FAALİYET RAPORUMUZ
AİLE HEKİMİ MESLEKTAŞLARIMIZA ve KAMUOYUNA ÖNEMLE DUYURULUR!!! 03.01.2015 saat 10:00 da Balıkesir Tabip Odası nda yapılan toplantıda aile hekimlerine ve kamuoyuna aşağıdaki duyurunun yapılması kararı alınmıştır; Sağlık Bakanlığı 2015 yılında Aile Sağlığı Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde uygulamaya koyacağı cumartesi nöbetleri ile ilgili yayınlanan 2014/33 sayılı genelgenin hukuksuz olması sebebi ile nöbetlere gidilmemesi kararı alınmıştır. Şimdilik cumartesi gününü kapsayan bu nöbetlerin önümüzdeki süreçte pazar günlerini,yılbaşını, bayramları kapsayacağı ve daha sonra da 7 gün 24 saat olacağı hatta ilerleyen süreçte Aile Hekimliği Hizmetlerinin özelleştirileceği aşikardır. Türk Tabipleri Birliği, Balıkesir Tabip Odası, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu,Balıkesir Aile Hekimleri Derneği, Sağlık İş Kolundaki tüm Sendikalar (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Türk Sağlık Sen, Sağlık Sen, Birinci Basamak Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık İş) üyeleri için genel merkezleri cumartesi nöbetlerine gitmeme kararı almıştır. Haksız ve hukuksuz olan bu nöbetlere kesinlikle KATILMAYACAĞIZ!!
3 OCAK BASIN MENSUPLARINA YÖNELİK İLK YARDIM EĞİTİMİ SEMİNERİMİZ
6 OCAK VEREMLE SAVAŞ EĞİTİMİ VE PROPAGANDA HAFTASI KONULU BASIN AÇIKLAMAMIZ 1947 yılından bu yana, Veremle ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa karşı toplumun bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesi amacıyla her yıl ocak ayının ilk pazar gününden başlayan hafta Verem Savaş Eğitimi ve Propaganda Haftası olarak belirlenmiştir. İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan VEREM, Dünya da ve Türkiye'de görülme oranı giderek düşmesine rağmen halk sağlığı sorunu olarak önemini korumaya devam etmektedir. 2013 yılında Dünya da 9 milyon yeni vaka ortaya çıktı ve 1.5 milyon kişi veremden öldü. Türkiye de her yıl 13-14 Bin kişi Verem hastalığına yakalanmaktadır. Türkiye de görülme oranı 100 Binde 20 dir Türkiye de yeni tespit edilen verem hastası sayısının her yıl ortalama % 6-7 oranında azalmaktadır. Hastalık Sosyo-ekonomik koşulları bozuk olan, nüfus hareketliliğinin fazla olduğu illerde yoğun olarak görülmektedir. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırabilmektedir. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin verem mikrobuyla enfekte olduğunu söyledi. Tedavi edilmeyen veremli hastaların ölüm oranının yüksek olduğunu ifade eden Demir, dünyada "Verem mikrobunun kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak veremi olan hastalardır. Verem hastalığına sebep olan basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10, 15 kişiye hastalığı bulaştırır. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile hastaların çoğunda ortalama 2, 3 haftada bulaştırıcılık yok olur."
