Editör den. İçindekiler 02-03 04-05 06-07-08 10-11-12-13 14-15-16 18-19 20-21 22-23



Benzer belgeler
tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

HAC SEMİNERİ 2 HOŞGELDİNİZ

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Özellikle uzman olduğumuz bir alanımız var. Umre ve hac

FİZİKİ HUKUKİ MANEVİ YOLCULUK ÖNCESİ HAZIRLIKLAR. Bedenimizi Hazırlama. Ruhumuzu Dinlendirelim. İbadet. Dua. Sabır

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

HAC ve UMRE. Memduh ÇELMELİ. dinkulturuahlakbilgisi.com

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Hoş Geldiniz Kutsal Misafirler

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

HAC ve UMRE. Memduh ÇELMELİ

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

ÜÇ AYLAR DÖNEMİ UMRE Medine (2) Mekke (4) Türk Hava Yolları ile 6 Gece

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

TURİZM SEYA Y HAT A A CENTA T SI

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

VAN & DOĞUBEYAZIT GEZİSİ / Mayıs 2019 / 2 gece 3 gün

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

Yazar Rehnüma Cumartesi, 20 Kasım :00 - Son Güncelleme Cumartesi, 20 Kasım :09

Iron Butt Reports - 09 July 2011

Çukurören Köyü-Çamlıdere (10 Mayıs 2009) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

TRABZON veya İSTANBUL KALKIŞLI. UMRE TURLARI REHBERi

Tatil ve Yöre Rehberi

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

AFRİKA DAKİ AKDENİZLİ TUNUS Türk Hava Yolları ile - 3 Gece 4 Gün

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

DİYANET UMRE. T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Hakkımızda. Yetki Belgelerimiz. Banka Hesap Numaralarımız

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

HACCA. Manevi Hazırlık

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Neden Hisar Turizm? 2015 Hac ve Umre sezonunda bizi sektörün en zirvesine taşıyan, siz gönül dostlarımıza teşekkür ederiz.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

AKSARAY ANKARA TOKAT

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Motelimiz, 7 iki kişilik oda, 2 üç kişilik oda ve 3 bungalowdan oluşuyor. Bungalowlarda 2 yatak odası ve 4 yatak var.çocuklu Aileler için çok ideal

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

BEYŞEHİR BELEDİYESİ BEYFOT 4. ULUSAL FOTOĞRAFÇILAR BULUŞMASI FOTOMARATONU

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YOL DOSTLARI AİLESİ FAS GEZİSİ (6 GECE 7 GÜN / KASIM 2016)

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Hac, sözlükte yönelmek, ziyaret etmek anlamına gelir

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

ASKON ADANA UMRE PROGRAMI 31 OCAK 08 ŞUBAT 2013

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

HAC ÖNCESİ DİNİ HAZIRLIKLAR

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

UMRE YOLCULARI EĞĠTĠM PROGRAMI 2018 YILI UMRE ORGANĠZASYONUNUN SERVĠSLĠ (24 GÜNLÜK) 16. TURU UMRE SEMĠNER PROGRAMI

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

RAVZANUR TURİZM & SEYAHAT ACENTASI

Turizm ve Seyahat Tic. Ltd. Şti. Beyti Şerife giderken, beytin sahibine gidebilmek ümidiyle... UMRE. 24.yıl.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Transkript:

İçindekiler Editör den PEYGAMBER EFENDİMİZ (s.a.v.) HACCI NE ZAMAN ve NASIL YAPTI? ARILARIN KORUDUĞU SAHABİ ASIM İBN SABİT UHUD-3 CENNET TEKİ HURİYİ DEĞİL, EVDEKİ HANIMI DÜŞÜNELİM DARÜL ACEZE SAKİNLERİNİN UMRE YOLCULUĞU FAS GEZİSİ BİR ACENTAMIZ : LÜTUF TURİZM Halil SAĞLAM Dr. M.Şerafettin KALAY Muhsin ALEMDAROĞLU Hekimoğlu İSMAİL Dr. İrem Yasin ÇETİN 02-03 04-05 -07-08 09 10-11-12-13 14-15-16 17 Yine bir hac dönemine ulaşmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. Siz Kabe dostlarının farklı duyguları yaşayacağı bu dönemde beraber ve bir olmanın ayrıca sizlere hizmet sunmanın da bir kıvancı var bizlerde Mart ayında başlayan Hac heyecanı çok farklı duyguları barındırıyor, bunların tarif ve izahı imkansız haller alabiliyor. Memleketinden ayrılık bir tarafa, şehirlerin anası Mekke-i Mükerreme ye kavuşmanın da mutluluğu, sevdiklerinden ayrılmanın hüznü olduğu gibi En Sevgili ye (O na Binler selam) kavuşmanın sevinci var. Eş, dost ve akrabalardan ayrılık hüznü olduğu kadar Allah ın evine Kabe-i Muazzama ya misafir olmanın haklı sevinci var, bunları anlatmanın tarif ve izahı zor. Bizler bu sayımızda biraz daha farklı olmak adına değişik konulara değinmek istiyoruz. Yazıları ile bizlere farklı duygular yaşatan Sayın Sayın Ali Demirel beyfendiye ve Sayın Mehmet Mehdi Sungur beyefendiye teşekkür ediyoruz. Bu kutlu beldelerde gönüllerle buluşma heyecanımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Hac sonrası gelecek olan yeni hicri yılınızı da şimdiden tebrik ediyoruz. Bu yeni yılın tüm siz değerli dostlarımız ve memleketimize hayır, huzur, sağlık mutluluk getirmesini Yüce Allah tan niyaz ediyoruz. Malumunuz Umre organizasyonları da Muharrem ayından sonraki Sefer ayında başlıyor, bu yılki Hac kurası ertelemeleri ve Ramazan vize sıkıntılarından dolayı bu gönüllerin beklediği zaman geliyor. İlk gidişlerin 10-15 Aralık gibi olacağını beklediğimiz umre vizelerinin açılışı ile sizlerin tercihlerinizi yapılabilmeniz için İKRAM TURİZM ve EKREM TURİZM umre programlarını da web sayfalarımızdan, ofisimizden, size en yakın şube ve satış acentalarımızdan daha detaylı bilgi almaya davet ediyoruz. Planladığımız Kudüs, Mescid-i Aksa turlarımızı da gerçekleştirmenin sevincini bizler yaşıyoruz. Okul tatili Kudüs bağlantılı Umre ve sadece Kudüs turumuza da kayıtlarımız için sizleri bekliyoruz. Bültenin de ismine uygun olarak Herkes Umreye Gitsin diye selam ve hürmetlerimizi sunuyoruz. İMTİYAZ SAHİBİ Ekrem Turizm Seyahat Acentası adına; Ekrem ÖZKAYMAZ YAYIN TÜRÜ Bülten Türkiye de Ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. BÜLTEN SORUMLUSU Şaban BİLGİÇ DANIŞMA KURULU Ekrem ÖZKAYMAZ İbrahim ÇETİN R.Metin BAŞAK Ahmet ÇAKIR Ammar ÇETİN İ.Yasir GÜRBÜZ Mustafa DURSUN TASARIM Mesut EKMEKÇİOĞLU TASHİH Zeynep TİPİ BASKI CİLT Maltepe Mah. Davutpaşa Emintaş San. Sitesi No: 103 / Topkapı / İSTANBUL Tel: 212 544 29 29 SABIR VE TEVEKKÜLÜN ÖNEMİ M.Mehdi SUNGUR 18-19 Bir sonraki sayımızda buluşana dek Allah emanet olun. Şaban BİLGİÇ ANADOLU NUN YÜKSELEN YILDIZI: İNEGÖL VE EKREM TURİZM İNEGÖL ŞUBESİ BİZDEN HABERLER 20-21 20-21 22-23 İSTEME ADRESİ Fevzipaşa Cad. Emir Buhari Sok. No:3/4-34091 Fatih/İSTANBUL Tel: (212) 521 25 25 info@herkesumreyegitsin.com

