YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ



Benzer belgeler
2009 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi

2011 YILI YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

15-19 ŞUBAT 2016 AŞIRI SICAKLIKLAR

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

Bu dersimizde kullandığımız ticari gübreleri ve gübrelemenin kurallarını vermeye çalışacağız.

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

2016 YILI ŞUBAT AYI SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO

3. basamak. Otomobil Kamyonet Motorsiklet

TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ

Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim Haziran 2015)

İllere ve yıllara göre konut satış sayıları, House sales by provinces and years,

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim)

BAYİLER. Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 18 Nisan :29 - Son Güncelleme Cuma, 03 Mayıs :39

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu

VERGİ BİRİMLERİ. Taşra Teşkilatındaki Birimlerin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

SUSURLUK TİCARET BORSASI 2014 YILI İSTATİSLİK RAPORU

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Doğal Gaz Sektör Raporu

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

Bülten No 2: Ekim 2011-Mayıs 2012

TABLO-1. İLKÖĞRETİM/ORTAOKUL/İLKOKUL MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2015 EKPSS/KURA )

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

TABLO-2. ORTAÖĞRETİM MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014)

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TABİP İL BÖLGE SE PDC KAD ORAN GRUP KİLİS ,09% A1 KARAMAN ,36% A2 İZMİR ,36% A3 MALATYA

Gayri Safi Katma Değer

GÜBRE TAVSİYELERİ Gübrelemenin Amacı, - Önce Toprak Analizi - Usulüne Uygun Toprak Örneği Alma

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Doğal Gaz Sektör Raporu

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TAKVİM KARTONLARI 2016 YILI RESMİ TATİL GÜNLERİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BÖLÜM -VII- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Lisans)

KURUM ADI KADRO ADI KONT.

Doğal Gaz Sektör Raporu

TABLO-1. MERKEZİ YERLEŞTİRMEDEKİ EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR ( ORTAÖĞRETİM MEZUNLARI )

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI EKONOMİK BÜLTEN

İTİBARİYLA KÖY YOLU ENVANTERİ

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. a r k a. o r g.

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İleri Teknolojili Tıbbi Görüntüleme Cihazları Yoğunluğu. Prepared by: Siemens Turkey Strategy and Business Development, SBD Istanbul, March 2010

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2017 YILI BİLİM SANAT MERKEZLERİNE ÖĞRETMEN ATAMASI SONUCU OLUŞAN İL-ALAN BAZLI TABAN PUANLAR

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Ortaöğretim)

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Önlisans)

122. GRUPTA İHALE EDİLECEK SAHALARIN LİSTESİ. Belirlenen Taban İhale Bedeli TL. 1 Adana II. Grup Arama ,30 60.

DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ALANYA NIN BAZI EKONOMİK VE SOSYAL VERİLERİNİN MEVCUT İLLER İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ

2016 Türkiye de 185 bin 128 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi Ülkemiz karayolu ağında 2016 yılında toplam 1 milyon 182 bin 491 adet

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARAR. : 2017 Yıllık Kullanım Hakkı Ücretleri. : Yetkilendirme Dairesi Başkanlığının hazırladığı takrir ve

2015 YILI RESMİ TATİL GÜNLERİ Yılbaşı 1 Ocak Perşembe. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan Perşembe. Emek ve Dayanışma Günü 1 Mayıs Cuma

22/12/2011 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 29/11/2011 tarihli ve 2011/2474 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki LİSTE

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

YILLARI ARASINDA AKREDİTE OLAN ODA/BORSALAR

Mart 2012 SAGMER İstatistikleri

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

Google Etiketler: FEDERAL KAMPANA TORNA MAKİNASI - FİRMAMIZ

LİSTE - III TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU - TAŞRA İL KODU İL ADI POZİSYON ADI BÜTÇE TÜRÜ

2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Ağustos SAGMER İstatistikleri

Transkript:

DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ZİRAİ METEOROLOJİ VE İKLİM RASATLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK ZİRAİ METEOROLOJİ BÜLTENİ AYLIK ZİRAİ METEOROLOJİ BÜLTENİ Sayı : 4 Nisan 2006 YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ 2006 YILI NİSAN AYI YAĞIŞ RAPORU GENEL DURUM : Yağışlar genel olarak normalinden ve 2005 Yılı Nisan ayı yağışından az olmuştur. Aylık yağış ortalaması 50,5 mm., normali 59,9 mm., geçen yılın Nisan ayı ortalaması ise 51,7 mm.dir. Yağışlarda normale göre % 15,8 geçen yıl Nisan ayına göre de % 2,4 azalma gözlenmiştir. MARMARA BÖLGESİ: Yağışlar tüm merkezlerde normalinden az olmuştur. Yağışlar Edirne'de geçen yıl yağışından fazla, Göztepe ve Kırklareli'nde geçen yıl yağışı civarında, diğer merkezlerde geçen yıl yağışından az olmuştur. KARADENİZ BÖLGESİ: Yağışlar Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Hopa, Rize, Tortum ve Trabzon'da normalinden fazla, Giresun'da normali civarında, diğer merkezlerde normalinden az olmuştur. Yağışlar Artvin, Giresun, Gümüşhane, Tortum ve Trabzon'da geçen yıl yağışından fazla; Bayburt, Hopa, Rize ve Tokat'ta geçen yıl yağışı civarında; diğer merkezlerde geçen yıl yağışından az olmuştur. 1

İÇANADOLU BÖLGESİ: Yağışlar Aksaray, Kayseri, Konya ve Sivas'ta normalinden fazla; Gemerek, Kangal, Karaman, Karapınar, Niğde ve Ulukışla'da normali civarında; diğer merkezlerde normalinden az olmuştur. Yağışlar Aksaray, Karaman, Karapınar, Kayseri, Konya, Niğde, Sivas ve Ulukışla'da geçen yıl yağışından fazla; Gemerek ve Kangal'da geçen yıl yağışı civarında; diğer merkezlerde geçen yıl yağışından az olmuştur. EGE BÖLGESİ: Ya ğ ı ş l a r t ü m m e r k e z l e r d e normalinden az olmuştur. Yağışlar Denizli, İzmir, Manisa ve Salihli'de geçen yıl yağışından fazla; Milas, Muğla ve Uşak'ta geçen yıl yağışı civarında; diğer merkezlerde geçen yıl yağışından az olmuştur. AKDENİZ BÖLGESİ: Yağışlar Antalya ve Elmalı'da normalinden fazla; Beyşehir ve Silifke'de normali civarında; diğer merkezlerde normalinden az olmuştur.yağışlar Antalya ve Elmalı'da geçen yıl yağışından fazla; Silifke'de geçen yıl yağışı civarında; diğer merkezlerde geçen yıl yağışından az olmuştur. Yağışlar Antalya ve Elmalı'da geçen yıl yağışından fazla; Silifke'de geçen yıl yağışı civarında; diğer merkezlerde geçen yıl yağışından az olmuştur. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ: Yağışlar Ş.Urfa ve Siverek'te normalinden fazla; diğer merkezlerde normali civarında olmuştur. Yağışlar tüm merkezlerde geçen yıl yağışından fazla olmuştur. 2

