DİNİMİZ İSLAM www.dinimizislam.com. Osmanlı Hakkında

Benzer belgeler
Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir.

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

1360 ta rahatsızlığı artarak vefât etti. Bursa daki Gümüşlü Kümbet e defnedildi.

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

1302'de Koyunhisar savaşını kazandı. (Koyunhisar savaşının diğer adı: Bafeon Savaşı) (Ayrıca bu savaş ilk Osmanlı - Bizans savaşıdır)

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

TARİH BOYUNCA ANADOLU

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

SAYFA BELGELER NUMARASI

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

HİCRETTEN EVVEL OLAN OLAYLAR :Hz.Âdem in Yaratılışı : Hz.Nuh Tufanı :Mısır ın ilk İmarı,oluşumu :Hz.İbrahim in Doğumu.

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

İstanbul u Fethinin Dahi Stratejisi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Fatih Sultan Mehmet'in Başarı Sırları ve Liderlik Özellikleri

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Fatih Sultan Mehmed in Liderlik Sırları - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

OSMAN BEY DÖNEMİ ( ) OSMANLI DEVLETİ ( ) Resmi Adı: Devlet-i Aliyye-i Osmaniye (Yüce Osmanlı Devleti).

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Osmanlı Devleti Nasıl Kuruldu? KURULUŞ

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

İçindekiler. 1. Ünite BEYLİKTEN DEVLETE ( ) 2. Ünite DÜNYA GÜCÜ: OSMANLI DEVLETİ. 3. Ünite ARAYIŞ YILLARI (XVII. YÜZYIL)

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Koca Mustafa Reşid Paşa

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

İktisat Tarihi I

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Edirne Tarihi - Osmanlı Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK III. HAÇLI SEFERİ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Osmanlı Beyliği'nin Kuruluşu; Osman Bey,

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

775QSU& b T Ü R K İY E C U M H U R İY E T İN İN H E D E F İ; BİR A Ç IK D E N İZ D E V L E T İ O LM AK TIR. Fahri S. K O R UTÜRK

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

II. MAHMUT ( ) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

AKDENİZ İN KUCAĞINDAKİ TARİH ;MAMURE Kapıdaki gişeye yaklaşıp kaleye girmek için ücret ödemek istedim. O sırada gişede oturan hanım görevlinin

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

SELANİK ALMANYA VE FRANSA KONSOLOSLARININ ÖLDÜRÜLMESİ 1876

Yavuz Selim 1470 tarihinde Amasya da doğdu. Annesi Gülbahar Hatun Dulkadiroğulları beyliğindendir.

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Şeyhülislam Yahya Efendi nin torunu olan Ayşe Hubbi Hatun

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

OSMANLI SİYASİ TARİH 100 Soru-Cevap

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Transkript:

DİNİMİZ İSLAM www.dinimizislam.com Osmanlı Hakkında Künye Sahibi: Mehmet Ali Demirbaş Gazeteci Yazar 29 Ekim Cad. No:23 Kat:4 Yenibosna İstanbul Tel: (0212) 454 38 20 mehmetali.demirbas@tg.com.tr Hazırlayan: www.bizimsahife.org 1

Osmanlı Hakkında Osmanlı Sultanları 3 Önsöz 3 Osman Gazi 9 Orhan Gazi 10 Birinci Murad Han 16 Birinci Bayezid Han (Yıldırım Bayezid) 16 Çelebi Mehmed Han (Birinci Mehmed Han) 17 İkinci Murad Han 18 Fatih Sultan Mehmed Han 23 İkinci Bayezid Han 28 Birinci Selim Han (Yavuz) 29 Birinci Süleyman Han (Kanuni) 30 İkinci Selim Han 37 Üçüncü Murad Han 42 Üçüncü Mehmed Han 43 Birinci Ahmed Han 45 Birinci Mustafa Han 46 İkinci Osman Han (Genç Osman) 47 Dördüncü Murad Han 50 İbrahim Han 51 Dördüncü Mehmed Han 53 İkinci Süleyman Han 56 İkinci Ahmed Han 57 İkinci Mustafa Han 59 Üçüncü Ahmed Han 62 Birinci Mahmud Han 62 Üçüncü Osman Han 65 Üçüncü Mustafa Han 66 Birinci Abdülhamid Han 69 İ Ç İ N D E K İ L E R Üçüncü Selim Han 72 Dördüncü Mustafa Han 73 İkinci Mahmud Han 74 Abdülmecid Han 76 Abdülaziz Han 79 Beşinci Murad Han 84 İkinci Abdülhamid Han 85 Mehmed Reşad Han 93 Vahideddin Han 95 Osmanlıyı tanımak 95 Baba dan tarih dersi 95 Osmanlı düşmanlığına birkaç örnek 96 Osmanlı Sultanlarının ahlakı 96 Fatih Sultan Mehmed e iftira 99 Şehzadeleri öldürmek 100 Yıldırım Bayezid han 102 Yavuz Sultan Selim Han 102 Timur Han 104 Dördüncü Murat 104 Kuyucu Murat Paşa 104 Âmirsiz toplum olmaz 104 Padişahlar ve hac 106 Sultanlara dua 107 Halife seçiminde şu'ra ve tayin usulü 108 Harem ile ilgili romanlar 109 Bu kadar yangın tesadüf mü? 112 Osmanlı Sultanlarının Ehl-i Beyt sevgisi 113 İnsan yetiştirmek 116 Zimem defteri 117 2

