Karşılaştırmalı Altay Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri. Sesbilgisi

Benzer belgeler
KARŞILAŞTIRMALI TÜRK DİLBİLİMİ ÇALIŞMALARINDA ÇUVAŞÇANIN YERİ I SESBİLGİSİ

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

Altay Dilleri Kuramı ve Korece

Yayın Değerlendirme / Review

YAYIN DÜNYASINDAN. on yirmi yılda özelde Eski

Prof. Dr. Emine Yılmaz. Hacettepe Üniversitesi. The Place of Chuvash in the Comparative Turkish Linguistics Studies II. Morphology

MOĞOLCADAKİ ŞAHIS ZAMİRLERİNİN SİSTEMİ * D. TÖMÖRTOGOO

DİL VE EDEBİYAT TÜRKLER VE TÜRKÇE DÜNYADA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

TALAT TEKİN VE TÜRKOLOJİ. Editörler: Prof. Dr. Emine Yılmaz Prof. Dr. Nurettin Demir Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

ALTAY DİLLERİNDE /K/ FONEMİ /K/ PHONEME IN ALTAIC LANGUAGES

Altay Dilleri Araştırmaları

Türkçe İlgi Hâli Eki ni n Kökeni Üzerine

N. Demir-Emine Yılmaz, Ural-Altay Dilleri ve Altay Dilleri Teorisi, Türkler, c. I, , Yeni Türkiye yay., Ankara 2002.

GENETİK DİLBİLİME GİRİŞ. ALTAY DİLLERİ SORUNU

ZfWT. Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks

önce biz sorduk 50 Soruda KPSS 2017 soru ÖABT TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI Eğitimde

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT TÜRK DİLİ EDEBİYATI Tamamı Çözümlü SORU BANKASI

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Türk Dili ve Ed. EğitimKaradeniz Teknik Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili Hacettepe Üniversitesi 1988

YAYINLAR Kitaplar Emine Ceylan, Çuvaş Atasözleri ve Deyimleri, Çuvaşça-Türkçe/ Türkçe-Çuvaşça Sözlük, (Kril harfli metin, Yazıçevrimi, Türkçeye Çevrim

TÜRKİYE DE ALTAYİSTİK ÇALIŞMALARI

Árpád Berta, Türkçe Kökenli Macar Kavim Adları, (çev.: Emine Yılmaz - Nurettin Demir, Grafiker Yayıncılık, Ankara 2002, 139 s.

ÖABT. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI SORU BANKASI ÖABT ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ. Tamamı Çözümlü. Fat h Mehmet Muş Eda Lale.

ÖABT. TÜRK DİLİ ve. SORU BANKASI Tamamı Çözümlü KPSS Editör: Fatih Mehmet Muş. Eğitimde

Árpád Berta, Studies in Turkic Etymology, Ed. Lars Johanson, András Róna-Tas, Turcologica 85, Harrassowitz Verlag, 187 s.

ORHUN TÜRKÇESİ TDE-201U

Öğretim Üyesinin Adı: Yrd. Doç. Dr. Milena Yordanova

Tatarca Ön Ünlülü Sözcüklerde Ünlüler Arası -g- Sesi Üzerine

ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİNDE ÜNLÜLER

Doç. Dr. Sema ASLAN DEMİR

Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi. Zorunlu Olarak Alınması Gereken AKTS Toplamı

ilk Türkçe *d Foneminin

Türkçe y- - ~, Halaçça h-, Çuvaşça s -, y-, v- Üzerine

GERİ SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DOKTORA PROGRAMI

Eski Korece de Türkçe Ödünç Kelimeler

T ehlikedeki Diller Dergisi Ağ Sayfası

ÇUVAŞÇA VARAK / ORTAK TÜRKÇE ÖZEK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE. Özet

Hakemli Makale 1995 DEN GÜNÜMÜZE HACETTEPE. Abstract

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİMİ KURAMLAR - YÖNTEMLER - BECERİLER - UYGULAMALAR

ÖABT SINIF ÖĞRETMENLİĞİ KPSS Eğitimde

Dilbilgisi Yazımı ve Öğretimi

TÜRK LEHÇELERİNİN SINIFLANDIRILMASINDA BAZI KRİTERLER

TÜRKOLOJİ ÜZERİNE. Prof. Dr. Talât TEKİN ile Söyleşi

Türkiye Türkçesindeki Farsça Sözcükler ve Kullanım Şekilleri

Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her aile üyesi için de farklı

