MEVZUAT, YARGITAY KARARLARI VE DOKTRĠN IġIĞINDA MEVDUATTA ZAMANAġIMININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ



Benzer belgeler
MEVDUATI SİGORTA FONU HUKUK İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

YATIRIMCI TAZMİN MERKEZİ YÖNETMELİĞİ YENİLENDİ

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

1/11/2006 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL VE SÜRESİ

SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/53,57

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

3- ÖLÜM VE YARALANMALARDA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32

Konuyla Ġlgili Tebliğin Tam Metni Ekte Tarafınıza SunulmuĢtur.

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

İlgili Kanun / Madde 4853 S.TTHK/8

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

TRAFİK SİGORTASINDA SİGORTA ETTİRENİN SİGORTACISINA RÜCU HAKKI ÇELİK AHMET ÇELİK

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/066 Ref: 4/066

Yargıtay. Hukuk Genel Kurulu. Esas : 2010/ Karar : 2010/591. Tarih : Özet: -YARGITAY ĠLAMI-

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yap

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6, 57

AVUKATLIK HİZMETLERİNDE KARŞI TARAF VEKALET ÜCRETLERİNİN KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda aşağıda belirtilen fiiller için idari para cezası öngörülmüş olsa dahi ayrıca bu Kanunun;

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Tüketici Dernekleri Federasyonu. : 1- Başbakanlık - ANKARA. 2- Maliye Bakanlığı - ANKARA

TAZMİNAT HESAPLARINDA ASGARİ ÜCRETLERİN UYGULANMASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41,63

II 6183 SAYILI KANUNUN 79 UNCU MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK

İlgili Kanun / Madde 854 S. DİşK/1

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S. İTÖHK/1

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/6

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) Sonrasında Zamanaşımı Uygulaması

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/1. İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 6, S. İşK/14

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

(Resmi Gazetenin 10 Nisan 2012 tarih ve sayılı nüshasında yayımlanmıştır)

T.C. YARGITAY 21. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2011/6147

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/46 HAFTA TATİLİ

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

Yargıtay. Hukuk Genel Kurulu. Esas : 2011/ Karar : 2011/474. Tarih : Özet: - YARGITAY ĠLAMI -

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

İlgili Kanun / Madde BK/66

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/61 YAŞLILIK AYLIĞININ HESAPLANMA YÖNTEMİ

T.C. ĠÇĠġLERĠ BAKANLIĞI Nüfus ve VatandaĢlık ĠĢleri Genel Müdürlüğü

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.BK/86

: Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) yayımlandı.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 5393 S.ZTFK/5

SİGORTA ŞİRKETLERİNE VERİLEN İBRANAMELERİN KAPSAMI VE GEÇERLİĞİ ÇELİK AHMET ÇELİK

DAVALI : Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı (.. Vergi Dairesi Müdürlüğü) Tutarı : TL Damga Vergisi,. Vergi Ziyaı Cezası

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ E.2006/435 K.2007/7464 T YOLCU TAŞIMA. ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI

İKİ SATIR HECELEME ÇALIŞMASI. Her ağır ceza veya bölge idare mahkemesine bağlı yerlerin Cumhuriyet başsavcılığı veya idari yargı mahkemesi başkanlığı

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

DANIŞTAYIN HAKSIZ ÇIKMA ZAMMIYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S. İşK. /14

SİGORTAYA TABİ MEVDUAT VE KATILIM FONLARI İLE TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONUNCA TAHSİL OLUNACAK PRİMLERE DAİR YÖNETMELİK

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/14

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

TASARRUF MEVDUATI SİGORTASI VE FİNANSAL İSTİKRAR FONU KESİN ALIM İŞLEMİ HAKKINDA TEBLİĞ

2007/245 NO LU KARARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

SİGORTALARDA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ

İlgili Kanun / Madde 506 S.SSK. /80

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/41

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32

Transkript:

Av.Yurdagül RÜZGAR T.C. Ziraat Bankası A.ġ. BaĢ Hukuk MüĢaviri MEVZUAT, YARGITAY KARARLARI VE DOKTRĠN IġIĞINDA MEVDUATTA ZAMANAġIMININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ MEVDUATIN ĠADE EDĠLMEMESĠNĠN HUKUKĠ SONUÇLARI Ankara -2007

ĠÇĠNDEKĠLER BÖLÜM I MEVZUAT, YARGITAY KARARLARI VE DOKTRĠN IġIĞINDA MEVDUATTA ZAMANAġIMININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ I-GĠRĠġ II-BANKACILIK KANUNUNDAKĠ MEVDUAT ZAMANAġIMI ĠLE BORÇLAR KANUNUNUN GENEL ZAMANAġIMI HÜKÜMLERĠ ARASINDAKĠ FARKLILIKLAR III-ZAMANAġIMINA UĞRAYACAK MEVDUATIN ÖZELLĠKLERĠ IV-MEVDUATIN ZAMANAġIMINA UĞRAMASININ ġartlari 1-Mevduat sahibince iģlem yapılmaması 2-ZamanaĢımı süresinin dolması a)zamanaģımının iģlemeye baģlaması b)zamanaģımının durması c)zamanaģımının kesilmesi 3-Hesap sahibine bildirim yapılması 4-Bildirime rağmen bankaya baģvurulmaması. V-ZAMANAġIMI SÜRESĠNĠN ĠġLEMESĠNĠ ENGELLEYEN HALLER a) Küçükler adına ve yalnızca bunlara ödeme yapılmak kaydıyla açılan hesaplar b) Blokeli veya rehinli hesaplar c) Vadeli veya ihbarlı hesaplar, otomatik temditler VI-MEVDUATIN ZAMANAġIMINA UĞRAMASININ SONUÇLARI 1-Mevduatın Fona devri 2-Mevduat talep hakkının sona ermesi VII-YARGITAY IN MEVDUAT ZAMANAġIMI KONUSUNA YAKLAġIMI VIII-YARGITAY IN YAKLAġIMININ GEREKÇELERĠ VE ELEġTĠRĠSĠ IX-YARGITAY IN YAKLAġIMININ SONUÇLARI X-SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME BÖLÜM II MEVDUATIN ĠADE EDĠLMEMESĠNĠN HUKUKĠ SONUÇLARI I-GĠRĠġ 1-Vadesiz Mevduatın Ġade Yükümü 2-Vadeli Mevduat SözleĢmelerinde Mevduatın Ġadesi Yükümü II-MEVDUATIN ĠADE EDĠLMEMESĠNĠN SONUÇLARI 1-MEVDUATI ĠADE ETMEMENĠN ÖZEL HUKUKA ĠLĠġKĠN HÜKÜM VE SONUÇLARI A-Bankanın SözleĢmeden Kaynaklanan Sorumluluğu a- Banka Tarafından Özen Borcunun Ġhlal Edilmesi b- Bankanın Güven Kurumu Niteliğine Aykırı DavranıĢı B- Bankanın Haksız Fiil Sorumluluğu 2- MEVDUATI ĠADE ETMEMENĠN CEZAĠ SONUÇLARI III-SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME YARARLANILAN KAYNAKLAR 1 2 3 3 3 4 4 6 7 8 9 9 9 10 10 10 10 12 14 17 18 19 21 21 22 23 23 24 24 25 26 26 28 29

ÇalıĢmalarım sırasında bana yardımını esirgemeyen, Sn.Prof. Dr.Seza Reisoğlu Sn.Prof. Dr.Ahmet Battal Sn.Doç.Dr.Mustafa Çeker Sn.Doç.Dr.Oruç Hami ġener Sn.Av.ġule AyĢe Aslıhan Sn. Asy.Asuman Özdemir e Sonsuz teģekkürler. Av.Yurdagül RÜZGAR T.C. Ziraat Bankası A.ġ. BaĢ Hukuk MüĢaviri

