PETDER Genel Sekreteri Erol Metin: "Türkiye akaryakıt vergilendirimesinde Avrupa birincisi"



Benzer belgeler
Türkiye Petrol Piyasasına Genel BakıĢ ve 10 Numara Yağ Sorunu. Karaköy Rotary Kulüp, 2 Haziran 2011 Ġstanbul

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE PETROL PİYASALARINA FİYAT YÖNÜ İLE YAPILAN MÜDAHALE VE SONUÇLARI. Petrol Sanayi Derneği

Eylül 2014 BU SAYIDA PETDER 5. TÜRKİYE ENERJİ ZİRVESİNE KATILDI

tepav PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN ÖTEKİ YÜZÜ Ocak2015 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

2008 Yılındaki Akaryakıt ve LPG Sektöründeki GeliĢmeler

PETROL SEKTÖRÜNDE RİSK VE RİSK YÖNETİMİ. İSTANBUL Ekim 2009

Petrol Ofisi. Ocak-Eylül 2004 Faaliyetleri. Aralık 2004

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

PETROL ÜRÜNLERİ VE DOĞAL GAZIN VERGİLENDİRİLMESİ, FİYAT TEŞEKKÜLÜ VE TARİHSEL GELİŞİMİ VE ÖNERİLER

2006 Yılı Ocak Eylül Dönemi Sektör Raporu. Ocak- Eylül Dönemi. Sektör Raporu. Petder, 13/12/2006 Sayfa: 1/27

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

TÜRKĠYE VE AB DE AKARYAKIT FĠYATLARI VE VERGĠLER. Ülker Aydın DEK-TMK Yönetim Kurulu Sayman Üyesi

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Dış Ticaret Verileri Bülteni

AKARYAKITTA SERBEST FİYAT UYGULAMASI

GÜMRÜK YÖNETMELİĞİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK SEKTÖRÜMÜZÜ OLUMSUZ ETKİLEYECEK

milyon ton Dünya LPG Arz ve Talep Dengesi

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Ağustos 2014 BU SAYIDA EPDK DA YENİ ATAMALAR

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Dış Ticaret Verileri Bülteni

ATIK MOTOR YAĞLARININ YÖNETİMİ PROJESİ YENİ İRTİBAT NUMARASI

Dış Ticaret Verileri Bülteni

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

2007 Yılında Akaryakıt Sektöründeki Gelişmeler ŞUBAT 2008 BASIN TOPLANTISI / İSTANBUL

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

2004 YILI Sektör Raporu

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Elektrikte bir yıllık 'denge' zararı; 800 milyon YTL

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >>

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

2014 İKİNCİ ÇEYREK ELEKTRİK SEKTÖRÜ. Tüketim artışı aheste, kapasite fazlası sürüyor. Yael Taranto

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Eylül 2016 BU SAYIDA İŞLEVSEL BAĞLANTILAR ODAK GRUP TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ EKONOMİK YAPI ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ 8. PETROL FORUMU BELGRAD DA DÜZENLENDİ

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

OYDER, Bursa'da 22. Diyalog Toplantısı'nı gerçekleştirdi

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Ağustos 2017 BU SAYIDA PETDER 2016 SEKTÖR RAPORU YAYIMLANDI

ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE DURUM

Enerji ve İklim Haritası

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

2007 Yılı Sektör Raporu, Ocak

2008 Yılı Sektör Raporu

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Turkey Data Monitor. 1 Nisan Grafikte Büyüme Rakamları

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Dış Ticaret Verileri Bülteni

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Transkript:

PETDER Genel Sekreteri Erol Metin: "Türkiye akaryakıt vergilendirimesinde Avrupa birincisi" Bu çalışma Petrol Ofisi-EurActiv Türkiye işbirliği kapsamında hazırlanmıştır. -2009-

