Sayı : 5690 Fiyatı :30 Kr PETKİM İN GÜCÜ YETMEDİ Beko Basketbol Ligi nin onuncu haftasında Aliağa Petkim evinde ligin güçlü ekiplerinden Beşiktaş ı ağırladı. Enka Spor Salonu nda oynanan karşılaşmada gülen taraf konuk ekip Beşiktaş oldu. Üniversiteli gençlerden örnek davranış ECDADINA SENDE BİR FATİHA OKU SPOR BİR PUANA RAZI OLDU Futbolda 1. Amatör Lig, 1. Grup ta mücadele eden Aliağaspor evinde Kınık Belediyespor ile 1-1 berabere kaldı. Aliağaspor Kulübü Başkanı Uğur Eren in de izlediği karşılaşmada Uğur un golü ile öne geçen ve aynı oyuncunun ayağından bir penaltı kaçıran Aliağaspor, Kınık Belediyespor dan Burak ın golüne engel olamayınca bir puana razı oldu. OKULLARDA KIYAFET SERBESTLİĞİ UYGULANMAYA BAŞLANDI, VELİLER TEPKİLİ Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksek Okulu Aliağa Yerleşkesi 2. sınıf Kimya Örgün öğrencileri, "Topluma Hizmet Uygulamaları Dersi" kapsamında "Ecdadına sende bir Fatiha oku" adında bir proje hazırlayarak Aliağa'da "Mezarlık Temizliği" yaptılar. >>> SF 4 DE Aliağa da eğitim öğretim veren okullar dün itibari ile serbest kıyafet uygulamasına geçti. 3 DE BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI SÜRÜYOR KAHVE DİYARI AÇILDI Sevgi İçin Yaşamak SAYFA 5 DE Aliağa Onat Kutlar Sokakta yer alan Kahve Diyarı düzenlenen muhteşem açılışla hizmete girdi. 4 DE Sayfa: 4 de EVLİLİKTE HUZUR VE MUTLULUĞU BULMAK UZUN VE SAĞLIKLI YAŞAMIN EN İYİ İLACIDIR ekspres@aliagaekspres.com.tr İSMAİL KÖYLÜ
Kanser hastalarına kötü haber Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şevket Ruacan, önümüzdeki 30 seneden önce kansere çözüm bulunamayacağını söyledi. Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi nde düzenlenen 4. Multidisipliner Kanser Araştırma Kongresi'nde konuşan Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şevket Ruacan, kanserin çağın önemli bir hastalığı olduğunu ifade ederek, Kanser toplum üzerinde her boyutta baskılar oluşturuyor. Kanser hastalığında sigara önemli yer tutuyor. Türkiye dünyada sigara içiminde üst sıralarda olan bir ülke. Kadınlarımız ve erkeklerimiz çok sigara tüketiyor. Başta akciğer kanseri olmak üzere pek çok kanser çeşidi ülkemizde görülüyor. Kanserin engellenebilir en önemli özelliği ülkemizde var. Akdeniz tipi beslenme yöntemi, kanseri engellemekte en önemli yollardan biridir. Biz giderek Akdeniz tipi beslenmeden uzaklaşıyoruz. Kırmızı etten mümkün olduğu kadar uzak durmamız gerekir. Balık, beyaz et, zeytinyağı ve hayvani yağlardan da uzak durmamız gerekir. Kuru bakliyat ve meyvelerden oluşan Akdeniz tipi beslenme bizi kanserden biraz olsun uzak tutabilir dedi. Vatandaşların sigarayı azaltması gerektiğinin altını çizen Ruacan, Tüm insanlarda kanserlerin yüzde 30 undan sigara sorumludur. Yeni çıkan yasalar ile beraber ülkemizde sigara konusunda az da olsa azalma oldu. Geçmiş zamanlarda ülkemizde 100 kişiden 34 ü sigara içiyordu. Şimdi ise bu rakam 27 lere kadar düştü diye konuştu. KANSER İLK 5 BİN YIL ÖNCE MISIR DA TANIMLANIYOR Kanserin yeni bir hastalık olmadığını vurgulayan Ruacan, Kanser yeni bir hastalık değildir. 5 bin yıl önce Mısır da tanımlanıyor. Mumyalarda, dinozorların kemiklerinde bile kanser belirtileri var. Diğer bulaşıcı hastalıklardan ölüm riski azalınca kanser daha çok öne çıkmaya başladı. Toplum yaşlanıyor. Diğer hastalıklardan ölümler azalıyor. Şeker, hipertansiyon gibi hastalıklar kontrol ediliyor. Beslenme eskiye göre daha iyi. Bulaşıcı hastalıklar kontrol altında. Bu nedenle kanser artıyor. 