Park Chan-wook: Görmediğimiz ya da seyretmediğimiz için şiddet, öfke, intikam gibi duyguların olmadığını söyleyemeyiz.



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Jamie Foxx J

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok.

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Yapabileceğim en iyi iş bu. Dünyanın pek çok farklı yerinden filmleri Avustralya da yaşayanların izleyebilmesini sağlayabilmek benim tutkum.

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

SRA Versiyon Şubat 2001

25 NİSAN DA SİNEMALARDA

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TÜSİAD, dizilerde toplumsal cinsiyet eşitliği için harekete geçti

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

Bir taraf mutsuzsa mesele kapanmaz

Vizyon Tarihi: 12 Temmuz 2013 Yönetmen: Shawn Levy Oyuncular: Vince Vaughn, Owen Wilson, Rose Byrne, Max Minghella, Will Ferrel Yapımcı: Shawn Levy,

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ISBN :

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Fotoğraf Sevdalısı Bir Doktor:

Bu çalışma sırasında bize yardımcı olan tercümanımız Habibe Biber e de ayrıca teşekkür ediyoruz.

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

İDİL DİZDAR, HEM OYUNCU HEM YÖNETMEN

Nicola Falcinella: Merhaba, öncelikle bu buluşmayı organize ettiğiniz ve beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. İstanbul'a ilk gelişim.

ΕΘΝΙΚΟ ΚΑΙ ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΣΧΟΛΗ ΟΙΚΟΝΟΜΙΚΩΝ

xxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU

Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz.

LOGO. Özel Dedektiflik Eğitimi Kocaeli Üniversitesi Hereke Ö.İ.U. MYO İsmail Yetimoğlu w w w. d e d e k t i f. o r g. t r

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

KENDİ İŞİNİZİ YAPARKEN KİMSE YANLIŞLARINIZI DÜZELTECEK CESARETE SAHİP OLAMIYOR.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

TÜRK FİLİMLERİ HAFTASI EMEK ÖDÜLLERİ İLE SONA ERDİ

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

Nedir bu Kore sevdası?

Yönetmen: Nicolas Winding Refn Oyuncular: Ryan Gosling, Kristin Scott Thomas, Vithaya Pansringarm Senaryo: Nicolas Winding Refn Görüntü Yönetmeni:

Başka Sinema Esnek Bir Proje

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Hayırların babası olarak anılan,

EVRİM TRANSCENDENCE 10 EKİM DE SİNEMALARDA!

Herkese Bangkok tan merhabalar,

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

Ali VAROL'un Blog Sitesi

Kobe: Beşiktaş ile Görüştüm

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Okul günüm. Anne-babalar ve çocuklar için için okula başlama rehberi. Niedersächsisches Kultusministerium

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

HAYATTA İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Bu ödül veda için olmasın

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

Belmin Söylemez: Bütün mesele, bir şeyi anlatmaya çalışmak ve farklı yöntemler denemek

ÖFKENİZLE BAŞ ETMEYİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ

Kadına Yönelik Şiddet

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor?

Tarih:. Yer:. Katılımcı numarası:... Sosyolinguistik Görüşme 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum tarihiniz:.. Yaşınız:.. Milliyetiniz:.

Bir Açık Kaynak Masalı Bölüm 1: Kasabanın Dışında Bir Meyve Ağacı

Benim görevime gelince, festivalin programlama direktörüyüm. Dokuz yıldır festivalde çalışıyorum. Artistik direktör Cameron Bailey ile beraber

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

Karşılıklı soru cevap şeklinde geçen sohbette kısaca şunlar konuşuldu:

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

İNGİLTERE DEKİ DOKTORLAR UYDURUYORSUN DEDİĞİ HASTAYI, TÜRK DOKTOR TEDAVİ ETTİ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Yönetmen: Cate Shortland Oyuncular: Saskia Rosendahl, Kai-Peter Malina Senaryo: Cate Shortland, Robin Mukherjee Görüntü Yönetmeni: Adam Arkapaw

ÖĞRENCİ ANKETİ İÇİN TEST UYGULAYICISI NOTLARI YENİLİK VE EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

MEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT)

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Beşiktaş Gazetesi. Her Cuma yeni bir film

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Özel gereksinimli çocuklar

Dönem DENEME TESTİ (Mart 2009)

