Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Elin ayağın daha duruyormu? Şeyh Esref Efendi Berlin 2010 Şeyh Esref Efendi Şam-ı Şerif 2010 Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim La havle vela kuvvete illa billahil aliyyül aziym Destur ya Seyyidi. Destur ya Sultan ul Evliya Ey insanlar, İlahi radyo istasyonuna hoşgeldiniz. Geliniz ve birazda gökyüzünden dinleyiniz. Uydurmalardan değil hakikatlardan işitiniz ki ufkunuz açılsın kalb tasınız İlahi ilim ve hikmet okyanuslarından doldurulsun. Dinlemek demek akıl tasını kalp tasını daldırmak ve okyanustan doldurmak demektir. Herkese nasip olmaz. Kulak vererek ve dinleyerek insan ancak ilim ve hikmet sahibi olur. Biz bu dünyadan ne biliyoruz ki, bir insan bir değil bütün dünyanın üniversitelerini bitirse, bir değil bin hayvan üzerinde araştırma yapsa, gerçekten ilim sahibi olamaz. Bütün kıtaları karış karış dolaşsa göreceği bileceği anlayacağı ucu bucağı görünmez bulunmaz bir okyanusta ancak iğne başı kadar yer tutar. Mahlukatın sayısı yok ki, senin ilminin sonu olsun. Bu cihetten insan her zaman talip olabilir lakin gerçekten alim olmaz. Onun ilim sahibi olmak için gökyüzünden dinlemek ve belki gökyüzünden hadiseleri seyretmek lüzum eder başka türlü bir şeyin hakikatına tam olarak vakıf olunamaz. 1
Onun için yeryüzünde olan biteni gökyüzünden dinleyip seyredebilene ne mutlu. Bunu başarabilen gerçek bahtiyardır. Ve gökyüzünden, Peygamberler Mührü Seyyidina Muhammed ASV Efendimizden bize şimdi bir hitab geliyor ki, İnsanın buyuruyor, bu dünyada ihtiyacı olan tek lüzumlu şey iyi bir nasihattir. Evet din nasihattır ve nasihat olmasa insan yolunu bulamaz. Nasihatlan yolunu bulur insan nasihat olmazsa yoldan çıkar kaybolur. Onun için bize Efendimiz ASV nasihat ediyor ve bir tavsiyede bulunuyor bu dünyada mutlu olabilmemiz için. Sabah kalktığında bak diyor. Elin ayağın yerinde duruyormu? Sağlığın sıhhatin çoluk çocuğun afiyettemi? Öyleyse daha kendine dert etme, olmayan derdi üzerine yükleme. Bu bilhassa 21.asır insanı için çok mühim bir nasihat. Çünkü 21.asır insanı egoist ve materyalist bir zamanın içinde hapsolunmuştur ve bu zamanın içi kapkaranlıktır. Kapkaranlık olmasa gece gündüz bulundukları yerde lamba yakmayacaklardı. Bütün Peygamberler karanlığa ışık tutmak için gökyüzünden gönderilmiş Kandillerdir Güneştirler. Onların sözleri ışıktır yol gösterir aydınlatır. Ey insanlar, biliniz ki, iki tür problem vardır. Birincisi: Gerçekten bir problem vardır ve bertaraf edilmesi elzemdir. İkincisi: Hayali bir problemdir ve aslında kendisi yoktur amma düşüncesi ve hayali bile insanı yoktan rahatsız eder ve hasta eder. 21. asır insanı en çok bu ikinci kategori problem insanıdır. Hayali ve kuruntu problemlerin esri etmiştir kendisini gereksiz vesveselerle. Onun için bütün alemlere ve zamanlara Rahmet Eli olarak gönderilmiş olan Son Peygamber Seyyidina Muhammed ASV Efendimiz ta 1500 sene evvelinden bu günümüze bu nasihatıyla ışık tutmakta ve bize içine düştümüz kuruntu karanlığından nasıl kurtulacağımıza dair bir yol göstermektedir. Evet 21. asır insanının asıl problemi kafasındadır. Problemler bu insanların çoğunun asıl kafasında resim bulmaktadır ve bu problemlerin çoğuda belki de asla gerçekleşmeyecek ve hakikatı olmayacak problemlerdir. Materyalist hayat tarzı insanların istikbale dair bütün umudlarını çalmış onları gelecekten korkar hale getirmiştir. Nitekim her gün gazetelerde televizyonlarda eksik olmayan haberlerin başında İşsizlik mevzu gelir: 2
