Kurumlar Vergisi Matrahının Tespitinde Zarar Mahsubu Uygulaması ve Özellik Arz Eden Hususlar

Benzer belgeler
GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ BİLANÇO KALEMLERİNDEN MAHSUP EDİLMESİ HALİNDE BEYANNAME ÜZERİNDE İNDİRİM HAKKI ORTADAN KALKAR MI?

Anahtar Kelimeler: Geçmiş yıl mali zararı, devir, tam bölünme, aynı faaliyete devam şartı, kıst dönem zararı, zarar mahsubu.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU 9. MADDESİNDE TANIMLANAN ZARAR MAHSUBU MÜESSESESİ VE ÖZELGELER IŞIĞINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Faaliyetini Sonlandıran Mükelleflerin Devren KDV si

FAALİYETİNİ TERK EDEN BİR MÜKELLEFİN TERK DÖNEMİNE AİT ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

FAALİYETİNE SON VEREN KURUMLARDA DEVREDEN KDV

TASFİYEYE GİREN KURUMLARDA GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ MAHSUBU

-Satış konusunun taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetleri,intifa senetleri, rüçhan hakkı olması,

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

KURUMLARDA ZARAR MAHSUBU (5520 Sayılı Kanun la Getirilen Yeni Esaslar)

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN

5766 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile 6802 sayılı Kanunun 30, 31 ve 47 nci maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre 6802 sayılı Kanunun;

SİRKÜLER NO: POZ-2008 / 61 İST,

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

alfa ymm İstanbul, 17/08/2009 ALFA GENELGE 2009/32 Konu : Varlık Barışı İçin Yeniden Tanınan İmkan

MÜKELLEFLERİN YASAL DEFTER VE BELGELERİNİ SAKLAMA SÜRESİ VE İSTİSNALARI

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

2012 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDEN HE- SAPLANAN VERGİDEN DÖNEM İÇİNDE ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU

TASFİYEYE GİREN KURUMLARDA BEYANNAME VERME SÜRELERİ

SİRKÜLER RAPOR GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 86 ) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/87

SİGORTA İŞLEMLERİ İLE KAMBİYO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN GİDER VERGİLERİ TEBLİĞİ YAYIMLANDI

5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunda 5917 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

MÜKELLEF BĐLGĐLENDĐRME NOTU

İTHALAT SONRASI KDV DÜZELTMELERİNDE YENİ MİLAT

4 TEMMUZ /2. DÖNEM SERBEST MUHASEBECĐ MALĐ MÜŞAVĐRLĐK VERGĐ MEVZUATI VE UYGULAMASI SINAVI SORULAR

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

Sözkonusu Maddede; yurtdışındaki kıymetlerin beyanına imkan sağlanmış, yurtiçindeki varlıklarla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

SİRKÜLER (2019/34) 2. İhraç Kaydıyla Teslim Edilen Malın İhracatının Gerçekleşmemesi Halinde Vergi İndirimi

BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM LTD. ŞTİ.

VARLIK BARIŞI OLARAK ADLANDIRILAN KANUNİ DÜZENLEME RESMİ GAZETEDE YAYINLANMIŞTIR

TEBLİĞ. ÖTV tevkifatı uygulaması ihtiyari bir uygulama olmayıp, imalatçılar tarafından tevkifat yapılması zorunludur.

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

Konu: 17 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği ile Yapılan Açıklamalar.

ADİ ŞİRKETLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ VE BU ŞİRKETLERİN VERGİLENDİRİLMESİ

Sirküler no: 083 İstanbul, 14 Ağustos 2009

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

MEVZUAT SİRKÜLERİ. SİRKÜLER NO: 34/2012 İstanbul,

YATIRIM İNDİRİMİ İLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

BAZI VARLIKLARIN MÝLLÝ EKONOMÝYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUNA ÝLÝÞKÝN GENEL TEBLÝÐ Çarþamba, 17 Aralýk 2008

SİRKÜLER RAPOR 2 SERİ NO LU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/53

Muhasebe Müdürlüğü ne

3) Beyan Edilen, Bildirilen Varlıklar Üzerinden Ödenecek Vergi Tutarı ve Ödenen Verginin Gider Kabul Edilebilme Durumu;

A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ

Nakit Sermaye Artırımında Faiz İndirimi uygulamasında Dikkate Alınacak Oran

ENFLASYON DÜZELTMESİNDEN KALAN BİLANÇO KALEMLERİ

1.1. Satıcı ÖTV Mükelleflerinin ÖTV Tevkifatına Tabi Mal Teslimlerinin Beyanı

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI

SİRKÜLER NO: YORDAM 2010/S 16 İST ÜCRET GELİRLERİNE İLİŞKİN GELİR VERGİSİ TARİFESİ YENİDEN YAYINLANDI

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2010 / 60

Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri Sayılı (Seri, Sıra Numarası, No : 03 Sayılı)

YENİ VARLIK BARIŞI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2011/24 : Stok Beyanları, Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacaklar Hk.

YURT DIŞI FAALİYETLERE İLİŞKİN OLARAK MATRAHTAN İNDİRİLEN GÖTÜRÜ GİDERLERİN TEVSİK ZORUNLULUĞU VAR MI?

