DÂNİŞMENDNÂME DE SAMSUN Ergin AYAN *

Benzer belgeler
DÂNİŞMENDNÂME DE TRABZON TREBIZOND IN DANISHMENDNAMA

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ÇANKIRI NIN FATİHİ KARA TEKİN GAZİ. (NOT: Bu yazı, Çankırı ve Karatekin Gazi hakkında hazırladığımız kitabın küçük bir özetidir.)

Anadolu'da kurulan ilk Türk beylikleri

İktisat Tarihi I

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

DANİŞMENDLİLER SEMPOZYUMU (12-13 KASIM 2015 TOKAT) KABUL EDİLEN BİLDİRİLER

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK III. HAÇLI SEFERİ

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Anahtar Kelimeler: Danişmendliler, Danişmend Ahmed Gazi, Gümüştegin, Emir Gazi ( Melik Gazi)

DÂNİŞMEND GAZİ DESTANI. Hazırlayan: Prof. Dr. Necati DEMİR

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

İstanbul u Fethinin Dahi Stratejisi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

OSMANLI ARKA PLANINDA KOCAELİ VE ÇEVRESİNDE SELÇUKLU HÂKİMİYETİ

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

Kadınların Savaş ve Sağlıkla İlgili Hizmetleri

Yeşaya Geleceği Görüyor

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Türkiye Selçuklu Devleti nin Karadeniz deki Siyasî ve Askerî Faaliyetleri

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

ORTA ASYADAN TÜRK GÖÇLERİ

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 5.Ders. Dr. İsmail BAYTAK I. HAÇLI SEFERİ

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

SİKKELER IŞIĞINDA II. SÜLEYMANŞAH IN GERÇEK TAHTA ÇIKIŞ TARİHİ

TÜRK DİLİ EDEBİYATI ve ÖĞRETMENLİĞİ BAŞARI SIRALARI genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır.

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 10.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. IV.-V. vd. HAÇLI SEFERİ

HAÇLI SEFERLERi Orta Çağ'da Avrupalıların Müslümanların elinde bulunan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresini geri almak için

genctercih.com tarafından 2017 ÖSYS tercihleri için hazırlanmıştır.

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

ÖZGEÇMİŞ VE YAYINLAR

c-1086 da Süleyman Şah ile Tutuş arasında yapılan savaşta Süleyman Şah yenildi ve intihar etti, oğulları esir alındı.

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Kayseri en erken. İlk İslam Akınlarında Kayseri

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

Hemşirelik (MF-3) ÜNİVERSİTE

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

DÂNİŞMENDLİLER. İçindekiler Tablosu

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. (Diadokhlar Dönemi ve İPSOS SAVAŞI)

ESKİ GÜMÜŞHANE (SÜLEYMANİYE MAHALLESİ) VE PANAYIR ALANI

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

II. KILIÇARSLAN IN BİZANS POLİTİKASI BYZANTINE POLICY OF KILIJARSLAN II

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

AMİSOS ŞEHRİNİN TARİHİ

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

Selçukluların Anadolu ya geldiği dönemle ilgili bazı dönüm noktası savaşlar, antlaşmalar

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751)

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ (İZMİR) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği 21 TS-2 418,

DOĞU ANADOLU YA İLK SELÇUKLU AKINI


Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

2015BAŞARISIRALARIDEĞİŞİMİTAHMİNLERİ

FARABİ KURUM KODLARI

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

YGS SINAV SONUCUNA GÖRE ÖĞRENCİ ALAN 4 YILLIK ÜNİVERSİTELER

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan :25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs :22

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

İznik in çok eski bir tarihi var. İlçenin resmi internet sitelerinden aldığım bilgiye göre ilçenin tarihi Osmanlılara, Selçuklulara,

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

DEVLET ÜNİVERSİTELERİ Öğretim Üyesi Sayıları

Iğdır Sevdası. yıp olarak acı bir gerçeklik halinde karşımıza dikilmiştir.

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

TÜRK-ROMEN İLİŞKİLERİ DERS NOTLARI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

I. GENEL BÜTÇELİ İDARELER 1.1 BAKANLIKLAR ÖSYM KURUM KODU MB NO KURUM ADI GÖREVLENDİRME YAPILACAK İL/İLÇE KADRO SAYISI

BAŞVURU BASLANGIÇ BAŞVURU BİTİŞ ÜNİVERSİTE

13. YY. DA ARAMİ KAVİMLERİ BET ZAMANİ: Qir ülkesi halkı daha Emar metinlerinde görülmeden önce, Arami kavimlerine eski Kaŝiyari Dağı olan Tur Abdin

Transkript:

DÂNİŞMENDNÂME DE SAMSUN Ergin AYAN * Danişmendliler, 1071-1178 yılları arasında Sivas, Tokat, Malatya, Kayseri, Amasya ve civarında hüküm sürmüş bir Türkmen hânedânıdır. Hânedânın kurucusunun menşei hakkındaki tartışmaların sonucu hâlâ netleşmemiştir. Kaynaklarda hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Türkiye Selçukluları tarihçisi İbn-i Bibî nin Dânişmendliler hakkındaki rivâyetler ihtilâflı olduğu, için eserinde onlara yer vermediğini söylemesi ilginçtir. Dânişmendnâme adlı Türkçe destansı mahiyetteki esere dayanarak, bu hânedân hakkında bize bilgi veren Cenâbî ye göre de beyliğin kurucusu Dânişmend Gâzî (1085-1104) Malatyalıdır 1. Bizzat Dânişmendnâme de verilen bilgiye göre Battal Gâzî nin neslinden olan Dânişmend Gâzî, Abbâsîlerin Malatya emîri Ömer b. Ubeydullah el-akta nın kızı olan Nazîrülcemâl ın oğlu idi 2. Tarihî kaynaklardan İbnü l-esîr e göre, Ömer b. Ubeydullah Malatya üzerine yürürken yolda Merc el-eskûf denen yerde Bizans İmparatoru III. Mikael ile karşılaşmış ve H. 249 (Ağustos 863) da şehit düşmüştür. Ancak İbnü l-esîr, Battal Gâzî nin veya Emîr Ömer in Dânişmend in atası olduklarına dair bir bilgi vermemektedir. Müellif, eserinin bir yerinde Dânişmend Gâzî nin adının Taylu olduğunu, Türkmenlere muallimlik yaptığı için kendisine Dânişmend lâkâbının verildiğini ve melikliğe kadar yükseldiğini belirtiyor 3. Dânişmend adı Niketas Khoniates de Tanismanios veya Persarmenoi, Ioannes Kinnamos da Tanisman, Urfalı Matheos da Tanismanios şekillerinde geçmektedir 4. Ünlü İlhanlı vezîri ve tarihçisi Reşidüddîn Fazlullâh ve Nîşâbûrî onu Dânişmend Muhammed olarak zikretmekte ve Sultan Alparslan ın (1063-1072) Malazgird savaşına katılan kumandanlarından biri olduğunu belirtmektedirler. Aynı kaynaklara göre o, bu savaşta çok değerli * Dr., Ordu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi. 1 Muharrem Kesik, Cenâbî ye Göre Dânişmendliler, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, İstanbul 2001, Sayı 4, s. 245. 2 Dânişmendnâme, haz. Necati Demir, Niksar 1999, s. 48; Cenâbî de Dânişmend lâkâblı Ahmed in, Ali b. Mızrâb et-türkmânî el-harezmî ile Nazîrülcemâl in oğulları olduğu kayıtlıdır. Bk. M. Kesik, s. 245. 3 İbnü l-esîr, el-kâmil fi t-tarih, VII, çev. A. Ağırakça, İstanbul 1986, s. 107 ve X, s. 247. 4 Niketas Khoniates, Historia, çev. F. Işıltan, Ankara 1995, s. 12; Ioannes Kinnamos, Historia, çev. I. Demirkent, Ankara 2001, s. 12; Urfalı Mateos Vekayînâmesi ve Papaz Grigor un Zeyli, çev. H. D. Andreasyan, Ankara 1987, s. 204 ve n. 247. 609

