PAPALIK SOPALIK! YAKIŞMADI. Prof. Halaçoğlu na bakarsak Papa, YALANA doğru dedi. Çelişki ve ayrımcılık. MNG nin galası

Transkript

1 MNG nin galası Fiyatı 25 Kr Aslan Kut MNG Kargo, 12'nci kuruluş yıl dönümü kapsamında, Gaziantep, Antalya ve İzmir'den sonra Ankara da da gala gecesi düzenledi. 5'inci ve 10'uncu hizmet yılını dolduran MNG Kargo çalışanlarına plaket takdim edilen gala gecesinde, sanatçı Fatih Erkoç sahe aldı. KENAN ERGEN İN HABERİ 5. SAYFADA PAPALIK SOPALIK! Anadolu da birinin biri hakkında yalan ve yanlış dolu, gerçek dışı, iftiralarda bulunması, bu ifadeleri kullananlar hakkında sopalık dedirtir ya; Ermeni yalanlarıyla ilgili olarak Vatikan dan yükselen ses bu deyimi hatırlattı. Tepki büyük Başbakan Ahmet Davutoğlu Papa ya sert tepki gösterdi TSK dan teşekkür Genelkurmay Başkanlığı, teröristlerle çıkan çatışma ile ilgili açıklama yaptı: "11 Nisan 2015 tarihinde Ağrı ili Diyadin ilçesi, Yukarıtütek köyü bölgesinde Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlerle çıkan çatışmada yaralanan dört personelimizin, havadan tahliyesi esnasında bölgeye gelen vatandaşlarımızın, yaralı personelimize yardımı takdire şayan bulunmuş, vatandaşlarımızın Türk Askerine olan bağlılığının ve sevgisinin ne denli büyük olduğunu göstermiş, milletimizin birlik ve beraberliğinin güzel bir örneğini teşkil etmiştir. Vatandaşlarımıza teşekkür eder, sağlık ve mutluluk dolu güzel ve huzurlu günler dileriz." Fehmi Koru Türkler ve Ermeniler Kübalılar ve Amerikalılar Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz YAKIŞMADI Başbakan Ahmet Davutoğlu, Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözleri konusunda, "Eğer dış faktörler olmamış olsaydı muhtemelen 1915 yılında yaşanan acı olaylar yaşanmayacaktı. Bu acıları tek taraflı olarak okumak, sadece insanoğlunun bir kısmının acılarına Davutoğlu, Cemal Reşit Rey Kongre Merkezi'ndeki Meridyen Derneği Kutlu Doğum Haftası Programı-Mevlidi Şerif Programı ile 6. Hadis ve Siret Araştırmaları Ödül Töreni öncesinde basın mensuplarının soruları üzerine, Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözlerini değerlendirdi. ü dan takip edebilirsiniz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: sahip çıkıp diğerinin acılarını örtmek, Sayın Papa'ya ve bulunduğu makama yakışmamıştır" HABERİ 12. SAYFADA Ermeniler 1915 olaylarının 100. yılına on ylıllar önceden hazırlanırken, 15 yıl Türk Tarih Kurumu Başkanlığı yapan Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermenilerin soykırım yalanını hem Türk hem de Ermeni kaynaklarına dayanarak yalanlarken; 1915 olaylarının gerçek yüzünü ve rakamlarını da gözler önüne serdi, seriyor. Hem de belgeleriyle. Boş konuşmadığını şu sözlerle vurguluyor: ABD ve İngiltere'nin, BM adına yaptığı bir belgenin sonucunu söylüyorum. Ermeni iddilarını, Açık ve net olarak ortaya koyduğumuz bir sürü belge var. Sevk ve iskân dediğimiz şey diyerek, tehcire dayandıran Prof. Halaçoğlu, bu uygulamanın bugün bile uygulanan ulusrararası hukuk yöntemi olduğunu kaydetti. Efsane GÜZELDERELİ nin röportajı YARIN YediGün de Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi Çelişki ve ayrımcılık Ermeni yalanlarının, 1915 olaylarının100. yılı dolayısıyla başlattığı kampanya Vatikan da starta aldı. Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco'nun, 1915 olaylarında ölenleri anmak için Vatikan'da düzenlediği ayinde, 20'nci Yüzyılın ilk soykırım kurbanlarının Ermeni toplumu olduğunu söylemesi, doğal olarak Türkiye de büyük bir tepkiyle karşılandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözleri konusunda, "Bosna ve Ruanda olayları uluslararası mahkemelerce soykırım olarak saptanmasına rağmen bunlara 'toplu kıyım' diyor ama hukuken tanınmayan 1915 olaylarıyla ilgili 'soykırım' ifadesini kullanıyor. Burada bir çelişki ve ayrımcılık var" HABERİ 12. SAYFADA Medyadaki bakış farkı! Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözleri Türk medyasında farklı ölçülerle karşılandı. Bazı gazeteler olayı manşetlerine taşırken bazıları da çok küçük görmeyi tercih etti. Prof. Halaçoğlu na bakarsak Papa, YALANA doğru dedi Gündemi gazetemize değerlendirdi Prof. Yusuf Halaçoğlu, Efsane Güzeldereli ye, Anadolu'da, Ermenilerden daha çok Rum olmasına rağmen neden Rumlar sürgün edilmedi? Bunları iyi düşünmek gerekiyor (Fotoğraf: Kenan ERGEN) Ses getiren seçim tahmini MHP'li Yusuf Halaçoğlu, milletvekilliği seçimleri öncesi oy tahmininde bulunurken, Yüzde 23.5 MHP'ye oy verecek bir kesim var, yüzde 18 de MHP'ye oy verebilirim, diyen bir kesim var. Yüzde 41'lere kadar çıkabiliriz HABERİ 12. SAYFADA KANLI DEĞİL heyecanlı olsun Yeni fakat farklı bir seçim süreci daha yaşıyoruz. Son iki yılına böylesine hayati üç seçim sığdıran ve siyasal anlamda ölümcül bir mücadeleye sahne olan üç ayrı seçimi; yani; bir yerel, bir cumhurbaşkanlığı bir de genel seçim sığdıran bir başka ülke var mıdır acaba? Varsa neler yaşanmıştır? Bizde neler yaşanıyor? Terör ve siyasi atışmaların ışığındaki gelişmeler Orhan YILDIZ ın yazısı 12. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN Devlerin kavgası tatlıya bağlandı Bülent Ersoy ve Muazzez Abacı, verdikleri konser öncesinde, Ersoy'un hazırlıklarını tamamlayamaması üzerine gerginlik yaşadı. Konserin başlamasıyla birlikte ise sahnede barış rüzgarı esti. Özgü Namal anne oldu İSTANBUL - Türk sanat müziğinin yaşayan efsaneleri Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, İnci Çayırlı, Mustafa Sağyaşar, Ayşe Taş, Neşe Can, Kutlu Payaslı, Ali Şenozan ve Zekai Tunca; önceki gün Bostancı Gösteri Merkezi'nde konser verdi. Kuliste Muazzez Abacı'nın, hazırlıklarını bir türlü tamamlayamayan Bülent Ersoy'la tartıştığı iddia edildi. Ancak iki ustanın gergin anları konserin başlamasıyla tatlıya bağlandı. Ersoy ve Abacı'nın, üç yıl önce birlikte verdikleri son konser de olaylı geçmiş ve tartışmalar basına yansımıştı. Sahnede toplu olarak fasıl yapan efsaneler, sonra solo parçalar seslendirdi. Konser alanındaki boş koltuklar ise vefasızlık olarak yorumlandı. Konseri izleyenler arasında Nilgün Belgün de vardı. Sanat müziği dinlemeyi özlediğini söyleyen Belgün; Ersoy ve Abacı arasındaki gerginlikle ilgili şöyle yorum yaptı: "Kayahan ve Nilüfer de senelerce küs kaldı. Ne oldu; ölümlü dünya. Bizim işimiz stresli; kavga etmemek lazım. Ne kadar kavga etseler de, bakın yine aynı sahnedeler." İSTANBUL - Reklamcı Serdar Oral'la birlikte olan Özgü Namal (35) anne oldu. Hamile kaldıktan sonra uzun yıllar oturduğu Bebek ten Kilyos a taşınan ünlü oyuncu önceki gece doğum sancıları başlayınca hastaneye yetişemeyeceğini anlayıp doktorunu aradı.hemen Özgü Namal'ın evine giden Doktor Gülnihal Bülbül bir ebe yardımıyla doğumu gerçekleştirdi. 3 buçuk kilo 52 santim olarak dünyaya gelen erkek bebeğe Nefes adı verildi. Vizyona yeni girecek filmler "Hayvan Düşü" Jonas Alexander Arnby'nin yönettiği ve Lars Mikkelsen, Sonia Suhl, Sonja Richter ile Jakob Oftebro'in oynadığı "Hayvan Düşü", metaforik anlatıma sahip bir korku filmi olarak izleyicilerle buluşacak. Danimarkalı yönetmen Arnby'nin ilk uzun metrajlı filminin konusu şöyle: "Marie, Danimarka'da küçük bir balıkçı kasabasında yatalak annesi ve onlara bakan babasıyla yaşıyor. Büyüdükçe küçük kasabanın cinsiyetçi ve kısıtlayıcı ahlakına daha fazla maruz kalıyor. Çekici, sağlıklı ve özgür ruhlu kızın büyüme sancılarının ürkütücü bir fiziksel şekil almaya başlamasıyla zaman içinde Marie kurt kimliğini kucaklıyor." "Rosewater" Jon Stewart'ın yönettiği filmde Gael Garcia Bernal, Haluk Bilginer, Dimitri Leonidas ile Shohreh Aghdashloo oynuyor. Amerika'da sevilen "The Daily Show" adlı programı sunan John Stewart'ın ilk yönetmenlik denemesi olan film, İran asıllı İngiliz gazeteci Maziar Bahari'nin İran ordusu tarafından casusluk yaptığı gerekçesiyle hapse atılmasının hikayesini konu alıyor. Bahari'nin 2009 yılında BBC muhabiri olarak gittiği İran'da rehin alınıp tutsak edilmesi üzerine yazdığı ve burada 100 gün boyunca yaşadıklarını ele aldığı kitaptan beyazperdeye uyarlanan filmde, Haluk Bilginer, Bahari'nin babası "Baba Akbar" rolünde izleyicinin karşısına çıkıyor. "Piramitin Laneti" Gregory Levasseur'un yönettiği filmin oyuncu kadrosunda, Ashley Hinshaw, James Buckley, Denis O'Hare ve Daniel Amerman yer alıyor. Korku türündeki filmin konusu şöyle: "Bir grup Amerikalı arkeolog, çölde kayıp bir piramit keşfeder ancak bu onlara çok pahalıya patlamak üzeredir. Gömülü sırları açığa çıkardıkça sadece kilitli kalmadıklarını, aynı zamanda av olduklarını fark ederler. Araştırma için kararlı olduklarından piramidin içine doğru yol alırlar. Bulacakları şeyler onları kırılma noktasında tehlikeli bir sınava tabi tutacaktır." 05:13İstiklal Marşı ve Günün 05:15 Ana Ocağı 06:40 1'de Sabah 09:001'de Bugün 09:15 Beni Böyle Sev 11:25 İyi Fikir 13:25 Ana Ocağı 15:00 Annem Söyler Ben Yaparım 16:10 1'de Bugün 16:25 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Filinta 23:00 Bak Hele Bak 00:00 Annem Söyler Ben Yaparım 01:00 Beni Böyle Sev 02:35 Komiser Rex 06:10 Benim Annem Bir Melek 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 19:45 Kupa Günlüğü 20:30 Kayserispor - Fenerbahçe 22:30 Kim Milyoner Olmak İster? 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DUDAKTAN KALBE DİZİ-TEKRAR 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE ÖĞLE HABERLERİ 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI KADIN PROGRAMI-CANLI 15:00 DUDAKTAN KALBE 17:00 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:45 YABANCI SİNEMA 22:00 YABANCI SİNEMA PANAMANA TERZİSİ 23:30 HAYATIN RENGİ 01:20 YABANCI SİNEMA TEKRAR 02:40 YABANCI SİNEMA TEKRAR 04:10 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 05:10 BOKS GECESİ 05:40 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:30 Kaderimin Yazıldığı Gün 23:30 Yerli Dizi 00:15 Ütopya 01:30 Ver Fırına 02:30 Aramızda Kalmasın 04:30 Şeffaf Oda 05:30 Para Bende 06:30 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 08:45 Aramızda Kalmasın 11:45 Oynat Bakalım 12:45 Para Bende 14:00 Kaçak Gelinler 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler Bunlar 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 06:00 Geniş Aile GENİŞ AİLE 06:45 Günaydın 09:30 Alın YazımALIN 11:00 Bana Her Şey Yakışır 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Küçük Ağa 19:55 FİLİNTA Televizyon tarihinin ilk Osmanlı Polisiyesi olan Filinta, adalet, dostluk, kardeşlik kavramlarını ortaya koyan bir dizi. İlim irfan sahibi Kadılar, adaletin kılıcını 600 yıl Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'de taşımış, dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı İmparatorluğu nun yüzyıllar boyunca dirliğini sağlamış, toplumda huzuru ihtisas etmişlerdir. Filinta işte bu nedenle, Osmanlı nın temel gücü olan hukuka bir saygı duruşudur. Hikaye Galata Kadısı Gıyasettin Hatemi ve onun yetiştirdiği Galata Amiri Filinta Mustafa ekseninde geçmektedir. Mustafa oldukça zeki, maharetli, yakışıklı bir gençtir. Kendisi gibi öksüz ve yetim olan en yakın arkadaşı Ali ile birlikte zaptiye olarak görev yapmaktadır. 22:00 PANAMA TERZİSİ Orjinal İsmi:Tailor Of Panama Yönetmen:John Boorman Oyuncular:Geoffrey Rush, Pierce Brosnan, Jamie Lee Curtis Yapım Yılı:2001 Tür:Macera/Dram Andy Osnard Panama'ya sürgüne gönderilir ama geri dönmeyi kafasına takan Andy orada boş duracak değildir. Panama'da ağzı iyi laf yapan Harry Pendel isminde ünlü bir terziyi tanımaktadır. Aslında eski bir dolandırıcı olan Harry artık Panama'nın en zenginlerinin terziliğini yapmaktadır. Andy ondan bölgedeki en son dedikoduları öğrenmek istediğinde, Harry eski kimliğinin açığa çıkmaması için kendi kafasında uydurduğu hikayeler ve olayları Andy'ye anlatmaya başlar. 20:30 KADERİMİN YAZILIĞI GÜN Boşanmak üzereyken Defne nin hamile olduğunu öğrenen Kahraman şoke olur. Neval de aynı haberi Elif e vermeye gider. Elif soluğu adliyede alacaktır. Terk edilmenin acısını yaşayan Kerem in karanlık yüzü iyice ortaya çıkar.öyle bir plan yapar ki, sonu o veya bu şekilde felaket olacaktır. Hapisteki her gününü Elif i düşünerek geçiren Maksut da büyük bir işin peşindedir. Veysel le ince ince planını işlemeye başlar. Yörükhanlar ın karşısına çıkması çok yakındır. Elif, Defne hamileyken Kahraman ın boşanmasını istemez. Kahraman ise ömrünü Elif le geçirmekten başka bir şey istememektedir. Defne den boşanır.

