ARAP FİLOLOJİSİNİN DÂHİ İSMİ: EL-HALÎL B. AHMED*

Benzer belgeler
İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

ON EMİR الوصايا لعرش

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

tyayin.com fb.com/tkitap

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

İNSAN ALLAHIN HALİFESİ Mİ? (HALEF- SELEF OLAYI) Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Terceme : Muhammed Şahin

تلقني أصول العقيدة العامة

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri:

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

1 MAYIS - 30 HAZİRAN RAMAZAN KAMPANYASI AFİYET OLSUN İSRAF OLMASIN.

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

İsmi Tafdil. Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Bu misalde ل الك ح lafzı, ismi tafdil olan

REFERANS AYET: HİCR 87

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

Ey sevgilim! Sana karşı olan aşırı sevgim hayretim ziyadeleşsin! Ancak, gönlümü yakan aşkınla, ateşler saçan kalbime biraz merhamet eyler misin?

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünneti edâ ettikten sonraya ertelemenin hükmü

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

marife dini araştırmalar dergisi Turkish Journal of Religious Studies yıl / year: 12 sayı / issue: 1 bahar / spring 2012

İki secde arasında otururken ellerin durumu nasıl olmalıdır?

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Yarışıyorlarkoşuyorlar

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

İSİMLER VE EL TAKISI

Kur an-ı Kerim I. Hafta 10 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Yrd.Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Sevgili sanatseverler,

MUSKA VE NAZARLIK TAKMANIN HÜKMÜ

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Okul Öncesi İçin DUÂLAR SÛRELER. Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

BERAT KANDİLİ. Dr. Hamdi TEKELİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününün müslümanlar için önemi

ALİMLERİN TAKLİDİ YEREN SÖZLERİ KİMLERE HİTAP ETMEKTEDİR?

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Münker ve Nekir'in vasfı konusundaki sahih hadisler

İslâm da Meşrû Mülk Edinme Yolları

هل ي ص ي ب الرجل بالع زوجته جلميلة. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

118. SOHBET Kadir Suresi SÛRE VE MEÂLİ:

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Transkript:

MUHAMMED NÂSİF / Çev: MEHMET NAFI ARSLAN Şarkiyat Mecmuası Sayı 27 (2015-2) 179-188 179 ARAP FİLOLOJİSİNİN DÂHİ İSMİ: EL-HALÎL B. AHMED* Muhammed NÂSİF Çev: Mehmet Nafi ARSLAN** Öz: el-halîl b. Ahmed Arap dili ile ilgili yapılan çalışmaların öncü isimlerindendir. Şiirde aruz sistemini ilk o keşfetmiş; alfabetik sözlüğü ilk o yazmıştır. el-halîl, lahnın gittikçe yayıldığı bir dönemde yaptığı bu gibi çalışmalarla, Arap dilinin bozulmaya karşı korunmasında oldukça etkili olmuştur. Aynı zamanda Arap dilini sistemleştiren sonraki nesil âlimlerinin yetişme tarzını disiplin haline getiren âlimlerden biridir. Bu makale genelde bütün İslami ilimler özelde Arap dili açısından bir temel taşı olan el-halîl in hatırasını yad üzere kaleme alınmıştır. el-halîl hakkında doğru bilgilerle kurulu öz bir biyografi sunduğu için de Türkçeye çevrilmiştir. Anahtar Kelimeler: el-halîl, aruz, Arap dili, Kitabu l- ayn. AL-KHALIL B. AHMAD: THE GENIUS NAME OF THE ARABIC PHILOLOGY Abstract: al-khalil b. Ahmad is a pioneer among the very beginning arabic scholars. He discovered prosody system in the poet and wrote an alphabetical dictionary of arabic language for the first time. He had a quite effect to stay away Arabic language from corruption through his hard efforts at the time which lahn increased. At the same time he is among the scholars to discipline the scientific mehtod for the coming scholars. This article is written to commemorate the memory of al-khalil who is a cornerstone in all of Islamic sciences in general and in the Arabic language in particular and translated into Turkish because it contains the correct information about al-khalil. Keywords: al-khalil, prosody, Arabic language, Kitab al-ʻayn. * en-nubûğ beyne z-zikri ve n-nisyân (el-halîl b. Ahmed), Mecelletu l-ezher, C. X, 1939, s. 605-609. Özet, İngilizce özet, genişletilmiş İngilizce özet ile dipnotlar ve kaynakça makalenin orijinal şeklinde bulunmayıp tarafımızdan eklenmiştir. ** Arş. Gör., Dicle Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi (m.nafiarslan@hotmail.com).

