İlköğretim Okulu. Yıl:1 Sayı:1 Mayıs 2011 KARINCA



Benzer belgeler
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN 30 ÖZEL BİLGİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ ATATÜRK Atatürk kim olduğunu hatırladık. Atatürk ün hayatını inceledik. Atatürk ün kişisel özelliklerini ifade ettik. Atatürk ün

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

TEMALARIMIZ KULELER DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ DÜNYA EL YIKAMA GÜNÜ KURBAN BAYRAMI KIRMIZI GÜNÜ

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ.

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Özlemle Anıyoruz. Robot Kulübü * Ahşap Boyama * Ebru Sanatı * Hayat Güzeldir * Gizli Gelen Davetiye. Bu Hafta Neler Oldu?

ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

Adres: Akçay Mahallesi Yarbaşı Sokak No:13 Kızılcahamam/ANKARA Tel: Fax:

TEMALARIMIZ UZAY VE GEZEGENLER DÜNYA GÖKYÜZÜ İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ HAFTASI YERLİ MALLARI VE TUTUM HAFTASI YENİ YIL

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

SİTEMİZE EKLENEN METİN KİTABIM-1 VE METİN KİTABIM-2 ADLI DÖKÜMANLARI OKURSAK HEM OKUMA HIZIMIZ ARTACAK HEM DE OKUDUKLARIMIZI ANLAYACAĞIZ.

ÖZEL EFDAL ANAOKULU UĞURBÖCEĞİ GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

ÖZEL EFDAL ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."


3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Merkez Mah. (Yenibosna) Yılanlı Tepe Sok. No:3 Bahçelievler / İSTANBUL Tel: Fax:

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Cümlede Anlam TEST 38

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ


Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

Özel gereksinimli çocuklar

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

2. SINIFLAR EKİM BÜLTENİ

KASIM AYI VELİ BÜLTENİ

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

İstiyoruz ki; Veliler Okulumuzun En Büyük Destekçisi Olsun. Her Veli; Öğrencisine Öğrenme İçin Her Türlü Fırsatın Verildiğini Bilsin.

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı?

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ATATÜRK ÜN ŞAHSİYETİ

BASKETBOLCU AHMET İLKÖĞRETİM 1. SINIF. Gülşen DEMİR Porsuk İlkokulu /Odunpazarı /ESKİŞEHİR

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

BAYRAĞIM. Atalarım, gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

ÖZEL ASÇAY ANAOKULU SİHİRLİ ELLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ

ÇİÇEK GRUBU NİSAN BÜLTENİ

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULLARI BÜLTENİ

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

ALPER DURU ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ ARALIK AYI DEĞER KONUSU SEVGİ

İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR R5)

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

Transkript:

İlköğretim Okulu Yıl:1 Sayı:1 Mayıs 2011 KARINCA

YAZYURDU İLKÖĞRETİM OKULU KÜLTÜR VE EDEBİYAT YAYIN KULÜBÜ YIL:1 SAYI:1 TARİH:2011 Mayıs OKUL MÜDÜRÜ Seyit Ahmet ERDOĞAN YAYIN KULÜBÜ Aysun KUYUCU Türkçe Öğretmeni YAYIN VE KONTROL KURULU: Aysun KUYUCU Nuran ÖZTEMUR İNCELEME KULÜBÜ: Aynur ATAN Mine ATEŞ Kader DEMİR Nurcan ÇELİK Türkan DEMİR İLETİŞİM: Tel:0352 422 24 23 Faks:0352 422 24 24 E-mail: BASKI Orka Matbaacılık Tel: 322 17 00 İlköğretim Okulu Yıl:1 Sayı:1 Mayıs 2011 KARINCA Aysun Kuyucu Türkçe Öğretmeni Okulumuzun çıkarmış olduğu ilk derginin heyecanını sizlerle paylaşırken, başarı grafiğini her geçen gün artıran tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve sevgili velilerimize içten bir MERHABA, Dergi olarak bu yayınımız Yazyurdu İlköğretim Okulu nun ilk ürünü olacaktır. Bu sebeple biraz heyecanlı ve telaşlıyız. Bundan sonra dergi ile yayın dünyasında ufak da olsa bir yer almayı başardığımızı düşünüyoruz. Bu yerimizi büyütüp geliştirmek içinde hem maddi imkanlara hem de sizlerin manevi desteklerine ihtiyacımız vardır. Bizler bu dergi ile öğrencilerimizin yazma, okuma ve araştırma arzularını gidermekte küçük de olsa katkıda bulunduğumuza inanıyoruz. Keşke maddi imkanımız el verse de bu yayınlarımız aylık olarak çıkarmaya çalışsak.malesef bu çok zor.çünkü, bir dergiyi yayın hayatına sokmak bir gül bahçesini tımar edip bin bir çeşit çiçek yetiştirmekten daha zordur.aynı zamanda maddi imkanlarla birlikte yazmaya susamış,bunun için yazma sevdalılarının çabalarına destekleyecek ve bu fidanlara su verebilecek hizmet gönüllülerine ihtiyacımız vardır. Bu dergimizi okurken her bir satırında küçücük yüreklerin ve kalemlerin kalp atışlarını, heyecanlarını yakından duyacağınızı biliyoruz. Bu yazılar aynı zamanda geleceğin düşünce ve gönül ufuklarının habercisidir, güneşidir. Aynı zamanda bu dergiyle okul olarak gerek başarılarımızı gerekse duygu ve düşüncelerimizi daha yakından tanıtacağız düşüncesindeyiz. Değerli okuyucularımız, sizden ricamız; dergimizi elinize aldığınızda sadece resimlerine bakıp bir köşeye atmak yerine yazılarımızı da okuyup değerlendirmenizdir. Biz dergimizi yediğiniz yemeklerin altına müsvette kağıt olarak değil kitaplığınızda küçük bir yer vermiş olarak görmek istiyoruz. Okuduktan sonra ne kadar emek verdiğimizi yakından göreceksiniz. Bu dergide bizlere maddi ve manevi destekte bulunan bütün firmalara, yazılarıyla dergimizi şenlendiren öğretmen arkadaşlarımıza, yüreklerinden gelen sesi satırlara döken öğrencilerimiz ve dergimizi çıkarırken bize büyük destek veren okul müdürümüz Seyit Ahmet ERDOĞAN a TEŞEKKÜR EDİYORUZ. Yazyurdu İlköğretim Okulu Kültür Edebiyat Kulübü Tarafından Milli Eğitim Bakanlığı ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmenliğine Uygun ÜCRETSİZ Olarak Çıkartılmıştır. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. 3

Okulumuzun Tarihçesi Okulumuz ilk olarak 1957-1958 yıllarında, köy halkının imece ile yaptırdıkları ahşap ve toprak damlı binada eğitim ve öğretime başlamıştır. Daha sonra bu bina eğitim öğretime yetersiz olduğundan,1965 yılında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından iki derslik,müdür odası,depo ve öğretmen lojmanından oluşan betonarme olarak yapılmış olan binada eğitim öğretim faaliyetlerine devam etmiştir. Son olarak da 29/09/2001 tarihinde, Kayseri İl Özel İdaresi tarafından, pilot, sekiz derslikli Milli Eğitim Bakanlığı Tip Tamer ÇELİK Sınıf Öğretmeni Okul Projesi olan bina yapılarak 2001-2002 öğretim yılında faaliyete başlamıştır.1965 te yapılan eski binadan sadece okul lojmanı yıkılmıştır kalan kısımlar iki katlı bina ile birlikte hizmet vermeye devam etmektedir. Okulumuz 2006-2007 eğitim öğretim yılının sonunda hayırseverlerden sağlanan yardımlarla, OGYE nin girişimi ile Zincidere 1. Komando Tugayı Topçu Taburu askerleri tarafından geniş çaplı bir bakıma alınmıştır. Yazyurdu İlköğretim Okulu iki ayrı binadan oluşmakta derslikler ana binada BT sınıfı ve anasınıfı ikinci binada bulunmaktadır. Kabinet sistemi uygulanan okulumuzda dersliklerimizin her birinde projeksiyon, bilgisayar ve internet bağlantılı eğitim verilmekte olup, akıllı tahta temini için çalışmalarımız devam etmektedir. 4

