Fark Yaratanlar Program Metni: Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart (01 Kasım 2009) Alan: Yurttaş Katılımı Yer: İstanbul Avrasya Maratonun son yüz metresi. Oysa Etiopyalı Lishan Yegazu koşmaya devam ediyor. Nefesi tükeniyor, yere yığılıyor Fakat bırakmıyor. Çünkü Yegazu 42 Kilometrelik maratonu kazanmanın değil bitirmenin daha önemli olduğunu biliyor. Seyircilerin alkışları arasında tekrar kalkıyor, fakat Lishan Yegazu nun gücü koşmaya yetmiyor Son bir güç ile yorgun bedenini yeniden kaldırıyor, finişe doğru bakıyor ve yeniden koşmaya çalışıyor. Etiopyalı Lishan Yegazu yüzlerce seyirciye, onu televizyon başında izleyen milyonlara gerçek bir sportmenlik dersi Verdi ve Avrasya maratonun kalplerdeki birincisi oldu Fakat Avrasya Maratonu nda görüntüleriyle gündemi değiştiremeseler de, koşarak yüzlerce insanın hayatını değiştiren birileri daha vardı. Adım Adım oluşumuna dahil 209 kişi, Avrasya Maratonu nda sadece kendileri için değil, akülü sandalyeye ihtiyacı olan omurilik felçlileri için de koştular. Ve terlerinin her damlasında yardıma ihtiyacı olan birilerine yardım topladılar. Maratondan bir koşucu ile röportaj: Koşucu: Avrasya Maratonu tarihinde ilk sefer, Adım Adım oluşumuyla beraber yardım koşusu yapıyor olacağız. Bu seneki koşumuzda Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ne akülü tekerlekli sandalye almak için koşuyoruz. 1
200 ü aşkın Adım Adım cı koşacak. Herkes maillerini gönderdi, bağışlar toplanmaya başlandı. Cuma günü itibariyle 40,000 TL bağış toplanmıştı. İnşallah maratonu takiben de bağışlar daha da gelmeye devam edecek. Başka bir koşucu ile röportaj: Koşucu: Birilerine yardım amaçlı koştuğunda yarışın birincisi gibi hissediyorsun kendini. Önemli olan da bu. Daha çok insanın katılmasını hedefliyoruz. Profesyonel koşucu olmayan, sıradan insanların koşarak yardım topladığı bu sıra dışı organizasyonun ön saflarında ise, sıra dışı bir Fark Yaratan var. 33 yaşındaki Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart bir akademisyen aslında. Halen Bilgi Üniversitesi nde öğretim üyesi olan Erhart, hayatını değiştiren bu proje ile ABD de tanıştı. Yıllar önce Chicago da misafir öğretim üyesi olarak görev yaparken gördüğü bir ilan ile yeni idealine kavuştu. Itır Erhart ile röportaj: Itır Erhart: 2004 yılıydı. Ben, misafir öğretim üyesi olarak Chicago da bulunuyordum. Orada otobüs durağında lösemi hastaları için bir maraton koşmak ister misiniz? diyen bir ilan gördüm. Ben inanın o güne kadar 100 metre koşmamıştım. Kendime dedim ki: Ne kadar güzel, hem koşmayı öğreneceğim, hem de bir sivil toplum kuruluşuna yardımda bulunacağım. Orada koşanlar da benden çok farklı insanlar değil. Ekiple koşmaya başladım. İlk antremanlar 3 mil, yani yaklaşık 5 kilometre. Orada çok zorlandım. Ama 5 kilometreyi bitirince, o gün bunu yapabildiğime göre 5 ay sonra maratonu koşabileceğime inandım. Bir yandan da bize bağışın nasıl toplanacağını öğrettiler; eğitimler verdiler. Bağış nasıl toplanır, bağış mesajı nasıl gönderilir, kimlere gönderilir, bunun eğitimini aldım. 2
