ŞİPŞAK HİKÂYELER 3. kimim ben?

Benzer belgeler
PEH! Bu kitapta. üzerinde kelime var. Bu gerçekten de çok fazla. Eğer şanslıysan birileri sana bu kitabı okuyabilir.

2015, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A. Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

2010, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

BU KİTABIN ŞAŞIRTICI AYRILDI BAZI SAYFALARI SENİN. Özel Not YETENEKLERİNE. Resim, karalamaca, bulmacalar vs. Etkileyici. Bak! Tek elle tutuyorum.

Can ile Zortan ın Maceraları-2. Yıldıray Karakiya. Resimleyen: Gökçe Yavas Önal

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

Belki bir gözlüğe, birazcık ışığa, atıştıracak bir şeylere, bir bardak gazoza ya da kitaptakileri sana okuyacak birilerine ihtiyacın olabilir.

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

Her gun. yeni bir. macera

2015, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

Akıllıca. İyi değerlendirilmiş zaman diye buna denir.

7. SINIF MATEMATIK KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI

Nastasia Rugani Resimleyen Charline Collette. Böcek Tamircisi

2

Kuğu Gecesi. Ferda İzbudak Akıncı

2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

6. SINIF MATEMATIK KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI

Kırmızı Şemsiye. Şiirler: Mavisel Yener. Öyküler: Aytül Akal. Resimler: Saadet Ceylan. Resimler: Ayda Kantar

SÜPER ÇOCUKLAR-3 KOKU DELİSİ

Bu kitabın telif hakları Siebel Publishing Services ve Kalem Ajans aracılığıyla alınmıştır.

2014, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A. Ş. 1476/1 Sk. No: 10/51 Alsancak-Konak/ÝZMÝR

2009, Tudem Cumhuriyet Bulvarý No: 302/ Alsancak - ÝZMÝR Yazar: Cihan Demirci Resimleyen: Cihan Demirci

Bir bakısta. lı sorular merakı körükler, araştırmaya yöneltir. Haftada 5, dönemde 80 ev çalışması. Her gün, evde, sadece 30 dakika.

2

AYLA ÇINAROĞLU. Şiir Gemisi

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

2014, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A. Ş. 1476/1 Sk. No: 10/51 Alsancak-Konak/ÝZMÝR

5. SINIF MATEMATIK KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI

Julio Cortázar Brüksel, Paris, 1984

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

2018, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

Mavisel Yener ile. Şiir Atölyesi

KiBELE NiN GOLGESiNDE

Babam ve Ben. Patrick Modiano

NAZAN TACER HAYVANLAR

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

Hicabi Demirci ÇİZGİNİN. Çizgisi. Karikatürün Serüveni

AYLA ÇINAROĞLU. Aliş in Kabakları

ALTIN KANATLI TOPÇiN. Ayla Çınaroglu

GEORGE SAUNDERS LANE SMITH

Sem Okulu Sevmiyor. Sophie Martel. Christine Battuz. Yalçın Varnalı. Resimleyen. Çeviren

NAZAN TACER HEDİYELİK

NAZAN TACER BİTKİLER

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Yeni Öğretim Programına Uygun. Kısa Bilgi Bol Alıştırma Çözümlü Sorular Yıldızlı Sorular

İNCELE - DÜSÜN - YAP Uyum Haftası 60+ erken öğrenme

NAZAN TACER OYUNCAKLAR

DAVETSİZ MİSAFİR. Kerem Işık

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Patrick Ness. Siobhan Dowd

GERARD VAN GEMERT YENİ TAKIM RESİMLEYEN MARK JANSSEN. Türkçesi: Gizem Kara Öz

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Bay Çiklet. Gizli Sığınak

PoloStart2 Istituto Comprensivo Marcello Candia Milano. ESEMPI DI PROVE DI INGRESSO IN LINGUA MADRE a cura di Emanuela Crisà

MALZEMELER DÜNYANIN EN Y KREP TAR F! (epey aç olan) 6 kişi için. 1 tutam tuz. şeker. kabartma tozu. soda. KIzartmak için: 10 yumurta. 800 gr.