NOSTRATİK DİL TEORİSİ İÇERİSİNDE ALTAY DİLLERİ

ESKİ TÜRK YAZITLARINDA KELİME BAŞINDA /h-/ SESİ GÖSTERİLMİŞ MİYDİ? *

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2347 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1344 ORHUN TÜRKÇES. Yazar Prof.Dr. Aysu ATA

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

COURSES IN FOREIGN LANGUAGES for ERASMUS INCOMING STUDENTS. at Sofia University. 2018/2019 academic year FACULTY OF CLASSICAL AND MODERN PHILOLOGY

BURSA YERLİ AĞIZLARINDA BİRİNCİL UZUN ÜNLÜLER ÜZERİNE ON PRIMARY LONG VOWEL IN NATIVE DIALECTS OF BURSA

Central Asian Studies

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

KÖL TĐGĐN VE BĐLGE KAĞAN YAZITLARINDAKĐ AMGA (AMGI) KORGAN ÜZERĐNE

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

Divanü Lügati t-türk te Geçen baδram ~ bayram Kelimesinin Etimolojisi Üzerine. Mustafa ARGUNŞAH Galip GÜNER

SESBİLİM ÇALIŞMALARI. Prof. Dr. İclâl ERGENÇ

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 53, ERZURUM 2015, TÜRK DİLİNDE BİR GEÇMİŞ ZAMAN EKİ -çi

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies


kpss Önce biz sorduk 50 Soruda 34 SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SINIF ÖĞRETMENLİĞİ TÜRK DİLİ CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI ÇOCUK EDEBİYATI

Emine Yılmaz, Çuvaşlar ve Çuvaşça, Türkler, c. 20, , Yeni Türkiye yay., Ankara 2002.

Central Asian Studies

Dieter MAUE (Bearb.) Alttürkische Handschriften. Teil 19: Dokumente in Brāhmī und

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

önce biz sorduk KPSS Soruda 32 soru ÖABT TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ALAN BİLGİSİ - ALAN EĞİTİMİ Eğitimde

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks ESKİ TÜRKÇEDE İLK HECEDEKİ YUVARLAK ÜNLÜLER MESELESİ VE DĪVĀNU LUGĀT İT TÜRK

ÇUVAŞÇAYA ÖZGÜ BAZI ÖZELLİKLER ÜZERİNE * ÖZET

{-MATI(N)} GERUNDİUMU ÜZERİNE

Dile Âşık Bir Adam Dr. Sergey Anatolyeviç Starostin

KİTÂBİYAT KARAHAN, AKARTÜRK (2013), DÎVÂNU LUGATİ T-TÜRK E GÖRE XI. YÜZYIL TÜRK LEHÇE BİLGİSİ, TDK YAY., ANKARA.

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

YENGEÇ SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Süleyman Kaan YALÇIN *

T. C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ YAYIN İLKELERİ

Altayistik Bağlamında Macarca-Türkçe Dil İlişkileri

ÖZGEÇMİŞ : : cuneyt.akin@hotmail.com

TÜRKİYE TÜRKÇESİ VE TATAR TÜRKÇESİNİN KARŞILAŞTIRMALI SÖZ DİZİMİ

ZfWT Vol. 5, No. 2 (2013)

TÜRK DİLİNDE *-s ÇOKLUK EKİ * Özet

ryrof \])r. Jlttehmet Ö:zmen

Özet. Anahtar kelimeler: Altayca, Yaşayan Türkçe, sözcük kökleri, uzun ünlü, sıralı kural. Unused in Turkey Turkish Root of the Word.

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 54, ERZURUM 2015, TÜRKÇEDE SON SESTE GÖRÜLEN ÜNLÜ TÜREMELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ BATI DİLLLERİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

ÇAĞDAŞ TÜRK YAZI DİLLERİ I TDE303U

3. Yarıyıl. 4. Yarıyıl. Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi KODU DERSİN ADI Z/S T P K AKTS TDE ÖZEL KONULAR Z

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

ARAPKİR/MALATYA AĞZINDA BİRİNCİL UZUN ÜNLÜLER

Talat Tekin. T tarihinde. Gebze 'ye bağlı Tavşaneıl nahiyesinde. uzun yıllar hocalık ve imamlık yapan hzet Hoca 'nın kızı Fatımatüzzehra' dır.

