- şiirler - Yayın Tarihi: 09.05.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
Anne Bu şiirimide sana yazıyorum anne, Yüreğimde hiç bitmeyen sevginle, Biliyorum hala bebeyim gözünde, Ben senin sevgine muhtacım anne. Ninniler söylerdin bize her gece, Belki canını yaktık vurmadın bir sille, Büyütmek için çabaladın senelerce, Kelimelerle nasıl anlatayım seni anne. Giymedin giydirdin,yemedin yedirdin, Bir gün olsun özendirmedin bizi kimselere, Sevgini esirgemedin bir an bile, Ben senin hakkını nasıl öderim anne. Varım yoğum bir tek sensin anne, Şefkat dolu kollarında uyudum her gece, Hayır duanı almadan giremem cennete, Ben senin dualarına muhtacım anne.
Bırak Şu Gurbeti Tozanlı deresi bir uzun vadi Sıla hasreti yetti bana gayri Güney Gölcüğe gitme vakti Geldi artık bırak şu gurbeti. Şimdi kekik kokar yaylaları Meleşir koyunları kuzuları Tarlalarda hasat zamanı Geldi artık bırak şu gurbeti. Yıllardır ömrün gurbette geçti Bu metropol seni tüketti Sitresten sinirden ayrılma vakti Geldi artık bırak şu gurbeti. Yakılsın meydanlarda orta ateşi Toplansın Güney Gölcük gençleri İbrahim der ki yaşatmak için geçmişi Gel artık bırak şu gurbeti.
Bir Garip Sevda Şu gönül bekledi seni gelmedin Nice ümitlerim vardı tükettin Gözümden akan yaşları silmedin Kanayan yarama tuz basıpta gittin. Bir garip sevdaya düşürdün beni Unuttum gündüzümü gecemi Zeytin gözlerin dağladı sinemi Yaktı ateşinle beni kerem gibi. Karlı dağlar; kaldırın şu dumanı, Yar gelecek,kapatmayın yolları, Ayırmayın şu garip aşıkları Ferhat değilim,delemem dağları.
Bizim Yaylalar Koyun kuzu meleşir, düzlüğünde. Mor menekşe filizlenir bahar gelende. Suları soğuktur çağlar derelerde. Yaz gelince,bir hoş olur bizim yaylalar. Mayıs ayında göç ederdik yaylalara, Kızak sesleri yankılanır dağında taşında, Türküler söylenir yayla yolunda, Yaz gelince bir hoş olur bizim yaylalar. Sen bizim yaylaları bilmezsin gardaş Çimenle bürünmüş bütün dağ taş Yağmur ıslar toprağı yavaş yavaş Yaz gelince bir hoş olur bizim yaylalar Mal güderdik üç beş arkadaş bir arada Çelik çomak oynardık kendi aramızda Yorulmak nedir bilmezdik asla Yaz gelince bir hoş olur bizim yaylalar Ninem tuluk yayardı yaylada Birde ayranı olur ki hiç sorma Ekmek bandırırdık kaymağına Yaz gelince bir hoş olur bizim yaylalar Irgat kurulur ekin biçilir tepe tarlada Tırpan sesleri nede hoş gelir kulağa Kızaklar sıralanır çimen yazıda Yaz gelince bir hoş olur bizim yaylalar
Doğa Buğulu camlardan bakarken uzaklara Bir yağmur damlası konar usulca Sonra yavaş yavaş yağan yağmurun sesi Huzur kaplar ruhumun derinliklerini Toprağın kokusu buram buram içimde İşte insana huzur veren doğa cazibesi Ve çiçekler rengarenk bir sağa bir sola Sevinç çığlıkları içerisinde dans ederek Bir rüzgar eşliğinde şırıl şırıl sesiyle Ağaçların yaprakları şarkı söyler kendince Oksijenleriyle hayat verir doğadaki canlıya Tüm canlılar neşe ve huzur verir doğaya. Nerden geldin nereye gider insanoğlu Doğanın sesine kulak veren olurmu Çiçekler kuşlar ağaçlar sevgi dolu Mevlam yaratmış biz koruyalım onu.
Ellik Yayla yolu bükmeli Yarin gözü sürmeli Başımdaki sevdayı Söyle bana netmeli Ekinler sarı sarı Bırak yârim bu nazı Ben seni alacağım Baban olmuyor razı Saçları sırma sırma Gel yârim öyle durma Şimdi halay zamanı Haydi kolları salla Yaylanın yokuş yolu Yârin fidandır boyu Beklerim yollarını Gözlerim dolu dolu Tarlanın taşlarını Topladım teker teker verdiğin mektupları okudum birer birer
Gelin Köyünün önünüde akıyor dere, Kına yakmış o beyaz eline, Pullu yemenini örtmüş yüzüne, Hele bakın şu güzel geline. Kara göz üstünde kalem kaşlar. Yüreğimi yakıyor o bakışlar. Her gördüğümde yüreyim yanar. Hele bakın şu güzel geline. Saçları dökülmüş zülfüne, Gül dalında,hasret bülbüle, Sevda olur mu? sevda üstüne, Hele bakın şu güzel geline. Kime anlatsam bilmem derdimi Görmedim sevdanın böylesini Yaktı! İbrahim i kül eyledi. Hele bakın şu güzel geline.
