Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi



Benzer belgeler
Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin,

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin,

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Yeralt Edebiyat... Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n,

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, afla ı tırmananların, dili, sesi

SINIRSIZ ZİYARETLER. Nermin Er in ev atölyesi

LKOKUL DERS K TABI OKUMA YAZMA Ö REN YORUM. 1. S n f 1. K TAP. YAZARLAR Doç. Dr. Sabri S DEKL Dr. Emine BALCI DEVLET K TAPLARI

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

DEPREM ANI

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Lütfen cümleleri -me ekiyle dolayl anlat ma çeviriniz.

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

AKICI OKUMA TEKNİKLERİ. Özkan ÇAĞLAR-Rehber Öğretmen

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

ALES. sýnavlarına en yakın üç bin iki yüz soru SÖZEL ADAYLAR İÇİN ALES SORU BANKASI. Tamamı Çözümlü. Savaş Doğan - Kenan Osmanoğlu - Kerem Köker

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

Orijinal Adı: My Weird School / Miss Suki is Kooky! Yazarı: Dan Gutman Genel Yayın Yönetmeni: Meltem Erkmen Çeviri: Andaç Oral Düzenleme: Gülen Işık

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

SIVILARI ÖLÇME. Marketten litreyle al nan ürünlerden baz lar afla da verilmifltir.

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde


ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

timasokul.com / bilgi@timasokul.com

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Asi le rin, kay be den le rin, ha yal pe rest le rin, kü für baz la r n, gü nah kâr la r n, be yaz zen ci le rin, afla t r ma nan la r n,

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

Transkript:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanlar n... dili, sesi Yeralt Edebiyat...