2 Bir başka neden de toplum giderek yaşlanıyor. Diğer hastalıklardan ölmeyince insanlar, yaşlanıyor ve kanser de artış oluyor şeklinde konuştu. KANSERE 30 SENEDEN ÖNCE ÇÖZÜM BULUNULMASI ZOR GÖZÜKÜYOR Ülkemizde en çok görülen kanser hastalıkları hakkında da bilgi veren Ruacan, sözlerini şöyle sürdürdü: Ülkemizde kadınlarda en çok meme kanseri, erkeklerde ise akciğer kanseri görülüyor. Sigara kullanımının arttığı ülkelerde kadınlarda da akciğer kanseri giderek artıyor. Kanserle mücadele aya insan kondurmaktan daha zor. Müthiş paralar harcanıyor. Bazı kanser tedavilerinde önemli gelişmeler oldu ama önümüzdeki 20-30 seneden önce kansere kesin bir çözüm bulunamayacak gibi duruyor. Mantar zehirlenmelerine dikkat Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Hüsnü Tırpancı, doğada kendiliğinden yetişen mantarların zehirlenmelere yol açabildiğini belirtti. Türkiye de doğada kendiliğinden yetişen mantarların tüketilmesi sonucu ortaya çıkan zehirlenme vakalarının sıkça görüldüğünü anımsatan İl Sağlık Müdürü Dr. Hüsnü Tırpancı, Mantar zehirlenmesi doğal alanda yetişen yapısında zehirli maddeler bulunan mantarların tüketilmesiyle oluşan, ölümle de sonuçlanabilen ciddi bir zehirlenmedir. Mantar zehirlenmeleri özellikle yağışların arttığı ilkbahar ve sonbahar aylarında artmaktadır. Doğada yetişen onbinlerce mantar türü bulunmaktadır. Mantarların zehirli olup olmadıklarını şekline, rengine vb. bakarak anlamak mümkün değildir. Sersemlik, uykuya meyil, bulantı, kusma, ateş, terleme, bulanık görme, yüz ve boyunda kızarıklık, ağızda metalik tat, karın ağrısı, ishal mantar zehirlenmesinin ilk gözlenen belirtileridir. Daha sonra karaciğer, böbrek ve diğer organların işlev bozuklukları, koma ve ölüm de görülebilmektedir. Mantar tüketiminden sonra bu belirtilerden bir yada birkaçı görüldüyse en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır dedi. Türü bilinmeyen mantarların yenilmesine bağlı olarak meydana gelen mantar zehirlenmelerinde izlenecek yöntemlerle ilgili olarak da bilgiler veren Tırpancı, Mantarın yoğurtla birlikte tüketilmesi, pişirilmesi, sirkeli ya da tuzlu suda bekletilmesi/kaynatılması, taze, konserve yada kurutulmuş olması zehrinin yok edilmesi için yeterli değildir. Mantarın zehri hiçbir şekilde yok edilemez. Doğada kendiliğinden yetişen mantarların zehirli veya zehirsiz olduğunu bakarak anlamak her zaman yüzde 100 mümkün değildir. Satın alacağınız mantarın ambalajlı olmasına ve etiketinde üretim yeri, üretim izni, üretim tarihi gibi bilgilerin yer almasına dikkat edilmelidir diye konuştu. YILDIZ FALINIZ KOÇ BURCU 21 Mart - 20 Nisan Beklenmedik şeylerle karşılaşmanın verdiği şaşkınlıkla altüst olabilirsiniz. 21 Nisan- 20 Mayıs Karşılıklı çözümlerin ön planda olacağı bir gün yaşayacaksınız.. İKİZLER BURCU 22 Mayıs - 20 Haziran Parasal konulardaki dengesizlik canınızı sıkıyor. Sağlıkla ilgili sorunlarınızı ihmal etmeyin. ASLAN BURCU 23 Temmuz - 23 ğustos 24 Ağustos- 22 Eylül Onun size karşı takınacağı sıkılmış, isteksiz ya da ilgisiz tutumlar, göstermesinesebep olabilir. TERAZİ BURCU 23 Eylül - 23 Ekim Birine karşı duyduğunuz ilgi ve yakınlığın tutku haline gelerek sizi zorlaması olasıdır. BOĞA BURCU YENGEÇ BURCU BAŞAK BURCU AKREP BURCU 24 Ekim- 22 Kasım Bugün önemsiz sayılabilecek bir rahatsızlık ya da bir yerinizi kesmek, sakatlık geçirebilirsiniz. YAY BURCU 23 Kasım - 21 Aralık Bugün sadece sevdiğiniz kimseler ve onların karşılaşmaları olası olan şanssızlıklardan dolayı üzülebilirsiniz. OĞLAK BURCU Sosyal 22yaşamınızda Aralık- 20 Ocak istediğiniz performansı başkalarından fikirlerinden yapmak istiyorsunuz. KOVA BURCU 22 Haziran- 22 Temmuz Bugünlerde kısmi rahatlamalar getirecek para girdileriniz var. Karşıt ilişkilerinizde temkinli davranmaya yönelik davranışları benimsiyorsunuz. 21 Ocak - 18 Şubat Özel yaşamınızı kurcalamaları ve sizi yıpratmaya çalışmaları olasıdır BALIK BURCU 19 Şubat - 20 Mart Sizin için özellikle iş hayatınız konusunda oldukça dönüştürücü bir etkisi olacak.