HAC PEYGAMBER EFENDİMİZ (s.a.v.) HACCI NE ZAMAN ve NASIL YAPTI? Niyetimiz hadiselere konu olan Veda Haccı nı nakletmek. Muradımız Hac ilmihalini öğrenmek isteyen herkese gerçek Hac ilmihalinin Rasulullah ın olduğu hakikatini söylemektir. Müslümanların zihinlerindeki peygamber tasavvurları farklı farklı olsada gerçekte peygamber bir tanedir. O da bir tek Hac yapmıştır ve bu Haccı tüm müslümanlara model olarak takdim etmiştir. Bu takdimi talimatı ile pekiştirerek Haccınızı benden alınız. diye buyurmuştur. Rasulullah efendimiz Hicret in 10. yılında Zilkade ayı nda kendisi ile hac etmek üzere hazırlanmalarını Medine deki müslümanlara emretti. Medine dışındaki müslümanların da hac için Medine de toplanmalarını ilan ettirdi. Herkes Rasulullah a uymak ve Haccı onun yaptığı gibi yapmak istiyordu. Peygamberimiz ile birlikte hacca gidenlerin sayısı 114.000 hatta bundan da fazlaydı. Peygamber Efendimiz Ashabına hep Hac dan bahsetti. İhramın, haccın, farz, vacib ve sünnetlerini anlattı. Zülhüleyfe Medinelilerin ihrama girme yeridir. Halil SAĞLAM Emekli İmam Hac ve Umre Rehberi İhram: Fıtrata dönüşü sembolize eder. Fıtrat ise Allah ın yarattığı hal üzere olmaktır. Ey Hac ve Umre yolcusu sen doğarken böyle doğmadın, üzerinde seni başkalarından farklı gösterecek elbiselerin yoktu şimdi tekrar doğduğun an a dönme zamanıdır. İhram ihlas ve huşunun simgesidir. İhlas bir şeyi sadece Allah için yapmaktır. Huşu ise Allah ın kibriya ve izzeti karşısında küçüklüğünü anlayıp korkarak ve o zatın büyüklüğünü takdir ederek ona itaat etmektir. Hz. Peygamber burada önce yıkandı, koku süründü, iki rekat namaz kıldı, izar ile rida giydi, niyet etti ve telbiye getirmeye başladı. Niyet ve Telbiye: İhramın rüknu iki dir; Niyet ve telbiye Bir kimse hacca niyet eder fakat telbiye getirmez ise ihrama girmiş sayılmaz. Yine bir kimse telbiye getirir fakat hacca niyet etmez ise ihrama girmiş sayılmaz. İhramın sahih olması için niyetten sonra telbiye getirmek gerekir. Niyetten sonra telbiye başlar. başlar, Harem-i Şerif in kapısına gelince sona erer. Telbiye; Allah ı ve dostu İbrahim in çağrısına icabettir. Telbiye irade-i cüziyye ye sahip olan insanın irade-i külliye ye teslim olup onda fena bulmasıdır. Telbiye Evren e serzakirlik etmektir. Telbiye Allah ın emrine fiilen uymanın sözlü göstergesidir. Telbiye istiğfar ve tövbedir. Peygamber efendimiz Telbiye yi evrendeki varlıkların ilahi korosuna bir katılım olarak görmüştür. Bu görüşünü de şöyle dile getirmiştir. Hiçbir müslüman yoktur ki Telbiye getirsin de yeryüzünün bir ucundan öbür ucuna, sağında solunda olan, taş, toprak, ağaç, onunla birlikte Telbiyede bulunmasın Rasulullah efendimiz bu ulvi sloganın yüksek ses ile söylenilmesini emretmiştir. Rasulullah ın Mekke ye girişi: Beytullah ı görünce ellerini açtı Ey Allahım bu beytinin şerefini, ululuğunu ve geçerliliğini arttır. diye dua etti. Devesini Beytullah ın kapısında çöktürdü. Kabe ye yöneldi, rüknü istilam etti ve ardından tavaf a başladı. Hazreti Peygamber buyuruyor ki, Hacerul Esved yeryüzünde Allah ın yemini yani sağ elidir. Kişi kardeşi ile musafaha ettiği gibi Allahu Teala da onunla (Hacerul Esved vasıtası ile) müsafaha eder. (Suyuti camiussağir 2425) Bilmelisiniz ki Hacerul esved ne bir put, ne de Allah Teala nın gerçek elidir. O bir biat sembolüdür. Abis Bin Rabia anlatıyor; Ben Hz. Ömer i Hacerul Esved i öperken gördüm. O nu hem öptü hem de şöyle dedi. Biliyorum ki sen bir taşsın. Ne bir faydan ne bir zararın vardır. Ben Rasulullah ı seni öperken görmeseydim seni asla öpmezdim. Peygamber efendimiz Hacerul Esved e dönüp onu selamladıktan sonra dudaklarını taşın üstüne koyarak için için gözyaşı dökmeye başladı. Ömer (r.a.) onun ağladığını görünce içten ağlamaya başladı, O nun gözündeki yaşları gören Peygamberimiz dönüp dedi ki Burada gözyaşı dökülür Rasulullah ın Kabe yi tavaf edişi: Ridasının bir ucunun sağ koltuğunun altından alıp, sol omzunun üzerine atmış, niyet edip istilam ile başlamıştır. İlk üç şavtta adımlarını hızlandırmış, yani ramel yapmış, geri kalan şavtını ise normal yürüyüş ile tamamlamıştır. Tavaf Evren in düzenini temsil eder. Peygamber efendimiz buyuruyor: Herşeyin bağlı bulunduğu bir esas vardır. (Suyuti Camiussağir 2425) Evren in bağlı bulunduğu ve tabi olduğu yegane esas ve düzen dönüştür, herşey dönüyor. Kabe yaratıcıyı, Tavaf ise yaratılanı temsil eder. Tavaf yedi şavttır. Yedinci şavt tamamlandıktan sonra Tavaf sona erer. Tavaf ın yedi şavt oluşu onun yedi özelliğine sahip diğer sır ve ahkamı ile alakası vardır. Her şavt, Hacerul Esved de başlar ve Hacerul Esved de biter. Peygamber efendimiz Tavaf ta Tavaf Namazı nı kılarak zemzem içti. Efendimiz Tavaf ta ve Say da imam olmamış, olun da dememiştir. Sahabe de yapmamış, ve kimseye yapın da dememiştir. Rasulullah ın Say edişi: Rasulullah bundan sonra Kabe nin Beni Mahzun kapısı ndan Safa tepeciğine gitti, oraya yaklaşınca Bakara suresi nin 158. Ayetini okudu ve Allah ın başladığından başlıyorum buyurdu. Say a başlamak üzere Safa nın üzerine çıktı. Beytullah ı görünce Allah ı Tevhid ve Tekbir etti. Malum vech üzere Say ı tamamladı ve müslümanlara Ey insanlar! şüphe yok ki yüce Allah Say ı size vacib kıldı. buyurdu. Rasulullah ın Arafat a çıkışı: Rasulullah telviye günü kafile ile Arafat a hareket etti. Arefe günü (9 Zilhicce) Rasulullah Efendimiz (sav) devesi Kasva nın üzerinde Veda Haccı hutbesini irşad etti. Bu hutbede sanki bütün bir insanlık onu dinliyormuş gibi tüm insanlığa hitab etti. Yeryüzünün en kapsamlı ve ilk insan hakları bildirisi olma vasfını taşıyan bu hutbe kayıtlara geçti. Öğle vakti girince öğle ve ikindi namazlarını Cemi Takdim ile kıldırdı. Namazdan sonra vakfe yapıldı. Güneş battıktan sonra kafile ile Müzdelife ye gidildi. Rasulullah ın Arafat a çıkışı: Yatsı vakti girince akşam ve yatsı namazlarını cemi tehir ile kıldırdı. Akabe cemresine atılacak taşları toplattı. (10 Zilhicce) Sabah namazı kılındıktan sonra Müzdelife vakfesini yaptırdı. Vakfe den sonra Mina ya hareket edildi. Mina da bayramın 1.günü Akabe cemresi ne büyük şeytana yedi taş attılar, kurban kestiler ve traş olup ihramdan çıktılar. 02 03