KASA MEVCUDU VE ORTAKLARDAN ALACAKLARA İLİŞKİN HAKLARINDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILAN MÜKELLEFLERLE İLGİLİ 6552 SAYILI KANUN KAPSAMINDA DEĞERLENDİRME

TAKVİM YILI KAPANDIKTAN SONRA GELEN FATURALAR KDV LERİN VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU

Özet: Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağında; 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına

VERGİYE UYUMLU BAZI MÜKELLEFLERE GELİR/KURUMLAR VERGİSİ İNDİRİMİ GETİRİLDİ:

6009 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN GELİR VERGİSİ TARİFESİ İLE İLGİLİ 274 NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

Elektronik ortamda kesin mizanı vermek mecburiyetinde olanlar bildirimlerini ;

I. GİRİŞ. Suat ÇİÇEK. Bağımsız Denetçi Mali Müşavir. Yayınlandığı Kaynak: Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/34 TARİH: 25/03/2016

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 9)

C) I-II-III D) IV-III

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

2018/ Sayılı Kanun Kapsamında "Varlık Barışı" Uygulamasıyla İlgili Tebliğ Yayımlandı

YATIRIM İNDİRİMİNDE TERCİH SORUNU

Bazı Malların Teslimine ÖTV Tevkifatı Uygulması Getirildi

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/25

UYGULAMA ÖRNEKLERİYLE BÖLÜNME BİRLEŞME VE TASFİYE İŞLEMLERİ. (Vergi Hukuku-Ticaret Hukuku-AB Hukuku) İÇİNDEKİLER

Dilediğiniz gibi bir bayram olması dileği ile iyi bayramlar

GVK nun Geçici 67. Maddesi Kapsamında Elde Edilen Gelirlere İlişkin GVK Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2007/12 İstanbul,

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİRKÜLER: 2014/021 BURSA, Konu: E-Beyanname Sistemindeki 2013 Yılı Kurumlar Vergisi Bildirimindeki Yenilikler Hakkında

S.M. Mali Müşavir Kemal Şenol Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (Chamber Of Certified Public Accountants Of Antalya) Oda Sicil No: 3198

YILLARA YAYGIN İNŞAAT İŞLERİNDE ENFLASYON DÜZELTMESİ YAPILMASI KARI ETKİLEMEZ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı GELİR VERGİSİ KANUNU. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mart 2017

SİRKÜLER 2016/14. : Nakit Sermaye Artırımında Kurumlar Vergisi İndirimine İlişkin Tebliğ Yayımlandı.

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA 5811 SAYILI KANUN

BEYANANME VERME ZAMANI GELİR VERGİSİ GELİR VERGİSİ (BASİT USULDE VERGİLENDİRİ LENLER) GELİR VERGİSİ GELİR/KURUM GEÇİCİ VERGİ

KESİN MİZAN GÖNDERME ZORUNLULUĞU KALDIRILDI

Resmî Gazete Sayı : 26959

VARLIK BARIŞI İLE İLGİLİ HATIRLATMALAR

: Matrah Arttırımı ve İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi

VERGĠ AFFI/MATRAH ARTIRIMI

MATRAH ARTIRIMINA İLİŞKİN MUHASEBE İŞLEMLERİ

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

403 NO LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/59

SİRKÜLER 2018/66. c) Yurt dışından elde edilen bazı kazançların gelir veya kurumlar vergisinden istisna edilmesine

Transkript:

Kurumlar Vergisi Matrahının Tespitinde Zarar Mahsubu Uygulaması ve Özellik Arz Eden Hususlar Arş. Gör. HAKAN BAY Dokuz Eylül Üniv. İ.İ.B.F. Maliye Bölümü A.B.D. Araştırma Görevlisi ZÜBEYİR BAKMAZ Vergi Denetmeni Özet İktisadi alanda faaliyette bulunan kurumlar genellikle kar amacıyla kurulurlar. Bu amaçla kurulmuş olan işletmeler, her faaliyetlerinden kar elde edemediği gibi yapmış oldukları bazı faaliyetlerden de çeşitli nedenlerle zarar elde edebilirler. Hatta bu zararlar bazen tüzel kişiliklerinin son bulmasına varabilecek kadar ciddi sorunlara yol açabilir. Kurumlar vergisi, kurumun bir hesap dönemi içinde elde ettiği safi kazancı üzerinden alınır. Kanun koyucu vergi matrahına ulaşırken bazı gider, zarar ve indirimlerin gayrisafi kazançlardan tenzilini kabul etmiştir. Vergi matrahının doğru hesaplanması, verginin miktarını direkt etkileyeceği için büyük önem arz eder. Dolayısıyla matrahın tespitinde mahsubuna izin verilen zarar kavramının ve zararlara ilişkin bazı özellikli durumların bilinmesi, vergilendirme işlemlerinin doğruluğuna hizmet edecektir. Anahtar Kelimeler: Kurumlar vergisi, zarar mahsubu, matrahın tespiti GİRİŞ Kurumlar vergisi, 5520 sayılı KVK'nın 1. maddesinde sayılan kurumların bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Bir hesap döneminin safi kazancı; o kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılan ve Kanun'da teker teker sayılmış bulunan giderlerin, zararların ve indirimlerin gayri safi hâsıladan tenzili suretiyle hesaplanmaktadır 1. Bu bağlamda 5520 sayılı KVK'nın 9. maddesiyle kurumlarda zarar mahsubu uygulaması hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madde zarar mahsubu uygulamasını "kurumların kendi faaliyetleri sonucu oluşan geçmiş dönem zararların mahsubu, devralınan kurumlara ait zararların mahsubu ve yurt dışı faaliyetlerden mütevellit zararların mahsubu" olmak üzere üç ayrı kısımda ele almıştır. Çalışmanın izleyen bölümlerinde "kurumların kendi faaliyetleri sonucu oluşan geçmiş dönem zararların mahsubu ile devralınan kurumlara ait zararların mahsubu" açısından özellik arz eden hususlara yer verilmiştir. 1 Mehmet Tosuner ve Zeynep Arıkan, Türk Vergi Sistemi, Kanyılmaz Matbaası, İzmir, 2010, s. 255. VERGİ DÜNYASI, SAYI 344, NİSAN 2010 159

