Diline hakim ol EuzubillahimineşşytanirracimBismillahirrahmanirrahim Destur ya Seyyidi ya Mevlana meded ya Ricalallah Bazen yerinde susmak cahili alim, çok konuşmakta alimi cahil yapar dikkat et! Hoşgeldiniz, ey Allahın kulları! Dinleyin ve ilmin hikmet okyanuslarındaki gizli hazinelerinden birşeyler öğrenmeye çalışın. İnci isteyen derine dalacak sert kabukları kıracak inciyi alacak. Bitti! Şeytan da alimdi. Güzel konuşurdu. Ta ki Allah Adem babamızı yarattı ve Şeytan hasedinden dilini ve böylece dinini bozdu. Ey insanlar! Susun ve dinleyin. Kulağı olan dinlesin buyurdu Seyyidina İsa as ve bize nasıl faydalı ilim sahibi olacağımızın yolunu bildirdi. Dinlemeden konuşan bilmeden konuşur ve o cehaletiyle hem kendine hem çevresine zarar verir. Konuştuğu vakitda ağzından gül misk kokusu çıkmayan kimse susması konuşmasından faydali olan kimsedir. Çünkü öyle kimse konuşursa öldürür. Öldürür amma asla yaşatmaz. Ey insanlar, ağzınızı açtığınız vakit hayat vermek için açın değilse kapatın ve konuştuğu vakitda karşısındakine umud verenlere hayat verenlere kulak verin. İlk bilmemiz gereken ilim nedir? Konuştuğumuz vakit Allahın yarattıkları hakkında ya güzel konuşmak ya da susmak olduğudur. Onun için Son Peygamber Seyyidina Muhammed ASV dilini bozan dinini bozar buyurdu dilin bıçak gibi dikkatli kullanılması gerektiğine işaret etti. Çünkü bıçak iyi niyetle kullanıldığı vakitte hayat verir fayda verir insanlara kötü niyetle kullanıldığında yaralar hatta öldürür. Şeytan ne için meleklerin üzerinde bir makam sahibi iken İlahi Huzurdan kovuldu ve lanetlendi? Çünkü o dilini bozdu ve böylece dinini bozdu çünkü Allahın severek yarattığı bir kulu hakkında hased etti ve çok kötü sözler söyledi. O vakte dek ağzından gül misk çıkan şeytandan necaset kokusu çıktı. İlk ağız kokusu Şeytandan çıktı bu da şimdi açılan bir sırdır bize. Hala da çıkar. Şeytanın ağzı hep kokar çünkü onun işi gücü dedikodu ve kötü söz söylemektir.
Ey insanlar, gelin ve hikmet okyanuslarının derinliklerinden gelen bu sözlere bu incilere sahip çıkın. Bu sözler size ta göklerden İlahi huzurdan geliyor ve size bu dünyada neye dikkat etmeniz gerektiği hakkında bir ilim veriyor kulağını aç ve dinle. Evet, kim bir başkasının yüzüne yahut arkasından kötü söyler o kimse İlahi Huzurda sevilmez ve onda ağız kokusu olur. O kimse milleti yanından kaçırır. Çünkü onun dilinin kötü kokusu sadece uzaktaki insanları değil hatta en yakın insanları da o kimseden uzaklaştırır, O kimseye insan da melek de yaklaşmaz. Dikkat et! Onun için Söyleyecekseniz ya güzel söyleyin ya susun buyurdu Son Peygamber Seyyidina Muhammed ASV ve kendimizi insanlara nasıl sevdirip saydıracağımıza dair bize bir yol gösterdi. Hikaye: Bir gün Efendimiz ASV`ın huzuruna iki kimse geldi ve karın ağrısından şikayet ettiler. _ya Resulullah! Biz sizin Huzurunuza girene dek gayet iyiydik fakat birden ikimizde de şiddetli bir karınağrısı tuttu dayanamıyoruz dediler. Efendimiz