TASARIMLARI GAZ MASKESİ DÜNYA

Benzer belgeler
Doğayla Uyumlu Yaşamın Adresi:

Gaziosmanpaşa Koza Sokak Numara 66 / ANKARA KOZA SOKAK, MESA KALİTESİYLE TANIŞIYOR!

H+Bredgatan H+ BREDGATAN KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ. Erik Giudice Architects sunar. Helsingborg, İsveç

Erginoğlu&Çalışlar Mimarlık, Tuz Ambarı yla Dünya Mimarlık Festivali nde 1. lik kazandı.

/elaresort /elaresort

Davetkar Atıf YAPI - HİZMET BİNASI - KAYSERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İstanbul da, Bursa da, Çanakkale de, Sakarya da. Ve şimdi Konya da.

HIGHGATE DE VINTAGE VE ÇAĞDAŞ ÇIZGILERIN ARMONISI

HAYATI ŞİMDİ İSTEDİĞİNİZ GİBİ YAŞAYIN. Remley Land, bir Remley Grup projesidir.

Bir evden öte; cennetten ilham almış bir köşeye hoş geldiniz.

KONYAALTI NDA 5 YILDIZLI BİR YAŞAM KONYAALTI NDA 5 YILDIZLI BİR YAŞAM

İstanbul Aydınlı da konumu, manzarası ve benzersiz peyzajı ile lokum gibi bir proje hayata geçiriliyor.

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

SULTANBEYLİ NİN YENİ CAZİBE MERKEZİYLE TANIŞMAYA, HAYATINIZI DAHA KONFORLU YAPMAYA, HAYALLERİNİZİ YAŞAMAYA HAZIR MISINIZ?

yeni park yapıldı 59 park yeniden revize edildi 137 park aydınlatıldı 96 olan park sayısı 161 e çıktı

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

Erçal Fındık Otomotiv San. Tic. A.Ş.

HAKKIMIZDA. Firmamız, inşaatın proje aşamasından itibaren fonksiyonel yaşam alanları oluştarmayı hedeflemektedir.

Kuruluşumuz var olduğu günden bu yana ilkelerine bağlı ve başarılı bir şekilde yoluna devam etmektedir.

NADOL. yaşam evleri.

çocukların çok ilgisini çekti. Turdan sonra çocuklar müzedeki atölyede

İstanbul Aydınlı da konumu, manzarası ve benzersiz peyzajı ile lokum gibi bir proje hayata geçiriliyor.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

www. birlikinsaat.com

Latince de kesişme, bağlantı noktası anlamına gelen NEXUS kelimesi METSAN NEXUS da projenin dikkat çekici mimarisi, ulaşım kolaylığı, lüks yaşam


w w w. p a r k e r d e m l i. c o m

MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

BEŞĐKTAŞ TEKNĐK GEZĐ RAPORU

Merve Kristal.

Silivri. Kalite, tecrübe, yenilik... Yaşam boyu mutluluk

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

ŞARTNAME AMAÇ VE KAPSAM KATEGORİLER KATILIMCI KATILIM KOŞULLARI BAŞVURU FORMU VE TESLİM MATERYALİ

METALİN SANAT İLE BULUŞMASI

Dora Park mimarinin estetikle buluştuğu, estetiğin konfora dönüştüğü ve her ayrıntının sizler için düşünüldüğü prestiji yüksek bir yaşam projesidir.

Bağlıca nın En Kapsamlı Projesi

Erasmus programı ile gidilebilecek en iyi 10 şehir

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Adnan Kazmaoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan Terrace Fulya projesi, odağına Nişantaşı'nı ve ona uygun mimari kaliteyi koyuyor.

Tarihin Mimarisi,

GAYRİMENKUL GELİŞTİRME

Size Meydan Ardıçlı Projesi ve Özyurtlar AŞ & Bahaş Holding Gelişim Ortaklığı hakkında detaylı bilgi sahibi olmanız için bu sunumu gönderiyorum.

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

Koolhaas ın Esasları

Hakkımızda. Vizyonumuz. Misyonumuz

w w w. a s i l i n s. c o m

Mark Howorth imzasıyla

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim Aralık 2014 )

Samm Hotel. Konaklama Sanatı

İSTANBUL DA, İSTANBUL UN ÜSTÜNDE BİR YAŞAM!

YENİLEŞİM VE TASARIM 9. KALİTE VE BAŞARI SEMPOZYUMU NİSAN 2011 BURSA

Önceligi Insan Hayallerinizdeki gelecegi özlediginiz degerlerle insaa ediyoruz...

Helenium Wings in. Teras Bahçeli Evlerinde, Daha Yaşanacak Çok Masal Var!


SODA Sunar. Meriç Kara. SODA, tasarımcı Meriç Kara nın ilk kişisel sergisi A Domestic Schizophrenic Project e ev sahipliği yapıyor!

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

KENTİN YENİ ARMASI. YUNUS YUNUSOĞLU NDAN YENİ BİR PROJE

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Salkım Söğüt Saç

Yaşamın Rengi. Topraktan Yaşama

5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor

Soru Sınıf ve Nu: Müfredat sınıf YGS Harita Bilgisi-Arazi Rehberimiz: İzohipsler

MODERN ÇİZGİLERİN ÇEKİCİ YANSIMASI

Habibler de yeni bir yaşam başlıyor.

ELEGANT URLA

YAŞAMAYA BEKLERİZ! 6. KISIM

Sizin için yapabileceklerimiz

yeni semtin yeni gözdesi İstanbul un kalbindeki yepyeni semt 5. Levent te yüzünüzü güldürecek detaylar bir arada toplanıyor. 5.

Her daim yenilikçi anlayış

NİVO ATAKÖY. ŞİMDİ YAŞAMA SIRASI SİZDE!

AVRUPA MİRAS GÜNLERİ. Umut Özdemir. Kültür ve Turizm Uzmanı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı

bağdat caddesi suadiye NUR rezidans çiğdem KONUTPROJELERİ 2015 KORUSİTESİ istanbul çelem

Habibler de yeni bir yaşam başlıyor.

Work in Work. Tasarım ve uygulama konularında çözüm sunan ve sektörlerinde önder markalarla hizmet veren bir kuruluştur.

.88N BORNOVA KÜÇÜK PARK K*N9

Rahat Bir Hayat İçin Esnek Çözümler

Düşlerinizin ötesinde bir gerçek var...