1. KURUMLARIN KENDİ FAALİYETLERİ SONUCU OLUŞAN GEÇMİŞ YIL MALİ ZARARLARININ MAHSUBU Kurumların kendi faaliyetleri sonucu oluşan geçmiş yıl mali zararlarının indirimine ilişkin esaslar 5520 sayılı KVK'nın 9/1-a maddesiyle belirlenmiştir. Söz konusu maddede konuyla ilgili olarak "Kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılır" şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre, kurumlar vergisi mükelleflerinin geçmiş yıl faaliyetleri sonucu doğan mali zararların mahsubunda dikkat edilecek hususlar aşağıdaki gibi olmaktadır. l Geçmiş yıllara ilişkin olarak meydana gelen mali zararların yıllık beyanname üzerinde indirim konusu yapılabilmesi için; bu zararların ilgili yıl (mahsup yapılacak) kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde (beyannamenin 4 no.lu Geçmiş Yıl Zararları Bölümü'nde 2 ) mutlaka ayrı ayrı gösterilmiş olması şarttır. l Geçmiş yıllara ilişkin mali zararlar, zararın doğduğu hesap dönemini takip eden 5 yıl içinde indirim konusu yapılmalıdır. Örneğin 2004 yılına ilişkin zarar en son 2009 yılı beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir. Özel hesap dönemine sahip kurumlarda da süre hesabının (takvim yılına göre değil) hesap dönemi itibarıyla yapılması gerekmektedir. l Mahsuba konu edilecek zarar tutarının tespitinde; bilançoda gözüken tutarlar yerine yıllık beyanname üzerinde oluşan tutarlar (mali zarar) esas alınacaktır. Geçmiş yıl ticari bilanço zararları; kanuni yedekler, ihtiyatlar ve dağıtılmamış karlarla veya ortaklarca kapatılabilir. Bu durum, beyanname üzerinde oluşan geçmiş yıl mali zararlarının mahsubuna engel değildir. l Geçmiş yıl mali zararları, ticari bilanço kar/zararına "kanunen kabul edilmeyen giderler" ilave edildikten ve "zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimler" düşüldükten sonra kalan tutardan mahsup edilecektir. Eğer bu tutar negatif (zarar) olursa, geçmiş yıl zararları mahsup edilemez ve bir sonraki yıla devreder. Söz konusu tutar pozitif (kar) olmasına karşın geçmiş yıl zararlarının tamamını karşılamaya yetmiyorsa; mahsuptan arta kalan zarar ertesi yıla devreder. l Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi 193 sayılı GVK'nın geçici 69. maddesinde yer alan "sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait" ibaresini iptal ederek; bu madde kapsamına giren mükelleflerin 2009 ve müteakip yıllarda yatırım indirimi istisnasından faydalanmalarına imkân tanımıştır 3. Bu bağlamda vergi idaresinin, elektronik ortamda verilecek olan 2009 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde yatırım indirimi satırı açacağı şüphesizdir. Geçici 69. madde kapsamında yatırım indirimi hakkı bulunan kurumlar, vergiye tabi kurum kazancından öncelikle geçmiş yıl zararlarını mahsup edecekler; daha sonra yatırım indirimi istisnasını uygulayacaklardır. Zira geçmiş yıl zararlarının mahsup süresi 5 yıl iken; yatırım indirimi istisnasında (Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararı sonucunda) kısıtlayıcı herhangi bir süre yoktur. l Birden fazla hesap dönemine ait geçmiş yıl zararı bulunması ve ilgili yıl kurum kazancının söz konusu zararların tamamını karşılayamaması halinde; yıllık beyanname üzerinde sadece matrahtan indirilmesi mümkün bulunan geçmiş yıl zararları gösterilmelidir. Böylelikle kurum kazancından mahsup edilen zararlar ile ertesi yıllara devreden zararların hangi dönemlere ait olduğu beyanname üzerinde açıkça izlenebilecektir. Bu husus, 05.04.2007 tarih ve 6 seri no.lu KVK Sirküleri'nde "...Tablo 4'de yer alan Geçmiş Yıl Zararlarına ilişkin bu bölümde, matrahtan indirilmesi mümkün bulunan geçmiş yıl zararları ilgili satırlara yazılacak ve toplamları 28 no.lu satırda gösterilecektir" şeklinde izah edilmiştir. * Vergi idaresi yayımlamış olduğu 6 seri no.lu KVK Sirküleri'nde; geçmiş yıl zararlarının mahsubunda en eski yıla öncelik verileceğini belirtmiştir. Diğer bir anlatımla, birden fazla hesap dönemine ait geçmiş yıl zararları bulunması halinde öncelikle en eski yıl mali zararının indirilmesi gerektiği yönünde görüş belirtmiştir. Kanaatimizce bu sıraya uyulma- 2 Gelir İdaresi Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan 2008 yılı kurumlar vergisi beyannamesi örneği esas alınmıştır. 25 Şubat 2010, http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannameler/kur_ver.xls. 3 08.01.2010 tarih ve 27456 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. 160 VERGİ DÜNYASI, SAYI 344, NİSAN 2010