180 ARAP FİLOLOJİSİNİN DÂHİ İSMİ: EL-HALÎL B. AHMED el-halîl b. Ahmed İnsanlar Sîbeveyhi yi hatırlıyorlar ancak hocasını unuttular. İyâs ın zekasını örnek alıyorlar ancak el-halîl i ihmal ettiler. el-asmaî ye atıfta bulunuyorlar ancak Kitâbu l- ayn müellifini hatırlamıyorlar. Halîl b. Ahmed, Arapların dâhisidir. Arapçaya ve Arapça konuşan herkese büyük hizmetler yapmıştır. Yaşadığı Dönem el-halîl in yaşadığı h. 100 ile h. 174 yılları arasında Araplar, toplum, bilim, dil ve edebiyat yönünden önemli gelişmelere tanıklık ettiler. Bu dönemde Emevî halifeleri lüks ve israfa meylettiler. Durağanlık ve atalete saplandılar. Sadece kendilerine önem verdiler. Böylece devlet yönetiminde gittikçe zayıflık kendini göstermeye başladı. Bu zayıflama ise hasımlarını harekete geçirmiştir. Aslında amca çocukları olan Abbasoğulları ve Alîoğulları onlara karşı çeşitli hareketlere giriştiler, Emevîler aleyhine Arap ve Arap olmayanlarla işbirliği yaptılar. Bunun sonucunda da onların tahtını yıktılar, kendilerini de kılıçtan geçirdiler. es-seffâh ve el- Mansûr kendi akrabaları olan Emevîleri katlettiler. Bu konunun vardığı korkunç boyutları tarih kaydetmiştir. Abbasî devleti, İranlıların desteğiyle kurulmuştur. Bu nedenle Arap olmayanları kendilerine yakın tuttular, Arapları uzaklaştırdılar. Çünkü Emevîlere karşı çekince, Alîoğullarına karşı korku duyuyorlardı. Hatta Mansûr, Ebû Müslim e şu meşhur tembihte bulunmuştur: Elinden geliyorsa Horasan da Arapça konuşan hiç kimse bırakma. Bunlara rağmen dil ve düşünce alanında bir inkılap meydana geldi. Arap olmayanlar Arapçayı öğrendi. Halifeler de onları devlet işlerinde istihdam etti. Bunun sonucunda onlar düşünce, ilim ve felsefelerini Arap kültürüne soktular. Böylece Arap dili tasavvur, düşünce, hayal ve üslup yönünden değişime uğradı. Araplar bütün bu değişimlerden yararlandılar, bunları öğrenip kavradılar ve bu konularda kitaplar yazdılar. Sonunda ise kendilerine ait ilim ve sanatları ürettiler. Böylece büyük bir kalkınma gerçekleştirdiler. Bu kalkınma günümüz medeniyetine miras olarak kalmıştır. Yukarıda söz edilen değişimlerin olumsuz yönleri de oldu. Örneğin dilde yabancı kelimeler arttı. Konuşmada dilbilgisi yönünden yapılan yanlışlar (lahn) çoğaldı. Diller birbirine karıştı ve dil melekesi zayıfladı. Bundan dolayı titiz ilim adamları, Arapçayı yanlışlardan temizlemek için çalışmaya başladılar. Arapçanın

