Osmanlı dan Bugüne, Nesilden Nesile Bırakılan Batı Müziği Mirası 1

Benzer belgeler
MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

HAKKIMDA EĞĠTĠM BĠLĠMSEL VE SANATSAL ETKĠNLĠKLER. A. Yayınlar. Makaleler: Atatürk ün Müzik AnlayıĢı Öner Sanat Dergisi Haziran 1995

26/08/2010 Hocamızı saygı ile anmaktayız... Gaziantep (Merkez), 1964

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

19.YÜZYIL OSMANLI SARAYINDA BATI MÜZİĞİ FORMLARINDA ESER YAZAN KADIN BESTECİLER

A N T İ K Ç A Ğ D A N X X I. Y Ü Z Y I L A EDEBİYAT, KÜLTÜR VE SANAT

Bu beş sanatçının ortak özellikleri sadece klasik müziğe gönül vermiş olmaları değildir. Hepsi 1900 lü yılların başında doğmuş olan değerli

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI

Öğr. Gör. Dr. Çiğdem YİĞİT

KEMANÎ HIZIR AĞA, TÜRK MÜZİĞİNDE BATILILAŞMANIN BAŞLANGICI MI?

2015 YILI ETKİNLİK LİSTESİ

İDİL BELGİN KÜÇÜKDOĞAN

Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Tiyatro da başladı

TUNCAY LANGAL BİYOGRAFİ & CV

TÜRKİYE DE CUMHURİYET DÖNEMİNDE YETİŞEN PİYANİSTLERİN ÜLKEMİZDE KLASİK MÜZİK ETKİNLİKLERİ VE PİYANO EĞİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÇALIŞTIĞI EĞİTİMCİLER

TÜRK KEMAN EKOLÜ NEDEN İSTENİLEN DÜZEYDE DEĞİLDİR? Why Turkish Violin System Is Not At Desired Level?

Zeynep Göknur YILDIZ Tel:

BODRUM ODA ORKESTRASI. 24 Ocak 2019 Saat: 20:00 AHMED ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ / BÜYÜK SALON

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ

Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası Yönergesi

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

T.C. ANAYASASI MADDE 64: Devlet sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. TC. ANAYASASI MADDE 27: Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme,

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 409

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜDÜRLÜĞÜ. Konservatuvar Kurulu Kararı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

: Engin ŞEN. : Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Müzikoloji Anabilim Dalı:

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

İstanbul Darül Bedayi. Sanatın ve Sanatçının Toplum Yapısında Önemi. Bir Atatürk Dersi. Bilmek Gerek A. Erdem Akyüz

Yrd.Doç.Dr.R.Erol DEMİRBATIR Tel: +90 (224)

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

T.C DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI. Yönetim Kurulu Kararı. Toplantı Tarihi: Toplantı Sayısı: 04

Koca Mustafa Reşid Paşa

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

85 IVAN KONSTANTINOVIC AYVAZOVSKI ( ) Kalyonlar, tual üzeri yağlıboya, 1869 imzalı. 90x138 cm.

MARMARA BÖLGESİNDEKİ MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI ÖĞRENCİLERİNİN ORTA ÖĞRETİMDEKİ PİYANO EĞİTİMLERİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

ERMAN, A. Suzuki Metodu Felsefesi ve Keman Eğitiminde Kullanılışı Ankara-2000 (Lisans Tezi)

Adnan Menderes Üniversitesi Akademik Değerlendirme Puan Bildirim Formu

CUMHURİYET İN İLK YILLARINDA MÜZİKTE MODERNLEŞME HAREKETLERİ VE MÜZİK POLİTİKALARI ( )

RASİM ÖNEL MESLEKİ ve TEKNİK ANADOLU LİSESİ

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜDÜRLÜĞÜ. Konservatuvar Kurulu Kararı

ASTSUBAY MESLEK YÜKSEKOKULLARI

Öğr.Gör. Birsen Özakay Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1

Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü nün Yunanlılara karşı kazandığı zaferler, İnönü de anılmaktadır.

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi ( /Bahar)

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA KRİTERLERİ

MUZIKA-I HÜMAYUN DAN GÜNÜMÜZE KLASİK BATI MÜZİĞİNİN TÜRKİYE DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ

Doktora, Uludağ Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü 2014

Müzik 1. Eğitimde Psikolojik Hizmetler 2.Müzik Eğitimi. Gazi Eğitim Enstitüsü Ankara Üniversitesi Gazi Üniversitesi Y. Lisans

ALES PUAN TÜRÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI. Yüksek Lisans ve Doktora Diploması SÖZ. Eski Türk Dili Bilim Dalı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

GENÇ YETENEKLERİN KEŞFEDİLMESİ

NEYZEN ERCAN IRMAK yılında Eskişehir de doğdu. He was born in 1956, in Eskişehir.

