DANIEL ALARCÓN Daniel Alarcón, memleketi Lima, Peru da yayınlanan Etiqueta Negra dergisinin editör yardımcısıdır. Öykü seçkisi War by Candlelight, 2006 PEN/Hemingway Ödülü nün finalisti oldu. 2007 de Granta edebiyat dergisi tarafından En İyi Genç Amerikalı Romancı olarak nitelenirken, Bogota nın Hay Festivali nde En İyi Genç Latin Amerikalı Yazarlar listesine konuldu. Alarcón un yapıtları, aralarında New Yorker, Harper s ve Virginia Quarterly Review un da bulunduğu birçok önemli yayında yer aldı. Whiting Ödülü, Guggenheim Bursu ve Lannan Yazarlık Bursu nun da dahil olduğu çok sayıda ödül kazandı. Kayıp Kentin Radyosu ondan fazla ülkede yayımlandı ve John Sargent Sr. İlk Roman Ödülü finalisti oldu.
Ayrıntı: 691 Edebiyat Dizisi: 192 Kayıp Kentin Radyosu Daniel Alarcón Kitabın Özgün Adı Lost City Radio İngilizce den Çeviren Süha Sertabiboğlu Son Okuma Tayfun Koç 2007 by Daniel Alarcón Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak Tasarımı Arslan Kahraman Kapak Fotoğrafı André Schulze / Flickr / Getty Images Turkey Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Hediye Gümen Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No: 244 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım 2013 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-726-9 Sertifika No: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
Daniel Alarcón Kayıp Kentin Radyosu
EDEBİYAT DİZİSİ HAYRANLIK/Anja Meulenbelt Ë FERDYDURKE/Witold Gombrowicz Ë MELEKLER ZAMANI/Iris Murdoch Ë PAULINA 1880/Pierre Jean Jouve Ë EŞEKARISI FABRİKASI/Iain Banks Ë ROCK LANETİ/Iain Banks Ë KAYIP ZAMAN/Anja Meulenbelt Ë SENİ İÇİME GÖMDÜM/Andrew Jolly Ë BAŞTAN ÇIKARICININ GÜNLÜĞÜ/Søren Kierkegaard Ë KONFIDENZ/Ariel Dorfman Ë ALTIN DAMLA/Michel Tournier Ë BİR GARİP VAKA: MATMAZEL P./Brian O Doherty Ë NIETZSCHE AĞLADIĞINDA/Irvin D. Yalom Ë KIZILAĞAÇLAR KRALI/Michel Tournier Ë AİLEDE BİR ÖLÜM/James Agee Ë KUTSAL BÖLGE/ Carlos Fuentes Ë KALPSİZ AMANDA/Jurek Becker Ë 62-MAKET SETİ/Julio Cortázar Ë ÇARPIŞMA/J.G. Ballard Ë ÜÇLEME-Molloy-Malone Ölüyor-Adlandırılamayan/Samuel Beckett Ë DUR BİR MOLA VER/ Tom Robbins Ë HIRSIZIN GÜNLÜĞÜ/Jean Genet Ë KÜÇÜK DEĞİŞİMLER/Marge Piercy Ë LILA/ Robert M. Pirsig Ë ERGİNLİK YAŞI/Michel Leiris Ë AŞKSIZ İLİŞKİLER/Samuel Beckett Ë ESİRGEYEN GÖKYÜZÜ/Paul Bowles Ë YALANCI JAKOB/Jurek Becker Ë DİVAN/Irvin D. Yalom Ë PORNOGRAFİ/ Witold Gombrowicz Ë MERCIER İLE CAMIER/Samuel Beckett Ë BİR ERKEĞE NASIL TECAVÜZ EDİLİR?/ Märta Tikkanen Ë BENDENİZ VE MARCO POLO/Paul Griffiths Ë DOĞMAMIŞ KRİSTOF/Carlos Fuentes Ë RÜYA SAKİNLERİ/Iris Murdoch Ë HİÇ İÇİN METİNLER ve Uzun Öyküler/Samuel Beckett Ë DUYGU YOLCULUĞU/Laurence Sterne Ë BETTY BLUE/Philippe Djian Ë AĞAÇKAKAN/Tom Robbins Ë ANARŞİST/Tristan Hawkins Ë BAKAKAİ/Witold Gombrowicz Ë PORTNOY UN FERYADI/ Philip Roth Ë 10 1/2 BÖLÜMDE DÜNYA TARİHİ/Julian Barnes Ë SUNİ TENEFFÜS/Ricardo Piglia Ë MANŞ ÖTESİ/Julian Barnes Ë ADA/Aldous Huxley Ë GÜLÜN MUCİZESİ/Jean Genet Ë MÖSYÖ/ Jean-Philippe Toussaint Ë ÇİÇEKLERİN