ÖABT. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI. öabt ÖSYM ALAN BİLGİSİ - ALAN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

Transkript:

Emine Yılmaz (2013), Karşılaştırmalı Altay Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri III, Sesbilgisi, Leyla Karahan Armağanı, s. 925-932, Ankara: Akçağ Yay. Karşılaştırmalı Altay Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri III Sesbilgisi Emine YILMAZ 1 Özet: Bir Türk dili ve aynı zamanda bağımsız bir Altay dili olan Çuvaşça, hem Ana ve İlk Türkçenin hem de Ana Altayca biçimlerin yeniden kurulması için sesbilgisi, biçimbilgisi, sözdizimi ve söz varlığı düzeylerinde veriler sağlar. Bu yazıda, Çuvaşçanın, karşılaştırmalı Altay dilbilimi çalışmaları için sağladığı verilerden sesbilgisiyle ilgili olanlar ele alınmıştır. Anahtar Sözcükler: Karşılaştırmalı Dilbilim, Çuvaşça, Sesbilgisi, Ana Altayca. The Position of Chuvash in the Comparative Altaic Linguistics Studies III Phonetic Abstract: Chuvash, which is a Turkic language and also is an independent Altaic language, provides phonetic, morphologic and syntactic data for the reconstruction of Proto-Turkic, Pre-Turkic and Proto-Altaic forms. In this article, the phonetic data are mentioned. Key Words: Comparative Linguistics, Chuvash, Phonetic, Proto-Altaic. 0. Giriş Çuvaşçanın ses, biçim, sözdizimi ve söz varlığı açılarından Türk ve Altay dillerinin yeniden kurulması için sağlamakta olduğu verileri ele alacak olan yazı dizisinin, Türk dillerinin karşılaştırmalı sesbilgisiyle ilgili ilk bölümü 2010 da, Turkish Studies te yayımlanmıştı (Yılmaz 2010). Bu yazıda Çuvaşça bir Türk dili olarak ele alınmış ve Çuvaşçanın Türk dillerinin rekonstrüksiyonuna sağlayacağı seslik katkılar üzerinde durulmuştur. Dizinin biçimbilgisiyle ilgili olan ikinci bölümü ise Ahmet B. Ercilasun Armağanı içinde yayımlanacaktır (Yılmaz: baskıda). Bu ilk iki bölümde, karşılaştırmalı Türk dilbiliminin kimi tarihsel ses ve biçim sorunlarının sadece Çuvaşçanın sağladığı verilerle çözülebileceği de belirtilmişti. Çuvaşçanın bir Altay dili olarak, Türk dilleri dışındaki Altay dilleriyle paylaştığı seslik özellikler, Altay dilbiliminin tarihsel sesbilgisi sorunlarının çözümünde sağladığı veriler ve Ana Altayca biçimlerin kurulmasında nasıl bir rol oynadığı da bu yazının konusunu oluşturur. Bir Türk dili olarak Çuvaşçanın art zamanlı sesbilgisi ve biçimbilgisinde olduğu gibi, Altay dil ailesinin bağımsız bir üyesi olarak Çuvaşçanın diğer Altay dilleriyle arasındaki paralel veya farklı gelişmeler de Ramstedt ve Poppe nin çalışmalarında ve bu yazının sınırları içinde değinemediğimiz daha pek çok çalışmada zaten ortaya konulmuştu. (bu anlamdaki daha geniş bir literatür ve tartışmaların tarihçesi için bk. 1 Prof. Dr, Hacettepe Üniversitesi, eminey@hacettepe.edu.tr