3 bölge haberleri 3 Yeni uyuşturucu Psikostimülan uyarıcıya dikkat!.. Uzmanlar, bir süre önce "tütsü", "banyo tuzu" adı altında internet üzerinden sipariş ile Türkiye'de kullanımı başlayan ve çok sayıda genci ölüme sürükleyen sentetik kannabinoidin ardından şimdi de Orta ve Doğu Avrupa'da yaygınlaşan "psikostimülan" uyarıcılara karşı dikkatli olunmasını istedi. İZMİR - Bakanlar Kurulu kararıyla 2008 yılında kurulan, Türkiye'nin tek madde bağımlılığı enstitüsü olarak hizmet veren, tedavi ve yerli ilaç geliştirme çalışmalarını yürüten Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü, dünyada yaygınlaşan uyuşturucu madde kullanımına ilişkin araştırma sonuçlarını açıkladı. Enstitünün Poliklinik Sorumlusu Doç. Dr. Ender Altıntoprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, madde bağımlılığının beyinde kalıcı değişiklik ortaya çıkardığını, sentetik kannabinoidin ise çok hızlı bağımlılık yaptığını belirtti. İçinde 400'den fazla molekül olan sentetik kannabinoidin gençlerin ilgisini çekecek paketlere sahip olduğu ve kolay elde edildiği için yaygınlaştığını ifade eden Altıntoprak, "Bu maddenin internet üzerinden ısmarlanan formları olduğunu biliyoruz. Yasal anlamda sıkıntı çıkıncaya kadar banyo tuzu ve tütsü olarak geldi Türkiye'ye. Daha sonra yasal olarak engellendi. Yasaklardan sonra bulması artık çok kolay değil ama yine de ucuz olduğu için yaygınlaştı" diye konuştu. Tedavisi sırasında sentetik kannabinoid kullananların "çok keyif almadıklarını" açıkladıklarını dile getiren Altıntoprak, ancak bağımlılık nedeniyle kullanıma devam etmek zorunda hissettiklerini ve ANKARA - 7 Haziran'da yapılacak genel seçiminde kadın milletvekili aday sayılarının artması, sıralamalardaki yerleri ve bir önceki seçime göre partilerin illerden çıkardıkları milletvekili sayısı göz önüne alındığında, önümüzdeki dönem kadınların parlamentoda daha çok temsil edileceği öngörülüyor. Şu anda AK Parti'den 45, CHP'den 17, MHP'den 3, HDP'den 9, DBP'den 1, Anadolu Partisi 1, bağımsız 1 olmak üzere toplam 77 kadın milletvekili bulunuyor. 7 Haziran'da yapılacak seçimde kadın milletvekili aday sayılarının artmasının yanı sıra, seçilebilecek sıralardan listelere girmesi, önümüzdeki seçimde kadınların Parlamentoda daha çok temsil edileceğini gösteriyor. Parlamentoya giren siyasi partiler, 2011'deki genel seçimde toplamda 268 kadını milletvekili adayı gösterirken, bu seçimde bu sayı 531'e yükseldi. HDP 268 kadın adayla ilk sırayı alırken AK Parti 99, CHP 103, MHP ise 61 kadın aday gösterdi. Kadınlar, Meclis'te daha çok temsil edilecek Meryem in eli yanlış tedavi sonucu mu kesildi? YOZGAT - Yozgat'ta yaklaşık 2 ay önce karın ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede yanlış tedavi sonucu kangren olan eli kesilen 4 yaşındaki Meryem Üstüntaş'ın ailesine hayırseverler tarafından ev kiralandı. Meryem Üstüntaş'ın annesi Solmaz Üstüntaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, eşinin çobanlık yaparak geçimlerini sağladığını ve kış aylarında işsiz olduğunu söyledi. Merkeze bağlı Sarıbekirçiftliği köyünde oturduklarını belirten Üstüntaş, "Eli kesilen kızımın şu anda enfeksiyon riski var. Dışarı çıkması ve köye gitmesi yasak. Köyde yaşıyorduk, vatandaşın biri yardım etti, 1 yıllık ev kiramızı karşıladı. Hayırsever bir kişi de oturma grubu ve üç halı aldı. Allah razı olsun" Üstüntaş, 9 Şubat'ta karın ağrısı ve kusma şikayetiyle kızını Yozgat Devlet Hastanesine götürdüğünü, burada çocuğuna yanlış tedavi uygulandığını iddia etti. Kızının, koluna takılan serum nedeniyle ameliyat edildiğini ileri süren Üstüntaş, şöyle konuştu: "Hastaneye çocuğumu ilk götürdüğümde boğazına baktılar ve 'üşütmüş' dediler. Daha sonra röntgen çekip 'midesini üşütmüş' dediler, serum taktılar. Çocuğumun önce sol kolundan serum verdiler. Ancak kolu şişince hemşireye söyledim, bu sefer de sağ kolundan taktılar. Sağ kolu da şişti, hemşirelere söyledim fakat kimse ilgilenmedi. Daha sonra çocuğumu ameliyata aldılar ve ölümcül sonuçların ortaya çıkabildiğini anlattı. Esrar bağımlılığı olanların büyük çoğunlukla sentetik kannabinoid kullanımına başladığını da belirlediklerini TBMM'deki partilerin 2011'deki seçimdeki çıkardıkları kadın milletvekili sayısı ve bir öncesi seçimle kıyaslandığında 7 Haziran'daki seçimde çıkarabilecekleri tahmini kadın milletvekili ise şöyle: AK Parti 2011'deki genel seçimde, Adana'dan 1, Ağrı'dan 1, Aksaray'dan 1, Ankara'dan 3, Antalya'dan 1, Aydın'dan 1, Balıkesir'den 1, Bursa'dan 2, Denizli'den 1, Diyarbakır'dan 2, Elazığ'dan 1, Erzurum'dan 1, Eskişehir'den 1, Gaziantep'ten 1, İstanbul'dan 9, İzmir'den 2, Kahramanmaraş'tan 1, Kayseri'den 1, Kocaeli'den 1, Konya'dan 2, Malatya'dan 1, Mardin'den 1, Mersin'den 1, Sakarya'dan 1, Samsun'dan 1, Sivas'tan 1, Şanlıurfa'dan 1, Tekirdağ'dan 1, Tokat'tan 1, Trabzon'dan 1, Van'dan 1 olmak üzere toplam 45 milletvekili çıkarmıştı. Bir önceki seçimde partilerin aldığı oy oranları baz alındığında, aynı oy oranıyla AK Parti Adana'dan 2, Adıyaman'dan 1, Afyonkarahisar'dan 1, Aksaray 1, Ankara'dan 3, Antalya 2, Aydın 1, Balıkesir 1, Bingöl 1, Bursa 2, Çorum 1, Denizli 1, niçin ameliyata aldıklarını bana söylemediler. Doktorlar ameliyatın başarılı geçtiğini söyledi. 'Pazartesi günü kalçasından deri alacağız koluna dikip birkaç gün sonra taburcu edeceğiz' dediler, taburcu edemediler. Durumu daha kötüye giden çocuğumu eşimin ve akrabalarımın ısrarı üzerine Ankara'ya İbni Sina Hastanesine sevk ettiler. Çocuğumun kolunun kangren olduğunu bize burada söylediler ve üç defa ameliyata girdi." Ankara'daki hastanede kızının kolunun kangren olduğunu öğrendiklerini anlatan Üstüntaş, şöyle devam etti: "İki ay Ankara'daki hastanede kaldık. Kangrenin çocuğumun vücuduna dağılmasını engellediler. Yozgat'taki doktorlar 'ameliyat başarılı oldu, iyiye gidiyor' diyordu. Benim çocuğum ilgisizlikten dolaylı bu hale geldi. Çocuğumu Ankara'ya iki eli ile götürdüm, elsiz getirdim geri. Çocuğum şu anda tutamıyor, yemek yiyemiyor, oynayamıyor. Ameliyattan çıktı, 'anne neden elim oynamıyor, elim neden yok' Benim içim yandı, başka annelerin içi yanmasın. Hangi anne baba evladının bu hale gelmesini ister. Oynayan çocuğum oynamaz oldu, gülen çocuğum gülmez oldu. Çocuğumu hastaneye karın ağrısı ve kusma şikayetiyle götürdüm, hayatı karardı." Solmaz Üstüntaş, konuyla alakalı hukuk mücadelesi başlattığını, hayırsever bir avukatın davayı üstlendiği sözlerine ekledi. söyleyen Ender Altıntoprak, özellikle Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinde kullanımı yaygınlaşan yeni bir uyuşturucu maddeyle de ilgili uyarıda bulundu. Avrupa gençleri arasında psikositimülan türü bir madde kullanımının arttığına işaret eden Altıntoprak, şu bilgileri verdi: "Bu madde kullanımında 5 yıl içinde patlama olabilir. Tehlikeli bir gidiş söz konusu. Bu madde beynin uyarılmasını sağlıyor. Sentetik maddeler gibi merdiven altında çok da hijyenik olmayan koşullarda üretiliyor. Yıkımı çok hızlı ortaya çıkıyor. Şu anda Avrupa'da ciddi problem olmaya başladı. Çok pahalı da değil. Tehlikeli olma nedenlerinden biri de bu. Yayılımın önlenmesi için yapılabilecek tek şey şu anda polisiye tedbirleri almak." Gençleri uyuşturucu maddelerden uzak tutmak için çeşitli eğitimler düzenlendiğini ama en büyük görevin ailelere düştüğünü anlatan Doç. Dr. Ender Altıntoprak, özellikle ailedeki karar verme süreçlerine çocukların da dahil olmasını ve "hayır" demeyi öğrenmesi gerektiğini belirtti. Müzik ve spor faaliyetlerinin insanları uyuşturucudan uzak tutmak için bir yol olduğuna değinen Altıntoprak, bir grubun içinde yer almanın ve sevdiği insanlarla sohbet etmenin gençler için rahatlatıcı olduğunu da sözlerine ekledi. Diyarbakır 1, Düzce 1, Elazığ 1, Erzurum 1, Eskişehir 1, Gaziantep 2, İstanbul 8, İzmir 2, Kahramanmaraş 2, Kayseri 1, Kocaeli 1, Konya 3, Malatya 1, Manisa 1, Mardin 1, Mersin 1, Sakarya 1, Samsun 1, Şanlıurfa 1, Tekirdağ 1, Tokat 1, Trabzon 1, Van 1 olmak üzere toplam 52 milletvekili çıkarma potansiyeline sahip. CHP ise bir öncesi seçimde, Ankara'dan 2, Balıkesir'den 1, Bursa'dan 1, İstanbul'dan 8, İzmir'den 2, Manisa'dan 1, Uşak 1, Tekirdağ'dan 1 olmak üzere 17 kadın milletvekili meclise girmişti. 7 Haziran'daki seçimde aynı oy oranıyla Adana'dan 1, Ankara'dan 2, Afyonkarahisar'dan 1, Bursa'dan 2, Denizli'den 1, İstanbul'dan 6, İzmir'den 2, Kocaeli'den 1, Manisa'dan 1, Tekirdağ'dan 1, Tunceli'den 1 olmak üzere 19 milletvekili çıkarabilir. MHP ise Ankara'dan 1, Eskişehir'den 1, İstanbul'dan 1 milletvekili çıkardı. Bu yılki seçimde ise aynı bölgelerden aynı oranda kadın milletvekili çıkarması bekleniyor. Konfederasyonlar, 1 Mayıs'ı farklı kentlerde kutlayacak ANKARA - 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü Türk-İş Zonguldak'da; Memur-Sen ve Hak-İş Konya'da; KESK ve DİSK ise İstanbul'da kutlama kararı aldı. Dünya çapında işçi ve emekçiler tarafından birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanan 1 Mayıs'a sayılı günler kala, işçi ve memur konfederasyonları kutlama yapacakları kentleri belirledi. Geçen yıl 1 Mayıs'ı Kadıköy Meydanı'nda kutlayan Türk-İş, bu yıl kutlamalar için Zonguldak'ı tercih etti. Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, yaklaşık 20 bin kişinin katılımıyla coşkulu bir kutlama yapacaklarını ifade ederek, "Türk-İş olarak en köklü ve büyük işçi konfederasyonu olmanın sorumluluğuyla hareket edeceğiz. Zonguldak'ta başta madencilerimizin olmak üzere tüm çalışanların yaşadığı sorunları en gür sesimizle dile getireceğiz. Yetkililerin bu sesimize kulak vermesini istiyoruz" Geçen yıl Diyarbakır'ı tercih eden Memur- Sen ile Kayseri'de kutlama yapan Hak-İş, bu yıl 1 Mayıs'ı Konya'da kutlayacak. Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, 1 Mayıs'ı birlik ve beraberlik ruhuna uygun kutlamak istediklerini ifade ederek, "1 Mayıs'ın çalışanların sorunlarının gündeme getirildiği en önemli gün olarak görüyoruz. Bundan dolayı da bu sorunların dile getirildiği yerin kutsallaştırılmasına karşıyız. Bazı konfederasyonların Taksim ısrarını anlamak mümkün değil. 1 Mayıs'ın nerede kutlandığından çok nasıl kutlandığı önemli. Biz işçi bayramını, bayram gibi kutlamak istiyoruz" diye konuştu. KESK ve DİSK ise geçen yıl olduğu gibi, bu yılda kutlamalar için Taksim Meydanı'nı tercih ettiğini duyurdu. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, kendileri için geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs alanının Taksim Meydanı olacağını ifade ederek, Taksim'in kutlamalara kapatılmasının hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını iddia etti. Çerkezoğlu, "1 Mayıs kutlama alanı dün olduğu gibi bugün de Taksim Meydanı'dır" görüşünü savundu. Kutlamalarla ilgili hazırlıklara başladıklarını ve dile getirecekleri taleplerini belirlediklerini belirten Çerkezoğlu, kutlamaların Taksim Meydanı'nda yapılması konusunda İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'ten randevu talep ettiklerini, görüşmede Taksim konusundaki kararlılıklarını dile getireceklerini söyledi. Fehmi KORU fkoru@gmail.com Türkler ve Ermeniler Kübalılar ve Amerikalılar... fkoru@htgazete.com.tr Kapıyı Papa Francis araladı. Vatikan da dün düzenlenen ayinde, Katolik dünyasının dini lideri, 1915 te Ermenilerin yaşadığı trajediye soykırım sıfatını kullanarak yaklaştı. Papa nın bu ilk çıkışı, Birinci Dünya Savaşı nın dramatik olayının 100. yıldönümü vesilesiyle yapılacak sözlü ve yazılı açıklamalar için moral bir zemin teşkil edecektir. Üzerinden bunca zaman geçmiş bir olay yüzünden, o dönemde var olmayan bir ülkeye ve o ülkenin bugünkü halkına fatura çıkarmak isteyenler var. Hukuki açıdan buna imkân olmadığı meydanda. Olayların yaşandığı ülkenin bugünkü vatandaşları olarak bizler, yüz yıllar boyu aynı mutluluğu paylaştığımız Ermenilerin kitleler halinde hayatlarını kaybettikleri olaylara, dünyanın her tarafındaki insanlar kadar, acıyla ve içimiz yanarak yaklaşıyoruz. Oh, iyi oldu diyen tek kişi çıkmıyor 77 milyon arasından... Şerefli olaylarla dolu tarihimizin hepimizin başını öne eğik tutan karanlık sayfalarından biri olarak biliyoruz o trajediyi... Nitekim, son 10 yıl içerisinde defalarca, devleti temsil edenler, tarihimizin hoş olmayan o sayfaları için sonuçta özür dileme olarak yorumlanabilecek açıklamalar yaptılar. Şimdi cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Tayyip Erdoğan, başbakan olarak, bu konuda, daha önce hiçbir devlet yetkilisinin cesaret edemediği ileri adımlar attı. Abdullah Gül cumhurbaşkanı iken Erivan a kadar gitti; Ermenistan Cumhurbaşkanı nı Türkiye de ağırladı ve her seferinde, geçmişin, iki komşu devletin yakınlaşmasını zorlaştıran bir engel olmaması gerektiğini ifade etti. Sorun çözülecekse, ABD dahil başka ülkeler müdahale etmeden ve Papa dahil uluslararası şahsiyetler burunlarını sokmadan bunun yapılması gerekir. Nasıl? İyi bir örnek ABD ile Küba arasında şimdilerde yaşanıyor... En son, dün, ABD Başkanı Barack Obama ile Küba Lideri Raul Castro, Panama da bir araya gelip bütün dünyanın gözleri önünde, iki ülke tarihinin hoş olmayan sayfalarının esiri olmayacaklarını ilan ettiler... Küba bağımsızlığına 1898 yılında kavuştuğunda, ABD, hemen yanı başındaki adanın farklı yöne gitmesinden çekinerek bunu tanımadı ve askeri müdahalede bulundu. Küba adasının son dönemde yabancı esirlerin ABD adına orada tutulması yüzünden şöhret bulmuş bölgesi, Guantanamo Bay, o tarihten beri Amerikan işgali altında. Gelişme Washington un endişesi istikametinde yaşandı ve Soğuk Savaş döneminde Sovyetler ile aynı blokta yer aldı Küba. Miami den bağırılsa duyulabilecek uzaklıktaki bir adanın komünist olmasını hazmedemeyen ABD, Obama ya kadar gelmiş başkanlar dönemlerinde, Küba yı düşman belleyen politikalar izledi. Fidel Castro yu devirmek, hayatını sona erdirmek için elinden ne geliyorsa ardına koymadı Washington... Buna rağmen, iki ülke, günümüz gerçeklerinin yönlendirdiği tarzda davranmaya başladı; karanlık ortak tarihi arkalarında bırakmayı amaçlayarak... Türkiye ile Ermenistan da yönetimi ellerinde tutanlar, karanlık bir geçmişin, parlak bir ortak geleceğin önüne geçmesine müsaade etmemeliler; aynen ABD ile Küba arasında bugünlerde yaşandığı gibi... Ermenistan vatandaşları, 1915 için kendileri hangi derin travmalar yaşıyorlarsa, trajedinin istemeden tarafı haline dönüşen bizlerin de tersinden benzer hisler taşıdığımızı bilmeliler... Üzüntüleri üzüntümüzdür. Ortak geleceğimizi birlikte kurabiliriz ve Türkiye bu coğrafyada Ermenistan ın iyi bir yol arkadaşı olabilir. Samimiyetsiz ve hesapçı şahsiyetlerin, önyargılı ve her olayı kendine yontan devletlerin araya girmesi gerekmeden... Castro nun başardığını Serzh Sargsyan neden başaramasın? 13 Nisan 2015/ HABER TÜRK Anaokullarda da müzik eğitimi verilecek ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eczacıbaşı Holding işbirliğiyle anaokullarında müzik eğitimini öngören "Dans Eden Notalar Projesi"ni hayata geçiriyor. MEB Basın Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'da imzalanan protokolle, anaokullarında müzik eğitimini hedefleyen "Dans Eden Notalar Projesi"nin ilk adımı atıldı. Çocuklarda müzik becerilerini destekleyecek deneyimler sunmayı amaçlayan "Dans Eden Notalar Projesi" kapsamında, bu yıl 10 pilot okulda 60 öğretmene, müzik öğretiminde yeterliliği artırmaya yönelik eğitimler verilecek. Eğitim sonunda öğretmenlerin görev yaptığı anaokullarına, uygulamayı kendi okullarında başlatabilmeleri için gereksinim duyacakları "Orff" enstrümanları sağlanacak. Öte yandan, MEB, yatılı bölge ortaokullarının fiziki şartlarının iyileştirilmesini hedefleyen ve Eczacıbaşı Holding'in desteği ile 2007 yılında başlatılan "Eczacıbaşı Hijyen Projesi"ni 5 yıl uzatma kararı aldı. 25 yeni okulun eklenmesiyle projeden faydalanan okul sayısı da 60'a ulaştı.

4 4 Bir yandan barajlarda kaçak avı önlemek için denetimler yapan Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri, diğer yandan da balık satış noktalarını denetleyerek zaman yasaklı balık satışına engel oluyor. Geçen hafta Başkent in barajlarında yapılan denetimlerde göletlere bırakılmış 4600 metre kaçak ağa el koyan denetim ekipleri, ağlara takılan sazan ve kadife balıklarını doğal yaşam ortamlarına bıraktı. Yayın Balığı, Kadife, Tatlı Su Levreği, Sudak, Mebusevler Mahallesi ni ziyaret eden Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Dr. Hadiye Tuncer Parkı içinde yenisi yapılan muhtarlık binası yapımını yerinde inceledi, muhtar Sevim Özsoylu ile çay içip mahallenin sorunlarını konuştu. Kısa sürede bitirilen binayı Muhtar Sevim Özsoylu ile birlikte gezen Taşdelen, verdikleri sözü tutarak Muhtarlık İletişim Merkezi ni kurduklarını ve muhtarlık binalarını yenilemeye başladıklarını ifade etti. Geçmişten bugüne belediye-vatandaş arasında önemli bir köprü olan muhtarlıkları hak ettikleri noktaya yeniden taşıyacaklarını belirten Taşdelen, öncelikle fiziki koşulların düzeltileceğini ve iletişim ağının güçlendirileceğini söyledi. Dönem sonuna kadar Çankaya'daki tüm muhtarlık binalarını yenileyeceklerini ifade eden Taşdelen, "Muhtarlık binalarımızı Yenimahalle Belediyesi Afacan ekmeğe karşı adlı çocuk oyunu ile ekmek israfına karşı çocukları küçük yaşta eğitiyor. 50. Yıl Dört Mevsim Tiyatro Salonu nda perde diyen ücretsiz oyun, ay sonuna kadar Yenimahalleli minikler için sahnelenmeye devam edecek. Nuray Ağaoğlu nun yapımcılığını üstlendiği, Alper Kılınç ın yönettiği oyunda Mor Çilek Fikir ve Sanat Atölyesi oyuncuları 6-12 yaş arası çocuklara keyifli bir gösteri sundu. İlçe sınırlarından yaklaşık 200 miniğin izlediği oyunda, Gözün değil, karnın doysun. Ekmek yiyeceğin kadar olsun Köprü olur, okul olur, yol olur, attığın ekmekle şehirler kurulur vurgusu yapıldı. Küçük tiyatro severlerin sık sık kahkahalara boğulduğu oyunda, ülkemizde 1 günde 5 milyon ekmeğin çöpe atıldığını anlatan tiyatrocular, miniklere mesajlar verirken ülkemizde yapılan ekmek israfının çarpıcı boyutlarını anlattı. Oyunun sonunda küçük seyircilerine masal kitabı dağıtan tiyatrocular, miniklerle fotoğraf da çektirdi. Siraz, ve Sazangiller grubu balıkların 15 Mart- 15 Haziran, Kerevit in 1 Ocak- 30 Haziran ve Karabalık ın 1 Nisan -30 Haziran tarihleri arasında avlanmasının yasak olduğunu hatırlatan Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhsin Temel, barajlarda yapılan denetimlerin yanı sıra balık satış yerleri ve balık halinde de etkin denetimler yapıldığını belirterek, geçen hafta balık halinde yapılan denetimlerde yönetmeliğe aykırı satıldığı tespit edilen yaklaşık 60 kg. balığa el koyduklarını ve bu balıkları satan işletmeler hakkında yasal işlem yaptıklarını yeniliyor, çaylarını içmeye geliyoruz. Bizim amacımız muhtarımızın da vatandaşımızın da mutlu olması. Fiziki yaşam koşullarını iyileştirerek yenilediğimiz muhtarlık binalarında gününün tamamını geçiren muhtarlarımızın konforlu bir ortama kavuşmaları mahalle sakinlerinin ziyaretlerine de olumlu yansıyacaktır" Dokusu en az değişen semtlerden birinde uzun zamandır muhtarlık yapmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Muhtar Sevim Özsoylu, Ata nın ebedi istirahatgahı Anıtkabir e komşu olan mahallesinin önemine değinerek, semte yapılan hizmetlerden dolayı Taşdelen e teşekkür etti. Yetersiz kaldığı ve eskidiği için yenilenen binanın kendisinin ilk kez seçildiği dönemde yapıldığını aktaran Muhtar Özsoylu, O dönemde de Çankaya da yapılan ilk muhtarlık binası Mebusevler e nasip olmuştu, bu beni ayrıca onurlandırdı şeklinde konuştu. Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin tarafından 2010'da başlatılan çalışmalar sonucunda 2011 yılında ISO Kalite Belgesi ve 2012 Aralık ayında ise TS ISO Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi belgesi alındı. Başkan Gazi Şahin tarafından Elmadağ Belediyesi toplantı salonunda yapılan açılış konuşmasının ardından, Türk Loydu Baş tetkikçileri İlker Gür ve Mehmet Besleme,Gökhan Göksu tarafından Belediyedeki birimler program dahilinde denetim için ziyaret edildi.elmadağ Belediyesi nin yaklaşık olarak 1 yıllık yapmış olduğu çalışmaları yerinde denetleyen Türk Loydu Vakfı İktisadi İşletmesi, Kalite Yönetim Sistemi Baş tetkikçileri yapılan periyodik denetiminin sonucunda birimlere tam not verdiler. Denetçiler Amaçlarının ille de uygunsuzluk veya bir suç bulmak olmadığını, söyledi. Sezon dışı yakalanan ve satışa sunulmaya hazırlanan 460 kg. sazan balığına ise güvenlik güçleriyle beraber bir ihbarı değerlendirerek el koyduklarını ifade eden İl Müdürü Temel, nakli gerçekleştiren kişilere gerekli yaptırımları uyguladıklarını söyledi. Gölet ve barajlarda balık varlığını korumaya yönelik kontrollerin titizlikle devam edeceğinin altını çizen Temel, satıcıları uyararak, küçük boyda ve sezon dışı balık satmamalarını, aksi takdirde ceza ile karşılaşacaklarını sözlerine ekledi. Taşdelen, muhtarlık binası yapımını inceledi Yenimahalleli miniklere ekmek israfı uyarısı Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri, av sezonunun bitip yasakların başlamasıyla harekete geçerek kaçak avcılara göz açtırmıyor. Kaçak balık avına izin yok Elmadağ Belediyesi kalite belgesi aldı yapılan çalışmaların kurum çalışanlarına ve İlçe halkına bir katma değer kazandırıp kazanmadığı belirlemek veya görünmeyen eksikliklerin giderilmesi hususunda yardımcı olabilmek adına yapıldığını belirttiler. 3 minör hata ile denetimlerini tamamladıklarını ve Birimlerin sisteme bağlılıklarından dolayı da tebrik ettiklerini belirtti. Başkan Şahin, "Kurumumuzun hedefleri müşterilerimize odaklı. Üstün ve kaliteli hizmet anlayışımızla, personelimize bilgisel anlamda yatırım yaparak, sürekli kendimizi yeniliyor, geliştiriyoruz. Belediyeciliğin hizmet anlayışı içinde kurum içi müşteri memnuniyeti eğitimlerine yoğunluk verdik. Kalite faaliyetlerini gerçekleştirecek bilgi ve beceriyi edinebilmeleri için personelimizi seminerler ve eğitim programlarıyla bilgilendirdik. Kurumsallaşmaya yönelik gerçekleştirdiğimiz bütün çalışmalarımızın ana hedefinde vatandaşa kaliteli hizmet sunmak yatıyor" diye konuştu. ANKARA Etimesgut un faaliyet raporu onaylandı Etimesgut Belediye Belediye Meclisi, 2014 yılı faaliyet raporunu görüştü. Meclisi açan Demirel, daha sonra yasa gereği görevi yönetmek üzere meclis başkanvekili Mesut Şahingöz e devretti. Raporla ilgili MHP adına Cemal Satılmış, AKP adına Hilmi Özer, CHP adına Grup Başkanvekili Süleyman Doğan görüş bildirdiler. Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, yapılan değerlendirmeler ve eleştirilere cevap vermek üzere kürsüye geldi. Demirel, muhalefet üyelerinin Görev süreniz boyunca ne yaptınız? sorusu üzerine şunları söyledi: Etimesgut ta nereye giderseniz gidin bizim yaptığımız hizmetleri görürsünüz. İlçemizdeki bütün çalışmaların altında bizim imzamız, bizim mührümüz vardır. Biz bu ilçeye, Türk Beyleri Kent Meydanı nı, Kent Konseyi Binası nı, Korkut Ata Kongre ve Kültür Merkezi ni, Atakent Sosyal Tesisleri ni, Göktürk Aile Yaşam ve Eğitim Merkezi ni, Ziya Gökalp Tesisleri ni, emekli evlerini, kreş ve etüt merkezlerini, işte bu belediye binasını, oteli, halk ekmek fabrikasını, kapalı Pazar yerlerini, 150 den fazla park ve yeşil alanı kazandırdık. Bu dönemde de yatırımlarımıza, hizmetlerimize devam ediyoruz. Özgecan Arslan Kadın Konukevi, Elvan Kapalı Yüzme Havuzu ve Aile Yaşam Merkezi, Engelsiz Yaşam Merkezi, Güzelkent Aile Yaşam ve Eğitim Merkezi ile birçok sosyal ve kültürel projeyi hemşehrilerimizin hizmetine sunmak için çalışıyoruz. Yukarı Yurtçu Mahallemiz de kapalı Pazar yeri, Etisem birimi ve zabıta merkezimizin yer aldığı projemizi tamamlamak üzereyiz. Yakında hizmete açacağız. Biz 1999 da görev geldiğimizde bu şehrin önüne bir vizyon koyduk; dedik ki Etimesgut u kültür ve sanat şehri yapacağız. Bu hedef doğrultusunda çok yol aldık. İşte yaptığımız tesisler, düzenlediğimiz Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali ve diğer sosyal kültürel etkinliklerimiz bu anlayışımızın ürünüdür. Festivalimizi daha geniş katılımla ve daha zengin içerikle düzenlemeye devam edeceğiz. Tesislerimizi, hizmetlerimizi yapmaya devam edeceğiz. Başkan Demirel, yapılan her hizmetin Belediye Meclisi nden alınan kararlarla yapıldığına dikkat çekerek, belediye meclis üyelerine ve belediye çalışanlarına teşekkür etti. Yapılan görüşmelerin ardından faaliyet raporu oylanarak ibra edildi. 90 bin kişiyi ağırladı Çankaya Belediyesi Hoş Geldiniz Masası 90 günde 48 bin 590 kişiye hizmet verdi. Vatandaşın bürokrasiden uzak bir şekilde işlemlerini sonlandırdığı birimde hizmet süresi en fazla 3 dakika 50 saniye. HABER MERKEZİ- Çankaya Belediyesi nin 40 kişilik uzman personelinin hizmet verdiği ve vatandaşı bürokrasiden uzak tutan Hoş Geldiniz Masası, kamu kurumlarındaki Bugün git yarın gel anlayışını da yok etti. Hoş Geldiniz Masası nın çalışmalarını yakından takip eden Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Vatandaş artık Çankaya da işini halletmek için tanıdık bulmak zorunda kalmıyor, katlarda dolaşmıyor. Çünkü Çankaya Belediyesi burada bütün Çankayalıya hoş geldiniz diyor. Birimin bugüne kadar yaptığı çalışmalar ve vatandaştan duyduğum memnuniyet bu birimin başarısını ortaya koyuyor Hoş Geldiniz Masası, işyeri açma ruhsat başvuru, hafta sonu çalışma izin belgesi, emlak rayiç değeri öğrenme, sicil birleştirme, borç ödeme, borcu yoktur belgesi alma, imar başvurusu ve imar durum bilgisi alma işlemlerinde vatandaşın işini kısa sürede çözüyor yılının ilk üç ayında birime yapılan başvuru incelendiğinde; ruhsat işlemlerinden 9 bin 480, mali hizmetlerden 8 bin 771, imar durum bilgilenmeden 4 bin 669, imar işlemlerinden 5 bin 821, vezneden ise 17 bin 69 kişinin yararlandığı görülüyor. İlk üç ayda dilekçe kabule ise 2 bin 780 başvuru yapıldı.