Bilgiyi elde ettikten sonra halka söylemeyen, belletmeyen kişi, zengin olup da yoksul doyurmayan kimseye benzer. Hz.Muhammed (S.A.V) Sevgili Okurlar, Cumhuriyetin, öğretmenlerden istediği fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmenin görev ve sorumluluğu içinde; eğitimin en kutsal hizmet olduğuna inanan,her şeyin insanı sevmekle başladığını ilke edinen Yazyurdu İlköğretim Okulu nu temsilen hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Eğitim bir süreçtir.insanoğlunun eğitim öğretim süreci doğduğu andan itibaren başlar.yaşadığı sürece de devam eder. Eğitim süreci içinde yaşadığımız mekan olan okul,fiziki yapı,öğretmen,öğrenci,veli çok önemlidir.bunlar verimli biçimde,uyum içerisinde çalıştığı sürece,eğitim süreci olumlu gelişecek,kökleri sağlam ve meyveleri bol olacaktır. Hayatımızın önemli bir bölümünü geçirdiğimiz eğitim mekanı okulların, insan yaşamındaki yeri çok önemlidir. Bu eğitim öğretim mekanlarının yerleşim düzenlerinin, temiz,güvenli ve donanımlı olması eğitimi olumlu yönde etkilemektedir. Çünkü burada hayata ve ötesine ait her türlü güzellikler öğretilir.ideal,uygun ve sağlıklı uyarıların alındığı bir mekanın eğitim gören çocuklarımızın öğretimine olumlu destek sağlayacağını düşünmekteyiz. Bu düşünce ile bizler okulumuzda her türlü sağlıklı eğitim öğretim imkanları sağlanması için çalışmanın en başta gelen bir görev olduğu bilinciyle çevresini sürekli yenileme azmi ve gayreti içinde hareket etmekteyiz. Öğretmen, öğrencinin hayatının her aşamasında hayatını şekillendiren bir rehberdir.öğretmenin öğrenci üzerindeki etkisi anne babadan hatta toplumdan daha fazladır.bu etkin gücü yararlı kullanma,elindeki madeni en güzel şekilde işleme,bu madenden topluma faydalı bireyler üretebilme kabiliyeti öğretmenlere has bir güzelliktir.bu güzellikleri kullanan öğretmenler ülkelerini yücelten kahramanlar yetiştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ün ifade ettiği gibi Öğretmenler yeni nesil sizleri eseri olacaktır sözü bugün; yılmadan, usanmadan, azimle ve kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürmemizde bize bir ışık kaynağı olmaya devam edecektir. Sevgili öğrenciler, Sizler toplumun geleceği ve geleceğimizin teminatısınız. Gençleri Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı,milli ve manevi değerlerini benimsemiş,çağın teknolojisiyle donatılmış,ahlaklı,öğrenmeyi öğrenen bir birey olarak yetiştirmek ve topluma hazırlamak asli görevlerimizdendir. Atatürk Türkiye sinin dünyada lider ülke konumuna taşınması, sizlerin sayesinde mümkün olacaktır. Araştıran, soran, sorgulayan, sağlıklı kararlar verebilen, engin dünya görüşüne sahip uygar insanlar olabilmek, ancak ve ancak eğitimle mümkündür. Atatürk ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlıklar düzeyine ancak bilgi ile ulaşabileceğimiz bilincinde olmalıyız.sizlere başarılı bir hayat için ihtiyaç duyacağınız becerileri ve insan sevgisinin hâkim olduğu eğitim ortamlarını hazırlamaya gayretindeyiz.çağımız bilgi ve teknoloji çağıdır. Dünyaya yön verecek milletler, bilgi ve teknoloji yarışını önde götüren milletler olacaktır. Bu yarıştaki en önemli unsurlardan biri yetişmiş insan gücüdür. Geleceğin özgür ve kalkınmış Türkiye sinin temelleri olan sizler 21. yüzyıla, bilgi çağına girerken, dünyada söz sahibi olmak istiyorsanız okuyan, düşünen, tartışan, eleştiren ve bilgi üreten bireyler olmalısınız. Ancak bunları gerçekleştirdiğiniz zaman, ecdadımıza layık bireyler oluruz. Okulumuz eğitimcileri olarak bizler; okul öğrenciveli işbirliğini geliştirecek, eğitim ortam ve imkanlarını tanıtacak, gelişmesine katkı sağlayacak,öğrencilerimizin yapmış oldukları çalışmaları, etkinlikleri, güzellikleri daha geniş kitlelere duyurmak, paylaşabilmek adına bir dergi çıkarmanın yararlı olacağını düşündük ve ilk olmasının verdiği heyecanla işe başladık.kısa sürede çok güzel neticelere siz değerli öğretmen,öğrenci ve velilerimizin özverili çalışmaları sonucunda ulaştık. Karınca isimli derginin hazırlanmasından basımına kadar her aşamasında emeği geçen, maddi ve manevi her türlü desteğini bizlerden esirgemeyen tüm öğretmen lerimize,öğrencilerimize,velilerimize,gönül dostlarımıza ve kardeş okulumuz Özel Tevfik Kuşoğlu İlköğretim Okuluna saygılarımı sunar teşekkürlerimi arz ederim. S.AHMET ERDOĞAN OKUL MÜDÜRÜ 5