tavsiyeleriyle, önemli bir rol oynamıştır 5. Muhtelif kaynaklar onun Malazgird zaferini müteakip, Niksar, Tokat ve Elbistan havalisini zaptettiğinde müttefiktirler 6. Reşidüddîn e göre, Malazgird zaferinden sonra Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Dânişmend Gâzî ye Kayseri, Zamantı, Sivas, Develu, Tokat, Niksar ve Amasya 7 havalisini fethetme görevini verdi 8. Tarihi kaynakların verdikleri bu malûmata mukabil, Dânişmend Gâzî ile arkadaşlarının bu havâliyi fethetme girişimine başlamaları Dânişmendnâme de destansı bir biçimde ve edebî ifadelerle tezyin edilmek suretiyle anlatılmıştır. Buradaki rivâyete göre, Melik Dânişmend ile Sultan Turasan 9 Anadolu nun fethedilmesi için halîfe tarafından görevlendirilmiş olup 10, Sultan Alparslan mevzuya hiç dahil edilmez. Kaynakların ifade ettiği gibi, Sultan Alparslan Dânişmend Gâzî yi resmî olarak bu bölgenin fethi ile görevlendirmiş ise, zamanın diplomasi usullerine göre, bu emri Bağdâd halîfesine de bildirmiş ve tasdik ettirmiş olmalıdır. Ya da böyle bir emir veya karar, sultan ile halîfe arasındaki yazılı veya sözlü bir meşveretin sonucunda ortaya çıktığından, destanda halîfenin adının geçmesi olağan, fakat Sultan Alparslan dan ve Malazgird Savaşı ndan bahsedilmemesi bir eksikliktir. 5 Reşîdüddîn Fazlullâh, Câmiü t-tevârîh, II/5, neşr. A. Ateş, Ankara 1999, s. 32 vd.; Zahîrüddîn Nîşâbûrî, Selçuknâme, Tahran 1332 hş., s. 25. 6 M. Halil Yınanç, Dânişmendliler, İA, V, s. 468. 7 Malazgirt Savaşı sonrası İmparator Mikhail Dukas (VII., 1071-10789 zamanında Bizans ordusunun Anadolu başkumandanı, sonradan imparator olacak olan Aleksios (I. 1081-1118) Komnenos bir fidye meselesi yüzünden Amasya da görülüyor. Dânişmendli bölgesinde fetihlerde bulunduktan sonra, Orta Anadolu ya geçmiş ve burada Bizans kumandanı Roussel i esir etmiştir. Artuk Bey, bu sırada Alparslan ın oğlu Tutuş un hizmetinde olduğundan, Aleksios ona fidye vererek anlaşmak suretiyle Rus sel i teslim almıştır. Aleksios Roussel in fidye parasını Amasyalılardan toplama yoluna gitmiş ve bu yüzden de halk isyana yeltenmiştir. Bk. Anna Komnena, Alexiad, çev. Bilge Umar, İstanbul 1996, s. 19-21. Mikhail Dukas 1078 e kadar imparatorluk yaptığına ve Dânişmend Gâzî 1104 de öldüğüne göre, Artuk Bey, Dânişmend Gâzî nin ölümünden önce Orta Anadolu ya geçmiştir. 8 Reşidüddîn, II/5, s. 39; Karş. Nîşâbûrî, s. 28. 9 Destanda ifade edildiğine göre; Sultan Turasan, yukarıda adı geçen Malatya Emîri Ömer in oğlu olup, Melik Dânişmend in dayısı ve Battâl Gâzî nin de torunlarından imiş (Dânişmendnâme, s. 20); O. Turan (Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1993, s. 126), Turasan ın Hasan Bey olduğunu ifade ediyor ki Anna Komnena (s. 332) da Dânişmend Gâzî ile Haçlılara karşı birlikte hareket eden bir baş satrap Hasan Bey den bahsetmektedir; Cenâbî deki kayıtlar için ayrıca bk. M. Kesik, s. 245. 10 Dânişmendnâme, s. 21 de Hicrî Receb 460 (Mayıs-Haziran 1068), Cenâbî, s. 245 de Receb 360 (Nisan-Mayıs 971) tarihleri veriliyor ki, kronolojiye göre birinci tarih daha doğru olsa gerektir. Eğer birinci verilen tarih doğru ise, destanda adı geçmemekle beraber bu Halîfe el-kaaim Biemrillâh dır (1031-1075). 610