5 ANKARA 5 Güncel sohbet RÖPORTAJ KENAN ERGEN HABER FOTOĞRAF KENAN ERGEN MNG Kargo, 12. kuruluş yıl dömnümünü Rixos Hotel'de iş ortakları ve çalışanlarının katıldığı gala gecesi ile kutladı. Gala gecesi öncesi basın toplantısı düzenleyen MNG Kargo Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Aslan Kut, katılımlarından dolayı tüm basın mensuplarına teşekkür etti. Kut, "Bugün Türkiye'de 15 bölge müdürlüğü, 26 aktarma merkezi, 880'ün üzerindeki yaygın dağıtım ağı, 2 bin 200'den fazla kara taşıma aracı ve 8 bin'i aşkın çalışanımız ile günde 600 bin adrese dünya standartlarında hizmet götürmekteyiz. Otomosyon sistemiyle 3500 olana kargo kapasitesini e çıkardık. Öncelikli kargo, akşam kargosu, gün içi kargo teslimi gibi ayrıcalıklı hizmetlerimiz de bulunuyor. İLKLERE İMZA ATTIK Bayan sürücü, bayan kurye, araçlarda raf sistemi, havayolu taşımacılığı gibi bir çok ilklere imza attıklarını belirten Kurt, Ayrıca, hızlı hava taşımacılığı kategorisinde dünya lideri olan FedEx Express'in 220 ülkedeki global hizmet ağına entegre çalışıyoruz. İnovasyon yatırımlarımız, müşterilerimize sunduğumuz yeni ürünler ve güçlü dağıtım ağının sağladığı sinerji, MNG Kargo'nun sektöründe en büyük oyunculardan birisi olma başarısını güçlendirmektedir. Hedefimiz, MNG Kargo'yu orta vadede 'dünya markaları' ligine taşımaktır."diye konuştu. MNG Kargo, 12'nci kuruluş yıl dönümü kapsamında, Gaziantep, Antalya ve İzmir'den sonra Ankara da da gala gecesi düzenledi. 5'inci ve 10'uncu hizmet yılını dolduran MNG Kargo çalışanlarına plaket takdim edilen gala gecesinde, sanatçı Fatih Erkoç sahe aldı. MNG Kargo; 12. yılını Gaziantep, Antalya ve İzmir'den sonra Ankara da da kutladı Kargocular galada buluştu ÇANKAYA DA Çankaya Belediyesi örnek projelere imza atmaya devam ediyor. Çankaya nın yeni projesi Pony Park şimdiden Ankaralıların yeni heyecanı olmaya başladı. Ankara nın en büyük kent içi parklarından biri olan Çukurambar daki Çansera Kent Bahçesi nin içine kurulacak olan Pony Park, 2 bin 500 metrekarelik alanının yanı sıra 18 x 36 metrelik manej alanı ile hizmet verecek. Çankaya Belediyesi, çocuklar için hem spor ve eğlence hem de sosyal eğitim imkânı sunacak olan Pony Park ı Haziran ayında bitirmeyi planlıyor. HEM EĞLENCE HEM EĞİTİM Spor literatüründe hayvan ve insanın birlikte yapabildiği tek spor olarak tarif edilen biniciliğin ilk adımı olarak da görülen pony kulüpler, Amerika ve Avrupa da bir hayli yaygın. Türkiye de de son dönemde özel girişimciler aracılığıyla kurulmaya başlanan pony kulüplerde çocuklar sadece ata binmeyi öğrenmiyorlar. FATİH ERKOÇ KONSERİ Kurt, "Bu ülkeyi sevmek yetmez. Çok çalışmak, başarmak ve bu ülkenin insanıyla bütünleşmek gerek. Biz 2003 yılında bu anlayışla yola çıktık. Türkiye'nin potansiyeline inandık, müşterilerimiz bize güvendi. Her yıl yeni yatırımlar yaptık, iş ortaklarımız ve çalışanlarımızın verdiği güçle büyüdük" şeklinde konuştu. MNG Kargo iş ortaklarının katılımıyla düzenlenen gala gecesinde, sanatçı Fatih Erkoç şarkılarıyla eğlenceli anlar yaşattı. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Aslan Kut, gala gecesinde 5'inci ve 10'uncu hizmet yılını dolduran MNG Kargo çalışanlarına plaket takdim etti. HEYECANI Bindikleri hayvanın bakımıyla da yakından ilgilenen çocuklar sorumluluk duygusu; empati ve sorunları çözmede analitik düşünme yeteneklerini geliştiriyorlar. Çocuklardaki hayvan sevgisi ve özgüven duygusunu da geliştiren pony kulüpler ayrıca sundukları özel rehabilitasyon programları sayesinde zihinsel engelli çocukların terapi almasını da sağlıyor. At ve pony bakımı ile binicilik sporunu yaygınlaştıracak olan park, Ankaralı miniklere alternatif bir spor imkânı da sağlamış olacak. Mamak ın 2014 faaliyetlerine onay Mamak Belediyesi nin 2014 yılı Faaliyet Raporu, nisan ayı meclis toplantısında 2014 yılı Faaliyet Raporu oy çokluğu ile onaylandı. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül başkanlığında gerçekleşen toplantıda Akgül, belediyenin 2014 yılında yaptığı hizmetleri ayrıntılarıyla anlattı. Mamak Belediyesi nin bir yıllık faaliyetlerinin müdürlük çalışmaları çerçevesinde özetlendiği rapor, gündemde ele alınarak tartışıldı. Faaliyet raporu hakkında söz alan Akgül, 2009 yılında 80 milyon gelir bütçesi ile devraldıkları belediye bütçesini 2014 yılında 220 milyona yükseltilerini kaydederek, mali disiplini sağladıklarının altını çizdi. Belediye olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini vurgulayan Akgül, belediye bütçesini üç kat artırarak, 30 a yakın dev tesisi ve Mamak ta ilkleri ilçeye kazandırdıklarını söyledi. Gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri ile Mamak ta büyük bir değişim ve dönüşüm hamlesi yaşandığını belirten Akgül, vatandaşlara daha iyi hizmet edebilmek için mesai kavramı gözetmeksizin gece gündüz çalıştıklarını söyledi. Akgül, Bugün Mamak'ı Ankara'nın en çok konuşulan ilçelerinden biri haline getirdik. Mamak'ın sorunlarının çözülebileceğini gösterdik. Mamak'ı bir taraftan dönüşüm çalışmaları, diğer taraftan da yaşam kalitesi, eğitim, kültür, sanat, ulaşım, spor altyapısı ve çevresiyle bir marka haline getirerek, kentleşme bilincini oluşturduk Kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde Mamak halkına en iyi hizmeti vermeye çalıştıklarını ifade eden Akgül, belediye meclisinin de hizmetlerdeki katkılarını hatırlatarak, emeği geçenlere teşekkür etti. Akgül, Çalışmalarımızın belediye çalışanlarımızın özverisi, vatandaşlarımızın desteği ile gerçekleşeceğine inancımız tamdır. Bu faaliyet yılı içinde emeği geçen herkese destek ve katkılarını esirgemeyen Meclis üyelerimize teşekkür ediyorum Bilgi Evleri ne bağımlılık semineri Mamak ta evde sağlık hizmeti sürüyor Mamak Belediyesi nin Evde Muayene ve Sağlık hizmeti vatandaşlara sağlık ulaştırmaya devam ediyor. Yaşlı, engelli ve kimsesiz vatandaşlara yönelik olarak gerçekleştirilen Evde Muayene ve Sağlık Hizmeti nden bu güne kadar on binlerce vatandaş faydalandı. Hizmet çerçevesinde hastalardan; kan alımı, muayene, enjeksiyon, pansuman, serum, sonda, kan şeker ölçümü, kolostomi bakımı yapılıyor. Ayrıca ihtiyacı olan hastalara yönelik mama, hasta bezi, yatak koruyucu, havalı yatak ve tıbbi malzeme desteği de sağlanıyor. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül: Sağlık gibi son derece hassas bir konuda ekiplerimiz Mamaklı vatandaşlarımıza destek sağlıyor. Kimsesi olmayan, yaşlı ve engeli bulunan yani sağlık hizmetlerine ulaşmakta güçlük çeken vatandaşlarımızın ayağına giden sağlık ekipleri düzenli kontrollerini gerçekleştiriyor. Sağlık hizmeti vatandaşlarımız arasında büyük bir memnuniyetle karşılanıyor Uzman ekipler tarafından yürütülen sağlık hizmetinden faydalanmak isteyen vatandaşlar doğrudan Mamak Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü ne müracaat edebilecekleri gibi Alo Mamak , , ve i arayarak hizmet talebinde bulunabiliyor. CHP Mamak ta seçime hazır MİHRİBAN DEMİREL-CHP Mamak İlçe Başkanlığı, Vedat Dalokay Salonunda 7 Haziran Genel Seçimi öncesi partililerle bir araya geldi. Katılımın yoğun olduğu toplantıya CHP Ankara İl Başkanı Adnan Keskin ve İl yöneticileri, CHP Ankara Milletvekili Adayları ve çok sayıda partili katıldı. CHP Mamak İlçe Başkanı Adnan Keskin yaptığı açılış konuşmasında bütün fikirlere açık olduklarını ve yapıcı bütün önerilere ihtiyaçları olduklarını belirtti. Toplantısında konuşma yapan CHP Ankara İl Başkanı Adnan Keskin, 8 Haziran da Türkiye Cumhuriyeti nin Başbakanı İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroglu olacaktır. Kendiside Önseçime girerek bizi buna inandıran Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu dur. 29 Mart ta gerçekleştirdiğimiz Önseçimde Mamak a geldiğimizde okul bahçesindeki atmosferi görünce çok heyecanlandım. Mamak çok Türk Polis Teşkilatı nın 170. Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal ve beraberindeki heyet, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar ı ziyaret etti. Ziyarette kabulünden dolayı Vali Kılıçlar a teşekkür eden Emniyet Müdürü Kartal, teşkilat hakkında bilgi verdi. Yaklaşık 20 bin personelle 24 saat esasına göre aksaksız bir güvenlik hizmeti verildiğini söyleyen Kartal, bu hizmetleri en üst seviyede gerçekleştirmenin gayreti içinde olduklarını sözlerine ekledi. Ankara Valisi Sayın Mehmet Kılıçlar, ziyaretten memnuniyet duyduğunu ifade ederek, Emniyet Müdürü Kadri Kartal ın şahsında ilimizde görev yapan tüm güvenlik personelinin haftasını kutladı. güzel bir sınav verdi. İşte bu heyecan 8 Haziranda bizi iktidara taşıyacak heyecandır. Bu seçimde biz sadece Mamak ta değil tüm Ankara da 1. parti olacağız. 7 Haziran seçimlerine çok iyi hazırlanıyoruz. Kurduğumuz ekiplerimizle kapı kapı gezerek çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız diye vurguladı. Emniyet Müdürü Kartal dan VALİ KILIÇLAR A ZİYARET Vali Kılıçlar, Polis Teşkilatı nın, kurulduğundan bu yana, halkımızın huzur ve güveninin teminatı olduğunu ifade ederek, emniyet güçlerimizin ortaya koyduğu özverili çalışmaların sonucunda, vatandaşlarımızın takdirini kazandığını söyledi. Mamak Belediyesi madde bağımlılığı tehlikesine karşı eğitim gören gençleri bilgilendirmek için Mamak Belediyesi Bilgi Evleri nde bir dizi seminer başlattı. Seminerlerin ilki Ahmet Yesevi Bilgi Evi nde düzenlendi. Bağımlılık yapan maddeler ve bunların ortaya çıkardığı zararların anlatıldığı seminere öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Sosyal Hizmet Uzmanı Hilal Gürpınar tarafından verilen seminerde, madde bağımlılığının tehlikelerine karşı öğrencileri bilgilendiren Gürpınar, gençleri uyuşturucu maddelere karşı uyardı. Madde bağımlılığından gençleri korumak için belediyelere görev düştüğüne dikkat çeken Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, anne ve babaların çocuklarının davranış değişikliklerini dikkatli gözlemlemesi gerektiğini söyledi. Akgül, Mamak Belediyesi olarak gençlerimizin enerjisini, kültür ve sanata, bilim ve spora yönlendiriyoruz. Gençlerimizin arkadaş çevrelerine ve ortamlarına dikkat etmek, davranış bozuklukları yaşayıp yaşamadıklarına dikkat etmek de ailelere ve okul yönetimine düşüyor. Çocuklarınızı madde kullanımına karşı korumak ve kötü niyetli insanların onlara yaklaşmasını engellemek için çocuklarınıza zaman ayırın Biyolojik, sosyal ve ruhsal boyutları ile bir sağlık sorunu olan madde bağımlılığının Türkiye de kullanma yaşının 13 e indiğine dikkat çeken Gürpınar, öğrencilere bağımlılık yapan maddelerden korunmanın yöntemlerini anlattı. Öğrencilere uyuşturucu ve bağımlılık yapan maddelerin neler olduğunu, ilaçların düzenli ve doktor tavsiyesi dışında kullanılmaması gerektiğini anlatan Gürpınar, alkolün de madde bağımlılığına iten bir etken olduğunu sözlerine ekledi.

6 6 ANKARA Okullarda Yaşayan Değerlerimiz projesi sayesinde okudukları okula adını veren tarihi değerleri özümseyen, gençler, bu defa Şair Yazar Nuri Pakdil i hem yakından tanıma hem de bizzat tanışma fırsatını buldular. Pet şişeler geri dönüşüme kazandırılacak Keçiören Belediyesi, kirlilik oluşturan pet şişeleri geri dönüşümde kullanmak için harekete geçti. Nuri Pakdil Keçiörenli gençlerle bir araya geldi Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi nde düzenlenen programı Nuri Pakdil Anadolu Lisesi öğrencileri hazırladı. Nuri Pakdil in de katıldığı etkinliği Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Keçiören Kaymakamı Nusret Dirim, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kılıçgil ve çok sayıda öğrenci izledi. Program konuşmalardan önce Nuri Pakdil in biyografisini anlatan sinevizyon gösterisi ile başladı.öğrencilerin okudukları okula ismini veren büyük düşünür ve yazar Nuri Pakdil ile tanışma fırsatı buldukları için şanslı olduklarına dikkat çeken Başkan Mustafa Ak, Nuri Pakdil Anadolu Lisesi öğrencileri olarak Nuri Pakdil e vereceğiniz en güzel hediye onun gibi iyi bir düşünür, yazar, edebiyatçı ve entelektüel olmanızdır. Sizlere onu daha iyi anlamanız için eserlerini dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum, çünkü Türkiye nin düşünce hayatına fener tutmuş önemli bir değerimizdir diye konuştu. Nuri Pakdil in eserleri ile üniversite yıllarında tanıştığını anlatan Başkan Ak, Düşünce dünyamda makas değiştirmeme vesile oldu. Bizler ondan çok daha fazla eser bekliyoruz. Cenab-ı Allah kendisine uzun ömürler versin. Uyguladığımız bu proje sadece Ankara ya değil, tüm Türkiye ye örnek oluyor. Eğitim bizim önceliğimizdir, çok önemlidir bunun için elimizden geldiği kadar eğitime ve eğitim camiasına destek oluyoruz olmaya da devam edeceğiz mesajlarını verdi. Kaymakam Dirim ise, Okullarımızda Yaşayan Değerlerimiz projesi sayesinde Türkiye nin fikir ve kültür hayatına ciddi katkılar sağlamış değerlerin gençlerle buluşturulduğunu kaydederek Hala üretime devam eden ve yolumuzu aydınlatan büyüğümüze uzun ömürler diliyorum. Sizin ona vereceğiniz en büyük hediye onun fikirlerini alıp yeni Nuri Pakdil olmanızdır diye konuştu. Gençlerin 41 eseri olan Nuri Pakdil i aynı zamanda 7 Güzel Adam adlı televizyon dizisinden tanıdığını hatırlatan Mustafa Kılıçgil, Kendisi ilkokuldan beri okuyup, okuduğunu kağıda döken bir şairimizdir. Böyle güzel insanlarımızın duygu ve düşüncelerini örnek alarak sizler de duygu ve düşüncelerinizi yazarsanız geleceğin iyi edebiyatçıları olursunuz Nezaket Okullarından kıyafet ve oyuncak bağışı Pursaklar Belediyesi Nezaket Okulu öğrencileri büyük bir sorumluluk örneği gösterdi. Öğrenciler, giyim malzemesinden oyuncaklara kadar birçok ürünü mağazalardan satın alıp, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için harekete geçti. Aldıkları çok sayıda ürünü hediye paketi haline getirip öğretmenlerine teslim eden çocuklar, İhtiyaç sahiplerini unutmuyoruz mesajı verdi. Nezaket Okulu öğrencilerinin getirmiş olduğu ürünler kayıt altına alınarak kolilere yerleştirilip, Pursaklar daki Deniz Feneri Derneği yetkililerine teslim edildi. Deniz Feneri tarafından teslim alınan ürünler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Nezaket Okulu Müdürü Hazım Öztürk, öğrencilerin ve velilerin göstermiş olduğu sorumluluk örneğini takdir ettiklerini belirterek teşekkür etti. Nezaket Okulu öğrencileri daha önce de Suriyeli göçmenler için yardım kampanyası düzenlemişti. Keçiören Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün başlattığı "Hem doğayı koru hem de sokak hayvanlarını" projesi kapsamında ilçeye yerleştirilen makinalar sayesinde sokak hayvanları aç kalmayacak, pet şişeler de görüntü kirliliği oluşturmayacak. Atık pet şişe ile çalışan makinalarla doğada kaybolmayan plastikler değerlendirilerek, başka bir canlının hayatta kalmasına destek olunacak. Özellikle yaz döneminin yaklaşmasıyla içecek su bulamayan sokak hayvanlarına umut olacak makinenin çalışma sistemi ise şöyle; pet şişe girişi bölümünden pet şişe atıldıktan sonra alt bölümlerdeki yemlik ve suluk bölümlerine otomatik olarak bir hayvanın besleneceği oranda su ve yem iniyor. Böylece sokakta yaşayarak susuzluk ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan hayvanların beslenmesine yardımcı olunuyor. Projenin bir faydası da pet şişelerin atıl duruma düşmesinin önüne geçilmesi ve geri dönüşümde değerlendirilmesi... Ankara'da ilk olan proje ile ilgili Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak şunları söyledi; "Keçiören Belediyesi çevre konusundaki öncülüğünü sürdürüyor. Çevre Çiçekleri hareketimiz ile Türkiye'nin en büyük çevre seferberliğini başlattık ve bu projeye yardımcı olacak birçok projeyi de hayata geçirdik. Sokak hayvanlarının açlık ve susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalması ile pet şişelerin çevre kirliliği oluşturması gerçeğini "Hem doğayı koru hem de sokak hayvanlarını" projesinde birleştirdik. Bu sayede tüm canlıların Keçiören'de değerli olduğunu ve geri dönüşümle çevre kirliliğinin önüne geçileceğini bir kez daha gösterdik." Pursaklar da hanımlar bilgisayarda yarıştı Okul müdürleri Ulucanlar'ı gezdi Vatandaş ve belediye işbirliği Altındağ Belediyesi, Altındağlı vatandaşların sosyal medyadan yaptığı bildirimler üzerine harekete geçti. Altındağ ın ara sokaklarında ve caddelerinde, özellikle Önder Mahallesi nde, Abdullah Tokur Ortaokulu ve civarında, kış şartları nedeniyle bozulan, çöken ve yıpranan noktaları bir bir tespit eden ekipler, geniş çaplı onarım çalışması gerçekleştirdi. Kış şartları ve kar küreme çalışmaları nedeniyle yolların yıprandığını, bazı noktalarda çukurlar ve çökmeler oluştuğunu belirten Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki Şu anda mevsim koşulları gereği malzemeli bakım ve onarım çalışması yapıyoruz. Mevsim şartları daha uygun hale geldiğinde Altındağ ın genelinde geniş çaplı asfaltlama çalışması yapacağız. Özellikle ara sokaklarda bulunan çöküntü noktalarına müdahale eden ekipler, bozulan ve yıpranan yolları titizlikle onardı. Çalışmalar Önder Mahallesi nde daha da yoğunlaştı. Vatandaşlarla kurulan işbirliğinin her zaman olumlu sonuçlar doğuracağına dikkati çeken Başkan Tiryaki, Altındağlı vatandaşlara verdikleri destekten dolayı teşekkür etti. Ankara nın en fazla ziyaret edilen müzesi olma unvanını elinde bulunduran Ulucanlar Cezaevi, ziyaretçi akınına uğruyor. Ulucanlar Cezaevi Müzesi, bu sefer de Altındağ da görev yapan okul müdürlerine kapılarını açtı. Altındağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen gezinin adresi Ulucanlar Cezaevi Müzesi oldu. Altındağ da görev alan okul müdürlerinin, çalıştıkları ilçeyi tanıması amacıyla düzenlenen gezide Ulucanlar Cezaevi Müzesi ilk sırada yer aldı. Yaklaşık 150 okul müdürü, Ulucanlar Cezaevi Müzesi ni gezdi. 4 gün boyunca 4 grup halinde geziye katılan okul müdürleri, Ulucanlar Cezaevi ne hayran kaldı. Okul müdürlerinin ortak görüşü Ulucanlar Cezaevi Müzesi nin Türk siyasi ve edebi tarihine ışık tuttuğu yönündeydi. Müzenin özellikle öğrenciler tarafından mutlaka ziyaret edilmesi gerektiğini söyleyen okul müdürleri, gezinin oldukça faydalı olduğunu belirtti. Okul müdürleri, Ulucanlar Cezaevi nin restore edilmesini sağlayan ve bu kültürel mekânı Ankara ya kazandıran Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki nin önemli bir iş başardığını da sözlerine ekledi. Pursaklar Belediyesi Nezaket Hanımevi ndeki bilgisayar sınıfı kursiyerleri öğrendikleri bilgilerle bir yarışma düzenledi. En İyi Slaytı Ben Yaparım yarışmasına çok sayıda kursiyer katıldı. Kursiyerlerin kendi seçtikleri konular üzerine yaptıkları slayt çalışmaları jüri üyeleri tarafından değerlendirildi. Aralarında Pursaklar Belediyesi Nezaket Hanımevi, Anneler Günü, Kutlu Doğum Haftası, Tarihimizdeki İlkleri Başarmış Türk Kadınları, İletişim ve Obezite gibi konularla yarışmaya katılan kursiyerler birinci olabilmek için bilgisayar yeteneklerini konuşturdu. Jüri üyelerinin değerlendirmesi sonucu Kutlu Doğum adlı çalışmayla Ayşe Ünlüel birinci, Anneler Günü adlı çalışmayla Fulya Ünal ikinci ve Pursaklar Belediyesi Nezaket Hanımevi adlı çalışma ile Rukiye Mehmetoğlu üçüncü oldu. Dereceye giren hanımlara çeşitli hediye verildi. Böyle bir yarışmanın kendilerine özgüven sağladığını belirten kursiyerler, hizmetlerden dolayı Belediye Başkanı Selçuk Çetin ve emeği geçenlere teşekkür etti.

