Antoloji.Com Kültür ve Sanat Portalı Faks: +90 0212 3104693 http://www.antoloji.com KAYIT BELGESİ Aşağıda metni görülen "CANIMA DOKUN KÖYÜME DOKUNMa" adlı şiir, 33689358544 Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası'na sahip, 1964 doğumlu İBRAHİM ŞAHİN tarafından yazılmış olduğu beyan edilerek; şairin bizzat kendisi veya yetki verdiği temsilcisi tarafından ve yazılı izin ile, www.antoloji.com internet adresinde yayın yapmakta olan sitemize kayıt edilmiştir. Bu şiir 26 Kasım 2014 Çarşamba gününden bu yana aşağıda görülen metin ile kayıtlı bulunmaktadır. Sitemize kayıt edilen şiirler, (en azından ilk kayıt edildiklerinde) tüm ziyaretçiler ve internet kullanıcıları tarafından, herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmadan serbestçe görülebilmekte ve okunabilmektedir. Bu KAYIT BELGESİ, söz konusu bu durumu belgelemek üzere, şairin kendisi veya yetki verdiği 694851 nolu üyemizin talebi üzerine düzenlenmiş ve bir kopyası tarafımızdan arşivlenmiştir. Cengiz Teymur Antoloji.Com Yöneticisi Şairin Adı Soyadı: İBRAHİM ŞAHİN T.C. Kimlik No: 33689358544 Doğum Yılı: 1964 Şairin Takma Adı: İBRAHİM ŞAHİN 2 Şiir: CANIMA DOKUN KÖYÜME DOKUNMa KÖY GÖRSEL GEÇİTLER Çiçek açmış ağaçlar, arılar, kelebekler uçuşuyor Gelincik tarlaları Çağlayanlar Koyun sürüleri, Köy çalışma görüntüleri Zeytin toplama Zeytin yağ çıkartma Traktör, yük, yolcu taşır. Köy düğünü, Cami ezan okuma SAYFA #1/28#
SÖZÜN SUSTUĞU ANLAR An vardır başın öne eğildiği An vardır onurun ayakaltına alındığı An vardır sözün sustuğu, gözyaşının akmadığı An vardır bir çift ayakkabının her şey olduğu An vardır bir çift sözün şairden çok şey anlattığı Asırlar vardır bir çift ayakkabıyı görmek istemeyen Asırlar vardır o bir çift ayakkabıyı duymayan, anlamak istemeyen KARA MADEN Kara maden, kara kara Yüreğimde açtın yara Hasret koydun beni yare Kara maden, kara kara Yüreğimde açtın yara Ölümüme göz yumanlar Kader böyledir diyenler Vicdan azap hürü hepsi Kara maden, kara kara Yüreğimde açtın yara Tuzum ekmeğim umudum Alnımda kapkara leke Kara maden, kara kara Yüreğimde açtın yara Yıktın tüten ocağım Kırdın kolum kanadım Muhanete muhtaç ettin Kara maden, kara kara Yüreğimde açtın yara Acım duyup gelenler Akşamdan çekip gittiler Kaderimle baş başa Koyup, hepten toz oldular Kara maden, kara kara Yüreğimde açtın yara Kara maden, kara kara Yüreğimde açtın yara Hasret koydun beni yare Kara maden, kara kara SAYFA #2/28#
ÖLMÜN SELİ Kapılmışım ölmün seline Yüzme bilsen ne çare Dört yanım, örülü dört duyar Omzuma moloz üstüne moloz yığar Duyarım yırtınır anacığım Sesini duysam ne çare Sesim çıkmaz kapandı ağzım Umuda kapılsam ne çare Ölenle ölünmezmiş Anladım benden önce öldü analar Anlasam ne çare, anlamazlar halim Anlamak için olunmaz ki âlim İbrahim ŞAHİN KÖYE OCAK AÇILIYOR İLK müjdeyi muhtar veriyor. Köy halkını kahveye toplamış: Köyümüze yeni bir iş kapısı açılıyor. Gençlerimize iş.. Gençlerimiz babalarından sigara parası istemeyecek. Evlerine ekmek götürecek. GENÇLER: En büyük muhtar, bizim muhtar! Söz, oy kullanma yaşına geldiğimde oyum senin. RIZA DEDE: Oğul,ocaklar sönecek, kızlarımız dul kalacak. Köy bize mezar olacak. GENÇLER: Sen sus moruk. Muhtardan eyi mi bileceğen. MUHTAR: Gençler doğru söylüyor. Gençlerin ekmeğiyle oynamayalım. OCAK AÇILIŞ TÖRENİ Kurbanlar kesiliyor, davul zurna çalıyor. Ocak iş başı. Kömür çıkartılıyor. El arabası ile taşınıyor. Sırtta çuvalla.. Ertesi gün çuvallar ata, eşeğe yükleniyor. İlk ölü. Çalışma esnasında, kafasına tavandan taş düşme sonucu öldü. İLK MAAŞ İşçiler tek sıra. Kese içerisinde para. Her işçiye bir kese. Bir işçi sayıyor, delikli 10kr, 2.5kr, 50, kr. 25tl (1941 ALTIN 3TL) Salda ocaktan çıkartılıyor. Cenaze namazı. Mezara defin. GAZETE MANŞETİ Yeni açılan ocakta işçiler baret takmadığı için bir kişi ölmüştür. İŞLETMECİ Yaverini çağırır: Oğlum gazete Baret diyor. Ankara a gidiyorsun bu Baret ne iştir öğreniyorsun, arayım bulup, çok sayıda al getir. Tekrar tekrar gitmeyelim. Yaver: Siz merak etmeyin efendim, gerekirse hükümete çıkarım. YAVER 1940 MODEL JEEP LE ANKARA YOLUNA KOYULUR. SAYFA #3/28#
Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor. İşçiler baret giyiyor. Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor 3O İşçi ölü. Zehirlenme Gazete manşet Maden ocağında 30 İşçir Tüp kullanmadığı için ölmüştür İŞLETMECİ Yaverini çağırır: Gazeteler tüp diyor sana yine Ankara yolu gözüktü, al anahtarı atla arabaya, doğru Ankara ya YAVER 1940 MODEL JEEP LE ANKARA YOLUNA KOYULUR Kömür çıkartılıyor, atta eşekte taşınıyor. İşçiler Tüp takınıyor, çalışma devam. Göçük 50 ölü. GAZETE MANŞETİ OCAKTA AÇILAN KORİDOR ALANLARI VE, GALERİLERİN TAVAN GÜÇLENDİRME ÇALIŞMASI YAPILMAMASI SONUCU 50 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ. MÜFETTİŞ OCAKTA Tavan güçlendirmenin yapılışını gösteriyor. Kahvede Rıza Dede Ceviz kaplama radyonun düğmesini çeviriyor: Yurttan Sesler Programına ara vererek haberleri sunuyoruz. Yeni açılan Kömür ocağında ölü sayısı bir yılda 1000 geçti. Köyde bir Rıza Dede, Torunu ve Ölenlerin eşi kaldı. Çevre köyler de giderek bitme noktasında. Rıza dede kapatıyor radyoyu. KENDİ KENDİNE Dinlemediler, köyü mezar ettiler gençlere. Diyor. DEREDE ÇAMAŞIR YIKAMA SAHNESİ Kadınların yaşlısı, genci, taşların üstünde tokaçla çamaşır yıkıyor. Kimi Tokaç vuruyor, kimi sıkıyor, kimi seriyor, kimi yeni geliyor, kimi, çamaşır taşıyor. Çalıların ardından yükselen nağmeler OCAK EMİR VERİYOR İşçi bulun. Köyde işçi kalmadı. Çevre köy Onlar da da kalmadı. En uzak köylere gidin, eli kazma, kürek tutan kim varsa toplayıp gelin ELLERİNDE ELMAS BAĞRIMIZDA KURŞUN SAYFA #4/28#