1 BÖLÜM I MEVZUAT, YARGITAY KARARLARI VE DOKTRĠN IġIĞINDA MEVDUATTA ZAMANAġIMININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ I-GĠRĠġ Bilindiği üzere, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu nun 62. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında; Bankalar nezdlerindeki mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar zamanaşımına tabidir. Zamanaşımına uğrayan her türlü mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklar banka tarafından hak sahibine ulaşılamaması halinde, yapılacak ilanı müteakiben Fona gelir kaydedilir Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nca çıkarılan ve 01.11.2006 tarih 26333 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve ZamanaĢımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik in ZamanaĢımına uğrayan mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklar baģlıklı 8. maddesinde de; Bankaların emanetinde bulunan hisse senedi ve tahviller, yatırım fonu katılma belgeleri, çek karnesi teslim edilmemiş dahi olsa çek karnesi verdikleri müşterileri adına açılan mevduat hesaplarında bulunan tutarlar, havale bedelleri, mevduat, alacak ve emanetlerin zamanaşımı süresi sonuna kadar işleyecek faizleri ile katılma hesabına ilişkin kar payları da dahil olmak üzere her türlü mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar zamanaşımına uğrar. hükmü yer almaktadır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu nun 62. maddesinde; 4389 sayılı Bankalar Kanunu nun 10/4. maddesinde yer alan hususlar aynen kabul edilmiģ, ancak eski Kanundan farklı olarak zamanaģımına uğrayan mevduat katılım fonu, emanet ve alacaklarda hak sahibine ulaģılması için bankaya yükümlülük getirilmiģtir. Hak sahibine ulaģılamaması halinde yapılacak bir ilanla hakların korunmasına çalıģılacak, mevduat daha sonra Fona gelir kaydedilecektir. BK. 125 ve devamında zamanaģımına iliģkin genel hükümler mevcut iken bankalarla ilgili kanunlarda ayrıca zamanaģımı hakkında özel hükme yer verilmiģ olmasının sebebi bankada unutulan para ve sair varlıkların devlete intikal etmesi ve böylece devlet için bir ek gelir kaynağı oluģturmasıdır. Kanun koyucu özetle bu varlıkları BK. 125 ve devamındaki genel hüküm yardımıyla bankaların elinde bırakmayı uygun bulmamıģtır. Devlet, bankalar üzerinde kurmuģ olduğu denetim sisteminin de yardımıyla bu varlıkları tespit ve hakkı takip edebileceğini de nazara alarak Hazineye intikal prensibini kabul etmiģtir. O halde bu hükümlerin amacı, alacaklısı belirsiz bir borcun, malvarlığının sebepsiz bir artı değeri olarak borçluda kalmasını önlemektir. Zira öncelikle, kanun koyucuya göre, bankaya tevdi edilen mevduat vb. varlıklar kamu güvenine terkedilmiģtir. Bu nedenlerle kanun koyucu; sahipsiz (mirasçısız) mirasın miras hukukundaki (MK. 501) akıbetine benzer biçimde, bankada unutulan paranın da kamuyu temsilen Hazineye (Fona) intikalini sağlamaktadır

2 Bankacılık Kanunu 62. maddedeki düzenleme mevduat bakımından özel bir hükümdür. ġayet böyle bir düzenleme olmasaydı, mevduatın türlerine göre zamanaģımına uğraması bakımından BK nın genel hükümleri uygulama alanı bulurdu. Bu çerçevede usulsüz vedia sözleģmelerinden kaynaklanan iade talebi, BK 125 gereğince 10 yıllık zamanaģımına tabidir. Karz sözleģmesi bakımından da aynı düzenleme geçerlidir. Nitekim, Yargıtayca karz sözleģmesinden doğan alacağın BK 125 gereğince 10 yılda zamanaģımına uğrayacağı kabul edilmektedir. II-BANKACILIK KANUNUNDAKĠ MEVDUAT ZAMANAġIMI ĠLE BORÇLAR KANUNUNUN GENEL ZAMANAġIMI HÜKÜMLERĠ ARASINDAKĠ FARKLILIKLAR: Birinci fark: Borçlar Kanunu sisteminde alacağın zamanaģımına uğraması, borçluya ödemekten kaçınma hususunda bir def i ileri sürebilme olanağı sağladığı halde, mevduat zamanaģımı alacağın sona ermesine neden olmaktadır. Genel alacak zamanaģımında borçlu def i ileri sürmek yerine ödemede bulunacak olursa bu ödeme geçerli sayılır ve daha sonradan geri istenemez. Buna karģılık, zamanaģımına uğrayan bir mevduat, banka tarafından Fona aktarıldığından bankanın ödeme yapması, borç olmayan Ģeyin ödenmesi, yani sebepsiz zenginleģme niteliğini taģır. Dolayısıyla banka çeģitli nedenlerle zamanaģımına uğrayan bir mevduat alacağını öderse bu durumda ödediğini ancak mevduat sahibinden geri alabilir. Ġkinci fark: Genel zamanaģımında, süresi içerisinde talep edilmediği için ödenmeyen borç, borçlunun malvarlığında bir eksilmeye engel olur ve borçlunun zenginleģmesini sağlar. Banka mevduatında ise, hak sahibinin talep etmediği mevduatı bankaya bırakılmaz, Fona aktarılır. Üçüncü fark ise: Genel zamanaģımı süresi borcun muaccel olduğu andan itibaren iģlemeye baģladığı halde banka mevduatında zamanaģımı, son talep veya iģlem tarihinden itibaren hesaplanır. Ancak bu farklılıklar BK nın zamanaģımına iliģkin hiçbir hükmünün mevduatın zamanaģımına uğraması bakımından dikkate alınmayacağı anlamına gelmez. Aksine boģluk bulunan durumlarda BK nın zamanaģımına iliģkin hükümleri Bankacılık Kanunu nun 62. maddesi hükmüyle çeliģmemesi ve mevduat iģleminin yapısına uygun olması Ģartıyla mevduat iģlemi bakımından da kıyasen uygulama alanı bulabilir. Bankacılık Kanunu 62 de düzenlenen zamanaģımı süresinin banka ve mudi arasında yapılacak bir anlaģma ile değiģtirilmesi mümkün değildir. Bu yargının dayanağını TTK 6. madde düzenlemesi oluģturmaktadır. Bu düzenlemeye göre kanunda aksine hüküm olmadıkça, ticari hükümler koyan kanunlarla tayin edilen zamanaģımı süreleri sözleģme ile değiģtirilemez. TTK nın 6. maddesinin kapsamına sadece TTK daki zamanaģımı süreleri değil, ticari iģlerle ilgili hüküm koyan diğer kanunlardaki zamanaģımı süreleri de dahildir. ĠĢte Bankacılık Kanunu 62 deki düzenleme de bu nitelikte bir hüküm olup, buradaki zamanaģımı sürelerinin sözleģmeyle kısaltılması veya uzatılması olanağı yoktur. Mevduatın zamanaģımı hükümlerine tabi olması açısından hangi tür mevduat olduğunun bir önemi yoktur. Bankalar nezdindeki her türlü mevduat, böylece tasarruf mevduatından ticari mevduata, vadeli mevduattan vadesiz mevduata, ihbarlı mevduattan birikimli mevduata, resmi kuruluģlar mevduatından bankalar arası mevduata kadar her türlü mevduat zamanaģımına tabi bulunmaktadır.

3 Nitekim, Yargıtay 11. HD nin 20.09.1999 T. 5158/6965 sayılı kararında da; her türlü mevduatın zamanaģımına tabi olduğu ifade edilmiģ ve mevduat iliģkisinde zamanaģımının Borçlar Kanunu nun genel hükümlerine göre değil de, Bankalar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesinin gerektiği açıkça belirtilmiģtir. III-ZAMANAġIMINA UĞRAYACAK MEVDUATIN ÖZELLĠKLERĠ: Bankacılık Kanunu 62 de kanun koyucu herhangi bir ayırım yapmaksızın her türlü mevduatın-yasadaki koģulların gerçekleģmesi Ģartıyla-zamanaĢımına uğrayacağını öngörmüģtür. Dolayısıyla tasarruf mevduatı yanında bilhassa ticari kuruluģlar ve bankalar arası mevduat ve diğer kuruluģlar mevduatı da zamanaģımına uğrayabilir. Resmi kuruluģlar mevduatının ise tamamı o yıl içerisinde kullandırılacağından, bu tür mevduatın zamanaģımına uğrayacağının söylenmesi sadece teorik bir değer taģır. Ayrıca vadesiz mevduat yanında vadeli mevduat türlerinin de zamanaģımına uğraması olanaklıdır. Ancak ihbarlı mevduatta zamanaģımı süresi ihbar süresi sonundan itibaren, diğer vadeli mevduat türlerindeyse, vade sonundan itibaren iģlemeye baģlar. Çünkü, bu süreler içerisinde mudiin herhangi bir istemde bulunması-kural olarak-mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla bu zaman içerisinde zamanaģımının iģlemesinden söz edilemez. Buna karģılık bilhassa kesin vadeli ve birikimli mevduatta vade sona erdikten sonra, mudiin yenileme talebinde bulunmasına gerek olmaksızın aynı vade süresi için mevduat otomatik olarak yenilenir. Fakat böyle mevduatın mudiin talimatı olmaksızın otomatik olarak yenilenmesi mevduatın zamanaģımına uğramasını engellemez. Ayrıca bilhassa(yenilene gelen) kesin vadeli ve birikimli mevduat bakımından bankalar, zamanaģımı süresi boyunca bu hesaplara faiz ödeme yükümlülüklerini devam ettirmek ve faizleri hesaplara iģlemek zorundadırlar. Bu Ģekilde vade sonuna kadar iģleyen mevduat faizi, artık anapara alacağına dönüģür. Dolayısıyla(kural olarak) BK 126/1 deki anapara faizlerinin beģ yılda zamanaģımına uğrayacağına iliģkin kural, mevduat faizleri bakımından uygulanamaz. KuĢkusuz bankalar mevduatın zamanaģımı süresinin sonuna kadar verecekleri faizleri ile birlikte ulaģtıkları tutarları Fona yatıracaklardır. Bankalar, müģterileri ile aralarındaki açık veya zımni-anlaģmaya göre alacak ve mevduata faiz yürütmekte iseler, bu yükümlüklülerini devam ettirmek ve faizleri hesaplara iģlemek zorundadırlar. Fona yatırılacak alacaklar ihtilafsız olanlardır. Ġhtilaflı alacaklar-örneğin bankanın reddettiği alacaklar-bankaca Fona yatırılmayacaktır, ihtilafın çözülmesine göre hareket edilecektir. IV-MEVDUATIN ZAMANAġIMINA UĞRAMASININ ġartlari: 1- Mevduat sahibince iģlem yapılmaması: Mevduat sahibi, hesabından iģlem yaptığı sürece zamanaģımı kesilir ve her iģlemden sonra yeni bir süre iģlemeye baģlar. Mevduat sahibi hesapla ilgili iģlemlerini bizzat yapabileceği gibi temsilci aracılığıyla da gerçekleģtirebilir.