7 7 EKONOMİ İSTANBUL - İSO'dan yapılan açıklamaya göre, deri sanayi meslek komiteleri ve sivil toplum kuruluşları katkılarıyla oluşturulan "Deri ve Deri Ürünleri İmalatı Sektör Raporu" açıklandı. Buna göre Türkiye'nin döneminde deri ve deri ürünleri imalatı sanayi üretimi yüzde 16,7 arttı. Sektörün ihracatı yaklaşık iki kat artarak 1,90 milyar dolara, katma değeri de iki kat artışla 1,63 milyar liraya yükseldi. Sektörün Türkiye'nin toplam ihracatı içindeki payı 2013 yılında yüzde 1,25 oldu. Rapora göre, dünya deri ihracatı içindeki payı 2013 yılı itibarıyla yüzde 0,79 olan Türkiye, ihracatta 10. sırada yer aldı. Alt sektörler bazında dünya ihracatı içinde en yüksek paya sahip grup, yüzde 7,7 ile kürk giyim eşyası olurken, Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı 508 milyon dolar ile Rusya, diğer büyük ihracatçı pazarlar 131 milyon dolar ile İtalya ve 114 milyon dolar ile Almanya olarak yer aldı. Dünya deri ihracatının lider ülkesi Çin'i, İtalya, Hong Kong, Fransa ve Almanya izledi. Deri ithalatının lider ülkesi ise 30 milyar dolar ile ABD oldu. Rapora göre, deri sanayinde kişi başı üretim Bakan Şimşek: Bankaları hırpalamak son derece yanlış İSTANBUL - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk bankacılık sisteminin bugün dünyaya örnek olabilecek bir sistem olduğunu belirterek, "Davos'ta uluslararası ortağı olan, Türkiye'de de faaliyet gösteren bazı global bankaların üst düzey yöneticileri gelip randevu istediler. Bazıları 'Biz Türkiye'den bu kadarını beklemiyorduk. Bir bankaya hissedar olduk, sistemleri o kadar ileri ki, bütün küresel ağımıza o sistemleri taşıdık' diyorlar" Şimşek, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından ortaklaşa düzenlenen "MASAK-TBB Çalıştayı"nın açılışında yaptığı konuşmada, bankaların bilgi paylaşımı ile ilgili, "Müşterilerinizi iyi tanıyacaksınız, gerektiğinde alınan bilgileri otorite ile paylaşacaksınız. Kayıtları sonradan istenebilir diye saklayacaksınız. En önemlisi de şüpheli işlem bildirimi..." ifadelerini kullandı. Şimşek, 2016 yılı temmuz ayında, kara para aklanmasıyla mücadele amacıyla oluşturulan Egmont Grubu'nun Genel Kurulu'nun ilk defa Türkiye'de yapılacağını, buraya 150 ülkenin mali istihbarat birim temsilcinin katılacağını söyledi. Türkiye'nin itibarının ve kredibilitesinin iyi olmasının, bankacılık sektörü açısından olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Şimşek, "Yani şöyle bir şey düşünebiliyor musunuz? Türkiye kötüye gidecek, bankalar hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edecek. Böyle bir ile ölçülen verimlilik döneminde yüzde 7,9 geriledi. Ayakkabı imalatı yüzde 32,9 ve derinin tabaklanması üretimi yüzde 2,3 artarken, giyim eşyası üretimi yüzde 21,3 düştü. Bu gerilemede özellikle kürkten giyim eşyası ve saraciye üretimi etkili oldu. DeRİDe 19 STRATejİk hedef BeLİRLeNDİ şey mümkün değil" şeklinde konuştu. Dünyada yüzlerce, hatta binin üzerinde bankanın battığını anımsatan Şimşek, ülkelerin eğitimine, altyapısına, sağlığına gitmesi gereken kaynakların bankaların kurtarılmasına harcandığını dile getirdi. Son yıllarda sektöre yönelik önemli düzenlemelerin yapıldığına işaret eden Şimşek, "Zaman zaman da şunu sormuyor değiliz aslında; küresel ölçekte acaba ipin ucu biraz kaçtı mı? Acaba düzenlemeler gerçek anlamda finansal aracılığı sınırlıyor mu?' " ifadelerini kullandı. Şimşek, alanların denetiminin önemli olduğunu, ama bazı durumlarda aşırıya kaçıldığı zaman başka alanların açıldığını anlattı. TBB Başkanı Hüseyin Aydın'ın konuşmasında değindiği hususları önemsediğini vurgulayan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Sektörle birlikte çalışacağız, sektörün sağlığını önemsiyoruz. Sektör üzerinde bazı yüklerin aracılık noktasında etkinliği sınırladığının farkındayız. Bunların hepsi zaman meselesidir, mali alan meselesidir. Bütün reformlarda olduğu gibi zamanlama ve sıralama çok önemlidir. Doğru yaparsanız o zaman arzuladığınız sonuçları elde edersiniz. Doğru yapmazsanız maalesef bazen o reformlar ya sakat doğabiliyor ya da sonunu getiremiyorsunuz. Her ne kadar iyi niyetle yola çıksanız dahi, bu reformlardaki zamanlamayı ve sıralamayı iyi yapmak gerekiyor." İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) hazırladığı "Deri ve Deri Ürünleri İmalatı Sektör Raporu"na göre, Türkiye'nin dönemi deri sanayi ihracatı iki kat artışla 1,90 milyar dolara yükselirken, katma değer de aynı oranda artarak 1,63 milyar lira oldu. Türkiye nin deri ihracatı ikiye katladı Raporda, Türkiye deri ve deri ürünleri imalatı sanayinde belirlenen 19 stratejik hedef şöyle sıralandı: "Hayvancılığın desteklenmesi, deriye et ve süt kadar önem verilmesi, ham, yarı işlenmiş ve işlenmiş kürk postu ithalatında ve üretiminde yüzde 20 ÖTV'nin kaldırılması, yüzde 18 KDV'nin yüzde 8'e indirilmesi, KKDF'nin vadeli ithalatta yüzde 1'e indirilmesi, yurt içinde olmayan malların ithalatında kaldırılması, aksesuar yan sanayinin geliştirilmesi, firmaların iş gücü kamu yüklerinin azaltılması, indirimli enerji fiyatı uygulanması, teşviklerde 6. bölgede uygulanan desteklerin deri OSB'lerinde de aynen uygulanması, çevre yatırım ve harcamalarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesi ile desteklenmesi, OSB dışındaki doğal kümelenmelerin ıslah OSB niteliğinde statüye kavuşturulması, Turquality ve Marka Destek Programı'na deri sektörünün katılımının arttırılması, 2023 yılında 10 milyar dolar ihracat yapılması, özel faturalı ihracatın resmi ihracata dahil edilmesi, üreticiihracatçıya ÖTV iadesi yapılması, Rusya'ya ihracatta referans fiyatlarının ve geçiş maliyetlerinin düşürülmesi, DİR kapsamında izin verilen döviz kullanım oranının yüzde 75'e yükseltilmesi, doğal deri ile suni deri ayrımına ilişkin tüketici bilincinin arttırılması, nitelikli insan kaynakları yetiştirilmesi ve zanaatkarlığın korunması, çalışma hayatına ilişkin düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve ilave yüklerin azaltılması, saraciyede alışta yüzde 18, satışta yüzde 8 KDV'den kaynaklı sorunların giderilmesi, ithalatta ürün kalitesi denetimlerinin etkinleştirilmesi, indirimlerin düzenlenmesi, kayıt dışı denetimlerin artırılması ve fikri mülkiyet haklarının etkinleştirilmesi." Açıklamada görüşlerine yer verilen İSO Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, raporun deri imalat sanayi sektörünün rekabet gücünü artmasına ve kurumsal iş birliklerinin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla hazırlandığını belirterek, "Bu rapor, gelecekte yürütülecek daha ileri araştırmalara ve geliştirilecek yeni politikalara ışık tutacak" ifadelerini kullandı. GAP ta yatırımların meyvesi alınacak GAP Bölge Kalkınma İdaresi (BKİ) Başkanı Sadrettin Karahocagil, "GAP'a yapılan milyarlarca dolarlık yatırımın karşılığını yeni dönemde almayı hedefliyoruz" ŞANLIURFA - Karahocagil, Valililik konferans salonunda düzenlenen GAP Bilgilendirme Toplantısı'nda, bölgede enerji, sulama ve turizm yatırımlarının sürdüğünü belirtti Eylem Planı döneminde daha çok alt yapı yatırımlarının ön plana çıktığını hatırlatan Karahocagil, "GAP'a bu süreçte 15 milyar lira harcandı. Yeni eylem planıyla da 27 milyar liralık bir ödenek öngörülüyor. Oldukça ciddi bir rakam ve bunu da iyi değerlendirmemiz gerekiyor" Karahocagil, yeni dönemde kamu ve sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanacak önemli projelerin finansmanına katkı sağlanacağına işaret etti. Bölgedeki insan ve kurumların kapasitesini artırmayı hedeflediklerini vurgulayan Karahocagil, şöyle konuştu: "GAP Eylem Planı'nın ilki daha çok alt yapıya yönelikti. Şu anda yaklaşık 900 kilometrenin üzerinde bir ana kanal var. Daha yapılacak olan var ama ana kanalların ciddi bir bölümü tamamlandı. Yeni dönemde de ana kanaldan şebekeler aracılığıyla tarlaya suyun indirilmesi planlanıyor. Dolayısıyla alt yapı yatırımlarından doğan potansiyeli değerlendirmek istiyoruz. GAP'a yapılan milyarlarca dolarlık yatırımın karşılığını yeni dönemde almayı hedefliyoruz. Bu anlamda yeni eylem planı daha çok insan üzerine odaklıdır." Karahocagil, yeni dönemde eğitim, sağlık ve belediyelere yönelik desteklerini de artıracaklarını ifade etti. Vali İzzettin Küçük de GAP sayesinde bölgenin büyük bir dönüşüm geçirdiğini söyledi. Yeni planda özellikle kültür ve turizm projelerine önem verildiğini aktaran Küçük, "Geçmişte bölgedeki yatırımlarda yaşanan aksaklıkların giderilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verildi" şeklinde konuştu. ARA-SIRA Nurullah AYDIN na741954@gmail.com EYLEMLİ ÇÖKERTME SÜRECİ VE YENİ GLADİO Medyaya, Bürokrasiye, Orduya, Yargıya, Eğitime, Emniyete, İstihbarata, Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne yapılan operasyon, psikolojik savaş aşamasından eylemli çökertme aşamasına geçmiştir. Zihinsel ve fiziksel ucube tipler işbaşında! Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ilk kurulduğu zaman adı Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) idi. Türkiye nin 1951 de NATO ya girmesinin bir sonucu olarak 1952 yılında ordu bünyesinde kuruldu. NATO ya giren tüm ülkelerde benzer örgütler kurulmuştu. Bu örgütler sayesinde ABD, üye ülkeleri NATO aracılığıyla denetim altında tutacaktı. Giderlerini ABD nin karşıladığı bu örgütler, NATO nun gizli örgütü olan Süper-NATO nun, yani Gladyo nun denetimi altında idiler. Türkiye deki örgütün çekirdek kadrosunu Kore den dönen ve Gayri Nizami Harp stratejisini öğrenmiş olan subaylar oluşturdu. Kurulun gizli görevi, Türkiye de Amerika karşıtı bir rejim değişikliğini engellemekti. Aynen diğer NATO ülkelerinde olduğu gibi. Ama STK nın görünürdeki amacının Sovyet istilasına uğrayan bölgelerde direnişi örgütlemek olduğu söyleniyordu Plana göre, yurt çapında çeşitli yerlere silah gömülecek, istila anında önceden belirlenmiş kişiler bu silahları çıkararak direniş başlatacaklardı. Bunun için, topluma sürekli Sovyet tehdidi propagandası yapılıyordu. CIA ve Adnan Menderes hükümeti arasında imzalanan 1959 tarihli bir anlaşmada, Gizli Ordunun rejime karşı iç ayaklanma durumunda harekete geçirileceği belirtiliyordu. Seferberlik Tetkik Kurulu nun ismi 1965 yılında Özel Harp Dairesi (ÖHD) oldu. Daire, ABD nin kontrolünde uzun yıllar Kontrgerilla (Gladyo) olarak hizmet verdi. Daire nin resmi varlığı, 1974 yılında Genelkurmay Başkanı Semih Sancar ın Başbakan Ecevit ten acil bir ihtiyaç için para istemesiyle ortaya çıktı. Bu süre içinde; faili meçhul cinayetler, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum türünden provokasyon ve katliamlar, Kültür Sarayı sabotajı, Sirkeci, Yeşilköy bombalamaları, aydınların suikastlerle öldürülmeleri hep bu örgüt tarafından gerçekleştirildi. Çünkü TSK, böyle yapmakla Sovyetlere karşı Türkiye nin bağımsızlığını savunduğuna ve ABD nin stratejik müttefikimiz olduğuna inandırılmıştı Beyinleri yıkanan TSK mensuplarının gözü açılır. NATO eğitimlerinden geçen Türk subaylarının beyni yıkanmıştı. Onlar ABD nin her dediğinin çıkarlarımıza uygun olduğu konusunda şartlandırılmışlardı. Ancak 1980 lerin sonuna doğru TSK içinde, ABD nin stratejik hedefleri konusunda fikir değişiklikleri oluşmaya başlar yılında ABD, şimdilerde uygulatmaya çalıştığı Türkiye himayesinden Kürdistan Planını Evren ve Özal ın oluruyla Türk Ordusu na da dayatmıştı. Plan, Genelkurmay Başkanı Org. Nejdet Üruğ un sert direnciyle karşılaşır ve engellenir. ABD emrinde Irak a girme planına karşı çıkan Org. Torumtay istifa eder, plan suya düşer. Komutanlar, ABD nin Türkiye yi bölmeyi amaçlayan planlar yaptığını ve bu planları Türk ordusu eliyle uygulamaya koymak istediğini anlarlar. ÖKK, Gladyo nun sultasından çıkarılır. Bu süreçte, 1990 yılında Org. Doğan Güreş döneminde Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı na (ÖKK) dönüştürülür, 1992 de de personeli yeniden yapılandırılır. Bu sadece bir isim değişikliği değil, ABD ilişkilerinin sorgulandığı sürecin de somut bir sonucuydu. Öyle ki; Özel Kuvvetler Komutanlığı ile Daire, ABD ve Gladyo nun sultasından çıkarıldı! ABD görevlileri Org. Karadayı döneminde ÖKK binasından çıkarılır. NATO ve ABD ilişkileriyle, ABD parasıyla, ABD eğitimiyle milletine karşı oluşturulmuş olan bir yapı, artık Milli Kuvvet haline dönüştürülür. ABD, TSK yı hedef alır. ÖKK, Kuzey Irak cephesindeki gücü olarak ABD ile karşı karşıya gelir, ABD tehdidine karşı uyanışın öncüsü olur. Ya şimdi! Dinci, Tarikatçı, cemaatçı, etnik olarak Türk olmayan unsurlardan oluşturulan yeni Gladio, çoğunluk olan saf temiz inançlı Türkleri din, menfaat, statü sağlayarak istismar ederek Türkiye cumhuriyeti devletini çözmek ve Yugoslavyalılaştırma peşinde, işbaşındadır. Günün Sözü: Tek düşünen, hareket eden insanın aldanması, aldatılması kolaydır. KAYIP Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. KAYIP Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Kenan ELDEN İsmail KILIÇ

8 8 14 Nisan 2015 Salı nda sona yaklaşıldı EKONOMİ "Karşılıklı İşletilebilirlik Teknik Şartları"na uygun entegre fren sistemiyle donatılmış yeni nesil boji üretmek için Avrupa Birliğinin ilgili yönetmeliği uyarınca yetkilendirilen Türkiye Demiryolu Makineleri Sanayi AŞ (TÜDEMSAŞ), gelecek ay yapılacak vagon gövdesi denetiminden de olumlu sonuç alınması durumunda mayıs ayının sonlarına doğru "yeni nesil yük vagonu"nun seri üretimine geçmeyi planlıyor. İVAs - ÖNdER FELEK - Çek Cumhuriyetinde yerleşik, Avrupa Birliği veri tabanına kayıtlı VUZ (Vyzkumny Ustav Zeleznicni) firması, 31 Mart -1 Nisan tarihlerinde TÜDEMSAŞ'ta denetim yaptı. Denetlemede, üretimine başlanacak bojinin (vagonların yükleme kapasitesini artırmak ve demiryollarının virajlı bölümlerinde raylara kolay uyum sağlanabilmesi için vagonun şasesinin altında bulunan yürütücü arabalar) projelendirme çalışmaları, girdi kontrolleri, iş akış şemaları, planlama ve dokümantasyonu ile robotlar yardımıyla yapılan boji üretimi incelendi ve yapılan üretim yerinde görüldü. Üretimde uygulanan kalite yönetim sisteminin işlerliği, ürün ve malzeme izlenebilirliği, üretimin aşamaları ve bu aşamalarda yürütülen kalite kontroller, bunların kayıt altına alınması gibi konular çerçevesinde incelemeler yapıldı. Denetimin sonucunda, Avrupa'nın önde gelen sertifikalandırma kuruluşlarından VUZ firması, TÜDEMSAŞ'ı, TSI'ya uygun boji üretimi yapmak için Avrupa Birliğinin ilgili yönetmeliği uyarınca yetkilendirdi. TÜDEMSAŞ Genel Müdürü Yıldıray Koçarslan, boji üretimine dönük bu belgenin alınmasında, işçi ve memur ayırmaksızın tüm çalışanlara yaptıkları yatırımın, yurtiçi ve yurtdışı eğitimlerin, teknik gezi ve incelemelerin katkısının büyük 1975-KOĞ-BET-016 ALBÜM NU LI KOĞUŞ BİNASI İÇ CEPHE BOYA, DIŞ CEPHE ONARIMI, KAPI VE TUVALET ONARIMI 4. KOR. K.LIĞI MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI BAĞLILARI VE MÜSTEŞARLIK 1975-KOĞ-BET-016 ALBÜM NU LI KOĞUŞ BİNASI İÇ CEPHE BOYA, DIŞ CEPHE ONARIMI, KAPI VE TUVALET ONARIMI yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : SAMSUN YOLU ORGENERAL EŞREF AKINCI KIŞLASI MAMAK/ ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : 4korihkombsk@kkk.tsk.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : Kiremit çatı aktarılması, sıva ve boya işleri, alüminyum ve PVC kapı imalatı ve montajı, sıhhi tesisat işleri, zemin ve duvar kaplaması yapılması (48 İhtiyaç Kalemi) Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : GENERAL EŞREF AKINCI KIŞLASI 28'İNCİ MKNZ.P. (BG) TUG.K.LIĞI MAMAK/ANKARA c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 60 (ALTMIŞ) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : 4'üncü Kolordu Komutanlığı İhale Komisyon Başkanlığı Mamak/ ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Benzer İşlere Dair Tebliğde yer alan B-III ve C-I Grubu işler benzer iş olarak kabul edilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: İş Deneyim Belgesi yerine diplomalarını sunmak suretiyle ihaleye girecek olanlar için : İnşaat Mühendisliği bölümü ihale konusu iş veya benzer işlere denk sayılacaktır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı 4'üncü Kolordu Komutanlığı İhale Komisyon Başkanlığı Mamak/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar 4'üncü Kolordu Komutanlığı İhale Komisyon Başkanlığı Mamak/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Resmi İlanlar Basın ( olduğunu vurguladı. Şirket bünyesinde bulunan üretim alanlarının, kalite kontrol laboratuvarlarının, malzeme sahalarının rehabilite edilmesinin, teknolojik yatırımlarla yapılan modernizasyonun ve Kaynak Teknolojileri Eğitim Merkezi'nin açılmasının bu işin kilometre taşları olduğuna dikkati çeken Koçarslan, şunları kaydetti: "İmza koyduğumuz uluslararası anlaşmalar gereği, 2015 yılında ülkemizde üretilecek her yük vagonu, TSI şartlarına uygun olmak zorundadır. Yük vagonu sektöründe Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu TÜDEMSAŞ'ın, vagonun en önemli bileşeni boji üretimi için bu belgeyi alması ANKARA - ZEYNEP AKYIL - Türkiye, ithalatında ilk sırada yer alan Çin'den geçen yıl bir çok ürünün yanı sıra 1,1 milyon dolarlık "sakal, kaş, kirpik" satın aldı. AA muhabirinin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye, geçen yıl işlenmemiş insan saçı ve insan saçı döküntüleri, saç fileleri, insan saçından peruk, sakal, kaş, kirpik ithalatı için toplam 3 milyon 290 bin 574 dolar ödeme yaptı. Geçen yıl "insan saçından peruk" ithalatı 1 milyon 775 bin 834 doları bulurken, Çin'den 1 milyon 694 bin 316 dolarlık peruk ithal edildi. Bunu 51 bin dolar ile Hong Kong,18 bin 903 dolarla Endonezya, 12,6 bin dolarla da Vietnam izledi. İtalya'dan bin 211 dolarlık insan saçından saç filesi ithal eden Türkiye, insan saçı ve döküntüleri için ise 24 bin 392 dolar ö Söz konusu ithalatta 12,3 bin dolar ile Kırgızistan ilk sırayı alırken, bunu Endonezya, ABD ve Tayland takip etti. 19 ton sakal, KAş, KİRPİK satin ALINdI Geçen yıl 13 ülkeden, 19 ton ağırlığında ve 1,5 milyon dolar tutarında "insan saçı, sakal, kaş, kirpik" satın alındı. Türkiye'nin Çin'den sakal, kaş, kirpik ithalatı ise 1 milyon 89 bin 527 doları buldu. Aynı kalem için Endonezya'dan 345,3 bin dolarlık ithalat yapılırken, bunu, 29,4 bin dolar ile Malezya, 9,4 bin dolar ile Hindistan, 4,5 bin dolar ile Vietnam ve 4,4 bin dolar ile de Almanya izledi. İstANBuL - Bankacılık sektörü kredi hacmi bir haftada 1,1 milyar lira artarak 1 trilyon 288,4 milyar liraya çıktı. Bu dönemde toplam mevduatlar ise 5,6 milyar lira azalarak 1 trilyon 115 milyar liraya geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre bankacılık sektörü toplam kredi hacmi, 3 Nisan ile biten haftada 1 milyar 52 milyon 199 bin lira arttı. Böylece söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 1 trilyon 287 milyar 325 milyon 305 bin liradan, 1 trilyon 288 milyar 377 milyon 504 bin liraya çıktı. Toplam kredi hacminde 3 Nisan haftasında bir önceki haftaya göre yüzde 0,08 ve geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 23,33 artış yaşandı. Verilen kredilerin 1 trilyon 260 milyar 455 milyon 595 bin lirası mali olmayan kesime, 27 milyar 921 milyon 909 bin lirası da mali kesime kullandırıldı. MEVduAt BANKALARINdAKİ tüketici KREdİLERİ Bir haftalık dönemde mevduat bankalarındaki tüketici kredileri yüzde 0,25 artarak 277 milyar 868 milyon 18 bin liraya, kredi kartı harcama tutarı da yüzde 1,17 yükselerek 84 milyar 130 milyon 773 bin liraya çıktı. Aynı dönemde mevduat son derece önemliydi. Mayıs ayı başında vagon gövdesi için de benzer bir denetimden geçip, TSI'ya uygun vagon üretimi noktasında sertifikasyon çalışmalarımız tamamlanmış olacaktır. TSI'lı vagon üretimine dönük bu çalışmalarımız ülkemiz, TCDD, TÜDEMSAŞ ve Sivas için önemli bir dönüm noktası olacaktır. Bu belge sayesinde Sivas için ortaya koyduğumuz 'önümüzdeki dönemde Sivas, TÜDEMSAŞ üzerinden yük vagonu üretim merkezi olacaktır' hedefine bir adım daha yaklaşmış olduk." Koçarslan, yeni nesil yük vagonlarının seri üretimine mayıs ayının sonlarına doğru başlamayı planladıklarını sözlerine ekledi. Çin den, 1.1 milyon dolarlık sakal, kaş, kirpik ithal ettik EN çok IRAK'A PERuK sattik Buna karşılık Türkiye, 2014'te 92 bin 298 dolar tutarında işlenmemiş insan saçı ve insan saçı döküntüleri, saç fileleri, insan saçından peruk,sakal, kaş kirpik ihraç etti. Peruk ihracatında en büyük pay 69 bin 713 dolar ile Irak'ın oldu. İngiltere'ye bin 362 dolarlık sakal, kaş, kirpik, KKTC'ye de 14 bin 602 dolarlık işlenmemiş insan saçı ve döküntüleri ihraç edildi. Bankacılık sektörü kredi hacmi arttı,mevduat hacmi azaldı bankalarındaki tüketici kredilerinin 120 milyar 289 milyon 362 bin lirası konut, 5 milyar 799 milyon 911 bin lirası taşıt, 151 milyar 778 milyon 745 bin lirası da diğer kredilerden oluştu. Geçen yılın aynı dönemine göre mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinde yüzde 15,44 ve taksitli ticari kredilerde ise yüzde 32,15 yükseliş görüldü. Kredi kartı harcama tutarının 37 milyar 642 milyon 111 bin lirası taksitli, 46 milyar 488 milyon 662 bin lirası taksitsiz olarak gerçekleşti. toplam MEVduAt AZALdI Bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalararası dahil) 3 Nisan ile biten haftada yüzde 0,50 azaldı. Söz konusu haftada 1 trilyon 115 milyar 442 milyon 60 bin liraya gerileyen bankacılık sektörü toplam mevduatlarında, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 6,78'lik artış yaşandı. Aynı dönemde, bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 0,50 azalışla 659 milyar 223 milyon 84 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise yüzde 0,12 yükselişle 406 milyar 128 milyon 457 bin lira oldu. Yıllık bazda bakıldığında, 3 Nisan ile biten haftada bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 16,55 ve yabancı para mevduat da yüzde 16,90 arttı.

