Cumhurbaşkanı Konuşması Lefkoşa,KKTC 20 Temmuz 2012,Perşembe Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu www.kktcb.org basinburosu@kktcb.org basin@kktcb.org Cumhurbaşkanımız Sn. Dr. Derviş Eroğlu nun 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Dolayısıyla Törende Yapacakları Konuşma: Değerli konuklar ve katılımcılar, vefakâr Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı, sevgili kardeşlerim... Bayramınız kutlu olsun... Bugün coşmak ve Barış ve Özgürlük Bayramınızı kutlama günüdür. Bizleri böyle önemli günümüzde yalnız bırakmayan Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı, Hükümet ve Genel Kurmay Başkanlığı temsilcilerine tüm konuklarımıza hoş geldiniz der, şahsım ve halkımız adına teşekkürlerimi sunarım. Sözlerime başlarken 2012 yılı başında kaybettiğimiz Kıbrıs Türk Kurtuluş mücadelesinin simge ismi Kurucu Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Denktaş ı büyük bir saygı ile anmak istiyorum. Kendisi Kıbrıs Türklerinin kalbinde hak ettiği şekilde ilelebet yaşayacaktır. Mekânı Cennet olsun. Aynı şekilde Barış Harekâtı dönemi Anavatan Türkiye Başbakanı Sayın Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan başta olmak üzere Barış Harekatı nın planlanmasını ve uygulanmasını sağlayan ancak şu anda aramızda olmayan tüm komutanlarımızı, Mehmetçiklerimizi, mücahitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Kıbrıs Türk Halkı bugünlere hakikaten kolay gelmedi. Birileri bizlere bugünleri bahşetmedi. Bu mücadelenin gerçekleşmesinde büyük katkıları olan Özgürlük Mücadelemiz Lideri Doktor Fazıl Küçük ü, davanın önde gelen savunucuları, Osman Örek i, Mustafa Necati Özkan ı, Burhan Nalbantoğlu nu, Rıza Vuruşkan ı, diğer Bayraktar ve Sancaktarlarımızı, mücahit komutanlarımızı, zaman darlığı nedeniyle adını zikredemediğim öteki değerlerimizi rahmetle yad ediyorum. 1
Anavatan Türkiyemiz in Kıbrıs Davası na gönül vermiş, bizlere yürekten destek sağlamış ancak bugün aramızda olmayan tüm Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan ve Komutanlarını rahmetle anıyorum. Harekatın başarı ile gerçekleşmesinin ardında on binlerce kişinin büyük emeği, alın teri ve tüm ulusumuzun duaları, gönül birlikteliği vardır. Bu davaya hizmet veren herkese, gazilerimize bir kez daha teşekkürlerimi sunuyor, sevgilerimizi, saygılarımızı ifade ediyorum. Ve tabii ki bugün, bu davayı başka bir safhada başarı ile sürdürebiliyor, hedefimiz olan 20 Temmuz sonrası meydana gelen gerçekler temelinde adil ve kalıcı bir antlaşma ve hak ettiğimiz yeri dünyada alma uğraşını veriyorsak bu da yine milletimizin tam desteği, Anavatan Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti birlikteliği ile olmaktadır. O nedenle Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül e, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükümete tüm Anavatan Türkiye Devlet ve hükümet yetkililerine bizlere destek veren partilere bu önemli günde bir kez daha halkımız adına teşekkür ediyorum. Bize şehitlerimiz pahasına emanet bırakılan bu vatana sonuna kadar sahip çıkmak için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışacağız. 20 Temmuz 1974, Kıbrıs Türklerinin var oluş mücadelesinin dönüm noktasıdır. Mehmetçik ve Mücahit omuz omuza Kıbrıs Türkünü mutlak bir yok oluştan Mutlu Barış Harekâtı ile kurtarmıştır. 