Bir Umut olarak bulunan, bulanı tarihe kendini elmasa yazdıran kömür, 50 yılda 5000 kişiye mezar olmuştur. Maden işçileri 20 yıl yasal yollarla SSK sız, 24 yıl sendikasız çalışmıştır. 50 Yıl bir kısmı SSK lı bir kısmı yasalara aykırı kayıt dışı SSK SIZ çalıştırılmıştır. Sendikalar kurulmuş, sendikalar kapatılmış, sendikacılar tutuklanmış, sendikacılar idam edilmiş. İDAM SAHNESİ CEZA İNFAZ HAKEMİ: (Mahkûma) Maden İşçileri Dayanışması adında bir örgüt kurduğunuz, işçi sınıfı diye halkı sınıflara böldüğünüz, devletin bütünlüğüne yönelik kasten ve fiilen eylemlerde bulunmanız sonucu Anayasanın 142 163 maddesine muhalefetten idamla yargılandınız. Doğru mudur? Doğrudur? O zaman idam kararınız uygulanacaktır? Prosedür gereği soruyorum, son arzunuz nedir? Son arzum: Uzun Mehmet le görüşmek, tek bir soru sormak. Ceza İnfaz Hakemi şaşkın, Ağır ceza Hakemine döner Uzun Mehmet kim? Bilmem Mahkûma soralım, Uzun Mehmet örgütten midir? Ben tarihe adını yazdıran uzun Mehmet i istiyorum. Ceza İnfaz Hakemi, Ağır Ceza Hakemi gizli gizli konuşur. Konuşmalarından, hal ve tavırlarından bir çözüm yolu aradıkları apaçık ortadır. Konuşurlar, yazarlar, konuşurlar yazarlar Yazılanları CEZA İNFAZ HAKEMİ okur: Tarihe adını yazdıran Uzun Mehmet in bulunması için emniyet birimlerine yazı çıkartılmasına, Uzun Mehmet bulunana kadar idam kararının ertelenmesine karar verilmiştir. POLİS TELSİZLERİNE GELEN ANONS Uzun kod adlı örgüt liderinin gizlenmediği, sürekli kılık değiştirerek halkın içerisinde örgütün görüşlerini halka yaymaya, örgüte halk içinde taban oluşturmaya çalıştığı tespit edilmiştir. Bütün polis birimlerinin kalabalık cadde ve sokaklara sevki, halktan örgüte sızmaların engellemesi, özellikle uzun boylu, şüpheli kılık, şüpheli davranış sergileyenleri yakın takibe almaları önemle rica olunur. JET HABER T KANAL Flaş! Flaş! Flaş! Hakan Hakkatapan ın örgütün lideri olmadığı, örgüt liderinin Uzun kod adlı kişinin olduğu kanaatine varılarak, Hakan Hakkatapan idam edilmemiştir. Bütün polis birimleri şu anda Kod adı ile anılan örgüt liderini yakalamaya sevk edilmiştir. JET HABER KANAL ekibi olarak bizler de sokaklarda mevzilendik. Uzun kod adlı kişinin yakalanmasını canlı yayın olarak ilk defa bizim kanalda izleyeceksiniz, lütfen bizi izlemeye devam ediniz. ECİĞİNE BÜCÜĞÜNE HABER PROĞRAMI Hakan Hakkatapan adlı idam mahkûmunun son sözü, davanın seyrine damga vurdu. Ağır Ceza Hakemi, Uzun kod atlı örgüt mensubunun gizli belgelere ve bilgilere sahip olduğu, Uzun kod adlı kişi yakalamadan gizli bilgi ve belgelere ulaşılamayacağı, o nedenle idam kararının uygulanmadığı, gerekirse yargılama sürecinin yeniden başlatılacağı açıklamasını yapmıştır. SAYFA #5/28#
Loş ışıklarla donatılmış bir mekân. İçerisi gözükmüyor, sadece içeri girenin yüz hatları gözüküyor. Girişte, saltanat koltuğunda, saltanat kıyafeti ile II. Mahmut, geleni sorguluyor. Gelen gözleri mosmor edilmiş, kıyafetleri parçalanmış bir kadın. II. Mahmut: Ecel mi? Cinayet kurbanı mı? Kurban, kurban. Kasabın? Boyu devrilesi kocam. Sebep? Kıskançlık. II. Mahmut: Duan kabul ola. II. ÖLÜ (Kafası kesilmiş ellerinde) II. MAHMUT: Ecel olmadığı belli senin katilin kim? Yeni sevgilimin eski kocası? Sebep? Kıskançlık. III. Ölü II. MAHMUT: Ölüm sebebi? İnşaattan düştüm. IV. Ölü Maden. v. Ölü Maden. Maden Maden Maden. 108. Ölü Maden (1942 maden faciası) Polis birimlerine anonslar gelmeye devam ediyor. Uzun kod adlı örgüt liderinin gizlenmediği, sürekli kılık değiştirerek halkın içerisinde örgütün görüşlerini halka yaymaya, örgüte halk içinde taban oluşturmaya çalıştığı tespit edilmiştir. Bütün polis birimlerinin kalabalık cadde ve sokaklara sevki, Halktan örgüte sızmaların engellemesi, özellikle uzun boylu, şüpheli kılık, davranış sergileyenleri yakın takibe almaları önemle rica olunur Polis aracını çekmiş yoldan geleni gideni tek tek yakın takibe almakta. Yoldan Uzun topuk, uzun boy, makyajlı biri.. (Travesti) Herkesten farklı Özellikle genç erkekleri kendisine çağırıyor. Kimisinin peşinden koşuyor. Polis takılıyor peşine. İzlendiğini gören uzun topuk caddeden sokağa dalıyor. Polis peşinde. Uzun topuk, topukları alıyor eline başlıyor koşmaya. Polis aracı hızlanıyor. Uzun topuk sağ kaldırım sol kaldırım zikzak çiziyor. Polis aracı zikzak çiziyor. Polis aracı yakın mesafe. Uzun topuk geri manevra Tabana kuvvet. Araç geri manevra, gaz topuk. Uzun topuk araç yakın mesafe. Uzun topuk, soluk soluğa. Belli motor stop sinyali Uzun topuk elleri kaldırıyor teslime hazır komutunda. Polis sevinçte. Aracı durduruyor, aheste adımlarla ilerliyor avına. Oda ne? Uzun topuk işeme vaziyetinde, işiyor. Polis, stop. İzliyor. Bekliyor. Uzun topuk geri iki adım, üç adım beş adım mevziye çekili. Anlaşılan mayınlı bölge terk. Polis derin tecrübeleri ile tahlilde. Uzun topuk çantasından rujunu çıkarıyor, başlıyor dudaklara SAYFA #6/28#