ARAS POYRAZ AÇIKGÖZ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

YAPTIĞI ÇALIġMALAR: TEZLER: BĠLDĠRĠLER VE SUNUMLAR:

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks OSMANLIDA GÖREVLİ İKİ İTALYAN MÜZİSYEN: GIUSEPPE DONIZETTI VE CALLISTO GUATELLI

KARŞIYAKA DAN BOĞAZİÇİ NE

KABUL VE KAYIT KOŞULLARI

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

FAZIL SAY BÜYÜK ALKIŞ ALDI

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Atanma Ve Yükseltilmelerde Dikkate Alınacak Puanlama Ve Değerlendirme Sistemi *

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

İnönü Üniversitesi Kütüphanesi Müzik Veritabanları

İÇİNDEKİLER. 16 Mayıs Amiral Souchon Padişah V. Mehmed Reşad ın huzurunda. Amiral şerefine Bomonti Bira Fabrikasında düzenlenen ziyafet.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

05-07 EKİM 2015 Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı

8. BÖLÜM TÜRK MÜZECİLİĞİ 3. DÖNEM EĞİTİM AMAÇLI KULLANIM İÇİNDİR İBRAHİM TUNÇ SİPAHİ

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ

SICAK ÇİKOLATA Fuaye Konseri

ÖZGEÇMİŞ. :

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Aday Etkinlik-Puan Listesi

ÖRNEKTİR BURSLULUK SINAVI-1 6A. 6. Sınıf A Kitapçığı TÜRKÇE TESTİ

Dr. Evren Kutlay Baydar Koç Üniversitesi

20 Derste Eski Türkçe

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

TÜRK MÜZİĞİNİN TEMSİLİNDE 10 ÖNEMLİ VİYOLONSEL İCRACISI

3. Ön kayıt başvurularında herhangi bir önkoşul (ALES vb ) ve taban puan aranmamaktadır.

Kendi bünyesinde oluşturduğu kortej ekiplerinin yanı sıra dünyaca ünlü performans sanatçıları ile başarılı işlerde bir araya gelmiştir.

YRD. DOÇ. DR. SERDAR ÇELİK

Derece Bölüm / Program Üniversite Yıl

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI. Yönetim Kurulu Kararı. Toplantı Tarihi: Toplantı Sayısı: 8

3. Ön kayıt başvurularında herhangi bir önkoşul (ALES vb ) ve taban puan aranmamaktadır.

ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİNİN 33a MADDESİNE GEÇİRİLMELERİ KRİTERLERİ

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ. 50/d Araştırma Görevlisi Kadrosundan 33/a Araştırma Görevlisi Kadrosuna Geçişlerde Uygulanacak Kriterler

KABUL SINAVI YÖNERGESİ

Sergei Vasilievich RACHMANINOFF

Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 4. maddesinin 2/c hükmü yanı sıra aşağıdaki koşullar aranır.

Transkript:

MÜZİ K KÜTÜPHANESİ Dr. Evren KUTLAY Koç Üniversitesi Osmanlı dan Bugüne, Nesilden Nesile Bırakılan Batı Müziği Mirası 1 Osmanlı İmparatorluğu, her ne kadar 19. yüzyıldan çok daha önceleri Avrupa müziğiyle çeşitli vesilelerle tanışma fırsatı bulduysa da, fiilen Tanzimat ın ilanının ardından yüzünü Batı ya dönmüş, bu bağlamda da Batı müziği Osmanlı topraklarında üretilir, öğretilir ve icra edilir olmuştur. Evren KUTLAY Bu Batılılaşma sürecinde, hükümdar olan her bir padişahın müzik politikaları doğrultusunda çok sesli müziğin Türk topraklarındaki gelişimi hız kazanmış ya da duraksamıştır. Ancak bütün olarak Cumhuriyet in ilanına kadarki döneme bakıldığında, gerek müzik eğitimi veren kurumlar, gerek Osmanlı döneminde yetişmiş