4 Buna karģılık banka tarafından tek yanlı olarak yapılan iģlemlerin zamanaģımına herhangi bir etkisi yoktur. Örneğin mevduat hesabına yıl sonunda faiz tahakkuk ettirilmiģ olması, mevduat sahibine hesap özeti gönderilmiģ olması veya hesapla ilgili olarak Merkez Bankasına bilgi verilmesi gibi iģlemler, hak sahibi tarafından yapılan iģlem özelliğini taģımadığından zamanaģımı süresi iģlemeye devam edecektir. Mevduat zamanaģımına iliģkin düzenlemeler, mevduat sahibinin iradesi dıģında mevduatın zamanaģımına uğramasını engel olmak ve mevduat sahibinin bu ilgisizliğinin hukuki sonuçları hakkında uyarılmasını sağlamak amacını taģımaktadır. Nitekim Kanunda en son talep, iģlem veya mudiin herhangi bir yazılı talimatı zamanaģımını engellemek için yeterli görülmüģtür. 2- ZamanaĢımı süresinin dolması: a) Zamanaşımının işlemeye başlaması: Kanun koyucu Bankacılık Kanunu madde 62 de on yıllık zamanaģımı süresi öngörmüģtür. Bu on yıllık zamanaģımı süresi, en son talep, iģlem veya mevduat sahibinin herhangi bir Ģekilde yazılı talimatı tarihinden baģlayacaktır. Hesap sahibi tarafından yapılan herhangi bir iģlem zamanaģımının kesilmesini sağlar ve kesilen zamanaģımı yeniden iģlemeye baģlar. Dolayısıyla zamanaģımının baģlangıcına iliģkin BK 128 düzenlemesinin burada uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Buna karģılık özel düzenleme olmadığı için sürenin hesaplanmasına iliģkin BK 130 düzenlemesinin burada da uygulanacağını kabul etmek gerekir. Bu düzenlemeye göre, sürenin hesabında zamanaģımının baģladığı gün dikkate alınmaz ve zamanaģımı ancak sürenin son günü kullanılmaksızın geçtiği takdirde gerçekleģmiģ olur. Aynı düzenlemenin II. fıkrasına göre, borçların ifası meselesinde sürelerin hesabına iliģkin ilkeler burada da uygulama alanı bulur. Bu son II. fıkra hükmü mevduat bakımından da önem taģır. Kanun koyucu Bankacılık Kanunu 62 de zamanaģımı süresini yıl olarak öngördüğünden BK nın 76/I b.3 düzenlemesi burada da geçerlidir. Buna göre, sene ile süre belirlenmiģse, zamanaģımının baģlangıcı ayın kaçıncı günü ise, sürenin bitimindeki ayın buna tekabül eden günü borç zamanaģımına uğramıģ olur. Son ayda tekabül eden gün yoksa, borç son ayın son günü zamanaģımına uğrar. ZamanaĢımı hak sahibinin en son talep, iģlem veya yazılı talimatının yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacaktır. Bu noktada, bankanın iģlemi hangi tarihte yaptığı da önem taģıyacaktır. ġöyle ki; mevduat sahibi, hesabından su faturasının ödenmesi talimatı vermiģse, zamanaģımı bu talimat tarihinden değil, son fatura ödeme tarihinden itibaren hesaplanmalıdır. Zira fatura ödemesinin yapılması, Bankacılık Kanunu nun 62. maddesi anlamında iģlem niteliğini taģır ve bu ödemeler yapıldığı sürece mevduat zamanaģımına uğramaz. Doktrinde vadeli mevduatta, küçükler adına açılan mevduatta ve mevduat hesapları üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmuģ olması halinde zamanaģımı süresinin iģleyip iģlemeyeceği veya ne zaman iģlemeye baģlayacağı konusunda fikir ayrılıkları bulunmaktadır.

5 Doktriner görüģlere aģağıda yer verilmiģtir. Ancak 09.11.2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulü ve Çekilmesine ve ZamanaĢımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 9/2 ve 3.fıkralarında ergin olmayanlar adına ve yalnızca bunlara ödeme yapılmak kaydıyla açtırılan hesaplarda ve yetkili merciler tarafından üzerine bloke konulan hesaplarda zamanaģımının iģlemeye baģlayacağı tarihe iliģkin hususlar açıkça düzenlenmiģ bulunmaktadır. Vadeli mevduat: Çeker e göre; vadeli mevduatta, zamanaģımı süresi, vadenin dolduğu tarihten itibaren iģlemeye baģlar. Ancak uygulamada bankalar, mevduat sahibinin vade sonunda baģvuru yapmaması durumunda, tek yanlı olarak vade yenilemesi yapmaktadır. Taraflar arasında bu yönden bir sözleģme mevcut olmadığı sürece, vadenin banka tarafından yenilenmiģ olması zamanaģımının iģlemesini engellemez. Buna karģılık vade yenilenmesi, bir sözleģme hükmüne dayanmakta ise, vade her yenilendiğinde mevduat iģlem görmüģ sayılmalıdır.(1) Tarafımca da iģtirak olunan Reisoğlu nun görüģüne göre ise; vadeli hesaplarda her defasında aynı süre ile vadenin uzatılması baģlangıçta bir defa verilen yazılı talimat ilk vade uzatımı için zamanaģımını durduracak, yazılı talimatla uzatılan vade bitiminde zamanaģımı süresi iģlemeye baģlayacaktır. Daha sonraki otomatik temditlerin ise zamanaģımı süresinin iģlemesine etkisinin olmayacağı ileri sürülebilecektir. (2) Battal ve ġener e göre ise; bankanın sözleģme hükmü gereğince ya da kendiliğinden vade sonunda vade yenilemesi yapması zamanaģımını kesen bir iģlem sayılmaz. (3), (4 ) Küçükler adına açılan mevduat: Reisoğlu ve Çeker e göre küçükler adına açılan mevduatta ana babaya iģlem yetkisi verilmemiģse, zamanaģımı süresi, mevduat sahibi küçüğün reģit olduğu, yani 18 yaģını tamamladığı veya evlendiği yahut mahkeme kararıyla reģit kılındığı tarihten itibaren iģlemeye baģlar ve bu tarihten sonra herhangi bir talep, iģlem veya talimat verilmeksizin 10 yıl geçmesi halinde mevduat zamanaģımına uğrar. Yine, bunun gibi baģkası adına Ģarta bağlı olarak açılan(örneğin üniversiteden mezun olma belli bir yaģı bitirme veya evlenme Ģartına bağlanan) mevduat hesaplarında, Ģartın gerçekleģmesine kadar zamanaģımı iģlemeye baģlamaz (1),(2) Battal a göre ise; bir kiģinin adına ve üniversiteden mezun olması gibi bir Ģarta bağlı olarak açılan hesaplar vadeye değil Ģarta bağlıdırlar. Bankaya Ģartın gerçekleģip gerçekleģmediğini takip etme yükümlülüğü yüklenemeyeceğine göre zamanaģımının hesabın açılmasından itibaren baģlatmak daha mantıklı görünmektedir.(3) (1)Çeker, Mustafa, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana 2004 (2)Reisoğlu, Seza, Bankacılık Kanunu Şerhi, Ankara 2007 (3)Battal, Ahmet, Mevduatta Zamanaşımı Konusundaki Mevzuatın ve Yargı Kararlarının Değerlendirilmesi, Tebliğ 2007 (4)Şener Oruç Hami, Banka Mevduatı ve Hukuki Niteliği, Ankara 2005