Panzehir 9 Mayıs ta Sinemalarda - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Transkript:

Park Chan-wook: Görmediğimiz ya da seyretmediğimiz için şiddet, öfke, intikam gibi duyguların olmadığını söyleyemeyiz. 26. Uluslararası İstanbul Film Festivali ile yapılan ortak etkinlik çerçevesinde Güney Koreli usta yönetmen Park Chanwook ile 3 Nisan Salı günü Albert Long Hall Konferans Salonu nda sinema yazarı Alin Taşçıyan ın moderatörlüğünde, 400 ü aşkın izleyicinin katıldığı bir söyleşi düzenlendi. Koreli bir çevirmeli tarafından ardıl çevirisi yapılan söyleşi boyunca Park Chan-wook, kendi sinemasının kökenlerinden ve şiddetle bağlantısından söz etti. A lin Taşçıyan: Park Chan Wook un Joint Security Area (2000) ile başlayan ve sonra intikam üçlemesiyle devam eden filmografisine bakıp, son filmi Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil (I m a Cyborg, But That s Ok, 2006) i izlediğimde çok şaşırdım. Kimse ondan böyle değişik bir film beklemiyordu. Sonra kendisiyle söyleşi yapma fırsatım oldu ve Evet bu benim ilk neşeli filmim. Yetişkinlerden çok çocuklar, erkeklerden çok kadınlar için dedi. Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil neden yetişkinlerden çok çocuklar, erkeklerden çok kadınlar için? P ark Chan-wook: Birçok sebebim var. Birincisi, 12 yaşında bir kızım var. Babası yönetmen olduğu için her gün evde babasız kalıyor. Ona o kadar iyi bakamadım ve yeterince ilgi gösteremedim. Bir de çocuklar için değil de daha çok yetişkinlere yönelik filmler yapmıştım. Bu da üzdü onu. İhtiyar Delikanlı yı (Old Boy, 2003) bir baba olarak kızınıza seyrettirmek nasıl bir şey tahmin edebilirsiniz.

262 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 Bunun üzerine, babasının nasıl film yapmakta olduğunu bilsin istedim. İkincisi de uzun zamandır insanların kötü taraflarını ortaya çıkartmaya çalışıyorum. Çok yorulduğumu ve suyun çok derininde kaldığımı hissettim. Suyun üzerine çıkmak ve dışarıdaki havayı solumak istedim. Bir de güneşi görmek istedim. Güneşlenmek istedim. Şimdi nefes aldığım için, sonraki filmimde tekrar dalacağım. Sinemayla ilgili bir bölümde okumadım. Yönetmen olmak istiyordum. Fakat benim gibi nazik, sakin ruhlu biri için sinema sektöründe film çekmek imkânsız diye düşünüyordum. Kendi isteğimle vazgeçmiş oldum aslında. Başka bir meslek sahibi olacaktım ve ben de felsefeyi seçtim. Üç sene sonra pişman olmaya başladım ve tekrar eski arzuma, film üretmeye döndüm. Bu durumda ben ne yapabilirim diye düşündüm ve okulda arkadaşlarımla birlikte bir film derneği kurmaya çalıştım ve mezun olduktan sonra yönetmen yardımcısı olarak işe başladım. O dönemde sarhoş gibiydim, açlık hissediyordum. Sinema tarihi hiç okumamıştım yani bilgiye sahip değildim o konuyla ilgili ve eksikliğini hissediyordum. Onun için şimdi Kore de sinema tekniğiyle ilgili çalışan bir grup var. Onlarla yakın ilişki içinde olmaya ve desteklemeye çalışıyorum. Klasik sinemaları izlemenin sinema yönetmeni olmak için birinci şart olduğunu düşünüyorum. Çünkü çağdaş yönetmenler eskiye bakmıyorlar. Şu anda ne varsa onu takip ediyorlar. O zaman dünyadaki tüm filmler aynı çerçevede kalıyor. Ama tersine yeni bir film çekmek için eskiye dönmeniz, o filmleri görmemiz ve üzerlerine düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum. Dinleyici Soruları İhtiyar Delikanlı da olağanüstü bir şiddet var. Bu şiddetle neyi anlatmak istediğinizi açıklayabilir misiniz? P ark Chan-wook: Türkiye deki durumu bilmiyorum ama Kore üzerine konuşabilirim. Hayatımızda öfke ve intikam alma duygusu gibi ön planda olan duygular var. Fakat toplumsal kültür içinde, filmlerde bunlara dikkat etmiyor ya da önemsemiyoruz. Yani hep olumlu şeyler olu-

