128 Bilmeceler Sende de var, bende de var; Ninemde de var, dedemde de var. Yazın giyinir. Kışın soyunur. Küçücük bakkal, Dünyayı yutar. Bir ufacık odacık İçi dolu yongacık Sarıdır safran gibi Okunur Kur'an gibi, Ellerden ele gezer; Mısır'da sultan gibi. Dağa gider eve bakar. Eve gider dağa bakar Çiçek onun, dal onun Yediğimiz bal onun İğnesi var batırır Kanadı var götürür Ad Ağaç Ağız Ağız ve dişler Altın para Araba kuyruğu Arı Ufacık kuşlar Çiçekleri taşlar Kendi yemez Ele bağışlar. Bir tepsi nar, Her evde var San öküzüm yattı kalkmaz, Gök öküzüm gitti gelmez. Ev üstünde yarım çörek. C iken O olur O iken C olur Yarım çörek Yüklük üstünde. Min min minare Dibi daire Yüz bin çiçek Bir lale. Arı Ateş Ateş, duman Ay Ay Ay dede Ay ve yıldızlar
Bir eşeğim vardır, Bağlı iken yürür Çözülü iken durur Tap nedir, tapık nedir? İlkbaharda gümüş nedir? Ne yerdedir, ne göktedir; Cümle alem içindedir. Bilmece bildirmece, Resim yapar gündüz gece. Duvarlara asılır, Her gün ona bakılır Yapar resmi bakınca, Siler çabuk kaçınca Annesi: Yaylam kadın Babası: Büklüm hoca, Kızı: Güzellerden güzel, Oğlu: Sohbetlerde gezer. Dal üstünde sarı oğlan Kara tavuk, karnı yank. Benden alçak, Evden yüksek. Masal masal maskara, Eli yüzü kapkara. Karanlıkta sokakta Çingene ölüsü Karanlık yerde kalbur asılı. Kanadı var uçamaz, Karada da kaçamaz. Dağa gider yalın gibi, Eve gelir gelin gibi. Dedemle gider Para para iz eder Ben giderim, o gider, Para para iz eder. Ben giderim O gider Yanıbaşımda Zınk zınk der Ayakkabı Ayna Ayna Asma, üzüm, şarap. Ayva Baca Baca Baca (Baca içinde çengel) Balta Baston Baston Baston Bal peteği Öteye gitme, yasak, Beriye gitme, yasak. Ektim beyaz, bitti yeşil, Sonra oldu kırmızı meşin. Dilim, dilim nar, İncecik beli var, Uçtu keklik; Kaldı dilber. Arşın ayaklı, Tavşan bıyıklı. Havada uçar kanadı yok. Kat kat gelir, Bunu bilmeyen ölür. Onu ateş yakmaz, Suya düşse batmaz. Kolu var Eli yok Karnı yarık Kanı yok. Dört kardeş bir kundakta Küçük yatık, İçi dolu katık. Ev ardında kutucuğum Üstündedir kancığım. O nedir ki, Alem ona dolanır? Kulağını büktükçe. Ağzı sulanır? Çalı dibinde mum yanar. İllem illem iğnesi İllem hoştur yemesi, îllem güçtür bilmesi. Alçacık dallı. Yemesi ballı. Alçacık dallı Yemişi ballı. Bez tezgahı Biber Buğday Buğday Bulut Bulut Buz Ceket Ceviz Ceviz. Ceviz Çeşme musluğu Çiğdem Çilek Çilek Çilek