6 Mevduat üzerinde ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz bulunması: Reisoğlu na göre mevduat, alacak ve emanetler üzerine üçüncü kiģiler tarafından haciz, tedbir konulması da zamanaģımı süresinin iģlemesini etkilemeyecektir. Ancak 10 yıl geçtikten sonra da haciz veya tedbir devam ediyorsa alacağın, mevduatın veya emanetin Fona tevdiine imkan olmayacaktır.(5) Çeker e göre haciz, rehin veya bloke gibi bir iģleme tabi tutulması nedeniyle hak sahibinin arama olanağının bulunmadığı hesaplar zamanaģımı kapsamı dıģında tutulmalıdır. Mevduat sahibine iģlem yapma yetkisinin verilmediği bir hesabı, zamanaģımına tabi tutmak MK 2 deki dürüstlük kuralına uygun düģmez. Benzer bir durum mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarına bağlı olarak iģlem yapılamayan mevduat hesapları açısından da geçerli sayılmalıdır. Bu hallerde de, kısıtlamalar kaldırılmadığı sürece söz konusu mevduatın zamanaģımı kapsamına girmeyeceğini kabul etmek gerekir.(6) Battal a göre, Mahkemelerce bloke edilmiģ mevduatta, mahkemenin bu kararına sebep olan hukuki ihtilafı çözmeye yönelik davanın sonuçlanmıģ ya da taraflarca takip edilmiyor olması mümkündür. Bu nedenle blokeden itibaren on yıl geçtikten sonra banka tarafından mahkemeye davanın akıbeti sorulmalıdır. Mahkeme para hakkında yeni bir talimat vermezse, mahkemece gerçekleģtiği bildirilen son yargısal iģlemden itibaren baģlamak üzere on yılın sonunda mevduatın zamanaģımına tabi olduğu varsayılmalıdır. Buna karģılık haczedilmiģ veya tedbir konulmuģ mevduat için, hacizden önce baģlamıģ olan zamanaģımı süresi iģlemeye devam eder. Ancak bu paranın hak sahibine ödenmesi imkanı olmadığından hak sahibinin belirlenmesini ve yoksa Fona devri sağlamak üzere on yılın sonunda bu hesaptaki meblağın da önce mahkemeye veya icraya ve sonra Fona bildirilmesinde fayda vardır.(7) ġener e göre ise, mevduat üzerine haciz ve tedbir konulması da zamanaģımını kesen iģlemler arasında kabul edilemez. Ancak on yıllık süre geçtikten sonra mevduat üzerindeki haciz veya tedbirin devam etmesi, mevduatın Fona geçmesine engel olur. (8) b) Zamanaşımının Durması: Bankacılık Kanunu bu hususta herhangi bir düzenlemeye yer vermemiģtir. ZamanaĢımının durmasına iliģkin BK nın 132. maddesinin bazı hükümleri kıyasen dikkate alınabilir. Mesela, BK 132/4 ün kıyasen uygulanması sonucunda banka personelinin bankadaki mevduatı bakımından hizmet sözleģmesinin sona ermesine kadar zamanaģımının duracağını kabul etmek gerekir. Aynı Ģekilde, uygulamada karģılaģılmamakla birlikte, mevduat hesabı üzerinde banka lehine intifa hakkı tanınmıģsa, bu hak devam ettiği sürece zamanaģımı duracaktır. Banka lehine değil de üçüncü kiģi lehine intifa hakkı tanınan mevduat hesapları bakımından ise, BK 132/5 söz konusu olamaz. Ayrıca, bankanın mevduata yatan parayı kullanmasından hareketle, mevduat üzerinde bankanın intifa hakkının bulunduğu sonucuna varmak da mümkün değildir. Zira banka hesaba yatan para üzerinde intifa hakkına değil, mülkiyet hakkına sahiptir. (5) Reisoğlu, Seza, Bankacılık Kanunu Şerhi, Ankara 2007 (6)Çeker, Mustafa, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana 2004 (7)Battal, Ahmet, Mevduatta Zamanaşımı Konusundaki Mevzuatın ve Yargı Kararlarının Değerlendirilmesi, Tebliğ 2007 (8)Şener,Oruç Hami, Banka Mevduatı ve Hukuki Niteliği, Ankara 2005

c) Zamanaşımın Kesilmesi: 7 Bankacılık Kanunu 62 de belirtilen durumlarda zamanaģımı sadece iģlemeye baģlamaz, bu durumlar aynı zamanda zamanaģımının kesilme nedenidir. Yani diğer bir anlatımla, mevduat sahibinin talebi, iģlemi veya yazılı talimatı ile zamanaģımı kesilir ve bu iģlemi takip eden günden itibaren yeni bir on yıllık zamanaģımı süresi iģlemeye baģlar. ZamanaĢımının kesilmesi durumunda iģlemiģ olan süre ortadan kalkar ve yeni bir 10 yıllık süre kazanılmıģ olur. Ancak bir iģlem hangi hesap için yapılmıģsa sadece o hesap açısından zamanaģımını etkiler. Bankada birden fazla hesabı olan mevduat sahibinin bütün hesapları bakımından zamanaģımının kesilmesi isteniyorsa her bir hesap açısından ayrı iģlem yapılması gerekir. Mevduat zamanaģımı üç halde kesilebilir: a) Hesaptan işlem yapılması: Mevduat sahibinin bilgisi veya isteği dahilinde mevduat iģlemlerinden herhangi birinin yapılması, kimin tarafından yapıldığına bakılmaksızın zamanaģımının kesilmesi sonucunu doğurur. Buna göre; hesaba para yatırılması, vade uzatılmasını talep, ġubeden veya ATM cihazından para çekilmesi, havale veya EFT yoluyla hesaptan para aktarılması, mevduat sahibinin düzenlediği çekin ödenmesi, internet ortamında bankacılık iģlemi yapılması, hesaba havale gelmesi, iģlemiģ faizin hesap cüzdanına yazdırılması gibi iģlemlerin tamamında mevduat zamanaģımı süresi kesilmiģ olur. (9) Keza alacağın ve mevduatın temliki halinde de yeni malik için bir süre baģlayacaktır. (10) Keza, mevduat sahibinin bankaya mevduatının kendisine ödenmesi için talepte bulunması da zamanaģımını keser. Mudiin bankanın bu talebi haksız olarak reddetmesi durumunda, gerekmediği halde çekeceği ihtar, açacağı dava ve yapacağı icra takibi de(ayrı ayrı) zamanaģımını kesecektir. Bankacılık Kanunu nun m. 62 de belirtilen talep ve iģlem ibarelerinin, sadece mudiin bankaya karģı yönelteceği istemleri değil, mevduat iģlemini konu edinmiģ, mahkeme ve icra dairesi vasıtasıyla bankaya yönetilmiģ dava ve icra takiplerini de kapsadığını kabul etmek gerekir. (11) b) Hesaba ilişkin bir talepte bulunulması: Mevduat hesabı sahibinin banka kartı talebinde bulunması, süresi dolan kartının yenilenmesini istemesi, internet iģlemlerini yapmak amacıyla Ģifre talebinde bulunması, hesap hareketlerini cüzdanına iģletmesi, hesap özeti gönderilmesini istemesi, adres değiģikliği talebinde bulunması, ATM cihazından hesap özeti alması, internete girerek hesap hareketlerinin e-mail veya faks yoluyla gönderilmesi gibi taleplerde bulunması üzerine zamanaģımı kesilmiģ olacaktır. (9)Çeker, Mustafa, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana 2004 (10) Reisoğlu, Seza, Bankacılık Kanunu Şerhi, Ankara 2007 (11)Şener, Oruç Hami, Banka Mevduatı ve Hukuki Niteliği, Ankara 2005

c) Mevduat sahibi tarafından talimat verilmesi: On yıllık zamanaģımı en son talep, iģlem veya mudiin herhangi bir Ģekilde yazılı talimatı tarihinden itibaren baģlayacaktır. 7129 sayılı Yasada da yer alan mudiin talimatının yazılı olmasından söz edilirken, talebi hakkında böyle bir Ģart getirilmemiģtir. Mudiin talebi ile talimatı arasında herhangi bir fark olamayacağı düģünülürse, her ikisinin de yazılı olması gerektiği sonucuna varılacaktır. Mevduat sahibi tarafından yazılı Ģekilde verilecek bir talimat sonucunda da zamanaģımı kesilmiģ olur. Kanun iģlem veya talep bakımından herhangi bir Ģekil öngörmediği halde, zamanaģımını kesecek talimatın yazılı olmasını Ģart koģmuģtur. Buna göre, hesaptan iģlem yapmak üzere vekil tayin edildiğinin bildirilmesi, elektrik, su, telefon vb. düzenli ödemelerin hesaptan yapılması amacıyla talimat verilmesi gibi hallerde mevduat zamanaģımı süresi kesilir. 3- Hesap sahibine bildirim yapılması: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu nun 62/2. maddesi ile zamanaģımına uğrayan mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklarda hak sahibine ulaģılması için bankaya yükümlülük getirilmiģtir. Banka bu yükümlülüğü yerine getirmeksizin hesaptaki parayı Fona devredecek olursa, mevduat sahibine karģı sorumlu olacaktır. Yargıtay 11. HD nin 20.09.1999 T. 5158/6965 sayılı kararında aynen Ģöyle denilmektedir: Bankalar Kanunu nun 36 ncı maddesinde, bankalarda takipsiz bırakılan mevduat, emanet ve alacakların 10 yıllık sürenin dolması halinde TC Merkez Bankasına devredilmesi ve bu banka tarafından da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu na gelir kaydedilmesinin usul ve esasları düzenlenmiģtir. Mevduat alacakları da, bu madde kapsamına girmektedir. Buradaki zamanaģımı süresi özel bir düzenleme olup, dava konusu uyuģmazlıkta Borçlar Kanunu nun 125. maddesindeki genel zamanaģımının somut olayda uygulanmaması gerekir. O halde, mahkemece Bankalar Kanunu nun 36 ıncı maddesindeki koģulların gerçekleģip gerçekleģmediğinin araģtırılması gerekir. Öte yandan, mevduat tutarının davalı bankaya intikal ettirildiği kanıtlandığına ve davalının mevduat tutarını ödediğini somut olarak iddia ve ispat edemediğine göre, mevduat sahibine karģı bankanın yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği üzerinde durulmadan yazılı Ģekilde bankanın sorumlu olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiģ ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiģtir. (Yargıtay 11. HD nin 03.07.2001 T. 4350/6138 sayılı kararı da aynı yöndedir.) Görüldüğü gibi bankanın zamanaģımına uğrayan mevduattan dolayı sorumluluktan kurtulabilmesi için, kendisine düģen yükümlülükleri yerine getirmesi Ģarttır. Yargıtay 11. HD nin 20.09.1999 T. 5158/6965 sayılı bozma kararı üzerine yerel mahkeme tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda mevduat tutarının ödendiği yönünde banka tarafından kanıt sunulamadığı ve hesaptaki paranın akıbeti konusunda geçerli bir gerekçe gösterilemediğine istinaden davanın kabulüne dair karar verilmiģ ve Yargıtay 11. HD nin 15.10.2001 T. 5003/7879 sayılı kararıyla da ödeme def ini ispatlayamayan bankanın sorumlu tutulması gerektiği hükme bağlanmıģtır. Bankanın mevduat sahibine yapılacak zamanaģımı uyarısını iadeli taahhütlü mektupla yapması gerekmektedir. Banka, bu uyarı yazısını doğru adrese gönderdiği sürece, mektubun 8

