ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ



Benzer belgeler
Franz LISZT. Kazım ÇAPACI. üzere tüm Avrupa yı gezerek piyanoyla konser vermiştir. 22 Ekim 1811, Macaristan ö.31 Temmuz 1886, Bayreth, Almanya.

Frédéric CHOPIN. Kazım ÇAPACI

HAZIRLIK 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

SERTİFİKA PROGRAMLARI PİYANO PROGRAMI MÜFREDATI 1. SINIF. * BEYER No: 78,80, 81, 82, 90, 91, 93, 94 ve sonrasından 1 parça

BACH Anna Magdalena Albümü'nden bir eser veya Barok Dönemden düzeyine uygun başka bir eser.

Sergei Vasilievich RACHMANINOFF

Johannes BRAHMS. Kazım ÇAPACI. lokalinde korno ve kontrabas çalarak küçük gruplarla sahne alıyordu. 7 Mayıs 1833, Hamburg 3 Nisan 1897, Viyana.

KLASİK DÖNEM MÜZİĞİ. Kazım ÇAPACI

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Yardımcı Piyano OPE 162 Çalışma incelemesi H. Lemoine ( ) Etüt Re majör

Gümüşlük te Festival sahnesinde Keman Piyano düeti

Nicolo Paganini. Paganini

PİYANO ANASANAT DALI PİYANO SANAT DALI 11. SINIFA NAKİL VE GEÇİŞ SINAVLARI

3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

SINAV HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN AŞAĞIDA YER ALAN KAYIT KABUL YÖNERGESİNİ OKUYUNUZ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ PROGRAMLARI ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ

T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ANTALYA DEVLET KONSERVATUVARI

Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Tiyatro da başladı

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI SANATSAL GELİŞİMİ DESTEKLEME PROGRAMI PİYANO SINAV REPERTUVARI

Yüksek Lisans Programları: Başvuru Koşulları, Giriş Sınavları, Genel Başarı Değerlendirmesi ( /Bahar)

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

MUS 144 Piyano J.Haydn ( ) Sonate mi minör (Hob.XVI/34) Çalışma incelemesi Avusturyalı besteci Haydn, 104 senfoni, 83 kvartet, 52 sonat, 24

müziği bestekârlarındandır? sesliliğin adıdır?

Yarışma Sınavı. 5 " Falsetto " nedir? A ) Nota yanlışlığı B ) Erkek şarkıcıların zorlanarak çıkardıkları en ince. ses

Igor Fyodorovich STRAVINSKY STRAVINSKY

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI SANATTA YETERLİK GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI SANATTA YETERLİK GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

FRANZ LİSZT VE MACAR RAPSODİLERİ FRANZ LISZT AND HUNGARIAN RHAPSODIES

FELIX MENDELSSOHN UN OP.64 Mİ MİNÖR KEMAN KONÇERTOSUNUN MÜZİSYENLER VE DİNLEYİCİLER TARAFINDAN TERCİH EDİLMESİNİN NEDENLERİ

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK VE BALE ORTAOKULU MÜZİK BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖN KAYIT ESASLARI

T.C ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI BAŞVURU VE ÖZEL YETENEK SINAV KOŞULLARI

ABİDİN DİNO

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

Gustav MAHLER. Kazım Çapacı. bestelemiştir. Yaşadığı dönemin önde gelen orkestra şeflerinden biridir. 7 Temmuz 1860, Bohemya 18 Mayıs 1911, Viyana.

İPEK ÜNİVERSİTESİ KONSERVATUVARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL YETENEK SINAV KILAVUZU

KARŞIYAKA DAN BOĞAZİÇİ NE

MUAMMER ERBOY ile sıra dışı müzik seyahatleri

MURAT DEVRİM BABACAN, ZEHRA SEÇKİN GÖKBUDAK,

FELİX MENDELSSOHN KEMAN KONÇERTOSU'NUN FORM ANALİZİ, KEMAN TEKNİĞİ VE İCRA YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Do sol - re - la ve mi minör gam çalışması yapılır. Çaldığı gam ve makamsal dizilere ait parmak numarası (duate) örneği hazırlamaları istenir

İstanbul Filarmoni Derneği Faruk Erengül Ulusal Piyano Yarışması

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK VE BALE ORTAOKULU MÜZİK BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖN KAYIT ESASLARI

KUZEY DENİZİNDEN BRAHMS TRIO

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

DEÜ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS GİRİŞ SINAVLARI İÇİN İSTENEN ESERLER LİSTESİ

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK VE BALE ORTAOKULU MÜZİK BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖN KAYIT ESASLARI

KONTES ADA LOVELACE: İLK KADIN BİLGİSAYARCI

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Pyotr Ilyich TCHAIKOVSKY

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI

Fazıl Say, 14 Ocak 1970 Ankara doğumlu dünyaca ünlü besteci ve klasik müzik piyanisti.

NİSAN 2015 BÜLTENİ. Merhaba! Nisan ayı boyunca yaptığımız etkinlikleri bulabileceğiniz. bültenimizi sizinle paylaşmanın sevinci ve gururu. içindeyiz.

12. Yürüyüşler 1. İng. sequence; Alm. Sequenz; Fr. marche. Türkçede sekvens ve marş isimleri ile de ifade edilir.

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

1. Sınıf Piyano Eğitiminde Birinci Yıl

GÜNLÜK (GÜNCE)

KEMAN SANAT DALI 9. SINIF MÜFREDATI

ADNAN SAYGUN UN KEMAN VE PİYANO SÜİTİNDE TÜRK HALK MÜZİĞİ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI SAHNE SANATLARI BÖLÜMÜ OPERA ANASANAT DALI ŞAN SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

HÜZÜNLÜ VE NEŞELİ EZGİLER

MADAM CURIE VE 2011 KİMYA YILI

İBRAHİM ŞİNASİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI LİSANS DÖNEMİ MÜZİK BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖNKAYIT ESASLARI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK VE BALE ORTAOKULU İLE MÜZİK VE SAHNE SANATLARI LİSESİ KAYIT KABULVE NAKİL- GEÇİŞ YÖNERGESİ

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi.

6 MART 2019 ÇARŞAMBA 19:30 GÜLSİN ONAY ÇALIYOR. Gülsi n Onay piyano

Müziğin Mucizesi 'El Sistema' Her Yerde

Bilkent. Senfoni Orkestrası. Barış Demirezer şef Özgür Deniz Kaya viyolonsel Çağla Turhan trombon

D-MARİN DE, 3 TENOR U 3 BİN KİŞİ İZLEDİ

Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Sanat Sezonu Konser Programı

PİYANO ANASANAT DALI GİTAR ÖZEL YETENEK GİRİŞ SINAVI YÖNERGESİ

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 80, Ekim 2018, s. 1-30

MÜZĐK ÖĞRETMENĐ (MTÖD) Yarışma Sınavı. 4 Müzikte, sforzando (Sf) işareti ne anlama

T.C. ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ YAYLI ÇALGILAR ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ 1. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

Kompozisyon ve Müzik Teorisi: 7 Kompozisyon ve Müzik Teorisi: 1 (%100 Burslu) Kompozisyon ve Müzik Teorisi 2 (%25 Burslu)

CENAN AKIN IN VARYASYON SİLSİLESİ*

Batı Müziği Tarihinde Requiem İlke Boran 18 Ekim 2006

KABUL SINAVI YÖNERGESİ

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER

Neden İspanyol gribi?

6. SINIF NAKİL GEÇİŞ SEVİYE TESPİT SINAVI

Yarışma Sınavı. 5 Aşağıdakilerden hangisi bir opera eseri değildir? A ) Figaro'nun Düğünü. C ) Fındıkkıran D ) Carmen E ) Idomeneo

DEVLET KONSERVATUVARI

KAZANIMLAR ETKİNLİKLER AÇIKLAMALAR ÖLÇME VE AÇILIMLARI

BİR BİLİMSEL EFSANE: MOZART ETKİSİ. Dr.Ulaş Mehmet ÇAMSARI Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı

10. Kadans 1 Türleri. 1. Otantik Kadans 3. i. Tam Otantik Kadans 4

Bu beş sanatçının ortak özellikleri sadece klasik müziğe gönül vermiş olmaları değildir. Hepsi 1900 lü yılların başında doğmuş olan değerli

Transkript:

Kazım ÇAPACI ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ 1815-1910 1

Kazım ÇAPACI ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ 1815-1910 ROMANTİZM Romantizm, Klasik Dönemin kuralcı anlayışına tepki olarak on dokuzuncu yüzyıl başında Avrupa da gelişen bir akımdır. Klasik Dönemle başlayan toplumsal aydınlanma hareketi Romantik Dönemde yaşanan toplumsal hareketlerin öncüsü olmuştur. Özgürlük, kardeşlik, eşitlik düşüncesine dayanan Fransız devrim hareketinin kısa sürede tüm Avrupa da yayılmaya başlaması, Amerika Bağımsızlık Bildirisi, Anayasa ve Haklar Yasası ve Fransız İnsan Hakları Bildirgesi bu dönemde yaşanan en önemli hareketler olmuştur. Aristokrasinin baskıcı etkisi XIX. yüzyılın başlarında bireysel özgürlük, cumhuriyet, vatan sevgisi, insanların kardeşliği gibi fikirlerle çeşitli halk hareketlerinin yayılmasını sağlamıştır. Bu dönemde müzikte de büyük değişimler yaşanmış ve bireysel özgürlük ön plana çıkmıştır. XIX. yy boyunca süren Romantik Dönem, müziğin kişisel özellikler taşımaya başladığı, Klasik Dönemin kurallı müziğindeki denge, oran ve ılımlı yaklaşım yerine özünü insan ve doğadan alan yeni bir müziğin doğduğu dönemdir. Romantik Dönemde konulu ve programlı müzik, lied, vals, polonaise, mazurka gibi özgün danslar, nocturne, fantezi, romance ve küçük piyano parçaları, senfonik şiir gibi orkestra eserleri en çok üretilen eserler olmuştur. Opera büyük gelişme göstermiş ve unutulmaz eserler ortaya çıkmıştır. Farklı bir armoni anlayışı, yeni nüanslar, yeni biçimler, virtüozite gerektiren müzikler ve piyano çalma tekniklerine getirilen yenilikler Romantik Dönem müziğinin önemli özelliklerini oluşturmuştur. XIX. yy öncesinde fantastik, duygusal, masalsı, duyarlıklı, düşsel gibi sanatsal özellikleri nitelemek için kullanılan romantik terimi, Fransızca «romance» (şiirsel deyiş) sözcüğünden kaynaklanır. Romantik Dönemde ise bu terim bestecinin bireysel duygularını kaynak alan ve onları seslendiren bir anlayışı vurgulamak için kullanılmıştır. 2

Piyano Romantik Dönemin en önemli çalgısı piyanodur. Bu dönemde piyano çalma anlayışına çok farklı bir yenilik getiren en önemli besteci Frederich Chopin (1810 1849) dir. Rubenstein (1829-1894) teknik alt yapıya dayalı, yorumu ön planda tutarak çalma ekolünü geliştirmişlerdir. Piyanist Rubenstein in kurduğu okulda birçok önemli piyanist ve besteci yetişmiştir. Franz Liszt, olağanüstü virtüozitesiyle piyanonun sınırlarını zorlayan ve kendisinden önceki piyanistleri tekniğiyle aşan bir ekolün öncüsü olmuştur. Müzik tarihinde Piyanonun Şairi olarak anılan Chopin, yumuşak dokunuşla çalma tekniğini kullanmış ve rubato çalma tekniğini geliştirerek müzik sanatına kazandırmıştır. Bu dönemde piyano çalma anlayışına getirilen yenilikler şunlardır: A. CLEMENTİ EKOLÜ: İngiliz besteci Muzio Clementi (1752 1832) piyanoda duyarlı ve zarif çalma ekolünü geliştirmiştir. Piyano için yazdığı sonatlar ve eserler piyano üzerindeki virtüözitesini gösterir. XIX.yy ın en önemli piyanistlerinden bazıları Clementi okulunda yetişmişlerdir. B. GOTTSCHALK EKOLÜ: Amerikalı besteci Louis Moreau Gottschalk (1829 1869) gösterişli ve etkileyici çalma ekolünü geliştirmiştir. Gottschalk ın müziğinde, New Orleans, Afro-Cuban müzik ritimlerini de kapsayan Caribbian ritimlerinin etkileri görülür. C. LİSZT VE RUBENSTEİN EKOLLERİ: Macar besteci Franz Liszt ve Rus besteci Anton Romantik Dönemde Kullanılan Formlar Romantik Dönem bestecileri, Klasik Dönem biçimlerini ve müziksel özelliklerini yansıtan eserlerin yanında Romantik Dönem müziğinin özelliklerini taşıyan yeni formlarda eserler üretmişlerdir. Dans ve çalgı müziği biçimleri ile şarkı formlarında birçok eser bestelenmiştir. Orkestra genişlemiş, buna bağlı olarak senfoni, opera ve konçerto gelişerek zirveye ulaşmıştır. XIX.yy da ortaya çıkan programlı müzik, Liszt tarafından geliştirilerek senfonik şiir doğmuştur. Müzikte yeni armoniler kullanılmaya başlanmış, kromatizm ve eser içinde asıl tondan bir başka tona geçiş anlamına gelen modülasyon önem kazanmıştır. Piyanonun Romantik Dönemde yaygınlaşmasıyla birlikte piyano için birçok solo eser ve oda müziği eserleri yazılmıştır. 3

Chopin Noktürnleri Chopin noktürnleri Polonyalı klasik batı müziği bestecisi ve virtüöz piyanisti Frédéric Chopin tarafından 1827-1846 döneminde solo piyano için bestelenmiş 21 kısa piyano müziği parçalarıdır. Bu besteler genel olarak solo piyano için bestenlenmiş en güzel müzik eserlerinden olduğu kabul edilmektedir ve günümüzde piyano konserleri repretuvarında önemli bir yer almaktadırlar. Nocturne «Alm. Gece Müziği» Noktürnler tipi piyano kompozisyonlarınin ilk bulucusu Chopin değildir. Chopin bu tip piyano kompozisyonunu, İrlandalı besteci ve piyanist John Field (1782 1837) tarafindan ilk defa bulunan tipte kompozisyona dayandıran; bu beste tipini geliştiren ve müzik dinleyici halka tanıtıp sevdiren bestecidir. Almancada gece müziği anlamını taşır. Önceleri üflemeli çalgılar ile yaylı çalgılar için yazılan bu form, daha sonra piyano için yazılmaya başlanmıştır. Bu formda en çok piyano için eser yapan besteci Frederic Chopin (1810 1849) dir. Chopin Nocturne op9 1a theme Chopin nocturne op27 1a theme Aşağıdaki listede sıralanan Chopin noktürnlerinden 1. ile 18. sıradaki noktürnler Chopin tarafından ikişer ve üçer bestelenip yayımlanma sırasına göre dizilmişlerdir. 19. ve 21. sırada olanlar Chopin Polonya'yı terk etmeden önce ilk olarak hazırlanmıştır ama öldükten sonra yayımlandıkları için sonra sıra alırlar. 20. sıra numarasında olan "Op. P 1 No. 16" asıl hazırlandığı sırada "noktürn" ismini taşımamaktaydı; fakat 1870'de ilk defa "noktürn" adını taşıyarak yayımlanmasından sonra genel olarak 4

Chopin eserleri listelerinin yayımlanması ve de ses kayıtları yapıldığı zaman "notürn" olarak adlandırılmaktadır. Chopin noktürnlerinin katolog Opus dizin numaralarına gelince ilk üç sırada olan noktürnlere Op.9; sonraki 3 sırada olanlara Op.15; ondan sonraki iki taneye Op.27 ve sonraki sıradakilere tektek Op. 32, Op. 37, Op. 48, Op. 55 and Op. 62 dizin numaraları verilmiştir, Op.72 ölümünden sonra yayımlanmıştır. Son iki noktürne (Do-diyezminör ve Do-minör) verilen dizin numaraları (Op. P1 No. 6 ve Op. P2 No.8) sistemik değildir. Chopin nocturne op62 1a Chopin nocturne op72 1a Barcarolle «Fr. Sandal Şarkısı» Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça. Müzik tarihinde Venedik Gondolcu Dansı en iyi örneği olarak bilinir. Üç zamanlı ölçü birimi kullanılarak bestelenir. En uygunu 6/8 lik ölçü birimidir. Bu formu en güzel işleyen besteci Jacques Offenbach tır. Capriccio Chopin nocturne op27 1a theme XVI. yy da İtalyan madrigalleri için kullanılan bu form hızlı tempo anlayışına dayanır. İhtiraslı duyguları anlatan sürükleyici bir biçimdir. Bu formu müzik tarihinde en çok işleyen besteci Niccolo Paganini (1784-1840) dir. 5

