Kasým 2011 Sayý: 85 e-mail: hale@corumhakimiyet.net



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ


ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

17 ÞUBAT kontrol

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Ozan Doðulu. Sen Çaðýr Yeter. Söz: Kenan Doðulu. Müzik: Ozan Doðulu. Alýþmak çok zor inan. Sebebim düþün bir an. Yakýþmaz bize haram

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. FÝYATI: Okuyana Beleþ

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim.

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.


Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Samet Kalkan GÝZEMLÝ MAVÝ. Deniz mavisi gözlerin. Dünya tatlýsý gülüþün. Can alýcý sözlerin. Sana ne kadar yakýþýyor bir bilsen.


ünite1 Sosyal Bilgiler




BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ

Süleyman Bektaþ. HTML clipboard HAYALÝNÝ ASTIM YÜCE DAÐLARA. Adýný yazdým, gönlümdeki saraya. Hayalini astým, yüce daðlara.

Kanguru Matematik Türkiye 2017


GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada


Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

Kanguru Matematik Türkiye 2015


1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL


Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý


yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde


Bekir Sýtký Erdoðan ELLÝNCÝ YIL MARÞI. Þiir : Bekir Sýtký Erdoðan. Müzik : Necil Kâzým Akses. Müjdeler var yurdumun topraðýna, taþýna;

mmo bülteni mart 2005/sayý

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.


Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

Nazým Hikmet Ran. (Bir müteverrime nin baþucunda) Nazým Hikmet. Ölecek anladýk artýk iyice. Kalbimiz þimdiden hicrile dolu

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanýmda yürü, böylece ikimiz eþit oluruz. (Ute Kabilesi Atasözü) BÜRO

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak



* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Halime Aktaþ. Mehmedi Anmak. Bir çelik yürekli kartal bakýþlý. Mehmedi mehmede deneyim bakýn. Yüreði pek yufka çok çatýk kaþlý

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Transkript:

Kasým 2011 Sayý: 85 e-mail: hale@corumhakimiyet.net Çorum da sonbahar / Kemal Ceylan

2 Þahin ERTÜRK Dilli Defter den (Kasým 2006) 03 KASIM "Yoktur haramýn binasý, saðdýr oðlaðýn anasý." Rahmetli babamýn sýk sýk kullandýðý bir söz. Yeri geldiðinde vurgulu bir þekilde söyler, sonra içini çekerdi. Hakikaten inanýrdý bu ifadenin manasýna. Haramdan fazlasýyla korkar, ondan daima uzak dururdu. Bu gün, bu sözü bir sebeple ben de kullandým ayný vurguyla. Babamý hatýrladým. Bu, benimseyip yaþadýðý ve bize sunduðu deðerler baðlamýnda bir anmaydý, saygýyla. Hakikaten saygým büyüktür rahmetli babama. Ilýmlý bir kiþiliðe sahip olan rahmetli, terbiye ehliydi. Baðýrýp çaðýrmadan, tehdit etmeden, aðýr söz söylemeden tepkisini belirtirdi. 06 KASIM Katý mý olmak lazým? Mümkün mü? Yufka yüreklilik bazý insanlarýn temel özelliðidir. Her þeyden etkilenirler, havadaki nemden bile. Yaþýn ilerlemesi, tecrübenin artmasý, zamanla aklýn baþa gelmesi yetmez. Hani yapý deðiþmez derler ya. Ayný durum. Duygusallýðýn terbiyesi. Flaubert'in romanýnda olduðu gibi. Hoþ olmayan davranýþlarla kabalýk özelliði olan fiilleri sergileyenleri eleþtirmek için kullanýlan bir deyim geldi aklýma þu an: "Yontulmamýþ!" Evet, insan eðitime muhtaç. Duygusallýðýn eðitimi kiþiyi daha akýlcý, daha mantýklý, daha diri, daha sakin, daha dayanýklý ve özetle daha saðlýklý olma yönünde geliþtirebilir. Öykü, tavýrdýr. Her sanat eseri bir duruþu, bir tavýr alýþý anlatýr. Kurgu etkiyi artýrma tekniklerinden biri. Dili kullanma biçimi de ayný amaca hizmet eder neticede. Yazmak, hüner istiyor. Bilinenin çok dýþýnda bir hüner. Yazar, belki hiç bilinmeyen, kullanýlmayan bir sanat yöntemini icat etmez belki. O, dünyadaki binlerce sanatçýnýn kullandýðý, kullanmakta olduðu tekniklerden faydalanarak yeni yenisini bulabilir.evet, burasý önemli, sanatçýnýn kendi yenisi, kendi üslubuna uygun olaný bulup onu eserinde baþarýyla uygulayabilmesi. Eserdeki kurgunun, sanatçýnýn diline, zihniyetine, kültürel öðeleri eser kompozisyonunda harmanlayabilmesine baðlý. Anlatabilme özgürlüðü, her þeyden evvel kiþinin benliðiyle ilgili olsa gerek. Anlatan kiþi, bazý limanlardan ayrýlýp, açýk denizde gemisini demirlemeyi göze almýþtýr. Yeni limanlar arasýnda gidip geliþlere hazýrdýr iradi açýdan. Anlatma devamlýlýðý, kuþlarýn- serçenin mesela- hayatýný sürmesi gibi. Sanatçý, çaðýn aðýr iþçisi. Çünkü, her bilimin, her mesleðin sýnýrý belli, sanatýn içerik çeþitliliði sýnýrsýz. Ve sanat eserini okuyan herkesin beklentisi farklý. Gelecekteki okurlarýn beklentileri kim bilir hangi nitelikte olacak? Öykü, okuyanýn uykusunu açmalý. 