PETDER Genel Sekreteri Erol Metin: "Türkiye akaryakıt vergilendirimesinde Avrupa birincisi" Türk akaryakıt sektöründe yaşanan son gelişmeleri EurActiv Türkiye ile paylaşan Petrol Sanayi Derneği Genel Sekreteri Erol Metin, "tavan fiyat" ve ÖTV artışı gibi önlemlerle sektörün büyük bir zarara uğradığını ve Avrupa ülkeleri ile olan yatırım ilişkisini ve rekabeti olumsuz yönde etkilediğini bildirdi. Türk akaryakıt sektöründe yaşanan son gelişmeleri EurActiv Türkiye ile paylaşan Petrol Sanayi Derneği Genel Sekreteri Erol Metin, "tavan fiyat" ve ÖTV artışı gibi önlemlerle sektörün büyük bir zarara uğradığını ve Avrupa ülkeleri ile olan yatırım ilişkisini ve rekabeti olumsuz yönde etkilediğini bildirdi. Erol Metin'in akaryakıt sektöründe yaşanan gelişmeleri ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyumu süresince sektöre ilişkin karşısına çıkacak engelleri EurActiv Türkiye ile paylaştı. Dünyadaki ham petrol fiyatlarındaki büyük değişimler ülkemiz petrol sektörünü nasıl etkiledi? Petrol fiyatlarındaki iniş çıkışlardan Türkiye ve dünya piyasaları olumsuz bir biçimde etkilendi. Bu etkilenme, iki şekilde meydana geldi; birincisi, hem krizin satın alma gücünü azaltması nedeni ile, hem de petrol fiyatlarındaki yükselişten dolayı Türkiye de ve dünya ülkelerinde petrol ürünlerinin tüketiminin ve petrol ürünlerine olan talebin azalması şeklinde görüldü. Bir diğer etki ise, petrol ürünlerinde meydana gelen fiyat yükselişine karşı oluşan kamuoyu tepkisi. 2008 yılı ortalarından itibaren bu tepkiler Türkiye de çok şiddetli ve yoğun bir biçimde hissedildi. Türkiye de daha yoğun yaşanmakla birlikte tüm dünyada petrol fiyatlarının azalmasına karşın pompa fiyatlarının aynı oranda düşmemesi" tartışmalara neden oldu. Krizin etkilerinin hissedilmeye başlandığı 2008 yılı başında 140 dolar olan varil fiyatı yılın ortalarına doğru 40 doların altına düştü ve şu anda 60 dolar civarına geldi. Görüldüğü üzere fiyatlardaki bu şiddetli dalgalanma petrol dağıtım şirketlerinin ağır finansal kayıplarına neden oldu. Dünya genelinde petrol fiyatlarının düşmesine rağmen, Türkiye de bu düşüşün pompa fiyatlarına yansımadığı yönünde eleştiriler oluyor. Bunun başlıca nedenleri neler? Ham petrol fiyatlarındaki değişimlerin pompa fiyatlarına aynı anda ve aynı oranda yansıması beklenmemelidir. Türkiye deki akaryakıt pompa fiyatı (akaryakıtı satın aldığınız fiyat) ile ham petrol fiyatları arasında doğrudan birebir ve eş zamanlı bir ilişki yok. Türkiye deki pompa fiyatlarını etkileyen birkaç etmen var; Ürünün rafineri çıkışındaki fiyatı, dolaylı vergiler (ÖTV ve KDV), terminallere taşıma maliyetleri, terminallerden istasyonlara taşıma maliyetleri, döviz kuru, dağıtıcı ve bayi payları. Ham petrolün fiyatı, dolaylı olarak ürünün rafineri çıkış fiyatını etkiler, ancak ürün fiyatını ham petrol dışında da etkileyen pek çok unsur bulunur; arz talep dengesi bunlardan biridir. Rafinasyon işlemi sırasında rafinerinin ve kullanılan ham petrolün özelliklerine göre değişmekle birlikte belirli miktarlarda farklı petrol ürünleri elde edilir, örneğin bir rafineri sadece benzin veya sadece motorin üretemez bunlardan belirli miktarlarda elde edilebilir. Yüksek talep olan ürün üretilirken aynı anda talebin yüksek olmadığı ürünler de ortaya çıkar. Arz talep dengesi piyasadaki ürün fiyatlarını önemli ölçüde etkileyen hatta ham petrol fiyatlarındaki değişimlerden daha fazla etkileyen bir etkendir. Örneğin Avrupa da motorine çok yüksek talep olmasına karşın Amerika da benzine talep yüksektir. Türkiye de toplanan toplam ÖTV ve KDV nin yaklaşık yüzde 20 si, cirosu 50 milyar doları aşan akaryakıt sektöründen elde ediliyor. Sabit ÖTV ve KDV nin pompa fiyatlarına yönelik etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durum AB ülkelerinde nasıl? Türkiye deki pompa fiyatlarını etkileyen bir diğer önemli etmen vergi. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en fazla vergi uygulayan ülke. ÖTV maktudur ve sabit bir rakamdır. Örneğin, benzinde önceden 1.49 idi, şimdi ise 1.69 oldu. Ham petrol fiyatı ister 40 dolar, ister 160 dolar olsun, ya da litre başına fiyatı ister 60 kuruş olsun, ister 10 kuruşa insin, farketmiyor, üzerine yeni düzenlemeyle litre başına sabit 1.69 lik bir ÖTV koyuluyor. % 18 KDV'nin de eklenmesi ile ürün pompa fiyatındaki dolaylı vergilerin payı yüzde 60-70 e ulaşıyor. Yani, ham petrol fiyatı 50 dolara düşse bile, üzerine vergi bindiği için

