Metin Text Nilgün Yüksel Çeviri Translation Fred Stark Fotoğraflar Photos F&G Studio Grafik Tasarım Graphic Design Savaş Çekiç Sergi Tasarımı Exhibition Design Füsun Batur Baskı Print Mas Matbaacılık A.Ş. Hamidiye Mh. Soğuksu Cd. No. 3 Kâğıthane 34408 İstanbul t: 0212 294 10 00 f: 0212 294 90 80 e: info@masmat.com.tr Bu katalog Tunca Sanat ın 1 Haziran - 10 Temmuz 2011 tarihleri arasında düzenlediği Sonsuzluk adlı sergi için 1000 adet üretilmiştir. This catalog was printed in a run of 1000 for the exhibition Eternity held by tunca sanat from 1 June to 15 July 2011 Bülbül Mh. Paşabakkal Sk. Eskici İş Merkezi No: 28/34 Kat: 3 Dolapdere Beyoğlu İstanbul t: 0 (212) 256 96 00-297 77 68 m: 0 (530) 498 08 76 f: 0 (212) 256 10 39 e: info@tuncasanat.com w: www.tuncasanat.com
3
4
Nilgün Yüksel Jean Claude Cariere kendisiyle yapılan bir söyleşide Bir ortaçağ köylüsüne göre dünya turu yapmak yersiz, akıl almaz bir düşüncedir. der. Karaların sonsuz kabul edildiği bir çağda böylesi bir düşünce sadece kırsala özgü değildir elbette. Sonu olmayan bir yolculuk, sınırları fazlasıyla belirlenmiş herhangi bir ortaçağ insanı için anlamsızdır. Ve insanlık, bu anlamsızlığın yıkılması için on beşinci yüzyılı bekleyecektir. Keşifler ile birlikte karaların sonsuz olmadığı, istenirse dünya turu bile yapılabileceği öğrenildiğinde uzam kavramı sonsuza kadar değişir. Üstelik aynı tarihlerde Kopernik, dünyanın evrenin merkezi olmadığını kanıtlar. Toprağın ayaklarımızın altından kaydığı zamanlar gelmiştir. In an interview Jean Claude Cariere once said, To a medieval peasant there would be no point in making a tour of the world, it would be incomprehensible. At a time when the earth s land was thought to be infinite, such thinking existed, of course, not only in the mind of the peasant. For any person whatsoever of the Middle Ages, a person whose borders willynilly were more than clear, a journey without end would be meaningless. And humanity would wait until the fifteenth century for this meaninglessness to be dispelled. When discoveries showed that the earth s lands were not infinite, that if so wished one could even go around the world, the concept of space changed forever. Not only that, but around that same date Copernicus proved that the world 5
6 Kuşkusuz uzamın eşlikçisi zaman da bu değişimden payını alır. Bir kıtadan bir kıtaya ancak bin yılda ulaşılabilen karanlık çağlardan sonra ulaşmak ve zaman kavramı gittikçe kısalır. Hız, ivmesini arttırdıkça, uzam küçülür, zaman uzar, boşluk büyür. Boşluk, boş uğraşları boş olmaktan çıkarır, düşünceyi çoğaltır. Düşünce, düşü ve bilgiyi çağırır. Artık aklın sınırlarının genişlediği dönemler gelmiştir. İnsanoğlu için yeni bir sonsuzluk kavramı doğmuştur. Elbette ki sonsuzluğun yaşamla sınırlı olması da başka bir paradokstur. Ortaçağ insanına dönelim mi? Evin sınırları, köyün sınırları, en fazla kentin sınırları ile belirlenen yaşam da ölümle sınırlıdır. İnsanoğlu her ne kadar varlığının farkına varışından itibaren ölümsüzlüğü aramış olsa da günümüzden beş altı yüz yıl öncesine kadar bu kavram, sadece masallar, mitler ve inançlarla ilişkilidir. Bu kez de insanlık ölümsüzlüğü keşfetmek için kendi gücünü keşfetmeyi beklemek zorundadır. Doğayı tamamen geri çevirme şansımız olmadığına göre, zamana dair sınırları kaldırmanın tek yolu da üretmektir. Başka bir deyişle varlığına, en azından bir zamanlar var olduğuna dair iz bırakmak. Sanatla ifade etmenin, onun üzerine bu denli kafa yormanın sebeplerinden biri de bu olsa gerek. Her seferinde sınırları aşmak ve eğer mümkünse sonsuza ulaşmak. Richard Leppert, Sanatta Anlamın Görüntüsü kitabının başında Clifford Geertz in Kültürel Sistem olarak Sanat was not the center of the universe. The years had come when the earth slipped away from under our feet. And of course that equal partner of