12 KASIM Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle anýyorum. Yenilikçi bir lider. Çalýþkan, fedakar ve vizyon sahibi bir devlet adamý. Çaðýn ruhunu kavramýþ, millet iradesinin önemini bilen bir halk adamý. Türk milleti, Atatürk'ü anladý. Onun yaptýðý çalýþmalarýn kýymetini biliyor. Bu durum, önemli bir bilinç düzeyidir modern dönemde. Müthiþ bir yazma isteði duyuyorum. Ancak, hazýr deðilim yazmaya. Öykü çýkarabileceðim konu yok zihnimde. Daha doðrusu, konunun adý var da, onun tematik açýlýmý hazýr deðil. Konu, ham haliyle aklýmda. Konularýn ham haliyle bulunmasý. Bir çok öykü kitabýnda, kimi romanlarda, þiir kitaplarýnda, hatta gazete- televizyon-radyo haberlerinde bir yýðýn konu, ham olarak önüne çýkýyor. Yazar, hangi konuyu esere dönüþtüremeyeceðini bilir. 17 KASIM Yürüyüþü daha düzenli yapmaya baþladým. Yürümek için ayakkabýnýn iyisi þartmýþ. Ayak rahat olmadan, baþ rahat olmuyormuþ meðer. Kösedað'ýn baþý dumanlýydý. Mor ve kara bulutlar aðmýþ, soðuk esinti kuzey doðudan geliyordu. Kýþýn soðuk nefesi hissediliyor. Kimi aðaçlar kuþlarý gizleyemiyor artýk. Yol, arkadaþý Soluk almadan konuþmak, sözü yanýndakine hiç býrakmamak, konudan konuya atlayarak bilgiçlik taslamak.. Sabýr, erdemmiþ. Bazý durumlarda aðzýmý bile açmadýðým için sonradan öyle mutlu oluyorum ki, anlatamam. Aðzýmý açsam, kullandýðým ifadeler belki en fazla beni üzüp duracak uzun bir süre. Sabýr meselesi uzun uzun düþünülmeye deðer bir konu. Onu, yaþamýn içinde aktif deðerlerden biri olarak benimsemek lazým erken dönemlerden itibaren. 21 KASIM Zararlý alýþkanlýklarýn olumsuz etkileriyle ilgili bir sergiyi gezdim. Aþýrý derecede etkilendim. Sigaradan bir kez daha korktum. Ateþlediðim dal sayýsýný iyice azalttým. Tamamen býrakmak üzereyim. Ýnþallah býrakacaðým, bir daha hiç elime almamak üzere. Hayatýmýn en cesur kararý bu olacak bence. Yazarken fazla gidiyor elim pakete. Gündüzleri aramýz soðuk "acý, dumanlý zehir"le. Akþam kalemi alýp oturunca masaya, paket geçip oturuyor baþ köþeye. Yazý yazmadýðým akþamlarý da ondan uzak geçiriyorum, böyle böyle alýþtýrýyorum kendimi dumansýz özel hayata. Çok þükür, onun dýþýnda tiryakiliðim yok. Eðer ondan da kurtulursam, fazlasýyla sevineceðim. "Kendi kendinizi tehlikeye atmayýn." Yüce kitabýmýzda Allah bizi böyle uyarýyor. Sigarayla kendime fazla zarar verdim. Ailemin, sigara yüzünden saðlýðýmla ilgili kaygýsý hem arttý, hem süreklilik kazandý. Ayrýca, ona harcadýðým parayý, ailemin ihtiyaçlarý için kullanabilirdim. 22 KASIM Araba almanýn derdindeyim. Masraflý ama olsun. Bu zamanda, bir eve bir araba ihtiyaç. Hangi marka bir arabayý tercih edeceðimi bilemiyorum. Kararsýzlýk rahatsýz edici. Diðer yandan, arabanýn temizini bulabilmek meselesi var. Piyasa denilen ortamýn yeni boyutlarýný tanýyorum. Piyasa,toplum kadar hareketli ve canlý. Deðiþken ve karmaþýk. Ayrý bir dünyaya girmiþ gibi oluyor insan piyasanýn içinde bulununca alýcý ya da satýcý olarak. Ürünlerin çoðu evrensel bir deðer, mesela araba. O sebeple kýtalararasý etkiye açýk. Ekonomik dalgalanmalar küresel baðlamlý. Edebi eser okuma oranýnýn düþüklüðü tartýþýlýyor yine. Bilimsel eser de az okunuyor. Edebi eser okuyarak elde edilecek olan neyse, onlar televizyon programlarýndan karþýlanýyor kýsmen, görüþü ileri sürülüyor. 25 KASIM Devir cep telefonu devri. Herkes onunla konuþuyor, onunla ilgileniyor çoðunluk, yeniliklerin epeycesi onun üzerinden gerçekleþiyor. Aileler için önemli bir harcama kalemi halini aldý. Cep telefonu, iletiþimden öte bir aygýt algýsý kazanýyor.arabasýnýn anahtarýný elinde gezdirip onunla oynayanýn ceple oynamasý ayný çerçevede. "Þiirimin manasýný çözemeyen çok fazla insan var kitaplarýmý okuyanlar arasýnda." Diyorsa ülkedeki þairlerin bazýlarý, edebi eleþtiri ortamý verimsiz denebilir mi acaba? 29 KASIM "Kiþiye günah olarak sorumluluðunda olan aile fertlerini ihmal etmesi yeter." Hadis-i Þerif. Peygamberimizin (s.a.s) bu sözünü okuyunca derin derin düþünmeden edemiyorum. Bir gün herkes aile sahibi olduðuna göre bu sorumluluk baðý kiþiyi ilgi ve iletiþim dairesinde tutma amacýný hizmet ediyor. Sosyal hayata çok anlamlý bir boyut kazandýrýyor. Sanat, özde üsluptur. Üslupta olgunlaþan, zenginleþen bir þekilde eserine nitelik kazandýrýr eðer çalýþmaya devam ediyorsa Üslupla ilgili bir hadis- i þerif: "Mümin, çekiþtiren, lanetleyen, kaba ve aðzý bozuk deðildir." Hadis, kültürel ve estetik deðerler içeriyor. Ýletiþimin inceliklerini ifade ediyor. "Edep" dairesindeki sanat eseri insaný besler.