eğitmenler, müzisyenler ve Batı müziği formlarındaki eserleri, gerekse opera ve konser temsil ve icra mekânları bağlamında genç Türkiye ye yaklaşık yüzyıllık bir Batı müziği mirası bırakılmıştır. İlk Adımlar Osmanlı İmparatorluğunun Batı müziğiyle ve sahne sanatlarıyla tanışması Kanuni Sultan Süleyman devrine kadar dayanır. Bu anlamda verebileceğimiz en erken örnek 1520 yılında org sanatçısı Othman Luscinius un Osmanlı sarayında verdiği konserdir. Sonrasında ise en bilinen olay Fransa Kralı I. François nın Kanuni Sultan Süleyman a yardımlarından dolayı hediye olarak gönderdiği bir grup müzisyendir. 16. yüzyıl boyunca düğün ve sünnet törenleri vesilesiyle bale ve pantomim temsilleri yapıldıysa da yüzyılın sonuna damgasını vuran Batı müziği ilintili olay, Thomas Dallam isimli bir İngiliz org yapımcısının Kraliçe I. Elizabeth in emriyle yaptığı orgu Topkapı Sarayı nda kurması ve Sultan III. Mehmed in huzurunda çalmasıdır. Aktif Batılılaşma sürecinin başlayacağı 19. yüzyıla kadar Osmanlı imparatorluğunun Batı müziğiyle tanışıklığı yukarıdaki olaylarla benzer biçimlerde, kutlamalar, gönderilen hediyeler ya da Avrupa ya giden Osmanlı elçilerinin sefaretnameleri vasıtasıyla süregelmiştir. Sonrasında III. Selim döneminde Nizam-ı Cedid ile Avrupa modeline uygun bir boru-trampet takımının oluşturulması müzikte Batılılaşma anlamında küçük çaplı bir başlangıç olduysa da, esasen 1826 yılında II. Mahmud döneminde ilan edilen Vaka-i Hayriye (Hayırlı Vaka) ile birlikte başlayan çalışmalar, Türk çoksesli müzik tarihinin dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Müzikte Batılılaşma II. Mahmud döneminde Yeniçeri Ocağı nın kaldırılıp yerine Avrupai bir ordunun kurulması çalışmaları neticesinde, her ne kadar Mehter Bandosu bir müddet yeni orduya eşlik ettiyse de bir müddet sonra Avrupai ordunun tören yürüyüşüne ayak uyduramaz hale geldiği tespit edilerek kaldırılmış, yerine Muzika-yı Hümayun kurulmuştur. İlk olarak askeri alanda başlayan bu Batı müziği alanındaki yapılanma, ilerleyen yıllarda sivil hayatta da yerini almış, Avrupa dan birçok müzisyen gerek eğitim vermek üzere, gerekse konser vermek ya da ilk saray konservatuvarı görevini görecek Muzika-yı Hümayun u denetlemek üzere davet edilmişlerdir. Kurulduğunda III. Selim döneminde, Nizam-ı Cedid vasıtasıyla bir miktar Batı müziği eğitimi alma fırsatı bulmuş Vaybelim Ahmet Ağa ve Trampetçi Ahmet Usta, Muzika nın başına atandıysalar da, onların görev yeri değiştiğinden İstanbul da yaşamını sürdüren Fransız Manguel yerlerine göreve alınmış, ancak o da yetersiz bulunarak askeri bando müziği alanında Avrupa da en ileri ülkelerden biri kabul edilen İtalya dan Sardunya Elçiliği vasıtasıyla yetkin bir eğitmen istendiğinde ünlü opera bestecisi Gaetano Donizetti nin ağabeyi, Napoleon Bonaparte in askeri bando müzisyeni Giuseppe Donizetti tavsiye edilmiştir. Muzika nın ilk ciddi eğitmeni 1 Bu makale, yazarı tarafından Nisan 2011 de Kütahya II. Ulusal Hisarlı Ahmet Müzik Sempozyumunda sunulmasının ardından sempozyum kitapçığında basılan Osmanlı dan Cumhuriyete Batı Müziği Mirasımız başlıklı bildirisinden türetilmiştir. 74