sürmeye. Dudak. Dudak düğme, dudak balon.. Şekilden şekile giriyor. Polis mest Polis, kendine bir tokat atıyor, Oğlum kendine gel! Tak kelepçeyi, kap terfiyi: diyor. Fırlıyor yerinden üçüncü adımda mayına basmasıyla üç adım geriye takla atışı görmeye değer. Mayına ayak değdi değecek anı, yüksek topuk sol elde, hedefe tetik silah hali, sağ el topuk ucundan fırlatıyor ruju. Ruj, Polisin ayağı yerden kesilip başı, baş ekseninden doksan derece geri dönmeye başlarken alnın orta yerine tam isabet Takla, takla O da ne? Polis yok ortada. Polis kapağı açık unutulan foseptik çukurunda HABERİN ÇEKİRDEĞİ PROĞRAMI Yayına ara vererek bir son dakika haberi veriyoruz. Uzun kod adı ile aranan yeni örgüt lideri uzun kovalamalardan sonra polis memuru K. A yı öldürüyor. Öldürmekle yetinmiyor, fosetlik çukuruna atıyor. Kendisi izini kaybetmeyi ve kaçmayı başarıyor. Şimdi olayın görüntülerini veriyoruz. (Olay görüntüsü) Olay görüntüsünde kovalamaca, mayın döşeme, ölüm anı. Silah ve isabet eden mermi.. Gerçeği aratmayan bir dizayn. Loş ışıklarla donatılmış mekânda gelenin ardı arkası kesilmiyor. Bu gelen farklı baştan aşağı fosettik atık. II. MAHMUT: Bu ne hal? Yangın kaçağı desem değil, maden hiç değil? Ben Uzun kod mudur, Mehmet midir tam onu yakalıyordum, yakalayıp terfi olacaktım ki.. Ne oldu? Boka bastım. II. Mahmut, Benim zamanımda ölüm bir ecelin elinde bir de benim fermanımda vuku bulurdu. Benim iznim olmadan kimse kimseyi öldüremezdi. Müneccimler, Yüz yıl sonra insanoğlu demokrasi ile tanışacak. diyordu. Demokrasi demek ki böyle bir şey, isteyen istediğini öldürebiliyor, isteyen istediği şekilde ölüyor. İyi ki demokrasi bizim zamanda hortlamadı. diyor. Uzun Mehmet i çağırıyor: III. Mehmetim, her gün madenden biri gelirken son günlerde gruplar halinde gelmeye başladı.. Anlaşılan o ki kabak senin başında patlayacak. Kılık değiştir, saklan. Uzun MEHMET: Ya boyum? Uzun Hasanım de. Kim takar Uzun Hasan ı, Uzun Mehmet i. Saklanmayacağım 5000 kişi ölürken seyirci kalanların yüzüne tükürüp geleceğim. Oğul, devir değişti. İnsanoğlu çoğaldıkça çoğaldı, hangisinin yüzüne tüküreceksin. Üzülme Devletlü Sultanım tüküremediklerime tükürdüklerim söyler. Konuşmaları Duyan Annan Menderes II. Mahmut a gelerek: Devletlü Sultanım izin verirseniz ben de beni asanların suratına tüküreceğim. II. Mahmut Deniz Gezmiş in köşede oturmuş sadece kendilerini dinlediğini görür, Deniz e dönerek: Deniz Gezmiş, sen izin istemiyor musun? Deniz Gezmiş: Ben tükürsem tükürsem, yolundan dönenlerin yüzüne tükürürüm, onlara da tükürmeye değmez. II. Mahmut: Bana da bir izin veren olsa öyle bir ferman yazarım yazmasına da SAYFA #7/28#
Deniz Gezmiş: Da sı ne Sultanım? Da sı fermanı okuyacak biri çıkar mı? Sultanım, tarih, fermanı yazanı, okuyanı, anlayanı mutlak getirecektir. Tarih kendini yeniler. Tarih sadece kendini yenileyemeyenlerin tekeline düşerse birazcık tökezler. Doğru ya baki sandığım saltanatım ı gömdü tarih. POLİS TELSİZLERİNE GELEN ANONS Uzun kod adlı örgüt liderinin gizlenmediği, sürekli kılık değiştirerek halkın içerisinde örgütün görüşlerini halka yaymaya çalıştığı, örgüte halk içinde taban oluşturmaya çalıştığı tespit edilmiştir. Bütün polis birimlerinin kalabalık cadde ve sokaklara sevki, Halktan örgüte sızmaları engellemesi, özellikle uzun boylu, şüpheli kılık, davranış sergileyenleri yakın takibe almaları önemle rica olunur. A KANAL Flaş, flaş, flaş! Hakan hakka Tapan ın örgütün lideri olmadığı, örgüt liderinin Uzun kod adlı kişinin olduğu tespit edilerek, Hakan Hakkatapan idam edilmemiştir. Bütün polis birimleri şu anda Kod adı ile anılan örgüt liderini yakalamaya sevk edilmiştir. A Kanal ekibi olarak bizler de sokaklarda mevzilendik. Uzun kod adlı kişinin yakalanmasını canlı yayın olarak ilk defa bizde izleyeceksiniz, lütfen bizi izlemeye devam ediniz. B KANAL Hakan Hakkatapan adlı idam mahkûmunun son sözü davanın seyrine damga vurdu. Ağır Ceza Hakemi, Uzun kod atlı örgüt mensubunun gizli belgelere ve bilgilere sahip olduğu, Uzun kod adlı kişi yakalanarak gizli bilgi ve belgelere kavuşulacağı, o nedenle idam kararının uygulanmadığı, gerekirse yargılama sürecinin yeniden başlatılacağı açıklamasını yapmıştır. C KANAL Yayına ara vererek bir son dakika haberi veriyoruz. Uzun kod adı ile aranan yeni örgüt lideri polis memuru K. A yı öldürerek kaçmayı başarmıştır. Şimdi olayın görüntülerini veriyoruz. (Olay görüntüsü RADYO HABER 01.01.1946 tarihinde yürürlüğe girmesiyle İşçi Sigortaları Kurumu kurularak 1945 yılına kadar kurulan çok sayıdaki sandığın da birleştirilmesi sağlanmıştır. İşçi Sigortaları Kurumu kurulduğu yıl, ilk önce 4772 sayılı İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu kapsama alınmıştır. Sonrasında ise, 1950 yılında 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanunu, 1951 de 5502 sayılı Hastalık ve Analık Sigortası Kanunu ve 1957 de de 6900 sayılı Maluliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortası Kanunu kabul edilmiştir. RADYO HABER SENDİKA 1. o Benzerdönüşümler göz önünde bulundurularak sendikal hakların gelişimi ve son dönemde dünyada ve... Ancak ilk Sendikalar Kanunu 1947 yılında çıkarılan 5018... SAYFA #8/28#