OKULLARDA KIYAFET SERBESTLİĞİ UYGULANMAYA BAŞLANDI, VELİLER TEPKİLİ Haber: Selda Bektaş- Serkan Özçekiç MEB'e bağlı okul öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair Yönetmelik değişikliğine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının onaylanmasının ardından serbest kıyafet uygulamasına geçildi. Ülke genelinde çeşitli illerde uygulamaya geçilirken dün Aliağa da ki okullar da sivil kıyafet uygulamasına merhaba dedi. İlkokul, ortaokul, lise ve dengi okullarda okuyan öğrenciler yönetmelikte belirlenen sınırlamalar dışında tek tip kıyafet giymeye zorlanmayacak. Edinilen bilgilere göre Valilik tarafından 11 Aralık ta okul müdürlüklerine 27 Kasım 2012 tarihli 28480 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan MEB E bağlı okul öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine yönelik yönetmelikle ilgili bu yönetmelik hükümlerinin 2012-2013 eğitim öğretim yılında uygulanabileceğine dair yazı gönderildiği belirtildi. VELİLER KARARIN GÜVENLİK SORU- NUNA YOL AÇACAĞINI SÖYLÜYOR Aliağa da bu karar öğrenciler ve bazı veliler tarafından olumlu karşılansa da velilerin büyük bir kısmı ise karara tepkili. Çocuklarını okula serbest göndermenin güvenlik sorununa yol açacağını belirten veliler serbest kıyafet uygulamasının öğrenciler arasında gruplaşmalara sebebiyet vereceğini savunuyorlar. Karara sıcak bakmayan ve okul bahçelerinde Okul Müdürlükleri ile görüşen veliler kendilerine 147 nolu telefonu arayarak şikayetlerinizi dile getirin cevabı aldıklarını belirttiler. Okul önlerinde toplanan veliler; Öğrencilerimiz belli bir süre sonra kendi aralarında gruplaşacaklar. Zengin olan aileler çocuklarını çeşit çeşit giydirecek, durumu iyi olmayanlar ise bu imkanı bulamayacak. Kararın aynı zamanda güvenlik sorununu da doğuracağını düşünüyoruz. Okul çıkışlarında çocuklarımızı ayırt edemeyeceğiz. İsteyen istediği gibi okula girip çıkabilecek. Öğrencilerimiz kendini bir öğrenci gibi hissedemeyecekler. Şuan çocuklarımız okula serbest gelecekleri için heyecanlılar ama ilerleyen zamanlarda sorun olacaktır. Biz veliler arasında ortak bir karar alabilirsek üniformalarla göndermeyi planlıyoruz. Öğretmenlerimiz de aslında bu durumdan rahatsızlar ama ellerine gelen yazıyı uyguladıklarını belirtiyorlar. Bize 147 nolu telefonu arayarak şikayetlerinizi söyleyin diyorlar şeklinde konuştular. Akşam çıkış saatinde çocuğunu almaya gelen çalışan veliler için durum biraz daha sıkıntılı gözüküyor. TOPLUMUN KARARA NE KADAR HAZIR OLDUĞU TARTIŞILIYOR Aliağa Bülent Kula, Fatih, Gazi, Petkim, Mehmet Saka, Atatürk İlk ve Ortaokulları ile Aliağa Anadolu Lisesi dün itibari ile kararı uygulamaya başladı. Yönetmelik hükümleri ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullar için daha önceki Yönetmeliklerde giyimle ilgili olarak getirilmiş olan hükümlerin yerine geçiyor. Toplumun bu uygulamaya ne kadar hazır olduğu ve ne tepki vereceği ise zaman içerisinde belli olacak. KAYIP Beko marka 499 TR MS AL ModelA 2K.00050212542 Sicil No lu Ödeme Kaydedici Cihazıma ait ruhsatname kaybolmuştur. Hükümsüzdür Altan YILDIRIM 3 FATMA ESİN Referansı Maya takvimiymiş. Tarihi 21 Aralık 2012. Bu defa kısmiymiş. Örneğin İzmir'in Şirince ilçesini etkilemeyecekmiş. Hiç kuşkusuz bu ilk kıyamet kehaneti değildir ve sonda olmayacaktır. 22 Aalık'ageçilir geçilmez unutulacak, bir süre sonrada muhtemelen yeni bir tanesi hakkında konuşulmaya başlanacak.