Melik Dânişmend, harap edilmiş bir vaziyette bulduğu Gümenek 11 kalesine gelince, önce hangi tarafa gidecekleri ve nasıl iş bölümü yapacakları konusunda arkadaşlarıyla görüş alışverişinde bulundu. Sultan Turasan ın Önce atamın mescidinin bulunduğu Konstantiniyye den tarafa gidelim. İmparatoru öldürürsek bütün Anadolu bizim olur. teklifine karşı Melik Dânişmend Eğer bu ordu hep beraber aynı yola giderse doğru olmaz. Bu orduyu iki kısma bölüp yürümek doğrudur. Bizans imparatorunun iki orduya karşı koymaya gücü yetmez. Bu illeri de ikiye ayırıp, yürüyelim. Bir tarafta Dükiyye (Tokat), Gümenek ve Harsonisiyye 12 (Niksar) den tarafa siz; diğer tarafta Canik 13 yönünde Haraşna (Amasya) 14, Samiyye (Samsun) 15, 11 Tokat ın 9 km. kuzeydoğusunda bulunan şehir harabeleri (Sisiyye). M.Ö. 71 de Pontos Kralı Mithridades (VII.), Niksar önlerinde Romalı General Lucullus a yenilmiş, kaçarken de Comana (Gümenek) ya uğramıştır. Şehrin Gomanak adıyla XIV. Asırda mevcut olduğuna dair bk. Azîz b. Erdeşîr-i Esterâbâdî, Bezm-u Rezm, çev. Mürsel Öztürk, Ankara 1990, s. 189. 12 Niksar adı Niketas da (s. 23) ve Kinnamos da (s. 18) Neo Kaisareia olarak geçmektedir. Şehrin halk arasında ve doğu kaynaklarında Nik-Hisar (İyi Hisar) diye söylenmesi aslında Neocaesarea dan ileri gelir. Ünlü coğrafyacı Strabon, bu ismi zikretmemekle beraber Pontos Kralı Mithridades in müstahkem şehirlerinden biri olan Caberia (Kabaria) dan bahsetmiştir ki, bunun Neo-Kayseriyye olduğu anlaşılmaktadır. Kabarea tahrip edildikten sonra, onun yerini Pompeius tarafından kurulan Diospolis almıştır. İmparator Augustus a (M.Ö. 27-M.S. 14) izafeten Sebaste, Roma İmparatoru Tiberius (M.S. 14-32) devrinde ise Neo Caeserea olarak da geçmiştir. Bk. Besim Darkot, Niksar, İA, IX, s. 273. Abû l-farac (Abû l-farac Tarihi, çev. Ö. Rıza Doğrul, Ankara 1987, s. 359, 367) ise Dânişmend Gâzî den Sebaste emîri olarak söz etmektedir. Dânişmendnâme de muhtelif sahifelerde ise Niksar, Harsonisiyye olarak geçmektedir; Ayrıca bk. Merdin Yılmaz Melikoğlu, Melik Ahmet Dânişmend Gâzî Tarihi nde Niksar-Harsonisiyye, Melik Ahmet Danişmend Gazi ve Danişmendname Sempozyumu Tebliğleri, Niksar 1995, s. 59-62. 13 Yerli halk arasında Cenik şeklinde, sürülerin kışın barındıkları çukur yer manasında kullanılan bu kelime daha ziyade coğrafî ve idari bir bölgeyi ifade etmektedir. Canik adı son asırlarda merkezi Samsun olan sancağa verilmiştir. Coğrafî olarak Karadeniz bölgesinin orta kısmına ve bu bölgedeki dağlara atfedilen bir tabirdir. Bk. B. Darkot, Canik, İA, III, s. 25. Canik veya Canit kelimesinin menşei hakkındaki tartışmalar ise henüz kesin bir sonuca ulaşmamıştır. Canik isminin kritiği hakkında ayrıca bk. Kâzım Dilcimen, Canik Beyleri, Samsun 1940, s. 4-8; Necati Demir, Karadeniz in Kuzeyinde Peçenekler, Türkler, II, Ankara 2002 (Yeni Türkiye Yayınları), s. 710) adlı makalesinde Canik adının kaynağının Peçenekler olabileceğini ileri sürmektedir. Buna göre bugün Canik adı verilen dağların ismi büyük bir ihtimalle başlangıçta Becenek idi ve bol- fiilinde olduğu gibi ön seste ünsüz düşmesiyle önce ecenek olmuş, daha sonra da bugünkü kullanılış biçimi olan Canik şeklini almıştır. Bana göre bu açıklama, Canik isminin Karadeniz in yerli halkı olan Can kavminden geldiğine dair tezden daha zayıf olmakla beraber, muhtemeller arasındadır. O zaman Can yada Çan kavminin Peçeneklerle aynı kavim olabileceği veya akrabalığı da akla gelmektedir. 611

Sinobiyye (Sinop) 16, Karkariyye (Zile) 17 ve Kaşan (Turhal) dan tarafa ben yürüyeyim. İnşaallahu Teâlâ fethederim. dedi 18. Üç gün Sivas ovasında oturdular. Dördüncü gün ordu hazırlandı. Orduyu önce ikiye ayırdılar. Sultan Turasan yirmi bin er ile İstanbul tarafına doğru yola çıktı. Kara Toğan ı ve Çaka yı da beraberinde götürdü 19. Melik Dânişmend, Melik Artuhî 20 ile beraber Turhal civarında Nastor un ordusu ile savaşmaya gitti. Melik Dânişmend, Nastor ve Şattat ın 14 O. Turan (s. 124) bunu Harşana olarak telaffuz etmiştir; Babaî isyanının örgütlendiği merkez de Baba İlyas ın Haraşna daki (Amasya-Çat köyü) dergâhıydı; Suluova höyüklerinin de kanıtladığı gibi Amasya'nın tarihi M.Ö. 5500-3500 yıllarına kadar uzanır. M.Ö. 1900-1200'de Hititler zamanında Amasit adıyla, konfederasyonu oluşturan 13 devletten biri oldu. Sonra sırayla Friglerin, Kimerlerin, Lidyalıların ve Perslerin egemenliğini yaşadı. Daha sonra Büyük İskender'in eline geçti. Helenistik dönemde "Amaseia" olarak adlandırılan kentin adı Strabon'a göre kurucusu Amazon kraliçesi Amisis'ten gelmekte imiş. Amasya, M.Ö. 291'de Mithridates adlı krallarca idare edilen Pontus Krallığı'nın başkenti oldu. VIII. Asırdan itibaren de Bizans ın Armeniakon temasının kaleleri arasında yer aldı. Bk. Besim Darkot, Amasya, İA, I, s. 394. Bugün Amasya'ya girdiğimizde varlıkları ile bizi şaşırtan, yamaçlara oyulmuş Kaya Mezarları Amasya tarihini ilk çağlara kadar götürmektedir. 15 Samsun un eski tarihine ait bilgiler azdır. Klasik tarih Samsun un M.Ö. VI. Asırda Miletli denizci göçmenler tarafından kurulduğunu gösterir. M.Ö. IV. Asırda Pers hâkimiyetine girmiş ve M.Ö. III. Asrın ortalarında Pontus Krallığı na bağlanmıştır.pontus Kralı Büyük Mithridates Sinop ile Amissos u kendisine idare merkezi olarak seçmiştir. Bizans döneminde Amisos Armeniak temasına (idarî bölge) dahil bulunuyordu. Şehir Türklerin burayı fethine kadar bir ticaret merkezi olarak yaşamaya devam etti. Bk. Besim Darkot, Samsun, İA, X, s. 172 vd. 16 Sinop hakkında bk. Fatih Güldal, Ortaçağ da Sinop, Tarih ve Düşünce, Mayıs 2005, Sayı 58, s. 42-45. 17 Bugün Zile de Hitit, Frig, Pers, Roma ve Bizans, Dânişmendli, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlılara ait tarihi eserleri görmek mümkündür. Roma İmparatoru Julius Caesar ın Zile de yaptığı savaştan sonra başarısını ünlü Veni, Vidi, Vici (Geldim, Gördüm, Yendim) şeklindeki ifadesinin yazılı olduğu kitabesi halen Zile kalesinde bulunmaktadır. Dânişmendliler dönemiyle ilgili olarak bk. Salim Cöhce, Dânişmendliler Döneminde Zile, Niksar ın Fethi ve Danişmendliler Döneminde Niksar Bilgi Şöleni Tebliğleri, Niksar 1996, s. 18-22. 18 Dânişmendnâme, s. 54. 19 Dânişmendnâme, s. 55; Bu haberi Cenâbî de doğrulamaktadır bk. M. Kesik, s. 246. 20 Dânişmendnâme deki kahramanlar arasında Artûhî adıyla yer alan bu Türk beyinin tarihi faaliyetlerine ait hatıra Amasya-Tokat havalisindeki Artukova veya Artukâbâd ismidir ki bu isimler onun bu bölgedeki fetihleri ile ilgilidir. O.Turan, s. 124; Tarihi kayıtlarda Artuk b. Eksük olduğu tahmin edilen Artûhî (Artuk Bey), Dânişmendnâme ye göre (s. 58 vd.) Göçküncü dağında on iki bin eve sahip bulunan bir kimse ile Malatya da esir edilen Türklerden Abdurrahman Harezmî nin kızından 612

