ELAZIĞ TÜRKÜ VE MANİLERİNDE GEÇEN BAZI ESKİ KELİMELER

Benzer belgeler
TÜRKÜLERDE ESKİ (ARKAİK) SÖZLER

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Prof. Dr. Ahmet BURAN-Yrd. Doç. Dr. Nadir ĐLHAN, Elazığ Yöresi Söz Varlığı, TDK Yay., Ankara 2008, XXXIV+234 s. Ercan ALKAYA *

PROF. DR. AHMET BURAN IN TÜRKLÜK BİLİMİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLI ESERİ ÜZERİNE

ÖZGEÇMİŞ. : Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Telefon : Mail

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

Ne Yana Gitsem, Ne Yapsam Nafile; Fatsa nın Hayali Gözümden Gitmez.

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

Sözlü Bilgi Kaynakları

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Kuzguncuk. Madam Agavni Muratyan Yalısı, 1993 Madam Agavni Muratyan Yalısı, Madam Agavni Muratyan Yalısı, Çiğdem PAKER, Mimarlık Fakültesi

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

PROF. DR. MUSTAFA ARGUNŞAH IN DİL VE EDEBİYAT YAZILARI

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

KIRMIZI KANATLI KARTAL

3. Sınıf Matematik Karışık Problemler. Karışık Problemler


Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -3

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

4.SINIF TÜRKÇE 15. HAFTA SONU ÖDEVİ

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

TÜRK DİLİ-1. Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb. Ertan EROL

GÜMÜLCINE TÜRK AGZIHDflKlE

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi

Faydalı Olması Dileklerimizle...

Faydalı Olması Dileklerimizle...

1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM

EÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRKÇE EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI DERS PROGRAMI 1. SINIF

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

II. TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU SEMPOZYUM PROGRAMI. 22 Mayıs 2014 PERŞEMBE. 09:30-10:00 Açılış ve Protokol Konuşmaları

TÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir?

Tez adı: Neva'i Mecalisü'n-Nefa'is metin-inceleme (2 cilt) (1990) SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/TÜRK DİLİ ANABİLİM DALI

KURLUGAN KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHAR YARIYILI OKUTULACAK MATERYAL LİSTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Ders Bilgi Formu

GÜZ DÖNEMİ DERS PROGRAMI II.Ö/İLA.7.YY. İstanbul Üniversitesi / İlahiyat Fakültesi I.Ö/ 7 ve II.Ö/1 I.Ö/8 ve II.Ö/2 II.Ö/ 4.

4. Demiryolu ile tren arasındaki ilşki vapur ile aşağıdakilerden hangisi arasında vardır? A) Karayolu B) Gökyüzü C) Denizyolu D) Yeraltı

KAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI ZIT KAVRAMLAR DUYU KAVRAMLARI. Geometrik Şekil. Yön Mekanda Konum BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR.

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Güzel Ülkem Kültürümüz Bayramlarımız Atatürk İnkılapları Atatürk İlkeleri

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

T.C. MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI BÖLÜMÜ 2016/2017 GÜZ DÖNEMİ SINAV PROGRAMI 1. SINIF

16 KASIM Ekim 2018

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

AYLIK BÜLTEN - 2 SANAT TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ ANA SINIFI C. Aralık Katlama tekniğinde ''balık'' yaptık.

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

1) Dost ayıbını. söyler. Tümcesini en anlamlı şekilde tamamlayan sözcük çifti hangisidir?

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması BEZELYE TANESİ

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

EÜ EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRKÇE EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI DERS PROGRAMI 1. SINIF

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN. Yazar Editör Pazartesi, 28 Ekim :34

Metin Edebi Metin nedir?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Yeni yılda size Anadolu nun sıcak selamını getirdik

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

3. Sınıf Varlıkların Özelliklerini Belirten Sözcükler ( Ön Ad Sıfat )

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

Yukarıdaki resimleri inceleyelim. Birbirleriyle ilgili olanları eşleştirelim.