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ: Yağışlar Arapkir ve Van'da normalinden az; Elazığ ve Malatya'da normali civarında; diğer merkezlerde normalinden fazla olmuştur. Yağışlar Erzincan ve Van'da geçen yıl yağışından az; Arapkir ve Erzurum'da geçen yıl yağışı civarında; diğer merkezlerde geçen yıl yağışından fazla olmuştur. 3

2005-2006 TARIM YILI YAĞIŞ RAPORU ( 7 AYLIK-KÜMÜLATİF ) GENEL DURUM : 1 Ekim 2005-30 Nisan 2006 tarihleri arasında kümülatif yağışlar genel olarak normalinden ve geçen yıl yağışından fazla olmuştur. Kümülatif yağış ortalaması 511,6 mm., normali 508,7 mm., geçen yılın ortalaması ise 477,9 mm.dir. Kümülatif yağışlarda normale göre % 0,6 geçen yıla göre % 7,1 artış gözlenmiştir. MARMARA BÖLGESİ: Kümülatif yağışlar Çanakkale, Edirne, Göztepe, Kırklareli, Şile ve Uzunköprü'de normalinden fazla, Balıkesir ve Bilecik'te normalinden az, diğer merkezlerde normali civarında olmuştur. Kümülatif yağışlar Balıkesir ve Bilecik'te geçen yıl yağışından az, Bursa, Kocaeli ve Sakarya'da geçen yıl yağışı civarında, diğer merkezlerde geçen yıl yağışından fazla olmuştur. KARADENİZ BÖLGESİ: K ü m ü l a t i f y a ğ ı ş l a r B o l u v e Kastamonu'da normalinden az, Amasya, Artvin, Çorum, Hopa, İnebolu ve Tokat'ta normali civarında, diğer merkezlerde normalinden fazla olmuştur. Kümülatif yağışlar Amasya, Hopa, İnebolu, Kastamonu, Samsun ve Tokat'ta geçen yıl yağışından az, Akçakoca, Bayburt, Gümüşhane, Tortum ve Trabzon'da geçen yıl yağışından fazla, diğer merkezlerde geçen yıl yağışı civarında olmuştur. İÇANADOLU BÖLGESİ: Kümülatif yağışlar Sivas'ta normalinden fazla, Aksaray, Ankara, Çankırı, Cihanbeyli, Kangal, Karapınar, Kayseri ve Konya'da normali civarında, diğer merkezlerde normalinden az olmuştur. Kümülatif yağışlar Eskişehir, Gemerek, Kayseri, Kırşehir ve Niğde'de geçen yıl yağışından az, Akşehir, Ankara, Kangal, Sivrihisar ve Yozgat'ta geçen yıl yağışı civarında, diğer merkezlerde geçen yıl yağışından fazla olmuştur. 4

EGE BÖLGESİ: Kümülatif yağışlar Denizli, Salihli ve Simav'da normalinden fazla, Dikili, Kütahya ve Uşak'ta normalinden az, diğer merkezlerde normali civarında olmuştur. K ü m ü l a t i f y a ğ ı ş l a r İ z m i r v e Kütahya'da geçen yıl yağışından az, Dikili, Edremit, Emirdağ, Manisa, Milas, Muğla, Salihli ve Uşak'ta geçen yıl yağışı civarında, diğer merkezlerde geçen yıl yağışından fazla olmuştur. AKDENİZ BÖLGESİ: Kümülatif yağışlar Beyşehir, Elmalı, Finike, İskenderun, Islahiye ve K. Maraş'ta normali civarında, diğer merkezlerde normalinden az olmuştur. Kümülatif yağışlar Anamur, Antakya, Beyşehir ve İskenderun'da geçen yıl yağışından fazla, Antalya, Fethiye, Finike, Islahiye ve Isparta'da geçen yıl yağışından az, diğer merkezlerde geçen yıl yağışı civarında olmuştur. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ: Kümülatif yağışlar Diyarbakır'da normalinden fazla, Cizre, Kilis ve Ş.Urfa'da normalinden az, diğer merkezlerde normali civarında olmuştur. Kümülatif yağışlar Adıyaman, Diyarbakır ve Mardin'de geçen yıl yağışından fazla, diğer merkezlerde geçen yıl yağışı civarında olmuştur. DOĞU ANADOLU BÖLGESİ: K ü m ü l a t i f y a ğ ı ş l a r A ğ r ı ' d a normalinden az, Arapkir, Bitlis, Elazığ, Erzurum, Hakkari ve Malatya'da normali civarında, diğer merkezlerde normalinden fazla olmuştur. Kümülatif yağışlar Van'da geçen yıl yağışından az, Erzurum ve Kars'ta geçen yıl yağışı civarında, diğer merkezlerde geçen yıl yağışından fazla olmuştur. 5

6

SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ 2006 Yılı Nisan Ayı Ortalama Sıcaklıklarının Uzun Yıllık Normallerine Göre Mukayesesi 2006 YILI NİSAN AYI ORTALAMA SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ Nisan ayında gerçekleşen en düşük ortalama sıcaklık 4.2ºC olarak Sarıkamış'ta; en yüksek ortalama sıcaklık ise 18.8ºC olarak Mersin'de tespit edilmiştir. Genel olarak Ülkemizde Karadeniz Bölgesinin Kuzeyi ile Bingöl çevresinde normalleri civarında; Ülkenin geri kalan büyük bir kesiminde ise mevsim normallerinin üzerinde ortalama sıcaklıklar gerçekleşmiştir. Marmara Bölgesi : Ortalama sıcaklıklar Kumköy, Şile ve Sakarya çevresinde mevsim normalleri civarında; bölgenin geri kalan kesimlerinde normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Marmara Bölgesi'nde en düşük ortalama sıcaklık 10.9 C olarak Şile' de, en yüksek ortalama sıcaklık 15.8 C olarak Lüleburgaz'da gerçekleşmiştir. Ege Bölgesi : Ortalama sıcaklıklar bölgenin t a m a m ı n d a n o r m a l l e r i n i n ü z e r i n d e gerçekleşmiştir. Ege Bölgesi'nde en düşük ortalama sıcaklık 11.2 C olarak Kütahya' da, en yüksek ortalama sıcaklık 17.2 C olarak Aydın'da gerçekleşmiştir. Akdeniz Bölgesi : Ortalama sıcaklıklar bölgenin tamamında mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Akdeniz Bölgesi'nde en düşük ortalama sıcaklık 9.9 C olarak Göksun'da, en yüksek ortalama sıcaklık 18.8 C olarak Mersin'de gerçekleşmiştir. İç Anadolu Bölgesi : Ortalama sıcaklıklar bölgenin tamamında mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. İç Anadolu Bölgesi'nde en düşük ortalama sıcaklık 8.2 C olarak Kangal'da, en yüksek ortalama sıcaklık 14.1 C olarak Kırıkkale'de gerçekleşmiştir. Karadeniz Bölgesi : Ortalama sıcaklıklar Bolu, Bayburt, Çorum, Kastamonu ve Tokat çevresinde normallerinin üzerinde; bölgenin diğer yerlerinde ise normalleri civarında gerçekleşmiştir. Karadeniz Bölgesi'nde en düşük ortalama sıcaklık 8.0 C olarak Bayburt'ta, en yüksek ortalama sıcaklık 13.8 C olarak Amasya'da gerçekleşmiştir. Doğu Anadolu Bölgesi : Ortalama sıcaklıklar Bingöl çevresinde normalleri civarında; bölgenin diğer kesimlerinde ise mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde en düşük ortalama sıcaklık 4.7 C olarak Sarıkamış'ta, en yüksek ortalama s ı c a k l ı k 1 4. 2 C o l a r a k I ğ d ı r ' d a gerçekleşmiştir. Güney Doğu Anadolu Bölgesi : Ortalama sıcaklıklar bölgenin tamamında m e v s i m n o r m a l l e r i n i n ü z e r i n d e gerçekleşmiştir. Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde en düşük ortalama sıcaklık 14.3 C olarak Gaziantep'te, en yüksek ortalama sıcaklık 18.5 C olarak Cizre'de gerçekleşmiştir. 7