ordusunun merkezini dağıtmak üzereyken, Sinop Beyi Mihriyanus ile Samsun Beyi İstifanos, Frenk ve Çerkez askerlerinden oluşan altmış bin askerle yardıma geldiler. Haber Nastor a ulaşınca, onları karşılayıp, Melik Gazi den çok şikayette bulundu. Frenk ve Çerkez askerleri Melik Dânişmend, Artuhî ve Efrumiyye 21 ile akşama kadar savaştılar 22. O gece Melik Dânişmend tarafına da yardımcı askerler geldi. Diğer tarafta Nastor Mihriyanos un yanına geldi ve üç Türk beyinden şikayet etti. Mihriyanos dedi: Sabah olsun onları cihana gelmemiş gibi edeyim.. Ancak, ertesi gün yapılan savaşta Efrumiyye adlı Türk beyi hem Mihriyanos u hem de Samsun Beyi İstifanos u öldürdü. Hıristiyan ordusu bozulunca, Nastor Amasya ya kaçtı 23. Nastor ve Şattat, kaçtıktan sonra Melik Dânişmend Gâzî nin pek çok kale ve kiliseyi zaptettiğini ve çok sayıda papazı öldürdüğünü duyunca, dört taraftan yardım istediler; batıda Mankuriyye (Çankırı), Kastamoniyye ve Gerede sınırına kadar, deniz kenarında Yankoniyye (Çorum), Zile, Amasya, Sinop, Niksar ve Canik sınırına kadar ve Gürcistan 24, Sincar, Alaman 25, doğmuştur ve Tokat bölgesinde Melik Dânişmend ile karşılaştığında, Hıristiyan iken Dânişmend Gâzî tarafından Müslüman edilip, gâzâ arkadaşı olmuştur; Cenâbî de Melik in ordu kumandanı ve vezîri İltekin el-artukî olarak geçmektedir. Bk. M. Kesik, s. 250; Nîşâbûrî (s. 25) de Artuk Bey in, Alparslan ın Malazgird savaşına katılan Türk beylerinden biri olduğunu ve savaştan sonra Alparslan ın kendisine Mardin ve Amîd taraflarını fetih görevini verdiğini (s. 28) yazıyor. Dânişmendnâme de adı geçen Artuhî yani Artukî şayet Nîşâburî (s. 25) ve Reşidüddîn de zikredilen (s. 32) Artuk Bey ile aynı şahıs ise, bunun önceden Hıristiyan olmadığı anlaşılır. Her iki kaynağın verdiği bilgileri karşılaştırdığımızda, Artuk Bey in Malazgird savaşına katıldığı ama aynı zamanda Orta Karadeniz in iç kesimlerinde fetihler yaptığı da doğrudur. Yukarıda O. Turan ın belirttiği gibi bu bölgede Artukova adıyla bıraktığı isim bunu doğrulamaktadır. Nitekim Döğer boyuna mensup Türkmen kitleleriyle Yeşilırmak ve Kelkit havzalarında fetihler yaptığı tarihi kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bk. M. Fuad Köprülü, Artuklular, İA, I, s. 617 vd.; A. Sevim, Ünlü Selçuklu Komutanları, Ankara 1990, s. 46 vdd. 21 Destanda adı geçen Efrumiyye nin Malatya daki Ermeni Beyi Gabriel in kızı Morphia olduğu tahmin edilmektedir. Dânişmendnâme de Amasya Beyi Şattat ın kızı olarak görülmektedir. Sonradan Müslüman olup, Artuhî ile evlenmiş ve Dânişmend Gâzî ile birlikte gâzâlara katılmış bir kadın kahramandır. O. Turan, s. 125 vd.; Cenâbî de de Şattat ın kızı olarak görünüyor bk. M. Kesik, s. 250 vd.; Ermeni Thoros un kayınpederi ve Ortodoks olan Gabriel hakkında bk. Steven Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, I; çev. F. Işıltan, Ankara 1989, s. 58. 22 Dânişmendnâme, s. 88. 23 Dânişmendnâme, s.89 vd. 24 Marko Polo (Seyahatname, I, haz. Filiz Dokuman, İstanbul (tarihsiz), s. 22 vd) XIII. Yüzyıldaki Gürcistan ı şöyle anlatmaktadır: Gürcistan krallıkla idare edilmektedir. Krallarına daima Melik David derler. Büyük Selçuklu hükümdârının 613

Ermen, Ahlât ta Bulgar 26 sınırına kadar yedi milleti Müslümanlarla savaşa davet ettiler. Altı ay kadar sonra yüz seksen bin asker toplandı 27. Hazırlanıp, harekete geçen bu orduya Samsun Beyi Totori kumanda ediyordu. Kaynakta verilen bilgiden anlaşıldığına göre, bir önceki savaşta ölen Samsun Beyi İstifanos un yerine Totori gelmiştir. Onun arkasından Sinop Beyi Megerdiç, arkasından Mamuriyye (Ankara, Engürü) Beyi Egirdiç, ondan sonra Şattat ve Nastor geliyordu. Bunlar Amasya ovasından yola çıktılar. Yolda giderken Şattat ın huzuruna bir haberci casus geldi ve Melik in Turhal kalesinin önünde konakladığını söyledi. Bu durum üzerine kumandanlar arasında meşveret yapılırken, Melik Gâzî nin üzerine bir gece baskını yapma teklifi kabul edilen Totori, elli bin seçme askerle Sisiyye ırmağını geçtikten sonra Melik in ordusunun ovanın içinde ateş yakıp, konakladığını gördü ve ordusunu beş kısma ayırarak, saldırdı. Müslümanlar bir anda şaşırıp, kargaşa içine düşerken, o sırada namaz kılmakta olan Melik Dânişmend Gâzî, çabuk toparlanıp, savaşa girişti ve Totori nin kardeşi Nikola yı kılıç darbesiyle ikiye böldü. Bu arada Totori de Eyyub ve Süleyman adlarındaki iki emîri yakalayıp bağladı. Fakat Totori, Melik tarafından öldürüldü. Ayrıca Totori nin damadı ve aynı zamanda Zile tebâsıdırlar. Rivâyet olunur ki Gürcü kralları hep omuzlarında bir kartal işaretiyle doğarlarmış. Gürcülerin çoğu Hıristiyan olup, Grek kilisesine bağlıdırlar. 25 Dânişmendnâme de adı geçen Alaman ülkesi olarak herhalde Batı Avrupa daki bugünkü Almanya kasdedilmemiştir. Burada kasdedilen muhtemelen XIII. Yüzyıl Avrupalı seyyahların bahsettiği Karadeniz kuzeyidir. Plano Karpini (Moğol Tarihi ve Seyahatnâme, çev. Ergin Ayan, Trabzon (tarihsiz) s. 72) Kafkasların kuzeyinde oturan Alan adlı bir kavimden bahsetmiştir Ayrıca Rubruk, seyahatnâmesinde Kersona ile Suğdak arasında her biri farklı diyalektle konuşan halkın yaşadığı 40 yer olduğunu ve aralarında Almanca konuşan pek çok Gotun bulunduğunu ifade ediyor. Ayrıca Kafkasların kuzeyinde oturan Hıristiyan Alanlardan da söz ediyor. Bk. Wilhelm Von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, çev. Ergin Ayan, İstanbul 2001, s. 31. Danişmendnâme de Alan ile Alaman isimleri karıştırılmış olabilir. 26 Dânişmendnâme de olduğu gibi, ilk Osmanlı eserlerinde de Trabzon güneyindeki dağlara Bulgar yahut Burgar dağı deniyordu. Fakat bu dağlara verilen Bulgar adı kavim adından çok, bu dağlara ait Parhar ismi ile münasebetli görülüyor. Parhar adından önce bu dağlara Parydres adı veriliyordu. Gürcü kaynakları bu dağlara Parkhal ve Avrupa seyyahları da Barcar adını veriyorlardı. Bk. O. Turan, s. 125 n. 46; Bu konuda Fahreddin Kırzıoğlu ( 1461 Turabozan Fethi Sırasında Fâtih Sultan Mehmed in Yaya Aştığı Bulgar-Dağı Neresidir?, VI. Türk Tarih Kongresi- Bildiriler, Ankara 1967, s. 322-328) şunları söylemektedir Kafkas sıradağları geçitlerindeki Bulgarlar (şimdiki Karaçay-Balkarların ataları) ülkesinde büyük karışıklıklar çıktı. Bunlardan büyük bir kalabalık göçüp, gelerek Bayburt ovasına yerleşip uzun zaman orada kaldılar. Sonradan bunlar Çoruk solundaki dağlara çekilerek, bu dağlara Barkar/Balkar/Barkhal ve 1461 de Osmanlıların Trabzon fethi sırasında Bulgar Dağı denmesine sebep olmuşlardır. 27 Dânişmendnâme, s. 106. 614