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

KALIPLAŞMIŞ KELİME ÖBEKLERİNDE ANLAM

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

OKUMAK KELİMESİ ÜZERİNE İNCELEME

ARTVİN ATABARI OYUNU NUN HİKAYESİ ve TARİHİ

Mustafa ARGUNŞAH-Hülya Hülya ARGUNŞAH (2007), Gagauz Yazıları, Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları, 296 s., Kayseri

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Transkript:

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 135 ELAZIĞ TÜRKÜ VE MANİLERİNDE GEÇEN BAZI ESKİ KELİMELER Özet Yrd. Doç. Dr. Birol İPEK Türkü ve maniler Türk insanının yaşamını kültürünü özlemlerini kısacası yaşadığı dönemin hayat hikâyesini anlatan türlerdir. Bu yönüyle Türkü ve maniler ortaya çıktığı dönemlerin çeşitli özelliklerini içinde barındıran önemli sözlü kültür ürünleridir. Kuşaktan kuşağa anlatılarak günümüze kadar gelen bu anlatılar; sosyal ve kültürel hayatın pek çok özelliğini de beraberinde getirirler. Eski dönemlere ait pek çok kelime günlük konuşma dilinde düşerken, Türkü ve mani gibi anlatmaya dayalı türlerde halen yaşamaya devam etmektedir. Çeşitli sebeplerle günlük dilden düşen bu kelimeler geçmişte yaşanılanı anlatan ancak günümüzde gösterilen in veya karşılığının artık olmadığı kelimelerdir. Sosyal ve kültürel hayatın değişmesiyle birlikte dilde kullanılan kelimelerin de zamanla değiştiği hatta kullanımdan düştüğü görülmektedir. Elazığ Türkü ve manilerinde geçen bu tür kelimeleri yeni nesillere doğru, tam ve eksiksiz bir şekilde öğretmek gerekir. Aksi takdirde bu metinler yanlış anlaşılır ve yorumlanır. Elazığ Türkü ve manilerinde geçen, dibek, gem, höllük, loğ, redif sesi, vb. gibi çoğu kelime günlük dilde artık kullanılmamaktadır. Bu kelimelerle ilgili pek çok söz, deyim, kalıp ifade ortaya çıkmıştır. Bu tür kelimelerin çağrıştırdığı kavram dünyasını bilmeden Türkü ve manileri anlamak veya anlamaya çalışmak eksik kalır. Geçmişin dil özelliklerini günümüze taşıyan bu tür kelimeleri öğrenmek öğretmek kültürümüz açısında önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu bildiride Elazığ Türkü ve manilerinde geçen günümüzde karşılıklarının artık kullanılmadığı, kullanımdan düştüğü, bu kelimeleri anlatmaya çalıştık. GİRİŞ Türkü ve maniler kuşaktan kuşa aktarılan sözlü kültür ürünleridir. Bu kültür ürünleri meydana geldikleri dönemlere ait bir çok kelime deyim ve kalıp ifadeyi de beraberinde taşırlar. Eski dönemlere ait olan kelime, deyim, kalıp ifadeler bir döneme tanıklık eden dil malzemeleridir. Bu kelimelerin anlattığı, ifade ettiği çoğu araç, nesne ve eşya günümüzde kullanımdan düşse bile Türkü ve manilerin içinde kelime olarak devam etmektedir. Dilbilim açısından gösteren olarak var olup gösterilenin kullanımdan düştüğü kelimelerdir. Bildirimizde sadece Türkü ve manileri taradık. Çalışmamızda Türkü ve manileri birlikte inceledik. Çünkü Elazığ yöresinde manilerin çoğu İnsanî ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü/ELAZIĞ