NİSAN AYI EKSTREM SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ Türkiye genelinde uzun yıllara göre yeni ekstrem sıcaklık gerçekleşmemiştir. 8

9

KURAKLIK DEĞERLENDİRMESİ 2006 Nisan Ayı Kuraklık Durumu Aydeniz Metodu'na göre çizilen Nisan ayı kuraklık haritasında; Rize, Hopa, Sivas, Gümüşhane, Bayburt, Tunceli, Bingöl, Kars, Ağrı, Muş, Bitlis, Batman ve Hakkari çevreleri ISLAK; Artvin, Ardahan, Erzincan, Erzurum, Trabzon, Giresun, Ordu, Kayseri, Nevşehir, Aksaray, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Şırnak, Iğdır ve Antalya çevreleri NEMLİ; Van, Samsun, Tokat, Yozgat, Muğla, Burdur, Konya, Niğde, Adıyaman ve Kilis çevreleri NEMLİCE; Kahramanmaraş, Antakya, Isparta, Denizli ve Manisa çevreleri KURAKÇA; Amasya, Çorum, Ankara, Kırşehir, Osmaniye, Karaman, Afyon, Uşak, İzmir, Balıkesir, İstanbul ve Edirne çevreleri KURAK; Karabük, Bolu Yalova, Bursa, Kırklareli, Tekirdağ ve Aydın çevreleri KURAKÇA; yurdumuzun diğer kesimleri ise ÇÖL karakterler göstermiştir. 2006 Nisan ayı ile 2005 Nisan ayı kuraklık haritası karşılaştırıldığında, geçen yıla göre bu yıl Nisan ayında yurdumuzda, Orta Karadeniz'in iç kesimleri, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun güneyi ve doğusu, İç Anadolu'nun güneyi ve doğusu, Trakya'nın batısı, Antalya, Burdur ve Denizli arası ile İstanbul ve İzmir çevreleri daha nemli geçerken, nemlilikte en fazla artışın olduğu yerler Cizre, Mardin, Antalya ve İpsala olmuştur. Geçen yılın aynı ayına göre bu yıl yurdumuzda İç Anadolu'nun kuzeyi ve batısı, Batı Karadeniz, Marmara Bölgesi'nin doğusu ile Aydın, Adana, Mersin ve Antakya çevreleri daha kurak geçerken, kuraklıkta en fazla artışın olduğu yerler Batı Karadeniz'in kuzeyi ile Adapazarı, İzmit ve Kütahya çevreleri Iğdır olmuştur. Yurdumuzun geri kalan kesimleri kuraklık durumu bakımından benzer karakterler göstermiştir. 2006 Nisan ayı ile uzun yıllar (1971-2000) Nisan ayı kuraklık haritası karşılaştırıldığında, bu yıl Nisan ayında uzun yıllara göre yurdumuzda, Doğu Anadolu'nun doğusu ve kuzeybatısı, Şanlıurfa, Batman, Malatya, Sivas, Aksaray, Konya, Antalya ve İpsala çevreleri daha nemli geçerken, nemlilikte en fazla artışın olduğu yerler Iğdır olmuştur. Batı Karadeniz, Marmara, güneydoğusu hariç Ege, Antalya hariç Akdeniz, iç Anadolu'nun kuzeyi ve batısı daha kurak geçerken, kuraklıkta en fazla artışın olduğu yerler Batı Karadeniz'in kuzeyi ile Adapazarı, İzmit, Kütahya ve Adana çevreleri olmuştur. Yurdumuzun geri kalan kesimleri kuraklık durumu bakımından benzer karakterler göstermiştir. 10