ASV tebessüm ettiler: ey Allahın kulları belli ki siz çiğ et yemişsiniz karın ağrınız ondan buyurdular. O iki adam da hemen itiraz ettiler: _ya Resulullah vallahi biz günlerdir bırak et yemeyi ot b ile midemize komadık aç geziyoruz nasıl çiğ et yemiş olabiliriz? Efendimiz bunun üzerine: Vallahi Allah ve Resulü doğru söyler siz yalan söylersiniz buyurdu. _ Ya Resulullah, biz ne yediğimizi biliyoruz. Yemin ederiz ki günlerdir ağzımıza et de komadık ot da.. _ o halde kusun görelim kim doğrudur sözünde buyurdu Efendimiz ve o anda o iki kimsede şiddetli bir mide bulantısı zuhur etti ve öğürmeye başladilar ikisi de. Öğürdükçe kırmızı kırmızı et parçacıkları çıkmaktaydı midelerinden. O iki adamda orada hazır bulunan herkes te şaştılar kaldılar bu mucizesi karşısında Peygamber efendimizin. _ ya Resulullah bu nasıl olur bu etleri biz asla yemedik? _ Yediniz amma haberiniz olmadı ne yediğinizden. Siz buraya gelirken falan kimsenin evinin önünden geçiyordunuz o kimsenin evinin önünden geçerken dedikodusunu yapmadınızmı? _ vallahi Allah ve Resulü doğruyu bilirler yaptık ya Resulullah _ İşte o kişinin dedikodusunu yaparak siz bilmeden onun çiğ etini yediniz ve o yediğiniz sizin midenize oturdu. Siz de hasta oldunuz o kimseyi de hasta ettiniz. O da evinde hasta yatmaktadır şimdi... Evet, kötü söz hem sahibini hem muhatabını hasta eder onun için Allah katında kötü söz etmek haramdır. Dikkat et. Bu zamanda çok kimse yalnızlığa mahkum edilmiştir yalnız yaşar. Çok insanların şikayeti yalnızlıktır. Niye? Çünkü pek azı hariç çoğu insanın yalnız yaşamasının sebebi dillerinin ve dinlerinin bozuk olması ve ağızlarının kokması sebebiylendir. Onların yanında kolay kolay kimse barınamaz. Anası barınmaz - Babası barınmaz Çocuğu barınmaz - Kardaşı barınmaz, Arkadaşı barınmaz - Kocası barınmaz - Karısı barınmaz Zordur onların hayatı. Zordur çünkü onlardan bir şekilde kötü bir koku çıkar ve o koku yanındakileri kaçırtır. Şüphesiz insanın elinde olan ve insanın tam elinde olmayan kötü kokular vardır. Misal; _ter kokusu _ayak kokusu _ten kokusu _ağız kokusu Bunlar insanın iradesi dışında zuhur edebilecek kokulardır vücud zaafiyeti sebebiylendir. Bazen insan ne yapsa mani olamaz. Lakin bu vücud kokularından ziyade insanları yalnızlığa mahkum eden dostlukları bozan hatta dostları düşman eden asıl koku dil kokusudur. Dil kokusu insanın dilinin ifadesidir ki, o dilden çıkan ifadenin sözün kendine has kokusu vardır. O koku güzelse yanındaki insana hayat verir can verir. Ferahlık verir. Hani bazı çiceklerin kokuları insan kokladıkça içi açılır. O kimsede konuştukça karşısındaki konuşsun ister çünkü içi açılır ferahlar. Lakin dili berbat söz eden adamın yanında kimse durmaz çünkü ağızdan çıkan her sözün kendine has kokusu vardır iyiyse misk amber gül kokar çirkinse necaset kokar. Necaset kokar çünkü her çirkin ve yanlış söz Şeytandandır. Ona Şeytan kokusu bulaşmıştır. Şeytan kokusu neye benzer? WC kokusuna.