Gus Van Sant 263 yormuş gibi düşünüyoruz. Görmediğimiz ya da seyretmediğimiz için şiddet, öfke, intikam gibi duyguların olmadığını söyleyemeyiz. Tabii toplum içinde şiddetin var olduğunu gösteren birçok şey var. Hatta dünya filmlerine baktığımız zaman şiddeti gösteren filmlerde, çoğunlukla, zarar görmüş olanların haklı çıkarılmaya ya da ön plana çıkarılmaya çalışıldığını görüyoruz. Şu anda piyasada olan filmlerde, şiddet genellikle şiddeti uygulayanlar tarafından gösterilmeye çalışılıyor ama benim filmim bunun tersini gösteriyor. Şiddeti, kurban olan kişi açısından anlatmaya çalıştım. Kurbanın derinden etkilenmiş duygularını ifade etmeye çalıştım. Şiddet kullanan kişi de o duygularla neler yarattığını ve nelere neden olabileceğini anlasın istedim. O zaman, seyirci de bir şiddet uyguladığı zaman Oh çok rahatladım diye düşünebilecek mi acaba? İşte ben o duyguyu hissetmemesine dikkat ederek film yapmak istiyorum aslında. İlham kaynaklarınız neler? Şiddet üzerine hangi kitapları okudunuz? Bu duyguyu böyle doğrudan aktarmayı nasıl sağladınız? Buna cevap vermek çok zor bir şey. İntikam üzerine bir film yaparken, intikam üzerine olan malzemeleri bulup üzerinde araştırırsam bu çok anlamsız bir hareket olur. O zaman bu sadece aynısının kopyalanması olur. Hiç beklemediğim bir yerden ya da garip bir yerden bir şekilde ilham alıyorum ben. Hiç bağlantısız bir yerden bir şey alıp okursak daha yaratıcı olunuyor. Yeni bir şey ortaya konmuş olunuyor. Çok beğendiğim Amerikalı yazar Kurt Vonnegut var örneğin. Oradaki bütün ayrıntılarla film çevirmek, onları filmde kullanmak mümkün değil ama o yazarda olan kara mizahı oradan gelen espriyi filmlerimde anlatmaya, kullanmaya çalışıyorum. Benim filmlerimi izleyen eleştirmenler, filmlerim için o espriyi o yazardan almış demiyorlar. Yaptığım daha çok, okuduğum eserlerden içimde kalmış olan gizli bir noktayı bulmak. İşte o kalan nokta beni, ilham kaynağı olarak etkilemiş oluyor. Ayrıca, bir film yaparken bazen beni daha önce etkilemiş ama o an aklımdan çıkmış bir film, bilinçaltımda

264 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 kalmış olabiliyor ve film yaptığım zamanlarda da ortaya çıkabiliyor. Filmlerinizde kötülüğün kaynağına dair bir yabancılık var. Acaba bu Kore nin son yüz elli yıldır sürekli yaşadığı toplumsal yarılmalardan mı kaynaklanıyor? P ark Chan-wook: Bu soruyu kişisel olarak cevap vermeye çalışacağım. Kore de 1980 li yıllarda zor bir dönem yaşadık. O dönemde öğrenci protestoları çok yaygındı ve bir de uzun zamandır devam eden bir askeri darbe ve baskı vardı. Öğrencilerle hükümet ve asker arasında hemen her gün çatışmalar oluyordu. O zaman polisler hep okulun içindeydi. Her gün taş atılıyor, eylem oluyordu. Polisler sopalarıyla vurmaya çalışıyordu ve göz yaşartıcı bomba atılıyordu. Bir yanda kendini yakıp intihar edenler, yüksek binalardan atlayanlar ve bir yanda da polis tarafından dövülüp kanlar içinde kalmış öğrenciler vardı. Bunlar normal şeylerdi hayatımızda. Benim de arkadaşlarımdan birçok kişi öldü ve polis tarafından dövüldü. Zorla asker olmuş olan arkadaşlarımız da vardı. İşkence gören arkadaşlarımız vardı. Ben de ara sıra taş atıyordum. Onlar gibi olayların içinde çok sert bir şekilde bulanamadım, çünkü ben korkuyordum. Benim şiddete karşı duyduğum bir korku vardı. Olaylar içime çok derin işlemiş. 1980 lerin sonlarına doğru Kore demokratikleşmeye başladı. O dönemde kurban olan insanların sayesinde, onların kanı üzerinde özgürleşiyoruz. Onlara karşılık benim suçluluk duygum var. Oradaki hiçbir harekete katılıp ya da onlarla birlik olup hükümete karşı hiç savaşmadım ama şu anda çok rahat bir ortamda yaşıyorum. Ben o dönemlerde saklandım, kaçtım. Sadece onlara izleyici olarak kaldım. O tür duygular benim filmlerimdeki karakterlerde görülebilir ve o tür karakterleri yani suçluluk duygusu hisseden karakterleri ortaya çıkarmaya çalıştım. Filmlere kişisel duygularımı koymaya çalıştım ama Koreli bir yönetmen olarak bu olayların etkisini ve o durumu anlatmaya çalışmadım.

