ERKEKLERDİLEGELDİ Hazırlayan:ErkekMuhabbeti www.sogep.org.tr www.erkekmuhabbeti.com
ERKEKLER DİLE GELDİ Bilhan Gözcü
Araştırma ve Derleme: Bilhan Gözcü Kapak Tasarım: Ayşegül Kantarcı Emeği Geçenler: Aysun Sayın, Ceren İşat, Çağlar Çetin, Ömer Şeker www.erkekmuhabbeti.com www.sogep.org.tr erkekmuhabbeti@gmail.com Bu dosya Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikaları Merkezi bünyesindeki Erkek Muhabbeti isimli çalışma grubunun faaliyetleri kapsamında hazırlanmıştır. 1
İÇİNDEKİLER ASKER HAKLARI..... 6 ASKERLER ANLATIYOR. 8 BİZ ERKEK DEĞİLİZ İNİSİYATİFİ... 11 BOŞANMIŞ BABALAR PLATFORMU...... 20 ERKEK MUHABBETİ. 21 ERKEKLER MATİNESİ.. 46 ERKEKLİK İSTİSNAİ BİR DURUMDUR.... 51 EZİLENLERİN SOSYALİST PARTİSİNDEN ERKEKLER....... 56 FARKYERİ REKLAM AJANSI. 58 RAHATSIZ ERKEKLER.... 59 VOLTRANS...... 62 2
ÖNSÖZ Pippa Bacca nın tecavüze uğraması ve ardından öldürülmesi maalesef bir milattı. Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi nin ortaya çıkışı, yayınladıkları bildiriler ve yaptıkları şüphesiz ki çok önemliydi. Zira erkekliğe düzülen methiyelerin ülkesinde, bir göğe bakma durağıydı biz erkek değiliz!. Ancak araştırmalarımız sırasında öğrendik ki erkeklerin bir araya gelip erkekliği ve cinsiyeti konuşmaya niyetlendikleri öncül olarak sayabileceğiz bir girişim daha varmış. Aslında cinsiyet rejimiyle mücadele eden erkekler bahsinde ömrü en uzun olanlar antimilitaristler ve vicdani retçiler. Bugüne kadar bir şekilde örgütlenmiş erkeklerin ne dediği bizim için çok önemliydi. Zira hem söylenenlerin ve söylenmeyenlerin ne olduğunu hem de söylenenlerin nasıl söylendiğini merak ediyorduk. Araştırma süreci öğreticiydi bizim için. Hiç düşünmediğimiz şeyleri fark etme ve bilmediğimiz şeyleri öğrenme fırsatı oldu. Bir erkek örgütlenmesinin kullandığı dil ve seçtiği kelimeler çok önem-liydi ve bu metinleri kendi çalışmalarımız için çözümlerken tüm metinler tek bir dosya halinde olsa hiç fena olmaz dedik. Madem böyle bir dosya var elimizde, o zaman bunu internet sitesinden de pay-laşalım dedik. Erkek örgütü sözcük öbeği bir dolu sıkıntıyı da beraberinde getiriyor bizim için. Bu dosya için örgütleri belirlerken öncelikle öznelere ve konuya baktık. Yani cinsiyet rejimine aleyhtarlık ya da öznelerin erkek olması belirleyici oldu. Tabi erkeklerin özne olduğu sayamayacağımız kadar çok örgüt var hayatımızda. Sendikalardan, siyasal partilere, ruhban sınıfından, militer sınıfa birçok erkek örgütü var. Ancak bu dosyada ele alınmak istenenin bu tarz örgütler olmadığı sanıyoruz ki anlaşılmıştır. Tabi bu dosyaya eklenen örgütlerin nitelikleri farklılaşıyor. Farklılaştıran unsurlar ise otonomi, özneler, yapılan çalışmalar ve gerçekleştirilen eylemler. Kimileri bir STK çatısı altında örgütlenmiş, kimileri antiotoriter ve antimilitarist mücadele geleneğinden gelen otonom örgütlenmeler. Kimilerinin karar alma mekanizmaları daha hiyerarşik, kimilerinin karar alma mekanizmalarında sadece er-kekler var, kimilerinin ise örgütlenme motivasyonları diğerlerinden farklılaşıyor. Ekleyip ekleme-mekte kararsız kaldığımız örgütlenmeler de oldu. Zira söylediklerine katılmamakla beraber ne söylediklerini ele almanın faydalı olabileceğini düşünerek dosyaya ekledik. Yayınlanma tarihlerini bildiğimiz metinleri, son yayınlanandan ilk yayınlanana doğru sıraladık. Yayın tarihi konusunda fikrimizin olmadığı metinleri ise en sona koyduk. Ancak bu örgütlerin kendilerini ifade etmek amacıyla sitelerindeki mevcut metinleri en başa aldık. Buna ek olarak temsil niteliği taşıyıp taşımadığından emin olmadığımız, altında örgüt imzası yerine kişi imzası bulunan, bazı metinleri almadık. Ulaşabildiğimiz metinleri olduğu gibi kopyaladık. Yani metinlerdeki kalın ya da italik ifadeleri olduğu gibi muhafaza etmeye çalıştık. Sadece tüm metinlerin aynı karakter ve boyutlarda olması için yazı karakterlerini değiştirdik. 3