BAKA BULUŞMALARI -I-

DESIGN WEEK ANTALYA İÇ MEKAN TASARIMI VE MOBİLYA Kasım 2017 Antalya Expo Center

EKOEDGE. Plastik Sınırlama Sistemleri.


COLLEC- TION

Dubai de yükselen Selenium Yaşam Kalitesi Midtown Selenium

THE RESIDENCES AT MANDARIN ORIENTAL, BODRUM

Hayatın Doğası Değişiyor!

Mimarlık Meslek Pratiği

Mağusa da yaşam değişiyor... Yepyenİ bir anlayış, NorthernLand kalitesiyle birleşerek hayatımıza giriyor...

Daha fazlası için. Daha iyisini istemek doğamızda var. Kendimiz ve sevdiklerimiz için daha fazlasını sunabilmek

BOĞAZA. sevgiyle gülümseyen bir ev... Özlem ve Halit Akyürek ten Boğaz da bir restorasyon çalışması...

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

1950 LERDEN GÜNÜMÜZE GELEN BİR ALIŞVERİŞ KOMPLEKSİ: BALIKESİR KASAP VE SEBZE HALİ. Gaye BİROL Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Ulusal Entegrasyon Plani: Ulusal Entegrasyon Entegrasyon siyasetinin motoru Plani: Entegrasyon siyasetinin motoru Ulusal Entegrasyon Plani:

ŞANLIURFA YI GEZELİM

Yaşamın, düşlerin ötesine geçtiği yer

olmak istediğin yer Mahall Bomonti İzmir

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Sessiz Koza. Minehead de yer alan bu keyifli yaşam alanını tarif etmek için samimi, sıcak ve huzurlu demek yeterli...

Transkript:

TMMOB NEYE YARAR? GAZ MASKESİ TASARIMLARI PARKLARI İLE DÜNYA 2 AYDIR TÜRKİYE BAŞKA BİR RUH HALİNDE... ALIŞKIN OLMADIĞI OBJELER GİRDİ HAYATINA; DENİZ GÖZLÜKLERİ, MASKELER... ÇOK DA ALIŞKIN SAYILMAYACAĞI İLETİŞİM BİÇİMLERİNE ADAPTE OLMAYA ÇALIŞIYOR- HAZİRAN AYININ İLK 10 GÜNÜNDE BİLE TWITTER KULLANICI SAYISININ 9 KATINA ÇIKMASI BUNUN AÇIK İSPATI-... DAHA ÖNCE OLMADIĞI KADAR DUYARLI; ÇEVRESİNE, EVİNE, PARKINA, MESLEĞİNİN ODASINA... HİÇ OLMADIĞI KADAR YARATICI; MÜZİK YAPARKEN, ESPRİ YAPARKEN, RESİM YAPARKEN, FİLM YAPARKEN, EYLEM YAPARKEN, TASARIM YAPARKEN! GÜN GELİYOR KALDIRIM TAŞLARINDAN KÜTÜPHANE İNŞA EDİYOR ŞEHRİN GÖBEĞİNE, GÜN GELİYOR PET ŞİŞELERDEN YAPTIĞI GAZ MASKESİ İLE İMZA ATIYOR READYMADE TARİHİNE. STENCILLERİN, POSTERLERİN ARDI ARKASI KESİLMİYOR; İLLÜSTRASYON YENİ BİR YABANCI DİL OLARAK HAYATIMIZA GİRİYOR... ÇOKTAN SEÇMELİ SINAVLARLA SERPİLMİŞ Y KUŞAĞI, BU SINAVDA YENİ SEÇENEKLER TASARLAMAK İSTİYOR. (ÇÜNKÜ A-B-C-D SEÇENEKLERİNİ OLUŞTURAN AVM, CAMİ, RESIDENCE VE KIŞLADAN SONRA E ŞIKKINA, PARK DEĞİL, HEPSİ KALIYOR!) MİZAHA DUYULAN COŞKUYU TASARIMA DUYULAN İHTİYAÇLA BİRLEŞTİRİYOR, READYMADE GENÇLİĞİNİ DOĞURUYOR GÜNBEGÜN... HALİHAZIRDA VAR OLAN PARKI İÇİN, HALİHAZIRDA VAR OLAN ÜRÜNLERİ YENİ FONKSİYONLARLA KULLANIYOR, HALİHAZIRDA VAR OLAN HAYAL GÜCÜNÜ YENİ MECRALARDA ÖZGÜR BIRAKIYOR. BİZ DE... HALİHAZIRDA VAR OLAN Y KUŞAĞINI YENİDEN, TASARLARKEN TANIYORUZ... SÖYLEMEDEN EDEMEYECEĞİM... TASARLAYINCA ÇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE! YEŞİL ŞEHİRLERE DOĞRU OY VERMEK İÇİN TASARLAMAK Umut Kart umut@kaletasarimmerkezi.com KAMUSAL ALANLAR VE OTELLER AĞUSTOS 2013 KALE TASARIM MERKEZİ NİN AYLIK TASARIM GAZETESİDİR, PARA İLE SATILMAZ.