Gus Van Sant 265 Suçun sadece bireye değil, topluma da mı ait olduğunu mu düşünüyorsunuz? İkincisi böyle bir anlatım seçmenizdeki amaç sadece seyirciyi etkilemek mi yoksa bu suçta sizin de payınız var demek mi? Zor bir soru. Birincisi, Güney Kore nin toplumsal birtakım sorunları var ve ikincisi de Kuzey Kore ile malum ilişkileri. Bir de Güney Kore deki zengin kısım ile fakir kısım arasındaki uçurumdan doğan sorunları teker teker ele almaya çalıştım. Kötülük ya da suç bir tek kişinin suçu değil. Çok kötü biri bir suç işlediğinde, onun kendini suçlu hissetmesi ve o suçluluk duygusundan ve davranışından arınmak istemesi gerekecek. O tür bir çaba gerekecek. İntikam Meleği nde (Chinjeolhan geumjassi, 2005) de bunu görüyoruz. Çok yanlış bir yola girdiği halde çabalamak, onu ifade etmeye çalışmak çok güzel bir şey. Kendimize uygulanan şiddetle yüzleşmenin intikam dışında başka bir yolu olabilir mi? Mesela Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil bu bağlamda nereye oturtulabilir? Hiç o şekilde düşünmedim. Yani İhtiyar Delikanlı yla, Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil hiç benzer filmler değil. Oradaki genç kız kendisinin robot olduğu fikrinde hala ısrarlı. Sonunda sadece yemek yiyebildi ve sevgi kazandı. Film bu anlamda mutlu sonla bitiyor. Fakat iyileşmeden evvel, kendisinin gerçekten bir atom bombası olduğunu düşünüyor ve şimşekten bir şekilde enerji almayı düşünüyordu. Atom bombasını patlatıp dünyayı yok etme düşüncesi içindeydi. Kendisinin var oluşunun nedeni olarak da bunu düşünüyor. Bu kız bu dünyaya olan öfkesini hala sindirememiş bir halde. Büyükannesinin zorla hastaneye götürülmesi ve götürülürken takma dişlerinin evde bırakılması Aslında çok basit nedenler bunlar ama bu nedenler yüzünden bu kız yetişkinlere çok kızgın. Ve çok kızdığı için, dünyaya kızdığı için de şimşek beklemeye devam edecek. Yağmur yağdığında dışarı çıkıp anteni yukarı kaldırıp şimşek çakmasını bekleyecek. Şimşeğin ne zaman geleceğini bilemiyor çünkü. Benim düşüncem, yağmur dindiğinde şimşek de çakmadığı için, eşyalarını toplayıp başka bir yerde yağmur arayacak, yağmuru bulduğunda da tekrar