9 mevduat sahibine ulaģıp ulaģmamasının bir önemi yoktur. Ancak, hesap kartında yazılı olan adres yanlıģ yazılmıģ veya adres değiģikliği bildirildiği halde eski adrese mektup gönderilmiģse banka sorumluluktan kurtulamayacaktır. Mevduat sahibi tarafından bankaya iki ayrı adres bildirilmiģse bankanın, bu iki adrese de tebligat çıkarması TTK 20. maddenin bir gereğidir. Buna karģılık, iadeli taahhütlü mektup yerine adi Ģekilde mektup gönderilmesi, telefonla veya e-mail yoluyla yapılan bildirimler de karģı tarafa ulaģtığı ispat edilmek kaydıyla geçerli sayılmalıdır. Zira bu düzenlemenin amacı mevduat sahibinin zamanaģımı durumundan haberdar edilmesini sağlamaktır. Ġadeli taahhütlü mektup Ģekli, bu uyarının yapıldığının ispat edilmesi bakımından öngörülmüģtür. 4- Bildirime rağmen bankaya baģvurulmaması: Banka tarafından mevduat sahibine yapılan bildirime ve 10 yıllık sürenin dolmasına rağmen mevduatın geri ödenmesi hususunda herhangi bir baģvuru yapılmaması, mevduatın zamanaģımına uğramasına neden olur. Mevduat sahibinin bankaya baģvurduğunu usulüne uygun bir Ģekilde ispat edilemediği sürece zamanaģımı kesilmez. Yargıtay 11. HD nin 23.06.1997 T. 3652/4975 K. sayılı kararına konu olayda olduğu gibi, mevduat sahibi ġubeye bizzat baģvurmuģ, ancak, banka personeli tarafından daha sonra gelmesi istenmiģse, bu durumu Noter aracılığı ile tespit ettirmelidir. Aksi halde baģvurunun ispatı mümkün olamayacaktır. BK nın 130. maddesi uyarınca sürenin hesabında zamanaģımının iģlemeye baģladığı gün(son iģlem veya talimat tarihi) dikkate alınmaz ve zamanaģımı, ancak sürenin son günü geçmesine rağmen bankaya baģvurulmaması halinde söz konusu olur. Dolayısıyla mevduat hesabındaki son iģlem veya talimat tarihine 10 yıl ilave edilerek tespit edilecek tarih, bankaya baģvuru için son gündür. Bu günün geçmesine rağmen bankaya baģvuru yapılmayacak olursa, mevduat zamanaģımı hükümlerine göre iģlem yapılacaktır. V-ZAMANAġIMI SÜRESĠNĠN ĠġLEMESĠNĠ ENGELLEYEN HALLER: Yukarıda da belirtildiği üzere, mudiin bir istemde bulunması veya talimat vermesi veya bir iģlem yapılması mümkün olmayan hesaplarda, bu durum devam ettikçe zamanaģımı iģlemeyecektir. a) Küçükler adına ve yalnızca bunlara ödeme yapılmak kaydıyla açılan hesaplar: Küçükler adına ana ve babalar, veliler hesap açtırabileceği gibi üçüncü kiģiler de hesap açtırabilir. Küçük adına açılan hesaplardan para çekme yetkisi veli veya vasiye aittir. Buna karģılık üçüncü kiģiler reģit olduktan sonra para çekme Ģartıyla küçük adına hesap açtırırlar ise, ana- baba bu hesaplar üzerinde tasarrufta bulunamaz. 3182 sayılı Yasanın 36. maddesinin; Küçükler adına ve yalnızca bunlara ödeme yapılmak kaydıyla açtırılan hesaplarda bu maddede yazılı zamanaģımı süresi küçüğün reģit olduğu tarihte iģlemeye baģlar Ģeklindeki 4. fıkrası bu Kanuna alınmamıģtır. Buna rağmen çocuk ergin oluncaya kadar hesapta bir hareket söz konusu olmadığından bugün de aynı sonuca varılacaktır. Yönetmelikte de(md. 9/2) ergin olmayanlar adına ve yalnızca bunlara ödeme yapılmak kaydıyla açtırılan hesaplarda zamanaģımı süresi kiģinin ergin olduğu tarihte iģlemeye baģlar denilmiģtir.

Bankalarca çok çeģitli Ģartlarla-25 yaģını bitirme, üniversiteden mezun olma gibimevduat hesapları açılmaktadır. Bu hesaplarda da öngörülen sürelerin sonuna kadar zamanaģımı süresi iģlemeye baģlamayacaktır. b) Blokeli veya rehinli hesaplar: Bankalarda çeģitli nedenlerle mudilerin mevduat hesapları ve alacakları, faizleri ile birlikte bloke edilmekte, taahhütlere karģılık olarak gösterilmekte veya hesap kartonlarına rehin kaydı düģülmektedir. Blokenin veya rehnin on yıl geçmesinden sonra da devam ettiği sürece bu hesaplar Fona devredilemeyecektir. Yönetmelikte(md.9/3) yetkili merciler tarafından üzerine bloke konulan hesaplarda zamanaģımı süresi blokenin konulduğu tarihte durur. ZamanaĢımı süresi hesaptaki blokenin kaldırıldığı tarihten itibaren devam eder denilmiģtir. Ancak burada bir ayırım yapmak gerekir: Kredi müģterileri genelde-kredi sözleģmeleri ile- bankadaki tüm alacak ve mevduatlarının bankaya rehinli olduğunu taahhüt etmekte, ancak banka hesap sahiplerinin bu hesaplar üzerinde tasarrufta bulunmasını kabul etmektedir. Bu durumlara son iģlem tarihinden on yıl geçtikten sonra bakılacak, mudiin bankaya karģı borçlu olması halinde rehinli hesap devredilmeyecek, on yılın sonunda bankanın bir alacağının bulunmadığı tespit edilirse devir gerçekleģtirilecektir. 10 c) Vadeli veya ihbarlı hesaplar, otomatik temditler: Vadeli hesaplarda, vade sonuna kadar zamanaģımı süresi iģlemez. Buna karģılık her defasında aynı süre ile vadenin uzatılması baģlangıçta bir defa verilen yazılı talimat ilk vade uzatımı için zamanaģımını durduracak, bu fıkrada hak sahibinin herhangi bir yazılı talimatı tarihinden baģlayarak 10 yıl içinde aranmayanlar denildiğinden yazılı talimatla uzatılan vade bitiminde zamanaģımı süresi iģlemeye baģlayacaktır. Daha sonraki otomatik temditler hukuken geçerli olmasına karģılık-otomatik temditlerde mudi tarafından yeni bir iģlem veya mudiin herhangi bir yazılı talimatı söz konusu olmayacağından-zamanaģımı süresinin iģlemesini etkilemeyeceği ileri sürülebilecektir. Ġhbarlı hesaplarda ise, ihbar süresi sonundan itibaren on yıllık süre baģlayacaktır. VI-MEVDUATIN ZAMANAġIMINA UĞRAMASININ SONUÇLARI: 1-Mevduatın Fona Devri: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu nun 62. maddenin 2.fıkrasına göre; zamanaģımına uğrayacak mevduat ve katılım fonu nedeniyle müģteriye mektup gönderilmesi-ilan edilmesi gerekmektedir. 4389 sayılı Yasada, on yıl süre ile aranmayan mevduatın zamanaģımına uğradığı ve Fona devredilmesi gerektiği kabul edilmekte; Yasada mevduat sahiplerine mektup yazılması öngörülmemekte idi. Kurum Yasaya aykırı da olsa Yönetmelik ile bu eksikliği gidermiģti. Bu maddede tekrar hak sahiplerini bilgilendirme zorunluluğu kabul edilmiģtir. Bankalar, tutarı 50 YTL ve üzerindeki her türlü mevduat, katılım fonu, emanet ve alacakların hak sahiplerini, bilinen son adreslerine iadeli taahhütlü mektup göndermek suretiyle zamanaģımı konusunda uyaracaklar; bankaya baģvurmadıkları takdirde hesaplarının