Uzun süreli öksürük, balgam çıkarma, kanlı balgam, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı, gırtlak veremi ve ses kısıklığının verem hastalığının belirtileridir. Toplum Sağlığı Merkezi Verem Savaşı birimlerinde veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir. Veremin tedavisi standarttır, 6 aylık tedavi uygulanmaktadır. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Bu açıdan düzenli ve kesintisiz altı aylık tedavi birey ve toplum sağlığı açısından çok önemlidir" dedi. Hastalıktan korunmak için bebeklere ikinci ayında BCG aşısı uygulandığını, Türkiye genelindeki Verem Savaş Dispanserinde de çeşitli uygulamalar devam etmektedir. İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan verem (tüberküloz) etkeni, aşısı ve ilaçlarının uzun yıllar önce bulunup etkili bir şekilde tedavi edilebiliyor olmasına rağmen özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde büyük bir sağlık sorunudur. Türkiye de ölüm nedenleri arasında ilk 20 hastalık içinde yer almaktadır. Tüm dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri tüberküloz basili ile enfektedir. Enfekte kişilerin %5-10'u yaşamlarının bir döneminde hasta olmaktadır. Dünya genelinde 2013 yılında yaklaşık 8.6 milyon yeni tüberküloz vakası tespit edilmiş 1.3 milyon kişide bu hastalıktan öldüğü saptanmıştır. Dünya da sanayileşmiş ülkelerde tüberküloz İnsidansı yüzbinde 20 ve altında iken, Asya ülkelerinde Yüzbinde 100 den,afrika da Sahra güneyi ülkelerde ise yüzbinde 300 den fazladır. Türkiye genelinde 2013 yılı verem hastalığı insidansı yüzbinde 20 dir. Verem (Tüberküloz) hastalığını tüm topluma tanıtmak amacıyla 1947 yılından bu yana her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan hafta Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası olarak belirlenmiştir. Bu yılda 68.Verem Eğitim ve propaganda haftasını 6-12 Ocak 2015 tarihleri arasında kutlanacaktır. Verem Savaşı ancak toplumun bütün bireylerinin verem hastalığının gelişme, bulaşma şekli ve korunması hakkında bilinçlenmesi ve sıkı işbirliği ile sağlanır. Bu nedenle verem hastalığını halka tanıtıp, toplumun hastalığa karşı bilinçlendirilmesi için düzenlenen bu haftada verem hastalığı ile ilgili yazı ve spotların ve Doğrudan Gözetimli Tedavi ile ilgili açıklamalarının basın ve yayın kuruluşları tarafından yayınlanması, okul ve toplu yaşanan yerlerde eğitimler düzenlenmesi ve açıklayıcı pankartların şehrin muhtelif yerlerine asılıp ve broşürlerin dağıtılması planlanmıştır.
Verem hastalığının etkeni Mycobacterium tuberculosis adlı bakteridir.çoğunlukla akciğerlerde hastalık oluşturmalarına rağmen kemikler, eklemler, beyin, böbrekler, sindirim sistemi, omurga gibi organ ve sistemleri de etkileyebilmektedir.tüm organları tutabilmesine karşın, tüberküloz (verem) denildiğinde daha çok akciğer tüberkülozu akla gelmektedir.. Bu hastalar, toplum ve yakın çevreleri için önemli enfeksiyon kaynaklarıdır. Hastalığı sağlam kişilere bulaştırarak toplum içinde yayılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle hastalık sadece bireyi değil, toplumu da ilgilendiren bir sorundur. Verem hastalığının bulaşmasında balgam en önemli kaynaktır. Öksürme, aksırma ve konuşma havada tüberküloz basilleri içeren çok küçük damlacıkların oluşmasına yol açar. Bu damlacıklar sağlam insanlar tarafından solunum yoluyla alınabilir ve hastalığa yol açabilir. Özellikle dengeli beslenmeyen,sigara,alkol ve uyuşturucu madde kullanan kişilerde, Şeker hastalığı,kronik böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanlarda vücut direnci düşük olduğu için verem hastalığına yakalanma riski artmaktadır. Tüberküloz tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur.hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları ile hastalıktan şüphelenilir. Verem hastalığının en sık görülen belirtileri;3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, halsizlik,iştahsızlık,göğüs ağrıları, kanlı balgam çıkarma ve kilo kaybıdır.küçük çocuklarda kilo alamama da olabilir. Bu şikayetleri olan kişilerin en yakın zamanda bir sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri gerekmektedir. Hastalık tespit edilirse takip ve tedavisi verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Verem hastalığı olan bir kişinin aile üyeleri, birlikte çalışan kişiler ve arkadaşları hastalığın bulaşması açısından en büyük risktedirler. Bu kişiler de dispanserde kontrolden geçirilmekte ve gerekli olanlar ilaçla koruma tedavisine alınmaktadır. Verem hastalığından korunmak için, verem aşısı ( BCG ) tüm bebeklere 2 aylıkken mutlaka yapılmalıdır. Bu aşı hem Verem Savaşı Dispanserinde hem de Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Verem hastalığı günümüzde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavisi en az 6 aydır. Eğer hasta bu süre içerisinde ilaçlarını çok düzenli olarak kullanırsa tamamen iyileşir. Fakat ilaçlarını düzenli olarak kullanmazsa, direnç gelişimine sebep olur. İşte o zaman verem hastalığı öldürücü olabilir. Tedavi edilmeyen her tüberküloz hastası yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. Bulaştırıcı bir verem hastasını tedavi etmek hastalığın başkalarına yayılmasını önleyecek en iyi yoldur. Bu nedenle tedavisinde Doğrudan Gözetimli Tedavi(DGT) uygulanmaktadır. Günümüzde DGT, Tüberküloz kontrolünde en önemli tedavi stratejisidir. DGT, tüberküloz hastasının tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu sağlık personeli gözetiminde içmesi ve bu durumun kaydedilmesi esasına dayanan bir tedavi şeklidir. Ancak böyle bir uygulama ile hastaların planlanan tedavi süresi boyunca ilaçlarını içtiğinden emin olabiliriz. Hastaların uzun süre ve fazla sayıda ilacı hiç aksatmadan içmesi çok zordur. Zaten yapılan büyük çaplı çalışmalar, DGT dışı uygulamalarla hastaların yaklaşık üçte birinin tedaviyi terk ettiklerini göstermektedir. Sonuçta tedavi başarısızlıkları ortaya çıkmakta, basil saçan hastalar toplumda serbestçe dolaşmakta ve gelişen ilaç dirençleri, tedavileri çok daha güç ve pahalı hale getirmektedir. Bazı hastalarda tedavi olma şansını kaybetmiş kronik hastalar haline gelmektedir. Tüberkülozdan ölümler artmaktadır. DGT uygulaması ile tedavi başarısı ve kür oranları artarken hastalık insidansı (hastalık görülme sıklığı) hızla düşmektedir. Bunun yanında nüks oranları, ilaç direnci oranlarının da düştüğü gösterilmiştir.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ BALIKESİR MİLLETVEKİLİ SAYIN AV. NAMIK HAVUTÇA NIN ODAMIZA ZİYARETİ Balıkesir Milletvekili Av.Namık HAVUTÇA ile Balıkesir Baro Başkanımız Av.Yaşar Meyvacı Tabip Odamızı ziyaret etti. Yönetim Kurulumuzun çalışmalarında başarılar dilediler.
10 OCAK VEREM SEMİNERİMİZ
BALIKESİRDE'Kİ AİLE HEKİMLERİNE VE AİLE SAĞLIĞI ELEMANLARINA DUYURU 10 Ocak Cumartesi, Saat:10:30'da Balıkesir Tabip Odasında toplanan Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Elemanları aşağıdaki kararları aldılar. 1.) Sağlık Bakanlığınca uygulamaya konulan ancak hukuki dayanağı bulunmayan ASM'lerdeki tutturulacak olan nöbetlere katılmayacağımızı deklare edilmiştir.. Eğer Halk sağlığı Müdürlüğü nöbetleri tebliğ ederse, ''Hukuki haklarımız saklı kalmak şartıyla yazıyı tebellüğ edeceğiz. Ayrıca nöbet görevine gitmeyen arkadaşlarımızın, açılan ASM'lerde maddi kayıpları, ASM'yi açan hekimden tanzimi içinde gerekli hukuki girişimde bulunulacaktır. 2.)17 Ocak 2015 tarihinde Cumartesi günüa saat:13:00'te Balıkesir Tabip Odasında Basın Açıklaması yapılacaktır. Basın Açıklamasına; Sağlık-iş kolundaki tüm sendikalar Balıkesir Tabip Odası Balıkesir Aile Hekimleri Derneği Balıkesir Aile Sağlığı Elemanları Derneği Balıkesir Eczacı Odası Balıkesir Diş Hekimleri Odası Balıkesirde görev yapan tüm Aile hekimleri ve Aile Sağlığı Elemanları davetlidir. Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi, Manisa Milletvekili Ecz. Özgür ÖZEL ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi, Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret AKOVA Tabip Odamızı ziyaret etti. Milletvekillerimize oda başkanımız tarafından sağlık çalışanlarımızın yaşadığı sorunlar ve Tabip Odamızın çalışmaları konusunda bilgi verildi.