AĞUSTOS/2013 03 MESLEK ODALARINA NELER OLUYOR? TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) olmasaydı ne olurdu? Mesleki denetim nasıl bir ihtiyaç? Meslek örgütleri hangi kavramlar üzerine temellenir? Geçtiğimiz ay, en çok kafaları karıştıran soruların arasında bunlar da vardı. Yabancısı için biraz karışık bir hikaye. Meslek örgütlerinin varlığı, amaçları ve müdahil olduğu konuların her biri geniş bir bakışı hak eden, pek çok anlamı birden sırtlanmış derin kavramlara yaslanır. Bilim, teknoloji, doğa, kent, kamu yararı (ya da belki toplum yararı demeliyiz), emek, insan hakları gibi yan yana kolayca gelen, ancak hepsini aynı cümle içinde kullanmaya kalktığınızda iddialı ağır cümlelere dönüşen kavramlar Tasarım Gazetesi nin okuyucuları arasında elbette farklı disiplinlerden gelen, tasarımın gücüne ve yaşamsal dokunuşuna inanan tasarımcılar -mimarlar, endüstriyel tasarımcılar, kent plancıları, kentsel tasarımcılar, peyzaj tasarımcıları/mimarları - ve farklı alanlardan ilgililer var. Bu ay pek çoğumuzun gündeminde Gezi Parkı ve kentsel hareketler yer alıyor. Bu gelişmelere paralel olarak kentsel hareketlerin odağındaki Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği nin (TMMOB) görevleri yeni yasal düzenlemelerle gündeme yerleşti. Sosyal medyada dolaşan TMMOB olmasaydı ne olurdu? temalı yazılardan herhangi biri bize mesleki denetimin önemi konusunda fikir verebilir. Mühendislik, mimarlık ve planlama alanlarının uygulanmasına ilişkin düzenlemelerin yanı sıra toplum yararını ilgilendiren konulara hassasiyetle yaklaşan kurum ve bağlı odaların çalışmaları geniş bir alana yayılıyor elbette. Bu yazıyla kısaca tasarım alanını etkileyen yönleri ile yeni düzenlemelerden bahsetmekte fayda var. Mimarlar açısından bakıldığında durumun ilk etkisi eser hakları ile ilgili görünüyor. Mimarın eserleri üzerinde yapılacak değişikliklerde fikir ve izinlerine başvurulması durumunu ortadan kaldıran yeni düzenleme ile eserin mimarı bu hakkını kaybediyor. Diğer yandan bu düzenleme pek çok yoruma göre şehircilik anlayışında son moda Selçuklu Osmanlı karışımı öğeler içeren cephe düzenlemelerinin kentte yaygınlaştırılabilmesi için bir kapı açmış olarak görülüyor. Şehir plancılarını ilgilendiren yönüyle son düzenlemelerde 3194 sayılı İmar Kanunu nun 8. maddesine, Harita, plan, etüt ve projeler; idare ve ilgili kanunlarında açıkça belirtilen yetkili kuruluşlar dışında meslek odaları dahil başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulamaz, tutulması istenemez. Vize veya onay yaptırılmaması ve benzeri nedenlerle müellifler veya bunlara ait kuruluşların büro tescilleri iptal edilemez veya yenilenmesi hiçbir şekilde geciktirilemez. Müelliflerden bu hükmü ortadan kaldıracak şekilde taahhütname talep edilemez hükmü eklendi. Şehir Plancıları Odası tarafından yapılan açıklamaya göre uzun yıllardan bu yana sürdürülmekte olan «Mesleki Denetim Uygulaması» yasa değişikliğinde bahsedilen «vize» ya da «onay» niteliği taşımaz ve dayanağını İmar Kanunu ndan değil, 6235 sayılı TMMOB Kanunu ve ilgili yönetmeliklerden alıyor. Bu nedenle yasa değişikliğinin mesleki denetim uygulamalarında farklı bir uygulamaya yol açmayacağı bekleniyor. TMMOB un toplum yararı alanında yaptığı çalışmalar arasında en çok gündeme yerleşen Gezi Parkı olsa da 3.Köprü, yapıldıkları bölgede doğal hayatı yok eden hidro elektrik santrallere karşı mücadele yer alıyor. Anayasanın 135. Maddesi ile kurulmuş, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu. Üyelik aidatları ve mesleki denetimlerden gelir elde eden TMMOB a bağlı odalar yeni düzenleme ile gelirlerinin bir bölümünü kaybedecek. Ancak bu durum yukarda anlatılan ve mesleğin uygulamasında ve kamu yararının korunmasında oluşacak suistimallerin karşısında küçük bir kayıp.

04 Gözde Severoğlu gozdeseveroglu@gmail.com DÜNYA PARKININ FARKINDA Geçtiğimiz Mayıs ayının son günlerinde başlayan direniş çok sayıda insanı, pek çok farklı sebeple buluşturdu. #direngezi diyenlerin önemli ortak noktalarından biri ülkemize nüfuz eden doğanın rantlaştırılma alışkanlığı virüsüne duydukları tepkiydi. Öyle ya Dünyanın dört bir yanında neden şehirlerin tam da göbeğinde parklar vardı? Central Park, Manhattan, New York Dünyanın metrekaresi en pahalı parkı, Central Park, New York şehri, Manhattan Bölgesi nde yer alan halka açık, el yapımı kentsel bir park. 19. yüzyılda başlayan göç ile dönüşen şehrin peyzaj mimarlığı ile yapılan ilk parkı olma özelliğini taşıyor. Adanın nefes almasında önemli bir rolü var. Her yeni hükümet yetkilisi de özenle koruyor, daha yaşanır bir şehir kurgusu için katkı sağlıyor. İçinde New York geçen her kitapta, her filmde Central Park a rastlamamızın bir tesadüf olmadığını parktaki sosyal hayattan anlayabilirsiniz. Halk kadar, şehre ilk kez gelen ziyaretçiler için de olmazsa olmaz. High Line, New Jersey, New York Dönüşümün halk için fayda yaratması mümkün mü? Yerden yükseltilen demir yolu hattı üstüne yeniden tasarlanan ve yeşillendirilmiş bu park alanı turistlerin olduğu kadar şehrin yaşayanlarının da odağı. 1930 lu yıllarda, bölgedeki endüstriyel depolara hizmet için kurgulanan bu demir yolu, tren kazalarını önleme amacıyla yerden yükseltildi. Teknolojiler, yeni ulaşım alternatifleri bu istasyonu verimsiz kılınca 1980 lerde kapatıldı. Dönemin belediye başkanı yıkılması için bir kararname imzalarken, mimarlar, şehir bölge planlamacılar ve bölgede yaşayanların yer aldığı Friends of the High Line Sivil Toplum Kuruluşu bölgenin bir eko sisteminin olduğunu vurgulayarak, bu bölgenin yeşillendirilerek çevreye faydalı bir mekana dönüştürülmesi gerektiği konusunda ısrarcı bir duruş sergiledi. 152 milyon dolarlık proje, 3 yıla yayılan çalışmalar ile şehre kazandırıldı ve atıl duran bir bölge yaşanır hale getirildi. Royal Botanic Gardens, Sidney Sidney in tam kalbindeki Royal Botanic Gardens liman ile iş merkezlerinin kesişiminde yer alıyor. 30 hektarlık alana yayılan bahçe iki bölge arasında denge rolü üstleniyor. Ziyaretçi dostu parkın içinde Lütfen çimlerde yürüyünüz yazan tabelalara rastlamanız mümkün. Benzersiz birçok bitkinin, ağacın olduğu temiz hava deposu bu bahçede, yürüyüş yaparken bölgede yetişen benzersiz bitkileri keşfedebilirsiniz. Doğası, manzarası, merkeze yakınlığı ile gün içinde vazgeçilmez bir mola mekanı. Vondelpark, Amsterdam Vondelpark, Amsterdam ın en büyük şehir parkı ve yılda 10 milyon turist ağırlayarak da bölgenin en popüleri olmayı başarıyor. Önemli müzelerin merkezinde yer alan park spor, müzik, dinlenme ya da sadece biraz vakit geçirmeniz için hazır. Ücretsiz açık hava konserleri ve tiyatro oyunları gerçekleştiriliyor. Farklı kuş türlerine ev sahipliği yapan parkın içinde heykeller, çeşitli oyun alanları yer alıyor. Şair Vondel in heykeli kadar, parkın tarihi restoranı da merak uyandırıcı. 1864 yılında sivil inisiyatiflerin hareketlenmesi ile hayat bulan parkın tasarımcısı Jan David Zocher. İngiliz park kültürüne yakın bir yaklaşım ile tasarlanan parkın, otuz senede bir renove edilmesi gerekiyor. Bu renovasyon gerçekleşmezse parkın sular altında kalma ihtimali ortaya çıkıyor. Jardin du Luxembourg, Paris 6 hektarlık Park, Parisliler ve ziyaretçiler için heykelleri, fıskiyesi, gölleri, çeşit çeşit çiçekleri, tenis kortu, tiyatrosu, küçük kafeleri ile benzersiz bir dinlenme yeri. Medicis Ailesi nden Marie de Medicis nin