-İşsizlik had safhada... Yahut İşçi haklarına yeni kısıtlamalar getirildi... Yahut sendikalar greve çağırdı. Avrupa da işciler halk sokağa döküldü... Euro batıyor, ekonomi çökecekmi, almanya D-Marka gerimi dönecek, insani iş gücünün yerini robotlarmı alıyor? Gün geçmiyor böyle haberlerle insan canını sıkmasın. Bu insanlar nasıl istikbale güvenle yahut umudla baksın yahut kendine dert etmesin? Hayır materyalist zihniyet ve hayat tarzı insana umud ve ışık vermiyor ve umud ve ışık yine gökyüzünden, gökyüzünden bize yansıyan güneşlerden Peygamberlerden ve Evliyalardan geliyor. Onun için kulağını aç ve birazda gökyüzünden gelen haberlerden dinle ey insan diye bize hitab var İlahi İstasyonlardan. Gökyüzünden dinlemeyen artık bu zamanda iflah olmaz hastalıklara düçar olur ve belki de hiç bir zaman vuku bulmayacak hayali korkuların noyrotik bir esiri olur. Ey insanlar gökyüzünden dinleyin gökyxüzünden dinleyin ve inanın. İnananlara bu dünyada ve ahirette asla korku yok diye bize gökyüzünden müjde var. Neye dinlemezsininz kulak vermezsiniz? Korkulu ve ürkütücü her şeyi dinliyorsunuz amma müjdelere kulak vermiyorsunuz. Siz bilirsiniz. İnsan korkuyla yaşayamaz ve ölür lakin müjde insana hayat verir ve ömrü uzatır. Haberiniz olsun. Biz sadece bir yanlışa karşı uyarıcı geleceğe dönük müjdeleyici kimseleriz. Dinlerseniz rahat yaşarsınız dinlemezseniz hasta yaşar hasta ölürsünüz. Biliniz ki sizin hakikatınız sadece bugün için geçerlidir. Yarınınız sadece bir Fantazidir henüz, çünkü kimse bilemez ve garanti veremez yarına varmıdır yokmudur. İşte bu hakikattan yola çıkarak Şanlı Peygamber ASV: Sabah kalktığında bak diyor. Elin ayağın yerinde duruyormu? Sağlığın sıhhatin çoluk çocuğun afiyettemi? Öyleyse daha kendine dert etme, olmayan derdi üzerine yükleme. Ne diyorsunuz ey insanlar, bu nasihat insanı rahatlatan bir nasihat insana yaşama sevinci veren bir nasihat değilmidir? Düşününün. Bu nasihat üzerine düşünmelisiniz. Yalansa yalan deyin değilse kabul edin ve hem bu dünyada hem ahirette rahat edin. Bitti! Hayır, hiç bir Peygamber yoktur ki içinde yaşadığı asra ve millete bir kandille bir ışıkla bir umudla bir müjdeyle gelmiş olmasın. Olamaz. Nasıl ki gökyüzünde Güneş her gün yeni bir umud aşılamak için doğuyorsa, her Peygamberde gökyüzünden insanlara bugüne ve yarına içinde yaşanan zamana ve geleceğe dair bir umud ve ışık 3
olmak üzere insanlara gönderilmişlerdir Rahman ve Rahim olan Allah tarafından. Ve bu dünya sahipsiz değildir. Bu dünyanın bir sahibi vardır ve O bu dünyayı ve içindekileri gözetmekte ve rızıklandırmaktadır. Bugünlerinin de yarınlarınında Garantörüdür. Lakin 21 asrın bir kısım Şeytana uymuş materyalist insanları diğer sair çoğunluğu aldatmakta korkutmakta ve onların bütün bugünlerini ve yarınlarını çalmaktadırlar. Onun için ey insanlar gökyüzünden dinleyin size gökyüzünden haber verenleri dinleyin çünkü onlar iyilerdendir ve sizin ancak iyiliğinizi isterler. Evet Şeytana uyduğunda insandan daha kötüsü yoktur, çünkü o insan vahşi bir mahluk olur çıkar önüne