KURTULUŞ SAVAŞINDA KAYSERİ Selim AKGÜMÜŞ Okul Müdür Yardımcısı Kayseri Kurtuluş Savaşı nda Develi nin Bakırdağ beldesi hariç bir işgal ile karşılaşmamıştır. Ancak işgal bölgelerinden kaçıp Kayseri ye gelenlere kucak açmış. Başta güney illeri olmak üzere tüm ülke sathındaki onur savaşına gereken her türlü desteği vermiştir. Kayseri ili, Milli Mücadele Dönemi nde Develi ye bağlı Taşçı (Bakırdağ) dışında işgal görmemiştir. Fransızların koruması altındaki ayrılıkçı Ermenilerce gerçekleştirilen Bakırdağ işgali de bölgeyi etkileme imkanı bulamadan, kısa sürede son bulmuştur. Mondros Antlaşmasından sonra güney illeri Fransızlar tarafından işgal edilmeye başlamışlardı. Fansızlar, Ermenilerin de desteğiyle Develi nin 20 km güneyindeki Taşçı yı işgal ettiler. Haçin de Fransızların Himayesi altında Ermeniler in gerçekleştirdiği taşkınlıklar ve halka uyguladıkları zulümler Develi ve Kayseri de tepki çekmeye başlamıştı. Gün geçtikçe Kayseri nüfusu artmakta ve bunun başlıca sebebi de Rusların Doğu Anadolu da ilerlemesi ve Fransızların Adana ve Maras ı işgal etmeleri üzerine bölge halkından bir kısmının Kayseri ye göç etmeleriydi. Eylül 1919 a gelindiğinde, Fransızlar, Çukurova ya yerleşmiş, Urfa, Antep ve Maraş a girmiş Develi nin 20 km yakınlarına kadar ilerlemişlerdi. Fransız işgal yetkilileri Zamantı Irmağı nı sınır kabul ettiklerini duyurarak, bugün Develi ye bağlı Taşçı(Bakırdağ) nahiyesini de denetimleri altına almışlardı. 4 Eylül 1919 da toplanan Sivas Kongresi günlerinde, Kayseri ve çevresinde yabancı etkinlikler yoğunlaşmış, ayrılıkçı Ermeni örgütlerinin yöneticileri açıktan ülke aleyhine çalışmaya başlamışlardı. Bütün bu ayrılıkçı çabalar ve Fransızların Kayseri yi işgal altına alma hazırlıkları, Kayseri eşrafının harekete geçirdi. Eylül 1919 sonunda, Sivas Kongresi nin aldığı karar gereğince, Kayseri ve kazalarında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubeleri kurulmaya başlandı. Kayseri dekilerden en önemlisi Develi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti idi ve bu şube kısa sürede kasabanın tüm yerel yöneticilerinin etkin desteğini kazanarak hızla güçlendi. Develi deki bu örgütlenmeye Sivas Heyet-i Temsiliyesi büyük önem veriyordu. Çünkü Develi Fransız işgal bölgesinin sınırını oluşturmaktaydı. Bundan dolayı, buradaki örgütlenmenin güçlü biçimde ele alınması gerekiyordu. Çünkü Develi nin işgali peşi sıra İç Anadolu nun da Fransız ve Ermenilerce işgali kaçınılmaz olacaktı. Bu örgütlenme sayesinde Fransızların yeni bir hareketi önlenebilir, bunun yanı sıra yöreden Çukurova ya Kuvay-i Milliye eylemleri düzenlenebilirdi. Bu doğrultuda çalışmalar başlatıldı. Mustafa Kemal başkanlığındaki Sivas Heyet-i Temsiliyesi, Kayseri ve Develi ileri gelenlerinden birkaç kişiyi Sivas a çağırtarak konu ile ilgili görüşlerini aldı. Kuvay-i Milliye yöneticilerinden Kılıç Ali Bey, Heyet-i Temsiliye adına görevlendirilerek Develi ye gönderildi. Kılıç Ali Bey in görevi, kasaba halkının direniş konusundaki tutumunu ve bölgedeki koşulları incelemekti. Ekim 1919 da ön hazırlıkların tamamlanmasından sonra, Develi Belediye Başkanı Kamberli Osman Bey, Sivas tan gönderilen Mustafa Kemal imzalı bir mektup aldı. 2 Aralık 1919 tarihini taşıyan ve çok gizli kaydı düşülen mektupta şunlar yazılıydı: Everek (Develi) Belediye Başkanlığı na, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi, Kilikya Kuva-yı Milliye Komutanlığı na Binbaşı Kemal Bey i, yardımcılığına da Yüzbaşı Osman Bey i atamıştır. Milli görevleri sırasında, Kemal Bey Kozanaoğlu Doğan Bey, Osman Bey de Aydınlıoğlu Tufan Bey takma adlarını taşıyacaklardır. Kendilerine, görevleriyle ilgili olarak, her türlü yardımı yapmanızı ve dayanışma içinde olmanızı önemle rica ederiz... Mustafa Kemal in mektubunda söz ettiği Doğan ve Tufan Beyler Aralık 1919 ortalarında Develi ye gelerek yerel Kuvay-ı Milliye hareketini kısa sürede örgütleyerek güçlü bir hale getirdiler. Develi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubesinin, çabalarıyla Kuva-yı Milliye nin tüm ihtiyaçları kısa süre içinde karşılanmıştı. Mart 1920 başlarında ilk Develi Kuvayı Milliye Çetesi, Belediye Başkanı Kamberli Osman Bey in yönetiminde, Ayvazhacı Köyü ne doğru yola çıktı. Köye küçük bir birlikle giren Osman Bey kısa süre içerisinde 250 kişiye yakın gönüllü toplamıştı. Osman Bey, birkaç gün sonra, bir gece yarısı Kiske Köyü ne baskın yaptı. Ermeni nahiye müdürü ve ayrılıkçı Ermeniler çok sayıda silah ve cephaneyle birlikte ele geçirildiler. Kiske Köyü nün Kuva-yı Milliye nin eline geçtiğini öğrenen çevre köylerdeki çok sayıda insan aynı gün Kiske ye geldi. Osman Bey bu durumdan yararlanarak köy meydanında halkı toplayıp Kuvay-ı Milliye Hareketi nin amaçlarını anlattı ve Fransızlarla ayrılıkçı Ermenilerin elindeki diğer köy ve kentlerin kurtarılacağına dair söz verdi. Toplantıdan sonra Osman Bey in Kuvay-ı Milliye si yeni katılanlarla birlikte 600 kişiye yükseldi. Osman Bey ve adamları 10 Mart 1920 de Feke Kasabası nın işgalcilerin elinden aldı. Böylece Milli Mücadele döneminde Kayseri nin işgal altında olan tek yöresi de işgalcilerin elinden kurtarılmış oldu. Osman Bey ve kuvvetleri bundan sonra da gerek Kozan ın gerekse Haçin in (Saimbeyli) alınmasında önemli roller üstlendi. Milli Mücadele yıllarında Mustafa kemal Atatürk ün en yakın silah arkadaşlarını Develi ye göndermişti. Develi de mücadeleye hazırlanan kuvvetler önce Taşçı (Bakırdağı) sonra da Feke yi düşman işgalinden kurtardı. Haçin (Saimbeyli) de konuşlanan 10 bine yakın Ermeni gücünün de dışarı destek vermesine engel olmuş ve Kozan ın kurtulmasına yardımcı olmuşlardı. Bu kuvvetler Fransız ve Ermenilerin başlıca korkusu olmuş ve Kayseri ve İç Anadolu nun işgalini engellemişlerdi. Millî Mücadele sırasında Kayseri sadece civarın kurtulmasına ve İç Anadolu nun işgaline engel olunmasına değil Yunanlıların yurttan atılması için açılan Batı Cephesine, silah ve cephane sevkiyatının yanında, silah yapımı için tamirhaneler, Askeri Mensucat Fabrikası, bin yataklı hastahane, nal ve mıh yapımevi ile de hizmet vermiştir. 6

Okulumuzdaki Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri Peygamber Efendimiz in (S.A.V.) kullandığı 40 öğretme metodu 1. Efendimiz, söylediği hakikatleri bizzat yaşayarak hayatıyla göstermiştir. 2. Dinî yükümlülükleri tedrîcî (yavaş yavaş, basamak basamak) bir sistemle öğretmiştir. 3. Öğretmede orta yolda durmaya ve insanları bıktırmaktan uzak durmaya riayet etmiştir. 4. Öğrenenler arasındaki kişisel farklılıkları göz önünde bulundurmuştur. 5. Karşılıklı konuşma ve soru-cevap şeklini kullanmıştır. 6. Yanlış düşünceyi söküp atmak ve gerçek doğru bilgiyi net bir şekilde muhatabın kafasına yerleştirmek için aklî ölçüleri kullanmıştır. 7. Muhataplarına soru yöneltmiş, böylece onların zeka ve bilgi seviyelerini ölçmüştür. 8. Mukayese ve örneklendirme metodunu kullanmıştır. 9. Benzetme ve halk arasında yaygın olarak kullanılan örnekleri kullanmıştır. 10. Anlattığı hususu, elinde herhangi bir şey ile yere ve toprağa çizerek bizzat göstermiştir. 11. Sözle beraber jest ve mimiklerini kullanmış ve el ile işaretlerde bulunmuştur. 12. Önemine binaen, halin mümkün kıldığı bir nesneyi bizzat eline almış, eliyle kaldırmış ve arkasından söyleyeceği hususu söylemiştir. 13. Muhataplarından bir soru gelmeden söze önce kendileri başlamıştır. 14. Muhatabının sorusuna eksik ve fazla olmadan cevap vermiştir. 15. Muhatabının sorusuna, onun ihtiyacına binaen sorduğundan daha fazlasıyla cevap vermiştir. 16. Muhatabını, güzel bir hikmete binaen, sorduğu sorudan daha önemli bir hususa yönlendirdiği de olmuştur. 17. Soru soranın sorduğu soruyu tekrarlamasını istemiştir. 18. Muhatabın aldığı cevabı tekrar etmesini istemiştir. Böylece cevap unutulmayacaktır. 19. Bildiği bir husustan dolayı kişiyi imtihan etmiştir ki bununla doğru cevap vereceği için kişiyi sena etmek, övmek istemiştir. 20. Önünde olan bir olaya karşı susma yolunu tercih etmiştir. 21. Öğretme esnasında meydana gelebilecek imkan ve fırsatları değerlendirmiştir. 22. Latife ve şaka yoluyla öğretmeyi tercih etmiştir. 23. Öğrettiği hususu yeminle tekit etmiş perçinlemiştir. 24. Öğretilen hususun önemine binaen sözü üç kere tekrar etmiştir. 25. Konunun önemini oturuşunu ve duruşunu değiştirerek ve sözü tekrar ederek göstermiştir. 26. Cevabı geciktirerek muhatabın sorusunu tekrar etmesini sağlayarak onu uyarmıştır. 27. Muhatabı intibaha sevk etmek için, onu omuzundan veya elinden tutmuştur. 28. Muhatabı teşvik için veya onu sıkıntıya sokacak bir durumdan dolayı, bazı hususların gizli kalmasını yeğlemiştir. 29. Söyleyeceği hususun hafızalarda daha iyi yer etmesi veya ezberlenmesi için, sözü kısa ve öz bir şekilde ifade etmiş, daha sonra ise ayrıntılarına geçmiştir. 30. Cevabın birkaç madde ile verileceği durumlarda önce cevabın kaç maddeden oluştuğunu bildirmek için sayıyı söylemiş daha sonra saymıştır. 31. Va z etme, nasihat etme ve öğüt verme metodunu kullanmıştır.kaynakwh webhatti.com: 32. İnsanların şevklerini kamçılama veya neticesi elem verici hususlardan şiddetle uzaklaştırma (Terğib ve terhib) metodunu kullanmıştır. 33. Kıssa ve geçmiş ümmetlere ve insanlara dair haberlerle öğretme metodunu uygulamıştır. 34. Sorunun cevabının muhatabı utandırma ihtimali olan hususlarda önce nazik bir hazırlık süreci hazırlamış ve soruyu öyle cevaplandırmıştır. 35. Sorunun cevabının muhatabı utandırma ihtimali olan hususlarda üstü kapalı olarak kinaye yoluyla ve işaret ederek yetinmiştir. 36. Kadınlara öğretmeyi ve nasihat etmeyi de asla ihmal etmemiştir. 37. Halin gerektirdiği durumlarda öğretme hususunda azarlayıp paylamayı (ta nif) ve kızmayı (gadab) da ihmal etmemiştir. Ne var ki onun paylaması ve kızması da merhamet yörüngesinde ve ümmetinin selameti için olmuştur. 38. Talim ve tebliğde, kitabeti (yazma metodunu) da kullanmıştır. 39. Yabancı dilleri (mesela Süryaniceyi) öğrenmesi için bazı sahabileri görevlendirmiştir ki bu husus da günümüzde dünyanın dört bir tarafında İslam ın güzelliklerini öğrenmek isteyenlere karşı yapılacak vazifenin çok önemli bir basamağını teşkil etmektedir. 40. Bizzat kendi mübarek zatıyla talimde bulunmuştur. Evet, Efendimiz (sav) evrensel bir eğitim-öğretim sistemi getirmiş ve bütün kalbleri, bütün ruhları, bütün akılları, bütün nefisleri ideal ufka yükseltecek bir mesaj sunmuştur. Sadece O nun getirdiği sistemdir ki hem ruhu, hem aklı hem de nefsi, yükselebilecek en son noktaya ulaştırmıştır. Nuran ÖZTEMUR Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni 7