11 Fona devredileceğini bildireceklerdir. 50 YTL ve üstü her hesap için göz önünde tutulacaktır. Yani bankaların örneğin müģterinin bankadaki tüm hesaplarını araģtırma ve toplamı 50.-YTL ve üzeri ise müģteriyi mektupla uyarma yükümlülükleri yoktur. (Yönetmelik md.8/2) Bankalar, bir takvim yılı içinde zamanaģımına uğrayan mevduat, katılma fonu, emanet ve diğerlerini takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar müģterilerine bildirme yükümlülüğü altındadır. Tutarı 50 YTL sının altında kalan mevduat, katılma fonu, emanet ve diğerleri ise banka tarafından, bankanın internet sitesinde ġubat ayından itibaren üç ay süre ile ilan edilecek; ayrıca bunu ġubat ayının on beģinci gününe kadar ülke genelinde yayın yapan trajı yüksek iki gazetede iki gün süre ile ilan edecektir. Bu listeler eģ zamanlı olarak ayrıca Fona gönderilecektir. (Yönetmelik md.8/2) Fon bu listeleri Nisan ayı sonuna kadar konsolide edilmiģ olarak kendi internet sitesinde ilan edecektir.(yönetmelik md 8/2) Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu Ve Alacaklarının Fona Gelir Kaydı: Bankacılık Kanunu nun 62/2. maddesinde; banka tarafından hak sahiplerine ulaģılamaması halinde yapılacak ilanı müteakip mevduat, katılım fonu, emanet ve alacakların Fona gelir kaydedileceği belirtilmektedir. Yönetmelikte ise; hak sahiplerine ister iadeli taahhütlü mektup gönderilsin, isterse mektup gönderilmesin-50 YTL den az olduğu için- zamanaģımına uğramıģ tüm mevduat, katılım fonu ve alacakların ilan edilmesi öngörülmüģtür. Bunun tek istisnası, ilandan önce hesap sahibinin bankaya baģvurması halidir. O takdirde ilgili hesap, zamanaģımına uğramıģ hesaplar arasından çıkarılacak ve yeni bir zamanaģımı süresi iģlemeye baģlayacaktır. Ancak tartıģmaları önlemek için hak sahibinin baģvurusunun yazılı olması gerekecektir. Banka zamanaģımına uğramıģ mevduat, katılım fonu, emanet ve alacakları ġubat ayının baģından itibaren kendi internet sitesinde üç ay boyunca-nisan ayı sonuna kadar- Fon da bu listeleri keza Nisan ayı sonuna kadar kendi internet sitesinde ilan eder. Hak sahipleri ve mirasçılarının Mayıs ayının on beģine kadar ister bankadan aldıkları mektup üzerine, isterse internet sitelerindeki ilanlar üzerine baģvurup alacaklarını talep ederlerse zamanaģımı ortadan kalkacak; aksi takdirde bu tür mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklar Fona gelir oluģturacaktır. Bankalar da her yılın Mayıs ayının on beģinden itibaren Mayıs ayı sonuna kadar aranmayan zamanaģımına uğramıģ mevduat, katılım fonu, emanet ve alacakları faiz ve kar payları ile birlikte Fonun Merkez Bankasındaki hesaplarına devrederler. Bankalar bu durumu hak sahiplerinin kimlik bilgileri, adresleri ve haklarının faiz ve kar payları ile birlikte ulaģtıkları tutarlar gösterilmek suretiyle düzenlenecek bir liste ile devir tarihinden itibaren 1 hafta içinde Fona bildirmekle yükümlüdür.

12 Bankacılık Kanunu nun 62. maddesine aykırı davranan, bu kanun kapsamındaki kuruluģlar ile ilgili gerçek ve tüzel kiģilere, bu maddeye, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurum ve Kurulu tarafından bu Kanuna dayanılarak alınan kararlara, çıkarılan Yönetmelik ve Tebliğlere ve yapılan diğer düzenlemelere uymamaları halinde, Kurulun gerekçeli kararı ile 5.000.-YTL den 10.000.-YTL ye kadar idari para cezası uygulanacaktır (Md. 148/b) 2- Mevduat talep hakkının sona ermesi: Mevduatın zamanaģımına uğraması sonucunda, mevduat sahibinin hesaptaki parayı talep hakkı da sona erer. Mevduat sahibi usulüne uygun bir Ģekilde yapılan iģlemler sonucunda Fona aktarılan mevduatını, hangi nedenle olursa olsun, banka veya TMSF den geri isteyemez. Ancak, bankanın süresi içinde mevduat sahibine mektup göndermemesi, yanlıģ adrese mektup gönderilmesi, zamanaģımı süresi dolmadığı halde hatalı Ģekilde iģlem yapması gibi hallerde, banka mevduatı yetkisiz kiģilere ödemiģ olur ve mevduat sahibine karģı sorumlu tutulur. Mevduat sahibi tarafından ibraz edilen hesap cüzdanına göre 10 yıllık zamanaģımı süresinin geçmiģ olmasından hareketle banka, kayıtlarında gözükmeyen bir mevduatı ödemekten kurtulamaz. Zira, mevduattaki zamanaģımı süresi, cüzdanda yazılı olan son iģlem tarihine göre değil, banka kayıtlarındaki en son iģlem, talep veya talimat tarihinden itibaren iģlemeye baģlar. Bu nedenle, mevduatın zamanaģımına uğradığını ispat için banka kayıtlarının esas alınması gerekir. Hesap cüzdanındaki kayıtlar ise, son iģlemin banka kayıtlarında görülmediği hallerde söz konusu olabilir. Yargıtay kararlarına da konu oluģturan bir çok olayda, mevduat sahibi elindeki cüzdana dayalı olarak hak iddiasında bulunmakta, banka ise 10 yıllık sürenin geçmiģ olmasını ileri sürerek, kayıtlarında görülmeyen mevduatı ödemekten kaçınmaya çalıģmaktadır. Bu tür durumlarda iki olasılık akla gelebilir: Birinci olasılık; Banka hesap cüzdanı olmaksızın mevduat sahibine ödeme yaparak hesabı kapatmıģ ve iģlem tarihinden bu yana 10 yıl geçtiği için de bu iģleme iliģkin belgeleri saklamadığından ödeme iddiasını ispat edememiģ olabilir. Gerçekten de hesap cüzdanı olmadan ödeme yapan bankanın müģteriden aldığı(cüzdan olmaksızın ödeme yapıldığına iliģkin) ibranameyi saklaması TTK 20 deki basiretli iģ adamı gibi davranma yükümlülüğünden kaynaklanır. Ancak, bu yükümlülük bu belgelerin süresiz bir Ģekilde saklanmasını gerektirmez. TTK 68/I e göre; defter tutma yükümlülüğüne tabi olan kiģi, defterleri son kayıt tarihinden; saklanması zorunlu olan diğer hesap ve kağıtları tarihlerinden itibaren 10 yıl geçinceye kadar saklamak zorundadır. TTK nın 66/II. maddesinde ise hangi belgelerin saklanması gerektiği düzenlenmiģtir. Bankalar da TTK daki söz konusu hükümlere tabi olduğundan, iģlem tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin geçmesinden sonra bankadan cüzdan ibraz eden müģterinin iddiasını çürütmek üzere, bu kiģinin imzasını taģıyan bir tediye fiģi veya ibraname ibraz etmesini istemek hakkaniyete aykırı olacaktır.

13 Ancak, Yargıtay 11. HD. 23.06.1997 T. 3652/4975 ve 03.07.2001 T. 4350/6138 sayılı kararlarıyla mevduatın zamanaģımına uğradığının kabulü için, bankanın kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat etmesinin Ģart olduğu, aksi halde cüzdanda yazılı tutarın ödenmesi gerektiği görüģündedir. Yargıtay a göre; bankanın ödeme yaptığına iliģkin iddiasını kanıtlaması, aksi halde zamanaģımına uğramıģ gibi gözükse bile hesap cüzdanında yazılı olan tutarı ödemesi gerekmektedir. Ġkinci olasılık; 10 yıl boyunca aranmadığı için zamanaģımı iģlemlerine tabi tutulmuģ ve banka tarafından Fona aktarılmıģ mevduatın zamanaģımına uğradığını ve bu nedenle TMSF hesabına aktarıldığını banka ispat etmek durumundadır. Bu kapsamdaki yükümlülüklerini yerine getirmemiģ olan banka, mevduat sahibine karģı sorumlu olur. Ancak bu sorumluluğun da 10 yıllık bir zamanaģımı süresine tabi olduğunu kabul etmek gerekir. Yargıtay 11. HD nin iki ayrı kararına konu olayı irdelemekte yarar bulunmaktadır: Karara konu olayda; davacı vekili müvekkilinin 19.03.1977 doğumlu olup, anne ve babasının Almanya da çalıģtıklarını, 3 yaģında iken 10.08.1981 tarihinde anne ve babasının davalı bankanın Adana ġubesine 600.384 liralık hesap açtıklarını, aradan bir süre geçtikten sonra davalı banka ġubesine baģvurduklarında kendilerine böyle bir hesabın bulunmadığının bildirildiğini ileri sürerek, fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere 250.000.000.- liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiģtir. Mahkemece 10 yıllık zamanaģımı süresinin geçmiģ olduğu, bankanın aranıp iģlem yaptırılmayan hesaplarla ilgili kayıtları saklama süresinin de 10 yıl olduğu, 17 yıldır aranıp iģlem yaptırılmayan hesaptan ötürü bankanın sorumlu tutulamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiģ bulunmaktadır. Mezkur kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. HD nce verilen 20.09.1999 T. 1999/5158 E. 1999/6965 K. sayılı kararda; Mahkemece Bankalar Kanunu nun 36 ncı maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mevduat tutarının davalı bankaya intikal ettirildiği kanıtlandığına ve davalının mevduat tutarını ödediğini somut olarak iddia ve ispat edemediğine göre, mevduat sahibine karşı bankanın yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği üzerinde durulmadan yazılı şekilde bankanın sorumlu olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir denilmek suretiyle karar bozulmuģtur. Görüldüğü üzere, Yargıtay, belgelerin saklanması yükümlülüğü bakımından konuya yaklaģmamıģ ve zamanaģımı Ģartlarının yerine getirilip getirilmediğinin araģtırılmasını, ödeme iddiasının ispat edilememesi nedeniyle bankanın sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varılmıģtır. Yerel Mahkemece bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiģ ve Yargıtay 11. HD nin 15.10.2001 T. 5003/7879 sayılı kararı ile davalı Bankanın ödeme def ini kanıtlayamamış olmasına göre temyiz itirazları yersiz bulunarak yerel Mahkeme kararı onanmıģtır. Yargıtay ın söz konusu kararları değerlendirildiğinde;