Henüz tamamlanmamış bu dosyanın eksiklerini ya da hatalarını zamanla düzeltmeyi umuyoruz. Bu nedenle erkekmuhabbeti@gmail.com adresine göndereceğiniz her türlü eleştiriye ihtiyacımız var. 4
ZEKİ MÜREN İ SEVİNİZ 5
ASKER HAKLARI (Bu metin askerhaklari.com adresinde askerhaklari.com Neden var? başlığıyla yayınlanmış-tır. Son erişim tarihi, 22.12.2012) Hiç kimse işkenceye ya da acımasız, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da muameleye uğratılamaz. (İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Md. 5) askerhaklari.com, başta yukarıda alıntılanan 5. madde olmak üzere, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi nde ortaya konan ilkelerin tüm insanlar için olduğu gibi zorunlu askerler için de geçerli olduğunu hatırlatmak için var askerhaklari.com, zorunlu askerlerin gündelik hayatlarında maruz kaldıkları kötü muamelelerin ortadan kaldırılması için çaba gösterilmesinin önemli ve son derece ihmal edilmiş bir sosyal bir sorumluluk alanı olduğu inancından yola çıkarak, askerlikleri sırasında kötü muameleye uğrayanlara, bu konuda haklarını aramaları için destek olmak için var askerhaklari.com, başta fiziksel şiddet ve sözlü hakaret olmak üzere, zorunlu askerlerin karşı karşıya kaldıkları her türlü kötü muamele ve insan hakkı ihlali karşısında neler yapılabileceğine dair farkındalığı arttırmak ve haklarını aramak isteyenlere destek olmak için var askerhaklari.com, zorunlu askerlik sistemi üzerindeki mevcut denetim mekanizmalarını daha etkin bir şekilde kullanılmasına katkı sağlamak için var askerhaklari.com, herhangi bir siyasi topluluk, dernek ya da vakıf bünyesinde kurulmuş bir site değildir. Bununla beraber, zorunlu askerlerin koşullarını iyileştirmenin önemli olduğuna inanan ve bu konuda destek vermek isteyen her türlü platform ile işbirliği yapmaya ve beraber projeler üretmeye hazırdır. askerhaklari.com, verdiği hizmetler için bir ücret talebinde bulunmaz. 6
(Bu metin askerhaklari.com adresinde Biz Ne Yaparız? başlığıyla yayınlanmıştır. Son erişim tarihi, 22.12.2012) 2011 Nisan ayında kurulan askerhaklari.com sitesi, zorunlu askerlik sırasında maruz kalınan dayak, kötü muamele ve işkence içeren ihlalleri izleyen sivil bir girişimdir. Amacımız zorunlu askerlik sırasında yaşanan haklarının ortadan kalkması için gerekli yasal ve yapısal mekanizmaların ve düzenlemelerin hayata geçirilmesini sağlamaktır. askerhaklari.com, askerliği sırasında başta fiziksel şiddet (dayak), sözlü hakaret (küfür) ve işkence olmak üzere herhangi bir insan hakkı ihlaline MARUZ KALAN ya da TANIK OLAN kişilerin, MECLİS İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU na başvurmalarına yardımcı olur. Şikayetçi olmak isteyenlere, dilekçe yazımında destek olur. Destek almak için TIKLAYIN! askerhaklari.com, zorunlu askerlik sırasında maruz kalınan kötü muameleler ve işkenceler konusunda kamuoyunda bir farkındalık oluşturmak ve mağduriyet yaşayanlara yol gösterici olabilmek amacıyla askerlik sırasında yaşanan hak ihlalleri ile ilgili basında çıkan haberleri bir araya getirir ve düzenli olarak yayınlar. askerhaklari.com, gönüllülerden oluşan ve verdiği destekler karşılığında hiç bir maddi karşılık beklemeyen bir sivil toplum girişimidir ve insan hakları konusunda faaliyet gösteren önde gelen derneklerle ortak hareket eder. Destekçilerimiz: Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) İnsan Hakları Derneği (IHD) İnsan Hakları Ortak Platformu (IHOP) İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 7
ASKERLER ANLATIYOR (Bu metin askerleranlatiyor.blogspot.com adresindeki sitenin ana sayfasında, sitenin amacını kısaca açıklayan metindir. Son erişim tarihi, 22.12.2012) Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak. Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz. 8