Osmanlı Hakkında Osmanlı Sultanları Önsöz Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi dir. Babası Ertuğrul Gazi dir. Bunun da babası Süleyman Şah tır. Oğuzların en kıymetlisi, Kayı hanın kabilesi idi. Bunun torunlarından Süleyman Şah, Cengiz zamanında Anadolu tarafına gelip, 1229 senesinde Fırat ta boğuldu. Dört oğlu kaldı. Bunlardan Ertuğrul Bey, Cengizlerden uzaklaşmak için, kabilesi ile Sivas tarafına geldi. Bir tatar ordusu ile, Selçuk sultanı Alaüddin savaş ediyordu. Selçuklulara yardım etti. Sultan, Ertuğrul Beyin Kayı han kabilesini Ankara civarına yerleştirdi. Sonra, beşyüz kişi ile Söğüt e yerleşti. Ertuğrul Gazi etrafın fethi ve İslamiyet in yayılması için bütün gayreti ile çalıştı. Çok cömertti, fakirlere, düşkünlere daima yardım ederdi. Yarım asır adaletle idare ettiği bölgede Hıristiyanlara da İslamiyet i sevdirdi. 1281 yılında Söğüt te vefat ederek oraya defnedildi. Vefatından sonra, küçük oğlu Osman Gazi, babası yerine emir seçildi. Osmanlı devleti Osman Gazi tarafından 1299 da Söğüt kasabasında kuruldu. Devletin dini, (İslamiyet) idi. Kanunlar ve bütün sosyal işler ve fertlerin güzel ahlakları, hep İslam dininden hasıl oluyordu. Müslümanlar ile beraber başka dinden olanlar da, ibadetlerini, ticaretlerini serbest yapıyorlar, rahat yaşıyorlardı. İnsan haklarına, adalete tam kavuştukları için, çoğu Müslüman oluyordu. Osmanlı sultanları 1517 den itibaren bütün Müslümanların halifeleri oldular. Her işlerinde İslamiyet'e uydular. Altıyüzyirmiüç sene İslamiyet'e hizmet ettiler. Ehl-i sünnet olup, Hanefi mezhebinde idiler. İslamiyet'i yaymak ve Müslümanları korumak için kâfirlerle cihad yaptılar. İslamiyet'i bozmak, Müslümanları bölmek için saldıran mezhepsizleri terbiye etmek için çok uğraştılar. Alusi, (Galiyye)nin doksanbeşinci sayfasında diyor ki, (Yeryüzünü salih kullarıma miras bırakırım) âyet-i kerimesinin Osmanlı sultanlarını övdüğünü, Abdülgani Nablüsi bildirmektedir. (Burhan) kitabı da bunu yazmaktadır. Masonların ve İngilizlerin oyunları ile 1908 de halifelerin salahiyetleri sınırlandı. 1922 de Devlete ve 1924 de hilafete son verildi. Azgın İslam düşmanlarından İngiliz casusu Lawrence in bu işlerde çok tesiri oldu. 3

Osmanlı toprakları üzerinde kurulan küçük Arab devletleri, Avrupalıların kontrolü altında kaldı. İkinci cihan harbinden sonra da, başlarına geçen din cahili devlet adamları, İslamiyet'i içerden yıktılar. Doktor Muhammed Savaş tarafından 1991 de Şam da üçüncü baskısı yapılan arabi (Müzekkiratü sultan Abdülhamid) kitabında Osmanlı devletinin yıkılması ve İslamiyet'in yok edilmesi için, ingilizlerin hileleri ve askeri hücumları uzun yazılıdır. Osmanlı devleti Avrupa da Viyana ve Karpat dağlarına kadar yayıldı. Macaristan, Romanya, Basarabya, Kırım ve Asya da Hemedan ve Tebriz ve Basra Körfezi, Umman denizi sahilleri ve Afrika da Sudan, Büyük sahra, Libya, Tunus, Cezayir ele geçti. Devletin kurulması ve genişlemesi savaş ile olduğu için, savaş sanayiinde çok ileri gidildi. Avrupa da ateşli silahları ilk olarak Osmanlılar kullandı. Hicretin dokuzuncu ve onuncu asırlarında Osmanlı fen adamlarının yaptıkları toplar ve koruganlar, Avrupa da savaş tekniğinin başlamasında numune oldu. Şimdi, Midilli, İstanbul boğazı ve Van istihkamlarında (Mustafa ustanın yapısıdır) ve (Ali ustanın yadigârıdır) damgaları bulunan büyük toplar turistleri hayrete düşürüyorlar. Bu topların İstanbul dan Bağdat, Van gibi uzak yerlere nasıl götürüldüklerine akıl erdirilememektedir. Fatih sultan Mehmed in İstanbul u almak için döktürdüğü büyük topları (Sarıca) isminde bir Türk mühendisi ile (Urban) isminde bir Macar döküm ustası yapmıştır. Dinamit de ilk olarak Fatih tarafından kullanılmıştır. Gedik Ahmed paşa, İtalya da Otranto yu alınca güzel kale yaptırdı. İtalyanlar bu kaleyi gördükleri zaman hayran oldular. Harplerde böyle istihkamlar yapmaya başladılar. İran seferlerinde yüzellibin kişilik orduların sevk ve idaresinin büyük bilgi ve maharete muhtaç olduğu şüphesizdir. Böylece Osmanlı imparatorluğu, o zaman, Avrupa da en ileri devlet olmuştu. Mimarlıktaki üstünlüğün şahitleri, büyük camiler ve medreselerdir. Fatih camiini yapan Mimar İlyas ın, Bayezid camiini yapan Mimar Kemaleddin in ve Süleymaniye ve Şahzade camilerini yapan Mimar Sinan ın ve daha nice mimarların büyük üstad olduklarını eserleri göstermektedir. Bursa da Çelebi Sultan Mehmed camiinde ve türbesinde olan çok kıymetli çinileri (Deli Mehmed usta) yapmıştır. Bunların bazılarında (Ameli Muhammed Mecnun) imzası hâlâ görülmektedir. Hindistan padişahı Hümayun şah, sultan Süleyman dan inşaat ustaları istemiş, Mimar Sinan ın şakirdlerinden Musa usta gönderilerek Hindistan da Osmanlı inşaatı üzere büyük ve mükemmel binalar 4