pompa fiyatında büyük oranda indirim olması mümkün olmuyor. Genel olarak ülkemizdeki akaryakıt pompa fiyatlarının içerisinde dolaylı verginin payının % 60-70 dolayında olduğu ifade edilebilir. Bildiğiniz üzere kamuoyunda petrol fiyatları düşüyor, ancak benzin ve motorin fiyatları aynı hızla düşmüyor gibi tartışmalar yaşandı. Aslında petrol fiyatları düştü, ancak bunun aynı hızda ve eşzamanlı olması mümkün değildi. Çünkü istasyonlarda uluslararası piyasalara endeksli ham petrol satılsa bile pompa fiyatındaki ürün payı sadece %20-25'tir. Bunlar kamuoyuna aktarılması biraz zor teknik konular ama son haberlerden sonra biraz olsun merak uyandı ve insanlar bilgilenmek istediler. Avrupa'daki uygulamalara bakıldığında ise Türkiye'nin akaryakıtlardan alınan vergiler açısından en üst sıralarda olduğu görülmektedir. Pompa fiyatlarını etkileyen farklı maliyet kalemleri arasında döviz kuru etkisi de gündeme geliyor. Bu farklı maliyet kalemlerinden bahseder misiniz? Akaryakıt fiyatlarını etkileyen bir diğer etmen, döviz kurudur. Döviz kurundaki değişiklikler petrol fiyatını etkiler. Örneğin bir varil ham petrolün uluslararası piyasalardaki değerini 100 $ ve o dönem için güncel döviz kurunu 1.2 TL/$ kabul ettiğimizde 1 varil ham petrolün fiyatı 120 TL olur, ham petrol fiyatlarının %50 oranında azalarak 50 $ a düştüğü ve döviz kurununun 1,6 TL olduğu ele alınırsa bir varil ham petrol için ödenen bedel 80 TL olur. Bu durumda, uluslararası piyasada döviz bazında %50 düşen ham petrol fiyatı TL bazında 120 TL'den 80 TL'ye inerek % 33 azalır. Döviz kurlarındaki değişiklikler rafinerilerin girdi maliyeti olan ham petrol fiyatlarının TL üzerinden değerini etkilediği için (aynı şekilde döviz ile ithal edilen motorin gibi akaryakıt ürünlerinin) akaryakıt pompa fiyatları üzerinde büyük etkiye sahiptir. 2008 yılında benzin tüketiminde bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 9.7 oranında azalma, motorinde ise yüzde 0.9 gibi hafif bir artış izlendi. Ekonomik krizle birlikte otomotiv sektöründe yaşanan yavaşlama ve tüketimde izlenen bu düşüş akaryakıt sektörünü nasıl etkiledi? 2008 yılında benzin tüketimi %10 gibi bir oranda gerilemiş, bu bireysel tüketimin azaldığını gösteriyor. Motorin tüketimi ise %1 gibi bir artışla krizden etkilenmemiş gözüküyor ancak bu durumun sene başında yaşanan doğalgaz sıkıntısı sırasında doğalgazlı çevrim santrallerinde motorin kullanılmasından kaynaklandığını tahmin ediyoruz. Ekonomik krizin bu denli yoğun hissedildiği bir ortamda enerji çevrim santrallerinde geçici olarak kullaılmış olan miktarlar ihmal edilirse motorin tüketimin azaldığını düşünüyoruz. Akaryakıt tüketimi ulaşım, tarım, inşaat, turizm, imalat sektörleri başta olmak üzere tüm reel sektörlere bağlı olarak gelişir. Bu sektörlerdeki hareketlilikler akaryakıt tüketimine doğrudan yansır. Akaryakıt tüketiminin azalmasıyla beraber piyasa hacmi daralıyor ve şirketlerin ticari gelirlerine ve vergi gelirlerine etki ediyor. Bir diğer konu ise, krizin sektör üzerindeki finansal etkileridir. Ülkemizde dağıtım sektörü Avrupa dan farklı olarak ürünü vergili ve peşin olarak alan bir sektör; mesela üç günlük bir vadeyle, 20 kuruşluk bir ürünü ÖTV'si ile birlikte 2 liraya alıyorsunuz, sonra dağıtım sektörü olarak bunu piyasaya sunuyorsunuz, zorunlu ulusal stok ve vadeli satışlar nedeniyle sadece ürünü değil vergiyi de finanse etmek durumunda kalıyorsunuz. Diğer taraftan sağlık, emniyet ve çevre yatırımları, işletme maliyetleri, kredi kartı masrafları ve benzerleri gibi pek çok masraf var. İşte bu para döngüsünün vade süreçlerinde ve geri dönüşlerinde sıkıntılar olmaya başlıyor. Bizim sektörde ekonomik kriz tüketimdeki azalmadan ziyade finansal konularda daha fazla sıkıntı yaratıyor. Türkiye de motorin üretimi, talebi karşılamakta yetersiz kalıyor ve her yıl yaklaşık 5.0-5.5 milyon ton ithalat gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda yaşanan en önemli sorunlardan birisi ithalatta toplam işlem süresinin 15-20 günü bulması. AB ülkelerinde ise bu süre 1 ya da 2 gün. İthalatta yaşanan bu teknik sorunların sektörde yol açtığı olumsuzluklar, maliyetler neler? Bu çok önemli bir konu. Bu konu ile ilgili olarak petrol sektörünü temsil eden bir organizasyon olarak iki senedir çalışmalar yürütüyoruz ve bu sıkıntıların ülkemize zarar verdiğini görüyoruz. AB ülkelerine baktığınızda 1-2 gün içinde ithalat için gerekli bürokratik işlemler çözülüyor. Türkiye de ise hem mevzuatın getirdiği katılıklar ve operasyonel işlemlerin düzensizliği nedeniyle ithalat işlemleri uzuyor. Bürokratik işlemler sırasında fiyatlarda meydana gelen değişiklikler nedeni ile kayıplar yaşanıyor. İthalattaki yavaşlığın 2008 yılında Türkiye ye kaybı bizim hesabımıza göre bir kaç yüz milyonun üzerinde. Bu da tamamen bürokratik işlemlerin karmaşıklığından ileri geliyor. Türkiye 5-6 milyon ton