Balıkesir Tabip Odası olarak Bandırma ilçemizde ki Keman&Piyano resitalimizi gerçekleştirdik. Yoğun bir katılımın gözlendiği programda Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğretim elemanı keman hocası Ozan Sari ve Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı piyano ana sanat dalı öğrencisi Çağlar Burgazlıoğlu sanatseverlere unutulmaz bir performans sergilediler. Programımıza katılarak bizlerle birlikte olan; Belediye Başkanımız Dursun Mirza, Manyas Belediye Başkanımız Tarcan Barçın, Belediye Başkan Yardımcımız Mehmet Sert, Sodev Genel Sekreterimiz Mehmet Tüm'e, genç sanatçılarımıza, Bandırma ilçe temsilcilerimize, meslektaşlarımıza ve sanatseverlerimize teşekkür ediyoruz
ASM LERDE TUTTURULACAK OLAN NÖBETLERE KARŞI 17 OCAK TAKİ BASIN AÇIKLAMAMIZ
17 Ocak 2015 tarihinde uygulamaya konulan Aile Sağlığı Nöbetlerini full bir yoğunluk ile Balıkesir Tabip Odasında saat 13:00'de yapılan basın toplantısıyla protesto edilmiştir. Toplantıya sağlık meslek odaları, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları ve sağlık iş kolu sendikaları katılmışlardır. Basın Metnimiz Değerli Basın Mensupları Bugünkü Basın toplantımızı Balıkesir Tabip Odası, Balıkesir Diş Hekimleri Odası, Balıkesir Eczacılar Odası, Türk Sağlık Sen, Sağlık Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Balıkesir Aile Hekimleri Derneği, Balıkesir Aile Sağlığı Elemanları Derneği olarak düzenlemiş bulunuyoruz. Basın toplantımızın gerekçesi, Sağlık Bakanlığının 09.12.2014 tarihinde yayınladığı 33 sayılı genelgeye göre; Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim ve sağlık personelinin Cumartesi günleri 08:00-16:00 veya 09:00-17:00 saatleri arasında sekiz saat süreyle tutması öngörülen nöbet uygulamasının hukuka aykırı olduğunu ve bu nedenle çalışan arkadaşlarımız tarafından tutulmayacağını kamuoyu ile paylaşmaktır. Özetle Aile Sağlığı Merkezlerinde tutulması istenilen haftasonu nöbetlerinin haksızlığını ve hukuksuzluğunu vurgulamak için burada bulunuyoruz. Aile hekimliğinin özü halkımıza koruyucu sağlık hizmetleri sunmaktır. Aile Hekimliği hizmetlerinin belirlendiği 5258 sayılı yasada ve Aile Hekimi arkadaşlarımızın yaptıkları sözleşmelerde; hafta da 40 saat aile hekimliği hizmeti verileceği belirtilmiş olmasına rağmen hafta sonu acil nöbet tutulacağına yönelik bir madde bulunmamaktadır. Ülkemizde Aile Hekimliği uygulaması özellikle Hekim arkadaşlarımızın özverili çalışmaları sonrasında oldukça başarılı noktalara ulaşmıştır. Ülkemizde aşılama oranının %98 civarında olması Aile Hekimi arkadaşlarımızın başarısıdır. Bu başarıya Aile Sağlığı Merkezlerin amacına uygun hizmet vermesiyle ulaşılmıştır. Şuan geldiğimiz noktada; Bu nöbet dayatmasının vatandaşımızın da memnun olduğu Aile Hekimliği sistemini bozacağı açıktır. Verilen sağlık hizmetlerin kalitesinin azalacağı, verimliliğin düşeceği kesindir. Çünkü Hizmet sunan hekimin memnun olmadığı bir ortamda hizmet alan hastanın memnun olması beklenemez. Bu genelge ile Aile Sağlığı Merkezlerinde Acil Servis hizmeti verilmesi de istenmektedir. Halbuki Aile Sağlığı Merkezleri koruyucu sağlık hizmeti veren 1. Basamak Sağlık Merkezleri olup yataklı tedavi kurumları değildir ve uzun süreli hasta takibi yapılması mümkün değildir. Ayrıca Aile Sağlığı Merkezlerinde Acil Servis hizmeti verilecek alt yapı bulunmamaktadır, buralarda gerekli Laboratuvar tetkikleri ve Röntgen hizmetleri yoktur. Bu nedenle Acil müdahale gerektirecek hastaların Aile Sağlığı Merkezlerine başvurması zaman kaybına neden olacak ve hastalar zarar görecektir. Bu uygulamanın hekim ve hasta memnuniyetsizliğini arttıracağı bununda Sağlıkta Şiddeti körükleyeceği açıktır.