bulunmakta. Bilindiği üzere, 1946 dan günümüze Türkiye de, sendikal hak ve özgürlüklerle ilgili üç kanun uygulandı. Öncelikle 1946 yılında 4919 sayılı yasa ile sendikal yasak kaldırıldı. İlk yasa 1947 de 5018 sayılı İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Hakkındaki yasa ile sendikalar yasası kapsamına girenlere sendika hakkı tanındı. Bu yasal düzenlemeden sonra 1952 yılında Türkİş devlet eliyle kuruldu. TRT 1 SİYAH BEYAZ YAIN Maden sendikaları grevde Çavuş: Efendim 3 11 vardiyasından Davut Dallıoğlu kayboldu. Muhterem Tüm personeli topla olaydan hiçbir kimseye hiçbir şekilde söz etmemelerini, Davut Dallıoğlu nun yakınlarına, Davut Dallıoğlu nun yazıhanede görevlendirildiği, kendisine kalacak yeri temin edildiği bilgisi verilsin. Olay bir kişi tarafından duyulursa anamı bellerler. O zaman ben de senin ananı bellerim. Ona göre ne yap yap olayın duyulmasını engelle. Çavuş, ocağın girişine çıkışına, yazıhanesine haber uçurur. Bütün ocak personeli 15dk. İçinde ocak Yemekhanesinde toplanacak. Personel toplanmıştır. Çavuş görülmemiş şekilde esiyor, gürlüyor. Personeli ip sırası dizmek için copladıkça copluyor. Personel emirleri dinlemeye hazır. Çavuş: Davut Dallıoğlu kaybolmamıştır. Davut Dallıoğlu nun kaybolduğunu bilenler haykırır. Nasıl olur, 5 saattir gören duyan yok. Çavuş, bağıranları tek tek öne çıkarırır. Önce her birini coptan geçirir. Kaybolduğunu bende biliyorum. Burada patron ne diyorsa o doğrudur. İşini kaybetmek istemeyenler kurala uyar. Patron dedi ki Bir kişi dahi bir kişiye söz ederse hepsinin toptan çıkışını verim. Haberi sızdıranın ayrıca defterini dürerim dedi. (Her işçiye tek tek) şimdi söyle kaybolduğunu duydun mu? Duymadım. Duymadım. Duymadım. Duymadım. Çavuş: O zaman iyi dinleyin. Davut Dallıoğlu ile aynı köyden olanlar üç adım öne çıksın. Üç adım öne çıkan üç kişi. Çavuş: Davut DALLIOĞU nun ailesine, Davut un artık yer altında çalışmayacağını, yazıhanede çalışacağını, kendisi için kalacak yer ayarlandığını söyleyeceksiniz. Çavuş her birine copu göstererek neymiş.? Davut yazıhanede çalışacakmış. Davut yazıhanede çalışacakmış. Çavuş: Çalışıyormuş değil, çalıyor. Çalışıyor, yiyor, yatıyor. Çalışıyor, yiyor, yatıyor. Eve ayda SAYFA #9/28#
bir gelecek. Neymiş? Çalışıyor, yiyor, yatıyor. Eve ayda bir gelecek. Çalışıyor, yiyor, yatıyor. Eve ayda bir gelecek. Çalışıyor, yiyor, yatıyor. Eve ayda bir gelecek. Personel dağılır. Çavuş Patronun karşısına çıkar: Emriniz yerine getirilmiştir. Muhterem İkinci emir; yarın 8.30 15.00 vardiyasının tam giriş yaptıkları saatte, girişte hepsinin göreceği şekilde arabamı hazırlıyorsun, temizler gibi yap. Ben geliyorum, sana benim Ankara ya hükümetle bir iş görüşmesine gideceğimi söylüyorum. Tam arabaya binerken Davut un olmadığını görüyorum. Sana Davut nerede? Sen, Efendim Davut için elbise sipariş etmiştik, elbise yetişmedi. O elbisesini alacak, sizi petrolde bekleyecek. Diyeceksin. Bu haber onlara yeter ve artar. Ben Davut bulunana kadar oteldeyim. Davut u gizlice sen arıyorsun. Bulduğun saniye bana haber uçuruyorsun. Çavuş: Anlaşıldı efendim! Ertesi gün saat 8.15. Patron aracı girişte işçilerin göreceği şekilde hazır. Çavuşun bir gözü, yolda, bir gözü arabada, arada bir iki gözü patronun geliş istikametinde. Patron yazıhanede, bir gözü saatte, bir gözü yolda. İlk işçi gözüktü. Patron ayağa kalktı kapıya yöneldi. Aheste adımlarla aracına doğru yürüyor. Aracının yanına geldi, çavuş olağanüstü hızda arabanın kapısını açtı. Bütün işçilerin, gözü patronda, araçta Muhterem Çavuş ben bir iş görüşmesi için Ankara ya hükümetle görüşmeye gidiyorum. Ocak sana emanet. Çavuş: Gözünüz arkada kalmasın efendim! Patron aracına binecekmiş gibi yapar, şaşırarak çavuşa döner: Davut? Çavuş: Efendim Davut için elbise siparişi vermiştik elbise yetişmemiş. Davut elbisesini alarak sizi petrolde bekleyecek. Terzi sizden özür dilememi, selamını söylememi istedi. Muhterem Söyle o terziye bir daha yanlış yapmasın! Gerekirse gece yatmayıp o elbiseyi zamanında dikecekti. Çavuş: Söylerim efendim. Araç kapısı kapanır. Araç saniyesinde kaybolur. İşçiler şaşkın, gördükleri, duydukları yalan mıydı? Kendini tokatlayanlar var. Bir birine aynı soruyu soruyor: Benim gördüğümü sen de gördün mü? Gördüm. Benim duyduğumu sen de duydun mu? Duydum Benim gördüğümü sen de gördün mü? Gördüm. Benim duyduğumu sen de duydun mu? Duydum. Çavuş uzun süre işçilerin şaşkınlığını görmezden gelir. Sonra yeni fark etmiş gibi kızarak: Giderken patronun söylediğini duydunuz. Patron gelene kadar patron benim. SAYFA #10/28#
Hemen iş başı,marş marş!. Tekme, itekleme. İşçiler birbirine kafasını dayıyor hem soruyor, hem yürüyor: BİRİ: Duyduklarımız doğrumu? ÖBÜRÜ: Bilmem? ÖBÜRÜNÜN ÖBÜRÜ: Bence doğru. ÖBÜRÜ: Senin bildiğin bir şey var her hal. BÜRÜNÜN ÖBÜRÜ: Susalım çavuş ensemizde. Yemekte konuşuruz. İşçiler iş başında. Çavuşun gözü üslerinde, nefesi enselerde. Kazmalar iniyor kalkıyor. Kürekler iniyor kalkıyor. Kömür vagonu doluyor boşalıyor. Nerdeyse işçiler birbirini görmüyor. Kafaların milimetrik kayışında çavuşun düdük sesi Düt, düüt, düüüt, düüüüüttttttt! MÜEZZİNOĞLU otelde otel personeli emrinde pervane, masa donalı, sarışını esmeri Müezzinoğlu nun elinin altında. Kadehler tokuşuyor, yanaklar tokuşuyor İşçiler yemekte Her biri öbürünün öbürünün masasına oturmak istiyor. Bir birini iten itene Öbürünün öbürü ile öbürünün biri aynı masada. ÖBÜRÜNÜN BİRİ: Bildiğin neymiş çabuk söyle bir yerlerden çavuş çıkar gelir. ÖBÜRÜNÜN ÖBÜRÜ: Mahmut un babasının askerlik arkadaşı milletvekili imiymiş, ney miş. ÖBÜRÜNÜN BİRİ: EE, ne olmuş. ÖBÜRÜNÜN ÖBÜRÜ: Bence patron bunu duydu, milletvekiline torpil yaptıracak. Mahmut u dikecek milletvekilinin karşısına Mahmut Ben Mahmut, Dallıoğlu nun oğluyum. Diyecek. Bu da patronum. Diyecek. ÖBÜRÜNÜN BİRİ: Vay be! Bizim patron uyanık adam valla, sinekten yağ çıkarır. Bu milletvekilinin adı neymiş. ÖBÜRÜNÜN ÖBÜRÜ: Cıngılıoğlu mu dedi, Püsküllüoğlu mu tam hatırlayamadım. Çavuşun düdük sesi; düt, düüt,düüüütttttttttttttt! İşçiler iş başında. Çavuşun gözü üslerinde, nefesi enselerde Kazmalar iniyor kalkıyor. Kürekler iniyor kalkıyor. Kömür vagonu doluyor boşalıyor. Nerdeyse işçiler birbirini görmüyor. Kafaların milimetrik kayışında çavuşun düdük sesi Düt, düüt, düüüt, düüüüüttttttt! Ortada haber uçuşuyor: Davut milletvekilin tanıdığıymış. Davut bakanın tanıdığıymış. Davut başbakanın tanıdığıymış. Davut cumhurbaşkanının tanıdığıymış. SAYFA #11/28#