motorin ithal etmek zorunda. Fiyatı günlük olarak büyük oranda değişiklikler gösterebilen bir ürünün ithalatının 20 gün gecikmesinin ekonomik, iş gücü ve zaman kayıplarına yol açması kaçınılmaz oluyor. Devletin son dönemde akaryakıt piyasasında aktif bir rol almaya başlaması rekabet açısından ne gibi sorunlara yol açıyor? Bu durumun yabancı yatırımcılara yönelik etkileri ne olabilir? 1 Ocak 2005 yılında petrol piyasalarında liberalleşme süreci başladı. Akabininde rafineler özelleştirildi. 25 Haziran dan bu yana devletin müdahalesi ile serbest piyasa sona ermiş durumda. Serbest piyasa ilkelerinin hem yasal olarak, hem de uygulamada desteklenmesi hem yabancı yatırımcının ilgisi hem de yapılan yatırım miktarı açısından Türkiye nin önemli gelişmeler kaydetmesini sağladı. Yaptığımız hesaba göre bu süreçte yerli ve yabancı olmak üzere 10 milyar doların üzerinde bir yatırım gerçekleşti. Bu önemli bir rakam. Bunun yanı sıra, serbest piyasa ekonomisinin dolaylı vergi gelirlerinin artışında önemli rol oynadığını gördük. Türkiye nin sergilediği kararlı serbest piyasa tutumunun kazandırdıkları rakamlarla ortada. Ne yazık ki ekonomik krizden de kaynaklı nedenlerin sonucunda serbest piyasaya müdahale noktasına gelindi. Bu müdahalenin sonucunda petrol piyasasında yaşanacakları zaman gösterecek. Ancak, şu açık ki yatırımlar işleyen piyasa ekonomisine ve liberal bir ortama gelir. Fiyata müdahale edildiğini gören yatırımcı bunu bir risk faktörü olarak görür ve öyle davranır. Bu müdahalenin sonrası süreç içinde akaryakıt sektörüne 10 milyar dolarlık bir yatırım beklemek gerçekçi olmaz. EPDK nin tavan fiyat uygulaması 2005 ten bu yana devam etmekte olan serbest piyasa uygulamasının sonu olarak değerlendiriliyor. Aşırı düzenlenmiş bir piyasanın yaratacağı sorunlar neler olacaktır? Bu durum rekabeti, bayileri, dağıtım şirketlerini ve temelde ülke ekonomisini nasıl etkiler? 1 Ocak 2005 yılında başlayan petrol piyasalarında liberalleşme sürecinden sonra akaryakıttan ve LPG elde edileni doğrudan vergilerden (KDV+ÖTV) 120 milyar TL ye yakın gelir elde edilmiş. 2008 yılı sonu itibariyle elde edilen dolaylı vergi geliri ise 35 milyar TL ye yakın 2004-2008 yılı arasındaki vergi gelirlerindeki artış ise 15 milyar TL. Yüksek vergi gelirleri aslında serbest piyasa uygulamasının getirdiği kayıtlı tüketimin ve yatırımlarının çıktısıdır. Bütün bunlara rağmen petrolden elde edilen doğrudan vergiler, Türkiye nin tüm vergi toplamının %20 sini, dolaylı vergilerin ise %50 sini teşkil ediyor. Akaryakıt ve petrol ürünlerinden Türkiye en fazla vergi kazanan ülke. Motorinde 0,71-0,72 ile İngiltere ile başabaş fiyat uyguluyor. Benzinde ise Türkiye Avrupa nın en fazla dolaylı vergi uygulayan ülkesi. Hollanda, İngiltere ve Almanya da yüksek vergi uyguluyor ancak Türkiye hepsinden fazla. Enerji ürünleri, Maliye nin en fazla vergi sağladığı alan. Ancak bizim PETDER olarak savunduğumuz bir görüş var: Türkiye akaryakıt, LPG, benzin, kömür ya da elektrik gibi petrol ürünlerinden vergi alıyor. Edeğer kalorifik değerdeki ürünlere baktığınızda bir dengesizlik olduğunu görüyorsunuz. Avrupa daki durumla karşılaştırdığınızda bu kadar dengesizlik görülmüyor. Son ÖTV düzenlemesiyle bu dengesizlik daha çok açıldı. Bize göre düşük kükürtlü motorinle yüksek kükürtlü motorinin vergileri ters. Aslında çevre açısından baktığınızda düşük kükürtlü motorine daha az ÖTV uygulanması lazım. Hükümetin bu durumları çevre açısından da gözlemleyip aradaki dengesizliği kaldırması gerektiğini düşünüyoruz. Hükümet şu anda yüksek kükürtlü motorini teşvik ediyormuş gibi görünüyor. PETDER olarak tüm enerji ürünleri için kalorifik bazlı bir vergi politikasının belirlenmesinden yanayız. Türkiye benzin ve motorin tüketiminde AB ülkeleri arasında altıncı sırada. Bu konumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu biraz Türkiye nin büyüklüğü ile ilgili. Aslına bakarsanız, Türkiye nin hem coğrafya, hem de nüfus açısından benzeri İspanya. Türkiye belki İspanya ve Fransa ile karşılaştırılabilir. Fransa ve İspanya nın tüketimi Türkiye nin 2-2,5 katı kadar. Türkiye büyüyen bir ekonomi, kişi başına düşen araç sayısı bu ülkelerden daha az. Ama akaryakıt sektörüne yapılacak yatırımlar açısından baktığınız zaman Türkiye daha cazip bir ülke. Çünkü Fransa ve İspanya gibi ülkelerde akaryakıt tüketimi artmıyor. Avrupa ya baktığımızda Türkiye hem nüfus artışının yüksek olduğu bir ülke, hem taşıma faaliyetleri yoğun, hem de transit ülke olduğundan stratejik konum açısından akaryakıt sektörü için yatırım cezbeden bir ülke konumunda. Sektördeki kayıt dışı faaliyetleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yönde alınan önlemler yeterli mi?

