ORAL HEMANJİOMALAR BİTİRME TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ORAL HEMANJİOMALAR BİTİRME TEZİ"

Transkript

1 T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakultesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı ORAL HEMANJİOMALAR BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Mehmet Ali KOLDAŞ Danışman Öğretim Üyesi : Doç.Dr. Yiğit TİFTİKÇİOĞLU İzmir -2012

2 ÖNSÖZ Oral hemanjiomalar adlı konunun araştırılmasında bana yardımlarını esirgemeyen, tecrübesiyle yol gösteren değerli ve sayın hocam Doç.Dr. Yiğit TİFTİKÇİOĞLU na teşekkürlerimi bir borç bilirim. İzmir Stj.Dt.Mehmet Ali KOLDAŞ

3 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ VE AMAÇ TANIMLAMA Klinik Bulgular Oral Görünüm Histopatolojik Görünüm SINIFLANDIRMA Kapillar Hemanjioma Kavernöz Hemanjioma Granuloma Pyojenikum Granuloma Gravidarum TEDAVİ VE PROGNOZ Elektrocerrahi Lazer Cerrahisi Sklerozan Terapi Kriyocerrahi Radyoterapi Steroid Terapisi TARTIŞMA VE SONUÇ ÖZET KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ

4 1.GİRİŞ AMAÇ Bebeklik ve çocukluk çağındaki vasküler anomaliler iki ana katagoriye ayrılır: hemanjiomalar, malformasyonlar (Mulliken&Glowacki, 1982). Hemanjioma terimi genellikle konjenital ve kazanılmış vasküler lezyonları tanımlamak için kullanılır. Vasküler doğum lekelerinin eski tanımlamaları anneye ait tesirin konseptinden kaynaklanmaktadır. Mulliken ve Young a göre bir hamile kadının duyguları hamilelik sırasında aşırı derecede etkilenmişse fetüs, şoku hisseder ve bunun sonucunda cilt lekesi ortaya çıkar (1988). Dolayısıyla doğum lekeleri annenin hamilelik sırasındaki duygusal durumunu ifade eden bir nesne görevi görür. Mesela, çilek, kiraz veya ahududu gibi meyveleri arzulamış olan veya bu meyveleri reddetmiş olan anneler, bebeğini silinmez şekilde lekelenmiş bulabilmektedirler. Gene Mulliken ve Young a göre vasküler anomalilerin yüzde ve kafatasında bulunması, annenin hamilelik sırasında kan görmesi sebebiyle elini bu bölgelere temas etmesine bağlanmaktadır. Nosolojiye ait terimler günümüzde de sıkça kullanılmaktadır; Çilek hemangioması (strawberry hemangioma), kiraz anjioması (cherry angioma), porto şarabı lekesi (portwine stain) ve sombalığı lekesi (solmon patch) örnek olarak verilebilir. Yunan isim soneki, -oma şişkinliği yada tümörü belirtir. Modern kullanımda, tümör hücrelerle ilgili hiperplazi ile tanımlanır. Hemanjioma çocuk çağının ensık rastlanılan tümörüdür; eski terimlerle eş anlamlıdır kapiller, hipertrofik ya da juvenile hemanjiom veya bening hemanjioendothelioma endothelial hücreler normal olarak, eğer varsa, çok az mitotik figürler ve çok uzun çift zamanları (long doubling times) gösterirler. Hızlı büyüyen hemanjioma, tümörün içi ve çevresinde, yeni beslenme ve boşaltma vasküler kanalları ile bunların yan kanallarının oluşması ve genişlemesini gerektirir. Çocukluk hemanjiomasının proliferasyon safhası yaşamın ilk yılındadır, sonraki birkaç yıl içerisinde involüsyon safhasına geçilir. (Tablo1)

5 Tablo 1; Vasküler Doğum Lekelerinin Biyolojik Sınıflandırılması Hemanjiomalar Proliferasyon Safhası İnvolüsyon Safhası Malformasyonlar Kapiller(CM) Lenfatik (LM) Venöz (VM) Arterial (AM) Kombine: Arteriovenöz (AVM) Kapillerlenfatik (CLM) Kapillervenöz (CVM) Kapillerlenfatikvenöz (CLVM) Bu bilgiler ışığında, klinikte nadir de olsa rastlayabileceğimiz oral hemanjiomaların tanınmasında yardımcı olma amacını taşıyan çalışmamızda oral hemanjiomaların tanımı ve sınıflandırması hakkında bilgi verilmiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalar kaynak alınarak oral hemanjiomaların etiyolojisi ve tedavisi ile ilgili yeni yaklaşımlar ele alınmış, ana tedavi şekli olan cerrahi dışındaki tedavi yöntemlerinin avantaj ve dezavantajları tartışılmıştır.

6 2.TANIMLAMA Hemanjioma, kan damarlarının proliferasyonu ile karakterize bir tümördür(2). Hemanjiomalar oldukça yaygın tümörlerdir ve bütün tümörlerin % 7 sini oluştururlar. Ayrıca çocukluk ve bebeklik döneminde görülen en yaygın tümörlerdir (3). Hemanjiomalar genellikle konjenitaldir ve genellikle beningdir. Kimi otoritelerin bulgularına göre, bu lezyon özellikle doğuştan varolan formdaki gerçek bir neoplazm değildir, bundan ziyade gelişim ile ilgili bir anormallik yada hamartomadır. Bu tümörler seyrek olarak çevresindeki dokuları istila ederler (4) 2.1 Klinik Bulgular Hemanjiomaların birçok vakası konjenitaldir ya da erken yaşta oluşur. Hemanjiomaların % 85 i birinci yaş sona ermeden gelişmektedir (Watson ve McCarthy). Açıklanamayan bir cinsiyet farklılığı vardır. Kız, erkek oranı %65 e, % 35 tir. Çoğunlıkla, baş ve boyunda ortaya çıkmaktadır ; baş ve boyunda vakaların % 56 sı, vücudun geride kalan 6/7 sinde ise vakaların sadece % 44 ü görülür. 2.2 Oral Görünüm Oral yumuşak dokuların hemanjioması, mukozada düz veya kabarık, koyu kırmızı veya mavi-kırmızı renkte ve bazen de iyi sınırlanmış bir lezyondur.(resim 1-2) (2) 2

7 Resim 1:Dilde Hemanjioma Resim 2: Dudakta Hemanjioma En fazla, dudak, dil, yanak mukozası ve damakta görülür. Tümör genellikle travmatize edilir, ülserleşir ve enfekte olur (Resim 3-4 ) (4). Resim3:Dilde Hemanjioma Resim4:Yüzde ve Dudakta Konjenital biteral Hemanjioma 3