AĞUSTOS/2013 05 yönetimde olduğu zaman yapılan bahçe, özenli bir buluşma mekanı olmayı 1612 den bu yana sürdürüyor. Şehir merkezindeki Sorbonne Üniversitesi ne yakın oluşu, öğrencilerin parkı kampüs olarak değerlendirmesine imkan veriyor. Parkın en kuzeyinde yer alan, İkinci Dünya Savaşı nda Alman Hava Kuvvetleri ne ev sahipliği yapan saray, günümüzde senato için kullanılıyor. Parkın çevresindeki fotoğraf sergileri gibi içinde dağınık yerleşen heykeller de ziyaretçiler için önemli. Şehrin dört bir yanından giriş yapmanıza imkan veren bu büyük parkta tenis, binicilik, oyuncak yelken gibi alanlarda yarışlar gerçekleşiyor. HydePark, Londra 1637 de halka açılan Londra nın en büyük parkı HydePark, şehrin akciğeri olarak kabul ediliyor. Yakınındaki Kensington Behçeleri ile birlikte 249 hektarlık bir alana yayılıyor. Long Water ve Serpentine olarak bilinen iki gölü içine alan bölge, birçok büyük etkinliğe, konsere, önemli kutlamalara ev sahipliği yapıyor. Park koşu, yüzme, binicilik, atıcılık ve piknik için de popüler. Parkın bir köşesinde serbest konuşma yeri olarak bilinen Speakers Corner yer alıyor. Bu köşe, var olduğundan bu yana demokrasinin bir sembolü olarak kabul ediliyor. Günümüz Gezi Parkı ile karşılaştırılmasındaki en önemli neden de bu olsa gerek. Stadtpark, Viyana 6,5 hektarlık bir alana yayılan Viyana Şehir Parkı (Stadtpark), 1862 yılında Rudolph Siebeck tarafından HydePark örnek alınarak tasarlandı. Şehrin ilk parkı olma özelliğini taşıyor. Viyana Nehri nedeniyle iki parçadan oluşmak durumunda kalan Park, yıllar içinde yapıcı istimlaklar ile genişletildi ve nehrin iki tarafı Karolin Köprüsü ile birleştirildi. Parkın bir başka özelliği de altından çıkan kaynak suyu. Dönemin yetkilileri tarafından suyun daha verimli kullanılması istenerek birkaç yıl içinde bir Kür Binası inşa edildi. Tedavi amaçlı inşa edilse de bu yapı daha çok konserlere, balolara ev sahipliği yaptı. Eskisi kadar yoğun olmasa da bugün hala bu etkinlikler devam ediyor. Parkta, bölgede yaşayan bir çok müzisyen ve sanatçının heykelleri yer alıyor. İlk kurulduğunda dahi çocukların önemsendiğini fark ettiğiniz çocuk alanları, günümüzde güvenli oyun aletleri ile desteklenerek hizmet vermeye devam ediyor. Bahar aylarında 400 farklı çiçek ile zenginleşen parkın en popüler heykeli altın Johann Strauss heykeli. Stanley Park, Vancouver 400 hektarlık alana yayılan sahil yolu, ağaçları, meşhur sincapları, manzarası, denizi, dağı ile benzersiz bir güzellik! 125 yıl önce kuruldu. Doğası gibi yaşayan hayvanları da halkın, şehrin, yönetimin öncelikli başlıkları. İş merkezlerinden sadece 10 dakika uzaklıkta olan park, kent sakinleri için vazgeçilmez. Geniş koru alanları, bahçeleri, gölleri boyunca uzun yürüyüşlere çıkabilirsiniz. Stanley Park, ortak amacın kaliteli bir yaşam sürmek olduğunu görmenize fırsat veren bir alan. Ulusal ve uluslararası ölçekte park tasarımlarına ilham kaynağı olabilecek nitelikte. Parque del Retiro, Madrid Etkileyici bir açık hava müzesi de Madrid in merkezindeki Parque del Retiro. Heykelleri, süs havuzları, önemli yapıları ile ziyaretçilerine görsel bir doyum yaşatıyor. Botanik bahçelerinin görselliği, kayıkla gezintiye çıkma imkanı, çimlerde ağaçların gölgesinde dinlenme fırsatı oldukça huzurlu! Hafta sonları daha kalabalık olan Park, sokak müzisyenlerinin, ressamların ve sanatçıların da buluşma noktası.

