Cumhurbaşkanı Konuşması Lefkoşa,KKTC 07 Mart 2011,Pazartesi Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu Cumhurbaşkanı Sayın Dr.Derviş Eroğlu nun Alaköprü Barajı Temel Atma Töreni nde Yaptıkları Konuşma Sayın Başbakan, değerli konuklar ve ekranları başında bizi izleyenler öncelikle hepinizi Kıbrıs Türk Halkı adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum... Bugün 7 Mart 2011... Bana göre tarihçiler gün gele bugünü Kıbrıs Adası için en önemli adımlardan birinin atıldığı gün olarak kayda geçireceklerdir. Bugün 7 Mart...Benim doğum günüm...herkes gibi ben de her yıl doğum günümde yeni bir yaşa adım atmanın tatlı heyecanını ve bir yaşı daha geride bırakmanın sevimli hüznünü yaşıyorum... Ama bu yılki doğum günümde böylesi bir olayın denk gelmesi, yıllardır hayal kurduğumuz bir projenin yaşama geçmesi için en önemli halkalardan birinin yapımına başlanması heyecan ve sevincimi doğruğa yükseltmiştir. Uzun yıllardır aktif siyasetin içindeyim. 1985 yılından bu yana en sorumlu makamlarda bulunuyorum, Anavatan Türkiye Devlet ve Hükümet yetkilileri ile bu projeyi pek çok kez konuştuk... Herkes birşeyler yapmaya, projenin ilerlemesi için katkı koymaya çalıştı ama Sayın Erdoğan ın bu projeye verdiği ağırlığı, gösterdiği ilgiyi teslim etmeliyim. Bugün burada bulunmamızın mimari hiç kuşkusuz Sayın Başbakan Erdoğan dır. Kendilerine Barış Suyu Projesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ne elektrik enerjisi aktarılması istencimizi aktardığımızda hemen gerekli direktifleri vermişler ve konuyu her zaman yakından takip etmişlerdir.
İnşallah çok uzun süre geçmeden Geçitköy Göleti nin temelini de atacağız ve planlandığı gibi 4 yıl sonra Dragon Çayı ndan gelen bugün inşaasına başlanan Alaköprü Barajı nda biriken suyun 75 milyon metreküplük bölümü her yıl deniz altından geçecek borularla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ne akratılmaya başlanacak ve suya hasret topraklarımız yeniden ümitlenecek, verimliliğini artıracaktır. Kıbrıs Türk Halkı kadirşinastır. Yapılanları unutmadı,unutmaz. Kıbrıs Türk Halkı Anavatanı na bağlıdır. Kıbrıs Türk Halkı Anadolu insanını seviyor, onu kardeş biliyor. Kimse boşuna uğraşmasın. Biz et ve tırnak gibiyiz ve bu lafta değil fiiliyatta böyledir. Kıbrıs Milli Davamızdır. Yani Kıbrıs tüm milletimizin çıkarlarını ilgilendiren bir konudur. Milli Davaların üstlenilip başarıya götürülmesi içinse milli görüş birlikteliklerine ihtiyaç vardır. Ben ve benim içinden çıktığım, desteğini aldığım Kıbrıs Türk Halkı bu duygu ve düşünceler içindedir. Bizim için Türkiye Anavatan dır. Bizim için 1571-1974 arası Kıbrıs a gidenlerle 1974 sonrası Kıbrıs a gelenler arasında bir fark yoktur. Bizler Anavatan Türkiye nin 15 Kasım 1983 te kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin yaşayıp yücelmesinden,ekonomik olarak güçlenmesinden onur duyduğundan, daha da güçlenmesini sevinçle gururla izleyeceğinden, bunun için çaba gösterdiğinden eminiz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nden baktığımız zaman Anavatan Türkiye nin son yıllarda ekonomik alanda kaydettiği başarıları sevinçle izliyoruz. Muhakkak ki bunda alınan önlemlerin uygulanan doğru politikaların büyük yeri vardır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyor. Muhakkak ki biz de tedbirler almalıyız. Ama şurasını da göz ardı etmemeliyiz ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti nin durumu başka hiç bir Devletin durumuna benzemez. Güney deki Rum komşularımızın başlıca hedefi bizim ekonomimizi çökertmek, en azından gelişmesini engellemektir.
