Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Çamaşır makinası Şeyh Esref Efendi Berlin 2011 Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim. La havle vela kuvvete illa billahil aliyyül aziym. Destur ya Seyyidi ya Mevlana ya Ricalallah! Esselamun Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu. Her zaman Esselamun Aleyküm demeye çalışın, bu size ve bütün insanlara selamet getirir. Şimdi insanlar Esselamun Aleyküm demeyi unuttular. Bunu hatırlamadıkları sürece onlara huzur yok ne burada ne bundan sonraya. Onun icin söyle YaRabbi, Sen bize bu dünyada ve ahirette selamet ver Sen bize selamet vermezsen kimse veremez de, korkma! Cok kimse geliyor bana ve Seyh, dinden anlatacaksan gideyim, biz sana bize Ilahi Asktan söyleyeceksen gelelim diyorlar. Ben de onlara: tam yerine geldiniz Ilahi Asktan baska bir mevzum yok ki zaten anlatayim. Hosgeldiniz welcome to me diyorum. Ben hic kimseyim lakin gökyüzünden bana verilmis Izinle burada oturuyorum ve beni size hitab ettiriyor BüyükSeyhimiz Hazretleri. Ve bana onlara Ilahi Asktan Ilahi Huzurdan anlat diyor. 1
Lakin önce onlari temizce bir yika diyor. Cünkü Ilahi Ask aslinda anlatilmak degil tatmak ister. Bunun icin de Ilahi Huzura kabul edilmek elzemdir. Cünkü Sevgiliyi görmeden nasil asik olacak seveceksin Onu? Peki Ilahi Huzura nasil kabul edilir insan? Temiz olarak! Pis insani Sultan Huzuruna cikarmazlar. Insan nasil temizlenir? Nefsini yikayarak yahut yikatarak! Evet! Insanlar bu zamanda dinden yani Ilahi Hükümlerden Offenbarungen- korkuyorlar. Hakikatta dinden korkan insan degil onun nefsidir. Niye? Cünkü her insanin nefsi kirlidir ve temizlenmek ister. Bilhassa bu zamanda. Dinden niye korkar insan nefsi? Cünkü Din bir Ilahi Hamama yahut çamaşır makinasına benzer, insandaki dünyanın bütün pisliğini temizlemek için var. Nefis insanin kirli camasiridir ve kirli camasirin en sevmedigi camasir makinasidir. Cünkü bilir onun icine bir kere girdimi iyi bir fircalanmadan bir daha cikmayacaktir oradan. Korkar. Kacar. Ancak hic kimse üstü basi pis olarak Sevgilinin yahut karsisina cikmaz. Yikanir kokulanir öyle cikar. Evet, Allah Huzuruna cikmak isteyen kirli nefisle o Huzura cikamaz. Almazlar. Ve Ilahi Huzurdan inen her Vahiy, Offenbarung, camasir makinasina gelen temiz su ve sabun misalidir. Ilahi Hükümler hepsi de Insan nefsindeki görünmeyen kirleri temizlemeye, pasları zımparalamaya ve onu cilalayıp parildatmaya var. Aksi takdirde insan nefsindeki o kir pas onu çürütecek ve pes para etmez hale getirecektir. İnsan sağlında çürürmü? Evet! Şayet insan sağlığında çürümemiş olsa mezarında da asla çürümez. Yerin üzerini çürümeden terk edene yerin altında çürümek haramdır. Git bak! Kim mezarında çürümüsse toz toprak olmuşsa o muhakkak ki daha bu dünyayı terk etmeden çürümüs kimseydi. Kimler toprağın altında çürümez? Nefsi yerin üzerini terkemeden temizlenmiş akpak edilmiş kimseler ne yerin üzerinde ne yerin altında asla çürümezler onlar hep Hayy`dırlar diri. Diri dedinmi adı üzerinde diridir diriden ölü nasıl olsun? Peki Ölü kimdir? Kabrini açıpta baktığında çürümüş toprak olmuş kim varsa o ölüdür. O yasarken de zaten ölüydü sadece sen bilmiyordun bunu o sana yerin altında ispat etti. 2