WILLIAM S. BURROUGHS: Amerikal romanc, denemeci ve elefltirmen. 5 fiubat 1914 te St Louis, Missouri de do du. Varl kl bir aile ortam nda büyüyen yazar n kendisiyle ayn ad tafl yan büyükbabas, Burroughs Hesap Makinesi flirketinin sahibiydi. Bir erkek ö renciye duydu u yak nl kaleme ald günlü ü ortaya ç k nca Los Alamos ta liseden at ld. 1936 da Harvard dan mezun oldu. Bir süre Avrupa da kald. Nazi zulmünden kaçan bir kad na yard mc olmak için onunla düzmece bir evlilik yapt. Tekrar Harvard a yaz l p antropoloji e itimi ald. Viyana da t p okudu. 1941 de askere yaz ld ancak psikolojik sorunlar yüzünden ordudan at ld. New York ta o s ralar talebe olan Allen Ginsberg ve Jack Kerouac la ve bir süre birlikte yaflayaca Joan Vollmer le tan flt. Ayn dönemlerde morfin ba ml s oldu. 1951 de Joan Vollmer kazara vurunca on üç gün hapiste kald, sonra ailesinin yan na gitti. Bu olay onu çok etkilemifl olacak ki, renç belki ama Joan n ölümü olmasa asla yazar olmayaca m kanaatine vard m demifltir. Birkaç ay boyunca Güney Amerika da tuhaf uyuflturucular n peflinde kofltu. Bu maceralar n Junky de (Canki) ele al r. Daha sonra, Fas n Tanca flehrine yerleflti. sim babal n Kerouac n yapt Naked Lunch (Ç plak fiölen) burada yazd. Yap tlar n n ço unlu u özyaflamöyküseldir, bir uyuflturucu ba ml s olarak yaflad ve gerçeküstü ya da grafik imgeler, deneysel yap lar ve güçlü tafllama dilini kulland bir ses arac l yla bozup çarp tt deneyimlerini konu al r. lk dönem yap tlar s k s k Beat Kufla ile özdefllefltirilir. Allen Ginsberg, Gregory Corso, Jack Kerouac ve Herbert Huncke gibi Beat çiler yak n arkadafllar yd ancak onun yap tlar n n etkisi bu kufla n ve edebiyat n ötesine geçip, karfl -kültürle özdeflleflen edebiyat, müzik ve sanat ak mlar na ilham vermifltir. Yap tlar özellikle yaflad dönemde önemli tart flmalara yol açan Burroughs un en ünlü roman Ç plak fiölen 1966 y l nda Massachusetts Yüksek Mahkemesi nde görülen davada muz r neflriyat yasalar n n sanatç lar lehine yumuflat lmas na vesile olmufltur. Burroughs 1983 y l nda Amerikan Akademisi ve Sanat ve Edebiyat Enstitüsü ne kabul edildi. Disposable Heroes of Hiphoprisy ve Kurt Cobain le müzik çal flmalar da yapan Görünmeyen Adam Burroughs 2 A ustos 1997 de öldü. Yap tlar ndan Baz lar : Junkie (1953); Naked Lunch (1959) [Ç plak fiölen, Çev. Üçel Birlik, Alt k rkbefl Yay nlar, 1999); Minutes To Go (1960) (Brion Gysin, Sinclair Beilles ve Gregory Corso ile); The Soft Machine (1961); The Ticket That Exploded (1962); Dead Fingers Talk (1963); The Yage Letters (1963) (Allen Ginsberg ile; 1990 larda sansürlenmifl k s mlar eklenerek yeniden bas ld ); Nova Express (1964); The Job (1969) (Daniel Odier ile); The Wild Boys (1969) [Vahşi Oğlanlar, Çev. Ahmet Ergenç, Ayrıntı Yayınları, 2012]; The Last Words of Dutch Schultz (1970); Jack Kerouac (1970) (Claude Pelieu ile); Brion Gysin Let the Mice In (1973) (Gysin ile); Port of Saints (1973); Letters to Allen Ginsberg 1953-1957 (1976); The Third Mind (1977) (Gysin ile); Cities of the Red Night (1981); Ah Pook is Here! (1979); Nova Express (1964); Cities of the Red Night (1981); Sinki s Sauna (1982); The Place of Dead Roads (1983); The Adding Machine: Collected Essays (1985); Queer (1985) [Top, Çev. Çetin fian&ali Kaftan, Alt k rkbefl Yay nlar, 2001) (Junkie nin ard ndan bas lmas tasarlanm fl ancak piyasaya 1985 te ç km flt r); The Cat Inside (1986; çerdeki Kedi, Çev. Fahri Öz, Nihan Hatipo lu, Alt k rkbefl Yay nlar, 2003) (Brion Gysin ile); The Western Lands (1987); Interzone (1987) [Arabölge, Çev. Fahri Öz, Ayrıntı Yayınları, 2012]; Apocalypse (1988) (Keith Haring ile); Tornado Alley (1989); Uncommon Quotes Vol. 1 (1989); Ghost of Chance (1991) [fians Hayaleti, Çev. Funda Önkol, Alt k rkbefl Yay nlar, 1996); My Education: A Book of Dreams (1996); Word Virus: The William Burroughs Reader (1998); Burroughs Live: The Collected Interviews of William S. Burroughs, 1960-1997 (2000); Last Words: The Final Journals of William S. Burroughs (2001).

Ayr nt Yay nlar Yeralt Edebiyat Yok Edici William S. Burroughs

Ayr nt : 662 Yeralt Edebiyat Dizisi: 63 Yok Edici William S. Burroughs Kitab n Özgün Ad Exterminator İngilizce den Çeviren Ahmet Ergenç Yayıma Hazırlayan Remzi Orkun Güner 1966, 1967, 1968, 1969, 1973, William S. Burroughs All rights reserved Bu kitab n yay n haklar Ayr nt Yay nlar na aittir. Kapak llüstrasyonu Sevinç Altan Kapak Tasarımı Deniz Çelikoğlu Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Yetiş Birinci Bas m 2012 Bask Adedi 2000 ISBN 978-975-539-693-4 Sertifika No.: 10704 Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.: 244 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu - stanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Yok Edici William S. Burroughs Ayr nt Yay nlar Yeralt Edebiyat