yapılmıştır. Osmanlı medreselerinde okutulmuş olan fizik, matematik ve astronomi derslerinin kitapları ve savaş sanayiine ait yazılar Süleymaniye kitaplığında hâlâ mevcuttur. Osmanlılarda ziraat ve ticaret de çok ilerlemişti. Her konuda iş bölümü yapılmış, bütün millet kendi işinde arı gibi çalışıyordu. Millet, servet ve refah içinde yaşıyor, din kardeşi olarak sevişiliyor, devlet reisi yani padişahlar, Peygamber vekili olarak biliniyor, ona itaat etmek büyük ibadet sayılıyordu. Osmanlılarda isyan, ihtilal, devrim gibi şeyler kimsenin aklına gelmiyordu. Din düşmanlarının, haçlıların, Yahudilerin, masonların, Ehl-i sünnet düşmanlarının, yurt dışından yaptıkları kışkırtmalarla çıkardıkları Samavneli oğlu Bedreddin, Celali, Hurufi ayaklanmaları, milletin güç birliği ile az zamanda bastırılmıştır. Sultan Süleyman zamanında Mekke kadılığı ihdas edildi. Sinan paşanın Yemen seferinden sonra, Cidde gümrüğü gelirlerinin yarısı Mekke şeriflerine bağışlandı. Daha sonra, (Hicaz beyler beyi) isminde valilik yapıldı. Her sene hac zamanında, halifeler tarafından Mekke şeriflerine ve oradaki ilim adamlarına (Surre-i Hümayun) denilen hediyeler gönderilirdi. Kırım hanları kendileri para bastırır ve Cuma hutbelerinde Osmanlı halifelerine dua ederdi. Kırkbin askerleri olup Moskova ya kadar ilerlemişler, Ruslardan vergi almışlardı. 1328 senesinde Bursa da altın para basıldı. 1395 senesinde Anadolu hisarı kalesi yapıldı. 1516 senesinde İstanbul'da tersane kuruldu. O zamanın en büyük gemileri yapıldı. 1526 da sultan Süleyman, Fransa yı, himayesi altına aldı. Haliçte yapılan Osmanlı donanması 1538 de Avrupa devletleri birleşik donanmasına galip geldi. 1560 da Malta açıklarında haçlı donanması yok edildi. 1579 da Takıyyüddin efendinin başkanlığındaki heyet, yıldızları tetkik ve logaritma cetvelleri ile hesap yaptı. 1657 de Osmanlı donanması Venedik donanmasını mağlup etti. 1723 de Üsküdar da Osmanlı matbaası kuruldu. 1791 de Deniz savaş okulu kuruldu. 1827 de Osmanlı tıp fakültesi kuruldu. 1837 de Unkapanında Mahmudiyye köprüsü, 1838 de karantina yapıldı. 1844 de Karaköy ile Eminönü arasında Mecidiyye köprüsü yapıldı. 1852 de, (Şirketi Hayriyye) isminde boğaziçi vapurları işletmesi kuruldu. 1856 da İstanbul ile Varna arasında deniz altı telgraf hattı yapıldı. 1863 de Basra ile Karaşi arasında telgraf hattı yapıldı. 1867 de Sultani liseleri, 1868 de sanat okulları, 1870 de orman ve madenler mektebi, 1871 de İstanbul tramvay ve itfaiyye alayı, 1873 de İzmit demiryolu ve Galata tüneli yapıldı. İkinci Abdülhamid 5

hanın yaptığı sayısız hizmetlerinden bir kısmı 34. maddedeki isminde yazılıdır. Bu arada Osmanlı donanmasını en modern vasıtalarla yeniledi. İngiltere den sonra Avrupa da ikinci derecede oldu. Haydar Paşa tıp fakültesi, Viyana tıp fakültesinden sonra Avrupa da en ileri idi. Her bölümün laboratuvarları en yeni alet ve makinalarla techiz edilmişti. 1931 senesinde, bu fakültede okuyanlar, Histoloji laboratuvarında her talebe için birer mikroskop bulunduğunu, her mikroskop üzerinde sultan Abdülhamid hanın tuğrası, yani ismi oyma olarak yazılı olduğunu söylemişlerdir. Avrupa dan getirilen seçme profesörlerin yetiştirdikleri asistan ve doçentler ve hocalar, gençlere en modern tıp bilgilerini veriyorlar. Değerli mütehassıslar yetişiyordu. Kolağası kimyager Cevad Tahsin beyin 1903 de (Mektebi tıbbiyyeyi şahane matbaası)nda bastırdığı kimya kitabı, bugünkü yeni bilgileri ve analiz usullerini bütün incelikleriyle yazmaktadır. Miralay Mehmed Şakir beyin 1901 de basılan (Dürusi Hayati Beşeriye) kitabındaki, modern tıp bilgilerini görenler ve tıb fakültesinde hijyen profesörü Muhammed Fahri beyin 1906 da basılan (İtam ve Tağdiyye) kitabındaki tıp bilgilerini okuyanlar ve tıp fakültesinde kimya muallimi olan tabip kolağası Vasil Neun beyin 1895 de basılan (İlmi Kimyayı Tıbbi) kitabını ve yine o sene Mısırda basılan (Hulasatül Kavl fi tahlilil-bevl) kitabını okuyanlar ve mektebi tıbbiyyeyi şahane botanik muallimi tabip Şerefeddin beyin 1888 senesinden beri talebenin ellerinden düşmeyen (ilmi nebatat) kitabını okuyanlar ve mektebi mülkiyeyi şahane ve hendese-hane fizik muallimi Salih Zeki beyin (Hikmeti tabiye) kitabını ve bunlar gibi nice kıymetli kitapları görenler, Sultan ikinci Abdülhamid han zamanında çok değerli mütehassıs doktorların ve fen adamlarının yetiştirildiğini tasdike mecbur kalmaktadır. Osmanlı sultanları, ilme, fenne bu kadar ehemmiyet vererek, kıymetli mütehassıslar yetiştirdikleri ve eserler meydana gelmesine vesile oldukları gibi, İslamiyet'e hizmette de, Abbasi ve Emevi ve diğer İslam devletlerini geçmiş, bu çalışmaları ile de tarihte şan ve şöhret bırakmışlardır. Yavuz Sultan Selim han, Kâbe nin içini süpürmeye mahsus olan süpürgelerden birisi getirildiğinde, süpürgeyi bir taç gibi kaldırarak başına koymuştur. Kendinden sonra gelen sultanların taçlarına koydukları süpürge işareti buradan gelmektedir. Kanuni Sultan Süleyman, Arafat meydanındaki tıkanmış olan su yollarını açarak Arafatı ve Mekke yi suya kavuşturdu. İkinci Abdülhamid han, bu su yollarını yeniden temizleyerek ve genişleterek hacıları suya doyurdu. Medine deki Ayn-ı zerkayı Abdülmecid han tamir ve tevsi eyledi. 6