Ceylan 1997: 5-7). Bu nedenle, bu çalışmada, Çuvaşçanın diğer Altay dilleriyle olan çok sayıdaki benzer veya farklı özelliği sıralanmayacak, karşılaştırmalı Altay dilbilimi çalışmalarında ortaya çıkan kimi sorunların çözümünde Çuvaşçanın ne tür katkılar sunacağı üzerinde yoğunlaşılacaktır. Yani sadece tartışılmış veya tartışılmakta olan konularda Çuvaşçanın rolü üzerinde durulacaktır. Bu yazı, karşılaştırmalı dilbilimin her alanında doğal olarak görülebilecek bu özelliklerden sadece sesbilgisi ile ilgili olanlarla sınırlandırılmıştır. Çuvaşça bir yandan Türk dilleriyle, bir yandan diğer Altay dilleriyle, bir yandan da Fin-Ugor dilleriyle ortak özellikler taşır. 2 Bu nedenle Çuvaşçanın yeri konusu uzun tartışmalara neden olmuştur. İlk tartışma Çuvaşların Türkleşmiş Fin-Ugor mu yoksa aslında Türk mü oldukları yönündeydi. Fin-Ugor köken varsayımının en güçlü savunucusu W. Radloff tu ve Çuvaşçanın bir Fin-Ugor dili iken aşama aşama Türkçeleştiğini düşünüyordu (1882: 90). G. J. Ramstedt 1922 de, Çuvaşçanın yeri ile ilgili olarak yayımladığı makalede Çuvaşçanın, Ana Türkçenin kurallı bir gelişimi olduğu ve Moğolca ile doğrudan ilişkisi bulunmadığı sonucuna varmıştır (s. 34). Bu makaleden sonra Çuvaşçanın yeri ile ilgili egemen görüş Ramstedt inki olarak kalmıştır. Öğrencisi N. Poppe, G. J. Ramstedt in kuramını esas olarak kabul etmiş ve geliştirmiş olmakla birlikte kimi açılardan hocasından ayrılır. N. Poppe ye göre Çuvaşçanın Moğolca ile doğrudan bir bağı olmadığı konusunda G. J. Ramstedt haklıdır fakat Çuvaşça Altay dil ailesinin Bulgar kolunun ses sistemini koruyan bağımsız bir dildir. Söz konusu tartışmaları özetlediği ve kendi görüşünü de belirttiği makalesinde (1924) N. Poppe şöyle der: Ramstedt tabloyu, bütün Türk diyalektleri bir ana diyalekte (Ana Türkçe) ve Çuvaşça bir başka ana dile gider ve her ikisi birlikte bir başka ana dile giderler, şeklinde betimlediğinde ben buna tümüyle katılıyorum fakat şunu söyleyeceğim ki bu sonuncu ana dil Ana Türkçe olarak adlandırılan dil değil, Bulgarca-Türkçe ana dilidir ve Ana Türkçe (bir z ve ş diyalekti) ve Ana Çuvaşça (bir r ve l diyalekti) bu ana dile giderler (s. 776). Çuvaşçanın ses ve biçim özellikleri açısından gösterdiği gelişmeler sadece Türk dilleriyle açıklanamayacağı için öncelikle bir Ana Çuvaşça döneminin tasarlanması uygun görünmektedir. Bu ana dilin, Türk dilleri dışındaki Altay dilleriyle paylaştığı başlıca seslik özellikler şunlardır: 1. Genel Türkçe z/ş=moğolca, Mançu-Tunguzca, Korece, Japonca r/l Genel Türkçe z ve ş seslerine karşılık Çuvaşçada sırasıyla r ve l bulunması, Çuvaşçanın Türkçe dışındaki Altay dilleriyle paylaştığı en önemli seslik özelliktir ve bu özellik aynı zamanda Altay dilleri kuramının da bel kemiğidir: kız=hĩr, yaz=śur, kış=hĩl, yaş=śul vb. Literatürde, bu denkliklerde hangi seslerin birincil olduğuna ilişkin uzun bir tartışma bulunmaktadır ve bu tartışmaların ayrıntıları için Ceylan 1997 ye bakılabilir. Burada sadece Çuvaşça gibi, z ve ş seslerine karşı r ve l bulunduran diğer Altay dillerinin ve bir r 2 Çuvaşçanın Fin-Ugor dilleri etkisinde geliştirdiği ses özellikleri M. Adamović tarafından Fragen der tschuwaschischen Lautgeschichte adlı makalede ayrıntılı olarak ele alınmıştır (CAJ 33: 161-192, 1989).

