ÜNIVERSITELER ALANLARINA GÖRE UZMANLASIYOR Portal : www.memurhaber.com İçeriği : Kamu/Sosyal Güvenlik Adres : http://www.memurhaber.com/universiteler-alanlarina-gore-uzmanlasiyor-1562314h.htm Üniversiteler alanlarına göre uzmanlaşıyor Üniversiteler alanlarına göre uzmanlaşma başlıyor. İhtisaslaşma sürecine giren üniversiteler, edindikleri misyonla öne çıkıp eğitim verecek. Üniversiteler ihtisaslaşma sürecine giriyor. 2006 yılında sonra kurulan üniversiteler kendilerine bir alan belirleyip o yönde eğitim verecek. Hürriyet'ye yer alan habere göre ihtisaslaşma özellikle 2006 sonrasında kurulan üniversitelerde başlayacak. Kurumlar edindikleri misyona göre bir alanda daha fazla öne Çıkarak eğitim verecek. ÜNİVERSİTELERE MADDİ DESTEK VERİLECEK Üniversitelerin bölgesel kalkınmada rolünü arttırmak için YÖK ve Kalkınma Bakanlığı işbirliğiyle bir eylem planı da hazırlandı ve ortak komisyon kuruldu. Üniversitelerin istekleri bu komisyonda değerlendirilecek. Kalkınma Bakanlığı ile bütün üniversitelerin fiziksel büyümesini, yeni fakültelerin açılmasını, altyapı desteklerini etkileyecek işbirliği Çalışması da yürütülüyor. ÜNİVERSİTELER HANGİ ALANLARDA İYİYSE YÖK'E BİLDİRECEK Uygulamaya geçilirken, uluslararası derecelendirme sistemlerinin kriterlerinden yararlanılacak. Üniversiteler hangi alanda iyiyse bunu YÖK'e bildirecek. Yeni fakülteler açılırken bulundukları bölge, coğrafya, nüfus özellikleri dikkate alınacak. YDS başvuruları yarın başlıyor sınav tarihi ne zaman? REKTÖRLER BU KONU HAKKINDA NELER DİYOR? Prof. Dr. Mahmut Ak (İstanbul Üniversitesi Rektörü): Yeni kurulan üniversitelerin kendi özellikleri, bölgelerine yaptıkları katkıları ile değerlendirilmeleri önemli. Biz her alanda öne Çıkıyoruz. Mühendislikte de iyiyiz ama teknik üniversiteler var. Bu Çalışmayla iyi olan teknik üniversiteye destek verebiliriz. Öğrenciler üniversitelerin hangi alanda iyi olduğunu görüp tercih yapacak. Prof. Dr. Mehmet Karaca (İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü): İhtiyaÇ olduğunda bir üniversite yabancı akademisyen sayısında yüzde 2'nin üzerine Çıkabilecek. Üniversitelerimiz uluslararası sıralamalarda daha üst sıralarda yer alabilecek. Prof. Dr. Haluk Görgün (Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü): Misyon farklılaşmasıyla bir üniversite tıpta, diğeri sosyal bilimlerde öne Çıkabilecek. Araştırma ağırlıklı üniversiteden söz edebileceğiz. Tatlı rekabet oluşacak, kalite artacak. YÖK BAŞKANI: YENİ KURULAN ÜNİVERSİTELER KENDİ ALANLARINDA UZMANLAŞMALI Prof. Dr. Yekta SaraÇ (YÖK Başkanı): Yeni kurulanların BoğaziÇi, ODTÜ, İstanbul gibi üniversitelerimizle yarışmaları, onlarla aynı misyona sahip olmak için kendilerini zorlamaları doğru değil. Bunlar, kendi bölgelerinde kurumsallaşmasını tamamlamış, gelişmiş üniversitelerimizin o bölge için üretemeyeceği işleri başarabilirler. Araştırma sürecinde bölgeyle ilgili alanlarda ihtisaslaşabilecekler. Bu Çalışmamız 'Yeni Yükseköğretim Yasası' kapsamında da büyük önem arz edecek. Şu an tüm üniversitelerimiz tek tip bir misyon ve yönetişim yöntemi ile tanımlanmış durumda. Yeni yasamız eşitlik, akademik ve bilimsel özgürlük, hesap verilebilirlik, kalite odaklı rekabet ilkeleri gibi esaslı gelişimi içerecek.