DÖVÜŞ KULÜBÜ EŞ KTEK LER Philippe Djian SON SÜRGÜN Dragan Babic YATAK ODASINDA FELSEFE Marquis de Sade ACEM PEZEVENK Ola Bauer TAVANDAK KUKLA Ingvar Ambjörnsen GÖNÜLLÜ SÜRGÜN Suerte Claude Lucas EROJEN BÖLGE Philippe Djian KOZM K HAYDUTLAR A.C. Weisbecker HAYRAN OLUNASI CASANOVA Philippe Sollers GÖSTER PEYGAMBER KUZEY GÖZCÜSÜ Ola Bauer S S Tristian Hawkins TIKANMA HIRSIZIN GÜNLÜ Ü Jean Genet DEN ZC Jean Genet FLAMENKO NUN Z NDE Duende Jason Webster ODA H ZMETÇ S N N GÜNLÜ Ü Octave Mirbeau GÖRÜNMEZ CANAVARLAR ADSIZ DEVLER Pascal Bruckner ANNEM Georges Bataille YERALTI EDEB YATI D Z S ÇARPIŞMA J.G. Ballard MELEKLER Denis Johnson FAH ŞE Nelly Arcan KAÇAKLAR VE MÜLTEC LER CENNETTE B R GÜN DAHA Eddie Little SEVDALI TUTSAK Jean Genet YALANIN ERDEM Joachim Zelter SA NIN O LU Denis Johnson UYKU Annelies Verbeke GÜNCE ARA BÖLGE William S. Burroughs BEYAZ ZENC LER Ingvar Ambjörnsen BALKON Jean Genet AMER KA MEKTUPLARI Joachim Zelter N NN ŞKENCE BAHÇES Octave Mirbeau BETTY BLUE Philippe Djian SIKIGÖZET M Jean Genet PARAVANLAR Jean Genet ERSK NE N N KUTUSU Kym Lloyd BROOKLYN E SON ÇIKIŞ Hubert Selby Jr. CENAZE MERAS M Jean Genet TEK NS Z YOLDA Jack Kerouac LANETL LER N SAÇ ST L Joe Meno ZEN KAÇIKLARI Jack Kerouac YERALTISAKİNLERİ Jack Kerouac ÇARPIŞMA PARTİSİ BİR DÜŞ İÇİN AĞIT Hubert Selby Jr. SUÇLULUK KİTABI Kym Lloyd ÖLÜM PORNOSU BÜYÜK MAYMUNLAR Will Self LAZZARO, DIŞARI ÇIK Andrea G. Pinketts BİZ RÜYA GÖRÜRKEN Clemens Meyer ÇAMUR KRALININ KIZI Birgitta Trotzig HÜCRE Hubert Selby Jr. VAHŞİ OĞLANLAR William S. Burroughs ACI DÜŞLER BULVARI Cumhur Orancı

Yok Edici

Çevirmenin Notu Vahşi Üslubu Ehlileştirmemek Burroughs un ne menem bir yazar olduğunu, okurları nasıl acayip bir edebi evrene davet ettiğini bilen bilir ama bilmeyenler ya da Burroughs la yeni yeni tanışanlar için buraya birkaç not düşmek istedim. Özellikle akademik metinlerde kullanılan Latince sic diye bir ifade vardır; birileri birilerinden garip bir şeyler ya da yazım, baskı hataları içeren bir şeyler alıntılarken aynen böyle yazılmıştır benim hatam sanılmasın anlamında kullanılır. Bu sic ibaresine bir Burroughs çevirmeni olarak sık sık başvurmak istedim. Bu parçalı, doğrusal bir gidişata sahip olmayan, anlatıyla birlikte dilin kendisine de parçalayan antiedebiyat metninde birçok şey çeviri hatası ya da baskı hatası gibi gelebilir Burroughs u bilmeyen okurlara. 9

Burroughs un kelimenin tam anlamıyla vahşi bir üslubu var. Uygarlığın kontrol sistemlerine söyledikleriyle olduğu kadar, söyleyiş biçimiyle, üslubuyla da karşı koyuyor. Sentaksı dağıtarak, semantik çerçeveyi sarsıyor, kelimeleri olağan anlamalarının dışına çıkarıyor, bazen de okuru hiçbir ayraç barındırmayan bir kelime bulamacı nın içine fırlatıyor. Burrouhgs bir yerlerde, bol bol kullandığı morfinin etkisini şöyle tanımlamış: Beyinde, hızla giden bir trenin penceresinden bakılıyormuş hissi uyandıran bir görüntü silsilesi yaratıyor. Görüntüler sönük, titrek, grenli, eski bir filmden çıkmış gibi. Burroughs un metinlerinde bu morfin etkisini görmek mümkün. Noktalama işaretlerinin olmadığı, cümlelelerin yarıda bırakıldığı, bir görüntüden diğerine aniden geçen pasajlar, okurda bir sarsıntıya yol açıp, farklı algı kanalları açmaya ve bir yandan da dilin statüsünü sorgulamaya yarıyor. Ortaya çıkan çok katlı, parçalı, doğrusal bir gidişata ve tutarlı bağlara sahip olmayan bu kitabı çevirirken yapılabilecek en vahim şey, sanırım bu vahşi üslubu ehlileştirmek olurdu. Bu ehlileştirme iki düzeyde işleyebilir. Birincisi, Burroughs un imge silsilesi adını verdiği yöntemle kelime ve cümleleri üst üste yığarak yarattığı yığınları ayrıştırma, sentaksa müdaha etme ve rasyonel bağlantılar kurma itkisi. İkincisi ise, Burroughs un büyük bir çıplaklık ve müstehcenlik le kullandığı dili, hüsnütabirlere bulayıp, yumuşatma dürtüsü. Ben burada bu iki hatadan da kaçınmaya, Burroughs un vahşi üslubunu aynen muhafaza etmeye çalıştım. Bütün bir kitap için dev bir sic notu düşüp, sizi Burroughs la baş başa bırakıyorum. Ahmet Ergenç 10