Polonaise Polonya ulusal dansıdır. 3/4 lük ölçü sayısı ile yazılmıştır. En önemli özelliği cümle ve dönem sonlarındaki ikinci dörtlüğün vurgulu olmasıdır. Lied Lied, Almanca şarkı anlamına gelen, insan sesi için bestelenmiş bir şarkı türüdür. Lirik, kısa şiirler üzerine bestelenir. Lied'de şiir ve müzik aynı önemde birleşir. Daha çok piyano eşliğinde solo olarak söylenir. Ancak iki, üç, dört kişi veya koro tarafından seslendirilen liedler de vardır. İki ya da üç bölümlü formunda bestelenir. Şiir dizelerinin piyano eşliğinde şarkıya dönüşmesi olan liedler, ilk kez Rönesans ta ortaya çıkmıştır. Schubert, Beethoven bu formda önemli eserler vermişlerdir. İmpromptu Sonat XIX. yüzyılda ortaya çıkan ve doğaçlama olarak yaratılmış izlenimi verecek biçimde bestelenen piyano parçasıdır. Anlamı içe doğan demektir. En ünlüleri Franz Schubert ve Frederich Chopin'in eserleridir. Ballade Edebiyatta kahramanlık öyküleri anlatan destansı biçimdir. Piyano dünyasında da şiirsel ve dramatik bir özellik taşıyan bu sözcüğü Chopin, çalgı biçimine uyarlamıştır. 6

Rapsodie Halk ezgileri gibi yalın ezgiler üzerine kurulmuş, özgür deyişli formdur. Klasik kalıplara pek uymaz. Mazurka Üç zamanlı ölçüde, hızlıca tempoda, çiftlerin daire oluşturarak yaptığı Polonya halk dansıdır. Varşova yakınlarındaki Mazovya bölgesinde doğmuştur. Kendine özgü ayak ve topuk vuruşlarıyla, geleneksel olarak gayda müziğinin eşliğinde oynanır. 3 / 4 lük olan müziğinde vurgu, vals gibi birinci vuruşu vurgulu birçok 3 / 4'lük türün tersine ikinci vuruştadır. Doğaçlamaya çok elverişli olan mazurkada belirlenmiş figürler yoktur ve 50'yi aşkın değişik adım bulunur. Serbest tarzda yapılan mazurkada sayısız figür vardır. Ana adımdan sonra, bir ayak yere vurulur ve topuk öbür ayağa çarpılır. Figür değişikliği, holubieck denilen kendi çevresinde bir dönüşle vurgulanır. Chopin in eserleri ile ünlenmiştir. Polca Lehçe «Polonyalı Kadın» anlamına gelir. Bohemya kaynaklı, iki dörtlük ölçüde, hızlı tempoda bir halk dansı formudur. 7

Romantik Dönem Bestecileri Klasik Dönemde müziğe egemen olan Alman ve Avusturya ekolünün Romantik Dönemde etkileri azalmış ve müziğin alanı genişleyerek Fransa, İtalya, Slav ve İskandinav ülkelerinin bestecileri de önemli eserler vermişlerdir. XVIII. yüzyılın akılcı ve toplumcu felsefesinin etkilerini taşıyan kuralcı Klasik Müziğin aksine Romantik Dönem de besteciler bireysel duygularını ön plana çıkaran eserler yazmışlardır. Bestecilerin eserlerinde yeni sentezler, müzikal zenginlik, derin bir anlatım gücü, ritim öne çıkmıştır. Uzun, duygulu müzik cümleleri, renkli bir armoni ve çalgılama yapısı, ritimde özgürlük, tempo ve nüans işaretlerini belirten sözcüklerdeki karmaşıklık (örneğin; allegro yerine molto allegro non troppo, ff yerine fff ya da tersi pp yerine ppp gibi abartılı işaretler) ve bu nüansları duyuracak niteliğe sahip yeni çalgılar Romantik Dönem müziğinin başlıca özelliklerini oluşturmuştur. Klasik Dönemde belirgin olan kadans yerine Romantik eserde akorların kullanım şekilleri nedeniyle bir türlü parçanın sonuna varılamayan bir duygu egemen olmuştur. Klasik Dönem bestecisinin baştan belirli biçimsel tasarımı yerine, Romantik besteci böyle kalıplara uymadan içinden geldiği gibi duygularını uzun cümlelerle anlatmıştır. Bu dönemde bestecilerin eserlerinde en çok yer verdiği konulardan biri doğadır. Besteciler sıkıntılarını atmak ve eserlerini daha etkili bir şekilde ifade etmek için doğayı seçmişlerdir. Bunu yaparken doğanın seslerini, özelliklerini müziğe aktarmak temel anlayış olmuştur. Son dönem eserleriyle Romantizmin alt yapısını hazırlayan Beethoven dan sonra Romantik Dönemi başlatan besteci Franz Schubert tir. Romantik Dönem bestecilerinden, Robert Schumann, Felix Bartholdy Mendelsohn, Johannes Brahms Klasik Dönem müziğinin özelliklerine bağlı kalmışlardır. Frederich Chopin, Franz Liszt, Guiseppe Verdi, Giacomo Puccini, Richard Wagner, Gustav Mahler, Piyotr İlyiç Tschaikovsky, Niccolo Paganini, Hector Berlioz, Sergei Vasilyeviç Rachmaninoff, Camille Saint Saens ise Romantik Dönem müziğini oluşturan bestecilerdir. Opera Wagner in eserleriyle, senfonik müzik Brahms ın eserleriyle konçerto formu ise Schumann, Liszt, Saint Saens, Chopin, Tschaikovsky gibi bestecilerin unutulmaz eserleriyle zirveye ulaşmıştır. En önemli müzik türlerinden olan lied (şarkı) formunda ise en çok eser veren besteci Schubert olmuştur. 8

Felix Bartholdy MENDELSSOHN Moses Mendelssohn Yahudi bir din adamı ve filozoftu. birancak Felix, bu değişime direnmiş ve Mendelssohn soyadını kullanmaya devam etmiştir. Protestanlığı kabul etmiş ancak Yahudi geçmişinden de gurur duyan birisi olması, kilise müziği alanında yaptığı çalışmalarda kendisini sıkıntılı tartışmaların içinde bulmasına yol açmıştır. 3 Şubat 1809, Hamburg-4 Kasım 1847, Leipzig. Alman müzisyen, besteci, piyanist, orgcu ve orkestra şefi. Ünlü Düğün Marşı nın bestecisi Felix Bartholdy Mendelssohn (1809-1847) başarılı bir besteci olmasının yanında resimde de yetenekliydi. Leipzigh konservatuarını kurmuştur. Romantik Dönemin en güzel eserlerinden biri olan Bir Yaz Gecesi adlı uvertürünü on yedi yaşında yazmıştır. 1829 yılında Bach ın unutulan eseri Aziz Matta Pasyonu nu gün ışığına çıkarmıştır. Alman romantizm stilinde klasik batı müziği bestecisidir. Bach'ı yeniden hayata döndüren kişi olarak tanınır. Gelmiş geçmiş en yetenekli bestecilerden birisi kabul edilen Mendelssohn, Mozart'ın XIX. yüzyıldaki eşdeğeri olarak değerlendirilmiştir. Aristokrat bir ailenin dört çocuğundan üçüncüsü olarak Hamburg'da doğdu. Babası Abraham Mendelssohn zengin bir bankacı, büyükbabası Leipzig teki çalışma odası. İlk piyano derslerini annesinden ve ablası Fanny'den aldı. Berlin'e taşındıktan sonra sonra Ludwig Berger ile piyano, Carl Zelter ile teori ve kompozisyon çalıştı. Babası, çocuklarını okula göndermeyip evde kendi geliştirdiği sistemle eğitiyor ve özel dersler aldırıyordu. Bu nedenle Felix, içine kapalı ve çekingen bir kişi olarak yetişti. Bu arada Mozart ve Bach'ın eserlerini çalışmak için ablası Fann ile beraber Paris'e bir yolculuk yaptı. Bu bestecilerden, özellikle de Bach'tan, esinlenerek besteler yaptı. 1820'de ilk eserini besteleyen Felix 12 yaşında iken Carl Zelter onu Alman şair Goethe ile tanışmak üzere Goethe'nin evine götürdü. Felix, 72 yaşındaki 9

şairin evinde iki hafta kaldı.goethe'nin evinde Carl Maria von Weber ile tanıştı ve ona piyano dörtlüsünü seslendirdi. Felix'in yeteneğinden çok etkilenen Goethe, kendisine o anda yazdığı bir şiiri veda armağanı olarak sundu. oyuncusu, iyi bir dansçı ve binici olarak tanınıp sevilmişti. Mendelsshon, 20 yaşına geldiğinde unutulmuş bir besteci olan Bach'ın eserlerini incelemeye kendini vermişti. Henüz 13 yaşındayken doğum günü hediyesi olarak Johann Sebastian Bach'ın "Matthaus Passionu" nun ("Aziz Matta") notalarını isteyen ve bu eser üzerine çalışmalar yapan sanatçı, kendisini ileride "Bach'ı yeniden yaşama döndüren kişi yapacak yola böylece girmişti. Öğretmeni Zelter'in itirazlarına rağmen bu yolda çalışmaya devam etti. Berlin'de Bach'ın eserlerini seslendirdiği başarılı konserlerin ardından Avrupa müziğini tanımak üzere babasının desteğiyle üç yıllık bir Avrupa turnesine çıktı. Goethe nin şiirlerinin yanısıra Shakespeare nin eserlerinden de ilham alan Felix, aristokrat ailelerin salonlarında çalınmak üzere besteler yapmaya devam etti. Henüz 13 yaşındayken Do minör Senfoni'sini yaratmıştı. 16 yaşında, türünün ilk örneklerinden birisi olan Yaylı Çalgılar için Mi diyez Majör Sekizlisini (Op. 20) besteledi. 17 yaşındayken dahi çocuk olarak ünü yayıldı ve Bir Yaz Gecesi Rüyası (Op. 21) uvertürü seslendirildi. William Shakespeare'in bir komedisi için bestelenen bu eser, klasik müziğin romantik döneminin en güzel eserlerinden sayılır. 1826-1829 yılları arasında ailesinin isteği üzerine Berlin Üniversitesi'nde öğrenim gören Mendelsshon, daha sonra meslek olarak müziği seçmeye karar vermiştir. Üniversite yıllarında besteciliğinin yanı sıra iyi bir bilardo ve satranç Mendelssohn'un turnesi İngiltere'den başlıyordu. Bu ülkede, George Frideric Handel'den sonra en sevilen Alman besteci olarak gönüllerde taht kurdu. İngiltere'de iken pek çok eser besteledi ve İskoçya'ya yaptığı geziden esinle İskoç Senfonisi'ni bestelemeye başladı. 10

Anne-babasının 25. evlilik yıldönümlerinde çalınmak üzere "Die Heimkehr aus der Fremde" başlıklı şarkı dizisini de bu dönemde besteledi. Sanatçının gezileri; Güney Almanya, Avusturya, İtalya, İsviçre, Fransa ve tekrar İngiltere'den sonra, 1832 yılının Nisan ayında yine Berlin'de sona erdi. festival yöneticiliği görevine başlamadan hemen önce bir kere daha Londra'ya giderek ilk seslendirilişini gerçekleştridi. Festivalin başarısından sonra Düsseldorf kenti müzik dünyasının en üst yöneticisi konumuna geldi ancak çevresi ile geçimsizliği sonucu bu görevi kısa sürede bıraktı. Öğretmeni Zelter'in ölümünden sonra Berliner Singakademie adlı müzik okulunda Zelter'den boşalan göreve gelmek istediyse de bu göreve alınmadı. Bunun nedeni akademi üyelerinin geçmişi Musevi biri ile çalışmak istememesi ve 50 yaşındaki birinden boşalan yeri 24 yaşındaki tecrübesiz bir gence devredilmesini uygun görmeyişleridir. Bu seçim, Alman müzik tarihinde önemli bir rol oynadı. Mendelsshon, 1833'de Düsseldorf kentindeki Niede rrhein Müzik Festivali'nin genel direktörlüğü görevini kabul ederek şehirden ayrılmasından sonraki gelişmeler sonucu Berlin, müzik alanındaki üstünlüğünü kaybetti. Mendellshon genel direktörlüğünü üstlendiği festival boyunca Händel Orotoryaları'nın yorumlanmasını sağlayarak Barok Dönem müziğini yeniden hayata geçirdi. Aynı yıl kendisi vokal eserlerini ve Avrupa turnesi sırasında gördüğü İtalya'nın canlılığı ve renklerinden esinlenerek İtalyan Senfonisi'ni besteledi. Londra Filarmoni'nin ısmarladığı bu eseri, Eşi Cécile, 1846 Birkaç yıl sonra ise Leipziger Gewandhaus orkestrasının yönetimini üstlendi ve Leipzig kentini Almanya nın en önemli müzik merkezlerinden biri haline getirdi. Bach ve Händel in eserlerinin yanı sıra Schubert in Büyük Senfonisini müzik dünyasına tanıttı. Özel hayatı, İsveçli soptano Jenny Lind ile olan 1844 lerdeki ilişkisi dışında, çağdaşları olan Wagner, Berlioz, Schumann a kıyasla oldukça gelenekseldi. 11

Sol hemiparezi tamamen düzelmedi Subaraknoid ya da intraserebral hemoraji? Jenny Lind 1840 yılında Orta Avrupa'nın en tanınmış bestecisi haline gelen Mendelssohn, 1841'de Leipzig'de bir konservatuvar kurdu. Bu konservatuvar, 1846'da Avrupa'nın en üstün müzik okulu haline geldi. 1847'de ablası Fanny'nin ölüm haberi üzerine yaşama isteğini yitiren sanatçı, Fa Minör 6. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü ve Fanny için Requiem'i besteledi. Aynı yıl bir beyin sarsıntısı geçirerek kısmi felç olan Mendelssohn, 4 Kasım 1847'de hayatını kaybetti ve ablası Fanny'nin yanına gömüldü. Eserlerinden seçmeler Bir yaz Gecesi Rüyası nda cinler, periler oradan oraya uçuşurlar adeta. Bütün bunları bize flüt büyük bir hafifliğin içinde anlatır. Mendellsohn un bu eseri, Shakespeare in eserinin müzikli bir uyarlamasıdır. Hastalıkları (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011) Ailesinin pek çok üyesinde inme gibi serebral apopleksi nedenlerinden ölmüştü. Hipertansiyon, burun kanamaları, baş dönmeleri - hipertansiyon 12

Robert SCHUMANN Schumann, 1826 da babasının ölümünden sonra şiir yerine müziğe ağırlık vermeye karar verdiyse de annesi onun ticarete yönelmesini istiyordu. 1831 de annesinin ısrarıyla hukuk öğrenimi için Leipzig e gitti fakat orada zamanını müzik, edebiyat ve çeşitli sosyal faaliyetlerle geçirdi. Piyano dersleri aldı ve besteler yaptı. Zamanla annesini hukuk değil, piyanist olarak kariyer yapması konusunda ikna etti. Piyano öğretmeni Friedrich Wieck in ailesinin Leipzig deki evine taşındı ve yoğun bir çalışma sonucu piyanoda virtüöz seviyesine ulaştı. 1832 ye kadar önemli piyano eserlerinin bir kısmını yazdı. Fakat kısa bir süre sonra ellerindeki bir sakatlık sonucu piyano çalamaz oldu. İddialara göre elindeki problem, parmaklarını güçlendirmek için kullandığı bir makineden kaynaklanmıştı; başka bir iddiaya göre frengili bir yaranın iyileşmesi için uygulanan tedavinin sonucuydu. 8 Haziran 1810, Zwickau, Almanya 29 Temmuz 1856, Endenich, Bonn, Almanya Almanya daki Romantik hareketin öncülerinden birisi olan Alman besteci ve müzik eleştirmendir. Kendi çocuklarını eğitmek için yazdığı piyano eserlerinden biri Çocuk Sahneleri olan besteci aynı zamanda müzik yazılarını yazdığı Yeni Müzik adlı bir dergi çıkarmıştır. Kitap satıcısı Friedrich August Schumann ile Johanna Christiane Schnabel in beş çocuğundan en gencidir. Gençliğinde babasının kitaplığındaki Lord Byron ve Sir Walter Scott un romantik hikâyelerini okuyan Robert, şair olmayı hayal ederdi. Müziğe de yeteneği olan Robert, küçük yaşta piyano dersleri aldı ve babasının teşvikiyle küçük parçalar bestelemeye başladı. Edebiyat ve müzik, Schumann için sanatsal yaratıcılığının ortaya koymada kullanabileceği iki ayrı araçtı ve ileriki yıllarda piyano çalma olanağını yitirince yeteneklerinin çift yönlü gelişmesinin büyük faydasını gördü. Schumann ın kullandığı araç olasılıkla böyle bir şeydi. Sağ elinin orta parmağını kullanamaz olunca bestecipiyanist yerine besteci-eleştirmen kimliğine büründü ve kararlılıkla beste yapmayı sürdürdü. 1834 de, 19.yy ın en önemlilerinden birisi haline gelecek bir müzik gazetesi çıkardı (Neue Zeitschrift für Musik) 10 yıl boyunca gazetenin editörlüğünü ve başyazarlığını yaptı. 13