CİN ALİ İLE BERBER FİL

AYLA ÇINAROĞLU KİM DEMİŞ NİYE DEMİŞ

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

Hans Christian Andersen Tahsin Yücel ( Ayşın Delibaş Eroğlu (

NAZAN TACER MİNİ MİNİ

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

BİR ŞEYLER YAPMAM GEREK

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

Öğ. Rasim KAYGUSUZ. 19 Mart 1973 Tarihli ve 1738 sayılı Tebliğler Dergisi ile ilk okullara tavsiye edilmiştir

AYLA ÇINAROĞLU MİĞFER

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

ACABA NE OLSAM? MÜHENDİS

Transkript:

ŞİPŞAK HİKÂYELER 3 kimim ben?

2014, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A. Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR metin ve resim haklarý 2007, édition Milan, pour la nouvelle édition Ýlk basým 1997 yýlýnda, Fransa da Encore des histoires pressées adý ile Éditions Milan tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. Bu kitabın yayın hakları Akan Ajans aracılığıyla alınmıştır. Yazar: Bernard Friot Kapak Resmi: Martin Jarrie Türkçeleþtiren: Tuvana Gülcan Editör: Figen Müge Erel Baskı ve Cilt: Ertem Basım Yayın Dağıtım San. Tic. Ltd. Şti. Eskişehir Yolu 40. Km. Başkent OSB 22. Cadde No:6 Malıköy/Ankara 0 312 284 18 14 Birinci Baskı: Ekim 2015 (2000 adet) ISBN: 978-605-9153-69-0 Yayınevi sertifika no: 11945 Matbaa sertifika no: 26886 Tüm haklarý saklýdýr. Bu yayýnýn hiçbir bölümü, telif hakký sahibinin önceden yazýlý izni olmaksýzýn tekrar üretilemez, bir eriþim sisteminde tutulamaz, herhangi bir biçimde elektronik, mekanik, fotokopi, kayýt ya da diðer yollarla iletilemez. www.tudem.com

ŞİPŞAK HİKÂYELER 3 kimim ben?

Bernard Friot Bernard Friot öğretmenliği sayesinde Fransa ve Almanya nın birçok şehrinde yaşadı. Edebiyat öğretmeni oluşu çocukların ve gençlerin edebiyata bakışına ayna tuttu. Bernard Friot nun adından halkın yazarı diye söz edilir. Hikâyelerinin özünde gençlerle ve çocuklarla paylaşımından doğan duyguları, sadeliği görmek mümkündür. Yazar aynı zamanda Almanca ve İtalyanca çevirileri yapmaktadır. Tudem Yayýnlarından çýkan kitaplarý: Şipşak Hikâyeler 1 - hayal kurmak yasak mı? (öykü) Şipşak Hikâyeler 2 - anlatsam, inanır mısın? (öykü) Şipşak Hikâyeler 3 - kimim ben? (öykü) Şipşak Hikâyeler 4 - sesimi duyan var mı? (öykü) Desen Yayýnlarından çýkan kitapları: Balık Tutma Dersi (çizgi roman) Yazan: Heinrich Böll - Uyarlayan: Bernard Friot

Yazılı anlatım Her pazartesi aynı şey. Sabahları yazılı anlatım çalışması yapıyoruz. Konu ilk bakışta çok basit duruyor: Pazar gününüzü anlatın. Ama işler hiç de öyle yürümüyor çünkü bizde pazarları hiçbir şey yaşanmaz: Büyük annemlere gideriz, hiçbir şey yapmayız, yemek yeriz, yine hiçbir şey yapmayız, tekrar yemek yeriz ve gün biter. Bunu ilk anlattığımda öğretmen kompozisyonumu yetersiz olarak değerlendirdi. İkinci seferinde ise sıfır aldım.

Neyse ki bir Pazar, annem kuzu budunu dilimlerken parmağını kesti de masa örtüsüne epey kan damladı. İğrençti. Ertesi gün yazılı anlatımda hepsini kâğıda döktüm ve Aferin aldım. Durumu çözmüştüm: Pazarları bir şey olması gerekiyordu. Bunun üzerine bir sonraki hafta kız kardeşimi merdivenlerden aşağı ittim. Hastaneye kaldırılması gerekti. Yazılı anlatımdan 3/5 aldım. Sonra süt tozu kavanozuna çamaşır deterjanı koydum. Sonuç harikaydı: Babam zehirlenip ölümden döndü. 4/5 aldım. Geçen Pazar, yazılı anlatım dersim için aklıma güzel bir fikir geldi. Pencerenin pervazına, güzelce dengelediğim bir saksı koydum. Şansım yaver giderse bu saksı yoldan geçen birinin kafasına düşer, böylece benim de anlatacak bir hikâyem olur, diye düşündüm. Sonuç başarılıydı. Saksı gerçekten de birinin kafasına düştü. Tiz bir çığlık duydum, ama tuvalette olduğum için olup biteni tam izleyemedim. Yalnızca, kazazedeyi (bir kadındı) kapıcı dairesine taşıdıklarını gördüm. Sonrasında da ambulans geldi. Ertesi gün dersimize nöbetçi öğretmen girdi. Çabalarım boşa gitmişti çünkü yazılı anlatım çalışması yapmadık. Öğretmeniniz hastanede, diye bildirdi nöbetçi öğretmen. Kafatası çatlamış. Yazılı anlatım yerine fiil çekimi yaptık. Bana göre hava hoş. Fiil çekimi bile şu kompozisyon yazma işinden kolay. En azından, uydurmak gerekmiyor. 6