Yok Edici! İlaçlayalım mı? Savaş süresince A. J. Cohen İlaçlama için çalıştım, zemin kattaki ofis nehrin kenarındaki çıkmaz sokaktaydı. Dört kardeşin en büyüğü, soğuk gri balık gözleri ve ağzında purosuyla yaşlı bir Yahudi ydi. Marv en gençleriydi rüzgârlık giyerdi üç çocuğu vardı. Jilet gibi takım elbiseler giyen üniversite eğitimi almış bir kardeşleri vardı. Dördüncü kardeş ise her an eski moda bir elektrikli süpürge gibi uzun uzun Anacım diye böğürebilecek gibi görünen ve insana umarım yapmaz bunu dedirten irikıyım, kaslı biriydi. Her gece ofis kapanırken bu iki kardeş yok yere ateşli bir tartışmaya girişirdi büyük ağabeylerinin purosunu ağzından çıkarıp kısa çevik adımlarla vodvil kardeşine doğru ilerlediğini görebilirdim. 11

Suratına tükürmemi mi istiyosun lan sen? Ha? Bunu mu istiyosun? Bunu mu istiyosun? Vodvil kardeş benim gayri-yahudi gözlerime görünmeyen ve büyük kardeşin büyücü misali yardıma çağırdığı güçlü Yahudi Anacıklar olduğunu varsaydığım varlıklara karşı gölge-boksu yaparak geri çekilirdi. Bu ritüeli defalarca ağzım bir karış açık, yaşlı purolunun bir gün havalanıp uçacağını umarak izledim ama hiç uçmadı. Birkaç dakika sonra sakin sakin konuşmaya başlar ve yok ediciler, yani ilaçlayıcılar damlamaya başlarken faturaları kontrol ederlerdi. Büyük kardeş ilaçlayıcılarla hiç tartışmazdı ama. İşte bu yüzden purom var derdi, puro onun için sihirli bir soğukkanlılık kaynağıydı. Kendi arabamı, külüstür siyah Ford V8 imi kullanır ve yalnız çalışırdım. Böcek spreyim, krizentam tozum, körüklerim ve flüorür ampullerimle merdivenleri inerçıkardım. İlaçlayıcı geldi! İlaçlayalım mı? Krizentam tozunu şişman güler yüzlü bir Çinli tedarik ederdi -savaş zamanı bunu bulmak zordu- ve bizi mümkün olduğunca flüorür kullanmamız konusunda uyarırdı. Şahsen ben krizentamı flüorüre tercih ediyorum. Krizentamla hamamböceklerini hemen oracıkta Tanrının ve müşterinizin huzurunda öldürürsünüz fakat bu amidon ve flüorürü etrafa bırakıp gittiğinizde, birkaç gün sonra güneyli bir güvenlik görevlisinin bana dediği gibi bunu bir güzel yer ve domuz gibi koşuştururlar ortalıkta. Çok uzaktan havalı ücra bir mahalle görüyorum mavi rüzgârlı bir Nisan günü soğuk güneş gri dış merdivenleri tırmanan ilaçlayıcınızın üstüne düşüyor. İlaçlayıcı geldi hanım. İlaçlayalım mı? İçeri buyur delikanlı, bir fincan çay ikram edeyim sana. Isırıcı bir rüzgâr var. Var evet, hanımefendi, beni bıçak gibi kesiyor ve pek de iyi hissetmiyorum, işte öksürük falan. Bana ağabeyim Michael Fenny yi hatırlattın. Öldü mü? 12

