BULAK YANGINI. Dr. Kürşat SOLAK Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü



Benzer belgeler
İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Ocak 1995: Nehri yüzerek geçen Çeçen gerillalar Rus tankını imha etti

ALTININ DEĞERİNİ SARRAF, KELAMIN DEĞERİNİ ERBAP ANLAR!.. - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ADANA NIN SIRLARINA YOLCULUK

Özal'dan şok açıklama

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İTFAİYE DAİRE BAŞKANLIĞI GÖNÜLLÜ İTFAİYECİLİK YÖNETMELİĞİ

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

ESKİ GÜMÜŞHANE (SÜLEYMANİYE MAHALLESİ) VE PANAYIR ALANI

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

ULUSLARARASI İSLAM MEDENİYETİNDE ZAMAN SEMPOZYUMU EKİM INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON TIME IN ISLAMIC CIVILIZATION 08-11October, 2015

İLİM HALKALARI PROJESİ

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

GÜNLÜK (GÜNCE)

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

rilerde bulunabilen, günceli çağdaş yaklaşımlarla değerlendiren,yenilikçi, bilimi ve teknolojiyi yararlı bir şekilde

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

Cami Kavramı Üzerine Çözümleyici Bir Açılım Denemesi

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

İRAN GEZİ PROGRAMI 10 GECE 11 GÜNLÜK BİR TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ

Zorunlu ama takan yok

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Orman Koruma Dersi YANGIN EKOLOJİSİ

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

AK PARTİ BODRUM İLÇE DANIŞMA KURULU YAPILDI

İstanbul u Fethinin Dahi Stratejisi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İktisat Tarihi I

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Tülay METİN. Ocak-Nisan 2011 January-April 2011 Sayı IX, ss Number IX, pp

Çerkez Memlûkler Çerkez mi?

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

SAYFA BELGELER NUMARASI

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SU KANALI PROJESİ - ETİYOPYA

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Tel: [0 212] Oda no: 315

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

AKDENİZ İN KUCAĞINDAKİ TARİH ;MAMURE Kapıdaki gişeye yaklaşıp kaleye girmek için ücret ödemek istedim. O sırada gişede oturan hanım görevlinin

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Gürcistan Dostluk Derneği. Faaliyet Raporu. Yayınlar Sosyal-Kültürel Etkinlikler İnsani Yardımlar Eğitim Faaliyetleri

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Tufan Buzpmar H ÍL A FE T

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Çanakkale Muharebelerİ nin İdaresİ

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar.

Muhteşem Pullu

Üç çocuk çünkü...

Transkript:

CBÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl : 2011 Cilt :9 Sayı :2 BULAK YANGINI Dr. Kürşat SOLAK Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü ÖZET 862/1458 yılında Kahire yakınlarındaki Bulak şehrinde büyük bir yangın yaşanmıştır. Yangın Bulak ı harap etmiştir. Tarihçi İbn Tagriberdi bu yangını anlatır. Bu münasebetle o dönem Memlûkleriyle ilgili bazı siyasi bilgiler, sosyal doku, inanç yapısı gibi malumatlar edinilebilir. Anahtar Kelimeler: Mısır, Bulak, Memlûkler, Karamanlılar BULAK FIRE ABSTRACT The big fire occured in Bulak near Cairo in 862/1458. The fire desolated Bulak. The Historian İbn Tagriberdi tells this fire. So can attain knowledge such as the political information, the social structure and the belief structure about the Mamluks at that time. Keywords: Egypt, Bulak, Mamluks, Karamanids Bulak şehri günümüzde, eski Kahire nin iki kilometre kuzeybatısında ve Nil Nehrinin batı kıyısında yer alır. Bulak ın kuruluşu Baybars el- Bundukdârî (1260 1277) dönemine dayanır. Nitekim 1229 yılında ölen Yakut el-hamavî Mu cem el-buldân adlı eserinde bu isimli şehirden bahsetmez (el - Hamavî, 1977). Bulak ın şehir olarak gelişmesi ise Muhammed b. Kalavun un üçüncü saltanat dönemindedir (1310 1341). Şehir 14. ve 15. yüzyıllar boyunca hem ticaret hem sanayi merkezi olarak gelişimini sürdürmüştür. Bulak ta bir de tersane bulunmaktaydı (Kallek, 1992: 387). Bulak şehrinde 1458 yılında büyük bir yangın yaşanmıştır. Bu yangın oldukça etkili olmuştur. Yangına Memlûk tarihçilerinden biri olan İbn Tagriberdi (1409 1470) şahitlik etmiştir. Bu sebeple söz konusu yangın, tarihçinin en-nucûm ez-zâhire fi Mülûkı Mısr ve l Kahire isimli eserinde üç buçuk sayfada ayrıntılı olarak yer bulmuştur. Esasen Memlûk tarihçilerinin genel olarak siyasî hadiseler üzerinde durdukları ve bizlere bunları naklettikleri bir vakıadır. Bununla beraber eserlerde azımsanmayacak ölçüde sosyal tarihe dair bahisler de görmek mümkündür. Bu meyanda makalemize konu olan söz konusu yangın ve beraberinde yaşanan hadiseler ve söylentiler dönemin Mısır ı ve Türk Devleti için bizlere ilgi çekici bilgiler aktarır. 722

Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:9, Sayı:2, Ekim 2011 Prof. Dr. Mahmut Kaplan Armağan Sayısı 1458 yılında yaşanan bu yangına denk gelen dönemde Memlûk Mısır ında büyük müellifler yaşamlarını yitirmişlerdi (Ziyâde, 1993: 219 232). Esasen 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Memlûk tarihçiliği, öncesiyle kıyaslandığında, kısır bir evreye girer. Bu münasebetle söz konusu yangını değişik kaynaklardan öğrenme imkânına sahip değiliz. Tarihçimiz İbn Tagriberdi den başka müellif İbn İyas da (1448 1523) Bedâî ez-zuhûr fî Vakâî ed-duhûr isimli eserinde bu yangına yarım paragrafla değinmiştir. İbn İyas ın yangını görmesi ya da görenlerle görüşmesi muhtemeldir. Adı geçen tarihçilerin yanı sıra es-suyûtî de 15. yüzyılın önemli müelliflerinden birisidir. Bununla beraber onun Mısır tarihi ve coğrafyasından bahseden Husn el-muhadara fi Tarihi Mısr ve l-kahira isimli eserinde 1 yangınla ilgili bir anlatım yoktur. Bu sebeple biz söz konusu Bulak yangınını öncelikle en-nucûm ez-zâhire ye dayanarak anlatacağız. Sonrasında ise bazı değerlendirmelerde bulunacağız. Esere göre 6 Recep 862 Cuma günü (20 Mayıs 1458), Bulak sahilinde benzeri görülmemiş ve duyulmamış büyüklükte bir yangın yaşandı. Öyle ki Bulak arazisinin çoğu Nil Nehri kıyısından Bulak ta ölenlerin defnedildiği el- Bûse ye kadar yok oldu. Nitekim yöneticiler (hükkâm) bu yangını söndürmekte aciz kaldılar (İbn Tagriberdi, 1972: 119-120; İbn İyas, 1960-1963: 369). Bu yangın Cuma sabahı başladı. Güney Nube 2 tarafından gelen el- Merîsî rüzgârı güçlü bir şekilde esti. Ağaçları yerinden sökecek kadar güçlüydü. Bu durum Cuma Namazına kadar sürdü. Öğleden sonra el-hâc Abîd el-bürddâr Mahallesi yandı. İnsanlar öldüler. Sonra ateş Zeyneddin Ebî Bekr b. Muzher ve diğer mahallelere geçti. Yangın rüzgârın etkisiyle kuzey ve güney yönlü olarak yayıldı. Hâcibu l-hüccâb 3, emirler, önde gelenler ve bütün insanlar büyük bir gayretle yangını söndürmeye çalıştılar. Ateşler Nâzıru l-ceyş el-hâs 4 Cemaleddin Mahallesine ulaştı. Sahipsiz garip insanlar öldüler. Yangın civardaki evlere ve işyerlerine de yayıldı (İbn Tagriberdi, 1972: 120). Bu yangın devletin emirlerini, memlûkleri ve maiyetini bir araya getirdi. Ancak insanlar yangının şiddetinden dolayı onu sadece seyrettiler. 1 Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr es-suyûtî, Husn el-muhadara fi Tarihi Mısr ve l-kahira, 2 cilt, tah. Muhammed Ebu l-fazl İbrahim, Beyrut, 2004. 2 Nube. Mısır ın cenubunda ve Sudan (Mısır Sudan ı) da bulunan bir memleketin ve burada yaşayan bir kavmin adı. Bkz., S. Hillelson, Nube, İA., c.ix, Eskişehir, 1997, s. 339. 3 Emirler ve askerler arasında özellikle iktâlar konusunda çıkan ihtilaflar, ya re sen ya da nâibi vasıtasıyla çözmek; Sultanın katına gelen-gidenleri takdim etmek; askeri teftiş etmek vb. gibi işlerle görevli yüksek dereceli memur olup sayıları beş tane idi. İki tanesi Yüzler Emiri rütbesinde idi ve bunlara Hâcib el-hüccab denirdi. Bkz. Kâzım Yaşar Kopraman, Mısır Memlûkleri Tarihi Sultan el-melik el-mu ayyad Şeyh el-mahmudî Devri (1412-1421), Ankara, 1989, 45. 4 Hassa askerlerinin techiz edilip maaşlarının verilmesinden ve devlet dâhilindeki bütün askerî ikta işlerinden sorumluydu. Bkz. Altan Çetin, Memlûk Devleti nde Askerî Teşkilat, İstanbul, 2007, s. 63. 723