Giuseppe Donizetti Giuseppe Donizetti nin ve ardından yine bir İtalyan olan Callisto Guatelli nin yönetiminde çalışmalarını sürdüren Muzika-yı Hümayun, kurulduğu ilk yıllarda İtalyan ekolünün etkisinde bir Avrupa müziği eğitimi kurumu olduysa da, 19. yüzyılın son çeyreğinde, kendisi İspanyol asıllı olan ancak müzik kariyerini Fransa da olgunlaştırmış Fernando de Aranda nın Muzika nın başına atanmasıyla Fransız ekolüyle yapılanmıştır. Hatta, Muzika nın başına atanmadan önce, Aranda, kurumu teftiş etmiş ve padişaha bulduğu eksiklikleri raporlamıştır. Muzika nın direktörü olduktan sonra da Fransa dan getirttiği Batı müziği bando aranjmanlarıyla Muzika da yeni bir pencere açmıştır. Sonrasında da imparatorluğun çöküşüne değin, Batı müziği çalışmalarının, Osmanlı nın Almanya ile yakın politik ilişkileri ve Paul Lange gibi Almanların sarayda görevlendirilmeleriyle Alman ekolü etkisinde kaldığı dikkat çekicidir. Özellikle 1913 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu nun Almanya ya yaklaşmasının kültürel etkilerinden biri olarak İstanbul daki birçok okulda Almanca dersinin müfredata konulması da gösterilebilir. Alman müzisyenlerin görevlendirilmesinin yanı sıra, daha önceki yıllarda İtalya ya müzik eğitimine öğrenci gönderildiği gibi, ki buna Italo Selvelli gibi müzisyenler örnek verilebilir, birçok Osmanlı öğrencisi de padişahların burslarıyla Almanya ve Almanca konuşulan ülkelere müzik eğitimine gönderilmeye başlanmıştır. Osmanlı döneminde devlet bursuyla yurtdışında müzik okuyan bu öğrenciler, Cumhuriyet yıllarında Türk topraklarında gerek eğitimci gerekse konsertist olarak Türkiye nin Batı müziği hayatına katkıda bulunmuşlardır. Osmanlı yıllarında müzikte Batılılaşma hareketine bir bütün olarak baktığımızda, bu hareketin sırasıyla İtalyan, Fransız ve Alman ekolleri etkisinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Nesilden Nesile, Dünden Bugüne Kurumlar, Müzisyenler... Muzi k a -yı Hümay un, Osma n l ı İmparatorluğu nun resmi tek Batı müziği eğitimi kurumu olarak Cumhuriyet yıllarında önce hilafete bağlanmış, sonrasında da Cumhurbaşkanlığına bağlanarak Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası adıyla faaliyet göstererek bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası na dönüşmüştür. Dolayısıyla kurumsal bağlamda Muzikayı Hümayun, Osmanlı dan Cumhuriyet e taşınan resmi miraslardandır. Her ne kadar Paul Lange nin Pera da Almanya daki konservatuvarları örnek alarak kurduğu ve teşkilatlandırdığı özel bir konservatuvarın bir dönem faaliyet gösterdiğini daha önceki yayınlarımızda arşiv belgeleriyle ortaya koyduysak da, bu konservatuvarın Cumhuriyet yıllarına taşındığına dair elimizde bir belge mevcut değildir. Yine de Osmanlı döneminde faaliyet göstermiş Avrupa yı temel alan bir konservatuvarın varlığının ve yetiştirdiği öğrencilerin Cumhuriyet yıllarındaki yapılanmaya örnek teşkil etmiş olması ihtimali gözardı edilmemelidir. Muzika-yı Hümayun, Avrupa dan getirtilen ve farklı ekolleri temsil eden direktörlerin ve öğretmenlerin vesilesiyle yaklaşık 100 yıllık bir Batı müziği eğitimi kurumu olmuştur. Avrupa dan müzik eğitimcilerinin ve şeflerin getirtildiği gibi yine Osmanlı devletinin bursuyla Avrupa ya Türkler Batı müziği eğitimi almaya gönderilmişler, dönüşlerinde de kimisi Muzika da görevlendirilmiş, kimisi ise özel dersler vererek, besteler yaparak Batı müziğinin Türk topraklarında gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Bu Osmanlı müzisyenlerine örnek olarak II. Abdülhamid in desteğiyle Paris Konservatuvarı ndaki eğitimini 1888 yılında birincilikle tamamlayarak yurda dönen ve hem Guatelli nin hem de sonrasında Aranda nın şefliğindeki Muzikayı Hümayun da başkemancı olarak görev yapan, İstiklal marşımızın bestecisi Osman Zeki Üngör ün keman öğretmenliğini de yapmış, Wondra Bey örnek gösterilebilir. Zeki Üngör ise Wondra Bey in ardından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası nın uzun yıllar başkemancılığını yapmıştır. Muzika-yı Hümayun a 1891 yılında giren Osman Zeki Üngör, yeteneğiyle padişah II. Abdülhamid in dikkatini çekmiş, Osmanlı döneminde ve sonrasında Cumhuriyet yıllarında Muzika da görev yapmıştır. Ayrıca Cumhuriyet döneminde Musiki Muallim Mektebi nin kuruluşunda önemli rol oynamış, 1924 1934 yılları arasında kurumun müdürlüğünü yapmıştır. Bir diğer örnekse yine Padişah II. Abdülhamid in bursuyla Viyana Müzik Akademisi nde piyano eğitimi alan, Cemal Reşid Rey in anılarında bildirdiği üzere ve benim de daha önceki yayınlarımla ve araştırmalarımla Liszt ekolünden geldiğini ortaya koyduğum ancak Cemal Reşid in Liszt in birebir öğrencisi olduğu bildirisini kısmen belirleyebildiğim Devlet Efendi dir. Rey, Orkestra dergisine yazdığı makalesinde anılarından bahsederken Devlet Efendi yi Liszt le onun öğrencisi olduğu şeklinde ilişkilendirmekte, ayrıca Aranda Paşa nın ardından bir dönem Muzika-yı Hümayun un şefliğini yaptığını da bildirmektedir. Devlet Efendi, Cemal Reşid Rey in annesine piyano dersleri vermiş, Rey ailesinin evini sıklıkla ziyaret eden Aranda Paşa gibi müzisyenlerden biri olmuş, dolayısıyla da Cemal Reşid Rey in müzik yaşamında karşılaştığı ilk öğretmenlerden biri olmuştur. Cumhuriyet yıllarına daha da yakın tarihlere gelecek olursak, müzik eğitimlerini Padişah V. Mehmed Reşad ın bursuyla Viyana Müzik Akademisi nde tamamlayan Sezai ve "Muzika-yı Hümayun, Osmanlı İmparatorluğu nun resmi tek Batı müziği eğitimi kurumu olarak Cumhuriyet yıllarında önce hilafete bağlanmış, sonrasında da Cumhurbaşkanlığına bağlanarak Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası adıyla faaliyet göstererek bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası na dönüşmüştür." www.neofilarmoni.com/mart-nisan

