Akil Adamlar Stefan Füle ile Görüştü Açık Toplum Vakfı'nın girişimiyle kurulan ve Türkiye'nin AB üyelik sürecinde yapılan tartışmaların ve değerlendirmelerin rasyonel bir zemine oturtulması amacını taşıyan Bağımsız Türkiye Komisyonu çalışmalarına devam ediyor. Eylül 2010'da Türkiye'yi ziyaret eden ve İstanbul ile Diyarbakır'da önemli temaslarda bulunarak Türkiye'deki son gelişmelerle ilgili birinci elden bilgi edinen Bağımsız Türkiye Komisyonu Ekim ayı içinde de görüşmelerine devam etti. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin özel talebi üzerine, Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari başkanlığındaki Bağımsız Türkiye Komisyonu, Stefan Füle ile 18 Ekim 2010 tarihinde Helsinki'de bir araya geldi. 2010 Türkiye AB İlerleme Raporu'nun yayınlanmasından önce son gelişmeleri değerlendirmek amacıyla yapılan görüşmeye Komisyon Başkanı Martti Ahtisaari'nin yanı sıra Bağımsız Türkiye Komisyonu raportörü Avusturya eski Dışişleri Müsteşarı Albert Rohan da katıldı. Bağımsız Türkiye Komisyonu üyeleri ayrıca Finlandiye Başbakanı Mari Johanna Kiviniemi ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Alexander Stubb ile de Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde temaslarda bulundular. Açık Toplum Vakfı Danışma Kurulu Ekim Toplantısı Diyarbakır'da Yapıldı. Açık Toplum Vakfı Danışma Kurulu üyeleri olağan olarak iki ayda bir gelen proje tekliflerini değerlendirmek ve Açık Toplum'un çalışmalarını planlamak üzere toplanmaktadır. 9-10 Ekim tarihlerinde yapılan Açık Toplum Vakfı Danışma Kurulu toplantısının kapsamı bir önceki toplantıda alınan karar doğrultusunda Diyarbakır ve çevresindeki illere yapılacak bir ziyareti de içerecek şekilde genişletildi. Bu sayede Açık Toplum Vakfı Danışma Kurulu Üyeleri, Diyarbakır ve çevre illerde mülki ve idari yöneticiler, sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler, entellektüeller ve kanaat önde Liselerde Münazara Eğitimleri Başlıyor. 2009 yılında kurulmuş olan ve münazara eğitimlerinin yaygınlaşması ve karşılıklı saygı çerçevesinde tartışma kültürünün gelişmesi için dünya çapında çalışmalar yürüten International Debate Education Association (IDEA) 'nın da Türkiye partneri ve en genç üyesi olan Münazara Derneği; münazara eğitim programları oluşturma ve münazarayı toplumsal diyaloğun tesisinde eğitsel bir araç olarak kullanmanın Türkiye özelinde muhtemel yöntemlerini geliştirme konusunda faaliyetler yürütmektedir. Açık Toplum Vakfı olarak, tartışma ve birbirini dinleme kültürünün demokrasinin gelişimi ve toplumsal barışın tesisine yapacağı katkıya duyduğumuz inançla kuruluşundan bu yana destekçisi olduğumuz Münazara Derneği, öncelikle lise öğrencileri ve onlara eğitim verecek eğitmen adaylarının eğitimine temel teşkil edecek münazara eğitimi modülünü dizayn etmiş ve daha sonra bu eğitim modülüne kaynaklık etmesi amacıyla Türkiye'de ilk defa referans niteliğinde bir münazara eğitim kitapçığı hazırlamıştır. Münazara Derneği, ocak ayında başlatacağı yeni projesi ile, 2010-2011 eğitim döneminde 10 ilden toplam 20 liseye ulaşarak lise öğrencilerinin münazara eğitimi için tasarlanan eğitim modülünü gönüllü eğitmenleri aracılığıyla uygulamaya koymayı hedeflemektedir. Çalışmanın yapılacağı illerin seçimi konusunda coğrafi dağılımı da gözetecek olan Münazara Derneği'nin bu projesi de Açık Toplum Vakfı ile işbirliği içerisinde yürütülecektir