(Bu metin askerleranlatiyor.blogspot.com adresindeki Tanıtım Yazısı başlıklı sekmede yayınlanmış metindir. Son erişim tarihi, 22.12.2012) Bu sitede öncelikle hikayeler toplamak; erkekler tarafından anlatılmış askerlik hikayelerini paylaşmak istiyoruz. Ancak erkek deneyimleri, hele travmatik deneyimler, her ne kadar erkek-egemen bir toplumda yaşıyor olsak da (belki de bilhassa bu yüzden) çok dile dökülmüyor. Biliyoruz ki erkekler ağlamaz, erkekler acılarını dışa vurmaz, erkekler yakınmaz... O nedenle hikaye toplamak zor. Askerlik ve Türkiye nin jeopolitik konumuna dair uzun bir sohbete pekçok erkekle girmek mümkün; ancak deneyim, özellikle hisler etrafında anlatılan deneyim dinlemek pek o kadar kolay değil. Hisler (erkekliğin aylarca tehdit altında kalmasından oluşmuş hisler) genelde bastırılıyor. Zira hikayelerde dile gelen hisler zayıf bir erkeklik ima ediyor. İşte buradan hareketle biz, hikaye anlatmanın Türkiye deki itaat kültürüne ve iktidara dair önemli bir sorunu açığa çıkarabileceğini umuyoruz. Bu anlamda amacımız askerlikle ilgili sessizliği burada paylaştıklarımız sayesinde kırmak. Deneyimden kopmuş büyük soyut çıkarımlar ve politik analizler yerine ne yaşadığımızı anlamlandırmamız gerekiyor, hem de acilen. İşte hikayeler böyle bir samimiyeti ve çoksesliliği mümkün kılıyor. Bugün Türkiye de önemli bir kesim (belki de yaşananların şiddetinden ötürü) Türkiye deki hakim söylemlerle özdeşlik kurmuş durumda: Şerefsizleri, köpekleri öldürdük; vatan hainlerine dersini verdik; yaptık ama haklıydık gibi bol küfür, bol nefret içeren tepkiler bize göre askerlik çevresinde kronik hale gelmiş önemli bir soruna işaret ediyor: Biz birbirimizi duymayı bıraktık! Daha fenası, bu grubun içinde çatışmaya girmiş olanlar da var 14 yaşında eline silah almamış erkekler de. İnternet forumlarında askerlikle ilgili ufak bir tarama bile insanı barışın geleceği konusunda karamsarlığa itebiliyor. Ama bu sitenin çıkış noktası umut. Biz barışın mümkün olduğuna inanıyoruz ve silahların gölgesinde yaşamak istemiyoruz. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Bu anlamda, askerlikle teması olmuş bütün erkeklerin anlatacakları çok önemli. Çünkü biz bu topraklarda çiğnenen, güdük bırakılan vicdanları, kanunların-meclisin-büyük adamların değil; hikayelerin, paylaşmanın, yeni anlamların dirilteceğini umuyoruz; hepimizin binbir ağızdan anlatacağı hikayelerin... Anlatacaklarınız size çok önemli gelmeyebilir. Size göre sıkıcı bile olabilir. Biliyoruz ki askere giden büyük çoğunluk 4 kez kurşun sıkıp dönüyor. Ama biz en sıkıcı, en durağan hikayeleri de duymak istiyoruz. Askerlik büyük bir çoğunluk için tam da bu değil mi? Bilgisayar başında geçirilen bir 6 ay; yahut komutana hazırlanan rutin sabah kahvaltıları, ızdıraplı banyo saatleri, sabah yoklamaları, el bombası fırlatma 9
antremanları, kalorifer kazanının tamiri... Anlatacaklarınız tam anlamıyla bir hikaye bile olmayabilir. İçinde siz olun, hissettikleriniz olsun o yeter. Askerlik sizi sizden ne kadar koparıp alıyorsa, biz o derece sizi sizden duymak istiyoruz. İsminizi istemiyoruz (ama isterseniz isimle de gönderebilirsiniz). Kimsenin yargıçlığına da soyunmayacağız. Eğer anlatacak hikayeniz varsa ve paylaşmak isterseniz sizi dinlemekten memnun oluruz. Amacımız bu ülkede askerlik deneyimlerini arşivlemek, paylaşmak, kayıt düşmek ve hatırlamak. Kısaca, bu siteyi konuşmak/anlatmak için bir çağrı olarak düşünün. Ölümü kutsayan nefret dolu mesajlar dışında, her türlü hikayeye burada yer vermeye çalışacağız. Bazılarınızın kim olduğunun bilinmesini istemeyeceğini düşünerek sitemizi buna göre şekillendirdik; yazılarınızı basit bir iletişim kutusuyla (e-mail adresi veya herhangi bir ek bilgi gerekmeden) göndermeniz mümkün. Sitede yazılanların hepsi sizin sesiniz olacak; biz sadece birbirimizi duyabileceğimiz bir ortam oluşturmayı hedefliyoruz. Son olarak, hukuki bir açıklama yapmak durumundayız. Türk Ceza Kanunu Madde 318 şöyle demektedir: 1- Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. 2- Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır. Bu yasa 1889 tarihli İtalyan Zanardi Kanunundan çevrilerek 1926 da kabul edilmiş, çeşitli değişikliklerle bugüne gelmiştir. Her ne kadar bu yasanın demokratik bir toplumla bağdaşmadığını, fikir ve vicdan hürriyetine sekte vurduğunu düşünsek de bu yasayla bağlıyız. O anlamda şunun altını çizme ihtiyacı hissediyoruz: Maksadımız halkı askerlikten soğutmak değil, sizden gelen anıları, aleyhte-lehte fikirleri ve duyguları paylaşmak ve bu ülkedeki barış sürecine katkıda bulunmaktır. Erkekler, Asker olarak doğulmuyor; bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz. 10
BİZ ERKEK DEĞİLİZ İNİSİYATİFİ (Bu metin, 9 Mart 2011 deki eylemin metnidir ve Taciz, tecavüz, şiddet, cinayet erkeklikse biz erkek değiliz başlığıyla www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde yayınlanmıştır. Son erişim tarihi, 23.12.2012) Dün 8 Mart Dünya Kadınlar günüydü. Bugün biz buraya toplanmış bir grup erkek olarak 8 Mart hakkında kadınlara değil, 9 Mart ve geriye kalan 363 gün hakkında bütün erkeklere seslenmek istiyoruz: Özellikle son zamanlarda kadın cinayetleri gibi bir kavram gündemi meşgul ediyor. Ancak tüm bu cinayetleri işleyenler erkek ve aslında failin teşhir edilmesi gerekiyor. Erkekler gözlerinizi açınız ve ellerinize bakınız. İstisnasız hepimizin ellerinde kan var! Kadınların, çocukların ve diğer erkeklerin kanı Belki bazılarımız itiraz edecektir, ben kimseyi öldürmedim diye. Oysa gündelik hayatlarımızı, bir baba olarak, abi olarak, koca olarak, sevgili olarak, asker olarak, namus bekçisi olarak yaşarken, gerçek bir katliam makinası olarak çalışan ve aralıksız olarak katiller üreten erkekliğe sahip çıktığımız, onu yüceltip, koruyup kolladığımız her an, istisnasız hepimizin elleri kana bulanıyor. Oysa bu bir kader değil. Bizler, erkekler, toplum, aile ve devlet tarafından bize öğretilmiş ve sürekli dayatılmakta olan bu erkekliğe karşı çıkabiliriz; çıkmalıyız; çıkıyoruz. Bizler, erkek olmayanı ezmeyi, sömürmeyi, yok saymayı kendinde hak gören ve adına erkeklik denen bu tahakküm sistemini ayakta tutan birer çivi olmayı reddediyoruz. Bu nedenle, bundan böyle biz, bir grup erkek olarak, her 9 Mart günü bir araya gelip sürdürülen cinsiyet temelli eşitsizlik koşullarını, sadece dayakla simgeselleşen şiddeti değil, aynı zamanda taciz, cinsel istismar ve tecavüz gibi kadına yönelik her türlü eril şiddeti protesto etmeye ve erkek cinayetlerini teşhir etmeye karar verdik; ilan ediyoruz ve diyoruz ki taciz, tecavüz, şiddet, cinayet erkeklikse, biz erkek değiliz! Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi BEDİ 11
(Bu metin www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde Erkekler Erkekliklerinden Utanıyor! başlığıyla yayınlanmıştır. Son erişim tarihi, 23.12.2012) "Üç yıl önce, sayısını bilemediğim kadar çok erkeğin tecavüzüne maruz bırakıldım. Aralarında öğretmenler, milli eğitim müfettişleri, kamu görevlileri vardı. Her şey profesyonelce düzenlenmişti. Herkesin rolü, konumu, sırası belliydi. Önemli bir ritüeli yerine getiriyormuşçasına hareket ediyorlardı..." Çoğunlukla dile getirilemeyen bu sözleri, yaşadığı tarifsiz travmanın ardından bir kadın dile getirdiğinde, erkek olarak davranması ve bu rolün hakkını vermesi beklenen bizler, bir kez daha utandık. Tecavüzcünün yanında yer alan devlete inat, "Başıma gelenler ilk değildi ve sesimi çıkarmasaydım son da olmazdı" diyerek yargıya başvurduğunda umutlandık. Ama yargının da "erkek" olduğunu, tecavüzcüler tutuklanmadan, yargılanmadan dolayısıyla ödüllendirilerek- salıverilince bir kez daha hatırladık. Bin kez tiksindik, bin