3 C(AN) DÜÞTÜ Van depreminde kaybettiðimiz öðretmenlerimize bin rahmetle bir çýðlýk an düþtü kýrýldý fay hattým van düþtü dokundu ferman canlar düþtü, can düþtü bir saadetin avuçlarýndan güllerin öptüðü emircan düþtü kelimeler emrah'ým lâl olmuþ kelimeler güneþli gün gölgesine kan düþtü kandiller yakan Aslýhan düþtü gönüller viran düþtü dayanýlmaz bir aðýt erciþ'in bakýþlarý ay doðar, yýldýz kayar yunus'un gözyaþlarý ölümler yýkar bir öðle sonrasý hazan uðradý ruhumun topraðýna soldu yasemenler güller düþtü, gül düþtü gönüller viran düþtü bize kaldý özlemler bir bebeðin gözlerinde kül oldu her umut "uçtu mavi kuþlar zamanýn ötesine" bebek gülüþlerine hicran düþtü çocuk düþleri periþan düþtü bu yangýna, can nasýl dayansýn benden bir yaralý yürek senden ayrýlýk ve acý kalsýn ansýzýn acý üstümüze yaðdý sýr gibi düþsün tarihe kardeþliðin adý bir mucizeyle yeniden baþlayacak hayat derinden yaralý bir güvercin tutmuþ öðretmenim bize can veren ellerinden. Kerim ÇIRAKOÐLU

4 Ben bir haritacýyým aðam ben bir haritacýyým aðam kentlerde köylerde geçer ömrüm yaz kýþ Anadolu coðrafyasýnda haritasýný çizerim çileli bir ömrün pafta pafta ben bir haritacýyým aðam kimi zaman kar kürtünlerini ölçerim kýþ günlerinde ya da buz tutmuþ bir yamacý kaygan tepelere nirengiler kurarým santral, dörtgen, dizi... ve rasat yaparým rakýmý yüksek tepelerde... bir bakarsýn rüzgarda yýkarým ellerimi silerim terimi bulutlara; bir bakarsýn, donmaya ramak kalmýþ parmak uçlarým... ve ayaklarým gömülmüþ kara diz boyu, výcýk výcýk çoraplarým, postallarým kütük... gözlerimde buz sarkýtlarý ve kar kürür baþýmdan ellerim... böyle böyle kaptým sinüziti, baþý dumanlý þu daðlarda... kartallar döner tepemde bazen, kurtlar ulur yalnýzlýðýma... bora, fýrtýna keser yollarýmý... bazen girer de koyu bir sisin içine meydan okurum daðlara... kimi zaman, sefasýný sürerim çam kokularýnýn bir ormanda ve yaylada, kaymaðýn balýn... þiþ yaparým, bir çalý dibinde kimi zaman bazen avuçlarýmla dalarým bir kaynaða; buz gibidir suyu her zaman... su baþýnda doyumu olmaz yavan ekmeðin; katýðýdýr ardýç pürlerinin kokusu tatlý niyetinedir rayihasý kekiðin týka basa doldursa da karnýný, son lokmada, yeniden acýkýr insan... ben bir haritacýyým aðam çoðu zaman kýr çiçekleri toplarým göðsünden kümülüs yüklü bulutlar geçerken üstünden yaylalarýn... çobanlarla bölüþürüm azýðýmý oturup, dertleþiriz bir aðacýn altýnda soðuk sýcak demeden ve bir kuzuyu severim yeni doðmuþ taze süt içerim sürmeli bir koyunun memelerinden... arada, acemi bir avcýya veririm kumanyamýn yarýsýný... yorgun gözlerine dalar bakýþlarým okþarken baþýný av köpeklerinin... bazen de selam veririm ihtiyar bir yolcuya bir merkebin üstünde uzun uzun bakarda arkasýndan rahmetli babamý özlerim... ben, bir haritacýyým aðam göçebesiyim düzlerin bayýrlarýn, aha, þu dürbünden görürüm ýrmaðý, çayý; hayallerimi yüzdürürüm barajlarda, göllerde; sisler, boðazlaya dursun ufuklarý alýr da kucaðýna ninni söyler bulutlara dað doruklarý, uykusu gelir bulutlarýn... dayar da, bir tümseðe yorgun baþýmý uyurum... yýldýramaz beni yaðmur kar yüklü havalar... düþler görürüm toz, duman içinde yollar, ovalar... ben haritacýyým aðam; bazen dimdik dururum dað baþlarýnda; bazen, yorulsam da dolaþýrým dere bayýr iki büklüm... ve tanýr beni, Anadolu' da kýþ yaz; tanýr beni Anadolu'da her mevsim, her iklim... Kâzým ALKAN

