Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

Benzer belgeler

Nefsini Bilen Rabbini Bilir


İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

PEYGAMBERİMİZİN VASİYETİ VE GÖZÜMÜN NURU DEDİĞİ NAMAZ

"Şimdi senin hayatının sureti ve tarz-ı vazifesi şudur ki,.." İnsanın hayatının sureti ve tarzı vazifesi ne demektir, izah eder misiniz?

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İlk paragrafdaki uzun cümlede insanın farklı ve birbirinden önemli yönlerine dikkat çekilir.

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Üstat Hazretlerinin, çok hakikatleri aydınlatan güneş-ayna misalinden bu konuda da faydalanabiliriz.

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

Üstadımız bu risalede dua üzerinde büyük bir önemle duruyor. Dua ve önemi konusunu biraz açar mısınız?

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır.

"İşte, Rabbimizi bize târif eden Kur ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi..."

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 238. HALİM SELİM İLE 40 ESMA Mehmet Yaşar

Hz.Muhammed (sav); yaratılış muammasını ve esma-i İlahiye'nin sırlarını keşfeden zat!

ALLAH`I (C.C.) BİZE TANITAN ÜÇ BÜYÜK TARİF EDİCİ

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Emr-i kün feyekün e malik bir sultana acz tezkeresi ile istinad etme yi nasıl anlamalıyız?

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Küçüklerin Büyük Soruları-2

GİRİŞ. Sağlıklı Beslenme ve Vücudumuzun Sağlıklı Beslenme Piramidi. Ana Gıda Grupları

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

PEYGAMBERLİĞİN GEREKLİLİĞİ HZ. MUHAMMED (SAV) İN PEYGAMBERLİĞİNİN DELİLLERİ

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Başta bu hadis-i kudsinin kaynağını vereceğiz. Ayrıca bu hadis-i kudsinin manası ve hakikatını vereceğiz. "Levlâke" hadîsinin kaynakları şudur:

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 01 ER-RAB

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

a. Daire-i meşruada kalmayan gençliğin; dünyada, kabirde ve ahirette başlarına gelecek belalar ve elemler neler olabilir?

Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Ruhun Gayesi. Mehmedkirkinci.com

Herkes bir arayış içinde

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Şeyh den meded istemek caizmidir?

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

BİLGİ ve İNANÇ. Memduh ÇELMELİ. dinkulturuahlakbilgisi.com

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Dua ve Sûre Kitapçığı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Asr-ı Saadette İçtihat

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Kelimeler Cümleler. Risale-i Nur dan

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Yirmi Altıncı Söz'de geçen, "Ezel; mazi, hâl ve istikbali birden tutar, yüksekten bakar bir âyine misâldir." cümlesini izah eder misiniz?

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAOKUL TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM; I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

RAMAZAN AYININ MANA VE ÖNEMİ

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

ÜMMETİN GELECEK NESLİ ÇOCUKLARIMIZA NAMAZ EĞİTİMİ NASIL VERİLEBİLİR? Gelecek Nesle Doğru

Kız Çocuklarını Fıtrata Uygun Yetiştirememek Perşembe, 18 Ocak :39

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Transkript:

Sorularlarisale.com Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir? Çevremize baktığımızda her varlığın belli bir amaca yönelik yaratıldığını görüyoruz. Bütün varlıkların insan ekseni etrafında odaklaştığı bir sistemde acaba insan niçin yaratılmıştır? Bu soruyu esasen iki yönden incelemek mümkündür. Birincisi, insan dışındaki bütün varlıkların insan merkezli çalışmaları, insana hizmet etmeleri meselesi. Burada da iki durum akla gelir. Ya demek lazımdır ki, insan dışındaki varlıklar insanı tanıyorlar, onun ihtiyaçlarını biliyorlar, ona şefkat edip acıyorlar bunun için de mesela; meyve ağacı insanın vitamin ihtiyacını gidermek için ona meyve veriyor, hayvanlar protein ihtiyacını karşılamak için et, süt, yumurta gibi gıdaları insana takdim ediyorlar veya insan, bütün bunları kendi gücü, kuvveti ve kudreti ile yapıyor Hâlbuki dikkatle bakıldığında görülüyor ki tüm varlıkların insanın ihtiyaçlarını gidermeye yönelik çalışmaları, insanın onları emri altına almasıyla, onlara üstün gelmesiyle değildir. İnsan, hayatını devam ettirmek için gerekli olan ihtiyaçları topraktan, havadan, sudan, ateşten kendi güç ve kuvvetiyle temin edemeyeceği için, İlâhî rahmet ve kudret, elmayı ağacın, yumurtayı tavuğun, sütü koyunun eliyle insana ihsan ediyor. Güneşteki zararlı ışınları da atmosfer vasıtasıyla yine insan için süzüyor. Demek bütün bu hadiseler, insanın çok güçlü, kuvvetli ve kudretli olmasıyla gerçekleşmiyor, tam tersine gücü, güçsüzlüğü, zaafı ve aczi için ona yardım ediliyor, elinde olmadığı nimetlerden dolayı ona ihsan ediliyor, bilgisizliğinden dolayı ona ilham ediliyor, ihtiyaçları için ona ikram ediliyor. Şimdi şöyle bir soru akla geliyor? İnsan dışındaki her şeyi insana çalıştıran bu sonsuz kudret insanı niçin yaratmıştır ve insandan ne istiyor? Bu soruya cevap vermek için de insanın diğer varlıklardan farkını iyi tespit etmek gerekir. Evet Allah, insanı bu kâinat içinde en seçkin bir surette yaratmıştır. Diğer bütün varlıklardan farklı olarak; ona varlıklardaki fayda ve gayeleri algılayabilecek bir akıl, iyi ve kötüyü doğru ve yanlışı ayırt edebilecek bir vicdan, bütün ilimleri öğrenebilecek bir kabiliyet, bir çok gizli sırları anlayabilecek bir kalp, bütün tatları algılayabilecek bir dil, güzelliklerin bütün inceliklerini görebilecek bir çift göz, her çeşit nağme ve ilahî tespihleri işitebilecek bir kulak vermiştir. Cenab-ı Hak seçkin olarak yarattığı insanı, kendisine dost ve muhatap page 1 / 5

kılmış, gönderdiği semavî kitaplarla ona emir ve yasaklarını bildirmiş, saadet ve istikamet yollarını göstermiştir. İnsan kendisine verilen bu yüce his ve organların kıymetini bilmezse, onları vereni unutur ve ondan gaflet eder. Allah ın mahluku ve sanat eseri olduğunu ve her an onun terbiye ve gözetimi altında bulunduğunu, onun vermiş olduğu nimetlerle beslendiğini unutur. Ona karşı yapması gerekli olan görevlerden yüz çevirir. Evet kendini tanıyan ve yaratılış gayesinin Allah a kulluk olduğunu bilen insan, bu gayeye uygun hareket eder. İnsan niçin yaratılmış? sorusuna sıkça muhatap oluruz. Böyle bir soruyu kendimize yahut bir başkasına sormamız, bizim için büyük bir İlâhî ihsandır. Şöyle ki: Bu soruyu güneş kendisine soramadığı gibi, bir başka yıldız da güneşe sorabilmiş değil. Yine bu soruyu bir arı bir başka arıya, yahut bir koyun berikine sormaktan aciz. Demek oluyor ki, bu sorunun cevabını arayan insanoğlu, kendi varlığını istediği sahada kullanma konusunda serbest bırakılmış; bir arayış içinde ve bu konuda bir imtihana tabi tutulmuş. Bu imtihanı kazanmanın tek yolu, sorunun cevabını bizi yaratandan öğrenmemizdir. Bu noktaya varan insanlar gerçeğin kapısını çalmış olurlar. Ve kendilerine Kur an lisanıyla, Peygamber diliyle cevapları verilir. Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet -kulluk- etsinler diye yarattım. ( Zâriyât Sûresi, 51:56) Nur Küllîyatında ibadete marifet manası veriliyor. Bu mana üzerinde çoğu tefsir alimlerimiz ittifak etmişler. Namaz, oruç gibi ibadetler ise bu marifetin neticesidir. Yani, insan nimetin şükür gerektirdiğini idrak edecektir ki, sonra bu şükür ve hamd vazifeni yerine getirsin. İnsan, bu kâinatı dolduran İlahi mucizelerin tefekkür ve hayreti icap ettirdiklerini bilecektir ki, tespih ve tekbir vazifesini ifa etsin. İnsan, başka insanlara merhamet etmesi gerektiğinin şuuruna erecektir ki, zekât ve sadaka verme yolunu tutsun. Bütün bunlar imanın ve marifetin, yani Allah a inanmanın ve onu tanımanın meyveleridir. Nur Külliyatından bir marifet dersi: Şu kâinattan maksad-ı âlâ, tezahür-ü Rububiyete karşı, ubudiyet-i küllîye-i insaniyedir. ( Sözler, 264.) Rububiyet, terbiye edicilik manasına geliyor. Bütün alemlerin her birinde bu fiil bir başka şekilde, bir başka güzellikte, bir başka mükemmellikte kendini gösteriyor. Ve biz her namazda Fatiha Sûresini okurken alemlerin Rabbine hamd etmekle bu farklı terbiyelerin şuurunda olduğumuzu ilan etmiş oluruz. Işıklar alemini de Allah terbiye ediyor, gözler alemini de. Ve biz, güneşin ışık verecek şekilde, gözümüzün de ondan faydalanacak biçimde terbiye edildiklerini düşünerek page 2 / 5