9 KÜLTÜR-SANAT 9 KÜLTÜREL BOYUT ERZİNCAN DA GÜNÜMÜZ HALK ŞAİRLERİ-II 4. AŞIK SEYRANÎ (MÜSLÜM KUMRU) Erzincan'ın Merkez Günbağı köyünde 1938 yılında doğdu. Babasının adı Mehmet, annesinin adı Fatma'dır. İlkokul mezunu olup, çiftçilikle meşgul olmaktadır. DEYİŞ Anlamadım iç yüzünü demeyiz Biçare adama değer vermezler Hiç boş lâf ile hiç yalan demeyiz Zavallıya hiç bir rağbet etmezler Ağzınla uçan kuşu tutsan bile Ermiş olsan zahir batın ilime Halkı teşvik etsen işbu bilime Elin tutup hiç ileri çekmezler Ya çok meşhur olacaksın ya zengin Onlar ekranda gösterirler her gün Sen devlete yararlı olsan da ergin Başından savarlar hiç ilgilenmezler Her şeyin vardır esas ve esrarı Milletin vardır bir çok sorunları Has çalışıp tutmak bunun sırrı Buna da mail olup hiç yazmazlar Müslim Seyran bilir söyler sözünü Gerçeği bilenler anlar özünü Devletine ne faydalı yüzünü Böyle olanı bile pek bilmezler Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com 5. NADİR ŞENER Erzincan'ın Tercan ilçesinde yaşayan Nadir Şener öğretmenlik yapmaktadır. Aşık tarzında yazılmış pek çok şiirleri bulunmaktadır. Aşağıdaki şiirini Davut Sularî deyiş haline getirmiştir. Kirpiğin kaşına değdiği zaman Bekleme sevdiğim dur beni beni Sevdanın şafağı söktüğü zaman Yardan yara sür beni beni Saçların rüzgarı tel tel biçende Dudağın dilinden şerbet içende Gönlümde duygular ateş saçanda Ateşten gömleğe sar beni beni SONUÇ Sonuç olarak şunu ifade edebilirim ki adını ve şiirlerini verdiğimiz halk şairleri Erzincan'da bu kadar değildir. Aşıklık geleneğinin çok güçlü bir şekilde yaşadığı Erzurum ve Sivas arasında kalmış bulunan Erzincan'da âşıklık geleneğinin pek teşekkül etmemesi bir şansızlıktır. Ancak, Aşık Davut Sularî, Aşık Daimî, Aşık Ali Atalay bu şansızlığı gidermekte ve bu boşluğu doldurmaktadır. Öyle zannediyorum ki adını saydığım bu âşıklar daha uzun yıllar bu ilimizin ve çevresinin adını ve sesini duyurmaya devam edeceklerdir. Ta ki geleneğin içinden yeni sesler ve yeni sazlar ortaya çıkana kadar. Raftis: Türkiye dans konusunda çok hızlı gelişti MUĞLA - Uluslararası Dans Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alkis Raftis, Türkiye'nin dans konusunda çok hızlı geliştiğini belirtti. Bodrum ilçesinde bir dans kulübünün açılışına katılan Raftis, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bodrum'u ilk kez ziyaret ettiğini bildiren Raftis, İstanbul'a ise pek çok kez geldiğini, babaannesinin İstanbullu olmasından dolayı Beyoğlu'nu evi gibi hissettiğini söyledi. Türkiye'nin her bölgesini gezmek istediğini dile getiren Raftis, "Türkiye dans konusunda çok hızlı gelişiyor. Özellikle diğer ülkelere kıyasla düşünürsek, gerçekten çok hızlı bir aşama kaydediyor. Türkiye 10 yıl önce sadece halk danslarıyla ilgili çok zengin bir ülkeydi ama şu anda her türlü dans disipliniyle ilgili çok büyük aşamalar kaydedildiğini görüyorum" Türkiye'den farklı illerden dans okullarından başvuru aldıklarını belirten Raftis, önümüzdeki yıllarda iş birliğini geliştirmek istediklerini, Türkiye'de büyük potansiyel bulunduğunu düşündüklerini anlattı. Özellikle Yunan ve Türk danslarının bir arada yapıldığı gösterileri beğendiğine dikkati çeken Raftis, "Türkiye'de sirtakinin gelişmeye başlamasındaki en büyük etkenlerden bir tanesi de bu. Sizin de aynı tip danslarınız var. Bu yüzden de kolay kabul görüyor" diye konuştu. Raftis, sirtakinin aslında bir Türk dansı olduğunu öne sürerek, "Sirtaki Yunan dansı değil. Asıl Yunan dansları Türkiye'de çok fazla bilinmiyor. O yüzden sirtaki gibi danslar Türkiye'de daha çok kabul görüyor. Bence onlar koreografik olarak Türk dansı" ifadesini kullandı. Bodrum Dans Kulübü Başkanı Fatih Özvezneci de Bodrum'un kültür, sanat, spor ve dans alanında kursların verileceği bir binaya kavuştuğunu ifade etti. Deniz özlemi altın madalya kazandırdı Aksaray Bilim ve Sanat Merkezi öğrencisi Ali Acar, denize duyduğu özlem ve barışı anlattığı resimle 14. Uluslararası Görsel Sanatlar Yarışması'nda altın madalya kazandı. AKSARAY - Letonya'nın başkenti Riga'da düzenlenen ve ocak ayında başvurular sona eren yarışmada, Türkiye'yi temsil eden 10 yaşındaki Ali Acar, denizi sevgisini ve maviye tutkusunu resimlemeye karar verdi. Acar, 3 ayda hazırladığı eserini yarışmaya gönderdi. Kendi yaş kategorisinde 24 ülkeden 4 bin eserin arasından birinciliğe layık görülen Acar, 13 Mart'ta düzenlenen tören ile altın madalya ile ödüllendirildi. Yarışmaya ailesinin teşviğiyle katıldığını belirten Acar, AA muhabirine, birinci olacağımı hiç tahmin etmediğini söyledi. Öğretmeni, ailesi ve arkadaşlarımın desteğiyle yarışmaya disiplinli bir şekilde hazırlandığını belirten Acar, "Resmimi gönderdim. Ödülü alabileceğimi hiç düşünmüyordum. Benim için sürpriz oldu. Birinci olduğum için çok mutluyum" Acar, resmin deniz sevgisini ve barışı simgelediğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Soyut bir resim olarak ele aldığım eserimde balıklardan bir gemi yaptım. Gemi, denizin üstünü ve altını temsil ediyor. Çizdiğim büyük güneş ise çocukları ve tüm insanları temsil ediyor. Geminin altındaki balıklar, su altındaki yaşamı yansıtıyor. Üstündeki ağaçlar doğayı temsil ediyor. Ana fikir 'doğayı kullanarak her şey yapılabilir ancak kullanırken dikkat etmezsek ona zarar verebiliriz' düşüncesiydi." Acar, Aksaray'da deniz bulunmadığını, sürekli bunun özlemini yaşadığını dile getirerek, "Aksaray'da deniz yok ben de denize olan özlemimi yaptığım resimlerle anlatıyorum. Ödül aldığım resimde 'denizdeki canlılar nasıl kardeşçe ve uyum içinde yaşayabiliyorsa dünyadaki insanlar da bu şekilde uyum içinde, kardeşçe yaşayabilir' fikrini vurgulamak istedim. Dünya barışına dikkati çekmek için bu resmi yaptım" diye konuştu. Bilim ve Sanat Merkezi görsel sanatlar öğretmeni Hüsnü Kaçmaz ise uluslararası yarışmaları takip ederek, yetenekli öğrencilerini yönlendirmeye çalıştığını kaydetti. Kaçmaz, "Öğrencimizin yaptığı eseri kargo yoluyla yarışmanın düzenlendiği Riga'ya gönderdik. 24 ülkeden 4 bin eserin katıldığı bu yarışmada öğrencimiz hem Aksaray'ımızın hem de Türkiye'mizin gururu oldu. Bu da bizi çok mutlu etti" Bir Destandır Çanakkale sahnelendi İZMİR - Eski AK Parti Milletvekili Faruk Anbarcıoğlu'nun yazdığı, Erdinç Ertüzün'ün yönettiği "Bir Destandır Çanakkale" adlı gösteri, Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 170. yıl dönümü dolayısıyla İzmir'de sahnelendi. Sabancı Kültür Merkezi'ndeki oyunun sahnelenmesinden önce AA muhabirine açıklamada bulunan Faruk Anbarcıoğlu, yeryüzündeki 14 bin savaş içinde Çanakkale'nin "tarihin akışını değiştirenler" arasında yer aldığını belirtti. Asil ecdadın 1915 yılının 18 Mart'ında yeryüzündeki en önemli deniz zaferini kazandığını kaydeden Anbarcıoğlu, "Çanakkale Savaşı yaklaşık 9 ay sürdü. 25 Nisan'da çok korkunç bir harekat başladı. Biz 253 bin kişiyi kaybettik" "Çanakkale Geçilmez" adlı şiirini yıllarca önce yazdığını, kitabında da şiirine yer verdiğini anlatan Faruk Anbarcıoğlu, şöyle konuştu: "Yaklaşık 4 yıl önce şiirden senaryo oluşturmayı düşündüm yılında sahnelemeye başladık. Bugünkü programla beraber yaklaşık 70 kez sahnelendi. Varlıkla yokluğun, süngü ile çelik canavarların savaşını, kurutulmuş etlerle ve bisküvilerle beslenen İngiliz askerleri ile bir avuç kuru üzüm, ayağında çarıklarla savaşa giden bir milletin yeniden küllerinden doğuşunu anlattık." Şanlı bayrağın dalgalanmasını, ezanların dinmemesini sağlayan şehitlere vefa borcunu ödemek istediğini kaydeden Anbarcıoğlu, destanı aslında "253 bin asil ecdadın" yazdığını söyledi. Emniyet Teşkilatı'nın 170. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla oyunu İzmirli sanatseverlerle sunduklarını ifade eden Faruk Anbarcıoğlu, "İki şehit ortamını buluşturmak istedik. Çanakkale şehitlerimize, polis şehitlerimize ve yüreğimizde şehit olarak bildiklerimize sevgi ve saygımızı anlatmak istedik" Tiyatro ve oratoryo şeklinde sunulan oyunun hayal ürünü olmadığını, gerçeklere dayandığını vurgulayan Anbarcıoğlu, mehmetçiğin annesiyle, yavuklusuyla vedalaşmasını, cepheye gitmesini ve cephede başına gelenleri anlattıklarını belirtti. Şehitlerin kanı pahasına bu toprağı çocuklarına, torunlarına emanet ettiğini ifade eden Faruk Anbarcıoğlu, "Biz de güzel toprağımızı gelecek çocuklarımıza, torunlarımıza en güzel şekilde verelim. Huzurumuz bozulmasın, huzurumuzu bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim" Gösteriyi, İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ve emniyet mensupları da izledi. MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER ŞAİR KİMDİR? Devrimizde müteşair çoğaldı Herşeyin bilgi üzerine kurulduğu, post-modernizmin hayatımızın her noktasını etkisi altına aldığı şu devirde,gözlerimizi açıp etrafımıza baktığımızda; insanların çoğunun ben şairim diye dolaştığını görmemiz pek mümkündür. Bakınız medyaya, gidiniz dinletilere,açıp inceleyin internet sitelerindeki şiirleri ve dinleyiniz çevrenizdeki insanları,hemen hemen herkes kendini bir üstat ya da ulaşılmaz bir şair olarak görüyor. Oysaki, bir işin erbabı olmak hiç de sanıldığı kadar kolay değildir; hele hele şair olmak, kanaatimce en zor iştir. Öyle üç-beş şiir yazmakla, birkaç kitap çıkarmakla olacak amiyane bir iş değildir şair olmak. Belli başlı özellikleri şahsiyetimizde bulundurmadan, ilk başta da dil ve kelimeler üzerinde çalışma azmine sahip olmadan şair olamayız; olsak olsak kimse alınmasın ama müteşair oluruz. Peki kimdir şair? Bu özellikler nelerdir? İnsanların çoğu neden şiir yazar veya okurlar? Ne zaman şair oluruz? Bir kere şunu bilmek lazım, geçmişten bugüne şiirle uğraşanların üzerinde hem fikir olduğu bir şiir tanımının olmaması, şiiri ve de buna bağlı olarak şairliği en zor sanat dalı haline getirmiştir. Doğal olarak tarifi herkes tarafından kendince yapılan bir işin de oldukça çok üstadının olması normaldir (!). Şairin şiire bakış açısının, sosyal ve siyasi yönleri özellikle de toplumu göz ardı etmeden, doğrudan sanatla ilgili olması gerekir. Şiir, hiçbir kurumun, hiçbir ideolojinin ve hiçbir grubun bir propaganda aracı olmamalıdır. Yetenek mefhumu, şairlik için elzem olması yanında tek başına da yeterli değildir. Çevremdeki çoğu yetenekli gencin veya insanın, duygu ve düşüncelerini belli bir kompozisyon ve biçim içine oturtmadan hatta hiçbir estetik kaygı gütmeden şiir yazdığını gördükçe; şiirin ve şairliğin insanlarımıza iyi öğretilmediğini, eğitim ve öğretim kurumlarının bu konuda yetersiz kaldığını ve bu noktada toplum bilincinin de çok zayıf kaldığını söyleyebilirim. Elbette ki bunda tek suçlu olarak insanlarımızı görmüyor; şiiri ciddiye almayan bir neslin yetişmesinde ilk önce, onları doğru bilgilerle donatamayan öğretmenleri sonra geleneğin devamını yaptıkları icraatla sağlıklı yürütemeyen siyasileri ve yaptıkları araştırmalarla, yazdıkları kitaplarla toplumu bilinçlendiremeyen akademisyenleri ve yazarlarımızı bu sonuca ulaşmamızdan dolayı sorumlu görüyorum. Aslında suç, toplumun bir kesimi hariç her katmanında var; suçsuz olanlar ise gerçekten şair olanlardır. İlk önce şiiri ciddi bir iş olarak görmek lazım. Şiiri, sadece âşık olduğumuz anlarda, duygulandığımızda veya içimizden geçenleri anlatma ihtiyacı hissettiğimiz zamanlarda kullanırken, onu bütünlük arzeden estetik bir biçim içinde düşünmeli, aklımıza geldiği gibi yazdığımız mısraların ancak üzerinde uğraşırsak şiir olabileceği bilincine varmalıyız. Eğitimi alınmadan veya bir iş iyice öğrenilmeden ortaya çıkan eserin güzel olması, tesadüflere bağlıdır. Şiirde anlatılan kadar, anlattıklarımızın mısralara dökülürken etkileyici bir üslupla birleştirilmesi de önemlidir. Şiiri şiir yapan ve onu güzel kılan sadece konu değildir. Şiir sanıldığı gibi basit bir sanat dalı olsaydı; günümüzde ya da her devirde sayılamayacak kadar çok şairin yetişmesi ve hepsinin de çağımızda meşhur bir şair olarak okunuyor olması lazım gelmez miydi? Oysaki, şair diye anılanların azlığı ile yaşadığı devirde şair diye tanınanların çokluğu arasında ters bir orantı vardır. Şiir kitabı sahibi olmak insanları şair yapmaz. Eserlerin belli bir yerde toplanması tabi ki gerekli olandır; ancak şiirler belli bir olgunluğa erişmeden okuyucu önüne çıkarılırsa, hele bir de geriye dönüşü olmayan bir yol olan kitaba girerse, ham meyvenin dalından koparıldığı andaki tat okuyucuya ulaşabilir. Kitap çıkarma hususunda acele etmemek ve eserlerin tekamüle ermesini beklemek lazımdır. Yetenek olmadan güzel sözler, hayaller ve söylemler üretmek çok zordur; fakat kabiliyetimiz olduğu halde bunu nasıl kullanacağımızı öğrenemezsek, kapasitemizin tamamını kullanamayız. Her iyi ve hızlı koşan insandan nasıl iyi atlet olmazsa, Türkçe konuşan ve yazan her kişiden de iyi bir şair olmayacağı muhakkaktır. Atletler nasıl nefeslerini ve enerjilerini iyi kullanmayı teknikleriyle öğreniyorlarsa, şairlerinde,özellikle kullandıkları dilin inceliklerini iyi bilmeleri, milli kültürü tanımaları,geçmişteki şiir örneklerini iyi tahlil etmeleri ve araştırmaya dayalı bir yapı içinde müşahede yeteneklerini geliştirmeleri gereklidir. Şair, şiirin peşinde yılmadan, yorulmadan mütemadiyen koşan adamdır. Yazdığı hem ses hem de mana itibariyle kulağa ve akla hoş gelen insandır; ancak bunları yapabilmek için şairin dalıyla ilgili belli bir bilgi birikimine sahip olması icap eder. Yoksa şairlik ne aşkımızın serenadı ne de aklımıza o an gelenlerin ardı ardına sıralanmasıdır. Unutmayınız ki, dili ve kültürü kullanan sanat dallarıyla uğraşanlar, tam yeterliliğe sahip olmadan eser vermeye kalkarsa, iyi niyetle yapılan bu iş dil açısından ağır sonuçlar doğurabilir. Sözlerim yanlış anlaşılmasın; çocuklarımız, gençlerimiz ve insanlarımız şiir yazmasın demiyorum. Şiirde malzeme olarak kullanılan güzel Türkçemiz hususunda dikkatli olunması gerektiğini hatırlatıyor ve şiirin tahminlerinizin de ötesinde ciddi bir iş olduğunu söylüyorum. Evrensel ve milli kültür sanatçı tarafından hazmedilmezse, şair olunamaz. Sadece serbest tarzı biliyorum sanarak şiir yazmak da insanı şair yapmaz. Günümüzdeki birçok şairi şiirlerini sadece serbest olarak yazanları kastediyorum- teknolojinin bu kadar geliştiği şu çağda, hala karasabanla tarla sürmeye çalışan çiftçilere benzetiyorum; çünkü diğer formları bilmeden ve bazı teknikleri kullanmadan serbest şiirde başarılı olacaklarını sanmaları bir hayal olmaktan öteye geçemez. Şair denilen kişi, Türk şiirinin geleneğini ve şiirlerde kullanılan üç formu da ( hece,aruz,serbest ) iyi bilen, nazım şekillerini tanıyan ve tercihine göre şiirlerini istediği formda kurma serbestliğine sahip olan kişidir. Şair, devamlı bir araştırma ve deneme içersinde olan,mısralarındaki duygu, düşünce ve hayallerin nasıl daha etkileyici anlatılabileceği endişesi içinde hareket eden adamdır. Unutmayınız ki, Türk edebiyatı içinde şair diye tanınmış ve şiirleriyle hafızamızda yer etmiş sanatçılardan hiç birisi kendisini tam olarak şair kabul etmemiştir. Sanatın ne olduğunu anlamış, onu özümsemiş ve doğasını öğrenmiş bir sanatkar için, ben şairim diyebilmek cesaret ister. GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Sönmez bilirim tektir eşsiz benim yıldızım, Ruh eşimle şen gönlüm; o yoksa ben yalnızım. İçimdeki cevher o; gizli sevdam her şey o Mahşere dek hiç bitmez yüreğimdedir sızım.

10 10 SAĞLIK Parkinson hastasına konuştura konuştura beyin pili takıldı ANTALYA - Prof. Dr. Uçar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afyonkarahisar'da yaşayan ve uzun süredir yüksek dozda ilaçla parkinson tedavisi gören Ergül'ün zorlukla hareket ettiğini, yavaş konuşma ve titremelerinin zor kontrol altına alınan bir duruma geldiğini söyledi. Değerlendirme ve testlerden sonra "beyin pili" Gölbaşı İlçesindeki Polis Lojmanları Elektrik Aboneliği Ayrılması yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Ayrancı Mahallesi Dikmen Cadesi No: A.Ayrancı Çankaya/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi: ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : Gölbaşı İlçesi Polis Lojmanları Elektirik Aboneliği Ayrılması İşi Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Polis Lojmanları Gölbaşı / ANKARA c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 150 (Yüz elli) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı 1 Nolu Satınalma Şube Müdürlüğü (O) Blok 2. Kat Ayrancı Mahallesi Dikmen Caddesi No: Çankaya/ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin olarak bilinen uygulama için uygun bir hasta olduğuna karar verdiklerini anlatan Uçar, ameliyatta hastanın beyninin sağ ve sol taraflarında daha önce belirlenen noktalara elektrotları yerleştirdiklerini kaydetti. Bu işlemin her aşamasında hasta ile konuşmaları gerektiğini dile getiren Uçar, şöyle devam ELEKTRİK ABONELİĞİ YAPTIRILACAKTIR EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Mama ve Enteral Ürünler alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Babür Cad. No: Telsizler ALTINDAĞ/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi: samiulus@ttmail.com ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Mama Ve Enteral Ürünler Alımı Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Deposu c) Teslim tarihi : Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2015 tarihi arasında Hastanenin ihtiyacı oranında yapacağı talepleri takip eden 15 gün içerisinde teslim edilecektir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Babür Caddesi No: Telsizler ANKARA b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, İhale konusu malın satış faaliyetinin yerine getirilebilmesi için ilgili mevzuat gereğince alınması zorunlu izin, ruhsat veya faaliyet belgesi veya belgeler: Teklif edilen ürün veya malzemeler ilaç statüsünde olması durumunda bu ürünlere ilaç veya serum üretici veya ithalatçıları ile Ecza Depoları teklif verebilecektir. Üretici veya ithalatçı firmaların teklif ettikleri ürünün üreticisi veya ithalatçısı olduklarına dair belgeyi, İstekliler ecza deposu ise ecza deposu olduklarına dair belgeyi teklifleri ile birlikte sunacaklardır Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Ürünlerin piyasaya arzına ilişkin belgeler: Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Uçar, parkinson hastası 62 yaşındaki Sultan Ergül'e "beyin pili ameliyatını" uyutmadan gerçekleştirdi. etti: "Yapılan işin gidişatını test etmek, olumsuz bir belirti olup olmadığını görmek ve yaptığımız işin amacına uygun yerdeysek sonucunu hemen görebilmek için bu tür hastalarda, özellikle parkinson hastalarında ameliyatlarda hep iletişim kuruyor, konuşuyoruz. (Şöyle bir rahatsızlık oldu mu, kolunda uyuşma oldu mu, bacağında şu oldu mu) gibi yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 80 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Yapım İşlerinde Benzer İş Grupları Tebliğinde yer alan (B) üst yapı bina işlerinde belirtilen III Grup Bina İşleri veya D Grubu Elektrik İşleri benzer iş olarak kabul edilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: Üniversitelerin Mühendislik Fakültelerinin İnşaat Bölümü mezunu İnşaat Mühendisleri veya Elektrik Mühendisleri veya Elektrik Elektronik Mühendisleri veya Mimarlık Bölümünden mezun olan Mimarların diplomaları ihale konusu işe denk sayılacaktır. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı 1 Nolu Satınalma Şube Müdürlüğü (O) Blok 2. Kat 30 Nolu Oda Ayrancı Mahallesi Dikmen Caddesi No:11 Çankaya/ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı 1 Nolu Satınalma Şube Müdürlüğü (O) Blok 2. Kat Ayrancı Mahallesi Dikmen Caddesi No: Çankaya/ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (Yüz yirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1,00 Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir. Resmi İlanlar Basın ( MAMA VE ENTERAL ÜRÜNLER DR. SAMİ ULUS KADIN DOĞ. ÇOC. SAĞ. VE HAS. EĞT. VE ARAŞT. HASTANE SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU Resmi İlanlar İstekliler yürürlükteki mevzuat gereğince zorunlu olması durumunda teklif edecekleri ürünlerin Türkiye Cumhuriyeti İlaç ve Tıbbi Cihaz Bilgi Bankasına kayıtlı olduğu gösterir Barcode numaraları tekliflerinde belirtilecektir. Teklif edilen ürünler Sağlık Bakanlığınca onaylı olacaktır İstekliler teklif dosyalarında T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına üretici ve / veya ithalatçı firmaların ve bu firmaların adı altında bayiliklerinin kayıtlı olduğunu belgelendireceklerdir. İlaç statüsünde ürün teklif edecek olan istekliler teklif ettikleri ürünlerin barkod numaralarını tekliflerinde belirteceklerdir Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: İstekliler teklif ettikleri her malzeme kalemi için ihale saatinden önce Hastaneye numune teslim edeceklerdir. Numuneler, her kalem için ayrı ayrı paketlenecektir. Paketlerin üzerinde İhale Sıra No, ihale listesindeki adı, marka belirtilecektir. Numuneler, firmanın isminin yazılı olduğu poşet, torba v.b. içine koyulacaktır. Teslim edilen numuneler için numunelerin teslim edildiğine dair bir tutanağı veya formu iki nüsha halinde doldurup bir nüshasını ihale dosyasına koyacaklardır veya idareye teslim edeceklerdir. Numunelerin yukarıda belirtilen hususlara uygun olarak teslim edilmemesi durumunda numune verilmediği kabul edilecektir. İhale için verilecek olan sarf malzeme numuneleri yapılacak olan çalışmalarda kullanılacaktır. Kullanılmayan numuneler karar bildirim tarihinden itibaren 15 gün içerisinde hastane deposundan teslim alınacaktır. (Muayene ve Kabul Komisyonunca kontrol edilmek üzere idarede alıkonulan numuneler hariç.) Kullanılan ve/veya Karar Bildirim tarihinden itibaren 15 gün içerisinde teslim alınmayan numunelerle ilgili her hangi bir sorumluluk kabul edilmeyecektir. İstekliler teklif ettikleri malzemenin teknik şartnameye uygun olduğunu teklif mektubunda kabul ve taahhüt etmektedir. İhale komisyonu tarafından numune incelemesi sırasında tespit edilemeyen kusurlar muayene komisyonu tarafından tespit edilebilir, ihale komisyonunca yapılan numune incelemesi sonucu malzemenin satın alındığı gerekçesiyle istekliler bir hak talebinde bulunamaz. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. Bu ihaleye sadece yerli istekliler katılabilecek olup yerli malı teklif eden yerli istekliye ihalenin tamamında % 1 (bir) oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Satınalma Bölümü adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Babür Caddesi No: Telsizler ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Basın ( sorularla sağlık durumunu test ediyoruz ama bu işin bir esprisi de sabahtan akşama kadar süren bir işlem olduğu için hastayla arada sohbet ederek, çok sıkılmadan ameliyat masasından kalkmasını sağlamaya çalışıyoruz." Uçar, yaklaşık 8 saat süren ameliyat sırasında hastada bulunan şikayetlerin anında tedavi edildiğini vurgulayarak, bu işlemin en önemli özelliği ve başarısının da bu olduğunu kaydetti. Parkinson hastalığının ilk tedavisinin ameliyat olmadığının altını çizen Prof. Dr. Uçar, "Öncelikle ilaç tedavisi yapılıyor. İlaç tedavileri bazen çok uzun sürdürülemiyor. İlaçlara bağlı yan etkiler, bazı maliyet sorunları oluyor ya da her ilaç hastada istenilen etkiyi yapmıyor. Her parkinson hastasına bu işlem yapılır diye de bir kural yok. Belirli kriterleri var" Sağlığına kavuşan Sultan Ergül de 2005 yılından beri hastalıkla mücadele ettiğini, ameliyattan önce yürüyemediğini, konuşamadığını söyledi. Bir gazete haberi sayesinde Akdeniz Üniversitesin de bu ameliyatın yapıldığını öğrendiğini belirten Ergül, "Doktorumla konuşa konuşa ameliyat oldum. Çok güzel geçti. Allah razı olsun. Şu anda çok iyi hissediyorum. Ayaklarımı, ellerimi oynatabiliyorum" diye konuştu.