Değilse bin sene toprağın bağrında dursa o çürümez toz olmaz. Evet. Ölüm aslında yokluk demek değildir. Ölümü yokluk hesap eden yok olsun. Yakıșır! Ölüm onları yok eder. Misal; Son zamanın uydurma tabirleri veyahut Bazı insanların çok tatsız bir tabirleri vardır Ölüler üzerine. Derler ki, ebedi istirahatgahına tevdi edilmiștir veyahut ebedi uykusuna dalmıș. YaHu hangi kitapta hangi dinden bu ilmi almıșlar, hangi Peygamberden bu sözü ișitmișler de söylüyorlar? Ebedi istirahatgahı veyahut ebedi uykusu diyorlar. Yok! Gittiğimiz alem aslında Berzah alemidir yani bir İlahi Bekleme Odası. Buradaki bekleyis mahșere kadar devam eder. Ve Mahșerde Allahın Divanına da durduktan sonra bil ki sen sorulacaksın, insanlığından sorulacaksın. Hayvana sorgu yok onun için hayvana ne için hayvanlık yaptın yahut niye hayvanlık yapmadın diye hayvanlığından sorulacak yok. Amma insana insanlığından sorulacak. Neye insan gibi yașamadın neye insanlığı bıraktın da hayvanlık yaptın hayvanlara ait olan senin olmayan bir șeye meylettin diye sana sorulacak. Kıyamet gününde senden sadece insanlığından sorulacaktır. Onun cevabına hazır ol. Orada muhakemeye girmeden sen kendi kendini her akșam bir teraziye koy. Kendi kendini hesaba çek sor bugün ben insan olarak mı akșama yetiștim hayvan olarakmı, sor! İnsanlığa yakıșır haldemiyim yoldamıyım, sor kendini muhakeme et. Gün boyunca gerek kendi bașına gerek insanlar arasında olan hareketlerini sözlerini bir teftiș et gözden geçir. İnsan doğabilirsin lakin insan olmak kolay değil gayret ister. Ve mahșer günüde bu dünyada yașayan bütün mahlukat gelecektir ne fazla ne eksik. Bu dünyadan giden hayvanatta, șimdi hazır olan hayvanatta. Her canlı mahșer gününe gelecektir, sende geleceksin bende geleceğım. Lakin hayvanlara soru sual olmayacak. Yalnız haklaștırma olacak. Cünkü İnsanlarla hayvanlar arasında da hak terazisi kurulacak. Niye? Cünkü hayvanlarinda bu dünyada kendine göre haklari vardir insanlar üzerinde. Zulüm gören hayvanlar da insanlardan davacı olacaklar hakkını soracaktir, Kușlar diyecek; ne için bizi diri diri yaktınız tavuklar diyecek ne için bizi 10 tavukluk kafeslere 50 er 100er tıktınız, bize zulmettiniz? Ne için beni hırpaladın kafama vurdun sırtıma vurdun? Hepsi kıyamet gününde insandan hakkını 3
arayacak ya acı davası ya hakaret davası açacaklardır insana. Peki hayvandan hesap olacakmi? Be hayvan bu, ne hesabı sorulacak? Akılsız hayvana ne diyecektin? Hangi akla uydunda sokaklarda elbisesiz ciplak gezdinmi diyeceksin? Evet, hayvana hesap yok insana var. İnsanın her yaptığı etrafında ișlediği her cürüm teraziye konacaktır tartılascaktır. Bakalım hangisi ağır çekiyor. Akıllı ișlermi akılsız ișlermi? Tartılacak ve hesabı sorulacak. Hani sen bir nesneyi analiz etmek için binbir parçaya bölersin onu ondan bundan bundan çıkarır meselenin özüne inersin irdelersin ya mikroskop altında yahut laboratuvarlarda onun gibi insanın her ișlediği her söylediği mercek altına alınacak ve hükmedilecektir: Evet mesele anlașilmıștır. Bu kimse aslında insane suretinde gezmiș lakin hayvan gibi yașamıștır ona göre bu kimseye muamele edile. İște bu! Adalet terazisinde.allah