kez kahrolduk. Adalet Bakanlığı'na yapılan başvurular sonucu bu kez, "dayanışmacı" erkeklerden ikisi Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanık; teşhis edilen sekiz tecavüzcüden geri kalan altısıysa aynı davada tanık! Diliyoruz ki adalet bari bu kez yerini bulsun... Diliyoruz ki yargının vereceği cezalar, erkekler daha fazla kadına hayatı zindan etmeden, bu "erk oyunu"ndan onları vazgeçirsin. Her halükarda biz, bu minvalde "erkek" olmaktan, bu sıfattan ve onun kökündeki "erk"ten peşinen vazgeçiyoruz. Bir ritüele dönüştürülüp erkek dayanışmasının korkunç bir örneği olarak sergilenen bu vahşeti kınıyoruz. Kendisine biçilen erkeklik rolünün içini doldurabilmek için böylesi eylemleri gerçekleştirenler yüzünden kendi toplumsal cinsiyet kimliğimizden utanıyoruz. Tecavüz erkeklikse, taciz erkeklikse, eril şiddet erkeklikse, biz erkek değiliz! Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi 12
(Bu metin www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde Bunda Gülünecek Ne Var? başlığıyla yayınlanmıştır. Son erişim tarihi, 23.12.2012) 17 Ekim gecesi Habertürk TV kanalında Ali Poyrazoğlu nun sunduğu Gölgede Muhabbet adlı eğlence programın içinde, Fatmagül ün Suçu Ne? dizisindeki tecavüz sahnesi parodi olarak sahnelendi. Saha, takım, gol, kale, skor gibi futbol kavramları, bir tecavüz olayını betimlemek için kullanıldı. Gülmemiz beklenen bu skece biz gülemedik; gülmek bir yana adeta kanımız dondu. Çünkü eğlence adına yapılan şey apaçık tecavüzü normalleştiren ve bu anlamda meşrulaştıran bir gösteriydi. Skeci yapanlar, TV programı içinde yer verenler, alkışlayanlar ve gülenler, tecavüzü, yani en yok edici haliyle cinsel şiddeti, futbol stadyumlarında kanıksanmış olan bir çeşit erkek taşkınlığına eşitlemiş oldular. Peki ne istiyorlar? Bir kısmı ölümle, geri kalanı ise fiziki ve/veya ruhi ağır yaralanmalarla sonuçlanan bu yaygın şiddeti, biz erkeklerin doğası böyledir işte, napalım diyerek hoş görmemizi mi bekliyorlar? Eğer tecavüz etmek kaçınılmazsa bari eğlenelim, gülelim mi istiyorlar? Hayır kabul etmiyoruz; hoş görmüyoruz, gülmüyoruz, gülemiyoruz. Bunda gülünecek ne var? Keşke bütün mesele bu pespayelikten ibaret olsa Her gün, her saat, her dakika toplumun istisnasız her katmanında ve coğrafyanın istisnasız her noktasında, erkekler taciz ve tecavüz ediyor. Yanısıra, kesintisiz şekilde çalışan erkekegemen bir çark, medyasından mahkemesine, stüdyosundan stadyumuna, okulundan ailesine, erkek tahakkümünü ve eril şiddeti sürekli kollayıp, mazur gösteriyor ve yeniden üretiyor. Biz bu erkekegemen çarkın bir parçası olmak istemiyoruz. Eğer erkeklik, eşitsizliği savunmak, hükmetmek, ezmek, şiddet uygulamak ve yoketmekse, biz erkeklikten istifa ediyoruz ve tıpkı Pippa Bacca, tecavüz edilerek öldürüldüğünde yaptığımız gibi, herkese ilan ediyoruz: Biz Erkek Değiliz. Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi BEDİ 13
(Bu metin 30 Aralık 2010 günü Biz Erkek Değiliz İnisiyatifi nin yeni yıl basın açıklamasıdır. Me-tin www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde yer almaktadır. Son erişim tarihi, 23.12.2012) Basına ve Kamuoyuna, Yine yeni bir yıl var kapımızda. 2009 yılı iş yerlerinde, otobüslerde, sokaklarda, arkadaş meclislerinde, eğlence mekânlarında erkeklerin kadınları kâh psikolojik kâh cinsel taciziyle geçti. Ve yine yılbaşı yaklaşıyor. Her sene Taksim Meydanı nda yerli yabancı birçok kadının tacize uğraması neredeyse geleneksel hale geldi. 2010 yılına gireceğimiz şu günlerde, bebeklikten itibaren zorbalığı, şiddeti, militarizmi, tahakküm etmeyi, yüksek sesle höykürmeyi, küfretmeyi, korkutmayı, sindirmeyi, acımasız olmayı, öldürmeyi, kahramanlığı, götünü kollamayı, penisini yüceltmeyi, uçanı kaçanı becermeyi öğrenerek erkeklik eğitiminden geçmiş bizler aynı eğitimden geçmiş aramızdaki, dışımızdaki, etrafımızdaki tacizcilere dur demek ve tacizlerine sessiz kalmayacağımızı göstermek için yılbaşı kartı yollamaya karar verdik. Çevrenizde taciz ettiğini bildiğiniz kişilere sizler de yollayabilirsiniz. "2009'daki tacizlerinizin yeni yılda sona ermesini umut eder, 2010'da hiç bir tacize sessiz kalmayacağımı bilmenizi isterim. Bu vesileyle tüm tacizcilere pişmanlıklar dilerim." İyi Seneler! TACİZ VE TECAVÜZ ERKEKLİKSE, BİZ ERKEK DEĞİLİZ! 14