GERI ÖDEMESIZ BURS VEREN ISADAMLARI DERNEK VE VAKIFLAR LISTESI... Portal : www.kentgundemi.net İçeriği : Haber Adres : http://www.kentgundemi.net/egitim/geri-odemesiz-burs-veren-isadamlari-dernek-ve-vakiflar-listesi-karsiliksiz-bu
DOMUZ GRIBI BELIRTILERI ILE ILGILI SAGLIK BAKANLIGI'NDAN AÇIKL... Portal : www.cagdasses.com İçeriği : Gündem Adres : http://www.cagdasses.com/populer-haberler/31644/domuz-gribi-belirtileri-ile-ilgili-saglik-bakanligindan-aciklama Domuz gribi belirtileri ile ilgili Sağlık Bakanlığı'ndan Açıklama Geldi! Domuz gribi belirtileri uzmanlar tarafından açıklandı. Domuz gribi aşısı vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Domuz gribi tedavisi hakkında detaylar cagdasses.com'da. Domuz gribi belirtileri ile ilgili Sağlık Bakanlığı'ndan Açıklama Geldi! Vatandaşların korkulu rüyası haline gelen domuz gribi herkesin önlem almasına neden oluyor. Birçok kişide görülen domuz gribi belirtileri grip ile benzer özellikler taşıdığı için halk arasında basit bir grip gibi algılanıyor. Uzmanlar ise bunun basit bir hastalık olmadığını belirterek vatandaşlar için domuz gribi aşısı hakkında bilgi veriyor. Adana, İstanbul, Batman, Konya gibi illerde görülen bu hastalık içindomuz gribi tedavisi nasıl yapılır sorusu son günlerde sık sık gündeme geliyor. Bu hastalık ile ilgili merak edilen detaylar Cagdasses.com'da. DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE AŞISI HAKKINDA MERAK EDİLENLER H1N1 virüsü olarak adlandırılan hastalık bir çok kişiyi öldürmeye devam ediyor. Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı açıklamalara göre 463 vakada bu virüse rastlandı. Domuz gribi belirtileri son günlerde sık sık soruluyor, eğer vücut, boğaz ve baş ağrısı, ateş, öksürük, yorgunluk ve üşüme belirtileri gösteriyor yani bu özellikler normal griple aynı belirtileri gösterdiği için çok fazla önemsenmiyor ve üstünde durulmadığı için de son ana kadar farkedilmiyor. Bu hastalığa yakalanan kişilerin hapşurmasından dolayı havada yayılan tükürük zerreleri eşyaların üzerine bulaşıp yüzeylerinde kalabilir. Virüsün canlı olarak bir ortamda bulunması belli başlı nedenlere de bağlıdır. Örneğin bu etkenler, bulunulan ortamın sıcaklığı, nemi, hangi yüzeyde olduğu gibi etkenlerdir. DOMUZ GRİBİ AŞISI İÇİN BAKANLIK AÇIKLAMA YAPTI Domuz gribi aşısı için hem Sağlık Bakanlığı hem de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi açıklama yaptı. Bakanlık şunları söyledi: 'Antiviral grip ilaçları ve aşı temininde herhangi bir sıkıntı yaşanmamaktadır' dedi. Sağlık Bakanlığı, medyada bu yöndeki haberler üzerine yaptığı açıklamada şunları kaydetti: 'Ülkemiz genelinde antiviral grip ilaçları ve aşı temininde herhangi bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Eczanelerde antiviral grip ilaçlarına erişimde sıkıntı yaşayan vatandaşlarımız; Aile Sağlığı Merkezi, Toplum Sağlığı Merkezi ve devlet hastanelerine reçeteleri ile başvurmaları halinde bu ilaçlarını ücretsiz olarak temin edebileceklerdir.' dedi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Haluk Eraksoy ise şunları söyledi: 'Oseltamivir etken maddesiyle oluşan