Bir küçük arpacık Başında var tatacık. Bir paşa geldi, dili yok; İki kuzu yedi, kemiği yok; Bir ata bindi, canı yok. Beş aga kardeş Çıtır pıtır avlu örer. Yemeğin başı Hastanın aşı. Dere tepe inler, Herkes onu dinler. İki oğul bir baba bütün köyü çınlatır Gak dedi guk dedi Bu dünyada üç şey Yok dedi. Çivi Çocuk, meme, beşik Çorap şişleri Çorba Davul. Davul ve meçkileri Denize köprü Göğe merdiven Ölüme derman Bir dam hergele işler, Hepsi birden kişner. Bilmece, bildirmece, Dil üstünde kaydırmaca. Akşam indiririm, Sabah bindiririm. Bilmece bildirmece Birbirine iliştirmece Sıra sıra söğütler Birbirini öğütler Saçı var Kafası yok. Bir köklü, Beş dallı. Ağzı var canı yok Damarı var kanı yok. Alçacık yerden kar yi Dişler Dondurma Döşek Düğme Düğme Ekin başağı El Eldiven Dedemin kavalı Ev ardında dayalı. Dağdan gelir, taştan gelir, Bir yularsız arşları gelir. Uzaktan baktım ağarır, Yanına vardım bağırır. Uzun yengem uzanır Çalı çırpı kazanır. Uzun uzun abalar, Ak sakallı babalar, Elim varıp gelince; Ayakları çabalar. Altı mermer, üstü mermer. İçinde bir garip öter. Bir dostum var, Durmaz işler, Dişleriyle Saman dişler. Biz otuz iki kız idik, Ezildik, büzüldük; İki duvara dizildik. Değirmen oluğu Dere Dere Dere Dokuma tezgah Bir sihirli fenerim Kibritsiz de yanarım Tülü yüzlü Kombak yüzlü Aslım kömür, Gözüm görür. Sepet içinde cıngıllı Yusuf Yüklük altında Musacık, Eli ayağı kısacık. İstanbul'dan berisi/ Kara koyun derisi Dil Beş paralık nisadır Bütün evi kuşatır. Diren Dişler Kara tavuk Sarı civcivleri var. Gitti gelmez, Geldi gitmez. Elek ve un Elektrik Eşek Elmas Fare Fare Ferace Gaz lambası Gece ve yıldızlar Gelin
Dumanı tüter, İsterse gider, Balık değildir; Denizde yüzer. Dört ayaklı karaca Her tarafı alaca Ateşe girer yanmaz, suya girer ıslanmaz. Güneş Kazan kaynar Tuzu yok însan gezer îzi Gemi yok Gergef Dağlar ağaçsız, Köyler evsiz. Hamam Dağdan gelir dak gibi, Kollan budak gibi, Eğilir su içmeye, Bağırır oğlak gibi. Mavi atlas, İğne batmaz, Makas kesmez; Terzi dikmez. Bir tavada iki balık, Biri sıcak, biri soğuk, Öte yakanın bulutu. Beri yakayı bürüdü. Bir çanak yoğurdum var, Ortası kara, kenarı beyaz. Tenceremi kapakladım, Etrafım saçakladım. Altı perçin, üstü perçin İçinde şah güvercin. Sarı suda Sandal oynar Dört köşeli döşek Onu bilmeyen eşek İki fener, Gündüz yanar, Gece söner. Pencereden ay doğdu Görenler hayran oldu Anası beşikteyken Kızının kızı doğdu Bir ocak bütün dünyayı ısıtır. Yüksek ama kavak değil, Güler ama insan değil, Gündüz gezer Gece gizlenir. Gökyüzü, Geyik Gökyüzü güneş, ay Gölge Köyü var, evi yok. Dağı var, ağacı yok. Deresi var, suyu yok Göz Göz Göz Gözleme Gözleme Tarlada biter, makine büker, Sabah sabah yüzünü öper. Yer altında kırmızı minare Yer altında kmah çivi Uzun uzun uzarlar, Ot içinde buzağlar. Beyaz bir taştan doğar, Sesini bütün köy duyar. Başı tarak, kuyruğu orak. Bir oğlum var fettan Sakalı var etten İki direkli Bin kiremitli Kafası darak Kuyruğu orak Küçücük nisadır, Dünyayı giydirir, kuşatır. Bir kızım var Bir gözü var. Gözler Akça kaçar, Gökçe kovalar. Gül Bir delikli İki belikli Güneş Karadır bir gemi, Başındadır yelkeni. Güneş Harita Harita Havlu Havuç Havuç Hıyar îğne İğne îğne, iplik İğne, iplik İnsan ve akıl