Çağdaşları Frederic Chopin, Hector Berlioz, genç Johannes Brahms ve Franz Schubert i tanımak için büyük gayret sarfetti. Schumann, şarkılarındaki duygunun anlatımında piyanoya büyük rol verdi. Clara Schumann Eleştirilerini zaman zaman Eusebius ve Florestan gibi takma adlarla yayınladı. Bu iki isim onun içinde taşıdığı biri dalgın, hülyalı, diğeri ise coşkun, ateşli iki farklı karakteri yansıtıyordu. Bu ikili ruh, sadece yazılarında değil, bestelerine de ortaya çıkıyordu. Gönül ilişkileri Schumann ın hayatında önemli bir yer oynadı. En büyük aşkı, Friedrich Wieck in kızı Clara idi. Clara çok yetenekli bir besteci idi. Friedrich Wieck, gençleri birbirinden ayırmak için elinden geleni yaptı. 1837 de sözlenseler de uzun süre bir araya gelemediler ve Robert Schumann, bu yüzden çok acı çekti. 1838-1839 yıllarında Clara nın çalması için çok başarılı bir piyano eseri besteledi (C Major Arabesk, Op. 18). 1840 da yasal engelleri aşarak evlendiler. Evlilikten sonra Schuman, şarkılar bestelemeye başladı. 140 şarkı (lied) besteleyen Schumann, bu türün en güzel örneklerini verdi. Bu türdeki eserlerinin en ünlüsü Dichterliebe dir. Bir piyanist-besteci olan 1840 a kadar enstrümental müziğin vokal müzikten daha üstün olduğunu savunan Schumann ın, fikir değiştirererek vokal eserler bestelemeye başlamasının arkasında Dichterliebe nin şairi Heinrich Heine a duyduğu hayranlık ve gün ışığına çıkardığı besteci Schubert in eserlerini onun şarkılarından etkilenmesi vardır. Ayrıca Clara ya söylemek istediklerini şarkılarla doğrudan söyleyebilmek için şarkı bestelmeyi seçmiştir. Ancak piyano alanındaki yeteneği ile besteciliğini birleştirerek insan sesi ile piyanonun eşit önemde olduğu eserler besteledi. Bu yaklaşım, Schumann ın lied türüne en büyük katkısı oldu. Schumann, 1850 de Dusseldorf şehri müzik direktörlüğü pozisyonuna getirildi, ancak 1854 te gençliğinden beri zaman zaman ortaya çıkan; son yıllarda ise ilerleyen ruhsal hastalığı nedeniyle görevinden alındı. Delirmekten her zaman korkmuş olan Schumann ın bu korkusu halüsinasyonlarının artması sonucu iyice büyüdü ve sonunda 1854 te bir intihar girişiminde bulundu. Başarısız olan bu girişimden sonra bir akıl 14

hastanesine yatırıldı ve 29 Temmuz 1856 da orada öldü. Robert ve Clara Schumann'ın anıt mezarı, Bonn. Hastalıkları (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011) Schumann ın müzik odası Affektif bozukluk Manik-depresif bozukluk Depresyon ya da şizofreni periodları Görsel ve işitsel halüsinasyonlar (1854) İntihar girişimi. Mental hastalığı manik depresif bozukluk ve nörosifilize bağlıdır. Alkol ve şarlatan ilaçları mental sağlığının daha da bozulmasına yol açmış olabilir. 15

Frédéric CHOPIN Chopin, tam anlamıyla romantik bir sanatkar, fakat yine yaratılış bakımından bambaşka bir şahsiyetti. Besteciliği bunu en açık şekilde gösterir. Pek az eseri istisna edilirse besteciliği tamamen piyanoya vurmuştur. Piyanodan kendini gösteren yeni tınlama olanakları çıkarmış, ayrıca devrinin henüz ulaşamadığı tınıları bile keşfetmiştir. Bununla birlikte armonilerinin geniş ve zengin ifade sahası, çok farklı üstünlüğünü, bu melodiler ve onların ortaya konuşunda beliren ritimlerin özel bir serbestlikle düzenlenişi ve sonunda lirik şiire has bir tattan gelişerek yükselen ifade yeteneği gibi nitelikleriyle, Chopin in Fransız müziğinin ancak çok daha sonra varabildiği özelliklerin ilk hatlarını tespit etmek mümkündür. 1 Mart/5 Mart 1810, Zelazowa-Wola 18 Ekim 1849, Paris. Romantik dönemin Polonyalı piyanist ve bestecisi. Hemen hemen tüm bestelerini piyano için yapmıştır. İkinci piyano sonatının ağır bölümü olan Cenaze Marşı her toplumda etkili olmuştur. Varşova dan ayrılırken dostlarının verdiği bir avuç Polonya toprağını hiç yanından ayırmamış ve ülkesine dönemeden Paris te ölmüştür. Babası Fransız, annesi Polonyalı olup ömrünün büyük kısmını şöhretini kazandığı Paris'te geçirmesine ve klasik müzik literatüründe Fransız ismiyle anılmasına rağmen gönlü her zaman o dönem Rus işgali altındaki vatanı Polonya'da olmuştur. Bu durumu ile Chopin devrinin önemli karakterlerindendir. Milli sınırların üzerinde bir müzisyendi denebilir. Zaten 19.yyda ortaya çıkan yeni tip bir sanatkarın veya dahi virtüözlerin durumu, milli bir sanatkar olmaktan çok evrensel bir sanatkar olmaktır. Ne kadar uzakta yaşasa da derin bir hisle vatanına daima bağlı kalmıştır. Kendisinden önce konser salonlarında görülen mazurka ve polonezleri folklor statüsünden çıkarıp sanat seviyesine yükseltmiştir. 16

Gerçekte, yeteneği küçük yaşta beliren ve genç yaşta olgunlaşan bu müzisyen de çalışma yolunu tutmak zorunda kaldı. Sanatçının kalbi Varşova da bir kilisede bulunmaktadır.. Beethoven in öldüğü yıl Joseph Elsner in öğrencisi olarak Varşova da genel dikkat ve ilgiyi üzerine çekti. Viyana da kaldıktan sonra Temmuz Devrimi sırasında Paris e geldi. Orada piyanist olarak ünlendi ve adı Avrupa'nın her tarafına yayıldı. Besteciliği de orada gelişti ve yükseldi. 1837-1847 arasında Fransız yazar George Sand (Barones Dudevant) ile inişli çıkışlı bir ilişki yaşadı. Ömrü boyunca kırılgan ve zayıf olan bedeni 1849'da tüberküloza yenik düştü. Cenazesinde kendi bestelediği Marche Funébre- Cenaze Marşının (2.Piyano Sonatı-3.Bölüm) değil Mozart'ın Requiem'inin çalınmasını istedi. Paris'te Pére-Lachaise mezarlığında gömülüdür. Frederic Chopin'in, ailesinden birçok kişi gibi sağlığının iyi olmadığını, çok öksürdüğünü, akciğer iltihabının, ateşinin olduğunu ve yaşamının son döneminde bu rahatsızlıklara baş ağrılarının ve depresyonun da eklendiğini belirten İspanyol bilimadamları, bestecinin veremden değil, kalıtsal mukovisidoz ya da kistik fibrozis hastalığından ölmüş olabileceği tezini ileri sürdü. Ancak bu tez, Polonya hükümetinin, Paris'te gömülen Chopin'in Varşova'daki Kutsal Haç Kilisesi'nde saklanan kalbine DNA testi yapılmasını reddetmesi nedeniyle doğrulanamadı. Bilimadamlarını bu düşünceye Chopin'in ölüm belgesinde ölüm nedeni verem olarak yazmasına karşın, daha sonra Fransız Jean Baptiste Cruveilhier'nin yaptığı otopside vereme rastlamaması, kardeşi Emilia'nın 14 yaşında, ablası Ludovika'nın da 47 yaşında tanımlanamayan bir akciğer hastalığı nedeniyle ölmesi itti. Ayrıca piyanist ve bestecinin sık sık halüsinasyon gördüğüne de dikkati çeken İspanyol doktorlar 17

Manuel Vazquez Caruncho ve Francisco Branas Fernandez, başta Chopin'in uzun süre ilişki yaşadığı Fransız yazar George Sand'ınkiler olmak üzere yakınlarının tanıklıklarının yer aldığı kitapları inceledi. liderliğinde yapılan bir araştırmada bestecinin sanrılar görmesine neden olan hastalığın temporal lob epilepsisi olduğu öne sürülüyor. Araştırmacılar, bulgularını çoğunlukla Chopin in kendiyle ilgili yazdıklarına ve onun hakkında yazılanlara dayandırıyorlar. Chopin in gördüğü sanrıların sadece görsel olması, yani sanrılara seslerin eşlik etmemesi şizofreni gibi başka birçok nörolojik bozukluğu elemeye olanak sağlıyor. Medical Humanities adlı dergide yayımlanan çalışmada Chopin e epilepsi teşhisi konmuş olsa da, kendisini doğrudan gözlemleme olanakları bulunmadığından, yazarlar bundan yüzde yüz emin olmanın mümkün olmadığını belirtiyorlar. Ancak nörolojik hastalıklara teşhis konulurken tanıkların ifadeleri büyük önem taşıdığından yöntemlerinin onları büyük olasılıkla doğru sonuca götürdüğünü düşünüyorlar. Araştırmacılar, 1985'te Chopin'in biyografisini kaleme alan Bernard Gavoty'nin kitabında bazı halüsinasyon vakalarına rastladı. Kitapta Ağustos 1848'de Manchester'daki özel bir konserde si minör sonatını seslendirirken piyanistin aceleyle piyanodan uzaklaştığı, daha sonra Sand'ın kızına gönderdiği mektupta "piyanodan korkunç yaratıkların çıktığını gördüğünü" yazdığı belirtilmişti. Görgü tanıklarına dayanılan kitapta, daha önce de yağmur yağarken hayal ve gerçeği birbirine karıştıran Chopin'in kendini bir gölde boğulduğunu sandığı yazılmıştı. Bu tanıklıklardan yola çıkarak bilimadamları, Chopin'in daha sık olarak akşam gördüğü, bazen ağır enfeksiyon ya da ateşle çakışan halüsinasyonları gayet iyi hatırladığını belirterek, muhtemelen Chopin'in sara hastalığına yakalanmış olabileceğini de ifade ettiler. Bir Chopin hayranı olan İspanya daki Xeral-Calde Hastanesi Radyoloji Bölümü nden Manuel Vázquez Caruncho Babası Fransız, annesi Polonyalı olan Chopin (1810-1849) hayatının büyük kısmını şöhretini kazandığı Paris'te geçirmesine ve Fransız ismiyle anılmasına rağmen "kalbini" o dönem Rus işgali altındaki vatanı Polonya'da bıraktı. Pek az eseri dışında besteciliği tamamen piyano üzerineydi. Mazurka ve Polonezleri folklör statüsünden çıkarıp sanat seviyesine yükseltti. Cenazesinde kendi bestelediği Cenaze Marşının değil Wolfgang Amadeus Mozart'ın Requiem'inin çalınmasını istedi. Paris'te Pere-Lachaise mezarlığına gömülen Chopin'in kalbi vasiyeti üzerine Polonya'ya gönderildi. Chopin in yeni bir fikri aristokrasisinin temsilcisi olarak gören Schumann genç besteciyi sonsuz takdir ifade eden şu sözlerle alenen selamlıyordu: Şapkalarınızı çıkarın baylar, bir dahi geliyor. Şair olmak için kocaman ciltler doldurmak gerekmez; bir iki şiirle bu ünvana layık olabilirsin. Chopin de böyle şiirler yazmıştır. 18

Chopin in heykeli Lazienki Parkı - Varşova Paris'te Pére-Lachaise Mezarlığında Chopin'in mezarı Sand Varşova Kutsal Haç Kilisesi'nde Frédéric Chopin kalbinin epitapı 19

Ölümünden sonra yüzü ve sol elinin kalıbı çıkarılmıştır 20

İnpromptu Impromptu (1991) isimli film kendisi ile George Sand 'in tanışmasını konu almaktadır. Filmde Chopin'i BAFTA ve Altın Küre ödüllü aktör Hugh Grant canlandırmıştır. Filmde Judy Davis (George Sand) ve Emma Thompson da rol almıştır. 21

Chopin polonez no 6 Chopin'in belki de saf coşkunun hakim olduğu en büyük parçasıdır. çağıracak akorlar yavaşlayarak durma noktasına gelirler. Bu sefer ünlü melodiyi oktavlar çalar, tizleşmiştir. parça boyunca tekrarlanacak ana tema budur. işin zorlayıcı tarafı hala çarpma ve trill yapmanız beklenmektedir melodide. bu eli hem yorar, hem de gözle görülür biçimde yamultur. Yine melodik minörle bu sefer bir oktav daha uzun bir çıkış yapılır. la bemol majörde bir bitiş akoru basılır. Chopin polonaise no 6 la bemol majör Op. 53 La bemol majör chopin'in en sevdiği tonalitelerden biriydi zaten, mutluluğu betimlemek için çok kullanmıştır bu tonu. Çok da bestesi vardır bu tonda. Büyük bir şans eseri olarak, Chopin'in el yazması notaları günümüze ulaşan birkaç parçasındandır. Özellikle başlangıçtaki karalamalar dikkatinizi çekmiştir. kararını çok değiştirmiş olmalı, çünkü parçanın açılış teması son derece farklı bir havaya sahiptir, en önemlisi disonanslarla doludur. chopin disonans kullanmaktan çoğu zaman kaçınmıştı, kullansa bile parçaya yedirmeye dikkat etti. 2. tema oktavlar, aralıklar, sıçrayışlarlarla doludur. disonanslar kullanılmıştır yine. tema bir yerde do majöre kayar, oradan mi bemol minöre, ve en son mi bemol majöre. Şimdi yavaş bir tema başlamıştır. arabik bir hava yakalanmıştır burada, şahsi anlamda parçanın en eğlendiğim ve sevdiğim kısımlarından biridir. yine la bemol majör yavaş yavaş çağrılır... ve yeniden ilk tema değişmeden tekrarlanır. bu tekrarlar o kadar güzel bir hava katmıştır ki parçaya, dahiyanedir. Tema yavaş yavaş la bemol majörü çağırmaya başlar, sol el arpejlerle pesleşir, tempo düşer. parça durma noktasına gelir ve o ünlü tema başlar. ram papaaam! rampam pam papam pam paaaam! bu haliyle bile tanıdık gelecektir belki. chopin hayatının en akılda kalıcı melodisini bulmuştur. parça 3/4'lüktür fakat bu pek anlaşılmaz. sol el oktavlarla dev sıçrayışlar yapar. kırık akorlarlar parçanın önemli bir kısmını oluşturur. üçlüler ile triller yapılır falan. teknik olarak hem gösterişli hem de zordur bu tema. si bemol minör melodik minörle son derece hızlı bir gam çıkılır. sonra yine la bemol majör o ünlü temayı Şimdi o hayvanlığıyla ünlü 4. tema başlıyor. sol el oktavlar halinde ''mi re do si mi re do si mi re do si...'' diye hızlıca düşerken, sağ el staccato akorlar, aralıklar basar. bu tema o kadar yorucudur ki, çoğu piyanist burada kondüsyonunu kaybeder, yavaşlar, terlemeye başlar, nefes nefese kalır hatta. işin 22

korkutucu tarafı, bu tema arka arkaya 2 defa tekrarlanır. 5. temada her iki el de akor ve aralık basar, melodiyi sağ elin serçe parmağı çalar. bu kısımda serçe parmağını güçlendirip melodiyi duyurmak çok önemlidir. 6. tema parçanın yavaşladığı, nefes aldığı yerdir. sol majörle başlar, fa minörle devam eder ve biter. kolay gibi görünmesine rağmen parçanın en sırıtan yeri burası olduğundan dolayı dikkatli çalınmalıdır. şahsen hep çekinmişimdir bu bölümden. kromatik düşüşlerle yine ilk temanın çağrıldığını hissetmeye başlarsınız. Varşova Chopin Müzesi son piyanosu evet, artık ana tema son kez çalınacaktır. bunu gazıyla daha bir coşkuyla çalmaya başlarsınız. temanın bitişinin coda'yla bağlandığı kısım çok hoştur. coda, tüm chopin eserleri arasında en sevdiğim coda'lardan biridir. iki el mümkün olduğu kadar geniş bir skalada ses basmak için zorlanmıştır, çok ihtişamlı bir coda'dır bu. ana temanın varyasyonu gibidir ve onu çağrıştırır, chopin bunu pek yapmaz. ilk temayı, o ünlü ''ram papaaam'' melodisini duyarsınız. sol el oktavlarla çıkar, çıktığı gibi iner. sonra bu melodi hızlıca kendini tekrar etmeye başlar vee ''fa sol la si do''... bu 5 nota ünlü op.40 chopin polonez no.3 ''military'' e göndermedir. do majör bir akor basılır, ''n'oluyor lan?'' dersiniz. fakat sonra o akor la bemol majöre öyle güzel bir şekil de bağlanır ki, chopin'in besteciliğine hayran kalırsınız... evet, parça bitmiştir. teknik olarak chopin'in virtüözik eserleri denildiğinde akla ilk gelen parçalardandır bu polonez. konservatuar piyano bölümlerinde lisans 4 parçası olarak chopin sonatlarla, rachmaninoff konçertolarla(%95 ikinci konçerto), liszt rapsodilerle beraber çalınır genelde. 23