14 Ġlk olarak, dava konusu mevduat, reģit olmayan bir kiģi adına açılmıģ bir hesap olduğu halde, yalnızca bu kiģiye ödeme yapılmak kaydıyla açtırılan bir hesap niteliği taģımamaktadır. Bu durumda hesap sahibi küçüğün yasal temsilcisi olan ana babasının para çekme yetkisi mevcuttur. Yargıtay kararda bu hususa hiç değinmeksizin zamanaģımının reģit olma tarihinden itibaren iģlemeye baģlayacağı düģüncesiyle hareket etmiģ ve bankanın mevduat zamanaģımına iliģkin yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna varmıģtır. Halbuki, mevduat hesabındaki para küçüğün ana babası tarafından cüzdan olmaksızın çekilmiģ olabilir. Ġkinci olarak, bankanın tediye fiģleri ve ibraname gibi belgeleri saklama yükümlülüğü, TTK m. 68 gereğince 10 yıl olduğundan bankaca ödeme yapıldığına iliģkin bir belge ibraz edilememesi doğaldır. Yargıtay ın söz konusu kararında; bankanın ödeme yapmıģ olduğunu ispat etmesi gereğinden bahsedilmekle birlikte, bankaların iģlem hacmi dikkate alındığında 17 yıl süreyle bu belgelerin saklanması gerektiğini ileri sürmek kanuna uygun olmadığı gibi, dürüstlük kuralına da aykırıdır. Mevduat sahibinin elindeki cüzdanı, zamanaģımı süresi içinde ancak delil vasfını haizdir. Dolayısıyla üzerindeki kayıtlara göre 10 yıllık zamanaģımına uğramıģ olan hesap cüzdanına dayanarak bir hak iddia edilmesi mümkün değildir. VII-YARGITAY IN MEVDUAT ZAMANAġIMI KONUSUNA YAKLAġIMI: Yukarıdaki düzenlemelerden anlaģılacağı üzere, zamanaģımının dolmasından sonraki dönemde bankanın hak talebi ile karģılaģmaması beklenir. Bu tür bir taleple karģılaģması halinde ise zamanaģımı def i ileri sürerek talebi savuģturabilmesi mümkündür. Bu savunma için bankanın kendi üzerine düģen yükümlülükleri yerine getirip getirmediği ve dolayısıyla bunun tartıģmaya açılıp açılamayacağı önemlidir. AĢağıda ayrıntıları görüleceği üzere, Yargıtay, tespit edebildiğimiz kadarıyla 1997 den itibaren verdiği kararlarda istikrarlı biçimde, aynı görüģü korumaktadır. Bu kararlara göre bir mevduat alacaklısının alacağının zamanaģımına uğraması ve böylece bankanın bu mevduata iliģkin borç ve sorumluluğunun kalkması için 10 yıllık zamanaģımı süresinin sessiz kalarak geçirilmiģ ve dolmuģ olması yeterli değildir. Banka tarafından, mevduatta zamanaģımını düzenleyen Bankalar Kanunlarındaki özel hükmün öngördüğü ilave Ģartların da yerine getirilmiģ olması gereklidir. Bu Ģartlar, özü itibarıyla, mevduatın zamanaģımına uğramasını (hakkın sona ermesini) engelleyen tebliğ ve ilan gibi Ģartlar ile zamanaģımına uğramıģ mevduatın bankanın mamelekinden çıkarılıp Devlete(Fona) intikal ettirildiğini gösteren idari iģlemlerdir. Yargıtay, bu Ģartların yerine getirildiği hususunun banka tarafından ispat edilmesini istemektedir. Yine Yargıtay, kararlarında, özel hükümlerle öngörülen ön Ģartların yerine getirildiğinin ispat edilememiģ olması halinde, alacaklının elinde bulunan hesap cüzdanı ve benzeri belgelerin, bunların sıhhati hususunda herhangi bir tartıģma yaģanmamıģ olması kaydıyla alacağın varlığını göstereceğini ve bu borçtan bankanın sorumlu olmaya devam edeceğini kabul etmektedir. Bu çözüm yolu ilk bakıģta herhangi bir probleme sebep olur gibi görünmemektedir. Ancak arka planında çok sayıda soruyu barındırmaktadır. Yargıtay ın zamanaģımı def inin ileri sürülmesi ile doğrudan ilgili olan kararlarının ayrıntıları Ģu Ģekildedir:

1. Yargıtay 11. HD nin 23.06.1997 T. 1997/3652 E. 1997/4975 K. sayılı kararına konu olayda davacı hesaptaki en son iģlem tarihinden 16 yıl sonra mevduat alacağını talep etmiģ, davalı banka zamanaģımı savunmasında bulunmuģtur. Mahalli mahkeme bir yandan zamanaģımının dolduğu sonucuna varmıģ, öte yandan BK. 132/5 te yer alan borçlu alacak üzerinde intifa hakkını haiz olduğu müddetçe zamanaģımı cereyan etmez kuralını gündeme getirerek bu kural uygulandığında zamanaģımının dolmamıģ sayılabileceği kabul edilse dahi TTK 68/1 gereğince ticari defterlerin ve dayanaklarının 10 yıllık saklama süresinin dolmuģ olmasını gerekçe göstererek son iģlem tarihinden 16 yıl gibi bir süre geçtikten sonra dava yoluna gidilmesi ve davalı bankanın kanıt yükü altında tutulmasının hayatın olağan akıģına uygun düģmediği sonucuna varmıģ ve davayı reddetmiģtir. Yargıtay ise zamanaģımı savunmasını açıkça bir ön Ģarta tabi tutmuģ ve bankanın kanuni görevlerini yerine getirdiğini ispat edememesi halinde 10 yıllık zamanaģımı süresinin dolmuģ olmasının bankanın borcunu ortadan kaldırmayacağına (tabii borç haline getirmeyeceğine) karar vermiģtir. 2. Yargıtay 11. HD nin konuyla doğrudan ilgili 08.12.2003 T. 2003/4649 E. 2003/11525 K. sayılı kararına konu olayda davacı elindeki hesap cüzdanı ile mevduat alacağını ispat ve talep etmiģ, davalı banka ise davanın zamanaģımına uğradığını ve banka kayıtlarında bu hesapla ilgili bilgi bulunmadığını savunmuģtur. Bu olayda da son iģlem tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan uzun bir sürenin geçtiği ve dolayısıyla zamanaģımı süresinin Ģeklen dolduğu hususunda Ģüphe yoktur. Ancak Yargıtay bu kararda da zamanaģımı def i için bu sürenin dolmasını yeterli görmemiģ, bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların sahipleri hakkında anılan madde hükümleri yönünde uygulama yapılmadan banka nezdindeki hakları ve alacakları kendiliğinden zamanaşımına uğramaz diyerek, bankanın yapması gereken; liste hazırlama, mektupla ihbar, ilan ve Hazineye(Fona) devir iģlemlerinin yapıldığının iddia ve ispat edilememiģ olması halinde zamanaģımı def inin ileri sürülemeyeceğini içtihat etmiģtir. Ayrıca, Yargıtay Somut olayda banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının mevduatına rastlanılmamış olmasında davacıya atfı kabil bir kusur bulunmamaktadır. Kaldı ki; bankaca davacının mevduatında bu miktar paranın bulunmadığı veya hesap cüzdanının sahteliği ileri sürülmemiştir diyerek zamanaģımı def inin ileri sürülmesinin anlamını da sınırlandırmıģtır. 3. Yine Yargıtay 11. HD nin 18.10.2004 T. 2004/820 E. 2004/9907 K. sayılı kararına konu olayda davacı mevduat alacağını talep etmiģ, davalı banka zamanaģımı def i yanında banka kayıtlarında alacağa iliģkin bir kaydın bulunmadığını savunmuģtur. Bu kararda da yukarıdakine benzer ifadelerle Açıklanan yasa hükümleri karşısında bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların 10 yıl sonra zamanaşımına uğraması, bankaca gerçekleştirilecek ilan tebligatının yapılması koşuluna bağlıdır. Başka bir anlatımla, sahipleri hakkında bu yönde uygulama yapılmadan banka nezdindeki hakları ve alacakları kendiliğinden zamanaşımına uğramaz denilerek zamanaģımının anlamı sınırlandırılmıģtır. 4. Yargıtay 11. HD nin 02.11.2004 T. 2004/14442 E. 2004/10743 K. sayılı kararına konu olayda ise; mirasçı küçüğe ait para vasisi olan dedesi tarafından haksız (yetkisiz) olarak çekilmiģ, davacı 21 yıl sonra bu parayı tekrar talep ettiğinde davalı banka BK. 125 ve Bankalar Kanunu 36 gereğince davanın zamanaģımına uğradığını savunmuģtur. Görüldüğü üzere, Yargıtay ın da onadığı bu mahkeme kararında, hem zamanaģımının dolduğundan söz edilmiģ, hem de iģin esasına girilmiģ ve kusur araģtırması yapılarak aslında parayı çekme hakkı bulunmadığı anlaģılan vasiye yapılan yanlıģ ödeme nedeniyle bankanın 15