(Bu metin 2 Ağustos 2008 günü gerçekleştirilen basın açıklaması için yapılan çağrının metnidir. Kaynak www.lambdaistanbul.org. Son erişim tarihi, 02.01.2013) Ahmet Yıldız cinsel yöneliminden dolayı öldürüldü! Ahmet Yıldız, eşcinsel olduğu için öldürülen ilk kişi değildi. Eşcinsellerin varlığını kendisine tehdit olarak gören egemen erkek zihniyetinin neferleri tarafından 15 temmuz günü arabasının içinde çapraz ateşe alınarak öldürüldü. Eşcinsel birinin öldürülmesi basında ancak dehşet ve ibret verici haberler kategorisinde sunuldu ve hepimizi bir şekilde etkileyen eşcinsel nefretinden ve homofobiden payını almış basının tavrı, bu korkuları daha da körükledi. Eşcinsel bir kişinin öldürülmüş olması diğer sosyal sorunlarla aynı değere sahip görülmediğinden midir, toplumsal muhalefet de bu olaya gereken ilgiyi göstermedi. Ahmet Yıldız ın ölümünü soruşturmak konusunda polisten ya da adli makamlardan da hâlâ hiçbir açıklama gelmediğini görüyoruz. Bir insanın cinsel yönelimi nedeniyle öldürülmesi egemen erkeklik algısının sonucudur. İnsanları cinsel yönelimlerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutan, aşağılayan, şiddet uygulayan ve öldüren bu hâkim ve yaygın erkek zihniyetini protesto etmek üzere, bir kez daha Eşcinsel Düşmanlığı Erkeklikse Biz Erkek Değiliz demek için erkekleri ve ayrıca destek olmak isteyen kadınları da bekliyoruz. Eşcinsel Düşmanlığı Erkeklikse Biz Erkek Değiliz! 15
(Bu metin www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde, Nisan 2008 de Biz Erkek De-ğiliz Ankara Girişimi tarafından yayınlanan bildiridir. Son erişim tarihi, 23.12.2012) BİZ ERKEK DEĞİLİZ Bu ülkede, bu dünyada kadın olmak çok zor. Başımızı çevirdiğimiz her noktada, binlerce yıldır kanıksanageldiği üzere horlanması, yerini bilmesi, haddini aşarsa susturulması, aşık atacaksa erkek gibi olması, cinsel tacize uğraması, itaat etmedi diye dövülmesi, namusu kirlendi diye öldürülmesi neredeyse kural haline gelmiş kadınları görmek çok kolay. Bu dünyada kadın olmak çok zor. Yeryüzünde yapılan işlerin üçte ikisi kadın emeğinin eseriyken, kadınlar toplam gelirin yalnızca yüzde onunu elde edebiliyor, mülkiyetinse ancak yüzde birine sahip olabiliyorlar. Peki böyle bir ülkede ve böyle bir dünyada erkek olmak kolay mı? Başınızı çevirdiğiniz her yerde, yeterince erkek kabul edilebilmek için zorbalığı, şiddeti, militarizmi, tahakküm etmeyi, yüksek sesle höykürmeyi, küfretmeyi, korkutmayı, sindirmeyi, acımasız olmayı, öldürmeyi, kahramanlığı, götünü kollamayı, penisini yüceltmeyi, uçanı kaçanı becermeyi içine sindirmeye mecbur olan erkekleri görmek çok çok kolay; hatta kaçınılmaz. Biz, erkek olmanın bu dayanılmaz hoyratlığına artık tahammül edemiyoruz ve bize dayatıldığı gibi erkekler olmayı reddediyoruz. Pippa, kendi doğruları uğruna kendini bu erkek hoyratlığının içine salıvererek hayatına mal olan bir risk almıştı. Bizler bu erkekliğin bir parçası olarak kalırsak, şüphesiz aynı suça ortak olmuş olacağımızı biliyoruz, hissediyoruz. Biz de korunaklı erkeklik zırhımızdan sıyrılıyoruz ve geçmişimizdeki binlerce, onbinlerce eziyet, tahakküm, işkence, tecavüz ve cinayet suç ortaklığı için de özür diliyerek, ele güne karşı ilan ediyoruz ki: BİZ ERKEK DEĞİLİZ! Bize yüklenmiş ve zaman zaman gereklerini yerine getirdiğimiz toplumsal cinsiyet rollerini oynamak istemiyoruz. Tecavüz etmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! Namus-töre bekçiliği yapmak erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! Öldürmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! 16