Arıların Koruduğu Sahabi ASIM İBN SABİT Ensar dan Evs kabilesine mensubtur. Künyesi Ebu Süleyman olan Asım İbn Sabit (r.a.) ilk Müslüman olan Medinelilerdendir. Henüz hicret gerçekleşmeden İslam a gönül vermiştir. Hicretin peşinden Rasulullah (s.a.v.), onunla Abdullah İbn Cahş (r.a.) arasında kardeşlik bağı kurmuş; O, muhacir kardeşini sevmiş ve bağrına basmıştır. Okçulukta çok başarılı olduğu için Rasulullah Okçusu diye anılırdı. Bedir gazvesi öncesinde Rasulullah (s.a.v.) ashabıyla savaş konusunda konuşuyordu. Asım (r.a.) hemen ok ve yayını alarak Ya Rasullallah! Düşman zira mesafede ise üzerine ok atarız. İyice yaklaşırsa mızraklarla çarpışırız. Mızraklar kırılırsa, kılıçla göğüs göğüse savaşırız diyerek bir gösteri yaptı. Onun azminden ve sözlerinden memnun olan Rasulullah (s.a.v.), İşte harp böyle olur Kim düşmanla karşılaşırsa Asım gibi savaşsın. Harbin gereği budur. Çarpışan ve vuruşan Asım gibi olsun buyurmuştur. Bedir savaşı nda, müşriklerin ele başlarından olan Ukbe İbn Ebi Muayt ı yere seren O dur. Ukbe ile Nadr İbn Haris, Kureyş müşriklerinin en acımasız zalimlerinden, dilleri ve elleri en uzunlarındandı. Kin ve nefret ile yoğruluydular. Nadr ı Ali (r.a.), Ukbe yi de Asım (r.a.) öldürmüş, bu iki zalimin herşey ile kabul ettikleri dünya hayatı bitmişti. Önlerindeki hesap ise elbette ki zordu. Ukbe bir seferinde Allah Rasulü (s.a.v.) Makam-ı İbrahim in arkasında namaz kılarken gelmiş, o secdede iken boynuna basarak secdeden kalkmasını engellemiş, bunu çevreye göstererek caka satmıştı. Bu çeşit iğrençlikleri sık sık görülen biriydi. Nasibini Asım ın kılıcından almış, zulmü ve dil uzatışı böylece son bulmuştu. Asım, Uhud Gazvesi nde Allah Rasulü nün Okçusu olma ünvanını en iyi şekilde koruyor, attığı oklar hedefini şaşırmıyordu. Okçuların savaş heyecanı içinde Rasulullah ın tembihlerini unutarak kesin zafer kazanıldı duygusuyla Ayneyn tepesini boşaltarak meydana inmesiyle arkadan darbe alan İslam Mücahidleri, merkezi komutayı kaybetmiş, meydan savaşı ferdi gayretlere dönüşmüştü. Bu dağınıklıktan müşrikler çok istifade etmişler, nice fedakar yiğit şehid olmuştu. Erkekleri tahrik için gelen müşrik kadınlar, savaşın ilk anlarında mücahidlerin saldırıları ve müşrik safları yırtıp dağıtarak içerilere sarkmaları ile paniğe kapılmış çığlık çığlığa yamaçlara doğru kaçarken şimdi zafer çığlıkları atıyorlardı. Bu kadınların başında Ebu Süfyan ın karısı Hind, Amr İbn As ın hanımı Rayta, Talha İbn Ebi Talha nın hanımı Sülafe Binti Sad vardı. Sülafe, Uhud a kocası Talha ve oğulları Müsafi, Cülas Kilab ile gelmişti. Gelirken çok azimliydi. Ancak, savaş sonunda herkes zafer çığlığı atarken o çığlık atmıyor, bir türlü göremediği kocası ve oğullarını arıyordu. Önce kocasını, sonra oğullarından Müsafi ve Kilab ı ölü buldu. Üçüncü oğlu Cülas ise ağır yaralı olarak yanına gelmiş, başını kucağına koyarak son nefesini onun kucağında vermişti. Oğlunu yaralı olarak kucağına alan Sülafe nin içi kan ağlıyordu. Ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Güçlü dirayetli bir kadındı. Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştı. Çaresizlik içinde son dakikalarını yaşayan oğluna sordu. Kim Yaptı Cülas; Asım! Bu ok Ebu l Eflah ın oğlundan! dedi. Çok geçmeden de can verdi. Sülafe çılgına dönmüş, Lat ve Uzza ya yeminler ediyor, içinde şarap içmek için Asım ın başını istiyordu. Onu getirene ne isterse vereceğini vaad ediyordu. Asım ı yakalamak, artık müşrik gençlerin hayallerini süsler olmuştu. Çok geçmedi. Asım ın emirliğinde 6 kişilik bir ekip, görevli olarak Medine den ayrıldı. Mekke yakınlarında Usfan civarında ilerlemeye başladılar. Huzeyl kabilesine bağlı, Beni Lihyan kolu onların sahrada yol aldığını duyunca yüz kadar okçuyla peşlerine düştü. İzleri takip edilerek Reci denilen mevkide bir su başında onlara yetişti. Müşriklerin geldiğini gören Asım ve arkadaşları, derhal yüksekçe bir kumluğa çıkarak kendilerini savunma hazırlığına başladılar. Sırt sırta vererek kılıçlarını çektiler. Müşrikler kuşatmayı tamamlayınca, umutsuz bir döğüşe hazırlanan sahabilere, eğer savaşmayıp teslim olurlarsa, hiç birini öldürmeyeceklerine dair söz verdiler. Israrla ahidlerine sadık kalacaklarını söylüyorlardı. Birbirine kenetlenen bu altı yiğit, tereddüte düşmüştü. Zeyd İbn Desine, Hubeyb İbn Adiyy ve Abdullah İbn Tarık bu çaresiz durumda verilen söze ve ahde güvenmeyi tercih etti. Asım (r.a.) ise kesin kararlıydı. Ben müşriklerin ahdine güvenmem ve teslim olmam dedi. Arkadaşlarından Mersed İbn Ebi Mersed ve Halid İbn Bükeyr de onun yolunu takib etti. Asım, karşısında gördüğü müşriklere gerçekten güvenmiyor, arkadaşlarını da sağ bırakmayacaklarına inanıyordu. Şehidlik günü gelmişti. Allah ım durumumuzu Rasulü ne haber ver dedi. ve şöyle dua etti. Allah ım! Ben senin dinini koruyor, onun için mücadele ediyorum. Sen de benim etimi, kemiğimi (bedenimi) koru! Allah düşmanlarından hiç birisinin ele geçirmesine fırsat verme, onlara böyle bir zafer tattırma! Bu duadan sonra kendisini takip eden iki sahabiyle birlikte ileri atıldı. Yanına yaklaşılamayan bu yiğit, uzaktan atılan oklarla vurularak şehid edildi. Diğer iki arkadaşı da arka arkaya şehid düştüler. Teslim olanlar ise ihanete uğradılar sonradan işkenceyle ölümü tattılar. Onların kıssası çok daha değişikti. Hüzeylliler başlangıçta şehid ettikleri kişilerden birinin Asım olduğunu bilmiyorlardı. Teslim olanları almış Mekke ye götürme hazırlığı yapıyorlardı. Çok geçmeden Kureyş Asım ın ölüm haberini almıştı. Bir elçiyle birlikte hediyeler gönderiyor Asım ı öldürenlerden onun başını istiyorlar ve hediyelerin devamını vaad ediyorlardı... Öldürdükleri kişinin Asım İbn Sabit olduğunu öğrenen Hüzeylliler heyecanlandılar vaadedilen mükafatları elde edebilmek için harekete geçtiler. Ancak Asım (r.a.) ın yanına geldiklerinde hiç ummadıkları bir manzara ile karşılaştılar. Her tarafı arılar kaplamıştı. Arıları dağıtarak Asım a ulaşmaya çalıştılar. Arılar ise sanki organize bir birlik gibiydi. Bulut gibi saldırıya geçiyor, sonra Asım ın yanına çekiliyorlardı. Geçit vermez bir kalkan oluşturmuşlardı. Müşrikler ilk hamlede korku içinde geri kaçmak zorunda kaldılar. Değişik şekillerde tekrar tekrar teşebbüs ettiler. Arılar her seferinde onları geri püskürtmeyi biliyordu. Çaresizlik içinde geceyi beklemeye karar verdiler. Nasıl olsa karanlık çöktüğünde arılar dağılacak, onlar da kolayca muratlarına ereceklerdi. Biraz uzakta oturarak konuşmaya daldılar ve akşamı beklemeye başladılar. Gündüzün ışıkları kaybolup, gecenin karanlığı ortalığı kaplarken bir başka karanlık daha gökyüzünü kaplamaya başladı. Bulutlar akın akın geliyor, gökyüzünü kuşatıyordu. Çok geçmeden görünen ufuklar bulutla dolmuştu. Biriken bulutlar, gittikçe koylaştı. Zaten azalan ışıklar, onların koyuluğuyla kaybolmuştu. Çok sürmedi, kat kat olan bulutların arasından şimşekler çakmaya başladı. Üst üste çakan şimşekleri, yürekleri ağıza getiren gürültüler ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmur takib etti. Sanki gök yarılmış içinde ne varsa boşaltıyordu. Bütün gece yağmurun ardı arkası kesilmiyordu. Sabaha doğru ortalık yatışıyor, yeni doğan şafak artık sakin bir ufuktan ışıklarını gönderiyordu. Ortalık iyice ağarınca, müşrikler Asım ı almak için onun yattığı yere geldiler. Ama Asım bıraktıkları yerde yoktu. Sular, onu kucaklamış, götürmüştü. Aramaya başladılar Saatlerce aradılar, boşunaydı. Yok olmuş, gözlerden uzaklaşmıştı. Ümitleri kesilinceye, bıkıncaya kadar aradılar Sonra çaresiz geri döndüler. Yaşanan bu hadise dilden dile aktarılmaya başlamıştı. Artık, Asım İbn Sabit (r.a.), Arıların Koruduğu Kişi olarak anılmaya başladı. Rabbi gerçekten dinini koruyan Asım ı koruyor, mübarek bedenini müşriklerin eline vermiyordu. Dr. M.Şerafeddin KALAY (Örnek Nesil Kitabı ndan) 04 05