ve l dili olan İlk Türkçeden yaptığı alıntılarda r ve l seslerini koruyan Macarcanın tanıklığından söz edilecektir. Tartışmaların başlangıcında Çuvaşça r ve l sesleri, diğer Altay dillerinden genellikle Moğolca ve Mançu-Tunguzca verilerle karşılaştırılmaktaydı. Bu karşılaştırmalarda Korece veriler çok sınırlıydı ve Japonca ise henüz bir Altay dili olarak değerlendirilmiyordu. Altay dilbilimi araştırmalarının bugün geldiği noktada, özellikle Starostin-Dybo-Mudrak ın hazırlamış olduğu Altay dillerinin etimolojik sözlüğüyle birlikte Korece ve Japonca çok sayıda örnek de r ve l seslerinin eskiliği tezini desteklemektedir (2003). Korece verilerle ilgili olarak Choi (2010) ve Japonca verilerle ilgili olarak Robbeets (2005) de kuramı destekleyen yeni ve önemli çalışmalar olarak anılmalıdırlar. Macarcadaki Çuvaşça tipi, r ve l bulunduran alıntılar için de, Z. Gombocz un, 20. yüzyılın başında yayımlanmış aynı konudaki çalışmasından yüz yıl sonra, 2011 de Róna-Tas ve Berta tarafından yayımlanmış olan dev bir eser bulunmaktadır. Burada, söz konusu çalışmalara dayanarak, z/ş=r/l denklikleriyle ilgili ikişer örnek verilecektir: 1. Genel Türkçe buzağı=çuv. pĭru=mo. biragu=evenki (Mançu-Tunguz) beru koyun =Ko. puruk-so, purugi=mac. boryú buzağı <İlk Türkçe. 2. Genel Türkçe yaz ilkbahar, yaz =Çuv. śur=mo. niray taze =Nanay (Mançu- Tunguz) ńargi=ko. nyerim yaz =Jap. natsú yaz =Mac. nyár yaz <İlk Türkçe. 3. Genel Türkçe taş=çuv. çul=mo. çilagun=ma.-tu. colo=ko. tōrh taş <*tōl-k. 4. Genel Türkçe yaş taze, yeşil =Çuv. śul gözyaşı =Mo. nilagun<nala-wun taze =Nanay (Mançu-Tunguz) ñālō, ñialō taze =Ko. nąr <*nal taze, çiğ. 2. Genel Türkçe ş=moğolca lç, lc=çuv. ś Genel Türkçe ş sesine Çuvaşçada ve diğer Altay dillerinde her zaman l sesi denk gelmez. Kimi durumlarda Genel Türkçe ş=mo. lç, lc=çuv. ś denkliği de vardır. Bu durumda Ana Altayca sesin lç, lc olarak tasarlanması gerekir. Genel Türkçe gösterimde l sesi ile lç, lc ünsüz öbekleri arasında fark bulunmamakta ancak Çuvaşçanın bu durumda l değil ś gelişimi göstermesi Ana Altaycadaki durumu yansıtmaktadır. Ayrıca İlk Türkçeden Macarcaya geçmiş olan sözcüklerde lç, lc ses öbeklerinin korunuyor olması da Çuvaşçanın eski dönemlerinde bu ses öbeklerinin var olduğunu kanıtlamaktadır. Denkliklerle ilgili örneklerin her dilde karşılığı bulunmamakla birlikte, en çok veri bulunduran örnekler şunlardır (örnekler için bk. Poppe 1960: 86, 1974: 140, Róna-Tas, Berta 2011: 170 vd., 417 vd.): 1. Genel Türkçe baş=çuv. puś=goldi balça, balca kafa, yüz =Mo. tarbalci akbaba (=taz baz çıplak kafa ) <*balç. Sözcükle ilgili bir veri de Volga Bulgarcasında bulunur: safar ayuxi baçne eti Sefer ayının başlangıcındaydı. Buradaki baçne sözcüğü baç-i-n-e olarak çözümlenmekte ve başlangıcında anlamına gelmektedir. Buradan, lç öbeğinin, ç üzerinden ś sesine değiştiği anlaşılmaktadır (Tekin 2003: 55-56, Ramstedt 1957: 109).