MERYEM ANASI/Jean Genet Ë BAŞUCU OĞLANI/Alison Fell Ë YARATIK/John Fowles Ë SENİ SEVMİYORUM/Julian Barnes Ë ZENCİLER/Jean Genet Ë TÜNEL/Ernesto Sábato Ë KARA PRENS/Iris Murdoch Ë KARNINDAN KONUŞANIN ÖYKÜSÜ/Pauline Melville Ë TANRI NIN AĞZINDAN EVRENİN HİKÂYESİ/Franco Ferrucci Ë HAYATIN VE AŞKIN YASALARI/ Connie Palmen Ë KAHRAMANLAR VE MEZARLAR/Ernesto Sabato Ë KAYNAK VE ÇALI/Michel Tournier Ë CENNETE BİR KOŞU/J.G. Ballard Ë DİŞİ ADAM/Joanna Russ Ë FLAUBERT İN PAPAĞANI/Julian Barnes Ë ALDATMA/Philip Roth Ë KOKAİN GECELERİ/J.G. Ballard Ë ACABA NASIL?/Samuel Beckett Ë MANTISSA/John Fowles Ë KOLEKSİYONCU/John Fowles Ë BENJAMIN: DAR GEÇİTTEKİ AYDIN/ Jay Parini Ë METEORLAR/Michel Tournier Ë ARKADAŞLIK/Connie Palmen Ë AŞK VESAİRE/Julian Barnes Ë SİRİUS TAN GELEN KURBAĞA/Tom Robbins Ë BAYAN GULLIVER CÜCELER ÜLKESİNDE/ Alison Fell Ë GELECEKTEN ANILAR/William Morris Ë BENİMLE TANIŞMADAN ÖNCE/Julian Barnes Ë İNGİLTERE İNGİLTERE YE KARŞI/Julian Barnes Ë İYİ İŞ/David Lodge Ë YİTİK RUHLAR IRMAĞI/ Connie Palmen Ë TERAPİ/David Lodge Ë ÖLÜRKEN/Jim Crace Ë GÜZELLİK HIRSIZLARI/Pascal Bruckner Ë SÜPER KENT/J.G. Ballard Ë SISKA BACAKLAR/Tom Robbins Ë BETON ADA/J.G. Ballard Ë İLK AŞK, SON TÖRENLER/Ian McEwan Ë GILLES İLE JEANNE/Michel Tournier Ë BİR KOMÜNİSTLE EVLENDİM/Philip Roth Ë KIZILDERİLİNİN ŞARKISI/James Welc Ë SİNEMA MÜDAVİMİ/Walker Percy Ë KARANLIKLARIN EFENDİSİ/Ernesto Sabato Ë METROLAND/Julian Barnes Ë BİZİ NEDEN TERK ETTİN SAYIN BAŞKAN?/François Vigouroux Ë DÜŞÜNCE BALONLARI/David Lodge Ë MİLENYUM İNSANLARI/J.G. Ballard Ë MÜNECCİM KRALLAR/M. Tournier Ë BEYAZDAKİ KARA/Maggie Gee Ë KAYBOLUŞ/G. Perec Ë HINÇ AYLARI/P. Bruckner Ë LİMON MASASI/J. Barnes Ë BÜYÜCÜ/J. Fowles Ë GÜNDOĞUMUNA YOLCULUK/J. Barnes Ë OKLUKİRPİ/J. Barnes Ë FISKADORO/D. Johnson Ë HAYALETLERİN GÖÇÜ/P. Melville Ë ÖLEN HAYVAN/P. Roth Ë SICAK ÜLKELERDEN DÖNEN VAHŞİ SAKATLAR/Tom Robbins Ë PASTORAL AMERİKA/P. Roth Ë ABANOZ KULE/J. Fowles Ë ARTHUR VE GEORGE/J. Barnes Ë VAHŞET SERGİSİ/J. G. Ballard Ë VİLLA MEÇHUL/Tom Robbins Ë ASKER GRAMAFONU NASIL TAMİR EDER?/Sas a Stanis ić Ë FARMAKON/Dirk Wittenborn Ë NE KADAR İLERİ GİDEBİLİRSİN/D. Lodge Ë GERİYE UÇAN YABAN ÖRDEKLERİ/T. Robbins Ë BİR SAHTEKÂR OLARAK HAYATIM/P. Carey Ë İNTERNETTE BALIK AVLAMAK/Nasreen AKHTAR Ë LANCELOT/Walker Percy Ë ÖLÜ BİR DİLDE AŞK/Lee Siegel Ë VAHŞİ İNSANLAR/Dirk Wittenborn Ë GÜNEŞİ DURDURACAĞIZ/F. Bouillot Ë SHYLOCK OPERASYONU/Philip Roth Ë KAYBEDENLERİN BELLEĞİ/Michel Ragon Ë SAVAŞ ARTIĞI/Ha Jin Ë YAZAR, YAZAR/D. Lodge Ë B, BİRA/Tom Robbins Ë EVE YÜZMEK/Rolf Lappert Ë HAFIZ DİVANI/Hafız-ı ŞiraziË KUZEYE GÖÇ MEVSİMİ/Tayeb Salih Ë OEGSTGEEST E DÖNÜŞ/ Jan Wolkers Ë TURİNGİN HEZEYANI/Edmunda Paz Soldán Ë KOVBOY KIZLAR DA HÜZÜNLENİR/Tom Robbins Ë NABIZ/Julian Barnes Ë DANIEL MARTIN/John Fowles Ë HARABELERDE AŞK/Walker PercyË BAY BLANC/Roman Graf Ë HAVAALANI BALIKLARI/Angelika OverathË DAYICAN NAPOLYON/İyrec-i PézéşkzâdË HARMATTAN/Gavin WestonË BİR SON DUYGUSU/Julian Barnes
