KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ASBEST TEHLİKESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

Benzer belgeler
Ataşehir de Asbest Risk Yönetimi

Ulusal Asbest Risk Yönetimi: Olgular ve Algılar

5 Kasım 2013 SALI Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

EK-1 ASBEST SÖKÜM UZMANLARI EĞİTİM KONU BAŞLIKLARI VE EĞİTİM PROGRAMI. Süresi 1 Asbest Tanımı ve Türleri / Asbestin Özellikleri ve Kullanımı 2 Saat

Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik

Asbest ve İşçi Sağlığı: Sağlık Risklerinin Yönetimi

SĠLĠKOZĠS KĠP ASBESTOZĠS

Ersin ÇEVİKER Asbest uzmanı

KANSEROJEN VEYA MUTAJEN MADDELERLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

ASBESTLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

TMMOB İSTANBUL ASBEST RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

TARİHİ YAPILARIN RESTORASYONUNDA İSG: MALZEME ANALİZİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik

Kentsel Dönüşüm ve Akciğer Sağlığı. Haluk C.Çalışır

TMMOB İSTANBUL İL KOORDİNASYON KURULU KİRAZLITEPE MAHALLESİ ASBEST ENVANTER DEĞERLENDİRME RAPORU

DİFFÜZ MALİGN PLEVRAL MEZOTELYOMA (DMPM)

ASBESTLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK ve GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik

Halk (İş) Sağlığı Bakışıyla Asbest:Sağlık Risklerinin Yönetimi

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI. Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik. Ahmet Serdar SEVİNÇ İSG Uzmanı

YÖNETMELİK. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: TOZLA MÜCADELE YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar.

TEBLİĞ. Asbest Sökümü İle İlgili Eğitim Programlarına İlişkin Tebliğ

Katkıda Bulunanlar. Hakan Çubukçu Mak. Müh. A Sınıfı İGU. Mehmet Melih Koçak ÇSGB İş Teftiş Kur. Başk. İş Müft.

MADDELERE SOLUNUM İLE MARUZİYETTE RİSK DERECESİ BELİRLENMESİ

TOZ YÖNETMELİĞİ TOZ YÖNETMELİĞİ ASBEST İŞLERİ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 28692

Geçmişten Günümüze Ülkemizde Çevresel ve Mesleksel Asbest Sorunu. Ahmet U Demir Hacettepe Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ

ASBESTLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ASBESTLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ASBESTLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

TEHLİKELİ MADDE YÖNETİM PROSEDÜRÜ. KOD:STK.PR.02 Y. Tarihi: Sayfa No: 5/5 Rev. T.: Rev. No: 01

İş Ortamında İnorganik Toz Ölçüm ve Analiz Yöntemleri. Öğr. Gör. Alpaslan Ertürk Maden Yük. Mühendisi Dokuz Eylül Üniversitesi

Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik

Yrd.Doç.Dr. Ömer Faruk Usluoğulları İnşaat Mühendisliği Bölümü

Hava Kalitesi!"#$%&'()

ASBESTLE ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK (Resmi Gazete Tarihi: Sayısı: 28539)

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İş Hijyeni Ölçümleri ve Mevzuat

5 Kasım 2013 SALI. Resmà Gazete. Sayı : YÃNETMELİK. Ãalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: TOZLA MÃCADELE YÃNETMELİĞİ BİRİNCİ BÃLÃM

KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPSAMINDAKİ YIKIMLARDA ASBEST SORUNU

İstanbul Kongre Merkezi Üsküdar Salonu 9 Mayıs 2015 Cumartesi Kayıt ve Kokteyl Protokol Konuşmaları

2. Bileşimi / İçeriği Hakkında Bilgi. İçerik CAS No EC No Oran Kalsiyum Sulfat Dihidrat >80% Cam Fiber <1%

Adres: Organize Sanayi Bölgesi No: 32, Hasanoğlan/ Ankara, Türkiye

EK-1 (*)(**) Ferbam Ferro vanadyum tozu Gümüş

ASBESTLİ ÇALIŞMALARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN TEMEL KURALLAR

Tıbbi Mineraloji ise doğal minerallerin insan sağlığı üzerindeki etkileri ve ilişkileri inceleyen, tıbbi jeoloji biliminin kapsam alanı içinde bir

