CEO S 2006 SAYI:28 Leadership Insights Şu Çılgın Türk kadın liderler Atlantik okyanusunu geçen takımın kaptanı: Handan Serezli Dr.Yeşim Toduk AKİŞ Bir Bakışta 1 Çılgın Türk kadın liderler Bir topluluk kazanmak istediği zaman, daha da önemlisi kazanmaya inandığı zaman tek yürek ve tek ruh olur. Bu vücudun karşısına duran engeller, engel olmaktan çıkar, topluluğu zafere daha kuvvetle taşıyacak esaslar haline gelir. Bu esaslar fedakarlıkları daha yoğun, birlikteliği daha güçlü, başarıyı daha anlamlı kılar Şu Çılgın Türkler kitabı inanç ve azmin, doğru liderlikle birleştiğinde, zor koşullarda dahi zafere ulaşılabileceğine dair yakın geçmişimizden örnekler sunuyor. Günümüzde de çılgın Türk liderler dünya çapında zaferlere imza atmaya, adlarını tarihe yazdırmaya devam ediyorlar. Dünyanın geçilmesi en zor okyanusu olan Atlantik'te 20'ncisi düzenlenen Dünya ARC Yelken Yarışması'nda Türkiye dünya ikinciliği kazandı. ARC 2005 dünyanın en popüler ve zor yarışı yelken yarışı olarak biliniyor. Türkiye, 20 yıldır yapılan bu yarışa ilk kez katıldı. Yarışta Türkiye yi Handan Serezli kaptanlığında, Gülçin Aksekili, Güzin Gürel, Çiğdem Tepecik, Zerrin Ulusman ve Ayşenur Gedik'ten oluşan ekip temsil etti. Kanarya Adaları'ndan başlayan ve uzunluğu 2 bin 880 deniz milli olan bu zorlu parkuru 19 günde tamamlayarak Karayipler e ulaşan ekip, dünyada bu parkuru yarış amaçlı tamamlayan ilk kadın yelkenciler oldu. 315 teknenin katılıp sadece 207 teknenin bitirebildiği yarışta, iki tekne de fırtınalara dayanamayarak battı. Tamamen kadınlardan kurulu tek ekip olan Türk takımı, Türk Kızları Rotası adı verilen daha önce denenmemiş bir rotayla İngiliz ekibin ardından saat farkıyla ikinci oldu. Bu sayımızda, ekibin kaptanı, Çılgın Türk Kadın Lider Handan Serezli ile olan görüşmemiz yer alıyor. Yeşim Toduk Akiş: Öncelikle sizi insan olarak tanımak istiyoruz. Geçmişinizden gelen sizi siz yapan özellikleri özetler misiniz? Handan Serezli: 1973 doğumluyum. Çok aktif bir ögrencilik hayatı geçirdim. İlköğretimim sırasında yarı zamanlı konservatuara devam ettim. Piyano ve şan eğitimi aldım. 6 yaşında yüzmeye, 9 yaşımda sörfe başladım. TRT çocuk korosunda şarkı söyledim. Atletizmde, yüzmede, ferdi voleybolcu olarak takım halinde pek çok ödül aldım. Üniversitede basın yayını seçerek Madrid Üniversitesi televizyon gazeteciliğini bitirdim.her zaman hareketli olmamı karakterime, genel yapıma borçluyum. Hep bir kaç işi birarada yürütürüm. Onların kendi aralarında başarıyı hızlandırıp yoğunlaştırması için bir doğal bir düzen kurarım. Hayatımın ve ruhumun ritmini hep yüksek tutarım. Sürekli yenilenme ve kendimi geliştirmeyi planlarım. Spor yapmak, araştırmak, okumak, turistik seyahatler, dostlarımla fikir tartışmaları yapmak enerji kaynağım olur. Kendime yaptığım yatırım genellikle işimle de ilgili olabiliyor, hobilerimle de. Grup oyunlarına girmeyi seviyorum. Güler yüzlü hayatı yaşamaya çalışıyorum adımın anlamı gibi.