8 Dudak damarlarının kesin, küçük damara ait formasyonları vardır. Bunlar, mikrocherry glomerulus ve venöz gölü olarak adlandırılır.(4) Maksilla ve mandibulada bazen santral hemanjiomalar meydana gelir (Resim 5). Resim5 : Kemiğin Santral Hemanjioması Bu tümör kemiği tahrip eder ve çeşitli görünüm ve büyüklükte olur. Çoğu kere de kist hissi verir. Bu tip santral yaraları acele olarak eksize etme girişimleri, seyrek de olsa, hastayı kansızlığa ve ölüm noktasına götüren feci kan kayıplarıyla sonuçlanabilir. Böyle kemikli lezyonlarda her zaman yarayı cerrahi olarak eksize etmeden önce akışkan içeriğini enjektör yoluyla çekme girişimi tavsiye edilir. Arteriovenöz anevrizma veya arteriovenöz fistül, klinik olarak hemanjioma ile karıştırılabilir, yaygın olmayan lezyonlardır. Arteriovenöz anevrizma konjenital veya kazanılabilir, sonrakiler travmatize olanlardır. (4) Tükrükbezi tümörlerinin %1 ini hemanjioma oluşturur. Tümörün %75 i konjenitaldir,%90 ı da 1 yaşında şekillenir,%15 kadarıda onuncu yıldan sonra görülür. Olayların %80 i Parotis bezinde dir, bazen tümöre bilateral rastlanır. Bu tümör çok kere 6 10 yaş arasında kendiliğinden kaybolur.(5) Yetişkinlerdeki tükrük bezi hemanjiomu kavernöz tip iken, çocuklardaki tükrük bezi 4

9 hemanjiomu genelde kapiller tiptir. Tedavisinde sklerozan ajanların enjeksiyonu, embolizasyon, veya gözlem uygulanır. Çoğu erken lezyonun spontan olarak gerilediği gözlemlenmiştir. Tümör büyüdüğü zaman cerrahi tedavi uygulanır (6). 2.3 Histopatolojik Görünüm Hemanjioma türlü yoğunlukta bağ doku ile desteklenen ve içerleri tek sıra endotellerle çevrili, çok sayıda küçük kapillalardan yapılmıştır. Tümör genç granülasyon dokusuna ve bazı pyojenik granülomlara çok benzer. Bazı vakalarda endotel hücrelerinde ileri derecede bir proliferasyon görülür. Çok küçük çocuklarda görülen jüvenil hemanjioendothelioma buna bir örnektir.genellikle bu tip lezyonların kapiller hemanjiomun olgunlaşmamış şekli olduğuna inanılır. Zamanla bu görünüşteki lezyonlar ya gerilerler ya da kapillerhemanjioma dönüşür. Kavernöz hemanjiom, içduvarları endotelle örtülü çok geniş kan sinüslerinden yapılmıştır.sinüslerin içi kanla doludur (2). 3. SINIFLANDIRMA Hemanjiomalar 1) Kapiller 2) Kavernöz 3) Epithelioid 4) Granüloma pyojenikum 5) Derin yumuşak doku hemanjioması 5

10 3.1 Kapiller Hemanjioma Kapiller hemanjiomalar bu şekilde adlandırılır. Çünkü bunların büyük bir kısmının çapı, normal kapillerin çapı ile aynıdır. Genellikle deride, subkutan dokuda ve ağız boşluğu ile dudakların mukoza membranında görülür. Büyük bir kısmının büyüklüğü bir kaç milimetreden bir kaç santimetreye değişen küçük lezyonlar halindedir. Karakteristiksel olarak, parlak kırmızı ve deri yüzeyinde aynı seviyede ya da biraz daha yüksektirler. Ender olarak saplı lezyonlar, geniş ya da ince bir sapa sahip olarak gözlenir.kaplayıcı endolteyum genellikle bozulmamıştır fakat açığa çıkan pozisyonlarda örtücü epitelyumun travmatik ülserasyonu en küçük travmada sızlayan, akan bir lezyon oluşturabilir. Yeni doğanların derisinde olan kapiller hemanjiomanın strawberry type (Çilek tipi) ilk bir kaç ayda hızla büyür. Bebek bir ila üç yaşlarında iken gözden kaybolmaya başlar ve vakaların %80 inde bebek 5 yaşına gelmeden tamamen geri çekilir (3). Mikroskopla muayenede bunların kapillerden teşekkül ettikleri ve fazlasıyla vaskülarize oldukları görülür. Bu kılcal damarlar, kıvrıntılar, yumaklar teşkil etmiş olup bazı yerlerde de genişlemişlerdir.bu damarlar bağ dokusu trabekülleriyle birbirine yapışmışlardır. Bu trabeküller arsındaki incecik sinirler de mevcuttur. (7) Histolojik olarak, yetersiz bağ dokusu olan stroma tarafından ayrılan ince duvarlı kılcal damarların yakın bir şekilde toplanıp paketlenmesinden oluşurlar. Kanallar, endothelial hücrelerce dizilir ve genellikle akışkan kan ile doludur. Çoğu zaman kısmen ya da tamamen trombozla etkilenirler ve organize olurlar. Damarların kopması yara izlerine neden olur ve bu da, bazı örneklerde bulunan hemosiderin piğmentini açıklar (3) 6

11 Ağızda görülen hemanjiomalar genellikle kapiller tip olup konjenital olabildikleri gibi sonradanda oluşabilirler. Yanakta, dilde, meydana gelirler. Damak ve dişeti kenarında ise ender olurlar ve değişik büyüklüklerde gözükürler. Mesleğimiz bakımından dikkati çeken bir noktada bunların daima travmalardan (Protez vs) yanak ve damak mukozasında meydana gelebildiğidir.(7) 3.2 Kavernöz Hemanjioma Kavernöz hemanjiomalar, geniş, kavernöz ve damarsal kanalların formasyonu ile ayırt edilirler.(3) Bunlar genişlemiş kapillerden oluşurlar ve erektildirler; bu genişlemiş kapillerler endothelial yapılı ince bir zarla bölmeler veya lakünler teşekkil ettiğinden bu tipe kavernöz denmiştir. Bu boşluklar arasında da ince bağ dokusundan yapılmış bölmeler bulunur. (Resim 6) (7) Resim 6:Kavernöz Hemanjioma Kabaca, bilinen kavernöz hemanjioma kırmızı - mavi, yumuşak, süngerimsi ve çapı 1 ila 2 cm olan bir kitledir. Histolojik olarak kitle kesin olarak tanımlanmıştır. Fakat enkapsüle değildir ve yetersiz bağ dokusu olan stroma tarafından ayrılmış, kısmen ya da tamamen akışkan kanla dolu geniş, 7