UHUD-III Allah Rasulünün (Aleyhisselatu Vesselam) tepeye yerleştirdiği okçuların komutanı, Abdullah b. Cübeyr okçuların yerlerinden ayrılma niyetlerinin olduğunu görünce Allah ve Rasulune itaat etmelerini onlara tavsiye etti ama dinletemedi, o tepede sadece 10 civarında okçu kaldı. Müşriklerin süvari birliği komutanı Halid b.velid devamlı olarak okçuların bulunduğu tepeyi gözetliyordu, tepenin tenhalaştığını görünce süvarilerine seslendi ve tepeye doğru ilerleyip, orada kalan okçulara saldırarak onları şehit ettiler ve tepenin arka tarafını dolaşarak arkadan müslümanlara doğru saldırdılar, bozguna uğrayan müşrikler Halid b. Velid in taze bir kuvvetle geldiğini görünce onlar da geri dönüp, İslam ordusuna saldırdılar. Böylece iki ateş arasında kalan sahabeler bozulup dağıldılar bu arada yanlışlıkla birbirlerini yaralayıp, öldürenler oldu. Okçuların tepeyi terk etmesiyle birlikte harbin seyri değişti, başlangıçta tam bir galibiyet varken ikinci etapta mağlubiyete doğru bir gidiş başladı. Efendimizin (Aleyhisselatu Vesselam) emrini dinlememenin cezasını çektiler okçular tepesini terketmenin bedelini ağır bir şekilde ödediler. Aslında onlar orada o gün okçular tepesini terkederek mağlubiyete zemin hazırladılar. Ama bizler bugün günlük hayatımızda onlarca belki yüzlerce okçular tepesini terkedip, mağlubiyetlere zemin hazırlamadık mı? Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) ın bizlere günlük olarak herbiri okçular tepesi hükmünde onlarca ve yüzlerce emir ve tavsiyeleri var, hangi birisini yerine getiriyoruz.! Eğer bugün gerçek manada Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) ın emir ve tavsiyelerini tam olarak uygulasaydık, muhakkak ki İslam coğrafyası böyle olmazdı, durum bu günkünden çok farklı olurdu. Evet; çok dehşetli bir savaş cereyan etmeye başladı, sahabeler şaşırıp bir kısmı Uhud a doğru çekilirken diğerleri muhtelif yerlere dağıldı. Müşriklerin hedefi Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) idi. Efendimiz in yanında sahabeden 14 kişi kalmış, etten ve kemikten bir duvar örmüşlerdi. Allah Rasulü nün (Aleyhisselatu Vesselam) yanından hiç ayrılmayan vücudunu ona kalkan yapan Hz. Talha bin Ubeydullah, müşriklerden birinin Allah Resulü ne (Aleyhisselatu Vesselam) nişan alıp okunu attığını görünce hemen Allah Rasulü nün (Aleyhisselatu Vesselam) önüne geçti ve kollarını uzattı, atılan ok Hz. Talha nın eline saplandı. Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) Hz.Talha için; Cennetlik birine bakmak isteyen, Talha ya baksın. buyurdu. Hz. Ebu. Dücane zırhını ve miğferini giymiş, yüzünü Efendimize (Aleyhisselatu Vesselam) dönmüştü. Gelen oklar Ebu Dücane nin sırtında toplanmaktaydı. Sahabeden Katade bin Numan Efendimiz in (Aleyhisselatu Vesselam) tam önüne dikilerek devamlı müşriklere ok atmaktaydı ama uzaklardan bir ok uçarak geldi ve Hz. Katade nin gözüne isabet etti. Gözbebeği yanağının üzerine akmaya başladı, Katadeyi böyle görünce Efendimiz(Aleyhisselatu Vesselam) in gözleri yaşardı hemen Katade nin gözbebeğini mübarek elleriyle yuvasına koyup dua edince o göz birden iyileşti ve diğer gözünden daha iyi görür bir hale geldi. Ebu Katade bu olayı anlatırken Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) o yarayı sıvazlayınca ne acısını, ne iltihabını kesinlikle görmedim dedi. Ümmü Ümare binti Kab ın kocası ve iki oğlu Uhud savaşı na katılmışlardı, Ümmü Ümare İslam ordusunun durumunu görmek ve askerlere su vermek için Uhud a gelince baktı ki; müşrikler Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) nün etrafını sarmışlar bir çekirge sürüsü gibi gelmeye başlamışlardı. Ümmü Ümare hemen Allah Resulü(Aleyhisselatu Vesselam) nün yanına koşup bulduğu bir kılıçla onu korumaya başlamıştı. İki oğlu ve kocası da beraberdi bu sırada azılı müşriklerden ibni Kamia bana Muhammed i gösterin eğer sağ kalırsa ben yaşayamam diye bağırınca Ümmü Umare hemen kılıcıyla İbni Kamia ya vurdu ancak azılı müşrik iki kat zırh giydiğinden ona hiçbir zarar vermedi, bu sefer İbni Kamia kılıcıyla Ümmü Umare ye vurup onu ağır yaraladı. Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) bu duruma görünce Ümmü Umare nin oğluna Abdullah annenin yarasını sar, Allah ev halkınıza mübarek kılsın. buyurdu. Ümmü Umare Uhud da tam oniki yerinden yara aldı bu yaralarının tedavisi için bir yıl uğraştı. Efendimiz e (Aleyhisselatu Vesselam) canlı kalkan olan sahabelerden biri de İslam sancağını elinde tutan Musab B.Umeyr idi. Ümmü Umare yi yaralayan ibni Kamia, Musab B. Umeyr e kılıçla vurup sağ elini kesince Musab sancağı sol eliyle tutmaya başladı bu sefer sol eli kesilince Musab sancağı göğsüne bastırıp tutmaya çalıştı, İbni Kamia onu mızrak darbeleriyle şehit etti. Musab b.umeyr sima itibariyle Efendimize (Aleyhisselatu Vesselam) benzediğinden ibni Kamia şehit ettiği Musab ın Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) olduğunu zannaderek Muhammedi öldürdüm diye bağırdı. Bu yanlış haber İslam ordusu içinde yayılınca tekrar dağılmalar başladı kimisi harbi bırakıp oturmaya başladılar. Bu durumu gören sahabeden Enes B. Nadr hazretleri yüksek sesle haykırdı. Ey Müslümanlar niye oturuyorsunuz, eğer Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) şehit edildiyse hiç şüphesiz Allah bakidir, vallahi ben Uhud dan Cennet in kokusunu alıyorum, oralarda bana Cennet in kokusu geliyor haydi kalkın onun savaştığı ve şehit olduğu dava uğruna, biz de savaşalım ve şehit olalım. Enes B. Nadr düşman saflarını yara yara ilerledi ve şehit olduğu zaman üzerinde tam 80 civarında kılıç, ok ve mızrak yarası vardı. Kız kardeşi onu ancak parmaklarından tanıyabildi. Şehit edildiğine dair haberlerin yayılmasıdan sonra Efendimiz i ilk gören Kab B. Malik bütün orduya seslenip onun sağ olduğunu müjdeledi Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) sağdı ama yaralanmıştı. Mübarek bir dişi kırılmış, dudağı ve yüzü kanamaktaydı. Alnı ve yanağı yara almıştı. Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) nün yaralanması Ashab-ı Kiram ın son derece ağırına gitmişti ve onlar Kureyş müşriklerine beddua etsen dediler Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) Ben lanetleyici olarak gönderilmedim fakat doğru yola davet edici ve rahmet olarak gönderildim. Allahım kavmime doğru yolu göster çünkü onlar bilmiyorlar diyerek dua etti. Daha sonra Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) ve yanındakiler Uhud dağının yamaçlarına çekilmeye başladır. Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) bitkin vaziyetteydi bu yüzden Talha bin Ubeydullah onu bir süre sırtında taşıdı Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) ve sahabeleri öğle namazını oturarak kılabildi. Hz. Ali bir kuyudan su getirdi. Rasulullah (Aleyhisselatu Vesselam) ın yaralarını yıkadılar. O sırada Kureyş müşriklerinden Halid b. Velid kumandası altında atlı bir topluluk Uhud kayalıklarına doğru çıkmaya başlayınca Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) Allahım onları üstümüzde bulundurma diye dua edip bazı sahabeleri onlara doğru gönderdi. Onlar attıkları taş ve oklarla müşrikleri geri çevirdiler dağdan indirdiler. Cenab-ı Allah müşriklerin kalbine bir korku verince müşrikler Medine ye yaklaşık 15 km mesafede Hamrul Esed denilen mevkiye çekilip orada karargah kurdular. Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) daha sonra harp meydanına geldi. Ama buradaki manzara gerçekten çok korkunçtu, Buradaki yetmiş şehidin her tarafları kesilmiş, biçilmiş, adeta tanınmayacak dereceye getirilmişti. Özellikle Amcası, ciğer paresi Hz.Hamza nın parçalanmış naaşını görünce göz yaşlarını tutamadı ve senin uğradığın bu musibete bir daha hiç kimse uğramayacaktır. dedi.cebrail Aleyhisselam teselli vermek için Efendimiz e (Aleyhisselatu Vesselam) gelerek yedi kat gök tabakasında, melekler tarafından Hz. Hamza için, Allah ve Rasulünün Arslanı yazıldığını söyledi. Şehitlerin defin işleri başladı. Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam) onların kanlı elbiseleriyle gömülmelerini istedi. Uhud da ensardan 64 muhacirlerden de 6 olmak üzere 70 şehit verildi. Şehitlerin ikisi yada üçü aynı kabre konuldu. Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) Uhud şehitleri için Keşke bende ashabımla beraber şehit düşüp Uhud dağının eteklerine geceleseydim. buyururlardı. devamı arka sayfada 07