Alışverişte bir şey satın alacağımız zaman, yemek yaparken kullanacağımız malzemenin ölçüsünü ayarlarken, ya da bir bina inşa ederken, yani sık sık kullanıyoruz. Bu kadar çok kullandığımız matemetikten neden korkuyoruz? Öğrencilerin en sık sordukları soru NEDEN MATEMATİK ÖĞ- RENİYORUZ? olur. Elbette sayıların önemi tartışılmaz; fakat matematik sadece sayı demek değildir. Matematik ilişkileri görmeyi, sebep-sonuç ilişkisini kurabilmeyi, okuma ve yazmayı, tabloları, resimleri, grafikleri yorumlayıp kullanabilmeyi içerir. Matematiğin amacı; insanların doğuştan getirdiği düşünme kabiliyetini geliştirmektir. Bu gelişmeyi sağlamak için, bizlere bir kısım bilgiler kazandırarak karşılaşacağımız olay ve problemlerde inceleme, araştırma ve karşılaştırmalar yaptırarak, düzenli ve dikkatli olmamızı, mantıklı düşünmemizi ve her konuda doğruyu bulmamızı sağlar. Matematik küçük yaşlarda verilen iyi bir temel bilgiyle öğrenilir, fakat bu demek değildir ki matematik ileriki yaşlarda da öğrenilmesin. Bu süreç ne kadar geciktirilirse öğrenme de o kadar zor olacaktır. Temel problem de buradan kaynaklanmaktadır. Öğrencilerimizin büyük çoğunluğu temel bilgileri zamanında alamadığından matematik hakkında önyargıya kapılıp, bu dersin zor olduğunu ve öğrenilemeyeceğini düşünmektedir. Matematiği öğrenmede öğretmenin rolü çok önemlidir. Bu dersi sevdirmek ve öğrenciyi belli bir düzeye getirmek öğretmenin görevidir, fakat unutulmamalıdır ki öğrenmede aktif olan, öğrenci olmalı ve herşeyi öğretmenden beklememelidir. Öğrenci, öğretmeni sadece yol gösterici olarak görür ve o yolda kendisinin ilerlemesi gerektiğini bilirse sonuca da o kadar çabuk ulaşır. Aksi taktirde öğretmenin ön plana çıktığı durumlarda öğretmen olmayınca öğrenme ve ilerleme de olmayacaktır. Genelde öğrenciler, öğretmenin anlattıklarını anlamakla sonuca ulaşabileceğini zannetmektedirler. Halbuki anlamak ile yapmak çok farklı şeylerdir. Bir problemi çözebilmek için önce o konu problem tipleri hakkında belli bir bilgi birikimine ihtiyaç vardır. O birikimi oluşturmadan çözülen sorular anlaşılsa dahi başka problemleri yapmada güçlük çekilecektir. Bu durum kişinin kendisini kandırmasıdır, soruyu algıladığını zannetmesidir. Bilgi beyne gitmiştir, fakat kalıcı olmamıştır. O yüzden konunun kalıcı olmasını ve problem tiplerinin beyne yerleşmesini sağlamak gerekmektedir. Bunu yapmak için de öğretmenin yaptığı çözümlü örneklerin tekrar tekrar incelenmesi, bıkmadan usanmadan soruların çözümlerine önce bakarak sonra cevabı kapatarak bir kez daha çözülmeleri gerekmektedir. Bu yöntem uygulanırsa artık o konu hakkında beynimizde belli bir birikim sağlanacak, artık başka sorular da yapılabilecektir. Değişik sorular çözerken öncelikle basit sorulardan başlanmalı konunun iyice pekişmesi sağlanmalıdır. Bir soru çözülemiyorsa pes edil- KİM KORKAR MATEMATİKTEN memeli, tekrar tekrar çözmeye uğraşılmalıdır. Unutulmamalıdır ki çözümüne zor ulaşılan sorular veya uğraşmanıza rağmen çözülemeyen sorular size çok şey katacaktır. Siz farkında olmadan konunun genel tekrarını yapmakta değişik durumları düşünerek Matematik Öğretmeni Sevim GÖKDUMAN bilgilerinizi sağlamlaştırmaktasınızdır. Son noktada yine çözülemeyen sorular soruyu çözen arkadaşlarınızla irtibata geçerek çözümlenmelidir. Hiçbir arkadaşınız çözememiş ise artık bu soru için öğretmeninize başvurabilirsiniz. Bu şekildeki bir çaba sizin hazırcı olmadığınızı göstererek gayretinizi ortaya koyacak ve kendinize güven duymanızı sağlayacaktır. Matematik dersini ne kadar sever ve ne kadar çok ilgilenirseniz başarı o kadar çabuk gelir. Unutmayınız ki matematiğin size çok şey katacağını kabul etmeniz, başarılı olmanızda ilk adım olacaktır. Matematiğin gününüzü kolaylaştırdığı mutlu günler dileklerimle EĞLENCELİ MATEMATİK 2x2 KAÇ EDER? Trabzon un en zengininin oğlu olan Temel matematik dersinden sürekli çakıyormuş. Hocası son sınavı tezahüratla ona moral verilsin diye Avni AKER stadında yapmaya karar vermiş. Stad tıklım tıklım dolmuş. -izleyenler Temel e müthiş tezahürat yapıyorlarmış. Hocası kolay bir soruyla başlayayım demiş ve: - 2 kere 2 kaç eder?.. diye sormuş. Temel düşünmüş düşünmüş ve: - 4 eder...demiş. Statta derin bir sessizlik olmuş. Ardından bütün stad hep bir ağızdan: - Hocam, pi şans daha!.. ZEKA SORUSU A, B, C, D gibi dört ayrı ev var. Her birinin gene A, B, C, D de bulunan dört ayrı su saati var. Şimdi istenilen; A dan A ya, B den B ye, C den C ye, D den D ye çekilen boruların birbirinin üzerinden geçmemesi. Acaba nasıl? A B C D D A 8 C Cevabı Eğlence Sayfası 22 de B