Homofobik olmak erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! Hayatı ve sokakları kadınlara dar etmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! 17
(Bu metin www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde, Nisan 2008 de yayınlanan i-kinci bildiridir. Son erişim tarihi, 23.12.2012) BİZ ERKEK DEĞİLİZ Bu ülkede, bu dünyada kadın olmak çok zor. Başımızı çevirdiğimiz her noktada, binlerce yıldır kanıksana geldiği üzere horlanması, yerini bilmesi, haddini aşarsa susturulması, aşık atacaksa erkek gibi olması, cinsel tacize uğraması, itaat etmedi diye dövülmesi, namusu kirlendi diye öldürülmesi neredeyse kural haline gelmiş kadınları görmek çok kolay. Peki, böyle bir ülkede ve böyle bir dünyada erkek olmak kolay mı? Başınızı çevirdiğiniz her yerde, yeterince erkek kabul edilebilmek için zorbalığı, şiddeti, militarizmi, tahakküm etmeyi, yüksek sesle höykürmeyi, küfretmeyi, korkutmayı, sindirmeyi, acımasız olmayı, öldürmeyi, kahramanlığı, götünü kollamayı, penisini yüceltmeyi, uçanı kaçanı becermeyi içine sindirmeye mecbur olan erkekleri görmek çok kolay; hatta kaçınılmaz. Biz, erkek olmanın bu dayanılmaz hoyratlığına artık tahammül edemiyoruz ve bize dayatıldığı gibi erkekler olmayı reddediyoruz. Pippa, kendi doğruları uğruna kendini bu erkek hoyratlığının içine salıvererek hayatına mal olan bir risk aldı. Bizler bu erkekliğin bir parçası olarak kalırsak, şüphesiz onun ölümüne neden olan aynı suça ortak olmuş olacağımızı biliyoruz, hissediyoruz. Biz de korunaklı erkeklik zırhımızdan sıyrılıyoruz ve geçmişimizdeki binlerce, onbinlerce eziyet, tahakküm, işkence, tecavüz ve cinayet suç ortaklığı için de özür dileyerek, ele güne karşı ilan ediyoruz ki: BİZ ERKEK DEĞİLİZ! 18
(Bu metin www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde, Nisan 2008 de yayınlanan birinci bildiridir. Son erişim tarihi, 23.12.2012) BİZ ERKEK DEĞİLİZ! PippaBacca nın korkunç ama çok da sıradışı olmayan ölüm biçimi, yani tecavüz edilerek öldürülmesi, sansasyonel bir durum yarattı bu defa. 8 Mart ta başladığı yürüyüşünü savaşların olduğu ya da güvenliksiz olarak nitelenen bir rotada gerçekleştiren bir kadın sanatçı ve yabancı olmasıydı bu sansasyonun nedeni. Trajik bir biçimde dikkat çekmeye çalıştığı önyargıların kurbanı olması da vicdanları sarstı belki. Ama ikiyüzlülüğü de ortaya çıkardı bu olay. Sanki bu ülkede hergün namus-töre-iffet adına kadınlar öldürülmüyormuş gibi; biz Avrupa nın ahlaksızlığını almadık minvalinde nutuklar çeken bir başbakan yokmuş gibi, kadınlara yönelik taciz-tecavüzsaldırı ve öldürme olayları nerdeyse sıradan olaylar değilmiş gibi, medya ve yetkililer namusumuzu hemen temizleyiverdiler. Bizi elaleme rezil eden bir alçak hemen derdest edildi. Hemen diplomatik yollarla özürler dilendi, manşetler atıldı, haber bültenlerinde alçak tecavüzcü teşhir edildi. Sanki iffetsiz Avrupalı kadınlara yönelik taciz ve tecavüzün neredeyse bir milli erkek sporu haline gelişi, sokaklarda kadınların her an tacizle karşılaşabiliyor olması, bir kuytuda ya da herkesin gözleri önünde öldürülüyor olması, intihara zorlanıyor olması başka bir ülkeye ait olgularmış gibi; sanki AKP li bir kadın milletvekilinin sonuçlarını bile açıklamaya ürktüğü ensest araştırması başka bir ülkede yapılmış gibi. İkiyüzlülük ortadadır artık, herhangi bir örtüyle kapatılamaz. Zaten birkaç gün önce yine Gebze de bir polis ev basıp, evde bulunan kadına tecavüz edilmesine ortak olarak, tekzip etmiştir ikiyüzlülüğü gizleme halini. Bunların farkında olan erkekler olarak artık utancımız ve vicdan azabımızla susup kalmak istemiyoruz. Üçüncü sayfa ülkesinde yaşamak istemiyoruz. Bize de yüklenmiş ve zaman zaman gereklerini yerine getirdiğimiz toplumsal cinsiyet rollerini oynamak istemiyoruz. Reddediyoruz bu rolleri. Tecavüz etmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! Namus-töre bekçiliği yapmak erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! Öldürmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! Homofobik olmak erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ! 19