16 değil vasinin kusurlu olduğu sonucuna varılarak dava reddedilmiģtir. Yargıtay ise açıkça belirtmemekle birlikte, muhtemelen paranın bankanın elinde kalmadığının açık olduğu noktasından yola çıkarak bankayı haklı bulmuģ ve kararı tasdik etmiģtir. 5. Yargıtay 11. HD nin 22.5.2006 T. 2005/6186 E. 2006/5945 K. sayılı kararına konu olayda da; on yıllık zamanaģımı süresi Ģeklen dolmuģ, ancak Yargıtay Açıklanan Yasa hükümleri karşısında bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların 10 yıl sonra zamanaşımına uğraması, bankaca gerçekleştirilecek tebligatın yapılması koşuluna bağlıdır. Başka bir anlatımla, sahipleri hakkında bu yönde uygulama yapılmadan banka nezdindeki hakları ve alacakları kendiliğinden zamanaşımına uğramaz diyerek zamanaģımını Ģarta bağlamıģtır. Yargıtay bu kararında ayrıca zamanaşımı yönünden özel hüküm niteliğindeki 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 10/4'üncü maddesi çerçevesinde ele alınması, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda araştırma yapılarak davacının parasının zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, B.K.'nın somut olaya süre yönünden uyan ancak, koşulları yönünden farklı ve de genel hüküm niteliğindeki 125'inci maddesine dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmedi diyerek BK. hükmü ile Bankalar Kanunu hükmü arasında amaç ve yaklaģım itibarıyla fark bulunduğu sonucuna varmıģtır. 6- Yargıtay 11. HD. nin 02.07.1998 T. 1999/1061 E. 1999/3101 K. sayılı kararı ile...bankalar Kanunu nun 36.maddesinde; bankalara takipsiz bırakılan mevduat, emanet ve alacakların 10 yıllık sürenin dolması halinde Merkez Bankasına devredilmesi ve bu banka tarafından da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna gelir kaydedilmesinin usul ve esasları düzenlenmiştir. Havale alacakları da bu madde kapsamına girmektedir. Buradaki zamanaşımı süresi özel bir düzenleme olup; dava konusu uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu nun 125. maddesindeki genel zamanaşımının somut olayda uygulanmaması gerekir. O halde, Mahkemece Bankalar Kanunu nun 36.maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan havale tutarının Bankası na intikal ettirildiği kanıtlandığına ve bu bankanın havale bedelini ödediğini veya iade ettiğini somut olarak iddia ve ispat edemediğine göre... denilmek suretiyle Banka aleyhine hüküm tesis edilmiģtir. 7- Yargıtay 11. HD nin 19.01.2006 T. 2005/174 E. 2006/312 K. sayılı kararı ile; bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacaklarının 10 yıl sonra zamanaşımına uğraması, bankaca gerçekleştirilecek tebligatın yapılması koşuluna bağlanmıştır. Daha açık bir anlatımla, sahipleri hakkında bu yönde uygulama yapılmadan banka nezdindeki hakları ve alacakları kendiliğinden zamanaşımına uğramaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. Davalı bankanın açıklanan bu hususları da yerine getirmediğinin anlaşılmasına göre, yatırılan paranın banka nezdinde bulunduğunun kabul edilerek, bu kabul doğrultusunda yargılamaya devam olunarak değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde davanın hukuki dayanaktan yoksun olarak reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. denilmek suretiyle karar Banka aleyhine bozulmuģtur. 8- Yargıtay 11. HD nin 25.01.2007 T. 2005/13871 E. 2007/802 K. sayılı kararı ile; Mahkemece iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait mevduatın TC. Merkez Bankasına intikal ettirilmediği alacağın zamanaģımına uğramasının bankaca gerçekleģtirilecek ilan ve tebligata bağlı olup, bu gerekliliğin yerine getirilmediği

17 gerekçesiyle davanın kabulü ile 23.03.1984 tarihine kadar %9, bundan sonraki tarihe kadar döviz hesabına uygulanan Merkez Bankası faiz oranlarının tarihlerine göre uygulanmasına karar verilmiģtir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartıģılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına denilmek suretiyle Banka aleyhine verilen karar onanmıģtır. 9- Yine baģka bir davacı tarafından Alman Sigorta Kurumu tarafından adına tahakkuk ettirilen ve TC. Merkez Bankasınca Trabzon ġubesine devredildiği ifade edilen DEM 9.434,90.- tutarlı sigorta prim iadesinin Bankaca tarafına ihbar edilmediği ve ödenmediği ileri sürülerek söz konusu miktarın faizi ile birlikte tarafına ödenmesi istemiyle Banka aleyhine baģlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine ikame edilen itirazın iptali davası neticesinde verilen kararda; davacı adına Alman Sigorta Kurumundan gönderilen paranın tartışmasız bulunduğu, ancak havale ile ilgili davacıya herhangi bir ihbar durumu kanıtlanamadığından zamanaşımı süresinin başlamadığı, bu şekilde kendisine havale edilip davacıya ulaştırılması istenen dövizi davalı bankanın 20 seneyi aşkın bir zaman yedinde tuttuğu gibi gönderen makama da iade etmediği, bu süre zarfında davacının anapara ve nemasından mahrum kaldığı ve bu şekilde zarara uğradığı, Borçlar Kanunu nun 460. maddesinin bu durumu düzenlediği denilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bankaca bulunulan temyiz istemi neticesinde Yargıtay 19. Hukuk Mahkemesi nce verilen 12.02.2007 T. 2006/6767 E. 2007/1181 K. sayılı karar ile söz konusu karar Banka aleyhine onanmış, karar düzeltme talebi de yine aynı Daire nin 09.10.2007 T. 2007/4610 E. 2007/8786 K. sayılı kararı ile reddedilmiş ve mezkur karar bu suretle kesinleşmiş bulunmaktadır. VIII-YARGITAY IN YAKLAġIMININ GEREKÇELERĠ VE ELEġTĠRĠSĠ Yargıtay ın yukarıdaki kararlarında, genel yaklaģım olarak, zamanaģımı savunmasının bir ön Ģarta bağlanmıģ olduğu görülmektedir. Bu yorumun son on yıldan bu yana gittikçe daha net biçimde ifade edildiği de anlaģılmaktadır. Yargıtay ın bu yaklaģımının teorik çerçevedeki sebepleri hususunda kararlarda bir netlik bulunmamaktadır. Ancak kararlardan anlaģıldığı kadarıyla bu yaklaģımın çeģitli mülahazaları vardır: 1. Bankalarla ilgili tüm özel kanunlar (mesela yürürlükteki Bankacılık Kanunu nun 61. maddesi) mevduat sahibinin mevduatını geri alma hakkının, vade ve benzeri akdî hususlar dıģında sınırlandırılamayacağını ve engellenemeyeceğini düzenlemekte ve aksi davranıģı suç saymaktadır. Yargıtay yukarıdaki 2. ve 3. sıradaki kararlarında zamanaģımını sınırlandırırken bu hükme de atıf yapmaktadır. Bu hükümlerin kanunlarda yer almasının sebebi, bankaların güven kurumları (itibar müesseseleri) olarak sağlıklı faaliyet göstermelerinin sağlanması ve nakit talebini karģılamada geciken bankanın likidite sıkıntısı içinde bulunduğu yolunda ortaya çıkabilecek dedikodunun bu yolla önlenmesidir. Bu hükmün zamanaģımına uğramıģ mevduatı talep edebilmeyi kapsamayacağı açıktır. Bu nedenle hükmün Yargıtay ca zikredilmiģ olması, olsa olsa bankaların güven kurumu niteliği taģıdıklarını zikretmek suretiyle içtihadı için bu hükümden de destek almak isteği ile açıklanabilir. Ancak bu gerekçe Yargıtay ın yaklaģımını desteklemeye yardımcı olmamaktadır.