Şehitlerin defin işi yapılırken Efendimiz (Aleyhisselatu Vesselam ) Hz. Hanzala nın naaşının yanına gelince tebessüm etti. Sahabe Ne için tebessüm ediyorsunuz Ya Rasulallah (Aleyhisselatu Vesselam) dediğinde şöyle buyurdular göklerde melekler tarafından arkadaşınız Hanzala nın yıkandığını görüyorum, ailesine sorun buyurdu. Daha sonra hanımına sorduklarında hanımı şöyle dedi. O gece daha yeni evlenmiştik, sabah erkenden İslam ordusu savaşa çıkarken, korktu yetişemem diye Çünkü cihad farzdır herşeyin üstündedir diyerek yıkanmayı unuttu; belki fırsat bulamadı ve orduya iştirak etti ve şehit edildi. Daha sonra da Cenab-ı Allah onu gökte meleklerine yıkattı. Allah Resulü (Aleyhisselatu Vesselam) Uhud da defin işi bittikten sonra Medine ye döndü. Medinede bir gece istırahattan sonra sabah namazının akabinde müezzini Bilal-i Habeşiye Rasulüllah (Aleyhisselatu Vesselam) düşmanınızı takip etmenizi size emrediyor dün Uhud da bizimle çarpışmada bulunmayanlar gelmeyecek, ancak çarpışmada bulunanlar gelecek, diye seslenerek duyurmasını emir buyurdu. Peygamberimizin (Aleyhisselatu Vesselam) bu tedbire başvurması müşriklere Müslümanların halen güçlü olduklarını hissettirmek, yenilgiye uğramış olmalarının kendilerini yıldırmadığını gösterip onları korkutmak içindi. Düşmanı takip için Hamra-ul Esed seferine çıkanların hemen hepsi yaralıydı. Peygamberimiz (Aleyhisselatu Vesselam) 600 kadar Uhud gazisiyle Kureyşli kafirleri takibe çıktılar. Hamrul Esed e vardıklarında sahabeler Efendimiz in (Aleyhisselatu Vesselam) talimatı üzerine gündüzün odun toplayıp, gece olunca herkes birer ateş yaktı böylece 500 civarında ateş yanmış oldu, yanan ateşlerin ışıkları en uzak yerlerden görünüyordu. Bu arada, o sırada Müslüman olmamış ancak İslam a taraftar olan Ebu Mabed bir iş için Mekke ye giderken Medine ye uğrayıp Efendimiz e (Aleyhisselatu Vesselam) şehitleri için başsağlığı diledi, sonra kalkıp gitti. Ebu Mazen Mekke yolundayken Ebu Süfyan a rastladı Ebu Süfyan ona arkanda ne var diye sorunca Ma zen Muhammed büyük bir ordu ile çıkmış, ömrümde öyle kalabalık görmedim, dünkü muharebeye iştirak etmeyenler de pişman olmuşlar hepsi bir araya toplanmışlar sizin için büyük bir hınçla geliyorlar. Bunun üzerine Saffan b.ümeyye gördünüz mü işte benim dediğim çıktı, haydi bir belaya uğramadan hemen gidelim deyince Ebu Sufyan ın kalbine bir korku düşünce hemen ordularını kaldırıp Mekke ye doğru kaçmaya başladılar. Allah Rasulü (Aleyhisselatu Vesselam) ve sahabeler Hamra-ul Esed de üç gün oturduktan sonra Medineye döndüler. Gelecek sayımızda; Uhud daki enteresan fedakarlık sahneleri.. Muhsin ALEMDAROĞLU (İkram Turizm & Ekrem Turizm Medine Sorumlusu) CENNET TEKİ HURİYİ DEĞİL, EVDEKİ HANIMI DÜŞÜNELİM Kırkıncı Hocam buyurmuştu ki, Müspet hareket, Risale-i Nur un en mühim bir esasıdır. Bediüzzaman hazretleri nin vefatından az önce yazdığı son mektubunu müspet harekete tahsis etmesi bunun en büyük delilidir. Şimdi bakıyorum; bazı kardeşler hizmeti, uzaklarda arıyor. Halbuki hizmet esaslarını evvela kendi evimizde uygulamalıyız. Üstat buyurdu ki, Bizim vazifemiz, müspet harekettir, menfi hareket değildir. Bu prensip bile her evin cennet olması için yeterli. Bey, yemek yapamadım. Öyle mi hanım; canın sağ olsun. Hele getir oradan peynir ekmek, pekmez de varsa ne ala Bey, ben pazara gidiyorum. Güle güle hanım, harçlığın var mı? Bey, annemleri göreceğim. Hay hay hanım. Selam söyle İşte bakınız. Müspet hareketle işler kavga gerektirmeden çözüldü. Ben hanıma, kızıma, torunlarıma hiç yasak, sınır koymadım. Sadece iman telkin ettim. Mesela bir gün kızım yeni manto almış, döne döne gösteriyor. Dedi ki, Nasıl baba, beğendin mi? Canım kızım, ben değil Allah beğensin. Aman, dedi, hele sen bir beğen de Maşallah beğendim. dedim. Hem bol, hem rengi çok canlı değil. Tesettüre uygun İşte böyle Helalle mücadele edilmeyecek. Harama da kapılar sıkı sıkı kapatılacak. Yani devamlı İslamiyet nazara verilecek nuniyetimi hesaba katarak karar veriyor. Hanımların hissi dünyası ağır basar. İçine sinmeyen durumda Bu böyle olmaz! der. Yeter ki, kırıp dökmeden hareket edelim Anne, baba, çocuk, eş... Dinimize göre bunlar, Allah ın emanetidir. Bu emanetlerin hukukunu hiçe sayan, Allah ın emanetine hıyanet etmiş olur. Karşı tarafın hataları olabilir. Ama o insan bu hatalardan ibaret değildir. İnsanlara bakarken onların kötülüklerini değil iyiliklerini de hatırlamamız lazım. Eşler kötü bir bakışı bile unutamıyorlar. Yahu kardeşim, affet. Dargın durmak kimseyi rahat ettirmez. Hele de aile, akraba içindeki dargınlıklar insana hep yük olur. Evin hanımı komşu teyzeyle çok iyi geçiniyor. Misafirliğe gidip geliyorlar. Onun söylediklerinden rahatsız olmuyor. Aynısını kayınvalidesi söyleyince problem çıkıyor. Yahut komşunun kızıyla iyi geçinen kadın geliniyle geçinemiyor. Bir âlime sormuşlar. Hocam, bu dünyada nefsine Komşu kızının yaptığı yemek iyi, aynısını gelin hakim olana cennette yetmiş huri vereceklermiş yapıyor, o kötü. Karşıdakini suçlamak yerine dönüp doğru mu? Hoca demiş ki, Evet evladım. Aman kendimize baksak, belki pek çok sorun çözülecek. hocam; ben bir tanesini idare edemiyorum. Yetmiş Kolay mı? Değil, amma cennet de ucuz değil. Allah huriyi nasıl idare edeceğim? Adamın için işleyiniz, Allah için çalışınız, Allah için patavatsızlığına sinirlenen hoca demiş ki, görüşünüz. Onun rızası dâhilinde hareket ediniz. Kardeşim, cennette verilecek yetmiş huriden size Canının istediği gibi yaşayanlar, canının istemediği ne? Siz onu dert etmeyin. Onu, oraya gidenler hallere düştüler. Canımızın istediği gibi düşünsün. Sen evindekiyle geçinmeye bak! yaşayacağımız yer, cennettir. Öyleyse her işte Bu evin hanımı sensin. Bu evin beyi sensin. Senin olduğu gibi evlilikte de gözetilecek şey Allah ın dediğin gibi olsun. dersek, o da der ki, Aman rızasıdır. canım. Sen bildiğin gibi yap işte Bakınız. Bu kadar basit. Hatta ben bizim hanıma diyorum ki, Hekimoğlu İSMAİL Hanım artık yaşlandım. Benim yapacağım işleri de sen gör. Hanım da gayet güzel idare ediyor. Mem- 08 09

DARÜLACEZE SAKİNLERİNİN UMRE YOLCULUĞU Darulaceze sakinlerine Umre davetini TÜRSAB öncülüğünde, İkram-Ekrem Turizm ve Atlasjet birlikte yaptılar. Onların bu davetleri Darulaceze sakinlerinde büyük heyecan oluşturdu. Bir çoğu belki de hayatlarında hiç görmediği mübarek toprakları göreceklerdi... Bu haber onları o kadar sevindirdi ki mutluluklarını ve duygularını gözyaşlarıyla bizlerle paylaştılar. Dillerinden dökülen cümleler ise; Allah sizlerden razı olsun... Eyvallah! onların bu duaları da bize yeter. Artık veda ve kavuşma anı geldi! Darülaceze sakinlerinin, Umre yolculuğunda heyecan dolu bekleyişleri sona erdi ve hazırlıklar tamamlandı. Onları Darulaceze başkanı sayın Nevzat Bayhan, İkram ve Ekrem Turizm yönetim kurulu başkanı sayın Ekrem Özkaymaz ve Birlik Havacılık yönetim kurulu başkanı sayın Nebil Çelik Sabiha Gökçen havalimanı na uğurlamaya geldiler. Bayhan; Sayın Başbakanımız ın Sosyal Devlet vizyonuyla Sayın Bakanımız ın himayelerinde ülkemiz yaşlıları ve kimsesizlerinin huzurlu bir yaşama kavuşmuşlardır. dedi. Bayhan, Darülaceze sakinlerinin mübarek beldelere yapmış oldukları yolculuk vesilesiyle mutluluklarını paylaştığını ve bu mutluğa vesile olan TURSAV ın genel başkanı Sn. Başaran Ulusoy a, Ekrem ve İkram Turizm in sahibi Ekrem Özkaymaz a ve Birlik Turizim'in sahibi Nebil Çelebi ye teşekkür etti. İkram ve Ekrem Turizm Yönetim kurulu başkanı sayın Ekrem Özkaymaz; Medine ve Mekke de Darülaceze sakinlerine en iyi hizmeti sunmak için hiç bir fedakârlıktan kaçınmadıklarını, onları kendi evlerinde gibi hissetmeleri için tüm imkânlarını seferber ettiklerini söyledi. Özkaymaz, bundan sonra da Darülaceze sakinleri için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Birlik Turizim'in sahibi Nebil Çelebi de, böyle güzel insanların tebessümlerine ve mutluluklarına katkı sağlamanın huzuru içinde olduklarını söyledi. Atlas Jet olarak bugün olduğu gibi bundan sonrada Darülaceze sakinlerine kapılarının her zaman açık olacağını söyledi. Bu hayırsever insanlar, Darülacaze'den iki kafileyi daha Umre için Kutsal Topraklar da ağırlama sözü verdiler. 10 11