Rabbimize şükretmekle tezahür-ü Rububiyete karşı, ubudiyet vazifemizi yerine getiririz. Gıda maddelerinin yenilecek şekilde, ağzımızın, dilimizin, midemizin de onlardan faydalanacak tarzda terbiye edildiklerini nazara alarak Rabbimizin bu sonsuz ihsanlarını hayret ve teşekkürle karşıladığımızda, yine o rububiyete karşı ubudiyetle mukabele etmiş oluruz. Kâinatın yaratılması insan için, insanın yaratılması ise ubudiyet içindir. Burada dikkatimizi iki kelime çekiyor; âlâ ve küllîye kelimeleri. Bu iki kelime bize bu vazifeyi yapan daha başka varlıklar da olduğunu haber veriyorlar. Şu var ki, insan ubudiyet vazifeni onlardan daha üstün ve daha küllî bir derecede yapabilecek bir istidada sahip. Sözünü etmek istediğimiz bu varlıklar, meleklerle cinlerdir. Bir melek, bir meyveyi tefekkür ederken, dünün şekilsiz, renksiz elementlerinin bugün güzel bir varlık haline gelmelerini, sert ağaçtan bu yumuşak meyvelerin çıkmasını hayretle seyreder. Ama o meyvenin tadını, vitaminini, kalorisini düşünemez, tefekkür edemez. Zira, istidadı buna müsait değildir. İnsana bu noktada bambaşka bir kabiliyet verilmiştir. O, aklıyla, hayaliyle sadece hazır eşyayı değil, o anda görmediği nice şeyleri hatta geçmişi ve geleceği düşünebilir. Böylece fikri, düşüncesi, anlayışı ve feyzi küllîleşir. Eline aldığı bir meyveyi yerken, o anda bir milyonu aşkın canlı türünün sonsuz denecek kadar çok fertlerinin rızklandıklarını, kendisinin de bu İlâhî sofradan faydalanan bir fert olduğunu düşünebilir ve böylece Allah ın Rezzak ismini küllî manada tefekkür etme imkanına kavuşur. Dilerse, düşüncesini geçmiş ve gelecek zamanlara da götürür. Bütün zamanlarda ve mekânlardaki her türlü nimeti ve onlardan istifade edenleri, hayalinin yardımıyla, birlikte düşünür ve tefekkürü daha da küllîleşir. Bütün İlâhî isimlerin tecellileri için benzer şeyler söylenebilir. Nur Küllîyatında, İyyake na büdü Biz ancak sana ibadet ederiz. ayetinin açıklaması yapılırken, ayet-i kerimede niçin ben değil de biz denildiğine dikkat çekilir ve böyle denilmekle üç ayrı cemaatin kastedildiği ders verilir. Bunlardan birisi bütün müminler, diğeri vücudumuzda vazife gören ve her biri kendine mahsus bir ibadetle meşgul olan bütün organlar, hücreler, duygular,.., üçüncüsü ise bütün bir varlık âlemi. Demek oluyor ki insan, bütün varlık alemi namına İyyake na budü diyebilecek bir kabiliyettedir. İşte tek başına da namaz kılsa, ferdiyetten kurtulup bu üç cemaatin ibadetlerini Rabbine takdim eden insan küllî bir ibadet yapmış demektir. İnsanın bu kâinata meyve olması da böyle bir neticeyi doğurmaktadır. Bir ağacın bütün birimlerini şuurlu farz etseniz, en küllî tefekkürü meyve yapacaktır. Çünkü meyvenin içindeki çekirdek bütün ağaçtan süzüldüğü için o meyvede ağacın page 3 / 5