beyinin oğlu olan Natros da Efrumiyye tarafından öldürüldü. Diğer taraftan Artuhî, Hıristiyan ordusunun alemini ve alemdârını iki parçaya bölünce, bunlar kaçmaya yöneldiler ve çaresizlikten Dükiyye ırmağına döküldüler. Kimisi sularda boğulurken, kimisi de Müslümanların kılıçları altında can verdi. Rivâyete göre elli Hıristiyandan sadece bin beş yüzü kurtulabildi 28. Kaçan Hıristiyanlar, Eyyub, Süleyman, Abdurrahman ve Abdullah adlarındaki emîrleri esir alıp, beraberlerinde götürünce, Melik Dânişmend de Efrumiyye yi esirleri kurtarması için arkalarından göndermişti. Bunlar akşama kadar at sürüp, bir tepenin üzerine çıktılar. Ovada sayısız Hıristiyan askeri konaklamıştı. Nastor ve Şattat ın otağı da bunların ortasında bulunuyordu. Osman 29, Efrumiyye ye dedi ki: İşte kafirlere ulaştık, sabretmemiz gerekir. Bunların uyuduğu zaman esirler için belki bir fırsat buluruz.. Diğer taraftan Totori nin oğlu Mirek esirleri Nastor un huzuruna getirdi. Nastor esirlerin hemen öldürülmesini emredince, cellât bunları meydana getirdi. Fakat, Nastor un vezîri ileri gelip söyledi: Aman benim sözümü dinle, bunları öldürme. Melik işi halledilince öldürürsün.. Nastor, vezirin sözünü dinleyip, esirleri zindana koydurdu. Ertesi gün Melik in üzerine yürünmesine karar verdiler. Gece olunca, Hıristiyanlar, gece yarısına kadar içtiler, her biri ölü gibi sarhoş hale geldi. Onları gözetlemekte olan Efrumiyye, Osman a dedi: Siz burada durun, ben tek başıma Nastor ordusuna gideyim. Eğer esirleri kurtarabilirsem, geri yanınıza gelirim. Eğer beni fark ederlerse nara atarım, siz de gelip yetişirsiniz. Sonra ordunun içine girip, Şattat ın otağına girdi. Çadırın etrafına yerleştirdikleri kırk kadar nöbetçi sarhoş ve perişan bir halde yatıyordu. Efrumiyye bunları bu halde görünce, hepsinin başını kesti. Esirlerin de bağlarını çözüp, dışarı çıkardı, sonra Şattat ın çadırına girip, ellerini bağlamak istedi. Ancak, bu sırada nöbetçiler ve Şattat uyanıp, bağırmaya başlayınca, Efrumiyye de bir nara attı. Onun narasını dağdan işiten Osman ve yanındaki iki yüz Müslüman Hıristiyanlara saldırdılar ve bir buçuk saatte onları yendiler. Diğer tarafta Nastor da uyandı ve askerleriyle beraber vuruşmaya katıldı. Savaş sırasında Efrumiyye, Samsun Beyi Merdos u öldürdü. Bunun öldürülmesi üzerine Samsun ordusundan bir feryat koptu. Müslümanlar Güneş açıncaya kadar savaştılar, fakat bu arada çok 28 Dânişmendnâme, s. 115 vd. 29 Bu Cenâbî de de adı geçen Osmancık olsa gerektir. Buna göre, Çorum un fethi sırasında Dânişmend Gâzî nin bir oğlu dünyaya gelmiş ve akabinde o, Osmancık adlı kumandanını Kastamonu tarafını fethe göndermiştir. Osmancık yolu üzerindeki Eflanus kalesini fethetmiştir ki burası Osmancık olarak adlandırılır. Orada gümüş madeni vardı ve Emîr Osmancık oradan çok miktarda gümüş alıp, Melik Dânişmend adına sikke bastırdı. M. Kesik, s. 248; Kaynağın bu ifadesine rağmen bugüne kadar yapılan araştırmalarda Dânişmend Gâzî nin kendisine ait darb edilmiş paraya henüz rastlanmamıştır. Bk. İ. Artuk-C. Artuk, Danişmend Sikkeleri, Niksar ın Fethi ve Danişmendliler Döneminde Niksar Bilgi Şöleni Tebliğleri, Niksar 1996, s. 102. 615