Niccolò PAGANINI 8 yaşından önce amatör bir müzikçi olan babasından keman dersleri almaya başlaya Paganini, 11 yaşındayken müzik çalışmalarını ilerletmek üzere Parma'ya gitmiştir. Bunun üzerine, çalışmalarına kendi kendine devam eden Paganini, 13 yaşındayken konser turnelerine başlamış, halk arasında Paganini, hakkında çeşitli söylentiler yayılmaya başlamıştır. Büyük kemancının şeytanla arkadaş olduğu, yayını şeytanın ona verdiği sihirli kuvvetle kullandığı söyleniyordu. Kemandaki değişik tekniği i Marfan Sendromu sonucunda oluştuğunu ölümden sonra iskeletini inceleyen doktorlar ortaya koymuşlardır. 27 Ekim 1782, Cenova, İtalya 27 Mayıs 1840, Nice, Fransa. İtalyan besteci, keman virtüözü. Müzik tarihinin en ünlü keman virtüözlerinden biridir. Keman tekniğine önemli katkılarda bulunmuş, keman, gitar ve oda müziği alanında birçok eser vermiştir. Olağanüstü keman çalışı nedeniyle insanları şaşkına çeviren ve bugün bile seslendirilmesi güç olan 24 Kapris i yazan Niccolo Paganini (1782-1840), viyola, mandolin ve gitar da çalmıştır. 24 Kapris eseri diğer besteciler tarafından birçok kez çeşitlenmiştir. Çok bilinen bazı eserleri: La Campanella, Cantabile, Centone di Sonate (18 sonat), 24 kapriççiyo, I Palpiti, Nel cor piu non mi sento, Grand Sonata'dır. Döneminin bestecilerini (Liszt, Chopin, Schumann) enstrümantal virtüözlüğün müziğin ana öğelerinden biri olması konusunda etkilemiştir. Paganini şöhrete kavuştuktan sonra son derece lüks bir hayat sürmeye koyulmuştu. Çok fazla para kazanıyordu, çok kumar oynuyordu. Bir keresinde bir kemanını kumar masasında rehin bırakmış, bir konserde keman çalması gerekince bir başka meslektaşından ödünç keman istemek zorunda kalmıştı. Kumar tutkusu onu 1838 yılında Paris'te bir kumarhane açmaya kadar götürmüştür. Ancak bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. 24

hastanenin yeraltı bölümünde cenaze, bir kenara konuldu. Ardından Cenova yakınlarındaki çiftliğine getirildi, oradan da 1845'te Parma yakınlarındaki Villa Gejone'ye nakledildi. Ancak 30 yıl geçtikten sonra Roma'da Parma Mezarlığı'na gömüldü. Paganini belli başlı eserleri arasında keman için 24 cappricio, keman ve orkestra için iki konçerto, ayrıca çeşitli keman parçaları vardır. 27 Mayıs 1840 ta Fransa nın Nice şehrinde gırtlak kanserinden öldü. Livorno da verdiği bir konserden sonra bir Fransız tüccar kendisine Guarneris yapımı olağanüstü bir keman hediye etti. Paganini hayatı boyunca bu kemanı çaldı. Bu keman halen Cenova da saklanmakta ve sergilenmektedir. 1825 yılında beraber turneye çıktıkları Antonia Binachi'den Cyrus Alexander adında bir oğlu olmuştur. Her nekadar oğlunun annesiyle evlenmese de ömrünün sonuna kadar oğlundan ilgisini esirgememiştir ve onu da bir müzisyen yapmıştır Ölmeden önce günah çıkartmayı kabul etmediği için, uzun yıllar boyunca ölüsüne gömülecek yer verilmeyen müzisyen İtalya nın Parma şehrinde gömülüdür. İtalyan Posta İdaresi 1982 yılında, doğumunun 200. yılı anısına bir hatıra pulu bastırmıştır. Klaus Kinski kendi çektiği ve başrolünü oynadığı "PAGANINI" filminde ünlü virtüözün hayatını anlatmıştır (1989). Orkestralarla yaptığı provalar, gizli oturumlardı. Müzisyenlere notaları provalara ramak kala dağıtır, konser bitiminde hemen toplardı. Yakışıklı değildi. Kültürsüz, cimri, kırıcı, pis kokulu ve beceriksizdi... Örümceğimsi parmaklı elleri, inanılmaza yakın bir çalma stilini mümkün kılıyordu. Aşk ve kumar masası, her şeyini feda ettiği tanrılarıydı. Bu fırtınalı yıllarında frengi kaptı ki ölümü de bu illetten oldu... Sevgilisini öldürdüğü için pek çok yılını hapishanede geçirdi söyleniyordu. Susması, suçunu kabul etmesi olarak yorumlandı. Paganini bu sırrı beraberinde mezara götürdü. Paganini tahnit edildi ve öldüğü evin bodrum katına konuldu. İtalya'dan dostları onu görebilmek için akın akın geldi. Öyle bitmeyen bir kitleydi ki bu, sonunda resmi makamlar tabutunu kapama kararı çıkardı. Villefranche'taki askeri 25

el ve bilek yapısı farklı olduğundan(başparmağını bileğinin içine değdirebilmek gibi) kendi el yapısına uygun parçalar bestelemiştir. bu yüzden de eserlerini çalmak ciddi zorlu bi iştir.ayrıca zımpara kağıdı kadar renksiz yüzü,aşırı zayıf oluşu nedeniyle de cin çarptığı şeytana peşkeş çekildiği tarzı rivayetler mevcuttur. 26

27

verdi. Giovanni Servetto ve Alessandro Rola gibi önemli eğitmenlerden dersler aldı. Bu eğitmenler, zaten herşeyi bildiğini farkettikleri Paganini ye ders vermeye devam etmediler. Paganini, gençlik yıllarında sahip olduğu üstün yeteneği kaldıramadı ve içki ve kumar gibi alışkanlıklar edindi. 1804 yılına gelindiğinde Ceneviz e taşındı ve burada kompozüsyonları üzerinde çalışmaya başladı. 23 yaşına geldiğinde eşsiz bir keman virtüözü olarak tanınmaya başlayan Paganini, 1813 te Milan da, 1828 de Viyana da, 1831 de Londra ve Paris te kariyerinin önemli solo konserlerini verdi. Leipzig te verdiği konseri izleyen, dönemin ünlü piayno eğitmeni Fiedrick Wieck günlüğünde Paganini den, Nesillerdir O nun kadar büyük ve eşsiz bir sanatçı doğmadı sözleriyle bahsetti. Paganini nin en sevdiği kemanı, 1742 yılında Giuseppe Antonio Guarnieri del Gesu tarafından yapılan ve The Cannon adını verdiği kemanıydı. Bu keman, normal kemanların aksine kazayla, çalınan telin dışındaki tellere çarpmayı engelleyecek bir yapıya sahipti. Bu sayede üç yada dört telden aynı anda çalınabiliyordu. 1834 yılında, frengi hastalığının tedavisinde kullanılan civa yüzünden zehirlendi ve konserlerini neredeyse tamamen bitirdi. Paganini, 27 Mayıs 1840 tarihinde, gırtlak kanseri yüzünden hayata veda etti. Niccolo Paganini, İtalyan keman virtüözü, gitarist ve kompozitör. Gelmiş geçmiş en büyük keman virtüözlerinden biri olarak anılır. 19. yüzyılda Avrupa da pek çok başarılı keman sanatçısı bulunmasına rağmen, Paganini dehasıyla kendinden söz ettirmeyi başarmıştır. 27 Ekim 1782 de Ceneviz de, Antonio ve Teresa Paganini nin oğlu olarak dünyaya geldi. Beş yaşındayken babasından mandolin çalmayı öğrenerek müzikle tanışan Paganini, yedi yaşına geldiğinde keman çalmaya başladı ve onbir yaşındayken ilk konserini 28

29

30

Hector BERLIOZ 11 Aralık 1803 La Côte-Saint-André, Isère, Fransa ö. 8 Mart 1869, Paris. Fransız besteci, yazar ve müzik eleştirmeni. Symphonie fantastique ve Grande Messe des morts (Requiem) adlı kompozisyonları ile tanınmıştır. Berlioz Grand Traité d Instrumentation et d Orchestration Modernes adlı eseri ve çalışmalarında bazen 1000'i aşkın çalgıcı ile yaptığı muazzam orkestral kullanması ile modern orkestraya büyük katkılarda bulunmuştur. 1827 de izlediği Shakspeare in Hamlet oyununda Ofelya yı oynayan sanatçıya âşık olan ve karşılıksız sevgisi yüzünden Fantastik Senfoni yi besteleyen Hector Berlioz (1803-1869), aynı zamanda müzik yazarlığı ile de ünlüdür. Hastalıkları (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011) Barsak rahatsızlığı (1840) Diş ağrısı nedeniyle aldığı opiadlara bağımlı hale geldi 31

Franz LISZT müzisyenlerin ve kralların takdirini toplayan bir konser piyanisti olmuştu. Konservatura girmek için geldiği Paris te, yabancı olduğu gerekçesiyle okula alınmadıysa da özel ders alarak teori ve beste çalıştı; ilk ve tek operası Don Sache yi ve çeşitli piyano eserlerini besteledi. 22 Ekim 1811, Macaristan ö.31 Temmuz 1886, Bayreth, Almanya. Müzisyen, besteci, piyanist, orkestra şefi, müzik öğretmeni. XIX. yüzyılın en önemli piyanistlerinden birisi, senfonik şiir tarzının yaratıcısı olan bestecidir. Programlı müziğin devamı olan senfonik şiirin babası olarak bilinir. İstanbul dahil olmak üzere tüm Avrupa yı gezerek piyanoyla konser vermiştir. Büyük bir piyano virtüözü olan Liszt birçok bestecinin eserlerini piyanoya uyarlamıştır. Macar Rapsodileri en beğenilen eserlerindendir. 22 Ekim 1811 de Macaristan ın Doborján (Raiding) kentinde doğan küçük Putzi (Franz Liszt), ilk piyano derslerini onun müzik dehasını keşfeden babasından aldı. Macar soyluları 6 yıl boyunca bu çocuk dahiye maddi destek sağlamayı kabul edince küçük yaşta babası ile Viyana ya giderek Antonio Salieri den ve Beethoven in öğrencilerinden Karl Czerny den dersler aldı. 12 yaşına geldiğinde dinleyicilerin, diğer 1834 de babasını kaybettikten sonra henüz 15 yaşında iken piyano dersleri vererek annesinin geçimini sağlamaya çalışan Liszt, müziğe ilgisini kaybetmeye ve bu mesleğin anlamını sorgulamaya başladı. Kendisini edebiyat ve dini konulara kaptıran Liszt in bu ilgilerinin etkisi hayatına ve eserlerine yansıdı. 1830 Devrimi ile yeniden sanata ve hayata dönmeye karar verdi. Asla bitiremeyeceği Devrim Senfonisi ni yazmaya başladı. Besteciliğinin öne çıktığı bu dönemde Alphonse de Lamartine in şiirlerini solo piyano için besteledi. Hector Berlioz ile tanıştı. 1832 de kemancı Niccolo Paganini yi dinlemesi, yeniden virtüözlüğe ilgi duymasına neden oldu. Pagani nin La Campanella sı üzerine bir fantezi yazdı. 32

1833 de Berlioz un Fantastik senfonisini piyanoya uyarlamayı başardı. Paris günlerinde o sıralar Polonya'dan gelmiş olan Chopin'in yeteneğini duyup onu kendine rakip olarak düşündüyse de sonraları çok iyi arkadaş oldular. Macar ressam Miklós Barabás tarafından yapılan resmi, 1847 Franz Hanfstaengl tarafından yapılan resmi, 1858 Fırtınalı bir ilişki yaşadığı Agoult Kontesi Marie ile 1834 de tanıştı. Kocasını terk eden kontes ile İsviçre ve İtalya da yaşadılar, 3 çocukları oldu. Daha sonraları çok yakın arkadaşlık kurduğu ünlü opera yazarı Wagner'le arkadaşlık kurdu. 3 çocuğundan biri olan Cosima evli olmasına rağmen babası yaşındaki ve babasının çok iyi bir arkadaşı olan Wagner'le yasak aşk yaşaması iki arkadaşın arasını açtı. 1835 deki İsviçre seyahati sırasında piyanist Sigismond Thalberg in Paris teki başarılarını duyunca Piyanonun Kralı ününü pekiştirmek için bir piyano düellosu yapmak üzere Paris e gitti. Fotoğraf Franz Hanfstaengl, Haziran 1867. Daha sonra piyano resitali kavramını geliştiren Liszt, büyük bir konser turuna çıktı, hayır dernekleri yararına konserler verdi, her yerde ilgiyle karşılandı. 33

Konserleri sayesinde küçük yaşta kaybettiği ülkesin Macaristan daki sel felaketinde hayatını kaybedenlere bağışlamak üzere büyük bir gelir elde etti ve Bonn da yapılması planlanan Beethoven anıtının maliyetini üstlendi. anılan yeni bir piyanist kuşağı yetiştirdi. 1858 de muhafazakarların, kendisinin ve öğrencilerinin eserlerine yoğun eleştirileri üzerine görevinden ayrıldı. 1840-1847 arasında çıktığı turnede İrlanda dan Türkiye ye, Portekiz den Rusya ya kadar pek çok yeri dolaştı. 18 Haziran 1847'de Padişah Abdülmecit'e Dolmabahçe Sarayı'nda bir konser verdi. 1861-1869 yılları arasında daha çok Roma da yaşadı ve dini kitaplar yazdı, rahiplik dersleri aldı ve onur rahibi oldu. 1844 te ününün doruğunda iken manik-depresif eşi Marie d'agoult ile evliliğini bitirdi; Kiev de tanıştığı çarın yardımcısının karısı Prenses Carolyne Sayn- Wittgenstein ile birlikte oldu ve sahne konserlerine son verdi. Liszt, konser piyanisti kariyerine son verdikten sonra, 1848 de Weimar da orkestra şefliğine başladı ve kenti, Avrupa kültürünün buluşma merkezi haline getirdi. 1870 den sonra ise Roma, Weimar ve Budapeşte arasında seyahat ederek ömrünün sonuna kadar öğretmenlik ve piyanistliği sürdürdü, Budapeşte Müzik Okulu nu kurarak ilk başkanı oldu. 31 Temmuz 1886 da, bir festival nedeniyle bulunduğu Beyrut ta zatürreye yakalanarak hayatını kaybetti. Bu görevi sayesinde Verdi, Wagner ve Berlioz un yeni operalarını yönetti. Aynı dönemde en önemli eserlerini besteledi, genç piyanistlere ders vererek «Altenberg Kartalları» diye 34