ilaçları H1N1 virüsüyle oluşan gribin tedavisinde öneriyoruz ancak ille de bu ilaçlar kullanılarak tedavi olunacak diye bir şey söz konusu değil. İlaçların kısa süre bulunamayacak olmasından dolayı endişelenmeye gerek yok. Sağlık Bakanlığı hastanelerde bu ilaçları belli dozda temin etti. Hiçbir yerde bulamıyorlarsa İstanbul Tıp Fakültesi nde bu ilaçlar mevcut, buraya başvurabilirler.' dedi. Uzman Doktor Elif Hakko domuz gribi ile ilgili şunları söyledi: '39-40 dereceye varan ateş, kuru öksürük, vücudun geneline yayılan kas ve eklem ağrısı, bazı kişilerde boğaz ağrısı ve burun akıntısı ile yorgunluk domuz gribinin belirtileri arasında sayılabilir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebiliyor. Ateş, öksürük ya da ağrı şikayetinden ikisi varsa mutlaka bir sağlık kurumuna başvurmak gerekiyor. Risk grubuna girip girmediklerini kişilerin kendileri tespit edemez. Başlangıçta bile zatürre olabileceği için hekim değerlendirmesi önem taşıyor. Gebeler, 0-5 yaş arasındaki çocuklar, 65 yaş üzeri kişiler, kronik hastalığı olan herkes; diyabet ve kalp hastaları, astımı olanlar, böbrek hastaları, nörolojik ve romatizmal hastalıkları olanlar, kanser hastaları risk grubunda bulunuyor' diye konuştu. 65 yaş üstü kişilerin domuz gribini daha kolay atlattığına değinen Dr. Hakko 'Ancak yine de hekime görünmeleri önemli. Çünkü hastalığı atlatıyor olmaları sekonder enfeksiyonların olmayacağı anlamına gelmiyor. Arkasından zatürre olabilecekleri için kontrol altında tutulmaları gerekiyor.' diyerek hastalığın önemi hakkında uyarı da bulundu. DOMUZ GRİBİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR Domuz gribi hastalığında öncelik kişinin kendi kendini korumasıyla oluyor. Bunun için de hapşurur veya öksürürken elinizde peçete olması bu esnada peçete kullanıyor olmanız daha sonrada su ve sabun kullanarak elleri yıkamak gerekmektedir. Bu şekilde hem kendinizi hem de diğer insanları korumuş olursunuz. Kalabalık yerlerden otobüs, metrobüs gibi toplu taşıma araçlarında da kirli ellerinizle burnunuza, ağzınıza ve gözlerinize sürmemeniz de hastalıktan korunmanız açısından büyük bir etkendir. Domuz gribi tedavisi ise doktor kontrolünde yapılmaktadır. Tedavi için ilk önce tanı konur ve bu tanı da pcr yöntemi (polimeraz zincir tepkimesi) ile yapılır. Laboratuvarlar ortamında yapılan testler doğrultusunda tedavi yapılmaktadır. Doktor izin vermeden herhangi bir teşhis koymak ya da ilaç kullanmak kesinlikle doğru değildir. İlaçlar hastalık başlangıcından itibaren ilk 48 saatte verilmesi ve son olarak, koruyucu olarak da on gün boyunca alınmalıdır. Koruyucu olarak ise aile içi ve yakın temas halinde bulaşmaması içindir.
JALE INAN ANTALYA YILIN KADINI ÖDÜLÜ SAHIBINI BULDU Portal : www.haberinozu.com İçeriği : Gündem Tarih : 01.02.2016 Adres : http://www.haberinozu.com/kultur-sanat/jale-inan-antalya-yilin-kadini-odulu-sahibini-buldu-h305473.html Jale İnan Antalya Yılın Kadını Ödülü sahibini buldu Antalya da geleneksel Jale İnan Antalya Yılın Kadını Ödülü Hülya Bilgin in oldu. Törende konuşan Antalya Valisi Muammer Türker, Türk ve Kürt ün kardeş olduğunu belirterek, 'Türk ve Kürt ün birbirinin düşmanı değil kardeşi... Antalya da geleneksel Jale İnan Antalya Yılın Kadını Ödülü Hülya Bilgin in oldu. Törende konuşan Antalya Valisi Muammer Türker, Türk ve Kürt ün kardeş olduğunu belirterek, 'Türk ve Kürt ün birbirinin düşmanı değil kardeşi olduğunu eğer biz buradan bir mesaj olarak bütün dünyaya duyurabiliyorsak bizim kazancımız olacak' dedi. Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) öncülüğünde Antalya Kadın Müzesi nin geleneksel olarak Türkiye nin ilk kadın arkeoloğu olan Jale İnan adına düzenlediği Antalya Yılın Kadını Ödülü sahibini buldu. Danışma Kurulu üyeleri tarafından Antalya ya en çok katkı sağlayan kadına verilen ödül, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası nın (ATSO) ilk kadın üyesi İnşaat Mühendisi Hülya Bilgin in oldu. Bülent Ecevit Kültür Merkezi nde düzenlenen ödül törenine Antalya Valisi Muammer Türker, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, eski Antalya Emniyet Müdürü Cemil Tombul ve çok sayıda davetli katıldı. Törenin açılışında konuşan Antalya Kadın Müzesi ve Jale İnan sergisinin küratörlüğünü yürüten Prof. Dr. Nevzat Çevik, 'Eğer kadınlar iyi olursa, onlar mutlu olursa, onlar iyi eğitilirse onlar bize iyi bir gelecek sağlayacaklar. Eğer kadınlar yükselirse toplum yükselecek. Etrafımız bir kadın dolu ve geleceği onlar kuruyorlar. Kendimizin geleceği için kadınlara emek veriyoruz. Neden Jale İnal? Bir kadın simge lazımdı ve ödülümüzün adını bir kadından alması gerekiyordu. Jale İnan çok hızlı akla gelen bir isimdi ve geldi. Antalya da doğa ve tarihi satıyoruz. Bunun üzerinde bir Antalya yükseliyor. Kültür bizim farklı yanımızdı. Peki bunun değeri nasıl üretiliyordu? İşte böyle sergiler ile üretiliyordu. Perge yi, Side yi arkeologlar bize armağan ederek geleceği sağladılar' diye konuştu. 'KÜRT VE TÜRK KARDEŞTİR' Vali Türker ise, Jale İnan ın Antalya ya katkısını, turizme katkısını sergi sayesinde öğrendiğini söyledi. Konu kendisine iletildiğinde araştırmalarda bulunduğunu ifade eden Türker, 'Gördüm ki çok doğru bir tercih. Türk kadınının da neler yapabileceğini göstermesi açısından da doğru bir tercih' dedi. Vali Türker, daha sonra yanına Hakkari den gelen kız futbol takımını çağırdı. Kızlar takımıyla fotoğraf çektiren Türker, 'Bu kardeşlerimiz benim Hakkari valiliğim sırasında faaliyet gösteren ve benim de zaman zaman destek verdiğim kız futbol takımı. Hakkari gibi bir yerden, zor coğrafyadan, maddi imkanların çok fazla olmadığı bir yerde bunlar bu milletin bir ferdi olarak, Türk kadınının neler yapabileceğini gösteren güzel bir örnek olması bakımından anlamlı diye düşündük. Bu kızlarımız bizim hep yüzümüzü ağartarak geldiler. Hakkari de sahaları inşaat halinde olduğu için kendilerine imkan sunduk. Antalya da bir hafta kamp yapacaklar. Bir hafta boyunca misafir edeceğiz. Türkiye nin doğusu ile batısının bir bütün olduğunu, Türk ve Kürt ün birbirinin düşmanı değil kardeşi olduğunu eğer biz buradan bir mesaj olarak bütün dünyaya duyurabiliyorsak bizim kazancımız olacak' diye konuştu. Konuşmaların ardından yılın kadın ödülü Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından Hülya Bilgin e verildi. Ödülünü alan Hülya Bilgin, 'Ödülün bana verildiği telefonunu aldığımda çok heyecanlandım. Jale Hanım hayatımda örnek aldığım bir kadın olmasından dolayı çok mutlu oldum. Ben onu tanıma ve birlikte vakit geçirme gururunu yaşamış bir kadınım. 