20 Temmuz u doğuran neden Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs ı Yunan yapma hayalidir. Bu konuşmamda çok detaya inmeyeceğim ama her Türk, her Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı yaşanan süreci iyi araştırmalı ve öğrenmelidir. 20 Temmuz Barış Harekâtı durduk yerde sırf bugünkü coğrafya ve siyasi durum oluşsun diye gerçekleştirilmedi. 20 Temmuz Barış Harekâtı Rum-Yunan ikilisinin fiilen adayı Yunanistan a bağlama adımlarının ardından yapıldı. 15 Temmuz 1974 te Nikos Sampson liderliğindeki darbeciler, Yunan Cuntası ndan aldıkları emirle Kıbrıs ta Elen Devletini ilan etmişlerdi. Bakınız; canını darbecilerin elinden zor bela kurtaran Makarios, 19 Temmuz 1974 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nde özetle şunları söylemişti: "... Darbe, Yunanistan daki askeri rejim tarafından planlanmış ve RMMO yönetimindeki Yunanlı subaylar tarafından gerçekleştirilmiştir. "... Kesinlikle biliyorum ki, yasadışı EOKA-B nin kökleri Yunanistan dadır ve en büyük destekçisi de, kaynağı da Yunanistan dır... 2
"... Bu darbe RMMO daki Yunanlı subayların ve personelin işidir. İttifak Anlaşması çerçevesinde Kıbrıs ta bulunan 950 kişilik Yunan kontenjanının da Kıbrıs a karşı girişilen bu saldırıda belirleyici bir rol oynadığının özellikle altını çizmek isterim....bu, Kıbrıs Rumlarının bir iç meselesi değildir. Kıbrıslı Türkler de olumsuz şekilde etkilenmiştir. Yunan Cuntasının darbesi bir işgaldir ve bunun sonuçlarından Kıbrıs ın bütün halkı, Türkler ve Rumlar acı çekmektedir....adada bulunan BM Barış gücü, bu askeri darbe koşullarında barışı koruma görevinde etkili olmaz. Makarios un bu söyledikleri Kıbrıs ta yaratılmaya çalışılan oldu-bittinin, Ada nın Yunan egemenliği altına alınmak istendiğinin ve Barış Harekâtı nın aslında biz Kıbrıs Türkleri ne değil Rumlar a da güvenlik getirdiğinin tarihi delilleridir. Değerli konuklar, Sevgili vatandaşlarım, 23 Nisan 2003 tarihinde Başbakan olarak sınır kapılarının açılması kararını veren Bakanlar Kurulu nun başındaydım. Amacımız, Kıbrıs ta iki ayrı halkın yan yana yaşayabildiğini ortaya koyabilmekti. Kapıların açılması kararına Rum Yönetimi nin nasıl karşı çıktığı da unutulmamalıdır. 2004 yılında Birleşmiş Milletler Kapsamlı Çözüm Planı na Annan Planı na- Rumların hayır demesi Kıbrıs ta gerçeği net bir biçimde ortaya koymuştur. Bu plana ben de karşı çıkmıştım. Çünkü bu Plan ile anlaşma olacağına ama barışın bozulabileceğine dair ciddi kuşkularım ve endişelerim vardı. Plan ın fazlasıyla Rum tarafı lehine olduğu ortadaydı. Buna rağmen Rumlar, böyle bir Planı %76 gibi bir çoğunlukla reddetmişlerdir. Kendi lehlerine bir Planı dahi reddeden Rumların nasıl bir çözüm istedikleri, böyle bir çözümün Kıbrıs Türklerinin geleceğini nasıl bir tehlikeye atacağını uluslar arası toplum artık görmek zorundadır. Son dört yıldır müzakereler sürüyor. Bunun son iki yılını Cumhurbaşkanı olarak bizzat ben yürüttüm. Müzakereler kapsamında beş tanesi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban-Ki Moon un da katılımı ile gerçekleştirilen çok sayıda toplantı yaptık. Türk tarafı olarak masaya müzakere edilen bütün başlıklarda öneri kâğıtları götürdük. 3