Ferhunde Erkin Seyfeddin Asal kardeşlere dikkat çekmek gerekir. 1914 civarında gittikleri Viyana dan 1924 yılında yurda dönen her iki kardeş de hem Darülelhan da, hatta İstanbul Belediye Konservatuvarı na dönüştüğü yıllarda dâhil olmak üzere, hem de Galatasaray Lisesinde öğretmenlik yapmışlardır. Hatta, konservatuvarın öğrenci orkestrasını Seyfeddin Asal kurmuş ve yönetmiştir. İstanbul Belediye Konservatuvarı öğrencilerinden Ermukan Saydam anılarında konservatuvarda keman öğretmenleri Seyfeddin Asal dan ve viyolonsel öğretmenleri Sezai Asal dan da bahsetmektedir. 1925 yılında, Cumhuriyet döneminin çok sesli müziği geliştirmeye kendi topraklarımızdan başlamalıyız düşüncesinin sonucu olarak, Osmanlı döneminde padişah bursuyla Avrupa da müzik eğitimi görmüş Seyfeddin ve Sezai kardeşler, devlet tarafından Ege bölgesine gönderilmişler ve ilk folklor derlemesi çalışmasıyla görevlendirilmişlerdir. 1926 yılında çalışmaları sonucu, yetmiş altı türküden oluşan Yurdumuzun Nağmeleri isimli eski Türkçe bir kitap yayınlamışlardır. Seyfeddin ve Sezai kardeşler, ayrıca, Cemal Reşid Rey le birlikte kurdukları Türk Trio suyla Osmanlı döneminde sayısız konsere ev sahipliği yapmış Union Française de konserler vermişlerdir. Cemal Reşid Rey, Türk Trio sundan Konservatuar Hatıralarım başlıklı makalesinde bahseder: ( ) Union Française konserleri sırasında, Seyfeddin ve Sezai Asal ile birlikte kurduğumuz trio ya Türk Trio su adını koyduk. Bu Cemal Reşid Rey trio ile çok sayıda konserler verdik. Emprezaryoluğumuzu Arditi yapardı. Arditi çok önemli bir şahıstı. İstanbul a çok meşhur artistler getirirdi ( ). Cumhuriyet in ilanının ardından İstanbul Belediye Konservatuvarı adını almış, 1986 da ise İstanbul Üniversitesine bağlanarak Devlet Konservatuvarı olmuş Darülelhan da görev yapan, kurucuları arasında yer alan Osmanlı döneminde yetişmiş müzisyenleri örneklemeye devam etmeden önce kısaca Darülelhan ın ve onun öncüsü, ilk konservatuvarlardan Darülbedayi nin tarihçesinden bahsetmek yerinde olur. Darülbedayi, İstanbul Şehremini (Belediye başkanı), Operatör Cemil Topuzlu nun teklifi ve 28 Haziran 1914 te Paris teki Odeon Tiyatrosunun Müdürü Mösyö Antuvan ın İstanbul a getirilişiyle kurulmuş, 27 Ekim 1914 te açılmıştır. Bu konservatuvarın Batı müziği hocaları arasında Paul Lange, Italo Selvelli ve Enrico Henri Furlani vardır. Müzik ve tiyatro alanlarında eğitim vermesi planlanan Darülbedayi nin müzik bölümü maddi yetersizlikler sebebiyle 1916 yılında kapatılmıştır ancak tiyatro kısmı Cumhuriyet yıllarına Şehir Tiyatroları olarak intikal etmiştir. Burada adı geçen Alman Paul Lange ve Fransız Enrico Henri Furlani, Osmanlı döneminde Muzika-yı Hümayun ve Darülbedayi için, hatta Furlani, Cumhuriyet in ilanının ardından genç Türkiye için Batı müziği çalışmalarında bulunmuştur. Öyle ki, Furlani nin Mustafa Kemal Atatürk e ithaf ettiği bir Milli Ün ü vardır. Darülbedayi nin (Şehir Tiyatroları) 1. Dünya Savaşı nın da patlak vermesiyle belirsiz bir süre için kapatılması ve eğitim verememesi neticesinde, savaş sürerken yeni bir müzik okulunun kurulması çalışmalarına başlanmış, 1917 yılında daha çok Türk müziğine ağırlık verecek Darülelhan kurulmuştur. Cumhuriyet in ilanının ardından İstanbul Valisi Haydar Bey in ilgisi ile Darülelhan, Musa Süreyya Bey in yönetiminde Belediye ye bağlanarak yeniden yapılanmış ve yönetmeliği değiştirilerek Batı Müziği Bölümü eklenmiş ve Batı türü bir Konservatuvar olarak örgütlenerek İstanbul Konservatuvarı adını almıştır. 1927 yılı itibariyle ise teorik ve uygulamalı olarak Batı müziği eğitimi veren bir kurum olmuştur. Cemal Reşid Rey, Darülelhan a Batı müziği bölümünün eklenmesi ve kendisinin piyano ve kompozisyon hocası olarak davet edilişinden ve dönemin öğretmenlerinden, Orkestra dergisine yazdığı Konservatuvar Hatıralarım başlıklı makalesinde bahsetmektedir: 1923 te Paris te talebelik devresini henüz bitirmiştim, bir telgraf aldım. Bu telgraf hayatımın bir dönüm noktası oldu. Meşhur romancımız Halit Ziya Uşaklıgil, bu telgrafında şöyle diyordu: Darülelhan heyetine Garp musikisi ilave edildi, size piyano ve kompozisyon hocalığı verildi, bir an evvel İstanbul a geliniz ( ) Geldiğimde Darülelhan saz heyeti olarak Letafet apartmanından çıkıp Şehzadebaşı nda bir 76