Hacı Baki DEMİR Sınıf Öğretmeni 19. yy sonlarında 20.yy başlarında psikolojik çalışmaların temelinde bireysel farklılıklar yatmaktaydı. Mesela zihinsel yetenekler üzerinde yapılan bir araştırmalar aynı yaşta olmalarına karşın, bireyler birbirinden farklı zeka seviyesinde oldukları gözlenmiştir. Aynı yaş grubundaki çocukların bedensel gelişimlerinin de birbirinden farklı oldukları gözlenmiştir.bir sınıfı dolduran çocukların hiçbiri bir diğerinin aynı değildir. Boy, ağırlık, renk, zeka bakımından farklılık gösterirler. Özikizler (tek yumurta ikizleri) hariç aynı anne ve babadan olan kardeşlerin bile aralarında fark vardır.bireysel farklılıkları çocukların büyüyüp gelişmesinde de izleyebiliriz. Aynı takvim yaşındaki çocuklar yaşantılarının farklı zamanlarında gelişip olgunlaşırlar. Mesela 6 takvim yaşında (ilköğretim 1. sınıf) bir çok çocuk zihin-kas koordinasyonu gerektiren oyunlara katılıyor, ayakkabısının bağcıklarını başkalarından yardım almadan bağlayabiliyor. Ama aynı takvim yaşındaki bir başka çocuk bunları gerçekleştirmeyebilir. Yetenek seviyesindeki hız derecesi zihinsel seviye ile doğru orantılıdır diyebiliriz. Rehberlik hizmetlerinin önemli alanlarından biri bireysel farklılıklardır. Her birey kendine özgüdür. Toplumsal yaşamın temel dinamiklerinden biri de bu farklılıklardır. Toplumun dinamik olarak çalışabilme, üretebilme, uygarlık ortaya çıkarma ve devamlılığını sağlayabilme özelliğini bireysel farklılıklar aracılığıyla gerçekleştirir. Bütün öğrencilerin aynı özelliklere sahip olduğunu varsaymak, öğrencinin öznel doğasını yani özgünlüğünü ortaya çıkarma açısından büyük sorunları beraberinde getirir. Bu yönden problemleri, üstün yönleri, zayıflıkları, başarı ve başarısızlıklarıyla her öğrencinin ayrı bir dünya olduğunu bilmek ve bunları keşfetmeye çalışmak gerekir. Okul çocuğun psikososyal gelişimini sağlama ve olumlu yönde geliştirme adına iki yönde öğrenciye gelişim imkanı sunar. Bunlardan birincisi çocuğun toplumsal bir birey olarak yaşamasını sağlayıcı sosyal davranışları, normları ve ortak değerleri çocuğa öğretmektir. İkincisi ise her bireyin kendine özgü, farklılığını keşfetmesini sağlayıcı çalışmalar yapmaktır. Eğitim-öğretim açısından en önemli bireysel farklılıklar daha çok zihinsel düzeyde fark edilmektedir. Zihinsel yeterlik bakımından toplumun büyük bir kısmı zihinsel yeterliğe sahiptir. Bunun yanında bütün bireylerin farklı zihinsel yeterlik alanlarına sahip olabilecekleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Howard Gardner çoklu zeka kuramıyla eğitim açısından önemli bir bakış açısı sunmaktadır. İnsanların çok farklı yetenek alanlarına sahip olabileceklerini belirten Gardner bunların eğitim ortamında işlenmesinin veya ortaya çıkarılmasının gerekliliğinden bahseder. Bireysel farklılıklar açısından zihinsel yeterlik kadar yetersizlik veya özürlülük de önemlidir. Her bireyin kendi kapasitesi veya potansiyelleri ölçüsünde eğitim alma hakkı vardır. Bu bireylerin belirlenmesi, onlara insanca yaklaşım sergilenmesi, kendilerine eğitim haklarının sağlanması modern eğitimin şartlarındandır. 9

Ömer TUZLACIK Sınıf Öğretmeni ZAMAN YÖNETİMİNE NASIL BAŞLAMALI? İnsanlar zamanın ancak yüzde 60 ına hükmedebiliyorlar, kişinin kontrolü dışındaki olaylar ise toplam zamanın yüzde 40 ını alıyor. Bu nedenle zamanın sadece hükmedilen yüzde 60 lık bölümü için zaman yönetimi uygulaması yapılabiliyor. Bu oranı yüzde 100 e çıkarmak ise mümkün olamıyor. Zamanın bu bölümünde 80/20 ilkesi önem taşıyor. Bu ilke, zamanının yüzde 20 si ile işlerin yüzde 80 ini, zamanın kalan yüzde 80 i ile de işlerin yüzde 20 sini gerçekleştirmekte olduğumuzu ifade ediyor. Zamanını iyi bir şekilde yönetmek isteyen kişinin, yaşama (Ben ne olmak istiyorum? Hangi alanlar ilgimi çekiyor? vb) ve işe (Hangi işlerden zevk alıyorum? Nasıl motive olurum v.b.) ilişkin amaçlarını belirlemesi gerekiyor. İyi Bir Zaman Yönetimi İçin Başlangıçta Uygulanması Gereken Bazı Hususlar Şöyle: *Zamanın nerelere harcandığı belirlenmelidir. Bir ay süreyle her gün, her yarım saatte bir, yapılmış olan tüm işler kaydedin. Bu sıkıcı ancak önemli etkinlik, zamanınızın nasıl harcandığı konusunda önemli ipuçları verecek ve bir sonraki aşamaya sizi hazırlayacaktır. *Kontrolünüz altındaki yüzde 60 lık zaman dilimini planlayın. Planlamayı mümkünse yıllık, aylık, haftalık ve günlük olarak, ama mutlaka yazılı olarak yapın. Böylece, kafanızdaki zaman planı unutulmaz, zihninizin meşguliyeti azaltılır, konsantrasyonunuz artar, tamamlanmayan işler unutulmaz, faaliyet arşiviniz olur. *İşlerinizi önem derecesine göre sıralayın. Bunu yaparken ABC Analizi ne başvurun. Şöyle ki: Mevcut görevlerinizin hangi yüzde 15 i çalışma zamanınızın yüzde 65 ini dolduracak kadar önemli (A görevleri). Mevcut görevlerinizden hangi yüzde 20 si çalışma zamanınızın yüzde 20 sini dolduracak kadar önemli (B görevleri). Mevcut görevlerinizden hangi yüzde 15 i çalışma zamanınızın yüzde 65 ini dolduracak kadar önemli (C görevleri) *A lar üzerinde yoğunlaşın, B leri mümkün olduğunca devredin ve C leri atmanın yollarını arayın. *Tek bir işe yoğunlaşın ve işi bir kerede bitirin. *10 yıl boyunca, bir yıl sonra kendinizi, işinizi, evinizi, ailenizi nasıl ve hangi noktada görmek isteğinizi belirleyin. * Bilmiyorum, yardım istiyorum, yanlış yaptım diyebilin. Zaman Tasarruf Edici Yöntemler *Erken kalkın *Uyanır uyanmaz yataktan kalkma isteği yaratmak için her gün kendinize eğlence ve keyif verecek bir düşünce geliştirin. *Günlük giyeceklerinizi ve çantanızı akşamdan hazırlayın. *Güne olumlu başlayın, pozitif düşünmeye çalışın. *Sağlığınızı koruyun, varsa sağlık sorunlarınızı geciktirmeden çözün. *Kendinize randevu verin, bu saatleri sadece kendinize ayırın. *Kararlı olun, seri hareket edin. *Hedefe ulaşmada kestirme ve alternatif yolları deneyin. *Not alma alışkanlığı edinin. *Önünüzde yalnızca iş olsun, ilgisiz olanları kaldırın. *Yönetici iseniz ayrıntılarla uğraşmayın. *İdeal çalışma ortamı yaratın. *Yazılı kayıt tutun, mutlaka ajanda kullanın. *Yolda düşünün, zihinsel planlama yapın. *Hızlı ve etkili okumayı öğrenin. *Zihinsel gücünüzün verimliliğini artıracak her unsura (kitap, kurs vs.) yatırım yapın. *Bilgilerinizi güncelleyin. *Davetsiz misafirlerin sizi meşgul etmelerine izin vermeyin. *Hata yapmaya hakkınız olduğunu unutmayın, ancak geçmişte yaptığınız hataları da tekrarlamayın. Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. (montaıgne) 10