Vehhabiler, Mekke de, Medine de, hiçbir kâfirin ve zalimin yapamayacağı vahşet ile Ehl-i sünnet Müslümanları kılıçtan geçirip, Selefden yadigâr kalmış olan bütün türbeleri, camileri, ziyaret mahallerini yıktılar. Mukaddes makamları ve kabristanları çöle çevirdiler. İkinci Sultan Mahmud han, vehhabi eşkıyasını def ve tard ettikten sonra, bütün bu eserleri yeniden inşa ve mamur eyledi. Mısır ve Yanya ve Mora gibi vilayetlerin isyanı ve yeniçerilerin kazan kaldırmaları ve yok edilmeleri ve Rus ordularının saldırmaları sırasında Sultan Mahmud han, Mekke ve Medine yi ancak tamir edebilmiş, kendisinden sonra oğlu Abdülmecid han, bunları tezyin için şaşılacak bir himmet ve gayret göstermiştir. Hucre-i nebeviyyeye döşenmek üzere gönderdiği Kaşi tuğlalar altına kendi el yazısı ile kendi ismini zelilâne ve hakirâne yazmıştır. Hele Babüsselam kemerine yazılmak üzere hazırlanan yazıdaki şahane kelimeleri kabul etmeyerek, iki cihanın saltanatı Resulullaha mahsustur, demiştir. Sultan ikinci Abdülhamid hanın bu mübarek beldelere ve bunların şefaat sahibi efendisine yaptığı hürmet ve hizmetler, öncekilerin hizmetlerini kat-kat aşmıştır. İhsanları ve hizmetleri yalnız Ümeraya ve Ülemaya ve makamlara mahsus kalmamış, ahalinin ve fakirlerin hepsine ulaşmıştır. Mescid-i haramı gözleri kamaştıracak derecede tamir ve tezyin etmiş, Hatice-tül Kübranın türbesini ve Mevlidin-Nebi ile Mevlidi Fatıma olan binaları, benzeri olmayacak şekilde ihya etmiş, Mina şehrini su şebekeleri ile doldurmuştur. Seyyid Ahmed Rıfainin ve diğer Velilerin türbelerini fevkalade bir himmet ile tamir etmiştir. Mekke de Gayretiyye ve Hamidiyye piyade kışlalarıyla, topçu kışlası ve hükümet konağı yaptırmıştır. Osmanlı halifelerinin herbirinin (Hadimülharemeyn) olduklarını, eserleri bütün dünyaya ilan etmektedir. Vehhabi eşkıyaları, Haremeyni şerifeyni tekrar ele geçirdikten sonra, bu paha biçilemeyen tarihi eserleri, güzel sanatları, sinsice yok etmekte, böylece bozuk inançları ile ve barbarca saldırıları ile İslamiyet'i içerden yıkmaktadırlar. Sultan ikinci Abdülhamid han memleketin her köşesinde aynı şekil ve değerde liseler yaptırdı. 1950 senesinde Bursa askeri lisesinin kumandanı, Bursa erkek lisesini ziyarete gitmişti. Lise müdürü kimyager Rıfat beye, (okulun en iyi odasını kendinize ayırmışsınız. Böyle haksızlık olur mu?) dedi. Rıfat bey, (Bu mektebin her odası böyle güzel, havadar ve hoştur. Ben Manastırda bu binada okudum. Sultan Abdülhamid han, büyük şehirlerde hep aynı binaları, aynı güzellikle ve aynı metanet ile yaptırmıştır. Bu binanın tamire ihtiyacı hiç olmadı. Halbuki, karşımızda geçen sene yapılan ticaret lisesinin bu sene duvarları çatladı. Şimdi tamir 7

