Büyük marketlerin akıl oyunları Alışveriş merkezleri ve bilhassa büyük marketler bir virüs gibi her yeri sardı. Onlar yaygınlaştığından beri de mutfak masraflarımız arttı. Bu artışı hayat pahalılığına yoruyoruz. Ama gerçek bu mu? Bu fazlalık alışveriş tuzağına düştüğümüz için olabilir mi? Kabul edelim avm ve büyük marketlere (ve onların küçük şubelerine) girince ihtiyacımızdan fazla alışveriş yapıyoruz. Bunu şuurlu yapmıyoruz. Markete girdiğimizde aklımız ve şuuraltımız sistematik bir yönlendirme bombardımanına uğruyor. Tüketim ekonomisinin vatanı olan batıda uzun araştırmalar sonucu bulunan tüketim pompalama usûlleri ile bizi tuzağa düşürüyorlar. 1. Kırmızı rengi "indirimle özdeşleştirme"nize sebep olurlar. AVM lerin otoparklarında ve broşürlerinde kırmızının hâkim olduğu indirim ilânlarından bulunur. Bu da daha alışverişe başlamadan önce şuuraltınızda kırmızı rengi indirimle özdeşleştirir. Halbuki içerde indirimde olmayan, satışını hızlandırmak istedikleri bazı ürün etiketleri de kırmızıdır. Yani kırmızı etiketler hem indirimdeki hem de indirimde olmayan ürünler üzerinde bulunur. Siz de bu ürünleri satın almaya daha meyilli olursunuz. 2. Gerektiğinden büyük alışveriş sepetleri kullanırlar.
1938 den beri kullanılan alışveriş arabaları, ortalama bir ailenin bir haftalık ihtiyacını karşılayacak ebattan daha büyük olacak şekilde tasarlanır. Bol bol almışsınızdır. Ama daha araba dolmadığı için az aldınız algısı vardır. Kasada toplam ödeme miktarı gözlerinizi açar. Ama onu da hayat pahalılığına verir, hükümeti, işvereni suçlarsınız. 3. Meyve ve sebzeleri girişe koyarlar. Meyve ve sebze rafları genelde marketlerin giriş kısmında bulunur. Esasen bu konum sıralaması lojistik mantığa aykırıdır. Çünkü taze gıdaların ezilmemesi için önce daha ağır olan ihtiyaçlarınızı satın alıp meyve sebzeyi en son alıp en üste koymanız gerekir. Ama adamlar sizi değil, satışlarını düşünürler. Alışverişe başlarken renkli, güzel kokulu ve sağlıklı ürünler almak daha iyi hissetmenizi sağlar. Üstelik başta sağlıklı gıdalar aldığınız için alışverişin devamında içiniz rahat bir şekilde daha fazla abur cubur satın alırsınız. 4. Farklı fiyatlandırmalarla kafanızı karıştırırlar.
Açıkta satılan meyve ve sebzeler için kilo fiyatı verirler ancak paketli olanlarda fiyatı pakete göre hesaplar ve etiketlerler. Böyle yaparak kilo fiyatı size yüksek geldiğinde, "buyurun, ucuzu da var" demiş gibi davranırlar. Halbuki paketlenmiş az miktarda olanların da kilo fiyatı aynıdır. 5. Raftaki sebze ve meyvelerin taze olduğu hissi yaratırlar Sebze ve meyveleri tahta kasalara koyarak çiftlikten yeni gelmiş hissi uyandırırlar. 6. Sebze meyvelere su sıkarlar.
Sebze meyve raflarına belli aralıklarla su püskürterek daha parlak, sağlıklı ve tâze görünmelerini sağlarlar. 7. Sizi çiçeklerle kandırırlar. Marketin girişinde sebze ve meyvelerden daha geniş alanlara çiçekler yerleştirerek sizde mahallenizdeki bir dükkânda imişsiniz hissi uyandırırlar. Böylece marketin devasalığından daha az rahatsız olursunuz. 8. Aç hissetmenize sebep olurlar.
Fırından çıkma ekmek ve unlu mâmüllerin bulunduğu kısmı giriş/çıkış kapılarına yakın kısma koyarlar. Taze ekmek kokusu tükürük bezlerinizi çalıştırır ve düşünmeden, dürtüsel olarak ihtiyacınızdan fazla alışveriş yapmanıza sebep olur. 9. Sizi tüm marketi gezmeye zorlarlar. Ekmek, süt, yumurta gibi temel ihtiyaçlar, market içerisinde birbirinden uzak noktalara yerleştirilir. Böylece basit bir alışveriş için bile içerde hayli dolaşmanız gerekir. 10. Aslında öyle değilken hızlı gittiğinizi düşünmenizi sağlarlar.