Fen Bilgisi Nedir? Doğa ve doğa ötesi varlıkları (biyotik, abiyotik), olayları ve bunların arasındaki gerçek objektif-sübjektif (algılanabilen ve algılanamayan) bilgileri insanların hizmetine takdim eden bilim dalıdır. Fizik (fiziksel olayları inceler), Kimya (kimyasal olayları inceler), Biyoloji (Canlı bilimi), Matematik(Hesap Bilimi), Astronomi( Uzay Bilimi), Jeoloji(Yer Bilimi) ve diğer doğa bilimlerinin hepsi fen bilgisi sahasına girer. Kısaca Fen Bilgisi; doğayı insanların anlayabileceği şekilde çok yönlü analiz eden bir bilim dalıdır. Doğa bir kaynaktır; fen bu kaynaktan yararlanma aracı ve yöntemlerini içeren bilim dalıdır. Fen Bilgisinin Amacı; kainattaki varlıkları, olayları, olguları ve değişkenliklerle ilgili;bilimsel yöntemlerle ya da toplumsal deneyimlerle edinilen bilgileri hayatta uygulamak ve insanlara öğretmektir. Yağmur TAŞDEMİR Fen ve Teknoloji Öğretmeni Pusula yapmak için gerekenler : 1. Dikiş iğnesini güçlü bir mıknatısa 100 kere sürtün (İğneyi ileri geri hareket ettirmeyin, hep aynı yönde sürtün ve elinize batırmamaya dikkat edin). 2. Bardağın yarıdan fazlasını suyla doldurun. 3. Mantarı suya koyun. 4. Dikkatli ve dengeli bir şekilde iğneyi mantarın üzerine yerleştirin. 5. Bardağı yavaşça hareket ettirin ve iğneyi izleyin. İğne kuzeyi gösterecektir. Gemiler su yüzeyinde nasıl durur? Milattan 250 yıl kadar önce Yunan filozof Arşimet bir gün banyo yapmaktadır. Kocaman bir küveti su ile doldurup, ağır hantal vücudunu suya bırakır. Ve batmaz! Bu onu düşündürür Milattan sonra yıl 2001. Radiance of the Seas adlı gemi, denizlerle buluşur. Bu rüya gemide 2100 yolcuya yer vardır ve tam 38 bin ton ağırlığındadır. Ve bu kadar büyük bir ağırlık bile suda hafifler. Tıpkı ünlü filozof Arşimet in banyo yaptığı zamanki gibi. Bu hafiflik oluşum kaldırma kuvveti ile kendisini şöyle açıklar; vücut suya battığında suyun büyük bir bölümünü bastırır. Arşimet kanunu olarak bilinen suyun kaldırma kuvveti, bu durumu, vücudun bastırdığı kadar suyu kaybettiğini söyleyerek açıklar. Ancak bununla 38.000 ton ağırlığındaki bir geminin nasıl su yüzeyinde kaldığı açıklanamaz elbette. Arşimet bu konuda düşünmüş ve şöyle bir karara varmıştır; kesin olan ağırlık gücü değildir, tersine hacimdir. Bu durumda da kesin olan yoğunluk olur. Yani bir miktar yoğunluğa sahip olan her vücut suda yüzer. Bu gemiler için de geçerli olduğu için, o çok inanılmaz ağırlıklarına rağmen kurdukları dengeyle su üstünde kalmayı başarırlar. Uçak Nasıl Havada Duruyor? Uçaklar pervaneleri ve kanatlarıyla hava dokusunu etkiler ve çevresindeki havanın dağılışını ve akımını denetler. Motorlarında yerçekimsel dalga motoru bulunur. Uçağın kanatlarının altındaki hava basıncı üstündekinden fazla olduğu durumda uçak yerçekimini yenerek havalanmaya başlar. Uçak, uçuş sırasında 4 kuvvetin etkisi altına girer. Bunlar yerçekimi kuvveti, kaldırma kuvveti, geri sürükleyici ve ileri sürükleyici kuvvettir. Kaldırma kuvveti; uçağın havalanıp, uçmasını sağlar. 11

Aysun KUYUCU Türkçe Öğretmeni O, Ticarette de Türkçe demiş ve gerekli kanunu çıkarmasını bilmişti Sizce nerede yanlış yaptı? Behçet Necatigil: ya ümit sizsiniz, ya ümitsizsiniz. Edebi Hikayeler Derviş ve Aşk Dervişin biri, bir kucak elmayla yanından geçen kıza; Nereye gidiyorsun? diye sormuş. Kız ilerdeki tarlayı göstererek: Sevdiğim çalışıyor şu tarlada. Ona gidiyorum diye cevaplamış. Derviş: O kucağına ne doldurdun? diye sormuş. Genç Kız; Sevdiğime elma götürüyorum diye cevaplandırmış. Derviş: Kaç tane elma var elinde? diye sormuş. Kız gayet sakin: İnsan, sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç? demiş. Bu cevap karşısında neye uğradığını şaşıran derviş, elindeki tespihi yavaşça kopartmış. Çobanla Deniz Çobanın biri, koyunlarını deniz kıyısında otlatıyormuş. Denizi durgun görünce: Ne duruyorum? Ben de denize çıkıp açılayım, ticaret yapayım, demiş. Koyunlarını satmış. Parasıyla hurma alıp gemiye binmiş, denize açılmış. Bir süre sonra denizde büyük bir fırtına çıkmış. Adam, bakmış olacak gibi değil, gemi, batmak, üzere. Hiç olmazsa canımı kurtarayım, diye bütün hurmaları denize atmış. Kendisi de bin bir zorlukla ancak kıyıya çıkabilmiş. Aradan uzun bir zaman geçmiş. Deniz kıyısında dolaşırken, bir adam görmüş. Çoban bakmış ki o da kendisi gibi denizin durgunluğuna bakıyor. Hemen adamın yanına yaklaşmış: Aman inanma sen onun öyle durgun durmasına dostum, demiş. Yine canı hurma istiyor. Onun için böyle uslu uslu oturuyor! Tepkisizlik Ünlü virtüöz piyanonun başına oturmuş ve salonu hınca hınç dolduran seyircilerin önünde, konserine başlamıştı. Ancak tuşlara basıp çalıyor görünmesine rağmen, telleri önceden sökülmüş olan piyanodan hiçbir ses çıkmıyordu! Dinleyiciler, birbirine göz ucuyla bakarak ne yapmaları gerektiğini araştırıyorlar, fakat nedense tepki gösteremiyorlardı. İki saat süren sessiz konserden sonra ünlü virtüöz oturduğu yerden kalkarak büyük bir ciddiyetle onları selamladı.salon sürekli alkış sesleriyle çınlıyordu. İngiltere de yaşanan bu olaydan sonra piyanist, kendisiyle röportaj yapan televizyon spikerine: İNSANLARDAKİ TEPKİSİZLİĞİN NEREYE KADAR VARACAĞINI ÖĞRENMEK İSTEDİM, MEĞER SINIRI YOKMUŞ... diyordu. 12