12 damarsal boşluklardan oluşur. Damar girişinde oluşan tromboz ya da kanalların kırılması histolojik görünümü değiştirebilir. (3) Santral anjioma çoğunlukla kavernöz tiptir ve nadir görülür. Kemik içinde vücuda gelenlerine daha da nadir olarak rastlanır. Bunlar çene kemiklerinde de bulunabilir. Bu santral tipte başlangıçta klinik olarak bir bulgu görülmez. Fakat daha sonra, kemikte yavaş ilerleyen bir ekspansiyonla sinirler üzerinde oluşan basınç ile ağrı meydana gelir. (7) 3.3 Granüloma pyojenikum (Lobüler Kapiller hemanjioma) Pyojenik granüloma, bening, kabarık ve kapillerden zengin bir lezyon olup deri ve muköz membranlarda ortaya çıkar.(8) Minör travmaya karşı oluşan granülasyon dokusudur. Ağız boşluğunda irritasyonlar fazla olduğu için, buralarda çok daha sıklıkla karşımıza çıkar.(9) Oral pyojenik granüloma en sık gingivayı tutar(resim 7). Alt dudak veya dilin dorsumu da sık tutulan yerlerdir. Dilde oluşan pyojenik granülom hemen hemen her zaman dilin dorsal yüzeyinde foreman çekumun önünde meydana gelir. Lezyon genelde pedinküllüdür. Yüzey sıklıkla ülsere olmuştur.lezyonun boyutları 0,5-2 cm arasındadır (Resim 8) (8) 8

13 Resim7:Dildeki pyojenik granüloma Resim 8: Mandibular gingivada pyojenik granüloma Klinik olarak bu lezyon, çok değişik şekillerdedir ve kesinlikle genişleme ile karakterlidir. Yumuşak, ateş kırmızısı ve parlak yüzeyli lokalize tümöre benzer, vegetatif bir kitledir. Geniş tabanlı, saplı-sapsız,polipoid, nodül veya lobüle gibi, birbirinden oldukça farklı şekiller gösterebilir. Bu lezyonda ülserasyon çok sıktır, ülser zemini ince fibrinopürülan bir eksuda ile kaplıdır. Ağrısızdır, kolayca kanayabilir. Anemnezde çabuk büyüme sık olup, eksizyon sonrası nüks nadir değildir. Etiyoloji için bakteriyel ve fiziksel irritasyonlar söz konusudur. Bakteriyel olarak düşük virülanslı mikroorganizmalar, fiziksel olarak da taşkın dolgu, diş taşı ve yemek artıkları gibi minör travma düşünülmektedir. Travmanın meydana getirdiği doku hasarı primer faktör olarak rol oynamakta ve buna mikroorganizmaların eklenmesi ile sekonder olarak yangısel bir reaksiyon oluşmaktadır.(9) Hormonal değişiklikler diğer bir etiyolojik faktördü5r. (8) Cinsiyet ve yaş ayrımı yoktur.(10) Mikroskopik incelemede sellülerite ve vaskülerite nedeniyle hemanjioma benzer görüntü ve ödemli bir stroma dikkati çeker.(9) İkiside kapiller ahemanjioma ünvanını histolojik olarak paylaşırlar.(1) Akut yangısel hücreler 9

14 olan polimorf nüveli lökositler hakimdir. Mononükleer hücrelerden lenfosit ve plazmositlere de rastlanır. Eski lezyonlarda kollegen ve kronik yangı hücrelerinin artımı görülür(9). Tercih edilen tedavi cerrahidir. Gingival lezyonların aksine oral kavitenin herhangi bir yerinde yerleşmiş pyojenik granülomun nüksü nadirdir. Tümörün tekrarlaması durumunda gümüş nitratla dağlama yapılır. Çünkü lezyon deri altına doğru uzanmıştır. Elektro koagülasyon yada lazer koagülasyon daha tatmin edici sonuçlar ortaya koyar.(1) 3.4 Granüloma Gravidarum (Gebelik Tümörü) Hamile kadınların 1 i ile %5 inde görülen bir granüloma pyojenikumdur(1). Epulüse benzer tarzda gelişen ve epülüslerin bir cinsine (pyojenik granüloma ) hem klinik hem de histopatolojik olarak benzeyen granüloma gravidarum, genellikle hamileliğin 3. ila 4. ayında oluşmaya başlar ve hamilelik boyunca devam eder. Gebeliğin başlı başına bir tümöral teşekkül meydana getirmesi düşünülemez. Ancak gebeliğin, daha evvel mevcut olan ve lokal irritasyonlar sebebiyle gelişen gingivitisin, tümöral bir karakter kazanmasına yardımcı olabileceği düşünülebilir.(11) Bu lezyon gerçek bir neoplazm değildir.(12) Basit bir gebelik gingivitisi, gebelikte östrojen hormonunun kullanılmasının azalması ve östrojen metabolizmasının yüksek olan progesteron seviyesinden dolayı değişikliğe uğraması ve gebelik boyunca plasental hormonların organizmaya gitmesi sebebiyle hormonal aktivitenin değişmesi yüzünden gebelik tümörü şekline dönüşe bilir. Yapısı itibarı ile ince çok katlı yassı epitelin örttüğü, çok az stromalı ve çok sayıda genişlemiş kapillerden meydana gelen bağdokusudur. Gebelik tümörü mantar gibi yassı, küre şeklinde, gingival marjin veya daha sıklıkla interproksimal bölgede ortaya çıkar. Yanlara doğru yayılmaya meyillidir, dil, dudaklar ve yanaklar tarafından 10