5 ve 6 yaşında çocuklarımızla Jale Hanımın Side de bulunan evinin arkasında bulunan bir köy evine yerleştik. Hemen her gün çocuklarla birlikte onun çalışmalarını izlemeye gidiyorduk 'diye konuştu. PROF. DR. JALE İNAN KİMDİR? 1914 yılında İstanbul da doğan Jale İnan, liseyi bitirdikten sonra Aleksander von Humboldt Vakfı nın ilk bursiyerlerinden biri olarak arkeoloji okumak üzere 1934 yılında Almanya ya gitti. Bir yıl sonra da Türk devletinin bursunu kazandı. 1939 yılında patlak veren İkinci Dünya Savaşı sırasında siren sesleri, bomba gürültülerinin arasında öğrenim savaşı verdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Kürsüsü nde Prof. Dr. C. Bosch un asistanlığı yapan Jale İnan, 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Kürsüsü nün çalışmalarına katıldı. Yine aynı yıl Arif Müfit Mansel le birlikte Türk Tarih Kurumu adına Antalya nın Side ve Perge antik kentlerinde kazılara başladı ve bu kazılar kesintisiz devam etti. Perge de gün ışığına çıkarılan eşsiz eserler nedeniyle Antalya Müzesi iki defa genişletilmek zorunda kaldı. Bu iki ana kazının dışında Kremna ve Pamphylia Selukeia sında kurtarma kazıları yaptı ve buraları tarihi eser kaçakçılarının yağmasından kurtardı. Yaptığı kazılar, özellikle son 25-30 yıldır yöre halkının gelir düzeyinin yükselmesine de neden oldu. Kazıların yanı sıra Side Müzesi ni kuran Prof. Dr. Jale İnan, 7 Şubat 2001 de vefat etti. (İHA)
GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR Portal : www.haberport.com İçeriği : Gündem Adres : http://www.haberport.com/gundem/gelecegin-mucitleri-robot-yapmayi-ogreniyor-h112381.html Geleceğin mucitleri robot yapmayı öğreniyor Gelecekte birey hayatına büyük kolaylıklar sağlaması öngörülen ileri robot teknolojisine, bilim insanı olma yolunda ilerleyen meraklı öğrenciler el attı. Robot yapmayı öğrenmek için çalışmalara başlayan minik mucitler, eğitimleri bittiğinde düş ettikleri robotu yapabilecek. Zeytinburnu'nda öğrenci bir grup öğrenci, geleceğin Bilim insanları olabilmek için kolları sıvadı.zeytinburnu Belediyesi bünyesindeki Veliefendi Bilgi Evi'nde Geçen aylarda başlatılan robot yapım eğitimlerine dahil olan minik mucitler, çeşitli materyallerle robot yapmayı öğreniyor. 21'inci asrın becerileri olarak tanımlanan ve eleştirel düşünmenin yanında sorun çözme, iş birliği sağlama benzeri becerileri içerisinde barındıran eğitimler, kursa dahil olan talebelerin çeşitli boyutlarıyla gelişimine de katkı sağlıyor. 8-12 yaş arası çocukların katıldığı kurs, eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Pc ve Öğretim Teknolojileri Eğitim Kısmı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Kilolu koordinatörlüğünde gerçekleştiriliyor. FARKLI AŞAMALARDAN GEÇİYORLAR Eğitimde öncelikle robot yapım evresinde kullanılan materyaller talebelere tanıtılarak, talebelerin materyalleri tanıması sağlanıyor. Sonraki aşamalarda talebelere işbirliği ve grupça çalışabilme bilincini aşılamak yerine birlikte çalışmalar