ASBESTLE ÇALIġMALARDA ÖNLEMLERĠ HAKKINDA YÖNETMELĠK

ÜRÜN ADI Teknoser 100

BAZI TEHLİKELİ MADDELERİN, MÜSTAHZARLARIN, EŞYALARIN ÜRETİMİNE, PİYASAYA ARZINA VE KULLANIMINA İLİŞKİN KISITLAMALAR HAKKINDA YÖNETMELİK

Hacettepe Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Meslek Hastalıkları Uygulama ve Araştırma Merkezi

LABORATUVARLARDA İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ. İş Güvenliği Uzmanı Elif BAYHATUN İş Sağlığı & Güvenliği Birimi

Çalışma hayatında en çok karşılaşılan soru işyerinden patlama tehlikesi olup olmadığı yönündedir. Bu sorunun cevabı, yapılacak risk

YIKIM ATIK YÖNETİM PLANI (TEHLİKELİ TEHLİKESİZ)

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU

İŞ HİJYENİ ÖLÇÜM TEST VE ANALİZ LABORATUVARLARI HAKKINDA YÖNETMELİK KAĞAN YÜCEL KİMYA MÜHENDİSİ

ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi

İçerik CAS No EC No Oran Kalsiyum Sulfat Dihidrat >70%

TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERİN OLUŞTURDUĞU RİSKLER İÇİN GENEL ve ÖZEL ÖNLEME YÖNTEMLERİ

TOZ MESLEKİ MARUZİYET SINIR DEĞERLERİ TABLOSU

MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET

ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU. Bölüm 1 : Ürün ve Tedarikçi Kimlik Kartı Ürün Adı: İzober Taşyünü Levha, Şilte ve Prefabrik Boru

HATAY İLİ YAYLADAĞI İLÇESİ OLGUNLAR KÖYÜ ASBEST MARUZİYETİ. DR. EŞREF ATABEY Tıbbi Jeoloji uzmanı

Kimyasal Maddeler. Tehlikeli Kimyasal Maddeler. Patlayıcı, alevlenebilir, kanserojen, tahriş edici v.b gibi maddeler

EK-1 (*)(**) TOZ MESLEKİ MARUZİYET SINIR DEĞERLERİ TABLOSU. Maddenin Adı CAS No (1) Toplam Toz Miktarı TWA/ZAOD (mg/m3) (2)

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101

TIBBİ MİNERALOJİNİN İSG AÇISINDAN ÖNEMİ VE MİNERALOJİK RİSK ETMENLERİ İLE İLGİLİ BAZI SAPTAMALAR

TEMEL İSG Kaynakça.

KATI YALITIM MALZEMELERİ KALSİYUM SİLİKAT

Ulusal KBRN Yönetmeliği ve Kurumlar Arası Organizasyon. Dr. Ayça ÇALBAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis AD, ERZURUM

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM KULLANIMI (Kişisel Koruyucu Ekipmanlar)

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU BETEX SATEN PERDAH ALÇISI

TÜBİTAK'tan kimyasal silaha karşı büyük buluş

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN GIDA SANAYİSİNDEKİ YERİ VE UYGULAMALARI

X X İl Milli Eğitim Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezleri X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X. X X X X X X Okul/Kurum Müdürlükleri

Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik. iş SAĞLIĞI VE GÜVENLiĞi MEVZUATI

JEOLOJİK ORTAMLARIN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİ: TÜRKİYE DE TIBBİ JEOLOJİ SORUNLARI

Dr. Teoman AKPINAR İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞÇİ VE İŞVEREN REHBERİ

EK-1 (*)(**) TOZ MESLEKİ MARUZİYET SINIR DEĞERLERİ TABLOSU. Maddenin Adı CAS No (1) Toplam Toz Miktarı TWA/ZAOD (mg/ m3) (2)

RİSK DEĞERLENDİRMESİ ve ÇALIŞANLARIN İSG EĞİTİMLERİ. Ali Kaan ÇOKTU

ANKARA MALTEPE HAVAGAZI YERLEŞKESİ KRONOLOJİSİ

DIŞ KAYNAKLI GÜNCEL DOKÜMAN LİSTESİ

HAZİRAN 2013 MEVZUAT BÜLTENİ. Çevre & İş Güvenliği

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

Tıbbi Atıkların Sterilizasyonu. Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı Atık Yönetimi Müdürlüğü

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU (MGBF)