İKİNİ GÜN: İşçiler iş başında. Çavuşun gözü üslerinde, nefesi enselerde. Kazmalar iniyor kalkıyor. Kürekler iniyor kalkıyor. Kömür vagonu doluyor boşalıyor. Nerdeyse işçiler birbirini görmüyor. Kafaların milimetrik kayışında çavuşun düdük sesi Düt, düüt, düüüt, düüüüüttttttt! Haber uçuşuyor. Davut şirkete ortak olacakmış. Davut patron olacakmış. MÜEZZİNOĞLU otelde otel personeli emrinde pervane, masa donalı, sarışını esmeri Müezzinoğlu nun elinin altında. Kadehler tokuşuyor, yanaklar tokuşuyor. ÜÇÜNCÜ GÜN Haber dolaşıyor: Davut a araba alınmış. MÜEZZİNOĞLU otelde otel personeli emrinde pervane, masa donalı, sarışını esmeri Müezzinoğlu nun elinin altında. Kadehler tokuşuyor, yanaklar tokuşuyor DÖRDÜNCÜ GÜN Davut un arabasının markası belli oldu. Mercedes. BEŞİNCİ GÜN Davut a ev alınmış. MÜEZZİNOĞLU otelde otel personeli emrinde pervane, masa donalı, sarışını esmeri Müezzinoğlu nun elinin altında. Kadehler tokuşuyor, yanaklar tokuşuyor ALTINCI GÜN Davut un evi taşınmış MÜEZZİNOĞLU otelde otel personeli emrinde pervane, masa donalı, sarışını esmeri Müezzinoğlu nun elinin altında. Kadehler tokuşuyor, yanaklar tokuşuyor YEDİNCİ GÜN Davut un hanımı sosyeteye katılmış. MÜEZZİNOĞLU otelde otel personeli emrinde pervane, masa donalı, sarışını esmeri Müezzinoğlu nun elinin altında. Kadehler tokuşuyor, yanaklar tokuşuyor SEKİZİNCİ GÜN Davut Ankara dan yola çıkmış. MÜEZZİNOĞLU otelde otel personeli emrinde pervane, masa donalı, sarışını esmeri Müezzinoğlu nun elinin altında. Kadehler tokuşuyor, yanaklar tokuşuyor. DOKUZUNCU GÜN Davut un hanımı hastanede. Doğumhane. Bebek geldi gelecek gözün biri kapıda, biri bebekte Kapı her açılışta Davut a bakıyor. Her gelene soruyor Davut um gelecek mi? Davut Panronla Ankara ya gitmiş. Yola çıkmış, geldi gelecek. Davut gelmedi. Bebek geldi. Davut baba oldu. ONUNCU GÜN Ocağın derinliklerinde bir çığlık. Mahmut bir köşecikte ölmüş. Koktu kokacak Çığlık SAYFA #12/28#
yükseliyor Mahmut ölmüş! Çavuş olaya el koyuyor. Gören yedi kişi. Topluyor yedi kişiyi, malzeme deposuna, ağızlarını bantlıyor. Kilitliyor kapıyı. Açıyor otele telefon. Sayın Muhterem MÜEZZİNOĞLU na iletilecek not: Acil durum! Ocağa incir ağacı dikildi, sökülmesi için emirleri bekleniyor. Not Müezzin oğluna iletiliyor. Müezzinoğlu nun masadan kalkışı, paltosunu giyişi adımları otel çıkışına kadar ağır çekim film. Kapıdan arabasına kadar tazıdan kaçan tavşan, soluk soluğa... Sanırsınız Davut a yetişecek, Davut a can verecek. Muhterem MÜEZZİNOĞLU Kendi kıta sahanlığında Kapı girişinde çavuş tekmilini patronunun kulağına veriyor Efendim Davut ocağın bölümünde ölü bulundu.. bölümde gaz kaçağı var, zehirlendiği belli. Patron çavuşun kulağına Susss! Yerin kulağı vardır. Gören var mı? diyor. Yedi kişi gördü efendim onların haberi yaymaması için, ağızlarını bantlayarak malzeme odasına kilitledim. Müezzinoğlu nun yüzünde bir tebessüm, eli cebinde, cepten çıkıyor bir deste para. Bir deste para çavuşun cebine giriyor. Çavuşun yüzünde bir tebessüm Muhterem Ölüyü hemen gaz kaçağının olmadığı ücra bir köşeye taşıyorsun, ben burada seni bekliyorum. ÇAVUŞ: Anlaşıldı efendim. Mahmut un ölüsü omuzlanır ocağın en ücra köşesine bırakılır. Ne olur ne olmaz üzerindeki tulum çıkartılır üzerinde şüphe iz kalmamalı. Tulumu Çavuş Patrona, patron çavuşa verir. Tulum yakılacak, külleri yok edilecek. Tulum yakıldı, külleri yok edildi, MÜEZZİN OĞLU ÇAVUŞ depoda: ÇAVUŞ: Müezzinoğlu kendi kendine konuşur Ne iştir anlamadım arkadaş. Bu işçi milleti ölmeyi bir bok sanıyor. Bu kaçıncı ölüm? Gözlerini toprak, ceplerini para doyurmuyor. İşçilerin gözünün içine bakarak: İçinizde parayı sevmeyen varsa şu an çıkışını vereyim. Yaşamayı sevmeyen varsa şu an canına kıyayım. Kim Davut hakkında benim anlatacağım ifadenin dışında konuşursa kendini yarın bu şirketin çıkış kapısında öbür gün tahtalıköyün kapısında bulur. Anlaşıldı mı? Kafalar sallanıyor. Müezzinoğlu sürdürüyor konuşmasını: Davut size en son gördüğünüzde işki teklif etti siz kabul etmediniz? Anlaşıldı mı? (Kafalar sallanıyor.) Davut bir poşet dolusu işki ile mesai bitişi siz eve giderken No lu alana gitti. Sonrasını bilmiyorsunuz. Anlaşıldı mı? (Kafalar sallanıyor.) O zaman ağzınızdan bantları çıkartıyorum, yemekhanede bekleyeceksiniz. Ben karakolu arıyorum. (Savcılık?) jandarma ne sorarsa sorsun söylediğimin dışında ifade vermiyorsunuz. İşçilerin ağzı çözülüyor, çavuşun kontrolünde yemekhane yolunda.. Yemekhanede. Bakışlar şaşkın, bakışlar korku dolu. Vicdan preste. Gözlerinin önünde çocuklarının hayali.. Doğruyu söylersem, çocuklarım Eşim Sayıklamalar. Tekrarlar Mecburum. Mecburum. ÇAVUŞA TAZE EMİRLER: Muhterem Karakolu arayacağım. Aynı ifadeler verilecek. Karakol Komutanı Savcıyı çağıracak. Savcı otopsi için Davut un ciğerini alacak. Ne yapıp yapıp onları yemeğe alacağız el çabukluğu ellerinden otopsi parçasını Ciğeri) alacaksın. Ciğerin içine SAYFA #13/28#