Q. E. P. D. (Que En Paz Descansei: Huzur içinde yat.) Javier Antonio Alarcón Guzmán 1948-1989
Kurşuna dizilenler insandır ve idam mangası da insanlardan oluşur; insanlar hem belirsiz rasgeleliktir hem de katı kuraldır. Bunda bir tuhaflık yoktur, olamaz da. CARLOS MONSIVÁIS
Birinci Bölüm
1 O salı sabahı Norma yı radyo yayınından çıkardılar çünkü radyo binasına bir çocuk bırakıldı. Çocuk sessiz ve zayıftı ve bir kâğıt getirmişti. Sekreter içeri aldı çocuğu. Bir toplantı yapılacağı bildirildi. Konferans salonu çok aydınlıktı ve kentin geniş bir manzarasına hâkimdi ve doğuya, dağlara bakıyordu. Norma salona girdiğinde Elmer masanın başında oturuyor, yüzünü ovuşturuyordu, sanki huzursuz, yetersiz bir uykudan uyandırılmış gibi. Kadın geçip otururken Elmer başını sallayarak onayladı, sonra esnedi ve cebinden çıkardığı bir ilaç şişesinin kapağıyla oynadı. Git su getir diye homurdandı yardımcısına. Ve şu kül tablalarını boşalt Len. Aman yahu. 11
Çocuk, Elmer in karşısında, sert bir tahta sandalyede oturuyor, ayaklarına bakıyordu. Zayıf ve narindi ve gözleri yüzüne göre çok küçüktü. Kafası kazınmıştı; bitleri yok etmek için, diye düşündü Norma. Dudağında belli belirsiz bir bıyık başlangıcı vardı. Gömleği çok yıpranmıştı ve paçası kıvrılmamış pantolonunun beli, düğümlenmiş bir ayakkabı bağıyla tutturulmuştu. Norma, çocuğun yanına oturdu, sırtı kapıya dönüktü ve yüzü beyaz kente bakıyordu. Len su dolu bir sürahiyle geldi. Sürahi hava kabarcıklarıyla doluydu ve grimsi bir tonu vardı. Elmer kendine bir bardak su koydu ve iki hap yuttu. Avucunun içine öksürdü. Başlayalım hemen dedi Elmer, Len oturunca. Haberleri kestiğimiz için üzgünüz Norma ama Victor la tanışasın istedik. Norma ya kaç yaşında olduğunu söyle oğlum dedi Len. On bir dedi çocuk, sesi zar zor duyuluyordu. On bir buçuk. Len boğazını temizledi, Elmer e baktı sanki konuşmak için izin alıyormuş gibi. Şefinin başını sallayarak onaylamasıyla söze başladı. Korkunç bir yaş dedi Len. Şimdi, sen Norma yı görmek için geldin, öyle değil mi? Evet dedi Victor. Bu çocuğu tanıyor musun? Norma tanımıyordu. Çocuk cangıldan geldiğini söylüyor diye devam etti Len. Senin onunla tanışmak isteyeceğini düşündük. Program için. Harika dedi Norma. Teşekkür ederim. Elmer kalkıp pencereye yürüdü. Sisli parlaklığın önünde bir siluetti. Norma bu panoramayı biliyordu: aşağıda, ufka ve daha da ötelere dek uzanan kent. Alnını cama dayarsan aşağıdaki caddeyi, trafikle ve yayalarla, otobüslerle ve moto-taksilerle ve sebze arabalarıyla tıkanmış o geniş bulvarı görürdün. Ya da kentin damlarındaki yaşamı: paslı tavuk kümeslerinin yanındaki bir ipte çamaşırlar, bir süt sandığının üzerinde kâğıt oynayan ihtiyar adamlar, ağır deniz havasına dişlerini göstererek, öf- 12