kayıp verdiler. Kalanların hepsi yaralı olarak dağa sığındılar. Nastor, Müslümanların sığındığı dağın etrafının kuşatılmasını emretti. Müslümanlar burada birbirinin yarasını bağlayıp, çaresiz bir şekilde beklemeye başladılar. Diğer taraftan Melik Dânişmend, Turhal kalesini ele geçirmişti. Fakat, Melik Efrumiyye nin ve esirlerin halinden endişeliydi. Artuhî, üç bin seçme askerle bunlardan haber almak üzere Zile ye yöneldi. Müslümanlar sığındıkları dağda, Nastor un askerlerinin dağa çıkmasını engellemek için ok atarak ve taş yuvarlayarak onları oyalıyorlardı. İkindi vaktine kadar bu şekilde direndikleri sırada, bir toz bulutu belirdi ve Artuhî üç bin er ile çıkageldi. Buna rağmen kendilerinden sayıca çok üstün olan Hıristiyanlar karşısında Müslümanlar çok zor duruma düştüler. İkindi ile akşam arasında dört bin kişi ile Dânişmend Gâzî göründü ve Müslümanların imdâdına yetişti. Melik Dânişmend Ankara Beyi İmran ı 30 kılıçla ikiye böldü. Nastor bu durum üzerine kaçmaya yüz tuttuğu bir sırada Kastamoniyye beyi Hisarbad ile Bilalük-i Rumî nin onar bin kişilik kuvvetlerle Hıristiyanlara yardıma geldiklerini gördü ve geri dönüp, yeniden onlarla birlikte saldırıya geçti. Gece yarısına kadar savaştılar. Müslümanlar çaresiz kalınca, Melik Dânişmend, dağa çıkılmasını, bir gün orada savunma yapıp, sonra gece olunca düşmana baskın verilmesini istedi. Müslümanlar dağa çıkınca, Nastor, Hisarbad, Bilalük-i Rumî ve Nikola çağı çevirdiler ve kırk bin Hıristiyan askerinin ölmüş olduğunu görünce üzüldüler. Gündüz geçip gece olunca Dânişmend Gâzî ve adamları düşman ordusuna baskın yapmaya başladılar. Sabaha kadar savaştılar. Melik, Bilalük-i Rumî yi öldürdü. Bunun Giregi adındaki oğlu babasının intikamını almak için Melik e saldırdıysa da o da ölmekten kurtulamadı. Efrumiyye de Nikola yı öldürdü. Düşman onu görüp dağıldı. Şattat, Amasya ya doğru kaçarken Hisarbad ile Nastor da onun arkasından gittiler. Gâzîler çok miktarda ganimet ve altı bin kadar da esir aldılar 31. Bunlardan Müslüman olanları bıraktılar, olmayanları ise kırdılar. Nastor, Zile önünden kaçarken Hisarbad ile birlikte Çorum tarafına gittiler. Oradan her tarafa mektuplar ve elçiler gönderdiler 32. Bir mektup da Şattat a yolladılar. Samsun, Sinop, Harbagüme 33, Trabzon, Gürcistan, Ahlât ve Ermenistan sınırına kadar hep Şattat ın idi. Şattat dört bir tarafa haber yollayınca, ordular Amasya da toplanmaya başladılar. Bütün Hıristiyan beyleri Melik Dânişmend ile askerlerini ortadan kaldırmak için and içtiler. 30 Yukarıda Ankara Beyi olarak Egirdic zikredilmekte idi. Şimdi ise Ankara Beyi İmran olarak görülüyor. Anlaşılan Egirdic yukarıdaki savaşta öldürülmüş onun yerine İmran geçmiştir. 31 Dânişmendnâme, s. 119-125. 32 Dânişmendnâme, s. 136. 33 Dânişmendnâme de Canik te olduğu rivâyet edilen yerleşim merkezi. 616

Seksen bin Hıristiyan askeri Amasya önünde toplanmıştı. Bu haber casuslar tarafından Dânişmend e ulaştırıldı 34. Canik te iki Hıristiyan beyi vardı; bunlardan birinin adı Şartın, kardeşinin adı da Tatıs 35 idi. Nastor bu güçlü beylere ayrıca mektup yazdı: Aman! Bizim feryadımıza yetişin. demişti. Şartın dağda olurdu ve emrinde yüz bin asker vardı. Canik ten Bulgar sınırına kadar ona bağlıydı. Niksar Beyi Mihayil e verilen mektupta da şöyle yazılmıştı: Bu mektup, Şattat ve Nastor tarafından Mihayil e gönderiliyor. Bu mektupları gerekli yerlere gönder. Berda, Kars, Aladağ, Gürcistan, Tiflis ve her nerede Mesih diniyle ilişiği olan varsa toplanıp, gelsinler. Rum un halîfesi Şattat ve Rum un beylerbeyi Nastor, Melik Dânişmend karşısında aciz kaldı. Kaçıp Amasya ya girdiler. Aman çabuk yetişin. Eğer böyle yaparsanız Mesih sizden memnun olur. 36. Şartın ve Tatıs ertesi gün yetmiş bin asker hazırladılar. Mihayil bunları karşıladı. Hep birlikte Amasya tarafına yöneldiler, Sisiyye yani Gümenek e ulaştılar. Gümenek halkı daha önce Müslüman olmuş ve Melik Dânişmend in hizmetine girmişti. Fakat, bu kez Mihayil gelince bir kısmı yeniden Hıristiyanlığa dönüp, kaleyi onlara teslim ettiler. Mihayil bundan sonra Tokat kalesini kuşatmaya gitti. Tam bu sırada Şattat tan bir elçi gelip, Mihayil in hiç vakit kaybetmeden kendisine yardıma gelmesini istiyordu. Zira Melik, Amasya kalesi önünde konaklamış ve kaleyi kuşatmıştı. 34 Dânişmendnâme, s. 137. 35 Dânişmendlilerin Karadeniz sahillerine inmeye çalıştıkları 1070 li yıllarda farklı yer ve zamanlarda üç kez Peçeneklerle karşılaşmışlardır. Bunlardan ilki Canik Beyi Tatis veya Tzatis in yönettiği Peçenek ordusudur. Tokat Dânişmend Gâzî tarafından alındıktan sonra, Canik tarafından gelen bir ordu tarafından kuşatılmış, fakat Dânişmend Gâzî tarafından bu ordu mağlup edilerek sekiz bin asker esir alınmıştır. Esir alınan ordunun kumandanının ismi Tadık tır. Tadık bir Türk ismi olup, Orhun abidelerinde de geçmektedir. Burada Gök Türk başbuğlarından birinin adı Tadık Çor dur. Kül-Tigin Çinli kumandan Ça-ça ile yapılan savaşta (706) onun boz atına binmişti. Bk. H. Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara 1999, s. 44. Karş. F. Sümer, Türk Devletleri Tarihinde Şahıs Adları, I, İstanbul 199, s. 50; Bu tarihlerde Canik bölgesinde Peçeneklerin yaşadığı kesin olduğuna göre, bu komutanın Peçenek Türkü olma ihtimali de bir hayli yüksektir. Bk. N. Demir, Karadeniz Bölgesi nde Peçenek ve Kıpçaklar, Trabzon ve Çevresi Uluslararası Tarih-Dil-Edebiyat Sempozyumu, II, Trabzon 2001, s. 402; Nitekim 1087 de Silistre de Peçenek başbuğu olarak Tatuş görülüyor. A. Nimet Kurat, Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara 1992, s. 57; Anna Komnena, s. 36 n. 3 ve 137) Makedonya da Ohri bölgesinde oturan ve Tadik (ios) kumandası altında bulunan Türklerden bahsetmiştir. Bu kumandanın köle bir aileden geldiğini, Türk olduğunu ve İmparator Aleksios un en güvendiği adamı ve süt kardeşi olduğunu belirtiyor. 36 Dânişmendnâme, s. 182. 617