136 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Türkü olarak da söylenmektedir. Çoğu Türkü nün güftesi manilerdir (Güler, 199: 444). Türkü ve maniler toplumun gerçek sesini, özlemlerini, hasretlerini, hayal dünyasını anlatan türlerdir. Geçmişte insanlarımızın vatan dedikleri toprakta nasıl yaşadıklarını neler yaptıklarını anlayabilmek için bu anlatılarda geçen kelimelerin büyülü dünyasını bilmek gerekir. Bir toplumun yaşam felsefesi, düşünce biçim, Türkü ve mani gibi anlatmaya dayalı türlerde anlatılarak geleceğe bırakılır. Bu yönü ile Türkü ve maniler Türk insanının gerçek hayatını yansıtan milli kültür unsurlarıdır. Bu metinleri anlamak için öncelikle metnin dilini iyi anlamak iyi çözümlemek kelimelerin kullanıldığı dönemlerdeki anlamlarını iyi bilmek gerekir. Elazığ Türkü ve manileri bu bakımdan çok zengin bir kültür hazinesidir. Çalışmamızda seçtiğimiz 5 kelimenin kökenini, anlamını, ve metin içinde nasıl kullanıldıklarını izah etmeye çalıştık. Konunun daha iyi anlaşılması için foroğraflara da yer verdik. 1. DİBEK (Soku, Havan) Dibek köken olarak Türkçe bir kelimedir. Tuncer Gülensoy un Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü nde tög-(e)k sözcüğünden türediği şeklinde bilgi yer almaktadır (Gülensoy, 2007: 281). Hasan Eren, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü isimli eserinde, bu kelimenin döğ- (<döv-)+ -(e)k ezmek, dövmek kökünden geldiğini yazar ve kelimenin değişim gelişmesini şöyle izah eder: dövek>düvek (>dübek)>divek>dibek (Eren, 1999: 111). Türkçe de b>v değ işimine rastlamak mümkündür; ancak v>b değişimini ihtiyatla karşıladığımı belirtmek isterim. İsmet Zeki Eyüboğlu nun, Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü nde şu şekilde geçiyor: dibek, Tr. Tüp (tepe, dip, temel, kök) ten tüb-e-k~tibek-dibek: kök anlamı tepesine vurulan, tepesine vurularak dövülen, sözlük anlamı, yayık, ağaç, havan, dibek: tüpülemek~tepesine vurmak dövmek (Eyüboğlu, 1998: 83). Eyüboğlu nun etimolojisi akla daha uygun gelmektedir. Eski Türkçe de dibek e karşılık yine Türkçe bir kelime olan soku sözcüğü kullanılmıştır. Divânü Lügâti t-türk te soku kelimesi yer almaktadır. Bu kelime de sok- (dövmek) kökünden türemiştir. Dibek için Farsça bir kelime olan havan kelimesi de kullanılmıştır. Dibek, taş veya ağaç kütüğünden yapılırdı. İhtiyaca göre büyük ve küçük olmak üzere iki şekli kullanılırdı (Ayverdi, 2005: 697). Dibek ten daha büyük olanlarına Seten Taşı (Dibek Taşı) denir. Bunlar büyük oldukları için daha çok at ve eşeklerle çevrilirdi (Acun, 2010: 7). Soku taşı, Taş dibek, Taş dibek tokmağı, havan, sözleri yaygın olarak kullanılmıştır.

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 137 Dibek, sözlüklerde daha çok içi oyulmuş taş, içinde tokmakla buğday, bulgur, yarma, veya kuru dut, kuru biber dövülen büyük bir araç olarak tarif edilmektedir. Eskiden her mahallede, her köyde mutlaka bir büyük dibek bulunurdu. Büyük dibekler hareket etmemesi için yere gömülürdü (Ünal, 2011: 197). Ortak olarak herkes yararlanırdı. Günümüzde bu dibekler artık kullanılmamaktadır. Ancak Az da olsa bazı evlerde kahve, susam, kuru biber vb. için kullanlan küçük dibeklere rastlamak mümkündür. Hemen hemen yer yörede bilinen havan (kahve) dövücünün hınk deyicisi deyimi, Elazığ yöresinde işi olmayan, boş insanlar için kullanılan bir deyimdir. Modernleşme, şehirleşme ile birlikte dibek etrafında oluşan İMC usulü yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, kaynaşma geleneklerinin de yok olduğu görülmektedir. Elazığ Türkü ve Manilerinde: Odasına vardım olur mu böyle Dibeğe vurdukça oynar göbeği O yar gelin ola ben de güveği Söyleyin ahbaplar nasıl edeyim O yardan ayrıldım kime gideyim (Memişoğlu, 1995: 190) Odasına vardım kahve dibeği Dibeğe vurdukça oynar göbeği O yar gelin ola ben de güveği (Buran, 2008: 99) Dağda dibek olur mu İplikten elek olur mu El kızının yanında Uykuya dilek olur mu (Çetindağ, 2005: 309) 2. GEM: (Düven, düğen, döven) Hasan Eren, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü isimli eserinde gem kelimesinin Erminecede kamn (flail) kelimesinden geldiğini söyler (Eren, 1999: 127). Ahmet Buran, Elazığ Yöresi Söz Varlığı isimli eserinde gem in Türkçe bir kelime olduğunu belirtir. Bazı araştırmacılar bu kelimeyi Divânü Lügâti t-türk te geçen kemiş- (atmak, fırlatmak) anlamındaki kelimeye dayandırarak yine Türkçe olduğunu belirtmişlerdir (Akan Budak, 2012: 640). Kaynaklarda gem kelimesi yerine daha çok (düven, düğen, döven) kelimelerine gönderme yapılarak açıklamalar yapılmıştır. Taradığımız kaynaklarda Gem, (Düven, düğen, döven) harmanda ekinlerin (buğday, arpa, yulaf, vb.) sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla (öküz, at, katır, eşek) çekilen, alt