Sabahleyin dört, öğleyin iki, akşamleyin üç ayaklı. İnsanın çocukluğu, olgunluk çağı, ihtiyarlığı Ak kutu kapağı, İçi dolu yapağı, Yapağı değil, ipek; Bunu bilmeyen yer kötek. Avludan atladı. Karşıya yumurtladı. Avludan atladı Ödüm patladı Sarı kızın sancağı var, Yüzbin enceği var. Kara kazan kaynar, Arap çocuk oynar. Koydum kustu, Çektim küstü. Minareden attım kırılmadı, Suya attım kırıldı. Bir kızım var, Kırk gözü var. Canlı cansıza yazdırır. Elim gider, o gider Sıra sıra iz eder. Elimdeyken yüzer, Bırakırsam diner. Canı var, Kanı yok. İpek kozası Kabak Kabak Kabak Kahve Kahve cezvesi Kağıt Kalbu Kalem Ufacık bir zil, Ensesinde dil Arif isen bil, Ahmak isen sor. Bir gelinim var, Gelenin de elini öper, Gidenin de. Altı tahta, üstü tahta, İçinde bir kara softa. Bizde bir dudu var Eğri büğrü budu var. Şimdi gelir görürsünüz, Güle güle Ölürsünüz. Çildim çıkıda mısın? Ak pak yumurta mısın? Kızlar çiğdeme gitti, Sen daha burda mısın? Bütün kış karada yatar. Bahardan nehire kaçar. Saçaklarda ağlar durur. Çünkü ona güneş vurur. Şekere benzer, tadı yok, Gökte uçar, kanadı yok. Uçar, uçar göklerde, Yatar düştüğü yerde. Kantar Kapı Kaplumbağa Kaplumbağa Kar Kar Kar Kar Kar Karınca Ben uyurum, o uyumaz, Ben kalkarım, o uyur. Kalem Uzaktan baktım hiç yok, Yanına vardım pek çok. Karınca Altı pınar Üstü yanar. Alçacık tatar Dünyayı satar. Altmıştır yaşı, Çektikçe kalkar başı. Kalem Kamyon Kantar Kandil Kandil Hata tay Mota tay înce belli Kara tay Yer altında evleri var, Tğri büğrü yolları var İncecik belleri var. Ufacık kumbara, Karınca Kaşık Karpuz Zahire taşır ambara Kantar Toprak yapar yapısını Bıçak açar kapısını
Sarı kız sancağıyla, Yedi bin enceğiylc. Dağdan gelir taştan gelir, Tin tin sakallı eniştem gelir. Sakalı var, hoca değil, Süt verir, inek değil. Het dedim, met dedim, Ocak başına yat dedim. Bir ağacı oymuşlar, İçine nağme koymuşlar. Yanılmış yalan söylemiş Kulağını bozmuşlar. Çam ağacını oyarlar, İçine tin ton koyarlar, Ağlama tin tonum ağlama; Şimdi kulağını burarlar. İki kardeş Peynir dilerek gider. Alçacık tepe Cıngıllı küpe Dere tepe Çıngır küpe. Bir küçücük fıçıcık, İçi dolu çırpıcık. Bir kutuda bin asker. Alt yapı, üst yapı İçinde yüz kalpaklı Kara oğlan, kapıyı bekler. Dal ucunda kınalı parmak Karşımdan baktım al. Yanına baktım dal. Ağzıma attım bal. Küçük küçük tekneler, Birbirini beklerler. Sıra sıra develer, Biribirini