Mülkiyet gibi en zor bir başlıkta kapsamlı öneriler sunduk. Yönetim ve Güç Paylaşımı Başlığı nda son derece yapıcı davrandık. Diğer bütün başlıklarda yakınlaşmalar sağlayacak şekilde azami gayret gösterdik. Çok taraflı bir konferans toplanarak bir metin hazırlanması ve referandum öncesi son aşamanın gerçekleşmesi konusunda çağrıda bulunduk. Türk tarafının kararlı ve yapıcı tutumu ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından son oyun tabiri dahi kullanılmıştır. Ancak gelinen noktanın bizim için yarattığı hayal kırıklığını ifade etmek durumundayım. Buradan Birleşmiş Milletlere bir çağrıda bulunmak istiyorum: Rum tarafının müzakerelerde gösterdiği tutum ile ilgili tespitleri, uluslar arası kamuoyu nezdinde de yapınız. Müzakerelerin niçin, nerede tıkandığını açık yüreklilikle ve dürüstçe açıklayınız. Birleşmiş Milletlerin dürüstçe gerçekleri ortaya koyması, Kıbrıs ta kalıcı barışın tesisine hizmet edecektir. Bize, baş başa görüşmelerde söylediklerinizi cesaretle dünyaya da söyleyiniz. Çok taraflı konferans niçin toplanamamıştır, izah ediniz. Bir çağrı da Avrupa Birliği ne yapmak istiyorum: Verdiğiniz sözleri niçin tutmuyorsunuz? Kıbrıs Türklerine verilen vaatlere ne olmuştur? Kıbrıs Türkleri mağdurdur; niçin mağdur cezalandırılmaktadır? Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa Birliği dönem başkanı olmuştur. Bu durumun müzakerelere vereceği tahribatı en az düzeyde tutmak için azami gayreti göstermekteyiz. Ancak bu durumun, Kıbrıs ta adil ve kalıcı bir barışın tesisini daha da zorlaştırdığını bir kez daha vurgulamak zorundayım. 1 Temmuz 2012 itibarı ile Avrupa Birliği nin sekiz yıl önce yaptığı hata katmerleşmiştir. Yarım bir devletin, silah zoru ile Türk vatandaşlarını katletmeyi amaç edinmiş hükümetinin sözde başkanlığı, Avrupa Birliğini kuran hayaller ve ideallerle ne denli bağdaşabilir? Türkçenin AB nin resmi dillerinden biri olmasını engelleyen, Avrupa Parlamentosu nda Türkler için ayrılan sandalyeleri gasp etmekte hiçbir beis görmeyen ve hepsinden önemlisi Kıbrıs Türklerinin cendere altında tutulması için AB imkânlarını sonuna kadar kullanan, ambargo ve izolasyonların sürmesini sağlayan Rum Yönetimi nin iyi niyetinden söz edebilmek mümkün değildir. 4
Herhalde böyle bir durumun oluşmasına sebep olan Avrupalı dostlarımız büyük bir pişmanlık içindedirler; ancak bu pişmanlığın gelinen aşamada hiçbir değeri yoktur. Değerli kardeşlerim; Geçen sene bu meydanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, haksızlıkların artık tahammül sınırlarını zorladığını söylemişti. Bir yıl sonra bugün, haksızlıkların artık tahammül sınırlarını aştığını ifade etmek durumundayım! Kıbrıs Türkleri hiçbir vicdani, ahlaki veya hukuki temeli olmayan ambargolar altında ezilmektedir. Sporcularımız en temel haklarından mahrum bırakılmaktadır. Dünya barış ve kardeşliğinin temsili Olimpiyat Oyunlarına dahi katılmamız engellenmektedir. On yıllar boyunca silahlı şiddete maruz kalan Kıbrıs Türkleri şimdi de yapısal şiddetin mağduru edilmektedir. Önümüzdeki dönemde bu haksızlıklara karşı sürdürdüğümüz kararlı mücadeleyi bir sonraki aşamaya taşıyacağız. Ambargo ve izolasyonlara karşı mücadele, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti nin birinci önceliğidir. Ama hiç bir endişeye gerek yoktur; Rum tarafının bu tutumuna vereceğimiz yanıtlar günü geldikçe teker, teker uygulamaya konulacaktır. Şunu