TANBURİ CEMİL BEYİN ÖLÜMÜ (28 TEMMUZ 1916) BAKİ SARISAKAL
TANBURİ CEMİL BEYİN İRTİHALİ Duçar olduğu derd-i elimden rehayab olmayarak dün sabah rahmet-i Rahman a intikal eden Tanburi Cemil Bey Merhum Tanburi Cemil Bey vefat etti. Bu müeessif vefat ile memleket kıymetli bir evladını daha kaybediyor. Tanburi Cemil Bey yalnız bizim memleketmizde değil, hatta garbın en medeni milletlerinden bile pek az yetişen bir nadir kişi idi. On dört yaşındn başlayıp, tuz beş yaşına kadar olan hayatı ile izhar mümtaziyet ve ve sanat eyleyen bu zat, Türk sazlarının telleri üzerinde bir inkişaf ve tekamülü vücuda getirmiştir. Tanburi Cemil Beyi bugünkü sazendelerimizden ayıran en büyük ve en esaslı farkı sanat, onu muasır müskişinaslarımızın hiç birinin yetişemediği mevkiye çıkaran meziyet, işte onun çalıştığı uslübundaki bu fevkadelik ve hissiyat idi. Cemil bey elinde kemençe öyle öyle şen şakrak olur, emil Beyin parmakları arasındakiee tanbur, hassas ve ince bir ruhun herkesten gizlemek istediği deruni ininlere benzer. Öyle hazin nağmeerle inlerdiki bu müstesna çalış yalnız ona has ve mnhasır idi. Tanburi Cemil Bey, sade dahi bir sazende büyük bir musiki üstadı değil, aynı zamanda değerli bir bestekar idi. Bazı besteeri gerek beste ve gerek güftesi kendi zade-i hissiytı olan bir
çok şarkıları, beste ve semaileri hemen azendeliği nispetnde yüksek bir bestekar olduğunun kanıtıdır. Bilhassa birer peşrev ve v saz semaisi tanzim suretiyle ihya edilen Şeddi Araban ve Ferahfeza fasılları müzik tarihimizde ebediyen güzel kalacak, sanatımız çok yüksek bir numune neticesidir. Cemil Bey, Mehmet Hüsrfev Paşa nın kethüdaalrından Mutafa Reşit Efendi zade, Beyoğlu Ceza Mahkemesi azalarından Mehmet Tevfik Bey in oğludur. 1288 (1871) sene-i hicriyesinde Molla Guranşyede dünyaya gelmiştir. Takriben kırk üç yaşında idi. En küçüğü Cemil Bey olmak üzere biri kız, diğerleri erkek olmak üzere dört kardeştiler. Cemil Beyin çocukluk devresi pek garibane geçmiştir. Merhuun çocukluk hayatının teessürle geçtiğini hatıratında kaydederken en ziyade küçk yaşında pederinin ölümüyle şefkatinden mahrum kaldığını ve bu sebeple kardeşleriyle kendisinin emir talimine lüzumu derecesinde itina olunamadığına teessüf ediyor. Her ne kadar cemil Beyin validesi hanımın cennetmekean Adile Sultan hazretleri saraylılarından olması dolyısıyla bilhassa Tevfik Beyin vefatından sonr çocuklarıyla, valideleri her zaman Adile Sultan tarafından mazharı himmet görmüş ise de aile reisinin boşluğu doldurulamaması bu hassa genci müteessir etmekte idi. Cemil Bey ibtidai tahsilini Haseki civarında bulunan mahalle mektebinde ikmal etmiştir. Merhum hatıratında bu mektebi: Mahud ayaklı, kalfalı, eski usül evliya mektebi şeklinde anlatmaktadır. Mektepten çıktıktan sonra Cemil Bey biraz hususi ders almış ve Mülkiye Mektebine devama başlamış ise de bir üre sonra mektebi terk etmiş ve Fransızca ve funün tahsiliyle meşgul olmuştur. Cemil Beyin Çocukluğu Cemil Beyin Gençlik Yılları Cemil Beyin biraderinin beynindeki bir rahatsızlıktan dolayı bir aralık tahammül edilmez bir hale geldiği cihetle amcaları Refik bey, ortanca biraderi yanına almaya mecbur olmuş idi. Cemil Bey biraderinin bu suretle hanelerinden gitmesini hatıratındamemnuniyetle yazmakta ve huzur tesisine sebebiyet verdiğinden dlayı amcasına teşekkür etmektedir. O esnada Cemil bey henüz on üç yaşlarında idi. Cemil Beyin akrabasından ve musiki şinastan bir zat var imiş ki (Kanuni Sait Bey) her zaman hanelerine gelir ve günlerce misafir kalır imiş.