06 Onur Mengi onur.mengi@ieu.edu.tr BALLOTTA LARDAN GÜNÜMÜZE... OY VERMEK Vatandaşlık haklarının, demokrasinin sıkça tartışıldığı bugünlerde, oy kullanmanın bir aracı olarak tasarıma baktığımızda karşımıza nasıl bir serüven çıkıyor bakalım istedik. Ballot kelime kökenini Antik İtalya yadan alan (Ballotta), 1540 larda seçim mecralarında kullanılan küçük toplara verilen bir isim. Ballots, bizim bildiğimiz adıyla oy pusulaları, ülkemizde halen her ne kadar kağıt üzerinden işlese de, tarihte ve farklı coğrafyalarda birçok tasarım sürecinden geçmiş. Oy pusulalarının yanısıra oy sandıkları da tasarımları ile farklılıklar gösteriyor. Erken dönem oy pusulalarından biri olan blackballing, siyah ve beyaz toplardan oluşan bir sistemdi. Beyaz toplar desteklemek anlamına gelirken, siyah toplar muhalefeti işaret etmekteydi. 17. Yüzyıldan itibaren İngiltere de üst sınıfa ait İngiliz erkelerinin oluşturduğu Gentlemen s Club larda, ve 19. Yüzyılda Amerika Washington daki kent komisyonundaki üyeler tarafından seçimlerde kullanılmışlardı. Sonraları, Mason Locaları nda kirli beyaz toplarla karışmaması için siyah toplar yerine siyah küpler tercih edilmişti. Zaman içerisinde evrilerek, renkli toplar yerine, oy kullanılan kutunun tasarımıyla yeni bir sistem öneren oylama yöntemleri ortaya çıktı. Bu topların atıldıkları kutunun tasarımı ise ahşap malzemeden imal edilmiş ve çekmeciliydi. Toplar evet ve hayır çekmecelerine bir açıklık içerisinden atılırdı. Küçük toplardan önce, antik çağa baktığımızda karşımıza kırık parçalar üzerine kazıma yöntemi ile isim belirterek oy kullanılan Antik Yunan çıkıyor. Kullanılan bu yöntem Ostracon olarak adlandırılıyor. Milattan önce 5. Yüzyılda ilk örneklerine rastlanan bu parçalar günümüze kadar gelmiş, bugün Atina Agora Müzesi inde sergileniyor. Antik Hindistan da ise, köy halkı tarafından düzenlenen seçimlerde Kudavolai adı verilen, üzerinde aday isimlerin bulunduğu palmiye yapraklarını görüyoruz. İlk kağıt oy pusulalarının ise Kuzey Amerika da Massachusetts Bay Colony tarafından 1629 yılında kullanıldığı iddia ediliyor. Günümüze yaklaştığımızda, Amerika nın Florida eyalet seçimlerinde ilk kez kullanılan Butterfly Ballot akla geliyor. 2 sayfadan oluşan tek bir kağıt üzerinde seçilmesi istenen adayların isimleri yeralıyor. Oy sandıklarına baktığımızda cardboard malzemeden yapılmış ve Washington daki ilk federal seçimlerde kullanılmış klasik beyaz renkte kübik tasarımlar çıkıyor. Birleşim yerleri, gövde ile aynı renkte bantlarla tutturulmuş birbirine. 1870 lere daha çok ahşaptan yapılmış, yine benzer formlarda, üzerinde sandık numarası ve bölge adları olan sandıklar hakim. 1884 lerde bir ara görünüp sonra kaybolan, yine dörtgen formlarda, ancak içerisine balık kavanozuna benzer cam bir hacim yerleştirilmiş sandıklar var. 1930 lara gelindiğinde, Kaliforniya eyaletinde kullanılan silindir şeklinde galvanizden üretilmiş tasarımlar göze çarpıyor. 2007 Fransa seçimlerinde kullanılan sandık ise şeffaf. Oy kullanımının kolay takibi için yapılan bu tasarım, aynı zamanda sürecin de şeffaflığına vurgu yapar nitelikte. 2007 Haiti seçimleri de bu şeffaflıkta gerçekleştirilmiş. Benzer amaca hizmet eden ve Slovenya daki seçimler için kullanılmış yarı-saydam malzemeden yapılmış, kübik formda tasarlanmış oy sandıkları var. Norveç te ise tümü metal, ön yüzeyinde sembol ve logosu yeralan, taşınabilmesi için sapı da olan oy kutuları göze çarpıyor. Diğer taraftan, tarihte kullanılan mekanik olarak çalışan oylama sistemlerini unutmamak gerek; 1838 lerdeki The Chartis, 1960 lardaki Votomatic gibi... 1880 lerde de makina şeklinde tasarlanmış oy sandıklarına rastlamak mümkün. Amerika Connecticut da yeralan bu tasarım, yan yüzeyinde yeralan, el ile çalıştırılan kol sayesinde, ön yüzeyindeki oy sayısını gösteren mekanik rakamları değiştirme işlevi görüyor. Günümüzde ise, ülkemiz hariç pek çok ülke artık elektronik ortamlarda oy kullanıyor. Siyah ve beyaz toplardan dijital mecralara, ahşap sandıklardan şeffaf fütüristik tasarımlara evrilen oy pusulaları, sandıkları ve oy kullanma yöntemleri, ülkemizin kısa seçim tarihi içerisinde de değişim göstermeye çalıştı ancak eksik kaldı. 2011 seçimlerinde 40x55x50cm ölçülerindeki, şeffaf, ısıya ve kırılmaya dayanıklı sert plastikten yapılmış şeffaf sandık kullanması beklenilen Türkiye de ise, gönderilen yeni sandıklar ile oy verme kabinlerinin ihtiyacı karşılayamaması nedeniyle birçok seçim merkezinde ahşap kullanılmaya devam edildi.