geleni parçalayıcı ve korkutucu. İyi olduğunda ise insandan daha iyi ve erdem mahluk olamaz varlıkta çünkü en erdem ve şerefli mahluk varlıkta insandır. Nitekim Cenabı Allah Celle ve Ala Hazretleri yeryüzüne bir halife göndermek istedi ve bu vazife için insanı yarattı. Melekler bunun üzerine hayrete düştüler, nasıl olur da yeryüzüne elini kana bulayan ve isyankar olan insan yerzününde Allahın halifesi sıfatını taşır: Insanoğlu iyi değil Ya Rabbi dediler melekler. Çünkü onlar Levhü Mahfuza baktılar ve yeryüzünde olacak olanları gördüler. Cenabı Hak sordu onlara: Size kim bunu söylüyor? Ben sizinde bilmediklerinizi biliyorum. Bakın size salih kullarımın birisini göstereyim de görün. Cenabı Allah bize Kuran-ı Kerim ve peygamberleri vesilesiyle analtıyor burada. Ve Cenabı Allah melekleri huzurunda Cebrail as a buyuruyor: Ya Cebrail, insan kılığına bürün ve Resulüm İbrahimi kendini ele vermeden sürüsü başında ziyaret et. Sizlerde, dedi Allah diyer meleklere, sizlerde iyi kulak verin ve izleyin. İbrahim as ve oğlu İsmail bu esnada dillere destan olan sürülerini gözetiyorlardı.. İbrahim as ın sürüsü dillere destandı, çünkü gelmiş geçmiş en güzel, sağlıklı ve verimli hayvanlardan, kuzulardan, koyunlardan, koçlardan, ineklerden, sığırlardan, develerden oluşuyordu, ne kadar damızlık hayvan varsa en güzelleri bu sürüde görünmüştür. Ve Cebrail as geldi ve selam verdi: Selamun aleyküm kardeş, görüyorum ki sen çok zenginsin. O zamanlarda bile zenginlik ve fakirlik farkı vardı. Kimse sana yazılana sahip olamaz, erişemez. Sana yazılan sadece senindir, sana özeldir. Ne kadar yudum, ne kadar lokma yazıldıysa sana, ancak o kadarına nail olursun, ne bi fazla ne bi 4
az, tam olarak ne yazıldıysa şahsına o kadardır nasibin. Bunu doğru anlayan işte kanaat mertebesine erişmiştirdir ki, bu büyük bir mertebedir, bu kimse kendisi ve dışarısı ile huzur ve barış içindedir. Cenabı Allah cc Cebrail i as İbrahim as a zengiliğini sormasını ve ondan alması emri ile yolladı. Ve Cebrail as sordu: Bu kadar sürü, zenginlik hepsi senin için mi kardeş? dedi. İbrahim as cevap verdi: Evet, Allah bu gördüklerinin hepsini bana verdi. Cebrail as: Olurmu ya, bu sana cok fazla!, Sürümden hayvan mi istersin? Evet! Bunun üzerine İbrahim as : Subuhun quddus, rabbu l-mala ikati wa r-ruh. Herşeyin Takdiri melekleri ve ruhi kutsiyi yaratan Allahın dır! dedi. Cebaril as tekrar etti: Elbette Takdir melekleri ve ruhi kutsiyi yaratan Allah a dır! Süründen ne kadar hayvan vereceksin bana? diye sordu. İbrahim Peygamber as: Sorma, dedi, söyle ne kadar arzu edersin, vereyim. Sonra da: kardeş sürümün üçde biri senin olsun hadi, dedi. Cebrail as: Niçin bana üçde birini veriyorsun, sen bu hayvanları yoksa saydın mı? Sonra hatırladı ki Cenabı Allah ona önce tam o kadar istemesini buyurmuştu. Bunun üzerine: Evet benim de tam üçde birine ihtiyacım vardi, dedi. Tamam dedi İbrahim Peygamber as, hemen sana sürünün üçde birini ayarlar ve veririm, yoksa daha fazla mi arzu edersin? Cebrail as: Evet, daha fazlasını isterim, dedi. Ve Peygamber tekrar etti: Subuhun quddus, rabbu l-mala ikati wa r-ruh. Herşeyin Takdiri melekleri ve ruhi kutsiyi yaratan Allahın dır! Tamam, sürünün üçde ikisi senin olsun. Bunu duyan Allah cc ve huzurundaki melekler cok hoşnut oldular. Ama hala sendeki sürü sana çok fazla, dedi Cebrail as. Hepsini istiyorsun? diye sordu Peygamber as. Neden olmasın? Herşeyin Takdiri melekleri ve ruhi kutsiyi yaratan Allahın dır! 5