tümünün ibadetlerini temsil etme, tefekkür etme kabiliyeti bulunacaktır. Bu küllî ubudiyeti en ileri derecede yapanlar kâinat ağacının en mükemmel meyveleri olan peygamberler ve özellikle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed dir(asm.). Maksad-ı âlâ ve ubudiyet-i küllîye manalarıyla şu kutsî hadis arasında yakın bir ilgi vardır: Sen olmasaydın ben felekleri yaratmazdım. Nur Küllîyatında insanın vazifesiyle ilgili birçok bahis mevcut. Bunların bir özeti olarak birkaç maddeyi takdim etmek isterim: - Ruhuna bir İlâhî ikram olarak takılan, ilim, irade, görme, işitme gibi sıfatlarını Allah ın sıfatlarını bilmeye bir vasıta olarak kullanmak. Kendi ruhundan İlahi sıfatları bilmek için açılan bu marifet pencerelerini iyi değerlendirmek. - Akıl kuvvetini hikmet dairesinde, şehvet kuvvetini iffet dairesinde, gazap kuvvetini şecaat dairesinde kullanmak. - Muhabbetini ancak Allah a vermek ve mahlukatı da yine Onun namına, Onun isimlerine ayna olmaları, kemaline işaret etmeleri, cemalinden haber vermeleri cihetiyle sevmek. - İbadatın bütün enva ına müstaid bir fıtratta yaratıldığının şuurunda olup, bütün ibadet çeşitlerinin ayrı ayrı feyizlerinden azami ölçüde nasiplenmeye çalışmak. - Kendisine verilen kalb, sır, ruh, akıl hattâ hayal ve sair kuvvelerin hayat-ı ebediyeye yüzlerini çevirmek. Böylece bunların her birini kendine mahsus ibadetiyle meşgul etmek. - Duygularının her biriyle Allah ın rahmet hazinelerinden birini açmak, ondan güzelce faydalanmak ve küllî şükretmek. - Aczini ölçü alarak Allah ın kudretini, fakrına bakarak Onun rahmetini, noksanlıklarını düşünerek Onun kemalini tefekkür etmek. Rabbini sonsuz kemal, rahmet ve kudret sahibi, kendi nefsini ise yine sonsuz aciz, fakir ve noksan bilmek. - Ruhunu günahlardan, bedenini de her tüllü kirlerden, pisliklerden uzak tutarak İlahi huzura çıkmak. - Kendini Allah ın en mükemmel eseri olma cihetiyle meleklerin, ruhanilerin seyrine, temaşasına güzelce sunmak. İşte insan bu gibi ulvî gayeler için yaratılmıştır. Ama ne yazık ki, bir çok insan, kendini unutmuş ve bu gayelerden gafil olarak sadece dünya hayatını rahat bir şekilde geçirmek için çabalar. Bütün kâinatın page 4 / 5

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) ibadetlerini temsil etme kabiliyetine sahip olduğu halde, sadece çevresindeki bir gurup insanın teveccühlerini kazanmayı ve kendisini onlara beğendirmeyi hayatına gaye edinir. Bir süre sonra kendisi de, o insanlar da dünyadan göçüp gitmekte ve bütün bu gayeler de onun bedeniyle birlikte adeta toprağa gömülüp kaybolmaktalar. page 5 / 5