doldurabildiğin kadar rakı dolduracaksın. OLAY YERİ OLAY İCELEME Jandarma olay yeri güvenlik tedbiri alır. Savcı gelir. Görgü tanıklarını dinler Görgü tanıkları aynı ifadeyi tekrarlar. İçerek öldü (Bir işçi hariç) Bir işçi Mahmut Abim bırak içkiyi ömründe sigara içmemiştir. Doktor Makdülün ciğerini çıkarır. Adli tıpa gönderilmek üzere muhafaza kabına yerleştirir. UTANAK Tutanak tutulur,. Alanda ölü olarak bulunmuştur. Görgü tanıklarının ifadesine başvuruldu. Görgü tanıklarının altısı maktülün içerek öldüğünü sadece biri önceden içki içmediğini söyledi. Makdülün ciğerinin alınarak alkol testi için adli tıpa gönderilmiştir. (Savcı aracına yönelir Müezzinoğlu önüne atılır.) Çocuklar sizin için masa hazırlamış, yanlış anlaşılır diye ben önceden söyleyemedim. İşlemler tamam olduğuna göre lütfen çocukları kırmayalım, yemezseniz de kendilerine bir teşekkür edelim. Savcı, doktor, Çavuşa bakar. Hiç birinde tepki yok. Boşluğu Müezzinoğlu değerlendirir. Lütfen buyurun efendim. Savcı, doktor, yürüyüşe geçer. Çavuş jandarmalara: Görgü tanıklarını yemekhaneye alın. Mork aracı unutulur. Belkide ölünün kaçma hali göz önünde bulundurularak, aracın kontaksız çalışamayacağına, şöfersiz yola çıkamayacağına karar verilerek tutuksuz bekletilmesine karar verilmiştir. Savcı, doktor, çavuş, Müezzinoğlu yemek masasında. Görgü tanıkları denetim altında. Çavuş bir yardımcısı, cenaze nakil aracında. Önce rakı ağız yolu ile ciğere pompalanıyor. Sonra ince bir hortum yolu ile, sonra doktorun kestiği bölgeden bir parça çıkartılıyor, ciğer çıkış yolu kapatılıyor. İşlem tamam. Yemekhanede bir gülümseme ile Müezzinoğlu na tekmil: Bir emriniz var mı efendim? Müezzinoğlu mesajı almıştır, rahat tavır ve eda ile savcıya döner: Masada gördüğünüz bir eksik varsa tamamlatalım efendim. Savcı kafa sallayarak karşılık verir. Müezzinoğlu çavuşa dönerek: Şimdilik yok, sen gözden kaybolma olursa söyleriz. NÖBETÇİ MAHKEME (Görgü tanıkları, Müezzinoğlu Nöbetçi mahkemede.) Nöbetçi Hâkim Savcının tuttuğu tutanağı okur. (Sonra) Farklı ifadesi olan var mı? Yok Yok (NÖBETÇİ MAHKEME AĞIR CEZA?) Karar Görgü tanıkların ifadesi alındı, makdülün ciğerinin adli tıpa gönderildiği, Sanık Muhterem Müezzin ğlu nun tutuksuz yargılanmasına,duruşmanın iki ay sonrasına gün verilmesine karar verilmiştir.. CENAZE TÖRENİ Ocak çalışma sahnesi SAYFA #14/28#
MAHKEME KARAR SAHNESİ Makdülün içerek öldüğü Görgü tanıklarının ifadesi, adli tıp raparonda yer alan Makdülün ciğerinde yüksek oranda alkol tespit edilmiştir ifadesi Makdülün sanık tarafından öldürülmediği, içerek öldüğü kararına varılmıştır. Karar: Davanın reddine karar verilmiştir. Dallıoğlu nun EVİ Dallı oğlunun kucağında üç aylık bebeği, yanında, Dallıoğlu nun öğretmen kardeşi: : Davut iki aydır maaşını almamıştı, işe de gireli az olmuştu. Şimdi ben ne ederim, sabi çocuk, bir dul kadın. Maaşa bağlarlar mı acep? Öğretmen: Ben yarın gider hepsini öğrenirim. Ne gerekirse yaparım. D.EŞİ: İyi ki yol yordam bilen başımızda sen varsı, Allah seni başımızdan eksik etmesin abi. ÖĞRETMEN Muhterem MÜEZZİNOĞLU (Müd. Odası) Öğretmen kendini tanıtır. Durumu anlatır: Abim öldü, eşim bir çocuğu ile dul kaldı. Geliri, maaşı yok? Bunu nerden girip nerden çıkacağız. Buradan da son iki ay maaşına almamış. Müezzinoğlu hemen masanın üzerine iki aylık maaşı koyar. İşte maaşı. Yengene ben elimden gelen yardımı ederim. Ben pirim gününü hesaplattım topu topu 180 iş günü pirim var, Bu durumda maaşa bağlanması imkânsız. Bağlansa hemen bağlatacaktım. Bu durumda bana yengene yardım etmek düşer, başka bir şey yapamam. Biraz önce yengem yol yordam bilmez dedin. ÖĞRETMEN: Bilmez efendim, okuması yazması da yoktur. Güzel. Bak! Yengen hak aramak için herhangi bir yere, herhangi bir başvuruda bulunursa sorumlu sensin. Önce mesleğinden olursun, sonrasını birlikte düşünürüz. Anladın mı? ÖĞRETMEN: Anladım efendim. Güzel, akıllı adamları hep sevmişimdir, okumuş adam bir başka oluyor ne de olsa. Öğretmen parayı alır, hoşca kalın diyerek çıkar. ÖĞRETMEN Dallıoğlu Evinde Öğretmen karşısına almış yengesini anlatıyor: Abimin 180 iş günü pirimi yatmış, Bu durumda aylık bağlanmıyor. Ben abimin almadığı iki aylık maaşı aldım. Patrondan yardım sözü de aldım. Benim elimden gelen de bu kadar, gönül ister ki fazlasını yap, istemekle olmuyor işte. Sağol abi, ne diyelim çilemiz böyle yazılmış, şu çocuğu ele güne muhtaç etmeden büyütebilirsem Rabbime duacı olurum. Başka hiç bir dileğicim yoktur. AĞIR CEZA SAYFA #15/28#