Aile Sağlığı Merkezlerinde Cumartesi günleri yalnız kalacak olan özellikle Bayan Hekim arkadaşlarımız güvenlik endişesi yaşamaktadırlar, kendilerine başvuracak bir psikiyatrik hastanın uygun olmayan ilaç reçetelenmesi isteği karşısında ne yapacaklarını sorgulamakta, istenilen ilacın yazılmaması sonrasında şiddete uğramanın hatta hayati tehlikeye maruz kalmanın endişesini yaşamaktadırlar. Kaldı ki Aile Hekimi arkadaşlarımızında Anne ve Babadır. Onlarında bir ailesi vardır ve ailelerine, çocuklarına zaman ayırmaları gerekmektedir. Esasen bu uygulama bir angaryadır ve Anayasal değildir. Sağlık Çalışanları daima halkımızın ihtiyacı olduğu zaman gönüllü ve özverili olarak sağlık hizmet vermişlerdir ve bundan sonra da vereceklerinden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak; Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği Aile Hekimliği hizmetlerinin toplumumuz için daha yararlı olacağını düşünmekteyiz. Oysa bu genelge ile; - Aile Hekimliği Sistemi bozulacak, memnuniyetsizlik hizmet veren ve alan için artacaktır - Acil hastaların müdahalesi yeterince yapılamayacak ve zaman kaybı yaşanacak - Sağlıkta Şiddet artacaktır hatta can kayıpları olacaktır. O nedenle; Sağlık Bakanlığına ve yetkililere sesleniyoruz. Tamamen önümüzdeki seçim süreci göz önünde bulundurularak hukuksuz olarak hazırlanan bu uygulamadan biran önce vazgeçilmesini, sağlığı politik amaçlarınıza kurban etmemenizi talep ediyoruz. Söz konusu genelge nedeniyle Şiddete uğrayacak ve hatta hayatını kaybedecek meslektaşlarımızın sorumlusu Sağlık Bakanlığı ve bu uygulamayı dayatan yetkililer olacaktır. Bu nedenle; Cumartesi günleri Aile Sağlığı merkezlerindeki uygulanması istenen nöbetlere aile hekimleri olarak gitmeme kararı almış bulunmaktayız ve bu konuda kararlıyız. Eğer uygulama ısrar edilecek olunursa; Türk Tabipleri Birliği, Balıkesir Tabip Odası, Sağlık alanındaki tüm sendikalar ve Aile Hekimleri Derneği olarak her türlü yasal yollara başvuracağız ve bu uygulamaya karşı hukuki hakkımızı arayacağız, Saygılarımızla. Balıkesir Tabip Odası Balıkesir Diş Hekimleri Odası Balıkesir Eczacılar Odası Türk Sağlık Sen Sağlık Sen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Sağlık İş Sendikası Balıkesir Aile Hekimleri Derneği Balıkesir Aile Sağlığı Elemanları Derneği
20 OCAK 2015 KEMAN VE PİYANO RESİTALİMİZ
Balıkesir Tabip odası olarak kültür ve sanat etkinliklerimizin 6. sı olan Keman ve Piyano Resitalimizi 20.01.2015 tarihinde NEF Konferans salonunda gerçekleştirdik.resitalimiz Balıkesir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik bölümü öğretim görevlisi Yard.Doç.Dr.Hakan Okay ın koordinatörlüğünde Keman Sanatçısı Mesut Çaşka ve Piyano sanatçısı Alexander MEKAEV in sunumuyla yapıldı. Keman sanatçımız Mesut ÇAŞKA; müziğe ud çalarak başlamış ve Türk Sanat Müziği konusunda usta bir yorumcu olduktan sonra keman eğitimi almıştır. Klasik müzik yorumcusu kimliği ile dinlediğimiz Çaşka geleneksel müziklerimiz ve klasik müzik yorumculuğunu tek bir kimlikte bir araya getirmiş, özel bir