266 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 şimşeğin çakmasını beklemek zorunda kalacak. Söylemek istediğim; öfkeli olduğu halde yemek yemek zorunda, yani kızgın olduğu halde görevini yapmak zorunda. Alin Taşçıyan: Genel olarak nasıl film çekiyorsunuz? Hep aynı ekiple mi çalışıyorsunuz? Yapımcılarla ilişkileriniz nasıl? P ark Chan-wook: Film senaryosunu tek başıma yazamıyorum. Senaryonun ana hattını ben yapıyorum fakat detaylarını tek başına yapmak yalnızlık duygusuna neden oluyor. Yanımdakinin yeterli bir yazar olması gerekmiyor, hep konuşacak bir kişi olması gerekiyor. O zaman karşı karşıya oturuyoruz. Mesela bir bilgisayarın hard diskini ortak kullanıyoruz. Monitörlerimiz ayrı, karşı karşıya oturuyoruz. O zaman ben bir metin yazıyorum ve karşımdakine nasıl diye soruyorum. Karşımdakinin monitöründe de aynı metin çıkıyor. O da Bu güzel de böyle yapsak nasıl olur, ne dersin? diye bana önerilerde bulunuyor. Böyle karşılıklı çalışarak senaryoyu tamamlıyoruz. Bazen bu şekilde çekime giden senaryolar oluyor bazen de olmuyor. Tabiî ki benim izlediğim yolu izlemeyip kendi yöntemleriyle güzel filmler çeken yönetmenler de var. Fakat onların bir eksikliği var diye düşünüyorum. Çünkü çekim alanında kimsenin hiçbir şeyle ilgili bilgisi yok ve herkes yönetmenin ne diyeceğini bekliyor. Settekiler, sadece dışlanmış birer işçi oluyorlar o zaman. Ekip çalışmasını önlüyor bu tutum. Genellikle sürekli çalıştığım kişilerle çalışmayı tercih ediyorum. Onların düşüncelerinden ve isteklerinden yararlanmaya çalışıyorum. Sormayı, fikir almayı çok önemsiyorum ve onun üzerine çok ağırlık veriyorum. Ekiptekilerin önerilerini almak çok önemli, bu önerileri de dikkate alarak film yapmaya çalışıyorum. Öğrencilik döneminden gelen bir şiddet korkusuna sahip olduğunuzu söylediniz. Filmlerinizdeki korku, bununla ilişkileniyor mu? Direkt bir bağlantısı yok. Korku, kısa bir dönemde oluşmuş bir duygu değil, çok uzun bir zamanda oluşmuş bir

Gus Van Sant 267 duygudur. Bütün filmlerde az da olsa mutlaka vardır. İntikam Meleği nde, mesela benim gençlik dönemimde yaşanmış olanın dışında, son zamanlarda Irak ta yaşanan şiddet vardı. Başı kesilmiş bir Koreli, hatırlarsınız! İnternet üzerinden bu olayı izleyen bütün Korelilerdeki tepki, özel ekipleri gönderip El Kaide merkezlerinin hepsini yok etmek ve oraları kana bulamak üzerineydi. Yoğun bir intikam hissi vardı. Şiddetin sürekli dönmesi, beslenmesi üzerine biraz düşündüm ve İntikam Meleği ni çıkarmaya çalıştım. Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil, daha çok karakterlerin, akıl hastalarının bakış açısından anlatılmaya çalışılmış. Anlatım biçimini onların dünyaya bakışına emanet etmiş gibi. Acaba böyle bir amacı var mıydı? Aslında ilk başta akıl hastanesini ön plana çıkarma amacındaydım. Bir grup terapisi anında bu aklıma geldi. O an herkes baygın, güçsüz, isteksiz konuşuyor. Doktorla konuşuluyor ve sonra doktor çekip gidiyor. Ondan sonra hastaların arasında doktorun haberi olmadan da bir şeyler yaşanmaya devam ediyor. O tür bir film yapmak istemiştim. Akıl hastalarının halüsinasyonu çok kişisel ve kendi halinde oluyor. Doktorlar hastaların halüsinasyondan çıkıp kendilerine gelmeleri ve gerçek dünyaya dönmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Doktorlara göre, Ben robotum diye düşünen birisinin, aslında böyle düşünmemesi gerekiyor, doktorlar bunu yok etmek gerektiğini düşünüyorlar. Oysa bu genç erkek hastanın bakış açısı çok farklı. O, kızın robot olduğunu kabul ediyor ve sonra o hayali dünyaya, o düşünceye kendisini de dâhil ediyor. Sonuçta da doktorlarının yapamadığını yapıyor yani kıza yemek yedirebiliyor. Dünya sinemasında, keskin bir sanat sineması ile popüler sinema ayrımı var. Sanat sinemasının çok izleyicisi olmaz ama Kore sinemasında bu farklı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sanat filmleri aynı zamanda nasıl popüler olabiliyor? ark Chan-wook: Bu çok zor bir iş. Sinema tarihine P damga vuran Alfred Hitchcock gibi isimler var ve biz