138 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan, kızak biçiminde araç anlamında tanımlanmıştır. Düven sürmek (dövmek) düvenle ekinlerin tanelerini başaklarından çıkarmak (TS: 593). Tarım aygıtlar ından döğen (YTS: 91). Etimolojik Sözlüklerde, düven<düğen Harmanda ekinlerin sap ve tanelerini ayırmak için kullanılan özel kızak Ağızlarda kem şeklinde yer almaktadır (Eren, 1999: 127). Diğer kaynaklarda: Döven-döğen, düven, Birkaç yığının önünde atlar dövenleri çeviriyor. Döven boş dönüyor bu yıl harman yerinde,. şekilinde örnekler verilmiştir (MBTS: 758). Elazığ yöresinde Yazın gem sürerdik hep, gem iskembesi: bilhassa gem sürerken üzerinde oturulan küçük tabure. harmanda saatlerce gem isgembesinede oturduğum olurdu, geme binmek şeklinde kullanılmıştır (Buran, 2008 :84). Eskiden tarım aletlerinin en önemlilerinden biri olan bu araç tarımda makineleşme ile birlikte kullanımdan düşmüştür. Gemin yerini biçerdöver, patoz ve diğer makineler almıştır. Günümüzde gem artık müzelik bir araç olarak sergilenmektedir. Elazığ Türkü ve manilerinde gem, geme binmek, gem sürmek, gıjagıj günlerde gem sürmek, gem iskemlesi, şeklinde yer almaktadır. Elazığ Türkü ve Manilerinde: Göllü bağın göllerinde çimerdük Ħarman vaħti gelir geme binerdük Tasalı Bekir den gorkar sinerdük Rahmetlinin güneş doğsun yüzüne Ne heybetli görünürdü gözüme (Buran, 2008: 43) Içkınlı yumurta mevsim yemeği Dilim dolma mızın şifa, sumağı Nimet olsun diye öküz emeği Gıjagıj günlerde bile gem sürdük (Buran, 2008: 86) 3. HÖLLÜK: Araştırmacılar, höllük kelimesinin ilk şeklini Eski Türkçe ye kadar götürüyorlar. Eski Uygur metinlerinde kurug yirig suvayu, öl yirig taruyu... (Onlar kuru toprağı sularken, yaş toprağı işlerken) ş eklinde geçmektedir. Bu metinde öl (yaş) anlmındadır (Hamılton, 1998: 11). Divânü Lügâti t-türk te, öl (yaş, ıslak, rutubet) anlamlarında olduğu bilgisi yer almaktadır (Atalay, 1972: 92). Eski Anadolu Türkçesi nde höl (yaşlık, rutubet anlamındadır) Öl kelimesinden zamanla, kundağa sarılan bebeğin altına konulan ve onun yaşını emen toprağa ad olan öllük ön seste bir h türemesiyle höllük olmuştur (Türk, 2009: 85). Sözlüklerde, Höllük, kundak bebeklerin altına konulan elenmiş, kurutulmuş ince toprak (DS:

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 139 2431). Diğer Sözlüklerde, Anadolu nun bazı yerlerinde kundak bebeklerin altına konan toprak (MBTS: 1290). Yeni Taram Sözlüğünde höl (yaşlık, nem) olarak geçmektedir (YTS: s. 108). Ağızlarda höl, ıslaklık, hazır toprak anlamında kullanılmıştır. Höllük ün kullanıldığı dönemde bilhassa kadınlar hangi toprağın temiz kullanılışlı olduğunu bulup bebek için hazır hale getirirlermiş. Elazığ Türkü ve manilerinde höllük çok sık kullanılmıştır. höllük, höllük elemek, höllükten kundak belemek, höllüklere bölenmiş, sözleri günümüzde artık kullanılmamakta sadece türkü ve manilerde yer almaktadır. Bazı gelenekler kolay kolay yok olmuyor. Günümüzde az da olsa örneklerini görmek mümkündür. Höllük, günümüzde artık yerini modern bebek bezlerine bırakmıştır. Elazığ Türkü ve Manilerinde: Eledim eledim höllük eledim Aynalı beşikte canan bebek beledim Büyüttüm besledim asker eyledim Gitti de gelmedi canan buna ne çare Yandı ciğerim de canan buna ne çare Bir güzel simâdır aklımı alan Aşkın sevdasını canan sineme saran Bizi kınamasın ehl-i din oğlan Gitti de gelmedi canan buna ne çare Yandı ciğerim de canan buna ne çare Eledim eledim höllük eledim Beşiğe koydum ninni söyledim Büyüttüm besledim asker eyledim Gitti de gelmedi buna ne çare (Azar, 1995: 210) Arçaħ bi höllük bul beşikte dursun Bi Ķırtik gırnap al Hezana ġursun Miselnen metili yüklüğe vursun Çağa üzüguylu yatsın böyüsün Dododa durmasın, hemen yörüsün (Buran, 2008: 7) Bebeğimin höllüğünü eledim Kenefçeli kundağa beledim Beşiginde salladım Uyusun da büyüsün Tıpış tıpış yürüsün (Buran, 2008: 18)

140 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Korkuluk dikilir bostana, bağa Nazarlık seçilir cücük tosbağa Omuzunda taşır her doğan çağa Analar höllükten kundak beliyor (Buran, 2008: 115) Bizim höllüklere bölenmemişsen; Avreş den haley den dad alamazsın. Gurbet saradınan elenmemişsen Dost yüzü görmeyince şad olamazsın (Buran, 2008: 115) Höllüğü nereden bilesin! Horatan, kime diyesin? Orçigi avda yiyesin Dünya senin, ninniyesin (Buran, 2008: 113) 4. LOĞ: Loğ kelimesi Farsça kökenli bir kelimedir. Türkçede de loğ yerine daha çok yuvak, yuğu/yuvu, yavgu kelimeleri (yuvarlamak) anlamında kullanılmıştır (Eren, 1999: 282). Divânü Lügâti t-türk te yuvug şekli (Sel suyunun yuvarladığı iri kaya parçaları) anlamında kullanıldığı bilgisi yer almaktadır (Erdi, 2005: 713). Loğ kelimesine ilk defa Kıpçak dönemi metinlerinde rastlamkatayız. Ebu Hayyan tarafından 1312 yılında yazılmış ve Türkçenin bilinen ilk gramer kitabı Kitâbü l-idrâk li Lisân il-etrâk (Türklerin Dilini Anlama Kitabı) adlı eserde loğ damları düzeltmek için kullanılan taş, loğla- (damın üzerini taşla düzeltmek) şeklinde yer almaktadır (KTS: 172). Loğ, toprak damlı evlerde yağmur sularının eve akmasına engel olmak için damdaki toprak tabakasını bastırıp sıkıştırmak, yollarda ve tarlalarda toprakları ezmek ve düzeltmek maksadıyle kullanılan toprak üzerinde yuvarlanan yaklaşık 1 metre kadar uzunluğunda taştan silindir. Loğ taşı da denir (MBTS: 1874). Kerpiş evlerin damlarını bastırmak sıkıştırmak ve düzeltmek için kullanılan iki başı oyularak silindir biçimindeki taş. Loğlamak: Loğ taşını, pekiştirilecek toprak üzerinde yuvarlayarak gezdirmek (TS: 152). Darloğ (loğağacı): Ağaçtan veya demirden özel olarak yapılmış loğa takılan kısma verilen isimdir (Bur an, 2008: 51) Darloğ un ucuna bir ip bağlanarak çekilirdi. Bu loğlar yazın harman yerine götürülür tarlada harman yerini düzeltip toprağın sıkıştırılması için de kullanılırdı. Tarlaya götürülen loğlar, taşınması kolay olsun diye küçük olanları tercih edilirdi. Loğ, loğ taşı, dam loğlamak, darloğ (loğağacı), sözleri Türkü ve manilerde geçmektedir. Elazığ Manilerinde:

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 141 Çıħtım dam loğlamaya O yari yollamaya Yarim gedügi açtı Başladım_ağlamaya (Azar, 1995: 143) Ham ġarpuza heg de, ġavuna kelek Alaca davarın adıdır belek Loğlamışduħama aħıtmış merek Anadot yaba nın ardından getsin Saman ver ırgatlar püşürük etsin (Buran, 2008: 6) 5. REDİF SESİ: İlk Redif askeri teşkilatı II. Mahmud döneminde 1834 yılında kurulmuştur (Çadırcı,1963: 66). Her kazadan toplam 1400 kişilik askeri birlikler oluşturulmuş. Redif askeri yazılacak kimseler 23-32 yaşları arasındaki gençler arasından kura ile tespit edilmişler. Vücudunda askerlik gereklerini yerine getirmeye engel olabilecek sakatlıklar bulunanlar askere alınmazdı (Çad ırcı,1963: 67). Oluşturulan bu birlikler çeşitli bölgelerde görev yapmışlardır. Redif askerleri ilkbahar ve sonbaharda yılda iki defa üç aylığına toplanıp askeri eğitim yaparlardı. Redif askerlerinin iş güç sahibi olmalarından dolayı daha sonraki yıllarda, yılda bir toplanıp üç aylık bir eğitim görmüşlerdir. Redif askerleri önceleri 9 yıl görev yapmışlardır. Daha sonra yapılan bir düzenleme ile 8 yıla indirilmiştir. Redif teşkilatı 1912 yılında tamamen kaldırılmıştır (İA: 526). Redif kelimesinin sözlük anlamı, arkadan gelen, birinin ardından giden kimse burada fiilî ve muvazzaf ordunun yedeği anlamında kullanulmıştır (İA: 524). Taradığımız sözlük ve kaynaklarda redif şu şekilde yer almaktadır: Son dönem Osmanlı ordusunda askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er demek (TS: 1648). Redif taburları, bu yedek askerlerden oluşan askeri birliklerdir. Redif Sesi, terhis edildikleri halde ihtiyaç halinde yeniden askere alınan yedek askerlerin çıkardığı ses. Kışlanın önünde redif sesi var mısrasında ise, tekrar askere alınan yedeklerin belli bir eğitimden sonra toplu halde cepheye gönderildiğini anlatmaktadır. Türkü gidip de geri dönmeyenlerin, şehit olanların hikâyesini anlatan milletimizin yaktığı ağıtlardan bir tanesidir. 1310 (1892) Tarihli Mamuratü l-azîz Salnâmesi nde Ordu merkezinin Erzincan a taşınmasıyla eski kışlanın yerine büyük bir redif kışlası inşa edildiği yazılmaktadır. Elazığ da redif bölüklerinin bu kışlalardan 1905 yıllarında oluşturulup

142 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Yemen e gönderildiği tarih kaynakları kaydetmektedir. Özellikle Irak ve Arabistan bölgelerine gönderilen redif askerlerinin Elazığ daki (Harput) kışlasından gönderildiği kaynaklarda yer almaktadır (İA: 524). Osmanlının en uzak toprağı olan Yemen, 1914-1918 yılları arasında yapılan I. Dünya savaşından sonra tamamen Osmanlı toprağı olmaktan çıkar. Bir Urfa türküsünde de Mızıka çalındı, düğün mü sandın. Al yeşil bayrağı gelin mi sandın. Yemen e gideni gelir mi sandın. derken gerçekten o dönemde Yemen e gidenlerin, bir daha geri dönmediklerini anlatan başka acıklı bir türküdür. Yemen in Anadolu insanımızda bıraktığı acılar bu türkülerde açıkça görülmektedir. Büyüklerin anlattıklarına göre Elazığ yöresinde Yemen e gidenlerin çoğunun geri dönmedikleri, oralarda şehit oldukları rivayet edilmektedir. Anadolu da hemen hemen her aileden birinin mutlaka Yemen de bir yakını bir sevdiği kalmıştır (Özbek, 1994:376). Türk insanı için o dönemde askerlik yapmak bir vatan borcudur. Fakat terhis olduktan sonra savaşlardan dolayı eli silah tutanların tekrar askere alınmaları geride kalanları perişan etmiştir. Bu yüzden türkülerimizde redif sesi nin çağrıştırdığı acılar unutulacak gibi değildir. Yemen Türküsü, seferberlik yıllarında Elazığ da toplanan redif birliklerinin Yemen e gönderilmesi sırasında yakıldığı rivayet edilmektedir. Yemen Türküsü bir acının, bir ayrılığın, gözyaşının gidip de dönmeyenlerin türküsüdür. O tarihlerde Yemen, adeta bir değirmen gibi Türk askerini öğütmektedir. Gidenlerin bir daha dönmedikleri veya çok az sayıda askerin döndüğü bir yer olarak Türkülerde geçmektedir. Yemen Türküsü Havada bulut yok bu ne dumandır Mahlede ölüm yok bu ne şivandır Şu Yemen elleri ne de yamandır Ano Yemen dir, gülü çimendir, giden gelmiyor, acep nedendir Burası Huş tur, yolu yokuştur, giden gelmiyor, acep ne iştir Kışlanın önünde redif sesi var Bakın çantasına acep nesi var Bir çift kundurası bir de fesi var Eli Yemen dir, gülü çimendir, giden gelmiyor, acep nedendir Burası Huş tur, yolu yokuştur, giden gelmiyor, acep ne iştir (Memişoğlu, 1995: 221)