Uzun zaman önce böyle bir Nisan günüydü güneş sıska çilli bir oğlanın üzerine böyle soğuk soğuk vuruyordu, senin gibi bu kapıdan girmişti. Ona bir fincan sıcak çay doldurdum. Geri geldiğimde gitmişti. Boş mavi gökyüzüne işaret etti, soğuk çay tam senin oturduğun yerde oturdu. Bu yaşlı cadının Çinli ne derse desin bir krizantem uygulamasını hak ettiğine karar verdim. İhtiyatlı bir şekilde öne doğru eğildim. Sorun hamamböcekleri mi Bayan Murphy? Alt kattaki Yahudilerden geliyorlar hep. Yan dairedeki yakışıklılardan olmasın Bayan Murphy? Omuz silkiyor, elbette, İrlandalı hamamböcekleri de diğerleri kadar kötüdür. Çayınız güzelmiş Bayan Murphy... Hamamböceklerinizin icabına tabii ki bakacağım... Oh bana nerede olduklarını söylemeye kalkmayın... ben zaten biliyorum Bayan Murphy... deneyimliyim bu konuda... Ve size işimi sevdiğimi ve işimden gurur duyduğumu söylemekten de gocunmuyorum Bayan Murphy. Belediyeden ilaçlamacılar geldi ve etrafa hamamböceklerini ancak viskinin bir rahibi cezp ettiği kadar cezp edebilen beyaz bir toz bıraktılar. Onlarınki ucuz bir numara, Bayan Murphy. Bıraktıkları şey flüorürdür. Hamamböcekleri tolerans geliştirip bağımlı hale gelir. Eğer flüorür aniden kesilirse tehlikeli olabilirler... Aha işte burada... Mutfak lavabosunun yanında kahverengi bir bitirim gördüm körüklerimi çıkardım ve o kıymetli sarı tozu boca ettim. Sanki kıyamet borazanını duymuş gibi akın etti ve yerde kıvranmaya başladı hamamböcekleri. Ben böylesini görmedim! diyor Bayan Murphy ve ben coup de grâce e doğru ilerlerken bana dönüyor... Onlara bir daha ateş etme. Bırak ölsünler! İşlem tamam, Bayan Murphy bir kürek dolusu hamamböceğini odun sobasına atıyor ve bana bir fincan çay daha dolduruyor. Yatak böcekleri söz konusu olduğunda yataklara ilaç püskürtmeyi yasaklayan bir sağlık bakanlığı düzenlemesi var ve elbette 13

böcekler çoğu durumda yataklarda saklanıyorlar kuşaklar boyunca ahşaplarında böcekler barındırmış eski bir ahşap ev için yapılacak tek şey her yeri buharla dezenfekte etmektir... Ve işte karşımızda elinde bir kadeh tatlı şarapla çıkagelen Anacık, yatakları açılmış ve hazır... Şurubumsu kırmızı şarap üzerinden ona bakıyorum... Hanımefendi yataklara ilaç püskürtmüyoruz. Sağlık Bakanlığı düzenlemesi böyle. Haa şarap yeterli değil mi yani? Buruşmuş bir dolarla geri geliyor. Ben de işe koyuluyorum... yatak böcekleri harika, yatak örtülerinin kıvrımlarında kırmızı öbekler oluşturmuşlar. Püskürtme aletimdeki kerosene biraz formaldehit karıştırıyorum, böylesi daha sağlıklı ve eğer o Zenci genelevlerinde bir pezevenkle başımız derde girerse suratına formaldehit boca ederiz, bu onu hizaya getirir. Bu yaşlı Yahudi nineleri arka odalarda sık sık görürsünüz, böcekleri gibidir onlar da, daha genç kuşaklar karşısında ise zorla içeri girmek zorunda kalırız, bu noktada üniversite eğitimi almış bakımlı Yahudi siz beklerken bir narkotik ajanına dönüşebilir. Pekâlâ, ninecim, aç kapıyı! İlaçlayıcı geldi! Yidiş dilinde burada böcek falan yok diye bağırıyor zorla içeri giriyor yatağı ters çeviriyorum... Tanrım binlerce kırmızı ve semirmiş böcek ninenin yanında, ben böceklere ilacı püskürttüğümde nine sanki Gestapo, bir dişçiyle nişanlı olan gelinlik çağındaki kızını katlediyormuş gibi inliyor. Ve bir de ilaçlayıcıları içeri almayan kafasız aileler var. Eğer mecbur kalırsak kapılarına bir sağlık bakanlığı uyarısı yapıştırıveririz dedi üniversite eğitimi almış kardeş... Bu sefer sana eşlik edeceğim. Bin arabaya. Bizi içeri almak istemediler ama üniversiteli kardeş becerikli ve metanetliydi. Askeri bando karşısında sinen asık suratlı birlikler gibi mırıldanarak bizi içeri aldılar. Üniversiteli kardeş bana ne yapmam gerektiğini söyledi, ben de yaptım. Havalı ve mesafeli bir ifadeyle tekrar direksiyonunun başına geçtiğinde düpedüz orospu çocuğu bunlar dedi. Başka bir şey değil. 14