Bu konuda alınan önlemlerin sonucunda kayıtlı tüketim arttı, bunun yansımalarını da vergi gelirinin artışında gördük. Ama bu önlemler tabi ki yeterli değil. Bunun çeşitli açıklamaları var. İlki vergiler. İran, Irak, Suriye ve Karadeniz şeridindeki komşu ülkelerde muadil akaryakıt vergisiz. Bir tarafta benzin ve akaryakıtta inanılmaz bir vergi yükünüz var, bir yandan da çok yakın komuşularınızda vergi olmadığından fiyat farkı bir uçurum yaratıyor. Bu fiyat farkı aslında kayıt dışı için cazibe anlamına geliyor ve aslında haksız rekabete yol açıyor, vergi gelirlerinin kaybına yol açıyor, çevreyle ilgili sorunlara neden oluyor vs. Vergilerle ilgili düzenlemeler yaparken bu durum da dikkate alınmalı çünkü fiyat farkındaki dengesizlik yasa dışı faaliyet yürütmek isteyenler için bir fırsat oluşturabiliyor. Türkiye bu sorunu çözmek için çok uğraş verdi, ulusal marker uygulaması başlattı, yazar kasa uygulaması getirildi, faaliyetler kayıt altına alındı. Bütün bu operasyonlar aslına baktığınızda düzgün çalışan işletmeler için bir yüktür. Neticede çok hızlı tüketilen bir üründe dağıtım hizmeti veriyorsunuz, sizin o operasyon içindeki her türlü bürokratik takılmanız sektör için problem ve maliyet unsuru oluyor. Dolayısı ile alınan önlemler düzgün çalışan işletmeler üzerinde teknik ve idari anlamda bir yük haline dönüyor. Öte taraftan, kayıt dışı faaliyetler açısından ise bu önlemler henüz %100 bir çözüm olmamış durumda. Yine de ifade ettiğim gibi bu yönde önemli bir mesafe katedildi. Ancak vergi artışı ve tavan fiyat uygulamaları gibi uygulamalar kayıt dışını hortlatabilir. AB nin petrol endüstrisi gündemini oluşturan konuların başında; iklim değişimi ve çevresel kaygılar; 2020 yılına kadar yenilenebilir enerjilerin payının toplam enerji tüketiminde yüzde 20 ye çıkartılması; CO2 emisyonlarının yüzde 20 oranında azaltılması; enerji verimliliği; enerji bağımlılığı gibi konular yer alıyor. Bu konular Türkiye nin gündeminde ne derece var? Türkiye nin çözmesi gereken öncelikli konular neler? Bu çok önemli bir soru. Bu hem Türkiye nin, hem de içinde bulunduğumuz coğrafyanın geleceğini etkileyecek bir konu. Bildiğiniz gibi Avrupa Birliği çevre konularına bütün dünya ülkelerinden çok daha fazla önem veriyor. Bunu mevzuatı ve uygulamalarıyla en titiz bir şekilde sürdüren ülkeler grubu. 