müzisyendir. Keman sanatçımıza eşlik eden Alexsander Mekaev; uzun yıllardan bu yana Türkiye de bulunmaktadır. Gerek besteciliği gerekse piyanistliği ile oldukça güçlü bir sanatçı kimliği taşımaktadır. Program sonunda sahneye çıkan Tabip Odası Başkanımız Dr. Fikret Şahin; Bugün bu konseri kadın erkek birlikte izlediksek bunu Cumhuriyete ve onun kurucularına borçluyuz. O nedenle Cumhuriyet bazıları için reklam olarak değerlendirilse de bizim için aydınlık yarınlar, çocuklarımızın geleceği ve yaşam kaynağımızdır. Bu konser Cumhuriyetimize yönelik olumsuz söylemlere en güzel cevap olmuştur. Dedi. Programımızda bizlere unutulmaz bir gece yaşan keman sanatçısı Mesut Çaşka, piyano sanatçımız Alexander Mekaev, koordinatörlüğünü üstlenen Yard.Doç.Dr.Hakan Okay a, bizleri yalnız bırakmayan sanatseverlere teşekkür eder, bundan sonra ki kültür ve sanat etkinliklerimizde buluşmak dileğiyle saygılar sunarız. Balıkesir Tabip Odası
Balıkesir Tabip Odası, kültür ve sanat etkinliklerinin yedincisini Edremit Şükrü Tunar Kültür Merkezinde gerçekleştirilen Keman ve Piyano Resitali ile devam etti. Keman Sanatçısı Ozan Sarı ve Piyano Sanatçısı Çağlar Burgazlıoğlu'nun resitaldeki performansları izleyenleri büyüledi. izleyiciler arasında CHP Edremit İlçe Başkanı Mehmet Ömer Enver Enligün ile Satranç Ulusal Takımı Antrenörü GM Evgenij Miroshnichenko'nun da bulunduğu resital, körfezin sanat yaşamında farklı bir esinti yarattı. Balıkesir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Fikret Şahin, yaptığı konuşmada Cumhuriyet ile elde edilen kazanımların sonuna kadar savunucusu olacaklarını ifade ederek bu konserin hem sanatçılarının hem de bu konseri izlemeye gelenlerin Cumhuriyet'in kazanımlarının en güzel göstergelerinden olduğunu belirtti. Resitalin sonunda Keman Sanatçısı Ozan Sarı ile Piyano Sanatçısı Çağlar Burgazlıoğlu'na ve konserin düzenlenmesinde emeği geçen Dr. Hatice Semerci Ayla ile Dr. Birgi Tuna'ya teşekkür belgeleri verildi. Balıkesir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Fikret Şahin, mazereti nedeniyle resitale katılamayan ancak gönderdiği çelenk ile nezaketini gösteren Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka'ya da salon tahsisi için ayrıca teşekkür etti. (Fotoğraflar: Ali Beşbudak)
Balıkesir Görme Engelliler Derneği Başkanı Sayın Salih Mehmet Aslan'ı ziyaret ettik
Balıkesir Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde kalan yaşlılarımızı ziyaret ettik. Ziyaretimiz boyunca bize eşlik eden Sayın Müdür Leyla Demirel'e, Müdür Yardımcısı Sayın Fatma Hanım'a ve bize göstermiş oldukları yakın ilgiden dolayı huzurevi sakinlerimize çok teşekkkür ediyoruz.
EDREMİT RETİSALİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK
MEME VE RAHİM KANSERİ KONFERANSIMIZI DÜZENLEDİK Balıkesir Tabip Odası olarak düzenlediğimiz " Meme ve Rahim Kanserleri " konulu konferansımızı 31.01.2015 tarihinde gerçekleştirdik. Konferansımıza Genel Cerrahi Uzmanı Dr.Erdal Ünal, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.Zafer ÇANKIRI konuşmacı olarak katılmışlardır.