Daha pahalı ürünlerin bulunduğu raflarda daha küçük yer karoları kullanırlar. Böylece alışveriş arabasının karolardan geçerken daha sık ses çıkarır ve şuuraltınız hızlı yürüdüğünüzü düşünerek yavaşlamanıza, bu raflarda daha fazla zaman harcamanıza neden olur. 11. Peyniri en arkaya saklarlar. Süt ürünlerinin bulunduğu raflar genelde marketin dip/arka bölmelerinde bulunur. Bu da sadece günlük ihtiyaçlarınızı almak için girdiğiniz markette sizi bütün marketi dolaşmaya zorlar. Tabi bu arada hiç farkında olmadan ihtiyacınız olmayan şeyleri de almış olursunuz. 12. Gizli bir sağ-sol formülü kullanırlar.
Büyük marketler sizin marketi sağdan sola doğru gezmenizi isterler ve bu da doğal olarak koridorun sağındaki ürünlerin daha fazla dikkatinizi çekmesine sebep olur. Aynı ürünün daha pahalı olanı, her zaman sağ tarafta bulunur. 13. Çocuklarınızı istismar ederler. Marketlerdeki pahalı ürünler göz seviyesine (1.60 cm) yerleştirilir. En ucuz ürünler genelde en alt raflarda bulunur. Ha, çocukların dikkatini çekecek ve onları cezbedecek ürünler de onların göz seviyelerine (80-100 cm civarı) yerleştirilir. 14. Ucuz olmayan şeyleri ucuz gibi gösterirler.
Aceleniz varsa genelde koridor sonundaki fırsat sepetlerindeki ürünlere yönelirsiniz. Oysa ki buraya aslında nâdiren gerçekten ucuz ürünler yerleştirilir. Çoğunlukla her zamanki fiyattadırlar, ortada fırsat filan yoktur. 15. Et ve balık reyonlarını beyaz duvarların önüne koyarlar. Et ve balık reyonları beyaz fayans duvarların önüne konur. Bu duvarın sağladığı ışık yansıtması bu ürünlerin daha taze görünmesine sebep olur. 16. Daha fazla para harcamanız için pahalı ürünleri pahalı dekorlarla süslerler.
Lüks ürünlerin bulunduğu kısımlara tahta raflar yerleştirmek, daha kaliteli ışıklandırma yapmak gibi özel tasarımlar yaparlar. Böylece bu ürünlerin daha kaliteli olduğunu düşünerek daha fazla para ödemeye ikna olursunuz. 17. Daha çok para harcamanız için müzik çalarlar. Yavaş müzikler içeride daha uzun kalmanıza, klasik müzik ise daha fazla para harcamanıza sebep olur. Araştırmalara göre satışını artırmak istedikleri ürünlere göre bile müzik çalıyorlar. Ha, bu arada o şarkıların telif ücretlerini de ödemediklerinden sanatçılar beş para kazanamıyor. 18. Temel ihtiyaçlardan birer tutam kasaya yakın yerleştirirler.
Çorap, deodorant gibi sürekli kullandığınız şeyleri kasaların yakınına koyarlar. Böylece alışveriş sonunda bu ürünlere nasılsa bir gün ihtiyacınız olacağını düşünerek, aslında ihtiyacınız olmayan bir şeyi son anda sepete atıverirsiniz. Eve gidip torbaları boşaltırken de onu niye aldığınızı düşünür durursunuz 19. Pisboğaz yönünüzü kullanırlar. Ödeme kuyruğunu beklediğiniz bölgeye çikolata, şeker, dondurma gibi pisboğaz tarafınızı harekete geçirecek ürünler yerleştirirler. Böylece alışverişi tamamladığınız için ödül olarak bu ürünlerden satın alma olasılığınız yükselir. PRIMUM NON NOCERE http://www.facebook.com/ismetsoner http://groups.google.com.tr/group/bursaforum [status draft] [nogallery] [geotag on] [publicize off twitter facebook]
[category istihbarat] [tags İŞ DÜNYASI DOSYASI, Büyük marketler, akıl oyunları]