Hayatı ve sokakları kadınlara dar etmek erkeklikse BİZ ERKEK DEĞİLİZ 20
(Bu metin www.bizerkekdegilizinsiyatifi.blogspot.com adresinde Hakkımda bağlığıyla yayın-lanmış metindir. Son erişim tarihi 23.12.2012) Toplumda hâkim olan erkeklik biçimlerine, cinsiyetçiliğe, dayatılmış cins kimliklerine ve homofobiye karşı olan anti-otoriter bir erkek inisiyatifidir. İtalyan sanatçı Pippa Bacca'nın tecavüz edilerek öldürülmesine karşı ortaya çıkan tepkilerin ardından kendi tavrını ortaya koymak isteyen bazı anarşist/anti-otoriter erkeklerin çağrısıyla, 19 Nisan 2008 Cumartesi akşamı Galatasaray lisesi önünde başlayıp Taksim meydanına kadar bir yürüyüş gerçekleştirilmiştir. Eylem 50'nin üzerinde anarşist, antiotoriter, sol ve muhalif erkeklerin katılımı ve bir o kadar anarşist ve feminist kadının desteğiyle gerçekleştirilmiştir. Bu eylemin ardından toplumsal cinsiyet ve erkeklik konularında hem sokağa yönelik eylemler hem de daha yaygın çalışmalar yürütmek üzere bu eylemin örgütlenmesinde yer alan bazı anti-otoriter erkekler "Biz Erkek Değiliz İnisiyatifini" oluşturmuşlardır. 21
BOŞANMIŞ BABALAR PLATFORMU (Bu yazı www.bosanmisbabalar.com adresinde Misyonumuz ve Hedefimiz başlığıyla yayın-lanmıştır. Son erişim tarihi, 18.01.2013) "Ebeveyne Yabancılaştırma Sendromu" denen vahim durumun varlığını duyurmak. Bununla ilgili olarak toplumda bir bilinç oluşturmak. Çocuklarını babalarından uzaklaştıran annelere çağrıda bulunmak. "Ebeveyne Yabancılaştırma Sendromu"nun Aile Mahkemeleri tarafından dikkate alınmasını sağlamak. (Farkındalık yaratmak). "Ortak Velayet"uygulamasının Türkiye'deki Medeni Kanunda da yer almasını sağlamak için çalışmak. Hukuk sistemimiz ve/veya boşandığı eşi tarafından haksızlığa uğrayan, bu yüzden çocuğunun zarar görmekte olduğunu düşünen ve bu süreci yaşamakta olan babaların ihtiyaç duyduğu bilgi, tecrübe ve görüşlere ulaşmasını sağlamak. 22
ERKEK MUHABBETİ (Bu metin Pınar Selek in, 3 kere beraat etmesine rağmen neredeyse 15 yıldır devam eden davasının ağırlaştırılmış müebbet hükmüyle sonlanması üzerine yazılmıştır. Bu yazıyı dosyaya ekleyip eklememek konusunda kararsız kaldık. Zira Pınar Selek i çok seviyoruz. Ütopyası ütopyamız olan birisinin yaşadıklarına dair hislerimizi aktardığımız bir metnin incelenmek için bir dosyaya konulması fikri tahmin edersiniz ki hoşumuza gitmedi. Ancak bu metnin başka bir örgüte ait olması durumunda dosyaya ekleyeceğimiz gerçeğinden hareketle ekledik. 24 Ocak ta feysbuk sayfamız aracılığıyla yayınladık. Son erişim tarihi 06.02.2013) UMUTLUYUZ, DAHA BİTMEDİ. ÖFKELİYİZ, HALA BİTMEDİ. AMA BİTECEK Siz itirazı sevmezsiniz. Soruları da sevmezsiniz. Hele o soruların peşinden gidenleri hiç sevmezsiniz. Adının Mısır Çarşısı Davası olmasını istediğiniz dava, apaçık bir Düşünce Suçu davası aslında ve siz düşünenleri de sevmezsiniz. Ama biz bunların hepsini severiz. Hele ki Pınar Selek i çok severiz. Bunca yıl, Pınar dan öğrenmemizi istemediğiniz ne kadar şey varsa hepsini öğrendik. İsmiyle müsemma o, beslendik hepimiz onun fikirlerinden ve duygularından. Tam da sizin istemediklerinizi yaptık. Erkeklik in nasıl bir şey olduğunu onun sayesinde öğrendik mesela. Siz bizim için her daim kötü örnek oldunuz, o ise iyi ve bizim ondan öğreneceğimiz daha çok şey var. Hukuk bile olmayan garabetinize hiç girmedik, girmeyeceğiz de. Nasıl olsa bitecek. Ama siz amacınıza ulaşamadınız. Ulaşamayacaksınız da. 23