AĞUSTOS/2013 07 Dr. Banu Pekol bpekol@gmail.com KAMUSAL ALANIN OTELSEL DÖNÜŞÜMÜ Misafir kelimesinin bilinen en eski kullanımının 11.yy da yazılmış Kutadgu Bilig de olduğu söylenir. Kelime, bugün otellerin elinde ticari bir araç. Peki bu otel misafirperverliğinin şehirlerdeki kamusal alanı kıstırması nasıl karşılanmalı? İstanbul da bu yıl müşterilerini ağırlayacak yüzlerce yeni otelin sebebi olan agresif iştahın sonucuna, yani turist talebini karşılamak için gerçekleşen konaklama tasarımlarının kenti ve kentlileri nasıl etkilediğine bakmak için iyi bir zamandayız. 3 yıl önce yerinde duran tarihi tütün deposunun arazisine çeşitli restorasyon bahaneleri ile sıfırdan yapılıp Mayıs ayında açılan Shangri La oteli, önünde bulunan Beşiktaş-Kadıköy iskelesini yalnızca müşterilerinin özel ulaşımı için kullanacak. 200 oda kapasiteli bu otelin müşterilerinin keyfi tekne turları, yaz tarifesinde bile günde 29 sefer yapan 1500 yolcu kapasiteli vapurlara tercih ediliyorsa ortada misafiri kentliden üstün tutan bir durum var demektir. Kamusal alanı ele geçiren otel çılgınlığı yalnızca yakın tarihimize özgü bir pratik değil. İki ay önce başlayan direnişin mekânsal kaynağı Gezi Parkı nı, ismi daha Gezi Parkı değilken de küçültme girişimleri olmuştu. Henri Prost, 1936-37 de İstanbul için hazırladığı nazım planında iki büyük park belirlemişti. 2 no lu park, Maçka, Harbiye, Taksim ve Dolmabahçe arasında yaklaşık 200,000 metrekarelik bir alanda konumlanmıştı. Dönemin siyasal ortamının imar hareketlerini yönlendirmesi o zamanda bile etkiliydi ki adına İnönü Gezisi denildi. Dinlence ve kültüre odaklanan bu parkın çeperine ve içine gazino, eskrim ve dağcılık kulübü, radyoevi, açıkhava tiyatrosu, spor ve sergi sarayı inşa edildi. Sadece parkın güney ucunda eskiden Osmanlı Bankası lojmanlarının, bugün The Marmara nın bulunduğu yer için bir otel önerisi vardı. Ancak 1950 de hükümet değişince park için hazırlanmış tüm projeler ve öngörüler iptal oldu, yeşil alanın içinde oteller yükselmeye başladı. Biraz daha geriye gidersek, 1948 de yarışma ile kabul edilen park gazinosu projesinde (hatta elenen projelerde dahi) parkın silüet ve topografyasına uyum görülmekteyken, hükümet değişimiyle bu alana çok baskın biçimli Hilton Oteli inşa edildi. Oteli inşa etmek isteyen müteşebbisler doğrudan hükümete başvurmuş, devlet desteği ile inşaat başlamıştı. Otelin tasarımı Türkiye de ilk ve tek eserini yapacak SOM (Skidmore, Owings & Merrill) önderliğinde, yerel danışman olarak Sedat Hakkı Eldem ile yapıldı. Hilton Oteli şehrin ilk büyük modern üsluptaki tasarımı olarak beğenilmişse de parkın silüetini ve bütünlüğünü bozduğu için konumunu eleştirenler de vardı. Willam Tabler Mimarlık ın eseri olan New York taki Hilton oteli şehrin en büyük ve modern oteli olmasıyla birlikte bu duruşunu Central Park ın içinde olmadan, onu görebileceği bir yere konumlanarak pekiştirir. Otel halen baş özellikleri arasında Central Park a yakınlığını sayıyorsa, hem misafir hem de kentliler için parkın değerini kavramış olduğundandır. Viyana ve Melbourne daki Hilton otelleri de şehir parkıyla diyalog kuruyor; parkın içine değil, karşısına konumlanarak. 1972 de temeli atılan, Türk AHE Mimarlık Grubu nun tasarladığı İstanbul Sheraton Oteli (bugün Ceylan Intercontinental) İnönü Gezi sinin arazisinin içine, Mimar Rüknettin Güney in eseri Belediye Gazinosu yıkılarak yapılarak döneminde İstanbul silüetindeki en yüksek bina olmuştu. Diğer yandan Richard Seifert in 1973 te tasarladığı Londra Sheraton otelinin tasarımı eleştiri alsa dahi Hyde Park ın arazisinin içine değil, karşısına inşa ettirilmişti. Kısacası uluslararası oteller simge tasarımlar için mimarlarla beraber çalışır, ancak otelin konumunun kamusal bir park arazisini işgal etmesi tamamen yerel erklerin bu sermayeye kendilerince hürmetidir. (Hilton açıldığında dönemin valisi otel zinciri sahibine fahri hemşerilik ünvanı vermişti!) 2 no lu park arazisine yapılan diğer otelleri sayacak olursak, 1956 da Divan Oteli, 1988 de Swissotel, Tenis Eskrim ve Dağcılık Kulübü yıkılarak yerine 1995 te Hyatt Regency Oteli ve Gökkafes. Kamusal park arazisi içinde kamuya ancak güvenlikten geçirerek tahammül edebilen otellerin yapılmasıyla 2 no lu park makroyu yansıtan mikro bir örnektir. Mimarlık, 2 no lu parkın tarihinde yalnızca inşaat ve biçim oluşturma eylemi değil, politik bir sürecin biçimsel yansıması olarak da ortaya çıkmıştır. Çıkar politikaları sonucunda uzman planlama birimlerinin önem ve yetkileri görmezlikten gelinmiş ve rant lobisi ile parkın içinde ağaçlar sökülüp oteller dikilmiştir. Swissotel in açılışında otel genel müdürünün kamuoyunun zamanla otelin görüntüsüne alışacağı sözü de Giorgio Agamben in ifadesiyle istisna halinin norm haline gelmesine örnektir.