Ahned Adnan Saygun sokağın içinde büyücek ahşap bir konağa yerleşmişti. ( ) Garp kısmına gelince; müessesenin başında Musa Süreyya vardı. ( ) Piyano hocası Macar Geza von Hegyei, piyano ve armoni hocası Edgar Manas Efendi ( )Bir buçuk, iki sene sonra Asal kardeşler Viyana dan geldiler: Sezai ve Seyfeddin. Seyfeddin keman, Sezai de viyolonsel hocalığına atandı. Cemal Reşid Rey yine aynı dergide anılarını aktardığı Anılarım ve bir mesele başlıklı makalesinde Osmanlı döneminden kendisinin ders aldığı ve Darülelhan ın hocalarından şu şekilde söz etmektedir: ( ) Rahmetli pederimden ve bazı yakınlarımdan duyduğuma göre, şehrimize, İtalya dan, Almanya dan, Avusturya dan Fransa dan opera temsilleri vermeye gelirlermiş. Bu temsilleri muntazam olarak takip eden kültürlü, güzel bir püblik de varmış. Bunun dışında, memlekette bazı önemli müzik hocaları vardı. Bunları bizzat hatırlıyorum. Faraza, 1911 1912 senelerinde, demek ki o zaman 7 8 yaşında idim, bu hocalardan ders almıştım. Mesela Selvelli adında bir İtalyan vardı, sonra Edgar Manas vardı. Bu hocaların memlekette Batı müziğinin yerleşmesi konusunda çok hizmetleri olmuştu. Ben ilk müzik derslerimi bu hocalardan aldım. Ondan sonra Paris e gittim. Anlaşıldığı üzere, Devlet Efendi, Aranda Paşa gibi isimlerin yanı sıra Selvelli, Hegyei ve Manas ın da Cumhuriyet dönemi müzik devriminin temsilcilerinden Cemal Reşid Rey in müzik hayatının şekillenmesinde yerleri olmuştur. Ayrıca bu makalesinde Darülelhan hocalarını anlatırken yukarıda saydıklarını da doğrulayarak: Eskiden beri memleketimizde hocalık yapan Selvelliler, Hegyeiler, Manas lar ve bunların arasında bir de ben şeklinde eklemede bulunmuştur. Cemal Reşid Rey in burada ele aldığımız anılarında sıklıkla karşımıza çıkan piyanist Hegyei, Cumhuriyet dönemine damgasını vurmuş birçok Türk müzisyenini yetiştirmiştir (bunların arasında Türk Beşleri nden Ulvi Cemal Erkin in eşi, değerli piyanistimiz Ferhunde Erkin de vardır). Franz Liszt in 1847 yazında İstanbul a konser vermeye gelmesinin ardından, Macar müzisyenlerin dikkatlerini İstanbul daki çok sesli müzik hayatı celbetmiş, Liszt in öğrencisi, yukarıda Rey in Darülelhan öğretmenleri arasında saydığı Géza de Hegyei gençlik yıllarında II. Abdülhamid in huzurunda konser vermek amacıyla geldiği İstanbul da kalarak tüm hayatını geçirmiş ve Batı müziğinin gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Saray erkânının öğretmenliğini yapmanın yanı sıra Hegyei, ikinci Meşrutiyet in ilanının ardından Muzikayı Hümayun da piyano derslerini vermiş, Cumhuriyet in ilanının ardından da Türk Ocağı ve Darülelhan ın piyano öğretmeni olmuştur. Ayrıca İstanbul da yaşadığı yıllarda bestelediği Piyano Konçertosuyla Fransız Hükümeti tarafından Officier de l Academie ödülüyle birlikte Chevalier (Şövalye) ünvanı almıştır. Yetiştirdiği öğrencisi Ferhunde Erkin, 36 yıl boyunca Cumhuriyet kurumlarından Musiki Muallim Mektebi nde piyano öğretmenliği yapmış, günümüz sanatçılarımızdan Fazıl Say, Muhiddin Dürrüoğlu Demiriz, Emre Elivar gibi isimleri yetiştiren Kamuran Gündemir, Hüseyin Sermet gibi isimlerin öğretmeni olmuştur. Hegyei gibi Macar olan ve hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminde görev yapmış bir başka değerli müzisyenden, Alessandro Voltan, ya da diğer adıyla Macar Tevfik ten de söz etmek gerekir. Macar Tevfik in her ne kadar Cumhuriyet döneminin herhangi bir resmi kurumunda görev alıp almadığı bilinmese de, Türk Beşleri nden Ahmed Adnan Saygun un ve onun ilk hocası İsmail Zühtü Bey in öğretmenliğini yaptığını yayınladığım araştırmalarım ortaya koymaktadır. Liszt ekolünden gelen Tevfik Bey, kısa bir süre İstanbul da sarayda ve Muzika da çalışmalarda bulunmuş, ancak hayatının büyük bir kısmını İzmir de geçirmiştir. Ahmed Adnan Saygun, 1922 yılında Macar Tevfik Bey in öğrencisi olmuştur. Bu çalışmaların öneminden Gazimihal İzmir in Musiki İstikbali başlıklı makalesinde bahsederken, Tevfik Bey in Saygun un müzikalitesi üzerindeki etkilerinin, özellikle de iki piyano çalışmalarının sonuçlarının Saygun un senfonik müziğe yönelmesindeki etkilerinin üzerinde durur. Dolayısıyla Cemal Reşid Rey gibi Cumhuriyet döneminin temsilcilerinden Adnan Saygun un da müzik yaşamında Osmanlı döneminde görev yapmış müzisyenlerin önemi görülmektedir. Bugün, Adnan Saygun un öğrencilerinden değerli piyanistimiz Gülsin Onay ülkemizi ulusal ve uluslararası arenada başarıyla temsil eden devlet sanatçımızdır. Hem Osmanlı ya hem de yetiştirdiği öğrencilerle Cumhuriyet dönemine hizmet etmiş bir diğer Macar müzisyen, keman sanatçısı Karl Berger dir. Karl Berger gerek Osmanlı Sarayı üyelerine, ki bunların arasından en dikkat çekeni Halife Abdülmecid dir, hatta Halife Abdülmecid in hocası Berger e ithaf ettiği bir de bestesi vardır; gerekse Cumhuriyet yıllarının temsilcisi dünya çapında müzisyenlerimizden Ayla Erduran, Necdet Remzi Atak gibi isimleri yetiştirmiş, Ferhunde Erkin in ise ilk müzik öğretmeni olmuştur. Ayrıca Cemal Reşid Rey in bildirdiği üzere Darülelhan ın yaylı çalgılar orkestrasına dışarıdan öğrenci yetiştirmiştir. www.neofilarmoni.com/mart-nisan