5 Halit YILDIRIM Aþkýn Kanununu Yazan Çorumlu: Mehmet Erbulan Bir yazýmda memleketimiz Çorum için "þairlerin, ozanlarýn, âþýklarýn harman yeri" demiþtim. Bu iddialý sözümü destekleyen o kadar çok þair ve ozan var ki memleketimde Bu topraklarda doðan yetiþen nice ozanlar, nice þairler ülke çapýnda insanlarýmýzýn dertlerine ortak, duygularýna tercüman oldular. Deyimi yerindeyse titrettiler gönül tellerini Kimi kendi köyünden, ilçesinden dýþarýya ismini duyuramadý belki ama kimi tüm Türkiye'yi salladý sazýyla, sözüyle Albümleriyle, kitaplarýyla hem musikimizi hem de edebiyatýmýzý taçlandýran eserler verdiler. Çorum denilince her ne kadar akla Halk Musikisi gelse de Türk Sanat Musikisinde de önemli bestekârlar ve güftekârlar yetiþtirmiþiz. Bir Erdoðan Berker, bir Yýlmaz Yüksel son dönem Türk Sanat Musikimizin en önemli bestekârlarý arasýnda Aþkýn Kanunu, Bak Yeþil Yeþil, Arým Balým Peteðim, Adýný Anmayacaðým, Her Halinle Her Þeyinle Güzelsin, Al Aþkýný Çal Baþýna, Mavi Dünyam Benim, Ömrümce Hep Adým Adým, Hatýrla Sevgilim, Vaktinde Gel Sevgilim, Ben O zaman Ölürüm, Gitme Güzeller Güzeli, Ýstanbul'u Artýk Sevmiyorum, Bahar Çiçek Çiçek, Þarkýlardan Fal Tuttum gibi sevilen þarkýlar size bir þeyler çaðrýþtýrýyor mu? Bu þarkýlar; Türk Sanat Musikisinin son otuz yýlýn en önemli þarkýlarý Kaç kez yýlýn þarkýsý seçilmiþ nadide eserler Ýþte bu þarkýlarýn sözlerini yazan, onlarý otuz yýldýr ülkemizin en ücra köþelerinde dinleten söz yazarý da, hemþerimiz merhum Mehmet Erbulan'dýr. Ona "Aþkýn Kanunun Yazan Adam" desek yanýlmýþ olmayýz. Onun þiir bahçesi renk renk þiir demetleriyle süslü Bir yanda sevgiliye bak yeþil yeþil derken yeþilli, mavi dünyam benim ömre bedeldir derken mavili, alým yeþilim sarým derken allý, yeþilli, sarýlý bir bahçede gezersiniz. Onun þiirlerinde duygunun da her rengini bulursunuz. Kimisinde neþeyi, kimisinde hasreti, kimisinde gurbeti Ýþte bu koca þair, Mehmet Ebrulan 1934 yýlýnda Çorum Merkez Evcikuzkýþla Köyünde doðdu. Ýlkokul üçe kadar köyünde okudu. Ýlk, orta ve Meslek Lisesini Ankara'da tamamladý. 1959 yýlýnda TRT'ye girdi ve 1999 yýlýnda emekli olana kadar bu nadide kurumda ses kayýt ve montaj teknisyeni olarak tam kýrk yýl çalýþtý. Evli ve 4 çocuk babasý olan Ebrulan 12 Mayýs 2006 tarihinde 72 yaþýnda Ankara'da vefat etti. Milliyet Gazetesi'nin çeþitli yýllarda düzenlediði Yýlýn En Çok Sevilen 10 Þarkýsý yarýþmalarýnda söz yazarý ve güfteci olarak ödüller alan Erbulan'ýn, Bak Yeþil Yeþil adlý þiir kitabý vardýr. Þiir kitabýnýn önsözünde þunlarý söylemiþ merhum þairimiz: "Þiirde iddialý deðilim. Þiir üzerine yüzyýllardan beri o kadar çok söz söylenmiþ, o kadar görüþ ileri sürülmüþ ki bu güne dek þiirin ne olduðu insan gönüllerinin çözülmez bir sorunu olmuþtur kanýsýndayým." Mehmet Ebrulan güfte yazarlýðý konusunda ne kadar zirve bir isim ise tevazuda da o kadar zirve bir isimdir. Yine kitabýnýn önsözünde yazdýðý þu cümleler ne kadar manidardýr. "1960'dan 1975'e deðin bazý þarký sözleri yazdým (Kitap 1975 yýlýnda basýlmýþ). Elimden geldiðince halkýmýzýn seviyesine çýkmaya çalýþtým. Bu küçük kitabýmdaki þarký sözleri ile on beþ yýlda on beþ adým yaklaþabildimse ne mutlu bana " Ýþte Erbulan'ýn sanat anlayýþý bu Kimi kendini beðenmiþ sanatçý geçinenlere inat, halkýn seviyesine inmeyi deðil, halkýn seviyesine çýkmayý hedeflemiþ kendisine Zaten o yüzdendir ki üç yüze yakýn eseri farklý besteciler tarafýndan bestelenmiþ, farklý icracýlar tarafýndan okunmuþ ve bugün bizler bu þarkýlarý hala mýrýldanýyoruz. Zira Eski TRT Genel Müdürü Kerim Aydýn Erdem de onun þiirlerini "içtenlikli, yapmacýktan uzak, sade, sade olduðu ölçüde duygulu" diye nitelendirmekte Onun eserlerinin yýllardýr dillerden düþmememsinin sýrrý da bu özelliklerde gizli Merhum Taner Þener de "hüzün ve kederi, sevinci ve neþ'eyi, tüm güzel duygularý ve özellikle aþký mýsralarýnda en güzel dile getiren" þair olarak tarif etmiþ. Ebrulan, sadece kendi iç dünyasýný deðil, baþkalarýnýn duygularýna da tercüman olan bir þairdi. Birçok bestekâr onun sözlerindeki melodiyi, duyguyu anýnda yakalýyor ve zorlanmadan halkýn içinden gelen bu duygularý yine halka musiki formunda kolayca aktarýyordu. Alâaddin Yavaþça da: "Þiir vadisinde güfte yazarý olmak ayrý bir yetenek ister. Mehmet Erbulan'ýn bu yönde çalýþmalarý ve bestekârlardan raðbet görmesi tebrike þayandýr" sözleri ile onun ustalýðýný bizlere anlatýyor Eski Ankara Radyosu Müdürü Cahit Obruk da onun için "Beste Þairi" diyor. Evet, söz yazarlýðý gerçekten de kolay bir iþ deðildir. Zira bir þarkýda söz ve beste; et ve týrnak gibidir. Ýkisi arasýnda bir tenasüp, bir uyum þarttýr. Dinlediðimiz þarkýlarda bizi sadece þarkýnýn nameleri deðil sözleri de etkiler. Çünkü o sözler eserin nüvesini teþkil eder, besteciye o nameleri çaðrýþtýrýr, onu teþvik eder. Bu teþvik sonunda o eser doðar. Ýþte burada þunu belirtmek gerekir ki her þiir beste olmaz. Beste olacak þiirin kendi içersinde gizli bir musikisi vardýr. Bestekâr iþte o sanatkâr duyuþuyla bizim duyamadýðýmýz o nameleri hisseder ve notalara döker. Mehmet Erbulan da yazdýðý güftelerle ustalýðýný ispat etmiþ önemli bir þairdi Mehmet Erbulan anlattýðýmýz bu ustalýðý ile sadece bir söz yazarý olarak kalmadý. Ayný zamanda birçok besteciye ilham vermiþ, onlarý teþvik etmiþ adeta onlarý bestekâr yapmýþ bir þairdi. Ýsmet Nedim de bu yüzden "yazdýðýn þarký sözleri ile ben dâhil birçok bestekâr yarattýn, unutulmayacaksýn" derken bu gerçeði itiraf ediyordu. Ýþte onun þiirlerini besteleyen bestekârlardan bazýlarý: Ýsmet Nedim Saatçi, Muzaffer Ýlkar, Erdoðan Berker, Necdet Tokatlýoðlu, Ziya Taþkent, Orhan Gencebay, Semahat Özdenses, Ýrfan Özbakýr, Metin Everes, Ali Þenozan, Zekai Tunca, Hasan Özçivi, Çinuçen Tanrýkorur, Rýdvan Tandoðan, Erol Sayan, Ümit Silleli Mehmet Erbulan yüzlerce þarký býraktý gitti ardýnda Eþi Neriman Haným bu þarkýlar için "onlar benim çocuklarým" demiþ. Kýzý Kamuran Haným da babasýnýn eserleri ile kývanç duyduðunu belirterek "onlar benim için en kýymetli ve en mukaddes birer hazinedir. Onlarý ölünceye dek kalbimde taþýyacaðým" diyor haklý olarak. Yine oðlu Ender Can ise "senin gibi bir babanýn evladý olmakla ne kadar övünsem azdýr" diyor. Biz de senin gibi gönül insaný bir hemþerimiz olduðu için ne kadar övünsek azdýr diyor, bir kez daha rahmetle anýyoruz. Ruhun þad olsu büyük usta AÞKIN KANUNU Aþkýn kanununu yazsam yeniden Kimi ümitleri yel alýr gider Kimi benim gibi sever gönülden Kimi senin gibi el olur gider Boþ yere bekleme geçen günleri Böyledir ne yazýk ezelden beri Kimi benim gibi sever gönülden Kimi senin gibi el olur gider GÝTME GÜZELLER GÜZELÝ Beni býrakýp burada Gitme güzeller güzeli Ermeden daha murada Gitme güzeller güzeli Dünyanýn bir yazý bir kýþý vardýr Her yolun bir baþý bir sonu vardýr Her aþkýn sonunda gözyaþý vardýr Akar damla damla sel olur gider Garip gönlümün maralý Gözyaþlý gönül karalý Býrakýp beni yaralý Gitme güzeller güzeli Zeytin gözlüm melek yüzlüm Tatlý dillim þirin sözlüm Sürmelim sevgilim nazlým Gitme güzeller güzeli Gelmeden yolun ucuna Ne dedim gitti gücüne Dayanamam bu acýna Gitme güzeller güzeli Mehmet Erbulan