yaptırılıyor. Robot yapım kursu ise toplamda 5 evreden meydana geliyor. Atölye çalışmaları tamamlandığında ise öğrencilerden tamamıyla bizzat düş mahsulleri olan bir robot tasarımı yapmaları isteniyor. AMAÇ, GELECEĞİN MÜHENDİSLERİNİN YETİŞMESİNE KATKI SAĞLAMAK Türkiye'nin robotik alanlardaki çalışmalarda istenen seviyede olmadığını belirten İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Kilolu, muvaffakiyet için gereken eğitimlerin genç yaştan bu yana verilmesi gerektiğini altını çizdi. Çocukların teknik becerilerini geliştirmeyi planlayan projenin ayrıntıları ile ilgili bilgi verici Kilolu, '21. yüzyıl becerileri diyoruz. Eleştirel düşünme, sorun çözme, fen matematik bu bilgilerle donatılmalı çocuklar, yazılım kodlama bilmeli çocuklar. Artık bütün çocuklara kodlama öğretmeliyiz neredeyse. Amerika'da bu şekilde eğitimlerde revizyon yapıldı. Kodlama öğretmeye çalışıyorlar. Burada ne yapıyoruz? Bizim buradaki hedefimiz devlet okulunda okuyan çocuklar. Özel okullarda az çok çalışmalar yapılıyor ama devlet okulundaki çocuklar bu konuda şanssızlar. Bizde bu fırsat eşitliği dediğimiz bir problemle karşı karşıyalar. Onlarda bir nevi fırsat eşitliğini yakalamak ve o çocukları bir şekilde geleceğin mühendisleri haline getirmek için çabamız' ifadelerine yer verdi. KURS BİTTİĞİNDE KENDİ ROBOTLARINI YAPABİLECEKLER Bilgievine gelen talebelerin robot yapım teknolojisine ilişkili olarak her aşamayı öğrendiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Burak Kilolu, 'Ne yapıyoruz burada? Biz son olarak robot yapmayı nasıl öğretiyoruz? Robot yapmak öyle kolay iş değil. Çok disiplinli bir iş. Makine mühendisliği bilgisi gerekir, elektrik mühendisliği bilgisi gerekir, PC mühendisliği bilgisi gerekir. Biz ne yapıyoruz burada fen de önemli, fen bilgisi dersi veriyoruz. Onla Birlikte ilgili robotlar yaptırıyoruz. Buna Bağlı Olarak makine öğretiyoruz, makine hareket kanunlarını öğretiyoruz. Elektronik öğretiyoruz, elektronik devreler nasıl işliyor motorlar, sensörler bu kavramları görüyorlar ve kullanıyorlar. ileri ki zamanlarda programlama öğretiyoruz. Hepsini birleştirdiğimiz zaman robot yapabiliyorlar. Öncelikle küçük küçük robotlarla başlıyorlar daha sonra bir sorun çözmeye dayalı büyük robotlar yapabilir hale gelecekler' şeklinde konuştu. 'BİLİMADAMI OLMAK İSTİYORUM' Robot yapım teknolojisine merak duyan öğrencilerden biri de artık ilköğretim okulu talebesi Mehmet Şerif. Robotik teknoloji alanında kendini geliştirmek isteyen Mehmet Şerif, ' Daha çok zeka ve bilinç gelişmesi için geliyorum ve eğleniyorum. Arkadaşlarımızla çok mutluyum. Bilim adamı olmak istiyorum. Bugüne kadar bir sürü robot yaptık. İlk değirmen yaptık sonra da kuvvet ve hareket ile ilgili robot yaptık' dedi. Eğitimlere dahil olan başka bir öğrenci Mehmet Çelik de, 'Zekamı çalıştırmak ve robotlara elimi alıştırmak, hızlandırmak için geldim. Fen dersinde yardımı olacağını düşündüm. Robot yapmayı çok seviyorum. Arkadaşlarımla birlikte sırayla yapıyoruz' diyerek eğitimlere ilişkili olarak düşüncelerini ifade etti. Toplam 5 evreden oluşan ve bir yılı aşkın sürmesi planlanan kurs sonunda, eğitim alan talebelere sertifikaları verilecek.