Farklılıklar KA-MER çatısı altında buluşuyor! Açık Toplum olarak, KA-MER Vakfı'nın Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde bağımsız bir kadın hareketi oluşturulmasına öncülük eden, insan hakları ve kadının insan haklarından yana her türlü ayrımcılığı reddeden çalışmalarının uzun yıllardır destekçisi olmaktan mutluluk duyuyoruz. KA-MER, Diyarbakır ve çevresinde kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla, 1997 yılında başladığı faaliyetlerini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan kadınlardan gelen talep üzerine on yıl gibi kısa bir sürede bölgedeki 23 ilin tamamına ve 120'den fazla ilçeye yaygınlaştırmış bir sivil toplum örgütü olarak edindiği deneyimi Türkiye'nin diğer bölgelerindeki şehirlerde yaşayan kadınlardan da gelen talepler nedeniyle 2011 yılı boyunca yapacağı çalışmalar ile daha da yaygınlaştırmaya karar verdi. Bu bağlamda, Açık Toplum Vakfı olarak bizim de desteğimizle, Hatay, Maraş, Trabzon, Manisa, Edirne ve Tekirdağ illerine KA-MER'li kolaylaştıcılar tarafından yapılacak düzenli ziyaretler aracılığıyla bu illerde yaşayan kadınlarla yapılacak farkındalık grup çalışmaları 2011 yılı programının ilk aşamasını oluşturacak. Bu aşamanın tamamlanmasından sonra bu illerdeki kadın gruplarının her birinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki illerden bir KA-MER örgütü ile eşlenmesi ve birlikte çalışmalarını sağlayacak alanlar yaratılması planlanıyor. KA-MER, Türkiye'nin doğusundaki ve batısındaki kadınların "kadın olmak" ortak paydası üzerinden bir araya gelebilmesinin ve diyalog kurabilmesinin toplumsal barışın tesisine ciddi bir katkıda bulunabileceği inancından hareketle planladığı bu projeyi 2011 yılının sonunda yapacağı büyük bir final toplantısı ile tamamlamayı amaçlıyor. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler ve üniversite hazırlık sürecinde olan Roman kökenli gençler için burs programlarımız devam ediyor. Açık Toplum Vakfı olarak eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için gerekli politikalar üretilmesini ve konunun tüm paydaşlarının bu konuya duyarlılık kazanmasını amaçlıyoruz. Bu nedenle geçtiğimiz yıllarda başlattığımız burs programlarımıza, roman kökenli öğrencilerin ve cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin faydalanabilmesi için desteğimiz sürüyor. 2009 yılı başında Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. işbirliği ile başlatılan burs programı toplumdaki ekonomik ve sosyal açıdan dezavantajlı gruplara mensup öğrencilerin yüksek öğrenime katılımlarına destek olmayı hedefliyordu. Gelen başvurular değerlendirilirken toplumda en dezavantajlı kesimin Roman kökenli gençler olduğu belirlendi ve burs programı çerçevesinde Türkiye'nin farklı illerinde üniversite sınavına hazırlanan ve üniversiteye devam eden Roman kökenli öğrencilere destek sağlandı. Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin dershane masraflarının karşılanması yoluyla yapılan destek sonucu öğrenciler, üniversiteye giriş sınavlarında Türkiye ortalamasının çok üstünde bir başarı sağladılar. Sağlanan başarı ve gelen yoğun talepler üzerine 2010 yılında dershane desteği olarak sürdürüldü. Burs programı 2011 yılında da Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. işbirliğinde devam edecek. Açık Toplum Vakfı'nın desteği ile iki yıldır süren ve bu yıl da devam edecek olan bir diğer burs programı da Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) tarafından yürütülüyor. Bu programdan, cezaevlerinde bulunan ve yüksek öğretime hak kazanmış ve ekonomik imkanları harç ödemelerine el vermeyen tutuklu ve hükümlüler faydalanabiliyor. CİSST, Açık Toplum Vakfı olarak bizim de desteğimizle, burs programının dışında cezaevinde bulunan ve yüksek öğretime hak kazanmış tutuklu ve hükümlülerin harç ödemelerinden tamamen muaf tutulması için savunuculuk faaliyetleri de sürdürüyor.