Ölümü Liszt'e 5 Aralık 1849 yılında bir suikast girişimi oldu. Evinden çıkarken bıçaklandı. Bir süre hastanede yattıktan sonra eski sağlığına kavuştu. 10 Ocak 1850 tarihinde yeniden suikast girişiminde bulunuldu. Ancak Liszt'in koruyanları tarafından engellendi. Ölümünden birkaç ay önceki fotoğrafı. Fotoğraf - Nadar 20 Mayıs 1886 yılında birileri tarafından ölüm tehditi aldı. Tehditten sonra güvenliğini arttırdı ve vasiyet yazdırdı. 31 Temmuz 1886'da evinde öldü. Budapeşte de gömülmeyi vasiyet etmiş olmasına rağmen Bayreuth a gömüldü. Zature hastalığından öldüğü süsü verildi. Ancak daha sonra öldürüldüğünü ve katilin ortadan kaybolduğu açıklandı. Katil hiçbir zaman ele geçemedi. Budapeşte Franz Liszt Müzik Akademisi Sürekli öldürülmeye çalışılmasının sebebi bilinmemektedir. Ancak Liszt'in yasadışı işlerde bulunduğu iddiaları vardır. Liszt yaşarken kendisine yapılan öldürme girişimlerini kendisini kıskananların yaptığını söylemiştir. Budapeşte deki dairesinde piyanosu 35

Hastalıkları (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011) Göğüs semptomları, hemoptizi, ateş, baş ağrısı, bronşit, larenjit, rekürran diare, kilo kaybı, kronik nefes darlığı. Otopside : solunum sistemi hastalıkları (amfizem, kistik fibrozis, a1-antitrpisin yetmezliği, bronşiektazi, tüberküloz), pulmoner hipertrofik osteoartropati, karaciğer sirozu, hepatit, pankreas yetmezliği. Tüberkülozdan söz edilmiş ama kistik fibrozis olasılığı daha fazla. 36

Johannes BRAHMS Başlarda yalnızca piyano yapıtları veren Brahms orkestranın olanakları ve sınırları konusunda kendine henüz güvenmiyordu. Daha sonraki yıllarda da orkestra yazısı konusunda yakın çevresinin desteğine başvurmuştur. 1853 yılında Reményi adı altında icra eden Macar kemancı Eduard Hoffman (1829-1898) Brahms ı Hannover de oturan dönemin büyük kemancısı Joseph Joachim ile tanıştırmıştır. Joachim'den çok etkilenen Brahms Onun çalışında yoğun bir ateş, öyle ki, her şeyi kaderine bırakan bir enerji, ritmdeki kesinlik, sanatçıyı gösterircesine ve onun yapıtlarında (bestelerinde) daha şimdiden büyük bir anlatım gücü görüyorum, yaşıtlarıyla karşılaştırılamayacak bir biçimde diye söz eder 7 Mayıs 1833, Hamburg 3 Nisan 1897, Viyana. Alman besteci, piyanist ve orkestra şefi, XIX. yüzyılın ikinci yarısının en önemli Alman romantik akım bestecilerindendir. Brahms (Aşağı Sakson - Kuzey Alman) genişçe bir ailenin çocuğuydu. Babası el işçiliğiyle para kazanıyordu, ayrıca Hamburg'taki birkaç dans lokalinde korno ve kontrabas çalarak küçük gruplarla sahne alıyordu. Brahms piyano dersleri alarak müziğe yedi yaşında başladı. Besteciliğe olan yeteneğini genç yaşlarda göstermeye başladı, 1849'da yazdığı Sevilen Valsler üzerine Fantezi adlı yapıtı piyanistler için çalınması hiç de kolay olmayan bir yapıttır. Brahms genç birisi olarak kendine özgü bir anlatım biçimi geliştirmişti; erken dönem yapıtlarını takma ad ile (G. W. Marcks, Karl Würth) yayınlatıyordu ve bunlara kendine göre yüksek opus numaraları veriyordu. 1853 de Brahms Joachim'in Brahms'a önerisi, kendisini Weimar'da Saray Müzik Direktörü olan Franz Liszt 'e tanıtması olmuştu. Liszt'in Brahms'a sözü ise Breitkopf & Härtel Yayınevi'ne yazdığı bir mektupta kendisinden söz etmesi olmuştu. 37

Brahms bu durumdan pek bir beklenti çıkaramamış ve Joachim'e bir mektup yazarak kendisini sanat yaşamına sokmasını istemişti. Bunun üzerine Joachim, Brahms a Düsseldorf ta oturan besteci Robert Schumann' la tanışmasını önermişti. Onun kişisel olarak bu konuya yüklenmesi yirmi yaşındaki Brahms'ı Almanya'da sanki bir gecede ünlü birisi yapmıştı. Müzikle ilgilenen bir sürü kişi ondan bir şeyler dinlemek, yapıtlarını görmek, bu yeteneği daha çok tanımak istiyordu. 25 Ekim 1853 de Robert Schumann tarafından Leipzig te kurulan 'Müzik için Yeni Dergi' nin (Neuen Zeitschrift für Musik) Yeni Yollar başlığı altında ilk yazısını Schumann yazmış ve Brahms için şunları belirtmiştir: ' (...) ve o geldi işte, bu seçkin ve kahraman nöbeti tutabilecek yeni bir kan. Hamburg'lu Johannes Brahms, oranın karanlık sessizliğinde yaratılmış ama sanatın bu zor uzlaşısında kendisine fazlasıyla ve coşkuyla ilgilenmiş bir öğretmenden biçimlenmiş, kısa bir süre önce saygıdeğer yakınım olan bir usta tarafından bana sözü edilen Brahms. Bütün bu belirtileri üzerinde taşıyan o: O seçkin birisi. (...) ' Bu durum Brahms'ı ürkütmüştü. Schumann'a yazdığı mektuplarında korkularını dile getirmiş, kamu ölçütlerine göre yetersiz kalabileceğini belirtmişti. Kendini aşırı eleştirerek bunalıma girip birkaç çalışmasını yakıp yok etmişti. Schumann, Müzik Yayınevi Breitkopf & Härtel 'in de Brahms'ı kabul etmesini dileyerek, yayınevinin Brahms'ın birkaç çalışmasını yayınlamsını istedi. 38

Brahms ın Müziği Brahms ın yapıtları bütün Avrupa müzik geleneğini kapsar. Yalnızca Beethoven la kalmayıp J.S: Bach, Georg Friedrich Haendel ve Giovanni Pierluigi da Palestrina nın da Brahms müziğinde etkisi vardır. Müzik tarihsel çalışmaların sonucunda Brahms müziğini üç döneme ayırabiliriz: Birinci dönem Ein Deutsches Requiem e kadar olan kısımdır. İkincisi, ikinci piyano konçertosuna kadar olan kısımdır. Üçüncüsü ise 3.Senfoni ile başlar. İlk dönem için romantik temel üzerine oturmuş denilebilir. İkinci dönem güçlü bir klasik vurgusudur. Üçüncü dönem için ise romantik ve klasik temelin kendi içinde erimesi diyebiliriz. 21 Macar Dansları (Piyano için, iki- ve dört el için, Nr. 1, 3 ve 10, 1874 ve 1876 Brahms tarafından orkestraya uyarlandı) Senfoni Nr. 1 do minör op. 68 (1876) Senfoni Nr. 2 re majör op. 73 (1877) Keman konçertosu re majör op. 77 (1879) Akademik Kutlama Üvertürü do minör op. 80 (1880) Trajik Uvertür re minör op. 81 (1880) Piyano Konçertosu Nr. 2 si bemol majör op. 83 (1882) Senfoni Nr. 3 fa majör op. 90 (1884) Senfoni Nr. 4 mi minör op. 98 (1886) İkili konçerto keman ve viyolonsel için la minör op. 102 (1888) Brahms ın Yapıtları Orkestra yapıtları Piyano Konçertosu Nr. 1 re minör op. 15 (1859) Serenad Nr. 1 re majör op. 11 (1860) Serenad Nr. 2 La Majör op. 16 (1860) Haydn`ın bir konusu üzerine çeşitlemeler op. 56a (1874) Piyano müziği İki el için Sonat Nr. 1 do majör op. 1 (1853) Sonat Nr. 2 fa diyez minör op. 2 (1854) Scherzo mi bemol minör op. 4 (1854) Sonat Nr. 3 fa minör op. 5 (1854) Schumann' in Bir Konusu Üzerine Çeşitlemeler op. 9 (1854) 39

Gavotte WoO posth. 3 (1854-55) 2 Gigue WoO posth. 4 (1855) 2 Saraband WoO posth. 5 (1854-55) Dört Balad op. 10 (1856) Bir Konu Üzerine Çeşitlemeler op. 21/1 (1861) Bir Macar Türküsü Üzerine Çeşitlemeler op. 21/2 (1861) Händel' in Bir Konusu Üzerine Çeşitlemeler op. 24 (1862) Paganini' nin Bir Konusu Üzerine Çeşitlemeler (İki sıra) op. 35 (1866) 16 Vals (genişletilmiş metni de var) op. 39 (1865) 10 Macar Dansları WoO 1 (1872 Dört El için olan Uyarlaması 1869, altta) Sekiz Piyano Parçası op. 76 (1879) İki Rapsodi op. 79 (1880) Yedi Fantezi op. 116 (1892) Üç Intermezzo op. 117 (1892) Altı Piyano Parçası op. 118 (1893) Dört Piyano Parcası op. 119 (1893) Ossip Gabrilowitsch Intermezzo`yu çalıyor Nr. 3 C- Dur op. 119 Welte-Mignon için 4. Temmuz 1905`te. * 1602 kb?/i 51 Piyano Alıştırması (1893) Piyano müziği Dört el için Souvenir de la Russie, WoO 21 Macar Dansları (1869 ve 1880) Schumann`in bir konusu üzerine çeşitlemeler mi bemol majör, op. 23 (1863) 16 Vals, op. 39 18 Aşk Türküsü (Vals), op. 52 a 15 Yeni Aşk Türküsü (Vals), op. 65 a İki piyano için Sonat fa minör, op. 34 (Fa minör Piyanolu Beşil`inden, op. 34) Joseph Haydn`in bir konusu üzerine op. 56b (op. 56a Orkestra için uyarlama) Oda müziği, piyanolu Piyanolu Üçül la major (1853 sıraları) Piyanolu Üçül Nr. 1 si majör op. 8 (1854, yeni uyarlama 1891) Piyanolu Beşil Nr. 1 si minör op. 25 (1863) Piyanolu Beşil Nr. 2 şa majör op. 26 (1863) Piyanolu Beşil fa minör op. 34 (1865) Sonat, Piyano ve viyolonsel için Nr. 1 mi minör op. 38 (1865) 40

Üçül, Korno keman ve Piyano için mi bemol majör op. 40 (1865) Piyanolu Beşil Nr. 3 do minör op. 60 (1875) Sonat, Piyano ve keman için Nr. 1 sol minör op. 78 (1880) Piyanolu Üçül Nr. 2 do majör op. 87 (1880) Sonat, Piyano ve Viyolonsel için Nr. 2 fa majör op. 99 (1886) Sonat, Piyano ve keman için Nr. 2 la majör op. 100 (1886) Piyanolu üçül Nr. 3 do minör op. 101 (1887) Sonat, piyano ve keman için Nr. 3 re minör op. 108 (1889) Klarinetli Üçül la minör op. 114 (1891) 2 Sonat, Klarinet ve Piyano için fa minör, mi bemol minör op. 120 (1894) Scherzo do minör, keman ve piyano için WoO 2 Klarinetli Beşil si minör op. 115 (1891) Org yapıtları Fug la bemol minör WoO 8 Prelüd ve Füg la minör WoO 9 Prelüd ve Füg sol minör WoO 10 Koral Dinleti ve Füg O Traurigkeit, o Herzeleid üzerine WoO 7 11 Koral Dinleti op. posth. 122 Oda müziği, piyanosuz Yaylı Altıl Nr. 1 si bemol majör op. 18 (1862) Yaylı Altıl Nr. 2 Sol majör op. 36 (1866) Yaylı Dördül Nr. 1 do minör op. 51/1 (1873) Yaylı Dördül Nr. 2 la minör op. 51/2 (1873) Yaylı Dördül Nr. 3 si bemol majör op. 67 (1876) Yaylı Dördül Nr. 1 fa majör op. 88 (1882) Yaylı Dördül Nr. 2 sol majör op. 111 (1891) Koro yapıtları Missa Canonica op. posth. (1856-, Fragment) Daha sonra bir kısmı Motet op. 74.1' de kullanıldı Ave Maria op. 12 (1860) Cenaze Türküsü op. 13 Koro ve Üflemeliler (1860) Org uyarlaması K.M.Komma tarafından 2 Motet op. 29 (1857-1860): "Schaffe in mir Gott ein rein Herz" op. 29,2 (Psalm 51,12-14) Dinsel Türkü op. 30 12 Türkü ve Romans, Kadınlar korosu için op. 44 Ein deutsches Requiem op. 45 (1866/67 ve 68 (Satz 5)) Rinaldo op. 50 (1869) Aşk Türküleri - Valsler op. 52 (1868) ve Yeni Aik Türküleri op. 65 (1874) 41

Rapsodi, Alto, Erkekler Korosu ve Orkestra için Goethe'nin "Harzreise im Winter"inden bir kısım üzerine op. 53 (1869) Kader Türküsü op. 54 (1871) Triumphlied op. 55 (1871) 2 Motet op. 74 (1878): "Warum ist das Licht gegeben dem Mühseligen" op. 74,1 und "O Heiland, reiß die Himmel auf" Nänie op. 82 (1881) Gesang der Parzen op. 89 (1882) Çingene Türküleri op. 103 ve 112, 4 Ses ve Piyano için Fest- und Gedenksprüche a cappella op. 109 (1888) 3 Motet op. 110 (1889) Annähernd 330 Ses için Türküler 4 Gerçek Türkü op.121 (1896) Vineta op. 42 Nr. 2 (1860) Wilhelm Müller'in bir şiiri üzerine Brahms ın Zentralfriedhof-Viyana daki anıt mezarı Hastalıkları (Jasna Pucarin-Cvetkovi, 2011) Grip benzeri hastalık ve ilerleyici sarılık, lilo kaybı Olası pankreas kanseri ya da karaciğer kanseri Olası karaciğer sirozu Şiddetli horlama uyku apne sendromu Alkol bağımlılığı Disfazi İrritabilite, depresyon 42

Richard WAGNER dostu olan ressam, oyun yönetmeni ve yazar Ludwig Geyer ile evlendi ve aile Dresden e göçtü. Geyer, 1821 de öldü ve aile 1827 de yeniden Leipzig e döndü. Wagner, küçük yaştan itibaren tiyatroya ilgi duymaya başladı. Diğer kardeşleri de meslek olarak oyunculuk ve şarkıcılığı seçmişlerdi. İlk yaratıcı çalışması, 15 yaşında "Leubald and Adelaide" adlı opera metni idi. Weber in bir operasını ve Beethoven in bir senfonisini dinledikten sonra ise müzik tutkusu kendisini gösterdi. Leipzig Üniversitesi ne devam etmeye başlayan Wagner, ayrıca bir sinagogda koro şefi olan Christian Theodor Weinlig den 6 ay boyunca müzik dersi aldı, armoni ve kontrpuan öğrendi. 22 Mayıs 1813, Leipzig, Almanya 13 Şubat 1883, Venedik, İtalya. Müziğiyle birçok besteciyi etkilemiş olan Alman opera bestecisi, tiyatro direktörü, müzik teoricisi ve yazarı, şair, filozof. Geliştirdiği birleşik sanat eseri kavramı (Gesamtkunstwerk) ile müzik dünyasını etkiledi. Gerek müzik ve drama alanındaki yenilikleri, gerekse Yahudi karşıtı görüşleri nedeniyle 20.yy. in en çok tartışılan müzik adamlarından olmuştur. Yirmi yaşından sonra müziğe başlamıştır. «Cüceler Kralı Nibelung un Yüzüğü» adlı operalar dizisinde yer alan dört eseri, dört gün art arda oynanır. Wagner tüm operalarının librettolarını kendisi yazmıştır. Richard Wagner, polis memuru Friedrich Wilhelm Johanna Wagner çiftinin 9 çocuğundan en küçüğüdür. Henüz 6 aylıkken babasını kaybeden Richard Wagner in annesi Johanna, 9 ay sonra aile 1832 de belli başlı eserlerinden ilki olan "Do Major Senfoni" yi besteledi; eser, Leipzig ve Prag da seslendirildi ve ilgi gördü. 1833 ten itibaren çeşitli küçük tiyatro topluluklarında orkestra şefi olarak çalıştı. 43