Bir çoğu belki de hayatlarında hiç görmediği mübarek toprakları göreceklerdi. Bu haber onları o kadar sevindirdi ki mutluluklarını ve sevinçlerini gözyaşlarıyla bizlerle paylaştılar. Dillerinden dökülen cümleler ise; Allah sizlerden razı olsun... Eyvallah! onların bu duaları da bize yeter... 12 13

2.Hasan Camii Kazablanka Marakeş FAS GEZİSİ 4,5 saatlik ucak yolculuğunun ardından sabaha karşı vardığımız Kazablanka'da sisli hafif serin bir hava karşılıyor bizi. Otobüse binip Marakeş'e doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 2,5 saat süren yolu çoğumuz uyuklayarak geçiriyoruz. Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimizi açtığımızda Marakeş'in hepsi bir örnek inşa edilmiş kızıl renkli evleri görünüyor. Saat erken olmasına karşın sokaklar hareketli, otelimize eşyalarımızı bırakıp kahvaltımızı yaptıktan sonra Marakeş'i kesfetmek üzere yollara düsüyoruz. İlk durağımız fransız mimar Jacques Majorelle tarafından düzenlenerek 1947 yılında halka açılmış Majorelle'in ölümünün ardında YVes Saint lauren Vakfı tarafından işletilen Majorelle Garden ismindeki botanik bahçesi. Fas mimarisinden örnekler de görebileceğiniz bahçede ağaçların gölgesinde serinleyip manzarayı seyretmek keyif veriyor. Ardından Kutubiye Camine doğru gezimize devam ediyoruz. Cami jami el fna meydanının hemen yanında ve 70 metre yüksekliğindeki minaresi şehrin bir çok yerinden görülebiliyor. Ancak sadece namaz vakitlerinde açılıp ardından kapılar kilitlendiği için camiye giremiyoruz. Sonraki durağımız ise Sultan Mevlay el Hasan in Basveziri Si Ahmet Bin Musa tarafından 19.yy sonunda yaptırılıp Sultan'ın eşlerinden birinin adının verildiği Bahiye Sarayı'nı geziyoruz. Sarayın tavanları, döşemeleri ve kapılarında Fas mimarisinin etkileyici örneklerini görüp avlusundaki ağaçların gölgesinde serinliyoruz. Ve sira meshur Camiul Fena meydanı'na ve deri çantaların, babus adı verilen deri pabucların, sokakta yürürken Faslıların üstünde görebileceğinizi Cellabiye adı verilen uzun elbiselerin, el yapımı hali ve kilimlerin, Fas'a özgü dekoratif esyaların, argan yağının, gümüş takıların ucuzdan pahalıya her ceşitini bulabileceğiniz souklara geliyor. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli nokta pazarlık. Müslüman ve Türk olduğunuzu anlayana "merhaba arkadaş" deyip diğer turistlerden daha düşük fiyat veriyor olsalar da pazarlık payınız olduğunu hiç unutmayın ve birkaç dükkan ileride aynı ürünü daha ucuza gördüğünüzde üzülmemek için mümkünse pazarlığınızı satıcının verdiği fiyatın üçte bir veya dörtte birinden başlatın. Alışverişin ardından kendimizi Soukların bulundugu dar sokaklardan tekrar Cami ul Fena meydanına atıyoruz. Yılan oynatıcılar, sokak çalgıcıları, kına yakanlar, fal bakanlar, turistleri gezdirmek için bekleyen faytonlarla dolu meydanda fotoğraflarımızı çektikten sonra ertesi günkü gezilerimiz için enerji toplamak üzere otelimize dönüyoruz. İkinci gün, sabah erkenden uyanıp önceden kiraladığımız arabamızla bir liman şehri olan Essouira'ya doğru yola çıkıyoruz. Essouira Marakeş'ten arabayla iki buçuk saatlik mesafede bulunuyor. Yol boyunca kıyı kesimine yaklaştıkça zeytine benzer bir bitki olan argan agaçları sıklaşıyor. Agaçların üstüne tırmanmış arganları yiyen keçileri fotoğraflamak için duruyoruz. 2.Hasan Camii Ardından bölgedeki kadınlar için istihdam kaynağı olan argan imalathanelerinden birinde duruyoruz. faslı kadıınlar bizi kapıda karşılayıp argan bitkisinden yağı nasıl elde ettiklerini gösteriyorlar. Şeker, kolesterol gibi hastalıklara olumlu etkisi olduğu bilinen, saç ve cilt bakımında da kullanılan argan yağlarından biz de kendimize ve eşe dosta alıp kadınlarla fotoğraf çektirerek oradan ayrılıyoruz. Fransız bir mimarın tasarımıyla askeri bir liman olarak inşa edilmiş Essouira şehrine beyaz ve mavi renk hakim. Marakeş'e göre biraz daha Batılı biryer olan şehrin çarşısını gezip biraz okyanus havası aldıktan sonra dönüş yoluna geçiyoruz. Akşam bizi Marakeş'te Chez Ali gecesi bekliyor. Atlı suvari gösterilerinin ve yöresel halk danslarının sergilendiği gece Fas'a giden herkesin mutlaka yaşaması gereken bir tecrübe olarak hafızamızdaki yerini alıyor. Üçüncü gün istikametimiz Urika Vadisi ve Atlas dağları. Marakeş'ten çıkıp vadiye doğru ilerledikçe çölün yerini yeşil ağaçlar kaplamaya başlıyor. Yol boyunca sıralanan Berberi köylerinden birinde ilk molamızı veriyoruz ve Berberi evlerinden birine konuk oluyoruz. Mutfakta Berberi kadınlar bize Fas'ın geleneksel Nane çayının yapımını anlatıyorlar ardından demledikleri çayı bal, tereyağ ve pide şeklindeki ekmeklerle birlikte bize ikram devamı arka sayfada 14 15