Sonradan yangın yavaş yavaş dindi. O sırada insanlar yangının evden eve Kahire ye kadar yayılmış olduğunu fark ettiler. el-merîsî rüzgarı gece yarısına kadar sürdü. Çok değişik yönlerden esmişti. Bizler ömrümüzde böyle bir yangın görmedik (İbn Tagriberdi, 1972: 121). Yangın sırasında bazı garip olaylar oldu. Bunlardan biri yangının hızıdır. Evler kısa sürede kül olmuştu. Diğer bir olay tamamen kül olan bir evin yanı başındaki başka bir eve ateşin hiç gelmemesidir. Öyle ki bu eve daha uzak olanlar zarar gömüşken bu ev hasar görmemişti. Yine bir başka şaşılacak durum, Nil yakınlarındaki ahşap minareli bir mescidin yanmamasıdır. Bu mescit yangının ortasında idi. Yangının alevleri dört bir yandan ona ulaşmıştı. Ancak ateş mescide dokunmamıştı. Zira bu mescitte eskiden beri medfun olan Şeyh Muhammed el-mağribî isimli bir Hak dostunun kabri vardı (İbn Tagriberdi, 1972: 121). Emirler ve önde gelenler yangını görüyorlar ve her biri söndürmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Bununla beraber yangın o kadar etkiliydi ki kimse yangına yaklaşamıyor ancak uzaktan seyrediyordu. Bu uğraşlar akşam ezanına kadar sürdü. Sonra insanlar evlerine döndüler. Yangın gece yarısına kadar devam etti (İbn Tagriberdi, 1972: 121). Cumartesi sabahı Sultan el-eşref Aynal ın (1453 1461) oğlu el-makâm eş-şehâbî Ahmed Kal atu l-cebel den inerek yangını görmek üzere Bulak a geldi. Önde gelen devlet görevlilerin orada olduklarını gördü. Rüzgâr dinmişti. İnsanlar kalan alevleri söndürmeye çalışıyorlardı. Yangın ulaştığı yerleri enkaz haline getirmişti. Alevler enkaz üzerinde günlerce kaldı. İnsanlar ise Bulak a dalga dalga gelerek bu büyük yangını tamamen dindirmeye çalıştılar (İbn Tagriberdi, 1972: 121 122; İbn İyas, 1960 1963: 369). İbn Tagriberdi nin naklettiğine göre şairler ve edipler Bulak yangını ile ilgili kasideler ve dörtlükler yazdılar. Bununla beraber en-nucûm adlı eser bu konuda sadece bir tane beyit vermektedir. Sözü edilen kaside Şeyh İlmüddin el- İsardî ye ait olup mezkûr beyitte rüzgârın şiddetle estiği ve ortalığı saçıp dağıttığı anlatılmaktadır (İbn Tagriberdi, 1972: 122). Bu yangında 30 dan fazla mahalle yandı. Her mahallede yüz ve daha fazla insan yaşıyordu. Evler, işyerleri, fırınlar, hayvanlar ve daha pek çok şey yok oldu (İbn Tagriberdi, 1972: 122). Bu yangının çıkış sebebi ile ilgili çok farklı rivayetler dile getirilir; Bunlardan birisi gökten bir yıldırım düştüğü yönündendir (İbn İyas, 1960 1963: 369). Diğeri ise gökten ateş düştüğünü ve önce bir yeri tutuşturduğunu iddia eder. Buna benzer bir diğer iddia da yerden ateş çıktığıdır. Bu rivayetler yangının ilahî olduğuyla ilgilidir. Bununla beraber daha sonra başka bir söylenti yayıldı. Şöyle ki Bulak taki evlere ateş atılmıştı. Bunu yapan Karamanoğullarından bir gruptu. Zira Mısırlı askerler Karamanoğullarına ait bir askerî birliğe saldırdığı sırada onlara ait barınakları yakmışlardı. Bu söylenti de insanlar arasında oldukça yayıldı (İbn Tagriberdi, 1972: 122 123). 724

Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:9, Sayı:2, Ekim 2011 Prof. Dr. Mahmut Kaplan Armağan Sayısı Bulak yangını Recep ayının 16 sı Pazartesi günü (30 Mayıs 1458) yeniden alevlendi. Bu sebeple insanlar arasında bu işin fâilinin Karamanoğlu Türkmenlerinden biri olduğu görüşü kuvvetlendi (İbn Tagriberdi, 1972: 124 125). Görüldüğü üzere tarihçimiz İbn Tagriberdi Bulak yangınını bu içerikle ayrıntılı bir şekilde anlatır. Onun bu anlatımlarında dönemin inanç yapısına, siyasî hadiselerine, sosyal dokusuna dair ipuçları yakalamak mümkündür. Yangından zarar gören kişilere baktığımızda, Hâcibu l-hüccâb gibi dönemin bazı üst düzey bürokratlarının Bulak ta ikamet ettiğini görüyoruz. Yine bu kişilere komşu olarak sahipsiz garip kişilerin zikredilmesi toplumun değişik kesimlerinden insanların bir arada yaşamalarına dair güzel bir örnek olmaktadır. Burada söylenmesi gereken bir gerçek Bulak şehrinin küçük bir şehir olmadığıdır. Nitekim Evliya Çelebi 17. yüzyıl Bulak ında 45 mahalle ve 6700 hane bulunduğunu aktarır (Kallek, 1992: 387). Bu bilgiyi üzerinde çalıştığımız döneme indirgediğimizde karşımıza yine büyük bir yerleşim yeri çıkar. Bu münasebetle söz konusu yangının Memlûk ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyleyebiliriz. Yangın karşısında yöneticiler ve halkın seferber olması devlet-toplum işbirliğine misal teşkil etmektedir. Bununla beraber söz konusu yangın karşısında itfaiye gibi organize bir birimin olmadığı da görülmektedir. Mamafih Mısır coğrafyasına hükmeden Osmanlı Devleti nde ilk tulumbacılığın 18. yüzyılın başlarında tesis edildiği düşünülürse bu durumun çok tabi olduğu takdir edilebilir. Yangının ardından enkaz soğutma faaliyetlerine Kahire den insanların büyük gruplar halinde gelip katılmaları dönemin sosyal dokusuna dair önemli ayrıntılardır. Gelenlerin yangınzedelere maddi ve manevi yönden yardım ettiklerini düşünmek de hesaptan uzak değildir. Aynı şekilde sultanın oğlunun da Bulak a gelmesi ve çalışmalara nezaret etmesi gerek yangının yıkıcılığını göstermesi gerekse devletin şefkat elinin vatandaşlara uzanması yönünden önem taşımaktadır ki bu durum günümüzde yaşanan afetlerin ardından devlet erkânının afetzedeleri ziyaret etmesi ve afet bölgesini gezmesiyle örtüşmektedir. Bununla beraber söz konusu yangının tarihçimize ait satırlarda yer bulduğu üzere Kahire ye ulaşma ihtimali ve bunun sonucunda hâsıl olan muhtemel can ve mal kaybı korkusu sultanın oğlunun ve Kahirelilerin olay yerine gitmeleri ve seferberliğe ortak olmalarını açıklayan hayat pratikleri olmaktadır. İbn Tagriberdi nin ifadelerine göre yangının kaside ve dörtlüklere konu olması, büyüklüğünü ve yıkıcılığını göstermektedir. Bunun yanı sıra, her ne kadar bu yangınla ilgili şiirlere ulaşamasak da, insanların dün ve bugün, şiirlerde olayları tasvir etmekten daha çok içinde bulundukları duyguları ifade etmeleri, yangının ardından bıraktığı acıların yoğunluğunu ve dile vurmuşluğunu ortaya koymaktadır. Yangında otuz mahallenin yanması ve binlerce insanın ölümüne sebep olması bu gerçeğin bir başka göstergesidir. 725