ması, 5 yıllık zarar mahsup süresi geçirilmemiş olmak kaydıyla, hak kaybına yol açmamalıdır. Zira Kanun'da bu hususa ilişkin herhangi bir belirleme yapılmamıştır. Ancak kazanç elde edilen yıllarda mutlaka mahsup yapılması gerekmektedir. Eğer kazanç mevcut olan yıllarda zarar mahsubu yapılmazsa, aşağıda açıklandığı üzere, zarar mahsup hakkı kısmen sona ermektedir. l Geçmiş yıllara ait mali zararlar, 5 yıllık süre içinde olmak kaydıyla, dönem karının mevcut olduğu ilk yılda mahsup edilmelidir. Dönem karının mevcut olduğu ilk yılda mahsup edilmeyen geçmiş yıl zararlarının, sonraki yıllarda ortaya çıkan kurum kazancından mahsup edilmesine vergi idaresi izin vermemektedir. Vergi idaresi bu görüşünü "Mükelleflerin kâr dağıtım politikaları nedeniyle veya başka sebeplerle belli bir dönemde geçmiş yıl zararlarını mahsup etmedikleri takdirde bu haklarından vazgeçtikleri ve izleyen dönemde artık bu haklarını kullanamayacakları" şeklinde gerekçelendirmektedir. Söz konusu görüşe katılmakla birlikte bu durumdaki mükelleflerin, 213 sayılı VUK'un 116. ve müteakip maddeleri kapsamında, ilgili yıl beyannamelerini düzeltme haklarının saklı olduğu kanaatindeyiz. Zira söz konusu zarar mahsup hakkı ihtiyari bir hak olarak düzenlenmemiştir. Madde metninde "...indirim konusu yapılır" denilmek suretiyle; zarar mahsup hakkı, mükelleflerin muhtarına bırakılmamıştır. Bu nedenle dönem karının mevcut olduğu ilk yılda indirilmeyen geçmiş yıl zararları, 5 yıllık süre geçirilmemiş olmak şartıyla, matrahta hata kapsamında düzeltme işlemine konu edilebilir. Zaten vergi idaresinin, seçimlik haklarda bile hata düzeltme işlemine izin verdiği görülmektedir 4. 2. MÜNFESİH KURUMLARA AİT ZARAR- LARIN MAHSUBU 5520 sayılı KVK'nın 9/1-a maddesi, bünyesinde zarar oluşan ve faaliyeti sona erdirilen kurumların ekonomiye tekrar kazandırılması için, münfesih kurumların zararlarının bunları devralan kurum bünyesinde mahsubuna (belli şartlar dâhilinde) izin vermektedir. Buna göre; i. KVK'nın 20. maddesinin 1. fıkrası çerçevesinde devralınan kurumların (devir tarihi itibarıyla özsermaye tutarını geçmeyen) zararları ile, ii. KVK'nın 20. maddesinin 2. fıkrası kapsamında gerçekleştirilen tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumun (devralınan özsermaye tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetlerle orantılı) zararları, Devralan kurumun kazancından indirilebilecektir. Söz konusu zarar mahsuplarıyla ilgili aşağıdaki hususlar önem arz etmektedir. l Her şeyden önce devir ve bölünme işlemlerinin KVK'nın 20. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına uygun bir şekilde gerçekleşmiş olması şarttır l Özsermaye, münfesih kurumun 213 sayılı VUK uyarınca devir veya bölünme tarihi itibarıyla tespit edilmiş olan özsermayesidir. 213 sayılı VUK'un 192. maddesi uyarınca, aktif toplamı ile borçlar arasındaki fark özsermayeyi teşkil etmektedir. l Devralınan veya bölünen kurumun özsermaye tutarının sıfır veya negatif olması halinde, bu kurumların zararlarının mahsubu mümkün değildir. l Devir ve bölünme halinde mahsup edilebilecek zararlar, hangi hesap dönemine ait olduğu devralan kurumların beyannameleri ekinde ayrıca bildirilmek şartıyla, mükelleflerce serbestçe belirlenebilecektir. Öz sermaye sınırlamasını aşan zarar tutarları ise iptal edilecektir(1 seri no.lu KVK Genel Tebliği). l Münfesih kurumdan devir gelen zararlar, devrolunan veya bölünen kurumda doğduğu dönemden itibaren 5 yıllık süre içinde mahsup edilebilecektir (1 seri no.lu KVK Genel Tebliği). Bir başka anlatımla, münfesih kurumun mahsup edilecek geçmiş yıl zararının en fazla 5 yıl öncesine ait olması gerekmektedir. Mahsuba konu edilecek zararların münfesih kurumun "mali zararları" olduğu tabiidir. Örneğin 2004 yılına ait zararını mahsup edememiş bir şirket 2009 yılında devralınmışsa; bu hakkın 2009 yılında devralan şirketçe kullanılması gerekir. Devralan kurumun 2009 yılı kazancının yetersizliği nedeniyle bu hak 2009 yılında kullanılamazsa, 5 yıllık süre sınırı nedeniyle, izleyen yıllarda bir daha kullanılamaz. 4 Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 23.03.2005 tarih ve B.07.4.DEF.0.06.11/GVK-05-12074 sayılı Özelgesi(Bu Özelge'de, ihtiyari olarak götürü gider usulünü tercih eden bir GMSİ mükellefine aynı takvim yılı içinde vereceği düzeltme beyannamesiyle gerçek gider usulünden yararlanmasına izin verilmiştir). Daha detaylı bilgi için bkz., 27 Şubat 2010, http://www.avdb.gov.tr/y/mukteza/muktezadetay.asp?id=101035&substringsearch=0&zoom_highlight=b.07.4.def.0.06.11+gvk-05-12074+. VERGİ DÜNYASI, SAYI 344, NİSAN 2010 161