ediyorlar. Gösterilen misafirperverlikten hoşnut bir şekilde köy evinden ayrılırken Fas'taki her ziyarette olduğu gibi ufak bahşişlerimizi bırakarak yolculuğumuza devam ediyoruz. Şelalelerin olduğu yere varınca arabadan iniyoruz. Bölgede yedi şelale mevcut, ancak kaynaklara varmak için dağ yollarından rehber eşliğinde 1-1,5 saatlik bir yürüyüş yapmak gerekiyor. Biz bunun yerine nehir kenarındaki lokantalardan birinde oturup temiz havada Fas'ın geleneksel yemeği olan tajin ve kuskus yemeyi tercih ediyoruz. Bizim gibi Farklı tatları sevenler güveçte tavuk veya etle pişirilen tajin ve irmikten yapılan üzerine sebze ve isteğe göre yine et ve tavuk konan kuskusu deneyebilirler. Yemeğin ardından Marakeş'e dönüş yoluna geçiyoruz. Marakeş'teki son günümüz olduğu için Camiul Fena meydanına tekrar uğramak istiyoruz. Buradaki çarşılarda biraz vakit geçirdikten sonra şehri bir de faytonla gezmek üzere faytoncularla pazarlık yapıyoruz. Keyifli bir fayton yolculuğuyla Marakeş'in modern yüzü olan 6. Muhammed caddesi ne geliyoruz. Kafe ve restaurantların bulundugu bu cadde de biraz vakit geçirdikten sonra Marakeş'le vedalaşıp otelimize dönüyoruz. Sabah erkenden Kazablanka'ya doğru yola çıkıyoruz. Üç saatlik yolculuğun ardından İsmini beyaz evlerinden alan (casa; ev blanca; beyaz) Kazablankaya varıyoruz. Otele esyaları bıraktıktan sonra ilk durağimiz BM meydanı. Meydanda adliye, postane, belediye binasını görüyoruz. Kazablanka Marakeş'e göre daha modern görünümlü, Fransız mimarisinin izlerinin cok daha yoğun olarak görüldüğü bir şehir. Tabelalarda da fransızca yazılar yaygın. Bm meydanından sonraki durağımız hepimizin merakla beklediği Dünya nın en büyük camisi unvanını taşıyan 2. Hasan Cami. 210 metre yüksekliğindeki minaresi ve 80.000 kişilik kapasitesi olan Cami bizi daha uzaktan ihtişamıyla büyülüyor. Yanına vardığımızda da hayranlığımız daha da artıyor. Her ne kadar ezan saati geçmiş olduğu için içeri girme konusunda zorlansak da içine girdiğimizde bu zorlanmaya değdiğini görüyoruz. Namazlarımızı kılıp bir daha gelip daha uzun kalabilmek icin dua ederek seyretmeye doyamadan camiden ayrılıyoruz. bir sonraki durağımız Afrika'nin en büyük alışveriş merkezi olan Morocco Mall. Bizdeki avmlerden pek farkı olmadığı için pek ilgimizi çekmiyor. Eski çarşıya doğru yola koyuluyoruz. Saat kulesinin yanındaki Medina Marakeş'in otantik souklarından sonra açıkçası biraz sönük kalıyor ama yine de dükkanlara şöyle bir göz atmaktan kendimizi alamıyoruz. Akşam tekrar Corniche adı verilen sahil boyuna gidiyoruz Beklediğimizin aksine cadde oldukça tenha, okyanusun kenarında bir çok kafe olmasına karşın içinde oturan tek tük insan var. İlerledikçe kalabalık bir yer görup seviniyoruz ancak yanına vardığımızda oranın dünyaca ünlü fast food zinciri olduğunu fark edip hayal kırıklığına uğruyoruz. Anlayacağınız Kazablanka da global dünyadan nasibini almış. Okyanusa karşı kahvelerimizi içip otelimize dönüyoruz. Sabah uçağa gitmeden önce şehirde dolaşmak için biraz daha vaktimiz var ama bayramın birinci günü olduğu için sokaklar bomboş. Şehir adete terk edilmiş gibi, tüm dükkanlar kapalı. Şehir bize kaldığı için sevinsek mi yoksa bu ıssızlığa üzülsek mi bilemeden Kazablanka'yla vedalaşma zamanı geliyor. Bir dahaki gezimizi nereye yapacağımızı düşünerek evimizin yolunu tutuyoruz. Dr. İrem Yasin ÇETİN BİR ACENTAMIZ; LÜTUF TURİZM Mehmet Durnaoğlu ve Mehmet Karaca bünyesinde aile şirketi olarak Gaziantep te kurulmuştur. Lütuf turizm 2009 yılında Gözene Turizm Gıda İnşaat Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd Şti. ne bağlı A Grubu Seyahat Acentası olarak faaliyetine başlamıştır. İkram & Ekrem Turizm in Gaziantep satış acentası olarak hizmet veren firmamız, uzman kadrosu, güler yüzlü hizmeti ile kısa sürede hacı adaylarının gözde firması haline gelmiştir. Bu güne kadar gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarda binlerce kişiyi ağırlayan firmamız müşteri memnuniyet esaslı hizmet anlayışı ile müşteri portföyünü her geçen gün genişletmektedir. Firmamızın kuruluş amacı, Gaziantep bölgesinde inanç turizmine yönelerek Umre ve Hac Organizasyonları düzenlemek ve İslami hassasiyetlere özen gösteren otel tesis ve tur operatörlüğü ile uçak bileti satışı alanlarında faaliyet göstermek olarak sıralanabilir. Hizmet sektöründeki zorlukların bilincinde olan firmamız dürüstlük ilkelerinden ödün vermeden en uygun fiyat avantajları ile misafirlerimizi kutsal topraklara götürmeyi hedef edinmiştir. Tur operatörlüğü ile uçak bileti satışı alanlarında faaliyet göstermek olarak sıralanabilir. Hizmet sektöründeki zorlukların bilincinde olan firmamız dürüstlük ilkelerinden ödün vermeden en uygun fiyat avantajları ile misafirlerimizi kutsal topraklara götürmeyi hedef edinmiştir. İncirli Pınar Mah. Sabahat Göğüş Cad. Anadolu İş Merkezi Şehitkamil / G.ANTEP Tel: (0342) 230 11 30 Gaziantep büyükşehir belediye başkanı, Fatma Şahin, Şehitkamil ilçe belediye başkanı M.Rıdvan Fadıloğlu, Şahinbey ilçe belediye başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve eski Gaziantep milletvekili Özlem Müftüoğlu firmamızı ziyaret etti. 16 17

SABIR ve TEVEKKÜL Sabır, iman ve ibadetin, ilim ile hikmetin, azmin ve iradenin, Ahlak ın ve Seciyenin ve buna benzer türlü faziletlerin temelidir. Sabır, ruhun muktedir bir kuvvet kaynağıdır ki; Hak yolunda dayanılması güç olan ve nefse ağır gelen olaylara katlanmak ve bir hakkın müdafaası için sebat ve direnç göstermektir. Bir başarının, her kemalin, bütün faziletlerin ve mutlu sonun temeli sabırdır. Başka bir fazilet, sabırla mukayese edilemez. Bunun için bu seciye, Kur an-ı Kerim in yetmişten fazla yerinde medh ve sena edilmiştir ve Ve l-asr suresi ile tebcil edilmiştir. Hz. Ali (r.a.), Eğer kadere rıza gösterirsen, iman ın şartını eda etmiş olur, ecir kazanırsın. Telaş gösterirsen, zarar edersin ve İman a aykırı düşersin. Çünkü alın yazısı ne ise olacaktır. Buna göre telaş gafillerin, sabır ve tahammül, kamil insanların işidir. buyurmuştur. İbadet ve huzur için sabır şarttır. Bu Dünya elem, keder ve zahmet yeridir. Yaşadığımız ortamın dert ve problemlerini aşmak sabırla mümkündür. Sabır nefsimizden gelen isteklere kulak tıkamak ve o isteklere teslim olmamaktır. Sabır, bela ve musibeti telaşa düşmeden karşılamak, rıza ise onun elem ve acısını duyurmaktır. Rıza makamı sabırdan üstündür. Her ikisine sahip olmak büyük lütuftur. Çünkü imanın aslı sabır, İslam ın aslı rızadır. Müsibet anında telaş ve heyecan, sabırdan yorucu, beladan beterdir. Sabır ve teenni, her türlü pişmanlığın sigortasıdır. Nefis, hergün binlerce defa önümüze zehirli ballardan sofralar kurarken, şer güçler, ortama isyan tohumları saçarken, şeytan, her köşe başında yolumuzda pusu kurmuş beklerken, yol ve yön değiştirmeden mutlu sona doğru emin ve kararlı adımlarla yürümek ancak sabırla mümkündür. En sarp sabır yokuşu içimizdedir. Her sabır yokuşu, çile ve ızdıraplı olduğu kadar zevkli ve tatlıdır. Çünkü her mutlu son sabır yokuşunun zirvesindedir. Fedakarlık bekleyen her iş, bir sabır yokuşudur. Ona yönelen her fedakar insan da faziletin sembolüdür. Her sabır yokuşu ümit ve azimle aşılır. Ümitsiz insan, sabır yokuşunu aşmak için gereken enerjisini kaybetmiş bir iradesizdir. Sabır yokuşunda sarp engel yılgınlıktır. Yılgınlık, maskeli bir tembelliktir. SABIRLA İLGİLİ AYETLER Ey inananlar! Sabırla ve namazla Allah tan yardım dileyin, Muhakkak ki, Allah sabr edenlerle beraberdir.(bakara 153) And olsun sizi korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme gibi şeylerle deneriz, sabredenleri müjdele (Bakara 155) "Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru" diyenler, Sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah'tan) bağışlanma dileyenlerdir (Al-i İmran 17) Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır. (Al-i İmran 120) İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları kendilerine iki kez verilecektir. (Kasas 54) SABIRLA İLGİLİ HADİSLER Sabrın imandaki mevkii, başın vucuttaki yeri gibidir. Hz. Enes (r.a.) Sabrın en faziletlisi, musibetin ilk anında gösterilen teslimiyettir. (Marifetname, Hadis-i Kudsi) Dünya ve Ahiret hayrı ve her ibadetin adı sabırdadır. Sabrın başlangıcı acı, sonu tatlı ve lezzetlidir. (Ramuz el Ehadis) Bir kimseye, sabırdan daha geniş bir hayır ihsan edilmemiştir. (Hz. Ebu Sait (r.a.) Ey Ademoğlu! Benim kazalarıma rıza göstermeyen, belalara sabretmeyen, verdiklerime kanaat etmeyen, nimetlerime şükretmeyenler daha fazlasını ve beterini beklesinler. (Hadis-i Kutsi) TEVEKKÜL VE ÖNEMİ Tevekkül, maksada ulaşmak için gereken maddi ve manevi bütün tedbirleri aldıktan ve yapılacak başka hiçbir şey kalmadıktan sonra da çalışmaya devam ederek, Hakk a güvenmek ve Takdir-i İlahiye nin cereyanına teslimiyet göstermektir. Tevekkül durması olmayan bir hareket, ıstırabı olmayan bir sukundur. Tevekkül, kula değil Allah a güvenmektir. Mütevekkil her işi Hak tan bildiği için, hiçbir şeyde ne gam, ne keder ve nede sıkıntı duyar. Kalbi rahat, içi güven ve huzurla doludur. Tevekkül asıl imandır. Kalbin kuvvet ve rahatıdır. Tevekkül, üzerine düşeni ve yapabileceği herşeyi yaptıktan sonra Takdir-i İlahiyye ye inanarak çalışmaya devam ederek geri kalanı Allah tan beklemektir. İş olursa Rabbimin tevfiki ve ihsanı diyerek hamd edilecek, olmazsa, takdir böyleymiş diye sabredilecektir. Böylece üzüntü ve stresten kurtularak iki cihan mutluluğu doğacaktır. Allah a güvenmek yani tevekkül, İslam akidesinin gereği mü minin sıfatıdır. Allah anıldığı zaman, yürekleri ürperten, kendilerine Allah ın ayetleri okunduğu zaman O nun tesiri ile imanlarını arttıran, Rablerine tevekkül eden, namazlarını tam kılan ve kendilerine verdiğimiz rızıktan verenler (yok mu?). İşte onlar gerçek mü minlerdir.onlara, Rablerinin katında bağışlama ve pek çok güzel rızıklar vardır. Allah a güvenmek ve dayanmak, imanın bir olgunluk merhalesi değil zaruri gereğidir. Kur an-ı Kerim de bu gerçek şöyle açıklanmıştır. (Eğer Allah a inanıyorsanız) gerçekten O na teslim olan insanlardansanız, yalnız ve yalnız O na güvenin, O na dayanın. Sebeplere dayanıp da; o sebeplerle neticelere varma özelliğini halk eden Allah a tevekkül etmemek ne büyük gaflet ve nankörlüktür. Kim Allah ın emir ve yasaklarına aykırılıktan korunursa, Allah ona bir çıkış yolu yaratır ve onu ümit etmediği yerden rızıklandırır. Mehmet Mehdi SUNGUR 18 19