AİLE HEKİMLERİ İÇİN GÖĞÜS HASTALIKLARI

Zabıta Hizmetlerinde İş Kazaları ve Alınması Gereken

(91/155/EEC ve Güvenlik Bilgi Formu Hazırlama Usul ve Esasları Tebliğine ( tarih, RG No:24692 ) göre hazırlanmıştır.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

BİYOLOJİK RİSK ETMENLERİ

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

Transkript:

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ASBEST TEHLİKESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Türk Toraks Derneği Çevresel ve Mesleki Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı nın ortaklaşa düzenlediği, Kentsel Dönüşüm ve Asbest Tehlikesi konulu panel, 7 Mart 2017 Salı günü, Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi R salonunda, 9.30-12.30 saatleri arasında iki oturum şeklinde yapıldı. Katılımcılara Panel öncesi Asbestle ilgili 10 Soru başlıklı bilgi notu dağıtıldı. Panele yaklaşık olarak 65 kişi katıldı. Oturum başkanlıklarını Türk Toraks Derneği (TTD) Başkanı Prof. Dr. A. Fuat Kalyoncu (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı) ve TTD Çevresel ve Mesleki Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Metin Akgün ün (Erzurum, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı) başkanlıklarını yaptıkları ilk oturumda, Yard. Doç. Dr. Fatma Köksal Toksoy (Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü) ve Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı) konuşmalarını yaptılar. Yard. Doç. Dr. Fatma Köksal Toksoy, Asbest ve Riskleri başlıklı konuşmasında asbestin oluşumu, tipleri ve hangi tip asbestin insan sağlığı açısından daha tehlikeli olduğundan bahsetti. Üzerinde yaşadığımız yerküre dıştan içe doğru atmosfer, hidrosfer, litosfer, manto ve çekirdekten oluşan katmanlı bir yapıya sahiptir. İnsan dahil tüm canlılar mineral ve kayaçtan oluşan katı karakterdeki litosfer katmanı üzerinde yaşamakta olup atmosfer ve hidrosferle de iç içedir. Mineral ve kayaçlar kayaç oluşum döngüsünde yüzey koşullarında çözülme ve erozyon ile parçalanırlar. Parçalanan mineral ve kayaç türeyen 100 µm den küçük toz partikülleri uzun süre havada asılı kalabilirler ve kilometrelerce uzak mesafelere kadar taşınabilirler. 0.1-5 µm boyutundaki mineral tozları solunum yoluyla vücuda girer. Toz partikülleri eş boyutlu, yassı ve lifsi olmak üzere farklı kristal yapılarında bulunmaktadır. Bunlardan tane boyu küçük ve lifsi yapıya sahip mineral tozlarının miktarı ortamda bulunan diğer mineral tozlarına oranla çok fazla ise sağlık açısından riskli olabilirler. Ülkemizde lifsi mineral kaynağı kayaçların yaygın olması nedeniyle jeolojik kökenli çevresel faktörlere maruziyet özellikle kırsal bölgelerde yaygındır. Günümüze kadar tespit edilmiş lifsi mineral kaynaklı hastalık ve ölüm vakalarının en yaygın nedenini asbest grubu mineraller oluşturmaktadır. Asbest lifsi yapıya sahip, doğal yolla oluşan, dirençli ve eğilebilme özelliği olan silikat grubu minerallerin tümü için kullanılan ticari bir terimdir. Yerkürenin kabuk tabakasında yaygın olarak görülen amfibol grubu minerallerden lifsi yapıdaki aktinolit, tremolit, krosidolit, amosit ve antofillit, serpentin grubu minerallerden lifsi yapıdaki krizotil asbest mineralleri olarak kabul edilmektedir. Fizikokimyasal özellikleriyle çimento başta olmak üzere endüstriyel ürünlerde kullanımı yaygın olan lifsi yapılı asbest mineralleri 1960 da Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen madde olarak kabul edilmiş ve son yıllarda çıkarılmaları, işletilmeleri ve kullanımları Türkiye dahil tüm dünyada yasaklanmıştır. Asbest mineralleri kayacın veya betonun bir parçası iken kısmen zararsız olmalarına rağmen, jeolojik etkenler veya eski yapıların yıkımında liflere ayrılıp toprağa havaya karıştığında sağlığı tehdit etme potansiyeline sahiptirler. Kısa, düz ve kırılgan yapıya sahip olan demirce zengin krosidolit ve amosit tipi amfibol minerallerinin daha uzun, esnek ve eğri yapılı krizotil tipi serpentin mineralinden biyolojik olarak daha dirençli ve biokimyasal olarak da daha reaktif olup sağlık açısından oldukça tehlikelidir. Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir Geçmişten Günümüze Ülkemizde Çevresel ve Mesleksel Asbest Sorunu başlıklı konuşmasında Türkiye de çevresel asbestin önemli bir sorun olduğunu belitti. Asbestin kanser riskini artırmayacak bir sınırı olmadığını, sağlık açısından zararları nedeniyle asbest kullanımının sanayide yasaklandığını, yıkım söküm işlerinin de kontrolsüz yapılması nedeniyle öncelikle çalışanlar ve bu toza maruz kalanlar için risk oluşturduğundan bahsetti. Türkiye de çevresel asbest teması önemli bir toplum sağlığı sorunudur.