ediliyor) dedi, tarihi birçok bilgiler verdi. Ankara da, Yenişehir istasyonundaki kayaların üstünde (Ankara lisesi) de Bursa daki lisenin aynı idi. Ankara valilerinden Abidin paşa, Elmadağı ndan Ankara ya tatlı su getirmek için halktan para toplamıştı. İşe başlamak için halifeden izin istedi. İkinci Abdülhamid han, valiye gönderdiği cevapta, (Susuzlara su vermek çok sevaptır. Dinimizin emirlerinden biridir. Bu vazife ve şeref bana aittir. Topladığın paraların hepsini sahiplerine geri ver. Bütün masrafı hazine-i şahanemden olmak üzere hemen işe başla. Milletimi iyi suya kavuştur!) dedi. Az zaman içinde Ankaralılar tatlı suya kavuşturuldu. Sultan ikinci Abdülhamid hanın Osmanlı devletini her bakımdan ilerletmesi, güçlendirmesi, İslam düşmanlarının ve en başta İngilizlerin harekete geçmesine sebep oldu. 1890 senesinde politik ve masonik faaliyete geçtiler. Birkaç harbiye ve tıbbiye talebesi tarafından (İttihad ve terakki cemiyeti) kuruldu. Yedi sene sonra, haber alınarak dağıtıldı. Birkaç üyesi Paris te çalışmalarına devam etti. Halife, mit başkanı Orgeneral Ahmed Celaleddin paşayı Paris e gönderdi. Nasihatleri tesir ederek üyelerden çoğu tevbe ettiler. Ancak Ahmed Rıza bey ve birkaç arkadaşı nasihat dinlemediler. Haçlı kuvvetler tarafından yağdırılan paralarla daldıkları lüks hayattan, kadınlı, içkili sefahet âleminden ayrılmak istemediler. Hele Ahmed Rıza bey, parlamento başkanlığına getirileceği vaadinin sevinci ve sarhoşluğu içinde, Türk düşmanlarının kuklası haline gelmişti. Halifeye karşı basın propagandasına başladılar. 1908 senesinde ikinci meşrutiyetin ilanına ve bir sene sonra da, Halifenin tahttan indirilmesine sebep oldular. Sonradan arkadaşları, bunu kıskanarak kendisini Millet meclisi başkanlığından attılar. Onların düşmanı haline geldi. Cumhuriyet gazetesinde, yayınlanan hatıratında, vaktiyle küfürler ettiği ikinci Abdülhamid hanı, överek ve pişman olduğunu bildirerek öldü. Aynı hâl, sultan ikinci Abdülhamid hanı, tahttan indiren Talat, Enver ve Cemal paşalarda da tecelli etti. Onun büyüklüğünü anlayamadıklarını itiraf edip, hayatlarını hüsranla bitirdiler. 1908 senesinde devlet idaresini ellerine geçiren gençler, cahil, tecrübesiz, dünya ve memleket şartlarından gafil, gözü kapalı adamlardı. Kimi, telgraf memuru iken başbakan oldu. Kimi yarbay iken otuzüç yaşında harbiye nazırı ve başkumandan vekili, kimi jandarma teğmeni iken dahiliye nazırı oldu. İttihad ve terakkicilerin zulüm ve işkencelerinin ve bunun kanlı olmasının, sultan Abdülhamid devrini aratmış olduğunda bütün tarihciler birleşmektedirler. İttihad ve terakki cemiyeti, Türkiye de kötü bir particilik 8

hayatının başlamasına, bölücülüğe yol açtı. Particiler, birbirlerine düşman gibi oldular. Bu yüzden balkan harbi ve birinci cihan harbi kaybedildi. Nihayet imparatorluk parçalandı. Sultan ikinci Abdülhamid hanın tahttan indirilmesi ile din işlerine de fesat karıştı. İttihad ve terakki fırkasına kayıtlı olan cahiller, hatta masonlar, din işlerinde yüksek mevkilere getirildi. İlk iş olarak, sultan Abdülhamid hanın son şeyh-ül-islamı Muhammed Ziyaüddin efendi, vazifesinden alındı. Bu yüksek makama 1910 da Musa Kazım efendi getirildi. Bu zat, koyu ittihadcı ve mason idi. Bunun gibi, İslamiyet'e uymayan hareketlerinden ve sapık yazılarından dolayı ikinci Abdülhamid han tarafından nefy edilmiş, Irak a ve Fizan a sürülmüş olan bölücü kimseler, İstanbul a getirilip, kendilerine din işlerinde vazifeler verildi. Bu cahil ve partizan kimseler, bozuk, sapık din kitaplarının yazılmasına, yayılmasına, önayak oldular. Abdülhamid han zamanında yazılan din kitapları, bir ilim heyeti tarafından tetkik edilirdi. Tasdik edilip, izin verilenler bastırıldı. Böylece, o tarihlerde basılan din kitaplarına güvenilir. 1909 dan sonra din kitapları salahiyetli âlimler tarafından kontrol edilmez oldu. Bu kitaplardan, ancak vesikalar vererek, yazılanlara güvenilir. Ne oldukları belirsiz kimselerin ve mezhepsiz din adamlarının yazdıkları bozuk kitapları okuyan Müslüman yavruları, temiz gençler, dini yanlış öğrendiler. Böyle cahil yetiştirilen Müslümanlardan bazıları, siyaset cambazlarının tuzaklarına düştüler. Kendi partilerinden olmayanlara kâfir diyecek kadar taşkınlık yapanları oldu. Müslümanlar arasındaki bu fitne, İslam düşmanlarının işlerine yaradı. İngilizlerin (İslamiyet'i yok etmek) planlarının gerçekleşmesini kolaylaştırdı. İşte bunun için, Allahü teâlâ, Müslümanların bölünmelerini yasak etmiş, kardeş olduklarını bildirmiş, birbirlerini sevmelerini, vatan düşmanlarına karşı birleşerek kuvvetli olmalarını emretmiştir. (Birleşmemiz kâfirleri korkutur ve Allah ın yardım etmesine sebep olur. Tefrikaya düşmemiz kâfirleri sevindirir ve Allah ın gadabına uğramamıza sebep olur) nasihati, her Müslümanın kalbine işlenmiş olmalıdır. Osman Gazi Sultan birinci Osman han, Ertuğrul beyin oğlu ve Süleyman şahın torunudur. Süleyman şah, Cengiz fitnesinde Ahlat taraflarına yerleşmişti. Osman han, Osmanlı devletinin kurucusudur. 1257 yılında Söğüt te doğup, 1326 da Söğüt te vefat etti. Bursa dadır. 9