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Kemikleri eriyen kardeşler yardım bekliyor Van'ın Edremit ilçesinde yaşayan Hasret ve Meltem Akgül kardeşler, küçük yaşlardan itibaren belirtileri başlayan ve her geçen gün etkisini artıran kemik erimesi (osteoporoz) hastalığının pençesinden kurtulmak istiyor. VAN - NECAT Nevzat ve Narin Akgül çiftinin kızları 17 yaşındaki Hasret ile 10 yaşındaki Meltem, küçük yaşlarda bedenlerini saran kemik erimesi hastalığı ile mücadele ediyor. Hasta kardeşlerden Hasret Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığa 8 yaşında yakalandığını, ailesinin desteğiyle hayata tutunmaya çalıştığını söyledi. Hastalığını öğrendikten sonra tedavi için umudunu hiç kaybetmediğini vurgulayan Akgül, şöyle konuştu: "Hastalığımdan 3 yıl sonra güç kaybederek yatalak oldum. Kız kardeşim Meltem de aynı hastalığa yakalandı. O da şu an 10 yaşında gücünü yavaş yavaş kaybediyor. Tedavimiz mümkün ama maddi sıkıntılar yüzünden olamıyoruz. Küçük şeylerle mutlu olarak hayata tutunuyoruz. Büyük acılar yaşamamıza rağmen yine de sıkıntılarımızın altından kalkıyoruz. Tekerlekli sandalyeye mahkum olmak kötü bir şey değil ama iyileşmesi mümkün olan bir hastalığını tedavisinden faydalanmamak insanı kahrediyor. Liseyi dışarıdan okuyorum. Ben de diğer arkadaşlarım gibi arkadaş ortamında okumak istiyorum. Evden 3 ayda bir sınav için çıkıyorum. Çünkü dışarı SİVAS - Sivas'ta, doğuştan bir bacağı diğerinden 7 santimetre kısa olan ve 12 yılda geçirdiği 30 ameliyatla bacağı 4 santimetre uzatılan 13 yaşındaki Melike Arslanbüken, bacağının 3 santimetre daha uzatılması durumunda akranları gibi yürüyüp koşabilecek. Yüceyurt Mahallesi'nde oturan Hatice ve Aydın Arslanbüken çiftinin 13 yaşındaki kızı Melike, sağ bacağı doğuştan diğerine göre 7 santimetre kısa olarak dünyaya geldi. Sağ ayağında 8 parmak bulunan Arslanbüken, ilk ameliyatını 1 yaşında oldu. Sağ ayağındaki fazla 3 parmağı ameliyatla alınan Arslanbüken, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde 12 yılda 30 kez ameliyat edildi. Geçirdiği operasyonlar sonrasında kısa bacağı 4 santimetre uzatılan Melike Arslanbüken, sağ bacağı 3 santimetre daha uzatılana kadar ameliyat edilecek. Arslanbüken, AA muhabirine yaptığı Melike'nin hayaline 3 santim kaldı BUL- MACA Soldan sağa: 1. Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum. Bir nota. 2. Ekin biçme aracı. Zaman. 3. Demirin simgesi. Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme makbuzu. Yüksek, yüce. 4. Uygarlık. 5. Güzel görünmeye çalışan, süse düşkün kadın. Yaz yağmuru. 6. Kadınsı davranışları olan erkek. Vilayet. 7. Molibdenin simgesi. Kuyruksuz kurbağanın yumurtadan yeni çıkmış kurtçuğu. 8. Baryumun simgesi. Doğalgazın birleşiminde bulunan, renksiz ve kokusuz iki karbonlu bir gaz. 9. Bir nota. Kulak yıkama aleti. 10. Yarı açmak. 11. İrmikle yapılan bir tatlı. Bir peygamber. 12. Pişirilerek hazırlanmış yemek. Evrenpulu. Binek hayvanı. 13. Dansta kavalyenin eşi. Sual. 14. Yumurtanın bir bölümü. Bir halk sazı. Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi. 15. Boyutlar. El sıkışma. 16. Hıristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Olumsuzluk anlatan önek. 17. Şehzadelerin özel eğitmenleri. Tropikal bölgelerde yetişen bir ağaç. 18. Bir sınav türü. Dualardan sonra söylenir. 19. Güzel sanatların dokuz perisinden biri. Bir sayı. 20. Otomobil sözcüğünün kısaltması. Avuç içi. İki tarla arasındaki sınır. Yukarıdan aşağıya: 1. Kuruyarak veya çürüyerek içi boşalmış olan. Kötü, fena. Eski dilde baştanbaşa, bütün olarak. Ağaçlıklı yol. 2. Yalnızlık korkusu. Hayat arkadaşı. Kefillik. 3. Eski Mısır da bir tanrı. Baş çoban. Şikâr. Ravel in ünlü bir eseri. 4. Yüksekokul. Denizdeki mayınları toplama ve yok etme işlemi. 5. Süreç. Bir parçanın canlı çalınacağını belirten müzik terimi. Derebeylik Japonya sında paryalar kastı. 6. Bir şeyin içindeki öz, lüp. Kalite. Güney Afrika nın plaka işareti. Rey. 7. Uzaklık anlatır. Japon çiçek düzenleme sanatı. İskambilde birli. Kiloamperin simgesi. 8. Büyük ve sert taş kütlesi. Kansızlık hastalığı. Özerklik, muhtariyet. 9. Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, dilemek, rica etmek. Bağırsakları tutan karın iç zarı. Yapma, etme. 10. Kulak iltihabı. Gürültü, patırtı. Bir tür yaban mersini. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu çıktığımda insanların bana acıyarak bakmasını istemiyorum." 10 yaşındaki kardeşinin de 2 yıl önce aynı hastalığa yakalandığını belirten Hasret Akgül, kardeşinin de kendisiyle aynı kaderi yaşamasını istemediğini ifade etti. Akgül, hayırseverlerden yardım beklediğine değinerek, "Maddi durumumuz iyi olmadığı için tedavi olamıyoruz. Kardeşim şu an yürüyor ama o da zamanla düşecek. Artık tedavi olmak istiyoruz. Tedavi için destek istiyoruz. Beni hayata bağlayan anne, baba ve kardeşimin desteğidir. Ben üzülünce onların üzüleceğini bildiğim için güçlü olmaya çalışıyorum" Edremit Kinyas Kartal İlkokulu 4. sınıf öğrencisi Meltem Akgül ise ablasıyla aynı hastalığı taşıdığını, oturup kalmakta ve merdiven çıkmakta zorluk çektiğini anlattı. En büyük isteğinin arkadaşlarıyla koşup oynamak olduğunu bildiren küçük Meltem, "4. sınıfa gidiyorum. Ablam bana her konuda yardımcı oluyor. Ama ben de artık rahat şekilde oturup kalkamıyor, merdiven çıkamıyor, koşamıyorum. Sadece tedavi olmak istiyoruz. Okulumu okuyup doktor olmak istiyorum" diye konuştu. Çocuklarının yakalandığı hastalığı ağlayarak anlatan anne Narin Akgül ise bütün gününün çocuklarına bakmakla geçtiğini dile getirdi. Anne Akgül, çocuklarının sağlığına kavuşmasından başka bir isteği ve beklentisi olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Çocuklarım çok acı çekti. Sağlıklarına kavuşmaları için birçok kapıyı çaldım. Her yere gittik ama hiçbir kapı bize açılmadı. Bir kapının açılmasını istiyorum. Çocuklarımın mutluluğu benim mutluluğumdur. Hasret'le Meltem'in bu halleri, gözlerimin önünde erimeleri beni kahrediyor. Yaşıtları rahatlıkla sınavlara girerken, çocuklarımın girememesi beni çok üzüyor. Onlar üzülünce ben de üzülüyorum. Onlar ağlayınca ben de ağlıyorum. Kızlarım acı çekerken ben de acı çekiyorum. Çocuklarım gözümün önünde günden güne eriyor. Sabaha kadar acıdan uyuyamıyorlar. Tek dileğim çocuklarımın sağlıklarına kavuşması." Belindeki rahatsızlıktan dolayı çalışamayan ve işsiz olan baba Nevzat Akgül de tedavi sürecinin pahalı olması nedeniyle kızlarını tedavi ettiremediğini belirtti. açıklamada, bacağındaki kısalık nedeniyle zor günler geçirdiğini söyledi. Sakatlığı nedeniyle eğitimine evinde devam etmek zorunda kalan ve yaşıtları gibi koşup oynayamamanın üzüntüsünü yaşayan Arslanbüken, "Dışarı çıkıp oynamak ve arkadaşlarımla gezmek istiyorum" diye konuştu. Rahatsızlığı nedeniyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na hiç katılamadığını ve en büyük isteklerinden birinin de diğer çocuklar gibi bu bayramı kutlamak olduğunu aktaran Arslanbüken, "Orada şiir okumak istiyorum" Akülü aracı olmadığı için rahatça dışarı çıkamadığını aktaran Arslanbüken, ayağındaki aparat nedeniyle koltuk değnekleriyle yürüyebildiğini söyledi. Anne Hatice Arslanbüken ise kızının 1 yaşından beri büyük ameliyatlar geçirdiğini söyledi. Melike'nin okula gidemediğini ve eğitimine evde devam ettiğini anlatan Arslanbüken, "Çocukluğunu yaşayamadı. Diğer çocuklar gibi koşup oynayamıyor, bu benim için çok zor oluyor. Bu zamana kadar hep kucağımda taşıdım. Dışarıya çıkmak istiyor çıkaramıyorum. 30. ameliyatı ocak ayında yapıldı. Akranları gibi yürüyebileceği günü sabırsızlıkla bekliyorum" diye konuştu. ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA 11 TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com * Millî Kimliğine Bağlı Türk, Düşmanla Sonuna Kadar Kararlılıkla Mücadele Eder ve Yılmaz: Hikâyede Halil Hoca, Rus askerleri köyünü işgal ettiğinde şöyle bir tavır ortaya koyar: Hiçbir şey için olmasa bile, beş on düşman askeri telef etmek de bir kâr değil mi? Bütün köyler eli bağlı bir koyun gibi teslim oldukları hâlde, bizim köy ecda dımıza layık bir surette şan ve şerefle kendini müdafaa etse daha iyi olmaz mı? Ama aramızda beş on kişi telef olacak, belki köy yakıp yıkılacakmış... Zaten nasıl olsa herifler çoğumuzu gebertip köyü de yıkacak olduktan sonra, mü dafaa edilerek yıkılsa daha iyi değil mi? Mütareke ve Millî Mücadele dönemlerinde de Kuva-yı Milliye mücahitleri, sayıca azlıklarına, silah ve mühimmatça yetersizliklerine, yiyecek giyecek gibi levazımatça yoksunluklarına rağmen, eli bağlı koyun gibi teslim olmadılar. Ne kadar düşman öldürürsem kârdır deyip Allah a ve bileklerine güvenerek atalarına layık olacak şekilde şan ve şerefle sonuna kadar mücadele ettiler. Aramızda beş on kişi telef olacak, belki ülke yakılıp yıkılacakmış diye düşünmediler. Çünkü zaten nasıl olsa herifler ülkemizi işgal etmişler, çoğumuzu gebertip ülkemizi de yıkacak olduktan sonra, yiğitçe vuruşarak yıkılsa daha iyi değil mi? diye düşündüler. Öleceklerse bile şerefleriyle ölmeyi tercih ettiler. Bugün de Batı emperyalizmi karşısında kalemiyle, fikriyle, duruşuyla direnen gerçek Türk milliyetçileri oldukça azdırlar. Ama yılgınlığa düşmemektedirler. Zavallı Türk milletinin çoğunluğu maalesef bu gerçek Türk aydınlarını dinlemek yerine, kendilerini aldatan Avrupa Birliği ve Amerika nın sömürge valisi, sözcüsü gibi hareket eden, teslimiyetçi yazarları ve siyasetçileri dinlemekte, onlara inanmaktadırlar. Milletinin haklarını korumak için mücadele eden gerçek Türk milliyetçileri de bu durumu bile bile mücadeleden yılmamakta, milletini uyandırmaya, uyar- MEHMET RAUF UN BİR HİKÂYESİNİN TAHLİLİ YA DA MANKURTÇA TESLİMİYET YERİNE ŞEREFLİCE ÖLMENİN ASALETİ Mütareke döneminde de işgalciler, maya, aydınlatmaya ısrarla devam etmektedirler. Bu yolda her türlü engellemelere, ülkemize geldiklerinde vatanımızı karış karış işgal ve istila ettiklerinde aynen zararlara, kayıplara maruz kalsalar bile böyle şeyler söylüyorlardı. Diyorlardı ki: vazifelerini yapmış olmanın vicdan rahatlığı ve şerefiyle ölmeyi tercih etmektedir- Bizim kötü bir niyetimiz yok, sizin malınızı, canınızı, namusunuzu koruyacağız, ler. bunlara zarar vermeyeceğiz. Fakat bir süre sonra bu dediklerinin tam tersini yapmaya başlamışlardır. Bugün de Avrupa Birliği ve Amerika nın sömürge şefleri ve onların yerli sözcüleri ve işbirlikçileri, saf Türk milletine diyorlar ki: Avrupa Birliği size özgürlük getirecek, ekonomik anlamda refaha kavuşacaksınız, şöyle iyi olacaksınız, böyle rahat olacaksınız vs. Ama bakıp görüyoruz ki biz daha Avrupa Birliğine girmeden onlar bize girmiş. Biz refaha, zenginliğe ulaşacağımıza onlar zenginleşmeye başlamış, bütün zenginliklerimizi onlar yağmalamaya başlamış, paramıza, madenlerimize, topraklarımıza, bankalarımıza, limanlarımıza el koymaya başlamışlar. Bu işgalci Avrupa Birliği üyeleriyle münasebete gireli beri malımızı koruyamaz olmuşuz. Bu batılılar, milletimizi sağcı-solcu, alevi-sünni, Türk-Kürt diye değişik adlar altında bölüp birbirimize kırdırmaya devam ediyor, dolayısıyla canımızı da koruyamıyoruz. Emperyalist batı, kültür emperyalizmiyle milletimize her türlü pisliği, fuhşu, ahlaksızlığı yayarak namusumuzu da koruyamaz olmuşuz. Dolayısıyla hikâyede anlatılan bütün hususlar, günümüzde geçerliliğini maalesef korumaya devam ediyor. * Milliyetçi Türk, Milletini Uyarmaya Devam Eder: Milliyetçi Türk aydını, kendisi için uğraştığı, didindiği milletinin gafleti, perişanlığı, duyarsızlığı karşısında kızsa da onu uyarmaya devam eder. Hikâyede Halil Hoca, işgalciler karşısındaki teslimiyetçi tutum sergileyen köylülerinin kahredici tutumlarına sinirlenir ve şöyle haykırır: O vakit Halil Hoca, büyük bir kızgınlıkla yerinden fırlarcasına silkinerek: - Zaten biz bütün bu olanlara layık herifleriz... diye haykır-dı. Başka memleketlerde savaş başlayınca papazla ra, kadınlara varıncaya kadar bütün millet ayağa kalkıp, silahla nır. Sınıra koşar... Herkes memleketini karış karış müdafaa için insan asker olmak lazım değildir ki! Benim bildiğim şey, bir memleket düşman tarafından te cavüze uğrayınca eli silah tutan herkes ayağa kalkmalıdır. Şim di oturmak, uyumak zamanında değiliz; bakınız bütün dünya birbiriyle gırtlaklaşıyor... Harp zamanında herkes vatanını mü dafaa etmelidir... Biz böyle bu kadar bencil olduktan sonra, herifler sarıklarımızı boynumuza geçirip karımızı, kızı mızı, anamızı, evladımızı berbat ederlerse çok bir şey değildir ki... Ecdadımız böyle mi yaparlardı? Bizi bütün bü tün mahvetmediklerine bin şükür etmeli... Dini, onu ru olan bir adam, geberir, bu rezalete tahammül etmez... Ben bunu bilirim... Türk milletinin büyük çoğunluğunun emperyalist Batı karşısındaki bu kahredici aymazlığı, vurdumduymazlığı, ilgisizliği, teslimiyetçiliği Millî Mücadele sırasında da vardı, bugün de vardır. Bu milleti Millî Mücadele sırasında bir avuç inanmış yiğit Kuva-yı Milliye mücahidi Türk kurtardı. Bugün ise Avrupa Birliği ve Amerika emperyalizmi, onların oyuncağı, maşası olan PKK ve onun sivil uzantıları karşısında yazılarıyla, konuşmalarıyla, faaliyetleriyle canını dişine takmış o bir avuç Kuva-yı Milliye ruhunu taşıyan ataların torunları aynı göreve devam ediyorlar. İnşallah bunların samimi gayretleri, dik duruşları, fedakârca ve azimlice mücadeleleri sonucu Türk milleti yeniden tam bağımsız ve bağlantısız, hür, başı dik bir millet olacaktır ve tarihi yeniden şekillendirecektir. * Millî Türk, Her Dönemde Çılgın Türk Olarak Anılmıştır: Hikâyede şöyle bir bölüm var: Halil Hoca, nargilesinin marpucunu bir tarafa fırlatarak, fırlayıp kalktı, kahveden çıktı. İmam efendi göbeğinin üçü de sarsıla sarsıla kahkaha ile gülerek: - Halil Hoca çıldırdı yılında yayınlanan bu hikâyede Halil Hoca bir çılgın Türk olarak anılıyor. Daha sonra Millî Mücadele döneminde son Haçlı saldırılarını geri püskürten büyük Türk emîri Gazi Mustafa Kemal Atatürk e de Anadolu ya çıkıp ya istiklâl ya ölüm düsturuyla emperyalist işgalci Batılıları yurdumuzdan sürüp çıkarmak için Kuva-yı Milliye cihadını başlattığı zaman Allah a, kendilerine ve milletlerine olan güvenlerini kaybetmiş köle ruhlu teslimiyetçiler, Atatürk e bu adam çıldırmış, milleti ateşe atıyor, dağa çıkmış eşkıya gibi laflar ettiler. Atatürk ün çılgınca bir işe kalkıştığını söylediler. (DEVAM EDECEK) Van Gölü 600 bin yıl yaşında VAN - Van Gölü'nde yapılan araştırmada, gölün 600 bin yıl yaşında olduğu belirlendi. İklim değişiklikleri ve küresel ısınmanın nedenlerini araştırmak amacıyla 12 ülkeden 36 bilim adamı tarafından 2004 yılında başlatılan Paleo-Van Projesi kapsamında yapılan çalışmalarda, Van Gölü'nün oluşumu ve bölgede yaşanan sismik hareketlilikle ilgili önemli verilere ulaşıldı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Almanya'dan Bremen ve Bonn üniversiteleri ile İsviçre Çevre Bilimleri Enstitüsü'nün ortaklaşa yürüttüğü, TÜBİTAK ve Uluslararası Karasal Bilimsel Sondajlama Programı (ICDP) tarafından desteklenen proje kapsamında, göl yüzeyine kurulan platformlarla çalışma yapıldı. Gölün yaklaşık 700 metre derinliğinden alınan örneklerin incelenmesi sonucu, Van Gölü'nün yaşının 600 bin yıl olduğu belirlendi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Feray Meydan, yaptığı açıklamada, alınan örneklerde aynı zamanda iklim değişiklikleri ve küresel ısınmanın nedenlerinin de araştırıldığını ve bunun 11 yıl sürdüğünü söyledi. Meydan, önceki araştırmalarda Van Gölü'nün yaşıyla ilgili farklı bilgilerin ortaya atıldığını ifade eden Meydan, "Van Gölü'nün yaşının ilk olarak 400 bin yıl olduğu söylendi. Hatta '1 milyon yıla kadar çıkabilir' söylenmişti. Ama ICDP Paleo-Van Projesi'nin verilerine göre 400 bin yıllık yaş, 600 bin yıl olarak güncellendi. Gölün oluşumunda ise halen eski görüş geçerli. Muş Ovası'nın devamı olan göl alanının Nemrut volkanizmasının patlaması sonucu kapanmasıyla oluştuğu görüşü şu anda da kabul edilen bir görüş" diye konuştu.