space, time, also partook of the change. After the dark ages, during which it took a thousand years to go from one continent to another, the notions of arrival and time increasingly grew shorter. As speed increasingly accelerated space shrank, time stretched out, and the void enlarged. The void saved vain enterprises from their vanity, and multiplied thought. It called up thought, imagination and knowledge. The time had come when the boundaries of the mind were extending, and for humankind a new concept of infinity had been born. Another paradox is of course that infinity is limited by human life. Shall we go back to the people of the Middle Ages? Life was determined by the boundaries of the house, of the village, at the most of the city, and also limited by death. Although humankind has sought immortality ever since becoming aware of its own existence, five or six hundred years ago this concept was embedded only in tales, myths and beliefs. This time man, to discover immortality, would have to wait to discover his own powers. Since there is no chance of completely reversing nature, the only way to eliminate borders connected with time is by producing. In other words, to leave a mark showing that, at some time anyway, one existed. This must be one reason for expressing oneself in art, for expending on art so much thought
başlıklı yazısından alıntı yapar. (Sanat gibi) bizim için anlam yüklü olan bir şeyi öyle arı anlam dünyasına terk edemeyiz. Onun içindir ki tarif, analiz, karşılaştırma, yargılama ve sınıflandırma yaparız bizler. Yaratıcılık, form, algı ve toplumsal işlev üzerine teoriler geliştirir; sanatı bir dil, bir yapı, bir sistem, bir edim, bir simge ve bir duyu kalıbı olarak tanımlar; bilimsel, manevi, teknolojik ve siyasal metaforlar peşinde koşar ve bunların hiçbiriyle bir yere varamadığımızda, muğlâk vecizeleri birbiri ardına sıralayıp, bunlardaki karanlığın bir başkası tarafından aydınlatılacağını umarız. Evet, sanat üzerine konuşmak görünüşte boş ve gereksiz bir iştir, fakat derinlerde sanki şöyle bir zorunluluk yatmaktadır: Sanat üzerine yapılan konuşmalar bitmemelidir. Geertz in son cümlesi bize oldukça fazla şey anlatır. Zamanın ve yaşamın içini doldurmanın; olabildiğince soyut bu iki kavramı anlamlandırmanın yollarından biridir bitirmemek, bitmeyeceğini bilmek. Sonsuzluğu sanata dair bir kavram olarak kullandığımızda, ondan türeteceğimiz sınırsızlığı da özellikle genç düşünceye, üretime rahatlıkla mal edebiliriz. Her ne kadar gençlik yaşanmışlığın süresiyle bağıntılı olsa da sınırsızlıkla birlikte üretimin tazeliği, düşüncenin canlılığı da girer işin içine. Gençken üretmek kendini ve yaşamı var edebilmenin yoluysa eğer genç üretmek, üretimi ve yaşamı yeniden üretmenin, çoğaltmanın yoludur. and cogitation. So that each time boundaries may be transcended and, if possible, infinity attained. At the beginning of his book The Image of Meaning in Art Richard Leppert quotes from an essay by Clifford Geertz entitled Art as a Cultural System : We cannot consign to the world of pure meaning something (like art) which is so charged with meaning for us. That s why we describe, compare, judge and classify it. We work up theories on creativity, form, perception and social function; define art as a language, a structure, a system, an act, a symbol and a sensory pattern; chase after scholarly, spiritual, technological and political metaphors, and when none of these get us anywhere develop a string of obscure maxims in the hope that the darkness latent in them will be illuminated by someone else. Yes, talking about art looks to be a vain and unnecessary business, but deep down there seems to be some kind of obligation: Conversations about art should not come to an end. Geertz s last sentence tells us quite a lot. Not finishing, knowing that it will not finish, is one way to fill time and life, to make meaningful these two highly abstract concepts. In using infinitude as a concept related to art, the boundlessness which we derive from it can readily, and in particular, be bestowed on young thought and production. Although youth is connected with the length of time one has lived, together with boundlessness it also has to do with the 7
