelen hasarlar derhal tamir edilerek, paslanmanın önüne geçilmelidir. Boya sökücü, zımpara ya da kum püskürtme ile paslı yüzey saca kadar temizlenmelidir. Metal yüzey hiçbir paslı nokta kalmayacak şekilde temizlenerek, pasa karşı koruyucu astarlardan biri uygulanarak tekrar boyanmalıdır.
SU LEKELERİ Su lekelerinin son kat yüzey üzerinde genellikle beyaz renkli, yuvarlak kabarcıklar olarak görülmesidir. Lekeler, yağmur ve çiğ damlacıklarının havadaki toz, kireç ve tuz gibi maddelerle birleşerek yüzeyde kuruması sonucunda oluşur. Bu lekeler genellikle kurumasını tamamlamamış taze boyalı yüzeylerde meydana gelir. Kuruma sırasında ortam sıcaklığına ve kuruma sürelerine dikkat edilmeli, boya tamamen kurumadan nem ile temas önlenmelidir. Araç ya da boyalı yüzeyin ıslanması durumunda derhal kurutma yapılmalıdır. Normal şartlarda, sudan etkilenen kısımları nemli bez ile silerek, Polish uygulamak yeterlidir. Bu işlem istenilen sonucu vermiyorsa, yüzey kurutulmalı ve P80 zımpara ile su lekesinin olmadığı boya katına kadar zımparalama yapılır. Hata oluşumuna neden olan sebepler ortadan kaldırılarak, uygun boya ürünleri ile tekrar boyama yapılır.
METAL YÜZMESİ Metalik boyalı yüzeylerde dalgalanma şeklinde görünen renk farklılıklarıdır. 1.Metalik baz katın eşit katlar halinde uygulanmaması. 2.Yetersiz ön buharlaşma süresinin ardından, uygulanan verniğin baz katı çözerek metal pigmentlerin dizilişlerini etkilemesi. 3.İlk kat verniğin baz katın çözülmesine neden olacak kadar fazla miktarda uygulanması. Baz katın eşit katlar halinde ve yeterli kalınlıkta uygulanması sağlanmalı ve vernik uygulanmasından önce önerilen süre kadar beklenmelidir. Metal yüzmesi sorunu vernik uygulaması öncesinde görülürse, hava basıncı düşürülerek baz katın seri hareketlerle bir kat daha uygulanması gerekir. Eğer, sorun vernik uygulanmasından sonra görülürse, kuruma için beklenir, hafif bir zımpara yapılarak tekrar baz kat ve vernik uygulanır.
TEKNİK DESTEK ve EĞİTİM Firmamız boyalardan beklenilen sonuçların alınması için sadece formülasyonu ve üretim kalitesinin yetmediğini, bunun yanında doğru uygulama ve doğru boya seçimi ile bu performansa ulaşılabileceğini düşünmektedir. Bu doğrultuda firmamız müşterilerine aşağıdaki konularda eğitim ve teknik destek sağlamaktadır. Genel Boya Teknolojisi Korozyon ve Korozyondan Korunma Yüzey Hazırlığı Boya Uygulama Teknikleri Daha spesifik koşullardan oluşabilecek diğer problemler için lütfen firmamıza danışınız.