12 12 haber Kanlı değil, heyecanlı olsun Orhan YILDIZ Yeni fakat farklı bir seçim süreci daha yaşıyoruz. Son iki yılına böylesine hayati üç seçim sığdıran ve siyasal anlamda ölümcül bir mücadeleye sahne olan üç ayrı seçimi; yani; bir yerel, bir cumhurbaşkanlığı bir de genel seçim sığdıran bir başka ülke var mıdır acaba? Varsa neler yaşanmıştır? Bizde neler yaşanıyor? HEYECANLI YEREL SEÇİM VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ Yerel seçimde, özellikle Ankara başta olmak üzere bazı illerde yaşanan seçim heyecanı unutulur türden değildi. Melih Gökçek ile yarışını unutamayan ve unutturmak istemeyen Mansur Yavaş, konuyu AİHM ye taşıdı bile. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ise; öncesi-sonrasıyla; çatı adayı, Selahattin Demirtaş ın çıkışı-inişi ve benzeri gelişmelerle büyük bir heyecana sahne olmuştu. BUGÜNÜN ENDİŞESİ TERÖR Bugün bir genel seçime giderken süreçte herkesi endişelendiren husus, terör. Geçenlerde Ağrı da yaşanan ve kanlı biçimde sonuçlanan terör saldırısında öne çıkan birkaç husus vardı. Öncelikle, seçim sonuçlarını terör yoluyla etkileme niyetinin çözüm süreci ve seçim süreci açısından ne büyük bir tehlike olduğunu herkes görmeli ve ona göre tavır almalı, görüş açıklamalı. Doğrudan söylemek gerekirse; teröre bakışta eskisi gibi, HDP ve diğerleri görüntüsü olmamalı. Seçime parti olarak girme kararı, aday profili ve söylem farklılığı ile bir iddia sahibi olduğunu söyleyen ve bu ülkenin yönetimine soyunan bir partinin terör karşısında net bir duruş sergilememesi, sergileyememesi o partiye olan güveni ve bakışı doğrudan etkileyecektir. Yani, HDP, Benim kozum silah değil siyaset demeli ve buna herkesi inandırmalıdır. AÇIKLAMALARA BAKARAK 7 Haziran Genel Seçimleri yaklaşırken terör örgütü PKK çözüm sürecinin getirdiği huzuru bozmak için harekete geçerken yaşanan Ağrı daki terör olayının amacı, vatandaşları HDP den başka partiye oy vermemeleri yönünde tehdit şeklinde açıklanınca konu siyasiler tarafından daha farklı ele alındı. ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU NUN DEĞERLENDİRMELERİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Kimileri hala eski alışkanlıklarını sürdürerek, şiddete ve silaha sarılarak, halkımızın iradesine ipotek koymaya çalışıyor. Bu tür girişimlere, kamu düzenini bozmaya yeltenenlere, vatandaşlarımızın özgür iradesine ipotek koymaya kalkışanlara asla müsamaha gösterilemez. Güvenlik güçlerimiz, askeriyle, polisiyle, istihbaratıyla gece gündüz teyakkuz halinde halkımızın huzur ve güvenliğini sağlamaya devam edecektir. Bütün gücümüzle bunların karşısında duracağız. Başbakan Ahmet Davutoğlu (Twitter adresinden): Ağrı'daki hain saldırıya gerekli cevap Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından veriliyor Kimse şüphe etmesin. İnsanlarımızın özgür iradeleriyle oy kullanacakları seçimin güvenliği mutlaka sağlanacaktır. İçişleri eski Bakanı Efkan Ala: Sandık deyip geçmemek lazım. Orayı gözümüz gibi korumak lazım. Onun için bugün köylere inip, işte bu çatışma da ondan dolayı çıkmış. İnsanların iradesini ipotek altına almaya çalışan ve bunu silahla yapan terör örgütü, o da bilmeli ki sandığa yapılan her saldırı, millet iradesine yapılmış saldırıdır. Devletin, milletin görevi, işi de bunu garanti altına almak, koruma altına almaktır. Buraya dokundurmamaktır. DEMİRTAŞ A TEPKİ HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Ağrı da bir çatışma değil, önceden planlanmış, provası yapılmış, önceden hazırlanmış sahte bir kurgu operasyon vardı sözleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu ndan tepki gördü. Davutoğlu, Çok açık bir şekilde söylüyorum, Sayın Demirtaş yalan söylüyor ve gerçekleri saptırıyor. Tam seçim ortamına Türkiye girmişken ve herkes seçim kampanyasına hazırlanırken, maalesef son derece provokatif ama bu provokasyon tamamıyla bölücü terör örgütünün taraflarından gelmiştir VE BİR ÖNEMLİ UYARI Biz terörü kendi içimizde tartışıyoruz ama Türkiye deki terör her zaman dış bağlantılı, dış kaynaklı olmuştur. Bunun en çarpıcı örneğini hem son terör olayında gördük hem de Milli İstihbarat Teşkilatı nın, İçişleri Bakanlığı na gönderdiği ve Şam yönetiminin 7 Haziran seçimleri öncesinde Türkiye ye yönelik yeni eylem planı yla ilgili özel bir yazıda görmek mümkün. MİT in yazısında, adi suçlardan tutukluyken serbest bırakılan mahkumların eylem için Türkiye ye gelebilecekleri uyarısında bulunuldu. Bu uyarı boş bir uyarı değil. Medyaya da yansıdığı gibi; yazıda, Türkiye de provokatif eylemler gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla adi suçlardan tutuklu yaklaşık 5 bin mahkuma Şam, Lazkiye ve Tartus'ta eğitim verildi bunlardan 2 bin 400 ü Şam'daki Adra Hapishanesi'nden salıverildi. HEDEFTEKİ ŞEHİRLER MİT yazısında ayrıca; bu kişilerin Cilvegözü ve Öncüpınar Sınır Kapıları ile Beyrut üzerinden İstanbul ve Mersin'e gelerek İstanbul, Mersin, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay ve İskenderun'un da aralarında bulunduğu 12 farklı yere gitmelerinin planlandığı belirtildi. Başta güvenlik görevlileri olmak üzere herkes çok dikkatli olmak durumunda. Seçimin ve Türkiye nin güvenliği buna bağlı Çavuşoğlu: PAPA da çelişki ve ayrımcılık var ANKARA- Ermeni yalanlarının, 1915 olaylarının100. yılı dolayısıyla başlattığı kampanya Vatikan da starta aldı. Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco'nun, 1915 olaylarında ölenleri anmak için Vatikan'da düzenlediği ayinde, 20'nci Yüzyılın ilk soykırım kurbanlarının Ermeni toplumu olduğunu söylemesi, doğal olarak Türkiye de büyük bir tepkiyle karşılandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözleri konusunda, "Bosna ve Ruanda olayları uluslararası mahkemelerce soykırım olarak saptanmasına rağmen bunlara 'toplu kıyım' diyor ama hukuken tanınmayan 1915 olaylarıyla ilgili 'soykırım' ifadesini kullanıyor. Burada bir çelişki ve ayrımcılık var" Çavuşoğlu, resmi ziyaret için bulunduğu Moğolistan'da, Dışişleri Bakanı Lundeg Purevsuren ile görüştü, ardından basın toplantısı yaptı. Papa'nın Ermeni iddialarıyla ilgili sözlerine ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Papa tarafından kullanılan ifadenin hukuki geçerlilik taşımadığını vurguladı. Çavuşoğlu, "Her şeyden önce hem Papa hem de Ermeni temsilcilerin yaptığı açıklamalar tarihi ve hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır" "Papa dünkü açıklamasında çekilen acılar arasında maalesef ayrımcılık yaptı. Türklerin ve Müslümanların çektiği acıları, zulümleri ve ölümleri adeta görmezden geldi" diyen Çavuşoğlu, Ermeni olaylarının tarihsel çerçevesinden çıkartıldığına dikkati çekti. Çavuşoğlu, "Maalesef tarih, siyasete alet edildi. Her şeyden önce bir din adamının özellikler son yıllarda artan ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük karşısında hoşgörü, barış ve kardeşlik mesajı vermesi gerekiyordu" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Papa'nın Kasım 2014'te Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında sarf ettiği ifadelerle de ciddi bir şekilde çeliştiğini belirterek, şunları söyledi: "Soykırım hukuki bir kavramdır. Kendi koşullarını yerine getirmeyen bu iddialar tamamen iftiradan ibarettir. Biraz önce Papa'nın ifadelerinde Müslüman ve Türk ve Hristiyanlar arasında bir ayrımcılık yaptığını vurgulamıştım veya çekilen acılar konusunda... Örneğin Bosna ve Ruanda olayları uluslararası mahkemelerce soykırım olarak saptanmasına rağmen bunlara 'toplu kıyım' diyor ama hukuken tanınmayan 1915 olaylarıyla ilgili 'soykırım' ifadesini kullanıyor. Burada bir çelişki ve ayrımcılık var." Papa'nın bu yaklaşımının kabul edilemeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Her açıdan tartışmalı, ön yargılara dayalı, tarihi tahrif eden ve yaşanan acıları tek bir dinin mensuplarına indirgeyen bu ifadeler Türkiye ve Türk milleti için yok hükmündedir" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Mehmet Paçacı'yı istişare için Ankara'ya çağırdıklarını anımsatan Çavuşoğlu, bu görüşmeler sonrası atılacak adımların kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti. Halaçoğlu nun seçim tahmini... KAYSERİ- MHP'nin Kayseri 1'inci sıra milletvekili adayı olan MHP Kayseri Milletvekili ve Grup Başkanvekili, Yusuf Halaçoğlu, partisinin il merkezinde Almanya'dan gelen bir grup Kayserili gurbetçiyle görüştü. Görüşme sonrası açıklama yapan Halaçoğlu, halkın bu seçimlerde MHP'yi tercih etmesi için birçok neden olduğunu söyledi. Konuşmasında seçim değerlendirmesi de yapan Halaçoğlu şöyle konuştu: 7 Haziran seçimlerinde hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir oy alacağımızı düşünüyoruz, tahmin ediyoruz biz. Yaptığımız kamuoyu yoklamaları ve kendi değerlendirmelerimizde, yüzde 30'un üzerinde oy alacağımızı düşünüyoruz.yüzde 41'lere kadar çıkabilecek bir pozisyonumuz var. Türkiye genelinde birinci parti olma ihtimalimiz de yüksek. Yüzde 23.5 MHP'ye oy verecek bir kesim var, yüzde 18 de MHP'ye oy verebilirim, diyen bir kesim var. Halkın MHP'yi tercih etmesinde çok çeşitli nedenler var. Bunların başında da yolsuzluklar geliyor. Seçim çalışmalarını Kayseri'de sürdüren Yusuf Halaçoğlu, Cumhurbaşkanının tutum ve davranışlarının tarafsızlık ölçüsüne ve ettiği yemine yakışmadığını öne sürdü. Davutoğlu: Papa nın makamına yakışmadı İSTANBUL-Başbakan Ahmet Davutoğlu, Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözleri konusunda, "Eğer dış faktörler olmamış olsaydı muhtemelen 1915 yılında yaşanan acı olaylar yaşanmayacaktı. Bu acıları tek taraflı olarak okumak, sadece insanoğlunun bir kısmının acılarına sahip çıkıp diğerinin acılarını örtmek, Sayın Papa'ya ve bulunduğu makama yakışmamıştır" Davutoğlu, Cemal Reşit Rey Kongre Merkezi'ndeki Meridyen Derneği Kutlu Doğum Haftası Programı-Mevlidi Şerif Programı ile 6. Hadis ve Siret Araştırmaları Ödül Töreni öncesinde basın mensuplarının soruları üzerine, Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözlerini değerlendirdi. Dini liderlerin birinci görevinin, tarihi tartışmalar üzerinden yeni bir çatışma ve nefret ortamı oluşturmaktansa, insanları birliğe, barışa ve birlikte yaşamaya davet etmeleri olduğunu belirten Davutoğlu, Papa Franciscus'un da Türkiye'ye geldiğinde verdiği mesajların bu yönde olduğunu hatırlattı. "Ancak maalesef zamanla üzerindeki bazı etkiler ya da kendisinin tarih alanındaki bilgisizliği, yeterliliği yetersizliği bugün bahsettiğiniz türde bir açıklamayı beraberinde getirdi" diyen Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı'ndan da bugün konuyla ilgili gerekli açıklamanın yapıldığını, Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi'ni istişareler için Türkiye'ye davet ettiklerini ve gerekli tepkileri gösterdiklerini kaydetti. Davutoğlu, şöyle devam etti: "Buradan Sayın Papa'ya, bütün Hristiyan alemine bir çağrıda bulunmak istiyorum: Tarihi tartışmaları açacak olursak herhalde bundan en fazla, bir anlamda utanç duyacak olan unsurlar, Avrupa içindeki unsurlardır. Engizisyon mahkemeleri ve onun getirdiği, İspanya'dan kaçan Yahudilerin ve Müslümanların sığınağı Türkiye olmuştur. Bu 500 sene önceydi. O yıllarda İstanbul, Türklerin, Ermenilerin, Rumların, Müslümanların, Hristiyanların, Yahudilerin birlikte barış içinde yaşadığı bir şehirdi ve hep böyle ola geldi. Eğer dış faktörler olmamış olsaydı muhtemelen 1915 yılında yaşanan acı olaylar yaşanmayacaktı. Bu acıları tek taraflı olarak okumak, sadece insanoğlunun bir kısmının acılarına sahip çıkıp diğerinin acılarını örtmek, Sayın Papa'ya ve bulunduğu makama yakışmamıştır. Acılar ve özellikle savaş dönemlerinde yaşanan acılar paylaşıldığı zaman, karşılıklı olarak bu acılar anlaşıldığı ve adil bir hafızayla bu acılara sahip çıkıldığı zaman, barış ortamı doğar. Bunun güzel bir örneği aslında yine bugünlerde Çanakkale Savaşı'nda Gelibolu'da yaşanan acılar üzerinde ortaya çıkan Türk ve Avusturalya, Yeni Zelanda halkları arasındaki barış ve dostluk ortamıdır." Dışişleri: İftira ANKARA- Dışişleri Bakanlığından, Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddiaları konusunda yaptığı konuşmanın tarihi ve hukuki gerçeklerle bağdaşmadığı ve Türkiye açısından "yok hükmünde olduğu" belirtildi. Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Papa Franciscus ve Ermeni temsilcilerinin 1915 olayları konusunda Vatikan'daki Aziz Petrus Bazilikası'nda düzenlenen ayinde dile getirdiği ifadelerinin tarihi ve hukuki gerçeklerle bağdaşmadığı bildirildi. Açıklamada, Papalık makamına geldiği günden bu yana, dünyada farklı gruplar arasında barış ve dostluğun tesis edilmesini savunduğunu belirtenpapa Franciscus'un, çekilen acılar arasında ayrımcılık yaptığına, seçici bir bakış açısıyla 1. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybeden Türk ve Müslüman halkların uğradığı mezalimi görmezden geldiğine, başta Ermeniler olmak üzere sadece Hristiyanların acılarını öne çıkardığına yer verildi. "Tarihin siyasete alet edildiği bu ayinde, geçmiş yüzyıllarda Anadolu'dan uzak coğrafyalarda yaşanan büyük acılar ve açılan karanlık sayfalar, bu meyanda sömürgeciliğin zulmü tamamen gözardı edilerek, 1915 olaylarıyla ilgisi olmayan, yüzlerce yıl Anadolu'da birlikte yaşadığımız Hristiyan kardeşlerimizin zikredilmesi kabul edilemez" denilen açıklamada soykırımın hukuki bir kavram olduğu vurgulandı. "Hukukun koşullarını yerine getirmeyen iddialar, ne kadar yaygın kanaat mefhumuyla açıklanmaya çalışılırsa çalışılsın, iftiradan ibarettir" ifadesine yer verilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: "Papa Franciscus'un konuşmasında Bosna ve Ruanda'da uluslararası yetkili mahkemelerce soykırım oldukları saptanmış acı olaylar 'toplu kıyım' olarak zikredilirken, hakkında hiçbir mahkeme kararı olmayan 1915 olaylarına soykırım denmesi manidardır. Bu çelişkinin adalet ve vicdan kavramlarıyla izah edilmesi mümkün değildir. Üzüntüyle görüyoruz ki Papa Franciscus'un bugün düzenlenen ayindeki sözleri, Kasım 2014 tarihleri arasında ülkemize gerçekleştirdiği ziyarette ve dönüş yolunda 'iki tarafın da iyi niyetli olduğunu, uzlaşının gerçekleşmesi için taraflara yardım edilmesi ve halkların uzlaşması için dua edilmesi gerektiğini' belirten ifadelerinden ciddi bir sapmadır. Oysa, Türkiye ziyareti sırasında ve akabinde verilen mesajlardan sonra, bugün düzenlenen ayinde, 1. Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybeden her bir can için Hristiyan, Müslüman, Musevi olduğuna bakılmaksızın dua edileceği ve Tanrı'dan rahmet dilenmesi üzerinde bir uzlaşıya varılabileceğini düşünmüştük. Papanın bugünkü ifadelerinden, gelecek nesillere dostluk ve barış miras bırakmak yerine tarihten husumet çıkarmakta inat eden Ermeni anlatısının etkisi altında kaldığını görüyor ve bu tutumu reddediyoruz. Papalık gibi ulvi bir makamdan, tarihi olaylar hakkında dini ayrımcılığa ve tek yanlı yorumlara prim verip, tarihten husumet çıkartanları desteklemek yerine, özellikle dünyanın halen içinde bulunduğu hoşgörüsüzlük, ayrışmalar ve çatışmalar ortamında etnik ve dini ayrımcılıkları reddeden evrensel bir dilin inşa edilmesini sağlayacak ortak yaklaşımlara ve barışa hizmet etmesi beklenirdi." Açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 23 Nisan 2014'te yayınladığı mesajda yer alan "Bugünün dünyasında tarihten husumet çıkarmak ve yeni kavgalar üretmek kabul edilebilir olmadığı gibi, ortak geleceğimizin inşası bakımından hiçbir şekilde yararlı da değildir" ifadesi aktarılarak, "Her açıdan tartışmalı, önyargılara dayalı, tarihi tahrif eden ve Birinci Dünya Savaşı koşullarında Anadolu'da yaşanan acıları tek bir dinin mensuplarına indirgeyerek takdim eden ifadeler Türkiye ve Türk milleti için yok hükmündedir" değerlendirmesi yapıldı.

13 dış dünya 13 Hillary Clinton başkan adayı WASHINGTON ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 2016 yılında yapılacak başkanlık seçimleri için yarışacağını bildirdi. NEW YORK - ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 2016 yılında yapılacak başkanlık seçimleri için yarışacağını bildirdi. Clinton, internet sayfasından video mesaj yöntemiyle yaptığı duyuruda Amerikalıların ekonomik olarak zor günlerden çıkmak için çok mücadele verdiğini belirterek ekonomik eşitsizliği düzeltmek için çalışacağını belirtti. Çeşitli toplum katmanlarından ve yaşlardan ABD'lilerin geleceğe ilişkin planlarına yer verilen videoda Clinton, "Ben de bir şeyler yapmak için hazırlanıyorum. Başkanlık için adayım. Amerikalılar ekonomik olarak zor günlerden çıkmak için çok mücadele verdi. Ama hala ekonomik olarak en üsttekiler daha avantajlı. Amerikalılar her gün bir savunucu arıyor işte ben o savunucu olmak istiyorum" Mesajında ailelere de vurgu yapan Clinton "Aileler güçlü olursa Amerika da güçlü olur. Sizlerin oyunu kazanmak için yollara çıkacağım. Umarım bana katılırsınız" ifadesini kullandı. Seçilmesi durumunda ABD'nin ilk kadın başkanı olacak Hillary Clinton, 2008 seçimleri öncesinde de partisinden başkan aday adayı olmuş ancak Demokrat Parti başkan adaylığını Barack Obama kazanmıştı. Clinton, Başkan Obama'nın ilk döneminde Dışişleri Bakanlığı görevini yürütmüştü. ABD'de konuya ilişkin yapılan değerlendirmelere göre, eski "Fırst Lady"nin başkanlığa giden yolda bazı sorunlarla da baş etmesi gerekiyor. Bunlar arasında Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunduğu süreçte 11 Eylül 2012'de Libya'nın Bingazi kentinde ABD konsolosluğuna yapılan saldırı ile görev süresi boyunca resmi yazışmalarında Dışişleri Bakanlığı yerine kendi özel mailini kullanması bulunuyor. Demokrat Parti'den aday adaylığı yarışında Clinton'ı zorlayabilecek bir rakibin karşısına çıkmasının beklenmediği belirtiliyor. ABD'de 2016 seçimleri için Cumhuriyetçi Parti'den halen Kentucky Senatörü Rand Paul ve Teksas Senatörü Ted Cruz aday adaylığını açıklamış durumdalar. Cumhuriyetçi Parti içinde aday adaylığı için birçok isim daha gündemde. Bu konuda adı en fazla geçen diğer isim eski başkan George W. Bush'un kardeşi eski Florida Valisi Jeb Bush. Bush'un son dönemde başkan adaylığı için bazı görevlerinden ayrılması ve seçim hazırlıklarına başlaması dikkati çekiyor. Ancak Bush henüz resmi olarak adaylığını duyurmadı. Bunun yanında, New Jersey Valisi Chris Christie, Senatör Marco Rubio, 2012 seçimlerinde Mitt Romney'nin başkan yardımcısı adayı olan Wisconsin Milletvekili Paul Ryan, bir önceki seçimlerde de aday olan ve ön seçimlerde sürpriz bir performans sergileyen eski Pennsylvania Senatörü Rick Santorum, Louisiana Valisi Bobby Jindal ve eski Arkansas Valisi Mike Huckabee'nin adları da zaman zaman 2016 yarışı için geçiyor. ABD'de karmaşık bir başkanlık seçim sistemi bulunuyor. Ülkede, seçim dönemi, uzun aşamalar ve karmaşık sistem nedeniyle tüm yıla yayılıyor. Başkanlığa aday olmak isteyenler, aday adaylıklarını açıklamalarının ardından kendi parti tabanında kulis yapmaya başlıyor ve ardından ön seçimlere gidiyor. Ön seçimlerde, her partinin aday adayı kendi partisinin kayıtlı seçmenlerinin karşısına çıkıyor. Burada da sistem iki aşamalı işliyor. İlkinde, her eyaletteki partilerin kayıtlı seçmenleri, parti genel kurulunda hangi adaya oyunu vereceğini belirlemek üzere delegeleri seçiyor. Genel Kurul'da da eyaletlerin delegeleri oylarını o eyaletteki seçmenin kararına göre kullanıyor ve çıkan sonuçlara göre partinin başkan adayı belli oluyor. Daha sonra da iki partinin başkan adayları ülke genelindeki başkanlık seçiminde yarışıyor. Srebrenitsalı kurbanlar anıldı SREBRENİTSA - Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da, 12 Nisan 1993 tarihinde Sırp askerleri tarafından atılan hava topu mermisinin şehirdeki okulun oyun alanına düşmesi sonucu hayatını kaybeden 74 kişi törenle anıldı. Saldırının düzenlendiği oyun alanında gerçekleştirilen anma törenine Bosna Hersek Federasyonu Başkan Yardımcısı Melika Mahmutbegoviç, Srebrenitsa Belediye Başkanı Çamil Durakoviç, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kurban yakınları katıldı. Srebrenitsa Belediye Başkanı Durakoviç, burada yaptığı konuşmada, saldırıda hayatını kaybeden masum sivillerin unutulmamasının önemine işaret ederek "Bu katliamı unutamayız. Bir anda onlarca insan hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden her kurbanı, kendi ailemden biri olarak görüyorum" diye konuştu. Bosna Hersek Federasyonu Başkan Yardımcısı Mahmutbegoviç de Srebrenitsa'ya her gelişinde hüzünlendiğini ifade ederek geçmişin değiştirilemeyeceğini ancak her şeye rağmen diğer halklarla yeni bir gelecek inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Hatica Mehmedoviç, buradaki katliamla ilgili kimsenin yargılanmadığına işaret ederek "Burada masum insanlar öldürüldü. Sorumluların bulanacağını umuyorum. Bu ve benzer olayların bir daha tekrarlanmaması için mücadele etmeliyiz. Genç nesiller, daha parlak bir gelecek için burada olanları bilmeli" ifadesini kullandı. Katliamda kızını kaybeden Fikret İbrahimoviç de acısının hala çok taze olduğunu belirterek "Her yıl acım daha da artıyor" Srebrenitsa'da 1995 yılında yapılan soykırımda da iki oğlunu kaybettiğini anlatan İbrahimoviç, iki oğlunun ve kızının Potoçari'deki mezarlığa defnedildiğini söyledi. Katliam günü oyun alanında bulunan Hasan Hasanoviç de o gün futbol oynayan çocukları izlediğini belirterek "Havan topu mermisi düştü ve her yeri siyah duman kapladı. Birkaç dakika ne olduğunu anlayamadım. Çığlıklar duyuldu. Arkamda oturan bazı kişilerin elleri yoktu. Onların öldüğünü düşündüm" diye konuştu. Törenin ardından Srebrenitsa Soykırımı kurbanlarının defnedildiği Potoçari'deki Anıt Mezarlığı ziyaret edildi, buradaki anıta çelenk bırakılıp dua edildi. Sırp mevzilerinden 12 Nisan 1993 tarihinde atılan havan topu, gençlerin savaş atmosferinden uzaklaşması amacıyla düzenlenen futbol turnuvasının yapıldığı Srebrenitsa'daki okulun oyun alanına isabet etmişti. Saldırıda, 74 kişi hayatını kaybetmiş, 100'ün üzerinde Boşnak yaralanmıştı. Almanya, Peşmergeye yeni silahlar gönderiyor ERBİL - Almanya Dışişleri Bakanı Yardımcısı Markus Grübel, ülkesinin bu ay içerisinde Peşmerge güçlerine yeni silahlar göndereceğini bildirdi. Grübel, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Mesrur Barzani ile Erbil'de bir araya geldi. Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) resmi internet sitesinde yayımlanan açıklamaya göre Grübel, görüşmede Kürt güvenlik güçlerine yeni bir silah yardımı yapacaklarını belirtti. Almanya'nın, Peşmergeye yönelik silah ve askeri desteğine devam edeceğini dile getiren Grübel, "Bu ay içinde Peşmergeye askeri malzemeler, milan anti-tanklar, mayın imha cihazları ve patlayıcı maddelerden oluşan yeni bir yardım yapacağız. Almanya'nın bu konuda verilmiş milli bir sözü var" ifadelerini kullandı. Mesrur Barzani ise DAEŞ'in yenilgiye uğratılması için dost ülkelerle birlikte hareket etmenin önemine vurgu yaptı. Barzani, Almanya ve diğer ülkelerden Peşmerge güçleri için daha fazla askeri destek beklediklerini bildirdi. DAEŞ'le mücadelede kullanması için daha önce Kürt yönetimine silah ve mühimmat yardımı yapan Almanya, Bavyera Eyaleti'nde 30 Peşmergeye milan anti-tankların kullanımı ve diğer konularda askeri eğitim vermişti. Obama: Hillary Clinton'ın mükemmel bir başkan olacağını düşünüyorum - ABD Başkanı Barack Obama, eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın 2016 yılı seçimlerinde seçilmesi halinde "mükemmel bir başkan" olacağını söyledi. Panama'da düzenlenen Amerika Devletleri Zirvesi'nin ardından basın toplantısı düzenleyen Obama, Hillary Clinton'ın 2016 yılı başkanlık seçimlerine olası adaylığıyla ilgili soruları da cevapladı. Obama, 2008 yılındaki başkanlık seçimlerinde Clinton'ın Demokrat Parti içerisinde kendisine karşı yarıştığını ve güçlü bir aday olduğunu hatırlatarak, o yıl yapılan seçimlerde Clinton'ın kendisine desteğinden övgüyle söz etti. Beyaz Saray'daki ilk döneminde BULMACANIN ÇÖZÜMÜ de, Hillary Clinton'ın "olağanüstü bir dışişleri bakanı" olduğunu dile getiren Obama, Clinton'ın seçilmesi halinde, "Onun mükemmel bir başkan olacağını düşünüyorum" Hillary Clinton'ın başkanlık yarışı için Demokrat Parti'den adaylığını bugün sosyal medya üzerinden duyurması bekleniyor. Obama: Küba'da rejim değişikliği peşinde değiliz WASHINGTON - ABD Başkanı Barack Obama, ABD'nin Küba politikasında değişikliğe gitmesinin hem ABD'de hem de Küba'da büyük bir çoğunluk tarafından desteklediğini belirterek, "Küba ile ilişkilerimizi normalleştirmeye devam edeceğiz" ABD Başkanı Obama, Panama'da düzenlenen Amerika Devletleri Zirvesi'nin ardından başkent Washington'a hareketinden önce basın toplantısı düzenledi. Obama, Küba Devlet Başkanı Raul Castro ile zirve kapsamındaki "tarihi" görüşmesiyle ilgili bir soru üzerine, "Raul Castro ile aramda çok samimi ve verimli bir görüşme yaptım" ifadesini kullandı. Castro ile daha önce iki kez telefonda bir kez de bugün yüz yüze görüşme gerçekleştirdiğini bilgisini veren Obama, "Toplumun nasıl yönetilmesine dair farklı görüşlerimiz var. Castro'ya demokrasi, insan hakları, toplanma özgürlüğü ve basın özgürlüğü konularında sesimizi yükseltmeyi sonlandırmayacağımızı doğrudan ilettim" diye konuştu. Küba'nın da ABD politikalarına yönelik kaygılarını dile getirmeye devam edeceğini belirten Obama, iki ülkenin diplomatik ve ekonomik ilişkilerinin normalleştirilmesi çabalarının devam edeceğini kaydetti. Obama, "Küba ile ilişkilerimizi normalleştirmeye devam edeceğiz" "Küba'da rejim değişikliği peşinde değiliz" diyen Obama, "Biz ne yaparsak yapalım, Küba'ya bir değişim geliyor" ifadesini kullandı. Obama, Küba ile on yıllardır işlemeyen bir politikanın ardından yeni bir şey denemek istediklerine vurgu yaparak, Küba'nın ABD için bir tehdit oluşturmadığının altını çizdi. ABD için terör örgütü DAEŞ'in, İran'ın nükleer silah elde etmesinin, Yemen ve Libya'daki silahlı grupların ve Boko Haram'ın tehdit oluşturduğuna vurgu yapan Obama, "Küba, ABD için bir tehdit değildir" açıklamasında bulundu. Washington ile Havana'da karşılıklı elçiliklerin açılması noktasında Küba tarafında şu anda bazı endişeler bulunduğu belirten Obama, bu noktada bir çerçeve belirlediklerini ancak detayların önemli olduğunu dile getirdi. Obama, Castro ile görüşmesinde, ABD Dışişleri Bakanlığının Küba'nın teröre sponsor olan ülkeler listesinden çıkarılmasının ele aldıklarını ve bu noktadaki kararını ilerleyen günlerde vereceğini belirterek, Washington'a dönüşte bakanlığın tamamladığı değerlendirmeyi inceleme imkanı bulacağını ifade etti. Panama'daki zirve kapsamında, elli yıl sonra ilk kez bir ABD Başkanı ile Küba Devlet Başkanı yüz yüze görüşme yaptı. ABD Başkanı Barack Obama ve Küba Devlet Başkanı Raul Castro, bugün ilk kez bir araya gelmişlerdi