08 GEZİ RUHUNU RESMETMEK... Türkiye de sivil bir direniş örneği taşıyan Gezi Parkı Direniş sürecinde yaşanan her bir olay, her bir kırılma noktası, her bir değişim, her bir isyan, her bir öfke, her bir tepki, duygu, hüzün ve mutluluk yerini posterlerde, illüstrasyonlarda, karikatürlerde buldu. Gezi Parkı Hepimizin, Ağaca Sarıl Gezi Parkı direnişinin başlangıç ve en önemli temalarından biri parkta bulunan ağaçların varlığıyla ilgiliydi. Bu poster Gezi Parkı ndaki ağaçların kesilmesine engel olmak için yapılan sivil ve pasif direnişin tabiatını sergiliyor. Posterde ağaçlara yapılan özel vurgu, kentte bulunan ağaçların, yeşil alanların ve doğanın önemini yansıtıyor. İnsanların dans etmesi, müzik aletleri çalması, ağaçlara dokunması insanların doğaya sahip çıkışlarını tarifliyor. Şarkı söyleyen, dans eden insanlar da aslında ağaçların ve doğanın birer parçası olmaya başlıyorlar. Doğayla bütünleşen insanı, ait olduğu çevreden koparmak gibi okunan ağaçların kesilme eylemi de bu posterin en güçlü kavramlarından biri. Yaşamak İçin Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür Ayşegül Türkoğlu Alpak bu posterinde, Nazım Hikmet Ran ın ölümsüz şiirine gönderme yapıyor. Sivil direnişin ağaçların kesilmesini engelleme ve onları sahiplenme duygusu ile şairin bir orman gibi kardeşçe yaşama tutkusu birleştiriliyor. Direnişin başladığı günden itibaren direnişçilerin sayısının hızla artması da dizelerde yer alan beraberlik temasını güçlendiriyor. Posterde ağaçların sökülmesine karşı olarak sivil direnişe geçen insanların giderek artması ve birbirlerine verdikleri destek ellerin birleşmesi ile bir ağaç soyutlaması yapılıyor. Ayrıca kompozisyonda bulunan bütün eller dur işaretini yaparak Gezi Parkı nda bulunan ağaçların kesilmesine, parkın farklı bir yapılanmaya dönüşmesine karşı çıkıyor. Bu da Gezi Direnişi nin temel ve başlangıç temasını ortaya koyuyor. Sıktıkça Büyür Gezi Direnişi nin en orijinal özelliklerinden biri belki de hayatında hiçbir eyleme katılmamış genç, yaşlı, kadın, erkek pek çok insanın direnişe dahil olmasıydı. Kadınların ön planda olmaları bu direnişin en ilginç yanlarından biriydi. Kırmızı elbisesiyle direnişe katılan kadının gaz bombası sıkılması anı direniş sürecinde sıklıkla karşımıza çıktı. Murat Başol, yapmış olduğu bu ilüstrasyonda, bir yanda kadının sivilliği, gündelikliği, savunmasızlığı, saldırısızlığı dururken, donanımlı polisin bir müdahale aracı olan gaz bombasını kullanmasının tezatını gündeme getiriyor. Gaz bombasının kadının pasif direnişini durdurmak amacıyla sıkılmasına rağmen, bu müdahalenin direnişi azaltmak yerine artırmak doğrultusunda gerçekleştiğini resmediyor. Tasarımcı, tüm bu tezatı, kullanılan orantısız gücün direnişin büyümesi ve güçlenmesi, müdahalecilerin de onların yanında küçülmesi şeklinde yorumluyor. Duran Adam Taha Alkan Gezi Direnişi ile ilgili toplumsal duyarlılığını yüksek seviyede yaşamış olan sanatçılardan biri. İllüstrasyonlarını yapmadan önce, yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiyi sorgulayıp, insanlara imgesel veri sağlayan bir teknikle direnişi yorumlama yoluna gidiyor. Gezi Direnişi nin önemli ve özgün bir fenomeni olan Duran Adam ın hikayesini anlatırken minyatür tekniğini kullanan sanatçı, ifadeleri arkaik bir yönteme aktarıyor. Direnişin pasifliğini, olağanlığını sadece durarak ifade eden ve eylemini bu sadelikte yaparak bir o kadar da büyük etki yaratan Duran Adam böylelikle çarpıcı arkaik bir teknikle yorumlanarak direniş zaman tünelinde ölümsüzlüğüne kavuşmuş oldu.

AĞUSTOS/2013 09 İstanbul United Kaan Demirçelik tarafından yapılan bu poster çok anlamlı. Birbiriyle devamlı karşı saflarda ve rekabet halinde olan üç İstanbul kökenli takım olan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarının Gezi direnişi sürecinde ilk defa direnişçi olarak bir araya gelmeleri zihinlerden silinmeyen sahneler yarattı. Normalde aralarında büyük bir rekabet bulunan, derbilerde saldırganlık noktalarına kadar gidebilen taraftarlar direniş ruhuyla bu rekabeti bile aşarak birleşti. Bu üç takımın sembolü olan kartal, aslan ve kanaryanın birlikteliğini resmeden sanatçı, ilüstrasyonunu İstanbul United olarak adlandırmış. Since 31 May 2013 yazısı da gezi direnişinin başlangıç sürecini belirtiyor. (www.artofkaan.com) Everyday I am Chapulling Mert Tügen tişörtüyle, kapri pantolonuyla, gündelik haliyle, saldırganlıktan uzak naif duruşuyla eyleme katılan bir genci resmetmiş. Sanatçı, direnişçinin, eylemcinin imajının gezi eylemi sürecinde değişime uğradığını gösteriyor. Kolektif bellekte parkalı, postallı, belki biraz nobran olan eylemci, artık içimizden herhangi biri olabilir. İnsanların tepki göstermek istedikleri bir konuda, farklı biri olmadan eylem yapabilmeleri ve direniş sergileyebilmeleri görsel olarak yaygınlaştı. Bu durum, eylemciyi ötekileştirmeden kolektif bilincin içine olduğu gibi içselleştirerek katmış oldu. Üstelik sanatçı pasif direnişçinin o sıradan halini yücelterek, tüm müdahalelerden daha güçlü ve büyük olduğunu hissettiriyor. Ayrıca posterde, çapulcu kelimesinin orijinal anlamını aşıp yeniden üretimine ve yeni içeriğine de yer veriliyor. Keep Calm Chapullers Ayşegül Türkoğlu Alpak, bu çalışmada gezi ruhunun heterojenliğini yansıtıyor. Farklı ideolojilerden, farklı kökenlerden gelen pek çok pasif direnişçi benzer kaygılarıyla benzer tepkileri hissederek bu direnişte birleşti. Yine burada direnişin sivilliği ve pasifliği, direnişçilerin gerek kıyafetleri, gerek saçlarıyla gündelik, sıradan sunumlarıyla resmediliyor. Gaz bombasından korunmak için temin edilen ürünler de çeşitlilik yaratıyor. Kimi insanlar basit gaz maskeleri kullanırken, kimileri daha kapsamlı maskeleri kullanmış, gözleri korumak için de deniz gözlüğü çeşitlerine gidilmiş. Uzun günler sürekliliği devam eden ve artan direniş, direnişçilerin devamlı maruz kaldıkları gaz bombası karşısında önlemler almalarını ve geliştirmelerini sağlamış. Bu poster Gezi Direnişi sürecinde ortaya çıkan en önemli noktalardan biri olan direnişçilerin kendilerine ve diğer direnişçilere yaptıkları sakin ve soğukkanlı olma konusundaki telkinleri anlatıyor. Bu telkinler, direniş sırasında provakosyanlara kapılmamak, şiddet içeren davranış ve tutumlar sergilememek, ve böylelikle pasif direnişin yapısını bozmamayı içeriyor. Poster, müdahalelerin şiddeti karşısında bocalamaya düşen direnişçilerin soğukkanlılıklarını kaybetmeden eyleme devam etmesini anlatıyor. Posterin yeşil fonu ve ağaç figürü, direnişin asıl başlangıç noktasını anımsatan ve sakinleştiren bir ruh hali sunuyor.