6 Son çaðrý Kan akýttýk, can verdik, bu vatan, bu toprak için, Etten kale olduk, hürriyet istiklal için. Kanýmýzla çizdik, bu yurdun haritasýný, Uluslar yol açtýk, istiklal kavgasýný. Ufuklar kararsa da, doðarýz Güneþ gibi, Yýrtarýz karanlýðý, buluruz çýkýþ yeri. Ne badireler atlattý, tarihinde bu millet, Yýllardýr baþýmýzda, terör denen bir illet. Bizden olan hainler, düþmanla birleþtiler, Kýrsallarda kamp kurup, daðlara yerleþtiler. Gözü dönmüþ caniler, kýyýyor milletine, Tescilli düþman olmuþ, kendi öz devletine. Güvenlik güçlerine, ne tuzaklar kurdular, Kalleþçe pusu kurup, arkasýndan vurdular. Sanmayýn ki bu devran, böyle devam edecek, Katiller, katliamýn hesabýný verecek. Sabýr taþý çatladý, durmanýn vakti geçti, Kahraman Mehmetçikler daðlarý delip geçti. Piþman olan var ise, son çaðrý, teslim olsun, Analar aðlamasýn, gözyaþlarý son bulsun. Salim DEMÝR Geçmiþ zaman hikâyesi Ah bir dökebilseydim içimdeki ýrmaðý Yanardý o denizler kalbim düþerken suya Ayrýlýk ölüm gibi et terk eder týrnaðý Geceyi korku sarar; gün düþerken suya Yaðmuru sicim yapsam göðe ulaþýr mýyým? Deðse turna kanadý aþka bulaþýr mýyým? Binsem yeleli taya âlemi dolaþýr mýyým? Hayallerim yorulur; ay düþerken suya Sanki bir fýrtýnaydý bel baðladýðým zaman Buðday baþak vermedi artýk kurulmaz harman Her þey yerle bir oldu aman Allah'ým aman Rüyalar kâbus olur; yýl düþerken suya Çýrpýnmak nafileymiþ fal'da gelir benimle Tutunacak ne kaldý dal'da gelir benimle Kadere boyun eðdim sal'da gelir benimle Kýyamet kopmuþ olur; ben düþerken suya Arap Kurt

7 Þehit Düþmüþ Yiðit Mehmedim Seher vakti geldi acý bir haber Þehit düþmüþ, benim yiðit Mehmedim Ocaða düþen kor yakýp kül eder Þehit düþmüþ, benim yiðit Mehmedim Tekbir sesleriyle coþuyor canlar Hain bir kurþunla akýyor kanlar Viran oldu þimdi saraylar hanlar Þehit düþmüþ, benim yiðit Mehmedim Anlamak imkânsýz bu alçak kini Yok bu köpeklerin vicdaný, dini Yerle bir olmalý bunlarýn ini Þehit düþmüþ, benim yiðit Mehmedim Matem çökmüþ milletimi aðlatýr Hicran odu yürekleri daðlatýr Bir firak ki safta bilek baðlatýr Þehit düþmüþ, benim yiðit Mehmedim Nuh COMBA Þehitler ölmez Dile geldi Daðlar taþlar dile geldi Bülbül vazgeçti sevdasýndan Arýlar bal vermez oldu Karýnca iþi býraktý efkârýndan Selama durdu tabiat Þanlý þehide Bir kahraman gidiyordu Tüm ihtiþamýyla Bulutlarýn himayesinde Yaðmur öfkeyle karýþýk aðlýyordu Kan vardý göz yaþlarýnda Topraðýn oðlu gidiyordu Uðruna öldüðü sevgiliye Aç baðrýný kara toprak Sar sana gelen kuzunu Her þeyi býraktý sana geldi Öp.! pak alnýndan sevgilini... Arap KURT Garipler sessiz ölür Atilla Aydinç'e Garipler sessiz ölür duyulmaz salâlarý Yaþantýlarý gibi sessizdir vedalarý Her þey yarým kalýrken bu sonsuz yolculukla Ertelenir mahþere vuslatsýz sevdalarý Figüranlýktýr dünya sahnesinde rolleri Jönler gibi kimseye racon kesmez dilleri Alýnlarý kýrýþýk, yaþlý gözleri donuk Hüznün resmini çizer nasýrlaþmýþ elleri Yetinirken derviþçe her þeyin en azýyla Mutlu olurlar ancak eþi, oðlu, kýzýyla Bir de almaktýr hedef ana, baba duasý Yetiþmek gel denince Hýzýr Veli hýzýyla Bir helal lokma için verirler bu kavgayý Sýrtlamýþlar bir ömür derdi, hüznü, cefayý Dört mevsim hazan olur gelmez beklenen bahar Gözleri açýk gider terk ederken dünyayý Garipler sessiz ölür duyulmaz salâlarý Yaþantýlarý gibi sessizdir vedalarý Ertelenir mahþere vuslatsýz sevdalarý Halit YILDIRIM