1834 te "Die Feen (Periler" operasının müziğini ve metnini yazdı. Bu eser, o hayattayken hiç seslendirilmediyse de ikinci operası olan ve Shakespeare in "Kısasa Kısas" oyunundan hazırladığı «Das Liebesverbot» (Yasak Aşk) operası 1936 da Magdeburg ta sahnelendi. 1836 da şarkıcı Minna Planer ile evlendi. Eşini evlenmeye razı etmek için 2 yıl uğraştığı halde, bu evlilik kısa zaman sonra sadakatsızlık nedeni ile bir hayal kırıklığına dönecek yine de 1866 ya kadar sürecekti. Evlendiği yıl Konigsberg tiyatrosunda müzik direktörü olduysa da kısa bir süre sonra ayrılıp Riga da benzer bir göreve başladı. Burada özellikle Beethoven eserlerini yönetti ve Rienzi operasını bestelemeye başladı. 1842 de Dresden Tiyatrosu Rienzi yi sahnelemeye karar verince Paris ten ayrılıp Dresden e gitti. Eser, 6 saat süren çok uzun bir opera olmasına rağmen seyirciyi coşturmayı başarmıştı. Böylece Rienzi operası, Wagner in Almanya da adını duyurmasını sağlayan ilk eser oldu. 1843 de Uçan Hollandalı aynı kentte sahnelendi. Wagner, Dresden de krallık orkestrası şefliğini yaptı. Romantik operası Tannhäuser 1845 de Dresden de sahnelendiğinde geleneksel formların çok dışında bir eser olduğu için eleştirildi. Buna rağmen Franz Liszt, 3 yıl sonra Weimar da bu eseri sahneledi ve Wagner i her zaman destekledi. 1848 de tanışan Wagner ile Liszt, yaşamboyu dost oldular. Wagner, aynı yıl Löhengrin operasını tamamladıysa da sahneleme imkanı bulamadı. Yardımına yine Liszt koştu ve eseri 1850 de Weimar da sahneledi. Wagner in devrimci siyasi etkinliklerinden ötürü İsviçre ye sürgüne gitmesi üzerine kariyerinde yeni bir dönem başladı. Sürgün yaşamı 1862 ye kadar süren Wagner, İsviçre de "Der Ring der Nibelungen" (Nibelungen Yüzüğü) adı verilen opera dizisini yazdı.bu eser 4 ayrı operadan oluşmaktaydı. Eserin Nibelungen yüzüğü adını almasının sebebi ise, hikâyelerin birbirinin devamı olarak yazıldığı bu 4 ayrı operanın art arda sahnelenmesi fikri idi. 1839 da alacaklılarından kaçarak önce Londra ya gitti. Bir oyununun perdeye aktarılması sırasında yaşanan bir anlaşmazlık nedeni ile değerinin daha iyi anlaşılacağını düşündüğü Paris e gitti. Berlioz ve başka sanatçılarla tanıştı. Yoksulluk içinde geçen Paris günlerinde Rienzi yi tamamladı,»uçan Hollandalı» operasının taslaklarına başladı. Bu arada varlıklı ipek tüccarı Otto Wesendonck ve eşi Mathilde ile tanıştı. Otto Wesendock, Zürih yakınlarındaki villasının bahçesindeki küçük bir köşkü Wagner ile eşi Minna ya kiralayarak Richard Wagner ile eşi arasında doğan aşkın sürmesine farkında olmadan yardımcı oldu. Bu aşk, Wagner e yeni eserleri için ilham verdi. Wagner böylece, operalarının en uzunu ve en zoru olan "Tristan ve İsolde" i (1857-1859) yazdı. Eser, 1865 de Münih te Bavyera Kralı nın huzurunda sahnelendi. Wagner, tahta yeni çıkan Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından davet edilince hemen Almanya ya gitmişti. 44

Söylentilere göre eşcinsel olan Kral, Wagner'e ve onun müziğine duyduğu büyük aşkını kanıtlamak adına binanın yapımına yardım teklifinde bulundu. Bu büyük aşktan haberdar olan Wagner bu yardımı kabul etti. Opera binası 1874 de Bayreuth ta birleşik sanat eseri (müzik, şiir, görsel sanatlar, dans gibi tüm sanatların operada harmanlanması) kavramına uygun olarak inşa edildi. Opera binasının inşa sürecinde Wagner kendi sanatının gereklerini göz önünde bulundurarak projenin büyük bölümüne çizimleri ile katkıda bulundu. 1876 daki ilk sanat festivalinde tamamı 18 saatlik bir eser olan Nibelungen yüzüğü sahnelendi. Kralın desteği ile ekonomik sıkıntıları sona erdikten sonra tek komik operası "Die Meistersinger von Nürnberg" Nürnberg'in Usta Şarkıcıları operasını yazıp besteledi ve bu eser de Münih te sahnelendi. Bu arada Bavyera Parlamentosu ülke parasının besteciye yedirildiği inancıyla sanatçıyı eleştirmekteydi. Öte yandan Franz Liszt in ünlü orkestra yöneticisi Hans von Bulow ile evli kızı Cosima ile yaşadığı aşk çevreden tepki toplamaktaydı. 1886 da eşinden ayrılan Wagner, 1870 te Franz Liszt in kızı Cosima ile evlendiğinde çiftin iki çocukları vardı. Wagner, orkestra eseri "Siegfried Idyyll"i 1870 de Cosima için besteledi. 1869-1870 yıllarında Yüzük operalarının ikisi Liszt tarafından sahnelendi. Bu sırada eserin tamamının sahneleneceği bir opera binası için kaynak bulma çabaları sürüyordu. Ümitsizliğe düştüğü anda Kral II. Ludwig'in desteği ile karşılaştı. 1877 de Parsifal operasını yazmaya başlayan Wagner, saf ırk konusundaki polemik yaratan yazılarını yayınlamayı sürdürdü. Parsifal, 1882 de Bayreuth ta sahnelendi. Wagner, 1883 kışını geçirmek için gittiği Venedik te kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bayreuth taki villasının bahçesinde kendi adına hazırladığı mezarına gömüldü. 45

uyarılarına rağmen çalışmalarına ara vermedi. Başarı konusundaki aşırı hırsı Wagner i insanüstü bir gayretle çalışmaya zorluyor ve sağlığını ihmal etmesine neden oluyordu. Hastalıkları ve Ölümü Müzik tarihinde yeni bir çığır açan besteci, orkestra şefi, şair ve yazar Richard Wagner (1813 1883), klasik müzik dünyasında halen en çok övülen ve en çok eleştirilen isimlerin başında geliyor. Besteci, 13 Şubat 1883 tarihinde eşiyle kavga ettikten sonra kalp krizi geçirerek Venedik te yaşama veda etmişti. Yılancık hastalığı Çocukluk döneminde özellikle göz ve ağız çevresinde ağrılı, kırmızı lekeler oluşan Wagner, muhtemelen yılancık hastalığından muzdaripti. Birkaç yıl sonra kaybolan bu lekeler 1835 yılının Mart ayında yeniden ortaya çıkacak ve bestecinin hayatı boyunca en az 12 kez tekrar edecekti. Mide ve göğüs ağrıları Wagner 1839 da alacaklılarından kurtulmak ve ün kazanmak için gittiği Paris te önce soğuk algınlığına, sonra da neredeyse ölümcül sonuçlar doğuracak tifoya yakalandı. Otobiyografisinde yazdığına göre bu hastalığı zorlu bir mücadelenin ardından Homeopat Doktor Prutzer in sayesinde atlattı. 1843 yılında, ölümüne değin zaman zaman tekrar edecek olan şiddetli mide ağrıları başladı. Birkaç yıl sonra da aşırı yorgunluk, kabızlık ve hemoroit şikâyetleri baş gösterdi. Tedavi için zaman zaman kaplıcalara gidiyor ve çok sevdiği köpeği ile uzun doğa yürüyüşlerine çıkıyordu. Doktorların tüm Etkin bir rol oynadığı 1849 Dresden Ayaklanması nın bastırılması ve hakkında tutuklama emri çıkarılması üzerine Wagner İsviçre ye kaçtı. BU dönemde toplumsal ve sanatsal devrim üzerine kitaplar yazmaya yönelerek Sanat ve Devrim, Geleceğin Sanat Yapıtı, Opera ve Dram adlı çalışmalarını yayımladı. 1853 yılında kariyerinde istediği gibi ilerleyemediği saplantısına kapılarak depresyona girdi. Bir süre yeni besteler üretmekte zorlandı. Ülkesinden uzakta ve büyük bir maddi sıkıntı içinde olduğu bu dönemde yakın dostu Franz Liszt e yazdığı 15 Ocak 1854 tarihli mektuptan, bu dönemde intiharı bile düşünecek kadar büyük bir hayal kırıklığı içinde olduğunu öğreniyoruz. 1858 sonbaharında Wagner in mide ağrıları yeniden başladı. Ertesi yıl beyin hummasına yakalandıysa da bu hastalığın bestecinin sağlığı üzerinde kalıcı bir etkisi olmadı. 1864 yılı Wagner in kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Besteci tahta yeni çıkan Bavyera Kralı II. Ludwig in (1845 1886) desteği ile tüm borçlarını kapattığı gibi Kralın yaklaşık yirmi yıl devam edecek himayesinin henüz ikinci yılında Tristan ve İsolde operasını bitirdi. Aynı yıllarda Franz Liszt in kızı ve orkestra şefi Hans von Bülow un eşi Cosima Bülow la yaşadığı evlilik dışı ilişki, çevresinde tepkiyle karşılandı. (Wagner ile Cosima 1870 yılında evlendiler.) 1866 da mide sorunları yeniden ortaya çıktı. Bunun üzerine aralarında Josef Standhartner in de bulunduğu birçok doktora muayene oldu. Doktorlar besteciye sıkı bir diyete başlayarak alkolden uzak durmasını ve entelektüel heveslerden mümkün olduğunca sakınmasını önerdilerse de Wagner bu son öneriye kulak asmadı. 1872 de göğüs ağrılarına kalp çarpıntıları da eşlik etmeye başladı. Ne var ki Wagner in ergenlik yıllarından beri çektiği mide rahatsızlığı, bestecinin başvurduğu doktorları da yanıltmış ve kalp hastalığı belirtilerini sindirim sistemiyle ilişkilendirmelerine yol açarak tedaviyi bir hayli geciktirmişti. Bu yıllarda bestecinin zihnini, sağlık sorunlarından çok Beyrut ta kurmayı hayal 46

ettiği Festival Tiyatrosu meşgul ediyordu. Binanın inşası Wagner in sadık hayranı II. Ludwig in desteğiyle beş yılda tamamlanacak ve 13 Ağustos 1876 gecesi bestecinin dört dev operasından oluşan Nibelung ların Yüzüğü temsili ile resmen açılacaktı. olacak Parsifal i tamamladı. 14 Eylül 1882 tarihinde kışı geçirmek için ailesiyle birlikte Venedik teki Palazzo Vendramin e doğru hareket etti. Uzun süreden beri ilk kez opera dışında yeni eserler vermeyi planlıyordu. Son sözü: Saatim!.. 13 Şubat 1883 sabahını endişeli bir halde karşılayan Wagner, hizmetçisi Georg a Bugün kendime dikkat etmeliyim, dedi. Fakat bu uyarısına kulak asmayarak Cosima yla kavga etti. Kavganın nedeni Parsifal in hazırlık süreci sırasında adının aşk söylentilerine karıştığı genç soprano Carrie Pringle dı. Kavganın yatışmasının ardından Wagner çalışma odasına geçerek birkaç gün önce yazmaya başladığı bir makale üzerinde çalışmaya koyuldu. Öğle yemeği için de sofraya inmedi. Son yılları Wagner son yıllarını sağlık sorunlarıyla mücadele ederek geçirdi. 1877 yazında sinirsel yorgunluk, bağırsak tembelliği, karında şişlik şikâyetleri nedeniyle kaplıcaya tedaviye gitti. Aynı yıl miyopi teşhisi kondu ve gözlük takması önerildi. Bu dönemde baş ağrıları, uykusuzluk gibi şikâyetleri de artmış, uzun süre çalışmakta zorlanır olmuştu. İki yıl sonra kısa süreli baygınlıklar geçirmeye başladı. 1880 yılının Ocak ayında yüzündeki kırmızı lekeler 20 yıl aradan sonra tekrar nüksetti. Nisan ve Haziran aylarında bu durum birkaç kez daha tekrar etti. 1881 yılıyla birlikte sağlığı ciddi biçimde bozulmaya başladıysa da Wagner çalışmalarına ara vermeden devam ediyordu. Bayreuth gazeteleri için Din ve Sanat (1880), Kahramanlık ve Hristiyanlık (1881) gibi makalelerini yazdı. Şiddetlenen göğüs ağrılarına rağmen son operası Öğleden sonra saat 14.00 sularında Wagner in inilti seslerini duyan hizmetçisi içeri girdiğinde onu göğüs ağrıları içinde, masasının üzerine kapanmış halde buldu. Wagner, hizmetçiden eşine ve doktora haber vermesini istedi. Vakit kaybetmeden odaya gelen Cosima, hizmetçi Georg un da yardımcıyla Wagner i bitişik odadaki bir koltuğa taşıdı. Bu esnada bestecinin cebinden Cosima nın hediye ettiği saati düştü. Bunu fark eden Wagner nefes almakta güçlük çekmesine rağmen son bir gayretle Saatim!.. dedi. Bu onun son sözü olacaktı. Cosima önceki ataklarda yaptığı gibi bir süre eşinin göğsünü ovdu. Az sonra eve gelen Dr. Friedrich Keppler ise son bir umutla Wagner in vücuduna içeriği bugün bilinmeyen bir sıvı enjekte ederek vücuduna masaj yapmaya başladı, ancak tüm çabalara rağmen sonuç alamadı. Richard Wagner ölmüştü. Ertesi gün Dr. Keppler ve Prof. Hofmann tahnit işlemlerini gerçekleştirdiler. Bu işlemler yapılırken Wagner in kalp krizinden öldüğü bilgisi de kesinleşmiş oldu. Bestecinin naaşı 16 Şubat ta Viyana dan özel olarak getirtilen bir bronz tabutun içine kondu. Yakın dostu ve meseni Bavyera Kralı II. Ludwig in naaşın Venedik te herhangi bir tören düzenlenmeden, derhal Almanya ya gönderilmesi için belirttiği ısrarı üzerine gondolla tren istasyonuna, buradan da Beyrut a getirildi. Wagner in cenazesi vasiyetine uyularak Beyrut taki Wahnfried ( Yanılsamadan Kurtuluş ) adını verdiği 47

evinin arka bahçesine, çok sevdiği köpeği Russ un mezarının yakınına defnedildi. Yakın dostu ve kayınpederi Franz Liszt, Wagner in ardından, bestecinin onun en çok sevdiği eseri olan Orpheus senfonik şiirinden alıntılarla örülü Am Grabe Richard Wagners başlıklı bir eser yazdı. Cosima Wagner eşinin ölümünden sonra Bayreuth Müzik Festivalini devam ettirdi. Sonraki yıllarda bu geleneği çocukları ve torunları üstlenerek festivalin I. ve II. Dünya Savaşlarının neden olduğu kesintiler dışında her yıl gerçekleşmesini sağladılar. 48

Jacques OFFENBACH 20 Haziran 1819 Köln, Almanya- 5 Ekim 1880 Paris Asıl adı Jacob Levy Eberst dir. Alman asıllı, Fransız müzisyen, opera ve operet bestecisi, viyolonsel virtüözü, tiyatro idarecisi, orkestra şefi. Opera Comique (Opera Komik) türünde eserler vermiştir. Alfred de Musset 'nin de "Şamdancı Oyunu" için viyolonsel eşlikli düetler bestelemiştir. Daha sonra operetler bestelemeye başlamıştır. Canlı, coşkulu, şakacı müziğiyle kendine özgü bir operet türü olan Fransız Opereti ni yaratmıştır. Şarkıları ve dansları (Can-Can Dansı), döneminde Paris yaşamının simgesi haline gelmiştir. En bilinen operalarından biri "Hoffmann'ın masalları"'dır. Çok renkli, eğlenceli, fantastik unsurlar barındıran bir operettır. Operalarında daha çok duygularına yer verir. 5 Ekim 1880 de Paris te ölmüştür. 49

