ERDAL ATEŞ Ressamın Takvimi



Benzer belgeler
KEREM ASLAN Her Şey Dahil

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Sarmaşık

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

İletişim Yayınları 2462 Çağdaş Türkçe Edebiyat 423 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

TÜLİN KOZİKOĞLU - UĞUR ALTUN Mıstık, seni anlamıyoruz! Noktalama İşaretlerinin Öyküsü

MATBAACILIK OYUNCAĞI

MELİKE UZUN Soğuk ve Temiz

PELİN BUZLUK Deli Bal ve Kanatları Ölü Açıklığında

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

ECE ERDOĞUŞ Tuhaf Hikâyeleri Sever misiniz?

MENEKŞE TOPRAK Temmuz Çocukları

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

BARIŞ BIÇAKÇI Seyrek Yağmur

HAKAN BIÇAKCI Otel Paranoya

Derleyenler FERYAL SAYGILIGİL - BEYHAN UYGUN AYTEMİZ Gülebilir miyiz Dersin?

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

FRANCESCA SIMON FELAKET HENRY İLE SPOR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ISBN :

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süreyya Berfe. Şiir ÇOCUKÇA. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

HAYAT BENİM BİLDİĞİM KADAR MI?

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?


Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

JOHN BERGER Leylak ve Bayrak

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

timasokul.com / bilgi@timasokul.com

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

BARIŞ BIÇAKÇI Baharda Yine Geliriz

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

AYLİN BALBOA Belki Bir Gün Uçarız

Cümlede Anlam TEST 39. 1) Bu güzellikleri görmek için Uzungöl e gün doğarken gelmelisin. Bu cümlede aşağıdaki sorulardan hangisi nin cevabı yoktur?

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFLARI AYLIK BÜLTEN KASIM DA NELER YAPTIK?

AHMET KARCILILAR Mavinin Reddi

BAŞLARKEN... Bu doğru!


ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

OĞUZHAN TAŞ Gazetecilik Etiğinin Mesleki Sınırları

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL KIRAÇ ANAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ AİLEMİ,ARKADAŞLARIMI VE HAYVANLARI SEVMEK TEMASI FAALİYET SONU RAPORUDUR

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

AĞAÇLARIMIZA NE OLDU?

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

SEDEF BETİL Kısa Karanlıklar

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 15 ARALIK -19 ARALIK 2014

GİRAY KEMER Olaylar Boksörün Pazı Sarmasını Yemesiyle Başladı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

küçük İskender THE GOD JR

APPLE BİLGİSAYARI İCAT EDEN TEKNİSYEN: STEVE WOZNIAK

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Transkript:

ERDAL ATEŞ Ressamın Takvimi

ERDAL ATEŞ 1971 yılında Ankara da doğdu. Sosyoloji ve resim eğitimi aldı. Çeşitli dergilerde şiir, öykü ve sanat üzerine yazıları yayımlandı ve yayımlanmaktadır. 2004 yılında Hayta adlı öyküsüyle Orhon Murat Arıburnu En İyi Film Öyküsü Ödülü nü aldı. On beş kişisel sergi açtı. Gündüzleri atölyesinde başta boya resim olmak üzere plastik sanatların farklı alanlarında çalışmalar yapmakta, geceleri yazmakta ve okumaktadır. Yayımlanmış kitapları: Şiir: Artakalan Belki de Hiç (Exlibris Yayınları), Yabanıl Şehirlerde Güz Koşuları (Exlibris Yayınları). Öykü: Hayta (Mevsimsiz Yayınları). Çocuk kitabı: Mavi Kelebek (Yurtrenkleri Yayınları, 2000), Kırmızı Uçurtma (Can Yayınları 2010, ODTÜ Yayıncılık, 2012), Bilmece ye Yolculuk (Yurtrenkleri Yayınları, 2000), Mırın Kırın (ODTÜ Yayıncılık, 2011), Sayılarla Tanışalım Oyunda Sayışalım (ODTÜ Yayıncılık, 2011) erdalates1@gmail.com İletişim Yayınları 2098 Çağdaş Türkçe Edebiyat 329 ISBN-13: 978-975-05-1689-4 2015 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2015, İstanbul EDİTÖR Levent Cantek KAPAK Deniz Karagül UYGULAMA Hüsnü Abbas DÜZELTİ Ayla Karadağ BASKI ve CİLT Sena Ofset SERTİFİKA NO. 12064 Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11 Topkapı 34010 İstanbul Tel: 212.613 38 46 İletişim Yayınları SERTİFİKA NO. 10721 Binbirdirek Meydanı Sokak, İletişim Han 3, Fatih 34122 İstanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 Faks: 212.516 12 58 e-mail: iletisim@iletisim.com.tr web: www.iletisim.com.tr