8 Alaattin KARACA Yol, zaman, hüzün = Hilmi Yavuz Hilmi Yavuz, kadri hayattayken bilinen az sayýdaki bahtlý þairden. Hakkýnda pek çok kitap, inceleme yazýsý yazýlýyor, sempozyumlar düzenleniyor. Örneðin, Uður Soldan'ýn Þiirin Aynasýndaki Simurg, Maksut Yiðitbaþ'ýn Gülün Ustasý Hilmi Yavuz adlý çalýþmalarý, Þiirim Gibi Yaþadým adlý nehir söyleþi, Mustafa Armaðan'ýn Hilmi Yavuz ile Doðu'ya Batý'ya Yolculuk'u ona iliþkin kaleme alýnan kitaplardan sadece birkaçý. Son olarak Temrin dergisi Eylül 2011 sayýsýný Hilmi Yavuz'a ayýrmýþtý. Ardýndan Sýddýk Akbayýr'ýn elimizdeki kitabý yayýmlandý: Ne Kadar Gitsem O Kadar Uzak. Sýddýk Akbayýr, gayretli bir edebiyat araþtýrmacýsý. Son yýllarda kimi yazar ve þairler üzerine biyografi aðýrlýklý incelemeler yayýmlýyor. Örneðin, Ayný Göðün Uzak Yýldýzlarý'nda Nâzým Hikmet'le Necip Fazýl'ý, Zamansýz Bir Karþýlaþma'da Orhan Pamuk'la Yaþar Kemal'i karþýlaþtýrmýþtý. Ardýndan 2010'da Þiir Adýmlý Bir Yolcu adlý bir Haydar Ergülen portresiyle çýkmýþtý okurlarýn karþýsýna. Ve þimdi baþka bir þair portresi var elimizde: Ne Kadar Gitsem O Kadar Uzak. Bu da Hilmi Yavuz'un portresi. Þairin hayatý þiire dâhil Ne Kadar Gitsem O Kadar Uzak, biyografi aðýrlýklý bir çalýþma. Uzun soluklu bir portre denemesi de denilebilir yapýta. Akbayýr, ilkin þairin (Hilmi Yavuz'un) þiire dâhil hayatýný ele alýyor ve Yavuz'un elinden düþmeyen ama hiç tütmeyen sigarasýndan baþlýyor anlatmaya. Özgünlüðü de bu yapýtýn; klasik bir biyografi çalýþmasý deðil Ne Kadar Gitsem O Kadar Uzak. Akademik bir dil kullanmýyor bir kere Akbayýr, rahat ve doðal bir anlatýmla yazýyor. Sonra klasik biyografi kalýplarý içinde yürümüyor yapýtý. Belli köþe taþlarý, kimi zaman nesneler Onlarý izleyerek yazýyor þairin yaþamýný. "Bir Portre Denemesi" baþlýklý bölümde deðiþik bir portre tasviriyle çýkýyor karþýmýza. Hilmi Yavuz'un mizacýna, kimliðine iliþkin baskýn öðelerin altýný özgün bir üslupla çiziyor. Ýkinci baþlýk "Baba Düzyazýdýr, Anne Þiir". Akbayýr, daha çok da þairin dilinden Yavuz'un annesine ve babasýna yöneltiyor bakýþlarý. Hepimiz için geçerli bir tanýmlamayla baba düzyazýdýr, akýldýr, otoritedir; anneyse þiir, yani duygu ve lirizmdir Yavuz için. Þairin annesi, kendi deyiþiyle karartma gecelerinde "çok iþlemeli bir lamba" gibi olan Vecide Haným ve babasý Yahya Hikmet Bey'in gölgeleri giriyor kareye. Ardýndan þairin çocukluðu, gittiði okullar, sonra baba, oðul ve kendi oðullarý: "Üç Kuþak". Þairin çocuklarý Ali Hikmet ve Ömer Emre giriyor fotoðrafa. Artýk þair bir dede; torun Mercan girmiþtir çünkü hayatýna, baba Yahya Hikmet Bey'den sonra dördüncü halka Akbayýr biyografinin kronolojik çizgisinde ilerliyor, þairin gençliði var önümüzde, Kabataþ Lisesi, hukuk fakültesi ve Marksist düþünceye kapýldýðý gençlik yýllarý. Yýl 1955, a dergisi, edebiyat duraðýnda Hilmi Yavuz, dergideki ilk þiiri de "Cigara Ýçmek Yasaktýr". Daha baþta mý karar vermiþti sigarayý býrakmaya? Hayat sürmektedir. Þair gazeteciliðe baþlar. Sonra BBC ve Londra yýllarý. Akbayýr, Yavuz'un izini sürmeye devam ediyor. Hilmi Yavuz Yavuz'un hocalýk yýllarý: Boðaziçi Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi ve Bilkent. Bir hoca olarak Yavuz'un çevresinde edebiyatçý, þair ve araþtýrmacý öðrenciler bir hâle oluþturmaya baþlamýþlardýr artýk. Akbayýr, yaþamýn kronolojik sýrasýna genelde uysa da, zaman zaman dizgeden kopuyor. O nedenle kitap, özgür bir biyografi çalýþmasý. Þairin aþklarýna ve evliliklerine yer verdiði "Aþklar-Evlilikler" baþlýklý bölümde, ta çocukluðundaki aþkýna, Doðdunur'a kadar iniyor. Böyle sürüyor kitap: Yavuz'un yaþam çizgisi üzerinde özgür bir yolculuk, þairin hayatýndaki önemli duraklar ve akýp giden sayfalar, çünkü parantez þimdilik açýk Yavuz'un 32 aydýnla beraber çektirdiði üstü çýplak fotoðraf, Kâmil Fýrat'ýn "Özne Hilmi Yavuz" adlý fotoðraf sergisi, bestelenen þiirleri, þiir müzik iliþkisine dair düþünceleri Yaþamdan sonra eser Akbayýr, kitabýn ikinci kýsmýnda, giderek yaþamdan esere doðru kývrýlýyor. Ama biyografiyle eser iç içe yine de. Hilmi Yavuz'un okur tipolojisini ele alýyor yazar ilkin. Yavuz'u okumak kolay deðildir, bir birikim, belli bir kültür ve bilgi düzeyinde olmak gerekir. Çünkü þairin þiirleri sýký metinlerdir. Ardýndan "Okuma Notlarý", þairin denemeci ve düþünür kimliðini yansýtan yazýlarý. Akbayýr daha sonra þairin þiirlerini farklý baþlýklar altýnda okumayý deniyor. Ýlk baþlýk, "Yol, Zaman, Hüzün=Hilmi Yavuz"dur. Gerçekten de bu üç öðe; yol, zaman ve hüzün, Yavuz'un þiirlerinin anahtar sözcükleridir. Hep yollardadýr Hilmi Yavuz, "gül sesli yollar"da. Sonra zamana sarýlýr þairin þiirleri ve ardýndan hüzne bulanýr. Hüzün ki en çok yakýþandýr Hilmi Yavuz'a. Türkiye'nin tarihini yazacaklar hüznü unutmamalýdýr, der ya. Hilmi Yavuz'un þiiri üzerine çalýþacaklar da hüzün hokkasýný hep yaný baþlarýnda tutmalýdýr, kalemlerini hüzün mürekkebine batýrmadan Hilmi Yavuz þiirine dair yazý yazýlamaz. Çünkü "mesleðimiz hüzündür" diyor þair. Þiire bir ara veriyor Akbayýr, çýktýðý yolda. Yavuz'un Üç Anlatý'sýna deðiniyor; Taormina, Fehmi K.'nýn Acayip Serüvenleri ve Kuyu'ya. Bu kez bir romancý var karþýmýzda. Bu eserler üzerine deðerlendirmelerle sürüyor Hilmi Yavuz portresi. Sanki Akbayýr, Hilmi Yavuz'la söyleþiyor yapýt boyunca, Akbayýr soruyor, Yavuz anlatýyor, anlatýyor Böyle bir biyografi denemesi Ne Kadar Gitsem O Kadar Uzak. Kitabýn sonuna doðru, yol daha bir kývrýlýyor þairin yapýtlarýna. Kimi þiirleri çözümlüyor Akbayýr; "Kalp Kalesi"ni, "Taflan"ý deðiþik bir gözle okuyor. Ardýndan Hilmi Yavuz'un "Poetika"sý. Tabii ki önce "Þiir Yapýlan Bir Þeydir" diyor þair. Sonra sýrayla, uygarlýk ve þiir, þiirde ses, þiir ve gerçeklik, þiir ve hayat Bu yolculukta Hilmi Yavuz þiiri üzerinde duracaklarýn varacaklarý ortak alan, elbette metinlerarasýlýktýr, gelenek baðlamýnda. Akbayýr'ýn da ulaþtýðý nokta orasý: Gelenek ve metinlerarasýlýk. Hilmi Yavuz'un þiirinin kendinden önceki veya çaðdaþý metinlere göndermelerle örülü ve böylece gelenekle köprüler kurmuþ sýký metinler olduðunu gözden kaçýrmamýþ Akbayýr. Uzun uzun, hatta þiirlerinden örnekler vererek, Yavuz'da metinlerarasýlýk üzerinde duruyor. Bunun ayný zamanda geçmiþi, geleneði "temellük etme" olduðunu da saptamýþ araþtýrmacý. Doðallýkla bu, Akbayýr'ý Yavuz'un þiirlerinde geniþ yer tutan geleneðe ve tasavvufa götürmüþ, ardýndan da felsefeye. Yavuz'un þiiri baðlamýnda kitabýn ikinci bölümünde bu konular geniþ yer tutmakta. Kitabýn son bölümünde ise Hilmi Yavuz'un kaleminden çýkmýþ þair, yazar ve aydýn portreleri var. Bir aydýnýn portresi Hilmi Yavuz'u, son dönem Türkiye'sinin bir aydýn portresini, yaþamýnýn önemli duraklarýný, yapýtlarýnýn belirgin özelliklerini, düþünce dünyasýný, yazýnsal öyküsünü okumak isteyenler için, hem de zorlanmadan, sýkýlmadan okumak isteyenler için bir baþvuru kitabý Akbayýr'ýnki. Alýþýlmadýk, verili olmayan, belli kalýplara sýkýþtýrmadan bir biyografi yazmýþ Sýddýk Akbayýr. Aslýnda daha cesur olmalý, daha çok kendi konuþmalý, sözü portresini yazdýðý þaire az býrakmalýydý. Ýþte Hilmi Yavuz aynada. "Ne görüyorsun Hilmi Yavuz?" diye sormak geliyor içimden. O da þöyle yanýt verecektir eminim: "Görünmeyeni!" Yazý Zaman Gazetesi Kitap Zamaný Kasým ayý sayýsýndan alýnmýþtýr.