DURUŞMA SAHNESİ İDDİA MAKAMI: BOKDAN DAVALAR Sanık i gaz kaçağını önceden bildiği halde işçinin oraya girmesini sağlayarak kasti suç tedbir almayarak taksir suçu işlemiştir. Sanığın 5237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 83 ve 85 maddesi hükümleri uygulanarak ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmasını talep ediyorum Taksirle öldürme (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. SANIK AVUKATI; Müvekkilim olaydan bihaberdardır. Müvekkilim olay vuku bulduğu gün ve saatte Marmaris te tekne turunda bulunmaktadır. Buyurun belgeleri. Marmaris ile olayın vuku bulduğu yer arası uzaklık 1100km dir. Müvekkilimin olaya müdahil olması ve kasti davranış sergilemesi mantık ve fizik kurallarına aykırıdır. Bu arada Müvekkilim mantık ve fizik okumuş biridir. Müdahil olması gereken olaylara müdahil olur, müdahil olmaması gereken olaylardan teknesine binerek uzaklaştıkça uzaklaşır. Bu olayda da müdahil olmamak için teknesini tercih etmiştir.(tekne fotoğrafını göstererek) bakın nerdeyse Yunanistan kıta sahasına girmiş. HÂKiM: : Konun dışına çıkmayalım. Tedbirden söz ediyoruz. SANIK AVUKATI; Tedbir olayını belgeleri ile sunacağım. Önce müvekkilimin kasti davranışının olmadığını kanıtlayayım. Müvekkilim olaydan bihaberdardır. Bihaberdardır ki ben olayla ilgili bilgileri duruşmaya gelmeden önce ocağın çavuşundan aldım. Olayın oluş saati 13:15 yani makdülün işi başında olması gerekir. Makdül iş başında değil. Niye? Kasdi davranış peşinde. Ölüm yolunu bulacak ve müvekkilime dava açacak. HAKEM: Davayı makdül açmadı, dava kamu davası. SANIK AVUKATI; Fark eder mi? İddia makamı makdülü savunarak müvekkilimi makdülü öldürmekle suçluyor. HÂKiM: Ona biz karar vereceğiz, siz tedbir konusunda savunmanızı yapınız. SANIK AVUKATI; Olayın oluş saati 13:15 yani makdülün işbaşında olması gereken saat. Olayın vuku bulunduğu alan terk edilmiş bir alan ve giriş kısmı kalaslarla engellenmiş. Bizim bu makdül saati 13:00 te işinin başından ayrılıyor. Terkkedilmiş alana geliyor, kalasları iterek kendisine geçecek alan oluşturuyor. Giriyor içeri başlıyor beklemeye HÂKiM: : Makdül içeri niye giriyor, niye bekliyor? SANIK AVUKATI; Makdül içeri tuvalet ihtiyacını yapmak için giriyor. HAKEM: SAYFA #16/28#
Niye bekliyor? Tuvaletini yapsın? SANIK AVUKATI; Amacı tuvalet ihtiyacı değil, amacı bok yoluna gitmek, onun için göçüğün olmasını bekliyor. HAKEM: Sonuç? SANIK AVUKATI; Makdül tuvaletini yapıyor, pantolonunu çekip kemeri taktığı dakika 13.15 göçük oluyor. Zamanlama müthiş. Tuvaletini yapıyor. Pantolonunu çekiyor. Bütün bunların tesadüf olmadığı, tamamen önceden planlandığı apaçık ortada hatta ve hatta bu işin arkasında kesinlikle örgüt var, makdül tek başına bu kadar planı yapamaz. HÂKiM: Delilleriniz? SANIK AVUKATI; Buyurun olay yeri krokisi. Olay yeri krokisi, olayın oluş biçimi, olayın vuku saati boktan, sudan sebepler tek tek incelenip adaletin imbiğinden geçirildiğinde makdülün kasti olarak bir üçüncü şahıs tarafından öldürülmediği, makdülün bok yoluna gittiği apaçık ortadır. HÂKiM:: (Makdülün eşine) Sizin savunmanız olacak mı? MAKDÜLÜN EŞİ: Sayın Hâkimim, ben yüreğime taş basarım. Körpe yavrularımı kuru, yavan ekmekle doyururum. Başka ocaklar sönmesin, başka yavrular yetim kalmasın devlet büyüklerimden başka bir şey istemem. (Gültekin in eşi oynatılabilir) KARAR: Davanın boktan olduğuna, iddia makamının boktan davalarla eften püften sebeplerle adliye makamını meşgul ettiğine bu nedenle iddia makamının verilen kararı bok yoluna attırılarak cezalandırılmasına karar verildi. (Karar (Hâkim makdülün eşinden etkilenir, bu adava beni aşar der bir üst mahkemeye sevk eder mi? Vermesi gereken karar beraat yada önemsiz ceza. Fakat kararı yazmaya vicdanı el vermiyor, bir başkası yazsın mı? Avukata bilge bir ders verebilir m?) Hâkim avukata dönerek Şu Anadolu kadınının gösterdiği yüceliği ne sen gösterebildin ne de ben, ne de gösterme çabası gösterdik. Oturmuş burada eften püften boktan sebeplerle çorap örüyoruz. Ben istifa ediyorum arkadaş! KARAR: Yaz kızım Ağır Ceza Hâkimi yıllardı Ağır Suç Unsuru Hafif Ceza gelgitlerinin yarattığı tusunami sonucu yekpare yüreğinin ayı ayağı altında ezilmiş nar taneleri gibi binpare olduğu kendisinin geri kalan ömrünü yüreğinin parçalarını toplamaya çalışacağını, o nedenle karar verecek durumda olmadığını, yerine karar verecek birinin bulunacağı süreyi göz önünde bulunarak duruşmayı çıkmaz ayın girişine ertelemeye karar vermiştir. Soma maden kazası üç yüz kişi mahsur ulaşılamıyor. Halk feryat figan Muhtrem Müezzinoğlu barda içiyor. Muhterem Müezzinoğlu ocaktan aranıyor: Üç yüz kişimi mahsur kalmış? Kaldıysa beni niye arıyorsun. Ben afat mıyım? Ara Afet Hanım ı, arasın AFAT I SAYFA #17/28#
Mühterem Müderisoğlu eğlencesine devam eder TEFTİŞ SAHNESİ Müfettiş işletmeci Muhterem MÜEZZİNOĞLU nu telefonla arar: Muhterem Bey, ben sizi teftiş için rahatsız ettim. Üç gün sonra teftişe geleceğim, malum hazırlığınızı yapınız. MUHTEREM Efendim malum kış. Siz buraya kadar zahmette bulunmayın. Ben sizi Uludağ da karşılayayım, orada sizi ağırlayayım. Siz istenilen belgeleri belirtin, ben hazırlar getiririm, size sadece imzalamak kalır. MÜFETTİŞ: Ben de isterim fakat olmaz. Yeni karara göre teftişin görüntülü kayda alınması isteniyor. MUHTEREM Efendim siz orasını bana bırakın. Onu bizim çocuklar montaj yolu ile halleder. Sizin Facebook tan bir boy resminizi göndermeniz yeterli. MÜFETTİŞ: Bir terslik olmasın. Siz de ben de sıkıntıya düşeriz. MUHTEREM Efendim, güvenebilirsiniz. Sıkıntıya düşmeyiz evelallah. MÜFETTİŞ: Size güveniyorum, olay benim yetkim ve bilgim dışı. MUHTEREM Güvenin efendim, siz istenilen belgeleri söyleyin. Müfettiş, istenilen belgeleri tek tek sayıyor. Müezzinoğlu tek tek yazıyor. Buluşma mekânı ve saati karalaştırılıyor. Yer Uludağ. Mekân Ladin Motel. Zaman iki gün sonrasıı saat:ı13.00. İki gün sonrası saat 12.30. Müezzinoğlu, otele giriş yapıyor. Elinde iki çanta; biri para dolu, biri belge. Müezzinoğlu, iki oda ayırtıyor; biri kendisine biri, müfettişe. Odalar otelin en güzel odası. Balkondan bütün Uludağ gözlenebiliyor. Uludağ gözlerinin altında, gözlerinin önünde olacak. Saat: 12.45. Müezzinoğlu otel giriş kapısında. Otele yaklaşan her arabaya dikkatlice bakıyor. Onuncu araçtan inen müfettiş, yerinden fırlayan Müezzinoğlu. Sarılmalar, öpüşmeler. İtifatlar: Efendim sizi çok çok iyi gördük. Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir. İyi geçti, iyi. Müezinoğlu müfettişin çantasını kapıyor. Hem yürüyorlar hem konuşuyorlar. Müezzinoğlu: Efendim, ben odaları ayırttım. Çantanızı odaya koyalım. Önce yemeğimizi yer, bara geçer iki duble alır, orada konuşuruz. MÜFETTİŞ: Bence de. SAYFA #18/28#