15 basınca maruz kaldıklarında yassı bir görünüm alırlar. Saplı ya da sapsız yüzeysel bir lezyondur ve altındaki kemiği etkilemez. Hafif bir travma ile kolayca kanarlar. Damarların çok olmasından dolayı, basınç ile beyazlaşırlar. Altında debris birikmedikçe ve okluzal travma ile zarar verilerek ülserasyonlar meydana gelmedikçe ağrısızdır.(13) Gebelik gingivitisin tedavisinde amaç, ağız hijyenini sağlamak olmalıdır. Bunun için çok iyi bir detertraj yapılır. Hastanın ağzındaki retansiyon yerleri ortadan kaldırılır. Örneğin, taşkın dolgular ve iyi yapılmamış kronlar düzeltilir. Hastaya ağız bakımı çok iyi anlatılır. Diş fırçasını getirmesi istenerek fırçanın fonksiyon yapıp yapmadığı kontrol eldir, ağız fırçalama teknikleri fırça ile gösterilir. Kıl fırça değil naylon fırça kullanması önerilir. Cross, gebelik gingivitisinde ve tümörlerin mevcut olduğu olgulardan askorbik asidin eksikliğinin de olabileceğini ileri sürmüş ve bu maksatla tedavi için gebelikte devamlı olarak mg miktarında C vitamini alınmasını tavsiye etmiştir. (14) Gebelik tümörü tedavisinde kitlelerin çıkarılması için acele etmemek gerekir. Zira, gebelik sonunda bunların kendiliğinden küçüldüğü görülebilir.(11) Fakat şiddetli gingivitis varsa ve gebelik tümörü oluşmuşsa cerrahi müdahale zorunludur, bunun için 2.trimester en uygun olan zamandır. Ayrıca gebeliğin sekizinci ayıda tehlikesiz olarak kabul edilir, çünkü hormonal denge daha elverişli duruma gelmiştir.(15) Sonuç olarak motive edilen en iyi ağız bakımı yapılan hamile bireyde periodontal yıkımın oluşmadığı ve hamilelere yönelik özel bir periodontal hastalıktan korunma planının yaygınlaştırılmasının yararlı olacağı önerilmektedir.(16) 11

16 4.TEDAVİ VE PROGNOZ Konjenital hemanjiomların çoğu kısmen erken yaşta kendiliğinde geri çekilmeye uğrarlar. Bu tip gerilemeler göstermeyen lezyonlarda veya daha yaşlı insanlarda ortaya çıkan lezyonlar çeşitli yollarla tedavi edilirler: 1- Cerrahi 2- Sklerozan ajanlar ( Yaraya enjekte edilen sodyum morrhuade ve soylit), 3- Kriyoterapi 4- Steroid terapisi 5- Radyasyon terapisi (dış radyesyon ya da radyum), Her tedavi formu kendi fayda ve zararlarına sahiptir. Fakat şöyle görülüyorki hünerli ellerde her biri kendine özgü faydalı bir önem taşır. Hemanjiomun prognozu mükemmeldir. Eksize edilmesinden veya destrüksyonundan sonra genellikle malingleşmez ve tekrar oluşmaz(3). Hemanjiomların tedavisi lezyonun yeri ve boyutuna bağlı olarak hastanın yaşına göre değişebilir. Küçük lezyonlar konvansiyonel cerrahi yöntemleri, elektrocerrahi veya kriyocerrahi, lazer ile eksize edilebilirler. Geniş lezyonlar cerrahi tedaviye uygun olmayabilir. 4.1 Elektrocerrahi Terapatik amaçlar için dokuyu yaşatmak, değiştirmek yada zarar vermek amacıyla elektrik uygulaması ile ısı enerjisinin üretilmesidir.dokulardan akım 12

17 geçmesi sırasında vücut tarafından oluşturulan direnç sonucu ısı oluşmaktadır. Elektrocerrahinin temeli bu ısıya dayanmaktadır(17). 4.2 Lazer Cerrahisi Kanamanın engellenemediği vasküler tümörler gibi olgularda hemostatik cerrahi uygulanmalıdır. Böyle durumlarda CO 2 lazerin kullanılması çok büyük avantajdır. Eğer CO 2 kullanılmayıp normal cerrahi işlem uygulanırsa kanamanın durdurulamaması nedeniyle oral kavitede kan birikimi ve bundan daha önemlisi biriken kanın yutulması görülür. Bu gibi durumlar çocuklar için çok risklidir. CO2 lazerin, hemostazı sağlaması, daha hızlı bir iyileşme sağlaması, ödem ve ağrının olmaması, bu lazerin her bölgede çok rahat kullanılabilmesi normal cerrahi işlemlere göre çok büyük avantajdır. Lazerler ile dil üzerindeki lezyonlar kesin olarak rezidiv olasılığı bırakmadan hızlı bir şekilde çıkarılır. Lezyonlar çıkartılırken dokunun özelliğine bağlı olan aşırı kanama önlenip, operasyon bölgesinde çok iyi bir görüş alanı sağlanır. Lazerlerin dikiş gerektirmemesi büyük bir avantaj olmasına karşın dil lezyonlarında dikiş tavsiye edilmektedir.(18) 4.3 Sklerozan Terapi Tümöral kitle içine sklerozan bir madde enjekte edilir.başlangıçta aseptik bir iltihap görülür. Bu tedavinin esası, tümöral kitle içesirinde skleroz meydana getirmektir. Basit hemanjiomalarda başarıyla uygulanabilir.(19) 4.4 Kriyocerrahi Dokuların aşırı soğuk uygulanarak tahrip edilmesine dayanan bir metotdur. Hücre ölümü için -20 derecenin ideal olduğu saptanmıştır. Kryocerrahi 13

18 tedavilerinden sonra sinirlerde görülen rejenerasyon, sinirin devamlılığının bozulduğu diğer cerrahi yöntemlere yeğlenmesini sağlamaktadır. Kryocerrahi, ağız boşluğundaki yumuşak ve sert doku tümörlerinin bir çoğunun tedavisinde başarıyla uygulanmaktadır.kapiller ve venleri tutan hemanjioma tedavilerinde başarılıdır ama büyük arterleri tutan anevrizmaların tedavisinde etkin değildir. Kriyocerrahinin avantajları: 1)Kullanılan aygıt ve teknik basittir, hastanın operasyona hazırlanması çok kolaydır. 2)Genellikle anesteziye gerek duyulmamakta, gerek dondurma işlemi sırasında gerekse operasyon sonrasında hasta için önemli bir rahatsızlık söz konusu olmamaktadır. 3)Ağız cerrahisinde kullanılan diğer tekniklere oranla nedve oluşumu çok daha azdır. 4)Estetik yönden yüz güldürücüdür. 5) Operasyon süresü kısadır. Gerektikçe tekrarlanabilir ve başarısız olursa diğer cerrahi yöntemlerin uygulanmasına engel olmaz. 6)Nüks oranı oldukça azdır ve diğer cerrahi yöntemlerle ortaya çıkan nükslerin tedavisinde etkindir. 7)Cerrahi ve radyoterapi ile birlikte kullanılabilir. 8)Kemoterapinin etkisini artırır. Kriyocerrahinin dezavatajları: 1) Genellikle yüzeysel lezyonlar için kullanılır. Derin lezyonlar için cerrahi uygumaya ihtiyaç vardır. 2) Harbiyetin derinliği sınırlıdır. 3) Yaranın iyileşme süresi, bistüri cerrahisine göre daha uzundur. 14