Ev içi ortamda, sıklıkla duvar sıvamada kullanılan asbestle bulaşık toprak, ortama yayılan liflerin solunması yoluyla risk oluşturmaktadır. Mezotelyoma olgularının kaynaklandığı yörelerde yapılan araştırmalarda toprakta ve akciğer dokusunda sanayide kullanılan beyaz asbest (krizotil) dışında daha güçlü bir karsinojen olan tremolit asbest lifleri saptanmıştır. Asbest teması başta akciğer ve plevra olmak üzere kanser ve solunumu etkileyen birçok hastalığa sebep olmaktadır. Türkiye de endüstride asbest kullanım ve sonuçları konusunda bilgi azdır, çevresel asbest teması ile oluşan malign plevral mezotelyoma, akciğer kanseri, asbestozis, plevral kalınlaşma ve diğer hastalıklar konusunda farklı bölgelerde araştırmalar yapılmıştır. Çevresel temasa bağlı olarak gelişen olgular mesleksel asbest teması ile gelişen malign plevral mezotelyoma ile karşılaştırıldığında bu olguların daha erken yaşlarda ve kadınlarda daha sık olduğu görülmüştür. Ev içi ortamda geçirilen sürenin çoğu olguda doğumdan itibaren daha erken yaşta olması, iş mesaisine göre daha uzun sürmesi ve kadınların evde daha çok zaman geçiriyor olması bu farklılıkları açıklayabilir. Asbest için kanser riski arttırmayacak güvenli bir sınır yoktur. Sağlık etkilerini ve düşük dozdaki zararlarını göz önüne alan Dünya Sağlık Örgütü asbestin sanayide kullanımına yasak getirmiştir. Endüstride yalıtım, ısıya dayanıklılık gibi avantajları ile geniş bir kullanım alanı bulmuş olan asbest eski evlerde, binalarda, gemilerde bulunmaktadır. Dolayısıyla başta kentsel dönüşüm ve gemi sökümü olmak üzere eski binaların yıkımı yıkım işinde çalışan işçiler ve kontrolsüz ortamda yapıldığında çevredekiler için asbest liflerinin solunması sonucu risk oluşturmaktadır. Bu risklerin farkında olunması, yıkım ve söküm işlemlerinin bilimsel kurallara uygun şekilde olası zararları engelleyecek şekilde yapılması, denetim ve havada asbest ölçümü ile riskin kontrol edilmesi gereklidir, toplum sağlığı açısından devletin sorumluluğudur. Yıkım söküm işlerinin kontrolsüz şekilde yapılması başta çalışan işçiler olmak üzere ortama yayılan tozların solunması ile birlikte bu tozları soluyan toplum için de risk oluşturmaktadır. Literatürde en son örneklerinden biri 11 Eylül saldırıları ile yıkılan ikiz kulelerle yer alan bu tür yıkımlar sağlık üzerinde uzun dönemde olumsuz etkilere yol açabilecektir. Kısa bir aranın ardından ikinci oturuma geçildi. İkinci oturuma Prof. Dr. Lütfi Çöplü (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı) ve Prof. Dr. Peri Arbak (Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı) başkanlık ettiler. Bu oturumda da sırasıyla Prof. Dr. Muzaffer Metintaş (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı) ve İş Yeri Hekimi Dr. Arif Müezzinoğlu (Ankara Tabip Odası) konuşmalarını yaptılar. Prof. Dr. Muzaffer Metintaş Ülkemizdeki Mezotelyoma Sorunu-Günümüz Verileriyle Neredeyiz? başlıklı konuşmasında Türkiye Mezotelyoma Sürveyansı ve Asbest Kontrolü Stratejik Planı çerçevesinde yapılan çalışma verilerinden yola çıkarak mezotelyoma tespit edilen bazı hastaların çevresel maruziyet açısından riskli kırsal bölgelerde yaşamadığını aktardı. Bu olguların bir kısmının mesleksel kaynaklı olabileceğine vurgu yaptı. Asbest teması Türkiye de de önemli bir halk sağlığı sorunudur. Ancak, gelişmiş ülkelerden farklı şekilde, Türkiye de asbest teması çoğunlukla kırsal alanda gerçekleşmekte olup, ilgili hastalıklar da kırsal alan kökenli kişilerde daha sık görülmektedir. Mesleksel asbest temasını ve kent yaşam ortamında çevresel teması tespit etmek, ülkemizde mesleki ortam kaydı yeterli olmadığı için şimdilik tam olarak mümkün gözükmemektedir. Ülkemiz kırsal alanında 2008-2012 yılları arasında sürdürülen Türkiye Mezotelyoma Sürveyansı ve Asbest Kontrolü Stratejik Planı çerçevesinde Türkiye geneli için 5,617 mezotelyoma