MUHAMMED NÂSİF / Çev: MEHMET NAFI ARSLAN Şarkiyat Mecmuası Sayı 27 (2015-2) 179-188 181 esaslarını belirleyip kurallarını tespit ettiler. Böylece Arapça açısından büyük bir bozulmanın önüne geçtiler. Bu konuda ilim adamlarının öncülüğünü yapan en önemli kişi el-halîl b. Ahmed el-ferâhîdî dir. Yetişmesi el-halîl, Arap kültürünün hakim olduğu bir ortamda yetişti. Kur an öğrendi, hadis tahsil etti. Ebû Amr b. el- Alâ ve Îsâ b. Ömer es-sakafî den dil ve edebiyat dersleri aldı. Musiki ve diğer sanatları bu sanatların erbabından öğrendi. Birçok defa çöle seyahat etti. Arapçayı beliğ konuşan Araplarla mülakatlar yaptı. Daha önce kimsenin yapmadığı kadar Arapça dil malzemesi ve şiir topladı. Çöle yaptığı seyahatlerin amacı sadece şiir ve dil araştırmaları, doğru kullanımları tespit ve lehçeleri öğrenmek değildi. Aynı zamanda nahvin esas ve tali konularını tespit etmek, nahivle ilgili meseleleri ortaya koymak için bütün gücüyle çalıştı. Daha sonra araştırmalarını kuralları belirlenmiş müstakil bir ilim haline getirdi. Bu ilmin imamları da ondan nakiller yaptılar. 1 Bu konu ayrıca ele alınacaktır. Buluşları Şiir, Arapların tarihini, ilmini, geleneklerini ve ahlakını içeren divanıdır. Bunun doğal sonucu olarak el-halîl, şiirle herkesten daha çok ilgilendi. Şiirin geçmişi, yaşadığı dönemdeki durumu ve geleceği üzerine araştırmalarda bulundu. Bu araştırmaları sonucunda, şiirin bir düzene sahip olduğunu ve bu düzeni istisnasız bütün şairlerin takip ettiğini tespit etti. Sonradan gelenler, doğal biçimde ve meleke ile öncekilerin metodunu izlemişlerdi. el-halîl in yaşadığı dönemde durum farklı bir hal almıştı. Artık mevali de şiirle ilgileniyor, şiir nazmediyordu. Araplarda dile hakimiyet zayıflamıştı. Dilin kullanımında karışıklıklar meydana gelmiş; lahn çoğalmıştı. Bazıları geleneksel Arap şiir kıstaslarına uymayan yollara yönelmişti. Bu durum uzun süre devam etseydi bu bozulmalar daha genele yayılırdı. Şiir sanatına karmaşa hakim olurdu. Bu takdirde Araplar tarihlerinin en büyük kültürel felaketi ile karşı karşıya kalırlardı. el-halîl, durumun ciddiyetini çok iyi kavradı ve dehşete kapıldı. Dört bir yandan Arap şiirini toplamaya başladı. Topladığı şiirleri muhteşem bir düzene koydu. 1 Ebû Bekr Muhammed el-hasen ez-zubeydî, Tabakâtu n-nahviyyîn ve l-lugaviyyîn, (Thk., Muhammed Ebu l-fadl İbrahim), Dâru l-ma arif, tsz. s. 47; Ebu l-ʻabbas Ahmed b. Muhammed İbn Hallikân, Vefeyâtu laʻyân ve enbâu abnâi z-zamân, (Thk. İhsân ʻAbbâs), Beyrut, Dâru sâdr, 1900. II/247.