Bir yandan koştum, bir yandan da bağış topladım. Böylece, ilk maratonumu Amerika da Lösemi Derneği için koşmuş oldum. Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart Türkiye ye döndüğünde hemen bu projeyi hayata geçirmek istedi. Aylarca kendisi gibi profesyonel olmayan, yardım için maraton koşabilecek kadar gönüllü olan insanlar aradı. Ve sokakta aradığını tesadüfen bir radyo programında buldu. Itır Erhart ile röportaj: Itır Erhart: Bir radio programında, ormanda koşan bir grup olduğunu öğrendim. Radyoyu arayıp, Ben de koşuyorum. Lütfen beni bu insanlarla tanıştırın. dedim. Kendileriyle ormanda buluştum ve birlikte koşmaya başladık. Sonra, Yurtdışında böyle şeyler yapılıyor, keşke bizde de yapılsa diyerek düşüncelerimi kendileriyle paylaştım. Sonra bir gazette haberinde, bunu yapan Renay isminde bir kişinin daha olduğunu öğrendik. Sonra Renay la buluştuk, bu işleri nasıl yaptığını sorduk. Böylece 5-6 kişilik bir ekip olduk. Bunu bir beyin takımı gibi düşünün. Pek çok insandan destek aldık. Koç Vakfı ndan destek aldık. Gittik sorduk, Türkiye de yardım nasıl yapılıyor? Bağış nasıl toplanır? İnsanlar koşarak para toplar mı? diye. Bir kişiyle başlayan oluşum gittikçe genişlerken bu çalışmanın en zor yanı ise insanlara bağış yöntemini anlatmak oldu. Adım Adım cılar koşucu buluyor ama bağış yapacak kişi bulamıyorlardı. Ya da bağışcı bulduklarında, bağışı kabul edecek dernek bulmakta zorlanıyorlardı. 3
Itır Erhart ile röportaj: Itır Erhart: Herkesi koşucu olarak aramıza alıyoruz. Hiç koşmamış olmanız hiç önemli değil. 5 sene öncesine kadar ben de hiç koşmamıştım. Geliyorlar, birlikte antrenman yapıyoruz, eğitimler yapıyoruz, bağış toplamak üzerine eğitimler veriyoruz Onlar bizim üyemiz oluyorlar, artık bizimle koşmaya başlıyorlar. Sonra, her koşucu kendi çevresine mesaj yolluyor, ben TOG için, TEGV için, TOFD için koşuyorum diye. Birini seçiyor genelde ve kendi küçük çevresine gönderiyor. Bu çok önemli çünkü bu tarz mesajların spam olarak algılanma riski var. Bunun için de küçük çevrelerine göndermelerini istiyoruz. Böylece koşucu sayınız 300 ise, binlerce kişiye mesaj gitmiş oluyor. Daha sonra, o derneklerden hangisini seçtiyseniz, (diyelim ki TEGV i seçtiniz) Bu sene TEGV için koşuyorum, hesap bilgilerimiz şöyledir şeklinde bir mesaj atıyorsunuz. Böylece insanlar sizin adınıza TEGV e bağış yapıyorlar. Sonra bu bağışlar toplanıyor ve sonunda herkesin çevresinden toplamda ne kadar topladığını da görebiliyoruz. Itır Erhart ve arkadaşlarının projesine ilk inanan Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) oldu. Akülü sandalyesi olmadığı için sokağa çıkamayan, özgürlüklerine evlerinin demir parmaklı penceresinden bakmak zorunda kalan omurilik felçlileri akülü sandalye için umutlarını adım adım beklemeye başladılar. Omurilik felçlisi ile röportaj: Omurilik felçlisi: Yaklaşık iki ay önce Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği sayesinde Adım Adım la tanıştım. Onların amacı beni çok etkiledi. Sadece göbekleri, kiloları gitsin diye koşan çok insan tanıdım. Belgrad Ormanı nda da böyle insan çok var. Amaçsızca koşuyorlar. Ama Adım Adım grubu, bizim gibi engelliler ve tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olan insanlar için koşuyorlar. Bu çok büyük bir gurur benim için. 4