Düşününüz ki Avrupa Birliği nin 2004 Annan Planı referandumundan sonra söz verdiği Doğrudan Ticaret Tüzüğü Anavatan Türkiye ve bizlerin tüm gayretlerine rağmen Rum-Yunan ikilisinin çabaları nedeniyle uygulamaya konulamıyor. Kıbrıs a doğrudan uçak seferi yapmak mümkün değil. Gemi veya uçakla Kuzey Kıbrıs a mal götürmek Güney Kıbrıs tan çok daha pahalı. Nerdeyse tüm KKTC toprakları Rumlar ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nde açıp kazandıkları davalar nedeniyle tartışmalı duruma sokuldu. Büyük gelir elde edilmeye başlanan inşaat sektörü çökünce nerdeyse sıfırlanan bütçe açıklarımız artmaya ve bugün artık önemli boyutlara ulaştı. Turizmde ulaşım ve diğer nedenlerden dolayı bir türlü istenen noktaya gelinemedi. 30 bin yatak kapasitesi dedik ama olmadı. Üniversitelerimiz için 60 bin öğrenci dedik ama bir türlü bu hedefi yakalayamıyoruz. Öğrenci sayımız artacağına azalıyor. Bunda en önemli Etken Anavatan Türkiye de açılan Vakıf Üniversiteleri ile rekabet etmekte zorlanmamız ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin ulaşım-konaklama- yiyecek bakımından daha pahalı olması... Dolayısı ile kamu kesiminde istihdam yüksekse ki değildir bunun başlıca nedeni özel sektörün yeterince büyüyememesi, Anavatan Türkiye ile birlikte koyduğumuz ortak hedeflere henüz ulaşamamızdır. Ama gelecekten ümitsiz değiliz. İnanınız ki 30 bin yatak kapasitesi, yılda 2 milyon turist, 60 bin öğrenci noktasına ulaşır, inşaat sektörümüzü canlandırırsak pek çok sorunumuzu geride bırakacak, Anavatan Türkiye den cari bütçemiz için mali yardım istemeyeceğiz. Tabii ki kamu harcamalarının disiplin altına alınması, sağlıklı ve adil bir vergi sisteminin kurulması da şart. Ve ben inanıyorum ki 30 bin yatak kapasitesi, 60 bin öğrenci projemiz için Barış Suyu Projesi ile KKTC ye elektrik enerjisi aktarılması yaşamsal önem taşıyor. Neden? Çünkü bizim 30 bin yatak kapasitesi bulunan turistik tesislerimize ve öğrenci sayısı 60 bine ulaşacak üniversitelerimize verecek suyumuz, buralara gelecek insanları beslemek için yeterli tarımsal üretimimiz olmalı.
Değerli konuklar, sevgili kardeşlerim diğer konuşmacılar teknik konulara girdiği için ben sizlere biraz da Kıbrıs konusundaki gelişmelerden bahsetmek istiyorum. Bana göre Barış Suyu Projesi Kıbrıs konusu açısından da büyük önem taşıyor. Bu proje benim masadaki elimi ciddi anlamda güçlendirecektir. Anavatanımız Türkiye pek çok kez ifade etmişlerdir. Bir antlaşma olması halinde Anavatan Türkiye den gelecek bu suyun Güney Kıbrıs a verilmesi de mümkün olacaktır. Peki bugün için durum ne? Değerli konuklar sevgili kardeşlerim, bizler masada samimi olarak bir antlaşma için çaba gösteriyoruz. Ortaya koyduğumuz pratik bir çalışma programı var. Takvimleme ile mümkün olan en kısa sürede sonuca gitmek istiyoruz. Eğer Ada daki gerçekler hazmedilirse bunun zor olmadığı kanaatindeyiz. Nedir bu gerçekler? Kıbrıs ta iki Halk, İki Dil, İki Din, iki Bölge vardır. Yeni bir Devlet kurulurken siyasi eşitlik temel olmalıdır. Anavatan Türkiye nin etkin ve fiili garantisinin devamı bizim için vazgeçilmezdir. Biz kimseden Devletini, güvenliğini, toprağını, ekonomisini tehlikye atarak bizimle bir antlaşma yapmasını istemediğimize göre kimse de bizden böyle bir talepte bulunma hakkına değildir. Değerli kardeşlerim sözlerime son verirken, geçmişten gümümüze bu projenin gerçekleşmesine hangi düzeyde olursa olsun katkı koyan herkesten Allah razı olsun diyorum. Çok mutlu tarihi bir gün yaşıyoruz. Bugünü bize yaşatan Sayın Erdoğan hükümetine bir kez daha teşekkür ediyorum. İnşallah 4 yıl sonra bu suyun Kıbrıs a akışı için yapılacak törene katılmak da nasip olur. Ne olur gecikme olmasın... Kıbrıs ın, Kıbrıs Türkü nün bu projeye ihtiyacı var.. Bu proje Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk Halkı arasında var olan tarihi güçlü bağlara daha da güç katacaktır.
Bu proje Anavatan Türkiye nin bölgede ve Dünya daki güçlü konumunu da güçlendirecektir. Hepinize teşekkür ediyor, sevgi ve saygıyla kucaklıyorum...