PAGE 2 LEADERSHIP INSIGHTS YTA:Kendi kararlarınızı veren bir çocuk muydunuz? YARIŞTA BIRINCI GELEN İNGILTERE, BU BIRINCILIĞI YALNIZCA IKI SAAT FARK ILE ELDE ETTI.. HS: Hep kendi kararlarımı kendim verirdim. Kararlı ve dik dururdum. İnatçı değildim ama çok kararlıydım ve aileme bir şekilde bunu kabul ettirmeyi, ikna etmeyi başarıyordum. Onların karşısına geçer bunu çok istediğimi destek verirlerse başaracağım konusunda onlara da güven verirdim. YTA:Yelken sporuna nasıl başladınız? HS:Dokuz yaşımda Antalya Gençlik Spor un kampında sörfe başladım. Daha sonra da 1989 de yelkenliyle tanıştım. O zaman yurt dışında öğrenci olarak İspanya daydım. Orada üniversitede çok profesyonel bir yelken takımı kurulmuştu. Akabinde ben de takıma girdim ve Spanish Cup ta dördüncülük kazandık. Portekiz, Londra derken yedi yarışmaya katıldım. Aynı zamanda yedi arkadaş Madrid Üniversitesi ne bir program hazırlıyorduk. YTA: Meslekle hobinizi yan yana mı götürüyordunuz? HS:Zaman zaman hobim işim gibi de oluyor. Yelkeni bu kadar erken olmasa bile kırklı ellili yaşlarımdan sonra daha profesyonelce yapabilirim diye düşünmüştüm. O zamanki hayallerim arasında Atlantik gibi dünyadaki yedi denizi geçmek vardı. Ama benim için yazılı hedefler daima gerçekleşmeye en yakın olanlardır. Bunu da yaptım.. YTA:Haber programlarınızdan bahseder misiniz? HS:Şu anda ATV haber sunucusuyum. 2004 senesinde Unicef le Elele diye bir program yaptım. 640 tane hiç okumayan kıza ulaşıp onların eğitime başlamalarını sağladım. Unicef projeyi getirdi ve ATV direkt olarak bana yönlendirdi. Projede TV koordinatörü ve programcı olarak çalıştım. Türkiyede 690.000 okumayan kız var. Bunun 75.000 i İstanbul da. Projedeki en önemli katkım kızlara ulaşmak ve ailelerini ikna etmek oldu.unicef çocukların il il, yaş grubu bazında dökümünü çıkarmıştı. Ben bu dökümden hareket ettim. Valilikler, muhtarlıklar vasıtasıyla hanelerdeki kızlara ulaştım. Esas problem kızları ailelerinden almakta yaşanıyor. İnsanlar kızları eğitirsek onlara sahip çıkamayacaklarını düşündükleri için eğitimden korkuyorlar. Önceleri çocukları alabilmek için ailelere maddi yardım yaptık. Bunu haber yaparak onları okutmamız gerektiğini anlattım. Aileleri de önce haber yapmak için ikna etmem gerekiyordu. Sonra çocuklara kurumlardan, izleyicilerden yardım geliyordu. Ben de bunların çocukların eğitimine gitmesi için vakıflara yönlendiriyordum. 640 civarında kızı eğitime kavuşturduk. Şu anda bu proje Kardelen adını aldı ve başka bir yayın organında devam ediyor. Bu arada Unicef de beni gönüllü elçisi ilan etti.bu proje kapsamında Anadolu yu gezdim. Bu sırada da yavaş yavaş kendi ekibimi kurdum. Mesela, Harran da lisede okuyan Vildan la tanıştım. Onu gazeteci olması için yüreklendirdim. İstanbul a gelip Unicef projesinde benim asistanım oldu. Şu anda hem üniversiteye devam ediyor, hem de ATV de program koordinatörü. Gururla söylüyorum: ben yetiştirdim ve daha çok önemli işlere imza atacak. YTA:Spora geri dönersek teknelerde göreviniz neydi? Bu görevlere hangi özelliklerinizle geldiniz? HS:Ben önce ana yelkenciydim. Sonradan dümenle beraber kaptan oldum. Madrid teki üçüncü yarıştan beri kaptanım. Bu yarışmaya seçilmemde de deneyimli ve gözü kara olmamın etkisi oldu. Kim hangi konuda daha iyi gözlemlerim. Ekip ruhunu iyi yakalarım. Zaman zaman doğru elemanları bulmak kadar eldekileri doğru yerde değerlendirme daha değerli olabiliyor.