Acil durum Gittikçe daha mızmız bir tonda söylenen üç anne, çişim geldi ve ümitsiz bir anne, çabuk! sonrasında annesi öfkeyle arabayı ormanın kenarında durdurdu. Çocuk bir sıçrayışta dışarı fırladı ve ağaçların arasına daldı. Tam ihtiyacını göreceği anda ayaklarının altındaki yer yarılmaya başladı. Sonsuzluğa doğru uzanıyormuş gibi görünen metal bir merdiveni gözler önüne seren, kenarları biçimli, geniş bir yarıktı bu. Ah! diye inledi çocuk. 7

Merakla tek ayağını merdivene koydu. Merdiven hızla harekete geçerek onu aşağı taşımaya başladı. İşe bak! dedi çocuk. Bir yürüyen merdiven. Başının üzerinde kalan zeminin kapanışını duydu. Bu duruma şaşırmak aklının ucundan bile geçmedi. Ağırlığını bir sağ, bir sol ayağının üzerine vererek dans eder gibi aşağı inmeye devam ederken merdivenin iki yanında pırıl pırıl parlayan duvarları inceledi. Gümüşi ve pembemsi şekiller sanki sessiz bir bale gösterisi yapıyorlardı. Sonunda aşağı inmeyi başarmıştı. Bir katedralin yazın aydınlandığı şekilde, yerleri griye çalan yeşil mermerle kaplı, koskocaman bir koridor duruyordu karşısında. Ayaklarının ucunda upuzun, kırmızı bir halı uzanıyordu. Bacaklarını birbirinden çok fazla ayırmamak için kasa kasa yürürken, önünde eğilen yaratıklara boş gözlerle bakarak ilerledi. Yarı çıplak, kedi başlı, sırtlarında kelebek kanatlarıyla kadınlar vardı; kıvırcık, demirden bıyıklarıyla zırhlı fok balıkları; kuş tüylü zürafaların boyunlarına sarılan fosforlu uzun yılanlar; mavi ya da beyaz, tel salata süzgeçlerini sağa sola sallayarak kahkahalar atan tek bacaklı yüzlerce asker... Uzun, kırmızı halının ucundaki bir kerevetin üzerinde diş fırçalarından, iskambil kâğıtlarından, lavabo pompalarından ve ayakkabı çekeceklerinden yapılma bir taht yükseliyordu. Derin dekolteli, daracık bir elbise giydirilmiş ve başına peruk takılmış bir keçi elinden tutup onu tahta götürdü. Çok yaşlı ve bilge görünümüyle fil kafalı bir papaz, başına bir taç takıp eline yıldızlı havai fişekler püskürten bir hükümdarlık asası tutuşturdu. 8

Aniden ortalığı derin bir sessizlik kapladı. Halkı karşısında diz çökmüş, yapacağı konuşmayı bekliyordu. Çocuk usulca ayağa kalktı, başları öne eğdiren o anlamlı sessizliğin ortasında, bir eli cebinde şöyle duyurdu: Tuvalet ne tarafta acaba? 9

Pasta hırsızı Büyükannem amatör dedektiftir. Polisiye romanlar okuya okuya ve Sherlock Holmes, Hercule Poirot ve Komiser Maigret nin yöntemlerini inceleye inceleye sonunda Benim neyim eksik? dedi ve o gün bugündür de kendi soruşturmalarını yürütüyor, çeşit çeşit sırlar çözüyor. Ben de onun izinden gitmeye karar verdim ve geçenlerde beni yanına dedektif çırağı olarak almasını istedim. Harika, dedi. Asistanım olursun. Yeni bir vakayla karşılaştığım gibi seni yanıma çağırırım. 11