Wc kokusu orijinal Şeytan kokusundan bir zerredir. Öyle berbat kokar o. Hasılı insanı insandan uzaklaştıran en önemli sebeb dilinden çıkan sözdür. Dilini doğru kullanmayan yani ağzından çıkan sözden haberi olmayan ve laga luga ince ve hoş düşünmeden konuşan yanında kimseyi barındırmaz kaçırır. İnsanın ağzından çıkan söz mühimdir çünkü harflerin ve sözlerinde kendine has kokusu vardır. En güzel koku hangi sözden çıkar? İnsana söyledikçe hayat veren sözden çıkar. Besmele çek, Allah, de! Besmele çek, Allah, de! Zikir: Hu Allah Allah Hu Hu allah... Allah diyen adamın ağzında necaset mikrop barınamaz, alkolün havayı görünce uçup gittiği gibi, kaçar gider. Kokuların en güzeli Allah kelimesinden çıkar. Söylediği sözde Allahı unutmayan ve İlahi Muhabbet olan kimsenin yanından kimse kaçmaz. Onun için ey insanlar ey Allahın kulları! Söylediğiniz hiç bir sözde yaptığınız hiç bir işde Allahı ve İlahi Muhabbeti unutmayınız. Hem Yaradanı hem de Yaradandan dolayı yaratılanı seviniz ve onlara muhabbet ile yaklaşınız hem söz hem hareketlerinizle. Böyle yapılan her her işin söylenilen her sözün güzel kokusu vardır. Kaçanı bile adama yeniden yaklaştirır o koku. Şam-ı Şerifte Şam gülü denilen bir gül kokusu vardır. Abdulkadir Efendi o kokuyu pek sever gitttiğinde kendisine bir torba almış gelmiş. Dedim ne yapacaksın bu kadar kokuyu? Dedi ki, öyle deme şeyh efendi, Ben bu kokuyu ne vakit üzerime sürsem sokakta yanımdan kim geçse geri dönüyor ve bana nasıl bu kadar güzel kokabildiğimi soruyor. Yabancılar beni bu kokuyla pek sempatik buluyor ve hemen arkadaş oluyorlar. _ Yaa? Peki sen ne cevap veriyorsun? Ben de onlara diyorum ki: ben ömrümde parfüme para vermedim bu koku benim kendi vücud kokumdur ben umumiyetle güzel kokarım diyorum yanımdan hic ayrilmıyorlar o vakit. _yapma yahu! Evet, güzel koku insan çeker kötü koku iter. Ey insanlar! yaptığınız işleri ve söylediğiniz sözleri süsleyin ve kokulandırın. Her işinize Allahın Adı ile başlayın ve İlahi muhabbet ile nefeslendirin sözlerinizi ve işlerinizi. Allah için olmayan söz, kişiyi ve kişinin yanındakinin kalbini karanlık bir okyanusa düşürür. Onun için Peygamberimizin (s.a.v.) vasiyeti, tavsiyesidir; Ey ümmetim, söylediklerinize, konuştuklarınıza bakın. Birşey konuştuğunuz zaman bu kalbinize ve kalplere karanlık bir his verirse onu bırakın buyurdu. Çünkü nefisten çıkan ve Allah için olmayan her söz, seni kâinatın karanlığına düşürür karanlıklarda kaybolur gidersin. Sen buna belki kara delik dersin. Evet! Bazı sözler seni kara deliklere çeker. Kara delikler seni avlarsa, yakalarsa oradan çıkmak zor olur. Onun için, söylediğin zaman söylediğin sözün içinde Allah olsun,selamet üzerine olsun. Bazı sözler maneviyatına bir kuvvet verir. O kuvvetle maddi varlığın ve anlayışın yükselir ve çok hafiflersin. Bazı sözler insanları şerefli makamlardan attırır. Bazı sözler insanları aydınlık dünyalara, aydınlık varlıklara taşımaya sebep olur ki onu konuşunca içeriye alınırsın. Bu Nurlara alınmaktır. Onun için ey insanlar, insanları birbirinden uzaklaştıracak yahut yaralayacak yahut öldürecek boş sözleri bırakın ve hayat verecek nurlandıracak sözü söyleyin. _ Ne söyleyelim Şeyh efendi? Esselamun Aleyküm. deyin. Esselamun Aleyküm. deyin ve selamet bulun ve selamet verin...zikir... Selamaleykum... Ey insanlar! Bunu sizden evvel Adem as söyledi dünya karanlık iken aydınlandı. Evet, adem babamız cennetlerden dünyaya indirildiğinde bu dünya zifiri karanlıktı. Mübarek ayağını o serendip derler Ceylon adasındaki meşhur Adams Foot denilen bölgeye attığında ilk sözü Esselamunaleykum oldu. Esselamunaleykum dedi ve güneş bu dünyaya ilk kez yüzünü gösterdi ve gün açıldı gece iken gündüz oldu. Senden evvel Nuh as söyledi Tufandan selamet olarak çıktı gitti selamete erdi bütün cemaatıyla birlikte. Yoksa o dehşetin içinden sağ selamet çıkacak değildi. Bir değil bin gemisi olsa. Esselamunaleykum ya Sahibel İmdad dedi ve kurtuldu. Senden evvel İbrahim as bu sözü söyledi ve himalaya yüksekliğinde okyanus derinliğinde ateşin şerrinden kurtuldu selamete erdi.