11

12

TARIM DURUMU 2006 Nisan Ayında Yurdumuzun Tarım Durumu MARMARA BÖLGESİ : Bölge genelinde yağışlar normallerden az olmuştur. Kışlık tahıllar genellikle sapa kalkma döneminde olup yabancı otlarla mücadeleye, meyve bahçelerinde ise ağaç diplerini kabartma çalışmalarına devam edilmiştir. Erkenci çeşit kiraz hasadı başlamıştır. Şeker pancarları sıralarını doldurma döneminde olup birinci çapası ile teklemesi yapılmaktadır. Asmalarda salkımlar teşekkül etmiş, yaşlı kısımlarda oluşan obur ve salkımsız sürgünlerin (filiz) alınmasına başlanmıştır. Baklagillerde ekimler genellikle bitmiştir. Kışlık sebzeler de hasata devam edilmiştir. Domates, biber ve patlıcan fidelerinin tarlaya dikimlerine bazı yörelerde başlanmış, ayçiçeği ve pamuk ekimlerine de devam edilmiştir. Tütün fideliklerinde yabancı ot mücadelesi yapılmıştır. Bazı kesimlerde tütün fideleri tarlaya şaşırtılmış, çökerten hastalığı ve yabancı otlarla mücadele edilmiştir. Bağlarda toprak sürümleri ile dip açma çalışmaları sürdürülmüştür. Tahıllarda hortumlu böcek zararlısına karşı ilaçlı mücadele yapılmış, süne sürveylerine devam edilmiştir. Bazı kesimlerde kayısılarda monilya hastalığı görülmüş ve ilaçlama yapılmıştır. Bağlarda ölükol ve külleme ile mücadele edilmiştir. KARADENİZ BÖLGESİ : Kışlık tahılların sap gelişmesi sürerken yer yer de üst gübreleme yapılmıştır. Erkenci çeşit patatesler çimlenmiş olup geççi çeşitler ekilmeye başlanmıştır. Fasulye ve mısır e k i l i ş l e r i s ü r d ü r ü l m ü ş t ü r. F i d e l e r şaşırtılmıştır.bakla ve bezelyelerin çapalamasına devam edilmiştir. Fındık dalları artık yeşermeye, çotanaklar belirmeye başlamıştır. Çay bitkisinde filizlenme ve yaprak gelişmesi devam etmektedir. Elma, incir ve mandalina çiçeklenme, armut, erik ve kiraz ile fındık ağaçlarında meyve teşekkül ve büyüme safhasındadır. Fındıkta azotlu gübreleme yapılmıştır. Arı kovanlarının çerçeve değişikliği, temizliği ve bakımı yapıldı. Ana arısı olmayan kovanlara ana arı verildi. Arı hastalıklarına karşı koruyucu ilaçlama yapıldı. Meyve bahçelerinde ilaçlı mücadele ile toprak altı zararlılarıyla ve tarla faresiyle mücadeleye devam edilmiştir. Fındık kozalak akarı ve fındık filiz güvesi ile ilaçlı mücadele yapılmıştır. EGE BÖLGESİ : Bölge genelinde yağışlar normallerden az olmuştur. Kışlık tahıllar genellikle sapa kalkma devresinde olup üst gübrelemeye son verilmiştir. Yaz sebze fidelerinin tarlalara şaşırtılması yapılmıştır. Pamukların ekilmelerine ve tütün fidelerinin tarlaya nakillerine başlanmıştır. Erik, dut, kayısı ve şeftali ağaçlarında meyve teşekkül etmiş, zeytinlerde meyve tomurcuğu oluşmuş, bağlar yeni sürgün devresine girmiş, incir ağaçları yapraklanmış, turunçgiller ile elma ve ayva ağaçları çiçeklenme dönemine girmiştir. Pancar ekimi genellikle sona ermiş, pamuk, kavun ve karpuz ekimi için toprak hazırlıkları sürdürülmüştür. Nohutlarda çıkışlar iyi gözlenmiştir. Fiğlerin gelişimi sürmekte ve yoncanın ilk biçimleri yapılmış, sulama ve gübrelemesine devam edilmiştir. Tahıllarda bazı kesimlerde süne zararlısına karşı kontrol çalışması yapılmış, hortumlu böcek ile de mücadele edilmiştir. İÇ ANADOLU BÖLGESİ : Kışlık tahıllar genellikle kardeşlenme devresinde ve bazı kesimlerde sapa kalkma dönemine girmiştir. Şeker pancarı, patates ve 13

ayçiçeği ekimleri genellikle bitirilmiştir. Nohut, mercimek, fiğ ve mısır ekimlerine devam edilmiştir. Badem, kayısı, kiraz ile vişne ağaçları çiçek ve yapraklanma devresindedir. Eski yoncalıklarda gübreleme yapılmıştır. Kışlık tahıllarda yabancı ot, meyvelerde kara leke için ilaçlı mücadele yapılmış, çiftlik hayvanları veba, şap ve çiçek hastalıklarına karşı aşılanmıştır. Bağlarda külleme ve mildiyö hastalıklarına karşı ilaçlı mücadele edilmiştir. Bazı kesimlerde Meydana gelen dondan ceviz, erik, dut başta olmak üzere meyve ağaçları zarar görmüştür. Bazı kesimlerde meydana gelen dolu hububatta önemli zarar vermiş, meyve ağaçlarında özellikle kayısı, kiraz ve elmalarda yaralanma, meyve dökümüne neden olmuştur. AKDENİZ BÖLGESİ : Nisan ayı yağışları bölge genelinde normal ve normalden fazla olmuş tahılların gelişmesine olumlu etki etmiştir. Antalya'da normalden az olmuş tahılların gelişmesine olumsuz etki etmiştir. Kışlık tahıllar genellikle başaklanma devresinde olup kültürel işlemlerine devam edilmiştir. Tek ürün yetiştiriciliği yapılan seralarda hasata devam edilmiş, çift ürün yetiştiriciliği yapılan seralarda bitkiler çiçeklenme dönemindedir. Kış sebzelerinin hasadı devam etmiş, yazlık sebzelerin tarlaya şaşırtılmasına başlanmıştır. Örtü altında yetiştiriciliği yapılan karpuzlar kol atma ve çiçeklenme dönemindedir, sulama ve ilaçlamaya devam edilmiştir, kısmen de örtü kaldırma yapılmıştır. Bazı kesimlerde pamuk ekilişlerine ve meyvelerden çağla badem ve can eriklerin hasatlarına, bazı kesimlerde olgunlaşan yeni dünyaların da hasadına başlanmıştır. Zeytin ve turunçgiller çiçeklenme dönemindedir. Fasulye, mercimek, nohut, bakla, soya ekimleri bitirilmiş, erken ekilen yerlerde çıkışlar olmuştur. Bağlardaki asma sürgünleri normal gelişmelerini sürdürmektedir. Birinci ürün mısır ve soyaların ekilişlerine devam edilmiştir. Şeftalilerde meyveler fındık büyüklüğüne erişmiştir. Tütün fideleri fideliklerden tarlalara şaşırtılmıştır. Çiçeklenmesi yoğun gözlenen yaylalara arı kovanları götürülmeye başlanmıştır. Bazı kesinlerde ay sonuna doğru görülen dondan ceviz, dut ve kirazlarda zarar olmuştur. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ : Kışlık tahıllar genellikle sapa kalkma ve yer yer de başaklanma devresindir. Bağlarda toprak işleme, dip açma, gübreleme, belleme sürdürülmüş, sürgün tomurcukları ise açılmaya başlamıştır. Pamuk, ayçiçeği, baklagiller, kavun ve karpuz ekimlerine bazı kesimlerde başlanmış, erken ekilen nohut ve mercimekler ise tomurcuklanma dönemine girmiştir. Yaz sebze fidelerinin tarlalara ş a ş ı r t ı l m a s ı n a b a ş l a n m ı ş, z e y t i n bahçelerinde yabancı ot temizliği, gübreleme yapılmıştır. Erken ekiliş yapan patates ve yer fıstıklarında fışkırmalar görülmüş, tütün ekimi için hazırlıklar yürütülmüştür. Tarla faresiyle mücadele edilmiştir. DOĞU ANADOLU BÖLGESİ : Yazlık buğday ve arpa ekilişlerine başlanmıştır. Kışlık ekilen buğday, arpa ve çavdarların fışkırmaları normal gözlenmiş olup gelişmeleri devam etmektedir. Baklagillerden fasulye ve nohut ekilişleri ile şeker pancarları ve patates ekilmeleri yapılmıştır. Yem bitkilerinden yonca ve korungalar büyüme devresindedir. Meyve ağaçlarından kiraz, erik vişne, şeftali ve kayısılarda çiçek dönemi sona ermiş meyve oluşumu ve gelişimi dönemi başlamıştır. Elma, armut ile ceviz ve dutlarda yapraklanma ve çiçeklenme gözlenmiş olup bağlar filizlenme başlangıcındadır. 14