bu dünyada yaptığın iyinin de kötünün de senden hesabıni soracak. Buna hakkı var çünkü seni O yarattı. Soramaz deme! Deme, nefis benim dilediğimi yaparım. Nefis seninse o halde neye ölüyorsun? Hadi ölme! Bu yaşlı dünyanın dahi üzerinde sizin göremediğiniz bir son gün tarihi yazmaktadır bunu sıradan insanlar göremezler ve onun için aldanırlar. Onlar zannederler ki bu dünya ilelebeddir. Değildir. Ve bu dünyada, gezegende yaşamış olan insanlar hesap gününde son günün yargılanmasına çağırılacaklardır. Nasıl Firma sahibi ay sonunda yahut sene sonunda çalışanlarından bir Bilanço ister yaptığı işlere dair eksi artı hesap yapar, varlığımızı borçlu olduğumuz sahibimiz Cenâb-ı Hak da biz kullarına bu gezegendeki hayatımızda ne yaptığımızı bize soracak. Ey Müminler, inananlar! Biz burada ders vermek için bulunmuyoruz. Yok. Burası Üniversite salonu değil ve bizim Profesör etiketimiz yok. Vereceğimiz dersimiz de yok onun için. Lakin biz burada bilmeyenler için belki iyilerden ve iyi şeylerin ne olduğundan haber vermek için buluyoruz. Ve din iyi Tavsiye demektir. Başka da hiç bir şey değil. Misal: Her memlekette Turistler icin bir Danışma merkezi olur. Onlar oraya giderler ve ilk defa geldikleri ve tanımadıkları bu yerlerde hangi meclislerin yahut muhitlerin onlar için uygun yerler olduğunu öğrenmek için bilmek için danışmaya yahut bilgi almaya gelirler. 4
Hiç bir aklı başında Turist tek başına By Chance gezmez. Onun için biz insanları yaratan ve bütün bu alemlerin sahibi olan Zat adına Peygamberler Mührü konuştu ve Din nasihattir buyurdular. Yani dağdaki ormandaki otobandaki yol gösterici levhalar nasıl doğru yolu göstermek için varsalar din de insanlara gitmeleri gereken istikameti göstermek için gelmiştir manasına. Bu mavi Gezegen denilen dünya, hakikatıylan vahşi ormana benzer. Topraği sayıya gelmez mayınlarla döşenmiştir. Peygamberler ve Evliyalar işte bu mayın döşenmiş vahşi ormanda vahşi hayvanlar tarafından parçalanmadan selamet içinde yolumuzu bulalım diye birer yol gösterici ve Detektör misali Kılavuzlar olarak gönderilmiştir biz insanlara. Peygamberleri ve evliyalarını dinleyen ve onların gösterdiği istikamet üzere yürüyen insanlara bu dünyada ve bundan sonraya selamet var değilse kendileri bilirler. Mayına basmadan vahşiler tarafından parçalanmadan yollarını bulsunlar. Yoksa hiç bir Peygamber yahut evliya zorla kimseye nasihat etmez. Din nasihattır amma zor teklif etmez. Din kanunları kime geçerlidir? O dine inananlara geçerlidir. Misal: Daimler firmasının kendi kanunları vardır iş yerinde geçerli olan. Daimler firmasının bu kanunları kime geçerlidir? Daimler için çalışanlara geçerlidir başkasına geçerli değildir ve Daimler için çalışmayan o kanunlara uymak mecburiyeti yoktur. Allahın gönderdiği nizama dine de Allaha inananlar uymak zorundalar inanmayanlar değil. İnanmayanlara bir mecburiyet yok. Mükafatta yok. İnananlara inandığı şeyin getirdiği bir sorumluluk ve mükellefiyet elbette olacaktır ki orada bir nizam intizam olsun karışıklık olmasın. İşyerinde herkes kendi bildiği gibi yapsa orada dogru dürüst iş çıkmaz ve firma iflas eder. Disiplin şart. Çok kimse geliyor bilhassa Avrupalısından da