Selamaleykum ya Sahibel İmdad dedi hemen İlahi Huzurdan cevap yetişti: Kulna ya Naru kuni berden ve selamen ala İbrahim diye ateşe İlahi hitab yetişti ve ateş İbrahim Aleyhisselama anında serin ve selamet oldu. Gül denilen çicek ilk o ateşin içinde açtı bu dünyada. Ey insan dinle ve anlamaya çalış! Senden evvel Musa Aleyhisselama çetin bir gün yetişti de kavmiyle birlikte o Çılgın Firavunun şerrinden kızıl deniz çıktı ve korkunç dalgalarıyla ona geçit vermedi. Selamaleykum ya Sahibel İmdad dedi ve anında Cebrail as orada hazır oldu ve ya Musa, işaret et bu kızıl alamete sakinleşsin ve sana ve kavmine selamet bir yol olsun dedi. Koca deniz o korkunç dalgalarıyla anında sakinleşiti ve iki dalgaya bölünüp ona yol oldu. Selamete doğru geçip gittiler. Ey insan, senden evvel İsa Aleyhisselama Musevi alimlerin şerri yetisti de o da yine: Selamaleyküm ya sahibel İmdad diye seslendi gökyüzüne doğru. O nu söylediği anda Cebrail as 7 kat göğün üstünden ışık hızından 7o.ooo kere daha hızlı İsa aleyhisselamın yanına yetişti: Yettim ya İsa! Korkma Rabbin seninle bak dedi. Seyyidina İsa as mübarek cemalini Seyyidina Cebrail Aleyhisselama çevirdiği vakitda gördüğü manzara karşısında gözleri kamaştı. Cebrail as yıldırım ve şimşeklerden ibaret bir ışık yumağını andırıyordu.: Ya İsa bak! Rabbin beni sana tam 12.000 şimşek kuvvetiyle imdadına yolladı. Sana kim dokunabilir korkma buna kim cüret edebilir, korkma, seni buradan almaya geldim dedi. İsa as Seyyidina Cebrailin kanadlarına tutundu ve gökyüzüne doğru necat etti. Ve son Peygamber son Nebi Peygamberlerin Mührü Seyyidina Muhammed Mustafa ASV efendimiz evet o da müşrikler ondan bir mucize istedikleri vakitda aya doğru döndü de: Selamünaleykum ya Sahibel Alemin dediğinde ay o anda iki kısma bölündü. İki parça halinde seyredip biri doğuya bir batıya olmak üzere yol aldı. Ayın üzerinde gördüğünüz çatlak ondandır. Ey insanlar! Korkmayın söyleyin. Sizde söyleyin. On defa, yüz defa, daha fazla veya eksik söylemen sana kuvvet verir. Selamaleyküm aleykümselam... Ey insanlar ey Allahın kulları! Hangi milletten olursanız olun hangi farklı dili konuşursanız konuşun mühim değil. İlahi muhabbet üzerinde anlaşabileceğiniz ve birbirinizle kaynaştıracak tek kaynaktır. Bu kaynağın sahibi de Allahtır! sizi İçinde Allahın Adının gectiği sözden kelimeden fayda çıkar yakınlık çıkar ünsiyet çıkar ayrılık çıkamaz. Allah Adını an korkma! Esselamun Aleyküm de! Hangi milletten olursan ol farketmez. Bizler ayrı ayrı da görünsek bizim hepimizi yaratan aynı Zat! Allahı herkes kendi anlayış ve biliş seviyesine göre tanır ve isimlendirir. Bu mühim değildir, mühim olan inanmaktır. Bir yaratıcı güce ve bir Yaratıcıya inanmak asıl meseledir gerisi Allahın Elindedir. Allahı herkes aynı bilemez bu mümkün değildir çünkü herkes aynı değildir ayrıdır. Bu hikmettendir herkes Allahı kendine göre tanır ve bilir. Birbirinizi gördüğünüzde, O