Bulak yangınında alevlerin bazı evler ile bir mescide ilişmemesi ve bunun dinî bir referansla izah edilmesi dönemin inanç yapısını göstermesi açısından kıymetlidir. Söz konusu mescitte bir Hak dostunun yatıyor olması mescidin korunmuşluğu için gerekçe olarak gösterilmektedir ki bu durum günümüz Anadolu sunda sık rastlanan bir inanç yapısıdır. Nitekim bazı yol çalışmaları sırasında kullanılan iş makinesinin kepçesinin kırılması ve orada yatır olduğuna dair halkımızın kuvvetli bir inanç içinde bulunması İbn Tagriberdi nin satırlarına taşıdığı inançla birebir uyuşmaktadır. Bulak ta yaşanan bu afette hayvanlar ve fırınlar gibi işyerlerinin zarar görmesi yangının ekonomik hasarıdır. Söz konusu hadisede yanan işyerleri içinde vikâlelerin (hanlar) olması da kuvvetle muhtemeldir. Zira 15. yüzyıl Bulak ında pek çok han bulunmakta ve bu sayede Bulak Kahire nin ana limanı olma vasfını muhafaza etmekte idi (Kallek, 1992: 387). Bu mün asebetle yangının Memlûk deniz ticaretine belli oranda darbe vurduğunu söyleyebiliriz. Bilindiği üzere Sultan Aynal ın saltanat sürdüğü sekiz yıl, memlûkler arasındaki çekişme ve isyanlarla geçmiştir (İbn Tagriberdi, 1972; 55; Kopraman, 1992; 522 523; Tekindağ, 1969; 35-50). Bununla beraber tarihçimiz İbn Tagriberdi, yangın söndürme faaliyetleri dolayısıyla devletin emirlerinin, memlûklerin ve maiyetinin bir araya geldiğini yazar. Buradaki bir araya geliş, söndürme gayeli işbirliği olmasının yanı sıra aralarında husumet bulunan bürokratların kısa süreliğine de olsa bunu terk etmeleri olarak da anlaşılabilir. Bulak ta yaşanan bu hadise ile ilgili dile getirilen rivayetlere gelince; Bunlar içinde, yangının Karamanoğullarının kundaklaması ile başladığı iddiası bizim için ilgi çekicidir. Esasen, ortaya çıkan ve halk nezdinde itibar bulan bu iddia, Karamanoğullarının Memlûk Mısır ında oluşturduğu korku psikolojisini ortaya koyması açısından oldukça sıra dışı bir bilgidir. Zira bu sıralarda Memlûklerle Karamanlılar arasında husumet bulunmakta idi (Solak, 2011; 268-271). Şöyle ki; Sultan Barsbay (1422 1438) döneminden beri Karaman tahtında Karamanoğlu İbrahim Bey (1424 1464) oturmaktaydı. İbrahim Bey Sultan Aynal döneminde Memlûk Devleti nde yaşanan iç çatışmalardan faydalanmak amacıyla Ramazanoğullarına ait topraklar olan Tarsus, Adana ve Gülek taraflarını 1455 te ele geçirmişti (İbn İyas, 1960 1963: 361; Kanat, 2000; 92-107). Bu sırada Ramazanoğulları Memlûk himayesi altında bulunmaktaydı. Karamanoğulları Beyinin bu hamleyi yapmasına sebep, Sultan Aynal dan Osmanlılara karşı umduğu desteği bulamamış olmasıdır. Zira Sultan Aynal, Kahire ye gelen Sultan Fatih in elçisi Emir Cemalettin Yusuf el Kâbûnî yi kabul etmiş ve onunla ilgilenmişti (Tekindağ, 1963: 46; Tekindağ, 1976: 74-75). Sultan Aynal ın bu tavrı takınmasında İstanbul un fethi etkili olmuştu. Nitekim bu fetih, başta Kahire olmak üzere büyük Memlûk şehirlerinde günlerce kutlanmış ve Sultan Aynal, Fatih e elçi göndererek iyi dileklerde bulunmuştu.(tekindağ, 1963: 46-47; Tekindağ, 1969: 39-40; Tekindağ, 1976: 76) 726

Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:9, Sayı:2, Ekim 2011 Prof. Dr. Mahmut Kaplan Armağan Sayısı Karamanoğlu İbrahim Beyin bu hamlesi üzerine Sultan Aynal Memlûk ordusunu bir Anadolu Seferine memur etti. Nitekim Karaman ülkesine giren Memlûkler Tarsus u geri aldılar ve orada bulunan Karaman Valisini katlettiler (İbn İyas, 1960 1963, 363; Tekindağ, 1963: 46 47). Karamanoğulları Memlûk ordusunun geri çekilmesinden sonra toparlanarak bir daha Memlûk topraklarına saldırdılar. Buna karşı 1460 yılında yine Karaman ülkesine kadar giden Memlûk ordusu gözdağı vererek herhangi bir çatışma olmadan geri döndü (İbn İyas, 1960 1963, 365). Görüldüğü üzere 1455 ila 1460 yılları arası iki siyasî taraf arasında münasebetler çatışmalı geçmiştir. Dolayısıyla arada bir gerginlik ve tedirginlik hâsıl olmuştur. Anlaşılan bu tedirginlik o raddeye varmıştır ki Kahire ve Bulak sokaklarında, yangının bir Karamanlı sabotajı olabilme ihtimali yüksek görülmekte ve açıkça dillendirmektedir. Bu iddiada doğruluk payının varlığı da rahatlıkla söylenebilir. Zira bilindiği gibi mevcut husumet döneminde savaş meydanında üstün gelen taraf mutlak manada Memlûkler olmuştur. Bu sebeple Karamanlıların gayri nizamî harp usullerine başvurmuş olması hesaptan uzak değildir. 1458 yılında Bulak şehrinde yaşanan söz konusu yangın, olay hakkında bilgi veren tarihçilerden anladığımız kadarıyla son derece etkili bir yangın olup Memlûkler döneminde benzer yıkıcılıkta başka bir yangından söz edilmemektedir. Bu afet Memlûk Mısır ında maddi - manevî pek çok hasara neden olmuştur. Bununla beraber, Memlûk tarihlerinde kendine yer bulan bu yangın sayesinde bizler dönemin Mısır ında görülen devlet-toplum münasebeti, siyasî ve sosyal ilişkiler, inanç yapısı gibi bazı çıkarımlarda bulunabiliyoruz. KAYNAKLAR ÇETİN, Altan (2007), Memlûk Devleti nde Askerî Teşkilat, İstanbul. el-hamavî, Şihabeddin Yakut (1977), Mu cem el-buldân, c.i, Beyrut. HİLLELSON, S. (1997), Nube, İslam Ansiklopedisi, c.9, Eskişehir, s. 339 344. KALLEK, Cengiz, Bulak, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.6, İstanbul, s. 387. İbn İyas, Muhammed b. Ahmed (1960 1963), Bedâi ez-zuhûr fî Vakâi ed-duhûr, c.i, yay. Muhammed Mustafa Ziyade, Kahire. İbn Tagriberdi, Cemâleddin Ebu l-mehâsin Yusuf ( 1972), en-nucûm ez- Zâhire fî Mulûk Mısr ve l-kâhire, c.xvi, yay. Cemaleddin eş-şayyal, Kahire. KANAT, Cüneyt (2000), Memlûkler ve Çukurova, Efsaneden Tarihe Tarihten Bugüne Adana: Köprü Başı, Hazırlayanlar: Doç. Dr. Erman Artun-M. Sabri Koz, İstanbul, s. 92 107. KOPRAMAN, Kâzım Yaşar (1989), Mısır Memlûkleri Tarihi Sultan el- Melik el-mu ayyad Şeyh el-mahmudî Devri (1412 1421), Ankara. 727