bunu yapacağız demek yerine, yapmayı ve açıklamayı tercih ediyoruz. Değerli kardeşlerim, sevgili konuklar, Kıbrıs Türklerinin egemen bir halk olarak varlığı inkâr edilemez. Bundan sonra kimse, Kıbrıs Türklerini yok edecek planları hayata geçiremez. Kimse bizden kendi yönetimimizden vazgeçmemizi talep edemez. Anavatan Türkiye ile birlikte dimdik ayaktayız. Kıbrıs Türklerinin güçlü olması, Kıbrıs ta kalıcı ve adil bir barışın sağlanmasının önünde engel değil, bizzat böyle bir barışın en büyük garantisi olacaktır. Kıbrıs Türkleri güçlendikçe barışa daha da yaklaşacağız. Bunun için büyük çaba göstermeye devam edeceğiz. Ekonomik sorunlarımızı mutlaka aşacağız. 5
Ben Kıbrıs Türk Halkı nın dinamizmine, başkalaşmadan, özünden uzaklaşmadan değişime verdiği öneme yürekten inanıyor, güveniyorum. Anavatan Türkiye den 2014 yılı Mart ayında gelecek su; Buna eklenecek elektrik enerjisi projesi; Üniversitelerimizin daha da gelişmesi ve öğrenci sayısının artması; Tarımda yapılacak atılımlar; Turizm yatırımlarının istenilen noktaya gelmesi, ulaşımdaki sıkıntıların aşılması; Ticaret ve Sanayi ye yeni bir ivme kazandıracak programların uygulamaya konulması mutlaka bizi daha da ileriye taşıyacaktır. Ancak ev ödevlerimizi, evimizi çeki düzene sokmayı asla ihmal etmemeliyiz. Bu noktada hepimize düşen görevler vardır. Ben halkıma verdiğim sözler doğrultusunda Kıbrıs Türk Halkı nın demokratik yaşamının daha ileri gitmesi, ekonomik sorunların aşılarak istikrarlı büyümenin sağlanması, kamu reformu, Anayasal değişiklikler, siyasi partiler yasamıza, seçim ve halk oylaması yasamıza, sektörlerin önünün açılmasına yönelik olarak üzerime düşenleri yapmaya hazırım. Halkımız yeni bir motivasyona, morale ihtiyaç duymaktadır. Bunu sağlayacak olanlar daha fazla geç kalmadan kolları sıvamalıdır. Konuşmama son vermeden önce anavatandan gelen konuklarımızı bir kez daha selamlıyorum. Sizden bir ricam var; Anavatandaki kardeşlerimize Kıbrıs Türkünden sevgi ve selam götürün. Kahraman Türk milletinin ve büyük Müslüman âleminin bir parçası olan Kıbrıs Türkleri, var oluş mücadelesinde Anadolu insanının kendisine gösterdiği sevgi ve şefkate minnettardır. Kıbrıs Türkünün arkasındaki en büyük güç, Anadolu insanının Milli Davaya olan inanç ve bağlılığıdır. En zor anımızda, mutlak bir yok oluşla karşı karşıyayken 20 Temmuz sabahı geldiniz; Kıbrıs Türkü ile birlikte insanlık onur ve haysiyetini de kurtardınız. Mehmetçik ve Mücahit omuz omuza mücadele verdikleri bu topraklarda yan yana yatmakta; şehitlik mertebesine eriştikleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde Ay-Yıldızlı Bayrak şan ve şerefle dalgalanmaktadır. Her gün özgürlüğümüze uyandığımız vatan toprağında bize bırakılan en kutsal emanet olan hürriyetimize sahip çıkmaya azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. 6
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün açtığı yolda ilerlemeye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve Devletimize bağlılık ve sadakatle hizmet etmeye azmettik. Kıbrıs Türkleri ile Anadolu insanı arasındaki bağ, elbette her türlü fitne ve fesadın üstündedir. Bu duygu ve düşüncelerle sevgili kardeşlerim 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramınızı kutluyor ve hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. 7