19 4) Ender olarak oluşan skatris dokusu protez yapımında sorun olabilir. 5) Postoperatif sorunlardan birisi, uygulamayı takiben ortaya çıkan kriyo nekrazunun neden olduğu kötü koku ve tattır. Bu verdiğimiz bilgilerin ışığı altında kriyoterapinin tıpta yaygın bir kullanım alanına eriştiği söylenebilir. Ağız cerrahisinde özellikle yumuşak doku patolojisinde alınan başarılı sonuçlardan dolayı bir çok klinisyen tarafından kullanılmaktadır. (20) 4.5 Radyoterapi Büyük hemanjiomalarda tatbik edilir. Çocuklarda uygulanmaz. O taraftaki kemiklerde atrofi meydana getirir.(19) Hemanjiomalar için radyasyon dikkate değer bir şekilde başarılıydı ve 1930 ve 1950 lerde en başarılı zamanlarına ulaştı. Hemanjiomalar için steroid tedavinin baş göstermesi radyasyon terapisinin gerekliliğini sınırlamıştır.(1) Cerrahi ile birlikte uygulandığında daha iyi sonuç alınır(19). 4.6 Steroid Terapisi Sistemik yada lokal steroidlerin verilmesi faydalı olabilir(1) Çocuklarda hemanjiomun tedavisinde günde 3-5 mg/kg arasında sistemik kortikosteroid verilmesi güvenlidir. Bu doz, giderek azaltılıp bir sene içinde kullanımı sonlandırılmalıdır. Kısa dönem yanetkileri önemsiz ve geçicidir. Uzun dönem yan etkileri yoktur.(21) Ayrıca hemanjiomalar mukozada derinlik kazanabilir. Bazı fluktuan lezyonların eksizyondan önce aspirasyonu bu lezyonları ortadan kaldırmak ve hemoraji riskini önlemek için önerilmektedir(1). 15

20 Cerrahi müdahale kemikteki veya yumuşak dokudaki tümöral kitlenin çıkartılmasını hedef aldığından, kanamaya karşı gerekli tedbirlerin alınması şarttır.kemik içinden gelen kanamalar ise her zaman cerrahı güç durumda bırakır. Bazı hallerde kanamanın durdurulamadığı zaman veya daha kansız çalışma istendiğinde a.carotis externa ligatüre edilebilir (19) 5.TARTIŞMA VE SONUÇ Hemanjiomalar genellikle çocukluk çağında görülen vasküler tümörlerdir, çok kere konjenital oluşur (19). Ayrıca mutlaka benign bir seyir göstermeyebilir(2). Benign histolojisine rağmen derin lezyonlar ciddi sistemik semptom ve belirtiler gösterebilir. Derin lezyonlar genellikle daha genç hastaları etkiler, klinik muayene ve radyografik inceleme ile tanı konulur(19). Bazı otoriteler hemanjioma konjenital bir tümör olmadığına inanmaktadırlar(2) Bazı yazarlarda bu lezyonun özellikle doğuştan var olan bir neoplazm olmadığını söylüyorlar. Bundan ziyade gelişim ile ilgili bir anomali ya da hamartoma olduğu düşünülmektedir.(4) Hemanjiomaların patogenezi incelendiğinde anjiyogeneziz artışı gözlemlenir. Ana fibroblast büyüme faktörü ve vasküler endotelial büyüme faktörü anjiyogenezizi uyaran sitokinlerdir.(22) Proliferasyon safhasında mast hücre sayısının arttığı gözlemlenmiştir. İnvolasyon safhasında sayı normale iner (23)Eğer hemanjioma anjiyojenik bir hastalık ise mantıksal olarak anjiyogeneziz inhibitörleri ile farmakolojik olarak kontrol altına alınabilir. Prednisone un bazı hızlı büyüyen hemanjiomalarda involasyonu hızlandırdığı bilinir.muhtemelen spesifik anjiyostatik ilaçlar yıkıcı hemanjiomalı küçük çocukları tedavi etmek için yakın bir gelecekte kullanılabilir olacak.(1) 16

21 Vasküler malformasyonların spontan olarak büyümesi travma, enfeksiyon ve endokrin değişikliklerden kaynaklanabilir(23). Endokrin hormonların hemanjiomanın proliferasyon ve involasyon safhasında önemi olduğu bilinir.(1) Hemanjioma, histopatolojik olarak, türlü yoğunlukta bağ doku ile desteklenen içerleri tek sıra endotellerle örtülü çok sayıda küçük kapillalardan yapılmıştır. Tümör genç granülasyon dokusuna ve bazı pyojenik granülomlara çok benzer(2). Histolojik kriter bazında hemanjiomaların iki klinik formu vardır; kapiller ve kavernöz.klinik görünümleri çeşitli şekildedir. Bazen difüz, yassı mavimsi lezyonlar portwine lekeleri diye anılır. Teşhis klinik olarak konulabilir. Kesin teşhiste anjiografiden yararlanılır.(19) Maksilla ve mandibula etkilendiğinde lezyon bal peteği görünümündedir.(4) Konjenital hemanjiomaların çoğu erken yaşta spontan olarak geri çekilmeye uğrarlar.(3) Hemanjiomaların tedavisi lezyonun yeri ve boyutuna bağlı olarak değişir. Küçük lezyonlar konvensiyonel cerrahi yöntemleri, elektrocerrahi veya kriyocerrahi, lazer ile eksize edilebilir. Kriyocerrahi, rahatlıkla uygulanabilir ve etkin bir yöntem haline geldiği için oral hemanjiomalar gibi vasküler kökenli tümörlerde başarı ile uygulanabilir.(20) Geniş lezyonlar cerrahi tedaviye uygun olmaya bilir. Ayrıca tümöral kitle içine sklerozan madde enjekte edilebilir(19). Sistemik veya lokal steroidlerin verilmesi faydalı olabilir(1). Hemanjiomalar mukozada derinlik kazanabilir. Bazı fluktuan lezyonların eksizyondan önce aspirasyonu bu lezyonları ortadan kaldırmak ve hemoraji riskini önlemek için önerilir. 6.ÖZET Hemanjioma, kan damarlarının proliferasyonu ile karakterize bir tümördür(2). Genellikle hemanjioma konjenital anomali gibi gelişip asemptomatiktir(14). 17