Görüyoruz ki, Osmanlı İmparatorluğu ndan Cumhuriyet e geçerken müzik kurumları kadrolarında devamlılık mevcuttur. Bu bağlamda dikkate alınması gereken, Muzika-yı Hümayun den Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrasına geçiş, ya da Darülelhan dan İstanbul Konservatuvarı na geçiştir. Örnekleyerek ele aldığımız müzisyenlerin bir çoğunun ve bunlardan başka daha onlarcasının Batı müziği formlarında eserler ürettiklerini arşivlerde ve nadir eserler kütüphanelerinde tespit ettim, kitabımda ve makalelerimde kısmen yayınladım, yayınlamaya devam ediyorum. Bu eserlerin bir kısmı Türk topraklarında muhafaza edilirken büyük bir kısmı da Avrupa kütüphanelerine intikal etmiştir. Ayrıca, savaş yıllarında ve çıkan yangınlarda büyük bir kısmının tahrip olduğu da göz önüne alınmalıdır. Yine de ulaşabildiklerim, oldukça geniş bir Batı müziği nota arşivinin Cumhuriyet yıllarına miras bırakıldığını ispat etmektedirler. Nitekim Cumhuriyet yıllarında Gazimihal ve Sevengil in çalışmalarının ardından, yıllar sonra, Osmanlı dönemi Batı müziği konusunda yayın yapan ve o döneme ait birçok eseri ilk kez ortaya çıkardığı ve seslendirdiği bugün geniş çevrelerce maalesef unutulmuş değerli piyanistimiz merhum Vedat Kosal, Osmanlı İmparatorluğunda Klasik Batı Müziği başlıklı kitabının önsözünde Merhum hocam Cemal Reşid Rey viyolonist Ayla Erduran la beraber verdiği bir konserde hanedan efradından ve Muzika-yı Hümayun kumandanlarından muhtelif eserler çalmıştı der. Demek ki Osmanlı dan miras kalan bu eserler, Cumhuriyet döneminin önemli virtüözlerince seslendirilmeye devam ettirilmiştir. Araştırmalarının yanı sıra bugün bu alandaki icraları da anılmayarak unutulmaya yüz tuttuysa da Rey, Erduran gibi isimlerin ardından hocasının yolundan Vedat Kosal ve Ergican Saydam gibi değerli piyanistlerimizin de Osmanlı dan devredilen mirası gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında seslendirmeye ve kaydetmeye devam ettiklerini bu makale vesilesiyle hatırlatmayı borç bilirim. Batı müziği eğitimi bağlamında ise, Osmanlı döneminde yayınlanan ve kullanılan, Cumhuriyet e de intikal eden eserlerden ise, bugün dahi solfej eğitiminde kullanılan Bona metodunu yukarıda çalışmalarından bahsettiğim İtalyan asıllı Italo Selvelli Türk topraklarına getirmiştir. Ayrıca Mahmud Ragıp Gazimihal, Türk Askeri Muzikaları Tarihi kitabında, Abdülaziz döneminde, 1875 yılında, Hüseyin Remzi adında bir hayır sahibi nin, Usul-ü Nota başlığıyla bir solfej kitabı yayımladığından bahseder. Bu kitap, dönemin Paris konservatuvarı öğretmenlerinden Alexis de Garaudé nin Principes élémentaires de musique adlı müzik teorisi kitabının Türkçe çevirisidir. Kitabı, nota bilgisi ve müzik terimleri bağlamında inceleyen Gazimihal, Görülüyor ki hala kullanmakta bulunduğumuz meslek terimlerinin belli başlıları en eski tercümelerin devamından ibarettir tespitinde bulunmakta, Cumhuriyet ten sonra, hatta bugüne çok daha yakın bir tarihte, bundan yaklaşık 50 yıl öncesinde Abdülaziz döneminde kullanılan bir müzik teorisi kitabının gündemde olduğunu bildirmekte, ancak Hüseyin Remzi nin önayaklığının sonradan aynı hızla sürdürülmediğinden yakınmaktadır. Hatta yaşadığı günleri değerlendirirken: Muzikacılığın tekniği beynelmilel metotlara dayandığı için, ecnebi dil öğrenme merakı başlangıçtan teşvik ve takviye edilmiş olsaydı, hiç olmazsa elyazmalarından müteşekkil zengin bir meslek kütüphanemiz şimdiden elde bulunurdu değerlendirmesini