ERDAL ATEŞ Ressamın Takvimi

1. Türkçe öğretmeni dostum İ., bir sabah resim atölyeme üniversiteden arkadaşı R. Bey ile geldiler. Mutfakta köyden topladığım ıhlamur çiçeklerini büyük bez torbadan pembe kapaklı cam kavanozlara dolduruyordum. İçerisi ne güzel ıhlamur kokuyor, dedi R. Bey, gözlerimin içine bakarak. Bayılır ıhlamur ağacına, çiçeğine... dedi İ., beni göstererek. Biliyorum, dedi uzun boylu, yeşil gözlü güleç R. Bey. Şaşırmıştım. Biliyor musunuz? dedim. Evet. Bütün kitaplarınızda ıhlamur ağacı, çiçeği geçiyor. Yitik Kasaba adlı öykü kitabınızdaki Ihlamur Ağacına Güzelleme adlı öykü unutamayacağım bir öyküdür. Bu sefer ben uzun uzun R. Bey in o yeşil gözlerine baktım. 5

Mutfaktaki beyaz masanın etrafındaki plastik taburelere oturduk. Ihlamur çayı içer misiniz? dedim, misafirlerime. Tabii, dediler gülerek. 6 2. R. Bey, büyük bir ilaç fabrikasında yöneticiymiş. Geçen yaz İ. ona kitaplarımı vermiş. İ. beni, kitaplarımı övmüş bir güzel. Bunu hep yapar. Altı kitabım için de kimi yazın dergilerinde kitaplarıma dair yazılar yazmıştır. Onun dışında da hiç kimse kitaplarıma dair iki satır yazı yazmamıştır. Tozlu raflarda unutulacak bir yazarsın, der bana İ. Zaman zaman takılır. Sonra ekler: İyi yazarlar tozlu raflarda unutulur. Bir süre sonra birileri üfler rafların o tozunu... Evet, R. Bey kitaplarımı sevmiş. Her cumartesi sahaflarda benim kitaplarımın peşine düşermiş. Ne yapacaksa bunları. Çalıştığı Z. Fabrikası gelecek yıl ellinci yılını kutlayacakmış. Bu fabrikanın Şifa adında ünlü bir takvimi varmış. Yeni yıl yaklaşırken bu takvimi insanlar, eczanelerden ücretsiz edinirlermiş. Duymadım, bilmiyorum bu takvimi. Gözümde canlandırmaya çalıştım. Çocukluğumda babamın eve getirdiği takvimleri anımsadım. On iki sayfalı takvimler. Her ayın sayfasında bir manzara ya da hayvan resimleri olurdu. Bir de her gün bir sayfası koparılıp atılan üç yüz altmış beş sarı yapraklı takvimler vardı. Bu takvim sayfalarının ön yüzünde kısa öğüt verici sözler, arka sayfasında ise günün yemeği, tatlısı ya da ev için pratik bilgiler olurdu. Annem bu sarı yaprakların çoğunu atmaz, saklardı. İşte, Z. Fabrikası nın ünlü takvimi de bu üç yüz altmış beş yapraklı takvimlerdenmiş.