olgusu tespit edildi. Bu olguların 3,738 inin köy doğumu/köy yaşamı hikâyesi vardı. Tespit edilen mezotelyoma olgularının 2014 Temmuz ayına göre 3,495 inin vefat ettiği belirlendi. Ölen olgularda ortanca yaşam süresi 8 ay olarak hesaplandı. Elde edilen verilerle Türkiye geneli için mezotelyoma insidansı 2.33/100,000 kişi-yıl, asbest temasının devam ettiği kırsal alanda yaşayanlar için 79.0/100,000 kişi-yıl olarak belirlendi. Kırsal alan doğum ve yaşantısı olan olguların analizi sonrası 32 ilde önemsenmesi gereken sayıda köyde asbest temasının devam ettiği belirlendi. Bu köylerde 2012 yılı TÜİK verilerine göre 158,068 kişi yaşamaktaydı. Plan çalışmasında, 2008-2012 yılları boyunca mezotelyoma tanısı alan, ancak köy doğumlu ve/veya köy yaşamı olmadığı tespit edilen 1,879 olgu mesleki temas riski yüksek olan mezotelyoma hastalarını oluşturmaktadır. Bu olguların mesleki ve iş yeri sorgulamaları yapılmalı, elde edilen bilgiler doğrultusunda mesleki asbest temas varlığı yönünden çalışılması önemli bir gereksinim olarak ortaya çıkmaktadır. Plan çalışmaları sonucu elde edilen yıllık mezotelyoma olgu sayıları ve asbest teması olan nüfus bilinenin oldukça üstünde olup, bu durum Türkiye de asbest temasının hem kırsal alanda hem mesleksel ortamda önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve olmaya devam edeceğini göstermektedir. Elde edilen bilgiler doğrultusunda tespit ve önlem çalışmaları hızla işleme konulmalıdır. Öte yandan asbest temaslı popülasyonlar tespit edilmiş olduğundan, bu popülasyonlar, araştırmacılar için mezotelyoma epidemiyolojisi, tanı ve tedavisi konusunda uluslararası bilgi birikimine yön verici bilimsel çalışmaların yapılacağı çok uygun zeminleri oluşturmaktadır. Son konuşmacı olan Dr. Arif Müezzinoğlu da, Asbestli Binaların Yıkım ve Sökümü ile Oluşan Riskler başlıklı konuşmasında Ankara daki Havagazı Fabrikası nın sökümünden yola çıkarak, kentsel dönüşümün nasıl yapılması gerektiği ve yapılan yanlışlıklardan bahsetti. Son günlerde haberlere konu olan Maltepe deki Havagazı Fabrikası gibi eskiden yapılmış ve asbest içeren malzemelerin kullanıldığı binaların sökümü sağlığımız açısından büyük önem taşımaktadır. Asbest, iyi bir yalıtım malzemesi olduğu için eski binaların yapımında sıkça kullanılmıştır. Asbest, kanserojen olduğu tıbben kanıtlanmış silikat kristallerden oluşan lifsi bir mineral. Isıya, sürtünmeye, asit ve bazik ajanlara karşı dayanıklı olması nedeniyle endüstride geçmişte üç binden fazla alanda kullanılmış bir materyal. Cumhuriyetin ilk sanayi tesislerinden olan ve 1929 yılında inşa edilip 50 li yıllara kadar faaliyetini sürdüren endüstri mirası Havagazı fabrikası ilk olarak 2006 yılında, Mahkeme kararına rağmen bir gece yarısı operasyonu ile yıkılmaya başlandı. Uzunca bir aradan sonra geçtiğimiz aylarda bacaların yıkılmasının ardından son olarak 25 şubat cumartesi günü Ankara Büyük Şehir Belediyesi adına bir şirket tarafından yıkım işlemi sürdürüldü. Zeminde bulunan yıkım malzemesinden Mimarlar Odası Ankara şubesinin yaptırdığı analize göre belli noktalarda % 15-40 arasında asbest türlerinden en tehlikelisi olan amfibol tespit edildi. Bugün Maltepe de yaşananlarla daha görünür olması sağlanmış Kentsel dönüşüm sürecinin ortaya çıkardığı işçi ve halk sağlığı sorunlarının aslında sürekli gündemimizde olduğu unutulmamalıdır. Yedi milyon konutun yıkılmaya başlandığı 2012 den günümüze sadece asbest değil taş yünü, fırın cüruf yünü, sentetik cam yünü, birçok ağır ve tehlikeli metalin tespitinin yıkımlardan önce ne kadar yapıldığı, bu tespitlere göre zorunlu çalışma ve korunma yöntemlerine ne kadar uyulduğu, sonuçlarının ne kadar izlendiği, atıkların ayrıştırılmasında geri kazanımında ve gerekli bertaraf süreçlerinin gereklerine ne kadar uyulduğuyla ilgili bir veri, belge, rapor var mıdır? Sorunun boyutuyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır? Gereğine uyulmamakla birlikte işçi sağlığı açısından en azından ne yapılacağı, nasıl yapılacağı bellidir. Ancak bu işin Halk sağlığını ilgilendiren boyutu ile ilgili olarak uyulması gereken kurallar hiç yoktur. Yapılacak risk değerlendirmesi ile çevre sakinlerinin korunmasını sağlayacak önlemler, trafik işleyişindeki değişikler, çalışma saatleri, korunması gereken hangi büyüklükte bir kapsama alanının