Müfettiş, Müezzinoğlu odada. Müezinoğlu balkondan manzarıyı anlatıyor. Efendim ben en son 10 yıl önce gelmiştim. Güzellik değişmemiş. Bakın bursa ne kadar net gözüküyor, şurası kayak pisti, ilginiz varsa yemekten sonra takılırız. MÜFETTİŞ: Spor bizden geçti. Biz içelim sohbetimize bakalım. Nasıl isterseniz efendim, buyurun o zaman yemeğe inelim. Müezzinoğlu, müfettiş yemekhanede. Müezzinoğlu rahat sohbet için, köşede masa tercih ediyor. Masaya yaklaşığında, sanırsınız, Müezzinoğlu otel görevlisi, Müfettişin hizmetlisi. Paltousu alınıyor, kaskolu alınıyor, sandalyesini çekiyor, doksan derece vücut hareketi: Buyurun efendim. Masaya oturuluyor. Şef garson karşılarında: Ne alırsınız efendim. MÜEZZİNOĞLU menüde yemeklere bakmıyor, fiyatlara bakıyor. İyi karşılama çok para ile oluyor. Tandır Kebap fiyatta ilk sıra. Müfettişe dönerek: Efendim, buranın Tandır Kebabı meşhurdur, ne dersiniz? MÜFETTİŞ: Ben sizin misafirinizin, misafir umduğunu değil bulduğunu yer. Efendim, olur mu öyle şey, başımızın üstünde yeriniz var. Sizi bizi var mı? Sizi ağırlamak, mutlu etmek benim görevim. Burada otel emrimizde, ben emrinizdeyim. MÜFETTİŞ: Emir yok. Çorba alıyor muyuz? MÜFETTİŞ: Ben bir yayla çorbası alayım. Müezzinoğlu, garsona döner: Bize önce iki yayla, sonra İki Tandır. GARSON: Siparişleriniz hemen geliyor efendim. Çorbalar geliyor. Çorbalar kaşıklanıyor. Kaşıklayan Müfettiş Müezzinoğlu kaşıkla söz yarışında. Bir kaşıkta beş cümle.. Çorba güzelmiş, soğukta iyi geldi, anamın çorbasına benziyor. Otel güzel, yemekhane güzel, garson temiz yan masa boş. Müfettiş başlangıçta konuşmalara Evet, Hı. gibi ifadelerle karşılık verdi. Sonradan sıkıldığı her halinden belli oluyor. Tandır geliyor. Tandır dişleniyor. Müezzinoğlu aynı türden konuşmaları sürdürüyor: Hiç unutmam, on yıl önce de tandır yemiştim, şu karşıki masada. Sizden iyi olmasın bir iş adamı dostum vardı. Onunla on yıl önce tanımıştım. O n yıl önce bana tandır söylemişti. On yıl sonra ben ona tandır söyledim. Tandır bitti. Garson masa başında. Tatlılardan ne alırdınız? diyor. Bu defa Müfettiş Müezzinoğlu ndan önce davranıyor: Hiçbir şey istemeyiz. Garson tepkiye şaşırır: Efendim bir kusurumuz varsa telafi edelim. MÜFETTİŞ: Kusurunuz yok. Kusurumuz var. Biz bir an önce bara geçelim. GARSON: Kusurunuza yardımcı olmamızı isterseniz yardımcı olalım. SAYFA #19/28#
MÜFETTİŞ: Teşekkür ederiz. Biz bara geçelim. Müezzinoğlu çoktan kalkmış, göreve hazır. Müfettişin sandalyesini çekiyor. Paltosunu veriyor. Buyurun Efendim, çıkalım. diyor. Müezzinoğlu Müfettiş barda. Bar sakin. Bir iki kişi. Sahne Boş. Masaya yaklaşıldı. Müezzinoğlu Müfettişin sandalyesini çekiyor, paltosunu alıyor ve buyur ediyor. Garson masada: Siparişlerinizi alayım efendim? Viski, meze olarak ne varsa masa donatılsın. GARSON: Hemen efendim, masanız istediğiniz gibi donatılacak, amacımız sizi memnun etmek. Müezzinoğlu garsonun ilk bahşişini veriyor. Garson memnun. Aheste geldiği masadan uçarcasına uzaklaşıyor. Önce viski Sonra, sıcak soğuk mezeler. Meyveler Kuru yemişler Garson mekik dokuyor. Müezzinoğlu iki duble atmıştır bu ara. Sahneye bakar, sahne boş. Garsonu çağırır, garson yıldırım hızında. Garsona: Müzik, dansöz, sahne donatılsın! GARSON: Müzik Programımız saat 17 den sonra efendim. Söyle patronuna, program önceden başlatılsın, ücret hesabıma eklensin. GARSON: İsteğinizi hemen ileteceğim efendim. Garson ikinci bahşişini alır. Garsonun gitmesi ile gelmesi bir. Müezzinoğlu na eğilerek: İsteğinizi hemen yerine getiriyoruz, birazdan solistlerimiz, dansözümüz, piyanistimiz sahnede olacaklar. Piyanist çalıyor Ankara nın Yolları, sahneye çıkmadan müezzin olunun dizinin dibinde, sesiyle miziğe eşlik eiyor, cilvesiyle, kaşı gözüyle Müezzinoğlu da. Müezzinoğlundan makas alıyor. Müezzinoğlu, cepten paralar çıkarıyor, alına göğse yapıiştırıyor, havaya savuruyor. Cepten paraları çıkarıyor, dansözün alnına göğsüne yapıştırıyor, havaya savuruyor. Müfettiş izlemekle yetiniyor. Müezzinoğlunu dinlemekten kurtulmanın mutluluğunu yaşıyor. Akşam bar dolu, dansöz sayısı artmış. Müezzinoğlu, dansözden dansöze, yorgunluktan bitap. Masaya oturuyor, kadehi kaldırıyor, kadeh boşalıyor başı koyuyor masaya. Bu defa müfettiş garsonu çağırıyor: Arkadaşı odasına taşıyalım, yatağına yatıralım. Tabi efendim. Üç garson beş garson Peçete yok eder gibi masadan yok ediyor Müezinoğlu nu. Ertesi gün müfettiş uyanır. Müezzinoğlu derin uykuda Müezzinoğlu balkonda bir sigara içiyor. Manzarıyı izliyor Müezzinoğluna dönüp bakıyor. Müezzinoğlu derin uykuda. Balkana çıkıyor, manzarayı izliyor Dönüp bakıyor, Müezinoğlu derin uykuda Müfettiş iniyor yemekhaneye. Kahvaltısını yapıyor. Gazetelere bakıyor. Gazetelerde maden kazası. Gazeteler sanki kendinden bahsediyor, tedirgin kalkıyor ileri geri gelip gitmeler. SAYFA #20/28#