asyalısından da oryantalından da. Şeyh diyorlar. Sen bize Allaha gelin diyorsun Allaha davet ediyorsun. Zaten bizim istediğimizde bu. Allahı bulmak. Lakin biz senin davet ettiğin Allahı belli bir ibadet mecburiyetiyle değil oturduğumuz yerde hiç bir şey yapmadan hayatımıza hiç bir hududlama arzularımıza hiç bir frenleme getirmeden sadece gözlerimizi yumup yakınlığını kalbimizde hissederek Allahı bulmak istiyoruz. Bizi Allaha götüreceksen böyle götür yoksa biz seninle gelmeyiz çünkü biz zora sıkıntıya gelemeyiz diyorlar. Bende diyorum ki: Siz bu dünyada hiç almadan veren birini gördünüzmü? Bir işyerinde çalıştınızmı? 5
Böyle bir devlet böyle bir firma böyle bir karı böyle bir koca böyle bir evlad böyle bir arkadaş böyle bir dünya varmı? Karşılıksız veren? Yok! Sen kıçını göbeğini bile zayıflatmak için belli bir ter dökmek belli bir metod uygulamak belli bir disiplin altina girmek zorundasın ki bu yaptığının menfaatinı görebilesin. Kıçını yere koyarak gözlerini yumarak sonra istedigini yiyip istedigini ederek kimse zayıflamaz ideal ölçülere girmez. İnsanlar bu dünyada karşılıksız olarak cennet hayati istiyorlar. Olamaz! Cennet hayatı dedinmi sen, o en ideal hayat ölçüsüdür.ideal ölçüler ise o ideallerinin nasıl elde edilebileceğini öğrenmek ve bir bir bunları uygulamaklan elde edilir. Başka türlü degil. Bir vakitda bir kimse geldi bana: ne ilen uğraşırsın diye sorduğumda bana Şeyh dedi, ben uzak doğu sporuyla uğraşırım. Sordum: kafana göremi takılırsın yoksa belli sistemi metodu hareketleri varmı bu sporun dediğimde bana olurmu Şeyh dedi. Elbette kafana göre takılamazsın. Ben bu spora senelerimi verdim ve ne zor günlerden aylardan yıllardan geçtim. Spor dedinmi onun bir tekniği var. Oturmaklan olmaz. Azim ister, gayret ister, nefes ister, acı ister, sabır ister. Ancak bunlar varsa gülmek var, başarı var yoksa sen o karate elbisesini ne kadar giysen üzerine faydası yok. Görünen sadece o elbise olur içindeki değil dedi bana. Evet! Kung Fu yahut Yoga öğrenmek isteyen kimse kendi kafasına göre nasıl hareketler yapamazsa inanan kimseler de kendi kafalarına göre hareket edemezler o inancın getirdigi teknikleri öğrenmek ve uygulamak elzemdir. Lakin bugün insanlar hepsi şimarık cocuklar gibidir. Modern Hayat onları şımartmıştır. Niye geldiniz diyorum? Şeyh, biz buraya Kung fu Sporunda siyah kuşak sahibi olmak için geldik diyorlar. Eh soyunun o zaman amma bir şeyin başarı noktasına erişmek için sıfır noktasından başlamak gerekir. Soyunun ki şıfırdan giydirelim. Temiz Uniformayi giymek için önce işe iç çamaşırların temizliğinden başlayalım. Yok Şeyh öyle değil. Bizi olduğumuz gibi kabul et. Eee ediyoruz zaten. Sizi evvela olduğunuz gibi kabul ediyor sonra olmanız gereken gibi muamele ediyoruz. Olduğunuz halden memnun olsanız bize ne geleceksiniz? 6