2. Genel Türkçe yemiş=çuv. śimĩś=mac. gyümölcs [d ümölç]<*yemilç. 3. Uyg. karış- <*karılç- savaşmak, Tat. karış- karşı koymak =Çuv. hirĩś- kavga etmek =Mo. karilça- karşılıklı ilişkisi olmak. 3. Ana Altayca *ia> Tü. a, Mo. i, Çuv. *ia>u Bilindiği gibi çağdaş Türk dillerindeki a sesine karşılık Moğolcada genel olarak a sesi bulunur ve bu ses Ana Altayca *a sesine gider: Genel Türkçe aşık aşık kemiği =Mo. alçu aşık kemiğinin düz tarafı, Genel Türkçe kaz-=mo. karu- vb. Genel Türkçe bir a sesine Moğolcada daha seyrek olarak bir i sesi de denk gelir: Genel Türkçe taş=mo. çilagun, Genel Türkçe sarı=mo. sira vb. Bu durumda Ana Altayca için bir ara aşama olarak *-ia- birleşiği tasarlanmaktadır. Bu birleşik Türkçede a ya değişirken, Moğolcada i ye değişmiştir. Çuvaşçada ise birleşiğin i ögesi, önünde bulunan t sesini ç ye, s sesini ş ye çevirdikten sonra bu birleşik Çuvaşçada u ya değişmiştir (Poppe 1926-32: 71, 1924: 781, 1974: 137-138). Ana Altayca *a sesi de Çuvaşçada u veya ı olduğu için, Ana Altayca *ia birleşiğinden gelen u sesi ile karışmıştır. Ancak Çuvaşçadaki bazı özel seslik gelişmeler, Ana Altayca *ia birleşiğinin izlerini taşımaktadır: 1. Genel Türkçe taş=çuv. çul <*tial<*tiāla<*tįla=mo. çila-gun<*tila-gun<*tįla. 2. Genel Türkçe sarı=çuv. şurĭ beyaz <*siārıg sarı <*sįra (Mac. sár [şār] sarı )=Mo. sira sarı <*sįra. 3. Genel Türkçe saz bataklık bitkisi; bataklık =Çuv. şur bataklık <*siār<*sįr (Mac. sár [şār] çamur )=Mo. sir-u-gay kir, toz <*sįr. Bilindiği gibi Çuvaşçada birincil t ve s sesleri ı ve i ünlüleri önünde bulundukları durum dışında korunurlar; sadece ı ve i seslerinden önce sırasıyla ç ve ş ye değişirler. Bu nedenle Çuvaşça çul, şurĭ ve şur biçimlerinde görülen ç ve ş sesleri ancak birincil *ia birleşiğinin i ögesi önünde ortaya çıkmış olabilirler. 4. Genel Türkçe t=çuv. ç=mo. ç Ana Altayca *t sesi, bütün Altay dillerinde, birincil ve ikincil *ı, *i sesleri önünde bulunduğu durum dışında korunurken, bu sesler önünde Çuvaşçada ve Moğolcada ç olur. Örneğin: 1. Eski Türkçe tıd- engellemek, Trkm. dıy- yatıştırmak, teskin etmek =Çuv. çar- durdurmak, engellemek =Mo. çida- yapabilmek ; Mac. tar-t- tutmak. 2. Eski Türkçe tın nefes, soluk =Çuv. çĩm nefes =Mo. çinar öz, doğa <*tīnar. 3. Orta Türkçe til- yarmak, tilim dilim =Çuv. çĩl- yarmak, bölmek =Mo. çilüge yarık, çatlak <*til-.