Melik kaleyi kuşatmakla meşgul iken, bir haberci gelip, Canik beyi Şartın ve kardeşi Tatıs ın yetmiş bin askerle, Sinop beyi Vasilyos un da yirmi bin askerle, Niksar Beyi Mihayil de yanlarında olmak üzere geldiklerini bildirdi. Bunun üzerine Melik kuşatmayı kaldırıp, oradan çekildi. Diğer taraftan Nastor ve Şattat, Melik in gittiğini görünce kale önüne çıkıp, konakladılar. Şartın, Tatıs, Samsun beyi ve Sinop beyini karşılayıp ağırladılar ve Müslümanları imha etmek için and içtiler. Arkalarından Mihayil de geldi 37. Melik Dânişmend hazırlıklarını yaptıktan sonra yeniden düşman üzerine yürüdü. Savaşa tutuştular. Bu savaşta Şartın ve kardeşi Tatıs, Melik tarafından mübârezede öldürüldü 38. Birkaç gün süren savaş sonunda Nastor un ordusu kırıldı ve yirmi bin askeri esir düştü. Kendisi de Çorum a kaçtı. Mihayil savaş meydanından kaçtı ve Şattat da esir edildi. Melik Dânişmend in eline çok sayıda ganimet geçti. Bunların bir kısmını Malatya ya bir kısmını da halîfeye gönderdi. Savaş sonunda Amasya kalesi ele geçirildi ve Sinop Beyi Mihriyanos da yakalandı. Şattat ise yeni Müslüman olmuş olan nöbetçileri para verme vaadiyle kandırıp, kaçtı ve o da Nastor un yanına Çorum a gitti 39. Şattat ve Nastor Çorum da yeni bir ordu toplamakla meşgul oldular. Ankara Beyi Kaytal elli bin askerle ve Frengistan dan Selahil sayısız askerle geldiler. Melik Dânişmend de otuz bin askerle hazırlanıp, Çorum üzerine yürüdü 40. Kale önünde yapılan şiddetli bir savaş sonunda Şattat ile Kaytal öldürüldü. Müslümanlar kaleyi kuşatmaya başladılar. Fakat bu sırada Rus, Çerkez, Firenk, Kastamonu, Bolu, Samsun ve Canik tarafından askerlerin toplanıp Nastor a yardıma geldikleri haberi ulaştı 41. Buna rağmen bu yardım ulaşmadan Melik Dânişmend, Çorum kalesini aldı. Kale alındıktan sonra, Melik Dânişmend gördüğü bir rüya üzerine Samsun tarafını fethetmek üzere Süleyman adındaki kumandanına alem ve sancak verip, beş bin askerle yola çıkardı. Süleymân ı Samsun ve deniz tarafına göndermesinin sebebi, o vilâyeti Dânişmendli topraklarına katmak idi 42. Süleyman, Samsun tarafına gittikten bir süre sonra geri döndü. Melik ondan ordunun durumunu sordu. Süleyman söyledi: Ben o tarafa gidince bir çok yeri fethettim, bir kısmını da tahrip ettim. Sonra bir haber geldi ki, Canik tarafından hesapsız asker çıkmış, bu tarafa Müslümanların üzerine gelirmiş. Bunu işitince geri dönüp, hizmetinize geldim.. Bunun üzerine Melik, Niksar tarafına gitmek ve orayı fethetmek için ordunun 37 Dânişmendnâme, s. 184. 38 Dânişmendnâme, s. 190. 39 Dânişmendnâme, s. 194, 196, 198. 40 Dânişmendnâme, s. 203 vd. 41 Dânişmendnâme, s. 215. 42 Dânişmendnâme, s. 221; Çorum un alınması için karş. M. Kesik, s. 248. 618

hazırlanmasını istedi. Ordunun mevcudu kırk bini buluyordu. Tokat kalesinde on bin kişi bırakıp, yola çıktılar ve Cincife Yazısı nda 43 konakladılar. Diğer taraftan Gavarıs 44, Melik Dânişmend in elinden kaçtıktan sonra Canik Beyi Matrobid e sığınmış ve öfkelenen Matrobid de Canik, Trabzon, Ermeni ve Gürcü askerleriyle birlikte Niksar ırmağının kenarında toplanmıştı. Melik Dânişmend in otuz bin asker ile Cincife Yazısı nda ordugâh kurduğunu duyan Matrobid ise bir gece baskını planladı. Rumların planlarını öğrenen Melik Gâzî, askerlerini pusuya yatırdı. Yapılan savaşta Matrobid öldürüldü ve bunu duyan oğlu Gavarıs da kendi canından korkup, Niksar a gitti 45. Melik Dânişmend de Niksar önünde konaklayıp, şehri kuşattıktan sonra ele geçirdi ve Gavarıs ı öldürdü. Gavarıs ın oğulları Nikola ile Yorgi Müslüman oldular. Sonra Melik Dânişmend, kumandanlarını muhtelif bölgelere sefere gönderdi. Artuhî ile Efrumiyye yi on bin er ile Cabusiyye ve Hayruriyye ye tarafına Samsun ve Canik sınırına kadar fethetmesi için gönderdi. Kendisi yirmi bin askerle Canik tan tarafa gitmek istedi. O illeri fethedip, Trabzon a gitmek istiyordu. Bir gün dinlenip, ertesi gün yola çıktılar. İki gün sonra Halkümbed kalesine ulaştılar. Kale beyi Mihayil kalede kalıp, kardeşi Fasil i altı bin 43 Niksar a 35 km. kadar uzaklıktaki Çamağzı. 44 Karadeniz Teknik Üniversitesi nin 2005 yılında düzenlediği bir sempozyuma, muhtelif kaynaklarda Gavarıs, Gavras veya Gabras şekillerinde geçen ve Trabzon da bir süre bu adla hüküm süren hânedân hakkında Trabzon Dukalığı: Gabras Ailesi adıyla bir bildiri sunmuştuk. 45 Dânişmendnâme, s. 226; Ayrıca bk. Kamil Şahin, Danişmendliler Döneminde Niksar (1071-1178), Niksar 1999, s. 36; Burada adı geçen Matrobid büyük bir ihtimalle Trabzon dukası Theodore Gabras dır. Dânişmendnâme Theodore Gabras ın Niksar ın fethinde öldürüldüğünü gösteriyorsa da O. Turan (s. 136 n. 82) onun 1098 Haziran ında Çoruh kıyısında başı kesilerek öldürüldüğünü tesbit etmiştir. Claude Cahen (Anadolu da Türkler, İstanbul 1979, s. 103) ise Theodore Gavras ın Erzurum da yakalanarak öldürüldüğünü, fakat öldürülme tarihinin bilinmediğini belirtiyor. Anna Komnena nın anlattığı Çoruh ırmağı kenarında yapılan savaşın şekliyle Dânişmendnâme deki savaşın seyri aynı olduğundan bu hükme varılabilir. Ayrıca o tarihlerde Trabzon beyi Dânişmendnâme de Matrobid olarak adı geçen Theodore Gabras dır. Yine aynı eserde Matrobid in 4 oğlundan bahsedilmesi ve bu çocuklardan ikisinin isimlerinin diğer kaynaklarla birbirini tutması bu görüşü kuvvetlendirmektedir. Bu çocuklardan birinin adı Küste (Konstantin Gabras) diğerin adı ise Yorgi (Georgios Gabras) dir ki Anna Komnena (s. 409 n.2) da bu hususu teyid etmektedir. Dânişmendnâme de Matrobid in muhtelif sahifelerde Niksar beyi, Trabzon beyi, Canik beyi olarak zikredilmesi, Trabzon Dukalığı nın o tarihlerde bu bölgelere hakim olduğunu göstermektedir 619