olduğu gibi asbest liflerinin rüzgarla ulaşabileceği ve etkileyebileceği insanların korunması için hiçbir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktadır. Prof. Dr. Muzaffer Metintaş ın konuşmasında belirttiği 2008-2012 yıllarında tespit edilmiş mezotelyoma olgularından % 66,5 unun çevresel maruziyetlerinin hangi coğrafi noktadan kaynaklandığı kesin olarak belirlenmiştir. Kalan 1879 u (% 33,5 i) mesleki temas riski olan mezotelyoma hastaları oluşturmaktadırlar. Bu olguların mesleki maruziyetleri sorgulanmalı ve iş yerlerinin belirlenmesi sonrasında koruyucu önlenmelerin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. Bu çok önemlidir. Çevresel maruziyete yönelik bir mevzuat olmamasına karşın çok önemli epidemiyolojik çalışmalar yapıldığı görülmekte ancak işin mesleki yanına ilişkin mevzuatın var olmasına rağmen herhangi bir meslek hastalığı tanısı konulamamaktadır. Dolayısıyla yukarda ifade edilen çarpıcı veriye rağmen bugüne kadar mesleki kanser ya da mesleki mezotelyoma tanısı konulamamıştır. Ankara havagazı fabrikasının Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesine kadar 5 gün süren yıkım ve taşıma işlerinin özellikle ilk 2 gününde hiçbir işçi sağlığı önlemi alınmadan çalışmalar yapılmıştır. Oysa yapılacak Risk değerlendirmesi sonrasında, belirlenmiş uzman ekibin çalıştığı, sahanın etrafının gerekli uyarı işaretleri ve şeritlerinin konulması, sürekli yapılan ölçümlerle belirlenen çalışanların uygun koruyucu ekipmanının kullanılması, iş güvenliği önlemlerinin alınması, gerekli karantinanın sağlanması gibi yönetmelikte tarif edilen kurallara uyularak, gerek çalışanların gerekse de çevresel yayılımı önleyerek yöre sakinlerinin sağlıklarının korunması sağlanabilirdi. Sonuç olarak yarım kalan yıkım tamamlanacak ve yaklaşık 350 ton olduğu belirlenen moloz tahliye edilecek. Ankara nın ortasında, hepimizin gözleri önünde yaşanan, halk sağlığını ve işçi sağlığını hiçe sayan uygulamaların son bulmasını ve kamu otoritesinin denetimi sağlanarak kurallara uygun bir faaliyetin gerçekleştirilmesini umuyor, talep ediyoruz. Konuşmalar bittikten sonra basın mensuplarının da katıldığı soru-cevap-tartışma bölümüne geçildi. Asbest nedir? Ne zararları vardır? Etkisi ne zaman ortaya çıkar? Ankara Havagazı Fabrikası nın yıkımının çevreye etkileri ne olur? Okullarda asbest riski var mı? Kentsel dönüşümde çalışanlara ve çevredekilere zarar vermemek için ne yapılmalı? Şeklinde sorular yöneltildi. Özetle Panelistler şu yanıtları verdiler: Asbest, lifsi yapıda inorganik bir toz olup, solunum yoluyla alındığında akciğer zarları arasında su toplanması, akciğer zarının kalınlaşması, plaklar, akciğerlerin elastik özelliğini kaybetmesine yol açan asbestozis, akciğer kanseri ve akciğer zarı kanseri yani malin mezotelyoma gibi hastalıklara yol açabilir. Amfibol yapıdaki asbest serpentin yapıdaki asbestten daha tehlikeli olup, en/boy oranı 3 ten daha fazla olan, demir açısından zengin olan asbest lifleri diğerlerine göre daha tehlikelidir. Asbeste bağlı akciğer hastalıkları genelde 20-40 yıl içerisinde ortaya çıkmakla birlikte, akciğer zarında su toplanması gibi nispeten iyi huylu kabul edilen durumlar bir yıl gibi erken ortaya çıkabileceği gibi, etkisinin ortaya çıkması 70 yılı alabilir. Ülkemizde asbest kullanımı yasaklanmış olsa da son yıllarda 400 bin ton asbest ithal edilmiş ve endüstride kullanılmış/kullanılmaya devam ediyor olabilir. Bu da asbestin hala büyük bir tehlike olduğunu göstermektedir. Günümüzde en büyük tehlike, kentsel dönüşüm nedeniyle asbest içermesi muhtemel binaların yıkımı, sökümü, tadilatı gibi işlemlerdir. Gemi sökümleri de asbest maruziyeti açısından önemli bir risk kaynağıdır. Eski binaların yıkılması bazen gerekli olmaktadır. Bu durumda da uluslararası mevzuat ve asbest yönetmeliği çerçevesinde alınması gereken önlemlere riayet edilerek yıkım ve söküm işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Son dönemde gündeme gelen havagazı fabrikası yıkımında da olduğu gibi önce binadaki asbest içeriği tam olarak belirlenmeli, bina uygun şekilde karantinaya alınmalı, uzman kişiler