çünkü insanlar bilimsel kanıta dayalı olmayan, hakkında düşünmeye gerek duymadıkları bu tür metafizik (doğaüstü) söylentilere çabuk inanırlar ve gerçekliğinden şüphe duymazlar. Daha kapsalı daha fazla ilgi çeken ve hemen hemen bütün dünyada korku uyandıran bir diğer kıyamet kehaneti 1910 yılında yaşanmıştır. Korku büyüktü çünkü kehanet iki önemli bilimsel bulgudan kaynalanıyordu. İnandırıclığı yüksekti. O tarihlerde artık kuyruklu yıldızların zaman zaman görünüveren, görkemli kuyrukları ile gökyüzünü süsleye gökcisimleri değil, Güneş siteminin daimi üyeleri olduğu ve diğer gezegenler gibi güneş etrfında bir yörüngeye sahip oldukları anlşılmış, yörünge süreleri ve güneş yakınından ne zaman geçecekeleri önceden hesaplanmaya başlanmıştı. Bunlardan biride Halley kuyruklu yıldızıydı. Daha önceki gözlemlerden yörüngesi saptanmış ve 76 yıllık bir dolanım süresine sahip olduğu, bu süre içinde Güneş'e en yakın olacağı ve görkemli kuyruğunu ne zaman gözler önüne sereceği önceden hesaplanmıştı. Bu bilgilerden hareketle, fazladan 1910 yılında 18 Mayıs'ı 19 Mayıs'a bağlayan gece dünyamızında yörüngesi üzerinde hareketini sürdürürken bu kuyruğun içinden geçeceği de anlaşılmıştı. Sıra dışı bir durumdu. Her zaman gerçekleşecek bir olay değildi. Diğer taraftan kuyruklu yıldızların fiziksel yapıları ile ilgili yep yeni bulgular ortaya konmaktaydı. Kuyruklarının jangi kimyasal maddelerden oluştuğu araştırılmaktaydı ve kuyruğunu oluşturan gazlar içinde çok zehirli bir gaz olan siyanürün de bulunduğu anlaşılmıştı. Bu iki bilimsel bulgudan KIYAMET KEHANETLERİ çıkan sonuç korkunçtu: O gece, dünyamızın kuyruğun içinden geçtiği gece, dünya üzerindeki bütün canlılar bu zehirli gazla zehrlenecekti. Yani kıyamet kopacaktı. Bu bilimsel bulguların farkında olan batı toplumlarında korku zirveye ulaşmıştı. Bazıları bu kıyameti yaşamamak için çocukları ile beraber intihar ederken, bazılarıda boş şişelerin ağzını sımsıkı kapatarak içlerinde temiz hava var diye bazları maske şekline dönüştürdükleri nesneleri gaz maskesi diye pazarlayarak köşeyi dönmüşler. Aslında kuyruklu yıldızların kuyruklarında diğer elmentler gibi siyanüründe olduğu bilimsel bir gerçek ama kuyrukların yoğunluğu o kadar düşük ki bir siyanür atomunun bir canlıya rastlama olasılığı hemen hemen sıfır, yani öldürme olaşılığı yok. Toplumumuzda o tarihte bu bulguların farkında olanların sayısı az olduğundan korku sınırlı kalmış, ama edebiyat dünyamız çok güzelbir eser kazanmıştır: Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Kuyruklu Yıldızın Altında Bir İzdivaç" romanı. Romanda sıradan halkın kuyruklu yıldız algılaması mizahi bir dille anlatılırken, genel olarak güneş sistemi ve kuyruklu yıldızlar, bir astronomi niteliğinde anlatımakta. İlk okuduğumda o yıllarda bir edebiyatçının astronomi bilgisinin bu denli iyi olması karşısında şaşırmıştım. O yıllarda ülkemizde tanınan ve astronomi ile ilgili soruların muhattabı olan kişi "Fatih Hoca" diye bilinen Fatih Gökmen'di. Bu konu ona sorulmuş. Tabii kıyametin kopup kopmayacağı sorulmuş, "Korkmyın" demiş Fatih hoca, "içiniz rahat olsun, hiçbirşey olmayacak". Sonraları kuyruklu yıldız yoluna devam edip ortadan kaybolduktan sonra yeniden sormuşlar hocaya, "nereden bildiniz" diye. "Bildiğimden değil" demiş. "Eğer kıyamet kopsaydı herkes ölecek yakama yapışacak kimse olmayacaktı. Ama kopmazsa ünlü olacaktım. Aklımı kullandım."
İSMAİL KÖYLÜ Sevgi İçin Yaşamak ekspres@aliagaekspres.com.tr EVLİLİKTE HUZUR VE MUTLULUĞU BULMAK UZUN VE SAĞLIKLI YAŞAMIN EN İYİ İLACIDIR Birey olarak hepimiz zamanı geldiğinde ve nasibimiz çıktığında kendimize uygun olan birini seçer onunla severek veya aşka düşerek evlenir bir yuva kurar ömrümüz boyunca mutlu olamaya çalışırız. Böylece eşler olarak zaman içinde ve kendi sevgi dünyamızda o yuvanın devamı için elimizden geldiğince fedakarlıklara katlanır, huzur ve mutluluğumuzun devamı için de elimizden gelen özveriyi göstererek, yuvalarımızda huzur ve mutluluğu sağlamaya çalışırız ve biliriz ki, kiminle evlenirsek evlenelim yaşam zincirinin devamının böyle olduğudur Ancak geçmiş yıllarda ki evliliklerle şimdiki evlilikleri