Bu değişim Çuvaşça ve Moğolcada ortak olmakla birlikte ortaya çıkışları birbirinden bağımsızdır. Moğolcadaki değişim Ana Moğolca döneminde gerçekleşmişken (Poppe 1960: 14), Çuvaşçada çok yeni tarihli olduğuna ilişkin kanıtlar vardır. Bu kanıtlardan biri t sesinin Macarcadaki Eski Bulgarca ödünç sözcüklerde korunuyor olmasıdır. Örneğin Mac. tyúk tavuk =Çuv. çĭhĭ, Mac. tar-t- tutmak = Çuv. çar- durdurmak, engellemek vb. Bir diğer kanıt Volga Bulgarcasında ikili biçimlerin bulunmasıdır: ciyeti yedi (genellikle)~ciyeci (seyrek)<*yēti, Çuv. śiççĩ. eti idi (genellikle)~ eci (seyrek) <*erti (Tekin 1988: 29). Bu da, 14. yüzyılda değişimin yeni başlamakta olduğunu gösterir. Üçüncü kanıt, Çuvaşçadaki ödünç sözcüklerde de bu değişimin görülmesidir: Çuv. ças çabuk <Fars. tįz; Çuv. çusta hamur <Rus. testo; Çuv. çus tahta dam <Rus. tes tahta vb. (Scherner 1977: 12). t>ç değişimi başka ünlülerden kaynaklanan ikincil ı, i önünde de gerçekleşmiştir. Bunun için yukarıda, 3. bölümdeki Çuv. çul örneğine bakılabilir. Ayrıca Çuv. çĭhhĭ, çĭh tavuk > Volga Bulg. tōḥ: tōḥçi tavukçu (?) <Tuna Bulg. toh tavuk <taguk (Poppe 1924: 305, Tekin 1987: 18-19; 1988: 25, 170) vb. örnekler de bulunmaktadır. 5. Genel Türkçe s=çuv. ş=mo. ş Birincil t sesi gibi, s sesi de bütün Altay dillerinde iyi korunan bir sestir ve yine t sesi gibi birincil ve ikincil ı, i ünlüleri önünde Genel Türkçede korunurken Çuvaşça, Moğolca ve Mançu-Tunguzcada ş sesine değişmiştir. t>ç değişiminden farklı olarak s>ş değişimi Moğolca ve Mançu-Tunguzcanın yanı sıra Çuvaşçada da çok eskidir. Bu, Eski Bulgarcadan Macarcaya geçmiş olan sözcüklerde de s yerine ş bulunmasından anlaşılmaktadır. Örneğin: 1. Orta Türkçe süpür-, süpürgü süpürge =Çuv. şĭpĭr süpürge <*sipir=mo. şigür- süpürmek <sipür-; Mac. seper- [şeper-], söpör- [şöpör-]. 2. Orta Türkçe siŋir sinir =Çuv. şĭnĭr=mo. şirbüsün. 3. Orta Türkçe sįδ-, sit- işemek =Çuv. şĭr-=mo. şige-. 4. Orta Türkçe sirke sirke; bit yumurtası =Çuv. şĭrka; Mac. sërke [şerke] sirke. s>ş değişimi başka ünlülerden kaynaklanan ikincil ı, i önünde de gerçekleşmiştir. Bunun için yukarıda, 3. bölümdeki Çuv. şurĭ, şur örneklerine bakılabilir. Ayrıca Çuv. şĩvĩ sulu <*siubık<*sūbık=orta Türkçe suvık, suvuk sulu ; Çuv. şıra- aramak <*siura- <*sōra-=trkm. sōra- sormak vb. 6. Vurgu Çuvaşçadaki vurgu konusuna, Türk dillerindeki uzun ünlülerle olan ilişkisi nedeniyle, dizinin ilk makalesinde değinilmişti (Yılmaz 2010: 734). Burada uzun