2006 MAYIS AYINDA YURDUMUZDA YAPILABİLECEK ZİRAİ ÇALIŞMALAR MARMARA BÖLGESİ : Kışlık tahıllarda görülen süne zararlısına karşı ön (sürvey) çalışmalarına başlanır. Tütün ile yaz sebze fideleri tarlalara şaşırtılır. Yoncaların biçilmesi, bağ ve meyve ağaçlarının ilaçlanması, şeker pancarlarının çapası yapılır. Bakla hasadı sona erdirilir. Çeltik ekimleri de yürütülür. AKDENİZ BÖLGESİ : Pamuk ekilmelerine devam edilir. Şekerpancarları, susam ve sebzelerin çapa işleri yürütülür. Sera sebzelerinin ve turfanda patateslerin hasadı yapılır. Yoncalar biçilir. Zeytinde zeytin sineği ve mayıs böceği ile bağlarda ise mildiyu ile mücadeleye, tahıllarda da süne mücadelesine aralıksız devam edilir. KARADENİZ BÖLGESİ : Çeltik, ayçiçeği, mısır, fasulye, ve nohut ekimleri, patatesin ocaklara dikilmeleri, tütün ve yaz sebze fidelerinin tarlalara şaşırtılma çalışmaları sürdürülür. Şeker pancarında tekleme ve çapa yürütülür. Yoncalar biçilir, yaş çay yaprakları ise toplanmaya başlanır. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ : K ı ş l ı k t a h ı l l a r d a y a b a n c ı o t mücadelesine başlanır. Pamuk, çeltik, kavun ve karpuz ekilişleri, tütün ve sebze fidelerinin şaşırtılması, yoncaların biçilmesi yapılır. Bağlarda boğaz açma işleri yapılır ve omcalara herek verilir. EGE BÖLGESİ : Çeltik, ayçiçeği ve mısırın ekimleri tamamlanır, pamuk ekimine devam edilir. Şeker pancarı ve haşhaşın çapasına tütün ve yaz sebze fidelerinin yerlerine şaşırtılmasına devam edilir. Bağlarda külleme, meyve ağaçlarında kara leke ve zeytinlerde mayıs böceği ile mücadele edilir. İÇ ANADOLU BÖLGESİ : DOĞU ANADOLU BÖLGESİ : Kışlık tahılların üst gübresi atılır. Şeker pancarı seyreltilir, çapası yapılır. Patateslerin ocaklara dikimi, pamuk, çeltik, karpuz ve kavun ekimleri yapılır. Meyve ağaçları ilaçlanır. Tarla fareleri ile mücadeleye devam edilir. Patateslerin ocaklara dikilmesi, kavun karpuz ayçiçeği ve yem bitkilerinin ekilmesi yapılır. Tarlalarda nadas sürümleri, bağlarda dip açma ve toprak kabartma işleri, tahıllarda yabancı otlarla ve meyve ağaçlarında haşerelerle mücadele çalışmalarına devam edilir. Yazlık ekilen arpalara azotlu gübresi verilir. 15

OLAĞANÜSTÜ OLAYLAR No TARİH YER OLAY ZARAR 1 25.04.2006 Nevşehir Don Meyve ağaçları zarar görmüş 2 25.04.2006 Suşehri/Sivas Don Sebze bahçelerinde ve meyve ağaçlarında zararlar oluşmuş 3 25.04.2006 Şebinkarahisar/Giresun Don Ceviz ağaçlarında zarar tahmini 1.000.000,00 YTL olmuş 4 25.04.2006 Pınarbaşı/Kayseri Don Meyve ağaçları zarar görmüş 5 25.04.2006 Osmancık/Çorum Don Ceviz ağaçlarında tamamen, dut ve kiraz ağaçlarında yarı yarıya varan hasar olmuş 6 26.04.2006 Karaman Don Meyve ağaçları %50 zarar görmüş 7 26.04.2006 Boğazlayan/Yozgat Don Şeker pancarında tahmini zarar 1.000.000,00 olmuş, ayrıca meyve ağaçlarında zarar olmuş 8 26.04.2006 Gemerek/Sivas Don Meyve ağaçlarında zarar oluşmuş, 15 000 dka pancar ekili alanda toplam zarar 200.000 YTL olmuş 9 26.04.2006 Çorum Don Meyve ağaçları zarar görmüş 10 26.04.2006 Sivas Don Meyve ağaçları zarar görmüş 11 26.04.2006 Kulu/Konya Don Meyve ağaçlarında zarar %100 yakın olmuş ve şeker pancarında %6 zarar olmuş 12 26.04.2006 Kayseri Don Meyve ağaçları %80-90 zarar görmüş yeni dikilen sebze fideleri ve yeni çimlenen şeker pancarı tamamen zarar görmüş 13 26.04.2006 Ürgüp/Nevşehir Don Meyve ağaçları ve bağlar dondan %70 zarar görmüş 14 26.04.2006 Amasya Don Meyve ağaçları,sebze ve seralarda %60-80 zarar olmuş toplam 18 555 dka alanda 27.550.609,00 YTL zarar meydana gelmiş 15 26.04.2006 Çiçekdağı/Kırşehir Don Meyve ağaçları %75 zarar görmüş 16 26.04.2006 Turhal/Tokat Don Meyve ağaçları ve bağlarda %30-40 zarar olmuş 17 26.04.2006 Tokat Don Meyve ağaçları zarar görmüş 18 26.04.2006 Kırşehir Don Meyve ağaçları,bağlarda ve şeker pancarı ekili alanlarda %30 zarar olmuş 19 26.04.2006 Avanos/Nevşehir Don Bağlar dondan zarar görmüş 20 27.04.2006 Çorum Don Meyve ağaçları zarar görmüş 21 27.04.2006 Zile/Tokat Don Meyve ağaçları ve bağlarda %20-30 zarar olmuş 22 27.04.2006 Tokat Don Meyve ağaçları zarar görmüş 23 27.04.2006 Suşehri/Sivas Don Sebze bahçeleri dondan zarar görmüş 24 27.04.2006 Karaman Don Meyve ağaçları %50 zarar görmüş 25 27.04.2006 İspir/Erzurum Don Bağlar, çayır ve meralar dondan zarar olmuş 26 28.04.2006 Çorum Don Meyve ağaçları zarar görmüş 16