kıyaslarsak, o zaman ki evliliklerle şimdikiler arasında pek çok farkların olduğudur. Çünkü o zamanlar kadınlar çalışmadıkları için zamanlarının pek çoğunu evde geçirdikleri için, hem evdeki işlerini ve hem de çocuklarını daha iyi yetiştirme fırsatı bulmaktaydılar ve birde eşine karşı da daha anlayışlı davranarak mutluğu ve huzuru sağlamaktaydılar Ancak zamanın büyük değişimlere uğraması ve geçim şartlarının zorlaşması ile, aile bireyleri de modern çağa ayak uydurabilmek için bireyler daha çok çalışmak zorunda kalındı. Ancak bu şekildeki bir yaşam biçiminde eşler arası mutluluk ve huzur dengeleri de yavaş, yavaş bozulmaya başladı. Çünkü bu durum eşler arasındaki o ilk yıllarda ki aşk, sevgi, saygı ve güvenin de azalmasını yarattı böylece pek çok ailede aralarındaki o sevgiyi kıskançlıklara ve şüphelere dönüştürerek yuvalarda ki huzur ve mutluluğa en büyük hançeri de vurdu. Birde böylesine agresif ve strese dayalı bir yaşam şekli zaman içinde ister istemez insanoğlunun sağlığına da etki etmeye başladı, öyle ki insanlar mutluluğu bıraktığı ve kendi dertlerine çareler aramaya başladığı bir zaman dönemi yaşamaya başladığımızdır ve işte evlerde ki huzur ve mutluluk kaybolduğu içindir ki hastalıklar çoğalmaya başladı. Oysa; dünya dönüp duruyor, dün dündü bugün ise bugün değişense zaman ve insanoğlunun iç dünyalarıdır. Hiç şüphe yok ki yerkürede ki yaşam zinciri yüce Yaranımızca dengi dengine olması gereken hassas dengeler üzerine kurulmuş ve her kes kendi ömrünü yaşayıp giderken mutlu olması ve olmaması kendisine bırakılmıştır... İşte son zamanlarda bozulan ve pek çok evliliklerde ki aile dramlarının sebepleri arasında kişiler arası uyumsuzluk ve sevgi bağlarında ki kopukluklardan, güvensizlik ve kıskançlıklardan olduğudur diye düşünmekteyim. Bence yuvalarımızda ki huzur ve mutluluğun sağlanmasında ki en iyi ilacın günümüz dünyasında çok zor gibi görünen aile bireyleri arasında ki bitmeyen o sevgi, aşk, güven duyguları içinde geçecek bir yaşamın devamlılığıdır Sevgi ve saygılar. 4 Üniversiteli gençlerden örnek davranış ECDADINA SENDE BİR FATİHA OKU Haber: Serkan ÖZÇEKİÇ Geçtiğimiz Cumartesi günü, Ege Üniversitesi Bergama M.Y.O. Aliağa Yerleşkesi 2. sınıf Kimya Örgün öğrencileri topluma hizmet uygulamaları dersi için hazırladıkları "Ecdadına sende bir Fatiha oku" isimli projeleri dahilinde Aliağa Belediye Mezarlığını temizlediler. Okuldan, Gülbahar Serçe, Neslihan Pantu, Emre Çabuk, Saliha Çoban, Mert Durmuş, Nilüfer Taş, Sevim Ekiz, İlkay Ubay,Özlem Kaçar, Merve Dertli, Sultan Tülüce, Mert Ahmet Metin, Turgay Demirci isimli 13 öğrencinin katıldığı prjede, gençlerin birçok sahipsiz mezara bakım yaptıkları, Şehit Mezarlığı,Çocuk Mezarlığı gibi yerlerde temizlik KAHVE DİYARI AÇILDI yaptıkları, ağaçlarda budama yaptıkları ve son olarak yapılan temizliğin ardından Pazar günü'de lokma döktürdükleri belirtildi. Projeyle ilgili açıklama yapan 2.sınıf Kimya Örgün öğrencilerinden Emre Çabuk, asıl amaclarının süreklilik olduğunu söyleyerek, "Toplum olarak ecdadımıza karşı vefa eksikliğimiz olduğunu düşünüyoruz. Amacımız bunu en aza indirebilmek. Umarız, gerçekleştirdiğimiz bu proje ile toplumumuza biraz da olsa örnek olabilmişizdir" dedi. Aliağa Onat Kutlar Sokakta yer alan Kahve Diyarı düzenlenen muhteşem açılışla hizmete girdi. Şık iç tasarımı ve ürün seçenekleriyle Aliağa'da kaliteli hizmet sunmaya aday olan Kahve Diyarı gerçekleştirilen kokteyl ile açıldı. Geçtiğimiz gün yapılan açılışa, Aliağa Belediye Başkanı Turgut Oğuz, Aliağa Ticaret Odası Başkanı Adnan Saka ve birçok Aliağalı katıldı. Akustik gitar ve keman dinletisi eşliğinde gerçekleştirilen açılışta, misafirlere çeşitli ikramlarda bulunuldu. Kahve Diyarı'nın açılış kurdelesini Aliağa Belediye Başkanı Turgut Oğuz kesti.