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 143 SONUÇ Belli dönemlerde kullanılan araç gereçler zamanla özellikle de teknolojinin gelişmesiyle kullanımdan düşerken onlarla ilgili sözler, deyimler Türkü ve mani gibi anlatmaya dayalı türlerde yaşamaya devam etmektedir. Şüphesiz bu sözler geçmişe tanıklık etmektedir. Bunlar birer kültür mirası olarak geçmişteki yerini almışdır. Kültürün, geleneklerin zamanla nasıl değiştiğini de Türkü ve manilerde görebiliyoruz. Bu bağlamda eski Tarım ve eski ev aletlerinin sergilendiği bir açık hava müzesinin Harput ta yapılmasını teklif ediyorum. Böyle görsel bir açık hava müzesinin Harput un tarihî dokusuna ve tarihî ruhuna uygun olacağını düşünüyorum. Bir Elazığ sözünde, Çağalar maziye olsun yaran, Maziden atiye köprü gursunlar der (Buran, 2008: 96). Geçmişten geleceğe nice kültü r köprüleri kurmak dileğiyle sözlerimi bitirirken dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. KISALTMALAR: DS: Derleme Sözlüğü. İS: İslam Ansiklopedisi. KTS: Kıpçak Türkçesi Sözlüğü. MBTS: Misalli Büyük Türkçe Sözlük. TS: Tarama Sözlüğü. YTS: Yeni Tarama Sözlüğü. KAYNAKLAR: Acun, Hakkı (2010), Türk Kültüründe Taşlar, AKM Yayını, Ankara. Akan Budak, Dilek (2012), Erzurum Ağzı Söz Varlığında Eski Türkçenin İzleri, http://www.turkishstudies.net/makaleler/1326676523_41_akanbudak%20 Dilek_S-629-646.pdf.25.04.2013). Aksın, Ahmet (1999), 19. Yüzyılda Harput, Ceren Ofset ve Matbaacılık, Elazığ Atalay, Besim (1972), Divân-ı Lügâti t-türk Dizini, TDK Yayınları, Ankara. Ayverdi, İlhan (2005), Misalli Büyük Türkçe Sözlük I, II, III, Kubbealtı Lugati, İstanbul. Azar, Birol (1995), Elazığ Manileri Üzerine Bir İnceleme, (Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) Bayat, Fuzuli (2008), Eski Türkçe Sözlük, Yalın Yayıncılık, İstanbul.