AY İÇERİSİNDE YAPILAN DON UYARILARI 17

AYIN KONUSU GÜBRELEME VE GÜBRE TÜRLERİ Bitkiler besinlerinin büyük bir kısmını topraktan kökleri vasıtasıyla alırlar. Toprakta yeterli miktarda bitki besin maddelerinin bulunmaması verimi azalır. Toprakta, yetiştirilen bitkilerin ihtiyacını karşılayacak miktarda besin maddesi yoksa, gübreleme vasıtasıyla toprağa bitki besin maddesi verilmesi gerekir. İçerisinde bir veya birkaç bitki besin maddesini birada bulunduran maddelere gübre denir. Gübrelerin toprağa veya doğrudan doğruya bitkiye verilmesi işlemine de gübreleme denir.gübreler yapılarına göre işletme ve ticari gübre olmak üzere iki gruba ayrılır. İşletme gübreleri İşletme gübrelerinin hayvan gübresi, yeşil gübre, kompost gibi çeşitleri vardır. Ancak işletme gübreleri içerisinde en çok, hayvan gübresi kullanılır. Ahır gübresi, ahır hayvanlarının ve katı dışkıları ile yataklıklarının artıklarından oluşan karışıma ahır gübresi denir.ahır gübreleri bitkilerin gelişimi için gerekli besin maddelerini sağlar. Aynı zamanda toprağın yapısını tarıma uygun hale getirir. Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini düzenler. Ahır gübresinin toprağa verilmesi sonucu toprağın su tutma kapasitesi artar, geçirgenliği olumlu yönde etkilenir. Böylece ahır gübresi, suyun toprak yüzeyinden bağımsızca akmasına buharlaşmasına ve tarıma elverişli toprakları taşıyıp götürmesine engel olur. Gübreleme ile toprağın tarlada tutulması erozyon tehlikesine karşı tedbir olarak düşünülmelidir. Ahır gübrelerinin uygulandığı topraklar daha kolay tava gelir ve işlenmesi kolaylaşır. İnce yapılı kumlu toprakların parça bağlılığını gevşetir, hava boşluklarını artırır ve toprağa bitki gelişimi için uygun bir yapı kazandırır. Ahır gübrelerinin nemli özelliklerinden biri de zengin mikroorganizma kaynağı olmasıdır. Toprakla karıştırılan ahır gübresi, topraktaki mikroorganizma sayısını ve etkinliğini artırır, biyolojik değişimlerin hızlandırılmasını sağlar.yemde bulunan bitki besin maddelerinin yarısından fazlası dışkı ile ahır gübresine geçer. Bu nedenle ahır gübreleri içerdikleri besin maddelerinden dolayı, bitki için de zengin bir besin kaynağıdır. Ahır gübrelerinin içerdiği bitki besin maddeleri, elde edildikleri hayvanın türüne göre farklılıklar gösterir. Koyun ve tavuktan elde edilen ahır gübrelerinin besin maddesi kapsamı, sığır ve beygirden elde edilen gübrelere oranla daha yüksektir. Genç hayvanların gübreleri azot, fosfor, potasyum ve kalsiyum gibi bitki maddeleri açısından, yaşlı hayvanlardan elde edilen gübrelere göre daha düşüktür. Çünkü genç hayvanlar, kemik ve kas yapılarını geliştirmek için besin maddeleri ile proteinlere daha fazla gerek duyarlar ve kullanırlar. Ahır gübresinin bitkilere yararlı olabilmesi için, içerdiği karbon/azot oranı büyük önem taşır. İyi bir yanma ile gübredeki karbon/azot oranının 15/1 veya 20/1'e düşürülmesi gerekir. Ahır gübresi taze halde toprağa verilirse yüksek olan karbon/azot oranından dolayı, bitki bundan yararlanamaz, toprakta kurur. Bu nedenle ahır gübresinin ihtimarı ve fermantasyonu gerekir. Ahır gübresindeki organik madde ve besin maddeleri kaybını önlemek için, gübre tarlaya verilir verilmez pullukla toprak altına gömülmelidir. Aksi halde, gübre tarlada bekletilme süresine bağlı olarak değerinden çok şey kaybeder. Yeşil gübre, baklagil cinsi bitkilerinden seçilir. Baklagiller havanın azotundan yararlanarak, köklerinde azot depolayan ve toprağın azotça zenginleşmesini sağlayan bitkilerdir. Ticaret gübreleri Gübreler içerisinde en sıklıkla kullanılan tür, ticaret gübreleridir. Gübre bayilerinde satılan ticaret gübreleri, bileşimlerinde bir veya birden fazla bitki besin maddesini birarada bulundurur. İşletme gübrelerinden farklı olarak yüksek miktarda bitki besin maddesi içerir ve suda kolayca çözünürler.ticaret gübreleri içerdikleri besin maddelerine göre; azotlu, fosforlu, potasyumlu, kompoze gübreler olarak 4 ana gruba ayrılırlar. Başlıca azotlu gübreler; amonyum sülfat, amonyum nitrat ve üredir. Amonyum sülfat; beyaz 18