14 14 TURİZM Antalya, Fransa'daki golf pazarının peşinde "Turizmin başkenti" Antalya'nın yaklaşık 1 milyon lisanslı golf sporcusu bulunan Fransa pazarından pay almasını sağlamak amacıyla Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) ve Türk Hava Yolları (THY) işbirliğinde çalışma başlatıldı. İzmir'i en çok Almanlar gezdi İZMİR - Sahip olduğu kültürel ve tarihi mirası, doğal güzellikleriyle Türkiye'nin önemli turizm destinasyonlarından olan İzmir, yılın ilk 3 ayında çoğunluğu Alman yaklaşık 80 bin yabancı turist çekti. AA muhabirinin İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgiye göre, Meryem Ana Evi ve Efes ören yeri, tatil yöresi Çeşme, UNESCO'nun geçen yıl Dünya Miras Listesine aldığı Bergama gibi değerlere sahip İzmir'i 2015 yılının ilk çeyreğinde 79 bin 267 ziyaretçi gezdi. Mart ayı üç aylık dönemde en hareketli ay oldu. Ocak ayında 17 bin 851, şubat ayında 25 bin 147 olan turist sayısı, mart ayında 36 bin 269'a yükseldi. İzmir'e gelen yabancıların çoğunluğunu Almanlar oluşturdu. Turistlerin yaklaşık yüzde 36'sı Almanya'dan geldi. Alman 28 bin 627 ziyaretçiyi, İngiliz 8 bin 53, İranlı 6 bin 542 ziyaretçi takip etti. Yunanistan, Danimarka ve İtalya da en çok turist gönderen ülkeler arasında yer aldı. İzmir'in üç aylık dönemde en az turist çektiği ülkelerin başında Suudi Arabistan ve Sudan geldi. İki ülkeden, 3 ayda sadece birer turist geldi. Bu ziyaretçiler şehrin "yalnız" turisti oldu. Bangladeş, Yemen ile Venezuela en az turistin geldiği ülkelerden oldu. "Ege'nin incisi" olarak tanımlanan İzmir'i geçen yıl 1 milyon 294 bin kişi ziyaret etmişti. Geçen yılın ilk üç ayındaki turist sayısı ise 88 bin 156 olmuştu. Bu yılın aynı dönemindeki turist sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 10 azaldı. ANTALYA - BAKA ve THY tarafından Antalya'ya davet edilen Fransız golf seyahat acente temsilcilerine, Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Bölgesi'ndeki golf sahaları tanıtıldı. BAKA Spor Turizmi Koordinatörü Osman Erol, Crystal Tat Beach Otel'de düzenlenen basın toplantısında, Antalya'da spor turizmini geliştirmek amacıyla BAKA bünyesinde 4 kişilik bir ekip kurduklarını, yurtdışındaki spor potansiyelleri üzerinde çalışma yaptıklarını söyledi. Bu doğrultuda 1 milyonun üzerinde lisanslı golf sporcusu bulunan Fransa pazarından Türkiye'nin de pay almasını sağlamak amacıyla bu ülkedeki golf seyahat acentelerini Antalya'ya getirdiklerini anlatan Erol, hem otelleri hem de golf sahalarını tanıttıklarını kaydetti. Burada golf oynayan, kaliteli hizmeti yaşayan seyahat acente temsilcilerinin bölgeyi daha iyi pazarlayacağını düşündüklerini dile getiren Erol, "Fransa'da önemli bir golf potansiyeli var. Amacımız en iyi golf destinasyonu seçilen Belek'i tanıtmak. Misafirlerimiz golf sahalarını ve lüks otellerimizi gezecekler. Umarım iyi bir başlangıç olacak" Fransız seyahat acentesi Golfexpedition Voyages Do'c'un üst düzey yöneticisi Maud Morel de ülkelerinde 1 milyonun üzerinde lisanslı golf sporcusu bulunduğunu bildirdi. Sporcuların genellikle İspanya, Portekiz, Fas ve Tunus'daki golf sahalarını tercih ettiklerine işaret eden Morel, "Ulaşım imkanlarının kolaylığı ve yakınlıktan ötürü İspanya ve Portekiz'i tercih ediyoruz. Türkiye'deki sahaları görünce buraya da sporcu yönlendirmek istiyoruz" diye konuştu. Morel, Türkiye'nin Fransız golfçüleri çekebilmesi için iyi bir tanıtım yapması ve Fransa'dan Antalya'da doğrudan uçak seferlerinin düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'ye gelen sporcuların sonraki yıllarda da Antalya'yı tercih edeceklerine inandıklarını ifade eden Morel, "Fransız golfçüler Fas ve Tunus'a gitmekten bıktı, Türkiye önemli bir seçenek olabilir" Greens Du Monde Seyahat Acentesi Satış Sorumlusu Amandine Salesky de bu seyahatin Türkiye'ye sporcu göndermeleri açısından olumlu olduğunu belirtti. Antalya'da güzel bir tablo ile karşılaştıklarına dikkati çeken Salesky, şunları söyledi: "Önceden buradaki otellerin ve golf sahalarının kalitesinden emin olmadığımız için satış yaparken tereddüt yaşıyorduk ya da müşterimizi yönlendirmiyorduk. Şu anda Antalya'nın doğasına dokunduk, kokusunu aldık, yemeğini tattık, kalitesini gördük. Şimdi ne sattığımızı biliyoruz, bundan sonra pazarlamamız daha kolay olacak. Müşterilerimizi artık Antalya'ya yönlendirebiliriz." Fransız seyahat acente temsilcileri, 5 gün Antalya'da oteller ile golf sahalarında incelemelerde bulunacak, tarihi yerleri gezecek. ISSN GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 45 Sayı: Nisan 2015 Salı Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT Godzilla, turizm elçisi oldu TOKYO- Dünyaca ünlü Japon filminin karakteri Godzilla, Tokyo'nun Şincuku bölgesinin "turizm elçisi" oldu. Japonya'nın başkenti Tokyo'daki Şincuku bölgesinde bulunan Toho stüdyolarının binasının önüne Godzilla karakterinin 52 metrelik heykeli yapıldı. İlk filmi 1954'te Toho stüdyoları tarafından çekilen Godzilla'nın heykelinin açılışında ünlü Japon film karakteri, Şincuku Belediyesi tarafından "bölge sakini" ve "turizm elçisi" olarak ilan edildi. Toho stüdyoları 2004'e kadar 29 Godzilla filmi yapmış, 2004'te bir daha Godzilla filmi çekmeyeceklerini açıklamıştı. Geçen yıl Hollywood'da çekilen Godzilla filminin büyük başarıya ulaşmasının ardından Toho stüdyoları, gelecek yıl yeni bir film çekeceklerini ilan etmişti. Ülke, Japon film karakteri Godzilla heykeliyle bölgeye daha fazla turist çekmeyi amaçlıyor. Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 Obradovic, 14. Dörtlü Final peşinde İSTANBUL- Basketbol THY Avrupa Ligi çeyrek final serisindeki ilk maçta yarın İsrail temsilcisi Maccabi Electra ile karşılaşacak Fenerbahçe Ülker'in başantrenörü Zeljko Obradovic, kariyerinde bu kulvarda 14. kez Dörtlü Final yaşamak için takımını saha kenarından yönetecek. Ülkesinde Partizan takımıyla 1991 yılında başladığı teknik adamlık kariyerinde şu ana kadar büyük başarılar elde eden Obradovic, Dörtlü Final heyecanını bu kez Fenerbahçe Ülker'le yaşamak istiyor. Kariyerinde 8 Avrupa Ligi, 2 Saporta Kupası şampiyonluğu bulunan tecrübeli başantrenör, Avrupa'nın bir numaralı kupasında ilk Dörtlü Final heyecanını, teknik adamlığının ilk sezonunda İstanbul'da yaşadı sezonunda İstanbul'da düzenlenen Dörtlü Final'de Partizan'ın başında yer alan Obradovic, finalde İspanyol ekibi Joventut Badalona'yı yendikleri müsabakanın ardından ilk Avrupa kupasını kazandı. Kutlu'nun "Süper Lig" hesapları PTT 1. Lig'de son 7 maçta 6 galibiyet alarak play-off'a yaklaşan Gaziantep Büyükşehir Belediyespor'da, Spor Toto Süper Lig'e çıkmanın hesapları yapılıyor. Toros kaplanları" Arın'la kaybetmiyor GAZİANTEP - AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, sezona şampiyonluk hedefiyle başlayan mavi-beyazlı ekip, istediği sonuçları alamayınca ligin ilk yarısında teknik direktör değişikliğine gitti. Nurullah Sağlam'ın yerine Hakan Kutlu'yu getiren Gaziantep temsilcisi, bu süreçte de inişli-çıkışlı grafik çizdi. İkinci yarı Albimo Alanyaspor, Boluspor, Kayserispor ve Adanaspor'a yenilen Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, son haftalarda aldığı puanlarla taraftarını sevindirdi. Antalyaspor ve Elazığspor'u birer golle, Karşıyaka'yı ise 2-0'lık skorla geçen mavi-beyazlılar, Şanlıurfaspor'a 2-0 yenildi. Bu mağlubiyetin ardından yeniden çıkış yakalayan Gaziantep ekibi, Orduspor'u 2-0, Osmanlıspor'u 3-1, son olarak da Manisaspor'u 2-0'lık skorla geçti. Bu sonuçla puan cetvelinde 9'uncu sıradaki yerini koruyan Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, play-off'un iddialı birisi olmayı hedefliyor. Teknik direktör Hakan Kutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göreve geldiği günden beri play-off'u hedeflediklerini ve bunu başarmak için güzel bir performans ortaya koyduklarını söyledi. Ligin bitimine 7 hafta kala play-off'a çok yaklaştıklarını belirten Kutlu, "Son 7 haftada aldığımız altı galibiyetle büyük çıkış yakaladık. Bugün büyük bir başarı hikayesi yazıyoruz. Ligin 7. haftasında 4 puanla aldığımız takımımız, artık 38 puanla play-off'a kalmaya çalışıyor" İkinci yarı elde ettikleri 18 puanla ligin en çok puan toplayan takımlardan biri olduklarını dile getiren Kutlu, bu çıkışı son haftaya kadar sürdürmek istediklerini vurguladı. Kalan 7 maça galibiyet parolasıyla çıkacaklarını ifade eden Kutlu, şunları kaydetti: "Çıkışımız sürecek. Bu zorlu yolda Gaziantep halkını tribünlerde görmek istiyoruz. Hafta sonu sahamızda yapacağımız Samsunspor karşılaşması büyük önem taşıyor. Tribünlerin desteği sahadan üç puanla ayrılmamıza büyük katkı sağlayacaktır. Bu nedenle tüm Gaziantepli sporseverleri yanımızda görmek istiyoruz. Çünkü hedefe birlikte yürüyelim istiyoruz." ADANA - PTT 1. Lig ekibi Adanaspor'un teknik sorumlusu Eyüp Arın, teknik direktörler Levent Eriş ve Güvenç Kurtar'ın sezon içinde takımdan ayrıldığı dönemde çıktığı 5 maçta yenilgi görmedi. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, sezona "Süper Lig" hedefiyle başlayan ancak aldığı sonuçlarla beklentilere cevap veremeyen turuncubeyazlı takımda yaşanan teknik direktör sorunu, altyapı sorumlusu Eyüp Arın ile aşılmaya çalışılıyor. Uzun yıllar Adanaspor altyapı sorumluluğunu yapan Arın, ihtiyaç duyulduğunda A takımın başında yer alıyor. Adana ekibinin, "nöbetçi teknik adam" olarak anılan Arın ile çıktığı maçlardaki başarısı dikkat çekiyor. Sezona Teknik Direktör Levent Eriş ile başlayan ancak 13. haftadaki Kayserispor maçında rahatsızlanması nedeniyle görevi bırakan Eriş'in yerine, teknik sorumlu Eyüp Arın geçti. Adanaspor'un anlaştığı Güvenç Kurtar da 17. haftada devraldığı turuncu-beyazlı takımı, 25. haftadaki Altınordu maçına kadar yönetti. Altınordu deplasmanında alınan 3-1'lik mağlubiyetin ardından Kurtar dönemi de sona erdiğini için Eyüp Arın'a ikinci kez görev düştü. Turuncu-beyazlı takım, Arın idaresinde çıktığı Osmanlıspor maçında 1-1 berabere kaldı, Antalyaspor'u 1-0 yendi. Elazığspor ile yenişemeyen "Toros kaplanları", Denizlispor'u 2-0 mağlup etti, gol sesinin çıkmadığı Giresunspor deplasmanından ise 1 puanla döndü. Arın, yenilgi görmediği 5 maçta takımının hanesine 9 puan yazdırmayı başardı. Teknik sorumlu Arın, AA muhabirine, başarılı olabilmek için çok çalıştıklarını söyledi. Sezon içerisinde iki kez takımın başına geldiğini hatırlatan Arın, bu süreçte başarılı performans sergileyen tüm futbolcularını kutladığını kaydetti. Gözünü Rio Olimpiyatları na dikti ORDU- 23 Yaş Altı Avrupa Güreş Şampiyonası'nda Finlandiyalı rakibini 6-2 mağlup ederek Avrupa şampiyonu olan Fatih Başköy, Brezilya'da düzenlenecek 2016 Rio Olampiyatlarına katılarak Türkiye'yi temsil etmeyi hedefliyor. Polonya'da geçen ay düzenlenen 23 Yaş Altı Avrupa Güreş Şampiyonası'nda rakibini finalde yenerek Avrupa şampiyonu olan Fatih Başköy, AA muhabirine, Dünya Güreş Birliği tarafından düzenlenen şampiyonada finale yükseldiğini anlattı. Finalde de Finlandiyalı rakibi Lahti Thomas'ı 6-2 mağlup ederek altın madalyanın sahibi olduğunu belirten Başköy, 98 kiloda çıktığı maçlarda ülkeyi en iyi şekilde temsil ettiğini söyledi. Başköy, verdiği mücadelenin ardından başarıya ulaşmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirerek, "Bayrağımızı göndere çektirmeyi başardım. İstiklal marşımızı okutturmak çok mutlu bir andı. Bu şerefi yaşadığım ve yaşattığım için çok gururluyum" Kariyerine Avrupa şampiyonluğunu eklediği için çok mutlu olduğunu belirten Başköy, bundan sonra da çok çalışarak hedeflerine adım adım ulaşmak istediğini ifade etti. Milli güreşçi Başköy, Avrupa şampiyonu olmanın kariyeri açısından bir başlangıç olduğunu vurgulayarak, "Avrupa şampiyonluğu şu ana kadar kariyerim boyunca aldığım en iyi derece. İnşallah bundan sonra büyüklerde Avrupa ve dünya şampiyonlukları, Olimpiyatlarda da madalya hedeflerim var. İnşallah çalışarak bunları da elde edeceğime inanıyorum" diye konuştu. Bir sporcunun en büyük hedefinin olimpiyatlar olduğunu anlatan Başköy, şunları kaydetti: "Olimpiyatlar, bir sporcunun ulaşmak istediği son noktadır. Benim de 2016 Rio Olimpiyatlarına katılarak bayrağımı temsil edebilmek ve marşımızı okutturmak en büyük hedefim. Biliyorum ki buraya katılmak zaman, emek ve özveri istiyor. Ben de buna önem veriyor ve zaman ayırıyorum. Bunun için hem milli takım kamplarında hem de kendi kulübümde çok çalışıyorum. İnşallah bir gün gelecek buralarda olmak bana nasip olacak. Buna yürekten inanıyorum." Tutya'nın ilk hedefi final İZMİR - Fransa'nın Montpellier kentinde 15 Nisan'da başlayacak 6. Avrupa Artistik Cimnastik Şampiyonası'nda bayanlarda Türkiye'yi temsil edecek 3 sporcudan biri olan Tutya Yılmaz, "Öncelik hedefim şampiyonada final yapmak" Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Şampiyonası öncesinde yaptıkları çalışmaların çok verimli geçtiğini ve takım olarak turnuvaya hazır olduklarını belirtti. Hedeflerinin her zaman madalya olduğunu kaydeden Yılmaz, "Öncelikli hedefim şampiyonada toplamda ve dengede final yapmak istiyorum. Zaten madalya finalden sonra gelecektir" ifadelerini kullandı. Yılmaz, son dönemde yapılan çalışmalarla Türkiye'de cimnastiğin önemli bir yol aldığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Sistemimiz değişti. Büyük bir ilerleme katettik ama kendimizi daha fazla geliştirmemiz, tesislerimizin daha iyi olması lazım. Kız cimnastiğinde son dönemde Avrupa'da finallerde madalya için mücadele ediyoruz, bu önemli bir gelişme."

16 Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde çömlekçilikle uğraşan ustalar, hem zahmetli bir iş olan mesleklerini sürdürebilmek hem de yeni nesillere bunu öğretebilmek için hünerli elleriyle toprağa şekil vererek değişik amaçlar için kullanılan kaplar üretiyor. Toprak, hünerli ellerde çömleğe dönüşüyor ÇANAKKALE - ZEHRA AYDIN - CEM ŞAN - Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda yer alan Eceabat'ta yarım asırdır çömlekçilik yapan Abdulkadir Ateş (69), AA muhabirine, ilçe dışından getirdikleri toprağı makinelerde ezip erittiklerini söyledi. Bir süre beklettikleri toprağı, suyu çekilip sertleşmeye başladığında atölyeye aldıklarını belirten Ateş, "Kıvama gelen toprağa atölyedeki birkaç işlemin ardından çarklarda elle şekil veriyoruz. Bunun ardından boyayıp kurumaya bırakıyoruz. Daha sonra sırlama işlemi uygulayarak, bin derece sıcaklıktaki fırında pişirdiğimiz malzemeyi çıkarıp hediyelik eşya olarak pazarlıyoruz" Ateş, bu işe daha yatkın olduğu için atölyesinde genellikle kadın işçi çalıştırdığını anlatarak, çoğu çömlek ve hediyelik eşya olmak üzere günde ortalama 300 parça ürettiklerini dile getirdi. 100 YILLIK ÇöMLEKÇİ AİLENİN son temsilcisi Mesleğe başlamasına ilişkin bilgi veren Ateş, Çanakkale'de doğup büyüdüğünü, babasından kalma bu uğraşı çocukluğundan bu yana yaptığını aktardı. Ateş, mesleği babasından öğrendiğini söyleyerek, şöyle konuştu: "Aile olarak 100 yılı aşkın zamandır bu meslekle uğraşıyoruz. 1973'ten 1982'ye kadar Almanya'da kaldım ve orada da bu işi yaptım. Geldikten sonra şu anda çalıştığım dükkanı açtım ve hala burada mesleğime devam ediyorum. Almanya'da çalıştığım firmada bu çömlekler kalıpla yapılıyordu. El işçiliğiyle bir model yapıyordum. Onlar da bu modellerin kalıbını çıkarıp seri üretim yapıyordu. Çalıştığım firma ayrıca, her ay başka bir şehirdeki mal verdikleri büyük mağazalara beni götürüyordu. Ben de orada kurulan stantta bir hafta boyunca çömlekler yaparak sanatımı sergiliyordum. Bu sayede Almanya'nın birçok şehrine gittim. Tamamen el işçiliğiyle çömlek ve hediyelik eşyalar hazırlıyoruz. Ürünlerimiz tamamen el işi, kalıp kullanmıyoruz." Birkaç çırak yetiştirdiğini ifade eden Ateş, bu meslekte kazanç az olduğu için onların başka işlere yöneldiğini sözlerine ekledi. Başyapıt tablolar, müzayedede buluştu Türk resminin başyapıtlarının yer aldığı müzayedede ressam Sami Yetik'in "Milli Mücadele" konulu tablosu 820 bin liraya satıldı. İSTANBUL - Beşiktaş'ta bir otelde yapılan Antik AŞ'nin 286. müzayedesinde "Milli Mücadele" tablosunun yanı sıra Nazmi Ziya'nın "Fatih Camii" tablosu 737 bin, Halil Paşa'nın "Şakayıklar ve Kadın" tablosu 440 bin liraya alıcı buldu. Hoca Ali Rıza, Hikmet Onat, Feyhaman Duran ve Şevket Dağ imzalı tablolar da müzayedede yer aldı. Yaklaşık 500 sanatseverin katıldığı müzayedede, tuğralı gümüşler, tombaklar, "Yıldız" damgalı porselenler, Beykoz camları, çeşm-i bülbüller, bohemler, fermanlar, hatlar, hilye-i şerifler ve oryantalist ressamların "İstanbul" konulu önemli tabloları da beğeniye sunuldu. Müzayedenin sunumunu gerçekleştiren Antik AŞ'nin kurucusu Turgay Artam, Türk ve Osmanlı eserleri için ulaşılan rakamların sanat piyasası için çok önemli olduğunu belirtti. Fausto Zonaro'nun "Dervişler" tablosu, 210 bin liraya satıldı İSTANBUL - Pera Mezat Müzayedecilik tarafından gerçekleştirilen müzayedede, modacı Yıldırım Mayruk'un, 1960'lı yıllardan itibaren toplamaya başladığı 528 eser satışa sunuldu. Pera Mezat Müzayedecilik'ten yapılan açıklamaya göre, Dedeman Otel'de gerçekleştirilen müzayedede, Osmanlı saray ressamı Fausto Zonaro'nun "Dervişler" tablosu, 210 bin liraya satıldı. Eser, müzayedenin en pahalı eseri oldu. Osmanlı Türk ressamı Tekezade Sait Efendi'nin eski Türkçe imzalı, 1909 tarihli yağlı boya tablosu 22 bin 500, Migirdiç Givanian imzalı yağlı boya tablo 21 bin, Fabio Fabbi imzalı ahşap panel üzeri yağlı boya tablo ise 20 bin liradan alıcı buldu. Açıklamada görüşlerine yer verilen Yıldırım Mayruk, "Umarım yeni sahipleri, sağlıklı, mutlu ve huzurlu günlerde kullanarak yaşarlar ve gelecek nesillere bu eserleri koruyarak taşırlar. İnsanlık kültürünün nadide parçaları her dönem tarihin bir başka kaydıdır" ifadelerini kullandı. Pera Mezat Müzayedecilik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gacıroğlu ise Mayruk'un yaklaşık 50 yıldır topladığı birbirinden değerli eşyaları ve koleksiyonları sanatseverlerle buluşturmaktan mutluluk duyduklarını kaydederek, "Bugün katılımın bu kadar yoğun olması bizi çok sevindirdi. Koleksiyonerlerin heyecanlı artırışlarıyla güzel bir müzayede gerçekleştirdik" değerlendirmesinde bulundu. CANLI TUVAL... Denizli'de bir kişinin, bireysel olarak düzenlediği "sanat sokakta" etkinliğinde caddeden geçen vatandaşlara vücudunu boyatması renkli görüntüler oluşturdu. DENİZLİ- Kentte yaşamını sürdüren Türk asıllı Avusturya vatandaşı 27 yaşındaki Jurgen Willem, farklı bir etkinliğe imza attı. Willem, Gazi Bulvarı üzerinde "sanat sokakta" yazılı dövizle vatandaşların kendisini boyamasını istedi. Yoldan geçen vatandaşlar da Willem'in yanında duran fırça ve yağlı boyayla gencin tüm vücudunu boyadı. "Canlı tuval" olan Williem'in boyanmasını bazı vatandaşlar ilgiyle izleyerek hatıra fotoğrafı çektirirken bazıları da tepki gösterdi. Bulvardan geçen bir kadın da tepkisini "Oğlum sende akıl kalmadı mı?" sözleriyle dile getirdi. Willem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce de aynı yerde "Sarılmak Bedava" etkinliği düzenlediğini hatırlatarak şöyle dedi: "Bu etkinliği sanatın sokakta da yapılabileceğini kanıtlamak için yaptım. Bence sanat her yerde yapılabilmeli. Sadece salon içinde sanat olmaz. Amacım insanların kaynaşmasını sağlayabilmek. Hiç tanımadıkları insanı boyuyorlar. Vatandaşlar büyük ilgi gösterdi, farklı tepkiler de oldu ama ilgi çok hoşuma gitti. Bu gibi etkinliklerde toplum, gönüllüleri yalnız bırakmıyor."