Bilgin 1 Latife Sena Bilgin 21301075 TURK 102-021 Serbest1 Gönenç Tuzcu 26.09.2014 Tanrı Bin birinci gece şairi yarattı, Bin ikinci gece cemal'i, Bin üçüncü gece şiir okudu tanrı, Başa döndü sonra, Kadını yeniden yarattı. Ülkü Tamer SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU Ünlü şair Tamer e gore, Tanrı nın ustalık eseri olan Süreya şiirden hemen bir gün önce doğup kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu aşkını ve tutkusunu kendine has ifade kabiliyetiyle açıklar gizli saklı; bir yandan da şiirindeki kadınını konuşturur. Fakat asla kadınının aşkından bahsetmez; büyük bir yüreklilikle kendi aşkını betimler. Süreya, kadını ve onlara aşkını bütün halleriyle anlatır. San ile başlar hikaye. Kumral saçlı bir kadın tasvir edilir. Süreya bu saçlara kırmızıyı yakıştırmıştır ki kadının saçlarına nefesini artık kırmızı verecektir. Süreya nın şiirlerinde genellikle aşık
Bilgin 2 olduğu kadınlar uzun boylu tasvir edilir ve bu tasvirler yine genellikle tasvir edilen kadının bacakları üzerinden yapılır. San da da yine benzer tasvirler kullanılmıştır. Seni kucağıma alıyorum. Tarifsiz uzuyor bacakların. Başta belirtilen yüreklilik bu şiirinde de gösterir kendisini. Süreya aşkını yaşar ve bu aşktan yüzüne ateş basar. Gecelerin ona yetersiz ve kısa geldiğini, yoksullukla imgeleştirerek anlatmıştır. Bu sebeple dörtnala sevişmek lazım dır. San ın hemen ardından Gül gelir. Yine aşıktır ve her akşam sokak ortasında ölür. Cemal Süreya, yolunu kaybetmiştir; çünkü onu ayakta tutan gözler yitmeye başlamıştır. Gülün tam ortasına geçer ve ağlamaya başlar. Süreya beyazlık imgesini ilk şiirlerinden itibaren sıkça kullanır. O nun kadınları genelde beyaz tenlidir, bu kadınların ellerini, göğüslerini ve bacaklarını hep beyaz ve sonsuz anlatır. Beyaz kadar kadınların elleri de Süreya için önemlidir. Şiirlerinde onları öper, onlarla konuşur, bazen de Gül deki gibi korkar onlardan. Gül de geçen istasyon imgesi de Süreya nın başta belirtilen yolunu ve yönünü kaybetmişliğinin bir imgesi olabilir. Kendisi de şiirinde bunu Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım dizeleriyle destekler. Ardından ortasında ağladığı gülü yüzüne sürer; gül her nasılsa sokağa düşmüştür. Sokaklar, istasyonlar ve şiirin sonuna doğru bahsedilen çingeneler kavramsal bir bütünlük oluşturur. Çaresizliğini anlatmaya kolunu, kanadını kırarak devam eder. Ve işte yepyeni bir çingene gelir zurnanın ucuna; sokaktaki çalgı, kıyametin ortasında. Yepyeni çingene belki de Süreya nın çaresizliğinin sonunu temsil eder; bu çingenenin çaldığı yepyeni şarkılar Cemal Süreya nın yeni bir başlangıcını işaret ediyor