ünlülerin vurguyla ilişkisi dışında, Çuvaşçadaki vurgunun Türk dillerine değil, Moğol dillerine yakın olduğunu göstermek amacıyla konuya yeniden değinilecektir. Türk dillerinde vurgu genellikle son hece üzerinde olduğu halde Çuvaşçada çoğu durumda ilk hecededir. Bilindiği gibi Çuvaşçada normal ı/i ünlülerinden daha kısa ı/i ünlüleri de vardır ve ǐ/ĩ (veya ǎ/ĕ) işaretleriyle gösterilirler. Eğer bir sözcüğün bütün hecelerindeki ünlüler kısa ise vurgu Türk dillerinden farklı olarak ilk hecededir: kĩ mĩl gümüş, tĩ nĩllĩ dingilli. Sözcükte normalden kısa ünlü yoksa vurgu son hecededir: hura n kazan, ura ayak. Ancak, bir sözcükte hem kısa hem tam ünlüler varsa ünlüsü tam olan hece vurguludur: a lǐk kapı, tǐva t-ǐm dördüncü. Tam ünlülü hece sayısı iki ise ikinci tam ünlü vurguludur: arma n-ǐn değirmenin, laşa -sǐr atsız. Poppe, Halaçça ile yaptığı karşılaştırmada, Çuvaşçanın pek çok durumda İlk Türkçenin vurgu ilişkisini yansıttığını ortaya koymuştur. Çünkü Çuvaşçada vurgulu olan hece Halaççada uzun ünlülere denk gelir: Çuv. ura ayak =Halç. adāk; Çuv. ala elek =Halç. elgēk; Çuv. a nsǐr ensiz =Halç. ênsez; Çuv. şu rǐ beyaz =Halç. sārag sarı (1974: 137). özetler: Poppe, yukarıdaki verilere dayanarak Çuvaşçanın vurgu açısından durumunu şöyle Birincil vurgu ilişkisi aşağıdaki kurallarla ifade edilebilir: Sözcüklerin bütün heceleri kısa ise vurgu muhtemelen ilk hecededir. Bugün Çuvaşçada ve Moğolcada da durum böyledir. Eğer sonraki hecenin ünlüsü uzunsa vurgu uzun heceye geçer. Bu durumu Çuvaşçada (ura <*adāk) ve bugünkü Moğol dillerinde de buluyoruz, krş. Halha xatū sert. İlk hece dışında uzun ünlü bulunmadığı durumda Çuvaşçada ilk hecenin vurgulu olması ilginçtir ve İlk Türkçenin karakteristiğini ifade eder. (1974: 137). Buradan Ana Altaycadaki birincil vurgu özelliklerinin İlk Türkçede henüz korunmakta olduğu, İlk Türkçeden ayrılan Ana Çuvaşçanın birincil vurgu özelliklerini koruduğu, ancak Ana Türkçenin farklı bir yol izlediği sonucuna ulaşılabilir. Kaynakça Ceylan, Emine (1997), Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, Ankara: TDK. Choi, Han-Woo (2010), Türkçe, Korece, Moğolca ve Mançu-Tunguzcanın Karşılaştırmalı Ses ve Biçim Bilgisi, Ankara: TDK. Poppe, Nikolaus (1924), Die tschuwassischen Lautgesetze, Asia Major I: 775-783. Poppe, Nikolaus (1926-32), Die tschuwassische Sprache in ihrem Verhältnis zu den Türksprachen, KCsA II: 65-83. Poppe, Nikolaus (1960), Vergleichende Grammatik der altaischen Sprachen, Teil 1, Vergleichende Lautlehre, Wiesbaden: Otto Harrassowitz. Poppe, Nikolaus (1974), Zur Stellung des Tschuwaschischen, CAJ XVIII(2): 135-147. Ramstedt, Gustav J. (1922), Zur frage nach der stellung des tschuwassischen, JSFOu 38/3: 3-34. Ramstedt, Gustav J. (1957), Einführung in die altaische Sprachwissenschaft I, Lautlehre, yay. Pentti Aalto, MSFOu 104: 1. Robbeets, Martine Irma (2005), Is Japanese Related to Korean, Tungusic, Mongolic and Turkic?, Wiesbaden: Harrassowitz.

Róna-Tas, András, Árpád Berta (2011), West Old Turkic. Turkic Loanwords in Hungarian 1-2, Turcologica 84, yay. L. Johanson, Wiesbaden: Harrassowitz. Scherner, B. (1977), Arabische und neupersische Lehnwörter im Tschuwaschischen, Wiesbaden: Franz Steiner Verlag GMBH. Starostin, G. Sergei, Anna V. Dybo, Oleg Mudrak, Etymological Dictionary of the Altaic Languages, E. J. Brill, Leiden-Boston 2003. Tekin, Talat (1987), Tuna Bulgarları ve Dilleri, Ankara: TDK. Tekin, Talat (1988), Volga Bulgar Kitabeleri ve Volga Bulgarcası, Ankara: TDK. Tekin, Talat (2003), On Volga Bulgarian bačne, Makaleler I, Altayistik, (haz.) E. Yılmaz, N. Demir Ankara: Grafiker, s. 55-56. Yılmaz, Emine (2002), Çuvaşça Çok Zamanlı Morfoloji, Ankara: Grafiker. Yılmaz, Emine (2010), Karşılaştırmalı Türk Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri, I. Sesbilgisi, Turkish Studies, Türkçede Dilbilim Çalışmaları Özel Sayısı, 2010, Volume 5/4, s. 728-741. Yılmaz, Emine (baskıda), Karşılaştırmalı Türk Dilbilimi Çalışmalarında Çuvaşçanın Yeri, II. Biçimbilgisi, Ahmet Bican Ercilasun Armağanı.