LEADERSHIP INSIGHTS PAGE 3 YTA:Peki Atlantik i bir mücadele olarak mı gördünüz bir zevk olarak mı? HS:Benim için ikisi de önemli oldu. Atlantik e gitmeyenler korkularından, gidenler de zevklerinden bahsederler. Tabii bir yarış için gittik. Ekip ona göre motive olmalı idi. Beklentileri yüksek bir yarıştı. YTA:Kaç kişiydiniz yarışta? Atlantik yarıştığınız ilk yarış mıydı? Daha önce bu grup kaç defa bir araya gelmişti? HS: Biz altı bayan bir de hocamız vardı. Benden başka bir arkadaşımız beş yıllık deneyimliydi. İki arkadaşımızın da üç yıllık deneyimi vardı. Diger iki kişi ise yelkene bir şekilde başlamış ama geliştirmemişti.hocamız Cumhur Gökova teknede bizimleydi ama sadece taktik veriyordu. Türk kadınlarıyla Atlantik yarışına girmek de onun projesiydi.daha önce iki yarışta karşı takımda veya aynı takımda yarışan birbirini tanıyan iki kişi vardı. Digerleri ise ilk kez bir araya gelmiştik. Hazırlık süresinde birlikte olduk. DIĞER EKIPLER ÇOK DAHA IYIYDI,HEPSI ERKEK VE YÜKSEK PERFORMANSLI IDI. ONLARI GEÇEBILMEMIZIN TEK YOLU FIRTINADAN YARARLANMAKTI; BU RISKI ALMAYA KARAR VERDIK. YTA:Değişik bir rota izlediğinizi biliyorum. Nasıl gelişti bu seçim? HS:Gitmeden önce 270 derece rotamı seçmiştim. Son 20 yılın ARC yarışlarını incelediğimde başarılı olanların rotaları üzerinden kendime oluşturduğum örnek rota bu idi. Nitekim yarışın ilk üç gün benim rotamda kaldık. Sonrasında yaklaşan fırtına ile Cumhur Hoca durumu yeniden değerlendirdi ve fırtınaya girmemiz gerektiğine karar verdi. Bu tekneyi dağıtabilecek bir fırtınaydı. Ancak biz deneyim açısından ortalama bir ekiptik. Diğer ekipler çok daha iyiydi, hepsi erkek ve yüksek performanslıydı. Onları geçebilmemizin tek yolu fırtınadan yararlanmaktı. Bu riski almaya karar verdik. Kısacası, Türk kızları rotasının mimarı hocamız oldu. Atlantik tarihine geçen rotamızı o koydu.. YTA: Arkadaşlarınız da buna inanıyor muydu? Ekip fırtınaya girmek konusunda sizinle hemfikir miydi? HS: Fazla hayal kurmadan ilk beşe razı olanlar da vardı, ilk üç, hatta birinci olmalıyız diyenler de. Ben kazanacağımızı hep biliyordum. İlk başta kimse fırtınaya girmek istemedi. Ama bu riski almak gerekti. Yirmi yıldır yapılan bu yarışa Türkiye ilk defa katılıyordu ve kadın ekip bu yarışa ilk kez katılıyordu. Sadece katılmaktan fazlasını yapmak zorundaydık. Bir farklılığımız olmalıydı. İlk üçte olmak için ne yapmamız gerektiğini anlattım. Bilgilendikçe cesaretleri arttı. YTA:Yarışa girmeden ilk beşe gireceğinizi hissediyor muydunuz? HS:Hayır ama ortasında ilk beşteyiz diyordum. Yarışın başında bizim cesaretimizi tebrik eden pek çok ekipler oldu.. Ama kadın olmamız, fazla deneyimli olmamamız itibari ile oradan bir başarıyla çıkacağımıza pek inanmıyorlardı. Fırtınaya girmemiz eminim herkesi ürküttü. Daha sonra bizden cesaret alıp arkamızdan gelen on tekneden ikisi battı sekizi geri döndü. Biz Türk Kızları Rotasında tek giderek on beş gün boyunca kimseyi görmedik. Tüm uydu bağlantılarımız koptu, bütün cihazlar çöktü. Ben o dönemde yelkencilikten gerçek denizciliğe terfi ettim. Teknik hiçbir ekipman olmadığında manuel olarak tekneyi götürmeyi başardım. YTA:Tüm yolculuk boyunca paniklediğiniz zamanlar oldu mu? HS: Evet bilhassa girdiğimiz son fırtınada. İki defa dalga kırıldı. Tamamen suyun içine girdik ve çıktık. Üstümüz kapandı. Orada gerçekten korktum ama yola devam ettik.