denetiminde ve yine uzman çalışanlar aracılığıyla asbestli materyal temizlenmeli, atıklar kapalı ambalajlarda özel hafriyat alanlarına gönderilmelidir. Yine ıslatma işlemi önemli bir koruyucu önlem olup, aşırıya kaçılmadan gerektiği kadar yapılmalıdır. Yıkım alanında ve çevresinde risk varlığından bahsetmek için havada asbest lif yoğunluğu ölçülmelidir. Yasal üst sınır milimetreküpte 0.1 lif şeklinde olup bu değerin üstündeki lif varlığı ciddi risk taşıdığı anlamına gelmektedir. Ankara daki havagazı fabrikasında yıkım durdurulduğu, ıslatma yapıldığı ve havanın yağmurlu olması nedeniyle şu an için aktif bir risk olmayabilir ancak yıkımın öncelikle çalışanların sağlığı dikkate alınarak, çevrede yaşayan insanlara da zarar vermeyecek şekilde usulüne uygun yapılması gerekmektedir. Son olarak; Asbestin özel hafriyat alanlarına dökülmesi gerektiği, Ankara daki hurdacılara bu tür yıkım malzemelerinin gönderildiğine dair bilgiler olduğu ve bu sektörde çalışanların da risk altında olabileceği vurgulandı. Ülkemizde çevresel asbest maruziyetinin özellikle kırsal alanda var olduğu, kentlerde ise asbestin temel kaynağının eski binalar olduğu. Bu binaların yıkımında özenli davranılması gerektiği belirtildi.