DEPO'da Belgesel Buluşmaları Başladı! Hem dünyayı hem de Türkiye'yi ilgilendiren toplumsal konuların görsel ve teorik olarak tartışılmasının entelektüel birikime yapacağı katkıya duyduğumuz inanç ile kuruluş aşamasında da destekçisi olduğumuz DEPO'da, geçtiğimiz yıl beklenenin oldukça üzerinde bir ilgiyle karşılanan SaturDox kapsamında, iki haftada bir cumartesi günleri gerçekleştirilen film gösterimleri ve haftanın temasına uygun olarak gerçekleştirilen söyleşileri destekliyoruz. SaturDox / Belgesel Buluşmaları'nın 6 aylık yeni programı, yine Türkiye'den güncel belgesellerin yanı sıra dünya belgesel sinemasının çarpıcı örneklerinden seçilerek hazırlandı. Bu yılki program, Sırbistan üzerinden aşırı sağcı oluşumlara, İsveç üzerinden zehirli atıklara, Bulgaristan üzerinden nükleer refaha, Mumbay, Meksiko, New York ve Moskova'dan geçerek ise megakentlerdeki yaşam mücadelesine ışık tutuyor. Filmler, Hazar Denizi'nin ortasındaki petrol adasından, çöplerin sokaklara yığıldığı Kahire'ye, oradan da pek çok insanın daha yaşanılabilir bir hayat umuduyla Avrupa'ya iltica ettiği Türkiye'nin bir köyüne uzanıyor. Konular arasında, Novamed grevinde direnen kadınların, dünyanın dört bir yanında aşırı zor koşullarda çalışan işçilerin, 12 Eylül darbe idaresinin canına kıydığı Erdal Eren'in, 1938'de Dersim'de katledilen ya da Arjantin'deki askerî dikta döneminde 'kaybolan' binlerce insanın, hatta Ortadoğu'daki Yahudi ve Arapların tarihine ışık tutan Yafa portakalının hikâyesi de var. SaturDox, ikinci sezonuna görkemli bir açılış yaptı. 27 Kasım'da gösterilen Michael Glawogger'in "Megakentler"i tam anlamıyla 'kapalı gişe' oynadı. Gösterime en son gelenler yer bulamayınca kapıdan geri döndü. Filmin gösterimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Biray Kolluoğlu'nın yaptığı 'Megakentlerin Vaadi' başlıklı sunum izledi. Kolluoğlu,dünyada kentli nüfusun ilk kez kırsalda yaşayan nüfusu aştığından hareketle, kentleşmenin günümüzdeki dinamiklerine ve ekonomi dışı kalan kesimlere değindi. Tüm programa ulaşmak için: http://http://www.depoistanbul.net/tr/activites_detail.asp?ac=41
Pozitif Yaşam Derneği Hak İhlalleri Raporunu Açıkladı Pozitif Yaşam Derneği HIV/AIDS ile yaşayan kişiler arasında bir iletişim ağı kurarak tedaviye erişimlerini kolaylaştırmak, yaşam kalittelerini artırıcı bilgilendirme çalışmaları yapmak, kendilerinin ve yakınlarının fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan güçlenmelerini sağlamak, yaşadıkları hak ihlallerinde savunuculuk görevlerini yerine getirmek, HIV/AIDS konusunda tüm toplumu bilinçlendirerek gereken önleme çalışmalarını yapmak amacıyla 2005 yılında kuruldu. Pozitif Yaşam Derneği kurulduğu günden bu yana HIV/AIDS alanında yaşanan hak ihlallerini yakından takip ediyor ve kamuoyunda bu yönde bir farkındalık yaratmak için çaba gösteriyor. Toplumdaki dezavantajlı grupların yaşadıkları ayrımcılık ve dışlanmanın önüne geçmek Türkiye'yi daha açık bir toplum haline getirme yolunda Açık Toplum Vakfı'nın öncelikli çalışma alanları arasında yer alıyor. Vakıf olarak, Pozitif Yaşam Derneği'nin bu yöndeki çabalarını destekliyoruz. 2008-2009 döneminde Açık Toplum'un da katkısıyla hayata geçen Hukuk Poliknikleri projesi çerçevesinde uzman avukatlar tarafından HIV+ bireylere yaşadıkları hak ihlalleri ile ilgili hukuki danışmanlık verildi. Ayrıca Antalya, Trabzon, Kayseri gibi illere gidilerek buradaki HIV+ bireylerle ve bu konuda uzman doktorlarla iletişime geçildi. Bu illerde gerçekleştirilen HIV/AIDS eğitimlerinin yanı sıra, bu illerde de yaşanan hak ihlalleri kayıt altına alındı. Pozitif Yaşam Derneği İstanbul ve diğer illerden topladığı, özellikle sağlık hizmetlerinden yararlanma, eğitim ve istihdam gibi alanlarda yoğunlaşan 120 vakayı bir raporda toplayarak 1 Aralık Dünya AIDS Günü etkinlikleri çerçevesinde kamuyoyu ile paylaştı. Pozitif Yaşam Derneği 2009 yılı içerisinde incelenen bu 120 vakadan 14 tanesi danışanların isteği ve onayı doğrultusunda yargıya taşıdı. 