renklidir. Toz şekere benzediği için halk arasında şeker gübre olarak bilinir. Kimi zaman açık yeşil, açık mavi veya grimsi yeşil renkli de olabilir. Terkibinde % 21 azot bulunan amonyum sülfat, asit reaksiyonlu topraklarda uzun süre kullanılırsa asitlenme yapabilir. Bu nedenle amonyum sülfat yerine amonyum nitrat kullanılmalıdır. Amonyum nitrat; kireç ihtiva eder ve % 20 ile %26 arasında saf azot vardır. Üre; içerisinde en fazla azot bulunduran gübredir. %45-46 saf azot bulunur. Suda tamamen erir, beyaz renkli ve yuvarlak tanelidir. Üre bütün bitkilere rahatlıkla uygulanır. Sonbahar ve İlkbahar gübrelemelerinde, bitkinin gelişme dönemlerinde de kullanılabilir. Ürenin fazlaca verilmesi gerektiği durumlarda, verilecek miktar birkaç kısma bölünerek uygulanmalıdır. Fosforlu gübreler; süperfosfat, triple süperfosfat olmak üzere iki çeşittir. Süperfosfat danecikler halinde yani granül görünümdedir. Açık gri veya boz renkli olan süperfosfat içerisinde % 16-18 oranında suda eriyebilen fosfor asidi vardır.triple süperfosfat % 43-46 arasında fosfor vardır. Kirli beyaz veya gri danecikler halindedir. Uzun süre rutubetli yerlerde saklandığında su çekerek topaklaşır. Eğer topaklaşmış ise bu kesekler kırılarak kullanılabilir. Potasyumlu gübreler potasyum sülfat ve potasyum nitrattır. Yurdumuz toprakları genelde potasyum bakımından yeterli durumda olduğundan, potaslı gübre tüketimi de sınırlıdır. Potasyum sülfat % 48-52 oranında potasyum bitki besin maddesi içerir. Potasyum nitrat ise % 46 oranında potasyum bitki besin maddesi içermektedir.potasyumlu gübreler ancak, toprak analizi yaptırıldıktan sonra verilen tahlil sonuçlarına göre ihtiyacı olan yerlerde, uygun miktarda kullanılmalıdır. Kompoze gübreler, Kompoze gübreler birden fazla bitki besin maddesini birarada bulundururlar. Kompoze gübrenin içerisindeki bitki besin maddeleri azot, fosfor, potasyumdur. Bunlar sırasına göre % olarak ifade edilir. Örneğin 15-15- 15 terkibindeki bir kompoze gübrenin 100 kilogramında 15 kilo saf azot, 15 kilo fosfor, 15 kilo da potasyum oksit var demektir. Diamonyum fosfat 20-20-0, 26-13-0 ve 15-15-15 terkibindedir. Diamonyum fosfat fosfor ve azot gibi iki önemli bitki besin maddesini içerir. Koyu gri veya kirli beyaz renkli danecikler halindedir. içerisinde her bir kilo azota karşılık, yaklaşık 3 kg fosfor bulunur. Bütün bitkilerde kullanılabilir. Diamonyum fosfatın 19 100 kilosunda yaklaşık olarak 65-70 kg. saf bitki besin maddesi vardır. 20-20-0 terkibindeki kompoze gübrenin 100 kilosunda, 20 kilo saf azot, 20 kilo saf fosfor var; potasyum ise yok demektir. Gri-kahverengi granüller halindedir. Uygun şartlarda uzun süre saklanabilir ve her türlü toprakta kullanılabilir. 15-15-15 şeklindeki kompoze gübrede azot, fosfor ve potas gibi temel bitki besin maddeleri vardır. Bu gübrenin 100 kilogramında 15 kilo saf azot, 15 kilo fosfor, 15 kilo potas vardır. Gübrelerin Uygulama Şekil Ve Zamanları Gübrelerden en iyi şekilde yararlanabilmek için onların toprağa uygulama zamanına ve şekline çok dikkat etmek gerekir. Sadece kullanılacak gübre çeşidini ve miktarını bilmekle iş bitmez. Bu gübrelerden elde edilmek istenen faydanın artırılması için onların en uygun zamanda ve en doğru bir şekilde tatbik edilmesi gerekir. Verilecek gübrenin miktarı, verilme zamanı ve şekli kullanılacak gübrenin cinsine, kullanım bölgesine, bitki çeşidine bağlıdır. Kimyevi gübreler ise toprak analiz sonuçlarına göre verilmelidir. Gübrelerin Uygulama Şekli: Gübreler genellikle el veya makineyle ya toprak yüzeyine serpilerek uygulanmakta ya da tohum veya bitkiden belirli uzaklıklarda olmak üzere çizgi halindeki bir banda veya bitki etrafındaki ocağa verilmektedir. Serpme usulü gübrelemede gübre, ya ekimden önce toprak yüzeyine serpildikten sonra belirli toprak işleme aletleri ile toprağa gömülür ve sonra ekim yapılır; ya da ekimden hemen önce toprak yüzeyine serpilen gübre, ekim işlemiyle birlikte toprağa karıştırılır. Bitkinin büyümeye başlamasından sonra verilen gübreler genellikle, azotlu ve özellikle nitratlı gübrelerdir. Fosforlu gübreler bitkiler büyüdükten sonra serpme olarak verilmemeli; ekimden hemen önce veya ekim sırasında tohum derinliğine gömülmelidir. Bant usulü gübreleme genellikle mibzerlerle yapılmakta ise de bazı hallerde pulluk ve hatta çapa gibi basit aletler kullanılmaktadır. Gerek yurdumuzda ve gerekse diğer ülkelerde yapılan birçok araştırma, gübrelerin bant halinde v e r i l m e s i n i n d a h a y a r a r l ı o l d u ğ u n u göstermektedir. Gübre banda verildiği zaman genç bitkinin henüz fazla gelişmemiş olan kökleri bitki yakınındaki bu gübreden kolaylıkla

yararlanmakta ve daha çabuk büyümektedir. Diğer taraftan banda verilen gübrenin içerisindeki bitki besin maddesi özellikle fosfor,bitkiye yarayışlılığını daha uzun süre devam ettirirken serpme olarak verilen gübredeki fosfor,kısa süre içerisinde topraktaki kireç veya diğer maddelerle birleşerek bitkinin hemen yararlanamayacağı veya zorlukla yararlanabileceği formlara dönüşürler. Bu nedenle de bitki banda verilen gübreden daha çok faydalanmaktadır. Gübrelerin Uygulama Zamanı: Gübrenin verim artışına olan etkisini çoğaltmak için gübre uygulama zamanının bölgenin iklim ve toprak özelliklerine, gübrelenecek bitkiye ve uygulanacak gübrenin çeşidine göre ayarlanması gerekir. Buradaki en önemli konu bitkinin ihtiyacı olduğu anda, ona gerekli besin maddesini sağlamaktır. Bu nedenle bazı bölgelerde yetiştirilen belirli bitkiler için verilmesi gerekli olan gübrenin tamamı bir defada ve genellikle ekimde verilirken, bazı hallerde bu miktar, bitki gelişmesinin çeşitli dönemlerinde olmak üzere birkaç defada verilmektedir. Gübrelerin çok erken veya çok geç verilmesi halinde yararlılıkları da büyük ölçüde azalır. Gübre verme zamanı konusunda üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi, tohumun çimlenmesi sırasında toprakta yeteri kadar bitkiye yarayışlı besin maddesi bulunduracak şekilde gübreleme zamanını ayarlamaktır. Aksi halde gübrelemeden beklenen başarı çok yüksek olmayabilir. Çeşitli bölgelerde ekilecek çeşitli bitkiler için gübre verme zamanı konusunda, tek bir reçete vermek mümkün görülmemektedir. Bununla beraber gübre verme zamanı ile ilgili olarak şu temel kurallara uymakta fayda bulunacaktır. (1) Türkiye toprakları çoğunlukla kireçli ve bir kısmı da asit karekterli topraklar oldukları için bu topraklara verilen fosforlu gübreler zamanla bitkilerin kolaylıkla yararlanamayacağı şekilde toprakta bağlanırlar. Bu nedenle fosforlu gübreler ekimden veya dikimden hemen önce veya ekim sırasında verilmeli ve toprağa mutlaka gömülmelidir. Çok erken verilmesi halinde t o p r a k t a z a m a n l a b i t k i n i n h e m e n yararlanamayacağı şekle dönüşeceğinden; bitki büyüdükten sonra verilmesi halinde ise toprak yüzeyinde kalacağı için, bitkiye yararlı 20 olamayacaktır. Bu nedenle fosforlu gübrenin tamamını güzlük ve yazlık ekimlerde ekimden hemen önce veya ekim sırasında toprağa tohum derinliğine gömmek gerekir. Yazlık ekim yapılacak yere sonbahardan fosforlu gübreyi uygulamak, onun etkisini büyük ölçüde azaltacağı için yazlık ekim yapılacak bitkilere ekime en yakın olan uygun bir zamanda fosforlu gübreler verilmelidir. (2) Potasyum genellikle topraklarımızda yeteri kadar bulunmakla beraber bazı alanlarda potasyum eksikliği olabilir. Toprak analizleri yaptırılarak, potasyum eksikliği tespit edilen yerlere potasyumlu gübre verilmelidir. Yine bu gübrenin de fosforlu gübreler gibi ekim veya dikim zamanında verilmesi uygun olacaktır. (3) Azotlu gübreler ise toprakta çok hareketli gübreler sınıfındandır. Bu nedenle fazla yağışlarla ve sulama suyu ile yıkanarak veya gaz halinde uçmak suretiyle kayıplara uğrayabilirler. Bu gibi kayıpları önlemek ve bitkinin bu besin maddesine en fazla ihtiyacı olduğu zamanda onu toprakta hazır bulundurmak için bazen gerekli azot miktarının hepsi bir defada ekim veya dikimde verilmeyip,çeşitli büyüme devrelerinde olmak üzere birkaç kısma ayrılarak verilmektedir. Azotlu gübrenin bölünerek uygulanmasına karar verildiği zaman ekim veya dikimde mutlaka yarısına yakın bir kısmının verilmesi çok faydalıdır. Gübrenin geri kalan kısmı bitki gelişmesinin hızlı olduğu dönemlerde ve çok geç kalınmadan tatbik edilmelidir. Bu genel esaslar göz önünde bulundurulduğunda meyve ağaçlarının gübrelenmesi ayrı bir özellik taşımaktadır. Meyve Ağaçlarının Gübrelenmesi: Meyve ağaçlarının gübreleme zamanı bulundukları bölgenin iklimine göre değişmekle beraber genellikle, ılıman iklimlerde Şubat ve Mart aylarında, Kışı daha şiddetli olan bölgelerde ise Mart ve Nisan aylarında yapılmalıdır. Senenin bu ilk gübrelemesinde fosforlu ve potasyumlu gübrelerin tamamı ile azotlu gübrenin yarısı verilmelidir. Azotun diğer yarısı ise 2-3 ay sonra sulamadan az önce verilip, tırmıkla hafifçe karıştırıldıktan sonra hemen sulanarak erimesi sağlanır. Meyve ağaç tacının altına (izdüşümüne) gövdeden tacın büyüklüğüne göre 1-3 m. Uzaklıkta olmak üzere açılacak daire şeklindeki 15-20 cm. genişlik ve 15-20 cm. derinlikteki kanala fosforlu ve potasyumlu gübrelerin tamamı verilerek, açılan kanalın üzeri kapatılır.