Dün R. Bey, bu takvim için geldi atölyeme. Önümüzdeki yılın takvim sayfalarını benim yazmamı istiyor R. Bey. Takvim sayfaları mı? dedim. Evet, takvim sayfaları... dedi, R. Bey gülümseyerek. Ne yazabilirim ki bir takvimin sayfaları için? Her şey. Her şey mi? S. Bey in Gizli Yolculuğu adlı anlatınızdaki gibi. Ama o kitabımdaki gibi küçük anlatıları... İnsanlar okumak ister mi? Evet. Takvim sayfalarında insanları mutlu eden, güldüren ya da bilgilendiren küçük metinler olur. Benim anlatılarım, öykücüklerim bunların tam tersi. Neden böyle bir şey olmasın? Neden böyle bir şey olsun? Hem ben tanınmayan bir sanatçıyım. Ünlü birine böyle bir şeyi teklif ederseniz sanırım takviminiz daha etkili olur. Ses getirir. Yüzünü buruşturdu R. Bey. Kitaplarınızın hepsini okudum. Hem de iki kere. İnsanların ünlü olmayan bir sanatçının bir günü nasıl yaşadığını, nasıl hissettiğini, nasıl geçirdiğini okuması... Çok mu ilginç? İlginç... Evet, ilginç... Ama daha da farklı bir şey... Kitaplarımı artık hiçbir yayınevi basmıyor. Basılanların ise kimse yüzüne bakmadı. Bu takvim sayfaları için ki üç yüz altmış beş gün bir yıl bir şeyler yazsam ne olacak ki... En iyisi siz bir reklam yazarıyla bu işi çözün, derim. Düşünsenize, S. Bey in Gizli Yolculuğu kitabınızın her küçük öykücüğü bir takvimin sayfalarında olduğunu. Her gün bir sayfa koparılıp okunacak. Tam bir yıl boyunca. Adım adım. Herkes her şeyi bir an önce tüketmek istiyor. Oysa bence bazı şeyler bazı kitaplar öyle birkaç saatte ya da birkaç günde bitirilecek şeyler değildir. Sizin kitaplarınız 7

gibi. Her gün azar azar okunmalı. Okunanlar hazmedilmeli. Hissedilmeli. R. Bey in söyledikleri hoşuma gitmeye başlamıştı. Ben de öyle düşünüyordum aslında. Haklısınız, diyebildim. Bazı kitaplar hazmedilmeli. Hissedilmelidir. 8 3. R. Bey, daha sonra atölyeme iki kere geldi. Birinci gelişinde ıhlamur çiçeği reçeli ikinci gelişinde ıhlamur çiçeği kolonyası hediye etti bana. İkisiyle de ilk kez tanıştım. Kahvaltıda azar azar yiyorum reçelden. Bitmesini istemiyorum. Kıyamıyorum yemeye. İçimi büyük bir erinç kaplıyor reçeli yedikten sonra. Tıraş olduktan sonra da haftada bir kez ıhlamur kolonyasını sürüyorum yüzüme, boynuma. Ne mutluluk. R. Bey i düşünüyorum artık. Son iki gelişinde yazından değil resimden konuştuk. Uzun uzun resimlerime baktı, dokundu serin atölyemde. Sorular sordu. Nedense resimlerim onu çok hüzünlendirdi. Şaşırttı. Benden resim satın almak istediğini söyledi. Eskiden olsa ters cevap verirdim. Olmaz! Atölyemde resim satmam. Çok istiyorsanız sergi açtığımda gelip galeriden satın alırsınız. Yok. Böyle diyemedim. Tıpkı kitap dosyalarımı basmayan yayınevleri gibi sanat galerileri de sergi başvurularıma olumsuz yanıt veriyordu. Hatta çoğu yanıt bile vermiyordu. Dört yıl önce açmıştım Galeri Z.L. de son sergimi. Galeri sahibesi L. Hanım, resimlerimi çok sevmişti. Benimle her yıl sergi yapmak istediğini söylemişti. Altı küçük resmim de satılmıştı galerisinde. Ama olmadı. L. Hanım,

sergimden birkaç ay sonra Bolu da bir trafik kazasında öldü. Galerisi de kapandı. R. Bey, neden yazdıklarımla, resimlerimle bu kadar ilgileniyor? Belki de bana yardım etmek istiyor. Yardım mı? İhtiyacım var mı yardıma? Belki de acıyor bana R. Bey. Yok. Acısa neden kitaplarımın hepsini iki kere okusun? Sahaflardan onları toplasın? Hem resimlerime gerçekten de çok içten bakıyordu. Etkilenmişti. Haksızlık etmemeliyim adama. Hem öyle çok paraya ihtiyacım var ki... Kafamda birçok sanat projesi var. Farklı denemelere girişmek istiyorum. Fakat kullanacağım malzemeler öyle pahalı ki. Gururu bir tarafa bırakmalıyım. Ben bir yaratıcıyım. Gündüzleri resim yapmalıyım atölyemde. Geceleri de evimde, çalışma odamda şiirler, anlatılar yazmalıyım. Ama çok uzun süredir bu böyle değil. Gündüzleri sağda solda aptal duvar resimleri için koşturuyorum. Kreş, otel, bar, kulüplerin duvarlarına sıkıcı resimler yapıyorum. Ne istenirse onun resimlerini yapıyorum. Geceleri yorgun argın eve dönüyorum. Değil yazmak, birkaç sayfacık kitap, dergi okumaya mecalim kalmıyor. 4. Karım A. ya her şeyi anlattım. Takvim işini, R. Bey in benden resim satın almak istemesini. A., sevindi. O, sevinince ben mutlu oluyorum. Evet, takvim işine sıcak bakıyorum artık. Bana çok uygun. Eskiden her gün düzenli olarak yazardım. Günlük tutardım. Yaşadığım günlere dair ne çok öykü- 9