hepimizin tek hayat kaynağı olan Kimsenin, Allahın Adını an ve ayrılıklar, kavgalar bitsin. Hepimizden güzel koku gelsin kimse kimseden kaçmasın. Ey insanlar! Attığınız adımı ve söylediğiniz lafı Allah ile süsleyin Allah ile kokulandırın. Esselamun Aleyküm deyin! Her selam söylediğinizde size bir selamet giydirilir ve sizin üzerinizden maddi varlığınızın ağır yükünü alırlar. Onun için Son Peygamber, Peygamberlerin Mührü Seyyidina ve Nebiyyina Muhammed Mustafa SAV, ümmetine Esselamun Aleyküm demeyi tavsiye etti. Esselamun Aleyküm dendiğinde sadece bu sözden vazifeli melekler vardır onlar harekete geçerler ve bu Allah selamını kullanan insanlardan bu hayattaki ağır yükü alırlar. Bu selam ile selamlaşan insanların yükünü görünmeyen yollardan melekler taşır, o insanları hafifletirler, dünya onlara o kadar ağır gelmez. Her Esselamun Aleyküm dediğiniz zaman maddi varlığımızın ağırlığı alınır ve aynı zamanda bize çok hafif olan bir kıyafet giydirir, taşıyabilirsin, taşıyabilirsin. Yük üzerinde dursa da sen onu daha kolay taşırsın çünkü sana görünmeyen eller, melekler taşımanda yardımcı olurlar seni hafifletirler. Bazı insanlar vardır hayatın onca ağır yükünü Allah onlara taşıtır da sen onları görünce şaşarsın: yahu bu ufak tefek bir kimsedir bunca yükü hiç şikayet etmeden acaba nasıl taşır? dersin.
Evet, öyle az kimseler vardır ki, böyle çok kimseleri şaşırtır. Nasıl taşıyor hem de hiç şikayet etmeden? O senin gördüğün resimdir. Bir de o resmin içinde görünmez başka bir resim daha vardır ki, işte asıl resim o resimdir: İyi bakarsan görürsün ki, yükün altından tutup kaldıran Görünmeyen eller, hadimler, melekler vardır! Esselamun Aleyküm de ey insan! Sabah kalktığında ilk işin başını sağına soluna çevirip: Esselamun Aleyküm demek olsun. Güne sağına soluna seni yaratan Allahın Adıyla selam vererek başla. İşinde günde selamet olsun. Hiç kimseyi bulamasan selamlaşacak geç aynanın karşısına ve aynada kimi görüyorsan ona söyle: Selamaleykum de. Hayır! Şüphesiz sen odada yalnızda olsan seni duyan görünmeyen varlıklar vardır senin göremediğin henüz göremediğin ve sen selamaleyküm dedikçe onlar sana aleyküm selam derler ve bir zaman sonra sen onları önce duyar sonrada bizzat görmeye başlarsın. Sen selamında sabit ve samimi olduğunu gördüklerinde onlar mecburdurlar kendilerini sana izhar etmeye çünkü aksi edep değildir. Selamaleyküm diyene aleyküm selam diyecek Allahın bir kulu mutlaka olacaktır olmazsa olmaz. Görünenden olmasa görünmezden bulunur ve o sana cevap verir Ve aleyküm selam! Ve aleyküm selam! Ey insanlar biz ne biliyoruz ki, ne biliyoruz ki konuşuyoruz. Bilmediklerimizin hesabından haberimiz olsa oturup konuşmaya haya ederiz utanırız. Bil ki, diyor Şeyhimiz hazretleri, Selamaleyküm diyen için, Allah onun her selamına bir melek yaratır ve o ona ebediyyete kadar aleyküm selam demekle vazifeli olur hem de zamanın her anında. Bitti!