geveler. Uzun yengem uz yatar, Oğlu kızı düz yatar. Kavun ve çekirdeği Kiriş Biri demiş vay belim Biri demiş vay başım Keçi Biri demiş vay ben hoşum. Kiriş, dam, kiremi Ev ardına iğneci gelmiş, Keçi İğnesi pek çok, yurdu hiç yok. Kirpi Yetmiş bin dedem iğnesi, Kedi Ya bilesi, ya Ölesi Kirpi Dayımın kır katırı bcşbin süven götürür. Kirpi Ak üstünde karalar, Keman Biribirini kovalar. Kitap Beyazdır tarlası, Siyahtır tohumu Elle ekilir; Keman Dille biçilir. Yaprağı var, ağaç değil, Kitap Kızak Dikilidir, ruba değil, Konuşur, insan değil. Kitap Kızılcık Alçacık eşiğim var, Kabacık döşeğim var. Koyun Kızıl ak Kibrit Kibrit Kibrit kutusu Kilit Kiraz Alçacık eşek, Kabacık döşek. Altı pınar, içerler, Üstü çayır, biçerler. Dağdan gelir arpacık, Ayağında çorapçık. Bayırdadır kendisi. Derededir gölgesi. Dağdan yongası Derede gölgesi Her heriden heriden, Bir hikmet gördüm Kiraz deriden, Ağzı ileriden; Boynuzlan geriden Kiremit Yanm kaşık, Duvara yapışık. Kiremit Koyun Koyun Kovan arısı Köprü Köprü Körü Kulak
Bir küçük yaşar, Gölgesiz dağ aşar. Dalda durur, Elde durmaz. Çiğ ete asılmış. İgrice yapılır. Kızlara takılır. Eydim beydim Bir sarıklı beydim, Felek beni şaşırdı înek gübresine düşürdü. Bir bacaklı. Molla sarıklı. Bir ayaklı, kadı sarıklı Yama yama üstüne, Hiç iğne girmemiş içine. Kat kat döşek Bilmeyen eşek. Mandayı yağladım Yakaya bağladım. Üstü gül, Altı göl. Bacakları uzun ince, Göçüp gider, güz gelince. Küçücük fıçıcık İçi dolu turşucuk. Mesel mesel, Dil oynar, Damak keser. Ak katır ağzını açtı. Kara kuş içine kaçtı. Alçacık tatar Simit satar. Bir evim var, tek direkli. Kara katar Yan yatar Kara katır kalkar Teper yine yatar. Kurşun Çıt öte çıt beri. Çıt altından geç beri. Kuş Ne ağzı var, ne dili. Konuşur insan gibi Küpe Mini mini Küçük sini Aslı paslı, Küpe Sap içinde saklı. Kürek Lahana Uzun uzun, zurnaya benzer, Sıra sıra, turnaya benzer, Tel tel, kadayıfa benzer, Kat kat yufkaya benzer Lahana Ak abalı Altın küpeli Lahana Dal ucunda bıyıklı oğlan. Bir eşeciğim var, Lahana Yüz okka et taşır. Lamba Hanım uyandı, cama dayandı, Cam kırıldı, kana boyandı. Mısır Mum Muşmula Nalın Nar Ufacık sandıcak, Lamba İçi dolu boncucak. Nar Çarşıdan aldım bir tane, Leylek Eve geldim, bin tane. Nar Bit gibi burnu var, Limon Küp gibi karnı var. Nohut Bil bilmece, Burnu iğrice Makas Nohut Bir çocuğum vardır. Yuvarlanır yuvarlanır, Mekik ve tezgah Yine yorganına sarılır. Oklava Mantar Mantar Masa Yüksek tepede başım yorar. Şişi yok, ağ örer, Dişi vok sinek yer Kopoy değil, av sever, Örer durur, rubası yok. Maşa Mekik Mektup Mercimek Mısır Öreke Örümcek