Şeyh, biz buraya senden siyah kuşak almak için geldik veriyorsan ver gidelim. Bizi uğraştırma. Ey cahiller bilmiyorsanız öğrenin. Hakedilmeyen uğruna ter dökülmeyen acı çekilmeyen azim göstermeyen sabır tanımayan rütbeyi siz belki ancak Karnevallarda giyersiniz. Yahut Faşinglerde. Tiyatro da bile göstermelik üzerine giyeceği etiketi rütbeyi yahut rolü insan nice uğraşlar neticesinde elde ediyor. Yahu bu sadece bir tiyatro! Olsun. Tiyatroda olsa inandırıcı olması mecburidir. Bunun için de sen uğrasacak ter dökecek sıkıntılara göğüs gereceksin ki sana o rölü versinler. Bedava tiyatroda bile bir şey yok! Seni seyretmeye gelenler sana ödüyorlar sen de ödeyeceksin, bitti! Onun için bu dünyada nasıl olmamız gerektiğine dair bize bir ilim lazımdır. Cenâb-ı Hak bunun için 124 bin ikazcı, Peygamberler gönderdi. Onların burada bu gezegendeki vazifeleri ne olduğunu anlamalarını sağlamak için. Lakin Bu gezegende yaşayan insanoğlunun çoğu Eristikleri teknolojik güc sayesinde kendilerini bir sey zannederler Allahi dinlemezler, Allaha kafa tutarlar. Şimdi insanlar bir şey olduğunuzu iddia ederler ama bir süre sonra taptiklari maddi varliklarindan Allah ruhu cekip alacak ve o maddi varliklari toz olacak silinecektir varliktan. Evet. Bu maddi varlığımız ruhsuz hareket edemez. Ve ruhlarımızın vakti son noktaya ulaştığı zaman insan düşer ve ölü kimse olur. Simdi bir arabanin herseyi tamam olsa icinde sadece benzini olmasa hareket edermi? Edemez. Sizi bir yerden bir yere götürmesi için arabanin içine bir şey koymalısınız. Şimdi bu günlerde pekçok acayip olaylar oluyor. Ve insanlarin teknolojisi bu acaipliklere karsi hic bir sey yapamiyor. Tüm teknolojisi ve ilimleri bir çözüm getirip insanları kurtaramiyor. Soruyorum Belalar neye geliyor? Insanlar neyi nerede yanliş yaptılar düşünsünler diye? Bu sene Avrupa ağır kış şartları altındadır. Milyonlarca ton kar yagdi üzerlerine. Kim gönderiyor bunca agirligi gökyüzünden? Ve o seffaf ve narin bulutlar nasil tasiyor nasil biriktiriyor onca agir yagmur suyunu, kar tanesini doluyu? Kimse hakikatta o yaagmurun karin dolunun nereden geldiğini nereye gittiğini bilmiyor.anlatilan hepside faraziyedir. Ispati yoktur. Ama insanoğlu hespsi de icenide icmeyeni de sarhostur. Hakikatlar üzerine düşünmezler. Hükümetler sarhoş, millet sarhos. 7
Erkekler sarhos, kadınlar sarhoş. Kimse ne yapacaklarını bilmiyorlar. Ey insanlar, Peygamberlerin Ilahi haberlerine gelin ve dinleyin. Gelin ve anlamaya çalışın. Gelin ve kendiniz ve tabiat ve canlılar için herşeyin en iyisini yapmaya çalışın yoksa bitersiniz. Ellerinizi ceblerinizden cikarin ve semaya dogru acin. Yakinda elinizi cebinize attiracak bir sey kalmayacak cebinizde simdiden Allah icin ellerinizi semaya acin ve yalvarin: Ey Rabbimiz Senin affını istiyoruz. Bizi affeyle ki afatlar değişin, lanetler geri gitsin deyin. Her gün en azindan 3 defa zikir: Allah illallah Muhammed Resulullah deyin. Ve yine hergün 100 defa Zikir: Hasbunallah Rabbunallah deyin. Ve bir kuruş bile olsa sadaka verin. Ve kendiniz ve çocuklarınız için bir lira veya daha az verin ve herkes sadaka vermeye koşsun. Bu sadaka insanları burada ve buradan sonra kurtarır. Biz zayıf kullarız ve bu hitabimizlan bu gezegende doğudan batıya insanların üzerine gelecek kötü seylerden ve lanetlerden kurtarmak için insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Cenâb-ı Hak bizi affeylesin. Ey insanlar, Cenâb-ı Haktan daha fazla merhamet isteyin ki sizi kendi ilahi himayesi altına alsın, Peygamberler Mührü, Seyyidina Muhammed (s.a.v.) hürmetine. Fatiha. 8