22 Hemanjiomalar oldukça yaygın tümörlerdir ve bütün tümörlerin %7 sini oluştururlar. Çocukluk ve bebeklik döneminde görülen en yaygın tümörlerdendir(3). Kız erkek oranı %65 e %35 dir. Oral mukozada düz veya kabarık, koyu kırmızı renkte bazen de iyi sınırlanmış bir lezyondur. En fazla dudak dil yanak mukozası ve damakta görülür(4). (Resim 9-10) Resim9:AlveolerGingivadaHemanjioma Resim:10 Alt dudakta Hemanjioma Hemanjioma, histopatolojik olarak türlü yoğunlukta bağ doku ile desteklenen içerleri tek sıra endotellerle örtülü çok sayıda küçük kapillalardan yapılmıştır. Tümör genç granülasyon dokusuna ve bazı pyojenik granülomlara çok benzer (2). Histolojik kriter bazında hemanjiomaların iki klinik formu vardır: Kapiller ve kavernöz. Klinik görünümleri çeşitli şekildedir bazen difüz, yassı,düz,mavimsi lezyonlar port-wine lekeleri anılır. Teşhis klinik olarak konulabilir. Kesin teşhiste anjiografiden faydalanılır(19). Maksilla ve mandibula etkilendiğinde lezyon bal petepi görünümündedir(4). Konjenital hemanjiomaların çoğu erken yaşta spontan olarak geri çekilmeye uğrarlar(3). Hemanjiomaların tedavisi lezyonun yeriyeri ve boyutuna göre değişebilir. Küçük lezyonlar konvensiyonel cerrahi yöntemleri, elektro cerrahi 18

23 veya kriyocerrahi, lazer ile eksize edilebilirler. Ayrıca tümöral kitle içine sklerozan madde enjekte edilebilir(19). Sistemik veya lokal steroidlerin verilmesi faydalı olabilir(1). Hemanjiomalar mukozada derinlikkazanabilir. Bazı fluktuan lezyonların eksizyondan önce aspirasyonu ve bu lezyonları ortadan kaldırmak ve hemoraji riskini önlemek için önerilir. 19

24 7.KAYNAKLAR 1. McCarthy; Plastic Surgery-5 Tumors Of Head and Neck and Skin, W.B. Saunders 1990,S: BARAN Sati: Oral Patoloji, Gazi Üniversitesi,Ankara,1982, S: , ROBİN Cotran Kumar: Patologic Basic Of Disease, W:B: Saunders, 1984, S: SHAFER, HINE,LEVY:A Textbook Of Oral Pathology,W.B. Saunders, 1985, S: I.E. EL-HAKİM, M.M.EL-KHASHAB: Cavernous Hemangioma Of The Submandibular Salivary Gland,int.J. Oral Maxillofac. Surg, 1999,28, Van der WAAL, PINDBORG: Diesease Of The Tongue, Quintessence Pub.Co.İnc. 1986, S:25 7. TÜRKER Mustafa YÜCETAŞ Şule: Ağız,Diş,Çene Hastalıkları Cerrahisi,1997 S: GÜLBAN Murat : Dil Hastalıkları, Bitirme Tezi, E.Ü. Diş Hekimliği Fak DADAŞ Bahar :Diş Eti Üzerinde Görülen Tümörvari Oluşumlar, Bitirme Tezi, E.Ü. Diş Hekimliği Fak., ALDEMİR Sibel : Sistemik Hastalıklardaki Dil Belirtileri ve Dil Tümörleri Bitirme Tezi, E.Ü. Diş Hekimliği Fak., SANDAL P. :Periodontoloji, Erter Matbaa, İstanbul,1982, S: ÖZCAN Ş. : Oral Diagnoz İ.Ü. Basımevi ve Film Merkezi İstanbul, 1997, S: ALTAY Ceyda : Hamileliğin Diş Hekimi Yönünden Önemi, Bitirme Tezi, E.Ü. Diş Hekimliği Fak

25 14. BAYIRLI G. : Oral Diagnoz, Taş Matbaası İstanbul,1985, S: GÜZELYAN M. :Gebelikte Diş ve Diş Eti Hastalıkları, Oral Dergisi, 1984,5, ÇINARCIK S.: DÖNMEZ Ş., AYDIN F, AKKOCA S.: Hamilelikte <motivasyon ve Plak Kontrolünün Dişeti Sağlığına Etkisi, E.Ü. Diş Hekimliği Fak. Dergisi İzmir, 1996, 17, ORUÇ Y.: Elektrocerrahi, Mezuniyet Tezi, E.Ü. Diş Hekimliği Fak., DEMİR Gülya,ÜNALP Zehra : Diş Hekimliği cerrahisinde Lazer, E.Ü. Dişhekimliği Fak., KONUKMAN Ercüment : Ağız Tümörleri, Duran Ofset Matbaacılık İstanbul, 1978, S: GÜNBAY T., Kriyocerrahinin Ağız Mukozası İyi Huylu Tümörlerine Uygulanmasından Sonra Dokularda Oluşan Klinik ve Histopatolojik Değişikliklerin Tetkiki, Doktora Tezi, E.Ü. Dişhekimliği Fak., BOON Laurance, McDONALD Dorothy, MULLİKEN John : Complications Of Systemic Corticosteroid Therapy for Problematic Hemangioma :Plastic and Reconstructive Surgery, Resort, 1996 S: CHANG James, BROSNICK Stephan, MERHARA Babak: Proliferative Hemangiomas: Analysis Cytokine Gene Expression and Angiogenesis 23. BARETTA A. William, SPEIGHT Paul: Superficial Arteriovenous Hemangioma Of Oral Cavity, OSOMOP 2000,90,

26 6.ÖZGEÇMİŞ 1989 yılında İzmir de doğdum. İlk ve orta öğretimimi Torbalı Kazımpaşa ilköğretim okulunda tamamladım. Liseyi İzmir Atatürk Lisesinde okudum.2007 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandım. 22

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

Radyolüsent Görüntü Veren Odontojenik Tümörler Dr.Zuhal Tuğsel

Radyolüsent Görüntü Veren Odontojenik Tümörler Dr.Zuhal Tuğsel Radyolüsent GörüntG ntü Veren Odontojenik TümörlerT Dr.Zuhal Tuğsel Ameloblastoma Odontojenik epitelden kökenli yavaş büyüyen, iyi huylu bir tümördür. Herhangi bir yaşta görülür, literatürde sözü edilen

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70

Detaylı

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY

OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY OROHEKS % 0,2 ORAL SPREY FORMÜL %0.2 klorheksidin glukonat içerir. Yardımcı madde olarak; gliserin, limon esansı ve nane esansı içerir. Bir püskürtme 0.15 ml dir ve 0.0003 g klorheksidin glukonat içerir.