2020 yılına kadar yenilenebilir enerjilerin payının toplam enerji tüketiminde yüzde 20 ye çıkartılması; CO2 emisyonlarının yüzde 20 oranında azaltılması gibi çok somut hedefler var. Bu hedeflerin yerine getirmek için Avrupa Birliği nin çıkardığı çok güçlü direktifler var. Bunlar enerji üreten şirketleri maddi ve teknik kapasite olarak ciddi şekilde etkiliyor. Çok büyük paralar gerektiriyor. Amerika da bu uygulamalara yavaş yavaş katılıyor. Çin ve Hindistan ise bu konuda biraz farklı bir tutum içerisinde. ABD nin yanı sıra bugün kadar AB nin sürüklemesi ile gelişen sürece Çin veya Hindistan dan birinin dahi katılmasıyla önümüzdeki 20 yıl enerji sektörleri için çevre açısından yapılacak yatırımlar çok önemli. Rafineri yatırımları yapılması, karbon emisyonları ile ilgili çok düzgün bir kayıt sisteminin kurulması önümüzdeki önemli konular olarak görünüyor. Örneğin karbon ticaretinin önümüzdeki beş yıl içerisinde 10 milyar düzeyine çıkması bekleniyor. Avrupa ya baktığımızda bu konuların günlük hayatta uygulanmaya başladığını ve şirketlerin ticari uygulamalarına çoktan girdiğini görüyoruz. Karbon ticareti ile ilgili yatırımlar için, IPPS direktifini uygulamak için gerçekleştirilecek yatırımlar vs bu duruma örnek teşkil ediyor. Avrupa yoğun olarak bunları tartışıyor. Türkiye ise henüz bu konuda yeterince aktif değil ve rakamsal bazda baktığınızda yatırımları da yetersiz. Ama Kyoto Protokolü ile birlikte Türkiye de de bunlar tartışılacak, AB de zaten enerji başlığı altında Türkiye nin önüne bu konuyu getirecek. PETDER in önemli sosyal sorumluluk projeleri var. Atık motor yağlarının toplanması da bunlardan birisi. Bu proje ne zamandır devam ediyor? Toplanan atık yağlar ne şekilde değerlendiriliyor? Projenin gerçekleştirilmesi için gerekli kaynaklar nasıl sağlanıyor? Atık motor yağları dışında, AB uyum süreci kapsamında gerçekleştirdiğiniz projeler var mı? 6 yılına giren atık yağ projesi ise PETDER in önem verdiği, geliştirmeye çalıştığı ve AB nin çevre politikalarıyla örtüşen bir projedir. Buna benzer başka projelerimiz de oldu. Ancak bu yıl biraz da ekonomik krizin etkisiyle atık yağ projesinin dışında böyle kuvvetli bir projemiz yok. Geçen sene trafik kazalarından kaynaklı ölümleri azaltılması ile ilgili Cumhurbaşkanı nın himayesinde gerçekleşen Trafikte Dikkat, 10 bin Hayat projesine sponsorluk desteğimiz oldu. Bu proje Cumhurbaşkanlığı, Gazi Üniversitesi, otomotiv endüstrisinin temsilcileri ve PETDER in desteği ile üç yıllık bir proje halinde uygulanmaya başladı. Bu sene krizle birlikte kesintiye uğrasa da umarım devam eder. Proje kapsamında ilk sene trafik kazaları için duyarlılık geliştirilmesi hedeflendi. Kazalardan dolayı ölen 10 bin insan olması çok çarpıcıydı. Projenin ikinci senesinde ise emniyet kemeri sorununa eğilmek istedik. Türkiye de emniyet kemeri takma oranı yüzde 10 un altında. Bu proje bizim oldukça önem verdiğimiz bir proje. İşbirliği içinde olduğunuz yabancı kurumlar var mı?