14 farklı davadan 4 tanesi için ise iç hukuk yolları tüketildiğinden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapıldı. HIV/AIDS alanında süren hukuk mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı HIV ile yaşayan bireylerin yaşadıkları hak ihlalleri konusunda emsal teşkil etmesi açısından önem taşıyor. Pozitif Yaşam Derneği hukuk klinikleri projesine 2011 yılında da Açık Toplum Vakfı desteğiyle devam edecek. Samsun, Urfa, Diyarbakır gibi illeri içine katarak genişleyen danışmanlık ağı sayesinde daha çok sayıda HIV+ bireye, uzman doktor ve avukatlara ulaşılması hedefleniyor. Taraflar Kıbrıs için 8. Kez İstanbul'da Bir Araya Geldiler Kıbrıs sorunu tüm resmi çabalara rağmen çözümsüzlüğünü koruyor. Açık Toplum Vakfı olarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği önündeki en büyük engel olan Kıbrıs sorununun barışçıl bir şekilde çözümlenmesini önemsiyor ve bu konuda yapılan çalışmalara destek vermeye devam ediyoruz. Kıbrıs sorununda çözüme ulaşmak için resmi görüşmelerin yeterli olmadığı ve iki toplum arasında uzlaşma sağlamak için başka diyalog kanallarının oluşturulması gerektiği fikriyle yola çıkan toplantılar dizisi bugüne kadar Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan'dan çok sayıda önemli ismi bir araya getirdi. Yapılan toplantılarda sivil toplum temsilcileri ve akademisyenler kendi görüş ve taleplerini müzakere takımlarına birinci elden aktarma imkanı buldular. Küresel Siyasal Eğlimler Merkezi (GpoT) tarafından gerçekleştirilen 6. Toplantı'da Güney ve Kuzey Kıbrıs'tan gelen temsilciler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AB'den Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile görüşme fırsatı buldular. Kıbrıs'ta yürütülen müzakerelerin başlangıcından itibaren ilk kez gerçekleşen bu buluşma Kıbrıs ve Türkiye kamuoyunda çözüm konusunda iradenin ortaya konması açısından da önemli oldu. Açık Toplum Vakfı'nın da desteğiyle 27-28 Kasım 2010 tarihlerinde Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi'nin evsahipliğinde gerçekleşen 8. Toplantı yine Kuzey ve Güney Kıbrıs ile Türkiye'den akademisyen, siyasetçi ve sivil toplum temsilcilerini ağırladı. PRIO Cyprus Center'dan Mete Hatay, Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası Eski Başkanı Erdil Nami, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler Profesörü Erol Kaymak Kuzey Kıbrıs'ı temsilen toplantıda bulunan isimler arasındaydılar. Güney Kıbrıs'tan ise Kıbrıs'ın eski AB Başmüzakerecisi Takis Hadjidemetriou, Birleşik Demokratlar'ın Başkanı Praxoula Kyriacou, International Security Forum Direktörü Yiorghos Leventis ile eski milletvekili Katie Clerides yapılan 8. Toplantıya katılan isimlerden sadece bazıları. İki gün süren basına kapalı toplantıda mülkiyet meselesi ve uluslararası kurumların nihai çözümdeki potansiyel rolüne birer oturum ayrıldı. Ayrıca adanın iki yakasında egemen olan farklı toplumsal hafızalar tartışmaya açıldı. Yine Açık Toplum Vakfı'nın desteğiyle Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi tarafından gerçekleştirilecek 9. Toplantı 22-23 Ocak 2011 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek. Bu toplantıya da konunun muhatabı olan tüm taraflardan bir çok önemli siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum temsilcisi davet edildi.