VATAN VE BAYRAK SEVGİSİ Türk milleti vatan ve bayrak için neler yapmadı ki!... En son yapılabilecek işi, ölmeyi en evvel denedi bu kahraman milletin çocukları Türk töresinde vatan, millet ve bayrak sevgisi her sevginin önünde gelir. Bunun içindir ki, Türk insanı vatan için ölmeyi bir vazife bilmekte, oğlunu şehit veren anne ve baba acısını yüreğine gömerek Vatan sağolsun diyebilmektedir. Bu ruhu Batılıların anlaması mümkün değildir. Çünkü onlar için vatan maddî değeri olan bir toprak parçasıdır. Onlarda şehitlik kavramı olmadığı için vatan uğruna ölme riski ancak çok büyük maaşlar karşılığında taşınabilir. Onlarda paralı askerlik söz konusudur. Ancak paranın hatırı için cephede mücadele edilir. Maaş kesilince çatışmada kesilir. Ne kadar para o kadar mücadele Bunun en güzel örneğini ABD nin Irak taki paralı askerlerinde açıkça görüyoruz. Doların hatırına Irak bataklığında debeleniyor. Bizim askerlerimiz için para hesapta yoktur. Vatan sevgisi parayla ölçülmez bizde. Her Türk genci yirmi yaşına gelince büyük şenlik ve merasimlerle Peygamber ocağı olarak nitelendirilen askere uğurlanır. Bazılarının saçına kına bile yakılır. Bunun anlamı vatana kurban olması için gönderildiğidir. Evden çıkan genç, artık ailenin değil, vatanın evlâdıdır. Her şey vatan içindir bundan sonra. Al bayrağın gölgesinde vatan düşlerine dalmanın zamanıdır artık. Ana, baba, yavuklu ve sıla hasreti vatan duygusuna yenilmiştir. Türk milletinde askerlik kutsaldır. Onun içindir ki bu vazife vatan borcu olarak nitelendirilmiştir. Vatanımızın en buhranlı ve sıkıntılı dönemlerinde topraklarımızı düşman saldırılarından, zulümden, felâket ve musibetlerden korumak azmiyle asırlar boyunca üç kıtada amansız mücadelelere girerek şehit olmuş ecdadımızın evlatları, onlar bizlere şanlı ve şerefli bir mazi bırakmıştır. Bizler bu şerefli tarih sayfalarıyla ne kadar övünsek azdır. Bayrak bağımsızlığın sembolüdür şüphesiz. Böyle olduğu içindir ki toplumumuzda apayrı bir yere ve değere sahiptir. Hemen her milletin kendine mahsus bayrağı vardır. Üzerindeki işaretler ülkelere göre değişir ve mana taşır. Tarihin çok eski devirlerinden beri bayrak vardır. Bu mühim sembol Divan-ü Lügat-it Türk te batrak olarak geçmektedir. Günümüz Türkiye sinin bayrağı bambaşka bir manaya bürünmektedir. Bayrağımızdaki kırmızı, bu vatan için canını seve seve veren şehitlerimizin kanını sembolize etmektedir. Bayraktaki hilâl Müslümanlığımızın alâmetidir. Yıldız ise genç Türkiye Cumhuriyeti dir. Bütün halinde düşünürsek Türklerin birlik ve bütünlüğünün simgesidir bayrak Bunun altında toplanınca her şeyimiz bir olur. Kanımız onun için akmaktadır hâlâ Nice şairler bayrak üzerine şiirler yazmışlardır. Merhum şair Arif Nihat Asya da, adı bayrakla özdeşleşmiş bir gönül adamıdır. Bayrak denince nedense hep o akla gelir. Adana nın kurtuluş günü olan 5 Ocak ta yazdığı Bayrak şiiri her Türk ün zihnine kazınmıştır. Doğrusunu söylemek gerekirse bu ünü fazlasıyla da hak etmiştir. Bu şiir genç yaşlı birçok insanın ezberindedir. Bu şiirden bir bölümü sizlere sunmak istiyorum: Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, Işık ışık, dalga dalga bayrağım, Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selâmlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder Gölgende bana da, bana da yer ver! Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar; Yurda ay- yıldızının ışığı yeter. Bayrak nazenin bir yârdır gözümüzde. En sıkıntılı dönemlerde onun etrafında kenetleniriz. Onu bağrımızda büyütürüz. Ülküdür, sevdadır, candır, mazidir, namustur, iradedir, anadır, sevgiliye sunulan alımlı bir güldür, şereftir, namustur, hayattır, aşktır, muhabbettir, mukaddesattır, göklerde süzülen bir kartaldır, uğrunda ölünmeye değer varlığımızdır, şanlı tarihin özüdür, dosta gurur, düşmana korkudur. Bize yol gösteren ışıktır. Bu millet üç kıtada at sürdü ve cihan devleti olan Osmanlı yı dünyaya egemen kıldı. Bünyesinde onlarca ırkı, barış ve huzur içerisinde barındırdı. Bizlere çok zengin bir medeniyet mirası bıraktılar. Bizler de Türkiye olarak onların bıraktığı emaneti hakkıyla muhafaza edeceğiz. Vatanımızın sınırlarını gerekirse bir kez daha kanla çizmeye hazırız. Topraklarımızda gözü olanların bunu böyle bilmesi gerekir. Bu millet ölmedi, şanla şerefle yaşıyor. Bu bayrak ilelebet gönderde dalgalanacaktır. Hiçbir güç onu yücelerden indiremez. Çünkü yedisinden yetmişine kadar Türk milleti olarak gece gün nöbetteyiz. Sözlerimi Mithat Cemal Kuntay ın şu anlamlı dizeleriyle noktalamak istiyorum: Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Aytül GÖÇ Sınıf Öğretmeni Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır. Mustafa Kemal Atatürk 13

Anneyi Tanımlamak Mümkün mü? Anne, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır. Karşılıksız sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir! Ne yaparsak yapalım yine de tek kucağını açabilendir. Kucağına yatıran, öpüp koklayan tek varlıktır... Meleğin dünyadaki yalın halidir. çocuğu askere gidince, asmalı kabağı seyredince, dolar yükselince velhasıl buna benzer bir sürü şeye ağlayabilen, bu mesajı okurken duygulanıp gözleri dolabilen, ağlamaya meyilli bir yapısı olan duygu pınarıdır... Elif YAŞAR Sınıf Öğretmeni Uzakta dursa da yakın hissedilen, canı hep istenen, asla vazgeçilmeyen, dizinin dibinde olmak istenen, evlatların varlığını varlığına armağan edebileceği, ıslak kuru ama heeeep duygulu tek kadın modelidir Yemek yemeyen çocuğun dikkatini çekmek için elindeki tencere ve tavalarla orkestra kurabilen kişidir, kafayı çocuklarıyla bozmuş, göbek bağı kopsa da yürek bağı asla kopmayan, sevgi dolu fedakar insandır. Yemek uzmanı, fikir insanı, bilgili, kültürlü her şeyi bilen şahsiyettir... Yavrularını yol tarafından değil, kaldırım tarafından yürütendir... Oğlum aradım yoktun ben de mesaj atayım dedim sana. Gelince ara beni emi aslan evladım kara börülcem benim öptüm annen, şeklinde mesajlar atabilen, teknolojiyi ısrarla reddeden, kabullenemeyen, kafasına göre yorumlayan bilişim düşmanıdır ama... Ama dünyanın en güzel kucağına sahip, en güzel kokan, harikulade bir varlıktır... Olmadık yerlerde iyi ki doğurmuşum seni! Diyen ve benim hatırıma benimle çizgi film seyreden bir sabır ağacıdır... Evlatlarını asla ayırmayan, aynı zamanda birbirinden koruyan güç abidesidir... Evde bir yere uzandığınız an orada temizlik yapacağı tutan, temizlikçi gelecek diye evi temizleyen temizlik kaynağıdır... Mutfakta yaşayan, evde herkesi idare eden birisidir. Sevginin güçlerini birleştirdiği sonsuzluktur. Oğlunun damat - kızının gelin olduğunu görünce, çocuğu mezun olunca, çocuğu gol atınca, çocuğu hasta olunca, ANACIĞIM Anneme ve bütün annelere Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Kaç geceler bana ninni söylerdi Hasta olunca oydu başucumda bekleyen Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Uzun kış geceleri masal masaldı Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı Akşam biraz geciksem yollara düşerdi Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi. Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Bilirim yine kalbinde yerim anacığım Selam sana Anneler Günü İstanbul dan Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan Vefalı ellerinden öperim anacığım. Ümit Yaşar Oğuzcan 14

ATATÜRK HAKKINDA BİLİNMEYENLER.. ATA LAFINI SEVMEZDİ Atatürk hitabını ilk kez donemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı.kendisine Ata diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı. BAŞUCU KİTABI ÇALIKUŞU YDU Binlerce kitabi vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin in ünlü Çalıkuşu romanını hep yanında taşır, her gün rast gele bir yerinden açar, birkaç sayfa okurdu. KABUL SALONUNDAKI AT YAVRUSU Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. Fox adını verdiği köpeği, Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti. GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı. DOLABINDA LACİVERTE YER YOKTU Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. Lacivert takım giymeyi sevmezdi. HAZİN BİR HİKAYE Hayatında bir donem çok önemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanım`in mezarının nerede olduğu bilinmiyor. CUMHURBAŞKANLIĞIN DAN SIKILIYORDU. Hayatının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu. PAPA`NIN TEMSİLCİSİNE ELBİSE Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca, Monsenyör Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı. DÜZENLİ VE TİTİZDİ Evinde, çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi. BU NASIL HALKÇILIK? Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti. Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini sormuştu.trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey sinirlenmiş, Ne de güzel halkçılık ama demişti. LAİKLİK ADAM OLMAKTIR! Bülent SOĞUKBULAK Sosyal Bilgiler Öğretmeni İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti: Adam olmak demektir hocam, adam olmak! KURBANLARI BAĞIŞLARDI Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi. YABANCI DİLE MERAKI Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca yı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi. KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı. BİLARDO VE YÜZME Sportmen kişiliği vardı. Her gün at biner, yüzmeye gider ve bilardo oynardı. EN BAŞARILI DERS Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayatı boyunca sürdü. ATATÜRK Bir kartal dolanır gökte, Kanatlanır vakti geldikçe, Mustafa Kemal in eli tetikte, Koca tepe dağlarında. Bir gölge yağız altın üstünde, İleri hatlarda bir nefes, Bir kurşun saatti kalbimde, Mustafa Kemal ölmez Bir devrim devrimler içinde, Öğretmen, çiftçi, kumandan, Kanat germiş göklere, Bir varlık Allahtan. Ufuklardaydı hep keskin bakışlar, Bakan değil gören gözdü Atatürk, Düz oldu önünde çetin yokuşlar, Dünyayı genç yaşta çözdü Atatürk. ŞERİFE DEMİR 7/A * Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. M.Kemal ATATÜRK 15