1281 yılında babası Ertuğrul bey vefat edince yerine geçti. İnegölü, Karacahisarı Rumlardan aldı. 1299 da Konya daki Selçuk sultanı üçüncü Alaüddin Keykubad, Gazan hana esir olunca, Yenişehir de Osmanlı devletini kurdu. Cesur, zeki ve tam bir Müslüman idi. Çok cömert idi. Şeyh Edebali hazretlerinin kızı ile evlenip, bundan Alaüddin paşa oldu. Ömer beyin kızı Bala hatundan da sultan Orhan oldu. Konya Selçuki sultanı Alaüddin şahın 1288 senesinde sultan Osman a gönderdiği takdir ve iltifat ve nasihatlerle dolu uzun mektubu ve sultan Osman ın edep ve nezaket dolu cevabı, Mirat-i kâinat kitabında yazılıdır. Ömrü, Rum kâfirleri ile savaşmakla ve İslamiyet'i yaymakla geçti. Müslümanları rahata, huzura kavuşturmak için çalıştı. Vefat edeceği zaman, oğlu Orhan beye gönderdiği vasiyetnamesi, İslamiyet'e olan sevgi ve saygısını ve Türk milletinin rahat ve huzurunu düşündüğünü ve insan haklarına olan gönülden bağlılığını açıkça bildirmektedir. Vasiyetnamenin özü şöyledir: (Allahü teâlânın emirlerine muhalif bir iş işlemeyesin! Bilmediğini İslam ulemasından sorup anlayasın! İyice bilmeyince bir işe başlamayasın! Sana itaat edenleri hoş tutasın! Askerine inamı, ihsanı eksik etmeyesin ki, insan ihsanın kuludur. Zalim olma! Âlemi adaletle şenlendir. Ve Allah için cihadı terk etmeyerek beni şâd et! Ulemaya riayet eyle ki, ahkam-ı İslamiye işleri nizam bulsun! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet, ikbal ve hilm göster! Askerinle ve malınla gururlanma! Bizim mesleğimiz Allah yolunda cihaddır ve maksadımız Allah ın dinini yaymaktır. Yoksa, kuru kavga ve cihangirlik davası değildir. Sana da bunlar yaraşır. Daima herkese ihsanda bulun! Memleket işlerini noksansız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emanet ediyorum.) Osmanlı sultanları, bu vasiyetnameye candan sarılmış, devletin altıyüz sene hiç değişmeyen anayasası olmuştur. Orhan Gazi Osmanlı padişahlarının ikincisidir. 1281 yılında Söğüt te doğdu. Babası Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi, annesi Ömer beyin kızı Bala Hatundur. İslam terbiyesiyle yetiştirildi. İyi bir eğitim ve öğretim gösterilerek büyütüldü. Osman Gazi nin kumandanları ve arkadaşlarından silah talimi gördü. Devrin silahlarını maharetle kullanmasını ve muharebe taktiklerini öğrendi. Osmanlı Devletinin kuruluşunda hizmet aldı. Küçük yaştan itibaren devletin teşkilatlanıp 10

müesseseleşmesinde lazım olan tecrübelere sahip oldu. Orhan Gazi, gençliğinden itibaren Bizans tekfurlarıyla yapılan gazalara katıldı. Muharebelerde gösterdiği muvaffakiyetle babasının ve gazilerin takdirini kazandı. Osman Gazi, 1299 tarihinde istiklalini ilan edince, devleti idari bölgelere ayırdı. Orhan Gazi 1301 de Sultanönü bölgesinin beyliğine tayin edildi. 1302 de Yenişehir ile İznik arasındaki Köprühisar ın fethine gönderildi. Köprühisar ı fethedip, Çavdarlı aşiretinin Osmanlı hududuna tecavüzlerinin önüne geçti. 1315 de Çavdar beyini esir alıp, Çavdarlı aşiretinin suçlularını cezalandırdı. 1317 de Karatekin, Karacebeş, Tuzpazarı, Kapucuk ve Keresteci kalelerinin fetih harekâtına katıldı. Muharebelerde gösterdiği muvaffakiyetle babası ve gazilerin kendisine olan güvenini daha da arttırdı. Osman Gazi, 1320 yılından itibaren, yaşının ilerlemesi ve romatizmasının şiddetlenmesiyle, oğlunun idaresini görmek istedi. Orhan Gazi yi seferlerde kumandan tayin etti. 1321 Mudanya-Gemlik Seferinde, Mudanya yı fethetti. Bursa nın denizle irtibatını kesti. 1325 de Bursa nın güneyindeki Atranos u fethedince, şehrin ablukasını daha da şiddetlendirdi. 1326 yılında Bursa nın Pınarbaşı mevkiine gelerek, karargahını kurdu. Şehrin kalesini kuşattı. 1314 yılından beri abluka altındaki Bursa Kalesini kurtarmaktan ve yardımdan ümidini kesmiş olan kale kumandanı, teslim şartlarını görüşmeye mecbur kaldı. Orhan Bey, 6 Nisan 1326 tarihinde Bursa yı teslim aldı. Osman Gazi Bursa nın fethini işitince memnun olup, Orhan Beyi yerine vâris tayin etti. Diğer evlatlarının ve kumandanlarının Orhan Beye biat edip, ona karşı itaatli olmalarını bildirdi. Kaynakların çoğuna göre Osman Bey, Bursa nın fethinden hemen sonra vefat etmiş ve Gümüşlü Kümbete defnedilmiştir. Osmanlı Devletinin ikinci sultanı olarak tahta geçen Orhan Gazi, Alaaddin Paşayı vezir tayin etti. Devlet Merkezi Yenişehir den Bursa ya nakledildi. Askeri, idari faaliyetlere ağırlık verilip, iktisadi müesseseler kuruldu. Aşiret kuvvetlerine ilaveten yaya denilen piyade sınıfı orduya dahil edildi. Tayinlerde bulunup, Akçakoca ya Kandıra, Kara Mürsel e İzmit Körfezinin güneyi ve Abdurrahman Gazi ye de yeni fethedilen Aydos ve Samandra nın idaresi verildi. Bu kumandanlar, bulundukları mevkilerde fetihlerle de vazifeliydiler. Osmanlıların Boğaz sahillerine kadar genişlemeleri Bizansı telaşlandırdı. Türklerin Sakarya Irmağı sahilinden Karadeniz 11