144 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Buran, Ahmet-İlhan, Nadir (2008), Elazığ Yöresi Söz Varlığı, TDK Yayınları, Ankara. Çadırcı, Musa (1963), Anadolu da Redif Askeri Teşkilatının Kuruluşu, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/18/26.pdf (140.4.2013) Çetindağ, Gülda, Elazığ Türküleri (Metin -İnceleme), (F.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Y. L. T.) Elazığ, 2005. Elazığ. 1310 Tarihli Mamuratü l-azîz Salnamesi, s.55. Eraslan, Kemal (2012), Eski Uygur Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Ankara. Erdi, Seçki-Yurteser, Serap Tuğba (2005), Kâşkarlı Mahmûd Dîvânü Lugâti t-türk, Kabalcı Yayınevi, İstanbul. Eren, Hasan (1999), Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğ, Bizim Büro Basım Evi, Ankara. Eyüboğlu, İsmet Zeki (1998), Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, İstanbul. Gülensoy, Tuncer (2007), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara. Güler, Zülfü 1999), Harput ta Edebiyat ve Sözlü Folklor, Dünü ve Bugünüyle Harput Tarih-Edebiyat-Şiir-Folklor, TDV Elazığ Şubesi Yayınları, s.441-451.elazığ. Gülsevin, Gürer (2001), Türkiye Türkçesi Ağızlarında h Sesi Üzerine TDAY-Belleten, TDK Yayınları, Ankara, s.129-146. Hamılton, James Russel (1998), KÖKEN), TDK Yayınları, Ankara. İyi ve Kötü Prens Öyküsü, (Çev.:Vedat İslam Ansiklopedisi (2007), Cilt:34, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul Memişoğlu, Fikret (1995), Harput Halk Bilgileri, Elazığ Kültür Derneği Yayınları, Ankara. Özbek, Mehmet, Foklor ve Türkülerimiz, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1994. Özcan, Hüseyin, Türkülerin Gerçekleri ve Yemen Türkülerinin Arka Planı, (http://www.yagmurdergisi.com.tr/archives/konu/turkulerin-gercekleri-ve-yementurkulerinin-arka-plani). (16.04.2013) Sinan, Ahmet Turan (2001), Türkçenin Deyim Varlığı, Kubbealtı Yayıncılık, Malatya. Toparlı, Recep (2003), Kıpçak Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara. Türk, Vahit (2009), Türkülerdeki Eski (Arkaik) Sözler, Turkidh Stadies, Volume 4/8, Fall. s. 83-88. TDK,Türkçe Sözlük (2005), TDK Yayınları Ankara. TDK, Yeni Tarama Sözlüğü (1983), TDK Yayınları, Ankara.

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 145 TDK, Derleme Sözlüğü (1972, 1974), VI, VIII, TDK Yayınları, Ankara. Toparlı, Recep (2003), Kıpçak Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara. http://www.elazigkulturturizm.gov.tr/belge/1-57160/turkuler.html (08.4.2013) Ünal, Mehmet Ali (2 011), Osmanlı Tarih Sözlüğü, Paradikma Yayıncılık (I. Baskı), İstanbul. Üstüner, Ahat (2012) Türkçenin Tarihî Gelişmesi, Grafikkent Baskı Merkezi, Elazığ. Resim-1. (Dibek) http://www.google.com.tr. (26.04.2013). Harput Deliktaş Mahallesinde dibek örnekleri halen bulunmaktadır (16.04.2013) Rersim-2 (Gem). http://www.google.com.tr. (08.04.2013). Resim-3 (Höllük). http://www.google.com.tr. (08.04.2013) Resim-4 (Loğ). http://www.google.com.tr. (08.04.2013). Harput Deliktaş Mahallesinde loğ örnekleri halen bulunmaktadır (16.04.2013) Resim-5 (Redif bölükleri). http://www.google.com.tr. (12.04.2013). Resim-1 Köyün Ortak Dibeği Taş Dibek ve Tokmağı Çeşitli boydaki dibekler

146 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Çeşitli boydaki dibekler Ağaçtan yapılmış dibek ve tokmağı.(harput)

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 147 Bir kahve dibeği. (Harput) ta bir dibek taşı

148 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Resim-2 Artık kullanılmayan bir gem Tarihi araç olarak iki gem.

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 149 Eskiden gem böyle sürülürmüş Eskiden gem böyle sürülürmüş

150 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Resim-3 Höllük eleniyor Höllük ateşte kavrulur

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 151 Höllükten kundak belemek Höllüğe belenmiş bir bebek

152 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Resim-4 Taşınması kolay küçük bir loğ (Harput) Artık kullanılmayan bir loğ (Harput)

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 153 Loğ ve Darloğ Dam loğlamak

154 Birol İPEK, Elazığ Türkü ve Manilerinde Geçen Bazı Eski Kelimeler Resim-5 Osmanlı Redif Alayları Anadolu dan Yemen e giden Türk askerleri