182 ARAP FİLOLOJİSİNİN DÂHİ İSMİ: EL-HALÎL B. AHMED Şiiri gruplara ayırdı. Her bir grup için ayrı esaslar belirledi. Her esas için ölçülü bir tef ile koydu. O esasa uyan şiirler artık bu tef ile ile anılır oldu. Böylece şiirler bu tef ile dolayısıyla diğerlerinden ayırt edilebilecekti. Bu esasların sayısını on beş olarak belirledi ve bunlara bahir adını verdi. Her bir bahre de ona uygun bir isim verdi. 2 İnsanların kendisi hakkında türlü türlü düşünebilecekleri endişesiyle bu çalışmalarını arkadaşlarından ve çocuklarından gizliyordu. Bir defasında çocuklarından biri onu şiirlerin vezinlerini gösterip tef ilelere ayırma işiyle meşgul olduğu sırada görünce insanlara gidip babasının delirdiğini söyledi. el-halîl, bu davranışından dolayı onu şu sözlerle kınadı: 3 أ و ك ن ت ت ع ل م م ا ت ق ول ع ذ ل ت ك ا ل و ك ن ت ت ع ل م م ا أ ق ول ع ذ ر ت ن ي و ع ل م ت أ ن ك ج اه ل ف ع ذ ر ت ك ا ل ك ن ج ه ل ت م ق ال ت ي ف ع ذ ل ت ن ي Benim söylediklerimi anlasaydın beni hoş görürdün Yahut sen ne dediğini anlasaydın kendini ayıplardın Ancak sen benim söylediğim şeyi anlamadın ve beni ayıpladın Ve ben senin bilmediğini bildiğimden seni hoş gördüm Daha sonra el-halîl, yaptığı çalışmaların doğru olduğuna tam kanaat getirince çalışmalarını insanlara açıkladı. el-halîl in çalışmaları, herkesi şaşkınlık içinde bıraktı. Başarısı ve dehası önünde herkes boyun eğdi. Eğer günümüzde yaşamış olsaydı, el-halîl in heykeli dikilirdi. Onun çalışmaları sayesinde Kur ân dili, karmaşadan kurtuldu. Şiir güvenilir esaslara kavuştu. Bu esaslar en küçük bozulmalara ve boşluklara dahi izin vermedi. Yine bu çalışmalar sayesinde şairin kendine güveni arttı. Çünkü artık dayanacağı sağlam prensipleri vardı. Söz bu prensiplere göre ölçülüyor, iş onlara göre 2 Ebû Saʻîd el-hasan b. Abdillâh es-sîrâfî, Ahbâru n-nahviyyîn el-basriyyîn ve merâtibihim ve ahzi ba dihim ʻan baʻd, (Thk. Taha Muhammed ez-zeynî-muhammed Abdulmunʻim Hafâcî) nşr. Mustafa el-bâbî el- Halebî, 1373/1966, s. 31; Ebû Abdillah Yakut b. Abdillah el-hamevî, Muʻcemu l-udebâ el-maʻrûf bi irşâdi lerîb ilâ maʻrifeti l-edîb, (Thk. İnsân ʻAbbâs), Beyrut, Dâru l-garbi l-islamî, 1414/1993. III/1262-1263; Nihat M. Çetin, Aruz, DİA, C. III, İstanbul, 1991, s. 428. 3 Konuyla ilgili farklı rivayetler için bkz., es-sirafi, a.g.e., s. 32; Ebu l-berekât Abdurrahman b. Muhammed İbnu l-enbârî, Nuzhetu l-elibbâ fî tabakâti l-udebâ, (Thk. İbrahim es-sâmirâî), Ürdün, Mektebetu l-menâr, 1405/1985. s. 45; el-hamevî, a.g.e., III/1269.