Ben de onların içine katıldım. Diğer engelli arkadaşlarımızın evden çıkabilmeleri için Adım Adım grubunda yer almaktan çok mutluyum. Çünkü çok insan var evinden çıkıp hava alamayan, evde bile rahat olamayan. Çünkü akülü tekerlekli sandalyeleri yok. Akülü sandalye deyip geçmeyelim. Kaza sonrası engelli oldum, yüksekten düşme sonucu. Benim için hayat bitmişti. İki sene evden dışarıya çıkmadım. Tekerlekli sandalyem olana kadar evdeydim, ölümü bekliyordum. Adım Adım grubu sayesinde akülü tekerlekli sandalyeme kavuştum. Parklara kendi başıma gidebiliyorum, arkamda itekleyen birisi olmadan. Kendi kendine gitmek çok özel bir şey. Engelli insan her yere kendi başına gitmek istiyor. Örneğin kız arkadaşımla bile akülü tekerlekli sandalye sayesinde tanıştım. Bir isteğim olduğunda bakkala kendim gidebiliyorum, kimseden yardım istemeden. Yüzebiliyorum, dalabiliyorum, koşabiliyorum, her şeyi yapabiliyorum. Bunu evden dışarıya çıkmadan bilemezdim. Ama sağolsunlar, Adım Adım grubu sayesinde çıkabildim. Daha da çok engelli arkadaşımız var, onlar da çıkacaklar. Bekleyin, hepinize sıra gelecek! Adım Adım grubunun bu çabası sadece onlara akülü sandalye almakla kalmadı, daha düne kadar evinden çıkamayan engellileri koşu ile tanıştırdı. Onlara istedikleri zaman her şeyi yapabileceklerini aşılarken, 42 kilometrelik bir maratonu da adım adım bitirebileceklerine inandırdı. Adım Adım oluşumunda, bugün sıra dışı insanlar olağanüstü etkiler yaratıyor. Daha düne kadar kendi deyimleriyle amaçsız koşanlar bugün bir ideal uğruna yollara düşüyor. Grubun yabancı bir üyesiyle röportaj: Yabancı üye: Ben 3 senedir buradayım, Türkiye de. İstanbul a yerleştim Türkçemi ilerlettim. İstanbul u çok sevdiğim için burada oturmak istiyordum. 5
İlk geldiğim zaman yavaş yavaş koşmaya başladım, çünkü çok az kişi koştuğundan çekiniyordum. Ben koşarken millet bana bakıyordu, Bu adam kim? Ne yapıyor? diye. Ne giyeceğimi bilmiyordum. Yavaş yavaş alıştım. Adım Adım grubuna katılınca başka bir amacım oldu. Bu İstanbul un insanlığının ne kadar derin, ne kadar güzel olduğunun çok iyi bir örneği. Ben hayatımda böyle bir şey yapmamıştım. Ve bunu yeni bir şehirde yaptım. Yeni şeyler tattım. Ve çok mutluyum! Bir koşucu ile röportaj: Koşucu: Bir parkta oturup dinlenirken, iki bayan yanımdan koşarak geçti. Onlara Nereye koşuyorsunuz? Belirli bir grubunuz var mı? diye sordum. Onlar da bana Adım Adım dan bahsettiler. Adım Adım koşulara katılarak STK lara kaynak aktarıyor dediler. Ben de bunu kendime bir amaç olarak düşündüm ve böylece Adım Adım grubuna dahil oldum. Adım Adım da koşarken STK lara yardım ettiğinizden dolayı çok farklı bir his oluyor. Düşünsenize, koşarken ihtiyacı olan insanlara yardım sağlıyorsunuz. Avrasya Maratonu nda engelli arkadaşlarla birlikte koştuk. O arkadaşlara tekerlekli sandalye sağlıyoruz. Adım Adım oluşumu büyüdükçe yarattığı etki de büyüdü. Sıra dışı insanlar bugün sadece omurilik felçlileri için değil, Türk Eğitim Gönüllüleri ve Toplum Gönüllüleri bünyesindeki öğrenciler burs sağlamak için de koşuyor. TOG dan bir yetkiliyle röportaj: Yetkili: Biz Toplum Gönüllüleri Vakfı yız (TOG). Adım Adım oluşumuyla kendilerinin bir daveti üzerine tanıştık. Bizim dışımızda pek çok sivil toplum kuruluşunun da olduğu bir toplantı organize etti Adım Adım oluşumu. 6