Bu zat tanburi Cemil Beyin büyük biraderi Ahmet Beyle hem fikir ve hem de meşreb olduğundan akşamları bizim işret ve zümreyi tanburu, tantana-i kanuna karıştırarak hşça vakit ve sohbet ederler imiş. Bu iki yar sadıkın her dem tezayit eden musiki hevesi nihayet bunlara musiki malumatlarını tevsii lüzumunu hissettirmiş. Bu maksatla meşhur tanburculardan Ali Efendi yi haftada iki gece davetle kendisinden musiki temaşasına başlamışlar. Muntazaman devam eden bu çalışmalar Cemil Beyin hanesini adeta bir Musiki Müşfikhanesi şeklini almış, civardaki musiki meraklıları da gelirler, Ali Efendinin derslerine dahil olurlardı. Cemil Bey hatıratında bu derslerden bahsederken aynen şu sözleri yazıyor. Ben henüz çocuk addedildiğimden bu halkaya dahil olamaz idim. Fakat halkanın haricinde bir mahal münasip bularak Ali Efendi nin naklettiği münakip musikiyeyi ve ali el husus kemali maharetle okuduğu atarı dinlemekle yetinir idim. Git gide bana da bir musiki merakı geldi. Boş vakitlerimde duvarda bulunan musiki aletlerini birer birer tecrübe etmeye başladım. Bir müddet keman çaldım. Bunun sadasını acı buldum. Bir müddette kanun çaldım. Akaordundaki müşkülat bunu terk etmeme sebep oldu. Njihayet tanburda karar kıldım. Bu asil ve zengin saz üzerinde istediğim nağmeyi icra ettikçe hissiaytima kişayiş gelir, hayalim genişler, acı teessürlerim bir müddet için olsun benden benden uzaklaşır idi. Tanburi Cemil Bey 30 Yaşlarında Cemil Beyhenüz on beş yaşında iken yani tanbura başladığı tarihten itibaren hemen iki senelik bir müddet zarfında tanbur gibi çetin bir saz üzerinde büyük bir inkılâp vücuda getirmiş ve bütün maharet dahiyesini teslim ettirmiştir. Cemil Beyin bu tarz terennümüne karşı edilen yek itiraz şu idi: Tanbur tavrı değil Evet! Tanbur tavrı tabirinden maksat o zamana kadar az çok farklarla tanburilerimizin kabul ettikleri klasik tavır terennüm ise şüphesiz Cemil Beyin tavrı tanbur tavrı değil idi. Çünkü öyle olsa idi Cemil Beyin diğer tanburilerden büyük bir farkı olmaması lazım gelir idi. Cemil Bey o kadar hassa bir kulağa malik idi ki fasıl esnasında sazlar arasında küçük bir ahenksizlik hasıl olsa derhal neşesi kaçar, ıslahını ihtar eder idi. Tanbur üzerinde o zamana kadar ıslafından kimsenin yapmaya yapmaya muvaffak olamadığı İntikalat seriyeyi gerçekleştirmesi idi. 28 Temmuz 1916 tarihinde ölen Cemil Beyin cenaze merasimi Tasvir-i efkar gazetesinde şu şekilde anlatılıyor: Cemil Beyin cenaze merasimi, dün pek sade bir surette icra kılınmıştır. Cemil Beyin cenazesi küçük fakat Samim bir cemaat hazır olduğu halde hanesinin bahçesine getirilerek okunan dualara müteakip cenazesi saat on birde hanesinden kaldırılarak Fatih Camisine getirilmiştir. Tanburi Cemil Bey
Fatih Camisinde cenaze namazı eda edilmiş, buradan cemaatle Merkez Efendi Mezarlığına defnolunmuştur. Allah rahmet eylesin. Merhumun cenaze merasiminde bulunanlar arasında Rauf Yekta Bey, Müzikayı Hümayun Müdürü Viyonolist Cemil Bey, Merhumun öğrencilerinden ressam Tahsin Bey, Hafız Aşir Efendi, Merkum Zekai Dedezade Hafız Ahmet Efendi, Hacı Arif Beyzade Hanende Zeki Bey, Udi Şevki Bey, merhumun kayınbiraderi Abdurrahman, ve hemşirezadeleri Hikmet ve Tevfik Beyler bulunmakta idi. 1 Tanburi Cemil Bey 1 T asviri Efkâr 29-30 Temmuz 1916