PETDER in içinde olduğu, birlikte çalıştığı önemli endüstri organizasyonları; sektörün önemli kuruluşlarının içinde yer aldığı Brüksel Merkezli The European Petroleum Industry Association (EUROPIA), petrolün çevresel etkileri ve karbon emisyonları gibi konularda araştırmalar yürüten CONCAWE (Conservation of Clean Air and Water in Europe) ve National Oil Industry Associations (NOIA). PETDER in kuruluş amacından bahseder misiniz? PETDER, akaryakıtlar, yağlama yağları ve LPG nin, üretimi, depolanması, ikmali, dağıtımı, taşınması, kullanımı, sağlık, emniyet ve çevre ile ilgili konularda çalışmalar yapmaktadır. PETDER'in çalışmaları, ilgili mevzuat uyarınca akaryakıt, LPG ve yağlama yağlarının güvenli ve ekonomik olarak piyasaya sunumunun temini, piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi, istikrarlı bir şekilde sürdürülebilmesi, haksız rekabetin, tüketici ve insan sağlığına zararlı eylemlerin önlenmesi ve sektör standartlarının geliştirilmesi konularını kapsamaktadır. Yapılan çalışmalar ve sektördeki genel gelişmeler periyodik olarak yayınlanan sektör raporları ile detaylı olarak kamuoyuna duyurulmaktadır.