ANADOLU NUN YÜKSELEN YILDIZI: İNEGÖL ürkiye İstatistik Kurumu 2012 yılı verilerine göre İnegöl, 230.000'i bulan nüfusuyla, 10 Km2 lik bir alana sahiptir. Bursa'nın Tdış ilçeleri arasında en kalabalık ilçesi ve Güney Marmara'nın 2. Büyük Kentidir. Günümüzde İnegöl, Büyük ve modern sanayi kenti olmanın yanı sıra Türkiye'de ki birçok ilden büyüktür. (40. Büyük kent) İnegöl'ün yerli halkı Bursalı olup manavlardan oluşmaktadır. Ancak yoğun göçlerle birlikte İnegöl'de tüm milletlerden çeşitli insanların yaşadığı kozmopolit bir kenttir. İnegöl; yeni parkları, geniş caddeleri ve alışveriş merkezleri ile modern bir görünümündedir. İnegöl kent olarak Anadolu nun önemli ulaşım yolları üzerinde bulunuyor. Ülke nüfusunun %50 sinden fazlasına hitap eden İstanbul, Ankara, İzmir şehirlerinin üçgenin tam ortasında, her birine otoyoldan 3-5 saat uzaklıkta, ulaşımı kolay olan, merkezi bir yerdedir. Özellikle Gemlik ve Mudanya limanlarına 1-1,5 saatte karayolu ile ulaşmak mümkündür. Yenişehir Uluslararası Havaalanı ise yarım saatlik mesafededir. Coğrafi Özellikleri İklimi; İnegöl ün iklimi Karadeniz ile Akdeniz iklimi arasında geçiş karakteri göstermektedir. Yaz ayları daha çok Akdeniz İklimine benzer, Sıcak ve az yağışlıdır. Kış ayları ise soğuk ve bol yağışlıdır. İnegöl Tarihi Bilinen en eski adıyla Roma dönemi: Angelecoma, İnegöl ün tarihi, 1847 ve 1942 yıllarında yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanmaktadır. 5000 yıllık geçmişe sahip İnegöl de sırasıyla Hititler, Britanyalılar, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar hüküm sürmüşlerdir. Osmanlı Dönemi; Osman Bey in yakın dostu ve komutanlarından biri olan Turgut Alp İnegöl ü fethetti. Kaynaklarda İnegöl isminin birbirinden farklı şekillerde yazımına rastlanmaktadır. Osmanlı Dönemi; Osman Bey in yakın dostu ve komutanlarından biri olan Turgut Alp İnegöl ü fethetti. Kaynaklarda İnegöl isminin değişik şekillerde yazımına rastlanmaktadır. Aynagöl, Ezinegöl, Osmanlı sarayının meşhur içeceği Çitli maden suyu, Kaplıcaların efsanesi; Oylat kaplıcası Osmanlı gemilerine malzeme üreten kereste imalathaneleri denince İnegöl akla gelirmiş. İnegöl Belediyesi 1870 yılında kurulmuştur. Osmanlı Eserleri İshakpaşa camii ve külliyesi: 15 yy. Osmanlı Türk mimarisinin günümüze kadar gelen örnekleri arasında önemli bir yere sahiptir. Yıldırım Beyazıt Camii: 1398-1402 yılları arasında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Beylik Hanı: 1721 yılında Cafer paşa tarafından yaptırılmıştır. Kapalı Çarşı II. Abdülhamit döneminde Kasım efendi camii, Hançerli Fatma Sultan Camii, Karacabey Kervansarayı gibi tarihi yapılarda bulunmaktadır. İnegöl Turizmi Oylat kaplıcaları; BURSA Eskişehir karayolu üzerinde Domaniç sapağından girilerek ulaşılır. Kaplıcanın suları radyoaktif sıcak sular gurubuna dâhildir. Sıcaklığı 40,5 dereceyi bulan suyun Kısırlık, Romatizma, İdrar yolları ve çocuk felcine iyi geldiği biliniyor. Oylat ın girişindeki halk arasında sivri kaya olarak adlandırılan oluşum da, görülmesi gereken yerlerden olup eski bir fay hattıdır. Oylat Mağarası; İlçe turizminin diğer önemli parçası yine hemen Oylat kaplıcalarının 2 km. altında bulunan Oylat mağarasıdır. (Bursa mağarası diye de bilinir.) Bu mağara 665 metre uzunluğu ile Türkiye'nin 3. büyük mağarasıdır. Mağarada bol miktarda sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşları bulunur. Bursa mağarası adını, halk arasında bu mağaranın Bursa ya giden gizli bir yol olduğu inanışından alır. EKREM TURİZM İNEGÖL Hac, Umre ve kültür turları organizasyonlarının yanı sıra yurt içi ve yurt dışı uçak bileti hizmeti veren Ekrem Turizm, İnegöl şubesini Mayıs 2010 da İnegöl'de hizmete açmıştır. İnegöl'de ofisimize gelen misafirlerimizi güler yüzle karşılamak önceliklerimiz arasındadır. İnegöl kenti gelişmiş sanayisi, köftesi, mobilyası ve Oylat kaplıcaları ile ün salmış bir kent olmasının yanında tarihsel dokusu ile kültür kenti olma özelliğini sürdürmektedir. İnegöl, diğer ilçelerle kıyaslandığında büyük şehir görünümü taşıyan bir kenttir. Ofisimize gelen yolcuların burada rahatlıkla kayıt, evrak teslimi yapabilmenin yanında Umre ye giderecek olan yolcularımıza gitmeden önce Umre hakkında Seminer verilmektedir. Allah'tan Ekrem Turizm İnegöl şubesi olarak herkes için hayırlı olmasını diler, her zaman olduğu gibi dua dostluk ve hizmetinize talip olmaktan onur ve şeref duyarız. Ekrem Turizm İnegöl Osmaniye Mah. Şebboy Cad. No:47 İnegöl/BURSA Tel: (0224) 715 3228 20 21

ÖNDER in Kutlu Doğum Etkinlikleri Kutlu Doğum da Umre Hediyesi ÖNDER'in organizasyonunda gerçekleşen Kutlu Doğum Programında coşku salona sığmadı. ÖNDER İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği, Peygamberimizin doğumunun 1442. yılı münasebeti ile Sinan Erdem Spor Kompleksi nde şölen havasında bir Kutlu Doğum Programı gerçekleştirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve binlerce İmam-Hatipli'nin katıldığı programda Kutlu doğum coşkusu salona sığmadı. ÖNDER İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği nin organizasyonunda; Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İlim Yayma Vakfı ve Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmet Vakfı'nın (TÜRGEV) ile ortaklaşa düzenlenen Kutlu Doğum Programı dün Sinan Erdem Spor Kompleksinde Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan eşi kızları, oğlu ve torunları, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Belediye Başkanları çok sayıda protokol üyesi ve 20 bini aşkın imam hatip öğrencisinin katılımı ile gerçekleşti. Anadolu Gençlik Derneği Gaziosmanpaşa şubesi nin düzenlediği Kutlu Doğum Haftası etkinliği, Küçükköy stadında gerçekleşti. Geceye ilgi yoğundu. Yüzlerce kişi kutlu doğum için bir araya geldi. Programda İkram ve Ekrem turizm olarak biz de yerimizi aldık. Standlarımızda gelen misafirlerimize dergilerimizi ve broşürlerimizi dağıttık. Gecenin sonunda çekilişle bir misafirimiz Umre ye gitmeya hak kazandı. Kendisini tebrik eder, Hayırlı bir Umre ibadeti yapmasını dileriz. MTTB den Naat Yarışması ÇATI Dergimizin Türkiye çapında üniversite öğrencileri arasında düzenlemiş olduğu naat yarışması ödülleri sahiplerini buldu. Ödül sahipleri İkram ve Ekrem Turizm ile Umre ye gitmeye hak kazandılar. Kendilerini tebrik ederiz. İkram ve Ekrem Turizm olarak etkinlikteydik İkram ve Ekrem turizm, Kutlu Doğum Haftası etkinliğine, gelen misafirleri ağırladı. Hurma ve zemzem ikramında bulundu. Misafirlere 40 hadis kitabı hediye edildi. 22 23