AŞIK SÜMMANİ KİMDİR? Asıl adı Hüseyin olan Aşık Sümmani 1860 yılında ilçemizin Samikale köyünde doğmuştur.babası Samikaleli bir köylüdür. Aile lakaplarına Kasımoğulları derlermiş.sümmani 55 yaşında vefat etmiştir.ölüm tarihini çoğu araştırmacılar 1915 olarak göstermişlerdir. Aşık Sümmani yöremiz aşıkları arasında büyük izler bırakan ve aşıklık geleneğinde Sümmani tavrını icad eden bir halk ozanıdır.sümmani Aşık Şenlik,Muhibbi,Zülali gibi Doğu Anadoluda tanınmış halk şairleriyle meydan edilmiş ve hemen hemen hepsinde üstün gelmiş, bütün muammaları çözmüştür. Halk edebiyatı nazım şekillerinin hemen her nev inde söyleyen Sümmani nin en kuvvetli şiirleri destanları ve toplantılarda eğlencelerde öğrenme veyahut bir şeyin ahvalini anlatma kabilinden söylediği vasfı halleri sohbetlerde söylediği ve karşılıklı olarak bir mevzu üzerinde ve birbirlerini tanımlayıcı cevaplar gösteren ve nazire dedikleri manzumeleri de vardır. Aşık Sümmani nin menkıbeli hayatına gelince üzerinde kurulmuş olan hikayelerden birinin özeti şöyledir: Sümmani bir gün hayvan otlatırken Ablak Taşı na babası ile birlikte gider çok zamandan beri oraya gitmemiş olan babası birden: _Eyvah!Oğul burada neler olmuş? Buralar erenler yatağıdır.buralar ziyaret yeridir.oğlum Hüseyin buraların taşlarını,dikenlerini temizle gün gelir ki eserlerini görürsün demiş.
Sümmani babasının sözünü tutarak taşlar ve dikenlerini temizlemiş öğle sıcağı bastırınca yorulmuş ve uykuya dalınca şu rüyayı görmüş. Kırk güvercin ile üç derviş gelmiş.dervişler üç yaprak üzerine üç harf yazmış bunu Sümmani ye göstermişler ve bunu oku demişler.sümmani ben okuma bilmem demiş.dervişler hemen orada bunu okuyacak kadar Sümmani ye okuma yazma öğretmişler.o da bu yazıyı okumuş buradaki harfler (G.P.İ) imiş bunlar dervişlerin kendine az sonra gösterecekleri (GÜLPERİ) nin adının baş,orta ve son harfleri imiş.dervişler bundan sonra Sümmani ye bade vermişler.sümmani ilk badeyi zorlukla içmiş ve içerken dervişler iç oğul sevdiğin kızın aşkına.kızın vilayeti Cimicim,şehri Badeşhan babası Abbas Han adı Gülperi dir. demişler.sümmani badeyi içince Gülperi yi karşısında görmüş.bu defa dervişler kıza dönerek iç kızım sevdiğin delikanlı aşkına.vilayeti Erzurum, kazası Narman, Köyü Samikale, adı Hüseyin dir demişler. İkisi de üçer kadehi tamamlamışlar.gülperi ortadan kaybolmuş.dervişler Sümmani yi kaçırmış.deryalardan,ormanlardan,canavarlı dağlardan,tazı kadar büyük karıncalar Arasından geçmişler sonra Bedeşhan da bir saraya indirmişler. Bu sırada Sümmani uyanır, kendisini kan ter içinde bulur. Sümmani etrafına bakını koyunları bulamaz. İçinde büyük şüpheler ve endişeler taşıyarak köyüne dönerken önüne bir kıratlı çıkar.kıratlı Sümmani ye selam vererek Şaşırma oğlum bundan sonra senin adın Sümmani dir.uykuda ne gördünse üç ay kimseye söyleme dedikten sonra atını sürer. Sümmani köye gelir ve üç ay kimseye bir şey söylemez.