l KVK'nın 20. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına uygun bir şekilde devralınmış bulunan şirket adına (devir/bölünme işleminin tescil edildiği tarih itibarıyla) verilen kurumlar vergisi beyannamesinde yer alan cari (kıst) dönem mali zararı ile devralınan/bölünen kurumun geçmiş 5 hesap dönemine ait olup da devir/bölünme tarihine kadar münfesih şirketçe kullanılamamış olan geçmiş yıl mali zararları; devralan kurum tarafından (kalan süreyle sınırlı olarak) indirim konusu yapılabilecektir 5. l Münfesih kurumun kıst dönem (cari dönem) zararının, devralan kuruma ait yıllık beyannamenin "zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimler" bölümünün "diğer indirimler ve istisnalar" satırında (47 no.lu satırda) gösterilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Münfesih kurumun "mahsup edilemeyen geçmiş yıl mali zararlarının" ise; devralan kuruma ait yıllık beyannamenin 4 no.lu "Geçmiş Yıl Zararları" bölümünde gösterilmesi gerektiği kanaatindeyiz. l KVK'nın 20. maddesinin 1. ve 2. fıkraları kapsamında devralınan (münfesih) kurumların son 5 yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması gerekmektedir. Söz konusu beyannamelerin kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli verilmesi bu şartı bozar ve mahsup imkânını ortadan kaldırır. l Zarar mahsubu yapacak kurumun, münfesih kurumun aynı faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az 5 yıl süreyle devam etmesi gerekmektedir. Örneğin devre ilişkin karar 11.08.2006 tarihinde ticaret sicilinde tescil edilmiş ise; varlıkları devralan kurum 31.12.2011 tarihine kadar münfesih kurumun faaliyetine devam etmek zorundadır. l Devralınan veya bölünen kurumların faaliyetinin 5 yıllık süre içinde arızi hale getirilerek kısmen durdurulması veya sona erdirilmesi gibi hallerde zarar mahsubu mümkün değildir (1 seri no.lu KVK Genel Tebliği). Öte yandan gayri faal olarak devralınan kurumların faaliyetlerinin devralan kurumlarca faal hale getirilmesi ve devrin/bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az 5 yıl süreyle bu faaliyete devam edilmesi halinde ise, gayri faal olarak devralınan kurumun mali zararlarının mahsubu mümkündür 6. l Şartların ihlali halinde zarar mahsubu olanağı ortadan kalkacağından; gerekli düzeltme işlemi yapılarak, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi zıyaı cezalı ve gecikme faizli tarhiyat yapılacaktır. l Kurumlar vergisi mükellefi olan bir şirketin türünün değiştirilmesi hali, KVK'nın 19. maddesi uyarınca, devir hükmündedir. Bu bağlamda yeni şekle dönen şirket, eski şekildeyken beyan ettiği ve nev'i değişikliğine kadar kullanamadığı zarar mahsup haklarını yukarıda belirtilen sınırlar dâhilinde kullanabilecektir 7. l Özellik arz eden bir diğer konu ise; aynı holding bünyesinde yer alan kurumların devir ya da tam bölünme yoluyla birleşmeleri hususudur. Aynı holding bünyesindeki şirketlerin ayrı tüzel kişilikleri ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri bulunduğundan; bu kurumların yukarıda sayılan şartlar dâhilindeki devir/bölünmelerinde de zarar mahsubu uygulamasının geçerli olacağı kanaatindeyiz. Örnek: (HB) A.Ş., (ZB) A.Ş.'yi 01.05.2009 itibarıyla devralmıştır. (ZB) A.Ş.'nin devir tarihindeki bilanço bilgileri aşağıdaki gibidir. Mevcutlar 100.000 TL Alacaklar 15.000 TL Borçlar 80.000 TL Geçmiş Yıl Zararları 2006 Yılı Zararı : 20.000 2007 Yılı Zararı : 28.000 2008 Yılı Zararı : 12.000 60.000 TL 01.01.2009-30.04.2009 Zararı 5.000 TL Buna göre söz konusu kurumun devir tarihindeki öz sermayesi aşağıdaki gibi olmaktadır. l Özsermaye= (Mevcutlar + Alacaklar) - Borçlar l Özsermaye= (100.000 + 15.000) - 80.000 5 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 14.11.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-9-7841/23973 sayılı Özelgesi, 27 Şubat 2010, http://www.ivdb.gov.tr/mukteza/2007/kurumlarvergisi2007/23973.htm. 6 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 13.02.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-19-7445/2418 sayılı Özelgesi, 28 Şubat 2010, http://www.ivdb.gov.tr/mukteza/2007/kurumlarvergisi2007/7445.htm. 7 Mehmet Maç, Kurumların Zarar Mahsubunda Yeni Esaslar, Yaklaşım Dergisi, Ağustos 2006, Sayı: 164, 12 Aralık 2009, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2006088349.htm. 162 VERGİ DÜNYASI, SAYI 344, NİSAN 2010