keyle havlayan köpekler. Norma birinde bir adam görmüştü hatta, sarı baretinin üzerine oturmuş, hıçkırarak ağlıyordu. Elmer şimdi bir şey görmüşse de pek ilgisini çekmişe benzemiyordu. Onlara sırtını döndü. Sadece cangıldan değil Norma. 1797 den. Norma doğruldu. Ne diyorsun sen Elmer? Doğru olduğunu bildikleri söylentilerden biriydi bu: Toplu mezarlar, öldürülüp çukurlara atılmış, adı bilinmeyen köylüler. Bunu hiçbir zaman haber olarak vermemişlerdi tabii. Hiç kimse vermemişti. Yıllardır bundan konuşmamışlardı. Norma göğsünde çok ağır bir şey hissetti. Muhtemelen, hiçbir şey değil bu dedi Elmer. Norma ya kâğıdı gösterelim. Victor cebinden bir kâğıt çıkardı, herhalde sekretere gösterdiği kâğıttı bu. Elmer e verdi, Elmer gözlüklerini taktı ve boğasını temizledi. Yüksek sesle okumaya başladı: Sayın Bayan Norma, Bu çocuğun adı Victor. Doğu cangıldaki 1797 Köyü'ndendir. Biz, 1797 sakinleri para toplayıp onu şehre gönderdik. Victor için daha iyi bir hayat istiyoruz. Burada onun için hiçbir gelecek yok. Lütfen bize yardım edin. İlişikte, kayıp insanlarımızın listesini bulacaksınız. Bu kişilerden biri belki de bu çocukla ilgilenebilecektir. Biz her hafta Kayıp Kentin Radyosu nu dinliyoruz. Şovunuzu beğeniyoruz. En büyük hayranlarınız 1797 Köyü Norma dedi Elmer, Affedersin. Sana kendimiz söylemek istiyorduk. Bu çocuk program için harika olacak fakat önce seni uyarmak istedik. Ben iyiyim. Norma gözlerini ovuşturdu ve derin bir nefes aldı. Ben iyiyim. 13
Norma rakamları hiç sevmezdi. Önceleri her kasabanın bir adı vardı; Allah bilir hangi yok olmuş halktan kalma, binlerce yıllık, söylenmesi zor bir isim; taşın taşa sürtünmesine benzeyen, sert sessizlerden oluşmuş isimler. Ama her şey modernleşmişti, hatta ülkenin ücra köşeleri bile. Bunların hepsi savaş sonrasıydı, yeni bir hükümet politikasıydı. İnsanların eski sistemleri unutuyor olduğunu söylüyorlardı. Norma merak etti. Senin köyünün eskiden adı neydi biliyor musun? diye sordu çocuğa. Victor başını hayır anlamında salladı. Norma bir an gözlerini kapattı. Çocuğa herhalde böyle söylemesi öğretilmişti. Savaş bitince hükümet eski haritalara el koymuştu. Ulusal Kütüphane nin raflarında, yurttaşlar tarafından verilmiş ne varsa boşaltıp götürmüşler, okullardaki ders kitaplarını kesmişler ve yakmışlardı. Norma radyo için bunu haber yapmış, seyretmek için Yenikent Meydanı nda toplanan heyecanlı halkın arasına karışmıştı. Victor un köyünün eskiden bir adı vardı ama şimdi kaybolmuştu. Norma nın kocası Rey oralarda, İllegal Lejyon un (İL nin) yenilmesinden hemen önce kaybolmuştu. Ayaklanmanın sonundaydı bu, on yıl önceydi. Norma hâlâ Rey i bekliyordu. İyi misiniz Bayan Norma? diye sordu çocuk; zayıf, düdük gibi bir sesle. Norma gözlerini açtı. Ne kadar kibar bir delikanlı bu dedi Len. Eğildi, dirseklerini masaya dayadı ve çocuğun kel kafasını pışpışladı. Norma bir an bekledi, içinden ona kadar saydı. Kâğıdı aldı ve tekrar okudu. Yazı düzgün, itinalıydı. Gözünün önüne getirdi: Bir kasaba heyeti toplanıp kimin yazısının en iyi olduğuna karar veriyor. Ne kadar folklorik. Arkada bir isimler listesi vardı. Başında Kayıplarımız yazıyordu, Z nin ucu yukarıya kıvrılmıştı, gayet iyimser bir süs şeklinde. Norma bunu okumaya dayanamadı. Her biri birer şifreydi bunların; birer ruhtan, yüzden yoksun, bir zamanların insanları, radyoda okunacak 14