Ve İbrahim as: tamam, dedi, bak bu gördüğün sürünün tamamı senindir artık. Sonra oğlu İsmail as`a dönüp: Hadi gel oğlum biz eve gidelim dedi. Fakat Cebrail as ın sürüyle işi ne? Aldığı sürüyü ne yapsın? Dur Ya İbrahim Peygamber, diye bağırdi ardından, geri dön. Ben bu hayvanları ne yapayım? Ne yaparsan yap, bana ne! Herşeyin Takdiri elbette melekleri ve ruhi kutsiyi yaratan Allahın dır! Bu cümle bana yetişir!, dedi İbrahim Peygamber gülümseyerek Sonra oyun mu oynuyorsun ey Cebrail, dedi, sen ne sandın ben seni tanımadım mı. ben senin geleceğini daha sen gelmeden biliyordum. Soruyorum şimdi: Nasıl bilmişti İbrahim as başına gelecekleri? Bilmez mi, onun kalpgözü açık çünkü o denge içinde, maddi ve manevi hali dengeli, içinde ateş yok, deprem yok, patlamaya hazır volkan yok. Olmayan hayali Noyrotik korkular yok. Her şeyin Allahın Kudret Elinde olduğunu biliyor bugünlerin ve yarınların sahibinin Allah olduğunu biliyor niye korksun ve gamlansın? O takdiri İlahi ile kanaat ve huzur mertebesinde, umud içinde. Bu dünyanın ve bu hayatın bir Sahibi oldugunun şuur ve idrakında olana ne bugünler ne yarınlar için korku yok. Asla! Bunu bir Peygamber bilmeyecekte kim bilecek? Bu mertebedeki insanlar, her halin Allah dan geldiğini kabullendikleri için her daim Allah in bilincinde ve böylece ilahi huzurunda bulunurlar. İbrahim Aleyhisselamın bu kanaat ve duruşunu meleklere seyrettiren Cenabı Allah buyurdu: Ya Cebrail, bırak sürüyü ve işinin başına dön. Evliyalarım onlarla ilgilenirler, sen gel dedi Ve Büyükşeyh hazretleri devam anlatıyor. Sürünün akibetinden anlatıyor. Anlatıyor ki bu sürünün akibeti bize bir umud olsun. Cenabı Allah İbrahim as ın sürüsünü olduğu gibi kaf dağının ardına götürtmüş. Orada sürü gitdikce büyüyor ve coğalıyor, ilahi bereket ile süsleniyor, ta ki Mehdi as gelene kadar. İbrahim as ın sürüsünün ne kadar daha da güzzelleştini ve büyüdüğünü akıllar almaz. Peki bu bereket ne için? Cebrail as İbrahim as a sorduğunda ya İbrahim ben imdi bu sürü ile ne yapacağım diye, İbrahim as cevap vermişti: Merak etme sen Ya Cebrail, Allahın izni ilen ben bu sürüyü emin kıldım Mekke, Medine ve Şam için saklarım. 6
Evet, İbrahim as ın dillere destan sürüsü hakikatte, onun değil aslında Mehdi as ı izleyen ve Mekke, Medine ve Şam da toplanan salih kullar için, Ümmeti Muhhammed sav içindir. Fakat bu sürü okadar berekt de sonsuzdur ki, ne zaman yeryüzünde davar hayvanlar eksilse ve insanlar muhtaç olursa, Cenabı Allah cinlere emreder kaf dağının ardından bir kaç hayvan getirin de bu sürüden insanların ihtiyacı giderilsin diye. Niye anlatıyoruz bunları? Cenabı Allah bize bu kıssa da kamil, örnek bir insan gösteriyor bizlere. İlahi Huzurda makbul, dünyada ve ahirette makbul İyi insan nasıl olur gösteriyor. Takdiri Ilahi ye iman ederek fakirliğinde zenginlik gibi Allah dan ihsan edildini bilerek yine Allah için hiç düşünmeden tüm varlığını verebilen noyroljik olmayan birini gösteriyor ve umud veriyor bugünlere ve yarınlara. Haline şükret ve yarını dert etme diyor. Dert etme ki olmayan çocuğun doğum sancılarını çekme. 7