PAGE 4 LEADERSHIP INSIGHTS YTA:Yarış ne kadar sürdü? Nasıl bir sonuç elde ettiniz? HS:On dokuz günde rekor geçiş yaptık. Normal süre bir aydır. Birinci İngiltere de on dokuz günde ama saat farkıyla önde bitirdi. Biz ikinci olduk. Son otuz saat içerisinde değişik nöbet süreçlerinde ekip bazen havadan tedirgin olup yelkenleri küçültmüş.bu bize zaman kaybettirdi. Geçen yılın birincisi Fransa da yirmi bir günle yarışı bitirdi üçüncü oldu. YTA:İkinci olunca nasıl hissettiniz? HS:Açıkcası bunu finish çizgisinde öğrendim. O ana kadar birinci olduğumuzu sanıyordum. İkincilik haberi ile yıkıldım. Biz first finish yapmak için gelmiştik. Çok üzüldüm. Tabii ki ikincilik gibi önemle bir derece almıştık. 29 ülkeden 3000 civarında deneyimli erkek yelkenci ve 315 yelkenlinin katıldığı dünyanın en zorlu ve en büyük yarışında başarmıştık. Hem de yarışan tek kadın ekip olarak. YTA:Peki erkeklerden oluşan bir ekibi yönetseniz daha mı başarılı olurdunuz? HS: Sanırım başarım daha da yüksek olurdu. Bazen ön yargılar ve sabit fikirli insanların ekipte olması ekibi baltalıyor. Mesela bir arkadaşımız kişisel nedenlerle iki gün kendisiyle konuşulmamasını istedi. O zaman görev de veremiyorsunuz; bu olay sanırım böyle bir yarışta olan bir erkek ile yaşanmazdı. ARC 2005, Odienne Seyir Notları Tarih: 20 Kasım-17 Aralık Katedilen mesafe: 2880 deniz mili/ Türkiye nin 3,5 katı Başlangıç/Bitiş Noktaları: LasPalmas/ St.Lucia Varış süresi: 19 gün 2 saat Yarışa katılan tekne sayısı: 315 Yarışı bitiren tekne sayısı: 207 Derece: ikincilik izlenen Rota: ilk defa kullanılan ve Atlantik tarihine geçen Türk Kızları Rotası Sponsorlar: Denizbank, THY, Atv- Sabah(Ciner Grubu), Dufour Türkiye, UK SAILS, Joker Boat, Hally Hansen, Vakko, Rotary Club, Fuji, Yalçınlar YTA:Yeni hedefleriniz arasında neler var? HS: Televizyoncu olarak kendi programlarıma imza atmak istiyorum. Yapımcılığını üstlendiğim, kadınların eğitimine katkı sağlayacak haber tarzında bir proje düşünüyorum. Ayrıca seneye yine ARC yarışına katılma planım var. Hayatlarını yelken üstünde geçiren 60 yaş üstü kadınların çoğunlukta olduğu bir ekiple Guinness e girmek hayalimiz. Daha hızlı bir teknede 8 kişi ile 14 günde geçmeyi planlıyoruz. Yaşadıklarımı kitap haline getiriyorum. Temmuz Ağustos döneminde baskıya girecek. Atlantik geçiş yarışı ARC 2005 anılarımı ekibin psikolojisini ve yelkeni anlatmak istiyorum Aynı zamanda Cumhur Gökova nın 30 yıllık yelken ve deniz hayatından önemli eğitimler ve tecrübelerde yer alıcak kitapta. Sonrasında dünya turu yapıp bunu belgesel haline getireceğim. Her hafta bir ünlü ve denize düşkün dostlarla bir haftalık yolculuk yapıp yayınlayacağım. Bu arada yelken eğitimi de vereceğiz. 