Mavili Yaylanın soğuk suyu Kimden aldın bu huyu Seni göremeyince Gözüme girmez uyku Dağların üstü duman Benim halim pek yaman Baban seni vermezse Gel gidelim buradan şu köyün güzelleri orak tutar elleri içlerinde biri var sanki bal kaymak gibi Halay da bir güzel var Elinde mendili var baktıkça gülümsüyor belli bende gözü var Tozanlı yaylaları Sürmüş yar kokuları Adamı bir hoş eder Can yakan bakışları
Özledim Sis çökmüş Reşadiye nin duzune Eski anilarim gelir gözüme, Çamlar sıralanmiş bir bir üstüne, O kekik kokulu yaylasini özledim. Hani mal güderdik kirda bayirda, Doyulmazdi kara demlikte çayina, Sicak bastimi girerdik irmaga, Nazli nazli akan ırmagini özledim. Elmadibi mahallesi Gülebül den ötesi, Yeşile bürünmüş bağı bahçesi, Annakkaya, Alibey unutmadım sizi, Nasıl ozlemeyim köyüm seni.
Pencere İçim cıvıl cıvıl bahar geldi yine Kuşlar konuyor pencereme Gözlerinde özgürlüğün mutluluğu Başlıyor özgürce yeni bir güne Sonra kelebekler sarı,mavi,kırmızı Bir günlük yaşamı olsa bile özgür Ânı yaşamanın heyecanı içinde Bense maphusta koca bir ömür Soğuk duvarlar üşütsede bedenimi Haksızlık kadar incitmiyor yüreğimi Yoksa bu dört duvar koymaz bana Derdimi anlatamamak kahreder beni Bir pencerem dost bana yalansız Ve işte martılar çığlık çığlığa Dillerinde özgürlük şarkısı Ben ise penceremde yalnız Daha bilmem kaç gün kaç yıl burada Demir parmaklıklar arkasında Dedim ya bunlar koymaz bana İnsanlığın kalmadığı yaşam dışarda
Seni Düşünürüm Seni düşünürüm gecenin sensizliğinde Yağmur delice vurur bedenime Islanmış sigaram elimde Seni düşünürüm titreyen bedenimle. Güzelliğin aydınlatmıyor artık gecemi Anlatamaz oldum kimseye derdimi Görmedim yalnızlığın böylesini Seni düşünürüm saat gecenin ikisi. Gece bitiyor şafak sökmek üzere Elimde eski bir resminle Kalbimde bitmeyen sevginle Sızmış bedenim kuytu bir köşede.
Tozanlı Tozanlı,gönlümün diyarı Süzülür gider narin ırmağı Geçit vermez yüce dağları Özlerim seni gurbet elde Tozanlı Sazak belinde serindir suları, Çimen yaylasının unutulmaz anıları Kışın beyaz gelinlik giyer dağları Özlerim seni gurbet elde Tozanlı. Dizilir sıra sıra yaylası,köyü Bir ucunda İsmailiye Bir ucunda Güney Gölcük ü Özlerim seni gurbet elde Tozanlı. Şimdi çift sürülür ağam bizim diyarda Hasan emmi hoo der sarı öküze usulca Aktarır toprağı karasaban yavaşça Özlerim seni gurbet elde Tozanlı. Zalim gurbet girdi aramıza Ah! bir görsem Tozanlı yı doya doya Dayanırmı İbrahim in yüreyi bu ayrılığa Özlerim seni gurbet elde Tozanlı,
Türkiye Güçlü bir ülkedir Türkiye miz Dostluk ve kardeşliktir gayemiz Acıyı sevgiyi birlikte yaşarız Büyük Türk milletidir bizim adımız. Dört mevsim aynı anda yaşarız Bereketlidir,bizim topraklarımız Dünyaya nam salmış coğrafyamız Büyük Türk milletidir bizim adımız. Yedi bölgeden oluşur güzel ülkemiz Her bölgesinde farklı kültürlerimiz Her kültürümüzde ayrı bir anımız Büyük Türk milletidir bizim adımız. Anadolu da yaşanmış sevdalarımız Ünlüdür aşıklarımız ozanlarımız Mecnun,Kerem,Karacaoğlanlarımız Büyük Türk milletidir bizim adımız. Tarih boyunca yazılmış destanlarımız Dünyayı titretmiş imparatorluklarımız Ne mutlu ki! böyle bir ecdadın torunlarıyız Büyük Türk milletidir bizim adımız.
Yalnızlık Bazen gözlerin dalar uzaklara Beklersin birisini gün batımında Martılar çığlık atar kayalıklarda Sesini işitirsin hırçın dalgalarda Belki gelmeyecek bilirsin beklersin Yüreğin söz anlamaz gelecektir sanki Bir yalnızlık çöküverir dört yanına O an kalırsın yapayalnız bir başına Bu kadar yalnız hissetmemiştim kendimi Saçlarım nasılda beyazlamış beklerken seni Aynalar bana bakar sanki düşman gibi Yıllar alıp götürdü beni dalda yaprak gibi Meyhane mekanım oldu kadehler arkadaşım Bu akşamda bekledim gelmedi sevdiceyim Şimdi kuşlardan,martılardan daha yalnızım Bir şarkı oldun dudaklarımda haykırdığım