MUHAMMED NÂSİF / Çev: MEHMET NAFI ARSLAN Şarkiyat Mecmuası Sayı 27 (2015-2) 179-188 183 takdir ediliyordu. İster şair olsun ister nasir; fakih, muhaddis ya da müfessir; hoca veya öğrenci Arapça konuşan herkes bu konuda el-halîl e borçludur. Onun çalışmaları olmasaydı Arap şiiri bu gün Allah bilir ne halde olurdu! Kendisinden önce hiç bilinmeyen şeyleri ortaya koyan el-halîl in hayatı, Arap dili için hayır ve bereket olmuştur. Kendi döneminde herkes onu konuşup onu dinliyordu. Fakat bu gün onu hatırlayan yok. Ne üniversite onu tanıyor ne de (Mısır) eğitim bakanlığı. İşin tuhaf tarafı, insanlar her gün binlerce defa ona müracaat etmesine rağmen hiçbiri onu bir kere bile anmıyor! el-halîl in buluşları sadece şiirin prensip ve vezinleri ile sınırlı değildi. O aynı zamanda sözlük kurma yöntemini bulmuştur. 4 Günümüzde kullanılan sözlük yöntemi de ona aittir. Hamza b. el-hasan el-isbehânî nin onun hakkındaki sözleri şöyledir: İslam devletinde Araplarda kökü bulunmayan yeni bir ilmin ortaya çıkması el-halîl ile olmuştur. Bunun en açık delili ise aruz ilmidir. el-halîl, bu ilmi bir bilgeden almamış, yahut kendisinden önceki bir örneğe bakarak oluşturmamış, aksine kendisi ortaya koymuştur. Eğer eski çağlarda yaşamış olsaydı ve dönemi uzak olmuş olsaydı, pek çok kimse onun ortaya koyduğu işlere kuşku ile bakacaktı. el-halîl aruz ilmini keşfetmiş, ayrıca Arap dilini korumaya alan Kitabu l-ayn ı telif etmiştir. Böylece el-halîl aslında yüce Allah ın dünyayı yarattığından bu yana hiç kimse tarafından yapılmamış olan yeni şeyler ortaya koymuştur. 5 Dâhiliği Dâhilik, üstünlük demektir. Bu kavramı birkaç cümle ile açmak istiyorum. İnsanlar arasında dâhiler nadiren çıkmakla beraber dâhilik kavramı çok yönlü bir kavramdır. Dâhilik düşüncede, kavramada, sanatta, ilimde ve bunların dışında başka bir alanda olabilmektedir. Dâhiliğin kendine has özellikleri vardır. Ayrıca bazı kurbanları da vardır. Dâhi kişi dünyayı aydınlatır, insanlara aydınlık ve bilgi sunar, onları halen bulundukları konuma taşır. Ancak dâhi bir taraftan da alışılmışın ve normalin dışına çıkar. Pek çok seçkin bilgini geride bırakır, onların şöhretlerini ortadan kaldırır. Bundan dolayı pek çok insan dâhilere hoşgörü beslemez. Hatta dâhilere en çok karşı duranlar bilginlerdir. Pek çok bilgin onlarla mücadele eder, onları önemsiz hale getirmeye çalışır. Fakat zerre nerede dağı aşmak nerede; böcek nerede geyiğe benzemek nerede 4 es-sirafi, a.g.e., s. 31. 5 İbn Hallikân, a.g.e., II/245.

184 ARAP FİLOLOJİSİNİN DÂHİ İSMİ: EL-HALÎL B. AHMED Dâhinin özelliği hem çevresinde olan hem de çevresinde olmayan şeyler üzerinde düşünmesidir. Dâhi tabiatı dinler. Bu dinleme sonucunda tabiatla dâhi arasında birbirleriyle iletişim kurdukları bir dil oluşur. Aralarındaki bu iletişim güçlenir ve böylece yeni bir şey yokluktan varlığa çıkar. Dâhi, düşüncesini başka bir aleme yöneltir oradan aldığı ilhamla daha önce bilinmeyen şeyleri ortaya çıkarır. el-halîl de düşündü ve ilham aldı. Cansız varlıkların sesini dinledi ve aralarında birbirleriyle iletişim kurdukları bir dil oluştu. Bu iletişim o kadar arttı ki bu sayede daha önce kimsenin bilmediği şeyleri ortaya çıkardı. Çekiciyle bakır leğene vuran bir sanatkarın yanından geçen el-halîl in çekiç vuruşlarından ilham alarak aruz ilmini ortaya çıkardığı anlatılır. İşte dâhilik budur; ve el-halîl bir dâhidir. Çünkü o, düşündü, kavradı ve daha önce bilinmeyen şeyleri ortaya çıkardı. 6 Dilciliği el-halîl, dilde önder idi. Dil ile ilgili bilgilerini İbnu l- Alâ dan ve onun gibi bilginlerden aldı. Çöldeki Araplarla konuştu. Buradan daha önce kimsenin yapamadığı kadar bilgi topladı. Arap dilini korumaya almak istedi. Böylece sözlük kurma yöntemini keşfetti. Kitâbu l- ayn ı yazdı. Bu sözlüğü kendisinden sonra Nadr b. Şümeyl ve diğer öğrencileri tamamladı. Ondan sonra gelen bütün dilciler onu örnek aldılar. 7 Ayn harfiyle başladığı için bu kitabına Kitâbu l- ayn ismini verdi. Fakat Nadr ve arkadaşları Kitâbu l- ayn ı el-halîl in tasarladığı şekle uygun olarak tamamlayamadılar. Bazı yerlerini değiştirdiler; bazı şeylerin yerine başka şeyler koydular. Bu nedenle kitapta bazı karışıklıklar meydana geldi. Oysa el-halîl bu tür hatalara düşecek değildi. 8 Gramerciliği Ebu l-esved ve diğer bazılarının vazettiği birkaç kısa cümle bir tarafa bırakılırsa nahvi ilk ortaya koyanın el-halîl olduğunu söyleyebiliriz. Veya en azından nahvi sistemleştirip, müstakil bir ilim haline getiren odur. Nahvin meselelerini 6 el-hamevî, a.g.e., III/1269. 7 İbn Hallikân, a.g.e., II/246. 8 İbn Hallikân, a.g.e., II/247.