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

Administrator tarafından yazıldı. Cumartesi, 16 Haziran :16 - Son Güncelleme Cumartesi, 16 Haziran :25

Administrator tarafından yazıldı. Cumartesi, 16 Haziran :16 - Son Güncelleme Cumartesi, 16 Haziran :25 Tırnak batması nedir? Sert tırnağın yumuşak dokuyu sıkıştırıp tahriş etmesi sonucu oluşan iltihaplanma ve kronik yaraya tırnak batması denir. Genellikle ayaklarda ve birinci parmakta görülür. Tırnak batmasının

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Sunum planı. Kranyal ve spinal vasküler hastalıklarda radyocerrahi. Radyasyonun damarlar üzerindeki etkileri. Radyasyonun damarlar üzerindeki etkileri

Sunum planı. Kranyal ve spinal vasküler hastalıklarda radyocerrahi. Radyasyonun damarlar üzerindeki etkileri. Radyasyonun damarlar üzerindeki etkileri Kranyal ve spinal vasküler hastalıklarda radyocerrahi Dr. Ömer Uzel Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Sunum planı Radyasyonun damarlar üzerindeki etkisi Radyocerrahi İntrakranyal

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ

Detaylı

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri,

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

ORAL KAVİTENİN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ. 1) Epulisler. 2) Epitelyal kaynaklı olanlar. 3) Bağ dokusu kaynaklı olanlar

ORAL KAVİTENİN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ. 1) Epulisler. 2) Epitelyal kaynaklı olanlar. 3) Bağ dokusu kaynaklı olanlar ORAL KAVİTENİN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ 1) Epulisler 2) Epitelyal kaynaklı olanlar 3) Bağ dokusu kaynaklı olanlar ENFLAMMATUVAR HİPERPLAZİLER - EPULİSLER - GRANULOMALAR Gerçek neoplazik oluşumlar değildirler

Detaylı

PRC 29 H 2 PRC 7002 MAKALE SAATİ

PRC 29 H 2 PRC 7002 MAKALE SAATİ PRC 29 PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ Dr. İbrahim VARGEL / 1 Dr. Tarık ÇAVUŞOĞLU/2 Dr. İlker YAZICI /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS PRC 7001 ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİ TEZ DANIŞMANLIĞI Danışman

Detaylı

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin

Detaylı

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ Prof.Dr.Yaşar Aykaç PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİNİN AMAÇLARI Tam bir profesyonel temizlik için kök yüzeyini görünür ve ulaşılabilir hale getirmek Patolojik olarak derinleşmiş

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET G. U. Dişhek. Fak. Der. Cilt VIII, Sayı 1, Sayfa 167-171 1991 (RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU Yrd. Doç. Dr. Sina UÇKAN* Dt. Mehmet KÜRKÇÜ** ÖZET Ranulanın prognozunun

Detaylı

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Basit Guatr Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Amaç Basit (nontoksik) diffüz ve nodüler guatrı öğrenmek, tanı ve takip prensiplerini irdelemek. Öğrenim hedefleri 1.Tanım 2.Epidemiyoloji 3.Etiyoloji ve patogenez

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

ORTODONTİ ANABİLİM DALI

ORTODONTİ ANABİLİM DALI ORTODONTİ ANABİLİM DALI Ortodonti; Latince de "düzgün diş anlamına gelmektedir. Genel olarak; çocuklar ve yetişkin bireylerin diş ve çene yapılarında meydana gelen bozuklukların teşhisi, tedavisi ve önlenmesi

Detaylı

Süt dişleri neden önemlidir? İlk dönemde süt dişlerinin bakımı nasıl yapılmalıdır?

Süt dişleri neden önemlidir? İlk dönemde süt dişlerinin bakımı nasıl yapılmalıdır? 1 2 Süt Dişleri Süt dişleri neden önemlidir? Sanılanın aksine, diş sağlığı açısından süt dişleri önemli dişlerdir. Bu dişler, daimi dişlerin oluşumu ve çenelerin gelişimi esnasında konuşma ve çiğneme açısından

Detaylı

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size üç antikanser ajan or ilaç oluşan FEC tedavisi öneriliyor.: Fluracedyl, Epirubicin ve Cyklofosfamid Üç haftalık

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim Murat Özdemir, Özer Makay, Tevfik Demir*, Berk Göktepe, Kamil Erözkan, Barış Bingül**, Yeşim Ertan**, Hüsnü Buğdaycı***, Gökhan İçöz, Mahir Akyıldız

Detaylı

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar,

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar, TPOG İSKİP 2011 Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu Sayın Anne Babalar, Bu bir klinik araştırma çalışmasıdır. Klinik araştırmalar sadece bu çalışmaya katılmayı seçen hastaların dahil edildiği protokollerdir.

Detaylı

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır. TARİHÇE Adıyaman Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 15/04/2011 tarihli ve 27906 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 04/04/2011 tarihli ve 2011/1595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur. Yükseköğretim

Detaylı

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME Size bir antikanser ajan olan Docetaxel tedavisi önerildi. Tedavi yaklaşık 1,5 saat sürer ve üç hafta aralıklarla

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi) Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya

Detaylı

ELİN YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİ

ELİN YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİ ELİN YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİ Çoğunlukla selim karakterde olan bu tümörlerin sadece % 1-2 si habistir. Sinovial kistler, tendon kılıfının dev hücreli tümörü, lipom, enkondrom sık görülen selim oluşumlardır.

Detaylı

Şaşılık cerrahisi onam formu

Şaşılık cerrahisi onam formu Göz kaymasının düzeltilmesi hasta açısından isteğe bağlı yapılan bir cerrahi o lup zorunlu değildir. Şaşı doğan bebeklerde en iyi düzeltme zamanı 6 ay ile 18 ay arasındadır. Erken yapılan cerrahi iki gözün

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar YARALANMALAR YARA NEDİR? Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır. Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.yine

Detaylı

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır.

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

Pediatrik Göz Tümörleri Prof. Dr. Halit Pazarlı

Pediatrik Göz Tümörleri Prof. Dr. Halit Pazarlı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Herkes İçin Çocuk Kanserlerinde Tanı Sempozyum Dizisi No: 49 Mayıs 2006; s.49-54 Pediatrik Göz Tümörleri Prof. Dr. Halit Pazarlı Pediatrik

Detaylı

Kanser ile Yaşarken Kendinize İyi Bakmak. Diş Sağlığı ve Çenede Osteonekroz

Kanser ile Yaşarken Kendinize İyi Bakmak. Diş Sağlığı ve Çenede Osteonekroz Kanser ile Yaşarken Kendinize İyi Bakmak Diş Sağlığı ve Çenede Osteonekroz Değerli hasta ve hasta yakınlarımız; bu kitapçıklar sizlere Hematoloji Uzmanlık Derneği tarafından hastalığınız sürecinde karşınıza

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ADVANTAN 15g Yağlı Pomat Haricen uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. ADVANTAN 15g Yağlı Pomat Haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI ADVANTAN 15g Yağlı Pomat Haricen uygulanır. Etkin madde: 1 g ADVANTAN, 1 mg metilprednisolon aseponat (%0.1) içerir. Yardımcı maddeler: Beyaz yumuşak parafin, sıvı parafin, mikrokristalin

Detaylı

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni

Detaylı

www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro PAPA Sendromu 2016 un türevi 1. PAPA NEDİR 1.1 Nedir? PAPA; Piyojenik Artrit, Piyoderma gangrenozum ve Akne kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır.