KOPRAMAN, Kazım Yaşar (1992), Memlûkler (1250-1517), Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, c. VI, İstanbul. SOLAK, Kürşat (2011), Memlûk Devletinin Anadolu Beylikleriyle Münasebetleri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir. es-suyûtî, Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr (2004), Husn el- Muhadara fi Tarihi Mısr ve l-kahira, 2 cilt, tah. Muhammed Ebu l-fazl İbrahim, Beyrut. TEKİNDAĞ, Şihabeddin (1963), Son Osmanlı -Karaman Münasebetleri Hakkında Araştırmalar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S.17 18, İstanbul, s. 43 76. TEKİNDAĞ, Şihabeddin (1969), Fatih le Çağdaş Bir Memlûklu Sultanı Aynal el-ecrûd 1453 1460, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S. 23, İstanbul, s. 35 50. TEKİNDAĞ, Şihabeddin (1971), Memlûk Sultanlığı Tarihine Toplu Bir Bakış, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S. 25, İstanbul, s. 1 38. TEKİNDAĞ, Şihabeddin (1976), Fatih Devrinde Osmanlı Memlûklu Münasebetleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S.30, İstanbul, s. 73 98. ZİYÂDE, Muhammed Mustafa (1993), Makrîzî ve Çağdaşları, çev. Cüneyt Kanat, Tarih İncelemeleri Dergisi, S. VIII, İzmir, 219 232. 728