Çıraklığımın daha ilk gününde büyükannemi izleme ve yöntemini gözlemleme şansı buldum. Olay bizim evde gerçekleşti. Suçu ortaya çıkaran ise annemdi: Bu akşam için hazırlamış olduğu pasta (EPEY bir) yenmiş ve geriye yarısı kalmıştı. Büyükannem hiç gecikmeden işe koyuldu. Başlangıç olarak üzerine bir trençkot giydi ve başına bir fötr şapka taktı. Ardından süslü püslü haliyle kurbanı sorgulamaya koyuldu. Hırsızlığı saat kaç sularında fark ettiniz? diye sordu anneme. Saat üç buçukta, yoğurt almak için buzdolabını açtığımda. Peki, pastayı saat kaçta dolaba koymuştunuz? Bu sabah; saat ona geliyordu, diye yanıtladı annem. Pekâlâ, diye sonuca vardı büyükannem, o halde suçlunun saat onla on beş otuz arasında suçu işlediğine eminiz. Şimdi de delilleri inceleyebilmek için suç mahalline geçelim. İlk, pasta kâsesinden parmak izi almak istediyse de onu engellemeyi başardım; tatlının geri kalanını mahvetmesine izin veremezdim. Sonra yer fayanslarının üzerinde hırsızın ayak izlerini tespit etmeye çalıştı. Ama mutfak bir haftadır temizlenmemişti ve yerler bir istasyon garının zemininden farksızdı. Dert değil, dedi büyükannem. Şüphelilerin ne zaman, nerede olduğunu tespit edebiliriz. İnanın, bu kabahati işleyeni eninde sonunda bulacağım! Bunu öyle acımasız bir tonda söylemişti ki ensemden aşağı buz gibi ter boşandı. 12

Şüphelileri (yani, annemle benden başka mutfağa serbest giriş hakkına sahip diğer iki kişiyi, babamla kız kardeşimi) sorguya çekti. Kız kardeşim Anne ın sağlam bir mazereti vardı: Dans kulübüyle geziye gitmişti ve lehine ifade verecek otuz kişi ona tanıklık edebilirdi. Babamın sorgusu çok daha ilginçti. Önce bütün gününü ofiste geçirdiğini iddia etti. Ama büyükannem sekreterini aramak için telefona uzanınca arkadaşı Marc la birlikte balığa gitmek için son iki randevusunu iptal ettiğini itiraf etti. Bu haliyle suçüstü yakalanmış bir çocuğu andırıyordu. Ancak bu durumdan en çok rahatsız olan büyükannemdi: Bütün şüphelilerinin bir mazereti varsa durum karmaşıklaşıyor demekti. Yine de daha son sözünü söylememişti. Beni takip et! diye emretti. Bu küçük sorunu beraber çözeceğiz. Birlikte büyükannemin yatak odasına çıktık. Ruhunu teslim edercesine öksürerek, içine tütün doldurduğu piposunu içmeye koyuldu. Şimdi iyice düşünmek gerek; çözüm tam burada! diye ilan etti kafasına vurarak. Ben konuşmuyor, onun düşünmesini seyrediyordum. Birden ayağa kalktı ve acele adımlarla salona doğru ilerledi. Bağırarak annemi işaret etti: Buldum, pastayı yiyen sensin! Ne güzel de rol yaptın ama! Kendini mağdur yerine koyan suçlu; bravo kızım, doğrusu çok başarılıydın! Yine de benim farkına varacağımı hesaba katmamıştın, öyle değil mi? Eyvahlar olsun!.. Nasıl olmasın ki? Ardından kıyamet koptu, tabii! Annem büyükannemi Dandik Sherlock 13

Holmes olmakla itham etti. Büyükannem dosya kapandıktan sonra özür dilemek zorunda kalmıştı. Özellikle bana karşı kendini çok mahcup hissediyordu: Yönteminin sırlarını öğretmeye çalıştığı ilk gününden feci bir başarısızlığa uğramıştı. Bu konuyla ilgili olarak endişelenmemesi gerektiğini söyledim, böylesi çok daha iyiydi. Gerçekten, böylesi çok daha iyi. Çünkü suçluyu, pasta hırsızını yakından tanıyorum. O benim. 14