VATAN İÇİN Doğu batı demeden Gece gündüz bilmeden Çarpıştığımız o gecelerden Verdiğimiz binlerce şehitlerden Canlar verdik bu vatan için Ağladık kızımız oğlumuz için Yine pes etmedik Bu bağımsız ülkemiz için Bilir her Türk bu vatanını Tek bir can olur Türk evladı Kalpler bir tek var oldu O yaptığımız bağımsızlık savaşını Unutulur mu hiç o günler Kaybedilir mi bir daha o şehitler Gömdük kalbimizin en derinine O vazgeçilmez mazimizden KADER DEMİR 8-A ATATÜRK ÇAĞLARI Seni düşününce. Güzel aydınlık dolar içimize, Mutlulukla güler gözlerimin içi, Can gelir gücümüze. Karanlıklara dağıtan aydınlığı, Senin gözlerinde buluruz. Evrimleşmek, büyümek andımız, Bunun için varoluruz. Al gelincikler açar kalbimde, Yarınlara yöndür sesimiz, İçimizde büyür senin çiçeklerin, Ölünceye kadar izindeyiz. GAYE AKBULUT 7/A BAHAR Bahar yüzüne renk, Ucu semalara denk, Kuşlar dile gelmiş de, Her dalda ayrı beste, Uçan kuş, yeşil yaprak, Herkes neşeyle doldu bak, Her yerde bir renk Herkese bir çiçek Sevinçten uçuyor çocuklar Kuşlara inat. Zeynep YILMAZ 6/A BENİM GÜZEL KÖYÜM Dağlarına taşına, Bayıra derene, Cennet gibi sularına, Kurban olurum ben ben sana. Evleri pek azdır, Tarihi eskiye dayanır, Ulaşılmaz yerleri vardır, Benim güzel yurdum. Bahçelerinde kırlarında, Koşar oynar çocuklar, Açar çiğdem çiçekleri, Benim güzel yurdum. İnsanlarına doyum olmaz, Mantısına, kuşburnuna paha biçilmez, Gezilecek yerleri çoktur sayılmaz, Benim güzel yurdum Fikriye ÇELİK 7/A 16

YAĞMUR SONRASI ÇANAKKALE Şu ay yıldıza can vermiş, Bayrak aşkına kan vermiş, Kimi karısını kimi nişanlısını Bırakıp Çanakkale ye gitmiş. Tertemiz vurulmuş bağrından, Yatmış ebedi uykusuna, Analar babalar el açmış, Dua okuyor yavrusuna. Çanakkale uğruna yıkıyor dağları, Dilinde tekbir, gönlünde şahadet, Aklında Çanakkale için şehitlik mertebesi, Dalgalandırmak istiyor al bayrağı. Çanakkale sözü geçince, Kalp atar durmaz yerinde, Dünya ayakta saygı duyar, Çanakkale bir şehit verince. YUSUF YILMAZ 8/A ANNECİĞİM Çocuklara bakarsın, Ev işini yaparsın, Sen bir meleksin, Benim güzel anneciğim. Konuşmayı bilmezdim, Yürümeyi bilmezdim En kötüsü de, Sizleri bilmezdim. Konuşmayı yürümeyi Sevmeyi sevilmeyi Doğruluğu, dürüstlüğü Sen öğrettin anneciğim Bir bakarım, öyle günlerim olur İçim içime sığmaz, Yağmurlar dinmiştir, Pırıl pırıl bir güneş doğmuştur. Tarlaların soluk alış verişi, Ah o yemyeşil ekinlerin çağrısı, Durdurabilirsen dur gayrı, Yollar çamurmuş demem, Kırlar dikenli demem, Yaka bağır açık bütün gün, Tek biran üşüdüm demem, Kırdayım, tarladayım, yamaçta, Işıl ışıl çiçekler, Şu kayıngözü, şu ak papatya Üçgüller, tırfıllar, katırtırnakları, Bir kangal çiçeği vardır bilir misin? O kadar küçük, O kadar mavi, Sev der beni, sev der. Tuğba DOĞAN 7/A Seni seviyorum anneciğim, Sen güzelsin annem. Sen beni seviyor musun? Söyle annem. İREMNUR ŞAHİN 4/A İLKBAHAR Yeşillenir tepeler Coşkun akar dereler Herkes neşeyle güler Ne güzeldir ilkbahar Kuşlar öter dallarda, Kelebekler uçuşur ortalıkta, Taylar koşuşturur çayırlıkta, Neşeyle geldi ilkbahar MİNE ATEŞ 7/A 17

İLKBAHAR Yine o güzel ay geldi, Çocuklar neşelendi. Her taraf yeşilendi, Yine o güzel ay geldi. İlk bahara merhaba, Kışa elveda. Üç aylık bahara, Hoş geldin nev bahara. Nisanda uçar kuşlar, Sevinçle coşar çocuklar. Her yer rengarenk olur, Tüm insanlar sevgiyi bulur. ÖZLEM DEMİR 6-A HAİN PARÇACIK Ben kız mıyım deyimliyim kimse bilmiyor, Çünkü lösemiyim derdime çare bulunmuyor, İçimde hain bir parçacık, Kalbimi işgal ediyor. Ağrısından gözüm kimseyi görmüyor, Küçük bir yatakta çaresizce bekliyor, Annem babam benim için çok üzülüyor, Arkadaşlarım gezip oynuyor. Olsun ama ben mutluyum, Gelecek günlerden umutluyum, Yeter ki inanma gücünüz olsun, Kurtulursunuz bu lösemiden. ONUR DEMİR 7/A KİTAP Kitap en iyi arkadaş, Bana neyi sorsam söyler. Ne anlatsam en sonunda, Çalış,iyi,doğru ol der. Geceleri uyumaz o Beni kaldırır erkenden, Okulum kadar güzeldir. Kitap çok severim ben. Kitap geleceğinin ışıklı bir yoludur. Kitap yükselişin kanalıdır, koludur. Çok okuyan çok bilir yarını parlak olur. Okuyanın yarını alnı gibi ak olur. NİHAL BELİKBAŞI 7/A 18

YEŞİLCİYİZ Günümüzün en önemli sorunlarından biri de çevre kirliğidir. Biz de öğrencilerimizin çevreye duyarlılığını arttırmak, çevre sorunlarına ilgilerini çekmek, farkındalıklarını arttırmak isteğiyle Kayseri Uygulamalı Çevre Eğitimi Projesine (KUÇEP) başvurduk. Proje, kapsamı itibariyle bizleri çok heyecanlandırdı. Bu proje kapsamında öğrencilerimizle birlikte hevesle çalıştık. Çalışmalarımız meyvelerini vermeye başladı. Öğrencilerimizle birlikte YEŞİLCİYİZ grubu kurduk. Okulumuzun girişinde çevre köşesi oluşturduk. Öğrenci ve öğretmenlerimizle birlikte okulumuzun içi ve çevresinin düzenlenmesi için el ele çalışıyoruz. Hızla okulumuzda ağaçlandırma çalışmalarına başladık. Velilerimiz ve öğrencilerimizle birlikte köyümüz içinde bir alanı da ağaçlandıracağız. Öğretmenlerimiz ile birlikte okulumuzu boyadık. 19

EĞLENCE Hangi tene krem sürülmez? Antene Trenler ne zaman üşürler? Haydutlar soyduğu zaman Hangi piller patlar? Torpiller Kirpiler nasıl oyun oynarlar? Çok dikkatli Buzdolabına giren sineğe ne olur? Yazık olur Domates nasıl kızarır? Yüzüne tokat atınca Deniz niçin tuzlu olur? Balıklar kokmasın diye İçini boşaltınca büyüyen şey nedir? Çukur Kral tacına ne demiş? Başımın üstünde yerin var Minareye çıkan fil ne demiş? Minareden aşağı at beni, in aşağı tut beni Allah yapar yapısını, demir açar kapısını Karpuz Elsiz ayaksız kapı açar Anahtar Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok ceket 6.Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında Süpürge Yeraltında kırmızı pancar. Turp Yeraltında uzun minare. Havuç Sarıdır sallanır, dalında ballanır. Portakal Hangi maymunlar ağaca çıkamaz? Yükseklik korkusu olan Çok hızlı giden bir tırı kim durdurur? Trafik Polisi Saat niçin tehlikelidir? Akrebi olduğu için Duvara çarpan araba ne olur? Durur Kurbağalar niçin mayo giymez? Zıplayınca düşüp ayıp olmasın diye Belgeli su baskınına ne denir? Belgesel 10 tilki, 8 kedi, 20 tavuk ne yapar? Gürültü Bozulduğu halde tamir edilmeyen şey nedir? Hava Kahramanmaraş a niçin kahraman ünvanı verilmiştir? Şanlıurfa yı kıskandığı için Su yutmuş toprağa ne denir? Çamur Hangi kalemle yazı yazılmaz? Kontrol kalemiyle Hangi tasla su içilmez? Kafatasıyla Ayakta yetişen bitki nedir? Mantar 20