MUHAMMED NÂSİF / Çev: MEHMET NAFI ARSLAN Şarkiyat Mecmuası Sayı 27 (2015-2) 179-188 185 ortaya çıkarmış, konularını belli esaslara göre bölümlemiş ve kaidelerini belirlemiştir. Alimler de onu takip ederek bu ilmi hemen arkasından ondan almışlardır. 9 Sîbeveyhi de el-kitab ındaki bilgileri ondan almıştır. 10 Bu kitap, kendisinden sonra bu alanla ilgili bütün kitaplar için bir müracaat kaynağı ve öncü olmuştur. Hatta el-kitâb lafzı telaffuz edildiğinde akla ondan başka bir şey gelmez. el-câhiz el-kitâb hakkında şöyle demektedir: el-mu tasım ın veziri Muhammed b. Abdilmelik ez-zeyyât ı ziyaret etmek istedim. Kendisine verecek bir hediye düşündüm ve Sîbeveyhi nin kitabından daha değerli bir hediye bulamadım. El- Halîl, Sîbeveyhi yi çok sever ve onu kendine yakın tutardı. Sîbeveyhi yanına geldiğinde onu şu sözlerle karşılardı: Ey yorulmaz ziyaretçi! Hoş geldin. Ebû Amr el-mahzûmî, el-halîl in Sîbeveyhi ye söylediği bu sözle ilgili şöyle der: el-halîl in bu sözü Sîbeveyhi dışında kimseye söylediğini duymadım. İlmi Bu konuda şöyle demek yeterlidir: el-halîl kendi zamanında yaşayanların bildiklerini biliyordu. Aynı zamanda onların bilmediklerini biliyordu ve bunları onlara öğretiyordu. Birçok ilim ve sanat dalında kitaplar yazıyordu. Zühdü el- Halîl, alicenap, yüce gönüllü ve ileri görüşlü bir insandı. Ona göre hayatın anlamı ilim ve insanlara faydalı olacak şeyleri ortaya çıkartmaktı. Mal ve makama önem vermiyordu. Öğrencileri onun ilmi sayesinde büyük paralar kazanırken kendisi Basra da bir kulübede oturuyor; burada çalışıyor; burada düşünüyor ve insanların arasına onları hayrette bırakacak şeylerle çıkıyordu. 11 Şöyle derdi: Üzerime kapıyı kapatırım artık kaygılarım oradan içeri giremez. el-ahtal ın şu sözünü dilinden düşürmüyordu: 12 وإذا افت ق ر ت إلى الذ خائ ر لم تجد ذ خرا يكون كصالح األعمال Fakirleşip de geçim metaına muhtaç olduğunda salih amel gibi bir servet bulamazsın 9 ez-zubeydî, a.g.e., s. 47; Tevfik Rüştü Topuzoğlu, Halîl b. Ahmed, DİA, C. XV, İstanbul, 1997, s. 309. 10 es-sirafi, a.g.e., s. 32. 11 İbn Hallikân, a.g.e., II/245; İbnu l-ʻimâd el-hanbelî, Ebu l-felâh Abdulhay b. Ahmed b. Muhammed, Şezerâtu z-zeheb fî ahbâri men zeheb, (Thk. Mahmut el-arnâût), Beyrut, Dâru İbn Kesîr, 1406/1986), II/322; Topuzoğlu, Halîl b. Ahmed, DİA, XV/309. 12 Ebu l-hasan Ali b. Yusuf el-kıftî, İnbâhu r-ruvât alâ enbâhi n-nuhât, (Thk., Muhammed Ebu l-fadl İbrahim), Kahire, Dâru l-fikri l-ʻarabi, 1406/1982, I/380; İbn Hallikân, a.g.e., II/248.