Aradan üç ay geçtikten sonrabir kış günü köy odasında otururlarken köylüler sırayla türkü söylüyorlarmış, sıra Sümmani ye gelince bade içişini anlatan tek tek isimli koşmasını söylemiş ve orada bulunanların hepsinin takdirini kazanmış.bu koşma aynen şöyledir: Uyandım gafletten oldum perişan Bir nur doğdu alem oldu ürüşan Selam verdi bana üç beş dervişan Lisanları bir hoş sedası tek tek Baksana dillere bak şu sohbete Yetemedim bu dünyanın hikmetine Mecnunu da atmışlar gurbete Kalmış gurbet elde hep böyle tek tek İçtim badesini gördüm rengini Tam on sekiz saat sürdüm cengini Yar yüzünde saydım on beş bengini Halhalı altında noktasın tek tek Okudum harfini zihnim dolandı Yaralarım göz göz oldu sulandı Baktım çar köşede kadeh dolandı Nüş ettim pirlerin badesin tek tek Aldılar abdesti uyandım haptan Dediler aslınız hak-i turaptan Okuttular üçharfi yeşil yapraktan Okudum harfini noksansız tektek
Dizemedim gönül ben bu elgazı Yüreğimi yaktı kafirin kızı Kara gördüm kış ile yazı Felek attı bize sillesin tek tek Dediler Sümmani gel çekme elem Adamı çürütür dert ile verem Senin için dünyada kavuşmak haram Böyle yazmış kalem hüda tek tek Aradan günler aylar geçti.gülperi gündüzleri hayalinde,geceleri düşündedir.gün geçtikçe bu sevgiye dayanamaz ve köyden ayrılır.kafkasya ve İran ı dolaştıktan sonra sevgilisini bubamadan geri döner.giderken yolda gördüğü İranlı bir kıza koştuğu koşma şöyledir: Penek kazasında bağlar şehrinde Gelin seyredin eller kınalı Al ihram örtünmüş serv-i kamete Öyle yakışmışki eller kınalı Sümmani tam ettim şirin söz ile Yaktın beni yavrum ela göz ile Dağlardan arz etmiş yüz bin naz ile Tekellüm danışır diller kınalı Nazlısın nazesin can için Münasipsin vezir için han için Bülbül terk eylemiş gülü sen için Her kadem bastıkça yerler kınalı
Sümmani köyüne döndükten sonra on yıldan fazla kalır.bir Gece rüyasında Hazreti Pir ona Kırım a gitmesini söyler.o da hemen Kırım a gider orada İspirli bir fırıncı ona çok yardım eder.kırımda bir saray varmış bunun kapısında bir taş asılıymış.bu taşın altında geçebilmek için günahsız olmak gerekliymiş. İspirli Muharrem Usta Sümmani yi bu saraya girmeye teşvik etmiş, o da razı olmuş.abdest alarak kapıya yanaşmış ve tek başına oradan içeri girmiş.sümmani bu sarayda gördüklerini bir destanda anlatır.sümmani köyünden ayrı kaldığı sürede ailesini çok özlemiş bu hasretini şu şiirle dile getirmiş: Şu karşıki yüce dağlar Acep bizim dağlar mola Kara yaslı benim anam Oğul derde ağlar mola Yol üstünde biten otlar Her gelen bizi öğütler Kavim kardeş koç yiğitler Yoldaş derde ağlar mola Kaybeden gelir hacılar Yürekte çoktur acılar Evdeki çifte bacılar Kardaş derde ağlar mola Sümmani yem oldum talan Nice gurbet elde kalam Bir küçücük Şevki balam Dadaş derde ağlar mola Sümmani 1912 yılında köyüne döner 1915 yılında Hakkın rahmetine kavuşur.sümmani ömrünün sonunu geldiğini adeta hissetmiş ve şiir yazmıştır.son dörtlüğü şöyledir: Der Sümmani tamam oldu muhabbet Biz varalım siz olasız selamet Kalktı bu kar yerden çekildi kısmet Göründü gözüme yol yavaş yavaş