8 Bizim kültürümüzde genç, çoğunlukla hafif esrikliği çağrıştırır, aklı bir karış havada olmayı. Oysaki hapsedilmiş bir akıldan çok daha yeğdir kalıbının dışına çıkmış akıl. Ne de olsa durmak çürütür. Ve her sanatçı, aklının sınırlarını zorlayan bir esriktir. Aslında üzerine söz söylenebilen, inşa edilen, yeniden üretilen her yapıt kara deliklerin uğramadığı sonsuzluğa bırakılmıştır. Farklı kuşaklardan genç sanatçıların yapıtları, şimdi buradalar. Ve fizikçilerin korkunç kehanetleri doğru çıkıp da dünya bizzat kendisi bir kara deliğe dönüşmezse hep olacaklar. Söz söylemek, söyletmek ve çoğaltmak için. freshness of production and the vitality of thought. If producing while young is the way to give being to oneself and life, to produce young is the way to produce anew and multiply production and life. In our culture youth has associations of slight intoxication, of levity. Whereas a mind that breaks free of its bonds is highly preferable to one that is imprisoned. After all, stagnation breeds rot. And every artist is an inebriate pushing at the envelope of the mind. Actually every work about which one can speak, every work that is constructed or produced anew has been cast into an infinity unvisited by black holes. Here now are the works of young artists from different generations. And unless the terrible prophecies of the physicists turn out to be right, and the world itself turns into a black hole, these works will always be there. To speak, to induce speech, and to lead to other works.
9
10
11
12
Gökhan Balkan, Kadın / Woman, Çarşaf üzeri boyama / Paint on sheet, 180x70x80 cm, 2011 13
14 Gökhan Balkan, Aydınlanma / Enlightenment, Çarşaf üzeri boyama / Paint on sheet, 180x70x80 cm, 2011
Gökhan Balkan, Soyut / Abstract, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 180x119.5 cm, 2011 15
16 Kazım Karakaya, İsimsiz / Untitled, Heykel / Sculpture, 40x35x16 cm, 2004
Kazım Karakaya, İsimsiz / Untitled, Heykel / Sculpture, 50x24x12 cm, 2010 17
18 Kazım Karakaya, İsimsiz / Untitled, Heykel / Sculpture, 26.5x19.5x14 cm, 2010
Tülay İçöz, İsimsiz / Untitled, Ahşap / Wood,150x30x20cm, 2008 19
20 Serdar Akkılıç, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 200x150 cm, 2011
Serdar Akkılıç, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 200x 150 cm, 2011 21
22 Çağatay Odabaş, Adult Film Star / Adult Film Star, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 200x150 cm, 2010
Çağatay Odabaş, Şeker Şelalesi / Candy Cascade, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 200x150 cm, 2011 23
24 Sezin Terzi, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 140x200.5 cm, 2011
Sezin Terzi, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 140x200.5 cm, 2011 25
26 Seydi Murat Koç, Teğet 4 / Tangent 4, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 145x220 cm, 2011
Seydi Murat Koç, Hades No:7, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 140x100 cm, 2010 27
28 Seydi Murat Koç, Hades No:12, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 140x100 cm, 2011
Ceyda Caba, Beyond-Ötesinde, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 78x147 cm, 2011 29
30
Ceyda Caba, Pure Honesty-Şeffaf Dürüstlük, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 88.5x147 cm, 2011 31
32 Erdinç Babat, Tek Başınalıksa Simya 2, Tuval üzerine karışık teknik, 190x300 cm, 2011
Erdinç Babat, İsimsiz Sırlar ve Şüphe, Tuval üzerine karışık teknik, 190x300 cm, 2011 33