186 ARAP FİLOLOJİSİNİN DÂHİ İSMİ: EL-HALÎL B. AHMED Suleyman b. Habîb b. el-muhellib b. Ebî Sufra, onun yaşadığı hayattan haberdar oldu. Bunun üzerine ona bir maaş bağladı. Suleyman, Fars bölgesi ve el- Ehvâz valisi idi. Sonra bir mektup yazarak huzuruna davet etti. el-halîl ise onun amacının dünya malı karşılığında kendisinden yararlanmak olduğunu fark etti. Bu nedenle ona şöyle bir cevap yazdı: أ ب ل غ س ل ي م ان أ ني ع ن ه ف ي س ع ة ش ح ا ب ن ف سي أ ن ي ال أ ر ى أ ح دا ا لر ز ق ع ن ق د ر ال الض ع ف ي ن ق ص ه و ا لف ق ر ف ي الن ف س ال ف ي ا لما ل ن ع ر ف ه و ف ي غ نى غ ي ر أ ني ل س ت ذا م ال ي م وت ه ز ال و ال ي ب ق ى ع ل ى ح ال و ال ي ز يد ك ف يه ح و ل م حت ال و م ث ل ذ اك ال غ نى ف ي الن ف س ال ال ما ل Süleyman a, benim malım olmasa da ona ihtiyaç duymadığımı ve kendisine de muhtaç olmadığımı bildirin, Ne yazık ki ben kimsenin açlıktan ölmediğini ve kimsenin aynı hal üzere kalmadığını görmüyorum. Rızk Allah tandır. Zayıflık onu eksiltemediği gibi kurnazın çabası da onu arttıramaz. Fakirlik ve zenginlik malda değil gönüldedir, biz böyle biliriz. Bunun üzerine Süleyman, el-halîl in maaşını kesti. el-halîl bu duruma şu sözlerle cevap verdi: إ ن ال ذ ي ش ق ف م ي ض ام ن الر زق ح ت ى ي ت و ف ان ي Şüphesiz ki ağzımı yaratan, canımı alıncaya kadar rızkımın da kefilidir. Süleyman bu sözleri işitince ona bir mektup yazarak ondan özür diledi ve maaşını ikiye katladı. 13 Vefatı Alışverişe giden bir hizmetlinin aldatılmasını önleyecek bir çeşit hesaplama formülü üzerinde düşünmekte iken girdiği caminin sütunlarından birine başını çarpmış ve bu olay onun ölümüne neden olmuştur. 14 Allah ın ona rahmet etmesini ve ilim erbabı tarafından onun gereği gibi hatırlanmasını dilerim. 13 Konuyla ilgili farklı rivayetler için bkz. el-kıftî, a.g.e., I/379; ez-zubeydî, a.g.e., s. 47; es-sirafi, a.g.e., s. 32: İbn Hallikân, Vefeyâtu l-aʻyân, II/246; el-hamevî, Mu cemu l-udebâ, III/1263. 14 el-kıftî, a.g.e., I/381; İbn Hallikân, a.g.e., II/248; Topuzoğlu, Halîl b. Ahmed, DİA, XV/309.