5 BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI SÜRÜYOR İzmir Valiliği bünyesinde İzmir İl Emniyet Müdürlüğü ve İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü nün ortak olarak başlattığı Güvenli İnternet kullanımı ve Bilişim Suçları konusunda farkındalık yaratma projesi kapsamında Aliağa da yapılan bilgilendirme toplantıları devam ediyor. Aliağa İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü nün Aliağa da ortak olarak yürüttüğü proje kapsamında jandarma bölgeleri dâhil olmak üzere, öğrencilere ve velilere internet kullanımı ve internette karşılaşılabilecek suçlarla ilgili eğitimler devam ediyor. Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü nden Fatih projesi rehber öğretmeni Hasan Ümit Kocakaradayı, Bilgi İşlem Büro Amirliği nden Hüseyin Akar ve Toplum Destekli Polislik Büro Amirliğinden Mehmet Demir in yürüttüğü etkinlik bu hafta Şehit Çavuş Bülent Kula İlköğretim Okulunda gerçekleştirildi. İki bölümden oluşan eğitimde, İnternet nedir, İnternetin yararları-zararları, İnternet siteleri, Bilgisayar nasıl kullanılır, nelere dikkat edilmeli ve İnternet ortamında şifre, bilgi hırsızlığı, kontör dolandırıcılığı, sanal dolandırıcılık, online bankacılık gibi konularda sunumlarda bulunan yetkililer, öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde geçirdikleri zaman içerisinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlattı. Gerçekleştirilen toplantıya yaklaşık 387 öğrenci, 17 öğretmen ve 60 velinin katıldığı belirtildi. Projeye başlandığı günden itibaren şimdilik sekiz okula eğitim verilebildiği belirtilirken, 2014 e kadar devam etmesi planlanan eğitimlere öğrenciler kadar velilerinde katılması gerektiği ifade edildi. Yetkililer, günümüzde internet dolandırıcılığının oldukça fazla olduğunu belirterek, herkesin bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini ifade etti. titreşim ölçme cihazları yerleştiren uzmanlar, daha sonda tekneyle denize açıldı. Bozburun ile Sömbeki Adası'nın arasındaki Küdür Burnu açıklarında kadar seyreden uzmanlar, yol boyunca belirli aralıklarla deniz suyu sıcaklığını ölçtü. Marmaris'te son zamanlarda meydana gelen depremlerin ''büyük bir depremin habercisi mi olduğunu ya da bir yanardağdan mı kaynaklandığını'' tespit etmek için harekete geçen bilim insanlarından oluşan ilk ekip araştırmalara başladı. Marmaris'in Bozburun beldesi ile Yunanistan'ın Sömbeki (Simi) Adası arasında son bir ayda binden fazla depremin meydana gelmesi, Türk bilim insanlarını harekete geçirdi. 12 kişilik araştırma ekibinin ilk grubunda yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Doğal Afetler ve Yer Bilimleri Araştırma Birimi'nden Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu ile serbest Jeofizik Yüksek Mühendisi Hakan Beyaz, Bozburun Yarımadası'na giderek çalışmaları başlattı. Bozburun beldesinde balıkçılarla bir araya gelen araştırma ekibi, depremlerden önce ve sonra denizde ne gibi değişiklikler gözlemlediklerini sordu. Balıkçılar, suyun son zamanlarda ısındığını, deniz anası ve ahtapot gibi deniz canlılarının sıkça görülmeye başladığını söyledi. Ardından depremlerin en fazla hissedildiği yerlerden olan Söğüt köyünde ERCAN: ŞU AN YAVAŞLAMIŞ GİBİ AMA İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 24 Kasım'dan beri Marmaris'in Bozburun Yarımadası'nın ucundaki Sömbeki Adası'na bakan aralıkta sürekli bir deprem oğullaşması olduğunu söyledi. Deprem oğullaşmasının 4.8, 4.3 ve daha küçük depremcikler ve titreşimcikler üretmeye başladığını vurgulayan Ahmet Ercan, bu oğullaşmanın uzun süredir sürdüğünü, şu anda yavaşlamış gibi bir izlenim verdiğini vurguladı. Söz konusu bölgeyi 2005 yılından beri incelediklerini, 2005,2006 ve 2009 yıllarında yine bu bölgede büyüklüğü 5.1'i bulan deprem ve depremcikler olduğunu anımsatan Ercan, "O gün için yapılan gözlemlerden yararlanarak bu bölge, jeofizik açıdan çok ilgi çekici oldu. Çok dar alanda büyük bir deprem oğullaşması var. Bu, deniz içi bir yanardağ kuşkusu verdi. Çünkü konum olarak yanardağın olabileceği bir yer" dedi. Güney Ege yayı boyunca Afrika ana karasının Ege Denizi'nin altındaki yaya yaklaşık 17 derecelik bir açıyla yılda 2-3 santimetre hızla dalış gösterdiği bilgisini veren Ercan, bu bölgede Türkiye'nin en derin depremlerinin gözlemlendiğini vurguladı.deprem derinliklerinin sıfırdan 150 kilometreye dek varabildiğini anlatan Ercan, ''Bunun anlamı yalnızca 30 kilometre kalınlığındaki karasal, gevrek Ege Kabuğunda değil, gevrek kabuğun altında kalan 50 ile 86 km derinlikteki kırılgan, ayrıca Ege Denizi Kabuğu altına dalmakta olan Baykalsal(oceanic) Afrika Anakarası üzerinde de deprem odakları var. Bu deprem odaklarının izdüşümleri Bozburun(Küdür Burnu) ile Sömbeki'nin arasına düşüyor'' diye konuştu.