10 Sanem Odabaşı sanemodabasi@gmail.com YEŞIL ŞEHIRLER REKABETTE Bir yanda 3-5 ağaçla başlayan Gezi Parkı direnişi, öte yanda 140 ülkeden iklim ve çevre aktivistinin katıldığı Global Power Shift... Yaz ayları, özlediğimiz dünya üzerine biraz kafa yormak için ciddi bir fırsat oldu doğrusu! Haziran ayı, başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye yi yoğun şekilde bir çevrecilik sınavına/ sorununa tabii tuttu. Başta Taksim deki son yeşil alan olarak kalan Gezi Parkı nın korunması konusuna yönelik yapılan protestolar ve hemen arkasından 350.org organizasyonluğunda düzenlenen 140 ülkeden çok sayıda iklim ve çevre aktivistinin katıldığı bir haftalık Global Power Shift (Küresel İklim Değişikliği) etkinliği ve takibinde 29 Haziran günü GPS tarafından gerçekleştirilen yürüyüş ile uzun zamandır üzerinde düşünmediğimiz birçok değeri, aslında başka bir dünyanın mümkün olduğunu kısa süre içinde hatırlattı. Her gün yüzlerce binanın, onlarca AVM nin çevreye bıraktığı kalıcı tahribat ve buna bağlı olarak insanoğlunun atmosfere bıraktığı karbon ayak izinden yola çıkmak başka bir dünya için başlangıç, evet. Ama çevreci mimarların yaptıkları çalışmalar, bunların şehirciliğe kısa ve uzun vadede etkileri neler, yeşil- sadece görüntü anlamında da değilbir şehir oluşturmak nasıl mümkün bunları düşünmek gerekiyor. Şehirler için iyi bir gelecek bırakmak, bugünkü çalışmalara bakıyor. Birleşmiş Milletler in 2004 yılında yaptığı bir araştırmaya göre dünya nüfusunun 61% i 2030 yılında büyük şehirlerde yaşayacak. Yeşil bir şehir oluşturmak içinse sürdürülebilirlikten vazgeçmemek gerekiyor. Sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte birçok alan kendi içinde yenilenmeye ve arınmaya başladı. Bu kavram ile mimarlık da oldukça yakından ilgili. Sürdürülebilirlik çerçevesi altında çevreye, doğaya, iklime, insana verilebilecek en az düzeyde zarar vermek çevreci mimarların ilk ilkesi. Sürdürülebilir bir yapı oluşturmanın başlangıç noktasında temelde mimarlığa ait yapı ve form endişeleri olsa da binayı doğal materyaller ve alternatif enerji türleriyle oluşturma kaygısı da yatıyor. Kiremit, ahşap gibi organik materyallerin kullanımının yanı sıra geri dönüştürülmüş cam, yıkılmış binalardan toplanan tuğlalar kullanmak da mümkün. Bambu bitkisinin çok hızlı büyümesi ve gelişmesinden dolayı parkelerde bambu kullanımı yaygınlaşıyor. Mimar Vincent Kuyhenhoven ise serpentin taşının karbondioksit gazını hapsedebilme özelliğinden yararlanarak çatılarda kiremite alternatif malzeme olarak kullanıyor. Öte yandan geri dönüşümün de çevreci bina yapımında kullanıldığı alanlar mevcut. Yalıtımda kullanılan sentetik malzemeler geri dönüşümle elde edilebiliyor. Dünya nüfusunda bu kadar hızlı bir büyüme varken ve büyük kentler de az yeşil alana sahipken, her şey umutsuz görünse de, New Yorklu mimar Dan Barasch probleme çözümle yaklaşıyor. PSFK 2013 Teknoloji ve İnovasyon Konferansı nda Dan Barasch, New York için üretmiş olduğu The Lowline adlı bir projeden bahsetti. Bu projeyle Manhattan ın Lower East Side bölgesinde, yer altında terk edilmiş bir tramvay istasyonu olan alanı park haline getirmeyi amaçlıyor. Yer üstüne yerleştireceği güneş ışığını hapseden çanaklar aracılığıyla yer altını aydınlatarak orada ağaç, bitki ve çim yetiştirmeyi planlıyor. Böylece doğal yollar aracılığıyla yer altında yeşil bir alanı yapabilmek mümkün olacak. Bir başka doğal yaşam alanı tasarısı ise yine New York da, Waldorf-Astoria Oteli ne dair. Otelin çatısı 20.000 arıya ev sahipliği yapıyor. Böylece otel sahipleri bal üretimini kendileri yaparken aynı zamanda arıların popülasyonunun devam etmesine de katkıda bulunuyor. Ekoloji ye Dost Şehirler Mimarlıkla beraber şehircilik anlayışı da gelişiyor. Dünyada birçok şehir artık sadece metropol kent olmakla övünmenin yetmeyeceğinin farkında. Büyük şehir olma kaygılarını bırakıp, yeşil şehir olma amacını taşıyan şehirlerin sayısı artmakta. Bunların başında Vancouver geliyor. Vancouver, 2020 yılı için kendine bir eylem planı hazırladı. Bu doğrultuda dünyanın en yeşil şehirlerinden biri olmayı planlıyor. Bunun için yapılan çalışmalar oldukça hızlı ilerliyor; güneş panellerinin sayıca artması, yeni bisiklet yollarının yapılması, jeotermal ısıyı kullanmak, tuvalet sifonlarını sadece yağmur sularını kullanarak sağlamak, yeşil çatılar oluşturmak bunlardan bazıları. Bir diğer önemli şehir projesi örneği ise Birleşik Arap Emirlikleri nde Masdar kentinde gerçekleşiyor. Dünyanın ilk ekolojik kenti olarak tasarlanan Masdar, tamamı sürdürülebilir enerjiden oluşan, kesinlikle karbon salınımının yapılmadığı, güneş ışığını elektriğe dönüştüren panellerle ve bu elektrik ile çalışan araçlarla dolu bir kent olacak. Binaların tamamı ise sürdürülebilir (organik, geri dönüştürülmüş/ geri dönüştürülmeye müsait) materyallerden oluşacak. 2016 yılında bu projenin bitmesi dahilinde 50.000 insanın Masdar da yaşaması planlanıyor. Bu gibi örneklerin sayısı çoğalıyor, çoğalacak. Dünya artık kendini her anlamda arıtmaya ve doğal alanını korumaya mahkum. Aynı prensipleri ve tutumları Türkiye için de söyleyebilmek zaman alacak gibi duruyor. Yine de geçtiğimiz Haziran ayı, şehircilik ve mimari alanlarda bilinçlenmenin başladığı fikrini doğuruyor.