ler yazmıştım. Yine yapabilirdim bunu. Yazdıklarımı insanlar kitap sayfalarında değil takvim yapraklarında okuyacaklar. Olsun. Ha öyle ha böyle. Hem İ., bir ara bana, Bu takvim için sana iyi para da verecekler mi? demişti. Burnumu boynumun sol tarafına götürdüm. Gözlerimi kapadım. Derin bir nefes aldım. Tuttum. Sanki yeni çiçek açmış bir ıhlamur ormanının ortasındaydım. 5. 12 Aralık 2011 Sabah İ., telefon etti. Heyecanlıydı. R. Bey, kitaplarımdan sonra resimlerimi de çok sevmiş. Şöyle demiş İ. ye: Takvim sayfalarına V. Bey in desen ve resimlerinden de konulabilir. Sonraki yıl içinde her takvim sayfası için bir desen ya da resim projesi yapabiliriz. Tamam, dedim İ. ye Takvim için yazacağım. Şaşırdı İ. Kabul ediyorsun demek? Evet. Çok iyi, dedi, İ. R. ye söylemeliyim bunu. Kapattı telefonu hemencecik. Evet, böyle başladım takvim işine. Bu iş için bana tam altmış beş bin lira ödenecekmiş. Şaka değil. Kitaplarımdan aldığım üç kuruş telif ücretlerini düşündüğümde bu verilen paraya inanamıyorum. İ., Az bile bu para, diyor. Türkiye nin en büyük ilaç fabrikası. Onlar için ne ki bu para. Onlar için bilemem ama benim için bir servet. 10

Ocak ayının birinde takvim için yazmaya başlayacağım. 31 Aralık 2012 de takvim bitecek. Birkaç gün içinde takvim hazırlanacak ve basılacakmış. Şifa takvimi ilk kez yeni yıldan sonra dağıtılacakmış bu yüzden. Takvimin yapraklarını taşıyan kalın kartonunda bir resim çalışmama yer verilmek isteniyormuş. 6. 21 Aralık R. Bey dün atölyeme geldi. Dört büyük resmimi satın aldı. Siz para işlerinden pek hoşlanmıyorsunuz. İ. anlatmıştı, dedi. Resimlerin fiyatlarını İ. den öğrenip tutarını hesabınıza yarın yatıracağım. Peki, dedim, mahcup mahcup. Ertesi gün resimler için hesabıma yirmi sekiz bin lira yatırmış R. Bey. Artık sağdan soldan gelen duvar resmi işlerini almıyorum. Gündüzleri atölyemde resim yapıyorum. Dünya kadar resim malzemesi yığdım boş raflarıma. Karıma V. Mağazası ndan çok güzel kışlık bir gömlek ve açık kahverengi bir bot satın aldım. Nasıl da sevindi. Boynuma sarıldı sevinçle. R. Bey, yoksulluğumuzu sonlandırmıştı sanki. A., yarım gün çalıştığı U. Kırtasiyesi nden ayrıldı. Zaten aylardır maaşını alamıyordu. Şimdi evde kızımız N. ye bakıyor yalnızca. Nasıl da mutlu kızımız. Ah, yavrucuğum. Kınalı kuzum. Unutuyordum söylemeyi, şu takvim için bana ödenecek paranın on beş bin lirasını önden verdiler. Geri kalan elli bin lira ise takvim bittiği gün ödenecekmiş. 11

Gündüzleri bir ressam gibi geceleri de bir edebiyatçı gibi hissediyorum kendimi. 12