Kasabanın eteklerindeki T.B. sanatoryumu... serin mavi bodrum katları flüorür tozları uçuşuyor duvarlarda fosforlu tutkal lekeleri... kurum yemeklerinin gri kokusu... ağır siyah cam dış kapı... İşin garip tarafı, orada hiç hasta görmedim ama ben soru sormam. İşimi yapar ve ekmek parasını kazanmaya çalışan bir adam gibi davranırım. Karısının önünde bok dediğim için gözyaşlarına boğulan şu hademeyi hatırlıyorum aslında sorunun ben değil, budaklı bilekleri ve sicim gibi sarı saçları olan dispeptik sıska Wagner olduğunu söylüyor... ve bir de boş günümde masanın altında yaptığım o buharlı dezenfeksiyon işlemini hatırlıyorum... Buradaki genç Yahudi başhemşire şirketi boşverelim diyor. Şirket zaten bir sürü para kazanıyor. Sana bir kadeh viski getireyim. Ee ben de tatlı şarap raundundan geliyorum. Verdiği beş kadeh Abe karşılığında sülfürlü ilaçlama yapıyorum ve bu iş yaklaşık iki saatimi alıyor, işin iyi olması için bütün pencere ve kapıları bantlayıp dumanları 24 saat içeride tutmanız gerekiyor. Bir keresinde becerikli kardeş ve ben özel bir buharlı dezenfeksiyon işine çıkmıştık... Bu adam azcık kaçık... birkaç kere geldim ben buraya... evinin altında fareler olduğunu iddia ediyor... Ona iyi bir gösteri yapmalıyız. Siyanür tozu doldurulmuş teneke pompa silahlarından birini çıkarıyor ve ben de fare deliklerini bulup üzerlerine siyanür boca etmek için evin altına girip, örümcek ağları ve cam kırıkları arasında emekleyerek ilerliyorum. Aşağıda kendine dikkat et diyor soğukkanlı kardeş. On dakika içinde çıkmazsan peşinden geleceğim. Kafeterya bodrumu işlerini severdim sonunu göremediğim uzun gri bodrumlar ben duvarlardaki flüorür izlerini ararken havada uçuşan beyaz tozlar. Eski gösterişli bir otele de hizmet verdik odalarında gül rengi duvar kâğıtları fotoğraf albümleri... Evet, şu soldaki benim. Patronun arada sırada sergilediği bir numarası var. Bütün ekibi topluyor ve arsenik yiyor, tozu soluyarak ofiste o kadar uzun süre kalmış ki arsenik pürüzsüz gri yanağına bir mumya kırmızı- 15

lığı yayıyor sadece. Ve bütün dişlerini kırıp döktüğü evcil bir faresi var fareyi sütle besliyor artık uysal ve müşfik bir hayvan fare. Bu işte dokuz ay kaldım. Bu benim rekorumdu. Yaşlı gri Yahudi yi ağzında purosuyla orada bırakırken şişman Çinli krizantem tozumu varile geri döküyordu. Bütün kardeşler elimi sıktı. Uzak bir haykırış arnavut kaldırımlı taş sokaklarda yankılanıyor bütün gri bodrum katlarına inip merdivenleri tırmanarak rüzgârlı mavi gökyüzüne yükseliyor. İlaçlayıcı geldi! 16