34 Erdinç Babat, Sarsıntılar / Tremors, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 107.5x153.5 cm, 2011
Erol Doğaner, Napoli / Naples, Fotoğraf / Photograph, 69x103 cm, 2011 35
36
Ferit Yazıcı, Labirent / Labyrinth, Heykel / Sculpture, 80x80x120 cm, 2005 37
38 Ferit Yazıcı, Rölyef / Relief, Heykel / Sculpture, 107x24 cm, 2007
Ferit Yazıcı, Köprü / Bridge, Heykel / Sculpture, 60x77x67 cm, 2009 39
40 Ferit Yazıcı, İsimsiz / Untitled, Heykel / Sculpture, 96x293 cm, 2007
Ferit Yazıcı, Yelken / Sail, Heykel / Sculpture, 73x72x66 cm, 2007 41
42
Kadir Ablak, Bir Metropolün Anatomisi-30 / Anatomy of a Metropolis-30, Tuval üzerine yağlıboya akrilik / Oil and acrylic on canvas, 60x200 cm, 2011 43
44 Kadir Ablak, Bir Metropolün Anatomisi-19 / Anatomy of a Metropolis-19, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 120x100 cm, 2011
Kadir Ablak, Bir Metropolün Anatomisi-18 / Anatomy of a Metropolis-18, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas,115x170 cm, 2011 45
46 Nevres Akın, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 160x189.5 cm, 2011
Nevres Akın, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 140x226 cm, 2011 47
48 Nevres Akın, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 110x140 cm, 2011
Raşit Altun, Mahşer-İ Serisi (Nuh un Gemisi) / Apocalypse Cycle (Noah s Ark), Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 130x150 cm, 2011 49
50 Raşit Altun, Mahşer-İ Serisinden / From the Apocalypse Cycle, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 140x186.5 cm, 2011
Raşit Altun,, Mahşer-İ Serisinden / From the Apocalypse Cycle, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 129.5x150 cm, 2011 51
52
Reşat Bayraktar, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 80.5x260 cm, 2011 53
54
Reşat Bayraktar, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas,101.5x142.5 cm, 2010 55
56 Semih Zeki, Gurur / Pride, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 120x140 cm, 2010
Semih Zeki, Tabiat Değişiyor, Sen Nerdesin / Nature is Changing, Where Are You,, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 120x140 cm, 2010 57
58 Semih Zeki, Orada Karlar Eriyor / There The Snow Is Melting, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 140x120 cm, 2010
Melissa Mey, Barok Esintiler Serisi-Prag / Baroque Strains Cycle-Prague C Print Pleksi Glass-Aluminyum Kobalt 1/3 Edisyon / C Print Plexiglas and Aluminum Cobalt 1/3 Edition, 122.5x185 cm, 2009 59
60 Melissa Mey, Barok Esintiler Serisi-Prag / Baroque Strains Cycle-Prague C Print Pleksi Glass-Aluminyum Kobalt 1/3 Edisyon / C Print Plexiglas and Aluminum Cobalt 1/3 Edition, 186.5x122.5 cm, 2009
Emel Ülüş, Elisa 1, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 180x140 cm, 2011 61
62 Emel Ülüş, Elisa 2, Tuval üzerine yağlıboya / Oil on canvas, 180x140 cm, 2011
Sevinç Yıldız, Beyaz Kelebek / White Butterfly, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 130x190 cm, 2011 63
64 Sevinç Yıldız, Turuncu Kelebek / Orange Butterfly, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 140x167 cm, 2011
Gazi Sansoy, Yüzsüzler Serisi / Brazen-Faced Cycle, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 133x170 cm, 2011 65
66 Gazi Sansoy,Yüzsüzler Serisi / Brazen-Faced Cycle, Tuval üzerine karışık teknik / Mixed media on canvas, 139X170 cm, 2011
Hülya Bakkal, Ahşap üzerine yağlıboya / Oil on wood, 200x310 cm, 2011 67
68 Hülya Bakkal, Kontraplak üzerine karışık teknik / Mixed media on plywood, 138x124 cm, 2011
Hülya Bakkal, Kontraplak üzerine karışık teknik / Mixed media on plywood, 95x170 cm, 2011 69
70 Hülya Bakkal, Heykel, Ahşap üzerine yağlıboya / Sculpture, Oil on wood, 240x128 cm, 2011
Hülya Bakkal, İsimsiz / Untitled, Tuval üzerine akrilik / Acrylic on canvas, 146.5x195 cm, 2010-2011 71