Önümüzdeki Dönem İçin Planlananlar Nefret Suçlarına Karşı Gözlemevi Çalışması Hız Kazandı Sosyal Değişim Derneği 2009 yılında Açık Toplum Vakfı'nın da desteğiyle bir grup insan hakları aktivisti tarafından kuruldu. İlk kapsamlı çalışmasını nefret suçları ile mücadele konusuna ayıran dernek, Türkiye'de yayımlanan 20 günlük ulusal gazetenin 1998-2008 yılları arasındaki internet arşivlerini tarayarak "10 yıl, 10 Örnek: Ulusal Basında Nefret Suçları" isimli raporu yayınladı. Rapor, proje kapsamında bir araya gelen bağımsız danışma kurulu tarafından seçilen örneklere ek olarak nefret suçları ve nefret söylemi ile ilgili kavramsal açıklamalar ve yasal mevzuata dair bilgi içeriyordu. "10 yıl, 10 Örnek: Ulusal Basında Nefret Suçları" isimli rapor, özellikle akademi, medya ve sivil toplum çevrelerinde büyük ilgi gördü ve bu alanda yapılacak çalışmaların önemi ve aciliyeti bir çok farklı kişi, kurum ve kuruluş tarafından dile getirildi. Sosyal Değişim Derneği nefret suçlarına karşı çalışmalarını sürdürürken, Türkiye'nin farklı illerinde ve farklı alanlarda bu konuda çalışma yapan sivil toplum kuruluşları ile iletişime geçti. Amaçları nefret suçlarına karşı sivil bir ağ oluşturarak nefret suçlarına karşı daha güçlü ve yüksek bir ses çıkarabilmek. Açık Toplum Vakfı olarak Türkiye'de herkesin, karşılıklı hoşgörü çerçevesinde, eşit ve özgür yurttaşlar olarak bir arada yaşayabilmesini önemsiyoruz. 2011 yılında da Sosyal Değişim Derneği'nin nefret suçları ve nefret söylemiyle mücadele amacıyla yürüttüğü projelere destek vermeye devam ediyoruz. Dernek şimdi oluşturduğu bu ağın da verdiği güçle, medyadaki nefret söylemini düzenli olarak tarayacak ve sahadaki nefret suçları örneklerini kayıt altına alacak büyük bir gözlemevi kurmayı planlıyor. 2011 yılının ilk aylarında düzenlenecek arama toplantısında, yurtiçi ve yurtdışından katılacak nefret suçları ve nefret söylemi alanlarında uzmanlık ve deneyim sahibi kişiler, gözlemevinin teknik altyapısını ve nasıl işlemesi gerektiğini tartışacaklar. 100 Konuda Avrupa Birliği'nin Günlük Hayatımıza Etkileri Kitabı Tekrar Basılıyor İlk kez Aralık 2007'de kamuoyuna sunulan 100 Konuda Avrupa Birliği'nin Günlük Hayatımıza Etkileri kitabı beklenenin üzerinde büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Avrupa Birliği üyelik sürecinin vatandaşların günlük yaşamlarında yaratacağı değişikliklerin tek tek incelendiği ve Türkiye'nin AB muktesabatına sağladığı uyuma göre bu etkilerin sınıflandırıldığı kitap, vatandaşların AB üyeliğinin ne anlama geldiğini somut ve yaşamın içinden örneklerle anlayabilmelerini sağlıyor. Gelen talepler doğrultusunda aynı kitap, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda yaptığı reformlar göz önünde tutularak her seferinde tekrar güncellendi ve 5 kere daha basıldı. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, medya ve akademi çevresi ile paylaşıldı. 2010 yılı Haziran ayı içinde Açık Toplum Vakfı ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği İşbirliği (ABGS) içinde 10.000 adet basılan kitabı tekrar basmak için Açık Toplum vakfı ve ABGS yeniden ortak bir çalışma içine girdiler. 2011 yılının ilk günlerinde kitabın yeni baskısı tamamlanacak ve bu sefer tüm ticaret ve sanayi odaları, belediyeler ve otobüs firmalarına dağıtılacak. Açık Toplum Vakfı olarak Avrupa Birliği üyeliğinin Türkiye'nin demokratikleşme ve daha açık bir toplum olma sürecinde çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyor ve üyeliği desteklemeye devam ediyoruz. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği'nin yetkili kurumları arasında yürütülen müzakerelerin çok daha ötesinde bir öneme sahip. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının günlük hayatlarında yaşanacak dönüşümün daha çok tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Kitabın yayına hazırlanan bu son baskısı ile bir kere daha AB üyeliğinin günlük hayatlarımızda yaratacağı olumlu etkiler herkesin kolayca anlayacağı bir dilde kamuoyu ile paylaşılacak.