istikametinde ilerlemesini durdurmak ve İznik kuşatmasını kaldırtmak için, Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos ordu hazırladı. 1329 yılında İstanbul un Anadolu yakasına geçti. Floken de karargahını kurdu. Orhan Gazi, İznik kuşatmasına bir miktar asker bırakarak, sekiz bin kişilik kuvvetle Bizanslılara karşı harekete geçti. Maltepe (Pelekanon) mevkiinde düşmanla karşılaştı. 1329 Mayısında meydana gelen Osmanlı-Bizans muharebesi, sabahtan akşama kadar sürdü. Bizans İmparatoru bir günlük muharebenin sonunda, büyük ümitlerle Rumeli nden Anadolu ya geçirdiği ordusunun, Osmanlılar karşısında dayanamayacağını anladı. Gece karanlığından istifade etmeyi düşünen İmparator, muharebe meydanından karargahına dönmek isterken Orhan Gazi, fırsatı kaçırmadı. Gece muharebe şartlarını iyi bilen ordusuyla Bizanslıları takibe geçti. Bizans ordusu gece taarruzuna uğrayınca, paniğe kapılarak, birbirine girdi. İmparator yaralı vaziyette canını kurtarabildiyse de, ordusu imha edildi. Savaşı kazanan Orhan Gazi, İznik şehrinin kuşatmasını şiddetlendirdi. Bizanslıların İznik kumandanı, Pelekanon Muharebesinin neticesini öğrenince, artık kendisine yardım edilemeyeceğini kestirdiğinden, Osmanlıların adaletine sığınarak teslim oldu. Kaleyi teslim alan Orhan Gazi, ahaliden arzu edenlerin eşyalarıyla birlikte gitmesine müsaade etti. Ayrıca Osmanlı Devletinin tebaası olarak kalıp, yalnız cizye vermek şartıyla, âdet ve ananelerini muhafaza edebileceklerini de ilan etti. Halkın büyük çoğunluğu Osmanlı idaresini tercih etti. Osmanlı Devletinin merkezi, geçici olarak İznik e taşındı. Şehir imar edilip, İslami eserlerle süslendi. Bundan sonra, bölgenin ticari bakımdan meşhur şehirlerinden olan İzmit in kuşatılması şiddetlendirildi. Bizans İmparatoru, deniz yoluyla İzmit in yardımına geldi. Orhan Gazi Osmanlı Devletinin ilk sulh antlaşmasını, İzmit in muhasarası esnasında, Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos ile yaparak kuşatmayı kaldırdı. 1331 de Taraklı, Mudurnu ve Göynük kasabaları Osmanlı ülkesine katıldı. 1333 de Gemlik, 1336 da Kirmasti, Mihaliç ve Ulubad kasabaları fethedildi. 1337 de şiddetli bir şekilde tekrar kuşatılan İzmit teslim olmak zorunda kaldı. İzmit in fethiyle Kocaeli Yarımadasının tamamı Osmanlıların eline geçti. Daha sonra Hereke, Yalova ve Armutlu nun da fethedilmesiyle Osmanlı Devletinin hududu Boğaz sahiline dayandı. Bizans ın Anadolu ile irtibatı sadece Şile ve Boğaziçi nde kaldı. Orhan Gazinin Bizans ı iyice sıkıştırması, Üçüncü Andronikos u antlaşmaya mecbur etti. 1341 Osmanlı-Bizans Antlaşmasına göre Anadolu daki Şile 12