Detaylı

07.10.2013 PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ. -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

07.10.2013 PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ. -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü 07.10.2013 PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü Doç. Dr. Hoşnuter: Basit Merdiven Altı Güzellik Merkezlerine Dikkat Yaz aylarında

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ADVANTAN S %0.1 Çözelti Cilt üzerine haricen uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. ADVANTAN S %0.1 Çözelti Cilt üzerine haricen uygulanır. ADVANTAN S %0.1 Çözelti Cilt üzerine haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: 1 ml ADVANTAN S Çözelti, 1.0 mg metilprednisolon aseponat (%0.1 (a/h) lik metilprednisolon aseponat çözeltisine eşdeğer

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Özay Uslu (Anabilim Dalı Başkanı) Uzman Dt. Vesile Elif Toy Dt. Ömer Alperen Kırmızıgül Arş. Gör. Semih Akgül

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KETORAL vajinal suppozituar Vajina içerisine uygulanarak kullanılır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: Ketokonazol. Her bir KETORAL vajinal suppozituar, 400 miligram ketokonazol içerir. Yardımcı maddeler:

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

METASTATİK BEYİN TÜMÖRLERİ Hazırlayan: Türk Nöroşirürji Derneği Nöroonkoloji Eğitim ve Araştırma Grubu (TURNOG)

METASTATİK BEYİN TÜMÖRLERİ Hazırlayan: Türk Nöroşirürji Derneği Nöroonkoloji Eğitim ve Araştırma Grubu (TURNOG) METASTATİK BEYİN TÜMÖRLERİ Hazırlayan: Türk Nöroşirürji Derneği Nöroonkoloji Eğitim ve Araştırma Grubu (TURNOG) Metastatik tümörler en sık görülen beyin tümörleridir. Her geçen yıl çok daha fazla sayıda

Detaylı

Beyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi

Beyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi Beyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi (Nörovasküler Cerrahi) BR.HLİ.015 Sinir sisteminin damar hastalıkları ve bunların cerrahi tedavisi beyin ve sinir cerrahisinin spesifik ve zorlu bir alanını

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Tanı ve Tedavi Planlaması Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Hastalıkların uygun ve doğru tedavisi için ilk koşul doğru

Detaylı

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar Genel Bilgiler Bölümümüzde uyguladığımız kapsamlı muayene esnasında; genel sağlık durumunuz ile ve varsa sürekli kullandığınız ilaçlarla ilgili bilgi alınır; genel ağız muayeneniz yapılır, tedaviden beklentileriniz

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER İ.Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI Dr Ahmet DEMİRKAYA 21 Eylül 11 Çarşamba C6-T4 arasında uzanan trakea infrakrokoid seviyeden karinaya kadar

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 OLGU 9 Y, K Sağ humerus proksimali 2 yıl önce kırık Doğal iyileşmeye bırakılmış

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır. SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema

Detaylı

REGENERATION INSIDE US

REGENERATION INSIDE US SUCCESSFULL METHOD TO GIVE ENERGY AND BRIGHTNESS TO HAIR REGENERATION INSIDE US PROGRAMMA INNOV ATIVO CONTRO CAL VIZIE E DIRADAMENTI INNOVATIVE PROGRAM TO REDUCE THE FALL OF HAIR 0476 AUTOLOGOUS CELLULAR

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu Kullanma Talimatında:

KULLANMA TALİMATI. Bu Kullanma Talimatında: KULLANMA TALİMATI TEMETEX %0.1 krem Cilt üzerine uygulanır. Etkin madde : 1 gramında 1 mg diflukortolon valerat içerir. Yardımcı maddeler: Polioksietilen stearat, sıvı parafin, beyaz vazelin, disodyum

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR? LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.

Detaylı

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Dr. Lütfi Eroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi Anabilim Dalı Mastektomi ile ilgili ameliyatların tarihsel süreci

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ BİRİNCİL KEMİK KANSERİ KONDROSARKOM (KS) PROF. DR. LEVENT ERALP Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı İÇİNDEKİLER Kondrosarkom Nedir? KS dan kimler etkilenir? Bulgular nelerdir? KS tipleri nelerdir? Risk faktörleri

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

MONOMORFİK ADENOMA (Bir Olgu)

MONOMORFİK ADENOMA (Bir Olgu) G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 1, Sayfa 173-179, 1985 MONOMORFİK ADENOMA (Bir Olgu) N. GÜNGÖR* M. TÜRKER** Ş. YÜCETAŞ*** E. ERGUN**** A. ERİNANÇ***** Tükrük bezi tümörleri genellikle seyrek rastlanılan

Detaylı

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; TALASEMİ Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; Talasemi kırmızı kan hücrelerinin üretimini bozan genetik hastalıklardır. Ülkemizde çok sık görülmektedir. Hastaların kırmızı

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi- İstanbul

Detaylı

Gerekçe. Birim. Genel İşlemler

Gerekçe. Birim. Genel İşlemler İŞLEM ADI Genel İşlemler BD/İE Birim Önerilen Birim Deri ve mukoza smearleri, direkt 10 10 Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini 15 15 Wood ışığı muayenesi 15 15 Deri ve mukoza smearleri (giemsa, wright,

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

BOTOKS VE DOLGU UYGULAMALARI

BOTOKS VE DOLGU UYGULAMALARI BOTOKS VE DOLGU UYGULAMALARI BOTOX UYGULAMASI - Zamanın etkisi ile belirginleşen mimik çizgilerini hafifletmek ya da ortadan kaldırmak amacıyla kullanılan kolay ve güvenilir bir yöntemdir. - Botoks enjeksiyonu

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEODEX % 1.25 jel Haricen uygulanır. Etkin madde: 1 g jel, 12.50 mg deksketoprofene eşdeğer 18.45 mg deksketoprofen trometamol Yardımcı maddeler: Karbomer 980 NF (Carbomer Homopolymer),

Detaylı

MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS. Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu

MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS. Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu MEME KANSERİ NEDİR? Meme süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşan

Detaylı

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME KÜÇÜLTME VE DİKLEŞTİRME MEME KÜÇÜLTME Meme küçültme ameliyatı, kadının dış görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik bir ameliyat gibi bilinmekle

Detaylı