Camille SAINT SAENS 1853-1877 yılları arasında orgcu olarak görev yapmıştır. 1861-65 arasında ders vermiş, 1871'de Société Nationale de Musique'in kurucu üyelerinden biri olmuştur. Bir dizi senfonik şiirin ardından kendisine büyük ün sağlayan 5 piyano konçertosu yazmıştır. 1868'de tamamladığı ilk operası Samson ile Delilah, İngiltere'ye ilk gidişinde, Franz Liszt'in organizasyonu ile sahnelenmiştir. Bundan sonra Saint-Saëns ömrü boyunca Lizst'e minnettarlık duymuş, en iyi eserlerinden biri olan 3.Senfonisi'ni Lizst'e ithaf etmiştir. 1 902'de VII. Edward'ın taç giyme töreni için bir marş yazmıştır. Seyahati seven bir kişiliktir ve Cezayir'in kültüründen çok etkilenmiştir. Son dönem eserleri bu kültürden izler taşır. 9 Ekim 1835 Paris, Fransa 16 Aralık 1921, Cezayir. Fransız besteci, orkestra şefi, orgcu ve piyanisttir. En bilinen eserleri Hayvanlar Karnavalı, Introduction and Rondo Capriccioso, Dans Makaber dir. Hayvanlar Karnavalı ve benzeri eserleri nedeniyle günümüzde çocukların da dinlemekten en çok hoşlandıkları bestecidir. Fransa nın en sağlıklı yaşlılarından biri olarak, seksen yaşından sonra kendi orkestra eserlerini yönetmek üzere turnelere çıkmıştır. Piyano Konçertoları, 3. Senfonisi ve Samson ile Dalilah isimli eserleri ile tanınan Fransız bestecinin, çok küçük yaşta yeteneği kendini belli etmiştir. 1846'da Paris'te resital vermiş, 1848'de Paris Konservatuarı'na kabul edilmiştir. Burada Benoist'le org, Halevy ile kompozisyon çalışmıştır. 50

Sergei Vasilievich RACHMANİNOFF babası ayrılan Rahmaninov, bu olaya tepkisini okuldaki tüm derslerinden kalarak göstermiştir. Bunun üzerine Moskova ya gönderilen ve sert bir öğretmen olan Nikolay Zverev in evine yerleştirilen Rahmaninov, bu evde diğer öğrenciler ile birlikte yoğun bir tempoda çalışmıştır. Burada Zverev İn müzisyen arkadaşları ile tanışma fırsatı bulmuştur. Yine burada Çaykovski ile tanışması ve öğütler alması ona yeni ufuklar açmıştır. 1 Nisan 1873, Semionova, Rusya 28 Mart 1943 Beverley Hills, California, ABD. Tatar Kökenli Rus besteci, orkestra şefi, piyanist. XX.yy ın en büyük piyanist ve bestecilerinden biridir. Rus romantizminin son büyük bestecisi ünvanını taşır. Bolşevik Devrimi nden sonra ABD ye yerleşmiş ve ABD vatandaşı olmuştur. Rusya Nın kuzeybatısında Novgorod şehri yakınlarındaki Semyonova daki Tatar kökenli aristokrat bir ailenin beşinci çocuğu olarak 1 Nisan 1873'de doğmuştur. Ordudan emekli bir subay olan babası ve bir generalin kızı olan annesi amatör olarak müzikle uğraşmışlardır. Oğullarını da bu yönde yetiştirmişlerdir. Rahmaninov ailesinin maddi durumundaki kötüleşme, St. Petersburg a yerleşmelerini gerektirmiştir. Bu nedenle Sergei Rahmaninov konservatuara bu şehirde devam etmiştir. Ancak St. Petersburg'daki difteri salgınında kızkardeşi Sofiya nın ölmesinden sonra anne ve Aşırı disiplinden hoşlanmadığı için Zverev ile geçinemeyen Rahmaninov, beste yapabilmek için kendisine özel bir oda istediği için evden kovulmuştur. Sonrasında Moskova yakınlarındaki bir akrabasının yanına taşınarak daha rahat bir ortama kavuşan Rahmaninof, çalışmalarına Liszt in öğrencilerinden olan kuzeni Siloti ile burada devam etmiştir. Rahmaninov, 19 yaşında iken yazdığı Do diyez minör prelüd ile dikkatleri üstüne çekmiştir. Bu eser, piyano edebiyatının en çok çalınan eserlerinden birisi olarak anılmaktadır. 51

Mezuniyet projesi olarak Puşkin in Çingeneler Şiiri üzerine bestelediği tek sahnelik operası olan Aleko 'yu yazan Rachmaninov, böylece büyük altın madalyayı kazanarak okuldan mezun olduğu gibi yayıncı Gutheil ile de bir sözleşme yapmıştır. sırasında 12 Şarkı yı bestelemiştir. Rusya ya döndükten sonra ardı ardına eserler bestelemiş ve eserleri 1904 te şef olarak çalışmaya başladığı Bolşoy Tiyatrosu nda seslendirilmiştir. 1903'te büyük kızı Irina, 1907'de küçük kızı Tatyana dünyaya gelmiştir. Rahmaninov, Bolşoy Balesi'nde orkestra şefliği yapmakta iken 1905 Devrimi (Ekim Devrimi) gerçekleşmiştir. Ülkenin siyasi koşullarının özgürce beste yapmasını önlediğini hissedince 1906 yılının Kasım ayında ikinci vatanı kabul ettiği Dresden e giden sanatçı, Mi Minör İkinci Senfoni (1907), Birinci Piyano Sonatı, Re Minör Üçüncü Piyano Konçertosu (1909), Ölüler Adası adlı senfonik şiirini (1909) ve eserlerini bu dönemde bestelemiştir. Mezuniyet sonrasında iki yıl öğretmenlik yaparak geçimini sağlamıştır. Bu arada çeşitli eserler besteleyen sanatçının bu dönemde yazdığı Do-diyez Majör Prelüd daha sonra dünyanın en bilinen piyano parçalarından birisi olmuştur. İlk önemli eseri 1895-1896 yıllarında yazdığı Re Majör 1. Senfoni dir. İlk bestelerine yönelik eleştirilerle bağlantılı olarak sıkıntılı ve zorlu bir süreç yaşayan sanatçı bu süre zarfında geçici bir süre için zengin bir işadamının özel operasında yardımcı şef olarak orkestra şefliği yapmıştır. 1900 de Dr. Nikolai Dahladlı hipnozcudan 3 ay boyunca terapi gördükten sonra yeniden besteciliğe dönmüş ve İkinci Piyano Konçertosunu yazmıştır. Rahmaninov, doktoruna ithaf ettiği bu eseri Moskova Filarmonisi nin konserinde çalarak besteci-yorumcu kimliğini tanıtmıştır. 1902 de kuzeni Natalia Satina ile evlenen Rahmaninov, İsviçre de geçirdikleri balayı Rahmaninov, 1909 da yeni eseri 3. Piyano Konçertosu ve diğer eserlerini seslendirmek üzere Gustav Mahler ve Walter Damroch ile ABD ye gitmiştir. ABD turnesi için özel olarak bestelediği 3. Piyano Konçertosu nu New York Senfoni Orkestrası eşliğinde başarıyla icra eden sanatçı, Boston Senfoni Orkestrası ndan sürekli şef 52

olma önerisi almış, fakat Rusya'da getirildiği yeni görevden ötürü bu öneriyi kabul edemeyerek 1910 yılının Şubat ayında Rusya ya dönmüştür. Rachmaninov, Rusya'da Moskova ve St. Petersburg konservatuarları da dahil olmak üzere ülkedeki tüm müzik okullarını yöneten Rus Kraliyet Müzik Topluluğu'nun başkanı olarak görevlendirilmiştir. Küçük yöresel okulları geliştirmeye odaklanan sanatçı, Kiev'de önemli bir okul kurmuştur. Bunun yanı sıra Moskova Filarmoni Orkestrasını'da yönetmiş ve beste yapmayı sürdürmüştür. ABD Yılları 1917 deki Bolşevik Devrimi nden 2 ay sonra, Rahmaninov'un müziği "burjuva tarzında müzik" olarak nitelenip aşağılanmış ve bu nedenle sanatçı İskandinavya'daki bir konser turnesine çıkarak Rusya yı terk etmiştir. Ailesini de yanına getirtmiş ve ülkesine dönmemiştir. Aşk ilişkileri Rusya da müzik alanındaki zıtlaşmada hayranlık duyduğu Çaykovski nin yanında yer alan Rahmaninov, artık beste çalışmalarında insan sesine ağırlık vermeye başlamıştır. Özel yaşamında ise şair Marietta Shaginyan ve şarkıcı Nina Koshetz ile ilişkiler olmuştur. Marietta Shaginyan tarafından kendisine bestelemesi için liberettolar yazılan Rahmaninovun Nina Koshetz ile birlikteliği evliliğini tehdit etmiş fakat bazı eserlerine de ilham vermiştir. Bir süre İsveç ve Norveç te konser piyanisti olarak yaşadıktan sonra Kasım 1918'de ABD ye gitmiş, eşiyle birlikte 1 Şubat 1943'te bu ülkenin vatandaşlığına geçmiştir. ABD'de özgün yapıtlar üretemeyen Rahmaninov, eski yapıtlarını gözden geçirip yeniden yazmış ve kariyerine bir konser piyanisti olarak devam etmiştir. ABD'de kendisine ün getiren konser dizilerine başlamış ve albümler çıkartmıştır. Amerika, Avrupa, Kanada ve Küba da konserler vermiş ve kısa zamanda maddi servetini arttırmıştır. Kızları için Paris te bir yayınevi kuran sanatçı, yazlarını da yine Paris'te geçirmiştir. 1931 yılında Rus göçmenlerle birlikte Paris'te bir müzik okulu açılmasına katkıda bulunan Rahmaninov'un adı daha 53

sonra bu okula verilmiştir (Rahmaninov Konservatuarı). Konser piyanistliği kendisine beste yapacak zaman bırakmadığından neredeyse 10 yıl boyunca hiçbir şey besteleyememiştir. 1918-1943 arasında sadece 6 yeni eser tamamlayabilen sanatçı bunu, İsviçre'de Lucerne gölü kıyısında yaptırdığı ve ona Rusya'daki evini hatırlatan evinde geçirdiği zamana borçludur. Son Yılları Rahmaninov'un borsada tüm varlığını yitirmesi ve 1939 da II. Dünya Savaşı'nın çıkması Avrupa turnelerinin iptal edilmesine neden olmuştur. Bu süre esnasında sağlığı bozulan Rahmaninov a kanser teşhisi konulmasına rağmen sanatçı, beste yapmaya ve orkestra yönetmeye devam etmiştir. En son büyük eseri olarak Senfonik Danslar'ı bestelemiştir. 28 Mart 1943 te Kaliforniya, Beverly Hills'te kanser nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 1926 da Dresden de geçirdiği bir tatil sırasında 4. Piyano Konçertosu nu yazmıştır. 1934 yılında bestelediği Paganini nin Bir Teması Üzerine Rapsodi, en çok çalınan eserlerinden biri olmuştur.1936'da yazdığı La Minör Üçüncü Senfonisi yurdun, ayrılığın hüznünü taşıyan eserlerinden birisidir. Eserleri Rahmaninov, 4 piyano konçertosu ile 3 senfoni yazmıştır. Diğer senfonik eserleri arasında Ölüler Adası adlı senfonik şiiri, Senfonik Danslar adlı yapıtı sayılabilir. Paganini nin Bir Teması üzerine Rapsodi, piyano ve orkestra için yazılmış bir eserdir. Aynı yıllarda, Bolşeviklerce, rejime yaptığı eleştirilerden ötürü Rahmaninov un eserlerinin Rusya da çalınması yasaklanmıştır. Solo piyano için 24 prelüd ve 2 sonatın yanı sıra, 6 Müzikal An, Chopin in Bir Teması Üzerine Varyasyonlar, Corelli nin Bir Teması Üzerine Varyasyonlar adlı yapıtları bestelemiştir. 2 piyano için ve dört el için eserler de veren sanatçı, Birinci Senfoni sini dört-el piyanoya uyarlamıştır. 2 önemli akapella eser vermiş, 3 opera yazmıştır. 1907 de başladığı dördüncü operası yarım kalan sanatçının 54

bu eseri Igor Buketoff tarafından tamamlanıp 1894 te sahnelenmiştir. Oda müziği için iki piyano triosu ve bir çello sonata yazdı. Tolstoy, Puşkin, Goethe, Hugo gibi yazarların metinleri üzerine şarkılar bestelemiştir. Adolf Hitlerin bulunan müzik koleksiyonunda Sergei nin besteleri de vardı. 55

Guiseppe VERDI Kilise orgcusundan ilk müzik derslerini aldı. Geçmişinde hiç müzisyen olmayan ailesi, oğullarının müzik eğitimi için büyük çaba harcadı, ona eski bir piyano aldıkları gibi yakındaki Busetto kasabasına göndererek oradaki sanatsal ortamdan yararlanmasını da sağladılar. Busetto da aile dostu bir tüccar olan Antonio Barezzi'nin evinde kalarak Latince ve müzik dersleri alan Verdi, İtalya da Busetto'lu Kuğu olarak da bilinir. Milano Konservatuvarı na girmek isteyen Verdi, piyano tekniği zayıf olduğu için konservatuvar sınavlarını kazanamadı. Ancak La Scala Tiyatrosu nun şefi Vincente Lavigna'dan 2 yıl boyunca özel ders alma fırsatı buldu. Masraflarını Barezzi nin karşıladığı bu özel dersler sayesinde opera müziği hakkında bilgisini arttırdı. 10 Ekim 1813, La Roncole, İtalya 27 Ocak 1901, Milano, İtalya 10 Ekim 1813, La Roncole, İtalya 27 Ocak 1901, Milano, İtalya. XIX. yy İtalyan Operası Ekolünden gelen en ünlü İtalyan besteci. Tüm dünyada eserleri en çok sahnelenen opera bestecilerinden birisidir. İtalyan operasını kimsenin ulaşamadığı bir doruğa yükseltmiştir. Kaydı yapılmamış hemen hiçbir operası kalmamış gibidir. Verdi nin operaları genellikle üç dönemde incelenir: İlk grup, Il Travatore ve La Traviata ile doruğa tırmanmış, ikinci grup Aida nın, üçüncü grup ise Othello ile Falstaff ın başarısını taşımıştır. Falstaff operası Shakespeare in Bütün dünya bir sahnedir, sözleriyle biter. Hancılık yapan yoksul bir ailenin ikinci çocuğu olarak 10 Ekim 1813^ te, Kuzey İtalya daki La Roncole Köyü'nde, günümüzde müze olarak kullanılan evde doğdu. Verdi, Busetto ya döndüğünde şehir orkestrasının şefliğini yürütmeye başladı; Barezzi nin kızı ile evlendi, art arda bir kızı, bir oğlu oldu. 1838 de ilk bestesi yayınlandı, orkestra şefliği görevinden ayrılarak Milano ya yerleşti; Avrupa nın önde gelen müzik editörlerinden Giovanni Ricordi, eserlerinin telif haklarını satın aldı ve bu iş ilişkisi 56

ölümüne kadar sürdü. 1838 de yazdığı Oberto adlı ilk operası Milano'da dönemin ünlü sanatçıları tarafından başarıyla temsil edildi. Aynı yıl iki çocuğunu ve karısını 2 ay gibi kısa bir sürede hastalıklar nedeniyle ardı ardına yitiren Verdi; yaptığı bir sözleşme gereği bir komik opera bestelemek zorunda olduğundan ilk komik operası Bir günlük Kral ı yazdı. Bu eser, La Scala da başarısız olunca yaşadığı ruhsal bunalım üzerine Busetto dan ayrılarak Milano ya yerleşti ve artık beste yapmamaya karar verdi. İtalyan besteci ve liberetto yazarı Temistocle Solera nın yazdığı liberetto yu okuyunca fikrini değiştirdi. Nabucco dan sonra peşpeşe Lombardi, Ernani, I due Foscari operalarını yazan Verdi, büyük üne kavuştu. Nabucco ve Lombardi nin koro bölümleri sokaktaki halkın ve İtalyan vatanseverlerin dilinden düşmüyordu. Yahudilerin Babil den sürgün edilmelerini konu alan Nabucco adlı eseri bestelemeyi 1841 de tamamladı. Nabucco, Verdi ye ilk büyük başarısını getirdi. Nabucco operasının La Scala da sahnelendiği 1842 yılında Abigaille rolündeki soprano Giuseppina Strepponi ile tanışan Verdi, 55 yıl süren yeni bir işbirliğine başladı. Ancak 1859 da evlenebildiği Giuseppina ile geçirdiği yıllar onun en verimli dönemi oldu. Evlilikleri, eşinin 1897 de ölümüne kadar sürdü. Ernani operası, ise ona İtalya dışında da ün kazandırdı. Ernani, Victor Hugo nun Hernani oyunundan operaya aktarılmıştı. Opera eserlerinin müzikal yönüne ağırlık veren, dramatik yönünü pek önemsemeyen İtalyan opera geleneğine bir yenilik getirerek, oyunun daramatik yönüne ağırlık verdiği bu eserin başarısı üzerine ardı ardına opera siparişleri almaya başladı. I due Foscari eserinde ise ilk defa karakterleri temsil eden ve duyulduklarında onları hatırlatan temalar kullanmaya başladı. Bir anlaşmazlık nedeniyle operalarını Milano da sahnelemekten vazgeçince Alzira, Atilla, Macbeth diğer İtalyan şehirlerinde; I Masnadieri Londra da sahnelendi. Konusu Voltaire nin aynı adlı eserinden alınan Alzira operası, Verdi nin bile hiç sevmediği, gerçekten korkunç olarak nitelediği tek operası olarak ün yapmıştır. 57