ve Üsküdar Orhan Gazi nin akıncılarından emin olmak şartı ile diğer yerler Osmanlı Devletine kaldı. Orhan Gazi, Karesi üzerine sefere çıktı. Balıkesir, Manyas, Edincik, Kapıdağı ve havalisi Osmanlı topraklarına katıldı. 1354 de Gelibolu nun fethi ile Avrupa kıtasındaki Osmanlı toprakları devamlı genişledi. Süleyman Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetleri Bolayır ve Tekirdağ ına kadar, bütün Marmara kıyılarına hakim oldu. Süleyman Paşa, 1356 senesinde Doğu Trakya ya geçerek Malkara ile Keşan ve Çorlu yu aldı. Bölgedeki Osmanlı hakimiyetini kuvvetlendirmek için Anadolu dan Türk-İslam nüfusu getirilerek iskan edildi. Rumeli fütuhatında, Osmanlıların yerli ahaliye iyi muamelesi, din, mezhep, dil hoşgörüsü; can, mal, ırz, emniyeti sağlaması, bölgeye sulh, sükun, huzur ve refah getirdi. Trakya da bu son fetihlere kardeşi Murad Beyle devam eden Süleyman Paşa, 1359 senesinde bir avı takibi sırasında düşerek kırk üç yaşında vefat etti. Rumeli fethine Gazi Murad Bey devam etti. Oğlunun vefatına ziyadesiyle üzülen Orhan Gazi rahatsızlandı. Veliahtlığa getirdiği Murad Beye şu nasihatlerde bulundu: Oğul, saltanatına mağrur olma. Unutma ki, dünya, hazret-i Süleyman a kalmamıştır. Unutma ki, dünya saltanatı geçicidir, lakin büyük bir fırsattır. Allah yolunda hizmet ve Peygamber efendimizin şefaatine mazhariyet için, bu fırsatı iyi değerlendir. Dünyaya ahiret ölçüsüyle bakarsan ebedi saadeti feda etmeye değmediğini göreceksin. Oğul! Rumeli Hıristiyanları rahat durmayacaktır, sen o canibe yürü. Rumeli fethini tamamla. Kostantiniye yi ya fethet, yahut fethe hazırla, civardaki Türk beyleriyle mesele çıkarmamaya çalış. Ahali her ne kadar bizi istese de başlarında bulunan beyler, beyliklerinden geçme taraftarı gözükmez. Daha bir zaman idare edecekler, lakin sonunda olmuş meyve gibi avucuna düşecekler. Anadolu da gaile çıkmazsa Rumeli işini rahat halledersin. Bu yüzden Anadolu nun sessizliğini bozmamaya gayret et. Cennetmekan babam Osman Gazi Han, Söğüt ve Domaniç ten ibaret bir avuç toprağı beylik yaptı. Biz Allahü teâlânın izniyle beyliği hanlığa çevirip sultanlığı ikmal ettik. Sen daha da büyüğünü yapacaksın. Osmanlıya iki kıta üstünde hükmetmek yetmez. Zira i layı kelimetullah azmi dünyaya sığmayacak kadar yüce bir azimdir. Selçuklunun vârisi biz olduğumuz gibi Roma nın vârisi de biziz. Oğul, dinimizin hükmünden ayrılma. Adaletle hükmet. Gazileri gözet. Dine hizmet edenlere hizmeti şeref say. Fakirleri doyur. 13

Zalimleri ise cezalandırmakta tereddüt gösterme. En kötü adalet, geç tecelli eden adalettir. Sonunda hüküm isabetli dahi olsa, geciken adalet zulümdür. Oğul, biz yolun sonuna geldik, sen daha başındasın. Cenab-ı Mevla saltanatını mübarek kılsın. 1360 ta rahatsızlığı artarak vefat etti. Bursa daki Gümüşlü Kümbet e defnedildi. Şahsiyeti nesillere örnek mahiyette olan Orhan Gazi, halim selim olup, son derece merhametliydi. Kolay kızmaz, kızınca da belli etmezdi. Askerlerini ve tebeasını kendisinden fazla korurdu. Muharebelerde zayiat durumuna dikkat ederdi. Zayiata sebep olacak yerlerin fethini kuşatmayla kolaylaştırıp, teslimini beklerdi. Çok adildi. Dini bütün bir Müslüman olup, ülkede İslam hukukunu tereddütsüz tatbik ettirirdi. Orhan Gazi nin İslam ahlakına hayran olup adaletine gıpta eden Hıristiyanlar, kendi soyundan ve dininden hanedanların yerine, Osmanlı idaresini tercih ederlerdi. İyi bir teşkilatçı, cesur bir kumandan olduğu gibi mükemmel bir idareciydi. İlme, âlimlere ve gönül sultanı manevi şahsiyetlere hürmetkârdı. Âlimlerin sohbetinde bulunup, onlarla istişare ederdi. İmar ve iskan siyasetine önem verip, devrinde fethedilen beldelere Türk-İslam nüfusu yerleştirirdi. Osmanlı ülkesinin nüfuzunu arttırıp, devleti müesseseleştirdi. Devletin topraklarını altı misli büyüten Orhan Gazi nin vefatı sırasında Osmanlı Devleti Bilecik, Bursa, Balıkesir, Bolu ve civarı, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Çanakkale, İstanbul un birkaç kalesi hariç Anadolu yakası, Ankara, Ayaş, Beypazarı, Nallıhan, Kızılcahamam, Haymana, Polatlı, Soma, Kırkağaç, Domaniç, Bergama, Dikili, Kınık, Marmara Adaları, Trakya da Tekirdağ, Lüleburgaz, İpsala, Keşan gibi şehir ve kalelere hakim bulunuyordu. Orhan Gazi, Sultan olunca, devlet teşekküllerini kuvvetlendirdi ve yenilerini kurdu. Saltanatının üçüncü yılında hükümdarlık alametinden olarak Bursa da gümüşten akçe kestirdi. Akçenin bir tarafında Kelime-i şehadet ile Hulefa-i Raşidinin (radıyallahü anhüm) isimleri yani; Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali yazılı idi. Diğer tarafında; Orhan bin Osman, basıldığı tarih olan H.727 ve Osmanlıların mensup olduğu Kayı boyunun damgası vardı. Osmanlı Devletinde ilk fütuhatı yapanlar aşiret kuvvetleri olup, hepsi atlı idi. Bu kuvvetler uzun süre muhasara hizmetlerinde bulanamadıkları için muvaffakiyetler gecikiyordu. Orhan Gazi, bu yüzden Bursa nın fethinden sonra, askeri teşkilatta yenilikler yaptı. Türk gençlerinden daimi ve esaslı bir yaya ordusu kuruldu. Askeri birliklerde onluk sistem tatbik 14