Biz de bu toplantıya katıldık. Halihazırda yürüttüğümüz Burs Fonu na destek olmalarına beraberce karar verdik. Bu bizim için çok önemli. Çünkü TOG olarak halihazırda yaklaşık 500 üniversiteli gence burs olanağı sağlıyoruz. Bu gençler sadece burslarını alıp bunu eğitimlerinde kullanmıyorlar. Aynı zamanda burs karşılığında zorunlu toplum hizmetinde bulunuyorlar. Haftada 4 saat, ayda 16 saat bir projede gönüllü olarak çalışıyorlar. Adım Adım bizim için çok önemli, çünkü onlar sadece bağış toplamak için maraton koşmuyorlar. Onların attıkları her adım, TOG ile birlikte toplumun sorunlarına çözüm olarak geri dönüyor. TEGV dan bir yetkiliyle röportaj: Yetkili: Mart ayındaki Antalya Maratonu ve Ekim ayındaki İstanbul Maratonu nda, Adım Adım koşucularının bağış çağrılarıyla toplanan bağışlar sayesinde bir çok çocuğumuza eğitim desteği sağlandı. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) olarak Türkiye nin dört bir tarafında eğitim desteğine ihtiyacı olan ilköğretim çağında çocuklara eğitim desteği vermekteyiz. Biz de Adım Adım grubundan bu projemize destek olmalarını istedik. Kendilerinden, TEGV de eğitim gören öğrencilerin bir senelik eğitim masraflarını karşılayacak bağış toplamalarını istedik. Bir çocuğun vakfımızdaki hizmetlerden yararlanmasının 1 senelik eğitim bedeli 25 Lira. Adım Adım koşucuları da bunun için bağış çağırısında bulundular. Antalya ve İstanbul daki maratonlarda topladıkları bağışlarla yüzlerce çocuğumuza eğitim desteği sağlamış oldular. Itır Erhart ile röportaj: Itır Erhart: Yaşları 16 ile 65 arası değişen yaklaşık 500 kişi Adım Adım oluşumuna üye, bizimle koşuyor. Ama kimisi tüm maratonlara katılıyor, kimisi bazılarına, kimisi çok bağış topluyor, kimi önce koşmaya başlayayım, sonra bağış toplarım diyor. 400 bin Lira ya yaklaşıyoruz. Bir buçuk sene içerisinde toplanan bağış bu. Bunun büyük bir kısmı TOFD için toplandı, çünkü onlarla daha uzun süredir çalışıyoruz. 300 bin kadarı TOFD için toplandı, bununla da 150 akülü tekerlekli sandalye alındı. 7
Geri kalanı da TEGV ve TOG için toplandı. Avrasya Maratonu nu yeni koştuk, bağışlar gelmeye devam ediyor. Umarız bağışlar hızla artacak. Bir kere 5 sene önce bunun mümkün olabileceğine inanmıyordum ben. Türkiye de kimse koşmaz, kimse de bağış yapmaz diye düşünüyordum. Ancak geçen hafta koştuğumuz Avrasya Maratonu nda inanın gözlerim doldu. Bir baktım 100 kişinin üzerinde Adım Adım tişörtü, herkes koşuyor. Ve gerçekten bağış da yapılıyor. Çok mutluyum. Bunların Türkiye de yapılabildiğini gördüğüm için çok mutluyum. Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart yıllar önce bir ideal uğruna yola çıktı. Hayalini adım adım büyüttü, kendisi gibi sıra dışı insanlar aradı, onlarla beraber olağanüstü etkiler yarattı. Sadece koşmak yerine terini, nefesini bir amaca yönlendirdi. Hiçbir zorunluluğu olmamasına rağmen, kendisi kadar şanslı olmayan insanlara elini uzattı. Küçük adımlarla yola çıktı ama binlerce insanın hayatında kocaman bir FARK YARATTI. 8