AYIN BİTKİSİ Pamuk Pamuk sıcağı seven, 32º Güney ve 47º Kuzey enlemleri arasında kuru ve sulu şartlarda yetiştirilen bir bitkidir. 120-200 güne kadar değişebilen büyüme devresinin donsuz geçmesini ister. Pamuk tarımında en önemli iklim faktörlerinin başında sıcaklık, gün ışığı, yağış ve oransal nem gelmektedir. Yıllık ortalama sıcaklığın 15 oc, gelişme periyodu boyunca ortalama 20C, yaz ayları sıcaklığı ise 25 oc olması gerekir. Ekim devresinde (Mart-Nisan) 15C, ilk gelişme devresinde (Mayıs) 20C, çiçeklenme ve gelişme döneminde (Haziran- Temmuz) 25 oc, koza olgunluk döneminde (Ağustos) ise 20C ortalama sıcaklıklar bulunmalıdır. Hasat döneminde kozaların iyi açılabilmesi için sıcaklığın azalması (15 oc'ye kadar) istenir. Toplam sıcaklık isteği 3500-4500 C'dir, aksi durumda bitkide fazla odun dalı oluşur, çiçeklenme yavaşlar, koza sayısı ve kütlü verimi düşer. Pamuk ışığı çok seven bir bitkidir. Liflerin olgunlaşması ve bitkinin gelişebilmesi için güneş ışığına ihtiyaç vardır. Ekim zamanında ortaya çıkan rüzgarlar toprağı çabuk kurutacağı için tohumların çimlenmesini engeller. Tarak ve çiçeklenme döneminde esen sıcak ve kuru rüzgarlar yaprakların fazla su kaybetmesine, hasat dönemindeki rüzgarlar açan kozaların toz toprakla kirlenmesine, özellikle açık kozalı varyetelerde kütlü pamuğun aşağı sarkmasına ve yere dökülmesine neden olur. Yetişme devresinde 38C'nin üzerindeki sıcaklıklar polen vitalitesinin azalması nedeniyle pamuğun döllenmesini olumsuz etkiler. Pamuğun ekim zamanı iklim koşullarına göre belirlenir. Ekim için toprak sıcaklığının 15 oc'nin üstünde olması gereklidir. Bölgelere göre ve yıldan yıla ekim zamanı değişiklik göstermekle birlikte, Çukurova Bölgesinde 25 Mart-30 Nisan, Ege Bölgesinde ve Antalya yöresinde 15 Nisan-15 Mayıs tarihleri genellikle en uygun ekim zamanıdır. Pamuk bitkisi az fakat sık yağışlı bir ilkbahar,orta nemli bir sıcak yaz ile kurak ve ılık bir sonbahar ister. Pamuk suyu seven bir bitkidir. Yıllık yağışı 500 ila 700 mm olan ve vejetasyon döneminde yağış isabet eden yörelerde sulanmadan, 150-200mm yağış alan yerlerde ise sulanarak yetiştirilir. Koza açılma hasat ve döneminde yağış lif kalitesini düşürdüğünden istenmez. Pamuk yetiştirilen bölgelerde yıllık yağış miktarı genellikle yetersiz olduğundan, pamuk bitkisinin iyi gelişmesi için gereken su miktarı sulama yoluyla verilmelidir. Sulama pamuk üretiminde verimi etkileyen faktörlerin başında gelir. Sulama zamanı ve verilecek su miktarı bitkinin su isteği belirtilerine ve topraktaki nem durumuna bakarak saptanır. Sulama aralığı ve sulama sayısı, yetiştirilen pamuk çeşidine, toprak özelliklerine, taban suyu yüksekliğine, yağış miktarı ve dağılımına, vejetasyon dönemindeki sıcaklık ve havanın bağıl nemine bağlı olarak değişir. Ülkemizde yetiştirilen çeşitlerin orta bünyeli topraklarda ve normal iklim koşullarında genellikle 15-20 gün aralıklarla 4-5 kez sulanması uygundur. Sulama yöntemi olarak salma sulama, alttan sızdırma ve yağmurlama sulama yöntemleri kullanılabilir. 21

GÖNÜLLÜ METEOROLOJİSTLER Nisan 22

23

24

25

26