Bilgin 3 olabilir. Sıra Önceleyin dedir ve yine ellerle başlar Cemasef Bey. Kadınıyla kendi yalnızlığının hemen ortasındadır eller. Sonra kapılar açılıverir, belki de eller çekilmiştir aradan; yalnızlığı son bulacaktır Süreya nın ki kadınının yüzü, gözleri ve dudakları, sonra da her şeyi bütünüyle karşısındadır. Kadın artık Cemasef in aşığıdır. Cesur, korkusuz bir aşk betimler. Kadın utancını duvara asar, Süreya da kuralları masaya koyar. Şiirlerinde duvara asmak ve masaya koymak ifadelerini sıklıkla kullanır. Şu da Var adlı eserinde kadının bakireliğini duvara asmak yerine masaya koymuştur. Duvar, üzerine asılan her şeyin sergilenmesine uygun bir alan olduğundan, Süreya bu eserinde duvara astırtmamıştır cinselliği; Önceleyin de ise kadının utancı duvarda sergilenmeye uygun görülmüştür Süreya ca. Kendisi de kurallarını masaya koyarak daha az gözler önünde olan bir alan seçmiştir kuralları için. Her şey işte böyle oldu önce. Aşk ta ise terkedilişini anlatır Seber. Kendisi için önemli bir yere sahip olan kadınlarının gözleri ne yazık ki kadınıyla birlikte terk eder Süreya yı. Oysa Seber onlarsız yapamaz, bunu kadınlar da tüm sadık okuyucuları da bilir Seber in. Her sabah sevgiyle açılır kadınına gözleri, sadece ona. Belli ki kadınına sadık bir adamdır Süreya. Kuş imgesi çoğu ikinci yeni şairleri için olduğu gibi Cemal Süreya için de önemli bir yere sahiptir şiirlerinde. Hayat kısa, kuşlar uçuyor. gibi günümüzde peleseng haline gelmiş olan dizesinde ve bu şiirdeki Bir kuş konmuştu parmaklarıma uzun uzun ötmüştü dizelerinde olduğu gibi kuş imgesini sıklıkla kullanır. Dizelerine önceki şiirlerine
Bilgin 4 atıfta bulunarak devam eder. Önceki günlerde yaşadığı, gecelerin yetersizliğinden kaynaklanan yoksulluğu dünden itibaren yoktu hayatında; sanki hiç olmamıştı, belki de terkedilişinden dolayı son defa oluyordu. Seber aşıktı ve kadını, onun kalbini çarptırıyordu. Kadınının gözlerinde bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar vardı. Cemasef genellikle şiirlerinde tasvir ettiği kadının gözlerini bir şekilde maviyle bağdaştırır: Kadın gözlerini koydu ortaya Bir mavi bir gökyüzü aldı çevrelerini Sevdiler sonsuz bir maviyle alıngan Sevip yaşayanlar oldu sevdi yaşadılar. Aşk taki gözler de yine mavidir ve denizi gökyüzünü çağrıştırır. İstanbul aşığı olan Seber, İstanbul Türkçesini de güzel laflı olarak anlatmıştır. Sevmek onun hayatında önemliydi. Şiir yazarak yaşamanın zorluklarını unutturuyordu ona; evrenin bozukluklarını da düzeltiyordu. Öyle ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken gökyüzü ikiye bölünecekti, çünkü Seber in aşkı her zamanki gibi iki kişilikti. Kadınının saçlarını ıslatmaya bir bardak su, ikisinin de doymasına bir dilim ekmek, bir iki zeytin yetiyordu. Maddesel zevklerde gözü yoktu Süreya nın ama aşkını tam yaşamalıydı. Bir ya da iki kere yetmiyordu kadınını öpmek. Erotizmi gizli saklı anlatmaya başlıyor Süreya bundan sonrasında. Kadınının kahraman memelerinden sonrası, iylik güzellik... Ülkü Tamer in haklılığını her şiirinde bir kere daha kanıtlayan Cemasef Bey in, kadınlara olan bu aşkı, Tanrı nın bile kendi eserini düzeltmesine sebep olmuştur.
Bilgin 5 Kadınlara olan aşkını kendinden öncekilerden çok daha açık, erotik ve cesurca anlatmış; kadının Türk şiirindeki yerini imgelemeler ve betimlemerle yüceltmiş ve onları her haliyle sevip anlatmıştır. KAYNAKÇA Süreya, Cemal. Bir Kırlangıcın Daha Var. Yapı Kredi Yayınları, 2014.. Üstü Kalsın. Yapı Kredi Yayınları, 2014.