yapmaktadır. Dolayısıyla anlaşılan Cumhuriyet dönemi ve sonrasındaki yıllarda, uzun bir süre müzik teorisi eğitiminde Osmanlı dan intikal eden eserler kullanılmıştır. Osmanlı dan Cumhuriyet e Temsil Mekânları Batı müziğinin Osmanlı topraklarında benimsenmesi ve yaygınlaşmasıyla 19. yüzyıl boyunca ve sonrasında Cumhuriyet in ilk yıllarına hizmet eden bir kısım konser salonu varlığını sürdürmüştür. Aslında, Osmanlı dönemindeki salonlara İstanbul bazında bakacak olursak sayıca ve konum anlamında halkın katılımına yetecek miktarda ve her kesimin gerek bütçe gerek ulaşım bağlamında ulaşabileceği şekilde konumlanmış bu yapıların büyükçe bir kısmının Osmanlı döneminde çeşitli sebeplerle ya da savaş yıllarındaki zor koşullarda zarar gördüğünü tahmin edebiliriz. Bunlardan saraya bağlı mekânlar olarak Osmanlı döneminde sayısız uluslararası konsere ve opera temsiline ev sahipliği yapmış, dünya çapında isimleri ağırlamış Dolmabahçe Saray Tiyatrosu ve Yıldız Saray Tiyatrosu sayılabilir. Bu iki saray tiyatrosundan 1877 yangınında içi zarar görmüş bir biçimde atıl muhafaza edilen Dolmabahçe Saray Tiyatrosu, 1937 yılında İstanbul a büyük bir stadyum yapma düşüncesiyle Ayaspaşa-Dolmabahçe yol yapım çalışmaları sırasında yıkılmış, İkinci Dünya Savaşı nın ardından yerine bugünkü İnönü Stadı inşa edilmiştir. 1889 yılında açılan Yıldız Saray Tiyatrosu ise bugüne kadar varlığını koruyabilmiş ve son yıllardaki restorasyon çalışmalarıyla müze olarak ziyarete açılmıştır. Saraydan bağımsız konser salonlarından Cumhuriyet dönemi sanatçılarına da hizmet etmiş ve konserlerine ev sahipliği yapmış mekanlara örnek olarak verebileceğimiz Union Française ve Teutonia, Osmanlı yıllarında da yoğun olarak kullanılmıştır. Yukarıdaki satırlarda da bahsettiğimiz gibi Union Française de Türk Trio su konserlerinin yanı sıra Ferhunde Remzi (Erkin), Necdet Remzi Atak kardeşlerin, Karl Berger ve Geza de Hegyei nin konserleri dikkat çekmektedir. Teutonia ise bugün Alman Lisesi binasının içindedir ve halen konser salonu olarak kullanılmaktadır. Osmanlı nın önemli konser ve temsil mekânlarından Tepebaşı Tiyatrosu da Darülbedayi ve sonrasında Şehir Tiyatrolarına ev sahipliği yapmış, Cumhuriyet e intikal etmiş ancak 1970 ve 1971 de peşpeşe yangınlar neticesinde tamamen yokolmuştur. Sonsöz Osmanlı İmparatorluğu, sürekliliğini amaçlayan bir Batılılaşma hareketine girişmiş ve çöküş yıllarında dahi bu tutumunu sürdürmüştür. Genç Cumhuriyet Türkiyesi nde çok sesli müzik politikalarını uygulayacak gerek öğretmen gerekse icracı, besteci vs. bağlamında alt yapıya Osmanlı döneminde yapılan çalışmalar ve o dönemde görev yapıp Cumhuriyet yıllarında da yaşamını Türk topraklarında sürdüren müzisyenler destek olmuşlardır. Bu anlamda, makalemde daha önce yayınladığım araştırmalarım doğrultusunda tespit edebildiğim isim ve kurumlardan ve onların çalışmalarından kesitleri ele aldım; somut örneklemelerle Türk topraklarında Batı müziğinin gelişiminin Osmanlı yıllarına dayandığını ortaya koydum. Ancak; hem Osmanlı da hem Cumhuriyet döneminde görev yapmış eğitim kurumları, müzisyenlerin isimleri ve konser salonları ile Cumhuriyete miras bırakılan tüm Batı müziği ilintili çalışmalar sadece bu yazıda sunulanlarla sınırlı değildir. Bu örneklerden yola çıkarak, Osmanlı dan Cumhuriyet e bırakılan Batı müziği mirasına dair bütün bir tarihsel süreci ayrıntılarıyla ele almanın geniş bir araştırma projesi olması gereğinin altını çizmek isterim. 78