l Özsermaye= 35.000 TL (Mahsup edilecek zararın üst sınırı 8 ) l Devralan kurum, münfesih kurumun "geçmiş yıllar ve kıst dönem zarar" toplamı olan 65.000 TL'nin sadece 35.000 TL'lik kısmını 2009 yılında ve müteakip yıllarda kurum kazancından indirebilecektir. Arta kalan 30.000 TL'lik zarar ise iptal edilecektir. 3. ZARAR MAHSUBUNDA ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLAR a. İstisna Kazançlardan Mütevellit Zararların Mahsubu 5520 sayılı KVK'nın 5. maddesinin son fıkrasında "İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez" hükmü yer almaktadır. Buna göre istisna faaliyetlerden doğan zararlar ticari bilanço kar/zararı içerisinde yer alacağından; söz konusu zarar tutarlarının "kanunen kabul edilmeyen gider" sıfatıyla yıllık beyanname üzerinde kurum kazancına ilave edilmesi gerekmektedir. Vergi istisnasının, ilgili bulunduğu yıl kazancıyla sınırlı olarak uygulanması esastır. Ancak ilgili yıldaki istisna dışı faaliyet sonucunun negatif (zarar) olması nedeniyle yıllık beyanname üzerinde ticari bilanço karından indirilemeyen istisna kazanç tutarları; izleyen yılların kurum kazancından mahsup edilmek üzere "istisnadan kaynaklanan geçmiş yıl zararı" sıfatıyla ertesi yıllara devreder. Vergi idaresi 6 seri no.lu KVK Sirküleri'nde "aynı yıla ilişkin zarar mahsubunda, istisnadan kaynaklanan zarar tutarının öncelikle mahsup edileceği" hususuna değinmiştir. Örneğin; (HZ) A.Ş. İzmir merkezde aydınlatma armatürleri imalatı faaliyetinde, Ege Serbest Bölgesi'nde de (istisna kapsamında) kablo üretimi faaliyetinde bulunmaktadır. Kurumun 2008 yılı ticari bilanço zararı 100.000 TL'dir. Kurum serbest bölge faaliyetinden 2008 yılında 500.000 TL safi kazanç elde etmiştir. Bu durumda şirket armatür imalatı işinden 2008 yılında 600.000 TL zarar elde etmiş olmaktadır. Buna göre mükellef kurumun 2008 yılı mali zararı 600.000 TL olmaktadır. 2009 yılına devreden bu zararın 500.000 TL'si istisna kaynaklı geçmiş yıl zararı; geriye kalan 100.000 TL'si de diğer geçmiş yıl zararı sıfatı kazanmaktadır. 2009 yılı kurum kazancından öncelikle 500.000 TL tutarındaki istisnadan kaynaklanan geçmiş yıl zararı mahsup edilecek; geriye bir bakiye kalırsa, bundan da 100.000 TL tutarındaki diğer geçmiş yıl zararı mahsup edilecektir. b. Rızaen Kâr Beyan Eden Mükelleflerde Zarar Mahsubu Kurumlar vergisi mükellefleri faaliyet dönemlerini zararla kapamış olmalarına karşın; kimi zaman rızaen kar beyanında bulunabilmektedirler. 5520 sayılı KVK'nın 14. maddesinde "Kurumlar vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur" denilmek suretiyle; kurumlar vergisinde beyan esasının cari olduğu vurgulanmıştır. Beyan serbestisinin bir sonucu olarak (ticari bilanço zararı doğmasına karşın) beyanname üzerinde rızaen kar beyan eden mükellefler, cari yıl zararını beyannameye intikal ettirmemektedirler. Bu durumdaki mükelleflerin geçmiş yıl zararlarının mahsubu ise, özellikli bir hal almaktadır. Vergi idaresinin konuyla ilgili görüşü "ilgili yılda zarar etmesine karşılık rızaen kar beyan eden mükelleflerin gerek ilgili yıldaki zararını gerekse de geçmiş yıl zararlarını sonraki yılların kurum kazancından mahsup edemeyeceği" yönündedir 9. Vergi idaresinin bu görüşüne "vergi kanunlarında yer alan hükümlerin; vergi matrahlarının mükelleflerin isteğine göre belirlenmesi amacı gütmediği, aksine söz konusu matrahların belli esaslara göre kesin bir şekilde belirlenmesi amacı güttüğü" gerekçesiyle katılmaktayız. 8 Örnekte de görüleceği üzere, geçmiş yıl zararları hesaplamada dikkate alınmamıştır. Geçmiş yıl zararları hesaplamada dikkate alınsaydı; ya aktifte pozitif ya da pasifte negatif olarak yer alacak ve sonuçta öz sermaye 100.000 TL olarak hesaplanacaktı. Ancak 100.000 TL'nin içinde (-65.000 TL'lik) geçmiş yıl zararları da yer alacağından sonuç değişmeyecekti. 9 İstanbul Defterdarlığı'nın 30.03.2005 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-14-6289/4965 sayılı Özelgesi(1 Mart 2010, http://www.ivdb.gov.tr/mukteza/2005/kurumlarvergisi2005/4965.htm). Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı'na gönderilen 05.07.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.03.49/4926-62 sayılı Yazı(Ramazan Irmak, Yasal Defter Kayıtlarında Zarar Edilmesine Karşın, Mükelleflerce Rızaen Kâr Beyan Edilmesi Durumunda, Müteakip Yıllarda Geçmiş Yıl Zararları Mahsup Edilebilir Mi, Yaklaşım Dergisi, Ekim 2007, Sayı: 178, 25 Aralık 2009, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2007109908.htm). VERGİ DÜNYASI, SAYI 344, NİSAN 2010 163