Salim NÝZAM 9 Saçlarýma kýna yak baba Bu þehri de belediye otobüslerini de sevmedim. Hastane koridorlarýnda dolaþan beyaz önlüklü doktor ve hemþirelerini de. Hatta doktorun bana verdiði renkli balonlarý ve kýrmýzý otomobili de. Hastane odalarýnda akþam oluþunu, beyaz nevresimleri, ilaç kokulu sabahlarý da sevmedim Bu þehre niye geldik babam? Niye bindik bu þehrin otobüsüne? Yaþýtlarým top peþinde koþarken, uçurtma uçururken rüzgârlarda, köy derelerinde yüzerken niye geldik hastanelere? Niye çok kaldýk bu þehirde, dönmedik hala köyümüze? Okuldayken de kanardý burnum, biraz bekleyince geçerdi, kemiklerimin aðrýsý büyüdükçe dinerdi, koltukaltýmdaki þiþlikler gün gelir inerdi. Annem geleceðiz diye nohutlu ekmek yapmýþtýr, bu sabah da erken kalkýp köy yollarýna bakmýþtýr. Gece trenlerini zamansýz beklemeye baþlamýþtýr, ne olur baba gidelim artýk. Daðlarý üstümüze alýp da mý gelmiþiz, alabalýk gibi aðlara dolanýp da bu þehirde kalmýþýz babam. Ýlk günümüz onkoloji polikliniðinin önünde sýra beklemekle geçmiþti. Dört duvar üzerime gelmiþti. O an nasýl istedim güneþi görmek, köy korusunda yürümek. Buradaki çocuklar köyümün bozkýrlarýnda koþturan çocuklardan neden farklýydý babam? Üçüncü sýradaki uzun boylu çocuðun saçlarý yoktu, arkamda bekleyen kardeþimin acýsý çoktu. Ýlk günüm çok uzundu, duvar saatinde yelkovanla akrebi bir türlü kavuþturamadým, ben bu þehre kendimi alýþtýramadým babam. Ýlk kan verdiðimde arý sokmasý gibi geldi, biraz caným yandý. Hemþireler benden ne çok kan aldý, geriye ne kaldý babam? Sonralarý alýþtým bu kan verme iþine. Ýyileþmem içindi her þey, biraz olsun barýþtým kývýrcýk saçlý hemþireyle. Alyuvarlarýmýn sayýsý artýyormuþ artarsa artsýn. Mavi gözlü doktorumun þekerlerini de, gülümsemesini de sevmeye baþladým artýk. Kemoterapi görecekmiþim, bu iþ biterse çabuk iyileþecekmiþim. Ýyileþirsem de köye dönüp annemi görecekmiþim. Doktorum böyle söyledi. Bana her hafta çeþitli ilaçlar vereceklermiþ, acýmý biraz olsun dindireceklermiþ. Vücudum da hiç tüy kalmayacakmýþ, saçlarým dökülecekmiþ. Saçlarýmýn döküleceðine üzülmedim desem yalan olur. Ama en çok hastaneye gideceðim gün annemin kýna yaktýðý saçlarýma üzüldüm. Kýna yakarken sarý saçlarýma, okþamýþtý, koklamýþtý, biraz gül yaðýndan sürmüþtü. Annemin dokunduðu kýnalý saçlarýma, hastalýk kýyar mý hiç doktor amca? Bu sabah altý çeþit ilaç verdiler. Ýðneler biraz derine batsana fazla caným yanmadý. Önemli bir þeyim olmasa gerek ne doktor amca ne de hemþireler odamda fazla kalmadý. Odam biraz küçük ama güzeldi, karþýmdaki saçsýz çocuðu saymazsak özeldi. Odamýz ara sýra ilaç ve yemek, ara sýra kolonya kokuyor. Nöbetçi hemþire koridorda hep kitap okuyor. Ýki ay sonra halsizdim yataðýmda, elimi kaldýracak gücüm yoktu. Dayýmýn geldiðini bile görmemiþim dalgýnlýðýmdan. Uyandýðýmda baþucumda bekliyordu dayým, bana sarýçiðdem, ceviz, badem ve annemin yarýsýndan getirmiþti. Dayým gittiðinden beri penceremin önündeki vazoda duruyor hep sarýçiðdemler. Annem börek yollamýþtý, tuzlu çörek yollamýþtý. Köyde herkes iyiymiþ, yeni gelen öðretmen çok uzun boylu biriymiþ. Hastanede yattýðýmý söylemiþ annem, öðretmenim söz vermiþ, iyileþene kadar beni yok yazmayacakmýþ. Babam artýk ara sýra köye gidip geliyordu. Artýk bu þehirde tek baþýma yaþamayý öðrenmiþtim. Bugün ilk defa aynaya baktým, saçlarým dökülmeye baþlamýþtý. Doktorum söyledi ilaçlardanmýþ, korkmamam lazýmmýþ, üzülmemem lazýmmýþ. Üzülmedim desem yalan olur annem. Ben en çok okþadýðýn kýnalý saçlarým sonbahar yapraklarý gibi dökülürken, nasýrlý ellerinin kokusunun bitmesine üzüldüm annem. Ýki ay sonra aðzýmda yaralar oluþmaya baþlamýþtý. Bizim bahçedeki kýrmýzý dutlardan yesem geçerdi belki. Bugün bana da maske taktýlar, karþýmdaki çocuða benzemeye baþladýðýmý fark ettim o an. Onun tek tük kara saçý kalmýþtý, benim bir tutam kýnalý saçým. Adý Ýsmail'di, Artvinliydi. Gözleri mavi maviydi, coþkusu Çoruh Nehri gibiydi. Bir hafta sonra uyandýðýmda Ýsmail'i göremedim, Hüseyin gelmiþti yerine, boylu boyunca uzanmýþtý yataðýna. Ýsmail'i nereye götürdü hemþireler hiç bilemedim. Uyansaydým vedalaþýp helalleþecektik, doktorumun verdiði kýrmýzý otomobili verecektim ona, hediyeleþecektik. Üç gün sonra öðrendim hastaneden çýktýðýný, doðduðu yerlerin suyunu içmek için köyüne gittiðini. Hüseyin de iyi çocuktu ama ben en çok Ýsmail'in neþesini sevdim; uzun gecelerde anlattýðý uzun gagalý yelve kuþlarýný, yalýçapkýnlarýný ve küçük tarlakuþlarýný sevdim. Uçsuz bucaksýz kekik kokulu ovalarý, dere kýyýsýndaki söðüt aðaçlarýný, karlý daðlarý ve köknar ormanlarýnýn bulutlara deðen baþýný sevdim. Dün ne kadar sevindiðimi ve þaþýrdýðýmý anlatamam. Hatta iðne yerlerimin acýsýný bile unutturdu bu olay. Þemsettin hastane kapýsýndan bana gülümsüyordu. Gözlerimi ovuþturdum o an, çimdik attým tenime, önce hayal gördüðümü sandým. Hayal deðil gerçekti. Babam onu köyden ziyaretime getirmiþti. Þemsettin'in odamda uzun süre kalmasýna izin vermedi doktorlar. Odama çok giren olursa mikrop kaparmýþým. Zor iyileþirmiþim. Þemsettin'in tozu, topraðý memleketimin kokusuyla dolu, bana hiç aðýr gelir mi? Köyümün çulluk kuþlarýnýn sesini ondan baþkasý bilebilir mi doktor amca? Þemsettin o gün kan merkezine uðramýþ, bana beyaz kanýndan, canýndan can vermiþ annem. Babam bu hafta çarþýya çýktý ondan gülyaðý istedim. Anneme vermek için doktorun verdiði þekerlerden bulmasýný istedim. Bugün toparlamalýyým kendimi, daðlarý delip annem gelecek. Memleketimin kekik kokusu, baharý gelecek. Bugün aynaya baktým, bebekliðimdeki gibi çýkýyor yeni saçlarým. Yüzüme anlam vermiþ kirpiklerim ve kaþlarým. Baba çarþýdan dönerken kýna almayý da unutma, dayýmýn getirdiði sarýçiðdemleri pencere önünde soldurup da kurutma. Annem sever belki manavdan bir kilo muz da al. Saçlarýma kýna yak babam, saçlarýmýn döküldüðü anlaþýlmasýn. Gül yaðýndan sür sonra, gül kokusu dolsun odam annemin hatýrý kalmasýn. Mahmut Tunaboylu 2010 Öykü Yarýþmasý'na katýlan öykülerden