6 İGC üyeleri ve eşleri yeni yılı birlikte karşıladı İzmir Gazeteciler Cemiyeti Geleneksel Yılbaşı Balosu, 500 cemiyet üyesinin ve eşlerinin katılımıyla Kuşadası Fantasia Otel de yapıldı. Konaklamalı ve iki ayrı gece olarak organize edilen Balo nun ilk gününde meslekte 50 yılı dolduran ve 70 yaşını aşan 8 cemiyet üyesi gazeteciye 2012 Hasan Tahsin Basın Hizmet Ödülü verildi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti nin geleneksel hale getirdiği Yılbaşı Balosu organizasyonuyla bir araya gelen eski ve yeni kuşak gazeteciler bütün bir yılın stresini atma imkanı buldular. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen Soldan sağa- Orhan Birgit, Atilla Sertel, Tuncay Atilla, Kamil Okyay Sındır, Ömür Olgundemir geceye, Turizm eski Bakanı ve Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, Basın Yayın Enformasyon İzmir İl Müdürü Deniz Dev, Basın İlan Kurumu Manisa Şube Müdürü Kenan Tokgöz, Türkiye Gazeteciler Federasyonu yönetim kurulu üyeleri Yılmaz Karaca, Mehmet Ali Dim, Veli Altınkaya, Lütfü Karakaş, Ahmet Ünal, Ramazan Demir, Merih Ak, TGF Yüksek İstişare Kurulu Başkanı İbrahim Erdoğan ve 500 cemiyet üyesi eşleri ile birlikte katıldı. BİRLİKTELİK MESAJI 2013 yılının dostluk, barış ve kardeşlik getirmesini dileyen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, Biz hiç kimseye, hiçbir kişiye siyasi düşüncesinden, bize yakınlığından ya da uzaklığından ötürü bir yaklaşım sergilemedik. Hiç kimseyi ötelemeden, kimseyi ayrıştırmadan kucaklayan bir camiayız. Biz biriz, biz hepimiz dedi. Başkan Atilla Sertel, cemiyet üyelerine iyi yıllar dileklerini ileterek, Hasan Tahsin Basın Hizmet Ödülü alan gazetecileri kutladı. DUAYEN GAZETECİLERE ÖDÜL Konuşmaların ardından meslekte 50 yılı dolduran veya 70 yaşını aşan ve geceye katılan üyelere 2012 Hasan Tahsin Basın Hizmet Ödülleri takdim edildi. Mazeretleri nedeniyle geceye katılamayan üyelerin ödülleri daha sonra takdim edilecek. 2012 Hasan Tahsin Basın Hizmet Ödülü alan gazeteciler şöyle: Hikmet Çetinkaya, Meral Güngör, Orhan Akçora, Ömür Olgundemir, Turgay Erdemgil, Tümay Dane, Tuncay Atilla, Mehmet Ali Varış.
7
8 BAŞKAN ŞAHİN MENEMEN DE YENİ CAMİİ TEMELİ ATTI Menemen İsmet İnönü Mahallesi nde yerine yenisi yapılacak olan Kazım Karabekir Camii nin temelini atan Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin; Biz hizmetlerimizi yaparken birilerine yaranmak için değil, insanımızı sevdiğimiz için yapmışızdır dedi. 1975 yılından bugüne kadar hizmet veren ve ihtiyaca cevap veremediği için Menemen Belediyesi ve Kazım Karabekir Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği işbirliğinde yenilenen Kazım Karabekir Camii nin temel atma töreni; Menemen Kaymakamı Mustafa Gürdal, Belediye Başkanı Tahir Şahin, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkan Şahin, Biz hizmetlerimizi yaparken birilerine yaranmak için değil, insanımızı sevdiğimiz için, görevimizin sorumluluğu gereği yapmışızdır. Biz yaratılanı, yaratandan ötürü seviyoruz dedi. Vekili Hilmi Kurtoğlu, İl Genel ve Belediye Meclis Üyeleri, Kamu Kurum ve Kuruluşları ile Sivil Toplum Örgütleri Yöneticileri, Siyasi Partilerin İlçe Başkan ve Yöneticileri, Muhtarlar, Gaziler ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleşti. Başkan ŞAHİN; İnsanımızı Sevdiğimiz İçin Hizmet Ediyoruz Camiilerin bakımı ve temizliğini görev edinmekle kalmayıp, Menemen in ihtiyaç duyulan her bölgesinde yeni camiiler kurulmasına destek veren Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin törende yaptığı konuşmada; 1999 dan buyana iyi hizmetler verdiğimizi düşünüyoruz. Vatandaşımız da bunu böyle takdir etmiş. Biz hizmetlerimizi yaparken birilerine yaranmak için değil, insanımızı sevdiğimiz için, görevimizin sorumluluğu gereği yapmışızdır. Biz yaratılanı, yaratandan ötürü seviyoruz dedi. Menemen de minaresiz cami kalmadı! Şafak Camii ni güzel bir görünüme kavuşturmak için geçmiş dönemdeki Belediye Meclis Üyeleri ile birlikte risk aldığını hatırlatan Başkan Şahin, Bahçeli Evler Camii ndeki Kur an Kursu nun kaba inşaatını gerçekleştirdiklerini, Menemen de minaresiz camii bırakmamak adına Günerli Camii ne minare kazandırdıklarını, Bozalan Köyü Camii ne minare kazandırma çalışmalarının da sürdüğünü söyledi. 