askerle Melik e pusu kurmak üzere kaleden dışarı gönderdi 46. Kale dışında yapılan savaşta Fasil öldürüldü ve Melik Dânişmend Halkümbed kalesini kuşatmaya başladı 47. Diğer taraftan Artuhî, Canik sınırına kadar Cabusiyye ve Hayruriyye illerini fethetmişti. Bu haberler ve Gavarıs ın öldürüldüğüne dair haberler Trabzon Sultanı Puthil e ulaşınca, o dört bir tarafa mektuplar gönderip, asker topladı, çünkü Gavarıs onun amcası idi 48. Melik Dânişmend, Halkümbed i kuşatmakta iken, Trabzon Sultanı Puthil, Gürcistan Beyi Ehron, Ermeni Beyi İklis yetmiş bin askerle gelip, Müslümanlara gece baskını yaptılar. Burada Müslümanlar çok zayiat verdiler ve sonunda Niksar tarafına çekilmek üzere yola çıktılar. Melik Dânişmend, Artuhî ile Efrumiyye yi Tokat tarafına gönderirken, kendisi de bir kez daha Canik i fethetmeye karar verdi. Altı bin er ile Canik tarafına doğru yola çıkınca, o tarafta Puthil ve Ehron, Melik in geldiğini öğrendiler. Onlarla karşılaşınca Melik Dânişmend on yedi yerinden yaralandı, askerlerinden ise sadece bin kişi kadar kalmıştı. O sırada Canik Beyi Manul, çark oku ile Melik i vurdu. Ok, Melik in böğründen girdi, diğer tarafından çıktı. Atının boynuna yıkılan Melik Dânişmend i gâzîler alıp, Niksar tarafına gittiler. Kaleye geldiklerinde Melik Dânişmend vefat etti 49. Dânişmendnâme de yer alan kayıtlara göre, Samsun ordusu beş kez Dânişmenlilerle karşılaşmış, bu savaşların üçünde Samsun beylerinin adları verilmiştir; sırasıyla İstifanos, Totori ve Merdos. Son iki seferdeki Samsun ordusu beylerinin isimleri verilmemektedir. Daha geniş bir coğrafi alana hâkim olan Canik beyleri ise Şartın, Matrobid ve Manul olmak üzere üç tanedir. Bu sonuncusu attığı okla Melik Dânişmend in ölümüne sebep olmuştur. Kaynakça Abû l-farac, Abû l-farac Tarihi, çev. Ö. Rıza Doğrul, Ankara 1987. Anna Komnena, Alexiad, çev. Bilge Umar, İstanbul 1996. 46 Dânişmendnâme, s. 234 vd. 47 Dânişmendnâme, s. 237 48 Dânişmendnâme, s. 239. 49 Dânişmendnâme, s. 243 vd.; Cenâbî, kendi devrinde Dânişmend Gâzî nin mezarının büyük bir ziyâretgâh olduğunu, onun hakkında yöre halkının büyük bir saygı beslediğini buranın mübarek bir olduğuna inandıklarını kaydeder. M. Kesik, s. 250; Dânişmend Gâzî nin ataları, hayatı ve ölümü hakkında iyi bir tetkik için bk. Sefer Solmaz, Danişmendli Ailesinin Büyük Selçuklu Devletinin Kuruluşundaki Rolü, Niksar ın Fethi ve Danişmendliler Döneminde Niksar Bilgi Şöleni Tebliğleri, Niksar 1996, s. 49-59; Abû l-farac a göre (II, s. 344) Dânişmend Gâzî 1105 yılında ölmüştür. 620

ARTUK, İbrahim-ARTUK, Cevriye, Danişmend Sikkeleri, Niksar ın Fethi ve Danişmendliler Döneminde Niksar Bilgi Şöleni Tebliğleri, Niksar 1996. Azîz b. Erdeşîr-i Esterâbâdî, Bezm-u Rezm, çev. Mürsel Öztürk, Ankara 1990. CAHEN, Claude, Anadolu da Türkler, İstanbul 1979. CÖHCE, Salim, Dânişmendliler Döneminde Zile, Niksar ın Fethi ve Danişmendliler Döneminde Niksar Bilgi Şöleni Tebliğleri, Niksar 1996. Dânişmendnâme, haz. Necati Demir, Niksar 1999. DARKOT, Besim, Niksar, İA, IX. ------------------, Canik, İA, III. ------------------,, Amasya, İA, I. ----------------------, Samsun, İA, X. DEMİR, Necati, Karadeniz in Kuzeyinde Peçenekler, Türkler, II, Ankara 2002 (Yeni Türkiye Yayınları). ------------------, Karadeniz Bölgesi nde Peçenek ve Kıpçaklar, Trabzon ve Çevresi Uluslar arası Tarih-Dil-Edebiyat Sempozyumu, II, Trabzon 2001. DİLCİMEN, Kâzım, Canik Beyleri, Samsun 1940 Canik Beyleri, Samsun 1940. GÜLDAL, Fatih, Ortaçağ da Sinop, Tarih ve Düşünce, Mayıs 2005, Sayı 58, s. 42-45. IOANNES Kinnamos, Historia, çev. I. Demirkent, Ankara 2001 İbnü l-esîr, el-kâmil fi t-tarih, VII, çev. A. Ağırakça, İstanbul 1986 Marko Polo (Seyahatname, I, haz. Filiz Dokuman, İstanbul (tarihsiz) MELİKOĞLU, Merdin Yılmaz, Melik Ahmet Dânişmend Gâzî Tarihi nde Niksar-Harsonisiyye, Melik Ahmet Danişmend Gazi ve Danişmendname Sempozyumu Tebliğleri, Niksar 1995. KESİK, Muharrem, Cenâbî ye Göre Dânişmendliler, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, İstanbul 2001, Sayı 4, s. 243-266. KIRZIOĞLU, Fahreddin, 1461 Turabozan Fethi Sırasında Fâtih Sultan Mehmed in Yaya Aştığı Bulgar-Dağı Neresidir?, VI. Türk Tarih Kongresi-Bildiriler, Ankara 1967, s. 322-328. Köprülü, M. Fuat, Artuklular, İA, I. 621

NİMET Kurat, Akdes, Nimet, Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara 1992. NİKETAS Khoniates, Historia, çev. F. Işıltan, Ankara 1995. ORKUN, Hüseyin, Namık, Eski Türk Yazıtları, Ankara 1999. PLANO Karpini, Moğol Tarihi ve Seyahatnâme, çev. Ergin Ayan, Trabzon (tarihsiz). RUNCİMAN, Steven, Haçlı Seferleri Tarihi, I, çev. F. Işıltan, Ankara 1989. SOLMAZ, Sefer, Danişmendli Ailesinin Büyük Selçuklu Devletinin Kuruluşundaki Rolü, Niksar ın Fethi ve Danişmendliler Döneminde Niksar Bilgi Şöleni Tebliğleri, Niksar 1996. SÜMER, Faruk, Türk Devletleri Tarihinde Şahıs Adları, I, İstanbul 1999. ŞAHİN, Kamil, Danişmendliler Döneminde Niksar (1071-1178), Niksar 1999. TURAN, Osman, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1993. Urfalı Mateos Vekayînâmesi ve Papaz Grigor un Zeyli, çev. H. D. Andreasyan, Ankara 1987. REŞÎDÜDDÎN Fazlullâh, Câmiü t-tevârîh, II/5, neşr. A. Ateş, Ankara 1999. SEVİM, Ali, Ünlü Selçuklu Komutanları, Ankara 1990. WİLHELM Von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, çev. Ergin Ayan, İstanbul 2001. YINANÇ, Mükrimin Halil, Dânişmendliler, İA, V. Zahîrüddîn Nîşâbûrî, Selçuknâme, Tahran 1332 hş. 622