10 Erkeklik ölmedi daha Halsizdi, sesi zor çýkýyordu Kaldýrdý omzunu öksürdü. Gene de dik durmaya çalýþýyordu. Dedi, gezerim orada burada Ýþ ararým çarþýda pazarda. Geçen biri geldi yanýma. Beni götürdü çalýþmaya. Elime verdi kürekle kazma. Dedi þurdan þuraya kazsana. Ýþ yarým olmadan daha Geldi dedi bitmedi mi hâlâ Dedim aha kürek, aha kazma. Kazabiliyorsan kendin kazsana. Aldým ceketimi düþtüm yola. Ben de ona sen alttan alsaydýn ya. Ýþte o zaman, yan yan baktý bana. Kaldýrdý þapkasýný, hemen yukarýya Hýþýmla dedi, erkeklik ölmedi daha. Yürüdü gitti kollarýný aça aça... Dursun DOKUYUCU

11 Hitit rüzgarý Ece Gürsel le esti Ýlk konuk Ethem Erkoç 3'üncüsü TOBB ETÜ'de yapýlan 'Hititler Üniversitede' etkinliðinde, her biri özenle hazýrlanan Hitit Kýyafetleri defilesinin baþ mankeni Ece Gürsel'di. Defilenin sonuna doðru elinde Hitit Güneþ Kursu ile birlikte podyuma çýkan Ece Gürsel, izleyicilerden bol bol alkýþ aldý. Çorum Belediyesi Kadýn Kültür ve Sanat Merkezi Konak Sohbetleri baþlýðý altýnda okuma günleri baþlattý. Okuma Günü etkinliðine, okunacak kitabýn yazarýný da davet eden merkezin ilk konuðu gazetemiz yazarlarýndan Eðitimci-Yazar Ethem Erkoç konuk oldu. Yýlýn basýn fotoðraflarý Çorum da sergilendi Türkiye'nin basýn fotoðrafçýlýðý dalýndaki en prestijli yarýþmasýnda dereceye giren fotoðraflar Çorum'da sergilendi. Çorum Valiliði'nin desteðiyle Çorum Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneði (TFMD) iþbirliðinde düzenlenen sergide, 2010 yýlýnda haber, serbest, spor, çevre, siyaset ve foto röportaj dallarýnda dereceye giren 40 fotoðraf sergilendi. Evliya Çelebi yi anlattýlar Cumhuriyetin 88. yýlýna 88 eser Doðumunun 400. Yýlýnda Evliya Çelebi' paneli Devlet Tiyatro Salonu'nda gerçekleþti. Evliya Çelebi'nin hayatý, kiþiliði, seyahatleri ve seyahatnamesinin anlatýldýðý panele Vali Yardýmcýsý Hüseyin Ýçten, Kültür ve Turizm Müdürü Ali Özüdoðru, akademisyenler, üniversite öðrencileri ve çok sayýda davetli katýldý. Cumhuriyet'in 88. yýlý etkinlikleri çerçevesinde Çorum Valiliði tarafýndan düzenlenen 'Yerel Ressamlar Sergisi'ni Vali Nurullah Çakýr, Çorum eski Milletvekili Adnan Türkoðlu, Garnizon komutaný J. Alb. Hakan Saraç, Belediye Baþkan Vekili Zeki Gül, Vali Yardýmcýsý Hamdi Bolat, Emniyet Müdürü Necmettin Emre ile çok sayýda davetli gezdi. FOTOÝZ Çorum u gezdi Bunlar da Ortaköy ün artistleri 'Hattuþa'nýn Kalbine Yolculuk' adýyla, aralarýnda Türkiye'nin seçkin isimlerinin de bulunduðu 50 kiþilik fotoðrafçý grubu Çorum'a bir gezi düzenledi. Gezi kapsamýnda katýlýmcýlar tarafýndan çekilen fotoðraflar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý Etkinlikleri çerçevesinde Devlet Tiyatrro salonu Fuayesi'nde sergilendi. Gazi de Hitit rüzgârý Vali Nurullah Çakýr'ýn öncülüðünde baþlatýlan ve ilki Bilkent Üniversitesi'nde gerçekleþtirilen 'Hititler Üniversitede' etkinliði, Gazi Üniversitesi'nde yapýlan bir etkinlikle gerçekleþtirildi. Ortaköy, bu günlerde ne Þapinuva ile ne de doðal güzelliðiyle dikkat çeken Ýncesu Kanyonu ile gündemde. Ortaköy'ün baðrýndan kopmuþ sinema sevdalýsý Abdullah Öncül, büyük cesaret gösterip, beþ kuruþ vermeden ikna ettiði ilçenin esnaf, memuru, iþçisi ile birlikte bir film çekti. Recep Serbes ten ikinci þiir kitabý 1991 yýlýndan bu yana þiirle ilgilenen Recep Serbes'in, 'Yürekler Dursa da Sevdalar Sürer' isimli þiir kitabýndan sonra ikinci þiir kitabý çýktý. Çatalkara Kültür ve Sanat Evi Þiir Dizisi'nde çýkan 'Buruk Aþklar Denizi' isimli kitapta 35 þiir bulunuyor. Yüreðinize saðlýk Sevgi Evleri'nde kalan kimsesiz çocuklar tarafýndan hazýrlanan þiir dinletisi kelimenin tam anlamýyla duygu rüzgarlarý estirdi. Cumhuriyetimizin 88. yýlýna yakýþýr bir güzellikte sergilenen dinleti, Milli Þairimiz Mehmet Akif'in þiirlerini baþarýyla seslendiren çocuklarýn gözlerindeki gurur ýþýltýsýyla taçlandý. Çocuk oyunlarý kitap oldu Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü, Çorum'da oynanan ve unutulmaya yüz tutan çocuk oyunlarýný kitap haline getirdi. Gelenekselleþmiþ oyunlarýn yer aldýðý kitap, tüm eðitim kurumlarýna ve kütüphanelere gönderildi.

12 Gazeteciler Ýngilizce öðreniyor Ýskilip lezzeti kitapla buluþtu Çorum Valiliði tarafýndan hazýrlanan 'Hititlerden Günümüze Çorum Mutfaðý' adlý kitabýn Ýskilip hazýrlýklarý tamamlandý. Kitaba; Ýskilip'e has özel yemek çeþitleri, marmelat, kurutulmuþ sebze yemekleri gibi geniþ kapsamlý yapýlan alan çalýþmasýnda profesyonel fotoðraf çekimleri ve tarifler alýndý. Çorum Gazeteciler Cemiyeti tarafýndan düzenlenen Ýngilizce kursu baþladý. Ýngilizce Öðretmeni Semih Ýyi'nin eðitimci olarak görev aldýðý yabancý dil kursu, Cemiyet salonunda gerçekleþtiriliyor. Çorumlu fotoðrafçýdan iki ayrý sergi Oðuzlar Ceviz Festivali Çorumlu fotoðrafçý Abdullah Agâh Öncül, Ýstanbul'da farklý temalý iki sergide fotoðraflarýný sergiledi. Ýstanbul Fotoðraf ve Sinema Amatörler Derneði'nin düzenlediði 'görüyorum' temalý 4. Genç Fotoðrafçýlar Festivali kapsamýnda 'Þekl-i Felek' ve 'Çocuklar' adlý iki sergisiyle misafirlerini aðýrladý. Çorum, Tarihi Kentler Birliði toplantýsýna katýldý Çorum Valiliði Ýl Özel Ýdaresi KUDEB (Koruma Uygulama Deneti Bürosu) ekibi, 'Tarihi Kentler Birliði Þanlýurfa Toplantýsý'na katýldý Toplantý sonrasýnda grup, Demokrasi Caddesi üzerinde bulunan ve Þanlýurfa Belediyesi tarafýndan restorasyonu tamamlanan tarihi binada oluþturulan, Þanlýurfa Mutfak Müzesi'nin açýlýþýna katýldý. Yaratýlýþ delilleri Çorum da sergilendi Oðuzlar Belediyesi tarafýndan bu yýl 12'ncisi düzenlenen geleneksel Kültür-Sanat Etkinlikleri ve Ceviz Festivali çeþitli etkinliklere sahne oldu. Pýrlanta Pirinç Festivali Ayþe Böhürler den konferans Çorum Belediyesi ile Dil ve Edebiyat Derneði Çorum Þubesi'nin ortaklaþa düzenlediði 'Duvarlarýn Arkasýnda Müslüman Ülkelerde Kadýn' konulu konferansýn konuðu, basýn ve siyaset alanýnda yaptýðý çalýþmalarla adýndan gýpta ile söz ettiren Ayþe Böhürler oldu. Hürriyet Meydaný PTT Merkez Müdürlüðü önünde açýlan 'Yaratýlýþ Delilleri Fosil Sergisi'ni çok sayýda vatandaþ gezdi. Sergide Harun Yahya'nýn da eserleri tanýtýldý. Herþey kitap okumak için... Osmancýk'ta her yýl geleneksel olarak düzenlenen Pýrlanta Pirinç Kültür ve Sanat Festivali, kortej yürüyüþüyle baþladý. Festival yürüyüþüne Belediye Baþkaný Bekir Yazýcý nýn yaný sýra ilçe sakinleri de katýldý. Hitit Üniversitesi'nde çeþitli bölümlerde eðitim gören Düþün Taþýn Derneði öðrencileri, Türkiye'de kitap okuma oranýndaki düþüklüðe dikkat çekmek amacýyla Hürriyet Parký'nda bir araya gelerek, kitap okuma etkinliði düzenledi. KOORDÝNATÖR Gülesin AÐBAL ÖYTAÞ (Önder Basýn Yayýn A. Þ) Adýna Sahibi Yön. Kur. Bþk. Kemal MESCÝ Genel Yayýn Yönetmeni Þevket ERZEN Yazý Ýþleri Müdürü Mustafa DEMÝRER YAYIN KURULU ADRES: Gazi Cad. Hamoðlu Ýþhaný No: 3/109 (Posta Kodu. 19030) email: hale@corumhakimiyet.net TELEFONLARIMIZ Abdulkadir Ozulu, Ethem Erkoç, Mevlüt Uyanýk, Kâzým Alkan, Hasan Kahraman, Meryem Uyanýk, Enise Aðbal. 224 24 00 (pbx) 225 16 00 (pbx) 224 46 83 (pbx) 225 43 46 (pbx) 213 50 24 (Fax)