Bir dağım var: Çin çin hamam, Bir tarafına dolu yağar, Öbür tarafına kar. Kubbesi tamam, Bir gelin aldım, Pamuk tarağı Babası imam. Alaca mezar, dünyayı gezer. Para Beyaz peynir Bir ufacık mil taşı, Kir çıkarır. Dolanır dağı taşı. Alçacık boylu, Para Bil bilmece Elimden kaydırmaca. Kadife donlu. Patlıcan Ev ardından teke geçer Alçacık boyu var, Boynuzları köke çeker. Kadifeden donu var. Patlıcan Yer altında gök güvercin Evin aynası Kedinin dayısı. Alçacık katır, Tarlada biter Pencere Yüklenir bakır. Makine diker, Üç ayaklı matracık. Her sabah elimi öper. Peşkir Yüksek tepede tay otlar. Yeşil kuyruklu ak beygir. Pırasa San yerde Tak tok Gölgesi yok. Keçi otlar. Pınar Uzun uzun uzağılar Aşağı iner güle güle, Ot içinde buzağılar Yukarı çıkar ağlaya ağlaya. Kuru attım yaş çıktı. Pınar kovası Durdum uğruna. Baktım bağrına. Pınar kovası Ak keçinin kılları Dört ayaklı zembil, Yere dökülür pulları Ben diyeyim sen bil. Pirinç Yer altında babam sakalı. Güneş eritemez, Pırasa Yağmur söndüremez. Küçücük bakkal, Dünyayı yutar. Çalı dibinde mum yanar. Radyo Tıngır elek Dağdan gelir, taştan gelir, Tıngır saç Bir yularsız arslan gelir. Elim hamur Saat Sabun Sabun Saban Saban demiri Sacayak Sacayak Saç kırma makinesi Sakal Salatalık Sandık Sandık San çiğdem San çiğdem Sel Selam Sigara Karnım aç. Kapıdan içeri hay ettim, Ramazan Sinek
Alçacık yerden kar yağar. Çarşıda satılmaz. Mendile konulmaz, Ondan tatlı şey olmaz. Gider gider izi yok. Burnu kara gözü yok. Karşıdan baktım ev gibi, Yanma vardım dev gibi. Elemez, melemez, Ateş başına gelemez, Gelse bile duramaz. Gündüz yatar Gece kalkar Duvarda dayalı şiş koyun Ak üstünde karalar Bİribirini kovalar Damlalar damlar Anlayan anlar Elle ekilir, Dille biçilir. Makası var, Terzi değil. Suda yaşar, Balık değil. Bir ağaçta on iki dal var, Her dalda dört yaprak, Her yaprakta yedi damar var. Uzundur, ip değil, Isırır, köpek değil. Yer üstünde yağlı kayış, Burdan attım kılıcı, Halepte oynar bir ucu. Dağdan gelir hız ile, Yedi bin yıldız Un elemek ile. Bir cevizim var, Saydım saydım tükenmedi. Uyku Biz biz idik, Yüz bin tane kız idik. Gece oldu dizildik, Sabah oldu Vapur silindik. Dam üstüne darı saçtım. Vapur Sayamadım, eve kaçtım. Gündüz bozulur. Gece diziler. Yağ Pırıl pırıl pırıldar Karanlıkta fenerler Gündüzleri sönerler Yaras Akşam açılır Sabah Yastık kapanır. Bir bağrış, bir çağrış. Yazı Bir de baktım kar yağmış. Yazı Yazı Yengeç Yıl, ay, hafta, gün Yılan Yılan Bir duvarım var. Gündüz yapılır, Gece yıkılır. Akşam azalır, Sabah çoğalır. Bir kuyum var, İki türlü suyu var. Dışı kalaylı, İçi saraylı. Her yanı ak kaya İçinde sarı maya. Ufacık mermer taşı, İçinde beyler aşı, Pişirirsen aş olur; Pişirmezsen kuş olur Yıldırım Yorgan Yüklük Yüklük