MUHAMMED NÂSİF / Çev: MEHMET NAFI ARSLAN Şarkiyat Mecmuası Sayı 27 (2015-2) 179-188 187 SUMMARY AL-KHALIL B. AHMAD: THE GENIUS NAME OF THE ARABIC PHILOLOGY Trans. Mehmet Nafi ARSLAN* Al-Khalil is a genius scholar of Arabic language Lived in the II. century of hegira through which arabic culture had seen a remarkable improvement process.. He was bought out with Arab culture and took courses of Qur an, Hadith, language and literature from significant teachers of his period. He was interested in music and other branches of art and received these arts from their masters. He terrified due to increasingly spread lahn and devoted himself to the studies of the Arabic language. In this context, made journeys to the desert to gather language materials from Arabs whom unspoiled their language and collected the material from here that no one else would. He is a pioneer name in the areas that later became branches of science. Revealed the basic principles of many branches of science for the first time. Additionally, he revealed the principles and prosodies of poetry and wrote a dictionary based on the alphabetical system for the first time. He called this dictionary Kitab al-ayn being started with the ayn letter. The linguistics whom came later, followed him in his method and style. Al-Khalil worked very hard to identify main and secondary subjects of the the Arabic grammar. He systematized Arabic grammar and brought it into an independent science. Scholars also followed him in this topic and received this science from him. Sibawayh received from him the informations of his book al-kitab which is an application resource for all books came after it in the grammar filed al-khalil, by his works which we briefly pointed out above, saved the language of the Qur an from confusion and crossed Arabic poetry to reliable basics. * Research Assistant, Dicle University, Faculty of Theology (m.nafiarslan@hotmail.com).

188 ARAP FİLOLOJİSİNİN DÂHİ İSMİ: EL-HALÎL B. AHMED KAYNAKÇA Ebû Abdillah Yakut b. Abdillah el-hamevî, Muʻcemu l-udebâ el-maʻrûf bi irşâdi l-erîb ilâ maʻrifeti l-edîb, (Thk. İnsân ʻAbbâs), Beyrut, Dâru l-garbi l- İslamî, 1414/1993. Ebû Bekr Muhammed el-hasen ez-zubeydî, Tabakâtu n-nahviyyîn ve l-lugaviyyîn, (Thk., Muhammed Ebu l-fadl İbrahim), Dâru l-ma arif, tsz. Ebû Saʻîd el-hasan b. Abdillâh es-sîrâfî, Ahbâru n-nahviyyîn el-basriyyîn ve merâtibihim ve ahzi ba dihim ʻan baʻd, (Thk. Taha Muhammed ez-zeynî- Muhammed Abdulmunʻim Hafâcî) nşr. Mustafa el-bâbî el-halebî, 1373/1966. Ebu l-ʻabbas Ahmed b. Muhammed İbn Hallikân, Vefeyâtu l-aʻyân ve enbâu abnâi z-zamân, (Thk. İhsân ʻAbbâs), Beyrut, Dâru sâdr, 1900. Ebu l-berekât Abdurrahman b. Muhammed İbnu l-enbârî, Nuzhetu l-elibbâ fî tabakâti l-udebâ, (Thk. İbrahim es-sâmirâî), Ürdün, Mektebetu l-menâr, 1405/1985. Ebu l-felâh Abdulhay b. Ahmed b. Muhammed İbnu l-ʻimâd el-hanbelî, Şezerâtu z-zeheb fî ahbâri men zeheb, (Thk. Mahmut el-arnâût), Beyrut, Dâru İbn Kesîr, 1406/1986) Ebu l-hasan Ali b. Yusuf el-kıftî, İnbâhu r-ruvât alâ enbâhi n-nuhât, (Thk., Muhammed Ebu l-fadl İbrahim), Kahire, Dâru l-fikri l-ʻarabi, 1406/1982. Nihat M. Çetin, Aruz, DİA, C. III, İstanbul, 1991, s. 428. Tevfik Rüştü Topuzoğlu, Halîl b. Ahmed, DİA, C. XV, İstanbul, 1997, s. 309.