2 bin kadar vatandaşımızın yaşadığı Ulukop ta Menemen Belediyesi tarafından 20 gün önce yeni bir cami inşaatına başlandığını da açıklayan Başkan Şahin; Allah kısmet ederse, temelinden kubbesine kadar bu camiimizi de bitirecek ve Ulukentli hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız dedi. ŞAHİN; Bu ceza bize ödüldür İlçe merkezindeki cenazelerin kalktığı Mahkeme Camii nde yapacakları düzenleme için Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu na gittiklerinde, 2 yıl sonuç alamadıklarını ifade eden Başkan Şahin, İki yılın sonunda korkusuzca kazmayı vurduk ve bugünkü o güzelliği yaşattık. Sonrasında ne yazık ki birileri şikayet etti ve mahkeme sonucunda 6 ay ceza aldık. O 6 aylık ceza, bizim inancımıza olan ceza değil, ödüldür. Bir kez daha olsa, bir kez daha yaparım dedi. 37 yıl sonra yenisi yapılacak Kuran-ı Kerim okunması ile başlayan törende konuşan ve 22 yıldır Kazım Karabekir Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanlığı nı yürüten Abdülbaki Gülbakan şunları söyledi; 1975 yılında 150 m2 alanda inşa edilen Camiimiz, mahalle nüfusumuz artınca yeterli gelmedi. Dernek yönetimi ve mahalle sakinleri olarak Belediye Başkanımızı ziyaret ettik ve bizlere ne gerekiyorsa yapacağına dair söz verdi. Eski binamızın yıkımını gerçekleştiren, yeni binamızın projesini ve su basmanına kadar temelini üstlenen, zemin kat kolonlarını da atan Belediye Başkanımız Tahir Şahin e teşekkür ediyor, sayın Kaymakamımız ve işadamlarımızın da desteklerini bekliyoruz dedi. Modern Bir Camii İnşa Ediliyor Dernek Başkan Yardımcısı Seyfettin Erben ise modern bir camii inşaatı gerçekleştirildiğini söyleyerek; içerisinde Kur an kursu, taziye evi, yemekhane, mutfak, morg, gasilhane, dernek odası, kütüphane bulunan, çift minare ve şerefeli, asansörlü, altında iki dükkan olan yeni Camii nin en kısa zamanda bitirilmesi için hayırseverleri göreve çağırdı. Başkan Şahin e şiirli teşekkür İsmet İnönü Mahalle Muhtarı Ömer Leke ise konuşmasında, verdiği sözün arkasında durarak Camii inşaatına önemli katkılarda bulunan Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin e şöyle seslendi; İnsan o ki; dünyada bıraka bir eser. Bırakmayanın yerinde yeller eser. İnsanda güzel olan yüzdür. Yüzde güzel olan gözdür. İnsanı insan yapan, ağzından çıkan sözdür. Sayın Başkanım Tahir Şahin ve emeği geçen herkese teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Camiler sadece ibadethane değildir..! Menemen deki 69 Camii den birisi olan Kazım Karabekir Camii in temel atma töreninde konuşan İlçe Müftüsü İsa Solmaz; Camilerin yapımı, yaşatılması, müminlerin boynunun borcudur dedi. Kuş yuvası gibi yapılan mekanlara cami denilemeyeceğini, en küçük camiinin 2,5 dönüm alanda kurulması gerektiğini ifade eden Solmaz; camiilerin sadece namaz kılınan mekanlar olmadığını, içerisinde insanları rahatlatan kütüphane, çay ocağı gibi mekanlar olması gerektiğini söyleyerek; İslamda hayat cami merkezlidir. Önce cami yapılır, ondan sonra yerleşim merkezleri onun etrafında kümeleşir. Dolayısıyla biz aslımıza dönerek, eğitim yuvalarını camilerin etrafında bulundurma mecburiyetindeyiz. Gençlerimizi, yetişkinlerimizi bu caminin etrafında konuçlandırmalı, onlara yer vermeliyiz. Ailenin her bireyi camiye geldiği zaman kendisini eğlendirecek, vakit geçirecek, bilgilendirecek bir mekana sahip olma mecburiyetindedir dedi. Menemen Kaymakamı Mustafa Gürsal ise konuşmasında, Temeli atılan Camiimizin, sadece insanlarımızın aibadetini yapıp ayrıldığı değil, bir araya gelerek dertleştiği, konuştuğu, taziyesini kabul ettiği, Kur an öğrendiği mekan olması sevindirici bir gelişme. Özellikle Dernek Başkan ve Yöneticilerimize, Belediyemize ve bundan sonra katkı koyacak hayırseverlerimize çok teşekkür ediyorum. Mübarek Cuma gününde bu hayırlı hizmetin üllkemize, Menemen imize, İnönü Mahallemize hayırlı olmasını diliyorum dedi. Menemen Müftüsü İsa Solmaz ın duaları eşliğinde kurban kesilmesi ve protokol tarafından Camii temeline ilk harcın atılması ile tören sona erdi. Yepyeni bir Varyant olacak Büyükşehir Belediyesi, İzmir in 63 yıllık değeri olan tarihi Varyant yolundaki yenileme ve düzenleme çalışmalarını Ocak sonunda bitirecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1949 yılında yapılan ve geçmişten günümüze kentin simgelerinden biri olma özelliğini taşıyan Varyant Yolu nu yenilemek için yaptığı çalışmaları sürdürüyor. Yürütülen proje kapsamında resmi adı Birleşmiş Milletler Caddesi olan Varyant taki eskiyen korkuluklar değiştiriliyor, yol ölçüleri Karayolları Trafik Standartları na göre düzenleniyor ve kaldırımlar yenileniyor. Varyant, yeni yüzüyle önümüzdeki Ocak ayı sonunda görücüye çıkacak. Büyükşehir Belediyesi, Varyant ta yapılan yenileme çalışması için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ndan gerekli izinleri aldı. Projenin yaşama geçirilebilmesi için geçtiğimiz Eylül ayında çalışmalara başlandı. Konak Meydanı nı Eşrefpaşa ve Hatay a bağlayan 1500 metre uzunluğundaki Varyant ta yapılan çalışma çerçevesinde, elektrik hatları da yol boyunca yeraltına alınıyor. Çeşitli kademelerde yer alan korkulukların bir kısmı boyanıyor, yıpranmış ve eskimiş olanlar ise yenileriyle değiştiriliyor. (Haber MERKEZİ)