c. Zarar Mahsubunun Muhafaza ve İbraz Süresine Etkisi Geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmesi durumunda "muhafaza ve ibraz yükümlülüğünün ne zaman son bulacağı" hususu özellik arz eden bir hal almaktadır. 213 sayılı VUK'un 253. maddesine göre "defter tutmak mecburiyetinde olanlar tuttukları defter ve belgeleri, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak 5 yıl süreyle muhafaza etmeye" mecburdurlar. Yine aynı Kanun'un 256. maddesine göre "mükellefler muhafaza ettikleri her türlü defter ve vesikayı, muhafaza süresi içinde yetkili makamlara ibraz etmek" zorundadırlar. Ancak geçmiş yıllarla ilgili zararlar mahsup edildiğinde; 5 yıllık muhafaza ve ibraz süresi, zarar mahsubunun tamamen bittiği yılı izleyen hesap döneminden başlamalıdır. Çünkü zarar, mahsup edildiği yıla ilişkin vergi matrahının saptanmasının bir unsurudur ve tevsiki gerekir. Örneğin; 2002 hesap dönemi zararını 2007 yılı kazancından mahsup eden bir kurum, 2002 yılı defter ve belgelerini 31.12.2012 tarihine kadar saklamak zorundadır. Örneğimizdeki mükellefin 2007 yılı hesaplarının 2010 yılında incelenmesi sırasında 2007 yılı beyannamesinde indirim konusu yapılan 2002 yılı zararını tevsik edici defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi halinde; bu indirimin reddedilmesi imkân dâhilindedir. Zira 2007 yılı beyannamesinde yer alan ve bu yıldaki vergiye tabi matrahın teşekkülünü etkileyen unsurlardan biri tevsik edilmemiş olacaktır 10. d. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinden Kaynaklanan Zararların Mahsubu 193 sayılı GVK'nın 42. maddesi uyarınca, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın kazancı sayılarak; o yıla ilişkin beyannameye ithal edilir. Yıllara sâri inşaat ve onarma işlerinin zararla sonuçlanması durumunda; söz konusu zararın işin bittiği yıla ait olduğu kabul edilmeli ve 5 yıllık zarar mahsup süresi işin bittiği yılın sonundan itibaren başlamalıdır. Örneğin 2003 yılında başlayan ve 2009 yılında sona eren yıllara yaygın inşaat işinden zarar elde edilmesi durumunda; söz konusu zarar en son 2014 hesap dönemi kurum kazancından mahsup edilebilmelidir. e. İş Ortaklıklarında ve Adi Ortaklıklarda Zarar Mahsubu Kurumlar, dilerlerse Borçlar Kanunu'na göre adi ortaklık veya Kurumlar Vergisi Kanunu'na göre iş ortaklığı şeklinde ortaklıklar oluşturarak faaliyet gösterebilmektedirler. Adi ortaklıklar, gelir/kurumlar vergisi mükellefi olmamalarına karşın; KDV mükellefi olmaları nedeniyle ayrı defter tutabilmektedirler. Ortaklar ise dönem sonlarında ortaya çıkan kâr veya zararı, ortaklıktaki hisseleri oranında paylaşarak kendi hesaplarına dâhil etmektedirler. Kurumlar vergisi mükelleflerinin zararlarının bu mükelleflerin ortaklarınca indirilebilmesi mümkün olmayıp; aynı durum birer kurumlar vergisi mükellefi olan iş ortaklıklarının zararları için de geçerlidir (1 seri no.lu KVK Genel Tebliği). Yukarıdaki açıklamalara göre bir iş ortaklığının faaliyetinin zararla sonuçlanması halinde; bu zararın, kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından mahsup edilmesi söz konusu değildir. Zira KVK'nın 9. maddesindeki zarar mahsup hakkı sadece ve mutlak olarak, zarar eden kuruma tanınmış bir haktır. Dolayısıyla kurumlar vergisi mükelleflerinin zararları, prensip olarak, sadece ait olduğu kurum bünyesi içinde mahsup edilebilir. f. Tasfiyede Zarar Mahsubu Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur. Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır. Dolayısıyla kurumun tasfiyeye girdiği tarihten aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ayrı bir vergilendirme dönemi, bu dönemden sonraki her takvim yılı da bağımsız bir vergilendirme dönemi olmaktadır. Her tasfiye dönemi için tasfiye beyannamesi verilir. Tasfiye dönemlerinde elde edilen karlar (tasfiye 10 Danıştay 4. Dairesi'nin 29.03.1973 tarih-e: 1972/1565, K: 1973/1524 sayılı ve 11.12.1972 tarih-e: 1971/8097, K: 1972/7362 sayılı Kararları, 15 Şubat 2010, http://www.yaklasim.com/danistay/index.asp. 164 VERGİ DÜNYASI, SAYI 344, NİSAN 2010