2006 sonu gibi bu proje start alıcak. Sponsor arıyorum şu anda. YTA: Türkiye deki yelken sporuna ilgiyi yeterli buluyor musunuz? Sizin basın sektöründen başarılı bir isim olmanız yelken sporu adına avantaj olmalı. HS: Biz karacı bir toplumuz. Üç tarafımız denizlerle çevrili ama denizi ardımızda bırakmışız.. Yelken pahalı bir spor olarak algılanıyor; A B grubu belli bir kitlenin ilgisini çekeceği görüşü hakim. Oysaki Türkiye de yılda 400 e yakın yarış oluyor. Bu yarış Türkiye nin dünyaya yüzünü başka bir pencereden kadınlarla tanıttığı büyük bir organizasyondu. Basın mensubu olmam da sanırım haberin size kadar gelmesinde etkili oldu. Desteğini esirgemeyen başta Ciner Grubu na, ATV ve SABAH gazetesine ve tüm gazeteci dostlarıma teşekkür ederim. Atlantik geçiş yarışımızda sponsorumuz olan DENİZBANK a çok teşekkür ediyorum. Kadınlara ve yelken sporuna verdiği büyük destek Atlantik başarımızı yüceltti. Başarımızın yankı bulduğu yerlerde güzel dönüşler oluyor. İş dünyasının ilgisini çekiyor bir takım sohbetlere davet ediliyorum. Kadın örgütlerinde de aynı şekilde. Markette koluma dokunan yaşlı teyze Evladım harikasın bayıldım neler yaptın korkmadınız. Bravo Türk kadını böyle güçlüdür diyor. Yüreğim kabarıyor. Başarımızı paylaşmak ve yelken sporunu sevilmesi için atılan adımları büyütmek istiyorum. Yelken birbiri ile yardımlaşma, sorumluluk alma verme, iyi organizasyon yeteneklerini geliştiriyor.
LEADERSHIP INSIGHTS PAGE 5 YTA: Peki son olarak vurgulamak istedikleriniz var mı? HS: Yarış öncesi karşılaştığımız rakiplerimiz bu zorlu yarışa gelen ilk Türk takımını, hatta yarışın ilk kadın takımını görünce şaşkındı. Onların en ilginç sorusu. Bırakın sizi, yani kadınları, Türkler in yelken bilgisi ne kadar? oldu. Sanırım başarımız buna cevap oldu. Biz dünyada Atlantik i hızlı, yarış amaçlı geçen ilk altı kadınız. Bence azim, istikrar, kararlılık, doğru ekibi kurmak ve doğru hazırlıkla bu mümkün. YTA: Bu güzel röportaj için teşekkür ederiz Handan. Başarılarını izlemeye devam edeceğiz. Yarış öncesi karşılaştığımız rakiplerimiz bu zorlu yarışa gelen ilk Türk takımını, hatta yarışın ilk kadın takımını görünce şaşkındı AMROP TURKEY Dr.Yeşim Toduk AKİŞ is Managing Partner in Amrop Hever Istanbul www.amrop tr.com Ebulula Cad. Caglayan Sitesi A Blok No: 26/9 Levent 34330 Istanbul Turkey Copyright 2008 Amrop Hever Istanbul. All rights reserved