bir isimler harmanı. Kâğıdı Elmer e geri verdi. Bunu düşünmek bile uykusunu getirmişti nedense. Bu kişileri tanıyor musun? diye sordu Elmer, oğlana. Hayır dedi Victor. Birkaçını. Radyoya kim getirdi seni? Öğretmenim. Adı Manau. Nerede şimdi? diye sordu Len. Beni bıraktı. Niçin seni gönderdiler? Bilmiyorum. Annen? diye sordu Norma. Öldü. Norma özür diledi, Len bol bol not alıyordu. Baban? dedi Elmer. Çocuk omuzlarını kaldırdı. Biraz su içsem, lütfen. Elmer oğlana bir bardak su koydu ve Victor içi yanmışçasına, ağzının iki yanından sular damlayarak içti. Bitirince ağzını gömleğinin koluyla sildi. Daha var dedi Elmer gülümseyerek. Biraz daha iç. Ama Victor başını salladı ve pencereden dışarıya baktı. Norma da çocuğun baktığı yere baktı. Kentte renksiz bir kış sonu günüydü, dağların buğulu silueti sisin ardında kaybolmuştu. Görülecek hiçbir şey yoktu. Benim ne yapmamı istiyorsun? diye sordu Norma. Elmer dudaklarını büzdü. Len e, çocuğu götürmesi için işaret verdi. Victor kalktı ve hiç itiraz etmeden salondan çıktı. Elmer, Norma yla yalnız kalıncaya kadar konuşmadı. Kafasını kaşıdı, sonra hap şişesini kaldırıp gösterdi. Bunlar stres için, biliyor musun doktorum burada gereğinden fazla zaman harcadığımı söylüyor. Doğru. Senin için de doğru bu dedi Elmer. Düşündüğün nedir Elmer? 15
Bu programda yaptığımız doğru değil. Durakladı, sözcüklerini dikkatle seçmeye çalışıyordu. Bunu söylemekte haklı mıyım? Altı haftada yalnız iki tane kavuşma. İnsanlar yılın bu zamanında bulunmak istemiyor. Daima baharda topluyoruz. Elmer kaşlarını çattı ve haplarını bir kenara koydu. Bu çocuk, Norma... çok iyi. Dediklerini duydun mu? Hoş ve çaresiz bir şekilde konuşuyor. Pek bir laf etmedi. Şimdi bir saniye bekle, dediğimi dinle. Düşündüğüm şey şu: pazar günü büyük bir program. 1797 nin senin için hassas bir şey olduğunu biliyorum ve buna saygılıyım, gerçekten. Bu yüzden çocuğu seninle kendim tanıştırmak istedim. Çocuk savaş hakkında bir şey bilmiyor. Çok küçük. Şimdi haftayı onunla geçir Norma. O kadar kötü bir şey olmayacak. Peki çocuğun elindeki insanlar ne olacak? Onlar ne olacak? Ortaya çıkacaklar. Ya da birkaç aktör bulacağız ve çocuk aradaki farkı anlamayacak. Şaka yapıyorsun. Elmer elini Norma nın omuzuna koydu. Adamın gözleri küçük ve siyahtı. Beni bilirsin Norma, ben çoğunlukla şaka yaparım. Ben radyocu değilim artık, unut bunu. Ben işadamıyım. Kimseyi bulamazsak oğlanı evine göndeririz, otobüs biletleri hazır. Yahut oğlanı rahibelere veririz. Mesele şu, çocuk şova heyecan katacak. Ve buna ihtiyacımız var Norma. Peki ya öğretmeni ne olacak? O ne olacak? O pezevenk. Bir çocuğu terk ettiği için hapse tıkılmalı. Pazar günü onu da çağırabiliriz. Norma ellerine baktı, elleri hiç düşünemeyeceği kadar soluk ve kırışıktı. Yaşlanmak budur, her şeyden önce. Ne var? diye sordu Elmer. Yorgunum. Hepsi bu. Bir herifi, birisini terk etti diye linç ettirme fikri... Bu sabah bunun için kalkmamıştım. Elmer sırıttı. Peki niçin kalkmıştın canım? 16