karları); vergi matrahı yerine geçmektedir. Tasfiye kârının (tasfiye dönemi kurumlar vergisi matrahının) hesaplanması sırasında; KVK'nın 8, 9, 10 ve 11. madde hükümleri de ayrıca dikkate alınır. Bu bağlamda vergi idaresi 5 yıldan fazla süren tasfiyelerde; tasfiye süreci içerisindeki bağımsız vergilendirme dönemlerinde oluşan mali zararların yine en fazla 5 yıl nakledilebileceği yönünde görüş belirtmektedir 11. Örneğin 15 Ağustos 2002'de tasfiyeye giren ve tasfiyesi henüz tamamlanmamış bir şirket; 15.08.2002-31.12.2002 ilk tasfiye dönemine ait mali zararını 2008 hesap döneminde ve sonraki dönemlerde oluşacak tasfiye karından mahsup edemeyecektir. Öte yandan tasfiye başlamadan önceki dönemlerde oluşan zarar mahsup hakları ise; tasfiyedeki bağımsız vergilendirme dönemlerinde (5 yıllık süreye ve diğer şartlara uyulmak kaydıyla) mahsup edilebilir. Diğer bir anlatımla tasfiye dönemine girilmesi, tasfiye öncesi dönemlere ilişkin 5 yıllık zarar mahsup süresini uzatmamaktadır 12. Son olarak tasfiyenin zararla sonuçlanması halinde; bu zararın, kurumlar vergisi mükellefi ortaklar tarafından mahsup edilmesi mümkün değildir. Kurumlar vergisi mükellefi ortaklar ancak, koydukları sermayeden daha az tutarda bir tasfiye sonucu (gelir) elde etmişler veya tasfiye edilen şirkete verdikleri borcu geri alamamışlarsa bunları gider kaydedebilirler 13. g. Doğal Afetler ve Zarar Mahsubu Vergi terkinine yol açan afetler nedeniyle, 213 sayılı VUK'un 115. maddesi uyarınca, vergi borcunun terkin edilmiş olması; afet nedeniyle oluşan ticari bilanço zararının sonraki yılların kurum kazancından mahsup edilmesine engel değildir. Aynı şekilde yangın, deprem, su basması gibi afetler sonucu gerçekleştirilen düşük bedelle değerleme/fevkalade amortisman gibi yöntemler sonucu ticari bilançoda zarar meydana gelmesi; bu zararın izleyen yılların kazancından mahsubuna engel teşkil etmez 14. SONUÇ İşletmeler, faaliyetlerinin sonsuz ve sınırsız bir şekilde devam edeceği varsayımıyla kurulurlar. Ancak bu temel varsayıma karşın, işletme faaliyetleri genellikle bir yıllık dönemler itibarıyla yürütülür. Sonsuz olarak nitelenen işletme ömrünün belirli dönemlerinde zarar meydana gelmesi de mümkündür. Vergi sistemimizde kâr ve zarar, vergilendirme dönemi olan takvim yılı itibarıyla belirlenir. Sermayeye dayanan organizasyonlarda kâr ve zarar şeklindeki kesin faaliyet sonucu, vergilendirme dönemi olan takvim yılında değil, faaliyetin kesin olarak sona erdiği dönemde belli olur. Söz konusu ilkeye paralel olarak vergi sistemimizde geçmiş yıl zararlarının, izleyen 5 yılın kazancından indirilebilmesi imkânı sağlanmıştır. 5 yıl içinde indirim konusu yapılamayan bu zararlar artık sermayede meydana gelen kesin kayıp niteliği kazanmakta ve mahsup hakkını kaybetmektedir. KAYNAKÇA 1. Çakmak, Ş. (2008). Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamesi Düzenleme Rehberi. Ankara: ASMMO Yayınları. 2. Irmak, R. (2007). Yasal Defter Kayıtlarında Zarar Edilmesine Karşın, Mükelleflerce Rızaen Kâr Beyan Edilmesi Durumunda, Müteakip Yıllarda Geçmiş Yıl Zararları Mahsup Edilebilir Mi? Yaklaşım Dergisi, Sayı: 178. 3. Maç, M. (2006). Kurumların Zarar Mahsubunda Yeni Esaslar. Yaklaşım Dergisi. Sayı: 164. 4. Tosuner M. ve Arıkan, Z. (2010). Türk Vergi Sistemi. İzmir: Kanyılmaz Matbaası. 11 Gelir İdaresi Başkanlığı'nın İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'na gönderdiği 03.10.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.03.50/5030-14/87036 sayılı Yazı, 2 Mart 2010, http://www.ivdb.gov.tr/mukteza/2007/kurumlarvergisi2007/7701.htm. 12 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 13.06.2008 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-9-13253 sayılı Özelgesi, 2 Mart 2010, http://www.ivdb.gov.tr/mukteza/2008/kurumlarvergisi2008/13253.htm. 13 Maç, a.g.m., 25 Şubat 2010, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2006088349.htm. 14 Şefik Çakmak, Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamesi Düzenleme Rehberi, ASMMO Yayınları, Ankara, 2008, s. 309. VERGİ DÜNYASI, SAYI 344, NİSAN 2010 165