Atilla Operası, Verdi nin Solera ile yaptığı işbirliğinin son ürünüdür ve çok başarılı bir operadır. eser, birkaç yıl sonra bestelenecek La Traviata ile birlikte Gerçekçilik akımının öncüsü olmuştur. Macbeth operasının librettosunu Shakespeare hayranı olan Verdi düzyazı olarak kendisi yazmış ve şiire dönüştürülmesini Piave den istemişti. Başrolü bir tenora değil, baritona vermek; kötü karakterli kişileri eserin kahramanı yapmak; eserde tek bir aşk öyküsünü değil, yükselme hırsı, vicdan huzursuzluğu gibi konuları işlemek bu eserde getirdiği yeniliklerdir. 1848 de Milano nun Avusturyalılar tarafından fethedilmesi üzerine Verdi, II. Corsaro (Korsan), La Battaglia (Legnano Savaşı) ve Luisa Miller operalarını yazdı. II. Corsaro, bir borcunu ödemek üzere alelacele yazdığı, kötü bir eserdi. La Battaglia di Legnano, milliyetçi cümleler ve sahnelerle dolu bir eserdir. Luisa Miller in konusu Friedrich Schiller in Hile ve Aşk adlı eserinden alınmıştır. İlk defa soyluları değil, halktan insanların canlandırıldığı bu opera eserde orkestra yalnızca esere eşlik eden bir araç olmaktan çıkmış, güçlü bir anlatım aracı haline gelmişti. Bu 1851 de Verdi nin en iyi eserim dediği Rigoletto Venedik te, 1853 de, II. Trovatore Roma da büyük 58

başarı kazandı. Rigoletto, konusunu Victor Hugo nun Kral Eğleniyor adlı eserinden almıştı. Il Trovatore, konusu karışık ve anlaşılması güç bir operadır. Şarkıcıların doğal ses olanaklarına göre beste yaratmak yerine, onları seslerini geliştirmeye yöneltecek nitelikte bir eserdir. Aynı yıl (1853), en popüler eseri olan La Traviata, Venedik te sergilendi. İlk sahnelenişi fiyasko ile sonuçlansa da zamanla en sevilen eserlerinden biri oldu. Verdi nin Alexandre Dumas ın Kamelyalı Kadın romanından esinlenerek yazdığı La Traviata, edebiyata dayalı operanın en tanınmış örneklerindendir; Carmen ile gerçekçilik okulunun öncülerinden biridir. Parlementer olarak yaptığı ilk katkı, İtalya nın müzikal kurumlarının koordine edilmesi ve devletle olan ilişkilerinin saptanması konusunda önerilerdi. 1865 de parlamentodan çekildi. 1862'de Kaderin gücü (La Forza del Destino) operasını St. Petersburg'da sahneledi. 5 yıl opera yazmaya ara verdikten sonra, 1867'de Don Carlos operasını yazdı. Aida Operası Mısır Hidivi nin siparişi üzerine bestelediği Aida operası, Kahire deki İtalyan Opera Binası nın açılışında sahnelendi. Bu dönemde bestelediği diğer ünlü operaları şunlardır: Sicilya Vesperler Gecesi Katliamı (I Vespri siciliani), Aroldo, Simon Boccanegra, ve Maskeli Balo (Un Ballo in Maschera), Verdi, 1859'da Parma Meclisi ne Busetto temsilcisi olarak girdi. 1861 de ise İtalyan Parlamentosu na seçildi. Aida, Mısır ile Habeşistan arasında yüzyıllar boyunca sürüp giden çatışmalardan M.Ö. 10. yüzyılda yer alanı sırasında geçen olaylar üzerine kurulmuş bir aşk, baba sevgisi ve vatan sevgisi arasındaki bocalamayı işliyordu. Avrupa prömiyeri 1872'de La Scala'da gerçekleşti. O kadar beğenildi ki besteci tam 32 kez sahneye çağrıldı. Eser, Verdi nin en güzel operası olarak kabul edildi. 59

Otello Operası 15 yıl opera yazmayan Verdi, herkesin besteciliğe veda ettiğini düşündüğü sırada, 1887 de Otello operası ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Otello, Verdi'nin ses ve orkestra arasındaki dengeyi bulduğu en olgun eseridir. İtalyan operasınının bir "aryalar dizisi" olmaktan kurtulmasını sağlayan eserdir. 6 yıl sonra, 77 yaşındayken 1893'te ikinci komik operası ve son eseri olan Falstaff'ı besteledi ve büyük başarı kazandı. Eserin ilk gösterimi Roma'da gerçekleşti; Verdi'ye Roma şehrinin onur hemşehrisi unvanı verildi. Verdi, vasiyetinde sadece 20 kişinin ve küçük bir askeri birliğin katıldığı sessiz ve müziksiz bir cenaze töreni istemişti. İsteğine uygun bir cenaze töreni yapıldı. Ancak bir ay sonra eşi Giuseppina nın ve kendisinin tabutları Milan daki bir mezarlıkta bulunan geçici mekânlarından alınarak Casa di Riposo ya büyük bir törenle nakledildi. İtakyan Kraliyet ailesi üyeleri, milletvekilleri, diplomatların da katıldığı bu törende binlerce kişi Nabucco operasındaki ünlü ilahiyi görülmemiş bir koro halinde söyledi. Falsaff ı besteledikten sonra yalnızlığa çekilerek 11 yılını herkesten uzakta geçirdi. 1895'de yaşlı müzisyenler için bir barınak olarak tasarladığı Casa di Riposo'yu inşa ettirmeye başladı; yapı 1899'da tamamlandı. 21 Ocak 1901'da Milano da hayatını kaybetti. Eserleri Hakkında Verdi, eserleriyle tiyatroyu geniş halk kitlelerine tanıtmış bir sanatçıydı. Bu başarısının arkasında tiyatronun olanaklarını çok iyi bilmesi ve onun gereksinimlerini karşılayacak tarzda eserler vermesi yatar. 60

Operalarına konu bulmada çok titiz davranmış ve halkın hoşlanacağı türden güncel konuları ele almıştır. La Travaita operasında ilk defa toplum psikolojisiyle ilgili güncel bir konuyu işleyerek opera tarihçilerine göre o güne kadar kimsenin cesaret edemediği bir uygulamanın öncüsü oldu. Verdi, bir yandan operaya İtalyan halk sanatının ezgilerini getirirken bir yandan da halkın sokaklarda söyleyebileceği yeni ezgiler yarattı. Bu nedenle eserleri hem sahnede, hem de sokaklarda söylenen bir sanatçı oldu ve müziği yeniden halkın hizmetine sunmayı başardı. Milano Avusturya işgalinde olduğu ve Vittorio Emanuele İtalyan birliğini sağlamaya çalıştığı dönemde milliyetçiler, o sırada Verdi operalarının çok popüler olmasından da esinlenerek Viva Verdi (Çok Yaşa V.E.R.D.İ) ifadesini seferberlik için bir kod adı olarak kullanmışlardı. Böylece Verdi adı, İtalyan milliyetçiliği ile özdeşleşti. Ayrıca Verdi'nin dünyaca diğer operalardan en üstün olduğu yapıtı Don Carlos tur. Verdi ve İtalyan Milliyetçiliği Verdi, İtalyan milliyetçiliğinin de önemli adlarından biridir. Nabucco operasındaki Va Pensiero adlı ilahinin İtalyan milli marşı olması sıklıkla gündeme gelmiştir. Verdinin adının Vittorio Emanuele Re D Italia (İtalyan Kralı Vittorio Emanuele) ifadesinin ilk harflerinden oluşması da ilgi çekicidir. 61

Nabucco emprezaryo Merelli işte bu sıralarda cebine Solera nın metnini bırakmış, mısraların güzelliği, konunun anlamı besteciyi çalışmaya yöneltmiş, kararını değiştirerek müziklendirmeye başlamıştır. Nabucco adlı operanın doğumu ve ilk temsili Merelli yi haklı çıkarmıştır. Eser ve özellikle üçüncü perdedeki esirler korosu o çağların Avusturya yönetiminde bulunan İtalyan ülkelerinin özgürlük şarkısı olmuştur. Nabucco, Verdi nin özel hayatında da devrim yapmış, Abigaile rolünü oynayan soprano Giuseppina Strepponi ile evlenmiştir. Opera ilk temsilden 104 yıl sonra İtalyan ulusu için ikinci defa özgürlük sembolü olmuştur. İkinci Dünya Savaşında bazı bölümleri yılan La Scala nın onarılması bitmiş, İtalya da Cumhuriyet ilan edilmişti. Sahnenin tekrar açılacağı ilk gece için Nabucco nun temsili kararlaştırılmış, İtalyan ulusu Esirlerin Korosunda yeniden özgürlüğün şarkısını bulmuştur. BİRİNCİ PERDE Kudüs te Salomos tapınağı. İlk oynanış; 9 Mart 1842, Milano Başlıca Kişiler; Zaccaria, Başrahip (Bas) Ismaele, Kudüs Kralı Sedecias ın yeğeni (Tenor) Fenena, Nabucco nun kızı (Soprano) Abigaile, Nabucco nun tutsak kızı (Mezzosoprano) Nabucco, Babil Kralı (Bariton) Abdallo, Nabucco nun muhafız subayı (Tenor) Rachel, Zaccaria nın kız kardeşi (Soprano) Konunun geçtiği çağ ve yer; M.Ö. 568 yıllarında Kudüs ve Babil 1840 yılında ilk eşi Margherita Barezzi ve iki çocuğunun kısa aralıklarla ölümü genç Verdi üzerinde derin etkiler bırakmış, morali bozulmuş ve beste yapmamaya karar vermişti. Bu kararında «Un giorno di Regno» adlı eserinin başarısızlığı da rol oynamış, sanatçı Milano da başıboş gezmeye, acılarını unutmak için çareler aramaya koyulmuştur. Verdi nin gelişmekte olan dehasına inanan Babil Kralı Nabucco, Yahudi ordusunu yenmiş, askerleriyle şehrin dolaylarına dayanmıştır. Yenilenler tapınağa toplanarak kendilerini kurtaracak tanrısal bir yardım için dua etmektedirler. Başrahip Zaccaria onları avutur, Nabucco nun kızı Fenena ellerinde bulunduğu için kurtuluş umudu olduğunu söyleyerek Kral Yuda nın yeğeni Ismaele yi güzel Fenena nın korunmasıyla görevlendirir. İki genç tapınakta yalnız kalmışlardır. Aralarındaki düetten Ismaele nin yıllar önce Babil e elçi olarak gönderildiği, Nabucco tarafından hapsedildiği, Fenena nın hayatını tehlikeye atarak delikanlıyı kurtardığı, her ikisinin de birbirlerini çılgınca sevdiği anlaşılır. Nabucco nun büyük kızı Abigaile de delikanlıya âşıktır. Kız, Yahudi askerleri kılığındaki adamlarıyla tapınağa girer. Ismaele ye yaklaşarak eğer aşkına karşılık görürse kendisini ve Yahudi ulusunu kurtaracağını söyler. Ismaele bu isteği kabul etmez. Nabucco tapınağa ulaşmıştır. Zaccaria ondan şehri yıkmamasını diler, bu dileği yerine getirmezse kızı Fenena öldürülecektir. Ismaele sevgilisinin tehlikede olduğunu görünce onu bırakır, Nabucco bunu görür, askerlerine tapınağı yıkmalarını emreder. 62

İKİNCİ PERDE Babil de Kral sarayında bir salon. Tutsak Yahudiler zincire bağlı olarak götürülmektedirler. Nabucco kızı Fenena yı kendisine vekil olarak bırakmış, savaşa gitmiştir. Abigaile ise Nabucco nun belgeleri arasında bir kağıt bulmuştur. Bu kağıtta kendisinin Kralın öz kızı olmayıp bir kadın tutsaktan doğduğu yazılıdır. Kız bu gerçeği bilenleri hatta babasını da ortadan kaldırmayı düşünür. Salona Asur Başrahibi gelerek ona Nabucco nun savaşta öldüğünü, Fenena yı ve Yahudileri öldürmenin tam sırası olduğunu söyler. Abigaile askerleri toplayarak Fenena yı tevkif eder. Artık Kral yerine O vardır. Tam bu sırada Nabucco savaştan döner. Gücünden dolayı şımaran Kral tacın yalnız kendisine ait olduğunu, Tanrıların bile yanında çok küçük kaldıklarını, bundan sonra yalnız kendisine tapılması gerektiğini söyler. Bir İbrani rahibi bu korkunç sözlerin sahibini cezalandırması için Tanrıya yakarır. Bir şimşek çakar, Nabucco nun tacı başından düşer. Nabucco delirmiştir. Abigaile fırsatı kaçırmaz, tacı yerden alarak giyer ve kendisini Babil Melikesi olarak ilan eder. ÜÇÜNCÜ PERDE Birinci Sahne Sarayın bir salonunda Nabucco ve Abigaile görünürler. Genç kız babasından bütün tutsak Yahudilerin ve Fenena nın öldürülmesine dair bir emir imzalamasını istemektedir. Aklını tümüyle yitirmiş olan Nabucco emri imzalar, Abigaile nin bir tutsak kızı olduğunu bildiren belgeyi yırtar. Nabucco kana susamış halkın bağrışmalarını ordusunun savaş çığlıkları zannederek, birdenbire doğrulur, her şeyi hatırlamış gibidir. Tanrıya dua etmeye başlar, duası kabul edilmiştir. Muhafız subaylarından Abdallo, yanında bir kıta ile gelerek emrini beklemekte olduğunu bildirir. İkinci Sahne İdamların yapılacağı tapınak. Nabucco, Abdallo ve askerler Fenena ve tutsakları kurtarmışlardır. Aynı anda tapınağın önündeki Asur Tanrısına ait heykel düşerek kırılır. Halk bunun tanrısal bir belirti olduğunu anlamıştır. Kralları Nabucco yu çılgın gösterilerle selamlarlar. Kral Yahudilere yurtlarına dönebileceklerini bildirir. Bu sırada iki asker arasında Abigaile yaklaşır, zehir içmiştir. Fenena dan özür diler. Suçunu itiraf eder ve iki sevgiliyi Nabucco ya göstererek onların mutluluğa layık olduklarını söyler, cansız yere yığılır. Yahudi Başrahibi Zaccaria, Nabucco yu takdis eder, ona Tanrının yardımıyla şan ve şeref dolu bir hayat dilerken perde kapanır. Giuseppe Verdi Nabucco yu Anlatıyor Aşağıdaki yazı, Verdi nin 19 Ekim 1879 da Giulio Ricordi ye bizzat anlattıklarından derlenmiştir. İkinci Sahne Fırat Nehri kıyılarında tutsak Yahudiler bitkin bir halde büyük bir ateşi çevrelemişlerdir. Bir parçayı koro halinde söylemekte, anavatanlarının özlemini belirtmektedirler (Va pensiero). Başrahip Zaccaria onları yine avutur, yakında her şeyin düzeleceğini, Babil in yıkılacağını söyler. DÖRDÜNCÜ PERDE Birinci Sahne Abigaile nin elindeolan Nabuccosaray penceresinden dışarıyı seyretmekte, avluda iki sıralı askerler arasında Fenena ve Yahudi tutsaklar yürümektedir. Hepsi biraz sonra öldürüleceklerdir. Ünlü bestecinin, müzik kariyerinin başlangıç dönemleri ve Nabucco operasının yazılması sürecine dair neredeyse otobiyografik nitelikteki anlatımı, bir belgesel niteliğinde 63