268 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2007 de onlar gibi eserler bırakmaya çalışıyoruz. Onun için çabalıyoruz ama her zaman başarılı olamıyoruz, zorlanıyoruz. Temeldeki düşüncem, değişik bir film çıkartabilmek. Sadece sanatsal filmleri üreten, sadece bu ktriterle geçerli bir sinema olmasını istemiyorum. Kore yi genel olarak öyle değerlendirmek istiyorsunuz belki ama aslında öyle değil. Yaptığımız filmlerle, çok uçta kalmıyoruz ve aşırı sanatsal bir tür üzerine de gitmiyoruz. Ortada gidiyoruz. İhtiyar Delikanlı nın Hollywood da yeniden yapılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Amerikalılar kendi dillerinde olmayan bir filmi seyretmek istemiyorlar. O yüzden filmleri orijinal halleriyle alıp muhafaza etmiyorlar. Bir filmi alıp kendi düşüncelerine göre yeniden yapmak istiyorlar. Buna biraz üzülüyorum. İhtiyar Delikanlı yapılıp bitirildi ve yenisinin de güzel yapılmasını isterim. Onun gibi olmasını isterim. Hiç Hollywood da çalışmayı düşünüyor musunuz? Ben İngilizce konuşmuyorum. Bu yüzden kolay olmayacağını düşünüyorum. Aslında oradan çok talep geliyor, çok senaryo geliyor ama benim zamanım olmuyor gerçekten. Türkiye ye geldiğimden beri üç tane film senaryosu aldım. Dün gece geldim bu arada! Gerçekten çok değişik, ilginç bir senaryo gelirse o zaman, Türkiye de Amerika da ya da Mars ta bile film yapabilirim. Ama güzel bir senaryo olmadıktan sonra sadece çok para kazanabilmek için oraya gitmek istemiyorum. Orada film çekersem istediğim oyuncularla film çekmek isterim. Yaşlı jenerasyondaki oyuncuları çok seviyorum. Gene Hackman, Michael Caine mesela

Gus Van Sant 269 Park Chan-wook Kimdir? 1963 te Güney Kore de doğdu. Seul de büyüyen Park Chanwook, Sogang Üniversitesi nde Felsefe bölümünü bitirdi. Üniversitede Film Gang denilen sinema kulübünü kurdu ve çağdaş sinema üzerine çok sayıda makale kaleme aldı. Ülkesinde en popüler film yönetmenlerinden biri olan Park Chan-wook intikam üçlemesi ile uluslararası alanda da tanınan yönetmenler arasına katıldı. Üçleme 2002 de çektiği Sympathy for Mr.Vengeance ile başlamış ve 2005 yılında Sympathy for Lady Vengeance ile tamamlanmıştır. Filmleri uluslararası birçok festivalde yer almış ve ödüller almıştır. Başlıca Filmleri Saibogujiman kwenchana (Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil, 2006) Chinjeolhan geumjassi (İntikam Meleği, 2005) Saam gaang yi (Üç Sıradışı, Segment "Cut", Kes!, 2004) Oldboy (İhtiyar Delikanlı, 2003) Boksuneun naui geot (Haklı İntikam, 2002) Gongdong gyeongbi guyeok JSA (Birleşik Güvenlik Bölgesi, 2000) Simpan (1999) Moon Is the Sun's Dream (1992) Başlıca Ödülleri 2007 Berlin Film Festivali Alfred Bauer Ödülü (Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil) 2005 Venedik Film Festivali Altın Aslan Ödülü (İntikam Meleği) 2005 Bangkok Uluslararası Film Festivali En iyi Yönetmen Ödülü (İntikam Meleği) 2003 Asya Pasifik Film Festivali, En İyi Yönetmen Ödülü (İhtiyar Delikanlı) 2003 Cannes Film Festivali Büyük Jüri Ödülü (İhtiyar Delikanlı)